Senden hoşlanıyorum ama ilişkiye hazır değilim

Bugün Ekşi Sözlükte gördüm bu başlığı. Şöyle demiş yazar :

“Beğendiğim kız bana bunu dedi … bu kızları anlayamadım ki beğeniyorum seviyorum onlar beni beğenmiyor ben sevmiyorum onlar seviyor. :(“

Burada kızımızın genç arkadaşımızın hayal kırıklığından, oğlumuzla ilişki yerine fuckbuddy takılalım demediğini, klasik olarak arkadaşımızı hem ilişkiden hem de seksten alıkoyduğunu varsayıyoruz. Aklımıza Tomossi’nin 3. Demirden Kanunu geldi :

“Seninle seks yapmayı erteleyen, ya da seninle seks yapmayı ertelediğini ima eden kadınla seks yapmak HİÇBİR ZAMAN beklemeye değmez ( bir fahişeyle yatmak daha iyi bir alternatiftir).”

Bir kadın seni seks için bekletiyorsa, sen o kadının ilk önceliği değilsindir. Seks, kadın – erkek arasında birden alevlenen kimyasal bir reaksiyondur, pazarlıkla alınan ve verilen birşey değildir. Önce seks, sonra ilişki olmalıdır. Bunun tersi olmaz. Seninle seks yapmak isteyen bir kadın, bir yolunu bulup seninle seks yapar. Ülkenin bir ucundan bir ucuna uçması, tel örgülerin altından sürünmesi, senin odana tırmanması gerekse bile gelir ve seninle seks yapar, karın geldiğinde dolapta sessizce uygun bir anda sıvışmayı bekler. Sana biraz zamana ihtiyacı olduğunu, ancak biraz ısındıktan sonra seninle seks yapabileceğini söyleyen kız, doğru zaman, doğru mekan ve doğru alfayla karşılaştığında, o alfaya daha tanıştığı saatte verir.

Kızımızın bu lafı söylemesinin birçok sebebi olabilir. Ama temel sebep, oğlumuzdan yeteri kadar hoşlanmaması ya da oğlumuzdan daha iyisini, kısa sürede bulabileceğini düşünerek oğlumuzu kenarda bekletmek istemesidir. Hipergami sağolsun. Bu durumda bu daha iyisi halihazırda kızımızın radarında olabilir ama bu daha iyi erkek kızımıza henüz yüzvermiyor olabilir. Kadınlar, tabak çevirme uzmanıdır, bu klasik kadın tabak çevirmesi durumudur.

Burada olan olay basitçe  şudur : “arkadaş kalalım”. Şimdi kimse kimseyle çıkmak zorunda değil ve bir kadın illa hoşlanıyor diye biriyle olmak zorunda da değil. Fakat bir erkekten gerçekten hoşlanan kadın, böyle birşey söylemez.

Sonuçta bu cümlede kafa karıştıracak birşey yok. Bunu bir Ekşi yazarı tam olarak doğru belirtmiş:

tr: senden hoşlanmıyorum, ilişkiye hazırım ama başkasıyla.

Kadınlar erkekler gibi direk, kelime anlamlarını ima ederek iletişim kurmazlar. Genelde ne demek istedikleri söylediklerinden değil, nasıl ve ne zaman söylediklerinden çıkarılabilir.

Kadınlarda rekabet stresi (erkeği başka bir kadına kaptırma korkusu) çok güçlüdür ve Ekşi’de bir yazar bu konuyu şöyle yakalamış :

meriçlerin sıklıkla duyduğu laf. evet gençler kız sizi gerçekten sevseydi zaten başkasına kaptırmaktan korkardı. yalancı şeytanı siktir edip sıradakine geçin.

Evet, aklın yolu bir. Bu lafı duyan arkadaşımıza bizim de tavsiyemiz, bu kızımızı hemen radardan çıkarması ve başka maçlara odaklanması. Arkadaşımız henüz tabak çevirmiyorsa, ki bu müzmin beta serzenişini tabak çeviren biri yazmaz, tabak çevirmeye başlaması gereklidir. Zaten arkadaşın tabak çevirmediği ya da başka kızlara yürümediği her hücresinden kızımıza bağırıyor olmalı ki kızımızda rekabet stresinin zerresi yok.

 

Bahaneler

Reddedilmek, pişman olmaktan daha iyidir.

Kadınlarla başarılı olmanın en önemli ve zor ayağı, reddedilme korkusunu yenmek. Bu o kadar güçlü bir korku ki, erkeklerin önemli bir kısmı, reddedilmelerine neden olacak şekilde kadınlarla etkileşime girmek yerine, bu tür etkileşimlerden kendilerini azat edecek “bahane”ler geliştiriyorlar. Bu bahaneler, reddedilme senaryolarını azaltsa da, bu erkekleri reddedilmeyecekleri etkileşimleri de engellediğinden, birçok erkeği yanlız bırakıyor. Bahane geliştirmek sadece erkeklere mahsus değil tabii – kadınlar da reddedilmeye karşı bir sürü bahane kullanıyor. Fakat kadın – erkek ilişkilerinde, ilk adımı atması beklenen / gereken erkek olduğu için, bahaneler, erkeklere çok daha büyük zarar veriyor.

Ortalama bir müzmin betanın abazan olmasının en önemli nedeni, adı Ryan, soyadı Gosling değilse, yürüdüğü kızların çoğundan hayır cevabı alacağıdır. Kızlarla başarılı adamlar için de durumun bu olduğunu, bu adamların en önemli artılarından birinin yeterince sayıda kıza yürümeleri olduğunu bilmez. Ortalama meriç, birçok kadına paralel yazacağına, bir kadına aylarca yazar. Bütün bu saçmalığın temel nedeni ise, ortalama meriçin reddedilme korkusunun esiri olmasıdır.

Erkeklerin, reddedilme korkusu nedeniyle geliştirdikleri en genel bahaneler aşağıdalar. Bunları neden yaptığınızın farkına varıp, kabuğunuzdan çıkarsanız, reddedilme korkusu ile yüzleşirseniz, kadınlarla başarılı olma yolunda 80% yol almış olursunuz.

Uzak Mesafe İlişkisi (UMİ) – “Cinsellik ihtiyaçlarını hibernate ederek karşı tarafın varlığıyla avunma durumu” diye çok güzel açıklanan UMİ, erkeğin yeniden flört arenasına dönüp kendini reddedilmeye maruz bırakması yerine kendini avuttuğu sıkla kullanılan bir bahanedir.

Arkadaşı Oynamak – “Arkadaş” kalalım, kadınların çok kullandığı ve direk reddetmekten daha insaflı sandığı bir reddetme biçimi. İşin kötüsü, ilişkiler konusunda tecrübesiz bir erkek, için için bunun reddedilme olduğunu bilse de, yine arenaya çıkıp reddedilme korkusunu yenerek ilişki aramak yerine, bu arkadaş kalma oyununa dahil olur genelde. Bu bahaneyi ise kafasında “eğer çevresinde kalırsam, arkadaşı oynarsam, bir gün benim erkek arkadaş olarak değerimi anlar ve bana varır” diye meşrulaştırır. Oysa büyük düşünür Jordan B. Peterson’ın dediği gibi arkadaş kalalım demek, “her ne kadar senin ‘kaybeden’ genlerini gelecek nesle aktarmak iyi bir fikir olmasa da, sen iyi bir insansın o nedenle kal kenarda” demektir.

Mesajlaşma, Facebook vs. – Uzun uzun telefon konuşmasını da aslında bu kategoriye koymak lazım. Günümüz müzmin betası, mesajlaşma bahanesiyle hem yataya geçmeye çalıştığı hatunla sürekli bağlantıda olur (ki bu kendi başına bir hata) hem de onunla yüzyüze gelerek ya da fiziksel temasa geçerek alabileceği “hayır”dan kaçınır. “Hayır” cevabını okumak surata “hayır” tokatı yemekten daha kolaydır. Teknolojiden kaçış yok. Tabii ki mesajlaşmak bir iletişim yöntemi. Ama mesajlaşmak iletişimin asıl kısmı ise, reddedilme tamponudur.

Porno– Cinsel tatmini gerçek fiziksel temasta aramak, gidip dışarda reddedilmeyi göze almak demek. Cinsel tatmini porno ile sağlamak daha kolay ama belgelenmiş bir yararı olmadığı gibi, aşırıya kaçıldığında (ki günümüzde ortalama müzmin betanın ortalama porno izleme oranı aşırı ötesi) zararları (ereksiyon problemi, sosyal izolasyon, gerçek ilişki kuramama, vs.) belgeli bir olay.

Özel bir kadın– Bir kadını, özel sanmak ve ona takılıp kalmak da aslında, reddedilme korkusuna karşı geliştirilen bahanedir. Bu konuya En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak yazımızda değindik.

Tecrübe acımasız bir öğretmendir ama en iyi öğretmendir. Bir erkeğin bir kadından red cevabı alması, kadın bunu ne kadar medeni yaparsa yapsın zor hazmedilir birşeydir. Bir de Türkiye’de kadınların bu konuda burnunu havaya kaldıran önemli miktarda abazan olduğundan, Türk Kadını bu reddedişi genelde acımasızca yapar. Fakat gerçek bir erkek, reddedilmenin kadın – erkek ilişkilerinin önemli bir parçası olduğunu kabul etmek zorundadır. Bir kadın ile bir erkek arasında cinsel ilişki olup olmayacağına, kadın karar verir. Bu biyolojik bir gerçektir. Erkeğin biyolojik olarak yapması gereken, kendi kriterlerine uyan kadınların, kendisine işaret gönderenlerine yürümesidir.

Bu arada, reddedilmeyi kabul etmek demek, reddeden hatuna yapışıp, hayırdan anlamayan bir mala dönüşmek demek değildir. Bir erkek, bir kadına kendisini kabul etme şansını bir kere vermeli, hayırı alır almaz o kadını (kendi radara bir daha girmek istediği durumlar hariç) radardan çıkarmalıdır.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Erkek Egemenlik Hiyerarşisi

İnsanlar evrimi genellikle tamamen “doğal seçilim” mekanizması ile düşünse de, türlerin evriminde “cinsel seçilim” de büyük bir öneme sahiptir. Eşeysel seçilim özellikle dişileri acımasız bir şekilde seçici olan insan türünde çok önemli bir yer tutar. Bunun en önemli kanıtı, son zamanlarda oldukça gelişen DNA araştırmaları sayesinde ortaya çıkan şu gerçek : bugüne kadar yaşamış homo sapiens (modern insan) erkeklerinin sadece yüzde 40%ı çocuk yapabilmiş iken bu sayı dişilerde 80% oranında. Bunun anlamı : her iki erkekten biri ortalama olarak 2 çocuk yapmış iken diğer erkek neslini devam ettirememiş. Eğer erkeksen, 2 çocuğun var (farklı kadınlardan olabilir) ya da hiç çocuğun yok.

Burada çalışan önemli mekanizma, kadınların, çocuk yapacakları seçmesi. İnsan türünün en yakın kuzeni olan şempanze (yaklaşık 6 milyon yıl önce ortak atadan ayrıldığımız) dişileri, insan dişilerinin aksine, önüne gelenle çiftleşirler. Tabii ki alfa erkeğin, beta ve omegaları döverek uzaklaştırması sonucu bu çiftleşme genelde alfa şempanzelerle olsa da, burada şempanze dişisinin herhangi bir seçim yapması durumu yoktur.

Peki kadınlar, beraber çocuk yapacakları erkeği nasıl seçerler? Erkek egemenlik hiyerarşisine bakarak. Burası, erkeklerin birbirleri ile rekabet halinde oldukları arenadır. Erkek egemenlik hiyerarşisi arenasında erkekler, bariz dişiler için birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmazlar. İş, para, statü, egemenlik gibi konularda birbirlerine üstünlük yarışındadırlar.

Olaya Yüzeysel bakarsanız, erkeklerin burada “güç” için birbirleriyle rekabet ettiğini söyleyebilirsiniz. Aslında erkekler bu arenada nüfus ve liderlik için rekabet ederler. Genellikle hiyerarşinin tepesindeki erkekler, diğerleri ile rekabet ederek ve diğerleri tarafından seçilerek oraya çıkarlar. Tamam, bu rekabette zorbalar ve vahşiler olsa da genelde, bu hiyerarşide tepeye doğru çıkartan şey güçten ziyade “topluma katılan değer”dir. Bu şekilde daha fazla değer katan erkekler hiyerarşide yukarı çıkarken, kadınlar bu tepeye çıkan erkekleri eş olarak seçerler.

Şempanzelerden ayrıldığımız 6 milyon yıl boyunca bu hiyerarşinin devam ettiğini düşünün. Bu süre boyunca, erkek egemenlik hiyerarşisinin üstündeki erkekler gelecek nesillere genlerini aktarırken, altındaki erkeklerin genleri gelecek nesillere aktarılmaz. Kısacası, erkek egemenlik hiyerarşisi, kadınlar tarafından harekete geçirilen bir eşeysel seçilim mekanizmasıdır (yani, feministlerin erkek egemen dediği sistemi hayatta tutan şey, kadınların doğasıdır – hadi feministler, bunu da açıklayın).

Erkek Egemenlik Hiyerarşisi
Egemenlik Hiyerarşisi

Bu milyonlarca yıllık süreçte, erkekler sadece erkek egemenlik hiyerarşisine adapte olmakla kalmayıp, bu hiyerarşide yukarı çıkacak dürtülere sahip olmada da önemli miktarda evrim geçirmiştir.

Egemenlik hiyerarşisi sadece primatlarda olan bir durum değil. Hemen hemen tüm sosyal canlılarda mevcut. Bu tür hiyerarşiler, hayvanlar aleminde kısıtlı kaynaklar için bireylerin sürekli birbirleri ile didişerek sürünün varlığını tehlikeye atması yerine, kaynakların hangi sırada paylaşılacağını belirleyerek sürünün istikrarlı olmasını sağlar. Örneğin kurt sürüsü, eşit paylaşılma şansı az olan av için birbirine gireceğine, hiyerarşi sayesinde avı alfa, beta ve omega sırası ile paylaşır.

Ama bu hiyerarşinin en temel dayanağı kaynak paylaşımı değildir. Egemenlik hiyerarşisini sürdüren en önemli mekanizma, dominant bireylerin, daha alttaki bireylerin çiftleşmelerini bastırmalarıdır.

Kıssadan Hisse

Kadınlarla başarılı olmak isteyen bir erkek, erkek egemenlik hiyerarşisindeki yerini yukarıya çekmelidir. Her ne kadar bir erkeğin kendine bakması, temiz ve medeni olması, karşı cinsle ilişkisinde önemli olsa da, erkeğin kadınlarla başarısını belirleyen temel şey, egemenlik hiyerarşisindeki yeridir. Bu nedenle bir erkeğin cinsel pazar değerine en çok etki eden şey, onun statüsüdür.

Bunun anlamı; erkeğin her zaman daha iyi eğitim almayı, kendini sürekli geliştirmeyi, işinde ve eğitiminde hırslı olmayı, çevresinde karar verici ve uygulayıcı olmaya gayret göstermeyi; kız tavlama sanatı öğrenmeye göre daha öncelikli tutmasıdır.