Tabak Teorisi IV – Hedefteki Tekeşlilik

Tabak teorisine ucundan bulaşmamış bir erkek, tabak çevirme kavramını ilk okuduğunda genel tepkisi, bu teori kendi “hedefteki tekeşlilik” kafa yapısı ile çeliştiği için teoriyi reddetmektir. Bunun ortalama bir beta ya da OHS için biraz fazla kaçacağını anlamak zor değil ama kadınlarla gayet başarılı olan bir oyuncu erkek bile bu teoriyi refleks olarak reddedebilir. “Hedef-tekeşlilik” mentalitesi feminen – merkezci sosyal bir tertibattır, ama aynı zamanda güven konusundaki doğal istekte de bir ayağı vardır. Bu nedenle tabak çevirmenin en hafifi bile birçoğu için tamamen akıl almazdır. Feminin – merkezci zorunluluk erkeklerin toplu bilincine hayat boyu şu propogandayı pompalar : tekeşlilik yanlızlığa ilaçtır, sizi daha sorumluluk sahibi biri yapar, düzenli seks yapmanıza olanak verir (hahaha, pardon çeviren osurarak güldü burda) ve daha bir sürü “doğru olan bu / senin için en doğrusu bu” safsatası çevresinde dönen şey. Bu da zaten pek bir opsiyonu olmayan ortalama betanın beta / ohs yöntemleri geliştirmesine ve kadınların tekeşli yakınlığını elde etmek için yapmaları gerektiğine inandıkları (ve kadınlarca söylenen) şeyleri yapmalarına neden olur.

Sonuçta anlaşılır bir şekilde, bağlanmadan birlikte olma fikri kendisine çoğunlukla olduğu gibi alay edilerek değil de adam gibi anlatıldığında, betanın “tekeşlilik = mutluluğa giden tek yol” inancı ile çakışır. Bir erkeğin hayatın bu arenasında daha fazla opsiyonu olmasının iyi birşey olacağı fikri ya da bunun gayet yapılabilir olduğu fikri, betaya tamamen yabancıdır. Bu nedenle ortalama bir beta bunun neden çalışmayağı, ya da kendisi için çalışmayacağı konusunda türlü bahaneler üretir.

Lojistik

“Ben tabak çeviremem zira bunun için vaktim yok, bir tabağı diğeri farkına varmadan çeviremem, vs.”

Eğer sağlıklı, açık ve söz vermeden tabak çeviriyorsanız, lojistik problem bile değil aslında. Aynı haftada 4 – 5 kadını idare eden ve çoğu betaya göre çok daha meşgul oyuncular var. Bu yolu takip etmenizi salık vermem zira ortalama bir Pickup Artist (PUA) söz-vermemek konusunda tamamen yalana başvurarak idare eder kadınları. Ama burada başarılarının sırrı, tabak çevirme tekniklerini mükemmeleştirdiklerinden, tabakların artık kendi kendilerini çevirmeleridir. Birçok müzmin beta bir kadına sürekli zaman ve ilgi harcamazlarsa “iyi bir şansı” kaybedeceklerine inandırılmışlardır. Bunun ruh ikizi kişilik bozukluğu göstergesi olmasının yanısıra burada olan betanın tabak kaybetmek korkusudur zira bu kavrama alışık değildir. Yokluk zihniyetinin delili olan bu kafa yapısı, “hedef-tekeşlilik” koşullanmasının sonucudur. Tabak teorisi umursamaz olmanızı değil korkusuz olmanızı gerektirir. Tabak teorisini icra ederken, tabağınızın sizi araması gerekir. ÖDÜL ve zamanı değerli ve talep edilen prens sizsiniz. Kadının peşinde koştuğu nesne olmanız lazım. Bunu söyledikten sonra belirtelim, hala tabakları görmek ve onların dikkatini canlı tutmak için bir miktar çaba göstermeniz lazım. Ama bu, bir tabak düşer kırılırsa, diğerlerinin dönmekte olduğu ve düşenin yerine yenisinin bulunacağı güveniyle yapılmalı.

Kişilik

“Benim kişiliğim buna elvermez. Playboy olarak anılmak istemiyorum. Bir kadına bunu asla yapamam. Kim böyle bir insan olabilir?”

Bu bahaneler çok yaygın ve sadece betalarla sınırlı değil. Bir sürü kendine güvenen ve maskulin erkek bile tekeşliliğin kadına boyunlarının borcu olduğuna inanıp, kadınların hiçbir rekabet stresi olmadan ilişkinin çerçevesini belirlemelerine izin veriyorlar. Çapkın playboylar dürüst insanlar değiller – tabak çevirmiyorlar zira her tabağı birbirinden tamamen soyutluyorlar ki bu da lojistik olayına dönüyor. Tabii ki her tabağa başka hikaye anlatırsanız bu hikayeleri mantıklı tutmaya çalışmaktan başka şeye zamanınız olmaz. Tabak çeviren bir erkeğin buna ihtiyacı yoktur zira HİÇBİR ZAMAN HİÇBİR TABAĞA TEKLİK İMASINDA BULUNMAZ. Bir tabak ya bunu kabul eder, ya da tabak olmaz. Açıkça, dürüstçe ama dolaylı yapıldığında – kendinizi çapkın oyuncu olarak değil, zamanı rekabete değer bir erkek olarak konumlayacaksınız.

Kadınlar başarılı bir erkeği paylaşmayı, sadık bir kaybedenle daralmaya tercih ederler. Bu cümle aslında Tabak Teoisi – Hedef Tekeşlilik karşıtlığını çok güzel özetliyor. Erkekler genel olarak kadınların rekabet stresinin gücünü ve faydasını çok hafife alıyorlar. Daha önce de söyledim, kadınlar doğal tabak çeviricidirler – çok erken yaştan itibaren kendisine cinsel ilgi duyan elemanı idare etmeyi öğrenirler. Kadının stresi erkek için faydalıdır. Bunu kullanmaya yeltenmeseler bile bu rekabet stresinin hep orda olduğunu bilmek önemlidir. Rekabet stresi, bir kadının gün içinde yaptığı herşeye renk verir. Makyaj, elbiseler, ayakkabılar (Tanrım, AYAKKABILAR), kadın ve erkeklerle dolaylı iletişim, sosyal tertibatlar, flörleri karşılaştırmalar ve değerlendirmeler … HEPSİ bu en iyi erkeği kapama ve yan kapıdaki kıza kaptırmama telaşından gelir. Bu stresin erkekte karşılığı reddedilme korkusu ve bunu yaşamamak için icat ettiği bahanalerdir.

Unutmayın ki tekeşlilik, feminen zorunluluğun dayatmasıdır. Kadının sürekli kaos içinde olan dünyada, güvenlik arzusunu tatmin etmesini sağlayan sosyal sözleşmedir. Hedef – tekeşlilik düşüncesine sahipseniz ve bundan kurtulmaya çalışıyorsanız, bunun feminen zorunluluğun bir aparatı olduğunu anlayın. Bu, tekeşliliğin faydalarını görmezden gelin demek değil ama tekeşliliğin erkeğin sağlaması gereken bir sorumluluğu fikrinin nasıl yeşertildiğini bilin. Hedef tekeşlilik zihniyetini bırakmaya çalışan erkeklerin içsel çatışması, önceki koşullanmalarında yapmaya çalıştıkları temel bir değişikliğin sonucu.

Ayrıca bakınız :

Tabak Teorisi

Tabak Teorisi II – Bağlanmamak

Tabak Teorisi III – Dönüşüm

Çeviri : Plate Theory IV : Goal – State Monogamy

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Her betaya bir eş

Hipergami üzerine birkaç not yazısında feminizm ve cinsel devrim sonrası bir geçiş döneminde yaşadığımızdan bahsetmiştim. Bunu biraz açmak istiyorum zira bu konu biraz ağır ama önemli.

Bugün kökleri yaklaşık 10,000 yıl önce, avcı – toplayıcı toplumdan tarım toplumuna geçiş döneminde olan bir medeniyetin içinde yaşıyoruz. Bu medeniyetin temel taşı, hemen hemen her erkeğin ve kadının bire bir eşleşip kurduğu aile kurumu. Fakat anatomik olarak modern insanın (homo sapiens sapiens) 250,000 yıllık tarihi (hatta homo sapiens öncesi homonoidleri de katarsan 2 milyon yıllık tarihi) içinde çok kısa bir dönem bu 10,000 yıllık medeniyet. Ondan öncesi uzun bir avcı – toplayıcı toplum dönemi.

Genetik araştırmalara göre içinde yaşadığımız medeniyet öncesinde, kadınların 80%si genlerini gelecek nesillere aktarabilmişken, erkeklerin sadece 40%si genlerini gelecek nesillere aktarabilmiş. Erkek egemenlik hiyerarşisinin tepe 20%sine alfa erkek, onun altındaki 60%ye beta erkek dersek, kabaca betaların büyük çoğunluğu ve omegaların (erkek egemenlik hiyerarşisinin kaybeden 20%lik tabanı) tamamı çiftleşme potansiyeli bulamamış. Burdan tabii bariz sonuç olarak tepedeki azınlık birçok kadına sahipken, tabandaki çoğunluk hiçbir kadınla birlikte olamamış diyebiliriz. Yine görünen o ki kadınlar çağlar boyunca bir alfanın hareminde, onun birden fazla kadınından biri olmayı, kendine adanmış bir betanın kadını olmaya tercih etmişler.

Modern medeniyete sahip toplumların, daha doğal ama ilkel toplumlara üstünlüğü de işte tam bu noktadaki inovasyonları. Goriller, şempanzeler ve ilkel insan toplulukları üzerinde yapılan çalışmalar gösteriyor ki erkekler çok-eşli ve önüne gelenle yatmaya meyilli. Bu şaşırtıcı değil ama aynı araştırmalar dişilerin de tek-eşli değil hipergamik olduklarını gösteriyor. Bir kadın belli bir zamanda sadece bir erkekle birlikte belki ama erkeklerin egemenlik hiyerarşisindeki yerleri dalgalandıkça, piramidin altına doğru düşen erkeği bırakıp, yukarısına çıkan erkeğe gitmek gibi bir eğilimleri var. Bu arada şimdiye kadar “neden tek-eşli ilişkiye girmeyi ilk isteyen kadın olmasına rağmen genelde ilk çıkmayı isteyen de kadın” diye sorduysanız, işte cevabınız.

Neyse, modern medeniyetin şehirler ve ordular kurmak gibi misyonları için her erkeğin toplumda bir yatırımı ve o topluma hayatının önemli bir kısmını harcaması için bir nedeni olması lazım. Avcı – toplayıcı toplumda kadınsız kalan betaların böyle bir motivasyonu hiç olmamış. Neden olsun ki? Bir kadın ve çocuklarına kaynak sağlamak gibi bir derdi olmayan avcı – toplayıcı betanın, artı-değer üretecek bir aktiviteye girmesinin, kendisi için hiçbir anlamı yok.

Tarım toplumu sonrası medeniyet bu sorunu, kadınların hipergamisini bastırarak ve onları betalardan biri ile hayat boyu aile kurumuna girmeye zorlayarak çözmüş. Bütün bu namus, bekaret, kızı babanın kocaya vermesi vs. gibi toplumsal sözleşmeler “her betaya bir kadın” stratejisini gerçekleştirmek için var. DNA testi öncesi erkeklerin bir aile kurmasını ve kurdukları ailede yetiştirdikleri çocuğun kendisine ait olduğuna mümkün olduğunca emin olmasını sağlayan toplumsal gelenekler bunlar. Böylece oluşan çekirdek aile, betaların toplumda bir yatırımının olmasını ve onların hayatlarının önemli kısmını topluma harcamasını sağlamış. Bütün erkeklerini topluma artı – değer üretir hale getiren medeniyetlerin, erkeklerin yüzde 60nını toplum için kılını kıpırdatacak nedeni olmayan ilkel toplumları alaşağı etmesi şaşırtıcı değil.

Feminist cinsel devrimin yukarıda bahsedilen toplumsal sosyal geleneği yıkması sonucunda olan eski, tarım öncesi cinsel etkinliğe (doğal hipergami) dönüş başladı ve yazının başında bahsettiğim geçiş ve kargaşa döneminden kastım bu. Bu sosyal geleneğin yıkılması yanlış birşey mi doğru birşey mi ayrı konu. Hipergaminin örneğin, yanlış veya doğru değil, nötr bir doğa kanunu olduğunu belirttik. Ama burada ciddi birkaç yanlış var, bugün erkeklerin canını yakan ve bizim de sık sık konu ettiğimiz :

(a) Bir kadını, evliliği bitirmeye karşı baskı altında tutan sosyal gelenek çözülürken, bir erkeği tek-eşli ilişkiye girmeye zorlayan (hala adam olamadın, çocuk gibisin vs. gibi utandırma taktikleri ile) sosyal gelenek baskısının pek bir değişime uğramamış olması.

(b) Eski toplumsal gelenekte kadınlar alfa siker beta öder denkleminin ilkini feda ederek, ikincisini uzun dönemli garanti altına alıyordu. Yeni düzende feminist propoganda kadınların kabaca 30’una kadar alfa sikerin tadını çıkarmasına, 30unda bekleyen bir betayı öder konumunda bağlamasına ve sonra nafaka kanunları ile betayı hayat boyu öder halde tutup yine alfa siker moduna geçmesine olanak veriyor. Bu propogandanın temel ayağı ise bekleyen betalar yetiştirmek. Burda bir taşla vurulan iki kuşu görmemek elde değil : hem kadınların doğal hipergamiye dönmesine olanak veriyor, hem de olaydan bir haber bekleyen betaların hala toplum için artı-değer üretme motivasyonu (ve böylece mesela ciddi vergi ve nafaka ödeyerek sayısı hızla artan bekar annelere de bakacak şekilde) korunuyor.

The Red Pill (Kırmızı hap) hareketi işte erkeklerin karşı karşıya olduğu bu eşitliksiz duruma tepki olarak ortaya çıktı. Olay sadece hayat boyu 3 kadınla yattım bunu 10’a nasıl katlarım, eski sevgilim Jale’yi nasıl tekrar elde ederim olayı değil yani.

Hipergami üzerine birkaç not

Bu blogda en çok işlediğimiz konulardan biri hipergami. Hipergamiyi bu kadar işlerken oldukça fazla sayıda da negatif örnek veriyoruz. Birçok kırmızı hap sitesi de böyle. Bizim hipergamiyi bu kadar yoğun işlememizin sebebi, hipergami kadın – erkek ilişkilerinin kadın tarafında çalışan oldukça güçlü bir dürtü olmasına ragmen erkeklerin büyük çoğunluğunun tamamen bihaber olduğu bir şey olması.

Yalnız hipergami ile ilgili şu aşağıdaki açıklamaları da yapmamızda yarar var zira hipergami çok yanlış anlaşılan bir konu.

Erkek tarafında çalışan ve maksimum fazla sayıda çekici kadınla seks yapma dürtüsü gibi hipergami de biyolojimizin derinliklerinden gelen ve türün devamı ve gelişimi için orada bulunan tarih öncesi bir algoritma. Bu nedenle biz hipergami konusunu işlerken kadınlara negatif bir gözle bakmıyoruz zira bu algoritma insan ırkının bir özelliği, kadınlar tarafında çalışıyor olsa da tür olarak bir özelliğimiz. Kadınların cinsel seçiciliği ve hipergami tek tek erkek bireyleri yakan bir mekanizma olsa da muhtemelen bugün ortak atamızdan 6 milyon yıl önce ayrıldığımız şempanzeler gibi olmamamızın en büyük sebebi. Yani evet birey olarak canımızı yakabiliyor ama hipergaminin nimetlerini de yemiyor değiliz.

Kırmızı hap nedeniyle fem-matrixin fişinden çekilen her erkek, hipergami gerçeğinin farkına vardığında, belli bir kızgınlık evresi yaşar ve bu dönemde de kadınlara büyük kuşkuyla hatta bazen düşmanca bakar. Bu fişten çekilme sürecinin doğal bir aşaması ama buraya fazla takılmayın.

İkincisi, hipergami dürtüsünün var olması, kadınınızın sizden daha alfa bir erkek ile ilk fırsatta yatağa atlar demek de değil. Siz nasıl önünüze çıkan her güzel kadınla seks yapmak istemenize ragmen medeniyet, aile ve ilişki sözleri ve karşınızdaki kadının size olan isteği gibi etkenlerle bu dürtünüzü gayet kontrol altında tutabiliyorsunuz, kadınlar da birçok durumda hipergami dürtüsünü kontrol altında tutabiliyorlar. Yani hipergami yüzünden tamamen kontrol manyağı, aşırı kıskanç birine dönüşmeye gerek yok (dozunda kıskançlık hem kadınlar tarafından arzu edilir hem de hipergamiyi kontrol altında tutmak için gerekli olsa da). Kadınlar bir melektir aşırılığından hepsi hipergami şeytanının etkisindeki iblislerdir aşırılığına savrulmayın.

Hipergaminin var olması sizin için öncelikle şu anlama gelmeli : ilişki ve evlilik, bir erkeğin öyle “oh artık yan gelip yatarım, göbeği salarım” diyerekten alfalığı bırakacağı bir kurum değil. Zaten birçok erkeğin en çok yandığı senaryo ilişkiye gayet alfa girmesi ama ilişki içinde betalaşarak terk edilmesi, boynuzlanması ya da ayak paspası olması.

Üçüncü bilmeniz gereken şey ise, feminizm ve cinsel devrim sonrası bir geçiş döneminde yaşadığımız ve bu dönemdeki kargaşada hipergaminin fem – merkezli bir propogandanın merkezinde olması. Erkekler artık hipergaminin alfa siker beta öder denklemindeki beta olmaya meyilli yetiştiriliyorlar. Feminizm ve günümüz mesleklerinin karmaşıklığı kadınların ve erkeklerin doğal evlenme ve çocuk yapma yaşını 30lara öteliyor. Erkekler mesela 1950lerde 25 yaşında olgun ve CPDsi tepede oluyorken bugün bu 35 ve üstüne çekilmiş durumda. Fem – merkezli propaganda kadınları 20lerinde hiç bağlanmadan ve evlenmeden hayatı ve ilişkileri “keşfetmeye” davet ediyor ama kadınların erkeklerden biyolojik farklarını görmezden gelerek. Ortalama bir erkek 30larında hala karşı cins için çekici iken maalesef biyolojik mekanizmalar sonucu kadınların aynı lüksü yok. Bunu dengelemek için ise ortada dönen ve oldukça başarılı olan fem – merkezli propaganda erkekleri CPD değerinden bihaber tutmak, sosyal baskı ile kendi yaş grubunda kadınlara itmek.

Kadınlar için ideal evlilik yaşı

Daha önce Cinsel Pazar Değeri gerçeğini baz alarak Erkekler İçin İdeal Evlilik Yaşı diye bir yazı yazmıştım ve orada bunun kadınlar için versiyonunu yazacağımı söylemiştim. Böyle kenarda duran bir yazıydı ama bugün Ekşi Sözlükte 30 yaşında bekar kadın başlığını aktif görüp biraz okuyunca bu yazıyı tamamlayıp yayınladım.

Modern dünyada kadın olmak, erkek olmaktan daha zor. Kadın – erkek eşitliğinin biyoloji duvarını aşamadığı yerler var. Çocuğu hala 9 ay anne taşıyor ve bundan sonraki 12 ay ise çocuk, erkek ne kadar yardım ederse etsin, tamamen anneye bağımlı. Aslında işi zorlaştıran modern feminist propaganda. Modern bir kadının günümüz dünyasında “çocuk da yaparım kariyer de” kadını olmasını pompalayan propaganda kadınların hayatlarında sonradan pişman olabilecekleri bir sürece girmelerine neden olabiliyor.

Fem – merkezli propogandanın erkeklerin hayatında yarattığı stres ve acıya çok değiniyoruz ama olay kadınlar için de pembe bir tablo değil. Fem – merkezli bu propaganda kadınları da en az erkekler kadar aldatıyor.

Öncelikle her kadını kariyer hedeflemeye itiyor, çalışan kadın ve erkeklerin çok küçük bir kısmının kariyer sahibi olabileceği, büyük çoğunluğun ancak iş sahibi olabileceği gerçeğini gözardı ederek. Kariyer sahibi olan insanların büyük çoğunluğunun yapıp ettiklerinin çoğunlukla iş olduğunu gözardı ederek. Sonrasında ise 20lerinde, kadının biyolojik olarak en kolay ve sağlıklı çocuk yapabileceği yaşlarda, çocuk yapmanın ve evlenmeyi bir başarısızlık senaryosu olarak sunarak.

Bütün bunlar ise büyük bir kadın 30larında daha güzel, 40larında da güzel yalanı ile destekleniyor. Cinsel Pazar Değeri yazımızda çizdiğimiz CPD grafiğinin feminist propaganda ile kadınlara pompalanan ve gerçekle alakası olmayan hali aşağıda.

Feminist propogandaya göre CPD grafiği. 23 yaşında bir kadınla 43 yaşında bir kadının aynı CPDye sahip olduğunu iddia eden bu propoganda, temel biyoloji ve evrimsel psikoloji ile tamamen çelişiyor.

Maalesef hanımlar, CPDnizin tepe noktası 23 yaşı ve bu yaştan sonra da CPD her sene azalıyor. Bunu aslında siz de biliyorsunuz, fem – merkezci propaganda size tam tersine inandırmış olsa da derinlerde bir yerde biliyorsunuz. Gerçek CPD grafiği aşağıdaki gibi.

Gerçek dünyada CPD grafiği

Ek olarak da son zamanlarda feminist propaganda ciddi bir ileri yaşta anneliği yüceltme işine girdi. 40 yaş üstü annelik çok zor ve az rastlanabilir birşey olsa da, bu yaşlarda hamile kalan ünlüler üzerinden sanki çok kolay ve hemen her kadının yapabileceği birşey imiş gibi sunuluyor.

Sonuç ise evlilik ve çocuk yapma kervanını kaçırmış kadın sayısındaki büyük artış. Evet, sadece iş yaşamı ile tatmin olabilen ve aileye ihtiyaç duymayan kadınlar var ama bunların oranı neredeyse binde bir. Yani bir bildikleri olan annelerini değil de bu feminist sosyal propogandayı dinleyen kadınların büyük kısmı için 30 – 35 arası ciddi stresli bir dönem.

Günümüz toplumunda 30 yaşını bekar dönen kadın sayısı az değil ve bu aslında 30 yaşında bir kadına göründüğü kadar ciddi bir geç kalma da değil. Ama eğer bu yaşta ayıkırsanız her ne kadar çocuksuz evliliğin tadını çıkarmanız zor olacak olsa da hala şansınız var. Ama hala ayıkmadıysanız hanımlar, artık tam zamanı ayıkmanın. Esas oğlanı 1 sene içinde bulsanız, 1 sene flört, 1 sene düğün hazırlığı, 1 sene de hamile kalma çalışmaları ile 34ünde hamile kalıp 35inde doğurabilirsiniz. Çok büyük ihtimalle sadece 40ına kadar yaşamayacaksınız, muhtemelen 40 – 80 arasının büyük kısmını hatta daha fazlasını yaşayacaksınız. Bu dönemde yanlız ve ailesiz olmak ne demek düşünme zamanı. Erkeklerin de aynı soruna sahip olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında toplum baskısını çıkarsanız erkekler bu konuda daha esnek. Zira kadınlar “insanlar”a daha çok ilgilidir, erkekler ise “şeyler”e. Bir erkeğin ailesi olmadan sahip olduğu oyuncaklarla ve işiyle tatmin olması daha kolaydır.

İkincisi ise erkekler 40larında ve 50lerinde bile doğurgan bir kadınla ilişki kurabilir hatta aile kurabilirler. Bu nedenle 30 yaşında bekar bir kadın bir erkek için 25 yaşında bekar bir kadına göre çok daha stresli bir ilişki materyalidir. 25 yaşında bir kadının önümüzdeki 11 – 12 sene içinde bir zaman çocuk yapması lazımdır, 30 yaşında bir kadının ise 5 – 6 sene içinde.

30 yaşında bekar bir kadına tavsiyemiz,

1 – Eğer çocuk yapmak istiyorlarsa bunu kariyer için daha fazla ertelememeleri. Zira çok büyük ihtimalle sizin kariyer sandığınız şey (bu erkekler için de geçerli), sradan bir işten başka birşey değil. Çocuk ve kariyeri bir arada yapamayabilirsiniz ama çocuk ve işi, biraz da henüz genç olan ebeveynlerinizin ya da bakıcıların yardımıyla çok rahat yapabilirsiniz.

2 – Yaş bandınızı yukarı çekmenizde bir sakınca yok. Sizin müstakbel kocişiniz sizden sadece 3 – 4 yaş büyük olmak zorunda değil, 10 – 15 yaş da büyük olabilir. Bu yaşta ve hayatı oturmuş bir erkek size hem çocuk verebilir hem de o çocuk ve sizin için çok iyi kaynaklar.

3 – Ideal erkek propogandasından kafanızı sıyırın. Hiç kriteriniz olmasın demiyoruz ama çoğunuzun kriterleri gerçekten de kendi seviyenizin ciddi şekilde üstünde.

 

Neyse biz başlıktaki konuya gelelim. Kadınlar için ideal evlilik yaşı nedir? Bizce kadın için ideal evlilik yaşı 23 – 27. Eğer kadın lise mezunu ise 23 civarı, üniversite okuyacaksa da 27 yaş civarı. Kadının çalışacağını da varsayıyoruz.

1 – 23 – 27 yaş aralığında genelde tecrübesiz elemansınız ve işinizin henüz bırakıp sonra dönerim aşamasınız, sorumluluk daha az. Bu dönem aslında çocuk için ideal. İnsanların neden 30lu yaşlarına kadar kariyer yapıp sonra pat diye bunu 2 sene erteleyerek çocuk yapmaya hazır olacaklarını sandıklarını anlamış değilim. Bu pratikte böyle olmuyor.

2 – Çoğu kadın gibi 30 – 33 yaş arası “biyolojik çanlar benim için çalıyor” diye paniğe kapılıp, artık CPDde yetmediğinden düşük rütbeli bir beta sağlayıcıya sarılmanız gerekmez. Daha nitelikli bir erkeği seçebilirsiniz eş olarak.

3 – 20lerde doğurganlık en üst seviyede. Diyelim ki 27 yaşında değil de 37 yaşında evlendiniz ve çocuğu hemen koyarım planı yapıyorsunuz. Ya hemen hamile kalamazsanız. 27 yaşındayken 5 sene hamile kalmaya çalışmak ve 32 yaşında bunu başarmak yine mümkün ama 37 yaşında bu sürece girerseniz ve 40ını geçince hamile kalma umudunu çöpe atmak daha mümkün.

4 – 27 yaşında evlenirseniz, kocanızla bir 4 – 5 sene çocuksuz yaşayabilirsiniz.

5 – Gençken anne baba olma enerjiniz daha fazla. Hem doğum daha az komplikasyonlu hem de sizin enerji seviyeniz çocuk ve işi bir arada götürmeye müsait. 37 yaşında böyle değil.

Rahip Modu (Monk Mode) – Hatunlarla İletişim

Önceki yazıları okumadıysanız, sürece nasıl başayacağınızı bu yazından, süreç boyunca neler yapmanız gerektiğini ise bu yazıdan okuyabilirsiniz.

Şimdi gelelim bu sürecin iletişim gelişimi noktasına. Bu ana kadar yazdığımız şeyler genel olarak kişisel gelişime odaklı ve özgüvenini yükseltmeni sağlayacak önerilerdi. Ancak sadece bunlar yeterli olmayacaktır.

Kadınlar, onların yanında rahat olamazsanız, kafanızda fazla büyütürseniz, güzelliğinden fazla etkilenirseniz bunun resmen kokusunu alırlar. Sadece kokusunu alsalar iyi de, çok büyük ihtimalle bu senin o kadını elde edememene sebep olur. Bu yazıda bu korkuyu nasıl aşabileceğine dair öneriler ve örnekler vermeye çalışacağım. Emin ol bu kısmı, rahip modunun genelinden daha acılı olacak. Vazgeçmek yok.

Öncelikle şunları kafana kazıyarak konuya başla:

  • Kadınlar ile konuşmazsan, onları elde edemezsin. Ne kadar çok hatunla şansını denersen, o kadar çok hatun elde etme şansın olur.
  • Reddedilmek, terslenmek bu sürecin bir parçası. Her konuştuğun hatunla aranda birşey olması imkansız. Hatta bu oran bana göre, %3 – %5 bandında. Bu yüzden tinder gibi uygulamalar şansını arttırmanı sağlıyor.
  • Hatunlar erkeklerden farklı canlılar değiller. Psikolojik sorunları olmayan bir kadının normal bir konuşmaya vereceği tepki, normal bir erkekten farklı olmayacak. Bu nedenle hatunlarla konuşmak, iletişim kurmak için korkmanı gerektirecek hiçbir neden yok!
  • Bir üstteki madde, hatunun güzel ya da çirkin olmasından tamamiyle bağımsız. Hatta bizim oğlan çocukları çekindikleri için, çok güzel kızlara çok daha az erkeğin yazıyor olma ihtimali yüksek.

İyi güzel de biz ne yapacağız mı diyorsun. En basitinden başla, seninle konuşmak zorunda olan kadınlarla iletişim kur.

Mesela bir giyim mağazasına, nisbeten boş olduğu bir saatte git. Birşey almayacak olsan bile kadın mağaza görevlisine sorular sor, hatta bazen ürünler ile ilgili değil kişisel sorular da sor. Bunları yaparken göz temasını sürekli olarak korumaya ve kadınların gözlerinin içine bakarak konuşabilmeye alış. Vucüt diline dikkat et, her zaman omuzların dik, vücudun düz olsun. Hatuna eğilim göstermeden, duruşunu koruyarak muhabbeti devam ettirebilmen lazım.

Kendine bunu görev edin, haftada 2 gün, günde 4 mağaza gezip 4 kadın ile konuşacaksın. Arada keyfin kaçacak, moralin bozulacak, dedik ya vazgeçmek yok. Gelişimden taviz verilmez.

Bir diğer önerim ise, toplu taşımada denk geldiğin teyzelere yardım et, halini hatrını, günün nasıl geçtiğini sor. Kadın kadındır, önce genel olarak kadınlarla konuşmaya alışman lazım.

Peki bunları yaptın ve 1-2 ay içerisinde çekinmeden kadınlarla konuşabildiğini farketmeye başladın. Hemen bir sonraki aşamaya geç, rahat alışma. Bu seferki biraz daha zor olacak. Artık yolda gördüğümüz hatunlara yaklaşmaya başlayacağız.

Aslında bu konu başlı başına bir yazı olarak ayrıca ele alınacak ancak şimdilik işin temel prensiplerini anlatacağım.

  • Öncelikle eğitim aşamasında bu iş için zaman ayır, üstün başın düzgüncene olsun, fazla abartma. Kendine günlük bir hedef belirle, mesela bu gün 5 hatuna yaklaşacağım de ve bunu yapmadan eve dönme.
  • Senin görevin, yolda göz göze geldiğin ya da hoşuna giden 5 hatun ile gidip muhabbet kurmayı denemen. Tahminim bir telefon numarası bile alamadan eve döneceğin çok gün olacak, ancak bu garip bir durum değil. Bu yaklaşımdan bir sonuç elde edemesen bile bu yaptığın tinder v.b. yerlerden buluşacağın hatunlarda seni çok rahatlatacak.
  • Yüzünde normal bir gülümsele ile, gözüke kestirdiğin bir hatuna yaklaş, ya kendinden emin ve güçlü bir “merhaba” ile ya da “pardon, bakar mısın?” gibi bir cümleyle giriş yap. Hatuna yaklaşmadan önce kafanda bir oyun planı olsun.
  • Girişten sonra kadının durmasını bekle, yürüme. Durmazsa konuşmaya devam edebilirsin ama durması için ilk zaman tanı. İlk andan itibaren konuşmayı senin yönlendiriyor olman için bu önemli.
  • Bunu denemeye başladığın ilk zamanlarda, hemen sonuca gitmeye çalışmana gerek yok, ancak tavsiyem “gözlerin çok hoşuma gitti, gelip bir selam vermek istedim” gibi ufak bir iltifat ile konuşmayı açabilirsin. Tinder konuşmalarında iltifat ile açılış yapmanı tavsiye etmem ancak burada yeterli medeni cesareti gösterebildiğin için, hatuna amacını en baştan belli etmek için bu iyi olabilir.
  • Hatta bu iltifatı ufak bir hikayeyle süsleyebilirsin bile. Örneğin: “Selam, kahve içmeye gidiyordum hatta geç bile kaldım ama yolun karşısından seni görünce trafiğin içine dalıp, bana saldırmaya çalışan bir köpekten kurtulup gelip sana selam vermek istedim.” gibi. İlk başlarda böyle etkileyici girişler yapmak kolay olmayacaktır ancak kendini rahat hissedene kadar durmak yok, yola devam.
  • Buradan sonrasında sorular ile ilerleyebilirsin, nereye gittiğini, ne iş yaptığını ya da gününün nasıl geçtiğini sorabilirsin. Aldığın cevaplara göre muhabbeti olabildiğince uzatmaya çalış, tıkanıyorsa veya hatun ciddi anlamda ilgisiz gözüküyorsa vakit kaybetme, iyi günler dile ve bir sonraki hatuna geç.
  • Eğer karşıdan aldığın tepkiler olumlu gibi ise, en azından telefon numarasını al. Bunu da “telefonunu versene, bir ara buluşup bir kahve / bira içelim” gibi hem bir ufak çaplı bir buluşma teklifi ile, hem de sorudan çok bir emir cümlesi ile yap. Oradan direk olarak kahve ya da bira içmeye gitmeyi teklif etmek biraz fazla ısrarcı olabilir, ancak karşınızdaki hatunun size duyduğu ilgiyi ölçebiliyorsanız ve evet cevabı almanızın yüksek olduğunu düşünüyorsanız denemekten zarar gelmez.
  • He bir de hatunun yanında başka bir hatun olması seni durdurmasın. 2 hatunun yanına gidip de biriyle muhabbet kurmaya çalışmak göt ister ve o götün sende olması, sürece 1-0 önde başlamanı bile sağlayabilir.

Benzer bir yaklaşma olayını barlarda da dene. Barlar genelde çoğu sosyal ortamdan çok daha kolay sonuç almanı sağlayacaktır.

Dediğim gibi konu bundan çok daha uzun ve cold approach dediğimiz herhangi bir ortamda bir hatuna yaklaşıp muhabbet kurma işi apayrı bir yazıyı hakediyor ancak burada yazanlar ile başlasan bile ciddi bir yol katedebilirsin. Konuşma içeriğini, kendine göre değiştir.

Bu süreci, kadınlarla konuşurken hiçbir heyecan, kaygı v.s. hissetmeyene kadar disiplinli bir şekilde sürdür. Benim tavsiyem bunu yapmayı rahip modundan çıksan bile bırakmaman yönünde. Ara ara gidip bunu yap, konuşma konseptini geliştirmeye çalış.

Yazının başında belirttiğim gibi, bu süreç gerçekten rahip modu içerisinde belirttiğim en zor aşama ancak kadınlarla rahat konuşabildiğine inanana kadar bunu düzenli bir şekilde tekrarla. He ben zaten kadınlarla konuşabiliyorum diyorsan direk olarak yolda veya barlarda kadınlara konuşmayı deneyerek başlayabilirsin. Her erkeğin bu sürece ihtiyacı var, ben yapabiliyorum diye kendini kandırma, dene ve sonucu gör.

Bekleyen betalar

The Red Pill Reddit‘te yine bilindik bir hikayeye rastladım. Bilindik zira hipergami saklayamadan gittikçe daha ulu orta yapılmaya başladığından, bu tür hikayeler daha sık karşımıza çıkıyor.

2014 yılının önemli bir kısmında ve Önleyici İlaç’ta, Açık Hipergaminin Batı(lılaşmış) toplumlarda etkisini irdelemeye çalışıyorum. En iyisini sona saklamak  yazısında giderek artan sayıda karşımıza çıkan bir hikayeyi paylaştım : kadınların durulup yuva kurdukları dönemde, eski çılgın dönemlerinin “pişmanlık”larının kendilerine tek eşli ilişki ya da evlilik ile adanmış beta erkeklerinin önüne serilmesi.

Eğer henüz okumadıysanız, burada durun ve gidip önce En iyisini sona saklamak yazısını okuyun. Bu aşağıdaki itirafı parça parça işleyeceğim ama aşağıdakileri okurken unutmamanız gereken şey bu kadının içine düştüğü zor durum, Açık Hipergaminin Kırmızı Hap Farkındalığını erkeklere kendiliğinden vermesi – en betalara bile.

Hikaye : Adamın karısı geçmişte erkek arkadaşı ve onun erkek oda arkadaşı ile defalarca grup seks yapmış. Sonra tabii yaş kemale erip güzellik gide yazında “iyi çocuk” olan oğlumuzu bulup evlenmiş ve kocasına bu olaydan hiç bahsetmemiş. Koca bunu ortak bir tanıdıktan öğrenmiş ve olaylar gelişmiş.

Soranlar için güncelleme yazayım. Sabah itibari ile henüz hala aynı yatakta yatmadık ve birbirimizle 10 kelimeden fazla konuşmadık. Uyandığımda elinde iki kahve ile mutfaktan çıkıyordu. Beni masaya oturttu ve konuşmak istediğini söyledi.

Kısaca, dolandırıldığını (kendi sözü) hissediyormuş ve bugün bildiklerini bilse benimle evlenmeyi bırak, çıkmazmış bile. Benim imajım onarılmayacak ölçüde bozulmuş ve beni artık onun eşi olacak değerde biri olarak görmüyormuş. Olayın cinsel yönü bir yana, bana artık güvenmiyormuş zira bu kadar önemli bir şeyi bütün ilişki süresince ondan saklamışım. Ne dersem diyeyim bunların geçmişte yaptığım hatalar olduğunu ve benim bugün olduğum kişiyi yansıtmadığını ona anlatamadım. Bana karşı kızgın değildi, bana sürtük falan da demedi ya da onun gibi saygısızlık yapmadı. Sesini bir kere bile yükseltmedi. Bir yanım keşke yapsaydı dedi nedense. Bir işten atılmışım gibi hissediyorum.

Sonuçta boşanıyoruz. Benim hayat arkadaşım olması gereken adam, 10 yıl önce onunla tanımadığım zamanda yaptığım birşey için bana saniyesinde sırtını dönüyor. Bunu önce benimle konuşma nezaketini bile göstermedi – hafta içi kendi avukatını ziyaret etmiş ve işlemleri başlatmış. Onu biraz tanıyorsam burdan geri dönüş olmadığını biliyorum.

Kocamın birden fazla işi var, bu nedenle evlilik sözleşmesi yapmadan kesinlikle evlenmezdi. Ben yemin ederim ki buna hiç ihtiyacımız olmayacağını düşünüyordum o nedenle imzaladım. Bugün döküman elinde idi. Yasal zorunluluğu olmasa da benim öğrenci kredilerimin kalanını ödeyeceğini söyledi.  Bunu takdir etsem de bu hafta avukatımla konuşup mahkemede evlilik sözleşmesini geçersiz kılabilir miyim araştıracağım. Beraber bir hayat kurduk, hayatımın en iyi 5 yılını ona adadım ve 100% sadık kaldım – böyle bir çöp gibi atılmayı haketmiyorum.

Kadınlar 28 – 30 yaş sınırını geçtikten sonra, geçmişte yaptıkları “hatalar”ı affedecek bir iyi çocuğun halihazırda bulunabileceğine inanmaya koşullanmışlardır. Erkeklerden geçmişte yaptıkları şeylerin sonuçlarını kabul etmeleri beklenirken, kadınlara ise 30undan sonra başka biri oldukları ve geçmişin geçmişte kaldığı inancı pompalanır.

Bekleyen Betalar
New York Times evlilik sözleri serisinde çıkan bu twit şöyle diyor : “Gelin, koridorun sonundaki tatlı ve istikrarlı iş arkadaşınının hiç farkına varmadı – 32 yaşına bastığı güne kadar”. Bu “Sex and The City” kızın 32 yaşında asıl farkına vardığı, hızla yaklaşmakta olduğu ve bir betayı kalamazsa, yalnız ve çocuksuz çarpacağı duvar.

Buradaki kadının kocası dolandırıldığına inanıyor zira adam gerçekten de dolandırılmış. Karısının 30 yaş öncesi ve sonrası ikili kişiliğini farkedince hissediyor bunu. Burada bizim inanmamız beklenen şey, kocanın, karısının yeni bir sayfa açarak yarattığı “gerçek” kişiliğini göremeyen bir yobaz olduğu. Bu kadınların ellerinin altında bulunan bilindik bir şema. “Bir erkek eğer kadınının geçmiş cinsel deneyimlerini kaldıramıyorsa bu onun kendine güvensizliğindendir”.

Bu konuda erkekler de az değildir gerçi. Bu adamın yaptığının ahlaken doğru bir intikam olduğunu söyleyecek çok erkek de bulursunuz. Burdaki adam için aslolan bir erkeğin karısının gözünden düşmesinden ziyade, onun cinsel  olarak verebileceklerinin en iyisini kendisine vermemiş olmasıdır.

Subjectif olarak olay bu olabilir ya da olmayabilir ama mesele, bu adam gibilerin karılarının (alfa) sevgilileri için geçmişte duydukları gerçek arzudur : seks ve ilgi için kadının 30undan sonra kapadığı iyi çocouktan beklenen maddi kaynaklar, duygusal yatırım olmadan duyulan arzu. Ortada dolandırıcılık olarak adlandırılan şey bu : alfa çocuk onun üçlü seksini karşılığında hiçbir şey vermeden almıştır ama kendisi muhtemelen bunun yanından geçemeyecek kadar kırıntı bir arzuyu anca “3 tane iş” sahibi olarak ve bunun meyvelerinden aslan payını paylaşarak alabilmektedir ancak. Kötü çocuklar onun en iyisini bedavadan kapmışken kendisine kala kala onun yeni, reforme olmuş ve tepe yıllarını geçmiş hali kalmıştır.

Ne dersem diyeyim bunların geçmişte yaptığım hatalar olduğunu ve benim bugün olduğum kişiyi yansıtmadığını ona anlatamadım. Bana karşı kızgın değildi, bana sürtük falan da demedi ya da onun gibi saygısızlık yapmadı. Sesini bir kere bile yükseltmedi. Bir yanım keşke yapsaydı dedi nedense. Bir işten atılmışım gibi hissediyorum.

Daha önce belirttiğim gibi, kadının kocasından beklenen onun “bugün ne olduğunu” kabul etmektir, bunun yanında kadının 10 yıl önce hali kendinden daha az kaynaklara sahip olan aşığına daha fazla arzu duymuştur. Burası tamamen spekülasyon ama 3 tane iş kuran bir erkek zamanını karısının 10 sene önce birlikte olduğu aşıklardan daha özenle ve çalışarak harcamıştır. Burada adamın kendi sorumlu geçmişi ile karısının geçmişini karşılaştırdığında duyduğu kızgınlığı görebiliyoruz.

Ve adam her iyi işadamı gibi bu çatışmayı sakince ve sabırla yönetiyor. Kadının, adamın sesini yükseltmesini bekleyen tarafı ile eskiden alfa aşıklarının umursamazlıklarından tahrik olan tarafı aynı taraf.

Sonuçta boşanıyoruz. Benim hayat arkadaşım olması gereken adam, 10 yıl önce onunla tanımadığım zamanda yaptığım birşey için bana saniyesinde sırtını dönüyor. Bunu önce benimle konuşma nezaketini bile göstermedi – hafta içi kendi avukatını ziyaret etmiş ve işlemleri başlatmış. Onu biraz tanıyorsam burdan geri dönüş olmadığını biliyorum.

Kocamın birden fazla işi var, bu nedenle evlilik sözleşmesi yapmadan kesinlikle evlenmezdi. Ben yemin ederim ki buna hiç ihtiyacımız olmayacağını düşünüyordum o nedenle imzaladım. Bugün döküman elinde idi. Yasal zorunluluğu olmasa da benim öğrenci kredilerimin kalanını ödeyeceğini söyledi.  Bunu takdir etsem de bu hafta avukatımla konuşup mahkemede evlilik sözleşmesini geçersiz kılabilir miyim araştıracağım. Beraber bir hayat kurduk, hayatımın en iyi 5 yılını ona adadım ve 100% sadık kaldım – böyle bir çöp gibi atılmayı haketmiyorum.

Şimdi buraya dikkat edin; beta erkeklerden artan sayıda beklenen şey şu : 20li yaşlarında gösterdikleri sabrın sonunda meyvesini vereceğini ve o yaşlarda yüzlerine bakmayan hatunların zamanla “olgunlaşıp” doğru yolu bularak sonunda onu seksi bulacağı. (Yani efendi adamın eninde sonunda kazanacak olması olayı)

Tam o yaşa kadar kırmızı hapı yutmamış beta erkeğin kabul etmediği, bu “son kazanan sen olacaksın” öğretisinin, kendisini bu tip kadınların kullanımına sunmak için piyasaya sürülmüş feminen-öncelikli propoganda olması : artık alfa çocuklar için daha genç kadınlarla rekabet edemeyen kadınların can simidi. Burada propoganda bekleyen betamıza, kadının cinsel olarak en iyisini, kendi olgunluğunun en iyi zamanında vereceğini aşılar: yoksa başka neden kızımız kendisi ile hayat boyu evlilik bağına girmiş olabilir ki? Kocası ve çocuklarının babası olarak seçtiği adamla daha iyi bir cinsel olması gerekmez mi?

Bekleyen betalara hafif hafif işlenen propoganda budur. Hele şimdi, modern toplumlardaki uluorta hipergami ile bu mesajı oldukça etkili kadınların yazdıklarında görebilirsiniz :

Hayat arkadaşı konusunda benim kadınlara tavsiyem, her türlüsü ile çıkın : kötü çocuklar, cool çocuklar, bağlanmaktan-korkan çocuklar, çılgın çocuklar, … Ama onlarla evlenmeyin. İş evlenmeye geldiğinde, kendisi ile eşit bir partner arayan birini bulun. Kadınların zeki, fikirleri olan ve hırslı olması gerektiğine inanan. Eşitlik taraftarı olan ve ciddi anlamda ev işi yapan biri. Bu erkeklerden var ve güvenin bana zaman geçtikçe bu erkeklerden daha seksisi yok.
– Sheryl Sandberg, Lean In: Women, Work, and the Will to Lead

Kadınlara pompalanan metin bu. Buradaki hatun sadece Sandberg’in tavsiyesine uymuş ve bekleyen betasının da aynı metne inandığını görmüş. Problem şu ki kızımızın betası “daha seksisi yok” kısmını ciddiye almış ve bugün karısı ne derse desin daha önce başka birinin daha seksi olduğu gerçeği suratına çarpmış.

Aslına bakarsanız fem-merkezciliğin korkması gereken, hipergamiyi gü yüzüne çıkaran kırmızı hap camiasından çok bunu “neşe içinde” toplum geneline anlatan gururlu ve ben merkezci kadınlar. Bugün sosyal medyada tüm kötü çocuk maceralarını paylaşan hatunlar, 10 sene sonra bu hatunun yaşadığı problemle daha çok karşılaşacaklar.

Uluorta hipergami yaygınlaştıkça ve bu artan sayıda kadın tarafından gururla paylaşıldıkça, erkekleri utandırma taktikleri ile kabullenmeye itmek zorlaşacak. Bu olay her ne kadar burada ve en iyisini sona saklamaktaki yazısındaki gibi ağır olmasa da, birçok erkeğin sandığından daha yaygın. Kadınlarının en iyisini daha önceki sevgililerine verdiklerini farkeden ama egoları ya da çocukları nedeniyle o evlilikten çıkamayan (çıkarsa kadının boşanma tecavüzüne uğrama ihtimali de var) önemli sayıda erkek var.

Beklemedeki betaların çoğu sonunda bir kadınla eşleşiklerinde, kadın bir kere bu alfa erkek maceralarını sisteminden attığında, kadınla kendi CPDlerinin eşit olduğuna inanırlar. Bu erkekler, gerçekten de kadınlarının tam olarak kendi CPDleri ile kadınlarının CPDleri birbirine eişt olduğunda “kapatılırlar”. Aşağıdaki grafikte eşitlendiği yaşta.

CPDleri düşmekte olan kadınlar bile düşe yazan CPDleri ortalama bir erkekle eşitlendiğinden sonra yaptıkları Plan B beta sağlayıcı (uzun süreli uydu erkek) ile evlenme kararlarının kendi kişisel – olgunlaşmaları sonucu olduğuna inanırlar. Bunca süre nasıl bu kadar aptal olup, burnunun dibindeki mükemmel erkeği farkedememiştir?  Bu anlatı, o zamana kadar hayatı reddedilmeler ve ortalamanın altında tecrübelerle geçmiş betanın gururunu kabartmasın da ne yapsın?

Uzun süreli olarak ilişki ve cinsellikten yoksun olmanın verdiği açlık birçok erkeği kadın merkezli sosyal geleneğin kendine biçtiği rolü oynamaya ikna eder. Artık en iyisini kendisine vereceğine inandığı kadın ile ödüllendirildiklerine olan inanç ve bunun zevki, derinlerde hissetikleri çelişkiyi örter.

Bana bu yazıyı yazma ilhamı veren şey Facebook’ta çokça paylaşılan bir meme : “I wish I could turn back the clock. I’d find you sooner and love you longer – Zamanı geri alabilmeyi isterdim. O zaman seni daha önce bulur ve daha uzun süre severdim.” Bunu bir erkeğin kız arkadaşına, ikinci boşanması sonrası bulduğu kız arkadaşına, gönderdiğini farkettim. Bu elemanın düşünmek istemeyeceği şey, eğer kız arkadaşını daha erken bulsa idi, kız kendini keşfetmekle meşgul olduğundan, oğlumuzun yanından bile geçmeyeceğidir.

Kaynak : Betas in Waiting

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Evlenmek tam bir kumar mıdır? Evlenmemeli mi?

Tristan rumuzlu okuyucumuz sormuş : evlenmek tam bir kumar mıdır yani? Evlenilmemeli mi? 

Maalesef eğer çocuk istiyorsan, bu çocuğu sağlıklı bir birey olarak yetiştirmek için aile kurumu neredeyse şart. Ama ilginçtir bu illa resmi olarak evleneceksin anlamına gelmiyor. Mesela benim 2 Türk arkadaşım var yurt dışında. Partnerleri ile evli değiller ama çocukları var ve aile olarak yaşıyorlar.

Bizim tavsiyemiz ve bloğun da dikkat edersen etrafında döndüğü en temel sorun : eğer çocuk istiyorsanız evlenin ama evlenmeye erkeklerin çoğunluğu gibi beta sağlayıcı ya da gençliğini düşüncesizce kötü çocuklara vermiş bir kadının beta çıkış bileti olarak girmeyin. Türkiye’de ve modern toplumlarda temel sorun “efendi adamın eninde sonunda kazanacak olması” diye algılanan şeyin aslında tamamen onun içine düştüğü bir tuzak olması. Efendi adamlar genelde 20 – 30 yaş arası seksiz ya da az seks ile geçen hayatın, klasik erkek CPDsinin doğal sonucu olduğunun ve eğer kendilerini geliştirirlerse önlerindeki 10 yıl içinde ciddi oranda artacağının farkında değiller. Bekar bir adam potansiyelini gerçekleştirirse 30 – 37 arası CPD hep yükselecek ve çok daha fazla ya da istediği gibi kadın bulabilecek. Kadınların genel hipergami stratejisi, bir efendi adamı, bu uyanışı yaşamadan kapatmak. Zira kadının 27 – 30 yaşı da CPDnin aşağı indiği, artık kötü çocukların kendine bakmadığı yaşlar (kendim de dahil birçok insan biliyorum, 30larında ve 40larında hala 23 – 27 yaş arası takılıyorlar).

Toplumda biyolojik saat diye yutturulmaya çalışılan telaş aslında kadınların CPD değerleri düşünce, henüz daha yeni yükselmekte olan bir betayı, bunun farkına varamadan kapama telaşı. Benim blogdaki temel dertlerimden biri, bir erkeği bundan korumak. Sonra bu plan B betaların başına genelde gelen şöyle birşey (gerçi burdaki bayağı ağır ama az çok temsili) : En iyisini sona saklamak.

Ben Erkek Adam rumuzunda yazıyorum ve 30luk bir abiyim. 30 yaşında bu beta evlilik kervanına katılmış ve sonra kafasındaki beta provider şablonuna direnen bendenize hayatı zehir eden feminaziyi boşamış biriyim. Tüm bunlar başıma aşağıdaki stratejiyi izlememekten geldi. Ve daha da kötüsü 20lerimde kırmızı haplı olmama rağmen (tabii o zaman ismi kırmızı hap değildi ve böyle iyi ortaya dökülmemişti – şimdiki gençler çok şanslı) toplum propogandasına yenildim. İyi olanı(!) yaptım. Ama bir çocuk babası olmanın tatminini yaşayan biri olarak gençlere “evlenmeyin!” tavsiyesi vermek istemiyorum. Evlilikten ağzı yanan bir erkeğin klasik şeysidir bu ama 40lardan sonra çocuk ve aile önemli bir ihtiyaç haline geliyor birçok erkek için. Hepsi değil gerçi, eğer öyle bir erkeksen hiç evlenme. Ama hayatımın 2. yarısı çocuksuz ve ailesiz yaşamak benim için çekilir birşey mi sorusunu sorman lazım kendine. Modern toplum o kadar gençlik takıntılı ki, hayatın 2. yarısını düşünmek ve buna göre hareket etmek düşüncesi kimsede yok.

Yine de erkekler için ideal evlilik yaşı makalesindeki strateji en emniyetlisi :

  1. CPDnizin düşük olduğu 20 – 27 arası uzun süreli ilişkiden uzak durun, kondomu takıp sikebildiğiniz kadar sikin. Şaka değil, orta yaş krizi yaşama ihtimalinizi sıfıra düşürür.
  2. CPDnizin yükseldiği 27 – 35 arası evlilikten uzak durun ve opsiyonlarınıza bakın. Bu dönemde artık tek eşli ve uzun süreli ilişkiler yaşamaya bakabilirsiniz. Bir kadına muhtaç mantalitesi olmadan emin olun sonuçta en iyisini seçeceksiniz. Elinizdeki tabaklardan biri olacak bu kalıcı kadın.
  3. Eğer çocuk niyetiniz yoksa hiç evlenmeyin. Eğer çocuk istiyorsanız 33 – 38 arası evlenin. Tavsiyem de artık kendine can havliyle beta arayan bir 30 – 36 banddı kadınıyla değil de 24 – 29 bandı bir kadınla evlenin (bir kadın da bize göre 27 yaşında evlenmeli ve bu da bir yazı konusu). Ama bu kadın bir kadın havuzundan seçilmeli öyle muhtaç olduğunuz, sizinle seks yapan tek hatun olmamalı.
  4. Evliliği veya uzun süreli ilişkiye kendi çerçevenizle girin. Öncelikle kırmızı hapın farkında olun. Çoğu erkek bunun zerre farkında olmadan evleniyor. Hipergamiyi bilin. Bakın hipergami, her kadın ilk fırsatta kocasını düşünmeden daha alfa bir erkeğin altına yatar demek değil. Hipergami bir dürtü. Erkeklerin ezici çoğunluğu nasıl içten gelen mümkün olduğunca kadınla seks yapma dütrüsünü verdiği sözler, aile ve medeni toplum gerekliliği ile başarılı bir şekilde kontrol altında tutuyorsa, çoğu kadın da hipergamiyi kontrol altında tutuyor. Ama bu dürtü orada hep var. Sizin için bunun anlamı basit : erkeklik yan gelip yatma yeri değil. Çerçevenin her zaman kontrolü elinizde olmalı. Ne zaman ki “kız arkadaşıma / karıma 40 yıllık karım gibi davranayım, yan gelip yatayım” mantığına düşerseniz, o zaman hipergaminin ağına düşebilirsiniz.
  5. Sitedeki tavsiyeleri takip ederseniz muhtemelen zengin de olacaksınız. Evlilik anlaşmasını unutmayın.

Dediğim gibi benim birincil amacım, olabildiğince erkeği, alfa siker beta öder denkleminin beta öder aktörü olmaktan kurtarmak. Bu denklemin tamamen toplumca itelenen bir propoganda yağmuru ile dayatıldığı bu dünyada, bence bu çok önemli bir misyon. Çünkü çoğu erkek, beta olsa bile, bu tuzağa kendi betalığından çok yılların beyin yıkamasından (genelde anası, ortalıkta olup oğlunu psikolojik olarak geliştirme özürlü tipik Türk babası, hayatındaki kadınlar ve diğer betalar üzerinden gelen propoganda) ve doğru olanı yapma baskısından düşüyor bu tür bir evlilik tuzağına.

Umarım açıklayıcı olmuştur.

Beyaz Şövalyeler

Oyunun ilk kuralı, oyun hakkında konuşmamaktır. Yani burası gibi kırmızı hap mekanında konuşmaktan bahsetmiyorum, dışarıda, mavi haplılar matrixinde konuşmamak. Sadece kadınlarla değil, zaten en büyük hata oyunu üzerinde oyun uyguladığınız kadın ile konuşmaktır, erkeklerle de. Bunun böyle olduğunu, mavi haplı birkaç elemanı çekip çıkarmaya çalıştığınızda farkedeceksiniz. Her 5 erkekten 4’ü kırmızı hap gerçeklerini duyduğunda size düşmanca davranacak ve duyar kasarak bir beyaz şövalyeye (white knight) dönüşecektir. Beyni çocukluğundan beridir sadece hayatındaki kadınları değil, kadın milletini Olimpos Dağında tanrılar arasına koyup tapmaya programlanmış bir erkeğin, kırmızı hap görünce ilk tepkisi şövalye kesilmektir. Bunun arkasındaki en etkin motivasyonu da öyle utanıp sıkılmadan söylemek lazım : duyar kasarak bir kadının (ya da kadın milletinin) bu şövalyenin kötü çocuklara karşı yaptığı “kahramanca” savunmayı görmesini ve kendisini seks ile ödüllendirmesini beklemek. Ekşi Sözlük gibi camialardaki gizlilik koşullarında bile motivasyon bu (duyar kasmanın yanında). The Red Pill gibi başlıklarda kırmızı hapa saldırıp, mesaj kutusuna hatunlardan gelecek mesajları beklemek. Beta oyunu oynayan erkekler (erkeklerin rahat bir yüzde 80 – 85i) için kırmızı haplı biri ile karşılaşmak, kadınlardan yana çıkarak, hatta kadınlaşarak (kadınların klasik utandırma taktiklerini kullanarak) yatağa yol almaktır.

Fakat olayın bir de daha derine inen yanı var. Bir betanın oyunu, sadece kız tavlamak için geçerli olduğunu sandığından böyle değildir, yılların ego yatırımı nedeniyle artık kendi kişiliği olduğu için sıkı sıkıya sarıldığı birşeydir. Feminen beyin yıkamanın öğretileri (ruh ikizi, kadının kutsallığı, kişiliğine tek kelime referans olmadan ve otomatikman bir kadının saygıyı haketmesi, sadece kendin ol, vs.) bir din gibidir artık ve ortalama betamız da kendini beyaz şövalye sansa da bu dinin en önde cepheye sürülen piyonu. Burada artık beta sadece kendi egosunu değil, sistemi (matrix) savunmaktadır. Daha önce de bahsetmiştik, OHS‘ler kovadaki yengeçler gibidir.

Sistemin de hakkını vermek gerek. Kadınların cinsel pazar değerinin doruklarında olduğu 18 – 27 yaş arasında sabırla bir kadının yörüngesindeki bu uydu erkeğin aslında gerçekten aradığı şey olduğunun farkına varmasını bekler ve gerçekten de 28 yaşını geçtikten sonra kadın birden kendilerini ağlatan o kötü çocukları bırakır ve bu iyi çocuğu kapar. Kadın nedense birden bu iyi çocuğun değerinin farkına varmıştır. Son gülen, onun “kara şövalyelere” karşı değişmez duygusal tamponu “beyaz şövalyemiz”dir. “Kazanmış” olduğu için haklıdır da. Tabii kırmızı hap gerçeğinin zerre kadar farkında olmadığından, kadının gençlik ve güzelliği artık gerçek erkek çekmeye yetmediği zaman hatunun kafeslediği sağlayıcı beta olduğunun, kazanan değil, çifte kaybeden olduğunun (hem 20lerinde seksiz kalmıştır hem de 30larında, yani CPDsi tepe olması gereken çağda uyanmadan kafeslenmiştir). Bu kazanan arkadaşlarımızı genelde 40larında ağır bir orta yaş krizi bekler.

 

En iyisini sona saklamak

Bugün The Red Pill Reddit bölümünden bir hikayeyi konu edineceğiz. Bu elemanın olayını özetleyip kendi yorumlarımı vermek yerine, olayın vuruculuğunu 100% korumak adına bu uzun hikayeyi özetlemeden, olduğu gibi buraya aktaracağım (bir de eleman orjinal girişinde yeterince meramını dinletememişti):

Bunu daha önce başka bir subreddite postaladım ama yorumlardaki kavgalardan dolayı oradan uçuruldu. Bugüne kadar olanları özetlemeye çalışacağım. Karımla 7 sene önce karşılaştım. İş sekse gelince çok seçici idi. Bana benden önce sadece 1 erkekler beraber olduğunu söyledi. Hiçbir zaman oral seks yapmadı, sadece bazı seks pozisyonlarında seks yapmayı kabul ediyordu ve zaten seks zamanla kötüleşip durdu. Bu her ne kadar canımı fazlası ile sıksa da, ondan çok hoşlanıyordum ve zamanla seks hayatımızın açılacağını umuyordum. Uzatmayayım, işin sonunda onun üniversite yıllarından bir videosu elime geçti. Videoda 6 kişinin daha bulunduğu (5 erkek ve diğer bir kadın) bir grup seks yapıyordu. Videoda anal seks, oral seks, önlü – arkalı seks yapıyor ve birçok kere “ben pis orospunun tekiyim” diye bağırıyordu. Bütün olay boyunca o kadar istekli idi ki. Videoyu izledikten sonra çok büyük bir üzüntü duydum. Bazı insanların bazı şeyleri yapmak istememelerini anlıyorum ama sorun onun bazı şeyleri yapmak istememesi değildi. Bu şeyleri benimle yapmak istememesine rağmen başka bir sürü erkeğin orospusu olmak istemesi idi sorun. Çok sinirli ve kırgındım, sonunda karıma bazı saçma sapan şeyler söyledim.

Onu aradım ve onunla konuşmam gereken bir koun olduğunu söyleyip kızımızı, kız kardeşine bırakmasını istedim. Neden diye sordu ama ona telefonda konuşamayacağımı, buraya gelince konuşacağımı söyledim.

Konuşmanın tüm detayları aklımda değil, o nedenle elimden geldiğince özetleyeceğim. Karım gelmeden önce biraz içki aldım ki çok iyi bir fikir değildi tabii.

Ben : Bana geçmişinle ilgili sakladığın birşey var mı söylemek ister misin?

O : Bunu neden konuşuyoruz şimdi?

Ben : Sadece herhangi bir pornoya ilgin var mı, ya da öyle şeylere bilmek istiyorum.

O : Senin kafan iyi mi?

Ben : Senin üniversiteden kalma, diğer heriflerle videonu buldum. Senin kim olduğunu bilmiyorum artık ve senin yakınında olmak bile beni hasta ediyor.

Bu noktada ğlamaya başladı.

Ben : Söyleyecek birşeyin var mı?

Ağlamaya devam etti. Bunun bir yere varmayacağını görünce, evi terketmek üzere anahtarlarımı aldı. O da bana engel olmaya çalıştı.

Ben : Eğer gitmemi istemiyorsan bana karşı 100% dürüst olmalısın ve bana bunca yıldır neden yalan söylediğini açıklamalısın.

O : Benim sürtüğün teki olduğumu düşünmeni istemedim.

Ben : Bana söylemiş olsa idin, bunu sorun etmezdim. O videoda yaptığın vahşi şeyleri benimle yapmanı çok isterdim. Tamam seni o adamlar kadar azdırmadığımı anlıyorum. Onların siklerini emmek hoşuna gidiyor, benimkini değil.

O : Öyle değil, beni aşağı görmeni istemedim.

Ben : Hayır, tam olarak öyle. Senin diğer erkeklerle yatma yalanındaki şey. Sen o şeyleri yapmaktan hoşlanmıyor değilsin. O şeyleri benimle yapmaktan hoşlanmıyorsun.

O : O şeyleri seninle de yapabilirim. Seni çekici buluyorum, biliyorsun.
Ben : O şeyleri yapma zorunluluğu hissettiğin için benimle yapmanı istemiyorum. Beni gerçekten arzulayan birini istiyorum.

O : Değişebilirim, lütfen evliliğimizi bunun için mahvetme. Bunları aşabiliriz. Evlilik danışmanlığına gidebiliriz.

Ben : Evlilik danışmanlığı senin benimle ilgili hislerini değiştirmeyecek. Bak evlilik danışmanlığını deneyebilirim ama önce ayrı yaşamayı denemek istiyorum.

O : Lütfen yapma bunu. Üniversite yıllarımda yaptığım birşey için evliliğimizi çöpe atma.

Ben : Bu sadece bir kerelikmiş gibi rol yapma! Dürüst ol, benden önce kaç erkekle düzüştün söyle bana. Kaç erkeğe sakso çektin, kaç erkeğin seni götünden sikmesine izin verdin.

O : Bu neden önemli, söyledim ya, bunları seninle de yapacağım.

Ben : Çok şanslıyım ya! İffet kaidesi gibi sikişen bir orospu ile evlenmişim.

O : Evliliğimizi bunun için mahvetme. Değişmeye istekliyim.

Ben : Seni boşamıyorum ama şimdilik ayrılmayı denemek istiyorum. İşler nasıl gidecek görmek istiyorum ama sana bakmak şu an beni hasta ediyor.

Beni engellemeye çok çalışssa da sonunda evi terk ettim. Bana o şeyleri benimle yapacağını söyleyerek gitmemem için yalvardı. Çok hasta edici bir deneyimdi, sonuçta beni seks ile manipule etmeye çalışması kalan tüm saygımı bitirdi.

Şu an bir motelde kalıyorum. Karımdan sürekli telefon geliyor. Nerde olduğumu sorup duruyor, eğer söylersem atlayıp gelecek ki onu görmeye henüz hazır değilim. Tüm enerjim çekilmiş gibi hissediyorum. O şeyleri ona söylediğim için kendimi kötü hissediyorum ama başka ne yapabilirdim bilmiyorum zira çok kırgınım.

Daha önce de söylediğim gibi, geçmişte önüne gelenle yatmasını dert etmezdim ama o şeyleri başka erkeklerle yapıp benimle yapmamış olması beni çok derinden yaraladı.

Bu evlilik nasıl kurtarılır, bilmiyorum. Onun bana olan arzularını değiştiremem. Üstüne bir de babama daha yeni akciğer kanseri teşhisi kondu ve bu zaten beni çok büyük bir stes altına sokmuştu. Lütfen tam olarak ne yapmam gerektiğini bana söyleyin, bir erkek olarak kendime olan güvenim tamamen darmadağın oldu. Karımı cinsel olarak açmayı çok denedim ama bana komple kapanmıştı. O erkeklere olan arzusunu bana hissetmediğine gerçekten inanıyorum. Bu nedenle onların orospusu olmak tamamen doğal iken bana bir oral seks bile vermedi. Bana şehvet ile bakan bir kadın istiyorum, evlilik görevi olarak benimle yatan bir kadın değil.

Karımla her türlü seks benim doğal hakkım demeye çalışmıyorum. Onun bunları benimle yapmak istemesini istiyorum. Şimdi suçluluk duygusundan dolayı bunları benimle yapsa bile, bunu arzuladığından yapmayacak. Bu evliliği nasıl kurtarırız bilmiyorum. Kızımı eskisi kadar çok göremeyeceğim gerçeği yüzünden kendimi bok gibi hissediyorum, özellikle çocukluğunda.

Maaşımı başka hesaba yatırmak ve boşanma halinde finansal durumumu toparlamak için birkaç telefon ettim. Abim büyük bir hukuk firmasında çalışıyor, ne yapabilirim diye ona bir telefon etmeyi planlıyorum. Sorun şu ki onu aradığım andan itibaren geri dönüş yok. Bunu aileme söylediğim anda karımın gözlerindeki tüm imajı yerle bir olacak. Bir de şu an sağlık sorunları var ve sağlık sigortası konusunda bana bağlı. Hiçbir şeyi mahvetmek istemem ama işler nasıl tekrar yoluna girer bilmiyorum. Eğer bana tavsiye vermek yerine beni yargılayacaksanız, yorum yazarak boşuna zaman kaybetmeyin. Orda bazı kırıcı şeyler söylemiş olabilirim ama benim ne kadar kırıldığımı bilemezsiniz. O gün dediklerim için karımdan özür diledim, ama bu ilişki nasıl toparlanır göremiyorum.

Edit –  Karımla ilişkimin düzelmesini istiyorum. Onun bazı seks aktiviteleri yapmak istememesini anlıyorum. Ona açık evlilik (open marriage) teklif etmeyi düşünüyorum. Bu şekilde hala bir aile olarak kalabiliriz ama seks yaşamımızda tatmin olabiliriz.

Şimdi burda bayağı birşey olmuş ama bence ilk söylenmesi gereken şey, bu tür geçmiş sırlarının ortaya çıkması birçok erkeğin rahatça itiraf edeceğinden çok daha yaygın. Bu tip bir hikayeyi ilk defa duyuyorum demeyi çok isterdim ama maalesef bu 7. duyuşum ve bunların 4’ünü birebir danışmanlık verdiğim erkeklerden dinledim.

Teknoloji hayatımızın içine girdikçe, özellikle dijital kayıt teknolojileri, ve bir sürü kişisel video ve foto (çiftlerin çektikleri amatör pornografik dijitaller de dahil) sosyal medyaya yüklendikçe, bir kadının ilişki ve cinsel geçmişi ile ilgili bulmacanın eksik parçaları daha kolay bulunur hale gelecek. Asıl problem, gerekli dedektiflik işinin yapılmasından ziyade, bir beta erkeğin “biricik kartanesi”nin kadın milletinin genel kavranış kalıplarıyla çelişen kirli çamaşırların ne kadarına inanmaya istekli olacağı.

Geçenlerde Return of Kings sitesinde Emmanuel Goldstein, aksi ispatlanana kadar tüm kadınların sürtük olduğunu varsaymanın oyun için ne kadar gerekli olduğuna değinen bir yazı yayınladı. Bu tür hikayelerin ışığında, bu yaklaşımdaki pragmatizmi anlamamak mümkün değil ama bekarken, oyunun bilincinde tabak çevirirken, en cici kızların bile doğru zaman ve doğru alfa ile kötü kız aktiviteleri yapabileceklerini varsayacak açık fikirliliğiniz var (olmalı).

Eminim, benim feminen hipergamiye dikkat çekmem ile “ama erkeklerde yapıyor” korosu hemen çığırtkanlığa başlayacak. Eğer problem sadece alfa siker, beta öder cinsel stratejisinin alfa siker kısmı olsa, bunda da haklı olacaklardı. Ama erkeğin “kaçamaklarını”, kadının “kaçamaklarından” ayıran, erkeğin ilişkide uzun vadeli kaynak ve duygusal yatırımını gerektiren beta öder kısmı.

Kadının sunabileceği en iyi şey

Yukarıda aktardığımız hikayeyi anlayan kişi, hipergamik denklemin sivri ucu ile hançerlenmiş vaziyette. Her ne kadar bu adamın karısını dengesiz, duygusal olarak mahvolmuş, muhtemelen cinsel taciz mağduru (bunu bilmiyoruz ama orjinal girişe gelen yorumlarda bu çok varsayılmış) biri gibi resmetme çabası olacaksa da, burada benim üzerinde durmak istediğim belirli bir kadının deneyiminden ziyade, bu kadının ve diğer tüm kadınların cinsel pluralizmlerini haklı çıkarmak için kullandıkları metodoloji.

Kadınların cinsel deneyimlerini (bugün artan oranda gururla) kaydeden teknolojilerden önce, kadın cinselliğinin daha karanlıkta kalan yönleri ve bunları motive eden hormon / altbeyin kaynaklı dürtüleri, alfa siker beta öder denkleminin beta öder kısmını oynayacak elemandan saklamak daha kolaydı.  Fakat bu tür kayıt teknolojilerinin artık bu tür geçmiş deneyimleri sonradan ortaya serebilme ihtimalinin artması, kadının geçmişte yaptığı “çılgınlıklar”ı haklı çıkarma çabasını zorunlu kılıyor.

Feminen zorunluluğun hayatlarının en az yarısı boyunca beyinlerini yıkadığı erkekler, alfa siker, beta öder denkleminin ikinci yarısında rollerini kuzu kuzu oynamaya programlanmış vaziyetteler. Bu itirafı yazan adam gibi erkekler, uzun süre kapılarında sabırla bekledikten sonra bu sabırlarının ödülü olarak evlendikleri kadınların “en iyisini kendilerine sakladığı” inancına büyük bir ego yatırımı yapmışlardır.
Buradaki gibi erkekler maalesef kadınlarının alfa siker yıllarından çıkış bileti olarak kullanıldıkları (ve ne acıdır ki çoğunlukla da bunla gurur duyarak) gerçeğinin farkına çok sonra, genellikle beta öderi oynadıkları evlilikleri CPDlerinin tepe noktasına ulaşma potansiyellerini tamamen parçaladıktan sonra varıyorlar. Bu role de anneleri, iğdiş edilmiş babaları, kızkardeşleri, kadın arkadaşları, öğretmenleri ve tüm feminen gerekliliğin toplumsal çabası ile robot gibi programlandıktan sonra yerleştiriliyorlar. Benim ve mansphere’in bu kadar amansız saldırıya uğramasının sebeplerinden biri de, feminen odaklı toplumun bu sinsi prosesini göz önüne çıkarıyor olmamız. Bu yazarın hikayesi, plural feminen cinsel stratejisinin uygunsuz gerçeği. Bir kadının Cinsel Pazardan başarıyla çıkış, çocuk yapma, bekar  hayatı ile zıt bir aile yaşamı görüntüsü verme ve bunu kendi şartları ile yapabilme kapasitesi, uzun vadeli kaynaklarını sömüreceği daha iyi betaların bu prosesten bi haber olmalarına bağlı.

Çok şanslıyım ya! İffet kaidesi gibi sikişen bir orospu ile evlenmişim.

Erkeklerin kadınlarının cinsel geçmişine olan bu merakı, onun “en iyisini kendisine sakladığına” inanmak istemeleri. Tabii ki bunun güvenle bağlanma ve sadakat gibi sebepleri de var ama daha önce de bir yerde söylemiştim, her erkek aslında için için bir sürtük ister, ama bu kadının sadece kendileri ile sürtük olmasını isterler. Bir kere bu erkeğin karısının en iyisini kendine sakladığı inancı yıkıldığında, arzu dinamiği mal gibi ortaya çıkar.

Doğal olarak bir kadının evlilik içi cinsel yaşamı normalize edildikten sonra asıl cinsel kapasitesi ortaya döküldüğünde, sırrı ortaya çıkmadan önceki konfigürasyonu korumak ilk amacı haline gelir.

Ben : Hayır, tam olarak öyle. Senin diğer erkeklerle yatma yalanındaki şey. Sen o şeyleri yapmaktan hoşlanmıyor değilsin. O şeyleri benimle yapmaktan hoşlanmıyorsun.
O : O şeyleri seninle de yapabilirim. Seni çekici buluyorum, biliyorsun.
[…]
O : Değişebilirim, lütfen evliliğimizi bunun için mahvetme. Bunları aşabiliriz. Evlilik danışmanlığına gidebiliriz.

Burada okuduğunuz arzu için yapılan bir pazarlığın metni. Kadının derdi ne adamın gerçekten tatmin olması ne de ortaya dökülen cinsel pluralizminin çözüme kavuşması. Kadının derdi, kendi normalini bencilce muhafaza etmek sadece. Buradaki erkeğin ise yaslanabileceği tek bir rasyonalleştirme yöntemi kalmamış, durumunun farkına varmayı reddetme şansı yok ve acımasız kırmızı hap gerçekleri yavaş yavaş önüne seriliyor – arzunun pazarlığı olmaz.

Onun kendisi ile aynen o videodaki erkeklerle olduğu gibi seks yapmasını istiyor.  Onun cinsellik konusunda en iyisini kendisine vermesini istiyor ama kadının 7 yıldır bunu ondan esirgemesi, hem de onun tüm kaynaklarından faydalanırken esirgemesi; erkeğin sabrı, aşkı ve azmi, kadının cinsel stratejisini, hipergamiyi daha da göze batar hale getiriyor. Kadının gerçek cinsel arzusu, cinsel olarak en iyisi zaten hiçbir zaman onun için değildi ki.

Ayrıca bakınız Bekleyen Betalar.

Yazının İngilizce aslı : Saving The Best

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Prenses Sendromu

Giderek artan sayıda kadın tarafından sergilenmeye başlayan prenses sendromu, sosyal medya sebebiyle daha görünür hale geldi ve kadınları pençesine almaya başlayan narsisizm ve son zamanlarda bolca pompalanan 3. dalga feminizmin “girl power” propogandası ile salgın hastalık halinde ilerliyor. Buna bir de her sene artan sayıda piyasaya sürülen “kızım, prensesim benim”, “kızım, ilk aşkı olduğum canım”(*) salya-sümük duygu böceği beta baba sürüsünün bitmek – tükenmez prenses yetiştirme gayretini ekleyin, durumun daha da kötüleşeceğinden emin olabilirsiniz (büyük konuşmayayım, kız babası olunca bu meriçleri anlarım demiştim ama oldum ve bunların anlaşılacak bir tarafı olmadığını gördüm. Neyse bu başka bir yazının konusu).

Sosyal medya, birçok kadının kendi cinsel pazar değerini gülünç duruma düşecek kadar abarttığını gözümüze vurup duruyor. Yanlış anlamayın, bir kadının iyi vücutlu, yakışıklı, eğlenceli, romantik falan bir erkek aramasında bir problem yok, ya da bu tür özellikteki erkekleri sadece CPDsi çok yüksek kadınlar arama hakkına sahiptir de demiyoruz. Fakat ortalamanın derece derece altında hatunların 22 yaşında bir modelin çekiciliğine sahipmiş gibi hareket etmesi de şimdi pek sağlıklı bir ruh haline işaret etmiyor. Yine tekrarlayalım, kimseyi aşağılamak niyetinde değiliz ama gelin eğri oturup doğru konuşalım hanımlar, eğer beyaz atlı yakışıklı prensten aşağısı olmaz diyorsanız, sizin de biraz Pamuk Prenses’ten aşağısı olmamanız gerekmiyor mu?

Aynaya bakmadan süper model sevgili arayan erkek yok mu? Var tabii ama bu tip gülünç narsisizm daha çok kadınlar tarafından sergileniyor. “1.60 boyuyla 1.80in altında adamla çıkmam” tipi bir yaklaşım mesela kadınlar tarafından açıkça ve çokça dile getirirken biz erkekler genelde bunun tam karşılığı olan “kilolu kadınla çıkmam” yaklaşımını bu kadar hevesle dillendirmiyoruz. Geçenlerde televizyonda bir kadın izledim, “ben 10’um erkeğim 12 olmak zorunda” diyordu ama kimse de çıkıp ablaya o kiloyla neyin 10 (maksimum 6.5 bir hatun ve eğer kiloyu takıyorsanız iyi bir 5) demiyordu. Zaten sorun da bu. Kadınlar birbirlerini şöyle harikasın, böyle şahanesin, “Biricik’ciğim çok çok güzelsin” falan diye sosyal medyada aralıksız gazlarken, meriç çoğunlukta gerçeği söylersem ya vermezlerse diye olumlu kafa sallamaktan başka bir iş yapmadığından, bu ablalara “bir dakika ya” diyen kimse yok.

Prenses sendromu yaşayan kadınlardan uzak durun. Mesela Tinder‘da rastladınız mı fotodakinin inanılmaz güzel olmasının bile engel olamadığı bir sola at refleksi geliştirin. Hani şu burnunda inek halkası olan, ya da kısa mavi saçlı hatunları görür görmez geliştirmeniz gereken refleksten. Eğer kız arkadaşınız bu sendromdan müzdarip ise, arşivimize bakın, ve hatundan en kısa sürede kurtulun.

Bu konuya sonra bir yazıda girerim dedim ama dayanamayacağım : kız babası iseniz kızınızı prenses sendromu ile yetiştirmeyin. Sizin sizden başka çok az kimse için çok önemli olan çocuğunuzu, kendinden başka kimsenin yaşamadığı “Egom Krallığı”nın prensesi yetiştirirseniz, kızınızın ilerde mutsuz olmasında büyük pay sahibi olursunuz. Demedi demeyin.