Kırmızı hap mantığı: Büyüklük yanılsaması

Bugünlerde çoğu erkeğin sahip olmadan yetiştirildiği yaşam temellerinden biri de sorumluluk / hesap verebilirlik. Aslına bakarsanız, modern dünyamızdaki birçok problem, riskin ödülle bağlantısının kopmuş olmasından, gücün sorumluluktan ve hareketlerin sonuçlarından kopmuş olması. Bunu 2008 finansal krizinde gördük : milyonlarca doları cebe indirmelerine rağmen, bütün finans sektörünü batma noktasına getirenler, bunun kötü sonuçlarını yaşamak zorunda kalmadılar.

Bunu siyasette de görüyoruz. Oy verenlerin çoğunluğunun balık hafızası sayesinde “şu an iktidarı elinde tutan neler başardı” konusunda tek bir tartışma yok iken adayların hangisi daha fazla şey vaadediyor şeklinde satış gösterileri izliyoruz. Buna b-sınıfı baştan çıkarma sanatında “sahte gelecek çizmek” denir.

Sorumluluk, kadın – erkek ilişkileri dinamiğinde de mevcut. Bu durum en iyi Rollo Tomassi’nin şu sözleri ile özetlenebilir : “Feminizmin nihai amacı, erkek cinselliğini maksimum seviyede kısıtlarken, kadın cinselliği üzerindeki tüm kısıtları kaldırmaktır”. Feminizmin temel fikirlerinden biri “özne – nesne” ayrımıdır. Bu ayrımda özne sadece bir şey yapan, nesne de yapılandan etkilenen ama bir şey yapamayandır. Tarih boyunca yaşamış her insan hem öznelik hem de nesnelik yapmış olduğu için bunun çok hatalı bir felsefe olduğunu düşünsem de, felsefe ilginç bir perspektif yaratıyor. Şöyle ki, kadın – erkek ilişkilerinde kadını tüm risk ve sonuçlardan azad ediyor. Gerçekten değil ama sosyal olarak. Fakat riskin elimine edilemeyeceğini, sadece yönetilip transfer edilebileceğini düşünürsek, bu durum, riskin erkeğe transfer edilmesi anlamına geliyor.

Schrodinger’in İradesi

“Nesne – Özne Ayrımı”nda öznenin iradesi olduğu, bir sonuç elde etmek için güç uygulayabileceği düşünülür. Bir yöneticinin, kendisine çalışan işçilerin çalışma saatlerini belirtme iradesi vardır. Bir erkek bir kadını dışarı çağırdığında bir iradesi vardır, kadın ise bunu reddederken ya da kabul ederken bir iradeye sahiptir. Eğer erkek reddedilirse, kendini geliştirerek bir dahaki sefere bir kadına çıkma teklif ettiğinde daha başarılı olmak için çalışma iradesine sahiptir. İradesini kullanarak diyet yapabilir, ağırlık kaldırabilir, daha iyi giyinebilir, daha fazla para kazanabilir, oyununu geliştirebilir vs. Kadın da aynı şekilde kendisini geliştirerek daha iyi partnerler bulabilir.

Bir nesnenin ise hiçbir iradesi yoktur ve kendi hayatının gidişatına etkisi  sıfırdır. Bu, etki – tepkinin ötesindedir zira vahşi doğada örneğin avcı etki gösterirken, av tepki gösterir diyebilirsiniz. Ama, bir avcı avının göç şekillerine tepki verir, ve av da yiyecek aramak üzere hareket eder. Bu biraz akademik bir tartışma zira avın göç ederken çevreye tepki verdiği söylenebilir, örneğin mevsimsel olarak ortaya çıkan yiyecek kıtlığı gibi.

Bu aynı zamanda “özne – nesne ayrımının” edebiyat, sinema ve diğer sanat formları dışında gerçek hayatta pek uygulaması olmamasının nedenidir. Zira hayatta, hem nesne (üzerine dış güçlerin etki ettiği) hem de özne (dışa güçler üzerine hareket ettiğimiz) olarak sürekli bir akış içindeyiz. Kurgusal işleri analiz ederken özne – nesne ayrımı mantıklı olabilir zira kurgu işlerdeki tüm varlıklar sonuçta nesnedir. Kurmaca evrende özne olan tek kişi yazardır. Bir karakterin roman içinde bir özne mi yoksa nesne mi olduğu ise sadece yazarın ona biçtiği rolün bir fonksiyonudur. Kurgusal eserlerde her karakter bir araçtır, kendi için varolan birşey değildir. Karakterin içine yerleştirildiği durumlar tamamen yazarın vermek istediği mesaj içindir.

Avrupa’da zamanının en güçlü kralı Henry VIII ve en güçlü organizasyonu kiliseyi ele alırsanız, birbirlerine karşı ikisinin de irade gösterdiğini görebilirsiniz. Henry kendi evlilik içi seks hayatının kontrolü için ve katolik kilisesi de Avrupa’da din üzerindeki demir pençesini kaybetmemek için. Kilise Henry’ye ve Henry’de kiliseye baskı uyguladı ve iki taraf da aynı zamanda hem nesne hem de özne idiler.

Sarkaç Prensibi

Sarkaç prensibini Twitter’da çok sık kullanıyorum. Bu prensibe göre insanlar bir ideal duruma doğru küçük adımlarla yavaşça yaklaşarak ilerlemiyorlar. Bunun yerine bir uç noktadan diğerine salınıp duruyorlar. Bu genelde sahte karşıtlıklar, dalgalı ideoloji çorbaları ve duyguların zıtlaştırıcı etkisi konusunda cahillikten kaynaklanıyor.

Özne – nesne ayrımı, bir şeyi aslında ikili bir karşıtlık olmasa da öyleymiş gibi tanımlamaya çok iyi bir örnek. Örneğin işinden ve patronundan nefret eden bir çalışan, her zaman istifa opsiyonuna sahiptir. Ama, elindeki opsiyonları bilinçli ya da bilinçsiz değerlendirdiğinde, işinden ve patronundan nefret etse de istifa etmeme kararı verebilir. Statüko içinde kalmak, bilinmeyenle yüzleşmekten daha az acılı olabilir. Bir kadın sıkıcı ve itici bulduğu bir erkekle çıktığı yemeği, kalkıp gitmenin vereceği gerginliği yaşamak yerine 2 saat orada sıkılmaya devam etmeyi tercih ederek devam ettirebilir. Bu iki durumda da erkek ve kadın, zevk – acı değerlendirmesi yaparak, aslında sahip olduklarından çok azı bir güç uygulamışlardır.

Bu açıdan aşırı yaklaşımlardan biri, bir kişinin kendisini, tamamen irade yoksunu biri olarak görerek, tamamen kadere bırakmasıdır. Yani kişi kendisini çoğunlukla dış güçlerin elinde nesne olarak görmektedir. Bu, dışsal kontrol fikri ile alakalıdır, yani kişi kendi değerini başkalarının tepkilerinden sağlar. Bu, tüm hayatını dünyadan almayı beklediği takdir ve ödülleri getireceğini düşündüğü şeyleri harfi harfine yapan iyi çocuk da olabilir, sosyal medyada aldığı onaylama olmadan kendisini değersiz hisseden bir kadın da. Bu durumdaki kişiler, kendi iradelerinin bir kısmını dış güçlerin keyfine teslim etmişlerdir.

Diğer uçtaki aşırılık ise kırmızı hap camiasının bir kısmında görülen hiper-irade fikridir. Bu durumda kişi 100% sorumluluğu üzerine alır. Bu, “eğer bir kadın 100% senin istediğin gibi davranmadı ise bunun nedeni yeterince alfa olmamandır” pozisyonudur. Bu yaklaşımı benimseyen erkekler, tüm dünyanın kendi kontrolleri altında olduğu gibi yanlış bir fikre kapılırlar. Her ne kadar bu yaklaşım diğerine göre tercih edilir olsa da, bu yaklaşım da erkeği başarısızlığa iter zira sadece her şeye kadir bir varlık bu çeşit bir iradeye sahip olabilir. Eğer hayatınız üzerinde 100%e yakın bir kontrol istiyorsanız, tamamen yalnız yaşamanız lazım. Başka birileri hayatınıza girdiği an, beraber varolmanız için kendi iradenizden ve onların iradesinden ödün verme başlar.

MGTOW, herbivor erkekler ve diğer bazı erkek grupları tarafından son 10 – 30 yıldır uygulanan yaklaşım, iradeleri dışı bir güce kaybetme ihtimalleri yüksek olan iletişimleri en aza indirmek ve iradelerinin en çok etki ettiği alanlarda iletişimlerini en fazlaya çıkarmaktır. Örneğin fanatik bir MGTOW erkeği, genel olarak kadınlarla iletişimi reddederken,  finansal birikimini sağlamaya ve kendi ilgi alanlarına yatırım yapmaya odaklanır. Bu kişi, iradesi dahilinde olup olmayanı değerlendirmiştir.

Evlenen, birkaç çocuk yapan, karısının isteği ile boşanan erkek, kanun zoruyla malının yarısını kaybederken nafaka ve iştirak nafakası ödemeye mahkum edilir. Bu durumdaki erkek, devletin yasal sistemi ile hiçbir irade gücü etki etmeyen bir yük hayvanına çevrilmiştir.

Risk ve İrade

Riskle ilgili komik olan, sık rastlanan bir şey olmasına rağmen insanların onu yok etmeyi çok istediği bir şey olmasıdır. Birçok satışçı, “bundan sonra hiç reddedilmeyeceksiniz” ya da “istediğiniz kızı elde edin” gibi satış sloganları kullanır. Bu, aşağı doğru olan riski minimize edip, yukarı doğru olan şansınızı maksimize etmenin süslü bir şekilde söylenmesidir. Gerçekte hiçbir zaman aşağı doğru olan riski yokedemezsiniz. Onu minimize edebilir ve sorumluluğunu alabilirsiniz. Risk yönetimi için şu genel kategoriler kullanılabilir :

Bilinen – Bilinen

Doğru bir şekilde tanımlanabilen ve ölçülen riskler. Bu tür riskleri bilmek riski elimine etmek anlamına gelmez zira bu riskler yine de başa gelebilir ya da ölçüm metodlarında hatalar olabilir.

Bilinen – Bilinmeyen

Başımıza gelme ihtimalini bildiğimiz ama riski doğru ve isabetli bir şekilde ölçemediğimiz riskler.

Bilinmeyen – Bilinmeyen

Orada olduklarının bile farkında olmadığımız ve bu nedenle de ölçmeye bile yeltenmediğimiz riskler.

İlk kategoriye boşanmayı örnek verebiliriz. Boşanma riski 50%dir (ikinci ve sonrası evliliklerde daha fazla).  Belli bir evliliğin boşanma ile bitip bitmeyeceğini bilemeyiz ama 10,000 evlilikten yaklaşık 5,000 tanesinin istatistiki olarak boşanma ile biteceğini bilebiliriz.

İkinci kategoriye örnek olarak aldatmayı verebiliriz. Kadınların aldatabileceğini biliriz ama belli bir kadının belli bir erkekle ilişkisinde aldatıp aldatmayacağını veya riskin ne olduğunu bilemeyiz.

Üçüncü kategoride ise ne olabileceğini bilmiyoruzdur.

Özet ve Sonuç

Dr. Jordan Peterson’un odanı topla felsefesini seviyorum zira bu felsefenin üstü kapalı anlamı, üzerinde kontrolün olmayan şeyleri düzeltmeye yeltenmeden önce üzerinde kontrolün olan şeyleri düzeltmen gerektiğidir. Kontrol alanını zaman içinde genişletme imkanın vardır, örneğin kendi işini kuran erkeklerin çoğu bunu kendi işleri ve finansal yaşamları üzerinde daha fazla kontrol elde etmek için yaparlar. Aynı şekilde kırmızı hapı yutan erkeklerin çoğu bunu iradelerinin düşük olduğu bir dönemin ardından yaparlar ve hayatlarının kontrolünü ele alarak birçok alanda kendilerini geliştirmeye başlarlar.

Fakat birçok şeyde olduğu gibi, kendini etkisiz bir nesne gibi görme ucundan, kendini tamamen bir özne ucuna savrulmak, aşırı bir düzeltmedir. Daha önce hiçbir kırmızı çizgisi olmayan bir erkek, başlangıçta çoğunlukla sınırlarını aşırı şekilde dayatacaktır. Socrates ismini kullanan bir elemanın 21 Convention konuşmasında dediği gibi , bir erkek sosyal yeteneklerden ve aslında çok iyi ayar ve denge gerektiren PUA kalibrasyonundan yoksun iken oldukça agresif davranabilir ve bu da ona negatif etkide bulunur.

Düşük irade fikri de en az yüksek irade fikri kadar zararlıdır. İlki, hiçbir şey üzerinde kontrolünüz olmadığını varsayar, ikincisi ise her şeyi kontrol edebileceğinizi. İkisi de yanlıştır.

“Kendi zihniniz üzerinde bir gücünüz var – dışınızda olanlar üzerinde değil. Bunun farkına varırsanız daha güçlü olacaksınız.” – Marcus Aurelius – Meditations

Çoğunlukla unutulan şudur ki eğer olaylar üzerinde çok yüksek kontrole sahip olduğunuzu düşünürseniz, olayların sonuçlarının suçlusu da siz olursunuz. “Çerçeven yeterince güçlü değildi, öyle olsaa idi ilişkini kontrol altında tutabilirdin” diyen kimse açıktı ki hiç psikopat, sınır kişilikli veya ölümcül derecede narsisist biri ile yaşamamış ya da çıkmamıştır.

Gerçek şu ki, erkeklerin en tepe 1%si bile kız arkadaşları veya karıları tarafından aldatılabilirler, boşanma tecavüzüne veya cinsel pazarda olmanın getirdiği daha bir çok kötü duruma maruz kalabilirler. Kişi riski hiçbir zaman sıfıra indiremez ama sadece onu yönetebilir, risk planı yapabilir ve riske hazırlıklı olabilir. Beni en çok endişelendiren şey, her şeye siyah – beyaz bakılması ve birinin risk sıfıra inebilir demesi. Bu mümkün değil ve büyüklük yanılsamasından öte bir anlamı yok.

Siz, kendi hareketlerinizden ve başkalarının hareketlerine verdiğiniz tepkilerden sorumlusunuz. Onlar da kendi hareketlerinden ve başkalarına verdikleri tepkilerden.

Çeviri : Red Pill Logic: Illusions of Grandeur

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

91
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz.

avatar
23 Comment threads
68 Thread replies
1 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
45 Comment authors
urascimenliiMetin abiwalk disneyAlphaGunMuzahfer Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
minduser
Guest
minduser

Saha Raporu: İnstagramdan pompalı tüfek gibi bir sürü kıza yazıyordum içlerinden biri istekli göründü. Niyetimi belli ettiğim konuşmalardan sonra buluşalım dedim kabul etti ve bence ilk hata kalabalık bir kafede karşılıklı oturduk. Az konuşmaya çalıştım kız anılarını falan anlattı sürekli temas olmadı hiç sonra kalkalım dedim çıkışta hesap öderken kasaya buradan bir kahve alır mısınız dedim kasa ayrı ayrı mı ödeyeceksiniz dedi evet dedim. Sonra kıza baktım bir eşindi falan ama para çıkartmadı bekliyo sonra onunkinide ödemek zorunda kaldım. Bunu evine uğurlamam gerekti ama gidişat kötüydü temas etmem lazımdı. Karşıdan karşıya geçerken belinden tuttum bir ara zavallı kız deyip makas… Read more »

yusuf k
Guest
yusuf k

mastürbasyon veya ruyada bosalma sonrasi bir kaç gün gergin ve tahammulsuz oluyorum, herşeye tepki veriyorum.kndmi yalniz, sosyal iliskilerde basarisiz, cinsel yoksunluk çeken biri gibi hissediyorum
1-sizde de oluyor mu
2-önerileriniz

Antiglas
Guest
Antiglas

Mahmut abi demin sınava uniye gittim. Abi Antalya da gözlüksuz ve kulakliksiz gezen yalnız kız yok yemin ederim. Kimseye yürümeden tıpış tıpış eve döndüm. Bide mgtow denen hadiseye kapılmak üzereyim. Nasıl kurtulurum bu beladan.

Biseksüel Alfa
Guest
Biseksüel Alfa

O kızların yalnız anını yakala belki metresleri olursun 😀

Antiglas
Guest
Antiglas

Ne dedin şimdi yani

Biseksüel Alfa
Guest
Biseksüel Alfa

Boşver kardeşim.

urascimenlii
Guest
urascimenlii

yanına yaklaşıp gülümseyerek kulaklığı çıkar hareketi yaparsın bahanelere yer yok dostum

Artiskole
Guest
Artiskole

Selam, konudan bağımsız ama kafama takılan bir sey var. Kadınlarla hicbir şekilde mantıklı konusulmamali mi? Yani atıyorum bir sorun yaşandı. 1-2 hafta görüşülmedi. Yada 1-2 ay her neyse. Demek istediğim, konuşulduğu zaman çözülecek sandığımız, bizim mantığımiza gore doğru olduğunu düşündüğümüz şeyleri kadınlarla konuştuğumuz zaman anlamıyorlar mi? Şunu da ekleyeyim bu konuşmalarda hicbir şekilde duygusallık, öfke vs. yansitilmadan konuşmaktan bahsediyorum. Çünkü bazen bize cok rasyonel şeyleri karşı tarafa da anlatmak, onun da anlamasını istiyoruz. Fakat karşındaki kadina bir şeyde hatalı olduğunu, bunu düzeltmesi gerektiğini, bunu kendi iyiliği icin yapması gerektini söylediğimizde konu her seferinde bambaşka yerlere gidiyor ve saçma tepkiler veriyorlar… Read more »

AlphaGun
Guest

Kadınlar çocuk gibidir. Onlara anlatarak doğruyu gösteremezsin. Sen yaparsın, onlar da seni izler. Senden ayrılır yarın riayet ettiği başka otoriteyi izler.

Tefekkür edip temellendirdiği ilkeler çerçevesinde yaşayıp, maskülen ve riayet ettiği erkeğin yanlış veya zalimce davranışlarını görüp de (kadına karşı değil) onu adil olmaya çağıran bir kadın görmedim. Kadınlar o davranışı rasyonalize ederler.

de bruyne
Guest
de bruyne

@35lik:
şuana kadar beni ilgilendiren kavgalar hariç hiç bir kavgaya karışmadım. ama saçma sapan kızları etkileyeceğim diye kavgalara giren salakların yerlerde paspas olduğunu da çok gördüm. ”el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanarmış” hesabı.

Alfa olmak isteyen beta
Guest
Alfa olmak isteyen beta

Storm hocam mesajınızın altında reply butonu gözükmüyor bende o yüzden buradan yazacağım Benim “Erkek Adam” olmak ile aramdaki engel şunlar(dı) 1.Kilolu olmam 2.Kızlar karşısında aşırı utangaç olmam (Müdür yardımcısına küfür etmiş adamım kıza açılmaktan korkuyorum amk😡) 3.”Hayatımın kadını” ve “kendin ol” saçmalıklarına inanmam 4.Yaşamak için zorunlu olmadığım ancak yaparsam büyük getirisi olacak işleri ertelemem (dil öğrenmek gibi,ancak oyunlarda görürsem filan birşeyler kapıyordum) 5. İyi kalpli olup diğer insanları da öyle sanmam ve içimdeki kavgacı ve cesur erkeği bastırmam Sonra 16 yaşındayken birşeylerin ters gittiğini anladım ve 5.maddeyi sildim. Artık hayat konusunda başarılı olacağımı sandım ama olmadı çünkü daha 4 madde… Read more »

musto
Guest
musto

%1 lik kesim bile aldatılabılır. Bir yerde çalışıyorum(zengin mahallesi :D) , işyerinin etrafında evi olan ünlü futbolcular var. Bunlardan bir tanesinin eşiyle geçen gün göz göze geldik ve ertesi gün çok güzel baktı, eşi de 4 büyüklerden birinde oynayan yabancı futbolcu. Adamın boyu poşu kariyeri, he şeyi tam diyebilirim. Bilmiyorum % kaçlık dilime giriyor ama benimle kıyaslarsan beni beşe katlar(asgarı ücretin az üstünde maaşım var. para,fızık, tıp, ün herşey onda :D) Bir iki gün sonra hanımefendi dükkana geldi, (ugrayacakları türden bir yer değil) yıne baktı ben istediği şeyleri verdim, pek konuşmadım sonra gitti. İnanıyorum ki ben onunla konussaydım aramızda kesinlikle… Read more »

Alfa olmak isteyen beta
Guest
Alfa olmak isteyen beta

Eleman beta olabilir,sonuçta sadece kaslı ve sporcu olması onu alfa yapmıyor. Belki uydu erkekler gibi takılıyor olabir. Beta erkek duruşu diye bir makale vardı,JR Trump’ın davranışları da benziyor ve kadın “hala ilişkilere açığım” tarzı bir duruş sergiliyordu. Bu adam ABD başkanının oğlu amk,bu adam sırf davranışları yüzünden beta olarak algılanıyorsa o sporcunun da beta olma ihtimali yüksek

qaw
Guest
qaw

Kendinizi kandırmayın Alfası da betası da aldatılabilir. Hatta aldattığı beta olabiliyor Yani dünyada olamaz diye bir şey yok Olumlu veya olumsuz O yüzden büyük konuşmaya gerek yok tarihte bile var , yüzlerce kadının beni becer diye kapısında köle olduğu alfa aldatılıyor , hatta tuzağa düşürülüyor kadınlar tarafından Adam aldatan kadınının kafasını kesecek kadar da yönetimde güç sahibi ama olan oluyor . Bu aldatma işlerinde ne erkek kendine ben asla aldatılmam diyecek ne de kadın kendine Ne yazık ki iş sandığınız gibi adam da değil. Kadın yapmayacak türden bir kadınsa yapmıyor senle alakası yok. Senle alakası olmaması biraz rahatsız edici ama… Read more »