Kırmızı Hap Mantığı: Öfke

Gelin bugün öfke hakkında konuşalım. Öfke, küçük bir kızgınlıktan yıkıcı bir öfke patlamasına uzanan seviyelere sahip bir insan duygusudur. İnsanda hem fizyolojik, hem de psikolojik değişikliklere neden olur, insanı kontrolü altına alabilir ya da insanın ileriye doğru hareket etmesini sağlayabilir.

Kırmızı hapa yöneltilen suçlamalardan en yaygını, kırmızı hapın erkekleri öfkelendirdiğidir. Bu suçlamaya göre kırmızı hap, erkekleri kadınlara karşı öfkelendirir ki uzun süredir bunun çok garip bir şey olduğunu düşünüyorum. Gerçekliği olduğu gibi görmeye başlamak, bir erkeği neden öfkelendiriyor? Bu kızgınlık evresi belki de doğal zira kırmızı hap bize uzun yıllardır aptal yerine konulduğumuzu gösteriyor. 9 – 5 çalışarak milyoner olacağı masalı satılmış ama emekli olma yaşı geldiğinde emekli olacak kadar bile parası olmadığını anlayan çalışanın karşılaşacağı öfke benzeri bir  şey bu.

Gerçeklikle karşılaşmak sizi yıllarınızı hatalı bir yönteme yıllarca kaynak ve zaman ayırdığınızı kabul etmeye zorlar ve aptal yerine konulduğunuzu kabul etmek zor bir şeydir. Öfkeyi aşmak için kişinin, geçmişte yaptığı tercihleri, kendisine sunulan bilgilere göre verdiğini ve karşılaşılan sonuçların kişinin başarısızlığından çok yanlış bilgilendirme sonucu olduğunu kabul etmesi gerekir.

Daha önce yazdığım gibi:

Kırmızı hap felsefesi ile karşılaşmanın ikinci aşaması, sıklıkla hissedilen öfkedir. Bazıları öfkelerini, “alfa siker / beta öder” cinsel stratejisi yüzünden genel olarak kadınlığa yöneltir, bazıları kendilerini doğru yetiştirmediği için babalarına yöneltir ya da bazılar yanlış bilgi yüzünden dünyaya kızgınlık duyarlar. Bir erkeğe bugüne kadar bir kadınla birlikte olmak için harcadığı kaynakların çoğunu, seks olmadan yaptığı 11 buluşma yaptıktan sonra kızdan “arkadaş kalalım” kelimelerini duymanın hüsranını, kadının “sağlayıcı erkek” algılarını harekete geçirmek ve bu nedenle ciddi ilişkiye karar verene kadar seksi ertelemek olarak kolayca açıkladığınızda, sadece kendisine değil, kadınlara ve her şeyi doğru yapıyorsun diye kendisini yanlış yönlendiren topluma öfke duyması normal bir reaksiyondur.

Bu, bir erkeğin birinin tek gecelik ilişkisi olarak değil de, annesinin kafasında babasının olmasını istediği  surete göre yetiştirilmesi şeklinde  bir asıl – vekil problemiydi. Erkek bu şekilde, kendisi için olabilecek en kötü fırsatı seçerken, sosyal grubu ve kadın için olabilecek en iyi fırsatı seçecek şekilde, sosyal programlamaya maruz kalmıştı. Bunun sonucunda da erkek, sadece herhangi bir yüzü olmayan toplum tarafından değil, en çok güvendiği insanlar tarafından kandırılmış hissedebilir.

En kötü farkındalık da, Matrix’in içinde uyuyan nüfus gibi, başka varlıkları güçlendirmek için kendi biyo enerjisini tükettiğidir. Mavi hap yapısı altında yaşayan erkek, ait olduğu toplum için kendi yaşam enerjisini yavaş yavaş tüketir.

Kısacası, erkek kandırılmış hisseder zira kendi hayali sistemini, en iyi senaryoda hatalı bilgilere ve en kötü senaryoda ise bilinçli bir şekilde yanlış yönlendirmek üzere kurulu bilgiler üzerine inşaa etmiştir. Hayatını iyi çocuk olarak ve toplumun sözde taptığı özelliklerin bir avatarı olursa, bu çabalarının ödüllendirileceğine inanarak geçirmiştir.

Kırmızı Hap ve Öfke

Ortalama bir beta erkeği düşünün. Bu erkeğe iyi çocuk , iyi çalışan, bilinçli bir vatandaş ve ahlaki açıdan bir örnek olmanın, kadınların kalbine giden yol olduğu söylenmiştir. Bu beta oyunu ona hayatı boyunca aralıklarla bir kız arkadaş kazandırır ve bu inancını güçlendirir. Ama bir yandan da sürekli olarak kadınların çoğunun, “götün teki” erkeklere yöneldiğini ve sonra da gelip kendi omzuna yaslanarak bu “göt herifler” hakkında ağladığını görür. Bu durum, içinde bir öfke doğmasına neden olur. Sonuçta kızlar onun omzunu kaybedilmiş alfalar için gözyaşı ile ıslatırlarken, ona ne kadar harika biri olduğunu ve onu alan kızın yaşadığını söylerlerken çekingen de olsa bu kızlara yürüdüğünde, “seni sadece arkadaş olarak görüyorum“, “arkadaşlığımıza zarar vermek istemiyorum” hatta bazen “seni kardeşim gibi görüyorum” gibi şeyler duyarlar. Bunun doğal sonucu ise bir miktar kızgınlıktır. Sonuçta erkeğin tümdengelen düşünce moduna göre, eğer kız kendisinin çok iyi bir erkek arkadaş olacağını düşünüyorsa, neden onu erkek arkadaş olarak kabul etmez ki? Neden o, sosyal programlamaya göre, “kötü” çocuğa koşar, kalbini kırar ve kendisine sadece ağlamaya gelir? Ama yine de kıza öfkelenemez zira onu gizli gizli sever ve ona hayrandır. Kız kendisini seçse, onunla beraber kurabilecekleri mükemmel aileyi, mükemmel evi, mükemmel hayatı hayat eder.

Bunun sonucunda da iyi çocuk, öfkesini kendisine, ailesine, arkadaşlarına ve topluma – kız hariç herkese – yöneltir. Ama sonra bu erkek “beni neden sevmiyor” gibi bir şey ararken, kırmızı hap ile tanışır ve kendisini tavşan yuvasının içine yuvarlanırken bulur.  Göklere çıkardığı, kafasında tanrıça yaptığı kızın, etten kemikten bir insan olduğunu anlar. Baldan şekerden ve olabilecek her güzel şeyden yaratılmış bir varlık değil, sadece bir insan olduğunu anlar. Erkeğin Afroditi, bildiğin Anna’dır.

Erkek aynı zamanda kendisinin “üremek” için bir partnerden çok, duygusal tampon ve buna benzer faydaları ile değerli biri olduğunu anlar. Özellikle de kadınların eğlenmelerine baktıkları parti yıllarında. Eğer 5-10 sene daha efendi bir erkek olarak beklerse, kız kötü çocuklardan bıkacaktır ve o da artık geriye ne kalmışsa ona sahip olabilir. Erkek kızın Jenny, kendisinin de Forest Gump olduğunun farkına varır.

Bunlar doğal olarak erkeğin öfkelenmesine neden olur. Ama yanlış bilgi ile hareket ettiğini, zamanının ve kaynaklarını yanlış kişilere harcadığını ve batık masraflarını kabul etmek yerine, tam bir aptal yerine konulduğuna karar verir. Bunu kafasında çevirip durur ve kendisine kızmak, bu öfkeyi kendisini daha değerli yapacak şeylere yönlendirmek, ağırlık kaldırmak, daha iyi giyinmek, kendini geliştirmek ve doğal yeteneklerinin gerçekleştirebileceğinin en iyisini gerçekleştirmeye çalışmak yerine, öfkesini kendisine değil, genel olarak kadınlara yönlendirir.

Kaybolan cennet

Erkeğin öfkesinde anlaşılmayacak bir şey yok. Sonuçta bu adam belki de on yıllarını, kendisini kadınların sevdiği söylenen erkeğe çevirmeye yatırdı. Aslında bu batık yatırımı kabul edebilirdi belki ama hayallerindeki geleceğin ve içselleştirdiği inançlarının yıkılmasını kabul edemez. Gelecek onun yalnızlığının yoldaşı ve kızların kötü çocuklara koşarken, kendi omzunda ağlarken, duygusal tampon görevini icra ederken kaçtığı pembe bir hayal olmuştur. Hayatı boyunca, kızın birinin ya da spesifik bir kızın birgün asıl kendisinin seçilmiş kişi olduğunu anlayacağını hayal etmiştir. Kafasında yarattığı ve ortalama bir romantik komediyi bile utanç içinde bırakacak hayal, onun sürekli olarak sığındığı, kendini avuttuğu mutlu cennetidir.

Kırmızı hap ise bu cenneti temellerinden dinamitleyip yok eder. Kırmızı hap erkeğe, kadının gelecek sigortası olmak için yaptığı onca yatırımın hiçbir değeri olmadığını anlatmakla kalmaz, aynı zamanda onunla ilgili kurduğu gelecek hayallarinin de bomboş olduğunu gösterir. “Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar” diye bir gelecek ve mükemmel bir hayat olmayacaktır. En iyi ihtimalle erkek, kötü çocuklar artık kendisini kabul etmediği yıllarda, B planı olacaktır.  Tabii ki evlenebilirler, çocuk yapabilirler ama erkek hiçbir zaman o kötü çocuğun arzulandığı gibi arzulanmayacaktır. Kadın kendisini ona, o kötü çocuğa verdiği gibi vermeyecektir ve kadının içinde bir parça hep o kötü çocuğu hayal edecektir. Erkeğin hayali nasıl onunla sahip olacakları mükemmel gelecek ise, kadının hayali de kötü çocukla alternatif bir hayatta kurdukları mükemmel gelecektir. Bu erkeğin bir mücadelesine dönüşür: Kendi idealizmine inanmaya devam edebilseydi, güya kadın kötü çocuğun kendisine göre olmadığını anlayacaktı, erkek onun en iyisini alacaktı, mükemmel bir hayat, mükemmel çocuklar, mükemmel bir evlilik olacaktı ve erkek bu durumda acı çekmeye katlanabilecekti. Ama artık gerçeği görünce erkek, kadının en iyisinin başkasına verildiğini, kendisinin ise sağladığı kaynak ve güvenliği almak için verilen minimuma kaldığını anlayıp öfkeye kapılır.

Sonuçta erkek hayatını bir yalan üzerine kurmuştur ve hayatını kendisine değil içinde yaşadığı gruba fayda sağlayan bir yolda yürümüştür. Hayatı boyunca hayali bir mutlu gelecek için, şimdi ve burda kendisini mutsuz eden kararlar verip durmuştur. Çalışmak için partilere gitmemiş, tatil yerine staj yapmış, eğitimini karşılamak için sürekli yarı zamanlı çalışmış ve tüm şimdisini geleceği için harcamıştır. Ve bunların hepsi de boşaymış diye hisseder.

Özet ve Sonuç

Bir süre önce, savunma mekanizmaları ile ilgili bir yazı yazmıştım ve orada Yer Değiştirme mekanizmasını şöyle tanımlamıştım:

Yer değiştirme olarak bilinen savunma mekanizması, sizin başınıza iş açacak olan duyguların, hedefinden alınıp daha zararsız bir hedefe yönlendirilmesidir. Mesela, adam karısına kızgın olabilir ama kızgınlığını kendisinin yönetiminde çalışanlara yöneltir. Bir çalışana duyulan arzusunu karısına yöneltebilir. Temelde bu, duyguları bir hedeften diğerine aktarmaktır. Kişi başkasına olan kızgınlığını kendisine de yöneltebilir ve böylece kendisine zarar verebilir.

Kırmızı hapı “KH benim kadınlarla ilişki yaşamamı imkansız hale getiriyor zira beni kadınlara karşı kızgın yapıyor” ya da “kh kadınlardan sürekli olarak şüphe etmeme neden oluyor” gibi bahanelerle reddeden erkekler, öfkelerini kırmızı hap teorilerine yönlendiriyorlar. Sonuçta öfkeyi internette yazı yazan bir grup adama yönlendirmek, kendine, ailene veya eski kız arkadaşına yönlendirmekten daha kolay. Ya da bunların hepsi, gerçeği öğrendikten sonra kendini güvensiz bir ortamda hissettiğini itiraf etmekten daha kolay: Onun ilk tercihi misin yoksa eğlence bitince aldığı teselli ödülü mü?

Hayat boyu yapılan kötü yatırımın farkına vardıktan sonra erkeğin öfkelenmesi anlaşılır bir şey. Sonuçta aileleri, arkadaşları, toplum ve kadınlar onlara bir metodoloji verdi ve bu metodoloji de erkeğin çıkarlarına karşıydı. Ama Hanlon’un Usturası (Hanlon’s Razor) kuralına göre “bir şeyi aptallıkla açıklayabiliyorsan, kötülükle açıklama” der.  Çoğu beta erkek size aşılanan yanlış bilgiden daha iyisini bilmiyor ve ailedeki kadınların odaklandıkları şey gelecekte kadınlara arzu mıknatısı değil, gelinleri için harika bir koca yaratmak. Erkeğin ailesindeki kadınlar, solipsizme ve bağlama göre davranıyorlar. Verdikleri tavsiyeler kendi ihtiyaçlarına ve kendi ilişkilerindeki problemlere göre şekilleniyor.  Çoğu erkeğin çevresi, kırmızı hapı bilmiyor. “Doğal” erkekler ile arkadaş şanslı azınlık ise zaten kırmızı hapı aramıyorlar bile. Çevrelerindeki adamlara bakarak öğreniyorlar.

Öfke ile en çok boğuşmak zorunda kalan erkekler, en idealist, en sert ahlakçı ve geçmiş odaklı olanlar. Daha önce burada, Akrep ve Kurbağa hikayesini anlatmıştım.

Akrep ve Kurbağa

Akrep ile kurbağa, dere kenarında karşılaşmışlar. Akrep kurbağadan kendisini karşıya geçirmesini istemiş. Kurbağa, “beni sokmayacağını nereden bileceğim?” deyince akrep, “eğer seni sokarsam ben de ölürüm” demiş.

Bu cevabı yeterli bulan kurbağa, akrebi almış sırtına ve dereyi yüzerek geçmeye başlamış. Tam derenin ortasına geldiklerinde, akrep kurbağayı sokmuş. Kurbağa felç olup dibe batarken, ikisinin de boğularak öleceğinin bilincinde, son nefesini vermeden sormuş, “neden?”

Akrep de, “ne yapayım, benim doğam bu!” demiş.

Bu hikayeden çıkarılacak ders, kurbağanın akrebe kızamayacağı zira akrebin doğasının tasarımına göre hareket ettiğidir. Bunun yanında kurbağanın, kendi doğal dürtüsünü, akrepten kaçmayı, ihmal ettiğini de unutmamak gerekir. Büyürken kendi perspektifini sürekli olarak canlı tutan her erkek, kadınların sosyal normların dikte ettiği “iyi çocuk” protatipine tamamen zıt adamlara aktığını gözlemleyebilir. Dinin ve tutucu sosyal değerlerin, bu eğilimi frenlediğini iddia edebilirsiniz ama bu nereye kadar mümkün ki? Kadın doğası son 100 yılda pek fazla değişmedi ama onu saklama zorunluluğu çok değişti. Dürüst olmak gerekirse, bazı sosyal muhafazakarların kafalarındaki geçmiş dünyanın geçmişte varolduğuna da emin değilim zira “çocuklar postacıya / sütçüye benziyor” şakası, postacılar ve sütçüler varolduğundan beridir var.

KH farkındalığı, erkeklerin çok farklı şekilde davranmalarına neden oluyor. Bazıları öfkelerini, kendilerini daha iyi versiyonları haline getirmek ve istediklerini alabilecek şekilde gelilmek için kullanıyorlar ki kırmızı hapın çekirdeği budur. Arzu ettikleri hayatı gerçekleştirmek için yeterince değer ve güç inşaa etmek, geçmişin, şimdinin ve daha önemlisi geleceğin tüm sorumluluğunu kabul etmek. Bu arzu edilen hayat artık ne ise: bir aile babası ya da bir playboy olmak gibi. Bazıları ise, her türlü yöntemi kullanarak yatabildikleri kadar kadınla yatarak öfkelerini yatıştırmaya çalışıyorlar. Ama göze göz mantığının, tüm dünyayı kör edebileceği gerçeğini unutmamak lazım. Diğer bir alternatif ise erkekleri suçlamak, başka erkekleri ahlak oyunları ile, duyguları cezbederek, korku ve utandırma ile cezalandırmaya çalışmak ve “kız kardeşlerin” koruyucusu olmak. Bunlar, kendi çıkarlarını kenara bırakan, toplumun ve kadınların çıkarları için feda eden erkekler.

Benim öfke, öfkenin nedeni ve erkeklerin bu aşamadan nasıl geçtiği ile ilgili tezim bu. Şu an öfkeli olanlarınız hala buradaysanız, size neden öfkeli olduğunuzu söyleyeceğim. Öfkelisiniz çünkü kafanızda yarattığınız, fantezi dünyasını, idealize edilmiş hayali bırakmadınız. Kadınlara öfkelisiniz zira kadınların gerçekliği, kafanızda canlandırdığınız idealize edilmiş kadın versiyonuna uymuyor.

Zor you seçip, masalları bırakabilirsiniz ve böylece öfkeniz azalır ve siz de ilerlemeye başlayabilirsiniz. Öfkenizi, daha güçlü, daha değerli, opsiyonları olan ve kendi kaderini belirleyen bir erkek olmak için yakıt haline getirebilirsiniz. Gerçek şu ki öfkenin varoluş nedeni bu zaten: erkeği konfor alanından çıkarıp harekete geçirmek.

Eğer zor yolu yürümeyi reddederseniz, tam olarak iki opsiyonunuz var:

A) Matrix’e geri dönersiniz ve inandığınız masalları öğrendiklerinizi unutmaya çalışarak yeniden inşaa etmeye çalışabilirsiniz. Ama bu durumda beyninizin bir köşesinde gerçeklik sizi rahatsız edecek ya da siz utandırma, korkutma, görev hatırlatma, duygusal çağrılar ve ahlak ile matrixe geri dönmeyen erkekleri dogmatik bir şekilde cezalandırmaya çalışacaksınız.

B) Katı bir MGTOW yoluna girip kadınlarla iletişimi kesebilirsiniz.

Zehirinizi siz seçin.

Çeviri: Red Pill Logic: Anger

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

43
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz.

avatar
15 Comment threads
28 Thread replies
4 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
21 Comment authors
Delüzyonel BozuklukMarlboroPsikoljiHuseyinTerry Henry Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
BRB
Guest
BRB

Kırmız hapla yeni tanışan ve tanışmadan önceki hali mavi haplı bir beta olan her erkek mutlaka ilk evrede kadınlara karşı bir nefret duygusu besleyecektir bence.Aksi olması için kişinin çok olgun rasyonel düşünen mantıklı biri olması gerekiyor diye düşünüyorum.Ki bu kafa yapısında biri zaten hayatının hiç bir döneminde mavi haplı kafasında olmamıştır zannımca

Chagi Machine
Guest
Chagi Machine

Bize gerçekliği ve farkındalığı topluma rasyonel olarak bakmayı tercih eden Thomas Hobbes da vurgulamıştır. Hobbes sosyolojinin toplumu ne kadar genel olarak ele aldığını görse de toplumu oluşturan bireyin farkındadır ve Leviathan adlı eserindeki ideal toplumu bu şekilde açıklar. Hobbes’ un sosyolojiye birey esaslı ele alması o günün Avrupasında müthiş tepki aldı ve tekrara toplumcu anlayış devam etti. Sebebi ise öfkenin tamamen yanlış kullanımı yüzünden fakat anlaşıldı ki sosyoloji ile bireyi inceleyen psikoloji kanka gibidir ikisi de birbirini destekler.

Günümüz erkeklerini Thomas Hobbes farkındalığına eriştiren ise Kırmızı Hap farkındalığıdır. Bu olanağı sağlayan erkek adam sitesi ve ekibine teşekkür etmek istiyorum.

Miami Vice
Guest
Miami Vice

Tek kelimeyle “Mükemmel”. Emeğinize sağlık.

Bro
Guest
Bro

Kh ile yaklasik 2 sene tanisdiktan sonra yani simdi aklima ilk kez gelen bir soru.
Neden beynimiz yikandi?

Erkeklerin insa ettigi bir toplum neden geri donup erkeklerin beynini yikadi?

Surec nasil buraya geldi?

Angaz Bandito
Guest

Yazı için teşekkürler. Bir typo: “zor you seçip”

can
Guest
can

ben kaç senedir sayısız makale okudum redphille alakalı keşke redphille tanıştıktan 1 ay sonra bu yazıya denk gelebilseydim. Anlatımı efsane. Değindiği kısımlar ise tam bir nokta atışı. akılda soru işareti bırakmayacak şekilde yazılmış. bunun çıktısını alıp çocuğuma bile saklayacağım öyle bir yazı. Allah sizi başımızdan eksik etmesin.

KKEG
Guest
KKEG

Ben 28 yaşımda tanıştım. Kadınlara öfkem oldu tabi. Sonrasında olay tamamıyla umursamamaya döndü. Konuşuyorum, kahve içmeye davet ediyorum, konuşalım biz burası iyi derse orada bırakıyorum, buluşmak istemezse orada bırakıyorum. En ufak bir saygısızlıkta orada bırakıyorum. Kırmızı hapın bana faydası bir kadının peşinden ümitsizce koşmamak oldu. Öfkem dinmiş olsa da geçmiş tecrübeler sebebiyle ördüğüm duvarları indiremiyorum. Benim sorunum öfkeden ziyade duvarlar örmem diye düşünüyorum. Bu da geçmişte yaşama ve öfkeyi yönlendirme tezine her ne kadar uysa da kadınlara zerre öfke duyamıyorum, sevgi duyamıyorum. Sadece normal bir arkadaşlık ilişkisi kafasında muhabbet edebiliyorum. Mahmut abi ben sevemiyorum, aşık olamıyorum, konuşmak bile sıkıcı geliyor.… Read more »

Not Elegance Gentleman
Guest
Not Elegance Gentleman

Abi bende tam bir senedir takipçinim. Bu süreçte gözüm açıldı, kendimi bulmaya başladım. Ama şöyle bir sorum var, tüm 1 senedir genel olarak aralıklar ile gelen bir sendrom oldu bende( yalnız kurt). Mesela bir dönem(2-3 ay) boyunca kızlara aralıksız yürüyorum, buluşuyorum. Ondan sonra kızlardan sıkılıp tamamen tek başıma takılmaya başlıyorum. Herhangi bir kızdan sinyal alsam mesela, gidip yürümüyorum, sosyal medyadan yürümeleri tamamen kesiyorum. Hop dön geriye en az 1-2 ay tamamen kendi kabuğuma çekiliyorum. Sonra birden ne yapıyorum lan ben diyip karı kıza yürümeye devam ediyorum. Bu tamamen yalnız olup tek takılma sendromundan nasıl çıkabilirim abi? Bu sürecin bana faydası,… Read more »

shredder
Guest
shredder

ufuk açıcı… Emeğine sağlık Mahmut ağabey.

Yeğke
Guest
Yeğke

Mahmut abi peki ya kaygi ve endise yaratiyosa, kafada kuruntuya sebep oluyosa bunlarda gecici midir?

endwhoman
Guest
endwhoman

Kırmızı hapı öğrendim, iyi ki, sonra kızgınlık evresi , herkese kızgınlık, kızgınlık dan sonra sebebini çok iyi bildiğim ve analizlere çok daldığım için kızlara kızgınlık niye böyle davranıyorlar diye, sonra sakinlik olay alma verme dengesi kızların istediği şey belli sadece amlarini sunmaları yeterli doğal tabak çeviriciler ve yavsayan çok olunca haliyle eleme yapmak için shit test ve ötesi yapılmalı, aslen çok mantıklı , sakinlik devam ediyor, kırmızı hap ı bize anlatanlara teşekkür duygusu , şimdi tam bu aşamadayim , güzel dişiler de kendimi test ediyorum, mesela en son geçenlerde restoran da kız çok güzel bakakaldim 2 3 sn( işte tam… Read more »

thanosun sol taşşağı
Guest
thanosun sol taşşağı

mesela ergen kızın biri alakasız komik bir videoya : “seksist bu.bruh” yazmış.bu bile beni öfkelendirmeye yetiyor.eğitim ve bilgi birikim olarak bu insanlardan daha zengin oldugumu duşunup hemen ciddi ciddi savunmaya geçip yazılar falan hazırlayıp siliyorum nefretimden mahmut abi.bak mahmut sana laflar hazırladım tarzı şeyler yazıyorum sonra la ben nabıyorum aq diyip siliyorum.sanırım bu tarz öfke yemi ve shit test tarzı şeyleri geçemiyorum mahmut abe.sonra bu site geldi aklıma ve dedim ki neden onaylayıp abartmıyorum ki? çok alakasız mizah amaçlı bir videoya seksist diyecek kadar ilgi meraklısı birini ciddiye alıp paragraflar döşemek yerine, “aynen seksist, bu videoyu hazırlayan da mahkemelerde hesap… Read more »

AnatolianSigmaWarrior
Guest
AnatolianSigmaWarrior

Yazı müthiş,ki yolumu da tarif etmiş (sıkı Bi mgtow yolcusuyum), 11/12 yaşlarında kızların serserilere meyilli oldugunu fark etmiştim ama 21 yaşında falan redpill ile tanıştım, 5 sene gecti ve mgtow dışında yol bulamadim, hayatıma asla kadın girmedi, incel denebilir yani bana(zoraki bakirlik), öfkem büyük fakat üzüntüm daha büyük, bunun 2 nedeni var; 1-26 yaşına kadar asla kız arkadaşı ve eskortlar haric tecrubesi olmayan biri olmak 2- cinsel organımın ortalamadan bil’e Bi tık ince ve kısa olmasi, kadınların hayatim boyunca asla bu organı “çok güzel” bulmayacagini bilmek , tüm zorluklarla savaşir tüm engelleri aşabilirim parayı da bulabilirim kızı da, vücudum da… Read more »

Psikolji
Guest
Psikolji

Değerli Mahmut abi ve redpill sakinleri, İstanbulda bana önerebileceğiniz bir 40yaş üstü redpill yutmuş bir erkek psikoloğunuz varmı, kendi başıma düzeltemediğim bir öfke(vesvese,obsesyon,kaygı) sorunum var,bu sorun aylardır devam ediyor ve internetteki bütün psikolojik videoları izledim ve uyguladım,genede çözüm olmadı.Daha önce defalarca,seanslarca psikoloğada gittim ama işe yaramadığı gibi haftalık uçuk seans fiyatlarıyla para ödediğimle kaldım.Bu yüzden redpill yutmuş 40 yaş üstü erkek bir psikolog yada terapist lazım bana.Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

Marlboro
Guest
Marlboro

Mahmut abi merhaba, kırmızı hapı 20 yaşında aldım ve şu an 21 yaşındayım, bir yıllık süreçte ben bu akımın erkek toplumu ve kendim için önemini anladım. Sorularım şunlar, kh’yı almak için 20 yaş geç mi ve bir yıllık süre akımı tümüyle benimsemek için uzun bir süre mi?