Büyük porno deneyi – Gary Wilson

Daha önce İnternet porno bağımlılığı yazısında bahsettiğimiz your brain on porn sitesinin kurucusu Gary Wilson’un günümüz hızlı internet ve yüksek kalitede yüzbinlerce porno videoya cepten ulaşım imkanının yarattığı hiperstimülasyonun, günümüz erkekleri üzerindeki yıkıcı etkisini tartışıyor.

İnternet pornosu insanın beynindeki ödül devresini sürekli ayartıyor zira sürekli yenilik bir tıklama uzaklıkta. Birkaç tarayıcı penceresi aynı anda açıkken saatlerce tıklaya tıklaya porno klipleri tükettiğinizde, her on dakikada tarih öncesi avcı toplayıcı atalarınızın bütün hayatı boyu görebileceğinden daha fazla ateşli piliç görüyorsunuz.

Günümüz hızlı interneti ve video streaming teknolojisi sayesinde internet pornosu sonsuz sayıda “yeni” uyarana ulaşım sağlıyor ve ilkel ödül devresini sürekli uyarıyor. Erotik yazılar ve resimler uzun süredir insanlığın bildiği birşey. Bunun yarattığı dopamin pompalaması da. Fakat sadece 20 yıl öncesine kadar en sık karşılaştığınız erotik yenilik ayda bir yayınlanan Playboy dergisi ve eve alınan erotik video kasetleri idi. Ama bunların hiçbiri günümüzün birden fazla pencereli sonsuz porno büfesiyle yarışamaz. İnternet pornosunun en büyük farkı kullanıcısına ölene kadar sürekli yeni yeni ve daha ağır erotik sahneler izleyerek dopamin salgılanmasını hep tepe noktada tutma imkanı sağlaması.

Video Türkçe alt yazılı.

 

İnternet pornosu bağımlılığının varlığını kabul edenler bunu genelde uyuşturucu bağımlılığı ve video oyunu bağımlılığı ile karşılaştırıyorlar. Bağımlılıklar her ne kadar benzer beyin mekanizmalarını kullansa da burda büyük bir fark var : insanların seks için ayrı beyin devreleri var ve bunlar ergenlik döneminde çok hassaslar.

Ayrıca Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabına da bakabilirsiniz.

Porno : Maskülinitenizi öldüren bir zehir

Bugün Family Alpha Hunter Drew, Stephen C. Storey’in bir tweetini paylaşmış :

Yani diyor ki :

“Benim gibi birçok erkek 10 – 12 yaşından beridir porno izleyip mastürbasyon yapıyor. İlk porno izlediğimde 5 yaşında idim. Benden daha büyük olan kuzenimle idim ve izlediğim şeyi hala çok net hatırlıyorum. Bu olay hiç yaşanmamalıydı.”

Storey’in burada bahsettiği çok yeni bir olay. 35 yaş üstü erkekler için mesela, bu pek söz konusu değildi. Bizim ulaşabildiğimiz tek materyal, içinde çıplak kadınların poz verdiği dergilerdi. Her ne kadar 90ların başında Star TV gibi yerlerde Playboy Late Night Show’lar başlasa da, evde tek televizyon olduğundan çoğu erkek bunları izleyemezdi.

Bugünkü çocuklar gibi güzel kadınları başka erkekler tarafından ağır sikilişini izleyip mastürbasyon yapılmazdı. Mastürbasyon, kendini o kadını sikerken kafanda canlandırarak yapılırdı. Bence aradaki fark çok büyük.

Hunter Drew bunu kendi tweetinde çok güzel yakalamış :

Hunter Drew diyor ki :

“Porno, maskülinitenin geliştirilmesi ve muhafaza edilmesi açısından zehirli bir şey.

Bu kelimenin tam anlamı ile boynuzlanmak.

Beynini, senin çekici bulduğun bir kadını başka bir erkeğin sikmesini izlemekten zevk almaya programlıyorsun.”

Porno’nun, özellikle de bugünkü hızlı internet üzerinden akan pornonun en bilinen zararı, beyni sürekli olarak değişik kadınları izleyerek boşalmaya iterek, zamanla beynin sadece kadınların sürekli değişmesi ile zevk almaya alıştırılması. Bu durumda gerçek seksten zevk alamaz duruma gelinebiliyor ve genç yaşta iktidarsızlığın artmasının en büyük sebeplerinden biri de muhtemelen budur.

Porno'ya hayır
Porno’ya hayır

Ama yukarıda bahsettiğim zararını da es geçmemek lazım. Bugünün 35 yaş üstü erkekleri mastürbasyon yapmıyor değillerdi. Ama elde bir dergide ya da kafada bir canlandırmada olan kadını düşünerek, o kadını siktiğini düşünerek mastürbasyon yapılırdı. Şahsen 20 yaşıma kadar izlediğim ve başkasının bir kadını siktiği videoları tek tek sayarım zira o kadar azdır. Ama bugünkü gençlere ekrandan çıplak ve güzel kadın yağmakla kalmıyor, aslında düşünürsen absürt gelecek bir şekilde başkasının / başkalarının bu kadınları sikmesini izleyerek mastürbasyon yapıyorlar. Bu açıdan bakınca bundan beta tek şey herhalde gerçekten beğendiğin kızı birinin yatakta yediğini izlerken, yatak kenarında mastürbasyon yapmaktır.

Pornoyu bu açıdan düşünün ve izlemenin sizi ne kadar aşağıladığının farkına varın. Porno filmindeki olay olurken kendinizi köşedeki sandalyede mastürbasyon yapan ezik olarak kafanızda canlandırın. Pornoyu hayatınızdan 100% atın. Burada yorumlarda tartıştık, biz mastürbasyona karşı o kadar sıkı değiliz ama porno hayatınızdan bir daha geri gelmemek üzere çıkmalı.

Ayrıca Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabına da bakabilirsiniz.

Gerçek hayat tinderı nasıl oynanır?

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Geçenlerde bir İtalyan arkadaşla takılıyorduk. Bana “gerçek-hayat tinderı” oynamak ister misin diye sordu. Ben de merak edip kabul ettim.

Beni bir parkın merdivenlerine bırakıp beklememi söyledi. Beklerken,
merdivenleri çıkan iki kız bana bakmadan geçtiler. Arkadaş, “beklemeye devam” dedi. Derken, merdivenlerden çıkan bir kız benimle göz teması kurdu. Arkamdan bir ses, “Bu bir eşleşme! sana like attı” dedi. Anladım ki ben 15 yıldır bilmeden “gerçek-hayat tinderı” oynuyormuşum.

Sadece iki adımda gerçek-hayat tinderı oynayabilirsiniz. İlk olarak, kadının çevresine bakındığından ve yavaş yürüdüğünden emin olun. Bu, onun gerçek-hayat tinderını “yüklediği” ve oynamak istediği anlamına gelir. Ardından ona bakın. Eğer o da gözlerini çevirmeden size bakarsa, onunla eşleşmiş olursunuz ve bir bahaneyle konuşmaya başlayabilirsiniz. Eğer güler veya arzulayıcı bir bakış atarsa, süper like almış olursunuz ve herhangi bir şekilde konuşmayı başlatabilirsiniz. Hatta anlamsız sesler çıkararak bile yapabilirsiniz. (Tabi ki eşleşme olmayan kızlara
da yanaşabilirsiniz. Fakat işiniz şansa kalmış olur.)

Gerçek-hayat tinderının en iyi tarafı, fazla bekleme olmamasıdır. Kadının cevap vermesini beklemeniz asla bir iki saniyeyi geçmez. Eğer vücut dilini okumada iyi iseniz, neredeyse sıfır gecikmeyle gelen ani tepkileri fark edersiniz. Bir cevap almak için dakikalarca hatta saatlerce bekleme çilesi yoktur!

Diğer bir avantajı da, “gerçek tinderında” kadınlar beğenmedikleri erkeklerle genellikle konuşmayı devam ettirmezler. Eğer onun tipi olmadığınızı düşünürse hemen uzaklaşır. Çünkü kadının isteyeceği son şey size cesaret vermektir. Tinderda ise uygunmuş gibi görünen bir eşleşme siz mesajı açtıktan sonra aniden sessizliğe gömülebilir. Ama “gerçek-hayat tinderında” hoşunuza giden bir yanıt olmasa bile her zaman bir yanıt alırsınız.

Gerçek tinderda bir kadının konuşmanın ortasında aniden ortadan kaybolma ihtimali yoktur. Fizik kuralları gereği, bir kadının sizin önünüzde dururken aniden yok olması veya başka bir yere ışınlanması imkansızdır. Gitmek istediğinde güle güle demek veya sohbeti neden bitirdiğine dair mazeret beyan etmek durumundadır. Tinderda ise konuşma güzel gidiyor görünse bile herhangi bir sebep belirtmeden ortadan kaybolabilir. Ve bu anti sosyal davranışından hiçbir pişmanlık duymaz.

Hepsinden önemlisi gerçek tinderda karşınızdakinin nasıl göründüğünü tam olarak bilirsiniz. Eski veya hile açılarından çekilen fotoşoplu fotolarını
paylaşarak sizi kandıramaz. Hayatım boyunca sadece bir kez tinderdan bir
kadınla buluşmaya gittim. Ve fotoğraflardaki gibi olmadığını gördüm. 15 yıllık gerçek-hayat tinderında ise hayatımda ise tek bir kez dahi gözlerim beni yanıltmadı.

Tinderin gerçek hayattan daha kısa zaman aldığı argümanı da uzun vadede şüpheli görünüyor. Tinder daha hızlı olsa bile günün birkaç saati sürekli ekrana bakmanız gerekir. Yeteri kadar teknoloji zombisi olmadık mı acaba? Kapalı mekânda çalışmak zorunda olup gerçek tinder oynamaya vakti olmayanların ise kadınlarla tanışmaktan daha büyük problemleri olduğundan şüpheleniyorum. Onların önce bu durumlarını sorgulamaları ve bu problemleri çözmeleri gerekiyor.

Cinsel ihtiyacım olduğunda gerçek tinderı oynamıyı seviyorum. Dışarı
çıkıyorum ve birkaç dakika içinde swipe’a (sağa ya da sola atma) başlıyorum. Günün hangi saati olduğuna göre değişmekle birlikte, günde 200 swipe ve yeteri kadar çok güzel eşleşme alabiliyorum. Dört saatlik gerçek tinder bir hafta boyunca beni meşgul edecek kadar eşleşme sağlayabiliyor. Bu gerçek işi istediğim ve yapabildiğim için normal tindera ihtiyaç duymuyorum.

Gerçek tinderın son bir avantajı daha var: başarmış bir adam gibi
hissediyorsunuz. Gerçek hayatta avlanmanız için vücut testosteron salgılar.
Fakat tinderda oynarken vücudunuz testosteron salgılamayı durdurur. Çünkü burada av yeteneklerine ihtiyaç yoktur. Bana göre tinder oynayan erkekleri çirkin veya gizli şişman kadınların moral bozucu davranışlarına katlanmaya iten şey düşük testosterondur.

Güzel bir kızla gerçek bir eşleşme yakalamanız harika bir duygu. Onunla
aranızda sadece üç adım vardır. Dolayısıyla bir gecikme ve aldanma olmaksızın onu bütünüyle kavrayabilir ve onun değeri hakkında içgüdülerinize güvenebilirsiniz. Tinder ise arkaik gibi duruyor. Ortalama bir şehirde yaşayan ve sosyal yeterliliğe sahip bir erkeği kısıtlayan gereksiz engeller çıkarıyor. Fakat kadınsanız çokça arzuladığınız ilgiyi hiçbir sosyal efor sarf etmeden size veren cennetten gelen bir uygulama gibi.

Gerçek hayattaki etten kemikten kadınlara bakmaktan kendimi alamıyorum. Benim gibi erkekleri cezbetmek için gösterdikleri çaba çok hoş. Beni cezbettiklerini ve benimle yatmak istediklerini hissettiğimde tahrik oluyorum. Kısacası tinder bu duyguları bana  yaşatamaz. Bu yüzden de her zaman sadece “gerçek-hayat tinderı” oynayacağım.

Çeviri : How to play reallife tinder?

Konuk Yazar : The man From Earth

Tinder Rehberi

Beta vücut dili – Buluşma / yürüme esnasında en çok sergilenen beta sinyalleri

Kızla konuşurken kıza doğru eğilmek oldukça bağıran bir beta hareketidir. Aşağıdaki eleman gibi. Bu bariz ilgi gösterir ki özellikle daha yeni karşılaştığınız bir kadına yapmanız, sizin muhtaç / aç olduğunuzu, yokluk zihniyeti ile kıvrandığınızı sinyaller. Aşağıdaki elemanın ellerinin beline doğru cebinde olması da, duygusal olarak stres altında olduğunu ve ezik hissettiğini sinyaller. Ya da en azından kendine güvensizlik hissettiğini.

Aşağıdaki iki duruş daha iyi. Maskülin ve kadına hiçbir şekilde ilgi sinyali vermiyor. Bu bir vücut dili nötrlüğü başlarda oldukça iyidir.

Kızla buluştuğunuzda en iyi oturma pozisyonu, yan yanadır. Zira bu pozisyondan kıza yakınlaşma, kino, vs. daha kolaydır. Kızla yan yana oturabilmeniz için daha önceden, yan yana oturmaya mecbur kalacağınız mekanlar belirleyip bunlarda buluşma ayarlamanız gerekli.

Ama bu şekilde otururken erkeklerin yaptığı en büyük hata, “öyle güzelsin ki senin için böbreğimi veririm” oturuşudur. Aşağıdaki oturuş.

Kadının vücudu erkekten uzağa dönük ama erkeğin tüm vücudu tamamen kadına dönmüş vaziyette. Burada erkek vücut diliyle aşırı bir ilgi sinyali veriyor. Ama kadının vücut dili ise adama ısınmadığını gösteriyor (adamın bu ilgisi ile de muhtemelen hiç ısınamayacak). Burada erkeğin ağzından çıkan ne olursa olsun hatuna verdiği mesaj şudur : “aman Allah’ım. O kadar güzelsin ki. Seninle birgün geçirmek için böbreğimi verirdim.”

Barlarda yapılan önemli beta vücut dili hatalarından biri de yürür yürümez tüm vücudunu kıza dönmektir. Bunun kıza sinyallediği, sen hiçbir çaba göstermesen de benim tüm ilgim sendedir. Bu gibi sinyaller ise, erkeğin kadınlar konusunda pek opsiyonu olmayan bir beta olduğunu sinyaller.

Bu duruş yerine, ilk yürümede aşağıdaki duruşu tutturmak daha avantajlıdır. Eğer kadın ilgiye pozitif tepki verirse yavaş yavaş ona doğru dönülebilir.

Bar demişken, içkili mekanlarda yapılan bir diğer beta hatası da içki bardağını havada, göğüs hizasına gelecek şekilde tutmasıdır. Erkeğin dik ve omuzlar geride durması, göğsünü ileri atması, onun duygusal olarak meydan okuması ve kolay kolay hiçbir şeyden etkilenmem manifestosudur. Aşağıdaki eleman gibi göğüsü kısmen ya da ortasından kapatan içki bardağı, erkeğin savunma pozisyonunda ve duygusal olarak zayıf olduğunu sinyaller.

Yukarıdaki fotodaki ölümcül hatalardan biri de pipet. Erkek adam pipetten içmez. Bunu sadece barlarda değil, her yerde hatırlayın. Pipet yok. Nokta.

Diğer yaygın beta erkek vücut dili hareketi de, nedensizce yüzünü veya boynunu ellemektir. Aşağıdaki iki fotoğrafta olduğu gibi. Bu tür hareketler, erkeğin kendisine güvensizliğinin, vücudu tarafından dışarı sinyallenmesidirler. Yüzünüzü ve boynunuzu kaşımak da dokunmakla aynı anlamdadır.

El ile ağız kapamak, klasik olarak kişinin dediği şeyin yalan olabileceğini sinyaller ama kadın – erkek ilişkilerinde, erkeğin kendine güvensizliğinin bir diğer dışa vurumudur.

Fotoğraf Kaynakları :

Alfa Male vs Beta Male

Eliminating Beta Male Body Language

How to tell he is into you.

2 Common Body Language Mistakes (Dating)

Kağıttan kaplan

Bir okur genç erkeklerin kırmızı hapla ilgili en çok yaptığı hatayı şöyle özetlemiş :

Mahmut Abi,

Senin, hayatınızda ipleri elinize almadan, önünüzde aşmanız gereken çok daha ciddi meseleler varken karı, kız toplarına çok girmemeyi tavsiye ettiğini biliyorum gençlere.

Misal, adamın ösym sınavı var, ya da hayatında tam sorumluluklarını eline alamamış, bağımlılıklarından tam anlamıyla kurtulamamış, disiplin kazanmamış vs. gidiyor burada okuduğu ilişki dinamikleri hakkında yazılarla, maskülin, alfa olmak ile ilgili şeylerle hemen “ava” çıkıyor. Eee oğlum senin hayatın akıp gidiyor boşuna, bi hedefin yok, ziyandasın… sitede okudukların arasında bunu mu anladın bir tek?

Ben red pilli ve bu siteyi, skeptico nun sitesini bazı genç arkadaşlara tavsiye ediyorum çevremde. fakat kadın erkek ilişkilerinin gerçek yüzünü görüp, sonra bunu bir kenara/cebine koyup, asıl yapmaları gereken hayatta güç kazanmak, iyi bir yerlere gelmek, sorumluluk almak olması gerekirken, gidiyorlar kız peşinde koşuyorlar güçlü bir karakter ve hayat inşa etmeye girişmeden.

Bu konuda bir yazı yazmanı ve bunu “14 – 18 yaş arası gençlere tavsiyeler” ile beraber en tepeye sabitlemeni çok isterim. çünkü bu “ben anlatırım isteyen mgtow olur, isteyen oyunu oynar veya bu bilgileri başka türlü kullanır buna karışamam” şeklinde düşünmenden çok daha farklı. bilhassa gençler kırmızı hap’tan öğrendiklerini nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar, hata ediyorlar. bu adamlara nasıl kullanırsanız kullanın demek (bunu dediğini görmedim. kendilerine tatlı geldiği ve gerçeği göremedikleri için böyle yapıyorlar) çok büyük bir hata.

Gençlerin en eften püften sorularıyla bile ilgilenen birisin. bu konu dikkatini çekebilir diye düşündüm. benim zeki bildiğim arkadaşlar bile bu tuzağa düşüyorsa bunu es geçmemeli.

“14 – 18 yaş arası gençlere tavsiyeler” yazısı bence yeterli değil sözünü ettiğim nokta için. başlı başına bunun üzerinde duran, “gençler dikkat-danger-ölüm tehlikesi” girişiyle “1. amacınız hayatta başarılı, güçlü, disiplinli, çalışkan olmak olsun. sonrasında zaten kızlar kendiliğinden gelecektir. kız konusunu erteleyin, hayatınızı ve geleceğinizi rayına koyup, ayaklarınız yere sağlam basana kadar” minvalinde bir yazı çok iyi olur.

Çok sevdiğim bir sözü de buraya bırakayım.

“sorunlu insanları düzeltmek yerine, güçlü çocuklar yetiştirmek daha kolaydır.” Frederick Douglass

Ben önce hayatınızı disiplin altına alın sonra kızlar zaten gelir yolunu değil de hem hayatınızı yoluna koyun hem de aktif olarak avlanın diyen biriyim. Ama bunun çoğu erkek tarafından hayatını yoluna koymadan ava çıkmak şeklinde uygulandığını biliyorum.

Bu sitedeki kişisel gelişim ve disiplin tavsiyelerini uygulamadan, sadece PUA teknikleri ile kız tavlamayı öğrenebilirsiniz. Aslında teknikler işin kolay tarafı. Asıl zor olan işin kendi hayatını kontrol altına alma kısmı. O kısım olmadan sürekli yapana kadar yapıyormuş modunda takılırsınız. Eninde sonunda ya bir kadını oneitis yaparsınız ya da 40larında amaçsız bir erkek olarak kalakalırsınız.

Kadınlarla ve hayatta gerçekten başarılı olmak için dominant / egemen olmak zorundasınız. Daha kendi hayatına ve düşüncelerine egemen olamayan erkek, başkalarına egemen olamaz. Olsa olsa zorba ya da götün teki olur.

Mesela, buraya gelip ya da eposta atıp “abi acil yardım” diye kız meselesi / sorunu çözmek için tüyo / yardım isteyen ama bahsettiğimiz disiplin ve spor hayatını ısrarla yapmayan adamlara tek kelime yazmak israf. Siz gerekli ağır antrenmanı yapmadan ringe çıkan boksörlere benziyorsunuz. Biz size kenardan en iyi gardı, en seri yumruk kombinasyonlarını bağırsak ve siz hepsini tek tek yapsanız bir işinize yarayacak mı sanki? O tıfıllıkla isterseniz en teknik gardı alın, en seri yumrukları atın. Dayak yemeye ve nakavt olmaya mahkumsunuz. Ve süpriz süpriz süpriz … Bu maçtan çıkıp da yine ağır antrenman yapmadan ringe çıkarsanız, bilin bakalım ne olacak?

Aynı örnekten gidersek, o dayağı önemli bir toplantıdan birgün önce de yemek istemezsiniz. İnsanın hayatındaki önemli dönemeçlerde, benim hem hayatını düzene koy hem de kızlara yürü felsefem (tam olarak paralel değil, belki disiplin 4 – 6 ay pratik edildikten sonra yürümeler başlayabilir) zararlı olabilir. Bunun sebebi şu. Siz ne kadar öğretiyi hatmedip disiplini sağlarsanız sağlayın, ilişkilerde alfa davranışlar gösterecek kadar çelikleşmek, bir iki tavında dövülme gerektirir. Yani ilk bir – iki ilişkinizde sağlam betalık yapıp tekme yiyeceksiniz. Yılların betalığını öyle düşünce gücüyle sakin sakin atamazsınız. İşte bu yanmaların üniversite sınavı gibi bir şeyin hemen öncesinde olması sınavda ayağınızı kaydırabilir. Bu nedenle yürüme kısmını yapmamanız daha hayırlı.

Yanlış anlamayın. Tehlike yürümelerin başarısız değil başarılı olması. Reddedilmek sizi pozitif bir MGTOW dönemine bile sokabilir. Bende öyle olmuştu mesela. Lisenin ve aile ile yaşamanın kısıtlayıcı hayatından kurtulmak ve ortaokuldan bozma bir üniversiteye değil de iyi bir üniversiteye gitme motivasyonunu ateşleyen lisedeki abazanlığımdı ve derece yapıp üniversite kazanmamı sağladı. 16 – 17 yaşlarımda zoraki MGTOW yaşamamı boşa giden zaman olarak görmüyorum. Şimdi olsa yine aynısını yaparım. O sayede 23 yaşından itibaren kendi parasını kazanan, kendi evi olan ve bekar bir erkek olarak hayatın tadını çıkarabilen biri oldum. Üniversitede part – time çalışmadan okuyamayan biri olmama rağmen.

Rollo Tomassi’nin dediği gibi oyun tekniklerinin problemi, kırmızı haplı olmayan erkeğin herhangi bir kızı tavlaması :

Ama PUA idealinin en önemli problemlerinden biri, AFCizm’in temel sorununa hiç değinmemiş olması. Bu da şu : AFC (beta), AFC (beta) olmayı bırakmak istemiyor ki! Çoğunlukla istedikleri ONEitislerinin (ya da hayallerinin kadınının) kendileri ile uzun süreli beraber olmalarını ve böylece de yan gelip yatacakları şekilde “kendileri olmak” istiyorlar. Oyuna göre PUA Tanrısı Mystery bile PUA senaryosunun kendi ONEities’i olan Katya ile uzun süreli ilişkiye girmek için işe yaramadığında intihara meyilli, zavallı bir AFCye dönüşüyor. Tarihin en meşhur PUAsı bile hala AFC zihniyetinde zira o zihniyeti öldürmek için birşey yapmamış – içindeki AFCyi öldürmemiş.

Başka çok yaygın birşey de reform olmuş ve OYUN yolunda iyi ilerleyen AFCnin, oyun sayesinde hayallerindeki kızı tavlaması ve bunu başarır başarmaz onunla eski AFC çerçevesi temelli bir uzun süreli ilişkiye girerek onu kaybetmesidir. Ben büyük bir Ross Jefferies hayranı değilim ama zamanında dediği bir laf çok doğru : “PUA yeteneklerini bu kalaslara öğretmek, küçük çocukların eline dinamit vermek gibi birşey”. Bu laf kendi tahmin edebileceğinden daha doğru muhtemelen, çünkü felaket potansiyeli çok fazla. Birçok erkek, hedefteki kızı kapatabilecekleri sihirli değnek ya da sihirli formül peşinde. Ama bu onların uzun süredir fantaziledikleri tembel ve beta uzun süreli ilişkiye onları hazırlamak konusunda hiçbir şey içermiyor. Bu adamlar erkek adam değil, ellerinde dinamit olan oğlan çocuklarına dönüşüyorlar. Sonra OYUNu öğrenmek sayesinde hayallerinin kadınının kalbini çalan arkadaş, “başına gelmiş en güzel şey” olan bu hatun kendini terkedince yıkılıp, intihara meyilli bir hale gelince şaşırıyor muyuz? Ya da sevgili ONEities’i bipolar bozukluktan müzdarip çıkınca ve elemanın hayatı OYUN sonrası uzun süreli ilişkiye hazır olmadığı için tepetaklak olunca?

Herhangi bir kadını tavlamak için sadece PUA yeteneklerini kullanmanın problemi, bunun bazen gerçekten HERHANGİ bir kadını tavlaması. Önden araştırma yok, muhakeme yok, düşünmek. AFC oyun sayesinde güzel bir kızı ya da eskiden uydusu olduğu kızı tavlayabilmeye başlayınca o kadar kendilerinden geçiyorlar ki, nasıl bir kadınla beraber olmaları gerektiği konusundaki kriterleri boşveriyorlar. Bu nedenle duygu manipulasyonu yapan kadınlara karşı tamamen hazırlıksız oluyorlar, özellikle de bu kadınlar çok güzelse. Bu nedenle kısa zamanda bu kadını takıntı ve ONEitis haline getiriyorlar.

Bu teknikleri daha pişmemiş bir oğlan çocuğu olarak kullanıp, bir erkeğin girmeyeceği ilişkilere (sorunlu kızlarla) ya da anca yetişkin bir erkeğin başa çıkabileceği ilişkilere girmeleri. Bu durumda ya bir kızı kız arkadaş tutmaya çalışarak ya da kız tarafından terk edilip bunalıma girerek hayatının en önemli fırsatlarından birini heba etmesi.

Kendi hayatınızı kazandığınız ve kendi evinizde yaşadığınız dönemde, eğer o döneme iyi kazanan biri olarak girmişseniz, kadın – erkek ilişkileri daha güzel. Eğer aceleniz varsa hayata hemen atılmaya bakın (okulu uzatmayın, askere gitmemek için master yapmayın ve askerliğinizi yapın, iyi bir iş hayatına sahip olmak için çalışın, vs …). Tamamen kızlaran uzak durun demiyorum ama odağınızdan kızlar için sapmayın. Kızlar kaçmıyorlar.

Savaşçı

Hz Odin, Yeni Bir Umut yazısına yazdığı yorumda Doğan Cüceloğlu’nun Savaşçı kitabını önermiş :

ben okudum özellikle kadınlarla başa çıkma bölümünü okumanı tavsiye ediyorum skepticonun dırdır başlığından daha etkili yani baktığın aslında zaman aynı şeyi söylüyorlar skeptico da dedida da ( örneğin maskulen erkeğin hayattaki amacı ilişkisinden önce gelir ) fakat skepticonun yolu fazla makyevelist ve win/win durumunu reddediyor bu bana insanı gelmiyor ve açıkcası win/lose yolundaki eylemleri (taktikleri) tamamen çıkarcı ve samimiyetsiz buluyorum ( tabi samimi arkadaşlık ve eş ilişkisini kabul ettiğini düşünmüyorum robertgreene , makyevelli kafasının ) david deida burada bize ilişki kurduğumuz insanla beraber nasıl win/wine geçilebileceğini gösteriyor ayrıca doğan cüceloğlunun savaşçısınıda okumanı öneririm yine makyevelist olmayan bir yönden maskülen yapmaya çalışıyor hemde özü sözü bir bağımlılığı olmayan şerefli elinizi sıktığında aklından bin tane çıkarcı fikir geçmeyen insan yaratmaya çalışıyor doğan hoca …

Doğan Cüceloğlu’nun kitabındaki savaşçı kavramı, Carlos Castaneda’nın Don Juan adlı Yaqui kızılderili büyücüsünün öğretisidir. Cüceloğlu sağolsun, Castaneda’nın tüm kitaplarını okumuştum, o yüzden bu konuda birkaç şey söylemek istiyorum.

Öncelikle belirteyim, Carlos Castaneda’nın bu kitaplarının tamamen fiction olduğuna dair öteden beri ortaya atılan iddialar bence gerçek. En azından kitapların bir kısmı (bana göre Don Juan’ın kendisi) fiction. Bunun, Castaneda’nın Don Juan’la iki ay çölde kaldım diye anlattığı süre boyunca üniversite kütüphanesinden çıkmadığının kayıtlara yansıması (ve kütüphanede kitabın o bölümünde anlatılanlarla ilgili kitapları ödünç aldığının görülmesi) gibi kanıtları var. Bu cidden talihsizlik zira adam açık açık fiction olduğunu söylese kitapların değerleri azalmazdı zira ciddi bir kızılderili kültürü ve doğu Budist kültürü harmanlaması var. Muhtemelen bir sürü şamanla görüşmesini ya da başkalarının görüşmelerini Don Juan kişiliğinde yazmış. Fakat ısrarla “bütün bunlar gerçek” diye diretince, şimdi kitapların ardına yalan koymuş oldu ve kitapları önerirken bir parçam rahatsız oluyor. Bu kitapların New Age olması ve 70lerde kafasını uyuşturucu ile siken hippi salaklarca popüler hale getirilmesi de bir başka çekincem.

Cüceloğlu’nun kitabını öneriririm ama Cüceloğlu savaşçı kavramını fazlaca evcilleştiriyor. Asıl kitaplardaki savaşçı kavramı daha (pozitif anlamda saldırgan) ve sert. Öğretinin kendisi ile ilgili biraz fikir vermek için aşağıda Castaneda’nın kitaplarında Don Juan’ın ağzından bazı tanımlar paylaşıyorum.

“Savaşçılar kafalarını önlerine çıkan duvara vurup durarak zaferler kazanmazlar, duvarları aşarak zafer kazanırlar. Savaşçılar, duvarların üstünden atlarlar, onları yıkmazlar.”

“Cesaret, korkunun olmaması demek değildir. Cesaret, başka bir şeyin korkudan daha önemli olduğu sağduyusudur.”

“Bu dünyada hiçbir şey bir hediye değildir. Öğreneceğin her ne var ise, zor yordan öğrenmek zorundasın.”

“Biz kendimizi ya bir zavallıya çeviririz ya da güçlü birine. İkisi için de gerekli çaba aynıdır.”

“En etkili yaşama şekli, bir savaşçı gibi yaşamaktır. Savaşçı, bir karar vermeden önce düşünüp, endişelenebilir. Ama bir kez karar verdi mi, artık düşünüp endişelenmeden yoluna devam eder. Daha verecek milyonlarca karar kendisini beklemektedir. Savaşçının yolu budur.”

“Bir savaşçı, belli bir anda, yıllar önce asla yapamayacağı bir sürü şeyi yapabilir. O şeylerin kendileri değişmemiştir; değişen şey savaşçının kendisi ile ilgili düşünceleridir.”

“Kimse savaşçı doğmaz. Kimsenin sıradan bir insan olarak doğmadığı gibi. Biz kendimiz, kendimizi bunlardan biri haline getiririz.”

“Hiç kimse beni sinirlendirecek kadar önemli değildir.”

“Sıradan bir erkek ile savaçı arasındaki temel fark şu : savaşçı başına gelen her şeyi bir meydan okuma olarak alır, sıradan bir erkek ise nimet ya da lanet olarak”.

“Ölümün avcı olduğu bir dünyada, arkadaşım, pişmanlık ve şüpheye harcanacak zamanımız yok. Sadece karar vermek için zamanımız var.”

“Bilge insan eylem ile yaşar, eylem hakkında düşünerek değil.”

“Herhangi bir şeyi, göz açık kapayıncaya kadar kısa bir sürede, hayatımızdan kesip atabileceğimizin farkında değiliz.”

“Yardıma ihtiyacın olduğunu söylüyorsun. Ne için? Hayatım dediğin bu abartılı yolculuk için ihtiyaç duyduğun herşeye zaten sahipsin.”

“Şunu bir düşün : bizi zayıf düşüren, diğer insanların eylemleri ya da yapmadıkları yüzünden sürekli kırgın hissetmek. Kendimize fazla önem vermemiz hayatımız boyunca birilerine küskün hissetmeye gereksinim duyar.”

“İnsan bilgiye savaşa gider gibi gider : tamamen uyanık, korkarak, saygı ve mutlak bir özgüven ile. Bilgiye ya da savaşa başka herhangi bir ruh haliyle gitmek hatadır ve insan hatasından pişman olacak kadar uzun yaşayamayabilir.”

“Ölüm, sahip olduğumuz tek gerçek danışmandır. Ne zaman herşeyin kötüye gittiğini ve yok olmak üzere olduğunu düşünürsen, ki sen sürekli öyle düşünüyorsun, dönüp ölümüne “gerçekten öyle mi” diye sor. Ölümün sana yanlış düşünüyorsun ve benim sana dokunmam dışında hiçbir şeyin önemi yok diyecek.  Ölümün sana, “ben sana daha dokunmadım ki” diyecek.” (Don  Juan’a göre her insanın kendi ölümü, doğumundan itibaren onu sürekli takip eder ve ona dokunacağı ana kadar sol tarafında bir kol uzaklıkta sabırla bekler).

“Benim için dünya dehşet verici, muhteşem ve akıl sır ermez olduğu için büyülü bir yer. Seni burada, bu harika dünyada, bu harika çölde, bu harika zamanda bulunuyor olmanın sorumluluğunu almaya ikna etmek istiyorum. Seni, bu dünyada, tüm muhteşemliğine şahit olmana yetmeyecek kadar çok çok kısa bir süre bulunacağın için, her eyleminin önemli olduğuna ikna etmek istiyorum.”

 

 

 

 

Plan

Çok uzun süre hiç bir planım olmamıştı. Tabii ki hayatta ne yapmak istediğimi biliyordum, böyle sanatsal, herkes tarafından farkedilebilir ve gösterişli birşeyler olmalıydı. Fakat bu gerçekliğe girme yolu 17- 18 yaşındaki birisinin zihni için asla yeterince somut değildir. Herşeyden önce milli olmak istiyordum. Tutkularım vardı, yeteneklerimin farkındaydım ama bir planım yoktu.

Başta şartlandırılmış betaların 17 yaşında yaptığı şeyi yaptım. Feminist buyruk tarafından onaylanan senaryoyu takip ettim. İyi çocuk  > uyum > rahatlık > bağlılık > tek eşlilik ve eğer bu bölümlerin birinde kaderime çizilmiş seks bana lütfedilirse ki bu tamamen herhangi bir betanın olmanın gerektirdiği onay süreci sayesindedir. Fakat benim hala bir planım yoktu. Bu durum hala bana bir plan gibi geliyordu fakat aslında bir plan değildi.

ONEitis kız arkadaşlı bir seri monogami bir plan gibi gözüküyordu ki bu feminist buyruğun desteklediği bir şeydi ve mantıklı gözüküyordu. Aynı anda birkaç kadını idare etme kapasitesinde olan erkeklerden nefret ederdim. Kadınlar feminist buyruğun resmi onaylı senaryosundan sapan böyle oyunculardan nasıl büyülenebiliyordu? Bu kadınlar kendi yollarından sapmanın ne kadara hatalı olduğunu göremiyorlar mıydı? Kadınlar bu adamları neden seks ve yakınlıkla ödüllendiriyorlardı ve feminist öğreti tarafından onaylanmış önkoşullar olmaksızın neden yapıyorlardı? Feminist buyruk bana kadınlara her zaman saygıyla davranılmasını öğretmişti- cinsiyet olarak ve mantıklı şekilde benim bağımsız bir etkenim olarak. Kadınlar neden feminist buyruğun hepimizden önce uygulamaya koyduğu plandan sapan adamları neden ödüllendiriyordu ? Kadınlar neden benim gibi mantıklı düşünemiyorlardı ?

O zamanlarda farketmemiştim fakat kadınların doğuştan gelen hipergamisinin feminist buyruğun planı ile çeliştiğini göz önünde bulundurmakta başarısız olmuştum. Daha sonra hayatta, feminist buyruğun erkek ürünleri olan betalar buyruğun asıl planının farkına varacaklardı. Onların rolleri diğer erkeklerin genetik miraslarını büyütmekte olan kadınları desteklemek olacaktı. Çoğu beta erkek, kendini gerçekleştirme ya da öz farkındalığa varmayla feminist buyruğun planının farkına varabilirler. Bazıları için bu üzücü bir farkına varıştır zira artık çok geçtir ve yapılacak tek şey kötü etkisini azaltmaktır. Diğerleri içinse boşanma sonrası sadece eşlerinden ayrılma özgürlüğü değil aynı zamanda buyruğun palnından bir kaçıştır. Ve diğerleri için bu hayat etkileyen ideolojinin sonuçlarından sıyrılmanın rahatlığıdır.

Plan Yapmak

Zekice bir Yahudi deyişi vardır, “ insan plan yapar, Tanrı sadece güler.” Bu şefkatli asilzade sözüdür., fakat aslında dünyanın en ünlü betasının “sen planlar yapmakla meşgulken, hayat olur “deyişi ile aynı anlama gelir. Ya da başka bir deyişle “yapacak bir şey yok” ve aslında senin şu anki durumuna yol açan olaylar üzerinde hiç bir etkin yoktur.

Eskiden buna inanırıdm. Eskiden bir planımın olmasının az çok alakasız olduğunu düşünürdüm, çünkü eninde sonunda senin aslında sana olan şeylere üzerinde asla kontrolün olmamıştır. Annem eskiden benim fit olmamla ve vücut gelistirmeyle uğraşmamla ilgili takıntılı olduğumla konusunda beni devamlı eleştirirdi. Annem bana “ Yarının ne getireceğini asla bilemezsin, kanser olabilirsin,veya bir otobüs tarafından ezilebilir ve sonrasında üzerine titrediğin vücudun boşa harcanabilir” derdi. Ona “evet” dediğimi hatırlarım ama bu benim şimdi nasıl görünmek istediğimle alakalı, bir tabutun içinde iken bu umrumda olmayacak.

Bunlar her zaman ilginç konuşmalardı fakat işin aslı kendim için bir planım yoktu.

Plan Yapmamak

Plan yapmamak, başarısız olma planı yapmaktır. Deniz piyadesi arkadaşlarım bu sözü severler. Bu sözün orduda muhteşem bir mantra olduğuna eminim. Fakat kaçımız planımızın olmaması ya da plana bağlı kalmamamız sonucunda başımıza bir şeyler gelmesine izin verir ? Bizim başımıza gelen şeyler üzerinde tam bir kontrolümüz olduğunu söylemiyorum. Fakat bizim bir planımız olmadığında, başkalarının planları bizim başımıza gelecekleri etkiler. Yukarıda resmettiğim üzere, genç bir adamın planı olmadığında Feminist Buyruk zaten kendi planı ile oradadır – boşluğu kendi amaçları ile doldurmaya ve genç erkeği feminen planın erkeğin kendi konsepti olduğuna inandırmaya hazırdır.

Sosuave forumlarındaki liseli okuyuculara her zaman tavsiye ettiğim şey hoşlandıkları bir kıza yürüdüklerinde, başarı için plan yapmalarıdır. Bu genç adamların pek çoğu bir kıza çıkma teklif etme mekaniklerini ve korkusunu o kadar içselleştirmişlerdir ve kızla yakınlaşmak için manevralara dalmışlardır ki başarılı olduklarındae ne yapacaklarının planını yapmazlar.Onlara sonucun başarılı olmasını beklemelerini ve bu olunca ne yapacaklarını planlamalarını söylerim. Ve bunun için temel bir neden var.

Kız birden genç adamın teklifini kabul ederse çocuğun buluşma için hiç bir planı yoktur. Bu plansızlığın kıza verdiği mesaj, kızın buluşmadan sonrasını aklına getirmeyen bir erkekle buluşmaya, potansiyel yakınlığa ve hipergamik değerlendirmeye evet dediğidir.  Bir planının olmaması erkeğin beta özünü ele verir – erkek başarılı olacağını beklememektedir. Kız bunu derinlerde sezer ve buluşmanın bağlamı ve çerçevesi beta önkoşullarında çalışır.

Alfanın zihin yapısı başarılı olmayı bekler. Oyunun anahtar doktirinlerinden birisi rasyonel olmayan derecede özgüvendir ki bu oyunun ana elementidir. Bunun başarılı olması planın takip edilmesine bağlıdır ve planın takip edilmesi de bir planın olmasına bağlıdır. Bu plan ister PUA’nın yürüme sonrası ayaküstü buluşması şeklinde olsun ya da balayı gecesi bekaretini eşine çakmak için saklayan bir adamın planı olsun koşul hep aynıdır. Alfalar ne istediklerini çok önceden bilirler ve gitmek istedikleri nokta ile ilgili sağlam bir planları vardır.

Kendine güven

Sosuave forumlarında bana sık sık sorulan sorulardan biri de şudur;

“Rollo, erkeğin özgüvene sahip olması kadınlar için en çekici özelliği,  özgüvenimi nasıl geliştirebilirim ?”

Özgüven ilginç bir kavram, sadece kadınlara uygulanmasında değil, hayatın geneli için ilginç bir kavramdır. Özgüven mistik bir aleme çıkarıldığı için şöyle okuruz. “Başarısız olma sebebin kendine yeterince inanmamandır.” Bu anlayış sadece kendin ol sözünün akıl yürütmesiyle benzer bir mekaniğe sahiptir. Bu insanların başka söyleyecek bir şeyleri olmadığı zaman söyledikleri bir şey – “Ooo, adamım o kız konusunda sadece kendine güvenmen gerek, sürtüklerin istediği bu, sadece PoF (dating sitesi) profillerine bak, özgüven, özgüven, özgüven, …” Özgüven hakkında söylemedikleri şey, özgüvenin geçmiş başarılardan ve o başarıları tekrar edebileceğinizi bilmenizden türediğidir.

Hayalkırıklığını anlıyorum; kadınlar sadece kendin olmanı, erkekler sadece kendine güvenmeni söylerler. Her iki grup da sadece gerçekten mevzuyu anlayanların bildiği net olmayan özelliği ima ederler. Daha önce SKO presibinden bahsetmiştim, fakat kadınların talep listesinde bu kadar önemli olan özgüveni nasıl elde ederim ?

Özgüven, opsiyonlarından ortaya çıkar.

Geçmiş başarılarını tekrar edebildiğini bildiğinde veya bu başarıların tekrarı için elinde kaynağın olduğunda özgüvenin olur. Bu, kadınların güven istediklerin iddia ettiklerinden istedikleri koddur: “Diğer erkeklerin olmak istediği ve diğer kadınların kendisiyle yatmak istediği bir adam istiyorum.”

Bu durumun büyük ironisi ise kadınların istediği erkek özgüveni, bir kadının layık olan özgüveni aşan özgüveni, her zaman kibir olarak algılanacaktır. Neden?  Zira bu özgüven Feminist Buyruğun planıyla çelişir. Bu delicesine seksi bir şey, fakat aynı zamanda Feminist Buyruğa büyük bir tehdit teşkil eder.

Tabak teorisi serisinde bahsettğim üzere “siklemiyorum tavrı gerçekten siklemediğinde çok daha kolaydır. Eğer kadınlarla bağlılık olmama tavrını devam ettirirseniz, Feminist Buyruğun deli gömleği planı gevşemeye başlayacaktır. Senin PLANINDA olan, seninle birlikte olmak için samimi istek duyan kadınların örneklenmesi ve filtrelenmesidir. Bizim işimize yarayan yatıştırılmış veya mecburi bir arzu değil, fakat senin potansiyelini temsil ettğin özgüvenli, geleceğe dair beklentisi olan ve seksi olanla bağlantı kuran samimi bir istekdir. Bu senin bilişsel olarak mükemmel eşi aramandaki filtreleme veya gözden geçirme gibi gözükmez. – Mükemmel eş kendini sana sunar.

Çok sayıda erkek birden brden fazla tabak çeviremeyeceğini düşünür. Bu adamlar tabak çevirmeyi, çevrelerinde uygun durumda olan her kadını sikmek olarak düşünürler ve tabak çevirmenin hedefinin amaçsızca seks olduğunu sanarlar. Bu, beni eleştirenleri tabak teorisini yaftalamayı umdukları bir hatadır :

“ Rollo hareket eden her şeyi sikin diyor, bu korkunç !”

Hayır, fakat birliktelik sözü vermeme kavramı temel olarak Feminist Buyruk planıyla çelişir ki bu nedenle Feminist Buyruk ve onun etkenleri buyruğun sosyal dominasyonunun devamlılığı için bu tarz hedef saptırmalara bel bağlar.

Eğer geçmişte tahmin edilebilir düzende başarılı olmaktan gelen özgüvene sahipseniz, gelecekte o görevi tekrar edebileceğinizi makul bir beklentiyle söyleyebilirisiniz. Kariyer, spor, belirli bir sosyal etkileşim bağlamında veya bir yetenek, beceri durumunda hepimiz ayağa kalkıp bireyin başarısını alkışlarız. Bu bireyler başarıyı çok kolay bir şeymiş gibi gösterirler. Kadınlar konusunda özgüvenlisiniz diyelim, geçmişte onlarla başarılı olduğunuzu, bir oyuncu olduğunuzu varsayalım – yıllarca sadık bir koca olarak aileni beslemiş olsan bile. Bunu açıkça söyle, kandırılmış tipik bir erkeksindir.

-Fakat özgüven piliçlerin aradığı şeydir Rollo, WTF ?

Aradıkları şey özgüven değil, plan. SENİN planın. Erkeklerin bir kadına yürümenin ötesinde buluşma planları hakkında örneklemeler vermek kolaydır fakat bu bir erkeğin hayatında sahip olması gereken kapsamlı planlamanın sadece bir örneğidir. Alfalar planlar. Bilinçli veya değil alfaların özgüvenleri, o planların olduğunu söze dökülmeden farkeden kadınlardan evrilir.

Çerçevenin Tomassi’nin ilk demir kanunu olmasının sebebi, gerektiğinde çiftleşme potansiyeline sahip kadınları bile dışarıda bırakacak, sağlam bir plana sahip erkeğe bel bağlamasıdır. Bir erkeğin planı onun seks arzusunun da üstünde olmalıdır, ama aynı zamanda seksi planını etkilemek için kullanmayı da içerir.

Aman Tanrım Rollo, bir erkeğin kadınla uzun dönem bağlılık niyeti olmasa bile seksin o erkeğin planına dahil olmasını mı öneriyorsun ?

Plan bağlamında, evet. Bu beni ahlaksız ve canavar gibi gösterebilir, fakat bir an durun ve bunun hakkında düşün. Peki kişisel ölçekte bu planın Feminist Buyruğun planından daha ahlaksız ve insanlıktan çıkmış olduğunu söyleyebilir misn ? Ya da küresel veya kanuni ölçekte ?

Hipergaminin uçukluğundan da mı kötü?

Sonucu da düşünerek başlayın

Fakat biz bundan daha iyiyiz değil mi ? Bizler asil, yürekli onurlu cinsiyetiz. Bizim görevimiz kadınların düşmesini önlemektir zira onlar kendileri için neyin iyi olduğunu bilmezler (buraya Arturcu bir düzyazı koyun(*))

Bu güzel bir nesir olabilir ama bir plan değildir. Kadınların erkeklerde aradığı tüm o yönlendirme ve kontrol (dominantlık demenin kibar bir yolu), aslında erkeğin vizyonunun yönlendirmesinden kaynaklanır. O kadın sana güveniyor mu ? Bir erkek olarak karşılaşabileceğin en büyük meta – SHIT test, kendi planın yerine  Feminist buyruğun planını koymandır. Ne küstahça ! Ne kadar kibirli! Nasıl cüret edersin!

Kafada sonucu düşünerek başla. Tomassi’nin ilk demir kanununun dediği gibi, kadın senin çerçevene girer. Senin gerçekliğine girer, o meraklı bir aktör, araştırmacı olandır, kadın onun için yarattığın dünyayı keşfeder, senin arkadaşlarınla, ailenle ve grubunla karşılaşır. Eğer uzun dönem ilişkinde bunun tersinin doğru olduğunu hissediyorsan, kadıının gerçekliğine ve hikayesine girmişsin demketir ve kimin planın yürürlükte  olduğu sorusu senin için cevaplanmış olur.

(*) – Ortaçağ romantizminin merkezindeki Kral Artur ve şövalyeleri mitinden bahsediyor.

Çeviri : The Plan

Çeviren : Icarus Everyman

Araştırma: Güçlü duruş davranışlarınızı değiştirebilir

Yapana kadar yapıyormuş gibi yap” oyun kuralının hayatın bir gerçeği olduğuna dair her gün yeni kanıtlar ortaya çıkmakta.

“Duruş şekliniz alavere, çalma ve trafik kurallarını ihlal etme olasılığınızı nasıl arttırabilir?

Kişinin duruş şeklinin -spesifik olarak, geniş duruş veya yayılmasının- kötü davranışlara meyilli olmasını nasıl etkilediğini araştıran araştırmacılar şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştılar. İnsanları yayılmış bir vücut pozisyonuna sokmanın onları para çalmaya, sınavda kopya çekmeye hatta bir sürüş simülasyonunda trafik kurallarını ihlal etmeye daha meyilli hale getirdiğini buldular. Sadece bu da değil. New York City sokaklarında daha geniş koltuklu arabaların yasak yerlere park etmiş olma olasılıkları daha fazla. Gözlemledikleri bu etkilerin, kendilerini daha güçlü hissetmelerini sağlayan geniş vücut pozisyonundan kaynaklandığını varsayıyorlar. Bilindiği üzere, güçlü insanlar hilekar ve ikiyüzlü olmaya daha meyillidirler.

Ve kadınlara daha çekici gelirler. Mrowr.

Evet “alfa erkek” güç pozları (alfa erkek gibi davranmak) gerçekten de kendinizi daha alfa hissetmenizi sağlar. Ve tavırlarınızı doğuştan alfa olanların tavırlarına benzeyecek şekilde değiştirir. Hatta bu değişime hormonal profiliniz de dahildir.

Kısacası, alfa erkeğin hal ve hareketlerini taklit etmeniz sizi yaşayan bir alfa haline getirir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: “gerçekten yapana kadar taklit et”. Çünkü “Oyun” kavramını hayatınıza sokmanız, kendi alfa versiyonunuzu yaratır. Eğer hali hazırda zaten alfa iseniz sizi daha alfa yapar.

“İlk üç deney, -bilinçli ya da farkında olmadan- yayılmış şekilde duran insanların para çalma, kopya çekme veya sürüş simülasyonunda kuralları ihlal etme olasılıklarının daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Sonuçlar, katılımcıların kendi bildirdikleri güç duygularının geniş vücut pozisyonu ile sahtekarlık arasındaki bağlantıya aracılık ettiğini düşündürmekte. 4. araştırma ise, New York sokaklarında daha geniş sürücü koltuğu olan araçların yasak yerlere park etme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu sonuçlar birlikte ele alındığında, birincisi, geniş vücut pozisyonuna imkan veren ortamlar insanları farkında olmadan daha güçlü hissetmelerine sebep olabiliyor. İkincisi, bu güç algısı kötü davranışlara sebep olabiliyor.”

Eğer güçlü bir adam gibi yani alfa erkek gibi oturur veya durursanız kendinizi daha güçlü hissedersiniz. Bu güç duygusu, kişisel çıkarlarınız için kullanmanız gereken diğer insanlara karşı size gerçek sonuçlar verir. Ve bir faydası daha vardır: kızlar sizinle yatmak isterler.

Çeviri : Study: Power Poses Can Change Your Behavior

Konuk Yazar : The Man From Earth

Tek odağınızın kadınlar olması – Kadınlarla başarısız olmanın garantili yolu

Çoğu erkek kadınlar konusunda tekrar tekrar başarısızlığa uğruyor. Her seviyede. Ya kız arkadaşları yok, ya da bir tane kız arkadaşları varsa bile kız kısa sürede ilişkiden soğuyor ve saldırganlaşıyor, ilişkiler erkeğin isteği dışında bitiyor, vs. Bu erkeklerin anlamadıkları ise her ilişkide (ya da ilişki öncesinde) aynı hataları aynı tip kadınlarla yapıyor olmaları.

Çoğu erkeğin kırmızı hapı bulması, kadına odaklanmanın artık içinden çıkılamaz hale gelmesinden kaynaklanıyor. Kırmızı hapı bulan hemen herkesin kafasındaki sorular kadın – erkek ilişkileri ile ilgili ama biraz eşeleyince, bu kişilerin hayatının diğer alanlarında da büyük bir disiplinsizlik, duygusal zayıflık, finansal problemler, hedonist zevklerin ağında kıvranma (porno, video oyunları, mastürbasyon, vs …) gibi problemler olduğunu görüyoruz. Fakat çoğu erkek bunlara değil, en son sevdicekle ayrılması, ortalama bile diyemeyeceğin ve normalde 2 güne “adı neydi lan bu karının” diyeceğin hatunu uzaktan oneitis yapması gibi şeylere odaklandığı için kırmızı hapa geliyor. Aslına bakarsanız, bu aşamada durum yumurta – tavuk haline geliyor. Evet, kadınlarla başarısızlık aslında diğer alanlarda başarısızlığın bir belirtisi, hastalığın kendisi değil. Ama bu, aşağıda da bahsedeceğimiz “birbirini tamamlama miti” nedeniyle erkek bu belirtiye hastalığın kendisi imiş gibi o kadar fazla odaklanıyor ki, diğer alanları daha da boşveriyor ve kadınlara odaklanmak, hastalığın kendisi olmaya başlıyor.

İşte bu nedenle buraya gelince size pratik olarak yapmanız gereken şeylerin çoğunun (disiplin, ağırlık kaldırmak, kendi hayatına düzen vermek, vs …) kadınlarla alakasız olduğunu görüyorsunuz. Bunun, kadın – erkek ilişkileri konusunda “ona küçük süprizler yapın – çömelip kafanıza oturtun” tadında ana akım sitelerden farkını yakalamışsınızdır.

Bu odaklanmadan kurtulmak için şunu anlamak gerekiyor.

Kadınlar, erkeğin hayatının ana yemeği değil, olmamalıdır. Kadınlar, hayatın tatlılarıdır.”

Tatlı güzel şey, olması çok iyi, hayata renk katar. Ama yemesek ölmeyiz.  Kötüsü, tatlıyı ana yemek yaparsak, hayatımız kısalır, 40ını göremeden kalpten gideriz.

Kadınlar, mutluluğunuz için gerekli değiller. Bu, olmasalar daha iyi demek değil tabii ki. Evet, kadınlar hayatı gerçekten daha zevkli kılıyorlar. Evet, iyi bir kadınla beraber olmak erkeğe çok şey katıyor. Ama kadınlarla başarılı olabilmeniz için, hayatınızda kadın olmadan da mutlu olabilecek biri olmanız lazım.

Hayatınızda kadın olmadan da mutlu olabilmeniz için de, size ana akım medyadan, toplumdan ve kültürden pompalanan “kadın erkeği tamamlar” yalanını kafanızdan atmanız lazım.

Kadın erkeği tamamlamaz. Kadın, erkeği tamamlayamaz. Kadının böyle bir şeye ne kapasitesi vardır, ne de niyeti.

Her erkek gibi, özellikle de her genç erkek gibi, tam hissetmiyorsunuz. İçinizde bir boşluk var. Toplum ise bu boşluğu, hayatınızın kadınının dolduracağını söylüyor. Her dizide bu var, her romanda, her şarkıda. Buna inanmamak zor. İnandığınızda ise doğal olarak kadını hayatınızın odağı yapıyorsunuz.

Evet, yarımsınız. Doğru.

Ama diğer yarınızı, kendinizi disiplin, çalışma azmi ve duygusal güç ile inşaa ederek tamamlayacak kişi yine sizsiniz.

Başka biri değil, ve tabii ki bir kadın değil.

Kadınlar, bu tamamlama rolünü oynayamazlar ve kendilerinden bu rolü oynamasını bekleyen erkeklerden tiksinirler. İşte bu nedenle “sana ihtiyacım var”, “sensiz yaşayamam” gibi romantik ağıtların (!) realitede bir değeri yoktur.

Kendi içindeki boşluğu kendisinden başka dolduracak kimsenin olmadığın anlayan erkek, bu konuda çalışmaya başladığında, şu mucize ile karşılaşır : tabak çevirmeye bile ihtiyaç duymadan bolluk zihniyeti. O, elinin altında yiyebileceği birkaç tabak tatlı olan erkek kadar hatta ondan daha fazla bolluk zihniyetindedir. Tek farkı, onun kendine güveninin bir tabak tatlıya ihtiyacı olmamasından gelmesidir, elde şunu yiyemezsem bunu yerim diye tatlı opsiyonları tuttuğundan değil.

Hazır yeri gelmişken söyleyelim, kadını odağına koyanlar sadece mavi haplı erkekler değiller. Fişten çekilebilen ve Oyunu başarılı olan birçok erkek, özellikle bu devirde (Tinder gibi uygulamalar sayesinde) hatundan hatuna atlama sürecine girebilir.  Bu sürece girmek doğaldır fakat normalde bu süreç yerini yavaşlamaya ve hayatta daha anlamlı bir şeyler yapmaya bırakır. Tabii ki yavaşlamaktan illa ki uzun süreli ilişkiyi ve evliliği kastetmiyorum. “Am peşinde koşmak” da bir çeşit kadını hayatının odağına koymaya dönüşmeden, odağa kendini koymaktan bahsediyorum.(*)

Zamanla göreceksiniz ki kadınlarla başarılı olan erkekler, onları asla öncelikleri yapmayan erkeklerdir. Tekrar edeyim : Kadınları (sevgilisini, karısını, hatunlara yürümeyi) önceliği yapmayan erkekler, kadınlarla en başarılı olan erkeklerdir. Bu o kadar ilginç bir doğa kanunu ki, kadınları hayatınızın odağından çıkarıp kendinize odaklandığınızda, genellikle kadınlar hayatınıza girmek için uğraşmaya başlar. Siz kadınsız da mutlu yaşayabilecek hale gelirsiniz ama kadınlar kadınsız yaşamanıza izin vermezler.

III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.

Amcığın 16 Buyruğu

(*) – Çok erkekle yatmanın kadının ruhunu bozacağı ama çok kadınla yatmanın erkeğe güç katacağı söylenir. Bence bir yere kadar. Tayland’da bu “çok kadın” rakamının 3 hanelilerde olduğu adamlarla karşılaşmıştım. Hepsi bir başka dejenere idi. Katoilere (travesti) dalanların çoğu da bunlardan çıkardı. Tabii bu adamlar zaten dejenere olduklarından mı bu kadar yüksek rakamlara çıkıyorlar yoksa yüksek rakamlara çıktıkları için mi dejenere herifler tartışılır. Ama bu kadar skor iyi bir şey değil.

Neden çoğu erkek kırmızı hapı reddeder?

Hepimizin bildiği gibi, kırmızı hap bir erkeğin hayatına, sadece onu aradığında giriyor. Eğer kırmızı hapı aramayan bir arkadaşınıza kırmızı haptan bahsederseniz, kırmızı hap linki gönderirseniz ya da kadın – erkek ilişkilerinin gerçek doğasını anlatmaya çalışırsanız, büyük ihtimalle kırmızı hapı reddedecektir. Özellikle de bu arkadaşınız adamın enerjisini ve erkekliğini emen bir ilişki içinde ise veya oeitisin doruklarındaysa, size düşmanca davranacaktır. Ben olsam bir bak diye gösterirdim ama bu ne saçmalık diyenle de tartışmazdım.

Peki suç kimde, neden böyle? Bunun kısa cevabı, çoğu erkeğin kırmızı hapa hazır olmadığı ve bunların da çoğunun hayatları boyunca hiçbir zaman fişten çekilmeye hazır olmayacakları. Yani kırmızı hapı, sadece bunu arayan erkekler yutabilir. Kimsenin elinde istatistik yok ama kırmızı hapı yutmaya çalışan erkekler, bu gibi sitelere (çoğu yanlışlıkla da olsa) gelen erkeklerin küçük bir kısmıdır.

Şimdi de uzun cevaba gelelim. En önemli neden bence kırmızı hap öğretisinin gerçeklerini ile başa çıkamayacak olmaları. Mavi haplı olmanın en büyük faydası, mavi hap evreninin sağladığı umuttur. Bu umut gerçek dışı, gerçekleştirmesi zor ve gerçekleştirdiğini sansan bile vadettiği doyumu sağlamayan bir umut olabilir. Ama yine de bir umuttur ve insan ümit etmeden yaşayamaz.

Eğer kendin olursan, gerekli çabayı gösterirsen ve aramaya inanırsan, seni performans göstermeni beklemeden, eşitlikçi ve karşılıksız bir aşkla sevecek olan ruh ikizini bulacaksın umudu, sürekli performans göstermekten ve kadının aşkının erkeğin aşkından farklı olduğunu kabul etmekten daha kolay. Bugün yüzüne bakmayan 20liklerin 30 yaş civarı akıllanıp (!) senin değerini anlayacakları (görünürde de gerçekleşen) umudu, yılların abazanlığını bu masala inanarak hemen şimdi karşında olan yeniden doğmuş azize (!) İle giderme ihtiyacı, kırmızı hapı yutup gerçekte olanı kabul etmekten daha kolay (en azından kadının acil bebek ihtiyacını karşılayan beta öder rolünü icra edip, ayak paspası rolüne terfi edene kadar). Yanılıp şaşırıp yüzüne bakan ortalamanın altı sıradan bir hatunu oneitis yapmak, dışarıda reddedilmeye göğüs gererek opsiyonlarını değerlendirmekten daha kolay.

Bu olaya boşuna kırmızı hap demiyorlar. Konforlu, neyin ne olduğu senin için kararlaştırılan bilindik Matrixten, her şeyi senin inşa etmen gereken ve yeni bir umut yaratman gereken bir dünyaya uyanıyorsun. Daha bir eski sevgiliyi düşünmeme ya da sabah erken kalkma iradesi gösteremeyen adamdan beklemesi çok güç bir uğraş bu.

İkincisi neden ise, mavi hapın feminen propagandası ile kadın milletini günahsız melekler statüsüne koyan bir erkek için, kadınların bırakın kaka şeyler yapabileceğini söylemek, onların erkekler gibi sıradan insanlar olduğunu söylemek bile kadın düşmanlığı olarak algılanıyor. Bu algıya, mavi haptan tam çıkamamış kırmızı haplıların, “kadın beni olduğun gibi seven, performans beklemeyen, daha iyisini aramayan bir melek değilse, yaraktan yarağa atlayan orospudur, pisliktir, vs …” kadın düşmanlığı da oldukça yardımcı oluyor. Bir nedenden dolayı kadının aşk stratejisinin, erkeğin salak saf aşk kavramına uymaması, prenseslere hakaret olarak algılanıyor.

Günümüzde erkekler doğumdan 20li yaşlarına kadar hemen hemen tamamen kadınlar tarafından (anne, büyük anne, anaokulu / kreş öğretmeni (çoğu kadın), ilköğretim ve lise öğretmenleri (çoğu kadın)) yetiştirildikleri ve bu kadınlara sürekli itaat etmeye alıştıkları ve bu kadınların hep kendilerinden yüksek statüde olması nedeniyle, kadınların doğası diye gösterdiğiniz gerçekleri hakaret olarak algılıyorlar. Türk aile yapısında baba, tüm çocuk yetiştirme işini anneye bıraktığı için, bir maskülin rol modeli de yok. Ve son olarak artık medyada ve görsel sanatlarda maskülin rol modeli de olmadığını düşünürsek, kadın tornasından çıkmış bu adamlara kadın doğasını anlatmanın zorluğunu anlamış oluruz.

Yukarıdaki dinamik, erkeğin kurtarıcı şeması yazısında bahsettiğimiz, kadını koruma içgüdüsünü resmen hackleyip erkeğin aleyhine ve kadının yararına kullanıyor.

Ve son olarak da bir erkek, kırmızı hapın gerektirdiği disiplin ve itkiye sahip olmadığını bildiğinden kırmızı hapı reddederler. Kendi hayatını kendi ellerine almama stratejisinin gözden kaçırmamanız gereken bir yararı var : sonunda başkalarını suçlayabilme ve “istesem yapardım” diyebilme mastürbasyonu. Eğer hapı kabul ederseniz, kendinize sadece bir hedef durumu değil, yenilgi durumu da tanımlıyor, sorumluluğu elinize alarak başkalarını suçlama, harekete geçerek de “istesem yapardım” diye avunma lükünüz ortadan kalkıyor.