Saha raporu – İkili yürüme

Okur Anıl saha raporu paylaşmış :

Merhaba ben de ilk saha raporumu ve ilk reddedilişimi anlatmak istiyorum. Öncelikle kırmızı hapla yazın tanıştım,tanıştığım sırada 3 yıllık sevgilim vardı.4-5 ay teori bölümünü okuduktan sonra ilişkimi gözden geçirmeye başladım. Aşırı kıskançtı ve nerdeyse tuvalete bile beraber gidiyorduk. Kkararlarıma saygısı yoktu,erkek arkadaşlarımla bile beni paylaşamadı. En son doğum günümü geçiştirmesi göstermelik bir hediye alması (beklenti içinde bırakıp) ve tartışmada bunu hiç konuşmayıp üste çıkması ayrılırsan intihar ederim diyerek tehdit etmesi bardağı taşıran son damla oldu.

Ben 17 yaşındayım bazı ilklerimi onla yaşasam da sorunlu bir kızı daha fazla üstümde parazit gibi tasiyamazdım. Önce okulumu değiştirdim ve bir ay önce ayrıldım. Bu bir ay içinde 3-4 kez telefonda ağlayıp sizladı. Ben kalbini kırmamaya çalışarak artık bittiğini anlatmaya çalıştım.(Kusra bakmayın belki zamanınızı çaldım ama benim için zor bir süreç olduğu için anlatmak istedim)

Asıl konumuza dönecek olursak bazen arkadaşlarımla ilçedeki kütüphaneye gidiyorum. Dün ders arası sigara molasında 2 tane kız hakkında konuşmaya hatta dalga geçmeye başladık. Sonra birine gel numaralarını alalım dedim onun yerine daha ezik bir tip benle geldi (Hata:1). Kızlar ıssız bir sokakta bir lambanın altında fotoğraf çekiliyorlardı. Ben de saçma sapan bir giriş yaptım. Fotoğraf çekmek için biraz ıssız değil mi ya dedim. Kızlar mal mal baktılar ben de yanlış anlamayın sadece sohbet etmeye geldik dedim (hata:2). Sonra naber nasılsınız okul muhabbeti ettim biraz ama hiç sohbet ilerlemiyordu ve imam hatipli kız(sonradan öğrendim) hala mal mal bakıyordu. Ben de bunun üzerine e sıcak kanlı insanlar değilsiniz galiba dedim ve imam hatipli kiz tanımadığımız insanlarla konuşmuyoruz dedi. Öyleyse senden devam edelim dedim saçma sapan bir şeyler konuştuktan sonra sohbet yine kesildi ben de bunun üzerine kızlar biz normal bir şekilde sohbet edip numaranızı isteyecektik dedim. Sonra imam hatipli kiz biz buraya ders çalışmaya geliyoruz deyip nutuk attı ben de gülümseyip dersime geri döndüm.

Öncelikle hayatından toksik femineni atman iyi olmuş diyeyim. Sonra bu yaşta sigara içiyorsan cinsel hayatına üst sınırı 40 falan koy diyeyim. Uzak durun şu saçma zehirden.

Gelelim yürümene.
1 – İki kişi beraber yürünmez. Ölümcül hata. Daygame (ya da game) yanlız oynanır.
2 – Açılışın kendi başına kötü değil ama sonradan kızların tepkisi ile çerçeveyi salıp açıklama yapman ciddi hata.
3 – Kızlara oyununu açıklaman (telefonunuzu alacaktık) çok büyük hata. Üstelik tehlikeli zira şikayet edilirsiniz. Telefon ancak 3 – 4 dakika sıcak muhabbet kızdan istenir. Hemen istenmez, soğuk kızdan istenmez.
4 – “Tanımadığım insanla konuşmam” diyen kıza standart elini uzatıp “tanışalım o zaman. Ben Anıl” denir.
5 – Kızlara tenhada yürümeyin.

Kırmızı hap farkındalığına erişmek için ne yapmalı?

Bir okur sormuş :

Hocam selamlar, yanlış anlamayacağınızı düşünerek size birkaç soru sormak istiyorum. Erkek adam bloğundaki yazıları yeni yeni okumaya basladım. Daha önce kırmızı hap düşüncesi ve felsefesine dair hiçbir şey bilmiyordum. Kırmızı hapla ilk kez ne zaman karşılaştığımı hatırlamıyorum. Muhtemelen internet üzerinde bir şekilde denk geldi. Şimdiye kadarki ömrümü “sağlam” bir beta erkek olarak yaşadığımı itiraf etmeliyim. Gerçi günümüz toplumunda birçok erkeğin benim durumumda olduğunu düşünüyorum. Bu bütünüyle benim seçimim olmadığı için bunu söylerken utanmıyorum aslında. Yazıları okumaya başladığımdan beri Şimdiye kadar doğruluğundan zerre kuşku duymadığım düşünceler yavaş yavaş yerle bir olmaya başladı. Gerçeği görüp sorunu tanımlamak bir taraftan bana güven aşılayıp gaz verirken bir taraftan da derin bir boşluğa sürüklüyor. Çünkü kırmızı hapı yutmak sizlerin de belirttiği gibi kolay bir süreç değil. Belki birçok kişinin altından hakkıyla kalkamayacağı bir süreç. Yıllardır bu toplumun içinde yaşamış olmak bile bunu zor kılan etkenlerden biri sadece. Kırmızı hap farkındalığına erişmek sadece blogdaki yazıları okumakla ne ölçüde başarılır? Başkaca neler yapmak gerekir? Bu farkındalığı erişip mutlu alfa erkekler olmamız için ne önerirsiniz? Bu öğretinin hitap ettiği bir yaş aralığı var mı? Belirli bir yaştan sonra (27 yaşındayım) karakterde bazı şeyler oturduktan sonra değişim ne ölçüde mümkündür ya da mümkün müdür? Kişinin sahip olduğu ve ruhuna tabiri caizse perçinlenen toksik betalık düzeyi her çabayı beyhude kılabilir mi? Biraz uzun oldu ama geri dönüş yaparsanız çok sevinirim.

Sırayla cevaplayacak olursak :

Kırmızı hap farkındalığına erişmek sadece blogdaki yazıları okumakla ne ölçüde başarılır? Başkaca neler yapmak gerekir? Bu farkındalığı erişip mutlu alfa erkekler olmamız için ne önerirsiniz?

Sadece okuyarak öğrenilecek birşey değil bu. Araba kullanmak için de bir sürü ehliyet kursu kitabı okumak faydalıdır ve hatta gereklidir ama araba sürmeyi, direksiyona geçmeden öğrenemezsin. The Red Pill öğretisinin pratiği – Önce kendine odaklanmak ve Maskülin benliğini geliştirmek yazılarını uygulamak şart. Eğer hayatında disiplin yoksa Nasıl Disiplinli Olunur yazısı da iyi bir uygulama rehberi. Belki beta salgınının nedeninin testosteron ile bağlantısından, belki de disiplin kazandırdığından, ağırlık kaldırmak, kırmızı hap pratiğinin temel taşı. Haftada 3 – 4 kere gymde canını çıkarmadan, alfa davranışlarını arttırman gereksiz zor.

Bu öğretinin hitap ettiği bir yaş aralığı var mı? Belirli bir yaştan sonra (27 yaşındayım) karakterde bazı şeyler oturduktan sonra değişim ne ölçüde mümkündür ya da mümkün müdür?

Bir yaş sınırı yok. 30undan hatta 50sinden sonra kırmızı hap öğretisi ile tanışıp dönüşenler var. Aslına bakarsan, yaşı 40 civarı ve üstü olanların işi daha kolay zira onlar eskinin daha sert erkek neslini, en azından çocukken gözlemleme şansına sahipti. 27 ise hiç de geç bir yaş değil. Bakın, bu iş kolay değil. Pratik uygulamalara başladıktan sonra değişim görmeniz 6 – 12 ay, tam kırmızı haplanman ise 2 – 3 yıl ister. 27 yaşında biri için bu 30una gelmeden (CPD tırmanışının hızlandığı yaş), ustalaşmaya başlaman anlamına gelir.

Kişinin sahip olduğu ve ruhuna tabiri caizse perçinlenen toksik betalık düzeyi her çabayı beyhude kılabilir mi?

Nefes aldığın sürece o zehiri atabilirsin. Çoğu erkeğin betalıktan kurtulamama sebebi a) kırmızı hapı düşmanca bir şey görüp reddetmeleri ve b) eğer öğretiyi kabul etseler bile yeterince uzun süre pratik uygulamasını sürdürememeleri. İçindeki alfayı cilalayıp parlatmak yazısını okumanı tavsiye ederim.

Saha Raporu – Benim gibi betalıktan kurtulmak isteyenler adına cesaret verici daygame

Selanikerkegi rumuzlu okur şu mesajı gönderdi :

Merhaba, yaklaşık 1 sene önce kırmızı hapla tanıştım fakat pek önemsemedim (ta ki çevremdeki bütün kızlardan red yiyene kadar). Boyum 1.80 yeşil gözlü ve sarışınım ve dışarıda çoğu kızla kesişirim fakat iş konuşmaya gelince beta olduğum için benden kaçarlar.

Bu olaylar baya bi canımı sıktı ve 1 aydır teoride kendimi geliştirdim sıkı bir okur oldum. Kendimi geliştirmek için Haribo standında çalışan bir kızın yanına gittim (yanına giderken heyecandan başım dönüyordu 😀 ). Ben kıza “merhabalar çok tatlısın tanışabilir miyiz” dedim ama bunu söylerken gözlerim karardı dudaklarım titredi ve bayılacak gibi oldum. Ona rağmen kız güler yüzlülükle merhaba diyip elini uzattı ve konuşmaya başladık. Ben cevap verememeye başlayınca da müşteri rolü yapan omega arkadaşım olaya el atıp toparladı ve kızın instagramını aldım.

İlk gün beni tekrar görmek için can atan kız 1 hafta sonra “sülük gibi yapıştın yeter” dedi bende küfür edip sildim numarasını yani anlayacağınız betalığım bu kızı da mahvetti. Bu olaydan sonra tamamen kendimi kırmızı hapa vermiş durumdayım. Ben çok utangaç birisiyim kızlarla tanışmaya gittiğimde resmen ağzım yamuluyor ve dudaklarım titriyor, gözlerim kararıyor. Bu utangaçlığımı korkumu yenmek adına 25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak.

Kızlarla yaşayacağım konuşma diyaloglarını, aldığım en olumlu ve en olumsuz cümleleri sizinle paylaşacağım. Betalığı yenmek isteyen diğer arkadaşlarada bu Daygame cesaret getirsin. Pazar akşamı neler yaşadığımı tek tek anlatacağım ve sizden tek isteğim betadan alfalığa attığım büyük adımda bana YÜRÜÜ BEEE BU ADAM OLACAKKK demeniz ve verebilirseniz de ufak tüyolar 🙂

Öncelikle, reddedilme korkusunu aşmanın tek yolu, kendini gönüllü olarak reddedilmeye maruz bırakmaktır. O nedenle kıza yürüdüğün için tebrikler.

Boyum 1.80 yeşil gözlü ve sarışınım ve dışarıda çoğu kızla kesişirim fakat iş konuşmaya gelince beta olduğum için benden kaçarlar.

Bu, yakışıklı ama beta davranan erkeğin çok başına gelir. Çok YD alırsın, ya da cold approachda yürümene olumlu tepki verilir. Ama ağzını açtıktan sonra kız soğur. Yaygın bir problem. Aslında ilginçtir, oyunun tipten daha önemli olduğunun kanıtı.

İlk gün beni tekrar görmek için can atan kız 1 hafta sonra “sülük gibi yapıştın yeter” dedi bende küfür edip sildim numarasını yani anlayacağınız betalığım bu kızı da mahvetti.

En azından bu kızı geri kazanırım diye sormadan bir sonraki yapmışsın. Ama bir kızı bir haftada soğutmak da başarı, ne yaptın da böyle oldu 😀 Asıl ibretlik olay o.

Bu utangaçlığımı korkumu yenmek adına 25.03 tarihinde yani pazar günü tam 50 kızın yanına gideceğim artık ölür müyüm sakat mı kalırım bilemiyorum ama bu korkumu yenmek ve alfa yolunda çok büyük bir adım olacak.

Daha yeni yazdık :

“Oyunu şöyle sanıyorlar : Çık dışarı, 100 tane kıza yaz, şansın yaver giderse biri sana yüz verir ve birlikte olursunuz. Ben de diyorum ki Oyun sayı oyunu değil azim / kararlılık oyunudur, devamlılık oyunudur. Her hafta sadece 1 kere yürüseniz, yılda 52 kere yürürsünüz. Buna kararlılık denir. Bu aynı zamanda ortalama bir erkeğin hayat boyu yürüdüğü kızdan daha fazlasına yürümüş olursunuz. Oyun bu kararlılık ve hatalrından ders çıkarma ile ilgilidir. Olay makineli tüfek gibi yürü .. yürü … yürü .. değil. Biliyorum bazı PUAlar var “çık dışarı makineli tüfek gibi ol” diyorlar. Bundan hiçbir şey öğrenemezsin. İki çeşit öğrenme vardır : bir şeyi içselleştirirsin ve senin bir parçan olur ya da hareketleri ezberlersin. PAU’yı eleştirenlerin çoğu bu zeber şeklini eleştiriyorlar. Bu rol yapmak, kendin olmamak, ezberleyip okumaları gereken bir senaryo.”

Yani bir günde 50 kıza yürürsen hiçbir şey öğrenemezsin. Günde en fazla 3 – 5 kıza yürü (bardan bara atladığın bir gece bu sayı biraz daha fazla olabilir) ve hergün yürüme. Güzel bir Zen hikayesi vardır :

Çaylak rahip, usta rahibe “hergün 10 saat meditasyon yaparsam, kaç yılda uçarım”. Usta demiş 1o sene. Çaylak heyecanlanmış : “o zaman günde 20 saat meditasyon yapsam kaç senede uçarım”. usta cevap vermiş : “20 senede”.

Son olarak da, ağırlık kaldırıyor musun?

Yeni Bir Umut

Kırmızı Hapın Acı Tadı yazısının sonuna doğru şöyle yazmıştım:

Gerçek sizi özgür kılacaktır ama farkında olmak gerçeğin sizin canınızı daha az yakmasına neden olmayacaktır ya da gerçeği daha sevimli hale getirmeyecektir. Ve tabii ki gerçeğin farkında olmak sizi gerçeğin gerektirdiği sorumluluklardan azad etmeyecektir. Fişten çekilme esnasında erkeklerin en çok zorlandıkları şeylerden biri, Oyunun onları görmeye zorladığı acı gerçekleri kabul etmektir. Bu acı gerçeklerin içinde, yıllardır inanmaya koşullandığı şeylerin konforlu idealler olduğunu ve “sevgi dolu beklentilerin” aslında erkeği sakat bırakan engeller olduğu da vardır. Bunlara isterseniz yalan deyin, ama fişinden çekildiğiniz ve aslında bir sistem olan şeyi böyle kategorize etmekte bir miktar umutsuz nihilizm vardır. Siz aslında umutsuz vaka olduğunuzdan değil, sadece, fişten çekildiğiniz anda içine girdiğiniz yeni sistemde umut yaratacak içgörüye sahip olmadığınız için – her ne kadar bu yeni sistemde kontrol daha çok sizin olsa da.

Kendim fişten çekildiğimde öğrendiğim en zor derslerden biri, “umudu” çöpe atmaktı.

Gerçek ve kişisel umudu değil. Gerçekleştirilebilir olduğuna inandırıldığım “umudu” – doğru şartlar altında, kişilikler uyumlu olursa,  kader ve çalışır olduğuna inandırıldığım, feminen buyruğun tanımladığı diğer bazı etkenler lehime çalışırsa, feminen tanımlı rahatlığa ulaşabileceğim umudu.

Umudu tanımlayarak (ya da benim için tanımlanmasına izin vererek), o ideal durumu hiçbir zaman kendi tercihim olmamış olan bağlamda gerçekleştirmeyi çok istiyordum. Fişten çekildiğim zaman herkes kadar ben de bunalıma girdim. Öfkelendim. Temelde gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şeye bu kadar fazla yatırım yapmış olduğum hakkında düşünmek bile istemedim. Çünkü bu şeyin ne olduğunu yanlış anlamıştım, bilerek ya da kendi iyimser yorumum nedeniyle.

Benim kendi “fişten çekilmem” aşamalı bir işti ve birçok uzatmalı travmadan sonra meydana geldi. Ve evet kendimi, gerçekleşebileceğine inandırıldığım bir şey için, bir kalıba sokma umuduyla yaşadığım o kadar travmanın boşa gittiğini görmek, daha da bunaltıcı idi.

Bana satılan umudun, benim yararımı hiçbir zaman düşünmeyen sosyal paradigmadan geldiğini anlayana kadar da umudu atamadım. Bu zor bir gündü zira bunu yapmanın, kendim için yeni bir “ümit” bulmak gerektirdiğini anlamıştım. O zaman bana çok nihilist görünmüştü ve kendime acımaktan kaynaklanan nihilizm tercihi yapmamak için ciddi çaba gösterdim.

Kabul etmekte özellikle zorlandığım keşiflerden biri, kadınların erkeklerden farklı şekilde aşık oldukları gerçeği idi. Bunu kabul etmek zordu zira gerçekleştirmek için çabaladığım “eski umut”, mavi haplı düşünce yapısının temel doktrinlerinden birisi üzerine kurulu idi; hem kadınların hem de erkeklerin onayladıkları ve kabul ettikleri tek bir aşk kavramı olduğuna dair eşitlikçi düşünce.

Bunun gerçeklikle alakası olmayan bir idealleştirme olduğunu , kadınların erkekleri içten sevebileceklerini ve sevdiklerini ama tamamen farklı ve feminene özgü aşk kavramı olduğunu anladığımda, artık o ortak aşk kavramına dair “umut” beslemediğimi fark ettim. Ve kadın ve erkeklerin, birbirlerinden tamamen farklı şekilde ve farklı perspektifte aşk kavramları ile, birbirlerini yine de sevebileceklerine dair umuda sarıldım.

O zamanlarda üniversitede psikolojik danışmanlık yapıyordum. Hayatının 30 yılından fazlasını eski karısını ve ikinci karısını mutlu etmek için harcamış yaşlı bir adamı hatırlıyorum. 20li yaşlarının başından itibaren, kendi kişisel hayatını, bu iki kadının (hayatı boyunca sadece bu iki kadınla seks yapmıştı) ortak bir aşk kavramını gerçekleştirme kapasitelerine inandığı için beslediği umut ile, bu “aşk” için harcamıştı.

73 yaşında idi ve bütün hayatını gerçekte varolmayan bir umuda yatırım yaparak harcamıştı – bir kadının kendisini, erkeklerin kadınların kapasiteleri olduğunu düşündüğü idealize aşk ile sevebileceğine inanmak. Tam da hayatı boyunca kendisini bunun varlığına inandıran, feminen odaklı sosyal düzenden öğrendiği romantik, feminen tarafından tanımlanmış aşk idealleri ile.

İşte bu nedenle sürekli Erkekler Gerçek Romantiklerdir diyorum. Çünkü çoğunluk, bir kadında ve o kadın için mutluluk bulmak üzere idealize edilmiş bir aşka hayatlarını harcıyorlar.

Yeni Umut için Eski Umut

Yeni kırmızı hap dünyanızda da umut edebilir ve başarılı olabilirsiniz. Ama kırmızı hap gerçeklerini kendi eski, feminen merkezli, mavi haplı dünyanıza zorla sokuşturmak yerine kırmızı hap gerçeklerini içselleştirmeniz ve onları kırmızı hap bağlamında yaşamanız çok daha kolay olacaktır. Eğer kırmızı hap dönüşümünü gerçekleştirememiş ve bunu nasıl kullanacağımı anlayamamış olsa idim, bugün evliliğimin neye benzeyeceğini hayal edebiliyorum. Bunu yapmadıkları için evlilik koçlarına saati 149 Dolar ödeyen erkekler var.

Geçen haftanın yorumları içine gömülü bir yorum var. Buraya tamamen alıyorum (kırpılamayacak kadar iyi bir yorum) :

Sanırım anladım!

Yıllarca bu “rol yapma” gereksinimi ve bunun kadınların bizi, bizim onları sevdiğimiz gibi sevmediğini gösterdiği için kızgındım. Ve şimdi eski ilişkilerimi gözden geçirirken, bir şey aklıma geldi.

Her ilişkimde, onradan aşık olacağım kadınla karşılaşmadan önce, tamamen kendimi geliştirmek için çalışıyordum : forma girmek, arkadaşlarla takılmak, çevremi keşfetmek, muziğimle uğraşmak, vs. “Aşık olur” olmaz ise bu aktiviteleri zamanla bırakıyordum. Yeni kız arkadaşıma konsantre oluyor, onun ihtiyaçlarını sağlamaya ve istediği gibi olmaya (ya da istediğini sandığım gibi) çalışıyordum.

Ama işte benim Evreka anım : hatırladığım her zaman mutsuz, bir hücreye kapatılmış ve kapana kısılmış hissettiğim.

Rollo’nun “kadınlara tepkilerimiz koşullanmadır” derken bahsettiği şey bu mu? Kırmızı hap ile hissettiğimiz üzüntü, doğamızda olmayan bir şeye inanıp ona göre hareket etmemiz, başkalarının davranış ve inançlarının bize yüklenmiş olması mı?

Sanırım sonunda kendim için olanı anladım … kendini odağa koymak ve “rol yapmak” gibi şeyler aslında şu anlama geliyor : “bir ilişkide, başkalarının yapman gerektiğini söylediği şeyleri yapmak zorunda değilsin … her şeyden onun için vazgeçmek zorunda değilsin, yapmaktan hoşlandığın şeyleri yapmayı bırakmak zorunda değilsin ve onun kıçını yalamak zorunda değilsin”.

Benim durumunda, ben her şeyi iki sebepten bırakıyordum. Biri, yapmam gerekenin bu olduğunu düşünmemdi … Kadınların erkeklerden ne istediklerini duymam, annemin erkek nasıl olmalıdır nasihatları, vs. İkinci neden ise kendine güvensizlikti. Onun beni sevmesini istiyordum, gemiyi batırmak istemiyordum, onu kaybetmekten korkuyordum, vs … ve sonunda da kaybettim. Onun ve onun aşkı için değerli olmak için, onun suyuna gidip ona istediğini söylediği şeyleri ya da bana onun istediği şeyler diye öğretilenleri vermem gerektiğine inanıyordum.

Rollo’nun ve herkesin konuştuğu şey bu mu? Çünkü sanırım sonunda anladım. Bugüne kadar Oyunum bir yere kadar sahte idi. Bazı şeyleri yapmamam gerektiğini biliyordum ve kadınlara daha çekici gelecek şeyleri de yapıyordum. Ama görüyorum ki, kızgın olmak için bir neden olmadığı gibi – kendimi geliştirirken ve hobilerimle uğraşırken daha mutlu, onlara zaman ayırmazken ise daha kindardım – ama aslında bizim “rol yapmak” dediğimiz ve kadınları gerçekten mutlu eden şeyleri yaparken daha mutluyum.

Aslına bakarsanız Rollo’nun dediği gibi her iki şekilde de rol yapıyorsunuz.

Kırmızı hap şartlarında yaşamanın anahtarı, mavi haplı beklentilerinizde ve hayallerinizde rahatlığa kavuşacağınız inancını kafanızdan atmanızdır. Ve bunları kırmızı hap gerçeklerinin gerçekçi bir kavrayışına dayanan beklenti ve tutkularla değiştirmeniz gereklidir.

Bunu başından öğrenin : Kırmızı hap farkındalığını kullanarak, mavi hap dünyasında rahatlık ve duygusal tatminini başaramazsınız.

İçinizdeki betay öldürmek zor bir iştir ve bu işin bir kısmı da eski, rahat mavi hap paradigmanızdan kurtulmanızdır. Yeni fişten çekilen, kırmızı hapın farkında erkekler için, kırmızı hap tekniklerini kendi mavi haplı ideallerini gerçekleştirmek için kullanabilecekleri fikri çok cezbedicidir. Anlamadıkları şey ise bu mavi haplı ideallerin ve onları nasıl gerçekleştireceklerine dair anlayışlarının defolu olduğudur.

Kırmızı hap farkındalığı, doyum için kırmızı hap şartları gerektirir. Oracle Z, Return Of The King sitesinde mükemmel bir yazı yazdı : Why you shouldn’t seek emotional fulfillment through women? . Okumaya değer bir yazı ama Oracle Z’nin burada anlattığı feminen merkezli, mavi haplı doyum. Bir erkek istemesi gerektiğine koşullandırıldığı bu mavi haplı amaçları gerçekleştirebilse bile, kendini bu hedefin içinde hapsolmuş ve bu hedefin yükleri altında ezilmiş bulur.

Hobbes’un yukarıda gösterdiği gibi, mavi haplı hedefleri gerçekleştirmeye ve elinde tutmaya çalışmadığı zamanlar, hayatından, yeteneklerinden ve tutkularından en fazla doyum aldığı zamanlar.

Bu bir erkeğin kendini kırmızı hap şartlarında yeniden yaratması için yeterli değilmiş gibi, bir de kadın kendisine mavi hap şartlarında “mükemmel erkek” sunulduğunda, yavaş yavaş (bazen hemen) o erkekten tiksinmeye başlar.  Hareketlerinin de ispatladığı gibi, kadınlar bile bu mavi hap şartlarının mükemmel erkeğini istemezler zira mavi hap şartları, normalde kırmızı hap şartlarında heyecan verici, önemli ve arzulanabilir olabilecek erkekleri iğdiş eder.

Bunu daha önceki yazımda söyledim ama tekrar edeyim :

“Kadınlar erkeğin hayatına sadece yoldaş olmalılar, hiçbir zaman hayatının odağında olmamalılar.”

Mavi hap şartlarında yaşamak, defolu hedefleri gerçekleştirerek doyuma ulaşacağını ummak, erkeği kadını hayatının odağı yapmaya programlar. O umudu bünyenizden atın ve yeni sistemde umut yaratabileceğinizin farkına varın – içinde hayatınızın kontrolünün daha çok elinizde olduğu sistemde.

Çeviri : A New Hope

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Performans Yükü

Love Story yazısından :

“Erkeklerin performans göstermesi gerekir. Başarılı olması, kızı kapması, iyi bir hayat sürmesi. Erkek yapmalı. Tatlı bir kızın dikkatini çekmek için motorsikleti sokak boyu sürmek olsun ya da kişisel gelişiminiz ve gelecekteki ailenizin rahatı için doktora yapmak olsun, erkeklerden “tuttuklarını koparmaları” beklenir. Erkekler “icra etmek” zorundalardır. Kadının baştan çıkması, ilgisi, arzusu ve aşkı, bu şartlı performanstan kaynaklanır. Bu performansın beklentileri ne kadar karşılayıp karşılamadığının değerlendirmesi tabii ki oldukça özneldir, ve ne kadar kolaylıkla “yapabildiğiniz” de önemlidir, ama performans zorunludur.

Fişe takılı (mavi haplı) erkeklerin kadın – erkek ilişkilerinde en çok yanlış bildikleri şeylerden biri, performans konusudur. Geçen Mart’ta, Roosh’un ilginç bir makalesini okudum, “Erkekler modern kadın için palyaçodan başka bir şey değil” (Men are nothing more than clowns to the modern woman) ve makale ile gösterdiği bağlamda aynı fikirde olsam da, “eğlenceli” olma konusunda kadını eğlendirmekten daha fazlası var.

Kadınlar artık erkeklerde konfor ve istikrarlılık aramıyorlar – eğlence arıyorlar. Vakit geçirmeyi arıyorlar. Hedonist zevkler arıyorlar. Sağlayıcı (beta) erkeklerin günümüzde güzel bir kadının en genç çağında bağlılığını kazanmakta umutsuzca yenilmelerinin sebebi bu. Hatta daha alt rütbeli alfaların bile kadınlarla birkaç vuruşmadan öteye ilişki yaşayamamalarının nedeni de bu. Bir kez sağladığınız eğlence ve değişiklik azaldığında – ki azalması kaçınılmaz – hatun başka birine ya da bir şeye yönelecek. Özünde, bir kızı elde tutmanın tek yolu TV dizisi zihniyetinde, her bölümün sonuna bir arkası yarın / en heyecanlı yerinde kesme koyarak kadının ilgisini canlı tutmaktır. İyi bir erkek olmak artık yetmiyor.

Bunu okuduktan sonra kendimi henüz yeni fişten çekilmiş ve kırmızı hapın rahatsız edici gerçekleri ile tanışmış, herkesin beni inandırdığı bütün o konforlu “sadece kendin ol ve eninde sonunda doğru kadın karşına çıkacak” retoriğinin, vasat bir hatunun ilgisini canlı tutmak için kendini ikiyüzlü bir çizgi film karakteri gibi sürekli dönüştürmesi ihtiyacı ile yer değiştiği, genç bir erkek olarak hayal ettim.

Bu oldukça bunaltıcı bir şey, özellikle de kırmızı hap farkındalığı için gerekli olan büyük çaba ve kişisel sezgiyi düşünürseniz. Roosh daha sonra bunu Nasıl daha iyi bir palyaço olunur ve palyaço oyunu – iyi erkek oyunu ile yumuşattı. Her ne kadar olayı Oyun terimleri ile açıklığa kavuştursa da, birçok erkeğin palyaço faktörü konusundaki hüsranı, bu şartlarda ve bağlamda, performanslarının gerçekte kim oldukları ile alakasız olması. Bu ortamda MGTOW’un neden kırmızı haplı erkek için anlaşılır bir opsiyon olduğunu görmek zor değil. Erkeğin kendisini kadınlar konusundaki performans denkleminden basitçe azad edebileceğini düşünmek çok cazibeli. Buna sonradan değineceğim ama burada önemli olan erkeklerin performans oyununu oynamaya zorunlu oldukları. İster beğenin, ister beğenmeyin, oynayın ya da oynamayın, bir erkek olarak her zaman performansınıza (ya da onun nasıl algılandığına) göre değerlendirileceksiniz.

Bence kırmızı hap transformasyonunun erken aşamalarında birçok erkeğin ayağına takılan şey, kadının ilgisini tutmak için kendileri olmayan bir karaktere bürünme ve “olmadıkları kişi olma” zorunluluğu yüzünden kadınlara duydukları öfke. Bu fikri Have a Look yazısında anlattım ve kadınların kendilerini eğlendireceğini umdukları erkekler için nasıl kasting ajansı gibi olduklarını belirttim. Ben bu konuyu tamamen cinsel bağlamda yazmıştım, ama Roosh’un yazısını okuyunca kadınların ‘karakter’ rolü beklentisinin onların hayatının olgunluk aşamasına ve CPDlerinin gerçekçi bir şekilde isteyebileceği şeye göre değiştiğini hesaba katmaya başladım. Başka deyişle, Parti Yıllarında istedikleri “karakter”, yaşlandıklarını anladıkları zaman istedikleri karakter ve orta yaşta iken istedikleri karakter birbirlerinden farklılar. Bir erkeğin o karakter olmasının ne kadar gerçekçi olduğu ise, kadınların hayatlarının çeşitli aşamalarında, hak sanısı ile gerçekçi bir şekilde bekleyebileceklerini düşündükleri karaktere, erkeğin uymamasın durumunda hayal kırıklığı yaşamak üzere sosyalleştiklerinden, önemli değil.

Uyarak Yaşamak

Buraya kadar okuyan erkeklerden bazılarının “sikerim, ben kendim olacağım ve beni böyle kabul etmeyecek her kadın düşük kalitededir” diye düşündüğüne eminim. Bu sizi muhtemelen öfkelendirecek ama bu tam olarak betaların içselleştirdiği mavi haplı “sadece kendin ol” mentalitesi. Sahip olamadığını küçümsemek gücün kurallarından biridir aslında. Bunu anlamak zor değil ama siz ne derseniz deyin sonuçta erkek olarak hayattaki performansınıza göre değerlendirileceksiniz. Yani “siktir et, ben kendim olacağım” zihniyetiyle bile ne kadar iyi bir şekilde “kendiniz” olduğunuzla değerlendireceksiniz.

Basit gerçek şu ki, esasen hayat performansınızın ta kendisi olmalısınız – bunu içselleştirmelisiniz. Siz yönetim yönlendirseniz de, siktir edip kadınların (ve aslında diğer herkesin) doğal, kendiliğinden performansınızı takdir edeceklerini umsanız da, kadınlar sizi kendi CPDleri bağlamında istedikleri erkeğin nasıl olması gerektiği kriterlerine göre değerlendirecekler ve hipergamik optimizasyon filtresinden geçirecekler.

Görünüm, yetenek, elle tutulur faydalar ve diğer temel ön şartlar kadından kadına değişebilir. Ama bir erkek hayatta performans göstermek zorundadır. Siz kendi yoluna giden ve kendi kendini tanımlayan ve ihtiyaçlarını eskortlarla gideren bir erkek olsanız bile, bu zevkleri yaşayacak kadar kazanmanız için hayatta belli bir performans göstermeniz lazım.

Daha kolaylaşmaz, siz daha iyileşirsiniz

Erkek için, hayatta performans gösterme zorunluluğundan kaçış yoktur. Bundan kaçabileceğine inanmak, kadınların, erkekleri performanslarına göre eleyen hipergami dürtülerini bastıracak yüce bir empati kapasitesi olduğu mitine inanmak demektir. Kadınlar, erkeklerden bekledikleri performans beklentilerine benzer şeyleri asla kendilerinden beklemeyeceklerdir. Hipergami, erkeğin kadının bağlılığını hakettiğini sürekli ve ince bir şekilde göstermesini bekler ama kendinden buna paralel bir performans beklentisi yoktur.

Kadınlar erkeklerin kendilerinden belli fiziksel standartlara uymalarını beklediklerini iddia ederler. Bu genel olarak doğru olsa da, bu yine de erkeklerin kadınlardan bekledikleri ama onların kendilerinden beklemedikleri bir şeydir. Kadınların hayat performansını değerlendirme mekanizması gibi bir olay yoktur. Aslına bakarsanız bir erkeğin kadını birliktelik için bazı kriterlere göre değerlendirdiğini söylemesi, onun kadın düşmanı ve önyargılı biri olarak yaftalanmasına neden olacaktır.

Bu tür sosyal gelenekler, kadının hipergamik cinsel stratejisinin sosyal olarak baskın stratejisi olarak kurmak için vardırlar. Bir kadının erkek için performans göstermesini beklemek, “kadının ödül statüsüne” hakaret olarak algılanır.

İnsani açıdan bu performans gereksinimine rasyonel bir çözüm bulma isteği var. Ama daha önceki yazılarda belirttiğim gibi, kadınların mantığına hitap etmek, hipergaminin sinsi etkisinden koruma sağlamaz.

Tamamen dürüstlük ve kendini kadına açma tavsiyesi veren bir sürü “ilişki koçu” (dating coach) okuyorum. Umut ettikleri, aynı kafada ve rasyonel bir kadının, erkeğin bu açıklığını doğal olarak takdir edeceği. Ama bu umut, sinsi etkilerin karşılıklı rasyonalite ile bastırıldığı bir eşit oyun sahası varsayıyor.

Gerçekten umulan ise kadınların, erkeklerden performans bekleyen hipergami dürtülerini, bu duyarlı ve kırılgan dürüstlüğü takdir ederek bastıracaklarıdır.

Halının altına süpürdükleri şey ise, erkeğin hayat performansındaki gerçek bir eksikliği affetmesi için, kadının mantığına ve hislerine başvuramayacak oluşumuzdur. Aşk da, mantık da, ortak bir bağlamda karşılıklı takdir gerektirir ama ne aşk ne de mantık erkeğin performans gösterme zorunluluğunu ortadan kaldıramaz.

Kadınlar, hipergamiyi kendi kendilerine bypass etmeye gönüllü değillerdir. Karşılıklı ihtiyaçtan kaynaklanan bir durumu, dolaysız yöntemlerle kabul etmeye zorlanamazlar.

Bir kadını ilişkide karşılıklı ihtiyaçları karşılamaya motive eden şey, erkeğin performansı ve bunu göstermesidir (hiçbir zaman izahata başvurmadan) – o ilişki ister tek gecelik vuruş, isterse de 50 yıllık evlilik olsun.

Yüksek Statü Göstermek (YSG) – Demonstrating Higher Value

YSG’nin hem mavi haplı eleştirmenler hem de kırmızı hap camiası içinde kötü bir şöhreti olduğunu düşünüyorum. Birçok kişi kafayı YSG pratiğine ve tekniğine takıyor. Bu kavramı “gösteriş” ve “böbürlenme” varsayıp es geçmek kolay ama YSG, prensip olarak egoist ölçülerle ya da bir erkeğin kendisini kadınların yanında ne kadar iyi “pazarladığıyla” tanımlanamaz.

Birçok YSG bilinçsizce yapılır. Aslında en iyi ve öz YSGler, erkeğin performans gösterdiğinin farkında bile olmadığı zamanlarda ortaya çıkarlar. Bu bir odaya doğru bağlam ve ortamda girmek şeklinde bile olabilir. Burda anlatmaya çalıştığım şu : bu yazdıklarımı okuduktan sonra, kadınların performans standartlarını karşılamak için üstüninsan olmanız gerektiğini söylediğimi düşünebilirsiniz ve bu da oldukça bunaltıcı. Benim gelmeye çalıştığım nokta bu değil. Bir kadının performans beklentisi çok değişkenli şeylere bağlıdır ve kadının hem arzu edilir hem de çekici bulduğu karakter ihtiyacına ve bunu isteyebilme kapasitesine bağlıdır.

Nasıl performans gösterdiğinizden ziyade performans göstermeniz önemlidir. Hayatta performans göstermek ve kendi olabileceğinizin en iyisi olmak için sahip olduğunuz hırs ve içten gelen ateşin kadınları etkilemeyle hiçbir alakası olmayabilir, ama siz bu durumda performans gösteriyor olacaksınız ve bu performansa göre değerlendirileceksiniz.

YSG ve DSG (Düşük Statü Göstermek), bilinçli olsa da olmasa da performanstır. Kendinizi bu performans denkleminden azad edemezsiniz. Bu performans gösterisinde kendi bölümünüzü yönetmeyi bırakabilirsiniz, ama ölene kadar oyundan dışarı çıkamazsınız.

Çeviri : Burden of Performance

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Saha raporu – Kadıköy daygame raporu

Okur Deniz saha raporu göndermiş :

Geçen hafta sonu Kadıköy’de özgüvenimi geliştirmek adına daygame yapmaya karar verdim. Trp’yi 4-5 aydır sadece okuyarak nereye kadar dedim ve oyunumu yolda ki hoşlandığım insanlara yapmaya karar verdim. Moda sahilde bir kaç tane beğendiğim kadın görünce yanlarına gittim. Aklımda erkekadam da okuduğum saha raporlarındaki cümleler geldi bakalım onlarla ben ne kadar sonuç alacaktım.

+selam sizi gördüm çok etkilendim bi yanına geliyim dedim naber? (Konuşmaya başlarken kadının yüzünde tebessüm oluştu ve cümle bittiği anda tebessümüde bitti)
-iyiyim :))
+ee napıyorsun
-erkek arkadaşımı bekliyorum
+bana dertlerini anlatma boşver onu
-ehehe kendisi bu durumlara kızar yani gitmelisin
+eh peki hafiften uzayalım ama önce numaranı vermelisin (kabul burda baya bi tökezledim)
-yok veremem üzgünüm
+peki görüşürüz o zaman bayy
(Oraya tekrar döndüğümde sevgilisi yada herhangi biri yoktu bende üstlemeden geçtim)

Başka bir olay daha var.

2 kız yan yana sahilde otururken biz de 2 arkadaş yanlarına gitmeye karar verdik
+selam sizi gördük baya bi etkilendik
-yok sağolun gerek yok
+peki iyi günler

Burda da dikkatimi çeken şey konuşmaya başlayınca yüzlerinde bir tebessüm oluşuyor sonra yok oluyor.

Şimdi soruyorum yanlışım veya eksiklerim nelerdir? Bir dahaki sefer nelere dikkat etmeliyim.

“Rakibe yenilmen sorun değil Danielsan. Asıl problem korkularına yenilmen.” – Mr. Miyagi, Karate Kid
Öncelikle tebrikler. Korkularını yendiğin için.

Şu sorudan başlayalım:

Burda da dikkatimi çeken şey konuşmaya başlayınca yüzlerinde bir tebessüm oluşuyor sonra yok oluyor.

Bunun birkaç sebebi olabilir.

Birincisi sen niyetini direk belirtiyorsun (doğrusu bu) ve kız da başından istemiyordur. O nedenle işim olmaz demek olabilir. Bu kısmı kadın direk ağzıyla hayır demediği sürece (ikinci örnekteki gibi) takma. Niyetini belli etmen sadece cesaretini göstermek için değil aynı zamanda olmayacak kızla vakit kaybetmemek için. Ben üni zamanında bu niyeti belli etmeme haltı yüzünden (arkadaş oyunu) kahve kuyruğunda ya da havuzda kıza yürür, bütün gün beraber dolanır sonra havamı alırdım.

İkincisi, bu bir shit testtir. Kız bu betasavar yüz çehresini takınarak en statüsü düşük betayı hemen ayıklayabilir. Türkiye gibi erkeklerin aşırı duygusal kırılganlığa sahip Akdeniz ülkelerinde işe yarar bir taktiktir. Burada da oyununa kız açık red vermediği sürece devam et.

Üçüncüsü, kız niyetini anladığı an utanabilir, heyecanlanabilir, kızabilir (kolay kız imajı vermemek için) vs. Kızlar çelik yürekli ve soğuk kanlı cengaverler değiller. Bütün bu duygular soğuk bir çehre ardına gizlenebilir.Burada da istifini bozmadan oyuna devam et.

Dördüncüsü ise asıl iletişimde zayıf olabilirsin. Mavi haplıyken bana bu çok olurdu. Yakışıklı ve dışardan cool görünen bir adam olduğumdan çok yürüme davetiyesi alırdım ve mavi haplı olmama rağmen de yürürdüm. Ağzımı açtığım anfan itibaren kız soğurdu. Bu olay ağırlık kaldırmayı yoğun yaptığım zamanlar azalırmış, sonradan farkettim. Ses tonu, duruş, heyecan seviyen, konuşma hızın, şiven, vs … gibi statü sinyallerin topluca 80% önemli. 20% ise ne dediğin. Buna rağmen burda saha raporu yazanlar daha çok sözlere odaklanıyor. Yürürken kendinde asıl gözlemleyeceğin statü sinyallerinin üstünlüğü.

İlk yürümende giriş iyi. Benim girişle ilgili tek problemim kıza “siz” diye hitap etmen. “Sen” desen daha iyi. Kızın erkek arkadaşı lafını shit test alıp doğru şekilde davranmışsın. Fakat bunun tekrarlanması shit test değildir. Kızın gerçekten erkek arkadaşı olabilir ya da gerçekten git demektir. Daygame’de ısrar, takip ve ağız dalaşı başa bela açar. Hemen Nextlemen iyi hareket. Bir tel no atışı yapmışsın ama tel no en az 4 – 5 dakika muhabbete gelen kızdan istenir. Kız senle konuşsa bile hemen tel noya atlanmaz.

İkincisinde hatanız büyük. Wingman ile beraber yürümüşsünüz. Asla. Biriniz yürürken diğeri uzaktan (varlığını hissettirmeden) gözlemlesin. Yürüyenin vücut dilini değerlendirsin. Sonra hemen ayaküstü yürüme değerlendirmesi yapın. Ama beraberce “gızlar gızlar gelem mi” diye dalmayın.

İkinci yürüme, klasik reddetmedir. Yürümelerin onda sekizinde karşılaşacağınız hareket budur. Rakamları bilin ki beklentileri doğru ayarlayın.

Bu olay biraz kas geliştirme gibi. Günde 3 – 5 kereden fazla yürümeyin ama ayda en az bir 20 kere yürüyün ve düzenli yürüyün. Öyle aklıma esti 2 tane, sonra iki ay sonra iki tane daha şeklinde olmasın.

Ve son olarak da welcome to beginners hell (yeni başlayan cehennemine hoş geldiniz). Bir süre sonra bazılarınız gelip “Mahmut-san günlerdir cilalayıp parlatıyorum bir jodan tsuki bile atamadım” diye haykıracak. Ben de diyeceğim ki “önce ayağa kalkmayı öğrenmeden uçmayı öğrenemezsin. Doğanın kuralı bu Danielsan, benim değil.” Cilala parlat … cilala parlat … cilala parlat …

NOT : En son 21 Convention podcastte Rollo Tomassi’nin şu dediği aklıma geldi :

“Oyunu şöyle sanıyorlar : Çık dışarı, 100 tane kıza yaz, şansın yaver giderse biri sana yüz verir ve birlikte olursunuz. Ben de diyorum ki Oyun sayı oyunu değil azim / kararlılık oyunudur, devamlılık oyunudur. Her hafta sadece 1 kere yürüseniz, yılda 52 kere yürürsünüz. Buna kararlılık denir. Bu aynı zamanda ortalama bir erkeğin hayat boyu yürüdüğü kızdan daha fazlasına yürümüş olursunuz. Oyun bu kararlılık ve hatalrından ders çıkarma ile ilgilidir. Olay makineli tüfek gibi yürü .. yürü … yürü .. değil. Biliyorum bazı PUAlar var “çık dışarı makineli tüfek gibi ol” diyorlar. Bundan hiçbir şey öğrenemezsin. İki çeşit öğrenme vardır : bir şeyi içselleştirirsin ve senin bir parçan olur ya da hareketleri ezberlersin. PAU’yı eleştirenlerin çoğu bu zeber şeklini eleştiriyorlar. Bu rol yapmak, kendin olmamak, ezberleyip okumaları gereken bir senaryo.”

Donovan Sharpe ise “oyunu eleştirenlerin çoğu 2 kıza yürüyüp reddedildikten sonra bu iş olmuyor diyor” demişti.

Saha raporu – 35 lik beta dan kırmızı hap öncesi saha raporu

Babamın hastalığı nedeniyle omega olarak geçen 3 yıldan sonra tanıştığım ve FB yapmak niyetinde olduğum HB3 lük, ama kariyer ve komikliği sayesinde HB4 olarak algılanabilecek 38 yaşında hatunun HB 5,5-6 olan ama kariyer, entelektüel seviye, araba vs ile HB6-6,5 sayılabilecek beni yaklaşık 1 yılda kapı paspasına çevirmesinin sırrını paylaşayım.

Ne zamandır hayatımda kimse yok ve yine yalnız korkusuyla kıza yapışın.

Shit test diye bir şeyden haberiniz olmadığı için kıza her shit testinde ‘’bir erkeğe böyle şeyler söylenir mi, evde kalmana şaşmamalı’’ diye saldırın, hatta 3 ay sonra bile aynı saçmalamalarını gündeme getirip kavga çıkarın.

Korunmadan birlikte olun. Çocuk sevdiğinizi aile kurmak istediğinizi sürekli tekrarlayın.

Hiçbir kızı aldatmadığınızı tekrarlayın.

Arada ağlayın ki ne kadar duygusal, hassas bir insan olduğunuzu görsün.

Arkadaşlarıyla tatile gittiğinde yada akşamları sizsiz dışarı çıktığında mızmızlanın, evde oturup onu bekleyin. Sizin bütün akşam ve tatillerinize kendini de dahil etmesini severek kabul edin.

Kızın evine yerleşin ve akabinde gelen seksteki %90 azalma için mızmızlanıp, kıza doktora gitmesini söyleyin, kendinizi porno ile tatmin edin.

Yemek, bulaşık, süpürge yapın.

Yanında yaşamanıza rağmen her sabah işe gelince günaydın diye mesaj atın ve mesajlara geç cevap veriyor ya da siz yazmayınca yazmıyor diye mızmızlanın.

İşteki, ailedeki, arkadaşa çevrenizdeki tüm sorunları anlatın.

Kız üzülmesin diye kendi kız tanıdıklarınızla akşamları dışarı çıkmayın ve bunu kıza söyleyin. Sonra kızın hayatının içinde yaşamaya başlayın.

Hipergamiden haberiniz olmadığı için sizden HB ölçeğinde 3 puan düşük olan, doğurganlığının sonuna gelmiş bu hatunun nasıl hala köpeğiniz olmadığına ve kendisinin size köpek gibi davrandığına şaşırıp durun.

Daha yapılacak ve yaptığım çok şeyler var fakat bunlar fazlasıyla yeterli sanırım.

Bu ilişkide her ne kadar betanın dibine vurmuş olsam da kız çirkin ve evde kalmış olduğu için benden ayrılamadı. Sadece bana it gibi davrandı ben de bir yerden sonra kıza hödüklüklerine dayanamadığımı söyleyip terkettim.

Ayrılıktan sonra ‘’erkek arkadaşını saygısız kız’’ diye Google da aratınca bu siteyi buldum ve aydınlanma yaşadım.

Ama arada hala özlüyorum biricik çiçeğimi, meğer önceki tüm kız arkadaşlarıma sadece kadın oldukları için kızmışım 🙂

Korkmayın geri dönmüyorum, 2-3 farklı kadınla görüşüyorum ve site rehberini takip etmeye çalışıyorum.

Konuk Yazar : 35lik beta

Alfa Erkek – Jason MOTHERFUCKING Statham modu

1.78 cm boyunda, kel ve 50 yaşında bekar bir erkek. Henüz evlenmemiş … Böyle girince “yazık lan …” demek geliyor içinden ama amcamız Jason MOTHERFUCKING Statham (JMS). Maskülinitenin boyu, saçı ve yaşı nasıl önemsizleştirdiğinin yeryüzü temsilcisi. Bu amcamız, 2010 yılından beridir kız arkadaşı olan Rosie Huntington-Whiteley ile (çıkmaya başladıklarında Jason Statham 42, Rosie Huntington-Whiteley 22 yaşında idi) hayatından memnun görünüyor. Kel istemem, 185 altı erkeğe bakmam diyen kızlarla çıkamaz ama. Çok da sikindeydi o kızlar 😀

JMS’yi buraya ara ara taşıyoruz zira kız arkadaşıyla hep maskülin pozlar veriyor. Biri de aşağıdaki. Illimitable Man bu fotoğrafa “bir erkek kız arkadaşıyla böyle poz vermeli” diye yorum yazmıştı. Donald Jr. örnek almalı 🙂

Tamam, eğer erkek kadından bir 8 – 10 yaş veya daha fazla büyükse bu tür bir ilişki liderliği ve eğlenen ustalık yakalamak zor değil. Zaten 20li yaşlarının ilk yarısındaki gençlerin problemlerinden biri de kız arkadaşları ile aralarına koyabilecekleri yaş farkının sınırlı olması.

JMS, klasik pozu kusursuz veriyor :

  • Kalçadan – omuza kadına bitişik fakat kadından öteye dönmüş vücut.
  • Hatunu kollarıyla sarmış ama hatuna dönük olmayan vücut.
  • Kadın kendisine hayranlık ile bakarken uzağa bakmak (eski Türk aile fotoğraflarındaki babalar gibi uzağa bakmış).
  • Kontrapost pozisyonu.
  • Hatun HB9 (HB10 teorik üst sınırdır, gerçek hayatta bulunmaz :))

Jason MOTHERFUCKING Statham, alfa tanrı Mars‘ın yeryüzü temsilcisi.

 

Karım bana düşman gibi davranıyor

Burada anlattığımız temel zihin yapısı, uzun süreli ilişki ve evlilikte daha da gerekli. Zira bu ikisinde, özellikle de ikincisinde, mavi haplının kaybedeceği çok şey var. Örnek olarak internete baktım ve hızlıca şu aşağıdaki hikayeyi buldum. Hikaye çok eski olsa da oldukça sık görülen bir durum.

Eskiden “kılıbık” diye bir kavram vardı. Babamların bazı arkadaşlarıyla kılıbık oldukları için hunharca dalga geçtiklerini, medyada bu kavramın çok kullanıldığını hatırlarım. Hiç farkettiniz mi, artık neredeyse hiç kullanılmıyor? Bunun nedeni eskiden istisnai olan bu erkek tipinin artık neredeyse norm olma yolunda ilerlemesi olmasın? Sanırım günümüzde buna marifetmiş gibi hanımcılık diyorlar.

Örneğimiz Güzin Abla’ya yazılan şu yazı :

Karım bana düşman gibi davranıyor …

Güzin Hanım; çok kötü durumdayım. Ben 35 yaşında karısını çok seven, bulaşık, çamaşır, çocuk bakımı ve her türlü ev işini yapan bir erkeğim.

Ama farkına vardım ki bunlar eşimi mutlu etmek için yeterli değilmiş. 3 gün önce eve gittim ve eşim ağlayarak “Artık seni sevmiyorum, sana dokunmak istemiyorum, seni yabancı olarak görüyorum ve boşanmak istiyorum” dedi. Ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Bütün dünyam yıkıldı o an. 3,5 yaşında bir kızımız var. O an ağlamaya başladım ve aklını başına toplaması için bir arkadaşıma gittim. 2 gün orada içip durdum. Bir psikolog ayarladım ve geçen cumartesi eşimle birlikte ona gittik. Ama eşim benim durumumum daha kötü olduğunu söyleyerek asıl benim tedavi görmem gerektiğini söyledi. Razı ettim birlikte gidecektik. 2 gündür durmadan içiyor ve ağlıyor. Bana bir düşmanmışım gibi davranıyor. Bana söylediği artık her şeyin biriktiği, patladığı ve bütün sorumluluğun da benim olduğu. Ama ben onu çok seviyorum, onsuz yaşayamam. Ona söyledim, “Ne olur bırakma beni, düzeleceğim. Daha farklı olacağım” dedim. Ama bana hiç umut vermiyor. Eşimle evliliğimizin altıncı yılını bitirdik. Geçen zamanda ekonomik olarak hep borç ödedik. Evlendiğimde kredi kartı borçlarım vardı, onları ödedik. Halen ödüyoruz ama bitmesine 1 ay kala, bankanın yaptığı bir yanlışlık sonucu eşime gelen “7.500 YTL borcunuz var” telefonu her şeyi bitiren son damla oldu. Aslında 280 YTL borcumuz kalmıştı, yanlışlık yapılmış. Ama olan oldu.

Diğer bir konu da; benim ailem maalesef sorunlarıyla devamlı eşimi meşgul ettiler, yalanları yüzünden 2 senedir onlarla görüşmüyoruz. Fakat ben arada sırada, ne olursa olsun, eşimin onları aramasını istiyordum. Bir sorun da; annesi kanser oldu ve hastalığının başından sonuna kadar, yaklaşık 1 sene bütün tedavisinde yanında bulundu. Şu an annesi iyi ama üzülmemesi lazım.

Ayrı bir sorun ise; kız kardeşi maalesef biraz asi ve ailesini çok üzüyor. Kilolu, devamlı içki içen, sorumsuz bir kız.

Son bir sorun, eşim, okulunu derece ile bitiren matematik öğretmeni. Yaşı 35 oldu ama halen beklediği gibi bir işe giremedi. İş konusunda çok şanssız. 3 ay önce bir dershaneye girdi, ama maaşlar ödenmeyince, ayrıldı. İşte bütün bu sorunlar birikmiş ve sonunda bana patlamış.

Ne yapmalıyım, yardım edin ne olur?

Bizi takip ediyorsanız, daha ilk paragrafta sorunu yakalamış olmalısınız :D. Karşımızda evli ve damardan mavi haplı bir erkek var.

Ben 35 yaşında karısını çok seven, bulaşık, çamaşır, çocuk bakımı ve her türlü ev işini yapan bir erkeğim.

Çeviri Manyağı’nın Ev işi yapan erkeklerin hazin sonu ve benim Erkekler iyi oldukça onlardan istenenler artıyor yazılarımızda bu konuya değindik.

Ama farkına vardım ki bunlar eşimi mutlu etmek için yeterli değilmiş.

Haldun Aydıngün, burada çalışan mekanizmayı 20 sene önce yazmış : magandalar kadınları daha çok mutlu ediyor.

Keşke dibe batmadan bilebilseydin ama o devirde (2008) ve şimdi bu bilgiyi vermek yerine her yer bir sürü feminen ilişki danışmanlığı  zırvası ile dolu.  Bu zırvalar genellikle, karının daha fazla talebini yerine getir ve böylece karın mutlu olsun. Karın mutlu olsun, sen de mutlu ol. Öyle olmuyor işte.

Fakat olaya bir başka boyut katan kısım şurası :

Son bir sorun, eşim, okulunu derece ile bitiren matematik öğretmeni. Yaşı 35 oldu ama halen beklediği gibi bir işe giremedi. İş konusunda çok şanssız.

Öncelikle, adam terminal oneitis hastası. Bu kadın şanssız falan değil. Bildiğin tembel, sorumsuz ve üstüne narsist. Adam çalışıyor ve kendisi çalışmıyor. Buna rağmen adam hala fazlaca ev işi yapıyor ve çocuğa bakıyor.

Bir kadın, kendi kötü davranışlarını sineye çeken erkeği çok nadir “ya bak canım benim o kadar işi arası hem bana katlanıyor, hem de benim gibi götün tekini çekiyor” diye takdir eder. Bilinçaltından geçen “sünepe ezik, benim gibi bir kötü bir eşi bile kaybetmekten korkan aciz …” gibi bir şeydir. Kadınların bu eğilimini şuçlamadan önce biraz düşünün. Birincisi mi doğru, ikincisi mi? Maalesef bu tür adamlar için ikincisi doğru.

Bütün dünyam yıkıldı o an. 3,5 yaşında bir kızımız var. O an ağlamaya başladım ve aklını başına toplaması için bir arkadaşıma gittim. 2 gün orada içip durdum. Bir psikolog ayarladım ve geçen cumartesi eşimle birlikte ona gittik.

Attığı her adımın yanlış olduğunu söylememize gerek yok.

Bütün dünyam yıkıldı o an. 3,5 yaşında bir kızımız var. O an ağlamaya başladım

Bir kadın (ve kadınsanız adam) boşanalım lafını ağzından çıkardığı an, aranızdaki tüm sevgi, aşk-meşk sümüklü duyguları son planda olmalı. O an soğuk ve her adımını yatırımcı acımasızlığı ile atan bir adam  olmalısınız. Olmak zorundasınız. Karşınızda artık sizin eşiniz yok, sizi soğuk mahkemelere verecek ve dostunuz olmayan biri var. Üstelik o mahkemeler de onun tarafında, sizin değil.

Soru : Abi 6 sene evlilik ve çocuktan sonra aniden böyle bir şey duyunca nasıl duygusal davranmasın?

Cevap : Bir kere, bunun böyle olacağı başından belliymiş. Yani bu olay buraya gelene kadar kadın yıllarca sinyal verir / vermiş. İkincisi, evlendiğiniz zaman imza attığınız anda potansiyel olarak boşanmak için de imza atıyorsunuz. Tamam, evliliği düşünürken boşanma düşünmek romantik değil. Devlet şahitliğinde imza atmanız ve bu imzanın size verdiği yasal yükler de romantik değil. Ama kimse bunun hakkında konuşmuyor.  Evlilik planladığınız an, boşanmayı da planlayacaksınız zira imzayı attığınız an boşanma olursa yükleneceğiniz yasal sorumluluklar da başlıyor. Boşanmış erkeklerle konuşacaksınız, yasalara bakacaksınız ve bu adamın başına gelenin sizin de başınıza gelebileceğini varsayarak önceden duygusal olarak hazırlıklı olacaksınız.

Şimdi istediğiniz kadar hazır olun, “boşanalım” lafını duyduğunuzda bu adam gibi salya sümük ağlayıp bir iki gün alkolün dibine vurabilirsiniz. Kötü ama hemen toparlarsanız büyük sorun değil. Ama hemen toparlamanız lazım zira boşanmayı soğukkanlı yapmazsanız, hayat boyu taşımanız gereken fazladan yükler altına girebilirsiniz.

Ama eşim benim durumumum daha kötü olduğunu söyleyerek asıl benim tedavi görmem gerektiğini söyledi. Razı ettim birlikte gidecektik. 2 gündür durmadan içiyor ve ağlıyor.

Öncelikle : ARZUYU PAZARLIKLA ELDE EDEMEZSİNİZ:

İşte tam bu aşamada bir erkek “pazarlık yapma” yöntemine başvuracaktır. Bazen bu karşılık olarak kadının daha önceki gibi seks yapmaya döneceğini umarak, erkeğin artan bir şekilde kadın için birşeyler yapması şeklinde olur. Ya da evli bir çiftin “seks problemleri” ni çözmesi için “evlilik danışman”ına gitmesi şeklinde.

Psikolog ve evlilik danışmanlarının önereceği şeylerin çoğu arzu pazarlığı olacağından işe yaramayacaktır.

Ama ben onu çok seviyorum, onsuz yaşayamam. Ona söyledim, “Ne olur bırakma beni, düzeleceğim. Daha farklı olacağım” dedim.

ONEitis hastalığının korkunç yüzü. Neyi düzelteceksin abi?  Ya da daha farklı nasıl olacaksın?  Yazdıklarından anladığımız kadarıyla 6 yıl çalışabilecek iken tembel tembel evde oturan kadına bakmış, borç altında gıkını çıkarmamış, üstüne ev işi yapmış, çocuk bakmışsın. Hala evli olduğu sorumsuz insanda tek bir suç olabileceği aklına bile gelmiyor.  Anlatmıyor ama bu kadar borcu bu adamın kendisi için yapmadığına 1,000 Dolar para yatırırdım.

Ne yapmalıyım, yardım edin ne olur?

Güzin Abla demiş ki :

Bu süre içinde, eşin sana çok dolduğunu ve sana patladığını söyledikten sonra, hálá boşanmakta ısrarlı mı? Her insanın zaman zaman gücünün tükendiği, olaylar karşısında kendini yıkılmış ve artık dayanamayacak gibi hissettiği olur. Bu doğal bir şey. Eşinin de bütün bu anlattığın sorunları üst üste gelmiş. Dayanma gücünü gerçekten kaybettiği kabul edilebilir. Ancak “Seni sevmiyorum, sana dokunmak bile istemiyorum” sözleri gerçekten çok kırıcı. Hatasını anlar ve boşanmaktan vazgeçerse elbette ona dört elle sarıl, ailenle görüşmesi için ısrarlı olma, ona maddi durumunuzun giderek düzelmeye başladığını artık borç yapmayacağınızı söyle, kendine inandır. Ona sevgini, şefkatini göster, onu yatıştır ve rahatlat. Gerçekten birlikte gideceğiniz psikoloğun yardımı olacağına inanıyorum. Ayrıca eşinin ve kız kardeşinin bu içki tutkusu da yine bir uzmanın yardımıyla çözümlenecek bir sorun olsa gerek.

Bu tavsiyenin nasıl bir felaket olduğu bariz değil mi? Kadından ilişki tavsiyesi isteyerek başına gelecekleri haketmiş ama  Güzin Ablanın adama bir kere bile “sen bu kadına nasıl dayandın” dememesine dikkat edin. Feminen dayanışma göz yaşartıcı. Sisterhood über alles.

Bu doğal bir şey. Eşinin de bütün bu anlattığın sorunları üst üste gelmiş. Dayanma gücünü gerçekten kaybettiği kabul edilebilir.

Af buyur kimin dayanma gücü? Burada adamın kadına nasıl dayandığını sorgulamak lazım.

Ne yapmalıyım, yardım edin ne olur?

Bu durumda yapılması gereken öncelikle bu hikayedeki oneitis’in tembel, sorumsuz ve işe yaramaz bir asalak olduğunu kabul etmek lazım. Hani ev hanımı tembel asalak demiyorum, bu hem çalışmıyor, hem güzelce harcıyor hem de adama berbat davranıyor. Ev işi de pek yok. Götün teki erkek kadar kadın da var. Bu kadın o kadınlardan biri.

Bunun üstüne ilk yapılması gereken tamamen soğuk bir yatırımcı moduna girmek lazım. Çocuk varken zor ama bu tip narsist bir kadın çocuğu zerre düşünmez hatta erkeğe karşı rehine olarak kullanır. O nedenle çocuk ile ilgili duygusallık ile erkeği mahveder. Erkek tabii ki çocuğu düşünmeli zira kadın zerre düşünmeyecektir ama asla duygusal davranmamalı.

“Boşanma isteğini anlıyorum ve karşı çıkmayacağım ama bana düşünmem için bir ay ver” diye evden ayrılmalı. Bu aşamada hiç renk vermemek esastır. Bu bir ayı, kadına çaktırmadan iyi bir boşanma avukatıyla konuşup plan yapmakla harcamak lazım. Hesapları nasıl ayırırım, boşanmada neler olacak, neler yapabilirim. Sonrasında ise kadına (avukatın onayladığı) bir mektup atılır.

Bence bu adamın bu kadını boşaması lazım. Kadın, beni boşama diye ayaklarına kapansa bile. Bu aşamadan sonra adam kırmızı hap ilahı gibi davransa bile bu kadın düzelmez. Kız çocuk için babaya böyle davranılan bir evde yaşamak bence daha zararlı.

Eğer bir şekilde evliliğe devam edilecekse de içine “asıl ben senin gibi sorumsuz, takdir bilmez, tembel bir kadından bıktım diyerek kadının tüm kusurları sayılır ve boşanmak istiyorsa işlemleri başlatması, istemiyorsa ise kendine çeki düzen vermesi gerektiği anlatılır ve kendine çeki düzen verdiğini düşününce ara”  denilmeli.

Maalesef bir iki ay çocuğu göremeyebilir. Ama ortada çocuk varken sizin olduğu kadar, narsisist götler hariç, kadınların da manevra alanı kısıtlıdır.

Sonuç : Gördüğünüz gibi bu adamın evlilik hayatında kullanabileceği ve bu aşamaya gelmeden evlilik yürütebileceği bir sürü kırmızı hap silahı var. Bu aşamadan sonra bile kırmızı haplansa, en azından boşanmayı yöneterek olabilecek en az zararla çıkabilir.

Ama en iyisi başından bu duruma gelmemek. Aman oneitisi kaybedeceğim korkusu ile taviz vere vere gelinen yer yine oneitis’ten ayrılık ama taviz vere vere ayrılık ile duygusal açıdan aşırı güçsüz bir pozisyona düşmek var. Ayrıca taviz vermese, kadına yerini ve haddini bildirse, belki de kendisine saygı duyabilen bir eşi olurdu.

Beta Vücut dili – İkimizde biliyoruz ki bu adam beta ve ben hala ‘uygunum’

Illimitable Man, günümüzde artık yaygın olan şu “fotoğraftaki beta” pozunu paylaşmış ve demiş ki “vücut dili tam tersi olmalıydı”.

Rollo Tomassi’nin dediği gibi bu “ikimizde biliyoruz ki bu adam beta ve ben hala ‘uygunum'”. Kadının kolları, adamın etrafında, gözlerini kapamış bütün vücudu ile ONEitis’ine teslim olmuş betayı saran kadın ise gözler tam olarak açık, dişlerini göstererek gülüyor ve aslında hala ‘boşta’ olduğunun sinyalini veriyor.

Bu tip fotoğrafların, feminen fotoğrafçıların poz verdirme şapşallıklarının marifeti olduğuna inanmak istiyorum. Ama ben olsam asla böyle aşağılayıcı bir poza razı olmazdım.

Bu arada fotoğraftaki Donald Trump Jr. Evet, Donald Trump’ın oğlu. Fotoğraftaki kadın ile evli. Babasından biraz alfa erkek nasıl olunur öğrenmesi lazım.