Kızların zengin erkek tercihi

Şöyle bir soru geldi :

Fakir bir erkek ya da orta gelirli olsun eğer bahsettiğin alfalık özelliklerine sahipse (dominatlık maskulinlik) kadın tarafından çok sevilir mi ? Yani kadınlar tarafından çok sevilmek için çok zengin ya da doktor, ünlü biri falan mi olmak gerekir illa sence …

Buradaki yorumlarda bile çok tekrar edilen bir şeydir bu. “Zengin olacan hacı, yoksa kızlar yüzüne bakmaz”. Ya da daha insaflısı “zengin değilsen ancak bir tane hatun bulup evlenirsen cinsel hayatın olur, yoksa işin zor”.

Şimdi bu sitede yazdıklarımla çelişir görünen bir şey söyleyeceğim : Bunu söyleyen adamlar için bu önermeler doğru. Daha zengin olmazlarsa kızlar yüzlerine bakmaz. Yanlış değil. Ama burada anahtar kelimeler, “bunu söyleyen adamlar için”. Açıklayayım.

Rollo Tomassi daha yeni Transactional vs. Validational Sex başlıklı bir yazı yayınladı. Çevirmemiz lazım, güzel yazı. Türkçesi, “Alışverişsel – Onaysal Seks” gibi bir şey.

Çoğu erkeğin bulup bulabileceği kadın ilgisi ve seks çeşidi, alışveriş şeklinde olan sekstir.  Maalesef çoğu erkek hayatları boyunca, kadının maskülinite teslim ettiği azgın ve vahşi seksi tek bir kere bile deneyimlemezler. Burada erkek, maskülin ve dominant olmadığı için, ilgi ve seks istiyorsa, karşılığında zaman ve kaynak harcamalıdır. Akşam tanıştığı çulsuz ve parasızlıktan arkadaşının salonunda yatan barmenin koltuğunda gece yarısı seks yapan kadından, bilgisayar programcısı gencin en az 5 kere buluşmadan öpücük alamamasının sebebi budur. Zira bu genç maskülinite ve dominantlık sağlayamadığı için, eğer yakınlık istiyorsa kaynak ve zaman sağlamalıdır. Alışverişsel seks budur. Barmenin yaptığı ise onay seksidir. Yani kadının maskülin ve dominant bir erkeğin ilgisini ve cinselliğini kazanabilecek, feminen güzelliğe sahip olduğunu onaylayan bir sekstir. Barmenin karşılığında hiçbir maddi kaynak ve manevi bağlılık vermesi gerekmez.

Arzu dinamiği yazısında çoğu erkeğin neden alışverişsel sekse meyilli olduğundan bahsetmiştik :

Erkek gözünden, özellikle de beta erkek gözünden, arzuyu pazarlık etmek gayet akılcı bir çözüm gibi görülebilir. Erkeklerin doğası tümdengelimli muhakemeye meyillidir; “eğer … sonra” şeklinde. Program genelde şu şekildedir :
Sekse ihtiyacım var + kadında ihtiyacım olan seks var + kadının seks için koşullarını araştır + seks için gerekli bu önkoşulları gerçekleştir = Seks yap!
Mantıklı değil mi?

İşte bu nedenle de “zenginlik şart” diyen adam için zenginlik şarttır. Alışverişsel seks hayatının gerçekliği olan erkek için masaya kaynak ve zaman koymak zorunluluktur. İlişki öncesi kızla defalarca buluşmalı, kızla ilişkiye başlamadan ya da hemen başladığında ona sürekli ilgi, iltifat ve hatta hediyeler vermelidir. Ve hep vermelidir. Kaynak ve zaman çok olmalıdır. Ne kadar kaynak, o kadar iyi.

Bu erkeklerin çıkıp da kendi maskülinite eksikliklerini kabul etmesini bekleyemezsiniz. Her ilişkiye bu kadar yatırım yapmak zorunda olan erkeğe çıkıp da maskülin ve dominant olan, alfa erkek davranışlarını geliştirmiş ya da şansına hiç bastırmamış erkeklerin duygusal, zamansal ve parasal yatırım yapmadan kadın ilgisini ve seksi bulabildiğini anlatabilmeniz zor.

Pazarlıksız Arzu

Arzunun pazarlıkla elde edilemeyeceğini ve ham arzuyu yaratan şeyin para ve “yatırımla” alakasız duygusal güç , disiplin ve maskülinite gibi dinamikler olduğunu anlayan fişten çekilmiş erkek, kırmızı hapı ile beraber kafasını alışverişsel seksten onaysal sekse çevirdiğinde büyük bir süprizle karşılaşır. Seks ham ve ilkel bir doyuruculuğa terfi eder.  “Bir kadının cinsel ilgisi için neler yapmalıyım (mesajlar, iltifatlar, çiçekler, oyuncak ayıcıklar (ağğğğhhh azaldı ama hala var böyle şeyler), seni seviyorumlar, vs.), nasıl ödemeliyim?” zihniyetinden (mavi hap) “kadın benim onaysal cinsellik için bir fırsat olduğumun farkına varacak” zihniyetine (kırmızı hap) geçen erkek, çoğu insanın tam olarak anlamadığı, “ben ödülüm” ya da “ben yeterim” mentalitesidir.

Mavi haplı erkeğin cinsellik algısı alışveriş üzerinedir. Yokluk, şans ve kaynak sağlamak (zenginlik) ile kadının cinsel ilgisini “kazanma” şansını yakalar.

Fakir bir erkek ya da orta gelirli olsun eğer bahsettiğin alfalık özelliklerine sahipse (dominatlık maskulinlik) kadın tarafından çok sevilir mi ?

Evet. Ortaya koyduğu şey çoğu kadın için yeterlidir. Ama bu demek değil ki, fakir oğlan çıkıp zengin kızı sırf masküliniteyle tavlar. “Kadın” derken tüm kadınlardan bahsetmiyoruz. Adamın kadın bulabileceğinden bahsediyoruz.

Yani kadınlar tarafından çok sevilmek için çok zengin ya da doktor, ünlü biri falan mi olmak gerekir illa sence.

Mavi haplı ve alışveriş seksi kafalı biri için bu sorunun cevabı evet muhtemelen.  Kırmızı haplı ve onaysal seks kafalı biri için ise hayır.

Alfa erkek – Steve MOTHERFUCKING McQueen mode

Alfa erkek – God mode yazısında arketip alfa erkek duruşunun MARS (Roma Savaş Tanrısı) ile enfes bir temsilini göstermiştik.

Şimdi de Coolun Kralı (King Of Cool),  Steve MOTHERFUCKING McQueen’e bakalım. Mars’tan aşağı kalır yanı yok.

Roissy’nin bu duruşu çözümlemesinden bazı alıntılar:

Vücudunun sadece yarısı kadına değiyor. Diğer yarısı kadından öteye dönük. Sanki kadına dikkatini verme ile kadını bırakıp ufukta görünen özgürlüğe kanat açma arasında bir pozisyonda. Kadınlar, tam olarak evcilleştirilememiş / evcilleştirilemeyecek erkekleri severler. Steve MOTHERFUCKING McQueen bu erkeği duruşu ile temsil ediyor.

Kadına tepeden ve koruyucu şekilde bakıyor. Dominantlık göstergesi. Rahmetlinin sadece 1.77 cm olduğunu belirtelim.

Kol kadının omuzlarını sarmış ama tam bir kapama yok. Hem dominantlık hem de “sana ihtiyacım yok” sinyali veriyor.

Saçlar dağınık. Az önce bir düzine kadınla yatmış da gelmiş gibi bir hali var.

Bugünün çoğu fotosundan farklı olarak hatun kameraya bakmıyor. Yüzü bile görünmüyor. Tüm ilgisi Steve MOTHERFUCKING McQueen’de.

Ve son olarak da kontrapost pozisyonunda duruyor ki kadınlara çekici geldiği bilinen bir pozisyondur (kadınların kontrapost pozisyonu da erkeğe çekici gelir).

Saha Raporu – Tinder ilk buluşmada S-kapanışı

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Kırmızı hapla tanışalı 2 ay kadar bir zaman oldu ama geçmişte de pek beta sayılmazdım. Şimdi berrak zihinle düşününce betalığın en yükseği ile alfalığın alt sınırlarında bir yerlerde konumlandırıyorum geçmişimi. Yaşım 30. Şu an ki maddi durumum özel durumlar dolayısıyla pek parlak olmasa da statüsü fena olmayan bir işim var. Ayrıca ilişkiler konusunda da öyle pek toy sayılmam. Eğlenen ustalığı içsel olarak bilirim; “kendi ligimde” (amk feminen buyruğu, erkek neslini mahvettin) gördüğüm bir hatuna cesaret edip yürüyebildiğimde onu genelde alıp -lanet olsun- ONEitis yapmışımdır.
Bunları neden anlatıyorum? çünkü kırmızı hapla yeni tanışmış bir genco iseniz bu kadar kısa zamanda ve ilk kurşunda hedefi vurmanız pek olası olmayabilir fakat yılmayın. Hap gerçekten çalışıyor ve tinder uygulamasını bu blogta verilen cok hayati bilgilere göre kurgularsanız bu uygulama ciddi anlamda derya deniz.

Blogtaki bütün tinder yazılarını okuduktan sonra öğrendiğim her şeyi birebir uygulayarak profil oluşturdum ve kaydırmaya başladım. 3. gün fotoğrafında hb 6-6,5 görünen ( kesinlikle sağ elinizden iyi) bir hatunla eşleştim ve tam da, ”profilde yazandan yürümek” konusunu uygulayarak biosunda edebiyat öğretmeni olduğunu belirten hatunumuza edebiyat bahsi açtım.

Biraz genel kültür gerekiyor gençler. bu işler “Filiz sevişelim mi?” ya da “slm nerden??? olacak işler değil gibi geliyor bana. Biraz kendimize bir şeyler katmak şart. Büyük çoğunluğu hayatında 50 sayfa metin okumamış insanların oluşturduğu bir toplumda yaşıyoruz. Edebi ya da bilimsel bir değeri olan bir kitabı okumak sizi bir çok kişinin önüne geçirecektir.

Fişten çekilmemiş ve siteyi hatmetmemiş olsam muhtemelen o tinder geyiğine 15 gün devam eder hatununu sıkar ve kaçırırdım. Ama artık haplıyım ve erkekadam bloğu gibi bir hazinem var… Hemen whatsappa geçmem gerektiğini biliyordum ve hatundan numara istedim. Ufak bir shit testten sonra numarayı verdi whatsappa geçtik.

Kıza, whatsappa geçtikten 5 mesaj ve 15 dakika sonra buluşma teklif ettim! Cesarete bak… Bunu kırmızı haptan önce aklımdan bile geçirebilecek birisi değilim. “ne münasebet yahu, tinder kullanan herkes aranıyor mu?” (amk mavi hapı – aranıyor tabi aranmasa ne işi var tinderda. Gerçi koca arayan da var ama, o da sonuçta bir şey arıyor).

Buluşma teklifime home office calıştığını aksam 22:00 a kadar bilgisayar başında kalması gerektiğini söyledi. Saat 22:00 den sonra birşeyler yapabilirmişiz. O günkü date’i mesafe uzaklığı ve araçsız olmam sebebiyle kaçırdım.

Bundan 3 gün sonra (aradaki 3 gün o yazmadıkça bir şey yazmadım, o da fazla geyik yapmadı) geçtiğimiz Cuma akşamı mesai bitimine 1 saat kala birden bire aklıma esip (abazanlık) hatuna yazıp ertelediğimiz date’i gerçekleştirmeyi teklif ettim ve bingo! Hatun tam mesai bitimine işyerime çok yakın bir avmde randevu verdi!

Şimdi, maddi durumumun pek parlak olmaması( aracım yok, cebimdeki para kısıtlı) ve date ile ilgili fazla bir hazırlık yapmamış olmam sebebi (kıyafetim pek özenli sayılmaz, saç tıraşım gelmiş kafam papaz gibi) ile pek umutlu değildim. Hatunu sıkmaz en azından bir sonraki date için bir potansiyel gösterebilirsem yeter diye gittim ve seks ile ilgili hiç bir umudum yoktu.

Bulusmaya gittiğimde karşımda 1.73 boyunda ( uzun boy sevdiğim için bu hatunu benim için hb 7 ye cıkardı) hafif fazla kilosu olan ama fiziksel olarak pek de fena durumda sayılmayacak bir hatun buldum. Mesai bitimi olduğundan açtım ve yemek yemeyi teklif ettim. Avm içinde vasat bir yerde vasat bir yemek yedikten sonra vakti var ve eğer oturduğum semte gelirse güzel bir barda tekila içebileceğimiz söyledim (tekrar ediyorum, İstanbul’un yeni ve uzak bir semtinde oturuyorum ve aracım yok!) Hatun biraz düşünüp kıvrandıktan sonra kabul etti. Ve buraya dikkat, hatunla belediye otobüsüne binip 50 km yol gittim! (“kızlar paraya bakıyor yeaaaa, arabasız çapkınlık olmaz yeaa.” hassiktir ordan!).

Hatun barda içkinin de etkisi ile iyice gevşedi ve bana neyi var neyi yok anlattı. Biraz dert dinlemek durumunda kaldım tabii ama istediğimi alamayacağımı anladığım an da dert falan dinlemem.

Yine siteden öğrendiğim fiziksel temas taktiklerini kullanmaya başladıktan yarım saat sonra hatunla dilli milli öpüşürken buldum kendimi! ( baba büyük adamlarsınız) Haptan önce birkaç saattir tanıdığım bir kadını öpmeye yeltenmek de aklımdan geçirebileceğim bir olay değil. Ne salakmışım neler kaçırdım bu salaklık yüzünden…

Eh dil attığın hatunu gece yalnız yatırmak da yiğitliğe sığmaz. Hatuna eve geçelim, evde bir şişe tekilam var daha rahat devam ederiz dedim ve nazsız testsiz kabul etti. Bardan eve yürüttüm hatunu, taksi bile tutmadım lan!

Bu arada yalnız yaşamıyorum ailem ve kardeşim var. Ailem o gece evde değil ama erkek kardeşim de ilişki materyali ile evde o gece (pederi valideyi gönderdik ev boş hesabı) hatunla eve geldikten sonra iki shot daha ve sabaha kadar 4 posta!

Sonuç: İlk atışta 12 den vurma! Ama harekete geçmek lazım. Yürüme ve reddedilme korkusunu tamamen aşmış değilim hala. Ama çabalıyorum. Sırf kırmızı hap külliyatını okuyabilmek için bu yaşımdan sonra İngilizce kurslarına para döktüm. Fazla kilom var 1,5 aydır aç geziyorum ve ağırlık çalısıyorum. Ben bu yaşımda bunları yapıyorsam 20 li yaşlarındaki kardeşlerimin mazereti olmamalı. Kendi değerinizi yükseltin. Ve sokağa çıkın! sokakta hayat var….

Konuk Yazar : D’artagnan

Saha raporu – Konuş, dokun, öp ve baştan çıkar

Herkese selamlar,

İlk saha raporumu bilenler bilir, Sadece Tecrübe Et yazısını. Bu seferki saha tecrübemde hatalarımı düzelterek daha iyi bir başlangıç yaptığımı düşünüyorum.

Tanımadığım bir kıza instagramdan yazdım. Cold approach yaptım yürüme amacı olmadan basit bir giriş cümlesiydi sadece. Başta 2 kızla konuşuyordum ama birini saygısızlık etti diye nextlemiştim.

Baştaki muhabbetlerimiz normal düzeyde gidiyordu ama vitesi artırmak gerektiğini farkettim. Hafif ukala eğlenceli bir moddaydım yani diğer adıyla eğlenen ustalık. Bana sürekli geveze diyordu ve sürekli shit test yağıyordu. Cidden kızı nextleyecektim ama hoşuma gidiyordu shitleri savurmak. Telefon numarasını istedim ama verirken naz yaptı sonra kendisi verdi. Instagram ve whatsappta fotoğrafım olmadığı için baya shit teste maruz kaldım. Neden foton yok nerden buldun beni gibi sorular falan…

Telefondaki konuşlarımızda kendimden pek bahsetmedim. Genelde. Muhabbetler genelde onun etrafında dönüyordu. Dediği hiçbir şeyi kişisel algılamadan hepsini eğleceli siklemez cevaplar veriyordum. Sonrasında dalga geçme sataşma ile dozajı artırmıştım. Cinsel imalı hafif şakaları geçen de yaptım bu sefer de yaptım .

Cesur seksüel mizah iyi kesinlikle.

İlk yazdıktan 5 gün sonra buluştuk ama başlarda kızın bazı hareketlerinden şüphelenmiştim benimle dalga mı geçiyor diye öyle değişmiş aslında.
Mesajlarda sürekli kızın daha fazla yazmasını sağladım. Onun ilişkiye yaptığı yatırım benimkinden fazla olmalıydı. Sürekli mesaj atar hale gelmişti artık. Bunun sebebi UMURSAMAMAZLIK DÜZEYİ YÜKSEK ,SERSERİ PİÇ İMAJIMDI.

Buluşma ayarladım bizim fakülteye geldi kız. Onu bilerek beklettim 5-10 dk.
Normal sade giyinmiştim ama fit bir fiziğim var yani yakışmıştı. Siyah giyilebilir ilk buluşmada daha sade ve absürt durum riski az. Onunla konuşurken gerekmedikçe yüzüne bakmıyordum ve dalga geçmeler , neglemeler ile cinsel gerilimi sürekli artırdım.

Üniversiteyi gezdik onunla. Etkinlik vardı okul da kalabalıktı. Daha önce gitmediğim bir kafeye gittik. Bilenler bilir genelde üst kat köşe taraf çiftler içindir. Kimse yoktur orada sakindir. Giriş taraf kalabalıktı kız bir tarafa oturalım dedi ama tam kabul edecekken garson kız üst taraf boş dedi bize (beni iyi kurtardı garson bu durumdan 🙂

Kıza ne istediğini sormadan bir kahve türü istedim ikimize de .Karşımda oturuyordu kız ama yanıma geçmesi için yönlendirdim. Kız kahveyi içmedi mekana güvenmediği için (!) ama aslında benle alakalıydı belki de bilemiyorum.( Burada sıçış var kabul. Kıza sormadım bu konuda, özellikle yardım bekliyorum sipariş falan isterken yani ne yapabiliriz burada ? )

Kinolara karşı başta olumsuz tepki veriyordu sonra konuşmaya başladıkça açıldı kız. Elini omzuna atıyordum elimi geri atıyordu öpmeme izin vermiyordu .

Bir ara sohbet esnasında daldığını ve bazı sorularda beni iplemediğini farkettim hafiften sıçtığımı düşündüm ama çaktırmadan oyunumu sürdürdüm. Konuşma esnasında hep temas halinde olmaya başladım .Elim hep bacağındaydı arada bir elimi çekiyordu. Bana sürekli sorular soruyordu ailemi kendimi falan anlatmamı istiyordu.

Başlarda siklemedim ama farkettim ki kız bağ kurmaya çalışıyor ben de yarı gizemli modda cevapladım sorularını. Hayatımdan bahsettim ama bazı özelliklerimi bırakmamı ısrar etti.

Sosyal çevre gibi birçok konuda kısıtlamak istediğini söyledi. Hayatıma karışamayacağını söyledim. Benle anlaşmak istediği konuların hepsini umursamadan tersledim. Bana güvenmek istediğini söyledi defalarca ve üzülmek istemediğini söyledi.

(Kendi kendime üzülse ne olur aq diyordum)

Bunların hepsinin betazie etmek isteği olduğunu anladım ve kendimden zerre taviz vermedim. Sohbetin sonlarına doğru el ele tutuştuk. Birkaç defa elinden ve yanaklarından öptüm ama engellemeye çalışıyordu (Orospu Kalkanı !!!)

Ama kiss close yapmadan dönemezdim.

Sonunda mekandan çıktık kahveleri ben ödedim ama hesabı öderken kasiyer kızın içine girdiğimi söyledi kıskanıp trip attı 🙂

Tekrar üniye geri döndük biraz turladık oturduk bir köşede ama tensel teması sürdürdüm . Ve seksüel dille onu uyarmaya devam ettim.Bazı noktalarda konuşma işe yaramaz dokunmak lazım … Kadınlar daha hassas dokunmaya. En son öğrenci meydanında çıkıp boş amfilerden birine girdik. Shit testler çok azalmıştı.

Amifide ışığı bile açmadık en köşeye oturduk. Öpmeye çalışıyordum onu ama kendini benden kaçırıyordu başlarda. Sürekli bana güven vermiyorsun diyordu. Üzülmek istemiyorum dedi ve benim hayatımla ilgili bazı şeyleri düzeltmek istediğini söyledi yoksa sevgili olamayacağımızı söyledi.

Yine taviz vermedim duruşumdan ve sevgili olmayı düşünmediğim imasını verdim. Ben senin bildiğin kızlardan değilim dedi defalarca. Biz sevgili değiliz , biz uygun değiliz biz arkadaşız gibi cümleler kurdu. Shit test olduğunu bilmesem elim ayağıma girerdi ama hepsinin boş muhabbet olduğunu biliyordum zaten.

Konuşurken aniden kızla yakın mesafedeyken dudağından öptüm .
Defalarca beni engelleyen kızı öptüm ama bu kızın bu kadar iyi tepki vereceğini tahmin etmemiştim defalarca öpüştük ama rahat durmadım olmaz dediği her yere ÖZELLİKLE dokundum.Framesini paramparça ettim
5-6 tane hafif tokat attı bana ileri gittiğim için, ama ben de onun kalçalarını tokatladım 3-4 defa :))

Normal bir yiyişmede olabilecek her şey oldu hatta çok daha fazlası oldu ama nofaptaki arkadaşlar için gerisini anlatmayacağım.

Bu kız bana defalarca geveze dedi ilk zamanlarda yani .Sonra ben kendimi gerçi çektim bu sefer o kendisi geldi. Ona iyi geceler demedim diye defalarca sitem etmişti ama bir sefer bile İyi geceler dememiştim mesajlaşma sürecinde. Başlarda soğuk davranan kız , benim onu öpmemden sonra alt dudağımı ısırdı az kaldı kopuyordu amk. Bana öküzsün diyordu .Neden hep böyle değişik insanlarla tanışıyorum diyordu kendi kendine :))

Öğrenci meydanında beraber müzikleri dinledik elimi sırtına attım. Yanımdan ayrılmadı. Arada bir sevgiliyiz artık gibi imalı cümleler kuruyordu ama oltaya düşmedim ve siklemedim. Adımı nasıl kaydedeceksin diye sordu. Adını X instagram diye yazacağım ki diğer X lerle karışmasın dedim (bunu ekşideki trpci bir abiden öğrenmiştim ). Kız çıldırdı.

Sürekli etraftaki minili kızlar için gitsinler buradan gibi şeyler diyordu ve ben de o kızları kesiyordum sürekli . Kaybetme anksiyetini canlı tutmadım direkt anksiyetenin amına koydum 😀 Beni arkadaşlarına tanıtırsın sevgilim diye artık diyordu ama oralı bile olmadım.

Herkesin yanında yanaktan da öptü beni.

Tabi bunları anlatırken bizim sınıfta gözüme kestirdiğim ve sürekli bakıştığımız birkaç güzel kız sürekli bizi kesiyordu. Tanımadığım kızlar da kesiyordu ilginç bir şekilde ama ben aynı bendim farklı olan tek şey bir kız tarafından beğenilmiş olmam sosyal onay belirtisiydi ve dikkatlerini çekiyordum.

Yolda yürürken sürekli koluma giriyordu. Onu yolcularken beni öpmek için beni tuttuğunu gördüm ve öpüp vedalaştım.

Sanırım artık bir sevgilim var :((

Kız kendini zorla sevgili yaptı aq tabak çevirmeye devam edeceğim umarım düşmezler 😄

Ayrıca bu sevgili işleri basit bir zihniyet değişikliği biraz spor ve piçlikle halloluyormuş yıllarca boşuna fırsat kaybetmişim diye üzüldüm

Sonuç olarak :
1) Umursamaz Cool İmajı mutlaka lazım.
2) Seksin sorumluluğunu alan dominant, piç ve serseri erkek olduğunu hissettirmelisiniz.
3) Cinsel imalı hafif şakalar çok önemli !!!
4) Kendinizle ilgili bir değişim isteği büyük oranda shit test .Asla taviz yok
5) Dediklerine değil yaptıklarına bakın!!! Sevgili değiliz, arkadaşız , insan arkadaşını öper mi diyordu. Sonrası malum 🙂
6) Kızdan üstün olduğunuzu hissettirmeniz lazım.
7) Kinolar çok önemli !!! El falı mı önerirsiniz , masaj mı yaparsınız bilmiyorum ama o eli tutun aq.
8) Geçici süreli de olsa beraber olduğunuz süreyi güzel yapın eğleceli olun
Kızın bağ kurma isteğini anlayın duruma göre bir şeyler yaparsınız artık orası size kalmış.
9) Her kıza aynı teknikle gidilmez. Kimi başta sıcak olur sonra öpüşür kimi başta sevgili değiliz arkadaşız der sonra alt dudağı morartır. Erkeğin çıkarması lazım kızın içindeki canavarı.
10) Sakin cool eğlenceli modu kazanmak için uğraşın ve bu modda kalın
11) Shit testlere ani ve sert tepki vermek yok. Öfke = Güçsüzlük Kişisel algılamadan hiçbir şeyi , takır takır cevaplayabilirsin.

Doğaçlama espri yeteneği ve hazırcevaplık çok önemli . Tolga Çevik in gösterileri var. Arkadaşım Hoşgeldin , Müdür Naptın, Tolgashow gibi programlar mükemmel. İzleyince zamanla sizin de böyle komik ve umursamazlık düzeyiniz artıyor ve bu çok etkili.

İlk 2 buluşmamın ikisi de kiss close ile kapandı. Belden aşağısına ve göğüs dokunuşlarıyla devam etti evim olsaydı fuck close ile biterdi ama şimdilik mümkün değil. Ayrıca erkekadam hayatımızı değiştirdin
Sağol varol dağ ol 🙌🏻

Kolay Gelsin herkese.

Konuk Yazar : BenLark

Vaka Çalışması – İlteriş rahip modu

Abiler merhaba, yazı yazmayı pek bilmiyorum ama yazmam gerektiğini düşündüm. Bir söz var “dinlemeyi bilirsen, en aptaldan bile birşeyler öğrenebilirsin” O hesap benimki de..

11 yıllık ilişki sonrası “artık seni sevmiyorum” sözüyle terkedildim. Ben çok seviyordum, onun da beni çok sevdiğine emindim. Bu kadar emin olmam beni rahatlığa sürükledi. 178 boyum var. 80 kilonun üstüne çıkmışım o ara. Saçlarım iyice alarm veriyor. İş ve aile hayatımda sorunlar var. Ekonomik durumum Allah’a emanet. Efendi olacağım diye eziğin biri olmuşum falan baya sıkıntılıyım yani o dönem. Tabii bir beta olarak bütün bu problemlerimi sevdiceğime anlatıyor onun beni anladığını, bana destek verdiğini düşünüyordum.

Neyse abiler o dönem kız arkadaşım okulu bitirdi ve kpss dersanesine başladı. Benimle çok ilgisiz. Zorla buluşuyoruz. Buluştuğumuz da gereksiz yere gerginlik yaratıp kavga çıkarıyor, ağlıyor, sızlıyor. Ben de bir bok anlamıyorum tabi. Şimdi buraya dikkat! Birgün iş yerime geldi, konuşuyoruz falan şöyle dedi ; ” meriç var ya dersanede, çok komik taklidimi falan yapıyor benim”.  Ben de güldüm çok takılmadım.. Neyse kavga dövüş devam ediyoruz ilişkiye. Mesaj attı birgün “bitti artık yapamıyorum. seni artık sevmiyorum”. Ben dedim ” böyle mesaj ile olmaz gel yüzüme söyle”. Hay hay dedi. Buluştuk. Çatır çatır saydırdı suratıma : “senin dertlerinden bıktım, kendi hayatını mahvediyorsun benimkini mahvetmene izin vermiycem. Artık sevmiyorum seni. Zorla mı devam edeyim? Acıdığım için mi yanında olayım ? ” ben aptal oldum tabi sokak köpeği gibi inleye inleye dinliyorum sadece. “Bitti ilteriş dedi. Çık git hayatımdan ve sakın bana pişmanlık yaşatma. “Peki” dedim ilerledim. Ocak 2016 bir kar yağıyor o gün efsane.

İlteriş durur mu? Alkol sigara ver yansın ediyorum amk. İlyas Yalçıntaş, Oğuzhan Koç, Orhan Ölmez, arabesk rap (ulan yazarken kendimden utandım) ılık ılık akıtıyorum hergün. Arkadaşlarım geliyor “unut oğlum şu kızı” , “ben unutmak için sevmedim” falan kafasında yürüyorum. Sabahın köründe arabesk ile başlıyorum. Hatta bir gün ofiste yarak kürek şarkılar dinlerken bir kadın “ilteriş ağlıyor musun sen yeaaa” dedi. Yerin içine girmek istedim o an.

Daha sonra (en az 6 ay) bu durumu kabullendim. Uyku uyuyabilir hale geldim. Bu sefer de neden diyorum neden? Neden sorusunun cevabı aklıma geliyor aslında, adım gibi biliyorum neden terk edildiğimi fakat bu sefer de bunu kabullenmek istemiyorum. Ufak bir araştırma yaptım ve sonuç “meriç var ya dersanede, çok komik taklidimi yapıyor benim ” dediği o meriç var ya, he işte o meriç ile sevgili olmuş evlilik hazırlığı yapıp çeyiz diziyormuş (babayın düşmanlarını sikeyim).

Burada bir şeyler oldu abiler.. Burada işler nefrete dönüştü. Burada anladım ki mesele BENİM mesele BEN ile BENİM aramda. Orada burada kadın- erkek ilişkileri hakkında okurken MGTOW ile tanıştım. oradan da ERKEKADAM.ORG ile ve hikaye burada değişti (haziran 2017 ).

Sıralı liste okurken RAHİP MODU benim dönüm noktam oldu..

Neleri hayatımdan çıkardım ;
-İçki sigara uyuşturucu yok (az var )
-Porno, tatmin yok
-Arabesk/slow saçmalığı yok.
-Kimsenin hayatına bok atmak, özenmek yok.
-Gereksiz arkadaşlar, boş sohbetler yok
-Bir günümün diğeri ile aynı geçmesini sağlayacak hiçbir şey yok.
-Karı gibi mızmızlanmak ona buna dert yanmak yok.

Neler var ;
-Ağırlık kaldırmak var.
-Bir konu hakkında araştırma yapmak, okumak, bir şeyler hakkında bilgi toplamak var.
-Kılık kıyafeti yenilemek var.
-Eksikliklerini kabul edip onları zırh haline getirmek var.
-Saçma bir özgüven var.
-ağılık kaldırmak demişmiydim AĞIRLIK KALDIRMAK var.

Burada çoğu kişi şöyle düşünüyor; “ne değişecek amk”, “değiştiğini nasıl anlayacağım” , “kadınlar paraya gelir,paradan haber ver”. Ben böyle düşünmedim, sadece yaptım. KENDİME yaptım. Ne yaparsam KENDİM için yaptım. Tabi bu süreçte ERKEKADAM.ORG sıralı listeyi tekrar tekrar okuyorum. Not alıyorum. Altını çiziyorum. Çıktı alıp A4 kağıttan beğendiğim kısımları kesip duvarlarıma asıyorum. İnanın dostlar, değişim sürecini anlayamadan kendimi sahalarda buldum. Göz göze geldiğim her kız gözlerini önüne eğiyor, geceleri sürekli bir yerlere davet ediliyorum (çoğunu spora gitcem diye reddediyorum ama çoğu zaman param olmuyor). Kızlar benimle konuşmak için can atıyor. Abartmıyorum bakın iş ortamında, sosyal ortamlarda çoğu kadını ıslatıyorum. Hipergamisini kontrol edebilen duduklarını ısırmakla yetinirken, kontrol edemeyen (eski kaşar tipler) kucağımda zıplarken “ilteriş, ben ne zaman bu kadar aşık oldum sana” diyor. Gülüp geçiyorum. “Ne olur gitme bütün gün sevişelim” diyor kadın akşam daha genç bir kızla buluşacağımı, dinlenmem gerektiğini söyleyerek reddediyorum yine. Ve bu tarz, kadınlarda büyük bir arzu/istek/yanma /ıslanma ne derseniz onları uyandırıyor. Hatta yakın zamanda şöyle bir teklif aldım. Sana ben bakarım. Evini tutarım. Benim param ikimizi de yeter. (bunları diyen kadın 11 yaş büyük benden) ben özgürlüğüme düşkünüm diyerek bu teklifide reddettim.

Buradan sonra ki kısım saha raporları, hatun avı bölümü ve ne sıklıkla seks yaptığıma giriyor..

Son olarak; Benim sevdiceğim başka abi, bu kız bana değer veriyor abi, beni seviyor abi, evlencez abi, onun yaşadıklarını bilmiyorsun abi diyen parazitler için de şöyle bir dip not; geçen hafta bestekar da bir kızla tanıştım. Memur imiş kendisi. 2 erkek 3 kız oturuyorlardı. Tanımıyorum hiç birini. GİRDİM, HATUNU ALDIM ÇIKTIM masadan. Geceyi beraber geçirdik. Uyandığımda çıkmak için hazırlanıyordu. Acelen ne gibi bir soru sordum.. ve efsane bir cevap geldi.. “NİŞANLIMIN ABLASI İLE ALIŞVERİŞE GİTCEZ” …

Yazımı Mahmut Beyin efsane cümlesi ile bitiriyorum.

Not : Bu yazılanlar saçma geldi ise, sizi şuradan dışarı alalım hanımefendi.

Sosyal dominantlık ve dominant olmanın yolu

Dominant olmak konusunda çok soru geliyor ve çoğu sorudan anlaşıldığı kadarıyla dominant olmak oldukça yanlış anlaşılıyor. Bu sadece bize özgü bir problem değil. Global kırmızı hap camiasında oldukça yanlış anlaşılan bir kavram dominantlık. Çoğu erkek dominantlığı astlarına ya da içinde bulundukları grubun daha az dominant erkeklerine karşı emirler yağdırırken yanlarındaki kadının onları izlemesi ve bunu sosyal statünün bir kanıtı olarak görüp o adamla hemen yatma isteği duyması gibi algılıyor. Arkadaş grubunda nasıl dominant olurum sorusu soranların çoğunun bu yanlış anlamaya sahip olduğunu düşünüyorum.

Nasıl sosyal dominant olunur sorusu mesela Eğlenen Ustalık yazısında çok gelmişti. Bir başka sıkça sorulan soru da erkeklerin erkeklere nasıl davranması gerektiği konusu. Bunlar genelde dominantlıkla ilgili ve soruların cevapları basit, ama uygulaması çok zor.

Dominantlığın en önemli 2 kaynağı ve geliştirme yöntemi vardır : Disiplin ve duygusal dokunulmazlık.

Disiplin

Disiplinli olmak, kendine egemen olmak demektir. Kendine egemen olamadan dominant olmaya çalışan erkek dışarda anca dominantlık taslar. Sonunda da tabii grup tarafından ağzının payı verilir. Nasıl daha dominant olurum sorusunu soran adam eğer disiplinli değilse, yani yapmak istediği şeyleri (örneğin ağırlık kaldırmak, derslerine çalışmak, vs.) yapması gereken zamanda yapmayı ve yapmaması gereken şeyleri yapmamayı beceremiyorsa (sigara içmemek, porno izlememek, vs), sorusunun cevabı basit : disiplin. Disiplin yoksa, dominant olmak da yok. NOKTA. En azından kendini disiplin altına almadan dominant olman mümkün değil. Hayatının disiplin altına alamadıktan sonra, şöyle kazak erkek davranayım, şöyle sert erkek olayım diye tüyolar aramak nafile çaba. Tekrar ediyorum. Disiplin yoksa dominantlık da yok. Eğer grup içinde ezilen biriyseniz tabii diklenmeniz gerek ya da grubu terk etmeniz. Ama disiplinsiz biriyseniz, ne yapacağınız ya da yapmanız gereken şey belli. Disiplinli olmak. Disiplin yoksa, niye dominant değilim diye sormak çok absürt. Ya da disiplinli olma kısmından kaytarıp yine de dominant olmanın yollarını aramak.

Duygusal Dokunulmazlık

Dominant olmanın çok sevdiğim bir tanımı daha var :

DOMİNANT OLMAK demek en temelde kadınların ve aslında diğer herkesin üzerinizde, özellikle ama özellikle, psikolojiniz ve duygularınız üzerinde, hiçbir ETKİ VE GÜCÜNÜN OLMAMASI demektir.

DOMİNANT OLMAK demek sizin üzerinizde sadece sizin gücünüzün olması demektir. Ben buna DUYGUSAL DOKUNULMAZLIK da diyorum. Duygusal gücün bir alt kümesidir.

Bu ikisi üzerine ek olarak sorumluluk almaktan ve karar vermekten de çekinmezseniz, grup içinde dominant biri haline gelirsiniz. Unutmayın, insan topluluğu kurt sürülerinden çok daha karmaşık bir sosyal grup. Özellikle kaba ve açık güç gösterileri şeklinde dominantlık, topluluk tarafından reddedilir.

Dominant olmak, emir ve istek yağdırmaktan ya da insanlarla ağız dalaşına girip zaferle çıkmaktan çok daha fazlasıdır. Dominantlık disiplin ve duygusal dokunulmazlıktan geldiğinde konuşmanıza, suskunluğunuza, kıyafetinize, kariyerinize, sosyal statünüz gereği muhatap olduğunuz insanlara karşı tavırlarınıza, hoş gördüğünüz veya görmediğiniz şeylere yansır. Hareketlerimiz ne kadar dışa dönük olursa insanların (ve özelinde kadınların) o kadar dikkatini çekeriz gibi bir düşüncemiz var; fakat aslında insanlar hareketlerimizin ince ayrıntılarına düşündüğümüzden çok daha fazla dikkat ediyorlar. Yani az hareketle çok iş başarmak mümkün ki dominant ve karizma birinin alametifarikası budur.

Bu açıdan baktığınızda, dominant olmanın neden kontrol manyağı ya da aşırı kıskanç olmak ile ilişkili olmadığını anlarsınız. Kontrol manyağı ve aşırı kıskançlık ÖZGÜVEN eksikliği göstergesidir. Bir erkeğin kadınını kendine gerçekten bağlayacak arzuyu onda uyandıramaması / uyandıramayacağına inanması ve bunun yerine o bağı zorla kurma ihtiyacının sonucudur. Dominantlıkla da alakası yoktur.

Bu dışa dönüklük ve güç gösterisi yanlış anlamalarını şu tür sorularda hissedebilirsiniz:

hocam peki alfa erkeği arkadaşlarına karşı nasıl davranıyor?? Bütün betaları etkisi altına mı alıyor yoksa onların yanında normal mi takılıyor? Veya arkadaşlarını vezir/rezil yapabiliyor mu? Kısaca arkadaşlarının yanında nasıl davranıyor.

Öncelikle bu sitede defalarca belirttik. Alfa davranışlara sıfattır, insanlara değil. Tamam alfa erkek lafını biz de çok kullanıyoruz ama bunu kullanırken bu ayrım hep aklımızda. Alfa davranışlar ve alfa davranışları çok daha fazla ve tutarlı şekilde sergileyen erkekler vardır ve biz bunlara alfa diyoruz.

İnsan alfası deyince kafanızda kurt sürüsünün alfası gibi bir erkek canlanmasın. Birincisi, insanda alfa davranışları, alfa kurt gibi arada sırada diğer kurtları ısırıp haddini bildirerek olmaz. Yukarıdaki gibi disiplin ve duygusal dokunulmazlıkla, grup içinde ittifakları koruyup beslemek ile olur.

İkincisi, insan gruplarında birden fazla alfa karakterli erkek olabilir. Elit komando takımlarını düşünün. Hepsi alfa, bir liderleri olmasına rağmen. Öyle ben lider olacam, gruba sözümü geçireceğim yoksa betayım, ben lidersem alfayım gibi absürt düşüncelere en güzel cevap.

Şu bir gerçek : Eğer karakter olarak kadınların “iyi çocuk” diye tanımladığı bir insansanız, sadece kadınlarla değil herkesle dominant olmalısınız. Ama dominantlığın anahtarı disiplin ve duygusal güçte (duygusal dokunulmazlık). Boş efelenmelerde ya da ezme / ezilme mekanizmalarında değil.

Alfa erkek – God mode

Aşağıdaki heykel ünlü heykeltraş Antonio Canova’nın Mars ve Venus heykeli. Erkek olanı, Roma tanrısı Mars ve kadın ise yine Roma tanrıçası Venüs.

Eskiler, alfa erkeğin nasıl durması gerektiğini biliyorlarmış. Arketip alfa duruşu, god mode on :

Mars’ın göğsünün nasıl dışarı doğru olduğuna dikkat edin. Venüs’ün tüm vücudu ise Mars’a teslim olmuş (bakışlarda da bir kendini erkeğe verme var). Gözleri aşkla Venüs’e bakıyor olabilir ama vücudu dışarı, Venüs’ten uzağa, zafere ve fetihlere doğru dönük.

III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.

Amcığın 16 Buyruğu

Bir de günümüzde yaygın bir yeni evli erkek – kadın pozuna bakın (Kaynak, Heartiste).

Nafaka tecavüzü çanları kimin için çalıyor?
  • Taze koca kadına eğilmiş ve kadının başı erkeğin öpücüğünden uzağa eğilmiş.
  • Hatun adama değil, kameraya dönük ve sahte bir gülücük atıyor.
  • Hatun adamın bileğini, kung-fu savaşçısı gibi tutmuş, elemanın eli poposuna doğru uzanmasın diye durdurmuş pozisyonda.

Gelininiz böyle bir kadınsa, o evlilik için çanlar daha başından çalıyor demektir. Bir erkek kadının aşkını kovalarsa, kadın o aşkı ona asla vermez.

Tek boynuzlu at (Unicorn) nedir?

Kırmızı hap camiasında “tek boynuzlu at” (unicorn) olarak tabir edilen bir kadın tipi vardır. Bu bataklık gülü, feminizmin kıyamet sonrası nükleer çölünde açan bir çiçek, nadide bir hatun tipidir. Feminizm veya feminen buyruğun ahlaksızlığı bulaşmamış, bu devirde kendini bozulmadan saklamayı başarmış, hipergamisi 100% kontrolü altında, otomatikman evlenilecek kadın olan kadındır. Karşına çıktı mı ONEitis manaytis demeden yapışacan,kaçırmayacaksın hacı(!) …. derler.

Bu konu bize gelen maillerde sıklıkla tekrar edildiği için bir süredir yazmayı planlıyordum ama dün Twitter’da Family Alpha’nın tweetlerinden birinde görünce kendi görüşümü belirteceğim. Bazı arkadaşlar, kırmızı hapı özümsemiş (!) oldukları için KH teknikleri ile, tam zor bulunur olan bu kızı nasıl elde ederim diye soruyorlar. Aşağıdaki kısım size.

Unicorn’a unicorn denilmesinin bir nedeni var. Çünkü gerçek hayatta yoklardır. Nasıl tek boynuzlu atlar, Noel Baba ya da biz küçükken öğretmenlerimize bizden haber taşıyan küçük kuşlar yoksa, bunlar da yoklar.

Yanlış anlamayın. Evlenilecek kadın – evlenilmeyecek kadın ayrımı yok demiyorum. Ya da kız arkadaşı materyali olup olamayacak kadın ayrımı. Bu ayrımlar bariz varlar ve buna çok iyi dikkat etmeniz lazım. Ama o idealize tek boynuzlu kısraklar yok diyorum. Hani olsalar bile Anadolu Parsı gibi yaratıklar. Nesli tükenmedi ise bile görüp görebileceğiniz tek yer başkasının kafeslediği hayvanat bahçeleri veya bir avcı tarafından vurulduğu fotoğrafları. Pratik olarak gerçek hayatta / belgesellerde karşılaştığınız kedinin Anadolu Parsı olma şansı sıfırdır.

Sizin unicorn sandığınız şey, ONEitis.

Peki abi bazı çiftler görüyorum böyle kadın resmen adam için yaratılmış, ideal feminen bir kadın. Bu da mı unicorn değil be … Peki değilse ne hakim bey?

Sizin gördüğünüz şey gol pardon unicorn değil. Çerçeveye bakıyorsunuz. Evliliğinin ve ilişkisinin çerçevesini başından belirlemiş ve kadını bu çerçeveye çekmiş bir erkeğe bakıyorsunuz, tek boynuzlu kısrak olan bir hatuna değil.

Kırmızı hap Disney masallarını bile elinin tersi ile iterken, Antik Yunan mitolojisi ve sihirini mi bünyesine katacaktı? Unicorn, erkeğin dünyanın şartlarına göğüs gerebilen, güçlü ve gerçekçi olgunluğa ulaşmak için göstermesi gereken çabayı göze alamayıp, bir yerlerden bulup içmek istediği sihirli haplardan biridir. Gerçek dünyada böyle haplar yok maalesef.

Peki ne var?

Çerçeve var. Herşeyin üstünde.

Kadını hayatının merkezi ve misyonun yapmamak var. Hangi kadını olursa olsun. Bkz. Amcığın 16 Buyruğu (III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil)

Oyun var.

Çekici ve maskülin olmak var.

Ağırlık kaldırmak var.

Kırmızı hap var.

Bir de eğer bu unicornu uzaktan seviyorsanız, havanızı almanıza rağmen peşinde koşuyorsanız, o özel kadının peşinde koşmayın.

Gücün Gerçeği

Gücün faydasını inkar etmek ve kullanımını şeytanileştirmek, kendi başına bir güç kullanım şeklidir.

Gerçek değişim içerden dışarıya doğru çalışır. Eğer kendinizle ilgili fikrinizi değiştirmezseniz, başka hiçbir şeyi değiştirmeyeceksiniz. Kadınlar saç renklerini, makyajlarını, elbiselerini, göğüs büyüklüklerini değiştirebilir ve güçlerinin yettiği her türlü kozmetik değişimi yapabilirler ama sürekli olarak yakındıkları hoşnutsuzluk ve yetersizlik kendi öz algılarından gelir, diğerlerinin onları nasıl algıladığından değil.

Bu dışardan-içeri zihin yapısıdır; dışsal olanın içsel olanı değiştireceği umudu. Daha düşük statülü erkekler de bu zihin yapısındadırlar – tek farkı uygulanışıdır. AFC‘nin problemi ile kibirli kadınların (tamam hemen hemen her kadının) problemi benzerdir – kendi problemleri hakkında gerçek bir anlayışa sahip olmamak. Kendi kendini analiz edip eleştirmek çok zordur, özellikle de bu, kendi kişiliğimizin üzerine inşaa edildiği inanç ve mantığımızı sorgulamaya geldiğinde iyice zorlaşır. Bu birine “hayatını doğru yaşamıyorsun” ya da “çocuklarını yanlış yetiştiriyorsun” demek gibidir. Aslında bu daha zordur zira burada biz kendimize kendimizi anlatıyoruz. Öz değerlendirme (öz saygı değil) asla kendiliğinden gelmez. Her zaman bir kriz sonucu ortaya çıkar. Kaygı, travma ve kriz gibi katalizörler, bu özbilinci uyarmak için şarttır. Bir ayrılık, ölüm,ihanet. Trajik bir şekilde, hayatımızın bu dönemeçlerinde gerçekten oturup öz değerlendirme yaparız. “Apaçık görme” anlarımız vardır ve evet bu anlarda kendimizi nasıl değersiz ve şapşal sırıtışlı bir salağa çevirdiğimizi anlarız.

İnkar

Feminen Matrix gibi önkoşullanmalarımızdan fişi çekmenin ilk adımı, bu koşullanmanın bizim kişiliğimize içselleştirdiğimiz inançlarımızın kaynağı olduğunu anlamaktır. Bunun psikolojideki ismi “ego-yatırım”dır. Bir insan zihinsel bir şemayı tamamen içselleştirdiğinde ve yeterince uzun süre bununla koşullandığında, bu şema onun kişiliğinin entegre bir parçası haline gelir.  Bu nedenle de inanca saldırmak, gerçek anlamıyla kişiye saldırmak halini alır. İnsanların politik, dini, sosyal / cinsel, cinsler arası, vs. inanç ifadelerine öfkeli ve şiddetli tepki vermelerinin nedeni budur. Bu ifadeleri kişisel bir saldırı olarak algılarlar, inançlarının kuşkulu olduğunu hiçbir şekilde yalanlamayacak, deneysel delillerle ortaya koysanız bile.

Oyunun farkında olan erkeklerin yaygın olarak belirttikleri hayalkırıklıklarından biri, AFC (mavi haplı) erkeklere, neden kimseyle birlikte olamadıklarını, kimseyle çıkamadıklarını (ya da 2. kez çıkamadıklarını), sürekli arkadaş olalım reddedilişi yediklerini ve ego-yatırımı ile içselleştirdikleri şeylerin yanlışlığını göstermenin çok zor olmasıdır.  Sıklıkla söylediğim gibi, “bir salağın fişini, Matrix’ten çekmek çok pis iştir” ve bu iş kişi kesin bir inkar içinde ise çok daha zordur.

İnsanlar, gerçeğin kıymet verdikleri bir şeyi yok edeceğini anladıklarında, inkara sarılır. Aldatan partner örneğinde, inkarkendi aşağılanmanızın delillerini kabul etmemenizi sağlar. Eşinizi yatakta biri ile basmadığınız sürece, aldatmanın tüm delilleri muğlaktır. Bu, motivasyonu yüksek bir şüpheciliktir. İnanmak istemediğiniz şeylere karşı daha şüpheci yaklaşırsınız ve daha büyük kanıtlar istersiniz. İnkar bilinç altındadır, öyle olmazsa zaten çalışamaz. Gerçeğe gözlerinizi kapadığınızı bilseniz, bir parçanız gerçeği bilir ve bu durumda da inkar mekanizması çalışamaz.

Korumak için mücadele ettiğimiz şeylerden biri öz-imajımızdır. Öz-imajınızın gerçek tarafından meydan okunan tarafı ne kadar önemli ise, sizin gerçeği inkar etme şansınız o kadar fazladır. Eğer güçlü bir öz-değer ve yetkinlik hissine sahipseniz, öz-imajınız darbe alsa da siz çoğunlukla bir bütün olarak kalabilirsiniz. Eğer kendinizden şüpheniz varsa (kendini beğenmiş AFC düşünce yapısının alametifarikasıdır), kaybettiğinizi kabul etmek yıkım ve hatanızı kabul etmek ise düşünülemeyecek kadar acı vericidir.  Kendini haklı çıkarma ve inkar, kendi yetkinliğinize inancınız ile hata yapmak arasındaki uyumsuzluktan çıkar ve imajınızla çatışır. Çözüm : hatayı inkar et.  Kendini sorgulamak yerine (belki kuralları yanlış biliyorum), olayı dışsal şeylere yor (kadınlar işi kuralına göre yapmıyorlar).

Bu nedenle de AFC, popüler kültür, medya, müzik, din vs. ile zaten desteklenen katı “ahlaki” bir görev bilincine yapışır.

Gücün Şartları

Güç kelimesinin kendisine atfedilmiş bir sürü yanlış anlamı vardır. Güçlü insanları düşündüğümüzde, etkili, zengin, prestijli, statü sahibi ve başkalarını kendi işine koşabilen kişileri düşünürüz. Bunların hiçbiri güç değildir. Biz kendimizi kadınların bu Güçleri çekici bulduğuna inandırmaya bayılsak da, bu düşünce yanlıştır. Çünkü burada gücün ifadeleri olarak açıkladığım şeyler, gücün alametlerinden başka şeyler değillerdir. Şimdi size evrensel bir sırrı açıklayayım :

Gerçek güç, insanların kendi koşulları üzerinde kontrol sahibi olmalarıdır. Gerçek güç, hayatımızın yönü ile ilgili kontrole sahip olabilmemizdir.

Düşünce şeklimizin, kişilik bozukluklarımızın ve zihinsel şemalarımızın kendilerine eşlik eden davranışlarla birleşerek kararlarımızı etkilemesine izin verdiğimizde, gerçek gücü bilerek çöpe atarız. Toplum, evlilik, bağlılık, aile, babalık, kariyer seçimi, vs gibi şeylerin dayatması ile, isteyerek ya da zorlanarak, orumluluklarına, borçlarına ve yükümlülüklerine boyun eğem erkek, hayatının yönünü üzerinde çok az etkiye sahiptir.

Ressam Paul Gaugin tarihteki en güçlü erkeklerden biridir. Orta yaşlarında evli ve çocuklu, “başarılı” bir bankacı, zengin ve saygın biri idi. Paul birgün yeter artık dedi ve resim yapmak istedi. Karısını, çocuklarını ve parasını terk edip, ressam olmaya karar verdi. Eski hayatını, kendi seçtiği hayatı yaşamak, bencilce arzularının peşindekoşmak için bıraktı. Ama gerçek şu ki adamın çoğu erkeğin düşüncesinden bile korkacağı bir şeyi yapacak Gücü vardı. Kendi beklentilerimiz ve kendi kendimize dayattığımız sınırlar içine o kadar çok hapsolmuşuz ki, hapishane hücremizin anahtarlarını elimizde tuttuğumuzun bile farkında değiliz. Bu anahtarları kullanıp kapıyı açmaya çok korkuyoruz, hepsi bu.

Bu Güç, 19 yaşında bir AFC‘ye yataya geçmesi için kadınlar hakkında bilmesi gerekenleri her anlattığımızda değindiğimiz “özgüven”in kaynağıdır. Doğru ya da yanlış, kendi kararlarımızı verebilme ve onların sorumluluğunu alabilme kabiliyeti bizi diğer erkeklerden ayırır. Be güdümlü Güç, görünürde mantıksız olan tabak çevirmenin, kendimizi öne çıkarmanın, kendimizi ÖDÜL olarak görmenin kaynağıdır. Bu Güç, kadınların beraber olmak istedikleri güçtür.

Bu Gücün eksikliği, birçok PUA ustasının uzun süreli ilişkiye geçince AFCye dönmesinin nedenidir.  Kadınlara bu Güce sahiplermiş algısını pazarladıktan sonra aslında davranışlarının AFC zayıflıklarını sakladığını keşfederler. PUA yeteneklerinin etkili birer kabiliyet olmadıklarını söylemeye çalışmıyorum, kendini göstermesi gereken davranışların, gerçek kişisel değişimden gelmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Pozitif maskülin bir zihinsel şemanın adapte edilmesinden PUA yetenekleri ortaya çıkmalı. Bunu yapmazsak, uzun süredir mahrum kaldığımız am peşinde koşmak için arabayı atın önüne bağlamış oluruz. Gerçek Güç eksikliğimizi maskeleyerek, PUA tekniklerini ezberleyip tekrarlayarak onların zamanla “doğal oyun”a döneceğini umarız ve sonrasında da kalıcı bir kişisel değişim olacağını bekleriz.

Çeviri : Truth to Power

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Saha Raporu – Rahip Modu Uygulama biçimim ve gelişim evrelerim

Rahip modu‘nu uygulayış biçimimi ve gelişim evrelerimi anlatacağım size.

-dizi/film izlemek yok!
-devamlı sosyal medyada takılmak yok!(sözlük yazarlığım, twitter hesabım gitti)
-oyun oynamak yok!
-mastürbasyonu azaltarak bıraktım artık yok!
-dengesiz uyku düzenimi çok zorlandığım halde düzene soktum.
-alkol ve uyuşturucuyu hayatımdan tamamiyle çıkardım, sigara hariç onu da her hafta deniyorum illa ki bir gün olacak.
-ağırlık kaldırmayı aksatmıyorum, gitmediğim günlerde açık havada bisiklet ile kardiyo yapıyorum, dağ tepe dolaşıyorum.
-halihazırda piyano çalmayı biliyorum ama piyanom yok onu da en kısa zamanda temin edicem.
-ders çalışmayı çözemedim.

Ve tabi bunları yaptıktan sonra bazı zamanlarda ortaya çıkan şey “SIKILMAK ve BOŞLUK”. Her sıkıldığımda ya ingilizce çalıştım ya dışarı çıkıp sosyalleştim. Bunları yapmak benim için zordu çünkü 2 sene önce annemi, anneannemi, iki çocukluk arkadaşımı ve pek tabii betalık olarak gördüğüm son darbeyi sevgilimden yemiştim. Şimdi düşünüyorum da doğru yapmış beni terk etmekle. Çünkü 114 kilo olan ben bütün bu olanlardan sonra 80 kiloya düştüm ve şimdi daha kararlıyım.

“Uyuşturucuya ve alkole sürüklenirseniz olacak şey sadece sağlığınızın mahvına çaresizce bakmaktır.”

Dostlar bir sürü motivasyonla ilgili postlar yazıldı bu siteye, üstüne ben de tabi yabancı kaynaklardan okuduğum ve çözümlediğim kadarıyla her şeyin başı “BEN YETERLİYİM!çerçevesi. Kim ne derse desin bu çerçeveyi içselleştirdiğiniz zaman her zaman ve mekanda başarıya istemsizce sürükleniyorsunuz çünkü matematiğe çalıştığınızda veya bir kıza yürüdüğünüzde kafanızda oluşan “ben bu matematiği anlamıyorum/yapamıyorum.” “bu kız bana bakmaz/ya tatmin edemezsem?” gibi kalıplaşan otomatik düşünceler sizi kilitliyor.

Üstüne bir de saha raporu vereyim bu gelişmelerden sonra;

Bana bakınca çoğu kişinin vereceği puan HB6-7‘dir. Etrafımda hep yakışıklı herifler var lakin ayrıldığım nokta genel kültürüm, bilgi zenginliğim ve özgüvenim.

Arkadaşlarım kızlarla birlikte bir mekanda muhabbet ediyorlardı ben de hastaneden dönüp bir uğrayacağımı söylemiştim. Berk, İsmail, Dilber ve İrem. Berk HB8-9, İsmail HB7, Dilber HB6-7 ve İrem ise HB9 diyebileceğimiz tipler. Berk daha 18 yaşında ve çok zor olduğunu bildiğim kendinden büyük kadınla ilişki içerisine girdi girecek, neyse. Ben mekana geldim bir kaç sohbet muhabbet üstüne kaynaştık. Berk anti depresan kullandığı için sohbeti domine edemiyor, İsmail 2 gündür uykusuz. Bekliyorum yapsınlar diye çünkü hem ben sıkıldım hem de hatunlar. Sohbeti ben devraldım ve bütün ilgi bana yöneldi. Abi, ben güzel miyim, sence biz beyinsiz miyiz, bizden nefret ettin galiba gibi envaitürlü shit testi savurucam diye bir ara daraldım ama yine dayandım. Hayatımda bu kadar shit test yediğimi hatırlamıyorum sanırım hatun çok güzel olduğu ve iki kanattan bu shit testleri aldığım içindir. Ne kadar çok shit test yiyorsanız o kadar çok beğeniliyorsunuz demektir. Bir tek “yukarıda otursak olur mu?” shit testini savuşturamadım, boşluğuma geldi kızların istediği yere oturduk.

Peki ben ilgiyi nasıl çektim?

-Güzelliklerini görmezden geldim.
-Ne kadar el ve kol titremem varsa bastırdım.
-Göz temasını kusursuz gerçekleştirdim.
-Dik durup göğsümü öne çıkardım.
-Düşünüp tane tane ve yavaşça konuştum.
-Mekana gelen kızları kestim ki kıskansınlar. (Hele hele bir kızın götünü çok beğendiler ben de dönüp baktım çünkü neden bakmayayım :D)
-Herhangi bir fiziksel temasta geri adım atmadım üstünü bacaklarımız birbirine değdiği anda ben daha da bastırdım.
-Yabancı bir erkekle konuştuklarında kıskançlık belirtisi vermedim.
-Alaycı ve güler yüzlü oldum.(Her dediğine gülmedim yalnız yanlış anlaşılmasın, dalga geçerken nasıl baba kız çocuğunu severse aynen öyle.)
-Dediklerini yapmadım, çoğu zaman domine eden oldum.

Peki ben neler kazandım, neler kaybettim, ne yapacağım?

Berk’in yoluna taş koymuş oldum ama benim amacım HB9 olan hatun ve HB6-7 olan hatuna arada iltifatlar dizdim ki beni friendzone’a alsın Berk’e sorun çıkartmayayım ve HB9 hatun kıskansın. HB9 hatunu durmadan yerin dibine gömerken diğerine böyle yaptım. Burada iyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyorum orası ayrı. Berk’e de bu işleri ufaktan öğrettim ki hatunu başımdan alsın. Ufaktan kırmızı haplı bir kardeşimiz oldu hem de daha ölmediğimin farkına vardım :D.

Kayıplarımsa yatakta bitmeyen bir ilişki ve zaman.

Hala monk mode içinde bitiremediğim şeylerden ötürü bunları da yoluna koyup çıktığımda bir ilişkiye, tabak çevirmeye vs. kendimi hazır ve vicdanım rahat olarak çıkıcam.

Öğrenin öğretin, sevgiler…

Konuk Yazar : stilo

Not : Stilo’nun bu raporu aslen yorumlarda idi ama orada kıyıda köşede kalmasın, yazı olarak ortada olsun istedim.