Bruce gibi olmayın

Bruce, iyi bir bilgisayar mühendisliği işine sahip tipik bir aile babasıydı. Şehrin dış mahallelerinde karısı ve çocuklarıyla büyük ve güzel bir evde yaşıyor, işe hergün büyük bir SUV araç ile gidip geliyordu.

Bruce, bira içmeyi ve futbolu seviyordu ama Bruce ne yiyip içtiğine dikkat etmiyordu. Belki de hayatı boyunca kötü beslenmişti ve hayat stili iyi beslenmesini ve spor yapmasını engelliyordu. İşi nedeniyle sürekli olarak masa başındaydı ve genellikle ya masasında ya da işe giderken yemek yiyordu. Karısı içine tuz ve yağ boca edilmiş akşam yemekleri hazırlıyor ve yemekten sonra da mutlaka tatlı yiyorlardı.  Çocuklar çimleri biçecek kadar büyüdükleri için Bruce’un yaptığı tek gerçek fiziksel aktivite de sona ermişti.

Kibarca söylemek gerekirse Bruce iri bir erkekti. Geçen sene, 40. yaş gününde, Bruce sağlığı ile ilgili endişelerini dile getirmeye başladı. Doktoru “yüksek risk grubunda” olduğunu, iyi beslenmeye ve spor yapmaya başlaması gerektiğini söylemişti. Ama 40 yaşında biri olarak öyle güçlü alışkanlıklar geliştirmişti ki, spora ve iyi beslenmeye başlamak onun için kariyer değiştirmek gibi bir şeydi. Nereden başlayacağını bilmiyordu. Ama daha önemlisi, bunları yapmak için içinde ne bir dürtü ne de değişmesi gerektiğine olan inanç vardı.

Bruce yüzeysel bazı çabalar gösterdi. Bir spor salonuna yazıldı.Haftada bir veya iki kere bu salona gidip 20 dakika koşu bandında koşuyor ama daha sonra yüksek kalorili yemekler yiyordu. Kendisini daha sağlıklı beslendiğine inandırmak için tabağına biraz daha fazla yeşillik koyuyordu. Derinlerde bir yerde, alışkanlıklarını değiştirmek zorunda olduğunu biliyordu ama bunun için çaba harcamak yerine, değişimi erteleyip duruyordu.

Bir ay kadar önce Bruce göğsünde bir ağrı hissetmeye başladı. Acil Servise gitti ve hastane bazı testler yaptı fakat Bruce’un kalbinde oluşan küçük yırtılmayı bulamadılar. Bunun için sonogram gerekiyordu ama sonogram bu durumda yapılan testlere dahil değildi. Bu nedenle bir şey bulamadan Bruce’u evine yolladılar.

Fakat conta patlatan motor gibi, Bruce’un kalbinden gögüs kafesine kan dolmaya başladı ve basınç eşitlendiğinde, Bruce’un kalbi atamamaya başladı. Ve Bruce o gece hayata veda etti.

Bazen bir insanın hayattaki rolü diğerleri için uyarı olmaktır. Bruce’un cenazesine birkaç arkadaşı katıldı ama kalabalık büyük oranda bedava yemekleri yiyip, işten konuşan iş arkadaşlarından oluşuyordu. Kalabalıkta gözyaşı döken birkaç kadın vardı ama çoğu erkek şakalaşıp gülüştüler. Bruce’un hayatı işi olmuştu ve bildiği insanlar bunlardı. Bruce’un tabuttaki naaşı, birkaç dakikalığına katılımcılara kendi ölümlülüklerini hatırlatsa da, sıra konuşma yapmaya geldiğinde çok az kişi Bruce hakkında anlamlı bir şeyler söyleyebildi. Bunlardan biri, sarhoş bir şekilde bir garaj kapısını değiştirdikleri anısını anlatmıştı. Bir diğer arkadaşı ise çocukluklarından bir anı ile nostalji yaptı. En son Bruce’un patronu konuştu. Bu adam Bruce ile beraber işe başlamıştı ama zaman içinde yükselerek Bruce’un patronu olmuştu. Bruce’u “iyi bir çalışan” ve “arabulucu” olarak tanımladı ve “Bruce benim daha iyi görünmemi sağlıyordu” diye bitirdi. Mezar taşınızda böyle bir şeyin yazdığını düşünsenize.

Bruce kitabına göre yaşamıştı. Okula gitti, üniversite bitirdi, evlendi, çocuk yaptı, araba aldı ve bir ev sahibi oldu. Bira içti, maç izledi, tüketti ve itaat etti.  Her hafta uzun saatler boyunca çalıştı ve kalan birkaç saatini de kendini uyuşturmaya harcadı. Uyarı sinyallerini gördü ama onları görmezden geldi. Ve sonra da öldü.

Bruce başkaları için yaşadı ve onların hayallerinin peşinde koştu. Peki kendisinin hayalleri neydi?

Karısı kendisi ne istiyorsa, Bruce’un da onları istediğine inandı – çocuklar, ev ve eşyalar. Ama biz kırmızı hap camiasında bunun böyle olmadığını biliyoruz. Onda görebildiğim çok az şey vardı ama bu çok az şey bile Thoreau’nun bahsettiği “Sessiz Çaresizlik” ile ilgili ipucu veriyordu (*). Aslına bakarsanız Bruce’un ne istediğini bilen biri olduğundan şüpheliyim. Zaten artık bir önemi de yok zira Bruce artık yok.

İnsanlar size “değişmek için artık çok geç” diyecekler. Değişmek için geç değil, ta ki artık gerçekten çok geç olana kadar. O nedenle size yalvarıyorum: Buna YOLO mu dersiniz, carpe diem mi dersiniz bilemem ama hayatınızı değiştirin.

Allah aşkına, Bruce gibi olmayın!

(*) Henry David Thoreau (1812 – 1862), 1854’te yayınladığı Walden adlı eserinde, koca bir erkek kitlesinin sessiz bir çaresizlik içerisinde yaşadıklarını yazar. Bunun nedeninin yanlış değerler olduğunu söyler: İçimizde bir boşluk hissediyoruz ve bunu para, eşya ve ödüller ile doldurmaya çalışıyoruz.

The Redpill Reddit’ten

Geçmişe dönmeliyiz!

Twitter’daki gelenekçileri en iyi özetleyen kelimeler “geleneğe bağlılık”. Bu, genellikle şu şekilde ortaya çıkan gayri resmi bir yanılgı:

“Bunu böyle yapmak doğru çünkü biz bunu ezelden beridir böyle yaptık”.

Bu yanılgının varsayımları ve ne gibi problemler yarattığı  konusunda daha derinlere inebilirim ama ben bunu bir benzetme ile anlatmayı daha ilgi çekici buluyorum.

Buralarda takılmadığım veya çalışmadığım zamanlardaki eğlencelerimden biri, çocukluğumdaki eski oyunları oynamak. Bu oyun toplulukları içinde, her zaman “o tip bir adam” var: Küçüklüğünde oyunda yenilip durmuş, 5-15 yıl sonraysa oyunda egemen olmak için mükemmel bilgi ile donanıp,  intikamını ve hak ettiği statüyü almak üzere oyuna geri dönmüş. Fakat bu adamın bir problemi var: oyunun ve oyun çevresindekilerin statik kaldığını ve sadece  kendisinin dinamik değişken olduğunu sanması. Demek istediğim, eğer şu anki farkındalığıyla geçmişe yolculuk yapsaydı, en iyi oyuncu o olabilirdi. Ama yıllar içinde oyunun dinamikleri değişti:

  • İnsanların oyunu oynama şekli değişti,
  • oyunu oynayan insan tipi değişti,
  • meta oyun için yeni stratejiler yaratıldı,
  • ve yeni oyun modelleri getirildi.

Bu oyuncu tipi bunların farkına vardığında, oynamak yerine şu şikayetleri etmekle meşgul oluyor: “Bu oyun nasıl eskisi gibi oynanmaz?”, “İnsanlar oyunu mahvediyorlar” vs. Gerçek şu ki diğer oyuncular onun yapmayı planladığı şeyi yani oyunda hakimiyet kurmayı deniyorlar ama o, hala oyunda hakimiyet kurmayı başaramıyor. Ve temel gerçek şu ki,  bu oyuncu diğerlerinde olmayan bir avantajın peşinde ve bu avantaj sayesinde oyuna egemen olacağını düşünüyor. Ve oyuna dönüp de tekrar yenilince de genellikle şu tip duygusal tepkiler veriyor: “hepinizi sikeyim, oyun geliştiricilerini sikeyim, oyunu da sikeyim, ben çıkıyorum”.

Bu görece uzun anektodu yazdım çünkü bu anektod gelenekçi zihin yapısını çok iyi gösteriyor. Genellikle bunlar son 70 yılda ortaya çıkan “yeni oyun özelliklerine” adapte olmakta zorluk çeken insanlar:

  • Artık kadınlar üzerinde ekonomik güce sahip değiller.
  • Modern çağda hayat boyu tek bir şirkette çalışmak büyük oranda mümkün değil.
  • Artık liseden sonra bir fabrikada çalışmaya başlayıp, daha sonra bir eve, 2.5 çocuğa ve hayat boyu bir kadına sahip olmakta mümkün değil.

Ama, oyunun değiştiğini kabul etmek yerine bu tip elemanlar oyunun eski oynandığı şekline dönmesi gerektiğini savunuyor yani oyundan anladığını, oyunu bildiğini ve bilgi avantajının olduğunu düşündüğü zamana.

Bu dürtüyü anlayabiliyorum, nostaljik gözlükler taktığında,  geçmişte mükemmel bir  şekilde adapte olabileceğin ‘’mükemmel’’ zamanların olduğunu hayal etmek kolay. İnsanların inançlı, çalışkan, ülkesini ve ailesini önceliği yapan bir “babayı” takdir ettiği zamanların. Şahsen ben de sevdiğim sağlıksız yiyeceklerin brokoli ve yumurta gibi besin değerlerine sahip olmasına bayılırdım ama maalesef şu an oynamak zorunda kaldığımız oyun bu.

Eğer eskinin değerlerine dönebilseydik bile, mesela 1950’lere, onlar yine 1950 olmazlardı, artık akıllı telefonlarımız, internet, diğer teknolojiler ve fikirler  var ve bunlar tüpüne geri sokamayacağın diş macunu gibiler. Eğer mucize bir  yöntem bulup 70 yıl geriye gitseydik,  senin gelecekteki “iyi eşin” de  telefona sahip olacaktı  ve sence ayak bileklerinin fotoğrafını instagrama atmaya başlaması ne kadar sürecekti ?

Özet ve Son Düşünceler

Kendimi sıklıkla geçmişe ışınlandığımı  ve buna nasıl tepki verdiğimi düşünerek eğlendiririm. Bunun cezbediciliğinin sebebi eğer şu anda sahip olduğun tüm bilgi birikimini elinde tutsaydın, kendini yüksek statülü ve epey servetli bir pozisyonda bulabilecek olman. Eğer 2016 yılına gidebilseydin ve 380 dolardan bir bitcoin alsaydın ve 2017 yılı 19 Aralık’a  kadar elinde tutsaydın380 dolardan bir bitcoin alsaydın ve 2017 yılı 19 Aralık’a  kadar elinde tutsaydın ve bitcoin short pozisyona girip 18 Aralık 2018’de shortu kapatarak günümüze gelseydin milyoner olabilirdin.  Finans alanında tanıdığım insanlar genellikle bu gibi teorik hareketlere gülüyor, çünkü bunlar teorik şeyler. Hayatında 1 kere bu kadar şanslı olabilir misin ? Tabii, uçan ya da yere düşen bir bıçağı  yakalama girişiminizle piyasayı karıştırmanız daha mı olası ? Kesinlikle.

Yeni şeyleri seviyorum ama her yeni şey iyi değil ve yeni fikirlerin uygulanması makul ve  kontrollü bir şekilde yapılmalı. Ama ilerlemeyle savaşamayız, sen kabul etsen de etmesen de dünya yeni şeyler geliştirecek,  bu yüzden en iyisi adapte olmak. Dünyamız, değişen durumlara en iyi adapte olabilenlerin yanında. Bu durumun bana göre en komik tarafı, bütün tarafların kendilerine çalışıp para kazanmadan avantaj sağlayabilecekleri bir dünya oluşturmak için savaşıyor olması. Oyunu öğrenmek yerine oyunu değiştirmek için çok sıkı çalışıyorlar:

  • Eğer oyunu oynamakta sıçıyosan büyük ihtimal anlaşmalı evlilikler ya da devlet zorunlu kız arkadaş istiyorsun, böylece birisi problemlerini senin için çözebilir.
  • Eğer para kısmında sıçıyorsan kominizmi veya Evrensel Temel Gelir gibi şeyleri destekliyorsun böylece birisi senin için para problemlerini çözebilir.
  • Eğer ağırlık kaldırma kısmında sıçıyosan 18 yaşında stereoid alıyorsun ve instagram profilin için sahte ağırlıklar kullanıyorsun.

Sporcu futbol oynamak ister, inek öğrenci satranç oynamak ister ve kötü çocuk… kötü çocuk  ne olursa olsun sevişmenin bir yolunu bulur. En önemlisi de bütün bunlar, yapmak konusunda sorumlu olduğun ama yapacak yetkinliğe sahip olmadığın şeyleri, senin yerine dışarıda birinin ya da bir kurumun çözmesini sağlamak için stratejiler. O  yüzden oyununu bir adım yükseltmek , çalışmak ve efor sarfetmek yerine, işi “kutsal anlatılara” havale etmek istiyorsunuz. Sonuçta da şuna varıyorsunuz:

HERKES, HEPİNİZ benim HAK SANRIMI destekleseniz her şey ne kadar da güzel olurdu!

Çeviri: We have to go back!

Çeviren: asderehler

Kadınların erkekleri manipüle etme teknikleri

Sağlıklı bir ilişki, karşılıklı olarak alıp verdiğiniz bir zeminde yürür. Siz ilgi, sevgi ve destek verirsiniz, karşınızdaki de size aynı şeyleri hemen hemen aynı seviyede verir. Kısa dönemlerde iki taraftan biri diğerine daha az verebilir ama bu norm değil şartlarla ortaya çıkan geçici bir istisnadır. Aynı şekilde kısa ve geçici süre boyunca kendinizden fedakarlık ederek de vermeniz gerekebilir ama eğer bu ilişkide norm olmaya başlamışsa, manipüle edilip edilmediğinizi düşünmeniz gereklidir.

Özellikle istediğini manipülasyon ile almaya alışmış ve bunu kendine hak gören bir kadın ile ilişkide, almadan vermek ve kendinden fedakarlık etmek norm olmaya başlar. Bu nedenle manipülasyonu ve manipülasyonu özel olarak kullanan kadınları anlamanız ve bu tür ilişkilerden uzak durabilmeniz sizin için önemli.

Manipülatif kadınlar kurnaz olsalar da manipülasyonları genellikle belli kalıpları takip eder. Bu yazıda bu kalıpların en ciddilerinden bahsedeceğiz. Eğer bir kadında bunları sıklıkla görüyorsanız, ondan uzak durmanız sizin için en iyisi.

1 – Tartışma esnasında ani ve aşırı duygusal patlama: Bu, tartışma esnasında birden bire ağlama veya bağırıp çağırma şeklinde olabilir. Manipülatif insanlar köşeye sıkıştıklarını ya da tartışmanın istedikleri yönde gitmediğini düşündüklerinde, duygusal patlama kartını kullanırlar. Bunun en ciddi ve tolerans gösterilmemesi gereken versiyonu, kalabalık içinde, çevredekilerden sempati toplamak ya da sizi küçük düşürmek için bir silah olarak kullanılan duygusal patlamadır.

2 – Sizden bir şey isteyeceği zaman normalden çok daha fazla iyi olması bir diğer manipülasyon tekniğidir. Bu sizi seks rüşveti ile kandırmaya kadar gidebilir. Şimdi bu normal bir ilişkide ara sıra olabilir ama manipülatif kadının farkı, size genellikle soğuk ve mesafeli davranması ama bir şey elde edeceği zaman birden sıcak davranmasıdır.

3 – Sizi sadece sizden bir şey isteyeceği ya da size bir şey için ihtiyacı olduğunda araması.

4 – Eğer istediği şeyi elde edemezse, sizi dünyanın en kötü erkek arkadaşı / kocası / insanı hissetirecek şekilde davranması ya da konuşması. Bunu isteklerini size dayatamadığında öfke nöbeti şeklinde de yapabilir, sizin bir partner olarak değerinizi size sorgulatarak da. Örneğin sizi birinin sevgilisi veya kocası ile karşılaştırması, bu yönde bir manipülasyondur.

5 – İlişkiye finansal olarak katkısı çok azsa. Size sürekli bir şeyler aldırması ama kendisinin size bir şeyler almaması, ortak bütçeye katkı sağlamaması. Erkeğin daha fazla parca harcaması sorun değildir ama manipülatif kadınlar katkı sağlamaya çalışmazlar bile.

6 – Kendisi hatalı olsa bile sürekli mağduru oynaması. Bu genellikle tartışma esnasında ani ve aşırı duygusal patlama ile beraber gelir. Böyle bir kadını yaptığı bir şey yüzünden uyardığınızda, olayı çevirip sizi suçlu çıkarmaya çalışır. Öyle ki, böyle bir kadını yatakta biriyle yakalasanız bile bunun sebebi sizin ilgisizliğinizdir.

7 – Sizi terk ederek ya da ortadan kaybolarak cezalandırmaya çalışması. Tartışmadan sonra bir süre birbirinizi aramamanız normaldir ama manipülatif bir kadın siz onu bir daha aramazsanız umrunda olmaz gibi davranır. Birçok erkek maalesef bu tür davranışlara “ama o çok egolu / inatçı” diye bahane bulmaya çalışıyor ve muhtaçlıklarından manipülasyona uğradıklarını anlamıyorlar. Tartışmalardan sonra bir süre araşmamanız ve bazen ilk aramayı sizin yapmanız normaldir ama her defasında siz arıyorsanız, siz aramasanız o haftalarca aramıyorsa, bu bir manipülasyondur.

8 – Sizin istek ve ihtiyaçlarınız önemli değil ama onunkiler çok önemliyse, manipüle ediliyorsunuz demektir. Kadın eğer sizin istediğiniz bir şeyi önemsemiyor ama aynı seviyede kendi isteğini size dayatıyorsa, burada vermeden almaya alışmış ve bir manipülatör vardır. Manipülatif insanlar, aşırı bir bencillik ve empati yoksunluğu sergilerler.

9 – Sürekli olarak size kendinizi suçlu hissetirmeye çalışmak. Özellikle de benim sorunlarım senin davranışların sebeplidir tarzı manipülasyonlar. Suçlu hissettirmeye çalışmak duygusal manipülasyon taktiklerinden biridir.  Eğer kendinizi suçlu hissederseniz, o suçluluktan kurtulmak için karşınızdakinin sizden istediklerine itaat eder hale gelebilirsiniz.

(4) ve (9), kişinin kendinden şüphe etmesini sağlayacak şekilde davranmaktır. Manipülatif insanlar genellikle aşağılık kompeksi hissederler ve ilişkide seviyeleri eşitlemek için sizi aşağı çekme yoluna giderler. Bu şekilde siz zaman içinde onun avcunda olursunuz ve böylece o sizi terk etmek isteyene kadar siz onu terk edemez hale gelirsiniz.

Şunu da belirtmek gerekiyor ki, kişinin manipülasyon ile zincirlenmesi birden olmaz. Daha çok “bin kağıt kesiğiyle kan kaybından yere yığılmak” şeklinde olur. Manipülatif kadın, erkeği önce çok zararsız görünen küçük manipülasyonlar ile test eder ve bunlar sonucu gördüğü zayıflıkları da yine erkeğe kağıt kesiği gibi birden öldürmeyen şekilde kullanmaya başlar. Bu şekilde manipüle edilen birçok kişi, manipülasyondan şüphelenmeye başladığında çoktan zayıf bir pozisyona düşmüş halde olur.

10 – Tehdit, korkutma ve ültimatom. Bunlar çok değişik şekillerde gelebilirler. “Ben sildim mi tam silerim” mesela yaygın bir tehdittir. Bir kadın bunu başka birilerini konuşurken söylese bile bu aslında size iletilen bir tehdittir. Bunu lafa döken kişiler genelde en silemeyip yapışan tiplerdir ve başlarına böyle bir şey gelmemesini tehdit ile sağlamaya çalışırlar.

Toplumsal beyin yıkama

Kadın manipülasyonları ile ilgili en büyük problemlerden biri, toplumun erkeği (a) kadın manipülasyonlarının gülün dikeni şeklinde katlanılması gereken şeyler olduğu ve (b) sürekli olarak kadının gönlünü alması gereken taraf olduğu yönünde programlaması. Burada erkeğin kendi ailesi bile oğullarını yaktıklarının farkında olmadan bu yönde çalışabiliyorlar. Örneğin bariz manipülatif bir şekilde duygu patlaması / suçluluk duydurma kullanarak “küsen” kadına adam bazen “canın cehenneme” diyecek gibi oluyor ama çevre, ailesi, arkadaşları vs. onu bir çiçek alıp kapısında yalvarmaya itiyor.

Bakın kadınlar fiziksel olarak güçsüz olduklarından, istediklerini almak için manipülasyon yapma yoluna her zaman giderler. Belli aralıklarla manipülasyon kullanmaları normaldir. Ama normal bir kadınla manipülatif bir kadını ayıran farklar barizdir ve erkek aslında bunları apaçık görebilir. Ama “onu kaybetme korkusu” yüzünden bunları rasyonalize eder. Örneğin her kadın bir şeyler yaptırmak için size fazla iyi davranabilir ama manipülatif kadının istediğini aldıktan hemen sonraki soğuması normal bir kadının normale dönmesinden bariz farklıdır. Normal bir kadın ile ilişkinizdeki her tartışmadan sonra eğer görüşmeye devam edecekseniz istisnasız siz aramak zorunda kalmazsınız.

Fakat yaptığım görüşmelerde çoğu erkeğin, manipüle edildiğini bırakın, kadınların manipülasyon yapabildiğinin bile farkında olmadıklarını görüyorum! Anladığım kadarıyla modern dizi ve filmlerde manipülasyon zaten normal bir davranış olarak gösteriliyor. Toplum sürekli olarak erkeği elde çiçek, çikolata “affet beni bebeğim, ben tam bir eşeğim” notları ile “gönül almaya” itiyor. “Kadındır, şöyle yapar böyle yapar” diye toplumsal propagandayı papağan gibi tekrarlamayı bilgelik sanan bir çoğunluk var. Öyle ki, BPD bir kadınla beraber olmuş ve enkaza dönmüş bir adam bile beni ilk aradığında, ben ne eşeklik yaptım da bu premsesi kaybettim diye arayabiliyor 😀 Arkadaşlar, hayatınız boyunca psikolog yüzü görmemişken 1 senelik ilişki sonrası psikiyatriye gidip ilaç alıyorsanız, bir premsesin değil manipülatif bir narsistin elinden geçtiğinizi anlayın bir zahmet. Herkes bu duruma düşmüyor ama bu hale gelip manipüle edildiğini anlayamayan insanlar var. Şimdi bunu okuyup Mahmut Abi benimle konuşmasından örnek veriyor diye düşünen arkadaşlar varsa söyleyeyim, bunu 20 – 25 vakada gördüm yani herhangi birinizi örnek vermiyorum ve maalesef istisna değilsiniz.

Vaka çalışması – İlişkinin kadını olan erkekler

Bir erkek aşırı duygusal, kendine güvensiz birine dönüşerek ve daha çok feminen ve giderek daha az maskülen davranışlar göstererek ilişkinin kadını olmaya başladığında; cinsel kutupluluğu ve sonunda da ilişkiyi mahvetmeye başlar.

Bir kadın kendisini bir erkeğe, o erkek liderlik kabiliyetini davranış, düşünce ve sözleri arasındaki uyumluluğu koruyarak gösterebildiği sürece bırakır. Erkek feminenleşerek, duygusallaşarak, kendinden emin olmayarak ve kadının kendisini yönetmesini ve kararları almasını bekleyerek kendi liderlik rolünden vazgeçmeye başladığında,  kadını maskülenleşmeye zorlar. Bu ise kadının asabileşmesine , erkeğe saygısını ve cinsel ilgisini kaybetmesine neden olur.

Erkekler kadınlarını memnun etmek için olmadıkları bir şeye dönüşmeye başlarlarsa, sonunda terk edilirler veya kadın tamamen ortadan kaybolur.

Birbirinizi tanımaya ve ilişkiye başladığınızda maskülen davranırsanız kadın sizi çekici bulacaktır ama daha sonra ilişki içinde feminenleşirseniz kadın sizi itici bulup sonunda sizden kopacaktır. Uzun süreli ilişkisi bitmiş birçok erkekle yaptığım telefon görüşmelerinde bu duruma çok rastlıyorum. Bu değişim aylar ve hatta bazen yıllar içinde oluyor. Erkek yavaş ama emin adımlarla liderlik rolünden vazgeçiyor ve sonunda kadın – erkek rolleri tamamen değişiyor. Başlangıçta oldukça maskülen, lider karakterli ve iyi fiziğie sahip olan erkek, ilişki ya da evlilik içinde ve birçok durumda çocukların da hayatlarına girmesi ile bir süre sonra aman ağzımızın tadı bozulmasın, kız arkadaşımı / karımı sinirlendirmeyeyim, seksten olmayayım, vs. diye kadınını memnun etmeye çalışan bir uşağa dönüşüyor ve sonunda da olmasın diye “uğraştığı”  her şey başına geliyor.

Şimdi, şu arkadaşın yazdıklarına bakalım:

Dün gece, hayatım boyunca başıma gelen en kötü şeyi yaşadım. Ben 31 yaşındayım, o ise 33 yaşında. İlişkimiz 2 yıl önce başladı ve bunun ilk senesi, yaşadığım en iyi ilişkiydi. Her şey o kadar iyiydi ki, ilişkinin 3. ayında onun yanına taşındım ve beraber yaşamaya başladık.

Bu çok çabuk olmuş. 3 ay içinde birlikte yaşamanızı tavsiye etmem.

Ama ilişkinin ikinci senesi ise, bugüne kadar yaşadığım en berbat ilişkiydi. Kız acil servis doktoru ve Mart 2020’de koronavirüs pandemisi başladığında, bana karşı daha mesafeli olmaya başladı. Başlangıçta bunu çok fazla sorgulamadım zira çok yorulduğu için böyle davrandığını düşünüyordum. Ama her şey zamanla daha kötüye gitti ve nadiren cinsel birliktelik yaşamaya başladık zira aramıza daha fazla mesafe koyma ihtiyacı duymaya başladı.

Şunu da belirtmem lazım ki işim çoğu zaman evden çalışabilmemi ve evde olabilmemi sağlıyor. Yemek yapmak, temizlik ve kedilerin bakımı gibi işleri tamamen ben yapmaya başladım.

Hah. Yani sen ev hanımı, ilişkinin pilici oldun! Sen kadına dönüştün, o da erkeğe dönüştü. Bu nedenle de sana karşı kızgınlık duymaya başladı. Ve şimdi göreceğiniz gibi, arkadaş oldukça muhtaç ve kendine güvensiz bir ruh haline bürünmüş.

Eve geldiğinde, onun ilgisine ihtiyaç göstermeye başladım ve o da daha mesafeli ve soğuk olmaya başladı zira bir miktar bunalmış hissetmeye başladı.

İlişkinin tüm cinsel kutupluluğunu 180 derece tersine çevirmişsin. Sen erkek, lider olmaktan kadın olmaya evrilmişsin. Kadınlar bundan hoşlanmazlar. Kadınlar bir amcıkla birlikte olmak istemezler zira zaten halihazırda bir amları var (women don’t want to be with a pussy because they already got one). Sen bu şekilde davranmaya başladığında, “ama benimle yeterince zaman harcamıyorsun” diye ağlayacak kadar aşırı duygusallaştığında, sonun pek de iyi olmayacaktır.

Senin bir erkek olarak kaya gibi, çınar ağacı gibi sağlam olman lazım. Tabii senin normal bir kadınla birlikte olduğunu varsayıyoruz. Ruhsal problemleri olan ya da birkaç tahtası eksik bir piliçle berabersen, ne yaparsan yap fark etmez. Bu nedenle kitaptakileri uygularsan, iyi bir kadının içindeki iyileri, kötü bir kadının içindeki kötüleri en hızlı şekilde açığa çıkarırsın. Bu nedenle de eğer bir çürük elmayla birlikteysen, olay raydan çıkmadan sıvışabilirsin.

Ama bu arkadaşın yazdığı gibi bir şey okuduğunuzda ilişkinin bitmesinin an meselesi olduğunu anlarsınız. Cinsel kutupların darmadağın olması ile kadının zamana ihtiyacım var demesinden sonra terk edilmenin yakın olduğu, güneşin doğudan doğacağı gibi bir beklenti. Böyle davrandığınız zaman kadınlar “çok değiştin, artık seni tanıyamıyorum” derler. Burada da olan bu. Kadın böyle demiyor ya da erkek mailde belirtmemiş ama kadınlar bunları söylemeye başlarlar. Bu erkek artık kadının aşık olduğu erkek ile aynı kişi değil zira duygusal olarak zayıf bir piliç gibi davranıyor. Aslında küçük bir kız gibi davranıyor ve bu da hiç çekici değil. “Benimle vakit geçirmiyorsun, benimle ilgilenmiyorsun” diye zırlıyor.

Ekim 2020’de, ilişkimize ara vermeye karar verdik.

He ya tabii ki “karar verdiniz”. Yersen. Kadın ilişkinize ara vermeye karar verdi ve sen de uslu uslu bunu kabul ettin.

Bunun ilişkimize yardımcı olacağını düşünerek, birkaç aylığına doğduğum kente döndüm. Ama ne yazık ki Aralık ayında bacağım kırıldı ve ayağım kırık geçirdiğim 6 hafta boyunca beni ziyaret etmek istemedi ya da bana tıbbi tavsiyeler vermedi.

Ayrıldınız ve sen evden ayrıldın. Teknik olarak artık kızın erkek arkadaşı değilsin. Ve sen hala aşırı duygusallaşmaya devam ediyorsun. Zira burada sen gerçekliği olduğu gibi kabul etmek yerine olduğundan daha iyiymiş gibi görüyorsun.  Ama hayattaki her şeyde gerçekliği ne olduğundan iyiymiş ne de kötüymüş gibi görmelisin. Gerçekliği olduğu gibi görmelisin.

Sen kendi kafanda kızı sanki hala kız arkadaşınmış gibi kurguluyorsun. Ama sen koca bir sünepeye dönüştüğün için seni evden attığında ilişkiniz bitti.

Bu tabii ki beni çok kızdırdı.

Şu çok açık ki sen kaya gibi sağlam biri değilsin.

Buna değmeyeceğine ve ikimiz için uzun süredir tek başına mücadele ettiğime karar verdim.

ASLA ve asla, seni elinde tutmak istemeyen birini elinde tutmaya çalışma. Bu çok katı, zor ve acı veren bir şey ama eğer biriyleysen ve o kişi seni o kadar da istemiyorsa, “benimle olmayı isteyen, seven ve benim yanında olmamdan mutlu olan, görüşmek istediğimde ‘tabii ki çok isterim’ diyen birini hak ediyorum” diyecek kadar güçlü olmak zorundasınız.

Ama “ayyy bilmem ki zamana ihtiyacım var” diyen biri? Ona istemediği kadar zamanı verin ve gidin. “Sana mutluluklar, hastala vista baby.”

Bacağım iyileştikten sonra Şubat 2021’de şehre geri döndüm. Kendime bir yer buldum ve onda kalan eşyalarımı almak için onunla iletişime geçtim v ona “bu iş burada bitecek” dedim.

Birader bu iş biteli aylar oldu. Sen bu kızın yaşadığı alemden tamamen farklı bir evrendesin. Sen evden çıktın, o zaman ihtiyacım var dedi. Siz aylar önce ayrıldınız zaten!

“Bu iş burada bitecek” demenin tek nedeni, bunu söylersen seni geri isteyeceğini umman. Ki bu taktik bu sefer çalışmış gibi görünüyor … en azından kızın yeni bir erkek arkadaşı olduğunu öğrenene kadar çalışmış gibi görünüyor.

Bunu söyleyince beni farkı görmeye başladı. Daha sağlam ve her dediğini yapmayacak biri olarak. “Ayrılalım ama başkasını görmek istemiyorum ve sen erkek olarak daha iyi olduğunda yeniden iletişime geçelim” dedi.

Yani “eğer aşık olduğum adama geri dönüşürsen (aslında bu ikili nişanlılar ama arkadaş mektubun sonlarına kadar bu önemli ayrıntıdan bahsetmiyor) seni yeniden görmek isteyebilirim” diyor. Kız onun dönüştüğü kişiyi sevmemiş belli ki.

O aramamda konuşacak vaktim olmadığından, hastanede olmadığı birgün onun evinde buluşup eşyalarımı almayı ve neyin yanlış gittiğini tartışmayı kararlaştırdık.

Ve o günden sonra bana yakınlaştı ve benimle cinsel ilişkiye girdi. Bundan sonra ise sağlam bir şekilde dile getirdiğim “bu iş bitti” fikrim çatırdamaya başladı.

Punaninin sihirli dokunuşu ile kendinden geçtin yani 🙂 Amrakadabra 🙂

Bundan sonra buluşmaya başladık ve defalarca seks yaptık.

Buluş, iyi vakit geçir ve seks yap.

Sorun şu ki bu benim ümitlenmeme neden oldu. Benden hala zaman istediği için ona zaman vermeye devam ettim.

Bundan anladığım arkadaşın hala kadının peşinde koştuğu ve onun ilgisini ve onayını aradığı. Kadın gibi davranmaya devam ediyor. Bu çekim yaratmayacak zira kadının arkadaşı kaybetme korkusu yok. Hiç yok. Senin zihin yapın, “beni yeniden kazanmaya çalışmalı” şeklinde olmalı. Tam tersi değil.

İlişki durumumuzu konuşmadık ama her buluştuğumuzda çok iyi vakit geçiriyorduk. Taa ki bir buçuk ay sonrasına yani düne kadar.

4 gün önce dün için onun evinde buluşmayı kararlaştırdık ama o daha sonra birkaç ortak arkadaşımızla bir barda buluşmak istedi. İşten çok yorulmuş ve kafasını dağıtmak istiyormuş.

Gerçek şu ki kadın yanınızda birkaç ziksavar (cockblocker) istemiş.

Gecenin sonunda eve dönme zamanı geldiğinde, onu eve götürmek üzere yeni erkek arkadaşı geldi ve ben oracıkta tuzla buz oldum.

Ne kadar da ince biri. “Ah bu arada bu da benim yeni erkek arkadaşım.” Görünen o ki kadın ikisiyle de yatıyor. Bir yanda yeni erkek arkadaş, diğer yanda onunla bir araya gelmeyi uman eski erkek arkadaş ve hatun ikisiyle de yatıyor. Bayanlar ve baylar, bu ne demek?

O kadın sokaklara ait.

Bu, ilişki yaşamak isteyeceğin biri değil. Bu kadının dediği hiçbir şeye inanman mümkün değil. Sözde yeni erkek arkadaşını sözde eski erkek arkadaşı ile aldatıyor. Bunun geri dönüşü yok. Sadakat bu kadın için hiçbir şey ifade etmiyor. İşte bu nedenle gerçeği olduğu gibi görme zorundasın. Sokak kadınını ev kadınına çeviremezsin. Mümkün değil. Bu hatun sokaklara ait. Fuckbuddy olur, friends with benefits olur, seks için görüşülür, ama ötesi olmaz.

Bu aşamada her ne nedenle olursa olsun onu asla arayıp sorma. Eğer sana ulaşırsa seni görmek istediğini varsay ve buluş – eğlen – seks yap. Ama eğer kız arkadaş ya da eş istiyorsan, bu kadın o kadın değil. Bu arkadaşım, gerçekliğin ta kendisi.

Gerçekliği görmezden gelebilirsin ama gerçekliği görmezden gelmenin sonuçlarını görmezden gelemezsin.

Sırt çantam ve ceketim ondaydı zira hava çok sıcaktı. Bunları almak için bile ona gidemedim. Ona bana yaptıklarının kabul edilebilir olmadığını söyledim. Bana umut verip sonra hayallerimi yıkması kabul edilebilir değil dedim.

Bunun kendi suçu olduğunu bildiğini ama eşyalarımı almak için ona gelemeyeceğimi söyledi çünkü yeni erkek arkadaşı onu evine bırakacakmış.

Vay, olay kızın umrumda bile değil. Hiçbir pişmanlık yok. Bu onun gerçek yüzü. Bencil, narsist ve sikinde değil. Seni kırması umrunda bile değil. Tek düşündüğü kendisi.

Bu kadınla birlikteliğe devam etsen olacak şu: Mutluyken sana sadık olacak ama eğer mutlu değilse başkası ile düzüşecek. Eğer bu senin için uygunsa senin bileceğin iş. Böyle biriyle uzun süreli ilişkiye gir. Ama sonra kızın bildiğin adamların yarısıyla düzüştüğünü öğrenirsen ağlayarak beni arama.

Bu çocuktan 3 ay önce bahsetmişti. 24 yaşında olduğundan ve genç olmasına rağmen hastanede çok iyi iş çıkardığından bahsetmişti. Bunu dinlemek bile istemedim zira bir miktar kıskançlık hissettim.

Bu tabii ki “ama onun hakkında endişelenme hayatım, o sadece 24 yaşında” olan çocuk. Eğer piliç “onun hakkında endişelenme” derse …

Kadın bu adamdan bahsediyorken kafasında teknik olarak ondan sana bahsetmiş oluyor. Yani sana bu diğer çocuğu söylemiş oluyor. Sonra bu çocukla yattığını öğrenirsen ve sinirlenirsen “Hey ama ben sana bu adamdan bahsetmiştim” oluyor. Yani sana tüm hikayeyi anlatmadı ama sonuçta bir şeyler anlattı.

Medya da böyle yalan söylüyor. Bazı şeyleri söylemeyerek yalan söylüyorlar. Bu kadın da bu şekilde yalan söylüyor. Tamam tüm ayrıntıları söylemedi ama onun kafasında “ben dürüst davrandım ve sana diğer elemanı söyledim” oluyor. “Kafanı çalıştırsaydın da ne demek istediğimi anlasaydın”.

Yarın onun evine gidip eşyalarımı almayı ve neyin neden yanlış gittiğini konuşmayı kararlaştırdık. Ama ona gidip eşyalarımı almayı fakat hiçbir şey konuşmamayı düşünüyorum zira bu yaptığından sonra konuşmayı hak etmiyor.

Sana katılıyorum. Eşyalarını al ve arkanı dön git. Zira ne söylerse söylesin bir değeri yok ki. Dediklerinin yarısı saçmalık olacak zaten.

Sana mutluluklar deyip gitmeyi planlıyorum.

Evet iyi bir fikir.

Sorun şu ki onu özlüyorum özellikle de cinsel açıdan zira çok sağlam bir cinsel uyumumuz vardı. Bu artık bitti. Ve bir de muhtaç biri gibi davranmak istemiyorum …

Birader sen bütün bu süreç boyunca muhtaç davrandın zaten. Birkaç yıldır muhtaç davranıp duruyorsun. Kendini kandırıyorsun ve gerçekliği tamamen görmezden gelmeye çalışıyorsun. Kendi küçük, sahte dünyanda yaşıyorsun ve bir sokak kadınını ev kadınına çevirmeye çalıştığını inkar etmeye çalışıyorsun. Bunu yapamazsın. Kötü üzümden iyi şarap yapamazsın. Gerçek bu.

Belki de hemen yeni birini bulmaya atlamamalıyım ama bir yandan da bunun ruhumu dinginleştirmenin tek yolu olduğunu düşünüyorum.

Atına atla ve piyasaya açıl. Avrupa’dan yazdığını anlıyorum ve çok uzun süredir eve hapsedilmiş vaziyettesin.

İlişkinin birinci yılında nişanlandığımızı söylemeyi unuttum. Ne yapacağımı, ruhumu nasıl sakinleştireceğimi bilmiyorum zira sanırım artık onunla yeniden olma şansı yok.

Ben olsam bu kadını bir daha ne olursa olsun arayıp sormazdım. Eğer o sana ulaşırsa ve canın la pompa la bamba istiyorsa roketi ver: buluş – eğlen – sikiş. Ama böyle biriyle iyi bir ilişki yaşayabileceğini düşünüp kendini kandırmaya kalkma. Bu kadının yaptığını yapmak için insanın ciddi şekilde sapkın ve aldatıcı olması lazım. Tabii onun kafasında “ama ben diğer çocuktan bahsettim” şeklinde ama “ah tabii onunla da yatıyorum o kısmı atlamışım” olayı var.

Muhtemelen radyoloji asistanlığı işime odaklanmalıyım ve onunla karşılaşmadan önce yaşadığım gibi yaşamalıyım: şarkı söyleyip video oyunları oynamak gibi.

Hobilerine dön, muhtemelen bu kıza odaklandığın için ihmal ettiğin arkadaşlarınla yeniden bağlantıya geç.  Onunla tanışmadan önceki erkeğe geri dön.

Çeviri: Men Who Become The Women In Their Relationships

Ayrıca bkz. Aldatan kadını silmek

Sanal ilişkiler

Bu yazı üzerine podcast yaptık.

Bu sitede şu soruyla çok karşılaşıyorum. “Abi X senedir devam eden bir sanal ilişkim var/vardı.” Ayda bir görüştüğün bir uzak mesafe ilişkisinden bahsetmiyorlar. Bildiğin hiç fiziksel görüşme yok ya da senede birgün tadında. Hepsine de aynı cevabı vererek başlıyorum. Senin bir ilişkin yok. Bir kızın ilgi ihtiyacını karşılıyorsun ve kendini kandırıyorsun. Kendi ilgi ihtiyacını da karşılıyor ama kadın dünyasında ilginin değeri erkek dünyasındakinin çok üstünde olduğu için sen daha kötü durumdasın. (Gerçi bu sanal ilişki içindeki kadının da kendisini kandırdığı ve ilişki içinde falan olmadığı gerçeğini değiştirmiyor).

“Sana ilişkim var …. upuzun paragraflar … ne yapayım?” sorusunun o upuzun paragraflardaki konusu ne olursa olsun cevabı basit. Hemen buluş ve gerçek ilişkiye çevir bu olmuyorsa hemen bırak.

“Sana ilişkim vardı …. upuzun paragraflar …geri dönsün diye ne yapayım?” sorusunun o upuzun paragraflardaki konusu ne olursa olsun cevabı basit. O ilişkiye bir daha başlama ve kendine gerçek bir ilişki bul.

Sanal ilişki ilişki değildir arkadaşlar. Uzak mesafe ilişkisi bile tavsiye etmiyoruz ama hadi onda ayda bir gibi bir görüşme olabilir, aslında beraberken sonradan ayrılmış olabilirsiniz ve bir süre yeniden bir arada olacaksınızdır, vs. Ama burada fiziksel görüşme yok, ilişki yok.

***

Şimdi şu okur sorusuna bakalım:

Mahmut abi eski sevgilim ile 2 hafta önce ayrıldık. Ortak bir arkadaşımız tanıştırmıştı ve ilişkimizin ilk 5 ayı çok güzeldi. Sürekli arıyordu, ilgisi yüksekti, vs. Son zamanlarda bana karşı soğuduğunu hissettim. Yaza kadar görüşemeyecektik. Ama bir hafta önce birden bire benden ayrıldı.

Şimdi bu kız eski sevgili falan değil. Burada bir ilişki de yok. Çok çok uzun süren bir ilk buluşma öncesi sanal flört (boşa yatırım) var. Kız çok ilgiliymiş, karşılıklı sanal seks yapıyormuşsunuz, evlenme hayalleri kuruyormuşsunuz, vs. hiçbir önemi yok. Neden? Zira henüz sadece karşılıklı ve yüzyüze etkileşim ile yansıtacağınız, koku ve davranışlardan oluşan siz ile karşılaşmadı. Aynı şekilde siz de onunla karşılaşmadınız. Yani karşılıklı olarak birbirinizin çok önemli 80%ine yabancısınız. Yıllarca yazışıp, konuşup ilk buluşmada birbirini beğenmeyen o kadar çok insan var ki!

Artık eskisi gibi hissetmiyormuş. Bu siteyi henüz görmemiştim kızın peşinden koştum bir süre ama en sonunda engellendim. No contact yapmaktan başka çarem yok ama onun yaşadığı yere gidip ortak arkadaşım aracılığıyla ulaşsam nasıl olur?

Şimdi bu kız eski sevgilin değil, sanal bir şey. Waifu resmen. Ama seslendiren ve canlandıran bir insan var. Engellenmişsin. Bunca ay bir kere bile görüşmemişsiniz ve şimdi pat diye gideceksin! Ya kız kendisine (7 aydır yapması gerektiği gibi) etten kemikten bir sevgili bulduysa? Gerçi ortak arkadaşınız var o kulağına gelirdi herhalde. Ama ne olursa olsun oraya gitme. Sanal ilişkiyi çoktan bırakmalıydın, bunu fırsat bil ve bırak. Bir daha da böyle ilişkilere girme.

Eğer seni ararsa, hemen buluşma ayarla diyeceğim ama anladığım kadarıyla kız zaten uzakta, onu da tavsiye etmem. Ama illa deneyeceğim diyorsan öncelikle şunu bil ki sanal ilişkinin bitmesinden sonra terk edilenin aranma ihtimali, gerçek bir ilişkiden sonra aranma ihtimalinden çok daha düşük. Yani o ata oynama. Aradı mı illa oynayacaksan ya hemen buluşun ve en az ayda bir buluşun ya da hiç bulaşma. Bu kızla ya da başka kızla sanal ilişkiye girme. Ve tekrar ediyorum, bu sanal mastürbasyona dönmek yerine, kendine kendi şehrinden bir kız bul.

 

 

Bakire Kız Arayışı ve Evlilik | Bakire Kız Miti

Selamlar Dostlarım ben, Mr. Deer. Bu sefer konumuz Bakire kız miti. Konuyu Kırmızı Hap yazarı Karanlık Ruya ile birlikte ela alıyoruz. Erkeklerin neden evlilik için ilk kriteri bakireliktir? Bu strateji doğru mudur? Bir kadının geçmişi uzun dönemli ilişkide ne kadar önemdir? Geçmişini nasıl öğrenebiliriz, evelenmeyi düşündüğümüz bir kadında nelere dikkat etmeliyiz; Sorularını ve daha fazlasını aşağıdaki podcast de inceliyoruz.  İyi Seyirler!

Beyaz At

Bu hikaye muhtemelen, bugün okuyacağınız en önemli at hikayesi ya da en azından ilk üçe girecektir.

Çocukken sık sık İskoçya’yı ziyaret eden birini tanıyorum. Adamın İskoçya’daki akrabaları, at arabaları ile evlere süt dağıtma işiyle uğraşıyorlardı. Ellerindeki atlardan bir tanesi, adamın şu an adını hatırlayamadığı, beyaz bir at,  ailenin en değer verdiği attı.

Bu zeki at tüm süt dağıtım rotasını ezbere biliyordu. Öyle ki neredeyse hiç yönlendirilmeden hangi yolu gideceğini ve hangi evlere uğrayacağını öğrenmişti (her evin ne kadar süt aldığını da öğrenmişmiydi? Bilmiyorum, adam bundan bahsetmedi.)

Beyaz at aynı zamanda çok iyi huyluydu. Diğer atlardan farklı olarak, hiçbir zaman inatçı davranıp sahibine karşı gelmiyordu. Ve hiçbir zaman da mola istemiyordu. Hergün neredeyse hiç durmadan kendisinden isteneni yapıyordu.

Beyaz at aile için hayatı oldukça kolaylaştırıyordu ve aile de onu çok seviyordu – ya da daha doğrusu sözde çok seviyorlardı. Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmuyordu. En çok yükü beyaz ata taşıtıyorlardı. En çok beyaz atın sağlığını ihmal ediyorlardı. Onu sürekli çalıştırmalarına rağmen ona çok az özen gösteriyorlardı.

İhmal edilen yük beygirlerinin çok acı veren kemik hastalıklarına yakalandıklarını duymuştum. Sonuçta nedeni ne olursa olsun, adamın anlattığına göre beyaz at genç yaşta öldü. Aile onu ölümüne çalıştırmıştı.

Soru: insanlar mı atları eğitirler, atlar mı insanları? Her iyi davranışçı size bunun iki yönlü bir etkileşim olduğunu söyleyecektir. Daha az uyumlu atlar, beyaz attan daha uzun ömürlüydüler ve bunun nedeni kısmen sahiplerinden daha çok şey talep etmeleriydi.

Bu hikayeyi bana anlatan adam, beyaz attan üzüntü ve yakınlık ile bahsetmişti. “Ben de bütün hayatım boyunca bu beyaz at oldum” demişti. Çevresindeki birçok kişi onun çalışkanlığını ve uyumlu doğasını süistimal etmişti. (Adam artık yeter demişti ve değişim sürecindeydi).

Çok sayıda erkek, beyaz at rolünü oynar. Bu döngüyü kırmak demek, insanları eğitmek demektir ve bu da roket bilimi değil. Bir at süt dağıtım rotasını ezberleyebiliyorsa, bir erkek de “evet lütfen”, “hayır teşekkür ederim” veya “siktir git” demeyi öğrenebilir. Bunlar basitlerdir, ama kolay olmayabilirler.

Beyaz at kendi doğasına göre davranıyordu ama beyaz at gibi davranan erkeklerin iki doğası vardır: birisi, başkalarına vermek için ısrar ederken diğeri bu verdiklerini kabul eden insanlardan nefret eder. Bu erkeklerin kişiliğinin yarısı “izin ver ödeyeyim” derken diğer yarısı da “bu üç oldu, bir kere de ben ödeyeyim de, bencil o.ç.” der. Bu erkek, kendi aleyhine olacak şekilde, ikiye bölünmüş biridir.

Bu çatışmayı çözmek zordur ama beyaz at olacak kadar gücü ve dayanıklılığı olan herkes, bir kez artık yeter dedi mi, bu alışkanlığından kurtulacak donanıma da sahiptir.

Çeviri: Beyaz at

İdeal, uzun ömürlü ilişki ve altın oran

 

Yukarıdaki ekşi sözlük entrisini görünce, Jordan Peterson’un Kişilik ve Dönüşümleri dersindeki şu bölüm aklıma geldi:

“İlişkilerin uzun ömürlü olması konusunda, 1970’lerde yapılmış harika bir araştırma var. Dr. Robert Levenson ve Dr. John Gottman çiftlerden 15 dakika boyunca bir problem üzerinde tartışmalarını istemişler ve daha sonra kaydettikleri bu tartışmadaki etkileşimlerin kaçının pozitif, kaçının negatif olduğunu saymışlar. 9 sene sonra da çiftleri kontrol ederek hangilerinin beraberliğe devam ettiklerine ve hangilerinin boşanmış olduklarına bakmışlar ve bu şekilde ilişkilerin bitip bitmeyeceğini %90 oranında doğru tahmin eden bir sonuç bulmuşlar.

Soru şu: “İlişkinin istikrarlı kalması için partnerinizle aranızdaki etkileşimde her bir negatif etkileşime karşı kaç pozitif etkileşim olmalı?” 

Bu oran bire bir de olabilir, bir negatife karşı yüz pozitif etkileşimde olabilir. Ve bu oranı kullanarak ilişkinin tatminkar ve uzun süreli olup olmadığını tahmin etmeye çalışabilirsiniz. 

Aklınızdan ilk geçen şey oranın bir negatife yüz pozitif gibi bir şey olması gerektiği ve bu tür neredeyse sadece iltifat ve saadet dolu ilişkilerin daha uzun ömürlü olacağıdır. Ama gerçek bu değil. Araştırma sonucu ortaya çıkan şu ki optimal bir oran var. 

İlişki, üç pozitife bir negatif oranının altına düşerse darmadağın oluyor. Bu çok negatif zira insanlar negatif duyguları pozitif duygulara göre çok daha yoğun hissederler ve bir hareketinizle vereceğiniz acı, mutluluktan çok daha fazladır. Yani 3’e bir ilişki oldukça yorucudur ve insanlar bu ilişkiler içinde kalmazlar.

Altın oran 5’e 1.  Ama eğer on bir pozitife bir negatif oranının üstüne çıkarsanız, ilişki yeterince yorucu değildir. 

Yeterince yorucu değil ne demek? Şöyle soralım, bir ilişkiden beklentiniz nedir?

Tamamen saadet beklediğinizi düşünebilirsiniz. Ama görünen o ki gerçekten istediğiniz şey bu değil. Daha çok uğraşabileceğiniz, çekişebileceğiniz birini istiyorsunuz. İstediğinizi yaptırabileceğiniz bir ayak paspası istemiyorsunuz. Her şeyin çok kolay olmasını istemiyorsunuz.

Bu, filozof Kierkegaard şeyleri insanlar için daha zor yapmak gerektiğinden ve insanların buna ihtiyaç duyduğundan bahsederken anlattığı fenomene benziyor. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Eğer size tapan, her dediğinizi onaylayan, size sadece pozitif geri bildirim veren biriyle birlikteyseniz, bu kişiye olan saygınızı neredeyse anında kaybedersiniz ve daha ilginç birini bulmak üzere bu kişiden kaçarsınız. Bunun nedeni bence kısmen şu:

Beraber olduğunuz insanın sizi zorlamasını istersiniz. Böylece görece iyi bir gündelik hayata ve beraberce yeterince barışçıl bir ortama sahip olmakla kalmazsınız, aynı zamanda da karşılıklı dönüşüm sürecinden kopmamak için yeterince gerilime de sahip olursunuz.

Bu aynı zamanda insanların negatif ilişkilerde kalmaya devam etmesini de açıklıyor. İki sene önce “zamanın yarısında acınası durumda olacağım biriyle olmak istiyorum” demezdiniz yani bunu asla böyle söylemezdiniz ama aslına bakarsanız gerçekten istediğiniz şey bu olabilir.”

Ekşi sözlük entrisindeki adama gelelim: Tek numarası kendini feda etmek olan, hep iyi olalım diye her çatışmada teslim olan, karşısındaki ne yaparsa yapsın iyi olmazsam onu kaybederim kaygısıyla yaşayan korkak, zayıf ve omurgasız biriyle olacaktı. Aklı varmış sevmemiş. Kimse de sevmez. Kendisine biri böyle davransaydı, kendisi de onu sevmeyecekti.

Bu yazıyı, bir dediğini iki etmedim, hep sevdim, hiç kavga etmedim, hep kendimden verdim ama neden bitti diye düşünenlere armağan ediyorum.

Kadınlara güvenmek

Kadınlara nasıl güveneceğim? Kadınlara güvenim kalmadı. Hiçbir kadına güvenilmez gibi geliyor.

Bu soruyla çok karşılaşıyorum. Bugün Karanlık Rüya’nın Youtube kanalında bir yorumda yine görünce bu konuda bir yazı yazayım dedim.

Her şeyden önce bakmanız gereken şey, kadınlara güvenme ihtiyacınızın yaşınıza, ilişki durumunuza ve aslında gerçek dünyaya uygun olup olmadığı. Çoğu erkeğin maalesef kadına güven ihtiyacı, yetişkin bir erkeğin olması gereken ihtiyacının çok üstünde. Bir yatırım tavsiyesi olarak kırmızı hap yazısında bu işlere biraz yatırım gibi bakmanızı ve böyle bakarak kırmızı hapın ne olduğunu daha iyi anlayacağınızı söylemiştik:

Toplumda erkeklere pompalanan yaygın yatırım danışmanlığı şu. Senin yatırımını yapacağın tek bir şirket var ve bu şirketi buldun mu tüm paranı ona yatıracaksın. Böyle yaparsan zengin ve mutlu olacaksın. Eğer 20lerinde şirketler yüzüne bakmıyorsa ve senin yatırımlarını kabul etmiyorsa üzülme. Sabredersen kötü yatırımcılarla iş yapmaya hevesli şirketler sonra senin değerini anlayacak ve senin değerini anlayarak senin ona yatırım yapmanı isteyen o özel şirkete tüm yatımını yapacaksın.

Kırmızı hap da tabii ki “olur mu öyle şey, bu şirket batınca sıfırlanırsın, her şeyini bu şirkete yatırma” diyor. Paranın (duygusal yatırımının) büyük kısmı başka şirketlerde olsun (kariyer hedeflerine, arkadaş grubuna, hobiler). Hatta bir şirkete önemli miktarda para yatırmadan önce birkaç şirkete azar azar para yatırıp iyi şirketin kokusunu alacak bir kurt yatırımcı olmayı öğren diyor. Tek bir şirkete yatırım yapacaksan ona o yatırımı azar azar yap diyor.

Birçok erkeğin bir kadınla birlikteliği, varını yoğunu satıp borca girip tek bir şirkete gömen yatırımcı ile o şirket arasındaki ilişki gibi. Siz bir kadına sağlıklı bir ilişkide olması gerekenden çok daha fazla duygusal yatırım yaparsanız, onu hayatınızın merkezi yaparsanız, her şeyiniz o olursa, büyük bir güven ihtiyacı hissedersiniz. Sonra o kadın bu güveninizi sarsarsa, büyük bir travma geçirirsiniz.

Kadınlara güvenme ihtiyacı mı muhtaçlığı mı?

Kadınlara nasıl güveneceğim diyen adamın altta yatan motivasyonunu kontrol etmesini şiddetle tavsiye ederim. Bu soruyu güveneceğim bir kadın bulayım ve tüm duygusal yatırımımı ona boca edeyim hayaliyle mi soruyorlar analiz etmeliler.

Bana bu soruyu 20 yaşında çocuklar soruyor. Ben de soruyla cevap veriyorum. Bu yaşta bir kadına neden güvenmen gerekiyor? Boşayıp nafaka mı takacak, başkasının çocuğunu sana mı kakalayacak, 20 yıllık evlilikten sonra onu manav Mahmut’la mı yakalayacaksın? Yavaş!

O yaşta bir hatunun size yapabileceği en kötü şey … başkasından size hastalık taşımak olur. Tamam sizi aldatabilir, birden terk edebilir ama bunlar çok can sıkıcı olsa da size siz istemezseniz zarar veremez.

Daha 20 yaşındayken hayatını  %90’ına masallara dalmak dışında ihtiyacın olmayan güvene neden bu kadar önem verirsin. Bakın boşverin kız arkadaşınız içerde uydusuyla vuruşurken siz takmayın televizyon izleyin gibi bir genişlikten bahsetmiyorum. Siz erkek olun, biraz uyanık olun ama sonra elinizde bir şey yokken arkamdan iş  mi çeviriyor diye kendinize işkence etmeyin. Çevirse size ne yapabilir ki?

Tamam, bundan başka yapmanız gereken şeyler de var:

(1) Erkek adam olmalısınız ki kadının hipergamisini azdırıp başınıza bir iş gelme ihtimalini azaltasınız.

(2) Uzun süreli ilişkiye gireceğiniz kadınla ilgili kriterleriniz olmalı ve kadını bu konuda 120 gün gözlemlemeli ve sonra tamam mı devam mı diyebilmelisiniz. 120 gün hiç yatırım yapmayın demiyorum ama onsuz yaşayamam moduna da girmeyin.

Ama güven ihtiyacınızın güvene muhtaçlık seviyesinde olup olmadığını bilmeniz ve eğer muhtaçlık seviyesinde ise bu konuya eğilmeniz çok önemli. Çoğu erkeğin ilişkideki güven ihtiyacı onun ölümsüzlük gibi bir beklentiye girmesine neden oluyor. Riski hiçbir zaman sıfıra indiremezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey riski en aza indirmek ve bu en aza inmiş riske hayatınızı bağlamamak. Dar bir tahtanın üstünde yürürken düşme ihtimalini %5’e indirmeniz yetmeyebilir zira o %5 ihtimal tahta yerden 2 metre yukarıdayken çok mühim değildir ama yerden 200 metre yüksekteyse çoğu insan o tehlikeyi göze alamaz. Tahtayı aşırı yükseltmemek de lazım.

İstediğiniz kadar alfa erkek olun, erkek adam olun, ihtimali çok daha az olsa da aldatılabilirsiniz veya terk edilebilirsiniz. Erkek adam terk edilmeyen bir süpermen değil terk edilirse yıkılmayan ve hayatına devam eden yetişkin bir erkektir.

Kadınlara güven ihtiyacı abartı olan erkek, terk edilirse veya aldatılırsa yıkılıp yıllarca kendine gelemeyeceği için güvene ihtiyaç duyuyor. Hayatta hiçbir şey risksiz veya sonsuz değil. İlişkinizi bırakın siz kendiniz, çocuklarınız, onların çocukları ve onların da çocukları bile birgün ölecek iken ilişkiler nasıl “sonsuza kadar mutlu yaşadılar” şeklinde olsun!

Eskilerin kadınlara güven olmaz lafının içinde kadınlara güvenmeye ihtiyacın olmayacak uyarısı da olduğunu düşünüyorum.

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet

İşin kötü tarafı, aşırı güven ihtiyacına neden olan zihin yapısı, bir ilişkinin kısa süreli olmasının ya da aslında başlayamamasının da en önemli sebeplerinden birisi. Aşırı duygusal yatırım yapan, kadını hayatının merkezine alan, kadını kafaslemeye çalışan adam dışarıya muhtaçlık, zayıflık ve korkaklık sinyalleri yaydığı için, kadını erkeğe bağlayan en sağlam tutkal olan “muhtaç olmayan, güçlü ve cesur bir erkeğe duyulan arzu” uçup gidiyor ve en çok güvene ihtiyaç duyan, ayrılmaktan en çok korkan adam en çok terk edilen adam oluyor.

Anima Projeksiyonu

Burada fonksiyonel olan bir mekanizmadan daha bahsetmek istiyorum. Güven ihtiyacının sağlıksız seviyelerde olmasının sebeplerinden biri.

“Çünkü öncelikle karşılarında hoşlandıkları kadını görmüyorlar. Zaten onun hakkında ne biliyorlar ki? Kadını bir kişi olarak görmüyorlar … Gördükleri, ideallerindeki kadının tezahüratı.

Ancak kadınla iletişime geçtikten sonra karşılarındaki kadın ile kafalarındaki ideal kadın arasındaki ayrımı kavramaya başlıyorlar. Bu da fedakarlık gerektiren bir iş. Fedakarlık şu : hiçbir zaman ideal bir kadın bulamazsınız.

Yani gerçek bir kadınla ilişki yaşamak için kafanızdaki ideal kadını feda etmeniz lazım.

Etten kemikten kadını görmen lazım ve onu kafandaki ideal kadından ayırman gerekli.”

Jordan Peterson

Jordan Peterson burada açık açık söylemese de, Carl Jung’un anima yansıtmasından bahsediyor. Erkeğin içindeki ideal kadın arketipini (anima) karşısındaki kadına yansıtması. Bana göre birçok erkeğin masalsı derecede güvene ihtiyaç duymasının nedeni, bu anima yansıtması.

Jung’a göre başlangıçta anima kişinin annesinden ayırt edilemez zira erkek çocuk, annesiyle çok sıkı bir bağlantı içinde olmadan fonksiyonel olamaz. (Havva aşaması) İkinci aşama ise, anima kollektif ve ideal cinsel imgedir. Truvalı Helen. Erkeklerde bu geçişin başarılamamasının nasıl bir problem yarattığına aşk hiyerarşisi yazısında değinmiştik.

Bir erkeğin hayatının ilk yarısındaki psikolojik önceliği, anneye olan anima hayranlığından kendisini kurtarmasıdır. 

Birlikte olduğunuz partnerinizin bir peri / melek / prenses (anima) değil bir insan kadını olduğunu kabul etmeniz, bu tür bir aşırı güven ihtiyacını olması gereken boyutlara çekecektir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Vaka Çalışması – Çerçeveyi korumak onu kaybetmeme neden oldu

Sizden öğrendiğim şeyler sayesinde harika bir kadınla tanıştım. İstediğim her şeye sahipti ve onu çok ama çok sevdim.

“Onu çok ama çok sevdim” ne demek biliyor musunuz? Ben onu, onun beni sevdiğinden çok daha fazla sevdim demek! Dakika bir, (kendi kalene) gol bir.

Ama 6 aylık ilişkinin sonunda ayrıldık. Ayrılık nedenimiz şu: Birgün bana Instagram fotoğraflarıma yorum bırakan kadınların kim olduğunu sordu. Ben mimari fotoğrafçıyım ve hesabımda benim ve yüzümün tek bir fotoğrafı bile yok. Hesabımdaki fotoğrafların %100’ü profesyonel mimari fotoğraflar. Ona bunların geçmişte tanıştığım arkadaşlarım olduğunu söyledim ve hiçbirinin geçmişte bir flört ya da eski kız arkadaş olmadığını da belirttim. Gerçekten de hepsi ya arkadaş ya da iş arkadaşı. Hesabıma erkek iş arkadaşlarım ve arkadaşlarım da geliyorlar tabii ki.

Bana bu kadınları sessize almamı ve onların fotoğraflarına kesinlikle beğeni bırakmamamı söyledi. Bunların kendisini kötü hissettirdiğini söyledi.

Mimari fotoğraflar yüzünden güveni sarsılıyorsa kızın kendine güven problemi var. Hesabında etkileşime giren tüm kadınları sessize almanı beklemesi mantıklı değil.

Ona bu kadınların fotoğraflarına kesinlikle flört amaçlı beğeni atmadığımı, sadece destek amaçlı beğeni attığımı anlattım.

Bu kızın geçmişinde bu şekilde bir aldatma olabilir, bilemem. Ama yine de bu büyük bir sorun değil ve kolayca halledebilmen lazımdı.

Bu sorun birçok konuşmayı getirdi ve bir türlü ikna olmadı. Sonunda işi “ya o kadınları sessize alırsın ya da bu ilişki biter” noktasına getirdi. Sosyal medyanın umrumda olmadığını ama bu insanların benim arkadaşlarım olduğunu söyledim. Bu insanları sessize almak benim prensiplerime aykırı dedim. Kadın olmaları umrumda değil.

Sonunda ayrıldık.

Bu kadın seni çok seviyor falan değil. Bu belli. Temelleri anlamak yerine benim yazdıklarımdan sadece bir kızın donunun içine girebileceğin kadarını almışsın sanki.

Kadın senden ayrılmaya bahane olsun diye kavga çıkarıyor gibi. Zira şu ana kadar gördüğüm, kadının seni, senin onu sevdiğin kadar sevdiğine dair bir ipucu yok. Başta söylediğini hatırla:

Onu çok ama çok sevdim.

Sen onu çok ama çok sevdin ama o seni o kadar sevdi mi sence? Hayır. Zira onu çok ama çok sevdim, onu beni sevdiğinden çok ama çok daha fazla sevdim demek.

Prensiplerimden ödün vermediğim için onu kaybettim ve bu canımı sıktı. 1.5 ay ayrı kaldık ve bu hafta ona ulaştım. Bana daha yeni bir erkekle ilişkiye başladığını ve bu çocukla ilişki denemek istediğini söyledi.

😀 Ayrılık kızı gerçekten yıkmışa, uykusuz geceler geçirmesine neden olmuşa benziyor 🙂  Bu kızla 6 aydır beraberdiniz ve 1.5 ay geçmeden başkasıyla beraber. Bunu söylediğim için kusura bakma ama hislerim bana bu kızın zaten bu çocuğu sıraya koyduğunu söylüyor. Belki de ikiniz beraberken onunla konuşmaya başlamıştı.

Şimdi kız adamın instagramda başka kadınların fotoğraflarını beğenmesine kızıyor. Bunlar bikini fotoğrafları mı, bundan bahsedilmemiş. Ama kız kıskançlık yapıyor, adamın bu kadınlarla geçmiş bir ilişkisi olmamasına rağmen.

Kadın neden bu kadar kıskanç olabilir? Direkt yansıtmaya benziyor. Kendi zayıflığını elemana yansıtmış zira derinlerde bir yerde o kadar sadık değil. Bunu söyleme nedenim 6 aylık ilişkiden en fazla 6 hafta sonra (belki daha önce buldu ama henüz diyor) başka biriyle olması.

Kız bu adamı muhtemelen siz ilişkideyken sıraya koymuş ve bu instagram olayını bahane olarak kullanıyor. Kadınlar bunu yapabilirler. Bir erkekten ayrılmak istediklerinde bir kavga çıkarıp küçük bir şeyi büyük bir probleme çevirebilirler. Eski kız arkadaşının sana sadık kalmadığını varsayabilirsin. Onu çok ama çok sevdim diyorsun ve bu da seni olanlara tamamen kör yapmış. Onun seni, senin onu sevdiğin kadar sevmediği belli. Sen muhtemelen ilişki boyunca onun peşinde koşup durdun. 6 aylık ilişkiyi birden bitirmesi ve birkaç hafta sonra başkasıyla olması sana ne diyor? Senin eski sevgilinin sana ilgisi o kadar da yüksek değilmiş diyor.

Yazdıklarım rahatsız edici olabilir ama benden fikir belirtmemi istedin ben de eğip bükmeden gördüklerimi anlatıyorum. Benim işim kıçınıza gökkuşağı üflemek değil. Benim işi sizi sarsarak ve gerekirse tokat atarak kendinize getirmek.

Gerçek şu ki sen bu kızı premses yapıp tahta oturtmuşsun ve kız orada olmayı da hak etmiyor. Sonradan olanlara bakarsak kızın seni suçlamaları, kendisi aldatma eğiliminde olan ya da aldatan yalancının yansıtmaları gibi. Kız muhtemelen bu çocuğa yöneldi, belki senin daldan atlamadan onun dalı tuttu ve sonra bir bahaneyle senden ayrıldı. Ama kız tabii bunu itiraf etmeyecektir.

Kendisine güvenen ve kendisi ile barışık biri partnerinin sosyal medyasındaki karşı cins ile etkileşimini gözlemlemekle yetinir ve onun bu fırsatı aldatma için kullanıp kullanmadığına bakar. Yani karşısındakine kendi kendisini topuğundan vurmaya niyeti varsa o silahı verir. Zira bu tür şeyleri paranoyakça engellemeye çalışıp ileriye ötelemektense başından görmeyi ve bitirmeyi tercih ederler.

Durduk yere bu tür kıskançlıklar yapan kadının kendisinin bir halt yemekte ya da yemeye niyet etmekte olduğundan şüphelenmelisiniz.

Kız senden ihanet imasıyla ayrılmış, birkaç hafta sonra başkasının kucağında ve bu arada da tabii haftalarca sana ulaşmıyor. Üzülmüşe de benzemiyor. Umrunda değil ve muhtemelen hiçbir zaman da o kadar umrunda olmadı.

Bu yazdıklarım senin için şok edici olabilir ama ben kadının davranışlarına bakıyorum ve onların anlamını sana söylüyorum.

Başkasıyla olduğunu duyunca ona iyi şanslar diledim ve o iş olmazsa beni aramasını söyledim. Arkamı dönüp gitmeye ve o bana ulaşmadan asla ardıma bakmamaya karar verdim. Ama onu hala istiyorum.

Birader ona asla ulaşmamalıydın. Çünkü en iyi pazarlık pozisyonu blöf yapmadan gerçekten arkanı dönüp gitmektir. Dik durmuş ve instagram isteklerine hayır demişsin ama bir buçuk ay sonra kızı aramışsın. Ayrıldıktan sonra no contact yapmalıydın ve no contact demek no contact demektir. Birkaç hafta ulaşmayım sonra artık ulaşabilirim demek değildir.

Kız sana iyilik yapmış ve sen kafanı kuma gömmene rağmen kendisi gibi sadakatsiz birini kız arkadaşın mertebesinden elemiş. Bu tür kadınlar genellikle ilgileri düşük iken başkasını sıraya koyarlar ve bir de karşılarındakini sadakatsizlik ile suçlarlar.

Fol yok yumurta yokken seni sadakatsizlik ile suçlayan hatuna yerini bildirmeliydin: “Beni sadakatsiz olduğumu ima etmen hiç hoşuma gitmedi.” demeli ve topu onun suratına atmalıydın.  “Beni böyle basit bir şey yüzünden sadakatsizlikle suçluyorsan bence kendi içindekini bana yansıtıyorsun ve ben senin güvenilir biri olmayabileceğini düşünüyorum.”

“Onu yeniden istesem de  no contact (iletişimi kes) tekniğine sadık kalacağım.”

No contact bir teknik değil. No contact kalıcı bir pazarlık pozisyonudur.

Ama olayların böyle gelişmesi çok canımı sıkıyor.

Uçurumun kenarından dönmüşsün bence iyi hissetmen lazım. Daha fazla birlikte kalıp aldatıldığını da öğrenebilirdin. Bu kadın iyi bir ilişki materyali  olsaydı ve seni gerçekten sevseydi 6 aylık ilişkiden 6 hafta sonra başkasının kollarında olmazdı. Bu adamın siz beraberken ortaya çıkıp kızın hedefine girmiş olması çok büyük ihtimal. Düşünsene. Ayrılıyorsunuz, problem de  çok büyük bir sorun değil. İşleri düzeltmeye çalışmıyor ve “kendine iyi bak ben de gideyim başkasının kollarına varayım” diyor.

Onu çok ama çok sevdin yani tüm gücü ona verdin. Bu nedenle de zaten ayrılmanız onu zerre etkilemedi ve kız hızlıca hayatına devam etti. Bunu yaparken de seni manipüle etti ve instagram bahanesi ile bir de seni suçlu çıkardı ve senin kendini kötü hissetmene neden oldu.

Bu kız muhtemelen yalancı ve sadakatsiz. Kurtulmuşsun. Kendi betalığın sayesinde olsa da kurtulmuşsun. Şimdi canın çok yanıyor eminim ama bu uzun vadede iyi bir şey. Senin için de güzel bir ders.

NOT: Corey Wayne’in videosundan özetleyerek çevirdim. Kendi danışmanlık konuşmalarımda çok karşılaştığım bir olay bu. Oradaki şeyleri burada paylaşmıyorum ama Corey Wayne’in bu videosunu görünce çevireyim dedim zira yaygın bir durum. “Abi burada öğrendiklerim yüzünden çok “iyi” bir kızı kaybettim” diye başlıyor ve biraz konuşunca anlıyorsunuz ki kaybettiği yok, iyi kız yok, o yok bu yok. Kırmızı hapı hanzoluk sanıp aptallıkla ilişkisine zarar veren adamlar olduğunu inkar etmiyorum ama çoğunun durumu böyle değil. Kırmızı hapı bir kızı “elde etmek” için teknikler olarak okuyan ve hedefi hala ne olursa olsun kiminle olursa olsun ilişki sahibi olmak şeklindeki adamların başına çok gelen bir şey.