No contact kuralı tavsiyesi – Acil durumlarda aranacak kişi atanması

Terk edilerek ayrılık durumunda, eski sevgilinize no contact kuralı uygulamanız gerektiğini birçok yazıda dile getirdik. No contact sürecinin zor bir süreç olduğunu biliyoruz ama doğru olan hangi yol kolay ki?

İletişimi kes süreci, eğer eski sevgilinizin geri dönmesini istiyorsanız, ayrılık acısını henüz atlatamadıysanız yani özellikle ilk haftalarında ve aylarında, obsesif kompulsif bozukluğa benziyor.  Eski sevgili zihni takıntılı bir şekilde dolduruyor ve bunun sonucunda kişi kaygı ile doluyor. Sonra bu kaygıyı rahatlatmak için, takıntılı düşüncenin kendisini ittiği şeyi yapıyor ve eski sevgiliye ulaşıyor. Sorun şu ki, bu gerçekten de rahatlatıcı bir şey ama kısa süreli bir rahatlama. Sonrasında büyük oranda hüsrana uğradığı gibi, takıntılı düşünceleri artarak daha kaygılı bir hale geliyor.

Bu eski sevgili ile ilgili takıntılı düşünceler – artan kaygı – eski sevgiliye ulaşarak rahatlama – takıntılı düşüncelerin daha da artması süreci, birçok insana dalgalar halinde geliyor. Bu dalganın tepesinde eğer harekete geçmezlerse, takıntılı düşünce azalıyor ve üç beş dalgadan sonra artık problem olmaktan çıkmaya başlıyor. Fakat bu dalgalara karşı koymak zor. İnsan özellikle kendi başınaysa bunlara karşı koyamayabiliyor.

Benim bu konudaki tavsiyelerimden birisi, güvendiğiniz ve eski sevgilinizle ortak olmayan bir arkadaşınızı ya da akrabanızı, acil durumlarda aranacak biri olarak atamanız. Burada acil durum, eski sevgilinize şiddetli ulaşma arzusunun gelmesi. Bu kişiyle daha önceden sakin kafa ile konuşun ve eski sevgili acil durumunda aramak üzere seni seçtim Pikaçu diye anlatın. Ona, kendisini arayıp da acil durum birader (bu kişi kadın da olabilir ama erkek olması daha iyi) gel beni al, salla, tokatla kendine getir diyeceğinizi söyleyin. Ayrıca ona, “ben ne dersem diyeyim, sen ne düşünürsen düşün, seni aradığımda, beni eski sevgiliye ulaşma kararından vazgeçireceksin tamam mı?” deyin. Filmlerde olur ya, filmin kahramanı insanlara “ben geleceğim ve size şunu şunu diyeceğim ama inanmayın, beni yakalayıp etkisiz hale getirin” der. Aynen öyle. Fight Club filminde anlatıcı Tyler Durden’ı bulmaya çalışırken karakolda polisler ona bunu yapıyordu hatırlarsanız. “Daha önce geldiniz size ne dersem deyim beni etkisiz hale getirin dediniz” diyorlardı. Öyle işte. Bu kısım önemli zira eğer bunu söylemezseniz, eski sevgili acil durum elemanı, gün geldiğinde sizinle gaza gelip, hatta sizi gaza getirip “hacı ara be ne olacak?” durumuna gelebiliyor. Yangını söndüreceğine, yangını körükleyebiliyor.

Bu konuda bir anımı anlatayım. Bu aynı zamanda ayrılık sürecinde, insan beyninin nasıl aptalca oyunlar oynayabileceğine de bir örnek.

Kız arkadaşım, benim evlenmeye niyetim olmadığı için ilişkiyi bitirdi. İnsanlara no contact tavsiyesi veriyorum ama sürecin özellikle başlarda ne kadar zor olduğunu unutmuşum, bu olay bana zorluğu hatırlattı 🙂 Neyse, zor mor ama, kendi tavsiyemi eksiksiz uyguluyorum. Ayrıldıktan kısa bir süre sonra 14 Şubat sevgililer günü geldi. Ben şimdi kızın whatsapp hikayelerine de bakmıyorum ama o küçük yuvarlak fotoğraf var ya, onu görüyorum. Tabii küçük fotodan, asıl fotoğrafın ne olduğunu anlamak çok zor.

14 Şubat hikayesinde böyle iki tane kırmızı, dikdörtgen şeklinde şey, beyaz bir zemin üstünde. Benim yaratıcılıkta sınır tanımayan beynim, bunun bir otelde, sevgililer günü için dekore edilmiş yatak olduğu sonucuna vardı! Kırmızı dikdörtgenler, kırmızı havlular, beyaz zemin de yatak 😀 Kızın böyle bir şey olsa bile paylaşmayacağı gerçeği tabii ki bu “hayal gücünün” içinde boğuldu gitti. Tabii bir kötü oldum, kıza ulaşıp “tamam ayrılmakta haklısın da bu ne lan?” deme isteği geldi geçmiyor, artarak geliyor. Sonunda dayanamadım ve eski sevgili konusunda aranacak acil durum elemanı olarak atadığım Hank Moody’yi aradım. Durumu anlattım dedim beni tut (Hank Türkiye’de değil o nedenle sanal olarak tutması lazım) .

Hank : “Yuh lan Mahmut Abi. Millete tavsiye veriyorsun senin yaptığına bak!”

Mahmut : “Abi işte verdiğim tavsiyeyi uyguluyorum.”

Hank : “Yahu ben sen sallamazsın diyordum.”

Mahmut : “Ben duygusuz psikopat mıyım len nasıl sallamayacağım? Ama ölene kadar no contact, onda inadım inat.”

Neyse bu arama dalgası geçti. Ben de kızın yeni sevgili bulup 14 Şubat’ta böyle bir hikaye atmış olabileceği gerçeğini (!) sindirdim. Şimdi olayın komik tarafı şu. Biz kızın araması ve benim buluşma teklifim ile görüştük, yeniden bir araya geldik. O ara tabii Instagramlardan da karşılıklı ekleştik ve ben kızın Instagramına baktım. 14 Şubat’ta, whatsapp’ta gördüğüm ufak temsili fotonun aslını gördüm. 14 Şubat’ta şirketi kıza iki kırmızı zarf vermiş (aslında tüm çalışanlara vermiş). Birinci fotoda bu iki zarf kızın masasında duruyor. Evet benim 14 Şubat, otelde kırmızı havlu diye kurguladığım foto 😀 İkinci fotoda da bunlar açılmış, birinde şirketin kutlama notu var, ikincisinde bir küçük alışveriş kredisi.

Birinci ders, eski sevgilinizi stalklamamanız. Tamam, şimdi ben stalklamıyordum ve şansızlığıma geldi ama stalklarsanız böyle bir duruma çok düşersiniz. Gördüğünüz şeylerden, saçma sapan ve genellikle negatif hikayeler yazıp kendinizi kaygıya boğarsınız.

İkinci ders, o yoğun arama dalgası geldiğinde Hank’i aramasam belki kızı da aramayacak iradeyi gösterirdim. Ama bunu test etmenizi tavsiye etmem. Siz bu elemanı atayın ve şiddetli kaygı durumunda kendisini arayın. Mümkünse sizi gelip alsın ve dışarı çıkarsın.

Üçüncü ders de, yoğun kaygı dalgasını atlattığınızda, atlattığınız kaygı dalgası ne kadar şiddetliyse, takıntılı düşüncelere vurduğu darbe o kadar güçlü oluyor. Maalesef bu iş bir dalgada bitmiyor yani birden bir kaygı dalgası atlattıysanız, bir iki kaygı dalgası daha gelecek, buna hazır olun. Ama öyle onlarca dalga atlatmıyorsunuz ve sonrakiler genelde (benim burada anlattığım bir tetikleyici olmadığı sürece) azalan şiddette geliyorlar. Fakat şunu tekrar tekrar söylemek istiyorum: Kaygı dalgalarını iletişimi kes kuralına sadık kalmadan geçirirseniz, geçici rahatlamanın çekiciliğine kapılırsanız, takıntılı düşünceleriniz, kaygı dalgasının gücü oranında şiddetleniyor.

Bitirmeden bir tavsiye daha vermek istiyorum. Aslında bu konuda bir yazı yazıyorum. Uzun süredir konuştuğum kadın ya da erkek danışanlarda gördüğüm bir kalıp var: Terk edilen kişinin, terk edildiği zaman terk eden hariç ne kadar çok sosyal bağlantısı ve uğraşı varsa, terk edilen kişi (1) terk edeni o kadar az ve kısa süre takıntılı bir şekilde istiyor, (2) kaygı dalgalarına o kadar kolay karşı koyuyor, (3) terk eden o kadar çok oranda geri dönüyor ve (4) terk eden hızlı bir şekilde dönmese bile terk edilen o kadar hızlı bir şekilde yeni birini buluyor. Takıntılı bir şekilde arayan, eski sevgiliye ulaşmama veya onu stalklamama konusunda kendini tutamayan, süreci çok daha uzun ve acılı yaşayanların ortak özelliği (genellikle), terk eden kişi ile ortak sosyalleşmesi hariç fazla sosyal hayatı olmaması. Bu ya ilişki esnasında sosyal hayattan aşamalı olarak kopması ile oluyor, ya da zaten öyle bir sosyal hayatı yok. Böyle biri terk edildiğinde sadece ilişkiden değil, sosyal bağlarından da oluyor ve süreci çok kötü geçiriyor.

Bu nedenle önce sosyal hayatınızı geliştirin tavsiyemi tekrar etmek istiyorum. Ve bu sosyal hayatı ilişkide bırakmayın. İş – (spor salonu) – ev yaşayanlar, bizim site gibi sitelerde maskülenite ve oyun öğrenmesine rağmen tek yaptıkları kişisel gelişim robotuna dönmek olanlar, kadın erkek ilişkilerinde başarısız olmaya devam ediyorlar. Aynı şekilde “adam mavi haplı ama kızlarla daha başarılı” diye gösterilen örneklerin çoğuna baktığımda (özel konuşmalarda instagramlarına yönlendirildiğimde mesela) o adamın bana danışandan çok daha sosyal olduğunu görüyorum. Her zaman değil tabii bazen anlaması zor ama çoğu zaman durum bu

Kadınlar neden telefon numaralarını verirler ama sonra reddederler?

Abi her zaman gittiğim bir kafe var ve burada çalışan güzel bir kızla muhabbet kurdum. Birgün numarasını istedim ve numarasını verince ayak üstü buluşma ayarladım. Fakat buluşmadan birgün önce bana mesaj attı ve hasta olduğunu söyleyerek buluşmayı iptal etti. Ben de geçmiş olsun dileklerimden sonra iyi hissettiğinde beni arayabileceğini söyleyen bir mesaj attım. Bu mesaja cevap vermedi.

Buluşmayı son anda iptal etmiş, alternatif bir gün söylememiş ya da en azından iyileşince buluşalım dememiş ve senin yazdığın mesaja cevap bile vermemiş. Bunlar sana karşı ilgisinin az olduğunun göstergeleri.

Telefonunu verdi, buluşmaya evet dedi ve şimdi neden ilgisi yokmuş gibi davranıyor? Ego tatmini mi yaptı?

Yeni tanıştığınız ve buluşmak istediğiniz bir kadın, sizin telefonunuza dönmek ya da buluşmak gibi bir niyeti olmasa da size telefon numarasını (ya da Instagramını) verebilir. Sizinle buluşma niyeti olmayan bir kadın, özellikle yüzyüze teklif ettiğinizde, sizin buluşma isteğinize evet diyebilir.

Neden?

Çünkü mesajlarınızı görmezden gelmek ya da buluşmaya bir bahane ile gelmemek, yüzyüze hayır dediğinde olabilecek sıkıntılardan çok daha kolaydır. Zira kadın karşısındakini tanımadığı için, yüzyüze hayır dediğinde adamın nasıl tepki vereceğini bilemez. Çoğunuz bunu gayet olgun karşılıyor olsanız da, reddedilmeyi hazmedemeyen veya hayır cevabından anlamayan erkekler var ve kadınlar bu tip arızalarla tahmin edebileceğinizden çok daha sık karşılaşıyorlar.

Kadınların fiziksel olarak daha güçsüz olduğunu da düşünürseniz, bir kadın için bir erkeğe yüzyüze hayır demek yerine telefon arkasından reddetmesi daha kolay ve güvenli. Yüzyüze telefon vererek ya da buluşma teklifini kabul ederek sahte bir umut vermesi ve sonra reddetmesi daha kolay ve güvenli. Bu nedenle, başınıza böyle bir şey gelirse, kişisel algılamayın. Kadınlara yürümeyi bilmeyen, hayırdan anlamayan, hayır cevabı duyunca korkutucu davranışlar sergileyen aptallar yüzünden durum bu. Bu adamlar reddedildiklerinde oldukça sıkıntılı durumlar yaratıyorlar ve bir kadın bir iki kere bu duruma düşerse, yüzyüze reddetmekten çekinmeye başlıyor.

“Telefonunu verdi sonra mesajıma cevap vermedi”, “buluşma ayarladık, bir gün kala ekti” gibi durumları yaşadığınızda, bunun nedeni genelde budur, karşınızdaki kadının sizinle oynaması, zalımlığı veya ego tatmini değil.

Bir dahaki sefere kafeye yeniden gittiğimde o da orada çalışıyordu. Yine muhabbet ettik ve beni ekmesinin konusunu açmadım.

Güzel. Bu konuyu açmaman lazım.

Hesabı öderken bu konuyu açtım ve iş çıkışında buluşmayı teklif ettim.

Hayır! Kız seni son anda ekmiş. Tamam bahanesi var ama son mesajına cevap bile vermediği için sana ilgisinin az olduğu belli. Sen ise bu şekilde mesajına cevap vermeyen kızın peşinde koşuyorsun. Sen bu kızdan gerçekten hoşlanıyorsun ve sana yaptığı şeyi ve anlamını görmezden geliyorsun.

Eğer alternatifleri olan, tercih edilen bir erkek olsan, bu kıza kendisi isteyene kadar bir şans daha vermek için peşinden koşmazdın. Alternatiflerin olmayabilir, tercih edilen bir erkek olmayabilirsin ama bunu bariz bir şekilde sinyallemek seni daha alternatifsiz ve tercih edilmeyen bir erkek yapacak.

Teklifimi reddetti ama benden ertesi gün mesaj atmamı istedi. Ertesi gün konuşup bir şeyler ayarlayabiliriz dedi.

Ona akşam mesaj attım ve …

Birgün bile bekleyemedin değil mi? Bu muhtaçlık sergisi senin aleyhine. Ben ona göre mi ayarlayacağım diyorsan 2-3 gün sonra mesaj atarsın, onun istediği gibi ertesi gün değil. Ama böyle birgün bile bekleyememen çok zayıf hareket.

bir mekanda buluşma teklif ettim. Bu mesajıma cevap bile vermedi.

Ne bekliyordun ki? Bu aşamada kızın seni yüzyüze reddedemeyip bir açık kapı bırakıyor gibi yaparak orada herhangi bir sıkıntılı duruma düşmekten kaçtığı bariz.

Sen ise kendini kıza zorla kabul ettirmeye çalışıyorsun. Yani resmen kızı markaja alıp beni al beni al diye ısrar ediyorsun. Kız  o akşam seninle buluşmayı reddetmiş. Sen ne yapıyorsun? O akşam yine o akşam için buluşma teklif ediyorsun!

Filmlerdeki karakterler gibi, hayırdan anlamadan sürekli ısrar ediyorsun. Filmlerde böyle davranan adamlar kızı “kazanıyorlar”. Gerçekte ise senin gibi hayırdan anlamayan zavallıya dönüşüp sonunda yüzüne tükürülene kadar ısrar ediyorsun.

Bundan sonra onu rahat bıraktım. Bir daha hiç ulaşmadım ya da yüzyüze teklifte bulunmadım. Kafedeyken yine normal davrandım ama bu konuyu açmadım.

Sonunda. Çoğu erkek gibi kaba bir red cevabı alana kadar zorlamadın. Gerçi bu kız kafede çalıştığı için, müşteriye gerekse bile kabalaşamaz ama zorlasan oraya giderdin ya da belki kafeye seni şikayet ederdi.

Geçen hafta bana birden bir hafta tatile gideceğini söyledi ve geri döndüğünde buluşmayı teklif etti. İlginci, bunu söylediği gün benim masama bile bakmıyordu.

Reddedilince kendini geri çekip nextlemenin faydaları. Burada “harika, sende numaram var, geri döndüğünde bana haber ver görüşelim” gibi bir şeydir.

Ona gitmeden önce takılmayı teklif ettim.

WTF man ?!? Bir iki haftadır biriktirdiğin tüm karizmayı saniyesinde yerle bir ettin!

Bana meşgul olduğunu ama eğer boş zamanı olursa mesaj atacağını söyledi.

Ne şimdi mesaj atacak, muhtemelen ne de geri döndüğünde! Kendini muhtaç bir abazan gibi kıza zorla kakalamaya çalışıyorsun! Öyle davranmıyordun ama hafif elini verince kızın kolunu kaptın, tersine doğru büktün “beni hayatına al lan, çok yalnızım” diye bağırıyorsun.

Sence bana ilgisi var mı? Kafam çok karıştı.

İnsan kendi duygu ve arzularına gömülünce, gözünün önündeki gerçeklikten bile kopuyor. Kızın sana ilgisi yoktu. Sen sonunda reddedilmeyi 99% gibi ısrara devam ederek ya da trip atarak değil, erkek gibi kendini geri çekip, trip atmadan kızı nextleyerek karşıladığın için muhtemelen bir ilgi geliştirdi. Ama sen bu ilgiyi gelişemeden, tek hamlen ile baltaladın.

2 kere reddetti ama daha sonra kendisi buluşmak istedi. Tatilden döndüğünde buluşacağız.

Hiç sanmam.

Sen ne düşünüyorsun? Ne yapmalıyım?

Kafanı kendi arzu aleminden kaldır. Bu kıza yaptığın en son teklif hataydı ama eğer sana ulaşırsa buluşun. Ulaşmazsa kıza ulaşma. Geri döndüğünde sana ulaşmazsa kıza ulaşma ve kızı nextle.

Erkekler için ilişkiler kitap setine de bakmayı unutmayın.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da Youtube kanalımızdan (aşağıda) dinleyebilirsiniz.

İlk buluşmada sorun yok ama sonra ikinci buluşma olmuyor (Vaka Çalışması)

Abi bir kızla çıkmaza girdim, umarım bana yardımcı olabilirsin. Önce hikayeyi anlatayım. Bu kızla Tinder‘da tanıştık ve bir süre orada mesajlaştıktan sonra telefonunu aldım. Telefonda da bir süre mesajlaştıktan sonra ilk buluşma teklifimi kabul etti. İşlerimiz çok uzak değildi, öğle yemeğinde buluştuk.

Şimdi bu ciddi bir hata. Beraber olmak istediğin bir kadını öğle yemeğine götürme. Bu fazla arkadaşça bir yaklaşım. Beraber olmak istediğin kızla akşam buluşmak istersin. Eğer kız akşam çok erken eve dönmesi gereken biriyse belki ama bu durum haricinde senin hedefin akşam buluşmak ve bir şeyler içmek olmalı. İçki içmiyorsanız limonata için, çay için ama akşam için.

Bunun birkaç sebebi var. Birincisi dediğim gibi gündüz buluşmak daha arkadaşça, akşam buluşmak daha fazla gece sporu çağrıştıran, romantik havası olan bir buluşma. İkincisi tabii ki öğle buluştunuz mu işinize dönmek zorundasınız ama akşam buluştunuz mu, sonra çok iyi vakit geçirirseniz hızlıca başbaşa kalabileceğiniz bir yere geçebilirsiniz.  Üçüncüsü, birçok erkeğin gündüz buluşma sebebi, kızı önce arkadaşça bir şekilde çağırmak ve böylece “korkutmamak”, daha sonra da “kraliçenin” gönlü olursa akşama çağırmak.  Bu bir miktar karşındakini memnun etmeye odaklanma ile alakalı ve iyi bir zihin yapısı değil.

Buluşma fena geçmedi. Hatta buluşmada bir sonraki buluşmada bir şeyler yapmayı kararlaştırdık ve kendisine haber vermemi ve ugun olursa katılacağını söyledi.

Burada da iki hata var. Birincisi, bir buluşmada, bir sonraki buluşmanın planını yapmayın. Birçok erkek bunu, kıza telefonda bir daha ulaşamazsan korkusu ile yapıyor ama yanlışlıkla fazla muhtaç sinyali veriyor. Ayrıca kızın buluşma sonrası acaba bir daha davet edecek mi düşüncesine girerek kendisine duygusal yatırım yapmasını engelliyor.

Ertesi gün ben kıza ulaşmadan o bana ulaştı ve bir önceki gün buluşmadan çok keyif aldığını yazdı.

Buluşmadan sonra buluşma gününde kıza ulaşmayarak doğru yapmışsın, kızın sana bu şekilde ulaşması da iyiye işaret. Ama bakalım ne oldu da bu ilgi azaldı. Bir kadının ilgisi artar ve azalır, ilk başta çok istekli diye sonrasında çok istekli olacak diye bir kural yok. Tabii tam tersi de geçerli. Bu değişim de genellikle ya erkeğin davranışlarına bağlıdır ya da üçüncü şahıslara.

Bu mesajlaşmada akşam yemeği ayarladık.

İşi hala hafif tutup içmeye gitmeniz daha doğru olurdu.

Fakat daha sonra hasta olduğu için bu planı iptal ettik. Sanırım buradan itibaren hata yapmaya başladım.

Buraya kadar üç önemli ve gereksiz hata yaptın zaten.

Hasta olduğu için sabit bir buluşma ayarlamak istemedim ve sanırım bu süreçte çok fazla mesajlaştım.

Evet kızla sadece bir kere buluştun ve şimdi hasta. Nezaketen biraz mesajlaşabilirsin ama kız sevgilin değil. Sürekli mesajlaşmana gerek yok ve aslında böyle yapman sana da olabileceklere de zararlı. Özellikle de hergün mesajlaşma başlatmana gerek yok.

Burada muhtemelen başka kızlarla konuşmadığın ve bu kızla da buluşamadığın için kaygıya kapıldın ve kızı mesajla sıcak tutman gerektiğini düşündün. Kadınlar bu tür kaygı ve korku sinyallerini kapabilirler ve bilinçaltında senin kadınlarla başarısız olduğunu, kendisinden başka kimseyle görüşmediğini sezebilierler. Şimdi bilinç üstünde kadın bunu çok tatlı bulabilir ama bunun bilinçaltı mesajı, senin başka kadınlar tarafından tercih edilmediğindir ki bunun sonucunda da bilinçaltında bir “başkasının tercih etmediğini ben neden tercih edeyim” sorusu oluşur.

Bundan sonrasında genelde erkek kadına sürekli mesajla ulaşmaya başlar. Birçok durumda kadın bu mesajlara sıcak olabilir ama mesajlaşmayı kendisi başlatmaz ya da buluşmak için bir türlü vakit bulamaz.

Kız benden çok daha genç. Ben 32 yaşındayım, kız 24 yaşında ve o yaşta birçok kız gibi mesajlaşmayı seviyor. Sanırım kızı oneitis yaptım. Önceki ilişkim, ben ayrılmış olsam da, sancılı bitti ve bu kızla konuşmaya başlar başlamaz online uygulamadaki diğer kızları tamamen ihmal ettim. Daha da kötüsü, uygulama profilimi kapattım ve böylece başka eşleşmeler de olmadı.

Oysa bu kızla konuşmadığın zamanlarda, başkaları ile konuşabilirdin. Bu da seni oyun konusunda geliştirirdi. Birçoğunuzun hemen yakalayacağı gibi ilk büyük hatası bu. Başka kızlarla konuşup pratik yapmayı bırakmak ve pek de ilgili görünmeyen ama yine de biraz ilgili bir kıza odaklanmak. Bu arkadaş sadece bu kıza odaklanmış ve bu kız o kız diyerek onun peşinde koşmaya başlamış. Çoğu erkeğin kadın erkek ilişkilerinde daha en başta rastladığı bu tuzağa düşmüş : Bu biricik kızın peşinde , sonunda pes edip bana evet diyene kadar zombi gibi koşmalıyım. Haftalarını bazen de aylarını çöpe atmak ve sonunda mavi toplarla başbaşa kalıp hüsrana uğramak için iyi bir formül.

Sen kendini cinsel pazardan çekerek, sadece bir kere buluştuğun bir kız için diğer tüm alternatiflerini çöpe attın. Sadece bu kızla görüştüğün için bu kıza fazla duygusal yatırım yaptın.  Aslında tek bir kızla görüşüyor olsan bile fazla duygusal yatırım yapmaktan uzak durabilirdin ama senin tek kıza odaklanmana neden olan zihin yapının bunu başarması çok zor.

Sanırım hala geçmişten gelen kendine güven problemlerim var. İşin kötüsü güzel kadınlarla tanışma ve ilk buluşma konusunda hiçbir problemim yok ama buluşmadan sonra işleri ilerletmede büyük sorun yaşıyorum. 

Evet muhtemelen ikinci buluşma olmuyor zira ilk buluşmada ve/veya sonrasında muhtaç ya da arkadaşça davranıyorsun.

İkinci buluşmayı iptal ettikten bir  süre sonra bir daha buluşma teklif ettim ama hala hasta olduğunu söyledi. Ben de “daha iyi hissettiğinde görüşmek isterim, kendine iyi bak” dedim.

Dikkat edersen sonra buluşuruz gibi bir şey söylememiş. Bu aşamada hastalığı bahane ediyor diye düşünebilirsin. Burada “tamam daha iyi hissettiğinde bana haber ver” deyip mesaj atmayı kesmen çok daha iyi olurdu. Bunu yaptıktan sonra da sana ulaşana kadar ona ulaşmamalısın. Zira bahanesi de olsa iki teklifin reddedildi. 2 teklifin reddedildiğinde görüşmek istediğinde beni ara anlamına gelen bir şey yazarak topu onun sahasına atar gidersin. Kendi hayatına dönersin ve kızı unutursun.

Burada birçok erkek, kız kendisini bir daha aramaz korkusu ile bunu yapamaz ve kıza ne kadar iyi bir çocuk olduğunu göstermek için kızın sağlığını yoklar durur. Burada motivasyonlarının bir daha aramaz korkusu değil de kızın sağlığına duyulan endişe olduğunu göstermeye çalışır ama bunu kendisi hariç kimse yemez.

“Teşekkür ederim, seninle yeniden görüşmeyi çok isterim” dedi. Ben de “önce iyileşmene bak, seni hasta hasta dışarı çıkarıp daha da hasta etmek istemem ama istersen sana nane limon yapabilirim :)”

Bu oldukça kibar ve tek başına problemi olmayan bir mesaj ama kız eğer hastalığı bahane ediyorsa seni komik duruma düşüreceğinden iyi bir mesaj değil.  Bu bağlamda buram buram kıza yaltaklanma, “ben piç değilim iyi bir çocuğum” derdi kokuyor maalesef.

“Ben de görüşmek ve seni daha yakından tanımak istiyorum.” Biliyorum, çok fazla ve aptalca.

Yani ağzının suyu akıyor gibi yazmışsın aptalca olduğu doğru.  Sadece bir kere buluştunuz, yavaş. Kız senin bu seviyede ilgini kazanacak bir şey yapmadı daha.

İki gün sonra bir daha mesaj atıp sağlığını kontrol ettim.

Evet peşinden koşuyorsun. Aslında kızın sağlığından çok seni unutacağından korkuyorsun. Dediğim gibi “bana haber ver” deyip nextlemen lazımdı. Kız seninle görüşmemek için bahane uyduruyorsa komik duruma düşüyorsun. Uydurmuyor gerçekten hastaysa da peşinden koşuyorsun. Kız yetişkin bir birey, kendi kendini idare edebilir.

Sen bunun yerine kızı bırakıp kendi hayatına dalsan, kızın sonra seni arayıp bir şeyler yapmak isteme ihtimali çok daha fazla. Trajikomik olan da bu zaten. Sen kız seni unutmasın, sen aramazsan aramaz ve buluşamazsınız korkusu ile kıza ulaşarak, kızın seni unutma ve aramama ihtimalini arttırıyorsun.

Sen kızı orada bıraksan, başka kızlara yönelsen, seni birkaç gün ya da hafta sonra ararsa çok daha iyi bir pozisyonda olacaksın. Kız senin yapışkan bir iyi çocuk olmadığını görecek, sen daha antrenmanlı olacaksın, oturduğun yerde duygusal yatırım yapmayı bıraktığın için daha güçlü olacaksın, vs.

Peki ya aramazsa? Aramayabilir ama muhtemelen sen ona ulaşıp dursan da aramazdı.

O gün işe gitmiş ama beni arayıp rahatsız etmek istememiş.

Seni aramaya gönlü yokmuş.

Tabii önce tam olarak iyileş dedim ve biraz hastalığından konuştuk. Ona birkaç ev yapımı ilaç tavsiye ettim. Sonraki birkaç gün ona ara ara ulaşıp sağlığını kontrol ettim. Biliyorum aptalca bir şey yaptım.

Aşırı anlayışlı davranıyorsun ve kızın doktoru rolüne girdin. Ona çok iyi davranırsam, ne kadar cici olduğumu gösterirsem beni sever modu.  Bu maalesef zayıf ve muhtaç bir şey.

Geçen Cuma attığım mesaja dönmedi.

Baktı yapıştın, nezaketen ima edilen “hayır istemiyorum” umrunda değil, sonunda seni görmezden gelmeye başladı. Bu aşamada mesaj atmayı tamamen kesmelisin. Hiçbir şey yapmamalısın. Bu kıza yeterince ulaştın. Aslında çok fazla ulaştın ve sırf bu bile kızı soğutmuş olabilir.

Tinder profilini aç ve başka kızlarla görüş.

Bu kızdan çok hoşlanmıştım …

Yavaş, sadece bir kez buluştun.

ama bu aşamadan sonra ona ulaşıp muhtaç görünmek istemiyorum.

Muhtaç göründün zaten. Ama ona ulaşman sadece muhtaç görünmene neden olsa iyi, aynı zamanda muhtaç olmana da neden oluyor. İçinde bir başlangıç muhtaçlığı olabilir ama muhtaç davranarak muhtaçlığı körüklüyorsun.

Kızı nextledim ve kendi hayatıma bakacağım.

Evet yapman gereken bu. Sana ulaşana kadar kızı unut. Kız sana ulaştığında da hemen buluşma teklif etme. Bunun sebebi, senin 2 buluşma teklifin zaten reddedildi. Buluşma konusunu o açacak ya da sana arka arkaya 2-3 kere ulaşacak. Bu olmadığı sürece buluşma teklif etme.

Erkekler için İlişkiler Setimize de bakabilirsiniz.

Sosyal hayatınızı geliştirin

“Muhtaç erkekler mutlu hissetmek için kendilerini tamamlamaya, kendilerini tamamlamak için de bir kadına ihtiyaç duyarlar. 
Bu erkekler olayı tersten anlamışlardır. Önce kendilerini tamamlamalı ve mutlu olmalılar, sonra da kadınlara yönelmeliler. 
Yaşa, gül ve sev.
Sıralamayı görüyor musunuz? Önce hayatını düzene sok ve kendini mutlu et. 
Sonra kadınlara yönel.”

 

Birçok erkeğin kadınlarla bir başarı elde etmek konusunda görüşmelerde ya da yorumlarda sorduğu sorulardan gördüğüm bariz bir gerçek var. Bu siteye ya da bu gibi sitelere kadınlarla başarısız oldukları için gelen erkeklerin büyük çoğunluğu, oyundan ya da kadınlar konusunda maskülen bir erkek zihniyeti elde etmeden önce ya da bunların paralelinde, sosyalleşme konusundaki problemlerini halletmeliler. Ve şunu da rahatça söyleyebilirim ki eğer sosyalleşme konusundaki problemlerini hallederlerse,  oyunu ve maskülen davranmayı geliştirmeden bile kadınlarla daha fazla başarılı olurlar. Sadece kendi eski hallerine göre değil, oyunu ve kadınlarla maskülen davranma konusunu ezbere bilen ama kadınlarla etkileşime girmeyen adamlardan da daha başarılı olurlar. Yalnız daha başarılı olurlar derken özellikle ilişkilerinde dikiş tutturma konusunda başarılı olurlar demiyorum yani oyunu öğrenmek, maskülen bir erkek olmayı öğrenmek ve uygulamak da önemli.

Şimdi sosyalleşin diye partilerden partilere akan, son modaya göre hareket eden bir hipster olun demiyorum. Genel olarak insanlarla sosyal bir şeyler yapın, iletişim yoğunluğunuzu arttırın ve belli bir ortak frekansı yakalayın diyorum.

Sorun şu ki çoğu genç erkek ve kadın, uzun süreli izolasyon nedeniyle, kendi kafalarına hapsolmuş bir şekilde yaşıyorlar. Günümüzde birçoğumuz uzun süreler boyunca yalnız çalışıyoruz ya da çok dar bir ofis ortamına hapsoluyoruz. Çalışırken çok yoruluyoruz ve sonra da direkt eve gidip internete ya da televizyona fişimizi takarak, %99’u hiçbir işimize yaramayacak enformasyonu, kaygılı zihnimizi bastırmak için damardan uyuşturucu niyetine alıyoruz. Bu bizi daha fazla izole ediyor ve bizi daha da fazla internete gömüyor ve bir sarmal içinde aşağı doğru yuvarlanıp gidiyoruz.

15 sene öncesine kadar böyle yaşamak insanı çok hızlı bir şekilde sıkar ve bunaltırdı. Bu yoğun sıkıntı da insanın resmen kıçına tekmeyi vurur ve evinden dışarı atardı. Günümüzde maalesef eve kapandığınızda yoğun bir sıkıntıdan mahrumsunuz. Gerçek dünyadaki hayatınız boktan, izole ve tamamen siyah beyaz olabilir. Ama bugün birkaç ekrandan sınırsız “zevk” akıyor. Porno, oyun, sosyal medya, youtube, vs. ile yıllarca sıkılmadan, dışarı çıkma zorunluluğunuzu uyuşturarak yaşayabilirsiniz.

Bir de parantez açayım. Benim sitem ve kanallarım da dahil, bu tür erkek kişisel gelişim sayfaları da eğer gereğinden fazla takılırsanız aynı şekilde uyuşturucuya dönüyor. Biliyorum, bu sizi çok rahatlatıyor ama en güzel şeyin bile fazlası zararlı.

Şimdi çoğu takipçim beni sürekli takip etmiyor. Olması gereken de bu. Ben 20’lerimde böyle sitelere bazen bir iki hafta, bir yerde hata yapıyorum neydi doğrusu der girer ve bir daha da aylarca uğramazdım. Pook’un Kitabında Pook bir yerde, “önce çok kaba hatları ile okuyun sonra sahaya çıkın ve yanın. Yandınız mı acaba bunun doğrusu nedir diye okuyun ama sonra sahaya çıkın” diyordu. Önce her şeyi öğrenmeye ve bir zihin yapısı kazanmaya aylar harcayıp sonra aktiviteye geçmeyin.  Önce aktivite, sonra okuma. Tersi değil.

Maalesef büyük bir grup takipçi sürekli böyle içerikleri okuyor ve izliyor. Bunu yapmanızı tavsiye etmem. Bakın sizin sürekli okumanız ve izlemeniz bana yarar, fazla etkileşim alırım, biraz daha fazla kazanırım belki ama buna rağmen böyle yapmayın diyeceğim arkadaşlar.  Siz rahatlamak, benim gibi içerik üreticilerine etkileşim sağlamak ya da teorik bilgiler deposu olmak için burada değilsiniz (tabii ki çok kötüyseniz ve okumak rahatlatıyorsa birkaç gün belki bir iki hafta gelin sığının ama abartmayın). Siz, gerçek hayatınızı daha iyi olmak için buradasınız. Eğer bir şeyler kapıp piyasaya döndükten sonra “Mahmut biliyoz bunları, bunlar artık çocuk oyuncağı, bize başka şeylerle gel” diyorsanız bu iyi bir şey.

Yalnız bir podcastte belirttiğim şekilde de yuvadan uçup sonra şöyle geri gelmeyin: Bir kız bulunca “Mahmut Emmi iyi diyon da bunlar genelleme, her kızda geçerli değil benim kız öyle değil bak salıyom bir şey olmuyor” diye uçup 3-4 ay sonra “Mahmut Ağabeeeeyyyy” diye gelmeyin 😀 Yani gelin Al Haplılar Dergahının kapısı açık da bu duruma düşmeyin.

Sizin dışarı çıkmak, sosyalleşmek için gerçekten çabalamanız lazım. Sadece sosyal fobinizi ve başlarda yaşayacağınız bocalamanın korkusunu yenmeniz yetmiyor. İzolasyonunuz içinde alıştığınız uyuşturuculardan da arınmanız gerekiyor.

Dışarı çıkmak, sosyalleşmek ve sadece sosyal bir ortamda işten güçten uzaklaşıp rahatlamak için çabalamanız lazım. Bunun için arkadaşlarınızla biraz daha fazla dışarı çıkın. Dışarı sadece kafeye, bara ve spor salonuna gitmek için çıkmayın. Etkinliklere gitmeye çıkın, birkaç hobi faaliyetine gitmeye çıkın. Hiçbirine gücünüz yetmiyorsa ya da gücünüz yetse bile ara ara yürümeye çıkın, caddelere çıkın.

Bu arada bana faaliyetler için parası olmadığını söyleyenler oluyor. Ben üniversitede parasızlıktan bazen haftalarca kampüsten çıkamazdım ama üniversitede ücretsiz yapabileceğim hemen her şeyi yapmaya gayret ederdim. Ya da yarı zamanlı çalışarak sosyalleşirdim. Bugün konuştuğum üniversiteliler, hadi kampüsü olmayan üniversitelerde okuyanları anlarım da, İTU, ODTÜ ya da Boğaziçi gibi üniversitelerdekiler bile tek bir kulüp faaliyeti içine girmiyorlar.

Hiçbir şey bulamayan ya da hiçbir şeye gücü yetmeyenlere söyleyeceğim ise en azından gönüllü kuruluşlara gidin bir şeyler yapın. Bu arada arkadaşlar, gönüllü çalışmak, özellikle psikolojik olarak depresif bir durumdaysanız oldukça etkili bir anti depresan. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Sosyal Fobi

Geçmişten gelen bir sosyal fobiniz yoksa bile, uzun süre izaolasyon ile de sosyal fobi geliştirebilirsiniz. Bu da size başka insanlarla rahat bir frekans yakalamanıza ve doğal bir etkileşime girmenize engel olur. Örneğin onlarla ya etkileşime girmezsiniz ya da etkileşime girseniz bile

  • fazla hızlı konuşmak
  • hareket etmek,
  • göz teması kurmamak,
  • kendi düşüncelerinize boğulup konuşamamak,
  • insanların en ufak iğnelemelerinde bile aşırı sinirlenmek ya da kapanmak,
  • kaygılı bir şekilde kıpraşmak,
  • nasıl bir izlenim bıraktığınıza aşırı dikkat etmek ve bu nedenle çekingen olmak,
  • kapalı bir vücut diline sahip olmak

gibi hatalar yaparsınız.

Ya da kendinizi fazlaca satmaya çalışabilir ve genel olarak rahat, sakin ve neşeli olamazsınız. Bütün bunlar da dışarıya kaygılı ve muhtaç biri olduğunuz sinyalleyerek insanların sizinle iletişim kurmak istememesine neden olabilirler. Yani bir ortama girseniz bile özellikle sabırsız ve erkenden pes eden biriyseniz, hiç arkadaş edinmeden o ortamdan çıkarsınız.

Kimse kaygılı, huzursuz ve muhtaç sinyalleri yayan biriyle sosyalleşmek istemez. Siz de istemezsiniz. Yukarıdaki listeyle ilgili başlangıçta yapmanız gereken şey, bunları bilip bunları yapıp yapmadığınız konusunda sürekli olarak kendinizi taramak ve herhangi birini yapıyorsanız tam tersini yapmak.

Bakın sosyalleşmenin kitabını yazmanıza, insanları eğlendirmenize ya da bir palyaço olmanıza, ortamda gözleri ve dikkatleri üzerinize çekmenize falan gerek yok. Sadece insanların sizinle konuştuklarında bir miktar eğlenmeleri, negatif sinyaller almamaları yeterli. Burada amacınız insanlarla ve tabii ki kızlarla etkileşiminizi arttırmak.

Eğer üniversite ortamınız yoksa, mesela hiç okumadıysanız ya da mezunsanız size tavsiyem, gelirinizin bir kısmını bu faaliyetlere ayırın. Ortam pahalı ve geçinmek zor ama bu tür şeylere ihtiyacı olan adamların da sırtında bir aile yükü yok. O nedenle bütçeleri içinde faaliyetlere girmelerini tavsiye ediyorum, bunun için artan bir miktar paraları oluyor. Benim izleyici kitlem çok geniş bir yelpazeden, öğrencisi de var, beyaz yakası da var, esnafı da var, işçisi de var, teknisyeni de var. Hepsiyle şöyle bir oturduğumuzda yapacakları bir şeyler buluyoruz. Bazen biraz kendi düşüncelerinizden çıkmanız gerekiyor.

İzolasyona yatkın ve inek biriyseniz, mümkünse kendiniz gibi adamların doluştuğu inek gruplara odaklanmayın. Bakın eğer saatlerce maket uçak yapıp bundan zevk alıyorsanız bunu yapın ama sadece bununla kalmayın. Konfor alanınızdan çıkın ve sosyal bir iki şey daha yapın.

Hayır, spor salonu sayılmaz. Spor yapın ama spor salonu tek başına yetmez ve hatta gördüğüm kadarıyla sayılmaz. Hani bir bisiklet grubu falan gibi şeyler tamam ama spor salonlarını biliyorsunuz, herkes kendi halinde takılıyor.

Ortamın saldırayı olmayın.

Sosyalleşmek için birden fazla faaliyet grubuna katılabilirsiniz ve her birinde bazen fırsatları değerlendirebilirsiniz. Ama bazen sosyalleşmeleri için kendi imkanları içinde bazı sosyalleşme gruplarına gönderdiğim arkadaşlar, birden bire önlerine gelen güzel kadına yürümeye başlayıp bir anda tüm kızların arkalarından dalga geçtikleri saldıray abilere dönüşüyorlar. Bunu da yapmayın.

Bu tür faaliyet gruplarında en iyisi, gelip geçen kızlara yürümek. Örneğin dans kursuna yazıldıysanız, kendi grubunuzda sosyalleşin ama dans gecelerinde gördüğünüz başka kızlara yürüyün ama bunlar küçük topluluklar olduğu için orada da abartmayın. Ya da siz sosyalleşin, 2-3 hafta gelip sonra bir daha gelmeyen kızlara yürüyebilirsiniz. Ben mesela üniversitede kulüpte çekirdek kulüp takımına yürümezdim. 2-3 hafta kalıp sonra gelmeyenlere kampüste yürürdüm.

Bu tür faaliyetlerde en önemli şey, o faaliyeti öğrenmek için çaba harcamanız ve bir kabiliyet edinmeniz. Bu tür kulüplerde en çok göze batan adamlar, kulübün faaliyetlerine çok az zaman harcayıp sadece lak lak yapan ve kızlara yürüyen adamlar. Hep örnek veriyorum ama diyelim bir dans kursuna gittiniz ve 6 ay bir şey çıkmadı. Ama en azından dans etmeyi öğrendiniz ve hayat boyu sosyalleşmenize yardımcı olacak bir yetenek geliştirdiniz.

Bu tür faaliyetlerde nereden ne çıkacağı belli olmaz. Yıllar önce sadece 3 ay bir tekvando kursuna gitmiştim. Öyle beyaz yaka bir şey de değil, gecekondu mahallesinde bir yerdi. Gelenlerden biri, polis bir kızdı. Normalde benim sosyal ortamım polis bir kızla etkileşeceğim bir ortam değil ama oradan mesela o kızla çıkmaya başlamıştık. Silahı olan bir kız arkadaş azıcık stres yapıyor ama yine de çok cici ve güzel bir kızdı.

Yahu kızı bırakın, normalde yine aynı ortamda olmadığım adamlarla tanışmıştım. Tekvando hocası ve diğer birçok öğrenci barlarda ve kulüplerde güvenlikte çalışıyorlardı ve onların çalıştığı barlara gittiğimde damsız giriyordum. Yani böyle güzellikler de oluyor.

Son not olarak da bu bahsettiğim kabuğundan çıkma hikayesini birçok filmde görebilirsiniz. Fight Club filminde ofis – ev – IKEA / alışveriş döngüsüne sıkışmış bir beyaz yakanın, — spoiler –  içindeki Tyler Durden’ı o döngüden ve kendi kafasından çıkıp,  destek gruplarında ve kulüp faaliyetlerinde (ama ne kulüp :)) devşirdiğini hatırlayın. Tabii umarım kişilik bölünmesi yaşayacak kadar batmadınız – spoiler -. Yine 99’un Ofis / Kendini bırakma üçlemesinin bir diğer güzel filmi Office Space filminde Peter da kabuğundan çıkarak hayatı buluyordu. Ya da üçlemenin üçüncü filmi olan Matrix’te Thomas Anderson kendini, beyaz tavşanı takip etme davetini kabul ederek, kabuğundan çıkıp kulübe giderek buluyordu. 

Bu üçleme aslında dörleme de diyebiliriz. Bir de American Psycho var ama onun tonu çok daha karanlık. Orada Patrick Bateman diğer üçündeki ana kahramanlar gibi sarmaldan çıkmak için adım atmadığından (daha doğrusu narsist olduğundan atamadığından) ve sosyal hayatta takındığı maskesini kıramadığından, Jung’cu anlamdaki gölgesince ele geçirilip korkunç fantezilerde yok oluyordu (filmdeki cinayetlerin gerçek olmadığı ama Bateman’ın içinde boğulduğu fanteziler olduğu yönünde büyük bir ima var ki bence de öyle).

Bu kadar ağır konulara belki sonra başka yazıda gireriz ama 90’ların sonunda birden patlayan “çalışma – ev – tüketim hayatından, izolasyondan gına gelmesi” akımının devam edemedi. Önce ekonomik krizler ve sonrasında ama daha önemlisi internet – sosyal medya – porno ile uyuşturuldu gitti.  

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Saha Raporu; BDSM ‘li Same Day Lay

Selam millet, Ben Mr Deer. Uzun bir süredir saha raporu yayımlamıyorum. İş hayatımın yoğunluğu ve eskisine nazaran bu olayları çok sık yaşadığım için hangi birini yazayım ki diyorum. Aslında yazmayı çok severim ama yazı yazarken o anları tekrar kafamın içinde canlandırmayı ve ayrıntı vermeyi çok sevdiğim için epey zaman alıyor. Zaten eski takipçilerim bilir, ben de bu site sayesinde çok şey öğrendim ve içeriklerimi buradan yayımladım. Youtube daki içerik üreticiliğime; yazı yazmak uzun sürüyor ve Erkekadam’a da içerik çıkarmak istiyorum diye düşünürken girmiştim. Video yapmak daha kolay gelmişti. Saha raporu yazma konusunda da; Eskiden her ay sadece bir kızla birlikte olurken, vaktim vardı ama artık sayılar epey arttı; özellikle İstanbul’a taşınmam ile. Aslında bana kalsa yine yazmazdım ama Ares tanık oldu ve yazmak istedi. O bu olaylara benim ilk yazılarımı yazdığım zamanlardan beri meraklı ve benim yazılarımla başlamış. Şuan da kendisi hem grup eğitimlerimden öğrencim hem de işlerimde bana yardım ediyor. Benim için artık bu olaylar epey sıradan geliyor ve işlerim fazlası ile yoğun. Yaşadığım bu olaya dışardan bir gözle bakarken; ilk ’The Game’ kitabını okuduğum zamanlar aklıma geldi. Yaklaşık 6 sende çok şey değişti hayatımda; hem kişisel ve kariyer anlamında hem de flört konularında. Mahmut Abi ‘ye ilk ‘’abi yapamıyorum, olmuyor. Ben kızlarla konuşamayacağım sanırım’’ gibi şeyleri içeren bir mail attığım günü hatırlıyorum da.. Çok saol Mahmut abi hakkın ödenmez ve beni umutsuz bir vaka iken bu yola sokan akıl hocam Chinaski‘ye de sevgiler ve saygılar. Evet dostlarım uzun bir aradan sonra tekrar yeni bir saha raporu ile karşınızdayım, merak etmeyin öncekiler kadar uzun ve ekstra ayrıntılı değil 😀

 

Saha Raporu; Hard BDSM ile Same Day Lay

Selam baylar ben Ares. Çekim yapmak için bir Cuma akşamı Mr Deer ile buluştuk. Kovboy şapkası, deri ceketi, kargo pantalonu ve askeri platform botları ile yine çok şık bir tarzla gelmişti, ona sorsanız normal hali. “Önce bir çay içelim sonra yaparız çekimleri” dedi. Çay içmek için Bahariye’ye indik. İşlerinin yoğunluğu, eğitim programlarının yoğunluğu, yapacağımız çekim derken; son günlerde sosyal medyadaki ani ve beklenmedik patlamanın vermiş olduğu belirsizliklerle ister istemez stresliydi. Boğa’nın yukarısına doğru çıkmaya başladığımızda Deer set açacağını ama şimdi yaptığı hiçbir şeyi setlerimde (yaklaşımlarımda) uygulamamamı ve örnek almamamı söyledi. Biraz gerisinde yürüyerek ne yapacağını görmek için izlemeye başladım. Deer önce sosyal yaklaşımlar yaparak ısındı aslında. İlk gittiği kız grubuna bir turist gibi yaklaştı ve “Where is the Moda” dediğini duydum. Kızlar yarım yamalak Moda’nın nerede olduğunu ve nasıl gideceğimizi tarif ettikten sonra Deer gülümseyerek ‘Teşekkürler, iyi geceler’ (Türkçe) dedi ve tekrar yürümeye başladı. Orada kızların yüzünü görmeliydiniz, afallamış ve sonrasında gülmeye başlamışlardı. Diğer bir sosyal yaklaşımda aynı soruyla başka bir kız grubuna daha yaklaştığında, kız “bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum” dedikten sonra Deer turist modundan çıkıp “moda nerde” dedi ve kız hala onu turist sanarak “ya bilmiyorum ki nasıl diyeceğimi” tepkisini verdi. Deer yine gülerek ‘iyi geceler’ dileyerek ayrıldı yanlarından. Sonrasında iki set girişimi oldu, onlar da çok uzun sürmedi ve Deer yanıma geldi. Ben her defasında aramızda belli bir mesafe bırakarak izliyordum Deer’ı dikkatle. Tecrübeli ve işinin ehli bir PUA ile her zaman sahaya çıkmıyordum sonuçta. Tabii bunu ben de set açarak ve tecrübelerinden yararlanarak kullanabilirdim ama daha çok izlemeyi tercih ettim. Tüm bunlardan sonra bir şeyler içeceğimiz mekana gelmiş ve oturmuştuk. O sırada hala biraz stresli olduğunu ve başının da ağrıdığını söyledi. İçecekleri bitirdik ve çıkıp, yürümeye başlamıştık ki karşı caddeden HB7 gotik giyimli bir kız geçti ve Deer görür görmez hemen harekete geçti tabii, ben de arkasından adımladım mesafe bırakarak.

 

O kıza set açtı ve ben de biraz gerideki banka oturup hem onu izlemeye başladım hem de yoldan geçen potansiyel set adaylarına baktım. Açılışı o kadar rahat ve daha önce tanıdığını birine yaklaşıyormuşçasına bir şekildeydi ki; kızı bir arkadaşı sandım ilk başta. Ben onları izlerken Deer’ın kızın elini tutup sonrasında dans ettiklerini görmüştüm, bunu ona sorduğumdaysa kızın tarzından dansçı çıkarımını yaptığını ve sonra ellerini tutarak dans etmeye başladıklarını söyledi. Biraz sonrasında da Deer önce kendi mantarın üzerine çıkıp inmiş ve kızı da mantarın üzerine çıkararak orada yaklaşıp gözlerinin içine bakmıştı, ilk cinsel gerilimi orada oluşturmuştu. Tüm bunlar olurken orada Deer’in konuştuklarını hatırladığı kadar kendisinden dinlediğim şekilde üstünkörü aktaracağım.

“Mrdeer: Selam, naber?

Kız: İyi senden naber?

Mrdeer: Tarzın hoşuma gitti gelip selam vermek istedim.

Kız: İyi yapmışsın.

Mrdeer: Burada ne yapıyorsun?

Kız: Arkadaşlarımla buluştum, sıkıcı ve streslilerdi ben de ayrıldım onlardan.

Mrdeer: Şanslısın bak tanrı sana beni gönderdi. (Mantara çıkıp atladı, göklerden gelir gibi)

Kız: Sen ne yapıyorsun?

Mrdeer: Arkadaşımla dışarı çıktım ve o telefonda toplantı yapmakla meşgul, onun sıkıcı işlerinden sıyrılıp seninle konuşmayı tercih ettim. Şimdi ne yapacaksın?

Kız: Bir şeyler içeceğim.

Mrdeer: Öyle mi biz de bir şeyler içecektik birlikte içelim.

Kız: Arkadaşını orada mı bırakacağız?

Mrdeer: Hayır onu da alacağız tabi ki.”

Bu konuşmalardan sonra yanıma geldiler ve Deer bir Çanakkale sohbeti başlatmış olmalıydı ki kıza “Çanakkale’yi o anlatır sana” diyerek beni gösterdi. Ben Çanakkale’de okumuştum ve bunun üzerine sıkılmadan konuşabilirdim, Deer bunu bildiği için bizi orada tanıştırmış oldu aslında. Ben kızla tanıştım ve bir şeyler içmek için birlikte yürümeye başladık. Yürürken Deer az önce yaptıkları konuşmalar üzerinden sataşıyor kız da “taşaklarına tekmeyi geçireceğim” gibi tepkiler veriyordu ki bunlar Deer’ın hoşuna gidiyordu. Yürürken kolunu kızın omzuna atmayı ihmal etmemişti tabii. Barın önüne geldiğimizde Deer’ın mekânın sahibi olduğunu düşündüğüm adamla selamlaştığını gördüm. Kapıda her kim varsa tanıyor ve her gün görüşüyormuşçasına bir samimiyetle konuşuyordu. Yukarı çıktığımızda da aynı şekilde bardaki çocukla ve garsonlarla konuşmuştu. Çatı katına çıkmıştık ama yer yoktu. Deer hemen oradaki tanıdığı çalışan çocuğa burada oturmak istediğimizi ve bizim için bir yer ayarlamasını istedi. Çocuk hiç ikiletmeden bir masa ve üç sandalye ayarlamıştı. Oturunca ben tuvalete gittim, döndüğümde Deer ve kız hararetli bir sohbete başlamışlardı bile. Deer kızın dövmelerinden konuya girdi çünkü benim de sohbete dahil olmamı istiyordu. Bende de dövme boldu. Bu konuda gerçek anlamda tecrübeliydi, birini istediği gibi bir sohbete çeker ya da sohbetten dışarı atabilirdi. Kız telefonunu açtı ve şu an görünmeyecek yerlerdeki dövmelerini gösterdi. Göğsünün üzerindeki dövmeyi göstermek için rahatça sütyen ve atlet askısını kenara sıyırdığında, Deer elinin tersiyle dövmesinin üzerini okşadı. Her fırsatta pozitif cinsel gerilim oluşturabilmek için kino yapıyor ve bunu o kadar kılçıksız şekilde yapıyordu ki kızın hiç gözüne batmıyor aksine hoşuna gidiyordu her defasında. Sonra kız benim dövmelerimi sordu haliyle ve ben de dövmelerimden, dövüşçü olduğumdan bahsettim. O da dövmecisinin de dövüşçü ve punk olduğunu söyledi. O sırada Deer ile gülmüştük dövmeci, dövüşçü ve punk üçlemesine. Deer başının ağrıdığından bahsettiğinde kız mistik güçlerinin olduğunu ve dokunarak bunu geçirebileceğini söylemişti, Deer burada yapıp yapamayacağını sorduğunda kız “sessiz sakin bir yer gerekiyor” bunun için demişti. Deer hemen fırsattan istifade mistik konular üzerine yöneltmişti ki sohbeti, o sırada daha rahat bir masa boşaldı ve biz kalkıp oraya geçtik. Deer koltuk tarafına kızı yanına alıp rahat kino yapabileceği bir şekilde yayılarak oturdu. Haliyle kız tam dibine oturdu ve ben de karşılarındaydım. O sırada ben kalkıp tuvalete gittim ve ben yokken Deer kıza parfümünün kokusunu merak ettiğini söylemiş ve kızın parfümünü koklarken dudaklarını boynuna sürtmüş ki sonrasında kız Deer’ın parfümü koklamak için yaklaştığında Deer kıza orada kalmasını söylemiş ve birkaç saniye kız o pozisyonda kalmış. Zaten ben döndüğümde kızın burun ucu ve dudakları Deer’ın boynunda o şekilde duruyordu. İlk yakın cinsel gerilimi de tahminimce bu şekilde yarattı orada. Konuyu sonrasında cinselliğe getirdiğimizde (boşalma süreleri, masaj, hassas noktalar vb) Deer konuşma esnasında masaj konusu açıldığında; kur masajı bildiğini söyledi, kız tabii ki merak edip ne olduğunu sorduğundaysa Deer; kadınların cinsel bölgesine dokunmadan onları yükseltmek ve cinsel olarak rahatlamak için yapılan bir masaj olduğunu söyleyince kızın daha da ilgisini çekti. Hatta hemen ardına kızın elbiselerinin üzerinden kıza birkaç dokunuş yaptı ki tam o esnada kızın gözlerinin baygın gibi kaydığını gördüm. O an kız Deer için “Adam bana full paket geldi amına koyim” dedi ve biz Deer ile birbirimize bakıp gülmekten yarıldık. Deer kendinden emin ve oldukça profesyonel şekilde hareket ediyordu. Sonrasında dans etmek için aşağı indik ve ben dans alanında bir duvara yaslanıp izlemeye başladım. Daha önce herhangi bir gece kulübünde ya da barda oynamadığım için kendimi akışa da bırakamamıştım. Deer ve kız muazzam bir ahenkle sanki daha önce birlikte defalarca dans etmişçesine süzülüyorlardı pistte. Bir ara yanlarına başka bir kız geldi ve o da Deer ile birlikte dans etmeye başladı. O sırada Deer’ın takıldığı kız yanlarına gelen kızı Deer’a yönlendiriyordu birlikte dans etmeleri için. Hatta ilerleyen saatlerde Deer’ın takıldığı kız; o kızı neden beğenmediğini ve istemediğini de sormuştu. Deer biraz dans etse de sanırım kızı beğenmediği için onu görmezden geldi. Biraz dans ettikten sonra yukarı çıkacağımızı söyledi kıza Deer. Kızın buna biraz üzüldüğünü gördüm. Halbuki istiyorsan gel demişti Deer ona. Tüm bunlar olurken ben de zihnimde o kızla dans edebilirdim diye geçiriyordum ki çünkü Deer beni piste çekmeye çalışmış hatta “Kenardaki kaybeden olma gel, bak kıza ortaya çekiyor işte” demişti. Bense tabii ki yerimden kıpırdamamıştım o an.. Yukarı çıkmadan önce de Deer ve kız orta katta kalmışlardı. Orada balkona geçtiklerini söyledi Deer. Daha izole durumda kaldıklarında Deer kıza o baş ağrısı muhabbetini yaptırmış ve o da kıza bilinçaltı falını (küp testini) yapmış ve orada öpüşmüşler. Yukarı geldiklerinde de kız baya baya öpüştüklerini belli eden Deer’ın dudakları hakkında bir cümle de kurmuştu. O mekanın kapanma saati yaklaştığında oradan çıkıp yürümeye başladık.

Deer yönlendiriyordu bizi, Kadıköy’ü avucunun içi gibi biliyordu. Bir barın önüne geldiğimizde Deer oradakilerle selamlaştı ve selamlaştığı kişilerden biri de barın sahibi olduğunu öğrendim. Sonrasında içeri girip üst kata çıktık. Üst katta çok aşırı bir kalabalık vardı. Küçücük bir mekanda en köşeye geçmemiz dakikalar sürdü ki o sırada sürtünen kızlar ve erkekler kafamı karıştırmıştı. Köşeye geçtiğimizde Deer ve kız çoktan dans edip öpüşmeye başlamışlardı ki sol tarafımda erkeklerin de öpüştüğünü gördüm. O anda anlamıştım oranın bir mix (karışık, yani gaylar da var!) bar olduğunu. Herkes rahat olduğu için Deer bizi buraya getirmişti ama ben hem aşırı yüksek sesten hem de gayların arasında götü sağlama alma derdinden hiçbir şey yapamadım tabii. Deer kızı orada yatırabilirdi. Etrafımda olan kızlar bakışlar atıyorlardı bana, belki gey olup olmadığımı anlamaya çalışıyorlardı ama ben sadece arkama yaslanmış öylece etrafı izliyordum. Bir süre sonra o kadar sıcak oldu ki ortam ben üzerimdeki kazağı çıkardım ve Deer kovboy şapkasını bana taktı. Onlar hava almaya çıktığında oradan bir kız yanıma yaklaşıp kolyeme uzandı ve “Güzelmiş, sevdim” dedi. Ben o kadar kilitlenmiştim ki ancak idrak edebilip kıza zar zor cevap verdim. Normal şartlarda kadınlarla konuşabilen bir adamken böyle bir ortamda donup kalmıştım adeta. “Özel bir tasarım, bir ressamın eseri” dedim. Kız da elini çekerken elini karnıma ve kasıklarıma sürttü ama ben buna rağmen bile hiçbir adım atmadım tabii ki kafama sıçayım hahaha. Deer geldikten sonra “Hadi çıkıyoruz” dedi ve o mekandan da çıktık. Sonrasında ben işimin olduğunu söyleyip onlardan ayrıldım ve Deer o geceyi ‘fc’ ile bitirdi. Evdeki detaylarına gelecek olursak da Deer’ın anlattıklarıyla şu şekilde olmuş. Kız ve Deer eve girmişler, Deer’ın kedisini sevmişler, Deer biraz evi gezdirip videolarında da bahsettikleri şekilde kızı rahatlatmış. Sonrasında ambiyans ışığını yakıp romantik dakikalar yaşamışlar. Partideyken de belli olsa da, evde kızın baya baya ağır BDSM olduğunu fark etmiş. Hatta bana bunca yıllık yaşadıklarının üzerine farklı şeyler yaşamanın heyecanını yaşadığını söylemişti. Açıkçası daha önce Kadıköy’de BDSM bir kızı ‘tasma’ ile gezdirmesinden sonra bunları söylemesi beni baya düşündürttü, ayrıntıları tam anlamı ile anlatmadı tabi ki. Çünkü biz öğrencilerine söylediği en önemli kurallardan; kızlarla yaşadığını övünerek anlatma ve birlikte olduğun kızları asla yargılama; uymuyorsa next. Kendisi içerisinde yetiştiği alt kültür (pua) ve mesleği nedeni ile arada örnekler vermek zorunda olsa bile yaşadıklarını dile getirmeyi çok da sevdiğini söylemem. Ee her gücün sorumluluğu, her sorumluluğun da getirileri olduğunu söylerdi. Bu raporu yazarken bile ben de yanlışlarımı net gördüm ki Deer da bana sonrasında bunları açıkladı ve bir sonraki Deer ile saha raporumda böyle olmayacak tabii ki. -Eline Sağlık Ares.

Not: Ufak tefek düzeltmeler yapılmış olsa dahi, saha raporu tamamen Ares tarafından yazıldı. Ve sen sevgili kısa sürelik kız arkadaşım seninle yaşadığım her şey gerçekti ve ben seninle oyun oynamadım. Bu arada gerçekten öyle, rol yapmayın. Oyun rol yapmaya teşvik eder ama rol yapan zaten baştan çerçeveyi verir ve muhtaçtır. Rol yapmaya çalıştığın kişi olamaya çalış! Gerçekten O ol!

 

 

 

 

 

Bir kadınla telefonda uzun saatler boyunca konuşmak ve mesajlaşmak

Bir kadınla telefonda uzun saatler boyunca konuşmanın ya da mesajlaşmanın iyi bir şey olduğunu sanarak yazan çok arkadaş var. Oysa bu ilişkiler konusunda çok yapılan ve oldukça zararlı bir hata. O nedenle bu konuya yazılarda ara ara değinsem de konu ile ilgili ayrı bir yazı yazmak gerekiyor.

Hank’in hapı yutmak yazısından:

2 ay sonra taşınacaktım ve kızı “sıcak” tutmalıydım. Her gün mesajlaşmaya başladık, tabi o zaman oyun falan da yok, mal gibi aklıma ne gelirse yazıyorum falan. 1 ay kadar sonra Mahmut abi ile denk geldiğimizde kızı sordu, “süper gidiyor her gün konuşuyoruz” dedim, “oğlum her gün mesajlaşmak iyi birşey değil kızı soğutursun kendinden” dedi. Hala unutmam içimden “siktir lan ordan sen ne biliyon sanki” dedim. Pişmanım!

Şimdi ben bunu duyduğumda eyvah demiştim ama Hank bunun çok iyi bir şey olduğunu sanıyordu. Neden eyvah dediğime ve neden iyi bir şey olmadığına yorumlarda çok değindim ama bir yazıda toparladım mı hatırlamıyorum. Bunun her biri oldukça negatif birkaç sebebi var.

Birinci ve en önemli sebebi, kadın ve erkek arasında oluşması gereken pozitif cinsel gerilimin bir kısmı sözel olmayan ama daha önemli olan vücut dili, tensel yakınlaşma, koku, hormonlar, vs. öğelerini tamamen denklemden çıkardığınızdan olsa gerek, bir süre sonra kadın erkeği arkadaş olarak görmeye başlıyor. Ben sitede buna kızla pipinizden uzakta zaman geçirmek diyorum ama tabii olay ten, hormon, feramonlar, vs. eksikliği.

Ayrıca bütün bunları bırakın, telefonda uzun saatler boyunca konuşmak daha çok arkadaşların yapacağı bir şey. Özellikle daha aranızda bir şey yokken direkt arkadaş alanına girersiniz ya da Corey Wayne’in dediği gibi gay male girlfriend (gay erkek kız arkadaş) olursunuz. Fakat bu uzun saatler boyu konuşmak uzun süreli birliktelikleri bile yıkacak güçte bir şey.

İkincisi, bir erkeği çekici yapan şeylerden birisi, kendi istek ve hedeflerini hayatının merkezine koyması, kadınını hayatının merkezi değil yoldaşı yapmasıdır. Telefonda saatlerce konuşan bir erkeğin hayatının merkezinde bir hedefi ya da istekleri var mıdır sizce? Saatlerce konuştuğunuz kadını hayatınızın merkezine koyduğunuzda, ben pek işi gücü olmayan boş bir adamın sinyali verdiğinizde, çekici değil oldukça itici oluyorsunuz. Düşünsenize. Bir kadınla saatler boyunca konuşan bir erkeğin, o kadını hayatının merkezi yaptığı, kendi hayatını o kadına bağlayarak ihmal ettiği bariz değil mi? Bunun anlamının o erkeğin öyle pek de değerli ve doyumlu bir hayatınının olmaması, başarmak için bir hedefinin olmaması, hayatını kadına bağlayıp kadınla güzelleştirmeye çalışması değil mi?

Üçüncüsü, telefonda saatlerce konuşarak tüm gizeminizi kaybediyorsunuz. Sizinle ilgili her şey belirli ve monoton hale geliyor. Buluşmalara konuşacak bir şey kalmadığı gibi, sizinle ilgili merak edilecek pek bir şey de kalmıyor. Kadına sizi özlemesi, merak etmesi ve kafasında sizinle ilgili kurgular yaratması için ihtiyaç duyacağı boşluğu vermiyorsunuz.

Dördüncüsü, yeni tanıştığınız ve ilişkiye gitmek istediğiniz bir kadınla uzun uzun konuştuğunuz zaman, tercih edilen bir erkek olmadığınızı, sadece şu an değil hemen her zaman hayatınızda sizi isteyen kadınların olmadığını sinyalliyorsunuz. Bir kadınla birlikte olmak için büyük ödemeler yapması gereken (burada uzun saatlerinizi ona adamak şeklinde ödeme) bir beta olduğunuzu sinyalliyorsunuz.

Beşincisi, kadınlar telefonda duygularından, gündelik hayattan, ondan bundan konuşmayı çok severler ama bunu uzun uzun yaptıkları kişiler genelde kız arkadaşlarıdır. Eğer siz kadının kız arkadaşları ile aynı pozisyona düşerseniz, duygusal tampon vazifesini büyük bir özveri ile yerine getirirseniz, takdir edilen bir erkek adam değil, gay erkek kız arkadaş pozisyonuna düşersiniz.  Kadınlar kendilerini seven, ilgi gösteren ve kendilerine değer veren bir erkek isterler ama o erkeğin yeni bir “kız arkadaş” olmasını istemezler. Ya da belki sizi “kız arkadaş” olarak isterler ama işte sizin istediğiniz o değil. İnşallah o değil.

Şimdi bunu söylediğimde genelde “ama abi o istiyor” gibi bir tepki alıyorum. Kadın ister. Hem sizi denemek, test etmek için ister, hem de eğer başında sizden hoşlanıyorsa sizin zamanınızı olabildiğince fazla oranda ister. Aslında gerçekten ihtiyacı olduğundan da isteyebilir. Ama isteyen kendisi olmasına rağmen istediğini aldı mı yine soğuyan kendisidir.

Şimdi kadın milleti şöyle böyle diye başlamayın, aslında bu o kadar da anlaşılmaz bir şey değil. Kadınların ilişkiden aldıkları şeylerden en önemlisi ilgidir ama tüm her şeyde olduğu gibi bir şey ne kadar kolay elde edilir ve çoksa  o kadar ucuz ve değersiz olur. Ayrıca kadın istiyor diye karşı koyamıyorsanız ya da koymuyorsanız, kadının gözünde canlanacak şey, sizin kendisine bile hayır diyemeyen bir erkek olduğunuz. Bir kadına hayır diyemeyen erkek, başka ve daha güçlü erkeklere nasıl hayır diyecek, kendini ve ailesini ezdirmeyecek ki!

Ayrıca özellikle tecrübesiz genç kadınlar, bir erkeği çekici yapan şeylerin neler olduğunu bilmezler ve popüler kültürün ve kendi bilinç düzeyinde istedikleri şeylerin etkisi ile bunun gerçekten bir erkekte olmasını istedikleri şey olduğunu samimi bir şekilde söyleyebilirler ve buna inanabilirler. Ama bir kadınla gün boyu saatlerce konuşup bunu birkaç hafta yaptığınızda, nedenini bilmedikleri bir şekilde sizden elektrik alamazlar (henüz fişi de takmadıysanız hiç alamazlar). Bu aşamada “sorun sende değil bende”, “bir şey eksik”, “şu an ilişkiye hazır değilim”, “sen çok iyi birisin ama …” kalıpları başlar 🙂 Birden telefonunu şarjı bitmeye, işi gücü çıkmaya, “ay aramanı görmemişim” demeye başlar. 

Şimdi bir dahaki sefere bunu yapmamak kolay ama şu anda bu durumdaysanız ne yapacaksınız? Öncelikle şunu söyleyeyim, bir kere elinizi kolunuzu kaptırdınız mı kurtarmanız zor ve birçok durumda aranızdaki şeye hasar vermeden kurtarmanız mümkün değil. Ama konuşmaları yine de azaltın zira bu şekilde kalmanızdan daha fazla şansınız olur.

Kaba davranmayın. Birden bir yoğunluğa girin, girmiyorsanız bile girmiş gibi yapın ve konuşmaları azaltın. Konuşmalar sıcak olduğu sürece sorun olma ihtimali azalır. İkincisi, telefonda konuşmayı pek sevmediğinizi, yüz yüze görüşmeyi daha çok sevdiğinizi söyleyin ve nasıl reaksiyon vereceğine bakın. Belki de kız da “bu kadar konuşuyoruz, buluşsak daha iyi” diyecek. Zira birçok durumda kadın aslında buluşabilecek iken erkek telefonun arkasına saklanmayı tercih ettiğinden ya da buluşma teklif edip reddedilmeyi göze alamadığından işi telefona çekiyor. Belki ters tepki verecek ve siz de kızın aslında o kadar da iyi bir aday olmadığını, anlayışsız ve bencil biri olduğunu göreceksiniz. Bunu ne kadar erken görürseniz o kadar iyi. Zira siz istemediğiniz halde ve bunu istememeniz gayet doğal olmasına rağmen sizin sürekli olarak telefonda kendisi ile konuşmanızı talep etmesi, bu olmayınca karın ağrısı yapması büyük bir kırmızı alarm ve bir kızı elemeniz gerektiğine dair büyük bir işaret.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Centilmen Kulübü %3’lük Erkekler Video Eğitim Platformu

İzleyerek ve eğlenerek öğren. Toplam +300 adet Türkçe altyazılı video

KURSTAN ÖRNEK VİDEOLAR

İÇERİKTE NELER VAR ?

A’dan Z’ye aradığın her şey!

Dünya çapındaki pua ustalarının videolarını senin için çevirdim.
Çevirisi yaptığım kişiler:

  • Todd Valentine
  • Mystery
  • Adam Lyons
  • Nick Krauser
  • RSD Max
  • Rollo Tomassi
  • Simple PickUp
  • Owen Cook
  • Julian Blanch
  • Ve diğerleri…

Eğer yabancı Pua / Kız tavlama / Kırmızı Hap koçlarının videolarını ingilizce olarak anlamakta sıkıntı çekiyorsan bu platform tam sana göre.

Şuanda izlenmeye hazır olan 305 adet video vardır. İleride de fazladan eklenecek olan videolara ek bir ücret ödemezsin.

Kitabı edinmek için tıklayınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından edinmek için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

  1. Kursların en önemli bölümleri
    Senin için kursların en can alıcı bölümlerini belli bir düzen içerisinde sunuyorum.  Bu içeriklere ömür boyu erişebileceksin.
  2. Gelecekte gelecek videoları ücretsiz izle
    Satın alımdan sonra eklenen videolara ücretsiz erişmiş olacaksın
  3. Videolara yaptığın yorum ve sorulara hızlı yanıt 
    Müfradatın ilgili konusuna yazdığın yorum ve sorulara hızlı yanıt alırsın

Kursta; tanımadığın kızlara açılış yapma, tanışma, muhabbet etme, bağ kurma, kızı sevgilin haline getirme vb. konularına ek olarak özellikle çok sorun yaşanılan ve bilgi talep edilen kızlarla mesajlaşma konusu ile ilgili de yoğun bir içerik var. Aşağıdaki kurstan örnek videoda “Mesajlara cevap vermeyen kızı buluşmaya ikna etme” adına uygulayabileceğin etkili bir stratejiden uygulamalı olarak bahsediliyor. Üstelik bu uygulayabileceğin stratejilerden  sadece 1 tanesi…

Vaka Çalışması – Başarısızlıktan başarıya geçen mesajlaşma

Mahmut selam. 42 yaşındayım ve eşimden 5 ay önce boşandım. Aslına bakarsan bu siteyi boşanma aşamasında okuyordum ve hatta seninle de konuşuyorduk fakat tabii boşanmadan sonra piyasaya dönmem gerekince kadınlara yürüme kısmını okumaya başladım. Yazılar ve kitaplar çok faydalı oldu, teşekkür ederim.

1 ay kadar önce online dating uygulamasından 24 yaşında bir kızla tanıştım. Boşandığımdan beridir hatta ayıptır söylemesi mahkemeyi beklerken (anlaşmalı boşandık) zaten kadınlara yürümeye başlamıştım. Onca yıllık evlilik sonrası piyasada ilk 4-5 maceram yüz kızartıcı sıçışlarla bitti.

Boşandıktan sonra bu bana da olmuştu. Paslanıyorsun. İki üç sene yapma, unutuyorsun. 36 yaşında boşandığımda, daha önceden geçmişim ve başarım olmasına rağmen, ilk 6-7 buluşmamda, şurada yapmayın dediğim bazı şeyleri yaparak sıçmıştım. Ama işte geçmiş başarının ve tecrübenin etkisi, bir süre sonra olacağını ve pası atacağımı bilmekti. O nedenle depresyona girmek yerine, kısa sürede yeniden kalibre olayım diye buluşmalara odaklanmıştım.

Yani bu kıza geldiğimde, senin sitenin ve kitaplarının da sayesinde, antremanlıydım. Yalnız 10 yıldır evli olduğum için daha önce bu kadar yaş farkına maruz kalmamıştım. Aslına bakarsan erkek adam olmasa, bu kadar yaş farkının kesin engel olacağını düşünür ve bulaşmazdım bile.

Tamam 18 yaş farkı az değil ama birçok erkek kendilerinden 5-6 yaş küçük kızlara bile bana abi der, yaşlı der diye korkup yürüyemiyorlar! Oysa havuzdaki kadınlar çeşit çeşit. Bazıları 18 yaş büyük adam istediği kadar iyi olsun bakmaz, bazıları ise sadece 10+ yaş büyük erkeklere bakarlar. Kalan kısmı ise asla bakmayacağını düşünür ama karşısına beğendiği biri çıkana kadar böyle düşünür.

Kızla 2-3 gün mesajlaştım ve hemen buluşmaya çağırdım. İlk buluşmayı güzel bir rooftop barda yaptık. Aramızda cinsel yakınlık olmasa da gece eğlenceliydi. Aynı gece mesaj attı, biraz mesajlaştık. Ertesi gün akşam mesaj atıp dün gece çok iyi vakit geçirdim dedim ve bir buluşma daha ayarladım. 2. buluşmada aramızda yakınlaşma oldu ve bana geçtik. Gece birlikte olduk ve ondan sonra da bir hafta içerisinde, 24 yaşında, oldukça güzel ve bana her sabah günaydın aşkım yazan bir ilişkim oldu. Yani henüz biz neyiz falan yoktu ama mesajları çok eriyip biten türdeydi. “Seni özledim”, “ne zaman yeniden görüşeceğiz”, “iyi geceler aşkım” vs.

Buraya kadar bir sorun yok, eğer fazlaca ilişki kafasına girmediysen.

Sorun şu ki çok mesaj atıyordu. Ben bu kadar mesajlaşan biri değilim. Genç kadınlar böyle sanırım.

Önemli bir kısmı böyle.

Yanlış anlama bu beni soğutmuyordu aksine hoşuma gidiyordu.

Şimdi buraya kadar sorun yok. Olması gerektiği gibi. Kız sana, senin ona ulaştığından daha fazla ulaşıyor, oldukça ilgili görünüyor. Fakat ne yazacağını tahmin ettim: senden daha fazla mesaj başlatmanı talep edecek.

Birgün bana neden benim ona çok fazla mesaj atmadığımı sordu. Aslında ben ona yanıt veriyorum ama kastettiği benim mesaj başlatmamdı sanırım. Aslına bakarsan ben de altın orana göre mesajlaşma başlatıyordum ama ona daha fazla mesaj atmaya dikkat edeceğimi söyledim. Sonra da ona daha fazla mesaj atmaya başladım.

Şimdi hiç mesaj atmıyor değilsin. O nedenle  burada yapman gereken doğruyu söylemek. “Bebeğim ben mesajlaşma insanı değilim, ama seninle konuşmak hoşuma gidiyor.” Ve kızı buluşmaya çağırmak. Burada onun sana uyması lazım ki eğer mesajlaşmadan sorun çıkaracaksa zaten altın orandan taviz vererek sorunu çözemezsin. Burada daha önce shit testi comfort test sanıp geçememek diye bir yazı yazmıştık ama buradaki sen de yeterince mesaj atıyorsan aslında shit test.

Hatam şu ki ben mesaj sıklığını arttırınca, onun mesaj sıklığı ve cevap verme aralığı düştü. Ben de ondan daha fazla mesaj atmamaya dikkat edemedim, aslına bakarsan kendimi kaptırmışım.

Böyle işte yokuş aşağı gider. Sen kızdan çok daha büyüksün ve o da kendinden çok daha büyük bir adamla olduğuna göre aslında senin çerçevene ve otoritene girmeye daha meyillidir.

Kötüsü, kız mesaj sıklığını azaltınca kaygı duymaya başladım ve daha fazla mesaj atmaya başladım. Bir yandan da kızdan daha fazla hoşlanmaya başladım.

Bu mesaj olayı muhtemelen sende “istediği gibi mesaj atmazsam bu genç kızı kaçırırım” psikolojisi yarattı ve istediğin için değil, atmak zorunda olduğunu düşündüğün için mesaj atmaya başladın. Bu zayıflık ve aynı zamanda kendin istediğin için değil onu kaybetme korkusu ile ekstra duygusal yatırım yapıyorsun. Bu da seni ilişkinin daha güçsüz tarafı yapıyor.

Sonra bir mesaj attım ve buluşalım dedim ama bu mesaja hiç cevap vermedi. Bu aşamada kendisine no contact uygulamaya karar verdim ama 3 gün sonra dayanamayıp iyi misin, ne yapıyorsun? yazdım.

Şimdi çoğu erkek bu ikinci mesajı “gerçekten merak ettim” diye savunur ama genellikle nedeninin bu olmadığını kendisi de dahil herkes bilir. İkinci zayıftı ama neyse ki toplumsal nezaket ve gerçekten bir şey olabileceği ihtimali ile yazdın ayağına kurtarır.

Kız online oluyordu ama mesaja bakmıyordu. Ergen gibi takip edip sinir olmaya başladım. Arayıp hesap sormayı bile düşündüm ama sonra “sana cevap bile vermeyeni mi arayacaksın?”. Orada bıraktım ve “bana ulaşmazsa bir daha hiç görüşmeyeceğiz” mantığında hareket etmeye karar verdim.

Sonuçta kızla online dating ile tanışmışım, aramızda resmi bir ilişki yoktu. Belki oyun oynuyor, belki tabak çeviriyordu. Takılıp kalmaya gerek yok. Bu yaşta o gençliği yeniden tattım daha ne olsun dedim ve online datinge devam etmeye başladım (ikimiz de onun isteği ile silmiştik).

Şimdi bir ayrıntı ama kız sana biz neyiz demiş. Biz neyiz direkt biz neyiz diye sorulmayabilir. Başkası ile görüşmeni istemiyorum diye sorulduğu da çoktur. Ve ikinizin de online dating uygulamasını silmenizi istemesi aslında başkasıyla görüşmeni istemiyorum demek ve o anda bunu yaparak sen de ilişkiye başlamışsın.

Bu yaşta o gençliği yeniden tattım daha ne olsun dedim mantığı bu devirde doğru mantık. Böyle kullanıp atacaklarsa tepe tepe kullanıp atsınlar daha ne olsun? 🙂 3-4 ay boyunca ilişki değerini anladığın bir kızla olana kadar devam. Ama sana sadece online takılmamanı tavsiye ederim. Gerçi eğer genç kızlarla görüşmek istiyorsan online daha iyi zira normalde bir araya gelemeyen iki demografiyi eşleştiriyor. Ama dışarıda hayat oyunu da oyna.

Bu kız da dediğin gibi ya sana bir ders vermeye çalışıyor ya da birilerini buldu. Aslına bakarsan ders verme ihtimali daha yüksek ve kötüsü ders vermekten ziyade, senin daha az aramanın kabul edilemez olduğunu düşünüp senden uzaklaşmaya çalışıyor olabilir. Sonuçta popüler propaganda sadece erkekleri değil, kadınları da etkiliyor. Kadınlar da bu propaganda nedeniyle en az erkekler kadar ilişkilerini sabote ediyorlar. Kadın bu tip bir adamdan hoşlanmamalıyım diye düşünüp bırakıyor ama sonra doğasının itkisi ile o adamın peşine düşüyor. Ya da bir adamdan bir sürü ilgi ve zaman talep edip, onu aldı mı adamdan soğuyor.

Bu aramama işi zordu ama. Daha genç erkekler daha duygusal ve duygu kontrolü düşük oluyorlar, onlar için daha zor olmalı. Sadece 1 ay ama yıllar sonra çok hoşuma giden ve bitince de içime oturan bir ilişki oldu. 

Evet kolay bir şey değil ama bu maalesef tercih meselesi de değil. Senin iki mesajına cevap vermeyenin peşinde koşunca, geçici rahatlama ama daha sonra daha kötü acı yaşıyorsun. Genelde eline de bir şey geçmiyor.

Neyse bu kız ilk mesajımdan bir hafta sonra bana mesaj yazdı ve bana selam ne haber dedikten sonra neden bir haftadır mesaj yazmadığımı sordu 😀 İlk dürtüm kızım sen mal mısın yazmaktı. Tabii yazmadım ama şimdi buna ne cevap verilir ki? İki mesaj attım, neden cevap vermedin mi desem, mesajlara hiç değinmesem mi?

Oyun oynuyor. Böyle davrandı mı erkeklerin %90’ının ne yapacağını düşün. Senin yapmamak için kendini disipline ettiğin şeyi. Kızı aramaya devam edecekler. Kadınlar bunu bazen peşimden koşsun ve burnu sürtülsün ya da değerimi görsün diye yapıyorlar ama sorun şu ki bir erkek bunu yaptığında, ondan başta hoşlanmalarına neden olan büyü de kayboluyor. Ve erkek istediğini yaptı mı kadın da erkekten soğumaya başlıyor.

Bunu bir erkeğin shit test sayması doğru. Ama kadın aslında burada erkeği denerken bilinç üstünde gözündeki değerimi göreyim mantığı ile yapıyor. Fakat işte kadınlar genellikle kendilerini asıl çeken şeyin ne olduğunu bilmediklerinden, adamın çekiciliğini sağlayan şeyi, bir iki tık peşinde koşma gereksinimini adama yok ettiriyorlar. Sen bu tuzağa düşmedin.

Soruya gelelim. Bu soruya verilecek cevap basit: “Bebeğim 2 kere mesaj attım, senden cevap gelmeyince dedim ki her halde meşgul, sonra dönüş yapar. Sen ne yapıyorsun?” Verilecek yanlış cevap, kızın seni istemediğini düşündüğünü ima eden bir cevaptır. “İki kere mesaj attım ama sen cevap vermeyince görüşmek istemiyorsun diye düşündüm”. Erkek adam kadının kendisi ile görüşmek istemeyebileceğini değil meşgul olduğunu düşünür. Direkt hayır dese, reddetse bunu naz sanmaktan bahsetmiyorum, kız ortadan kaybolmuş, sevgilisi değil ya da çok yeni. Bu aşamada bir kız ortadan kaybolup geri gelebilir.

Şimdi sen kız seni istemiyor diye düşünsen bile bunu ona ima etmeyeceksin. “Bebeğim 2 kere mesaj attım, senden cevap gelmeyince dedim ki her halde meşgul, sonra dönüş yapar. Sen nasılsın ne yapıyorsun?” diye yazacaksın. Sonra da “hey görüşelim mi? Cuma veya Pazar boşum sana hangi gün uygun diyerek buluşma ayarlayacaksın.

Şimdi bundan sonra danışan aynen bu şekilde mesajlaştı ve şunlar oldu.

Mahmut bana dediğin gibi “Bebeğim 2 kere mesaj attım, senden cevap gelmeyince dedim ki her halde meşgul, sonra dönüş yapar. Sen nasılsın ne yapıyorsun?” dedim ve hiç uzatmadı. Evet meşguldüm bir de ailevi bir sıkıntı vardı onla uğraştım dedi. Ben “senin bir içkiye ve rahatlamaya ihtiyacın var bana gelsene” diyecektim ama kendisi “seni çok özledim bu akşam sana gelebilir miyim” dedi zaten 🙂

Çok rahat, çok profesyonel

Hemen atlayıp geldi ve kaldığımız yerden devam diyeceğim de kaldığımız yerden daha vahşi bir şekilde devam ettik. Anonimliğin arkasına sığınarak söylüyorum, bir ara o kadar çok ısırıldım ki, artık dayanamayıp yüzünü çevirmem gerekti 😮

Çok fena, zavallı sen 😀

Daha vahşi olması normal zira erkeklerin büyük çoğunluğunun yapamadığını yaptın. Kadınlar, özellikle genç ve güzel olanları, erkeklerin telefonlarını mesaja boğmalarına ve peşlerinden koşmalarına alışkınlar. Ben ona ne kadar ilgili ve diğer erkeklerden farklı olduğumu göstereyim diye erkeklerin %90’ının içinde bulunduğu sürüye giren erkeklere alışkınlar. 2 mesaj cevaplamama ile duygusal olarak darmadağın edemedikleri erkeklere alışkın değiller ve bunu yapabilen erkeklere rastladıklarında ise büyük bir arzu duymaları şaşırtıcı değil.

Dikkat et, senin 2 mesajına bilerek cevap yazmadı. Sen özellikle ulaşılmaz olmaya kasmadın. Tek yaptığın iki mesajına cevap yazmayan kızın peşinde koşmamak ki kendine saygısı olan her erkeğin yapması gereken bir şey. Karşındaki kadın da aptal değil, sen iletişimi kesince “2 mesajına cevap yazmadım, benim peşimde koşmayacak tabii” diye düşünecek kapasitede. Değilse zaten o kızla kısa süreli bile karın ağrısı merak etme.

Bunu şundan söylüyorum. 2 belki 3 mesaj atıp da hala cevap alamayınca “belki daha fazla peşinden koşmamı istiyor” diye düşünen çok erkek var. Bazen haklılar, kız daha fazla peşinden koşmanı istiyor olabilir. Ama sorun şu ki böyle istiyor olsa bile bunu yaparsa erkek itici olmaya başlıyor. Sonuçta kızların hak sanrılı, karın ağrısı ve narsist olanlarını çıkartırsan, ortalama bir kadın senin mesajlarını cevaplamadığın zaman ona yazmama hakkının olduğunu, eğer görüşmeye devam edeceklerse kendisinin yazması gerektiğini bilir. Aslında senin 2 mesaj sonrası artık kendisine mesaj atmadığını gördüğünde normal bir kadının sana olan saygısı artar.

Mahmut açık söyleyeyim, bu site olmasa ben bu kıza zaten yürümezdim. 42 yaşında bana anca 35 yaş üstü bakar diye online yaş sınırını 23 bile yapmazdım 🙂 Senin sanırım senden 15 yaş genç bir kız arkadaşın vardı, dedim demek ki oluyormuş.

Neyse hadi kızla bir şekilde oldu diyelim, o 2 mesajdan sonra mesaj atmaya devam ederdim. Arardım vs. Sonra da burada gördüğümüz bir sürü hikayedeki gibi hüsran ile biterdi muhtemelen.

“Sorun sende değil bende”, “şu an ilişkiye hazır değilim”, “arkadaş kalalım” … Bunlardan birini duyardın. Seç beğen al 🙂

İyi ki varsınız. Bunu da paylaşabilirsin, başarı hikayesi olan adam başarı aynı zamanda özeli olduğu için pek paylaşmaz sanırım ama sen paylaş. Genç erkeklere bir faydası olur.

Bu da bir etken. İnsan başaramayınca buraya geliyor, başarınca gelmiyor ama sen deyince kafama dank etti zira devam eden özel ikili ilişkisi olunca paylaşmaması oldukça etkili bir neden gerçekten.

Ben teşekkür ederim, şimdi yorumlarımla paylaştım.

Vaka çalışması – erkeği oyalayan kadın

Bir aydır bir kızla görüşüyorum. Bana hergün 4-5 kere mesaj atıyor ama hemen hergün mesajlaşma birden bire kesiliyor. En son mesajıma saatlerce cevap yazmıyor ki birçok defa ertesi güne kadar cevap yazmadığı oluyor. Bana bir iki hafta önce bana karşı hisleri olduğunu ama henüz bana aşık olmadığını söyledi.

Şimdi öncelikle görüşüyorum dediğine göre kızla aranda bir sevgililik ilişkisi yok. Hergün mesaj atması iyi ama arada pat diye kesmesi o kadar problem değil. İnsanların işi gücü var. Fakat eğer sen onun cevapsızlığı karşısında yazmaya devam ediyorsan bu sıkıntı. Sana cevap vermiyorsa hemen mesaj atmayı bırakmalısın. Ayrıca hergün seninle mesajlaşması özellikle seni arkadaş gibi sıradan şeylerle ilgili mesajlaşmanız çok doğru değil. Bu kız senin kız arkadaşın değil. Senin onunla mesajlaşmaya ve çok mesajlaşarak onun telefondaki “kız” arkadaşı olmaya soğuk bakman, çok mesajlaşmaman ve buluşma ayarlaman lazım.

Eğer bir kızla mesajlaşıyorsanız (kız arkadaşınız da olsa, henüz yeni görüşüyor da olsanız) gün içinde sürekli olarak işinizi bölüp mesajlarına cevap vermeyin. İşiniz bitsin ve arada mesajına cevap verin. Bir erkeğin bir kadının mesajına cevap vermek için sürekli olarak yaptığı işi bırakması, onun cepte olmasına ve görünmesine neden olur. Nereden bilecek demeyin. Gün içinde bir erkek her mesajına hemen dönüyorsa, o erkek ya boş bir erkektir ya da işini gücünü ona cevap için bırakmak zorunda hisseden zayıf bir erkek.

Burada sana söylediği söz sıkıntı: sana karşı boş değilim ama coşmuş da değilim. Bu kelime anlamı ile problem değil zira duygular zamanla gelişir ama bunun söze dökülmesi sıklıkla, yeterince umut verip çok da çekmeden uydu erkek yapma motivasyonuna işarettir.

Onu bir iki kere, eski erkek arkadaşı ile gördüm.

Onunla yeniden olur mu diye bakarken seni de kenarda tutuyor olabilir. Sana bütün gereksiz mesajlaşmayı minimuma indirmeni, gün içinde o kadar da ulaşılır olmamanı tavsiye ederim. Eğer mesaj atmaya devam ediyorsa, buluşma ayarla. Bu kadar ulaşılır olman, sana olan ilgisizliğinin nedenlerinden biri. Belki de en büyük nedeni.

Bana benimle bir ilişki düşündüğünü ama şu an hızlı gitmek istemediğini söyledi. Aslına bakarsan kızın beni oyaladığını ve cepte tuttuğunu düşünmeye başladım.

Evet, sana duymaktan hoşlanacağını düşündüğü şeyi söylüyor yani sabırla beklersem beraber olacağız umudunu veriyor. Bu aşamada yedek lastik olarak beklediğini varsayabilirsin.

Bir de beni sürekli olarak ekiyor. Kendisi buluşmak istese bile son anda başka bir işi çıkıyor ve beni ekiyor.

Bu da sana senin, kızın gözünde o başka işlerden daha önemli olmadığını söylemeli. Hani bir kere, iki kere tamam da, eğer daha fazla sayıda oluyorsa bu, önemli önemsiz işleri ve arkadaşları senden daha önemli demek.

Bu kız seni iki kere ektikten sonra hala her mesajına istekle ve hızlıca cevap veriyorsan, hala buluşma teklif ediyorsan, kıza dediğin şey şu: ben seni yedek lastik olarak beklerim, sorun değil.

Bir kadın sizi arka arkaya iki kere ekerse (daha önceden haber verdiğini varsayıyorum), “tamam sonra görüşürüz” deyin ve bir daha o size ulaşmadan ona asla ulaşmayın. Eğer kendinize hakim olamayıp da kıza ulaşırsanız, sizin ona, onun size olduğundan çok daha fazla ihtiyaç duyduğunuzu gösteriyorsunuz. Bunu yaptıktan sonra o kızdan saygı beklemeyin. Sizin kendinize saygınız yok ve bunu açık açık gösteriyorsunuz, kız size neden saygı duysun?

Bir de işin içinde hala eski erkek arkadaşı var ve sen hala ilişki bekleyen efendi erkek gibi kızın peşindeysen, bütün bu çöp davranışları sineye çekiyorum diyorsun.

Şimdi bu aşamada ne yapayım?

Öncelikle eski erkek arkadaşı hala hayatının içinde olan kızla sevgili ilişkisi istiyorsan bu “hayali” hemen bırak. Takılmaktan daha yukarısını isteme.

İkincisi, bu kızla gün içinde karşılıklı mesajlaşmayı bırak. Eğer seni iki kere ekti ise, sana her mesaj attığında kibar bir şekilde geç cevap ver ve konuyu uzatmamaya çalış. Kıza bu şekilde vereceğin mesaj, güzelim buluşmuyorsak mesajlaşmıyoruz. Benimle konuşmak istiyorsan, buluşmak isteyeceksin. Bu kıza yeniden buluşma da teklif etme. O edecek. Ve bu da son şansı olacak. Yeniden ekerse, yine aynı şekilde “sonra görüşürüz” de fakat bu sefer mesajlarına çok kısa cevaplar verip başından at. Eğer ne oldu derse, “mesaj arkadaşı olmakla ilgilenmediğini, yüzyüze görüşmediğin bir kızla mesaj iletişimine vaktin olmadığını” söyle ve orada bırak. Eğer yine buluşmak isterse sana gelecek. Dışarda buluşma yok. Bu kıza kesinlikle para harcama. İstemezse de bir an önce yakandan düşsün.

Umut kırıntıları ile yörüngesinde döneceğine, bir an önce hayatından çıksın daha iyi. Son olarak kız eski erkek arkadaşıyla görüşüyor ama sen başkasıyla görüşüyor musun? Başka kadınlara yürümeye devam etmelisin.

Genel mesajlaşma prensipleri 2 – bir kızla nasıl mesajlaşılır?

Oyun – Kadınlarla Tanışma kitabındaki genel mesajlaşma prensipleri (toplam 13 prensip) alınmıştır.

Genel mesajlaşma prensipleri 1. bölüm burada.

Mesajlaşma prensibi 6 : İyi çocuk olmayın.

Mesajlaşırken “empatik” davranmaktan ve sanki kadın ile ilişki içindeymiş gibi davranmaktan kaçının. Bu sizin “iyi çocuk” olduğunuzu gösterir ve iyi çocuklar sona kalırlar.

Bu kadını tanımıyorsunuz ve tanısanız bile, sizin şu anki işiniz hemen her beta uydu erkek gibi telefon ve mesajla ona terapist olmak değil. Özellikle de size yalan söylüyorsa ve siz hala empati kurma ayağındaysanız geçmiş olsun: Siz bir sünepesiniz ve bunu ona bağırıyorsunuz.

Örnek:
Kadın: “Kusura bakma, mesajını görmedim. Çok meşguldüm.” (Muhtemelen yalan).
Erkek: “Anlıyorum. Kolay gelsin, çalışma yaşamı sonuçta.” (Yanlış)

Örnek:
Kadın: “Şu an hayatım karma karışık.”
Erkek: “Gerçekten mi? Ne oldu?” (Yanlış tabii)

Yeri gelmişken söyleyeyim, özgüvensiz olduğunuzu belirtir şeyler yazmaktan da kaçının. Bunun yerine daha yaramaz çocuk modunda olun:

Örnek:
Kadın: “Kusura bakma, mesajını görmedim. Çok meşguldüm.”
Erkek: “Bu içip rahatlamaya ihtiyacım var demek değil mi? Tamam, çıkıp bir şeyler içelim.”

Örnek:
Kadın: “Şu an hayatım karma karışık.”
Erkek: “Bir şeyler içelim o zaman. 3 biranın çözemeyeceği şey yok :)”

Yürüdüğünüz bir kadına mesaj üzerinden iltifat etmeyin. “İyi tatiller” ya da “iyi eğlenceler” gibi dileklerden de kaçının.

“İyi tatiller” demek yerine “güneş kremi sürmeyi unutma” deyin. “İyi yıllar” yerine “bu seneki yeni yıl hedeflerini de aksatma” deyin.

“İyi eğlenceler” yerine “arkadaşların seni bıraktığında, gecenin 2’sinde bana sarhoş sarhoş mesaj atma ha :)”

Diliniz genellikle konuşmayı ileri taşıyacak şekilde olsun ve mümkün olduğunca aynı fikirdeyim tarzında şeylerden kaçının:

Örnek:
Kadın: “Bugün hava çok güzel.”
Erkek (Yanlış) : “Evet çok güzel.” (iyi çocuk modu)
Erkek (Doğru) : “Tam çıkıp parkta dolaşmalık ;)” (piç erkek modu)

Örnek:
Kadın: “Bugün öğle yemeğinde tavuk döner yedim.”
Erkek (Yanlış): “Afiyet olsun, tavuk döneri çok severim.” (Bu ne lan seviyesi iyi çocuk modu)
Erkek (Doğru): “Et döner > Tavuk döner” (piç erkek modu)

Mesajlaşma prensibi 7 : Yarı ukala eğlenceli, yarı normal.

Mesajlaşma yarı ukala eğlenceli ve yarı normal olmalı. Eğer sürekli ukala eğlenceli davranır, sürekli espri yapar ve dalga geçerseniz, sulu görünürsünüz ve kadın sizi ciddiye almaz. Eğer sürekli normal mesajlaşırsanız, sıkıcı olursunuz ve çekingen görünürsünüz.

Mesajlaşmanın en büyük avantajı, yazacağınız mesajı düşünmeye vaktinizin olması. Mesajı göndermeden önce istediğiniz kadar değiştirebiliyorsunuz. Bu nedenle, eğer fazla sıkıcı olmaya başladığınızı düşünürseniz ukala – eğlenceli bir şeyler yazmayı düşünecek vaktiniz var. Aynı şekilde fazla ukala – eğlenceli olduğunuzu görünce durma şansınız da var. Cevap vermeden önce beklemekten ve düşünmekten çekinmeyin.

Mesajlaşma prensibi 8 : Emoji ve GIF kullanın ama abartmayın.

Bazı yerlerde erkek emoji kullanmaz gibi kurallar görüyorum. Mesajlaşmada duygu aktarımı zor olduğu için emoji kullanmalısınız ama,

  • Emoji kullanımında aşırıya kaçırmayın.
  • Öpücük, kalpli gözler, patlıcan, gibi emojilerden uzak durun.
  • Ard arda emojiler dizmeyin, örneğin 5 tane ard arda alkış emojisi atmayın.

Aynı şekilde dozunda kullanıldıklarında, GIF’ler de oldukça etkilidirler.

Mesajlaşma prensibi 9 : Sexting yapmayın.

Gerçek hayatta yatmadığınız bir kadınla Sexting yapmayın! Sexting karşı taraftan geliyorsa bile uzak durun. Sexting sanal mastürbasyondur ve sizin aranızda olabilecek gerçek seksin ihtimalini azaltır. Birçok erkek aşırı aç olduğu için mesajlaşmada sexting yapmaya çalışır ama tek başardıkları şey, kadını korkutup kaçırmaktır. Ya da kadın sexting yapsa bile, adamın açlığını hissedeceği için adama soğuyacaktır.

Bazı kadınların sizinle mesajlaşırken tek amacı, sanal olarak tatmin olmaktır ve gerçek hayatta buluşmaya niyeti yoktur. Sexting kısmına girmeyerek bu kadınlara boşa zaman harcamanın önüne geçebilirsiniz. Ayrıca bir kadın sizinle sexting yapıyorsa, başkasıyla da yapıyor olma ihtimali yüksektir ve bu kadınların paralel yazıştığı erkek sayısı çok olduğundan, sizinle buluşup sexting kısmını gerçeğe dönüştürme ihtimali azdır.

Mesajlaşma prensibi 10 : Kadınla çerçeve savaşına girmeyin.

Bazen kadınlar sizi denemek için tartışma çıkarabilirler veya size kafa tutabilirler. Ya da sizi tahrik edecek şeyler yazabilirler. Bunları kavgaya veya güç savaşına çevirmeyin. Şunu unutmayın: kadının yazdığı her şeye cevap vermek zorunda değilsiniz!

Böyle bir durumda yapmanız gereken şey, kendi çerçevenizi korumak için birkaç cevap yazmanız ama eğer kız hala size meydan okuyorsa onu orada cevapsız bırakıp birkaç gün sonra yoklama mesajı atın ya da onunla dalga geçin ve (kovuldun gibi bir şeyle bitirin).

Örnek:
Kadın: Kanka ne haber?

(Biraz geç cevap vererek …)
Erkek :Aradığınız kankaya şu an ulaşılamamaktadır, sizi yakışıklı lorda bağlıyoruz!

Kadın : Hahahah … Kanka sen mi yakışıklı lordsun?

Erkek : Lordum diyeceksin.

Kadın : Kanka, kanka, kanka, …

Erkek : Bunun için seni cezalandıracağım.

Kadın : Kanka, kanka, kanka, …

Erkek : Kovuldun.

Kadın : Hahaha … Kankalıktan mı?

(Bu aşamada cevap vermenize gerek yok. Kız meydan okumadan geri adım atmıyorsa, onu orada o haliyle bırakın.)

Mesajlaşma prensibi 11 : Her defasında bir konuya odaklanın.

Mesajlaşırken bir mesajdan diğerine konudan konuya atlamayın. Bunu zaten siz yapmayın ama karşınızdakini de yönetin. Bazı kadınlar bir mesajda bir konu açıp sizin cevabınızın hemen ardından tamamen başka konuyla ilgili soru sorarlar.

Örnek:
Önce yanlış mesajlaşma:

Kadın : “Konser çok iyiydi. Sen Cumartesi ne yaptın?”

Erkek: “Sahneye çıkıp kıç sallamadın değil mi 😉 Cumartesi koca bir köpeği gezdirdim.”

Kadın: “Haha, hayır güvenlik çıkmama izin vermedi 🙂 Ne cins köpekti?”

Erkek : “Konserin neden iyi olduğunu açıklıyor 🙂 Kocaman bir doxin :D”

Burada erkek konseri ya da Cumartesini seçip tek konu üzerinde gitmeli. Bir sürü şeyi aynı anda konuşmaya çalışmak yorucu, karmakarışık ve yönetmesi zor bir şey. Şimdi doğru mesajlaşmaya bakalım:

Kadın : “Konser çok iyiydi. Sen Cumartesi ne yaptın?”

Erkek: “Sahneye çıkıp kıç sallamadın değil mi ;)”

Kadın: “Haha, hayır güvenlik çıkmama izin vermedi :)Sen daha eğlenceli bir şey mi yaptın?”

Erkek : “Konserin neden iyi olduğunu açıklıyor 🙂

Mesajlaşma prensibi 12 : Sürekli düz cevap vermekten kaçının.

Kadın size bir soru sorduğunda, sürekli olarak düz cevaplar vermeyin. Sürekli olarak düz cevaplar vermeniz, konuşmayı sıkıcı yapacağı gibi, sizi de kolay kontrol edilebilen bir iyi çocuk gibi gösterir.

Örnek:

Kadın: “Arkadaşlarınla yemek nasıldı?”

Erkek (Düz cevap) : “Çok iyiydi. Adamları ne zamandır görmüyordum. Yeniden görüşmek iyi oldu.”

Erkek (Eğlenceli cevap) : “En lezzetli hamburgeri ben yedim. Sakalımda hala birkaç parça hamburger ekmeği var :)”

Mesajlaşma prensibi 13 : Buluşun!

Kadının mesaj arkadaşı olmayın! En fazla bir veya iki gün, toplasan maksimum 20-30 mesajdan sonra buluşma davetini yapın. Buluşmayı hemen 2-3 gün sonraya ayarlayın ve ondan sonra mesajlaşma sıklığını azaltın.

Mesajlaşma prensibi 14 : Mesajlaşmada duygu, metinden önemlidir.

Kadınlar bir iletişimde anlamdan çok duyguya önem verirler. Mesajlaşmalarda ne yazdığınızdan çok, mesajlarda heyecan, eğlence gibi duygular var mı onlara dikkat edin. Sıkıcı olmamak, doğru yazmaktan daha önemlidir. Fazla endişeli ve muhtaç bir şekilde yazmak, yanlış şeyler yazmaktan daha yıkıcıdır.

Aynı şekilde kadının yazdıklarından ziyade ne kadar istekli olduğuna, size ne kadar yatırım yaptığına (örneğin sizinle mesajlaşma başlatmıyorsa, size istekli cevap veriyor olsa bile pek yatırım yapmıyor demektir), feminen ve uysal olup olmadığına dikkat edin. Bunu yaparsanız, zamanla hızlı bir şekilde, bir kadının yatırım yapmaya değecek veya değmeyecek olduğunu anlama konusunda bir içgüdü geliştirirsiniz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.