Narsist anne babalar nasıl davranırlar ve çocuklarını nasıl narsist partnerlere kurban olarak yetiştirirler?

Bu yazıda narsist ebeveynlerin çocuklarını, kendi narsist ihtiyaçlarını karşılayacak birer “kanı emilmek üzere kullanılacak kaynağa” çevirirken aynı zamanda yetişkin hayatlarında narsist romantik partnerler tarafından kullanılmaya müsait kurbanlar yaratmalarından bahsedeceğiz.  

Başlamadan şunu da söylemeliyim ki narsist ebeveyn genellikle, kendisini dışarıya çok iyi bir ebeveyn olarak gösterir. Çevrelerinde çocukları ile ilgilenen ve onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan bir anne ya da baba olarak bilinir. Ama narsist anne ya da baba, perde arkasında çok farklı biridir. İnsanlar önünde sıcak, ilgili ve sevecen bir ebeveyn rolü oynarken, çocukları ile yalnız kaldığında mesafeli, soğuk, talepkar, manipülatif ve düpedüz istismar edici biridir. 

Narsist ebeveynin ailesinde çocuklara ve diğer ebeveyne değişik roller atanabilir. Mesela bir çocuk altın çocuk olabilir, diğeri günah keçisi. Bu çocuklar narsistin sanrılı gerçekliğini beslemek için yetiştirilirler ve bu nedenle de narsist bir ebeveynin çocukları, yıllarca ve hatta bazen hayat boyu acısını çekecekleri düşük özgüven, doymak bilmez bir onay ihtiyacı ile yaşarlar. Bu çocuklar yetişkin hayatlarında sağlıklı ilişkiler özellikle de sağlıklı romantik ilişkiler geliştirmekte çok zorlanırlar. Daha da kötüsü, sadece sağlıksız ilişkiler kurmakla da kalmayıp, sıklıkla narsist partnerlerle ilişkiye girip onların kanı emilecek kaynağı olurlar.

Narsist çocuklarını yetişkin bir birey olarak değil de kendilerine emilecek kan sağlayacak kurbanlar olarak yetiştirmek için birçok taktik kullanır. Bu tür davranış kalıplarının farkına varıp nereden kaynaklandıklarını bulmak, bu tür davranış kalıplarından kurtulmanın ilk ve en önemli adımı.

Bir numaralı taktik, rekabetçi davranışlardır. Narsist bir ebeveyn, çocuklarını kıskanır ve hatta onları çekemez. Çocuklarını aşağılayarak ya da ufak ama sık saldırılarla çocuklarını psikolojik olarak bastırır. Bu tür belli belirsiz duygusal saldırılar süreklidir ve çocuğun hiçbir zaman özgüven ve bağımsızlık geliştirememesini sağlamaya yöneliktir. Çocuklar aşağılamaları gerçek diye içselleştirirler zira bu aşağılamalar onların bağımlı oldukları, hayatta kalmak için muhtaç oldukları insandan ya da insanlardan gelir.

Narsist ebeveynin sürekli olarak aşağıladığı ve duygusal olarak saldırdığı çocuk, kendisinde varoluşsal bir yanlışlık olduğuna ve bu nedenle de kötü davranışları hak ettiğine inanır. Bu çocuklar yetişkin hayatlarında da aynı inancı ve kötü davranışları kabul etmeye devam ederler.

İkincisi, narsist ebeveyn çocuğunu sürekli olarak alçaltarak onun onay için kendisine bağımlı olmasını sağlar. Ebeveyn sevgisi, ebeveynin istek ve ihtiyaçlarını (çoğunlukla kendi istek ve ihtiyaçlarını feda ederek) karşılama ile elde edilebilecek onaylamaya bağlanır. 

Üçüncüsü, narsist ebeveyn, çocuklarının sınırlarını ihlal etmeye, onların duygu, düşünce ve algılarını kontrol etmeye hakkı olduğunu düşünür. Bu hak sanrısı çocuk yetişkin olduğunda da devam eder. Çocuğun ya da yetişkin çocuğun en ufak karşı çıkması, daha fazla manipülasyon ve baskı ile karşılanır. Yetişkinliğinde bile anne ya da babasının sürekli müdahalesine ve kontrolüne maruz kalan kişi, başkalarının da sınırlarını ihlal etmelerini, kendilerini kontrol etmelerini, düşünce ve duygularına saygı göstermemelerini kabul eder. Hatta bunu normal bir şey olarak görebilir. Böyle yetiştirilen biri, hayır demekte çok zorlanır.

Örneğin böyle bir erkeği, market alışverişinde kendine bir cips almak için karısından izin isterken görebilirsiniz. Böyle biri, bir yetişkin olarak başka bir yetişkinden ne yiyeceğinin iznini almanın normal olduğunu düşünür.

Bir narsist ya da kontrol manyağı bir kadın ile ilişkideyseniz, partneriniz böyle olmasa bile sürekli ondan izin almaya eğilimliyseniz, bunun narsist bir anne ya da baba yüzünden olup olmadığını sorgulamalısınız. Zira bu tür bir genç yaştan kablolama ile ilgili bir şeyler yapmazsanız, bu ilişkinizden artık yeter diye kaçsanız bile sonraki ilişkinizde aynı duruma düşebilirsiniz.

Dördüncüsü, sürekli olarak manipüle edilen, kontrol ve baskı altında tutulan çocuk, baş kaldırmanın ya da en azından omurgalı durmanın, kendisi için çok kötü sonuçlar doğuracağını öğrenir. Bu nedenle de çatışma yaratmadan hemen uyumlu davranmaya meyillidir. Bu tür bir çocukluk istismarı insana, sükuneti korumak ya da reddedilmemek için sürekli alttan almayı ve omurgasız olmayı öğretir.

Çocuklar belli bir yaşa kadar hayatta kalmak için ebeveynlerine bağımlıdırlar ve terk edilerlerse ölecekleri bilinci genlerine işlemiştir. Bu dönemlerini sürekli olarak alttan alarak, uyumlu davranarak ya da boyun eğerek geçiren kişiler, bu tehdit ortadan kalksa bile artık bu şekilde koşullandıkları için boyun eğmeye devam ederler.

Beşincisi, narsist ebeveynler, çocuklarının başarılarını, kendi egolarını yükseltmek amacı ile küçümserler. Bunun yanında çocuklarını çok nadir olarak duygusal destek sağlarlar ya da çok nadir olarak çocuklarının başarılarını kutlarlar. Böyle ebeveynler başkalarının önünde tabii ki sırf kendilerine ilgi çekmek ve başarıdan pay kapmak için çocuklarının başarılarını öve öve bitiremiyebilirler. Ama kapalı kapılar arkasında çocuklarının en küçük hatalarını arayıp yüzlerine vurmaya çalışırlar. 

Bu davranış çocuğun hatası yokken bile hataları hemen üstlenmeye hazır, düzeltmesi gereken bir durum yokken bile sürekli olarak kendini düzeltmeye çalışan ve sorumluluğu omuzlarına alan biri olarak yetişmesine neden olur.  

Altıncısı, narsist ebeveyn suçluluk ve korku duyguları başta olmak üzere negatif duyguları, çocuklarını kontrol ve manipüle etmek için kullanır. Narsist ebeveyn, her çocuğunun hangi duygularla tetiklendiğini ve çocuğunu nasıl rahatsız edebileceğini bilir. Zira bu tetikleyicilerin çoğunu zaten kendisi yüklemiştir. Bu, çocukları çok kolay manipüle edilir hale getirir ve çocuğu başkalarının kullanımına ve istismarına açar. 

Yedincisi, genellikle bir çocuğu diğerlerine göre favori çocuk haline getirerek ya da çocukları diğer ebeveyn aleyhine yükleyerek, aile bireylerini sürekli rekabet eder hale getirir. Bu çatışma ortamında narsist ebeveyn, çocukların zihnine kendilerinden şüphe etme tohumları eker ve çocuklarına hasar verir. Çocuğun kontrolünü ve kanı emilebilir kurban statüsünü korumak için çocuğu, çocuğa duygusal destek verebilecek diğer insanlardan izole eder.

Narsist ebeveyn, kendi derin aşağılık duygusu ve zayıflığı kaynaklı olarak büyük bir kıskançlık ve haset içindedir ve çocuklarını birbirine karşı yüklemesi, aşağı çekmesi ve çocuklara hasar vermesi kendi aşağı karakterinden kaynaklanır.

Sekizincisi, narsist ebeveyn çocuklarının duygularını sürekli olarak görmezden gelir ya da geçersiz hale getirmeye çalışır. Çocuklarının gerçek korku ve kaygılarını, çocuklarını fazla duyarlı, fazla tepkili olmakla suçlayarak savuşturur. Duygularının sürekli olarak geçersiz sayılması veya görmezden gelinmesi, kişiye kendi duygu ve düşüncelerinin önemsiz olduğunu öğretir. Kişi kendi duygu ve düşüncelerinden sürekli olarak şüphe eder ve ebeveynleri gibi duygularını görmezden gelen partnerlerinin davranışlarına büyük tolerans gösterir.

Dokuzuncusu, narsist ebeveyn sevgi ve onayı sadece ve sadece çocuk beklentilerine uyduğu zaman verir. Çocuk, sevginin itaat ederek ve başkalarının isteklerini karşılayarak elde edildiğini öğrenir. Böyle biri yetişkin hayatında, sadece partnerinin istismarcı davranışlarına tolerans göstermekle kalmaz, aynı zamanda partnerinin imkansız derecede yüksek standartlarını karşılamak için her türlü taklayı atar.

Onuncusu, narsist ebeveyn çocuğuna gaz lambası manipülasyonu (gaslighting) uygular. Çocuğun gerçekliğini bozar ve gerçekliğinden, hafızasından, yargılarından, algılarından ve çevreyi yorumlama kabiliyetinden şüphe duymasına neden olur. Kişi dengesiz bir kişiliğe sahip olmakla kalmaz, aynı manipülasyonu uygulayan partnerlerin eline düşer.

Bu tür bir narsist ebeveyn istismarı, kişinin yetişkinlikte aynı bilindik kaosu yeniden yaratmak için, kendisini istismar edecek partnerler arayıp bulmasına neden olur.

Narsist partnerler konusunda toksik ilişkiler rehberimize bakabilirsiniz.

Kaynak: 10 Ways Narcissistic Parents Set You Up For A Narcissistic Partner

Adam öküz

Kadın zirvesine katılan Kılıçdaroğlu’nun Ayşe Arman ile konuşmasının bir bölümü aşağıda. Ayşe Arman Kılıçdaroğlu’nun “erkekler ekonomik sıkıntı yüzünden eziliyor büzülüyor çaresiz kalıyor ve eve gidince hıncını kadından çıkarıyor” türünde talihsiz (!) bir açıklama yaptığını söyledikten sonra, tipik bir feministten beklenecek bir şekilde kelime oyunu yaparak bu konuda veri temelli açıklama yapma cürreti gösteren bir erkeğe saldırıyor. Kemal Kılıçdaroğlu bir sebepten bahsediyor ama Arman bunu gerekçe diye lanse ediyor. Bu son zamanlarda feministlerin beğenmedikleri araştırmaları susturmak için çokça kullandıkları bir yöntem. Kılıçdaroğlu’nun acı bir gerçeği dile getirmesi onu tasvip ettiği anlamına gelmemesine rağmen Arman burada “böyle derseniz bunu haklı görürsünüz” anlamına gelecek şeyler söylüyor.

Türkiye’deki rakamları bilmiyorum (Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 15 diyor ama bana az geldi) ama dünyada da birçok ülkede erkeğin fiziksek olarak saldırgan taraf olduğu aile içi şiddetin en büyük sebeplerinden biri erkeğin dışarda, başta ekonomik olmak üzere belirli nedenlerle özgüven kaybı yaşaması ve bunun hıncını evde çıkarması. Aynı zamanda veriler, aile içi şiddetin, sosyo ekonomik olarak aşağı indikçe astronomik olarak arttığı yönünde.

 

Feministler tabii bunu duyar duymaz “şiddete kılıf buluyorsunuz” diye çığırtıyorlar zira onlara göre sebep belli (!) : adam öküz. Ayşe Arman gibilerin zaten yaşadıkları fildişi kuleden kendi yüksek zevklerine uymayan herşeyi “öküzlük”, “hanzoluk”, “göbeğini kaşıyan adamlık” gibi yüksek IQ belirtisi (!) kavramlarla açıklamasına artık şaşırmıyoruz. Fakat burada ek olarak tipik feminist tek sebepçilik de var. Bu tek sebep de belli : erkeğin içindeki testosteron destekli şiddet eğilimi ve bunu hunharca dışa vurmasını destekleyen, kadını ezen ataerkil sistem. Bitti. Niye bitti zira çözüm (!) (daha doğrusu feminist ajanda) ataerkil sistemi yıkmak olduğu için sorun cinsiyetçilik olmalı.

Oysa eğer Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi bir veri geliyorsa araştırmalardan, bunu ciddiye almak ve erkeklere bu konuda psikolojik destek, danışma hattı, vs. gibi çözümler üretmek, aile içi şiddeti gerçekten azaltabilir. Azaltır demiyorum ama orada ciddiye alırsan çözüme doğru politika üretme ihtimalin olan bir durum var. Veri destekli çözümler her zaman duygusal çözümlerden daha güçlüdür ki dikkat ederseniz “adam öküz” tespitinin önerdiği bir çözüm de yok.