Algılanan statü ve cinsel pazar değeri

Statünün, paranın ve karizmanın nasıl algılandığının, erkeğin cinsel pazar değeri üzerindeki etkisini gösteren bir deney var aşağıda. 37 yaşındaki Peter’ın önce doğal hali kadınlara gösteriliyor ve sonra da bir stilist tarafından daha nüfuslu biri gibi giyindiği zamanki hali.

Türkçe altyazılı.

 

Burdan hemen klasik “kadınlar paraya gelir abi” çıkarımı yapacaklara (ki belgeselde de bu ima var), sayılara dikkat etmelerini öneririm. Adamın ilk halinden, ikinci haline geçişinde kadınların tahmin ettiği gelir seviyesi artışı sadece yüzde 25. Ama adamın ortalama çekiciliğindeki artış yüzde 70!

Kadınlar paraya gelir sığlığı ile ilgili Skeptico Parayla her kadının elde edilebilmesi adlı güzel bir yazı yazmış. Hala okumadıysanız (neden?) gidin okuyun. Kadınları etkilemek için elbet bir asgari gelirinin olması lazım ama benim kişisel görüşüm Peter’ın giyimi, daha bakımlı ve karizma olmasının kadınların gözünde Peter’ı çekici bulmalarına etkisi (cinsel pazar değerindeki artış) paradan ziyade (sadece yüzde 25 artıyor), statü. Bence zıplayan çekiciliğin sebebi bu.

Saha Raporu – Lezzetli börekler

Ecnebilerin day game (gündüz oyunu) dedikleri birşey var, kenarda yazıyorum yazıyorum ama daha yayınlayamadım. Yıllar önce onu ciddi oynadığım bir dönem olmuştu. Ama arada direk yaklaşmalar da olsa da daha ziyade, bakış avı şeklinde oynuyordum. Yani porno, bilgisayar oyunu, televizyon gibi şeylerle vakit öldüreceğime sürekli dışarda dolaşıyor ve uygun tanışma fırsatları (bana sinyal verenler arasından) avlıyordum.

Day game aslında oran olarak dönüşü en düşük oyun tipi. İyiyseniz bile, 30 yaklaşmadan 3’ü sonradan buluşmaya ve bunlardan biri de yatağa dönüşüyor. Kötüyseniz bu oran 50 – 10 – 1 gibi bir şey de olabilir. Fakat sayı olarak dönüşü yüksek olabilecek bir oyundur zira günde 3 yaklaşma yaparsanız (*), 10 günde bir yeni bir kızla ilişki şansınız oluyor anlamına da gelir. Tabii böyle bol zaman kimsede yok. O nedenle günde 3 kıza yürüseniz ama haftada bunu 2 gün yapsanız, buradan size 5 – 10 haftada bir ekmek çıkar. Ve bol bol da absürt olay.

Absürt olay dedim de. Bunlardan birini anlatayım.

Yine bu av zihniyeti ile yaşadığım günlerde, elektrik faturası elde birşey yapmaya gitmiştim. Şimdi neden elde fatura kuyruğa girdim hatırlamıyorum. Köşede küçük bir börekçi var, orada kahvaltı ediyorum. Radarlar açık. Çok güzel bir kız geçti ve belli belirsiz bir bakış attı. 10 – 15 saniye ne yapsam diye düşünürken birden bir ışık yandı kafamda “oğlum hatun kesin elde fatura kuyruğa gidiyor, kalk arkasında sıraya gir!”. Yepyeni çayı ve böreği masada bırakıp ardından koştum.

Cidden de kız kuyruğa girdi ve ben de hemen arkasında yer alabildim. Bir iki dakika sonra arkasına bakıp göz göze gelince gülümsedi ve ben de bir fırsatla konuşmaya başladım hatunla. İlk ne dedim hatırlamıyorum, ama basit birşey olmalı. Neyse bir saat kuyrukta muhabbetten sonra onun sırası gelince “işin bitince beklesene, köşede bir çaycı var orda konuşmaya devam ederiz” dedim. “Peki” dedi ve işi bittikten sonra da uslu uslu beni bekledi.

Çaycıya yürürken “acıktım ben börek de yiyelim” dedim. “Benim evim hemen şu köşede, gelsene bana evde çay da var börek de var” deyiverdi. O ana kadar gündüz oyunundan(**) kaldırdığım hatun olmuştu ama ilk tanışmadan 2 saat sonra köşedeki restoranın tuvaletinde sikiş tadında kapanışlar şehir efsanesi. En az 3 buluşma tadında geçiyor hayat. Beni yıllar sonra Erkek Adam sitesinde gençlere böbürlenerek anlatacağım duşa sokucu bir anının heyecanı sardı tabii 🙂 Takıldım hatunun peşine, gittik apartmanına. Çıktık kapısına.

Kapıyı açtı ve kapı arkamızdan kapanır kapanmaz boynuma atladı. Onu kaç saattir ara ara kestiğim diri kalçalarından kaldırıp bir o duvara bir karşı duvara dayarken dudaklarımız şehvetle … diye hayal ederken hatunun anahtar çıkarmayıp zile basması ile uyandım. Ha siktir lan “börek” derken “böbrek” mi gidecek derken kapıyı bir teyze açtı. Burayı hızlı alayım. Teyze “anneciğim” idi. Ben ise “anneciğim bak Mahmut ile elektrik kuyruğunda tanıştık, çok iyi biri (aaaagggghhhh) Mahmut”. O lafı duyunca “pardon teyzeciğim, dayım doğum yaptı,  ziyaretine gidecektim ama tamamen aklımdan çıkmış” der sıvışırdım ama kahvaltılık böreği masada bırakmışım bu amın ardına takılacağım diye, açlıktan geberiyorum. Anne elinden çıkmış bedava börek, güzel de görünüyor. Böreğe gömüldüm, gayet de lezzetliydi. Kahve yapıp falıma bile baktılar utanmadan. Neyse teyzeciğimin elini öpüp kıza araşırız dedikten sonra (nah arar bu iyi çocuk seni) bu absürt gündüz oyunu yenilgisinden (gerçi börekler güzeldi) kendimi azat ettim.

İnsanın HB7.5 bir dilberi elektrik kuyruğundan çaycıya çekmesi gözünü kör ediyor. Muhtemelen başında samimi bir cinsel ilgi vardı ama ben bunu o dönem baskın oyunum olan temel beta oyunu ile darmadağın ettim :

  • Kendimle ilgili herşeyi ilk 1 saatte kıza açmak ve tüm gizemi öldürmek – yapıldı. Bu normalde kendi başına yeter ama ucundan kırmızı hap değmiş biri olduğumdan muhtemelen sokaktaki beta gibi itici olmadı (ve kız arada sıvışmadı)
  • Kızın ah ne ilginç, hadi anlatsana diye gazlamalarına kanıp konuşmanın yüzde 70ini yapmak ve sinema bilgimle onu etkilemeye çalışmak (kendinin çekici olduğuna inanmayan birinin bunu sıklıkla başka meziyetleri göze sokarak kapamaya çalışma arzusu) – yapıldı
  • Konuşmaya cinsel bir tansiyon eklememek (dikkat edin ekleyememek değil, bunu denememek) – o zamanlar kız çok güzelse çok başıma gelen bir halttı, o da yapıldı.
  • Vücut dilini salmak – Yapıldı

Aslında ilgi başında vardı ama yukarıdakiler hergün karşılaştığı sıradan bir beta olduğumu gösterdikten sonra kayboldu. Bugünkü tecrübem olsa (a) yukarıdakileri yapmazdım ve (b) bir şekilde kadının ilgisi sönerse bunu anlar, kız ne kadar güzel olursa olsun NEXT eylerim (bolluk zihniyeti)

Kızı NEXT edemememin nedeni, bolluk zihniyeti olmadığından bana ilgi gösteren her kadını çölde su bulmuş gibi karşılamam ve ilginin seviyesini tartmadan sonuna kadar zorlamam idi. Bunu tabii böyle olduğu gibi kabullenmiyorsun, “kız güzel, fırsat elimde, sonuna kadar zorlarım” diyerek rasyonelleştiriyorsun.

Sonunda bu tür bir yenilgi – kapanış kaçınılmaz. Neyse bu durumda NEXT eylemem iyi idi zira börekler lezzetliydi.

(*) Bir günde 3 – 4 yaklaşmadan fazlasını tavsiye etmem. Çoğu day game ustası gidin salın kendinizi, yazın da yazın diyor ama benim şahsi fikrim ordan ekmek zor çıkar. Zira o şekilde ne spesifik yakşalmalara gerektirdiği ciddiyeti gösterebiliyorsun ne de yaklaşmanı gözlenmeyip, öz değerlendirme yaparak artılarını / eksilerini analiz edecek vaktin oluyor.

(**) O zaman buna oyun deniliyor muydu emin değilim. Neil Strauss The Game kitabını yayınlamıştı ama benim o dönem okuduğum elemanlar buna oyun demiyordu. Yaklaşma diyorlardı basitçe.

Ölümcül ONEitis belirtisi – Bir kızla ilgili kısa öykü yazarak tavsiye istemek

Bize mail atan herkese tek tek yazıyorum ama bunu bir yazı olarak yazma zamanı geldi. Zaten bugün biri TheRedPill redditte de yazmış.

Daha önce Bir Sonraki yazımızda belirtmiştik, e-posta adresimize çok sayıda tavsiye e-postası alıyoruz. Orda da temel problemi belirtmiştik ama bugün TheRedPill’de yazıyı görünce bir kez daha tekrarlamak istedim :

Bunlarda konu ne olursa olsun, ortak problemi görmek hiç zor değil : paragraflarca yazı sadece bir kız ile ilgili! Bu kız eski kız arkadaş ya da hedefte olan ve iş atıp – iş atmadığı anlaşılamayan bir hatun kişi. Maillerde bu kız ile maili atan erkek arasındaki iletişimin ayrıntıları ve nerede hata yaptıklarına dair sorular var ama hatanın kendisi zaten bu tek kadına bu kadar saplanmak. Bu o kadar yaygın ki bir tavsiye isteği aldığımızda genelde uzun olan bu mailde ilk yaptığımız detayları okumaktan ziyade yazan kaç kadından bahsediyor oluyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu sayı her zaman “bir”. O özel kadın tabii ki.

Maillerin pratik olarak hali hep şöyle :

Hey Erkek Adam, yazıları beğenerek okuyorum. Bir kızla / tabakla ilgili tavsiyelerine ihtiyacım olacak. Ben bu ONEitis hastalığından kurtuldum (ya da bu anlamda bir ön garanti) ama bak şu konuya bir el atıver.

Buradan itibaren ise bu tabakla ilgili aşağı kaydıra kaydıra bana karpal tünel sendromu kazandırmaya aday paragraflarca yazı.

Bu paragrafları üşenmeyip okuyorum ama arada başka bir aday kız var mı umuduyla (şimdiye kadar rastlanmadı). Ayrıntılar, kız şunu dedi, ben şunu dedimler, vs … önemli değil. Burada sorun bariz : ONEitis. Hem de ileri seviye.

Bir kadınla ilgili başka bir erkeğe danışırken paragraflarca yazabiliyorsanız bu kadın en güçlüsünden ONEitisdir (evet tabak mabak değildir). Kafanızda ONEitis olan bir kadınla, eğer kız halihazırda sizinle yatmıyor ise, başarı şansınız yok denecek kadar azdır, onun ne dediği, ne demediği, sizin ne yaptığınız ya da ne yapmadığınız hiç önemli değildir. Eğer halihazırda sizin kız arkadaşınız ise de boynuz is coming. Zira ONEitis hastalığından müzdarip iseniz, kontrol sizde değildir, kızdadır. Kadınlar kontrolü kendilerine bırakan erkeği küçümserler ve bu güç dengesinde iken sizin burdan iş çıkarmak ya da ilişkiyi elinizde tutmak için yapabileceğiniz birşey olamaz.

Bir kadınla ilgili başka bir erkeğe danışırken paragraflarca yazabiliyorsanız bu kadın en güçlüsünden ONEitisdir. Kontrol sizde değil kızdadır. Kız sizi kontrol etmektedir. Bu kadar basit, kabul edin bunu. Kontrolü elinde olan hiçbir erkek bir kadınla ilgili kısa öykü kategorisinde yazı yazamaz. Kontrol kızda iken de bizim size tavsiye yazmamızın, hatta aranızda ne oldu okumamızın yararı da yok.

Bir kadınla ilgili başka bir erkeğe danışırken paragraflarca yazabiliyorsanız bu kadın en güçlüsünden ONEitisdir. Dediğiniz herşey, yaptığınız her hareket, onun etrafında dönmektedir ve onun çıkarları için sizin kendinizi feda etmeniz, onu tepede bir kaideye tanrıça heykeli gibi oturturken, önünde diz çökmenizdir. Bu durumda kendi çıkarınıza olan herşey size vicdan azabı çektirir, kendi kafanızda sizi “cennetten düşmüş bir meleğe zarar veren bir iblis” konumuna getirir.

Bu nedenle, eğer elinize klavye alıp bir hatunla ilgili tavsiye için bize e-posta yazdığınızda, sayfayı aşağı kaydırmamız gerekecek ufak çaplı bir öykü yazdıysanız, gönder tuşuna basmadan önce bir düşünün.

Bir kadınla ilgili başka bir erkeğe danışırken paragraflarca yazabiliyorsanız bu kadın en güçlüsünden ONEitisdir. Bu kadının kafanızdaki yeri, siz ne kadar itiraf edemeseniz de aşağıdaki gibidir. Kızın önündeki duruşunuz, ses tonunuz, vücut diliniz ve hatta feromonlarınız buna göre olacaktır ve kadının bilinç altının bunu kavramaması mümkün değil.

ONEitis öyle güçlü bir kapı bekçisidir ki, şunu aşarsanız, Matrix’ten yüzde 60 çıkarsınız. Abartmıyorum. Bütün sorunlarınızın kaynağı bu, sizinle yanılıp şaşırıp yakın ilişkiye geçen her hatuna çölde su muamelesi yapmanız.

Peki abi iyi, güzel diyorsun da, bu ONEitis’ten nasıl kurtulacağız? Bundan üç şekilde kurtulabilirsiniz ancak :

1 – ONEitis ardı ONEitis gider, her birinden tokadı yer akıllanmazsınız ve birgün bir ONEitis öyle bir tokat koyar ki, hayatınız kayar ve kurtulursunuz. Ama bu ağır durum size pahalıya patlayabilir ki bazı erkekler bu olayı beklediği için hayatlarını kaybediyorlar (daha da kötüsü zavallı kadına da zarar verebiliyorlar).

2 – Bir dahaki sefere ONEitisiniz olduğunda, onu sırf bu nedenle terk edin. Evet, bir kadını sırf siz onu ONEitis mertebesine çıkardınız diye terk edin. O içinizde size resmen işkence eden “ama ya bu farklıysa, ya bu özelse, ya bu kız gelecekte çocuklarımın anası ise, ya hayatımın kadını buysa, vs …” kısım var ya, “kız öyle pat diye sırf ONEitis diye bırakılır mı” diyen. İşte o kısım sizin dostunuz değil. Matrix’in pili olun diye kafanıza yerleştirilmiş kapı bekçisi program o, her “önce ben sonra başkası” diye çekip gitmek istediğinizde arı kovanı gibi kafanızı siken. Ona iyi bakın. O sizin dostunuz değil. Sizin çıkışınızın önündeki ilk ve en güçlü bekçi o. Onu küçümseyemezsiniz, muhtemelen 5,000 yaşında bir sosyal program o. O kadar antik,  o kadar köklü. Onu yenmenin benim bildiğim tek yolu, ONEitis’i bırakıp gitmek. Kafanızın içinde önce kadını düşünen programa rağmen, kadını bıraktığınızda; belki de gelecekteki çocuklarınızın anası olacak kadına sırtınızı dönüp gittiğinizde, o program çok ciddi sarsılıyor ve bir süre sonra da yıkılıyor.

3. Dışarı çıkıp oyun oynayın ve 4 – 5 hatunla yatın. Bakın bakalım o hatun ONEitis olarak kalıyor mu?

Yani, bize o maili atmayın. Tavsiyemiz belli. ONEitis olmuş kızı, hele hele hayatınızda daha önce hiçbir kadından vazgeçmedi iseniz, orada bırakın. Bu, sizin içinizdeki betaya öldürücü darbeyi vurmak için ayağınıza gelmiş inanılmaz bir fırsat. Elinizin tersi ile itmeyin.

Soru : Ama abi kızı bırakmasak da, onu ONEitis yapmayı bıraksak?

Cevap : Bir kızı ONEitis yapmayı bırakmanın bizim bildiğimiz tek etkili yolu, o kızı bırakmaktır. Öbür türlüsü muhtemelen hatunu ONEitis tutma bahanesi. Biz kaç aydır birçok arkadaşla ONEitisleri ile gelişmeyi izliyoruz. Senaryo hep aynı. İlk mektupta kısa öykü yarışmasına aday bir yazı = ONEitis. Bırak o kızı tabak çevir ya da başkasına bak diye cevabımız. Sonrasında kız adamı terk edene kadar adamın bize “ama abi bak şöyle de oldu …” maili ve bizim ısrarla “bırak o kızı” cevabımız.

Soru : Ama abi ben bu ONEitis ile evliyim!

Cevap : Sen göndere bas bahtsız kardeşim, senin durum farklı.

Buzzfeed erkekleri testosteron seviyeleri

Buzzfeed diye meşhur bir propaganda aracı pardon haber-blog sitesi var, social justice worrior çöplüğü bir yer. Türkiye’deki onedio tipi birşey. Geçenlerde yaptıkları bir video ile dışardan pek erkek görünmeyen beta / omega dibi erkeklerin, testosteron seviyelerinin ne seviyelerde süründüğü hakkında bir bilginiz olması açısından ilginç.

Buzzfeed çalışanı 4 “erkek” testosteron seviyelerine bakıp hangisi daha çekici karar verecekler. Testosteron erkeği erkek yapan hormon. Tırnak içindeki erkekler şu aşağıdakiler.

Buzzfeed kafasındaki bir erkeğin testosteron seviyesinin düşük olmasını beklersiniz zaten ama sonuçlar ciddi anlamda şaşırtıcı. Erişkin bir erkeğin normal Testosteron-seviyesi 270-1,070 ng/dL arasında ve 25 – 34 yaş arasındaki erkeklerde ortalama seviye 617 ng/dL.

Buzzfeed betalarının testosteron seviyeleri ise şöyle.

Şöyle söyleyelim : Yukarıdaki değerlerin hepsi 85 yaşındaki dedelerin ortalama testosteron seviyesi olan 376 ng/dL seviyesinin altında 😀 Daha da kötüsü, birinci eleman (Asyalı eleman) hariç diğer üç beta erkeğin testosteron seviyeleri alt sınırında altında.

Hepsi 20li yaşlarında olan bu erkeklerin genel popülasyonu yansıttığını düşünmeyin. Daha çok Buzzfeed gibi beta akım medyada, feminazizmin dibine vurmuş kanallarda yer bulabilen erkeklerin ortalamasını yansıtıyor.

Bu yazıdan çıkarılacak sonuç ise testosteronun önemi. Tamam, burada tavuk – yumurta durumu var biraz ama eğer hayatta bir amacınız, belli bir hırsınız, enerjiniz yoksa, kadınlarla ilişki konusunda sorun yaşıyorsanız, bunun fiziki bir temeli olabileceğini de aklınızdan çıkarmayın. Testosteron seviyelerinize bir baktırın. Eğer düşük ise testosteron seviyenizi arttırmaya bakın.

 

Vaka çalışması – Bir kırmızı hap hikayesi

Biraz uzun olacak belki ama hikayemi anlatayım ister parça parça ister hikayenin tamamını yayınlayın. Buradaki birçok başlık bana çok faydalı oldu ve hemen hemen her yazınız-çeviriniz bana faydalı oldu diyebilirim.

Öncelikle yaş 25 yüksek lisans yapıyorum, entelektüel birikimim fena değildir ağzım da iyi laf yapar, kilo problemim var biraz ama genel olarak tercih edilebilecek bir tipim.

Anlatacağım ilişkiye dek kısa süreli ilişkiler yaşadım ve bu benim için çok verimliydi aslında, ihtiyacım olduğu anda kadınlarla diyalog kurup kendime partner ayarlıyor, onlarla biraz sevişip, takılıp ayrılıyordum. Buraya kadar olan kısma bakarsak alfa bile sayılabilirim:) ama işin özünde azılı bir beta, iğrenç bir meriçmişim onu fark ettim.

Söz konusu ilişkimdeki hatunu ayarlamam the game’deki stratejileri bilmeden uygulamam sayesinde oldu -ki kız bana bunu ilişki içerisinde defalarca söyledi. Kendisi sosyal çevremdendi zaman zaman arkadaş ortamında sohbet ederdik ve ben o aşırı entelektüel, politik doğrucu ortamda taban tabana zıt fikirlerimi çekinmeden söylerdim. Üstüne üstlük arada bu kıza ve diğerlerine de neg atardım ki -kızın söylediğine göre ortamdaki diğer kızlar da benden etkileniyormuş. Ben tabi bunları farkına varmadan yapıyordum. Neyse ben bu 10 üzerinden 9 güzellikteki kızımızla ilişkiye başladım. Fakat başlardaki o rahat, kendine güvenli tavrım bozulmaya başladı. Bir-iki ay içerisinde kız yavaş yavaş hayatımın merkezi haline geldi. bu noktada tekrar yüksek sesle söylüyorum *ONEITIS DİYE BİR ŞEY YOK* yazıyı okuyan herkes bunu dışından tekrar etmeli:) Neyse efendim ben bunu bir hayli özel biri diye pohpohluyorum, her istediğine evet demeye başladım, sürekli onun arzularını isteklerini tatmin etmeye çabalıyorum. nasıl etmeyeyim ki o benim tanıdığım en özel kadın! neticede.

Kendisi Ankara’da bir ameliyata girecekti, annesi babası dahi umursamazken ben kalkıp gittim, hemşireliğini yaptım üzerine bir de orada ufak bir şey yüzünden günlerce trip yedim. Yetmedi, maddi olarak elini cebine attırmadım, sürekli hesapları ben öderdim zira o benim için çok özeldi paranın lafı mı olurdu. Boktan arkadaş çevresinin yaptığı saygısızlıklara eyvallah dedim, zira arkadaşlarının bana yaptığı saygısızlığın bir önemi yoktu ve onun özür dilemesi gereksizdi, önemli olan kızın mutluluğuydu ve ben alttan almalıydım.

Sınavlarına doğru dürüst hazırlanmadı üzerine benim de bir dersten kalmama sebep oldu ve yüksek lisanstaki diğer derslerde de başarılı olmamı engelledi zira sürekli ilgi istiyordu ve sürekli ottan çöpten şeylerden kavga çıkarıyordu. Oturup sınavlara hazırlanmamız gerek diyordum ama hanımefendinin derdi gezmek tozmaktı. Bunu da aşırı sinsi bir şekilde yapıyordu özellikle belirtmem lazım çünkü her seferinde vicdanıma oynuyor ve beni manipüle ediyordu. Velhasıl maddi olarak elimde beş kuruş kalmamış, derslerimde performansım yarı yarıya düşmüştü ( bu beladan kurtulduktan sonra derslere yoğunlaştım ve bir sohbet esnasında hocam bana -geçen dönem neden o kadar kötüydün derslerde? dedi) sürekli bir kavga-gürültü ve sonu gelmez istekler listesinin içine boğulmuştum. Aylık olarak 800 tl öğrenim bursu almama rağmen kredi kartına bir o kadar borçluydum ve cebimdeki para 3 gün içerisinde bitiyordu tabi hanımefendinin özel istekleri yüzünden olduğunu belirteyim.

Ayrıldığımız gün bunun telefonunda mesajlaşmalar gördüm. Alenen tabak çeviriyordu yani, adamı elinin altında tuttuğunu fark ettim ve konuşmak istediğimde yine bağırıp çağırıp üste çıkmaya çalıştı, ben de o gün bu işi bitirdim.

Bu işin ilişki boyutuydu ve içerisinde ibret alınacak onlarca nokta var. ancak şunu özellikle belirtmeliyim bu yazdıklarımı edilgen bir perspektiften kaleme alsam da burada yüzde yüz suçlu benim. Zira kız bile aslında o kadar özel biri olmadığını ve kusurları olduğunu söylediği halde ben inatla onu hayatımın merkezi haline getirdim. Başka şeylerin acısını benden çıkarmasına müsaade ettim ve sınırlarımı asla koruyamadım. Benden hoşlanan diğer kızlarla ilişkilerimi sıfıra indirdim ve ona kendisinden başka kimseyle birlikte olmayacağıma dair yeminler ettim. işin bu noktaya gelmesi benim kabahatim kısaca.

Ancak değinmem gereken önemli bir nokta daha var ki o da kızın ALFA DUL olması. Evet ben çokça hata yaptım ancak şimdi düşününce kız çok ciddi alfa dul özellikleri gösteriyordu, tabi suçlu benim, bu yüzden kızın alfa dul olup olmaması önemsiz bunu unutmayalım. Kızın benden bir önceki sevgilisi olan şahıs bir hayli zengin biriymiş ve kızla sürekli gezip tozmuşlar, adam yeri geldiğinde kızı siktir etmeyi de bilmiş, kız aylarca aldatıldığından şüphelendiğini söylemişti mesela, yatağın altından kadın tokası bulduğu halde sineye çekmiş vs. onlarca şey. Kısaca adam kaba hatlarıyla alfa gibi davranmış ki asıl bomba şu: kız bir ara psikoloğa gitmişti, psikolog’un tespiti kızın 3 yıldır depresyonda olduğu şeklindeydi. İşin en civcivli tarafı da şu. 3 sene öncesi, kızın aldatılarak ve dayak yiyerek adam tarafından siktir edildiği tarihe denk geliyor. Muhteşem değil mi? Tam bir alfa dul ile karşı karşıyaymışım, o bitmez tükenmez isteklerin, sürekli mutsuzluğun, agresifliğin, boş ve manasız dalıp gitmelerin, ‘benim bir beklentim yok’ ‘artık benim canımı hiçbir şey yakamaz’ cümlelerinin arkasında meğer bunlar varmış, sonradan uyandım. bu arada yazıyı okuyan biri şunu söyleyebilir: neden durum bu kadar kötüyken o zaman ilişkiyi bitirmedin? Yanıtı basit aslında: birkaç kez bitirmeye çalışsam da kız demagoji yaparak beni ne kadar çok sevdiğini söyleyerek ayrılmak istemedi. evet ne diyorduk KADINLARIN DEDİĞİNE DEĞİL YAPTIĞINA BAK.

Neyse olay anlattığım gibi sonlandı, bana ‘senin benim üzerimdeki emeğin babamdan daha fazla (biri daddy issues mi dedi ehe ehe ) diyen kız ilişki bitiminde benden gördüğü zararın o dayak yediği, aldatıldığı, terk edildiği ilişkiden daha fazla olduğunu söyledi (bir not daha: ben ameliyatından sonra hemşireliğini yapmıştım demiştim, kendisinin zarar görmediği benden önceki erkek arkadaşı, kız hastalanıp kan revan içinde kaldığında bunu umursamadan kendi yaşadığı şehre dönüp kızı tek başına bırakmış, yani kıyasladığı adam buydu kısaca, tabi adamın yaptığının ne kadar doğru olduğunu şimdi anlıyorum ehe ehe) . Tekrar edeyim neredeyse kızın mutluluğu için kendimi paraladığım halde bunu duydum.

Her neyse, altın kural neydi ‘HYPERGAMY DOESN’T CARE‘. uzattım ve karıştırdım ama şu ana dek heralde bu sitede okuduğum hemen her makaleden bir kesit var benim yaşadıklarımda. Hepsini de anlatmak istedim ki ‘o kadar da olmaz’ diyen arkadaşlara bir kez daha düşünme imkanı vereyim.

AFTER THE RED PİLL

Kırmızı hapın gerçekleriyle tanıştıktan sonra ciddi manada işler benim için farklılaştı. Öncelikle hem bu sayfadaki makaleleri yazan-çeviren arkadaşlara hem de ekşi sözlük’teki skeptico, 1f, sonsuzluk ve bir gün, toroslardır benim yurdum, honorious ve karanlıkrüya nikli abilere-arkadaşlara teşekkürü borç biliyorum. Her birinden çok şey öğrendim ve işler bu sayede ciddi manada düzeldi. Öncelikle ilk öğrendiğim şey kendimi değersiz görmemem gerektiği oldu. Gerçekten kızdan önce ben, kendi kendime değer vermiyormuşum bunu fark ettim. Hayatımın merkezinin kendi mutluluğum olması gerektiği konusunda artık bir şüphem yok. Hatta bu sayede bana ekstra iş yıkacak ve beni kullanacak bir iki kişiyi direkt def ettim başımdan. onlar yüzünden ayıracağım zamanı kendi geleceğim için kullandım.

*Oneitis zırvalığının farkına vardım. Özel kadın yokmuş, ortada özel olan tek şey karşımızdakine yüklediğimiz anlamlarmış bunu gördüm. Bu sayede gündelik yaşamda da biri sırf güzel diye ‘hale etkisi’ne kapılmadan yapmam gerekeni yapmaya başladım -ki bu bana ekstra bir tabak olarak döndü.

*Spora başladım. Yavaş da olsa değişimi fark ediyorum ve bundan memnunum. Bunu da özellikle vurguluyorum her ne tür olursa olsun spor elzem ama vücut geliştirme estetik yönünü de düşündüğümüzde daha tercih edilesi bence. Zira görünüş çok önemli. Crazy, stupid, love filminden bir alıntı yapılmıştı bu sayfadaki bir makalede filmi onun üzerine izledim ve şu sahne çok dikkatimi çekti: Ryan Gosling (karakterin adını unuttum) dönüştürmeye çalıştığı adama ”şimdi tekrar et ben en iyisini hak ediyorum” dedirtiyordu. Bunun gibi ben de paramı kendim için kullanmaya başladım ve gardrobu yeniledim. Güzel, kendime yakışan şeyler aldım, dış görünüşümü bir nebze daha düzeltti bu ve etrafımdakiler de fark edilir bir değişim olduğunu söyledi.

*Oyun ve porno işini bıraktım. Zaten pek oyun oynamazdım ama artık sıfıra indi. Porno ise ciddi bir sorundu çünkü seks yapsam da resmen porno ve mastürbasyon bağımlısı biri haline gelmiştim. Bu bağımlılığı bırakınca ciddi manada enerjim arttı. Çok net bir şekilde söyleyebilirim ki hem bilişsel becerilerim (bilhassa dikkat konusu) hem de genel enerjim arttı. Artık bütün gün kendimi sağa sola atıp bir yerlere yığılmıyorum. kendimi kesinlikle daha iyi hissediyorum. Bu biraz gözden kaçan bir nokta ama bunu da vurgulamak istiyorum MASTÜRBASYONDAN UZAK DURUN.

Gelelim karşı cinse. Henüz rahip modunu tamamlamama daha vakit olmasına rağmen ısınmak için denemelere başlamıştım. İzban’da (İzmir’in raylı sistemi) evet basbayağı manyaklık yapıp toplu taşımada bir tabak buldum. Kıza başta hiç bakmadım ve beni ara sıra kestiğini gördüm. Ardından kolundaki dövmeden lafa girip önceden hazırladığım bir hikayeyi anlattım. kızdan üç-dört işaret aldım (ılı idi sanırım kısaltması) ve tüm bunlar beş dakikada oldu. benim ev onun gideceği yerden daha yakın olduğu için erken inecektim, inmeden numaranı versene dedim, o an, yeni tanıştığı adama tereddüt etmeden numarasını verdi. Bu arada kız da 10 üzerinde 7,5 ya da 8 (boyu kısa diye yarım puan kesilebilir:) diyeyim. Yani baya güzel bir hatun, ben erkek halimle çekinir numara vermezdim mesela ama hatun hiç tereddüt etmedi. Tekrar burada okuduklarımın işe yaradığını görmüş oldum bu vesileyle. Şu an bir tanesi şehir dışında fuckbuddy statüsünde diğer ikisi aynı şehirde açık ilişki tarzında üç tabağım var ki bu tabakları daha kendimle ilgili birçok hususu doğru dürüst düzeltemeden, tabak bulmanın çok zor olduğu yerlerden buldum.

Çok uzattığımın farkındayım ama şunu vurgulamak için bunları detaylarıyla anlattım: Gerek ekşi sözlükte gerek burada bahsedilen birçok konu uyduruk Disney masalları gibi değil, tamamen gündelik yaşam pratiklerine ve kadın doğasına dokunan şeyler. Özellikle bir metropolde yaşıyorsanız (şehrin olanakları vs dolayısıyla) bence işe yaramama şansı yok. Bırakın tabak koleksiyonu yapmayı, içgüdülerinizi serbest bırakarak, gerçek bir erkek gibi, inandığınız ve düşündüğünüz şekilde, iğdiş edilmeden yaşamak bile büyük bir lutuf. Hiç tabak çevirmesem, gidip porno ve mastürbasyon bağımlısı bile olsam sırf bundan sonra kadınlar hakkında gözümü açtığı için bile red pill öğretisine ve öğretiyi yayanlara minnet duyuyorum. Artık eski kız arkadaşıma kızmayı, kendimi ezdirmeyi-kullandırmayı, birilerinden onay beklemeyi bıraktım. Henüz red pill’le tanışalı kısa süre olsa da hem okul-iş hem de sosyal hayatım ciddi manada düzene girdi. henüz dönüşümüm tamamlanmasa ve öğreneceğim çok şey olsa da şimdiden, gözümün açılmasında faydası dokunan herkese teşekkür ederim.

Not: Hikaye biraz karışık gitti ve dağıldı ama sorunlu kısımlar olursa bir düzeltme yazarım yine.

Konuk Yazar : Pyrrhus

Kırmızı hap ve pratiği soruları

Hexa İlişki Yatırımı yazısına şu yorumu bırakmış :

Bu siteyi buldum ve içerikler epey hoşuma gitti. Çoğu ilişki propagandasından daha rasyonel, ayakları yere basar buldum. Benim merak ettiğim, bu yazılanları sadece çevirip koyuyor musun, yoksa kendi yorumun da var mı? Yani kişisel olarak bu felsefeyi yaşıyor musun? Ne kadar işe yarıyor, teoriden öte şahsen yaşamışlığın ve uygulamışlığın var mı? Önceden nasıldın, şimdi nasıl, doyuma ve refaha erdin mi? İlişkiler konusunda birçok öğüt genelde teoride güzel şeyler vaat eden- pratikte pek geçerli olmayan şeyler. Mesela Red Pill konusunda uzman birinin, bu yöntemin bilimsel açıdan geçerli olduğunu vurgulaması için epey örnek üzerinde deneyim yaşamış-gözlem yapmış olması gerekir, yani senin en az 50 civarında bir kadınla birlikte olup bir o kadar da üçüncü şahıs olarak gözlemde bulunman gerekir. 5-10 kadın üzerinde tutabilir ama bu onun gerçek olduğunu kesinlemez. Deney evreni ne kadar büyükse o kadar isabetli sonuçlar alınır. Senin deney evreninin boyutunu sormak istiyorum. Saygılar.

Sorular güzel o nedenle bir yazıyla yanıtlamak istedim.

Benim merak ettiğim, bu yazılanları sadece çevirip koyuyor musun, yoksa kendi yorumun da var mı?

Çeviri yazıların hemen hepsi, çeviri için gerekli yorum kadarı hariç yorumsuz. Bu sitede olmaları tabii ki genel olarak fikirlerimize paralel olması ama her yazının her bölümüne katılıyoruz diyemeyiz. Çeviri olmayan yazılarımız da var (çeviri olanları çoğunlukla belirtiyoruz) ama şu an önemli bulduğumuz kırmızı hap yazılarını çevirme işine öncelik verdiğimizden, kendi yazılarımıza daha az zaman ayırabiliyoruz. Aklımızdaki temel liste çevrildikten sonra, bizim tecrübelerimize göre kendi yazılarımızın sayısı artacak.

Yani kişisel olarak bu felsefeyi yaşıyor musun? Ne kadar işe yarıyor, teoriden öte şahsen yaşamışlığın ve uygulamışlığın var mı?

Evet, kişisel olarak şahsen yaşıyor ve uyguluyoruz. Kırmızı Hap sonucu genelde insanlar 3 yola giriyor : (a) MGTOW ki hızla yaygınlaşan yol, (b) risklerini bilerek ve Disney masallarından arınmış bir uzun süreli ilişki / evlilik ki erkeğin yaşına bağlı olarak uygunluğu artan bir yol ve (c) tabak çevirmek. Biz bloğun 2 yazarı tabak çeviriyoruz.

Önceden nasıldın, şimdi nasıl, doyuma ve refaha erdin mi?

Kendimi ele alırsam : Bu kavram ile daha camia ve kırmızı hap yokken çok uzun yıllar önce tanıştım. Bir adet oneitis / sadece kendin ol / ilişki yatırımı temelli ve aylarca seks yapamayan tipik bir betaydım. Zamanla bir yerlerde  yanlış yaptığımı anlayıp sorun ve çözüm nedir diye araştırma yaparken Michael W. adlı bir PUA’nın bloguna rastladım. Diğerlerinin aksine bu adam işin içine baştan evrimsel psikoloji katıyordu. Tüm bloğu bir haftada hatmettikten sonra ise gittim 45 USD verip e-kitabını aldım. Hayatımda aldığım ilk ve tek e-kitaptır. Kitabın adı da evlere şenlik : “The Dating Wizard : Secrets to Sucess with Women”. Neyse, kitabı bir oturuşta okudum ve bittiğinde hemen iki şey oldu (1) o anki oneitis bitti ve hayatımda bir daha hiç oneitis olmadı (2) depresyonum geçti. Hemen spor salonuna yazıldım, gardrobu yeniledim ve reddedilme korkusuna rağmen kızlara yürümeye başladım. O zaman siberalemi ve yoncayı keşfetmemiştim ve başka da online mecra yoktu. Geçmişte elde olan tek sahada, sokakta ve barlarda kızlara yürümeye başladım. Kısa bir yeni başlayan cehenneminden sonra ise düzenli seks yapmaya başladım.

Aslında bu olaya “bende zaten malzeme iyiymiş” ya da “ben zaten hazırmışım” diyebilirdim. Ama bu e-kitabı 3 kişiye daha verdim. 3’ü de birden değişti. Bunlardan biri müzmin abaza iken bir sene içinde kadın avcısı bir playboya dönüştü ve hala da evlenmedi, öyle yaşıyor. Hit countu yüzlerle ifade ediliyordur muhtemelen. İşin ilginci bu materyal artık bayağı eski olmasına rağmen (2003) Şubat 2017’de genç bir elemana verdim ve adam da 3 aya kız avcısı oldu. 2 senedir kız arkadaşı olmayan herif Temmuz 2017’de sabah tabak 1’in yatağından “canım sen uyu ben bir spor yapayım ve sonra brunch yaparız” diye kalkıp tabak 2’nin evine kahvaltı ve sekse gidip sonra tabak 1’e bruncha dönen biri oldu.

Fakat bunlar PUA işleri. Kafa hala az çok mavi hap. Bolluk sayesinde çoğunlukla kurtarıyorum ama arada mavi hap tuzağına düşüyorum. Mavi haplı bir şekilde çok yanlış bir kadınla evlendim ve çocukla beraber betalaştım. Daha önce Roosh ve Roissieyi biliyordum ama nedense Rollo ile geç tanıştım. Büyük resmi ise çoğu gibi ben de Skepticonun the redpill yazılarından reddit grubunu keşfederek gördüm.

Bugün boşanmış bir erkek olarak ayda bir yeni bir kadınla yatıyorum. Buna tabak çevirmek diyorum ama kızlar o kadar kısa süreli ki aslında çok azı birbirine denk geliyor. Seksten oldukça zevk alıyorum, kadınların da zevk aldığını ve benden bunu talep ettiklerini biliyorum ama eğer mavi haplı olsa idim bugün muhtemelen hem bu yaşadığım “kaka hayatı” kendim kaka bulduğum için yaşamazdım hem de muhtemelen yalnız bir ihtiyar olarak yaşamamak için ikinci evlilik belasını başıma sarmak üzere zaman ve kaynaklarımın önemli bir kısmını 30unu iyice aşmış bir hatuna adıyor halde olurdum. Yok pardon, mavi haplı olsa idim bugün muhtemelen hala aynı cehennem evlilikte acı çeken bir kayıp ruhtum.

İlişkiler konusunda birçok öğüt genelde teoride güzel şeyler vaat eden- pratikte pek geçerli olmayan şeyler.

Kırmızı hap öğretisi de mavi hap öğretisi gibi bir yol haritası. Benim şahsi gözlemim ve fikrime göre kırmızı hap, mavi hapa göre çok daha iyi bir harita. Zira ikisinin de hedef aynı gibi ama mavi hap seni alıp saray görünümlü bir barakaya tıkıyor. Mavi hapın tek esprisi, toplumca kabul edilen, kolay ve kestirme bir yol çizerken, kırmızı hap daha az kabul gören ve çetrefilli bir yol çiziyor. Ama kırmızı hapın çıktığı yer, vaadettiğine daha yakın ve daha mutlu olunabilecek bir hedef. Bir tehlike de mavi hapın artık gittikçe erkek aleyhine olan bir hedefe sürüklemesi.

Teori güzel ama işe yaraması için uygulamak lazım. Tamam harita iyi de, haritayı istersen hayat boyu koy masaya çalış, yürümeden hiçbir yere gidemezsin. Ben bir konuda aynı fikirdeyim seninle : teoriyi okuyanların önemli bir kısmı, kriter seks yapmak ise başarıya ulaşamıyor. Sebebi de yolu yürümemeleri. Ya da tam yürümemeleri. Bir erkek istediği kadar kırmızı hap zihniyeti kazansın, istediği kadar işini ve vücudunu geliştirsin, reddedilme korkusunu aşıp eğer dışarı çıkıp kadınlara yürümüyorsa (ki çoğu erkek bunu yapmıyor) evet öğreti / teori güzel de pratikte işe yaramıyor maalesef. Öyle en fazla kadınların ayak paspası olmaktan kurtulursun (ki fena da bir sonuç değil) ama seks konusunda başarılı olman kolay değil. Hatta ortalama bir beta klasik olarak ayak paspası olacağı kadınla evleneceği ve görece düzenli seks yapacağı için, kırmızı hap bir erkek için daha az seks anlamına bile gelebilir.

Ama şunu da söyleyeyim, bunu son adımına kadar (reddedilme korkusuna göğüs gererek) sabırla yürüyen ve belli bir başarı elde etmeyen birini de görmedim. Sabırla diyorum zira bu geçiş döneminin başında yeni başlayan cehennemi denilen bir evre var. Beta hayatında yılda bir hatuna yürüyen ve böylece de sadece yılda bir kere reddedilen erkek, ayda 10 hatuna yürüyüp 10 kere reddedilince haliyle “amk bu ne lan, ben omegalığın taçsız kralıymışım, kırmızı hap çalışmıyor ya da çalışsa bile ben umutsuz vakayım” diye düşünüyor. Bir de tabii şu var :

İlk başta davranışların çok beta olacağınızdan ciddi anlamda beginner’s hell (yeni başlayan cehennemi) yaşayacaksın. Yani çoğu yürümeden iş çıkmayacak hatta bazen ciddi şekilde aşağılanarak reddedileceksin. Bunun sebebi beta utandırma (beta shaming) kavramıdır. Alfa davranışlar gösteren bir adamın olumlu karşılanacağı şeylerin, beta davranışlı biri söylediğinde ciddi tepki çekmesidir. Kişisel algılamayın. Burada matrix, hep fişte olmasını beklediği pil adamın fişten çekilme çalışmalarına, kadının suretinde karşı  koymaktadır. Yılmayın.

Mesela Red Pill konusunda uzman birinin, bu yöntemin bilimsel açıdan geçerli olduğunu vurgulaması için epey örnek üzerinde deneyim yaşamış-gözlem yapmış olması gerekir, yani senin en az 50 civarında bir kadınla birlikte olup bir o kadar da üçüncü şahıs olarak gözlemde bulunman gerekir.

İstatistik ilmine göre örnek sayısı en az 50 olmalı değil mi? 🙂 Ben sanırım senin rakamlara ulaştım. Paralı askerleri saymazsan 50yi geçmişimdir (maalesef toplamda 10 sene süren bir uzun süreli ilişki ve elimden geldiğince sadık olduğum bir evlilik yaşadığımdan sayıyı 100e çıkaramadım). Bir o kadar da üçüncü şahısta gözlemledim diyebilirim. Bu dinamiği aslında sürekli gözlemleyen biriyim.

Fakat şu uyarıyı da vereyim : Bizim çevremiz Türkiye standartlarında iyi kazanan ve ortanın üstü bir çevre. Sonuçta oldukça seküler bir büyük şehir ortamındayız. Her sosyo-ekonomik sınıfta işe yarayacağını yabancı kaynaklardan varsayabiliyoruz ama kendimizin bu tip gözlemi kısıtlı.

Şimdi bitirirken kendi kafamda olan ama hakkında bilimsel bir veri olmayan bir teoriyi paylaşalım. Dediğim gibi bunu biraz zihin egzersizi olarak paylaşıyorum, “belge göster” dersen öyle birşey yok elimde.

Bence erkeklerin doğal alfa – beta – omega dağılımı, normal dağılım. Yani kabaca doğal alfa ve doğal omega azınlık uçlar ve ortadaki yığın beta. Betaların alfa tarafındaki yarısı hayat boyu 5- 6 seks partneri ortalamasının üstünde, omega tarafına yakın kısmı ise altında. Bu durumda :

  1. İnsanların doğal hallerinde doğal alfaların tamamı (top 5 – 10 civarı) ve alfa tarafındaki betalar, toplam tepe yüzde 20 erkek grubu, hatunların büyük çoğunluğunca arzulanan erkek kitlesi.
  2. Klasik ve geleneksel toplumda her betaya bir eş sistemi var. Bu sistem eski bayağı. Muhtemelen bir ara erkeklerin 17’de 1’inin tüm hatunları kapadığı çılgın bir dönemden sonra doğal 80 – 20 dürtüsünü bastırılarak çalışan sistem 5000 yaşında olmalı.
  3. Şimdi ise özellikle Batı merkezli, üçüncü dalga feminizm gazlı, endişe verici bir dönüşüm yaşanıyor. Buna genelde eskiye (avcı – toplayıcı toplumun 20 – 80 oranına) dönüş diyorlar ama bence durum daha vahim. Feminizasyon ve erkeklerin “aşk”, “hayatımın kadını”, “kendim olursam hayatıma girecek doğru insan”, “Disney Masalları”, “sensiz yaşayamam” propogandaya 40 yıldır maruz kalması ile Betaların çoğunluğu Omega tarafına kayarken, omega sayısı hızla artıyor. Kırmızı hap işte bu büyük sosyal mühendisliğe bir tepki aynı zamanda. Bu açıdan kırmızı hap sadece kişisel gelişimden ziyade ana akımın saldırdığı bir tehlike olmaya başladı. Daha yeni CNN saldırdı yine.

NOT : Yukarıda bahsettiğim The Dating Wizard kitabı pualib’de bedava. İngilizceniz varsa okumanızı tavsiye ederim. Kırmızı hap öncesi ve oldukça erken dönem olsa da hala yararlı bilgiler var. Türkçesi ise burada : İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları

Bir sonraki …

Erkek Adam sitesini e-posta adresine oldukça fazla sayıda tavsiye isteği alıyoruz. Bu maillerde konu ne olursa olsun, ortak problemi görmek hiç zor değil : paragraflarca yazı sadece bir kız ile ilgili! Bu kız eski kız arkadaş ya da hedefte olan ve iş atıp – iş atmadığı anlaşılamayan bir hatun kişi. Maillerde bu kız ile maili atan erkek arasındaki iletişimin ayrıntıları ve nerede hata yaptıklarına dair sorular var ama hatanın kendisi zaten bu tek kadına bu kadar saplanmak. Bu o kadar yaygın bir problem ki bir tavsiye isteği aldığımızda, genelde uzun olan bu mailde ilk yaptığımız detayları okumaktan ziyade yazan kaç kadından bahsediyor kontrol etmek oluyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu sayı her zaman “bir”. O özel kadın tabii ki.

Arkadaşlar, belirli bir kadın herhangi bir aşamada çark edebilir. Dün yüzünüze gülerken, bugün size sırtınızı dönebilir. Bunun nedeni siz de olabilirsiniz, kadın da. Kadınlar tabak çevirir ve sürekli opsiyonlarını karşılaştırır. Bir eleman öne geçmiştir, kadın sizi geriye atar, tamamen atar, falan filan. Önemli değil. Bir kadın şu an kız arkadaşınız / karınız değil ise ve bu kadın sizin hedefinizdeki tek kadınsa, o kadınla aranızdaki iletişimin içeriğinden çok daha büyük olan hata, sizin sadece bir kadına odaklanmanızdır.

Şu yazımızı iyi okuyun :

Kırmızı Haplı Çocuk – Mavi Haplı Çocuk

Dikkat edin, kızlar kırmızı haplı çocuğa yağmamaktadır. Kırmızı haplı çocuğun tek yaptığı kendisi ile seks yapmayan hatuna fazla zaman ve kaynak ayırmamasıdır. Kırmızı haplı çocuk resmen tabak çevirmektedir.

Bizim size tavsiye ettiğimiz gibi tabak çevirmiyor olabilirsiniz. Yani “abi ben aynı anda birden fazla kadınla yatamam, benim kişiliğime, prensiplerime, inançlarıma uymaz” diyor olabilirsiniz. Ama eğer şu an kimseyle yatmıyorsanız, birden fazla kadına paralel yürümemenize bir bahane değil bu. Bekarsın, kız arkadaşın yok, neden sadece bir kıza yazıyorsunuz?

Tabak teorisi yazısından :

Uzun süreli ilişki dışında erkeklerin büyük bir kısmı, sniper yöntemi olarak adlandırılabilecek bir ilişki stratejisi izlerler. Beta erkek sıklıkla tüm zamanını, enerjisini ve kaynaklarını hedefi sabırla beklemeye, o sabırla beklediği doğru zaman gelip de hedefindeki kıza niyetini belli etmeye adar. Bu “kız”, bütün bu bekleme / kur yapma dönemi boyunca, beta erkeğinin hedefindeki tek hatun kişidir. Bu proses birkaç haftadan, bazı uç örneklerde birkaç yıla kadar sürebilir. Bu bekleme süresi boyunca beta erkeği, en önemli kaynağından fedakarlık yapar – diğer potansiyel fırsatlar. Tabak çevirme teorisini kullanan erkek ise bu saçma (ama maalesef çok yaygın) durumdan kendini koruyabilir ve kadın peşinde koşarken birçok hedefe seri halde yönelir (pompalı tüfek yöntemi). Kadınsı koşullanma ile beyni yıkanmış beta erkeği balığı olta ile avlarken, tabak çeviren erkek balığı çok geniş bir ağ ile avlar. Ağa takılanlardan beğendiklerini alır, beğenmediklerini tekrar suya atar.

Kırmızı haplı erkeğin, mavi haplı erkekten farkı, kırmızı haplı erkeğin birden fazla kadını, hızlıca değerlendirmesi ve kendisine yeterince meyilli olmayan kadını hemen geride bırakarak bir sonraki hedefe yürümesidir. Mavi haplı erkek bir kadını haftalarca ve aylarca tüm ilgisinin odağında tutar ve ayda yılda bir yeni bir kadına yürürken, kırmızı haplı erkek onlarca kadına yürür.

Emin olun bir alfa erkek, ortalama betadan kat be kat fazla red yiyen biridir. Ha onun cazibesi nedeniyle belirli bir kadından red yeme oranı daha düşüktür ama başarı oranı yüzde 50 bile değildir. Eğer tek bir kadına haftalarca takılı kalmışsanız yaptığınız en büyük hata, sizinle henüz yatmamış bir hatuna takılıp kalmanızdır, aranızdaki konuşmalar, iletişim detaydır.

Aynı şey, eski kız arkadaş için de geçerli. Bir kız sizinle ilişkisini bitirdiği anda sizi başka bir kadına yelken açmak için serbest bırakmıştır. Nokta! Bizim eski kız arkadaş konusunda duruşumuz net (hemen geride bırak) ama diyelim ki hala onu geri kazanmaya uğraşıyorsun (çok yanlış hareket), yine de hemen başka kadınlara da yazmanız lazım.

Soru : Ama abi aşk?

Kısa cevap : Yalan dostum, aşk diye birşey yok.

Uzun cevap: Bu aşk masalı sizi uysal betalar olarak tutmak için var zaten. Yanlış anlamayın, iki insanı çocuk yapmak ve ona ilk senelerinde bakmak için biraraya getiren hormonal salgılamaların yarattığı “romantizm” yalan değil. Sağlıklı birşey. Ama bu Disney masalı tarzı “ömür boyu mutlu yaşadılar” aşkı tamamen propoganda ve ruh ikizi kişilik bozukluğunun bir parçası. İşin ilginç tarafı buna erkekler kadınlardan daha fazla kanıyorlar.

Beta erkeğini seviyormuş numarası yapan kadının vücut dili

Çanlar kendisi için çalmaya ve toslanacak duvar ufukta görünmeye başladığında bile bazı kadınlar sıkıcı bir beta bulup onunla yuva kurma fikrinden o kadar tiksiniyorlar ki, “teselli ödüllerini” öldürmeyi bile düşünebiliyorlar.

Kendi hayatlarını kurtarmak adına beta erkeklerin kendisini seviyormuş gibi yapan kadının vücut dilini okumayı öğrenmesi gerekiyor.

“Dedektif DeQuarto Mr. Viafore’un ölümü hakkında ne düşündüğünü sordu. Dedektifin dediğine göre kadının cevabı “sorun yok, ben çoktan geride bıraktım o olayı” idi. “Artık özgür hissediyordu”.

Fakat bu durumdaki bir kadının Mr. Ödeyen Betasına bunu direk söyleme ihtimali azdır. Erkeğin bunu okuyacak yeteneği geliştirmesi lazım, tabii öncelikle bunu görse de kabul etmemesine neden olacak beyin yıkamasından kurtulması gerekir.

Kadınlar vücut dilleri ile bu tür bir duygu ve sevgi yoksunluğunu bağırırlar. Özellikle de bilinç altında tiksindikleri erkekleri kendilerine sokulduğu zaman. Yukaridaki linkteki cinayeti işleyen kadın ve nişanlısının aşağıdaki fotoğraflarındaki gibi :

Adam kendine eğildiğinde geriye eğilme var, uzaklara bakmak var, kollarını göğsünde korunmacı bir şekilde kapamak var.

Kadın ve erkek arasındaki dinamik o kadar çok kadın tarafına kaydı ki, bu tür fotoğraflara sıkça rastlanıyor. Şu aşağıdaki fotoğrafta Marco Rubio ve karısı bu modern dinamiği çok iyi yansıtıyor.

Yoruma gerek yok ama tek resimde o kadar çok şey var ki. Sırıtışa mı ağlarsın, tiksinti ile geriye yaslanmış karısına eğilerek sarılışından mı (o ne sarılışı amk).

Bu aşağıdaki de bonus olsun. Fotoğraftaki iki insan evladı sevgili. Facebookta arkadaşları kızın büyük zenci yarrağı sempatizanı olduğunu ve ikisi ilişkide iken bile  bu zevkini tatmin etmekten (sık sık zencilerle grup seks de dahil) geri durmadığını oğlana ispatlıyorlar. Oğlumuz ne yapıyor. “Hepinizin amk biz konuştuk ve ben onu affettim, bizi kimse ayıramaz diyor” ve dünya alem görsün diye sevdiceği ile aşağıdaki pozu paylaşıyor. Hikaye şurada.

Hatuna sana al 10,000 dolar bu evsiz ve 3 aydır yıkanmamış bir adam sana sarılıp öpecek desen herhalde vücut dili bundan değişik olmazdı.

Bu tip hareketleri sevgilinizde ya da karınızda gördüğünüzde dostlarım, iki seçeneğiniz var.

1 – Korku oyunu (dread game)

2 – Terketmek

Korku oyunu basittir ama bir beta erkeğin bunu yapacak cesareti yoktur genelde. Kadının kalbine bu erkeği kaybedebilirim korkusu salmak anlamındaki korku oyunu, kadınlardaki rekabet korkusunu, erkeğin kendi faydasına kullanmasıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi kadına bu duyguyu vermek için illa başka bir kadın bulmanıza gerek yok. Birçok erkeğin bu duruma düşmesinin sebebi kadını hayatlarının merkezi yapmaları, bir dediklerini iki etmemeleridir. Kadınlar ağızları ile ne derlerse desinler, kendilerini hayatlarının merkezi yapan erkeklerden iğrenirler. Bu nedenle kadına korku oyunu uygulamak için onu hayatınızdan çıkarmanıza gerek yok, onu hayatınızın merkezinden çıkarmanız yeterlidir. Sorunun çok ciddi olmadığı durumlarda örneğin şişman bir kocanın ciddi bir şekilde spor yapmaya başlaması bile yeterlidir. Bu koca ne derse desin kadının bilinçaltı “başkası mı var acep” makinesini aktive edecektir (*).

Terk etmek ise eğer evli ve çocuklu değilseniz daha basittir ama amsalak bir beta, kendi kafasında bu hatundan ayrılırsa sekssiz kalacağına o kadar inanmıştır ki, aklının ucundan geçmez.

Yukarıdaki vücut dili dinamiğinin tersi ise şöyle birşey. Fotoğrafta Rosie Huntington-Whitely ve Jason Stratham var.

Alfa kurt Jason Abimiz burada :

  1. Genç sevgilisinden hafifçe uzağa eğilmiş (bu nedenle kadın hafifçe ona eğilmek zorunda kalıyor),
  2. Kadınının sıkıca kavramış, hoverhand yok
  3. Kafa ve çene hafifçe yukarı doğru açılı (karşılığında kadının başı hafifçe eğik ve sanki erkeğinin sahiplenici bakışlarının altına girmiş gibi)
  4. Kasıklar kadına dayanmış
  5. Göğüs hafifçe kadından öteye dönük ki hem kadının varlığı karşısında rahatlık hem de ona hafif bir mesafeye işaret ediyor

(*) – Bunun tersi de doğru. Eşiniz birden kendini spora vurup, sizi hayatının merkezinden çıkarıyorsa, bunun bir sonraki adama hazırlık olabileceğini düşünme zamanı geldi. Bu durumlarda özel dedektif cidden çok iyi bir yatırım olacaktır.

 

Tag The Sponsor : Instagram “tanrıçalarının” gizli hayatı

Hiç düşündünüz mü instagram modeli kızlarımız bu lüks hayat tarzlarını nasıl karşılıyorlar. Çoğunun, düşük gelirli işlerde çalışmasına rağmen, egzotik yerlerde tatillerde, lüks araba önlerinde bir sürü fotoğrafı var.

Özellikle yurt dışında tinder‘da gezinirken ben sık sık düşündüm. 20lerinde, standart ince belli, acayip koca kıçlı ve şu plastik iyi kalitede sex doll tipli bazı hatunların Instagram hesaplarında, Dubai, Abu Dabi gibi merkezlerde, gökdelenleri arka fonuna almış, havuzda ya da bir süper yatta fotoları var. Biraz instagramlarına bakınca bu hatunların sıradan mesleklere sahip olduğunu ama dünyayı en lüksünden dolaştıklarını görüyorsunuz. Şimdi bir kadın dünyayı dolaşabilir ve gerçekten de dünyayı dolaşan ve gezdikleri yerleri paylaşan bir sürü hatun var. Ama bu bahsettiklerim farklı. Bunlar çok lükse yerlerde fotoğraf çektiriyorlar. Benim şahsi fikrim bunların genellikle seekingarrangement gibi sugar baby – sugar daddy sitelerinde şeker baba (hıyar beta) bulup onun sponsorluğunda tatil karşılığı vuruşmaya giden hatunlar ya da mesleği seks işçiliği olan hatunlar olduğu idi. Ama bu Arap ülkelerinin bu tür instagram “modellerinin” hemen hepsinin profilinde ortak olması da ilginç gelmedi değil.

 

 Benim kişisel tahminim, bu kızlarımızın bu lüks hayatlarını karşılayan adamlar olduğu yönündeydi ki yanılmamışım. Ancak bu hatunların bu hayat tarzı için neler yaptıklarının detayı bambaşkaymış.

tagthesponsor.com bu işin ne denli derin ve çarpık olduğunu tüm detayları ile gözler önüne sunuyor. Bunca yıldır kırmızı hap, hipergami, falan yazıyoruz ama hala bize vay anam vay neler dönmüş serhat ya anı yaşatan ve ağzımızı bir karış açık bırakan şeyler görüyoruz.

Aslında bu kızlarımız model değil, çok ciddi fiyatlara çok ilginç fantaziler için servis veren eskortlar. Dönen paralar ve konuşulan fantaziler ise dudak uçuklatan cinsten. Öncelikle adamlar bu yaptıklarını nasıl açıklıyorlar oradan başlayalım.

Artık insagram modellerine allahın bir lütfuymuşcasına davranmayı bırakmamız lazım. Sırf kıçlarını gösteriyorlar diye gereksiz bir şekilde tapınıyoruz onlara. Bir sürü meriç, sanki çok da matah insanlarmış gibi bunları korumaya çalışıyor… Instagram modeli dediğiniz insanlar orospudur ve artık tarifelerini profillerine açık açık yazmaya başlayıp insanları kandırmayı bırakmaları gerekiyor. Orospuluğa karşı değiliz, ancak böyle gizli gizli kendini satıp, normal bir işi olan ve para kazanmak için gerçekten çalışan kadınları “basit” olarak gören mahluklara karşıyız.

Mesela 30.000€ karşılığında bir Arap şeyhinin 13 yaşındaki kuzeninin bekaretini almayı kabul eden manken var. Adamın kendisi ile de sevişmek için ki bu sevişme anal, golden shower (üzerine işeme) gibi bir çok fantaziyi de içeriyor. Zaten kim sadece sevişeceği kadına o kadar para versin ki, değil mi?

İşin derinlerine girince iş iyice garip bir hal alıyor, devesine mastürbasyon yaptıranından, köpeğine siktirenine, arkadaşları ile 10 kişi hatuna girenine kadar ne ararsan var. Genelde konuşulan fiyatlar 2-3 günlük aktiviteler için, 15.000 – 50.000€ civarında. Hatunun ulaşımı ya bir first class bilet ile ya da özel jet ile karşılanıyor. Dönen paralar da fantaziler kadar uçuk yani.

Ayrıca yazılardan anladığım kadarıyla bu kadınlardan bir kısmı maaşa bağlanıp adama düzenli hizmet vermeye de başlıyor. Çoğu mankene, “senden memnun kalırsam evlerimden birine yerleşirsin ve sana maaş bağlarım, şehre geldiğimde de birlikte oluruz” şeklinde teklifler de yapılıyor ve mankenlerin çoğu için bu durum gayet olumlu gözüküyor.

Benim burada dikkatimi çeken 2 konu oldu. Birincisi, ortalama her kadın “ya sen ne saçmalıyorsun ben öyle biri değilim” diye konuya başlayıp, parayı ve konunun ciddiyetini görünce fantazilerin detaylarını konuşmaya geçiyor. Yani hepsinde ben orospu değilim savunması, parayı ve paranın geleceğinin garantisini görene kadar sürüyor sadece.

Bir diğer konu ise, buradaki her kadın, yaptıkları hayat kadınlığı olmasına rağmen bir aşamada adama “hayatında hiç bir kadına gerçekten birşey hissettin mi?” yada “ben senin diğer kızların gibi değilim, hayatında tanışacağın en eğlenceli kadın ben olacağım” gibi bir yaklaşım ile, herifi komple kafalayabilir miyim denemesi yapıyor. Galiba kadın solipistliğinin daha açık bir örneği olamaz. Adam seni en ücra fantazileri için parayla satın alıyor ancak sen hala bu adamın aslında seni tanısa aslında sana aşık olabileceğini düşünüyorsun. Ne kadar mantıklı değil mi?

Dikkatimi çeken, bu hayatı yaşayan çok kadın var. Bunu ciddi ciddi bir hayat tarzı şeklinde sürdürüyorlar. Mesela bu kızımız tatil karşılığı sevişmenin bağımlısı olduğunu söylüyor. Burada da iki kız kardeş birlikte gitmeye ikna oluyorlar. Kızlardan biri 25 yaşında ve bakire, abimiz onun bekaretini de 15 yaşındaki kuzeni için satın almış. Biraz zaman dolanırsanız zaten yüzlerce hikaye var sitede.

Olaylar genelde, Dubali, Londra, Las Vegas gibi yerlerde geçiyor. Galiba bu siteyi farkettikten sonra buralarda fotoğrafı olup, maddi olarak yeterli geliri olmayan hiçbir güzel hatuna normal bir gözle bakamayacağım.

Not : Sitenin About Us kısmının çevirisi :

Sponsorette çağına hoşgeldiniz, kimsenin artık Tiffany’de kahvaltı yapmadığı ve 9 – 5 çalışmanın şehir efsanesi olduğu çağa. Sponsorette nedir? Sponsorette Instagram gibi platformlarda ağzının suyu akarak kendine bakan erkekler ve kendi gibi olmak isteyen ve kendini idol gibi gören kadınlardan tanrıça muamelesi gören hatunlar. Genelde Salı öğlen saat 3’te elinde Martini ile bir plajda poz veren ve hepimizin yaşamaya can attığı yaşıyor görünen kadınlar. Ama hepimizin cevabını bilmek için yanıp tutuştuğumuz soru şu : “Bu fotoları kim çekiyor?” Cevap : Sponsorları.

Sponsor genellikle şu 3 kategoriden birine düşen varlıklı bir erkek : Hedge Fund CEO’su; Şeyh ya da basketbol oyuncusu.  Fakat sponsorette’in renkli hayatının bir bedeli var. Özel jetle şeyh tarafından Dubai’ye uçurulup şeyh ve arkadaşlarının üzerlerine sıçması için ya da CEO ile Las Vegas’a gitmesi için olsun, bu kadınlar amları için satın alınıyorlar. Sponsoretteler, vitaminsiz kalmış beyinlerce göklere çıkarılan, iki delik ve kocaman bir götten başka bir numarası olmayan orospudan başka birşey değil. Beni yanlış anlamayın, bir sugar daddy sahibi olmakta bir yanlış yok ki bu her iki taraf için de yararlı birşey. Ama son zamanlarda birden bire bir kadın tipi türedi : ince belli, koca götlü, instagram sayfasında 50,000+ takipçisi ve bio kısmında rezervasyon bilgileri olan bir kadın tipi. Problem bu sponsoretteler kendilerine barmen, fittness trainer, model, emlakçı ya da marketing executive gibi kamuflajlar bulmuşlar. Ama bir modelin ajansı olmaz mı? Fitness trainer hiç mi gym’e gitmez? Haftasonu part-time barmenlik yapan kız o özel uçağa nasıl biner? Emlakçılar ya da marketing executiveler her hafta başka bir adada güneşlenmek yerine, işlerinde güçlerinde çalışmazlar mı? Açık açık ratinglerini de yazsalar iyi olur. Biz fahişelere karşı değiliz ama amını satıp sonra çalışarak para kazanan kadınları aşağılayan orospulara karşıyız. Şarlatan orospulara, göstericiliğe ve fanatlikliğe karşıyız. Elde ettiklerini sırt üstü yatarak değil çalışıp kazanarak sağlamış gibi davranan orospuları ifşaa ediyoruz.

Kırmızı Hap Kadın Dostudur

Feministlerin kafasındaki kırmızı hapı almış erkek modeli tam olarak şu hakiyedeki gibi:

“17 yaşında bir kız, 23 yaşında bir erkekle ilişki yaşar. Adam ilişkide sürekli olarak baskılayıcı, kontrolcüdür. Hatunu ailesinden, arkadaşlarından uzaklaştırır. Her buluştuklarında sevişmek ister ve sevişmezlerse hatunu terk edeceğini söyleyerek tehtid eder. Hatuna bok gibi davranır, fiziksel şiddet uygular ve daha bir çok saçma sapan hareket yapar. Ama hatun adamı bir türlü terk etmez.”

Bizim burada anlatmaya çalıştığımız erkek modelinin bununla uzaktan yakından alakası yok. Mesela bu arkadaş bildiğin ezik, başka hiçbir kadınla şansı olmadığını düşündüğünden hatunu takıntı haline getirmiş ve aslında içten içe onu kaybetmemek için korkan, duygularını ve düşüncelerini kontrol edemeyen tam bir mavi hap erkeği. Diğer hatunlara çekici gelmeyen, çevresinden ilgi alamayan değersiz bir herif.

Şimdi öncelikle bu adamın kırmızı hap ile neden alakası olmadığını açıkca anlatayım. Kırmızı hap açıkca, alfa olabilmek için duygularını kontrol edebilir olmanı, bir kadın ile mutlu değilseniz hiç vakit kaybetmeden başka bir kadın arayışına yönelmeni, tek bir kadına saplanıp kalmaman gerektiğini söyler. Bu herif gibi bir kızı kaybetmek korkusuyla hem kızın hem de kendi hayatını bok eden adamdan ancak ezik olur.

Bu hikaye ve hikayenin kırmızı hap’a uzanma hikayesi reddit’te yıllar önce gerçekleşti. Çünkü oradaki kırmızı hap algısı da bizim sözlükteki ile aynı: Kırmızı hap öğretisi, bir sürü bakir, ezik, tecavüzcü ve tacizci insan topluluğudur.

Şimdi hatun ayağı ise daha komik, bu kızımız tam 5 yıl boyunca bu kadar saçma sapan muameleye rağmen, bu salak herifle görüşmeye, her istediğinde sevişmeye, her ayrıldıklarında koşa koşa adama dönmeye devam etmiş. Bunun gibi yüzlerce örnek bulabilirsin, Türkiye zaten bu konuda resmen kontrollü bir deney gibi.

Konu ile ilgili herkesin görüşü, kızın psikolojik sorunları olduğu, genç ve saf olduğu için bunu yaptığı, bu sayede erkek arkadaşının ondan “faydalandığı” yönünde. Adamın kıza böyle yapmazsan seni terk ederim fikrini sürekli aşılamasından ve gitmesini engellemesinden dolayı hatunun kaldığı yönünde. Aynı bakış açısını feministlerde defalarca görebilirsiniz, bir kadın şiddete maruz kalıyor ve inatla da gitmiyorsa bu yine ona gidemeyeceğini hissettiren erkek yüzündendir, kadının en ufak bir suçu yoktur.

Şimdi bak, normal bir adam gidip normal bir kadına, “ya bu akşam benimle seviş ya da bir daha görüşmeyiz” gibi bir cümle kurarsa, kadının iki seçeneği vardır değil mi? Ya adamla sevişir, ya da ilişkiyi bitirir. Kadının da kendisi için en iyi olduğunu düşündüğü şeyi seçebilme kapasitesi vardır sonuçta. Ya ilişkiden memnundur ve adamla sevişmeyi keser, ya da bu lafı aşağlayıcı bulur ve adamı terk eder. Ama sonuçta bu onun kendi kararı ve kendi kararlarını alabilecek kapasitesi zaten mevcut değil mi?

Peki böyle bir soruya, kırmızı hap karşıtı ya da feminist tayfa nasıl yaklaşır? Onlara göre böyle bir sorunun tek mantıklı cevabı vardır o da kadının adamı terk etmesi. Çünkü bir erkek, hatuna hediyeler almalı, seksin lafını hiç açmadan sırf kadın belki iyiliğine sevişir diye beklemelidir. Bir erkeğin, bir ilişkide kadından açık seçik bir şekilde seks istemesi bir aşağılamadır. Eğer kadın bu soruda adam ile sevişmeyi seçerse de, bu adam kadını manipule ettiği ya da kontrol ettiği içindir ve erkek bu durumda suçludur.

Onlara göre, bir kadın sadece doğru kararı verir, eğer bir ilişki ile ilgili yanlış bir karar veriyorsa bu erkeğin manipulatif ve kontrolcü olmasından kaynaklanır ve kadının kararını erkek etkilediği için kadın bu saçma kararı almıştır. Çok saçma ve kadını aşağlayıcı değil mi?

Peki kırmızı hap öğretisi ne der? Feministlerin aksine biz kadınların bir ilişkide kendileri için doğru olduğunu düşündükleri kararları alabilecek yetenekleri olduğunu kabul ederiz ve bu kararları açıklamak için de hipergamiyi kullanırz. Bir kadın, bir ilişkide kendi için doğru olduğunu düşündüğü kararları almakta özgürdür. Yukarıdaki soruyu soran adamla, ilişki içerisinde bir fayda gördüğü için yatabilir de adamı terk de edebilir. Terk etmesi kadının olduğu kadar, bu soruyu soran adamın da sorunudur çünkü kadının önüne bu seçeneği kendisi koymuştur. Bu kadar basit. Hipergami kavramını çok sevmemizin sebebi de burada, çünkü kadınlara bu kararları aldıran şey hipergamiden başkası değil.

Olayın feminist bakış açısı tarafına şöyle bir örnek daha vereyim. Bir hatunla barda tanıştın, herşey iyi güzel geçti ve akşam eve geçip bir güzel seviştiniz. Olabilir değil mi? Peki ya kadın sabahına pişman olursa? Feminist bakış açısı burada kadın sonunda pişman olsa bile bu bir cinsel tacizdir ve erkek kadını manipule ettiği için olmuştur der. Bir otur düşün, gece seninle sevişmeye karar vermiş bir kadın, sabahına pişman oldu diye sen nasıl suçlu olabilirsin? Mantıksız değil mi? Hatta kadını aşağılayıcı da değil mi, kadınların ilişkileri ile ilgili aldıkları her kararda erkek manipulasyonu aramak, kadının kendi kendine karar verebilir bir canlı olduğunu inkar etmek değil midir?

Feministlerin bu noktaya gelmesinin nedeni ise, hayatları boyunca istediği boku yiyip asla toplum önünde kötü duruma düşemeyecekleri bir düzen kurabilmek. Yani bir hatun gidip cum bucket olduktan sonra, “ya ama ben çok manipule edildim, beni çok üzdüler” diyip işin içinden çıkabilmek istiyorlar.

Konusu açılmışken, yıllarca feminist politikalar sonucunda, kadın sabahına pişman olursa, sadece kadının beyanı esas olduğu için seni tecavüzden hapse bile attırabilir. Tek cümle yeterli: “Eve geldiğimizde sevişmek istemedim, bana zorla sahip oldu.”. İşte bu yüzden her zaman, bir hatun ile ilk sevişmenizi ses kaydına alın diyoruz.