Orta yaş krizi (40ından sonra azmak) efsanesi

Cinsel pazar değeri (CPD) adlı yazımızda erkeklerin cinsel pazar değerinin 38 yaşında tepe noktasına ulaştığını (yaklaşık 38 – 42) ve bu tepe noktasından sonra ise görece oldukça yavaş bir şekilde azaldığını belirtmiştik. Bu tepe noktasından hemen sonraki 40 yaş civarı en klişe erkek orta yaş krizinin yaşandığı yaşlar. Türkçe’de buna 40’ından sonra azdı derler mesela. Bu yaş henüz daha matrix’ten fişini çekemediyse bir erkeğin bunu yapabileceği en iyi zaman olduğu gibi, erkeğin cinsel pazar değerine uyanmaya en meyilli olduğu zaman. Ve yine aynı zamanda bu dönem erkek ile karısı arasındaki CPD’nin erkek lehine en açık olduğu zaman. Henüz uyanmamış bir erkek tam bu yaş civarında ilişkilerin temel kuralını kendi açısından deneyimler : kadının erkeğe olan ihtiyacı, erkeğin kadına olan ihtiyacından çok daha fazladır.

Toplum (özellikle feminen temelli kültür öğeleri) bu uyanışa karşı tedbirini önceden almıştır. Erkekler bu yaş döneminde, böyle bir “kriz” olabileceği konusunda her türlü iletişim aracı ile uyarılır. Toplum bu “kriz” nedeniyle “yoldan çıkan” erkeği utandıracak şekilde suçlamalar ile hazırdır. Birçok erkek bu propoganda ile o kadar başarılı bir şekilde bastırılır ki, içlerinden gelen bu doğal dürtüyü kimseye gerek olmadan kendileri gözardı ederler.

Orta Yaş Bilinçliliği

Orta yaş bilinçliliğinin dokunduğu erkeklerin hikayesi ortaktır. Erkek adamımız iş-güç sahibi, 30larının sonunda biridir. “Herkesin benden beklediği herşeyi hayatımın son 10 – 15 yılında yaptım ama kimsenin takdir ettiği yok”. Bu erkeklerin hikayelerini dinlemek, beni orta yaş krizinin aslında bir mit olduğu gerçeğine uyandırdı. Feminen koşullanma sözde orta yaş krizi yaşayan erkeklerin geçip gitmiş gençliklerini yeniden yaşamaya çalışarak spor arabalar, motorsiklet ve karıyı boşayıp genç sevgili yapma gibi atraksiyonlara girdiğine inanır. Bu tabii ki erkeklerin egoist ve odun olduklarına, maskülen davranışların çocukça şeyler olduğuna inanan feminen düşünceye uyan bir açıklamadır.

Orta yaş krizi bir erkeğin giden gençliğini umutsuzca yeniden canlandırma çabasından değil, 20li yaşlarda ya da 30larının başında düştükleri kafesin korkunç parmaklıkları ile yüzleşmeye başlamaları nedeniyle olur. Bazı erkekler gerçekten de spor araba alır, karıyı boşar daha gencini alır veya bunun gibi şablona uygun sorumsuzluklar yapar. Ama bu bile bu adamların gelişmemişliklerinden değil, cinsel pazarda erkek olarak bulundukları pozisyonun farkına varmış olmalarındandır. Uzun süredir o kadar sorumluluk altına girmişler ve o kadar az takdir görmüşlerdir ki, bu pozisyonu görür görmez önlerine bakmaya karar verirler. Ona sorumluluk diye pazarlanan ödevi sebatla yerine getirdikten sonra ellerinde ne vardır ki? Plaj topu formatında ve muhtemelen şirret bir kadın? Eğer evliliği mükemmel bile olsa 40 yaşında dünyayı yeterince deneyimleyememişlik hissi?

Bugün ben bu krizi yaşamayan erkeklere üzülüyorum asıl. Bunlar gerçekten kaybedilmiş ruhlar.

 

MGTOW nedir?

Eğer The Red Pill camiasını takip ediyorsanız MGTOW kavramını duymuşsunuz. MGTOW, Men Going Their Own Way (Erkekler Kendi Yoluna Gidiyor) kelimelerinin baş harfleri. Bu akım genellikle web siteleri, sosyal medya ve özellikle YouTube ortamında toplanan ve erkekleri romantik ilişkilerin ve evliliğin tehlikeleri ve külfetleri konusunda uyaran ve bunlardan uzak durmasını öğütleyen bir akım.

Akımın bir benzeri Japonya’da herbivore man (otçul erkek) olarak bilinen ve kızarkadaş ve evlilik olayından kendilerini tamamen soyutlayan erkekler olarak uzun süredir var. Ama Japonya’daki “otçul erkekler”, Japonya’nın gerçekten adamı doğduğuna pişman edebilecek salaryman (maaşla çalışan) hayat biçimine bir tepki iken MGTOW Batı’da 3. dalga feminizme tepki olarak ortaya çıkmış bir hareket. Temel felsefe şu : 3. dalga feminizmin yol açtığı kadının erkeği donuna kadar soyduğu boşanma yasaları, tecavüz kültürü zırvaları, aşırı hipergamik yaşam tarzı gibi etmenler yüzünden romantik ilişkilerin ve evliliğin maliyet – kazanç ve risk – kazanç açısından bakıldığında bir erkek için girmeye değmeyecek müesseseler. Akımın içinde her türlü erkek var. Boşanma müessesi ile çocuklarının velayetini, mallarının yarısını kadına vermiş ve maaşının çoğunu nafaka falan olarak veren erkeklerden daha genç ve kadınların 20li yaş ultra hipergamik yaşam tarzından canı yanmış erkeklere kadar birçok insan var.

MGTOW’un seviyeleri de var. En aşırı uçta kadınlarla her türlü ilişkiyi bırakan erkekler bulunuyor ki bunlar önemli oranda sosyal hayattan da çekiliyorlar. Ama önemli miktarda MGTOW erkeği kadınlarla kısa süreli ilişkiye devam ederken uzun süreli ilişkiyi ve evliliği reddediyorlar.

MGTOW her ne kadar feministler ve bazı kadınlar tarafından çocukluktan çıkamayan, sünepe erkekler topluluğu olarak aşağılanmaya çalışılsa da (ki grubun içinde bu tür erkek sayısı da oldukça fazla), MGTOWcuların genel olarak kadınlardan uzak durmasının sebebi daha derin. Bu klasik utandırma taktiklerine karşı ABD’de MGTOWcuların cevabı şu : “Biz ergenliğe takılıp kalmış erkekler değiliz. Biz bu yolu seçtik zira çevrede arzu edilebilir Amerikalı kadın kalmadı. Hepsi erkekleri kullanmaya programlamış.”

Maalesef modern, özellikle Batılı kadınların artan oranda çoğunluğu konusunda benim ve bu kadınlarla ilişkiye giren birçok erkeğin gözlemi de aynı. 20li yaşlarındaki Batılı kadınlar ya şişmanlar (artan oranda da obezler) ya da erkek gibi yaşama ve davranma hevesiyle insana kadınmış gibi görünmüyorlar. Hızlı ve bol içkili hayat, fazla partnerli seks hayatı ve bol bol güneş banyosu nedeniyle de 30unu geçen ortalama bir Batılı hatun genelde 40lı yaşlarındaymış gibi görünüyor ve fiziksel olarak çekici değil. Tamam bazı erkekler gerçekten sünepeliğinden MGTOW olsa da önemli bir miktarının bu kadar az fiziksel çekiciliği olan ve feminen olmayan ve üstüne de evlilik konusunda korkunç olan bir kadını hayatına sokup kahrını neden çekeyim mantığı çok anlaşılmaz değil.

Mgtow Building Wealth and Power: For Single Men Only adlı kitabın kapağı

Evlilik konusunda korkunç olmaktan ne demek istediğimizi, Huffington Post’da Melanie Höglind adlı feminazinin yazdığı şu yazı ile açıklayalım. Why I question my marriage regularly? (Neden evliliğimi sürekli sorguluyorum?) :

Evliliğimi sürekli sorguluyorum. Kocamla onun inatçılığı yüzünden kavga ettiğimizde ve beni odanın içinde eşyaları fırlatmama neden olacak kadar çıldırttığında, barışçıl bir şekilde bir arada yaşayabilir miyiz diye soruyorum kendime. Beni hediyelere boğmadığı ya da bütün isteklerime boğun eğmediği zaman hayalkırıklığına uğradığımda, “bana istediğim herşeyi verebilecek kapasitede mi?” diye soruyorum kendime. Eğer iş oraya gelirse, ona ihtiyacım olmadığımı biliyorum.

Bu yaratığı kaynaklarını sömürme ve genlerini gelecek nesillere aktarma ile ödüllendiren zavallı meriç yerinde olmak yerine MGTOW tercih eden erkek sayısı artıyor. Suzanne Venker’in The War On Men (Erkeklere Açılan Savaş) yazısında genel olarak manosphere neden var, neden MGTOW gibi oluşumlar var açıklıyor. Erkeklere neden kadınlarla ilgilenmediklerini soran Venker şu cevabı almış : “Çünkü kadınlar artık kadın değil.”

“Erkekler bıkkın. Kendilerinde sürekli bir sorun olduğunu duymaktan bıkkın. Kadınlar mutlu değilse bunun sebebi kendileridir diye duymaktan bıkkın.”

MGTOW ve evlilik

Bütün bu yazılanlarda gerçeklik payı var. Evli ve çocuklu hayatı ve sonrasını yaşamış, boşanma müessesinin erkek aleyhine nasıl gelişebildiğini, çocuğun bir kadın tarafından nasıl erkeğe karşı koz olarak kullanılabileceğini tatmış bir abiniz olarak MGTOW yaşıyorum (kısa süreli ilişki temelli) ve MGTOW’a sempati duyuyorum. Fakat genç erkeklerin bu tür acılara maruz kaldığı için öfkeli olan ve bu öfke temelli tavsiyelerde bulunan abilerin MGTOW tavsiyelerine karşı da dikkatli olması taraftarıyım.

Zira genç MGTOWcular maliyet – zarar analizi yaparken sanki 40 – 50 yaşına kadar yaşayacaklarmış gibi davranıyorlar, 50 yaşından 80 yaşına kadar çocuksuz ve ailesiz yaşamanın ne demek olduğunu etraflıca düşünmeden plan yapıyorlar (boşanmış MGTOWcular ise bir yerlerde çocukları olmasının verdiği rahatlığı es geçtiklerinden bundan pek bahsetmiyorlar).

MGTOW’a giren ve evlilikten ağzı yanmış abilerin çoğu (buna ben de dahilim) maliyet – risk / kazanç konusunda yanıyor zira şu aşağıdaki basit tavsiyeyi izlemiyor :

Bir erkek, 30 yaşına kadar tek eşli, uzun süreli ilişkiden uzak durmalı (MGTOW), 35 yaşına kadar evlenmemeli (yarı MGTOW).

Bu tavsiyenin sebebi ise kadın düşmanlığı değil, pratik : Erkeğin cinsel pazar değeri 36 – 38 yaşında tepeye çıkıyor ve bir erkeğin bu tepe noktasında eş seçmesi, ona seçebileceği en iyi eşi seçebilme imkanı sağlıyor. Buna bir de uzun süreli ilişkinin ve evliliğin 35 yaşına kadar erkeğin kaynaklarını (zamanını ve parasını) sömüreceği (böylece de 38 yaşında CPDsi yerlerde sürünen bir patates olma şansı artacağı) ve onu riski az bir eş seçmeye hazırlayan tecrübelerden mahrum bırakacağı gerçeğini ekleyin.

MGTOW ve seks

MGTOW’da aşırıya kaçmanın bir diğer problemi de 3. dalga feminizm nedenli kadın narsisisminden kaçayım derken, bir erkeğin hayatını düzenlemede en sağlam itici güç olan acımasız ama doğal cinsel seçilim  mekanizmasından mahrum kalması. Zira bizi erkek egemenlik hiyerarşisi içinde yükselmeye iten itici güç bu seçilim.

Şimdi yazacaklarımı, kadınlardan kendilerini tamamen soyutlayan veya soyutlamayı planlayan MGTOWcular için söylüyorum : Aslolan kadınlarla ilişkiye girebilecek iken kadınlardan kendini soyutlamak. Yoksa, hiçbir kadın tarafından seçilmeyen biri iseniz, burada kadınların aşırı istekleri / kezbanlıkları yüzünden seçiliyor olmanız ihtimali az, sizin seçilmenizi sağlayacak bir değer üretmekten (ya da bunu yansıtacak özdisiplinden) yoksun olma ihtimaliniz ise azımsanamayacak kadar çoktur. Yapmanız gereken kadınlara küsüp kendinizi otobur erkeğe çevirmek değil, kendinizi geliştirmektir (spora başlamak, the redpill camiasını okumak, işinizde / okulunuzda tepeye oynamak, vs.).

Not : MGTOW konusunda yazılmış Mgtow Building Wealth and Power: For Single Men Only adlı bir kitap mevcut.

 

 

 

 

 

Yeni başlayanlara tavsiyeler

  1. Asla ama asla seni aldatan bir hatuna geri dönme. Bana kalırsa bitmiş herhangi bir ilişkiye geri dönme. Emin ol bu kararından %99 pişman olacaksın. Kaybettiğin zamana yazık. (bkz. Tomassi’nin 7 Numaralı Demirden Kanunu)
  2. Bir hatunun kafasındaki düşünceleri değiştiremezsin. Değiştirmene gerek de yok. Hatunun modunu değiştirmen sorunu büyük oranda çözecektir. Olmadık bir anda yapacağın bir espri, kavgayı başlamadan bitirecektir.
  3. Hiçbir hatun senin mutluluk kaynağın olmasın. Önce kendine çeki düzen ver ve kendini geliştir.
  4. Boktan hatunlarla asla uğraşmayın. ASLA.
  5. Cinsel dürtülerinden ve isteklerinden asla utanma! Hatunları sevişmek istemeyen ve sevişmek için ikna edilmesi gereken varlıklar olarak görmekten vazgeç. Sevişme dürtüsü erkekler için priz gibidir. Sadece aç ve kapa komutu vardır. Hatunlarda ise ses ayarı gibidir, yavaş yavaş açman gerekir.
  6. Tahmin edemeyeceğin kadar çoooook hatun, yatakta saçının çekilmesini, kıçına şaplak atılmasını veya ona ne yapması gerektiğini söylemeni istiyor.
  7. Hani şu “ulan bu hatun bu adama nasıl bakmış” dediğin heriflerin o hatunlarla takılıyor olmasının tek sebebi, denemiş olmaları. Denemeden hiçbir hatunu elde edemezsin!
  8. Bir hatunun ailesine ve arkadaşlarına davranış şekli, ileride sana nasıl davranacağı ile ilgili çok fazla bilgi verir.
  9. Cesur olmak zorundasın. Günün sonunda, reddedilmenin vereceği acı, pişmanlığın vereceği acıdan çok daha az olacaktır.
  10. Hatunlara iltifat edip egolarını besleme. Bırak Meriç kardeşlerimiz bunu yapsın. Sen bakışlarınla beğenini belli et, yeter.
  11. Sen hatuna dokunmak istiyorsun, emin ol o da dokunulmak istiyor. Asla çekingen olma. Özür dileme. Tensel teması, spontane bir şekilde konuşurken ilerletmeye alış. Doğal olsun.
  12. Herhangi bir ilişkiyi bırakıp gitmeye hazır ol. Hiçkimse senin için vazgeçilmez olmasın. Bu gerçek hayat için de geçerli. Birşeyler yanlış gidiyorsa vakit kaybetme, yoluna bak.
  13. İlişkiye daha çok yatırım yapan her zaman hatun olsun. Sen gücü elinde tutan ol.
  14. Mesaj ile çekim yaratamazsın. Mesajı sadece ilişkinin lojistik ihtiyaçları için kullanın. Yüz yüze görüşmeden önce konuşulan hiçbirşeyin bir değeri yok.
  15. Asla bir hatunu amacın haline getirme. Sen kendi yolundasın ve hatun bu yolda sana eşlik edebilir, hatun yolun kendisi olmamalı.
  16. Hatunun seni aldatmaması için şebeklikler yapma. Bunu kendi doğal haline ve alfa’lığına sağlıyor olman lazım. Bu konuda yapacağın her hareket aleyhine olacak.
  17. Hatunlara insan gibi davran, tanrıça değil. Bu dünyada onlardan da 3 milyar tane var.
  18. Hatunlar ilişkilere erkeklerin işlerine yaklaştığı gibi yaklaşır. İyi bir işin, güzel bir gelirin varken “Neyse ben bu işte biraz daha takılayım” demek kolaydır. Ancak biri sana gelip 3 kat maaş vericem, astronot yapıcam seni derse bir dakika bile düşünmezsin dimi? Heh işte onlar da düşünmez. Senden iyisi karşısına çıkıp hatunu etkilemeyi başarırsa hatun arkasına bile bakmadan gider.
  19. Bir maymun, yeni bir dalı tutmadan, elindeki dalı bırakmaz. Sen de bırakma.
  20. Sürekli şansını dene. Denemediğin her fırsatı kaçıracaksın. Hatunlar kar taneleri değil, her gün binlercesi 18 yaşına basıyor.
  21. Gerçek aşk istiyorsan köpek al. Hatundan bunu bekleme.
  22. Hiçbir hatun senin değil, sadece şu anda senin sıran.
  23. Eskortlar genelde ortalama bir sevgiliden daha ucuza gelir ve git dediğinde giderler. Aklının bir köşesinde bulunsun.
  24. Hatun kişisi ve cep telefonu ayrılmaz bir ikilidir. Genelde 2-3 saatten daha fazla kontrol etmedikleri olmaz. Eğer bir hatun sana cevap vermiyor ve anca 1-2 gün sonra cevap atıyorsa, seni pek umursamıyor ve muhtemelen friend zone’a almaya çalışıyordur. Sen de umursama. Hele sana cevap vermeyen bir hatuna asla ikinci mesajı atma.
  25. Bir hatunla çok uzun süredir birlikte olsan da, birlikte bir sürü anınız olsa da, ilişki için ikiniz de hayvan gibi efor sarfetmiş olsan da… hatunun seni unutması maksimum 1 hafta sürecek ve en kısa sürede yeni bir erkeğe yelken açacak. (Bkz. Hipergami’nin umrunda değil).
  26. Hatunlar kendilerini kollayacak bir adam ararlar, ancak kollayanın kendileri olduğunu düşünmek isterler.
  27. Manyak hatunlarla asla yatma ve her zaman korun.
  28. Kim ne derse desin, bir hatun her zaman değer ister. Yanlış anlama burada bahsettiğim değerin senin onu sevmenle uzaktan yakından alakası yok. Hatun senin statünü, servetini, korumanı ve ona sağlayacağın konforu ister.
  29. Vücut geliştirmeyi asla bırakma!

Tinder profili nasıl olmalıdır?

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Öncelikle uygulama ile ilgili yeterince bilgi sahibi olduğunuzu düşünmüyorsanız ya da daha fazla bilgiye ihtiyacınız varsa sizi şöyle alalım.

Şimdi ilk kabullenişimizi yaparak konuya bir giriş yapalım: Güzel kadınların neredeyse tamamı sürekli olarak match alırlar ve özellikle de Türkiye’de sürekli kızlara fütursuzca yazan abazanlar olduğundan, eksiksiz bir tinder profiline sahip olman lazım.

Eşleştiğiniz kadınlara güzel bir giriş mesajı yazsanız bile, kadınlar beğenmeden önce kesinlikle profilinize bir göz atacak ve fotoğraflarınıza bakacaktır. Eğer profiliniz yeterince iyi değilse, karşındaki kadının seni beğenmesi ya da tanımak isteme ihtimali çok düşük.

FOTOĞRAF

Tinder gibi uygulamalarda en önemli etmen fotoğraf. Bir kadının açıp profiline bakmasını sağlayacak şey bu. Benim tavsiyem 3 ya da 4 fotoğraf kullanman.

Profilinde kullanacağın fotoğrafları anlatmaya başlamadan önce çok önemli bir notum var. Tinder v.b. hiçbir uygulamada, asla ve asla yalnız olduğun bir selfie kullanma. Tek olduğun bütün fotoğraflar, başka biri tarafından ve belirli bir mesafeden çekilmiş olsun.

Peki profilinde kullanacağın fotoğraflar neler olmalı?

Birinci Fotoğraf

İlk fotoğraf kesinlikle tek başına, yüzünün tam ve net olarak gözükebildiği bir fotoğraf olmalı. Buradaki önemli nokta, ilk fotoğrafta kameraya değil de uzaklara bakan bir fotoğraf seçmen gerekiyor. İlgi çekici bir aktivite (tercihen sportif) yaparken bir fotoğraf kullanmak baya işe yarıyor. Uzun bir süre dalgıç kıyafetli bir fotoğraf sayesinde baya bir eşleşme alabildim. Bir de biraz kas göstermekten asla zarar gelmez. Ama vücudun ne kadar iyi olursa olsun ilk fotoğrafı üstüsüz bir fotoğraf seçme.

İkinci Fotoğraf

İkinci fotoğraf için önerim bir sosyal ortam içerisinde ortalama 3-4 kişinin olduğu bir fotoğraf kullanmak. Aman dikkat batak partisi çevirir gibi 4 erkek olmasın fotoğrafta. Kızlı erkekli eğlenceli bir sosyal ortam fotoğrafı kullanabilirsin. Fotoğrafta sen hariç herkesin kadın olduğu, hatta çekici bir kadınla olan bir fotoğrafını kullanman daha da iyi olur. Kadınlar diğer kadınların beğendiği / takıldığı erkekleri beğenmeye daha açıktır.

Üçüncü Fotoğraf

Şimdi burada işler biraz karmaşıklaşıyor. Eğer amacın sadece tek gecelik ilişki bulmak ya da takılmaksa ve ortalama üstü bir vücudun olduğuna inanıyorsan, üstsüz fotoğraf işine burada girilebilir. Ancak bu üstsüz fotoğraf ayna karşısında çekilmiş bir fotoğraf olmasın mümkünse. Bir grup aktivitesi sırasında ya da başka bir sebeple çekilmiş daha doğal bir fotoğraf kullanmakta yarar var.

Eğer tinder kullanmaktaki amacın daha çok ilişki bulmaya yönelikse, burası için 2 önerim var. Eğer köpeğin varsa köpekle birlikte bir fotoğraf koyabilirsin. Böyle bir şansın yoksa da yeğen, kuzen gibi sevimli bir bebek ya da çocukla çekilmiş fotoğraf kullanman işe yarayacaktır. Kadınların çocuklara ve köpeklere her zaman zaafı olur.

Dördüncü fotoğraf eklemek istersen, yine üçüncü fotoğrafa benzer bir şekilde ya da yine güzel bir aktivite yaparken spontane çekilmiş gibi duran bir fotoğrafını kullanabilirsin.

BIO

Çoğu erkek bu noktada aynı hatayı yapıyor. Biz erkekler kadınlara oranla daha analitik canlılarız ve profilimize kendimizle ilgili birşeyler yaparken de, aynen bu analitiklikle yazıyoruz. Ortalama bir erkeğin tinder profili şu şekilde gözüküyor:

“Merhaba, ben Hüseyin. Spor yapmayı, basketbol izlemeyi, şunu bunu vs. vs. severim”

Şimdi bunu okuduğumuzda Meriç kardeşimiz ile ilgili genel hatlarıyla bir bilgi ediniyoruz, evet. Ancak burada çok büyük bir eksik var. DUYGU. Şimdi abi hayırdır biz erkek olarak duygusal olmamalıyız nerden çıktı bu diyebilirsin. Ancak bir kadında merak oluşturabileceğin en kolay yol, kendinle ilgili şeyleri dümdüz aktarmak yerine olaya bir miktar duygu eklemek. Örnek vermek gerekirse:

“…Benim için hayattaki en önemli şey ailem ve arkadaşlarım. Benim iyi kötü her anımda yanımda onlar vardı…”

“…Hayatı, taşarcasına bir tutku ve heyacan ile yaşayan bir kadın arıyorum…”

Tabiki duygu vericem diye iyiden iyiye şaire bağlamanın anlamı yok. Verdiğim örnekler biraz abartı olabilir ama bence sen olayın özünü anladın. Dümdüz bir şekilde sadece sadece durumu yazmıyoruz.

Gelelim ikinci konuya. Profiliz gramatik olarak doğru olmalı. Bu konuya insanlar pek önem vermese de kadınlar için bu bir beğenmeme sebebi olabiliyor. Profilinizi yazdıktan sonra 2-3 kere kontrol etmekte fayda var.

Kendinizden bahsederken, konuları ilginç hale getirmeye çalışın. Örneğin “Merhaba, ben Hüseyin. Kasiyerim.” yazmak yerine “Merhaba, ben Hüseyin. Gün içerisinde insanların alışveriş yapmasına yardımcı oluyorum.” demek her zaman için meslek ne kadar normal olursa olsun bir soru işareti yaratacak ve hatun kişisinin ilgisini çekme şansınız artacaktır.

Son olarak, profilinizde herhangi bir olumsuz cümle bulunmasın. Örneğin kilolu kadınlardan hoşlanmıyorusanız “Kilolu kadınlar yazmasın” gibi bir cümle kullanmak yerine “Vücuduna iyi bakan kadınları tercih ederim” tarzında daha pozitif cümleler kullanmakta fayda var.

Tüm bunları yaptığımızda, tinder profilimiz kullanıma hazır. Tinder kullanımı ile ilgili püf noktalar, mesajlaşma ve buluşma önerileri başka bir yazının konusu olacak. Bol şans!

Erkekler için Tinder Rehberi

Erkekler için Tinder Rehberi

Jordan Peterson – Kadınlar ve Erkekler cinsel partnerlerini nasıl seçerler?

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson‘u kadınlar ve erkekler cinsel partnerlerini nasıl seçerler konusuna değiniyor. Erkeklerin CPD‘sine en çok etki eden faktörün kadınların sözel olarak belirttiği şeylerden ziyade empirik araştırmalardan çıkan bir özellikle bağlantılı olduğunu anlatıyor.
Kadınlar ne ister, erkekte gerçekten ne arar diye soruyorsanız, oldukça sağlam bir cevap var videoda.

Jordan Peterson’un Türkçe alt yazılı diğer videolarını Erkek Adam Youtube kanalında bulabilirsiniz.

Jordan Peterson ile ilgili bir başka kaynak da Jordan Peterson – Kişilik ve Dönüşümleri Ders Notları kitabı.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Erkek Egemenlik Hiyerarşisi

İnsanlar evrimi genellikle tamamen “doğal seçilim” mekanizması ile düşünse de, türlerin evriminde “cinsel seçilim” de büyük bir öneme sahiptir. Eşeysel seçilim özellikle dişileri acımasız bir şekilde seçici olan insan türünde çok önemli bir yer tutar. Bunun en önemli kanıtı, son zamanlarda oldukça gelişen DNA araştırmaları sayesinde ortaya çıkan şu gerçek : bugüne kadar yaşamış homo sapiens (modern insan) erkeklerinin sadece yüzde 40%ı çocuk yapabilmiş iken bu sayı dişilerde 80% oranında. Bunun anlamı : her iki erkekten biri ortalama olarak 2 çocuk yapmış iken diğer erkek neslini devam ettirememiş. Eğer erkeksen, 2 çocuğun var (farklı kadınlardan olabilir) ya da hiç çocuğun yok.

Burada çalışan önemli mekanizma, kadınların, çocuk yapacakları seçmesi. İnsan türünün en yakın kuzeni olan şempanze (yaklaşık 6 milyon yıl önce ortak atadan ayrıldığımız) dişileri, insan dişilerinin aksine, önüne gelenle çiftleşirler. Tabii ki alfa erkeğin, beta ve omegaları döverek uzaklaştırması sonucu bu çiftleşme genelde alfa şempanzelerle olsa da, burada şempanze dişisinin herhangi bir seçim yapması durumu yoktur.

Peki kadınlar, beraber çocuk yapacakları erkeği nasıl seçerler? Erkek egemenlik hiyerarşisine bakarak. Burası, erkeklerin birbirleri ile rekabet halinde oldukları arenadır. Erkek egemenlik hiyerarşisi arenasında erkekler, bariz dişiler için birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmazlar. İş, para, statü, egemenlik gibi konularda birbirlerine üstünlük yarışındadırlar.

Olaya Yüzeysel bakarsanız, erkeklerin burada “güç” için birbirleriyle rekabet ettiğini söyleyebilirsiniz. Aslında erkekler bu arenada nüfus ve liderlik için rekabet ederler. Genellikle hiyerarşinin tepesindeki erkekler, diğerleri ile rekabet ederek ve diğerleri tarafından seçilerek oraya çıkarlar. Tamam, bu rekabette zorbalar ve vahşiler olsa da genelde, bu hiyerarşide tepeye doğru çıkartan şey güçten ziyade “topluma katılan değer”dir. Bu şekilde daha fazla değer katan erkekler hiyerarşide yukarı çıkarken, kadınlar bu tepeye çıkan erkekleri eş olarak seçerler.

Şempanzelerden ayrıldığımız 6 milyon yıl boyunca bu hiyerarşinin devam ettiğini düşünün. Bu süre boyunca, erkek egemenlik hiyerarşisinin üstündeki erkekler gelecek nesillere genlerini aktarırken, altındaki erkeklerin genleri gelecek nesillere aktarılmaz. Kısacası, erkek egemenlik hiyerarşisi, kadınlar tarafından harekete geçirilen bir eşeysel seçilim mekanizmasıdır (yani, feministlerin erkek egemen dediği sistemi hayatta tutan şey, kadınların doğasıdır – hadi feministler, bunu da açıklayın).

Erkek Egemenlik Hiyerarşisi
Egemenlik Hiyerarşisi

Bu milyonlarca yıllık süreçte, erkekler sadece erkek egemenlik hiyerarşisine adapte olmakla kalmayıp, bu hiyerarşide yukarı çıkacak dürtülere sahip olmada da önemli miktarda evrim geçirmiştir.

Egemenlik hiyerarşisi sadece primatlarda olan bir durum değil. Hemen hemen tüm sosyal canlılarda mevcut. Bu tür hiyerarşiler, hayvanlar aleminde kısıtlı kaynaklar için bireylerin sürekli birbirleri ile didişerek sürünün varlığını tehlikeye atması yerine, kaynakların hangi sırada paylaşılacağını belirleyerek sürünün istikrarlı olmasını sağlar. Örneğin kurt sürüsü, eşit paylaşılma şansı az olan av için birbirine gireceğine, hiyerarşi sayesinde avı alfa, beta ve omega sırası ile paylaşır.

Ama bu hiyerarşinin en temel dayanağı kaynak paylaşımı değildir. Egemenlik hiyerarşisini sürdüren en önemli mekanizma, dominant bireylerin, daha alttaki bireylerin çiftleşmelerini bastırmalarıdır.

Kıssadan Hisse

Kadınlarla başarılı olmak isteyen bir erkek, erkek egemenlik hiyerarşisindeki yerini yukarıya çekmelidir. Her ne kadar bir erkeğin kendine bakması, temiz ve medeni olması, karşı cinsle ilişkisinde önemli olsa da, erkeğin kadınlarla başarısını belirleyen temel şey, egemenlik hiyerarşisindeki yeridir. Bu nedenle bir erkeğin cinsel pazar değerine en çok etki eden şey, onun statüsüdür.

Bunun anlamı; erkeğin her zaman daha iyi eğitim almayı, kendini sürekli geliştirmeyi, işinde ve eğitiminde hırslı olmayı, çevresinde karar verici ve uygulayıcı olmaya gayret göstermeyi; kız tavlama sanatı öğrenmeye göre daha öncelikli tutmasıdır.

 

Kocama artık bana yetmediğini nasıl söyleyebilirim

Bugün Ekşi Sözlükte biri quara.com’da çıkan “How do I tell my husband that he is no longer good enough for me?” sorusunu kocama artık bana yetmediğini nasıl söyleyebilirim başlığına taşımış. Soruyu soran kadın, spor yapıp daha iyi bir bedene sahip olup terfi aldıktan sonra, kocasından daha iyi görünen, daha iyi arabalara binen, onunkinden daha büyük evlere sahip olan erkeklerden ilgi görmeye başlayınca sormuş bu soruyu.

Kadının bu sorusu haklı olarak hipergami‘ye örnek gösterilmiş ama haksız olarak çokça yerilmiş ve kadına bir sürü klasik orospu yaftası yakıştırılmış.

Sonuçta bir kadının kocasının cinsel pazar değeri kendi CPDsinin altına düşünce ya da kadın öyle olduğunu düşündüğünde, onu boynuzlaması, terk etmesi ya da ona hayatı zehir etmesi hiç görülmemiş ya da çok şaşırılacak bir durum değil. Fakat burada benim aklıma takılan soru kadının kendi cinsel pazar değeri konusunda ne kadar gerçekçi olduğu.

Şimdi bir kere, kariyer basamağı tırmanınca, erkeklerin ilgisinin artacağını sanmak klasik feminist palavrasıdır. Erkekler, kadınların kariyerine çok az değer verirler:

Kadınlarda CPD ise sadece kadının fiziksel güzelliği, fiziksel olarak formda oluşu ve yaşı tarafından belirlenir. Yani erkeklerin cinsel arzusu kadının eğitimi, kariyeri, kişiliği ve geliri gibi değerlerden çok az etkilenir. Her ne kadar feminizm tarafından beyni yıkanmış beta aksini iddia etse de, evrimce şekilenen, DNA bazlı temel içgüdülerin geçerli olduğu cinsel dünyada durum bundan ibarettir. (cinsel pazar değeri)

Burada çok muhtemelen kadına olan ilgide artış sadece fiziksel formundaki artıştan kaynaklanıyor.

İkincisi, bu tamamen spekülatif ama, modern ve kariyer sahibi kadınların evlilik yaş ortalamasına göre, bu soruyu soran kadının yaşı muhtemelen 30a yakın ya da üstünde. Yine maalesef feminist palavraları yüzünden artık modern kadının, kadın cinsel pazar değeri ile ilgili yanılgı, burada devrede olabilir.

Aşağıdaki grafik, feminizme göre cinsel pazar değeri. Bu grafiğin, doğal ve gerçekçi hali için cinsel pazar değeri yazımıza bakabilirsiniz.

Feminizme göre kadın cinsel pazar değeri. Evet, ne kadar saçma gelse de 20 yaşında bir kadın ile 45 yaşında bir kadının aynı değerde olacağını sanacak kadar kör bir propoganda var burada.

Yani burada soruyu soran kadın, aslında hızla duvara toslamak üzere inişte iken, feminist, girl power zırvaları ile bunun farkında olmayabilir. Bu durumda, kocasını bu arttığını düşündüğü ilgi sebebi ile terk ederse, kendisini de bir ihtimal mutsuz edebilir. Bir ihtimal diyoruz, zira bunun kocası muhtemelen su katılmamış bir beta ve bu kadın eğer kendi arttığını düşündüğü CPDsi ile maceraya atılıp, havasını alsa bile, eğer kendisine dönerse bu kadını kabul edebilir.

 

Hipergami nedir?

Kadınların cinsel stratejisini en iyi açıklayan kavram olan hipergami, aynı zamanda kadınlarla başarılı olmak isteyen bir erkeğin öğrenmesi gereken en önemli mekanizmalardan biri. Fakat nedir bu sıkça kullanılan kelimenin anlamı? Bugün bu yazıda, hipergami nedir sorusunu yanıtlayacağız.

Hipergami kelimesi klasik ve dar anlamıyla sosyolojide kendinden daha üst sınıfta veya seviyede biri ile evlenmek anlamında kullanılıyor. Evrensel olarak heteroseksüel birlikteliklerde kadınların kendi sosyo-ekonomik seviyelerinden ve kendi kendilerine biçtikleri cinsel pazar değerinden yukarda ya da en azından eşit erkeklerle birlikte olmayı seçmeleri demek hipergami. Fakat, konsept bu dar çerçeveden daha geniş bir seksüel strateji aslında. Evlilik sadece bunun bir yansıması.

Hipergami, durağan birşey değil. Örneğin ilişkinin başında kadın erkeğe eşit ya da daha yukarda bir değer biçerek birlikteliğe başladı ise de, eğer erkeğin hipergami değeri kadının altına düşerse (örneğin işini kaybederek), kadının erkekle ilişki isteği aynı hızda düşüşe geçer.

Yukarıdaki paragraftan hipergami‘nin şu pratik tanımına çıkalım :

“Hipergami, insan dişisinin şu an beraber olduğu erkeği, daha yüksek statülü bir erkekle birlikte olma (yani daha iyi genetik materyale sahip olan çocuk yapma) imkanı ortaya çıktığında, şu anki erkeği ile arasındaki ilişkiye yaptığı yatırım ne olursa olsun onu  daha yüksek statülü erkek için bırakmasına (geçici de olsa) iten güçlü bilinç altı dürtüsüdür.”

Hipergami kavramını bir erkeğin bilmesi çok önemlidir. Zira bu kavrama göre bir erkek, kendi ilişki materyali olabilecek kadın havuzunu yüksek tutmak istiyorsa, statü olarak yukarı çıkması gerektiğinin farkına varmalıdır. Ve burayı korumasının önemini. Bu kavramı bilmenin bir diğer önemi de erkeğin elindeki hatunu elde tutması ile ilgili. Hipergami nedeniyle bir erkek, kadınının ilgisini ayakta tutmak için statü olarak yukarda kalmalı, eğer statüsünü sarsan bir durum varsa da bunu kadınıyla paylaşmamalı. Evet, bir erkek derdini, zayıflıklarını, korkularını, vs … kadını ile paylaşmamalı. Bilinç üstünde kadınlar her ne kadar modaya uyup “duygularını gösterebilen” erkek istediklerini söyleseler de, böyle erkekleri hayatlarından hızla atma eğilimindedirler.

Hipergami, sadece kadınların değil, erkeklerin psikolojisini de etkiler. Bu mekanizma, erkek ve kadının psikolojisine milyonlarca yıllık evrim ile işlenmiş güçlü bir mekanizmadır ve hatta çok büyük ihtimalle, şempanzelerden bu kadar farklılaşmamızın itici motorudur. Zira şempanze dişilerinin aksine, insan dişileri kiminle çiftleşeceğini seçer ve bu konuda da fevkalade acımasızdır (şempanzelerde alfanın daha çok çocuk yapmasının tek mekanizması, betaları dövüp kovalamasıdır). İnsan erkekleri de bu mekanizmanın öbür ucunda, daha fazla dişiyi etkileyebilmek için sürekli statü arttırma gayretindedir. Bu gayret, homo sapiensi diğerlerinden ayıran en önemli itkilerden biridir. Bu gayret ile erkek egemenlik hiyerarşileri ortaya çıkar.

Burada statü sadece para değil, bir erkeğin bölgesindeki diğer erkekler arasındaki dominant statüsü ile de alakalıdır. Bu prikolojik üstünlük aslında paradan da önemlidir ve aslında tipsiz ve meteliksiz erkeklerin, güzel kadınları çekebilmesindeki temel nedendir. Bu nedenle erkek işinde veya sosyal statüsünde ne kadar sarsılırsa sarsılsın, eğer bu sorunlarını kendine saklar ve kadınına yansıtmazsa, kadını ile ilişkisi de büyük ihtimalle hemen sarsılmayacaktır.

Hipergamiyi en kestirme olarak “Alfa Siker, Beta Öder” diye açıklayabiliriz. Burada belirtilmek istenen, kadınların dual bir cinsel stratejisi olduğu ve partnerlerinde hem genetik olarak güç, hem de kendilerine ve çocuklarına bakabilecek miktarda kaynak aradıklarını belirtir. Peki neden alfa siker, beta öder? Zira genetik ve finansal güç çoğunlukla tek kişide bulunmaz. Bu nedenle kadınlar genetik güç göstermeyen bir beta ile evlense bile, cinsel arzusu alfaya yönelik olacaktır ve zavallı betamız, betalığında aşmış bir mertebeye ulaşırsa, boynuzu yiyecektir.

Eğer toplumsal tek-eşli aile yapısı olmasa, kadınların temel dürtüsü, erkeklerin sadece 20%sini oluşturan tepe zümresine yönelmektir. Alfa Siker, Beta Öder yazımızda bu konuya değindik.

Ayrıca bakınız Hipergami üzerine birkaç not.

Cinsel Pazar Değeri Nedir?

Bu yazıda cinsel pazar değeri nedir sorusuna cevap vereceğiz ve hemen her erkekten gizlenen ama bilindiği zaman bir erkeğin hayatını tamamen değiştirecek olan bir gerçeği afişe edeceğiz : kadın ve erkeklerin yaşlara göre cinsel pazar değerini.

Cinsel pazar değeri (CPD) bir kişinin karşı cins tarafından arzulanabilirliğinin ölçüsüdür. Bu değere etki eden faktörler kadınlar ve erkekler için farklıdır. Erkek cinsel pazar değeri, erkeğin gelirinin, statüsünün, tipinin, bedensel olarak ne kadar formda olduğunun ve kişiliğinin (özellikle özgüven, özdeğer ve hırs) belirlediği bir değerdir. Bütün alfa erkeklerin cinsel pazar değeri yüksektir. Beta erkeklerin CPDsi düşüktür. Ama erkeklerde CPD’yi etkileyen faktörlerin çoğu erkek tarafından kazanılabilir değerlerdir ve bu nedenle potansiyel olarak her beta kendini bir alfaya dönüştürebilir. Daha da iyisi, bu özelliklerden en baskını olan kişilik, oldukça esnek ve gelişime açık birşeydir.

Kadınlarda CPD ise büyük oranda kadının fiziksel güzelliği, fiziksel olarak formda oluşu ve gençliği tarafından belirlenir. Yani erkeklerin cinsel arzusu kadının eğitimi, kariyeri, kişiliği ve geliri gibi değerlerden çok daha az etkilenir. Her ne kadar feminizm tarafından beyni yıkanmış mavi haplı erkek aksini iddia etse de, evrimce şekilenen, DNA bazlı temel içgüdülerin geçerli olduğu cinsel dünyada durum bundan ibarettir.

CPD aynı zamanda cinsel deneyimden de etkilenir ama bu etki kadın ve erkekler için ters şekildedir. Erkeklerin cinsel deneyiminin fazla olması CPDlerini arttırken, kadınların fazla cinsel deneyime sahip olmaları CPDlerini azaltır.

Unutmayın CPD bir kişinin karşı cins gözündeki arzulanabilirlik değeri. Bu nedenler burada etkili olan örneğin kadın CPDsi için erkeğin kriterleri, kadınların ya da kadın ruhlu olanların değil. Ve yine unutmayın ki CPD konusunda sözkonusu olan kişinin değeri değil, cinsel arzulanabilirlik değeri. Ciğeri beş para etmez, aptalların aptalı bir bimbonun CPD’si doruklarda olabilir ama bu onu kişi olarak değerli kılmaz ve CPDsi çok düşük ama kişi değeri çok yüksek bir kadınına eşit hale getirmez.

Cinsel Pazar Değeri Grafiği

Cinsel Pazar Değeri Grafiği - Kaynak : The Rational Male
Cinsel Pazar Değeri Grafiği – Kaynak : The Rational Male

Oyunu öğrenmek isteyen ve mutlu olmak isteyen her erkeğin bilmesi gereken temel bilgi, yukarıdaki CPD grafiğidir. Grafiğin dikey ekseni 0 – 10 arası CPD değeridir (bir insanın potansiyel CPD’sinin tepe noktası 10 olacak şekilde). Yatay eksende ise yaş vardır.

Kadın Cinsel Pazar Değeri

Bir kadının cinsel pazar değeri, popüler kültür, feminizm ve bunların pençesindeki erkekler ne kadar inkar ederlerse etsinler, 18 – 25 yaş aralığında zirvede oluyor ve 23 yaşında doruk noktasına ulaşıyor. Kısaca kadınlar için 22 – 24 yaş arası doğurganlık, arzu edilirlik, cinsellik doruk noktasında. 25 yaş ve sonrasında ise düzenli olarak düşüş halinde. Özellikle bu düşüş 27 yaşından itibaren görünür hale gelmeye başlıyor. Buraya kadar kadınların kendilerinin de bilinçaltında farkında olmadıkları bir şeyden bahsetmedik, acımasız gerçekler bunlar.

Her ne kadar bu durum 27 yaş üstü bir kadının müthiş bir güzelliğe sahip olamayacağı anlamına gelmese de, 27 yaş üstü bir güzelin 22 – 24 yaş arası bir güzelden daha az güzel olacağı anlamına geliyor. 27 yaş sonrası, modern ve bağımsız bir kadının alfa erkek ilgisi için artık daha genç kadınlarla yarışamamaya başladığını anladığı ve çok daha gecikmeden bir erkeğe yüzük takma fikrini yeşerttiği yaşlar.

Erkek Cinsel Pazar Değeri

Feminizmin hükümranlığı altına giren ve gire yazan toplumların en çok saklanan gerçeğine geldi sıra : erkek CPDsi. Erkeklerin CPDsi sadece fiziksel form ve yaş ile değil statü, para ve kişilik ile de belirlendiğinden erkek CPDsi genelde erkeğin hayatına bir yön aradığı ve olgunlaştığı yaşlarda bir plato dönemi geçirdikten sonra 30 yaşından itibaren artarak 36 – 38 yaşında tepe noktasına ulaşıyor. Erkeğin potansiyelini maksimum seviyede gerçekleştirdiğini varsayarsak, bu yaşlar onun aynı zamanda kendine sığınacak uzun süreli bir ilişki / evlilik limanı arayan kadınların gözünde en tepede olduğu nokta.

Tabii burada erkeğin götü göbeği ve masküleniteyi salmadığını varsayıyoruz. Yani cinsel pazar değeri nasıl olsa yaşla artıyor, koltuk patatesi olsam da olur diye bir durum yok. Aynı şey kadınlarda da var: 32 yaşında kendine bakan bir kadının CPD’si, 22 yaşında kendine bakmayan bir kadından daha yüksek olabilir.

Erkek ve Kadın CPDlerinin karşılaştırmalı değerleri

Kadın CPDsi genelde gençlik ve güzellik temelli olduğu için daha hızlı azalırken, erkek CPDsi daha yavaş düşer. 30 yaş bir erkeğin CPDsinin tam yükselişe geçmeye başladığı yaşlar iken, kadınların duvara vurmak üzere hızla inişe geçtiği yaş. Bu yaş aynı zamanda kadın – erkek CPDsinin eşitlendiği bir yaş.

Bu bilgi çok önemli zira birçok erkek bu bilginin farkında değil. Bu bilginin farkında olmadığı için de bu bilginin çok iyi farkında olan kadınlar tarafından kolayca kullanılabiliyorlar. Örneğin aslında kendi CPD değerinin doruk noktasında olduğu zamanda bunu realize etmeye çalışan bir erkek “40ından sonra azdı“, “orta yaş bunalımına girdi” gibi saçmalıklarla kolayca dizginlenebiliyor. Ya da 36 yaşında CPDsi tepede bir erkek çok daha genç bir kadına yanaştığında toplum (özellikle de 30 yaş üstü kadınlar) tarafından ayıplanarak geri adım attırılabiliyor. Daha da kötüsü birçok erkek bu cahilliği sebebiyle bu ayıplamayı öyle içselleştiriyorlar ki, kendileri CPDsi kendilerine yakın kadınlara yanaşmıyorlar bile (aslında doğal olarak yanaşmaları lazım iken).

Ama bu bilginin farkında olmayan erkeklerin yaşadıkları en trajik olay şu (buraya dikkat) : 30 yaşına kadarki geçmişi kadınlara göre CPDsi düşük olduğundan reddedilmek ile geçen erkek, tam bu yaşlarda birden başlayan kadın ilgisine kapılıp CPDsinin yükseldiğinin farkına varmadan bir kadın tarafından kafeslenir. Kadınlar kendi düşen CPDlerinin içten içe farkındadır. Aynı zamanda 5 sene önce yüzüne bakmadıkları adamların CPDlerinin artık yükselmeye başladığının da farkındalardır. Ve bu adamlar CPDlerinin doruk noktasına doğru olan tırmanışa başlamadan, elleri güçlenmeden hızlıca kapatılırlar. Bu  nedenle de çoğu erkek sadece 5 sene beklese (ki erkeğin kadın gibi 30lu yaşların ortasından itibaren hızla azalışa geçen doğurganlık gibi problemleri olmadığından 10 sene bile bekleyebilir) çok daha iyi bir eş adayı bulabilecek iken tüm potansiyellerini kaybederler. Daha da kötüsü 27 yaşından itibaren önce yavaş yavaş sonra da hızla artacak CPDlerini daha da arttırmak için kendilerine odaklanabilecek iken kaynaklarını ve zamanlarını seçebileceklerinin çok altında bir kadına harcarlar ve CPD potansiyellerine ulaşamazlar.

Bu nedenle de erkekler için ideal evlilik yaşı günümüzde 30-32’dir.

CPD bilgisinin farkında olmayan ya da daha da kötüsü CPD bilgisi feminizm yüzünden çarpıtılmış olan kadınlar ise 20lerinde evliliği erteleyip (kariyer, eğitim ve iş sayesinde 30larında da aynı oranda arzu edilebileceklerini zannederek), ya 30larında yanlızlık acısı çekmeye ya da can havliyle sığındıkları bir betanın limanında mutsuz bir evliliğe mahkum ediyorlar kendilerini (bkz. bu mutsuzluğu bastırma ve gizleme çabasıyla kocişkosu ve doburcan bebesi ile ne kadar mutlu dünyaya yaymayı kendine görev edinen 30luk ablalar):

Eskiden, genç kadının annesi ve neneleri güzelliğin geçici olduğunu, en baştan çıkarıcı erkeğin en iyi koca adayı olmadığını bilir ve kızın uzun süre stabil bir koca olabilecek genç bir erkekle evlenmesini garantilerlerdi. Şimdi ise feminizm yüzünden, bu rehberlik genç kadınların hayatından çıkarılmış durumda ve genç kadınlar kendi cinsel hayatları için kötü birer kaptanlar. Güzelliklerinin yere çakıldığı 34 – 36 yaşına kadar alfa erkeklerin peşinde koştuktan sonra eskiden reddetmeye alıştıkları beta erkekler tarafından bile görmezden geliniyorlar. Kadının kısmetindeki bu ani çakılma,  Road Runner ve Çakal anı olarak biliniyor. Kadınların geçmişte uçurumdan bu şekilde düşmemeleri için bir sürü güvenlik ağı vardı.

Erkek Düşmanlığı Balonu

Kıssadan hisse :

Erkekler :

  1. 30 yaşından önce evlenmeyin. Bulabileceğiniz en iyi kadını kaçırırsınız ve özellikle 26-27 yaşında falan evlenirseniz oldukça pahalı ve zaman alıcı olan evlilik yüzünden CPD potansiyelinizi gerçekleştiremeyebilirsiniz.
  2. 30 yaş üstünde, kendinizden 6 – 10 yaş bir kadınla evlenmeye bakın. 20li yaşlarında evlenmek isteyen kadın sayısı azalmış olsa da CPDsi yüksek bir 30luk erkek, bu az sayıda kadın konusunda 20lik erkeklere göre daha şanslıdır. 27 yaşından daha genç bir kızı tavlayabilirsiniz, ama burda da gözü açılmamış bir kızı alırsanız ilerde bu kızın “gençliğimi yaşamadım” diye sizi boynuzlama tehlikesi var.
  3. “Ayol 35 yaşında adam 25 yaşında kızla çıkıyor” gibi klasik utandırma taktiklerine aldırmayın.

Kadınlar :

  1. Ablalarınız size yalan söylüyor, kadınlar 30larında da güzel falan değil. 35 yaş üstünde de afetler yok mu, var ama bunlar sayıca az.
  2. Eğer evlenmek ve aile kurmak gibi bir niyetiniz varsa, anneniz ve ninenizin o “evde kalacaksın” dırdırı aslında sizin lehinize bir olay, aleyhinize değil. Bir bildikleri var dinleyin. 25 – 30 yaş arasında evlenin (ben evlenmem diyene sözüm yok). Aşağıdaki şahane videoda, küçük kızlar gayet doğru bir gerçeği anlatmaya çalışıyor (tüm şirin ukalalıkları ile :))
  3. CPD, temel içgüdüler tarafından dikte edilen birşey. Burda erkeğin algısını ençok etkileyen faktör doğurganlık ve doğan çocuğun genetik üstünlüğü. 30 yaşından sonra doğurganlık hızla azalıyor ve genel olarak 38 – 43 arasında ise tamamen bitiyor.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Oyun (The Game)

Oyun, bir erkeğin kişisel gücünün en önemli öğesidir. Kırmızı hap camiasında genellikle kadınlar konusunda kullanılsa da aslında oyun erkeğin insanlarla etkileşiminin temelidir.

Oyun nedir sorusuna oyun “sosyal yetenekler”dir cevabı verebilirsiniz. Oyun ve kişinin kendini daha çekici hale getirmesi sadece cinsel değil, cinsel olmayan her etkileşimlerine de uyarlanabilir ve kişinin kabul görmesi, sosyal çevre edinmesi, bu sosyal çevrede sivrilmesi gibi amaçlara da hizmet eder.

Kadın – erkek ilişkilerinde oyuna ihtiyacınızın olmasının sebebi şudur: Erkekler bir kadında ilk önce ve çoğunlukla görünüşe ve güzelliğe bakarlar. Kadınlar ise en çok duruş, ses tonu, vücut dili gibi öğeler. Oyun taraftarlarına göre oyun, kadınların makyaj yapmasına denktir : “Kadınlar karşı cinse daha çekici görünmek için nasıl makyaj yapıyorlarsa, erkekler de oyun ile davranış, duruş ve konuşmalarını şekillendirerek kadınlara daha çekici gelebilirler”.

The Red Pill hareketinin çıkış noktalarından olan, Erkek Düşmanlığı Balonu (The Misandry Bubble) adlı makalesinde Imran Khan “Oyun”u şöyle tanımlıyor :

“Bugünkü statükodan çıkar sağlayan aleyhtarlarının yanıltıcı aşağılamalarına rağmen (ki piyasada “oyun” satan şarlatanların çokluğu da bunlara dolaylı olarak destek çıkıyor), oyunun tanımı şu :

Bir erkeği bir kadına çekici kılan özellikler, öğrenilebilir, pratikle geliştirilebilir özelliklerdir. Bir erkek bu yetenekleri öğrendikten sonra, bu konuda doğal yeteneği olan bir erkekten bir farkı olmadan karşı cinsi etkileyebilir. Bir erkeğin bu yetenekleri doyurucu bir uzun süreli ilişki bulma ya da kısa süreli ilişkilerle kendini tatmin etmek için kullanması, erkeğin kendi tercihine kalmıştır.

Oyun karşıtlarının (feministler ve feminist yalakası beta erkekler) en çok söyledikleri şey oyunun “aldatmaca” olduğu ve erkeklerin “kendileri gibi olmasının” daha iyi ve uygun olduğu. Bu insanların kötü niyetle sakladıkları ya da göremedikleri şey şudur ki “kişilik” denilen şeyin sürekli değişim ve akış halinde olduğudur. Bunun sonucu olarak oyun, erkeğin istediği gibi şekillendireceği kişiliğini, kadınlara daha çekici gelen bir şekilde değiştirmesinden başka birşey değildir. Yani, oyun ile öğrenilen yetenekler, “kendin olmak” (just be yourself) felsefesi ile öğrenilen yeteneklerden (ya da yeteneksizliklerden) daha sahte değildirler.

Bugünkü manosphere’de oyun (game) birçok teknik ve değişik felsefe içerse de kabaca oyun, bir erkeğin kendi Cinsel Pazar Değerini (Sexual Market Value) arttırması (fitness, kariyer başarısı, daha fazla para kazanmak gibi), bir yandan da sürekli o anki Cinsel Pazar Değerinin üzerindeymiş gibi davranması; kendisinin de karşısındaki kadına ödül olduğunun farkına varması ve vardırması, herhangi bir kadını tanrıçaya çeviren saçma sapan Disney masalımsı beta beyin yıkamasından kurtulması gibi süreçler içeren bir yolculuktur.

Oyunun belli başlı öğeleri şunlardır (20’lerinde Erkekler: Güç yolunda İmparatorluğun 10 yılı):

Makyavelizm – bir durumdan zafer ile çıkmak için o durumu anlamayı ve kullanmayı bilmek, neyin gerçek ve neyin sahte olduğunu bilmek, insanların yaptıkları şeyleri neden yaptığını bilmek, kullanıldığın ya da oynandığın zaman bunun farkına varmak, vs.

Kıvrak Zeka – Bu shit testleri geçebilmenizi sağlar. Aslına bakarsanız sadece kadınlar değil hayatınıza giren her insan ilk karşılaşmanızda sizi tartmak için shit test uygular. Cevaplama hızınız, iletişimde yaratıcılığınız ve iletişim stiliniz kıvrak zekanın en önemli gösteleridir. Eğer kıvrak zeka sahibi değilseniz bunu geliştirmek için bol bol pratik yapmanız ve tek kişilik şovlar izlemeniz gerekir. Kıvrak zeka, sağlam bir çerçevenin temel taşlarından biridir.

Cazibe – Eğip bükmeye gerek yok, cazibenin kaynağı narsisizm, kendine güven ve küstahlıktırve bunlar sizin yüksek değere sahip biri olduğunuzu gösterir. Ama bunların ayaklarının yere basması yani desteksiz böbürlenme yerine çok çalışarak kazanılmış özelliklere dayanması daha iyidir.

Mizah – Sağlam bir çerçevenin temel taşlarından bir diğeri olan mizah, negatif bir kaynaktan pozitif enerji üretmenin yanında sizin negatifin / başarısızlık ihtimalinin karşısına cesurca tutup kafa tutacak biri olduğunuzu da gösterir. Hassas, hemen ciddileşen veya kavgaya tutuşan insanlar zayıf kişilerdir

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.