Beyaz At

Bu hikaye muhtemelen, bugün okuyacağınız en önemli at hikayesi ya da en azından ilk üçe girecektir.

Çocukken sık sık İskoçya’yı ziyaret eden birini tanıyorum. Adamın İskoçya’daki akrabaları, at arabaları ile evlere süt dağıtma işiyle uğraşıyorlardı. Ellerindeki atlardan bir tanesi, adamın şu an adını hatırlayamadığı, beyaz bir at,  ailenin en değer verdiği attı.

Bu zeki at tüm süt dağıtım rotasını ezbere biliyordu. Öyle ki neredeyse hiç yönlendirilmeden hangi yolu gideceğini ve hangi evlere uğrayacağını öğrenmişti (her evin ne kadar süt aldığını da öğrenmişmiydi? Bilmiyorum, adam bundan bahsetmedi.)

Beyaz at aynı zamanda çok iyi huyluydu. Diğer atlardan farklı olarak, hiçbir zaman inatçı davranıp sahibine karşı gelmiyordu. Ve hiçbir zaman da mola istemiyordu. Hergün neredeyse hiç durmadan kendisinden isteneni yapıyordu.

Beyaz at aile için hayatı oldukça kolaylaştırıyordu ve aile de onu çok seviyordu – ya da daha doğrusu sözde çok seviyorlardı. Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmuyordu. En çok yükü beyaz ata taşıtıyorlardı. En çok beyaz atın sağlığını ihmal ediyorlardı. Onu sürekli çalıştırmalarına rağmen ona çok az özen gösteriyorlardı.

İhmal edilen yük beygirlerinin çok acı veren kemik hastalıklarına yakalandıklarını duymuştum. Sonuçta nedeni ne olursa olsun, adamın anlattığına göre beyaz at genç yaşta öldü. Aile onu ölümüne çalıştırmıştı.

Soru: insanlar mı atları eğitirler, atlar mı insanları? Her iyi davranışçı size bunun iki yönlü bir etkileşim olduğunu söyleyecektir. Daha az uyumlu atlar, beyaz attan daha uzun ömürlüydüler ve bunun nedeni kısmen sahiplerinden daha çok şey talep etmeleriydi.

Bu hikayeyi bana anlatan adam, beyaz attan üzüntü ve yakınlık ile bahsetmişti. “Ben de bütün hayatım boyunca bu beyaz at oldum” demişti. Çevresindeki birçok kişi onun çalışkanlığını ve uyumlu doğasını süistimal etmişti. (Adam artık yeter demişti ve değişim sürecindeydi).

Çok sayıda erkek, beyaz at rolünü oynar. Bu döngüyü kırmak demek, insanları eğitmek demektir ve bu da roket bilimi değil. Bir at süt dağıtım rotasını ezberleyebiliyorsa, bir erkek de “evet lütfen”, “hayır teşekkür ederim” veya “siktir git” demeyi öğrenebilir. Bunlar basitlerdir, ama kolay olmayabilirler.

Beyaz at kendi doğasına göre davranıyordu ama beyaz at gibi davranan erkeklerin iki doğası vardır: birisi, başkalarına vermek için ısrar ederken diğeri bu verdiklerini kabul eden insanlardan nefret eder. Bu erkeklerin kişiliğinin yarısı “izin ver ödeyeyim” derken diğer yarısı da “bu üç oldu, bir kere de ben ödeyeyim de, bencil o.ç.” der. Bu erkek, kendi aleyhine olacak şekilde, ikiye bölünmüş biridir.

Bu çatışmayı çözmek zordur ama beyaz at olacak kadar gücü ve dayanıklılığı olan herkes, bir kez artık yeter dedi mi, bu alışkanlığından kurtulacak donanıma da sahiptir.

Çeviri: Beyaz at

Before The Train Wreck Notları – Henüz sindirilmemiş kırmızı hap

Bana sorarsanız şu an üretilen en iyi kırmızı hap içeriği, Richard Cooper ve Dr. Shawn Smith’in beraber hazırladıkları “Before The Train Wreck” (Enkaz altında kalmadan önce) adlı podcast. İngilizce bilenlere şiddetle tavsiye ederim. Özellikle  burayı arayıp sorulan sorular ve bunlara verilen cevaplar çok öğretici. Sorulara kırmızı haplı, oldukça gerçek (abi gerçekten tuttuğunu koparan, zengin ve maskülen) ağır abi Richard Cooper ve  yöntemi daha yumuşak olsa da kırmızı hap tarafında olan psikolog Dr. Smith’in ortaklaşa verdikleri cevaplar, arayanları soru – cevap olayın özüne çekmeleri vs … çok iyi.

Programı arayan birçok erkek, bir erkeğin hayatını zorlaştırmak, kendini kandırmak, kadın – erkek ilişkilerinin doğasını görse bile bunu lafta görüp özdeki problemine inmeye direnmek gibi konularda ne kadar  marifetli olabileceğine örnekler verip duruyorlar. Bu haftakilerden birini buraya taşıyacağım.

Son programın konusu “dump her or keep her” (terk et ya da devam et) ve arayan adam konuyla ilgili aradığını söyleyerek / sanarak arıyor ve soruyor. “Hep aynı cümleyi duyuyorum” diye olayın özüne inip duraksayana kadar asıl problemi nasıl sürekli dışarı attığına dikkat edin :

Arayan Adam : 6 aydır kızlara yürüyorum. Uzun süreli ilişki için karşıma çıkanlara ilgim var. Son 6 kız gibi. Hepsiyle de aynı duruma düştüm. 3 hafta sonra onların bir önceki ilişkileri için yedek olmak … hep aynı şey oldu.

Dr. Smith : Sürekli aynı şey oluyor dediğin nedir?

Arayan Adam : Son 6 kızın hepsi uzun süreli ilişkiden çıkmışlardı. Hemen ayrılık sonrası. Hepsinde de tanıştıktan 3 hafta sonra, buluşmalar devam ederken ya onların yedek erkek arkadaşı oldum ya da onlar eski ilişkiyi geride bırakıp yeniden başlamaya hazır değillerdi. Ve hepsi sıkıcılaştığı için bitti.

Dr. Smith : 6 veri noktası burada ortak bir durum olduğunu ve bunun da sen olduğunu gösteriyor. Benim anlamak istediğim sen bu olaya ne getiriyorsun ki sürekli bu tür kızlarlasın.

Arayan Adam : Asıl soru bu işte. Ne olduğunu bilmiyorum. Oldukça stabil biriyim. İkinci masterımı yapıyorum ve gelecek planlarım var. Bence bu güvenlik görüntüsü onları bana çekiyor.

Dr. Smith : Peki sen (kızlarda) ne arıyorsun?

Arayan Adam : Koluma takmak için güzel bir kız.

Dr. Smith : Ne için? Uzun süreli ilişki mi, ya da?

Arayan Adam : Benim değerlerim şu ki şu an bir imparatorluk inşaa ediyorum ve sonunda bu imparatorluğu onu daha iyi yapacak biri ile paylaşmak istiyorum. Bunu geriletecek biri değil. Bu imparatorluğu paylaşacak birini arıyorum.

Richard Cooper : Bu çok ilginç çünkü sen biriyle paylaşmak için bir imparatorluk kuruyorsun. Ve onun bunu daha iyi yapacağını umuyorsun.

Arayan Adam :Ben bir imparatorluk inşaa ediyorum ve buna iyi şeyler getirecek birini arıyorum.

Richard Cooper : Bu imparatorluk neye benziyor?

Arayan Adam :Şu an nursing okulu sonra MPA ve belki tam bir tıp eğitimi.

Richard Cooper : Kaç yaşındasın?

Arayan Adam : 24. Ve aynı zamanda kilo vermeye çalışıyorum. Eskiden oldukça şişmandım. 48 kilo verdim. Hem okula gidiyorum hem de hemşirelik teknisyeni olarak çalışıyorum. Önceden tecrübe edinmek için. Dediğiniz gibi en iyi olmanın peşinde koşmak, egzersiz, tecrübe ve rüyalarımın peşinde koşmak.

Richard Cooper : Buluştuğun kızların yaş aralığı ne?

Arayan Adam : 21 – 22 ile 25 arası.

Richard Cooper : Birini imparatorluğuna katmak üzere ölçüp değerlendirmek için çok gençsin değil mi?

Arayan Adam : Evet ama ben uzun süreli ilişki arıyorum.

Richard Cooper :Evet ama şu an sorunun şu ki bu kadınlar hayatına geliyorlar ve anlamadığın garip şeyler yapıyorlar. İşte burada “kadınları anlamak” konusuna geri döneceğim. Karl geçen hafta podcastte “kadın doğasını anladıktan sonra onları melek tanrıça gibi göremezsin” demişti.

Diyorsun ki hayatıma bir kadın girsin ve o benim imparatorluğunu yönetmemde bana yardım etsin. Bence hayatına giren bu feminen enerjileri ölçüp biçme olayına gereğinden fazla önem veriyorsun. Bu tür şeyleri 28 – 30 yaşlarında ve cinsel pazarı daha iyi anladığın yaşlarda yapman lazım. Sen daha yeni başlıyorsun. “Hayatıma iyi etkisi varsa kalır, kötü etkisi varsa gider” değil mi?

Ama senin bundan daha derine inmen ve kadın doğasını anlaman lazım. Shawn’ın Tactical Guide to Women kitabını okudun mu?

Arayan Adam :Hayır. Şu an Rollo Tomassi‘nin The Rational Male kitabını okuyorum ve Preventative Medicine yolda.

Richard Cooper :Evet o ikisi The Rational Male serisinden her zaman tavsiye ettiğim kitaplar ve bunları iki üç kere oku. Shawn’ın kitabını da oku ve ne gibi davranışlar beklemen ve nasıl sınırlar çizebileceğini anla.

Dr. Smith : Bu imparatorluğu kurarken yanında bir kadın da olsun istiyorsun. Nasıl bir kadın arıyorsun?

Arayan Adam : Beraber eğlenebileceğim. Zira okul iyi ama çok yoğun. Arada beraber mola verebileceğim ve dışarı sinemaya vs … giderek kafamı boşaltabileceğim biri.

Dr. Smith :Peki bu uzun süreli ilişkiden çıkıp gelen kızlar … seninle ilgili bir şeyin onları çekiyor olması lazım.

Arayan Adam :Evet can sıkıcı olan şey bu.

Dr. Smith : Peki stabil biri olduğunu ve kadınların bunda güven arayabileceklerini söyledin …

Arayan Adam : Arkadaşlarımın dediğine göre ben güven veren, sosyal ve konuşması kolay biriyim. Bir kuyruğa girip de orada biriyle muhabbet başlatan biri.

Dr. Smith :Senin için yeni ilişkiden çıkmış birine yaklaşmak kolay zira onlar bunda güven bulabiliyorlar … Peki başka kimlerle konuşma başlatıyorsun? O küçük niş gruptan dışarı çıkmaya çalışıyor musun?

Arayan Adam : Şöyle söyleyeyim. Parmağında yüzük olmayan bir kız görürsem konuşuyorum …

Dr. Smith :Peki onlarda seni çeken şey ne?

Arayan Adam :Hepsi kariyer kafalı. Tıp derecesi almak için uğraşıyorlar. Fiziksel olarak da istediğim gibiler : kısa boylu ve tatlı. Oldukça bağımsız. Sadece eğlence peşinde koşmak yerine bir anlamı olan diploma peşindeler.

Dr. Smith : Onların eski ilişkilerinden gelen ve sizin aranızdakileri bozan şey ne?

Arayan Adam : Hep aynı cümleyi duyuyorum : “şu an hazır değilim”. Ya da “şu an ilişki aramıyorum”

(Uzun bir sessizlik)

Dr. Smith : Tamam. Seninle konuşmaya başladıklarında seninle bir şeyler istiyorlar ve sonra bir şey oluyor ve istemiyorlar.

Arayan Adam : (Kısa  bir sessizlik) Evet, başında ilgililer ama bir iki haftaya aramızda bir duvar yükseliyor.

Dr. Smith : O zaman şu da bir ihtimal ki kızların “ilişkiden yeni çıktım (hazır değilim)” lafları senin kendine anlattığın bir hikaye ve belki senden uzaklaşmalarına neden olan başka şeyler var. Böyle bir ihtimal olabilir mi?

Arayan Adam : Sanırım nereye gidiyorsun anladım … çekicilik seviyesi ve …

Richard Cooper : Burada araya girmek istiyorum. Çok fazla iyi / efendi çocuk olabilir misin?

Arayan Adam : (Derin bir iç çekiyor) … Sanırım küçük bir kısmı bununla ilgili. İyi oldukça göreceli bir şey.

Richard Cooper : İyi ve kibar (çocuk) …

Arayan Adam : … ne dediğine saygı duyuyorum ama …

Dr. Smith : Ne yapıyorsun da onlara efendi çocuk sinyali veriyorsun?

Arayan Adam : Sanırım genel olarak kibar bir insan olmam …

Dr. Smith : Kadınlar kibarlığa ters tepki vermezler, başka bir şeye ters tepki verirler. Onların karşı olduğu neyi yapıyorsun?

Arayan Adam :Belki yeterince saldırgan değilim?

Dr. Smith : Ne anlamda?

Arayan Adam : hımmm … (uzun bir sessizlik) … sanırım istediğim çekim seviyesini ortaya çıkaramamak … doğru zamanlarda …

Richard Cooper : Sana bir soru sormama izin ver. Bunu babanla konuştuğunda sana ne söylüyor?

Arayan Adam : Babamla bunu konuşmuyorum. Ortalama biri ve kırmızı hap gibi şeyleri bilmiyor.

Richard : Aranızda bir ilişki yok mu?

Arayan Adam : Yok.

Richard : Tamam. Seni benim kanalıma getiren şey neydi?

Arayan Adam : himm …. nasıl desem … sıfırlanmam.

Richard : Sıfırlanman?

Arayan Adam : Evet.

Richard : Nasıl sıfırlandın?

Arayan Adam : Standart oneitis. Sonra depresyon ve şişmanlık. Şişmanlıktan kurtuldum ve egzersiz. Kırmızı hap şöyle geldi. Kitap değerlendirmelerine bakıyordum ve Rollo Tomassi’nin kitabını gördüm. Bunu Google’da arayarak geldim ve olayın derinlerine indim.

Richard : Peki kırmızı hapla tanıştıktan sonra hangi inançlarını değiştirdin?

Arayan Adam : Oneitis kafasından kurtuldum. 100% kurtuldum. İyi veya kötü kadınlar yoktur, sadece kadınlar vardır. Zorlandığım şey … bu üniversite ve uğraşlara rağmen sürekli kendimi ön planda tutamamam. Ama bunun üzerinde çalışıyorum.

En önemlisi de şimdi yaptığım gibi devam edersen 30 – 35 yaşında şimdikinden çok farklı bir noktada olacağım. Çok çalışıp diplomamı alınca, … , iyi bir evim olacak ve … şimdikinden çok daha fazla seçebileceğim (kadın) …

Richard : Bir yandan da zaten o efendi çocuğu henüz aramayan, parti yıllarındaki genç kadınlarla buluşuyorsun değil mi?

Arayan Adam : Evet.

Richard : Sanırım  bunun zaten farkındasın.20li yaşlarının başında. Hayatlarını yaşama aşamasındaki kadınlar.

Dr. Smith : Evet eğlenmeye bakıyorlar ve bu “ilişkiden yeni çıktım, henüz ilişkiye hazır değilim” hikayesi senin işine yarar bir hikaye değil.

Richard :Aynı zamanda bu genç kadınlar uzun süreli ilişkiden çıktıklarında hemen ilişki aramıyorlar. Hayatın tadını çıkarma peşindeler. Doğru mu?

Arayan Adam : Evet.

Richard. Ve sen onlara yeni ilişkiden çıkmışken “hey izin ver erkek arkadaşın olayım” diye davranıyorsun. Onlara yanlış taraftan yaklaşıyorsun. Doğru taraf en azından başlangıçta kısa süre kafasında yaklaşman. Birkaçı ile tek eşli olmadan buluş, tabak çevir ve en iyisinin tepeye çıkmasını bekle. İşler nereye gidiyor bak. Ama her zaman kendini, kendi zihinsel merkezinde tut. Her zaman.

Arayan Adam : Evet.

Dr. Smith : Seninle buluşarak sana iyilik yapıyorlarmış gibi hissediyor musun?

Arayan Adam : İyilik derken?

Dr. Smith : Sen kendini ödül olarak görüyor musun?

Arayan Adam : Himm … bunu düşünmem lazım …

Richard : Eğer bunu düşünmen lazımsa ödül değilsin ve hala kadınları tanrıça mertebesine çıkarıyorsun.

Arayan Adam : Bunun üzerinde uğraşıyorum … ikili ilişkiler açısından bakarsan ödül değilim … Sanırım gerçekten ödül gibi hissetmek için biraz daha beklemen gerek.

Richard : Evet birçok genç erkek kendilerini ödül gibi hissetmiyorlar. 25 yaşında öyle hissetmiyorlar ama daha sonraki yaşlarında belki 30larında hatta 40larında öyle hissetmeye başlıyorlar. İşleri yoluna koyup “evet ben ödülüm” demeye başlıyorlar. Değil mi?

Arayan Adam : Evet.

Richard : Ama gençken öyle değil … kızlara bakıp … himm çok güzel kokuyorlar değil mi diyorlar (Richard’ın kızları fazla değerli bulan adamlarla dalga geçmek için sıklıkla söylediği bir laf).

Arayan Adam : Evet güzel kokuyorlar. Bazıları daha da güzel kokuyor.

Dr. Smith : Ne gördüğümü söyleyeyim. Büyük hedeflerin var ama henüz gerçekleşmiş değiller. Cinsel pazar değerinin tepesine ulaşmamışsın. Bir süre de ulaşmış olmayacaksın. Merak ettiğim şey kızlara iyi çocuk sendromu ile mi yaklaşıyorsun? Bu ne demek biliyor musun? Dr. Glover’ın kitabını okudun mu?

Arayan Adam : İnternette özetlerini okudum.

Dr. Smith : Bu tehlikeli bir strateji. Eğer ben kadınlar için iyi, güvenilir ve tatlı biri olursam onlar da bana iyi, sadık ve tatlı davranacaklar inancı. Ne kadınlar ne de dünya böyle çalışmaz. Ve ben senden, bu yolu yürüyorsun izlenimi ediniyorum. Ne dersin?

Arayan Adam : Kırmızı hapı bulmadan önce evet 100% böyleydim. Bildiğin erkek mantığı : X’i yaparsan Y olur ve karşılık alınır. Ama şimdi öğreniyorum. Efendi davrandığında senden faydalanabilirler, kullanılabilirsin. Ama herkese bir şans verme şeyim var.

Dr. Smith : Burada kastedilen efendi ile kibar arasındaki farkı biliyorsun değil mi?

Arayan Adam : Evet. “Efendi” adamın sinsice gizlediği motivasyonları olduğundan mı bahsediyorsunuz? Bu kıza şimdi efendi davranayım ki sonra onunla birlikte olabileyim. Kibar ise kazanılan ve saygı duyulan bir şey.

Dr. Smith : İyi anlattın. Peki bundan sonra ne yapacaksın?

Arayan Adam : Sanırım öncelikle okula, para kazanmaya ve egzersize odaklanmalıyım. Sonra da daha fazla kızla buluşup, daha fazla deneyim kazanmalıyım ve daha fazla okumalıyım tabii ki.

Dr. Smith : Richard söze girmeden son bir noktayı belirtmek istiyorum. Büyük hedeflerin var ve imparatorluk tahtında yanında bir kraliçe istiyorsun ama bu kraliçe pozisyonu için aday aramaya olması gerekenden çok çok önce başlamışsın.

Arayan Adam :Bu bana söylendi.

Richard : Hem onlar o posizyon için 20lerinin sonuna kadar hazır değiller hem de sen o pozisyonu doldururken kadın doğasını iyi öğrendiğinden emin olmalısın.

Arayan Adam : Tamam da ben o pozisyona 30 yaşında bir kadın aramıyorum. Bence 30 biraz yaşlı.

Dr. Smith : 35 yaşında o kadar yaşlı görünmeyecek … Richard : Himm, ama onları da parti yıllarında ev kadınına çeviremeyeceksin.

Mahmut Abinin Yorumu :

Dikkat ederseniz adam “çıktığı” kızların kendisine aynı bahaneyi söyleyerek ayrıldıklarından başlayarak suçu kızlara atan bir mantıkla başladı. Çıkma kelimesini tırnak içine aldım zira kısa bir sorgu sonrası anladık ki eleman aslında bu 6 kızla çıkmamış.

Hayatınıza giren tüm kadınlar size aynı şekilde davranıyorsa burada durup düşünmeniz gereken şey sizin hep aynı hatayı yapıyor olabileceğiniz ama çocuk bu noktaya (çoğu erkek gibi) kolay gelemedi. Bunu kendi başına gelmesi de en az 5 yılını alırdı!  Bu süreçte de kızlar kezban, ego tatmini, rerere rörörö Türk kızları türküsü ile öfke içinde yaşardı.

Oysa karşımızda tipik bir efendi çocuk var. Henüz 24 yaşında ama ilişki öncelikli. İlişki öncelikli derken uzun süreli ilişki istemesinden bahsetmiyoruz, önüne çıkan her kızla ilişki hayaline düşmesinden bahsediyoruz. Bu kafadaki efendi çocuk, karşısına çıkan her hatuna kendisinin aslında ne kadar iyi, sevecen, güvenilir bir tavşan … pardon erkek arkadaş … olduğunu göstermek için özel çaba gösterir.

Burada “efendi adam yerine piç adam tercihi” anlamında “efendi” kelimesinin anlamının tekrarlanması iyi oldu. Kızlar efendi adamları reddediyor derken efendinin aslında ne olduğunu bilmezsek, bu şeytan dölleri kötülükten anlıyor gibi uçlara bile savruluruz.

Efendi adam efendi falan değil, kızın donunun içine girmek için iyi çocuğu oynayan sinsi kişidir. Ya da sinsilik değil (en azından tek başına), reddedilme korkusu.

Oğlumuz ilişki öncelikli efendi çocuk olunca kızlar da uzaktan boylu, muhtemelen tipli, kariyerli vs .. diye hoş görünen 2 metrelik yağız delikanlının (burada çevirmedim ama girişte başka bir soruda 2 metreyim demişti) hala pembe hayallerde yaşayan bir oğlan çocuğu olduğunu görünce “ya ben aslında ilişkiye hazır değilim” diye yalan söyleyip sıvışıyorlar. Bu hem kırıcı değil, hem de güvenli (2 metrelik adama direkt sen daha oğlan çocuğusun deyip sinirlendirmeyi hiçbir kadın göze alamaz).

Efendi çocuk devimiz aslında hala mavi hap oyunu oynuyor. Bakın 24 yaşında ilişki isteyebilirsiniz. Ama 20li yaşların başında bu amaca giden doğru oyun tabak çevirmektir :

Onlara yanlış taraftan yaklaşıyorsun. Doğru taraf en azından başlangıçta kısa süre kafasında yaklaşman. Birkaçı ile tek eşli olmadan buluş, tabak çevir ve en iyisinin tepeye çıkmasını bekle.

Bir diğer önemli nokta da, bu çocuk her ne kadar itiraf etmemeye çalışsa da, kendisine evlenip hayatını devam ettireceği kadını arıyor. Şimdiden!  Sonra da oneitisten kurtuldum diyor. Oneitisten güya kurtulmuş olmasına rağmen beraber olacağı hatuna biçtiği rol kraliçe. Maalesef oneitis kafası hala canlı.

Oysa henüz bunu aramak için çok erken. Eğer kırmızı haplı çizelgede evlenecekseniz, yani 33 – 34 yaşlarında, 24 yaşında kız arkadaş yaptıktan sonra 10 yıl aynı hatunla çıkıp evlenmeyeceksiniz. 24 yaşındaki kız arkadaşınız uzun süreli bile olsa karınız olmayacak. Yani olabilir ama ihtimali çok düşük.

No More Mr. Nice Guy yazarı Dr. Robert Glover ile yayın çevirisi

Richard Cooper’ın Dr. Shawn Smith ile hazırladığı Before The Train Wreck serisine bu hafta No More Mr. Nice Guy kitabının yazarı Dr. Robert Glover katıldı.

Dr. Robert Glover : İlişki (dating) insanoğlunun DNA’sında olmayan bir şey. Çıkmak, flört etmek hatta uzun süreli tek eşli ilişki bile DNA’mızda yok. Romantik ilişki Batı toplumunda son birkaç yüzyıldır varolan bir şey. Doğu kültüründe bu yok, hala görücü usulü evlilik var.

Olay şu ki genç erkekler olarak bize nasıl ilişki yaşayacağımız öğretilmiyor. Bunu bize babalarımız öğretmiyor o zaman kimden öğreneceğiz? Ama kendi kimliğimizi kız arkadaşımız olup olmadığına bağlıyoruz. Ve birden bire Dünya üzerindeki tüm kadınlar  – en azından çekici bulduğumuz kadınlar – bizim sevilebilir bir kişi olup olmadığımıza karar veren kişiler haline geldi. “Eğer kız arkadaşımız yoksa o kadar da sevilebilecek biri değiliz demek ki.” Eğer kız arkadaşımız varsa, onun kötü davranışlarına katlanmalıyız zira onu kaybedersek bu bizim sevilemez biri olduğumuzu ispatlar.

Burada tarumar olmuş bir işletim sistemimiz var ve ben normal bir insan mıyım sorusuna tamamen benim bir kadını hayatıma çekip çekememem üzerinden karar veriyor. Dışarı çıkıp tanımadığımız kadınları etkilemek bizim DNA’mızda olmadığı ve bize de bunu yapmayı öğreten kimse olmadığı için temel olarak içinde kazanan olamayacağımız bir paradigma yaratıyoruz.

“Eğer kız arkadaşım yoksa sevilebilir biri değilim ama sevilebilir biri değilsem nasıl kız arkadaş edineceğim?” Bu döngü insanı dibe çeken bir sarmal haline gelebilir.

Richard Cooper : Bir erkek bu problemden nasıl kaçınabilir? Rollo’nun dediği gibi kendilerini zihin merkezlerine koyarak mı?

Dr. Robert Glover : Bunu “ben ben ben” diye içselleştiremezsin. Danışmanlık yaptığım ve kadınlarla bağlantı problemi olan birçok erkeğin en büyük problemlerinden biri sürekli kendi kafalarının içinde olmaları. Sürekli “aptal gibi mi görüneceğim, aptalca bir şey yapar mıyım, bunu yanlış yapıyor muyum, reddedilecek miyim, benden hoşlandı mı, …” diye düşünüyorlar.

Shawn bu konuda ek şeyler söyleyebilir ama bu erkeklere terapi yardımcı olabilir. Bir yöntem bu. Olduğumuz gibi kabul gördüğümüz gruplar bulmak ve buralarda onaylanmak olabilir. Biliyorsunuz “ben normalim” demek ve onay için kadınlara ihtiyaç duymamak. Hepimiz biliyoruz ki kadının hakkımızdaki düşüncesi kendi ruh haline göre değişir ve özdeğer için değişken ruh halinde birinin onayına ihtiyaç duymak gerçekten çok sallantılı bir hayat demek.

Dr. Shawn Smith : Richard, ikimizin sıklıkla karşılaştığı şeylerden biri de problemleri ile ilgili bizi arayan erkeklere “tamam da senin hayatında misyonun, hedefin ne?” diye sorduğumuzda, bu kadına olan ilgisi nedeniyle hedefinden şaştığını ve hedefini artık göremediğini görüyoruz. Özdeğeri bu şekilde dışarıya havale etmek hayatını raydan çıkarmanın en hızlı yollarından biri.

Soru : No More Mr. Nice Guy kitabındaki “gizli sözleşmeler” kavramından bahseder misiniz?

Dr. Robert Glover : Birçok kişi bana No. More Mr. Nice Guy kitabındaki en önemli derslerden birinin gizli sözleşmeler (covert contract) olduğunu söyledi. İyi çocuklar temel olarak 3 adet gizli sözleşmeye göre hareket ederler. Gizli derken hem iyi çocuğun kendisi bilinçli olarak farkında değildir hem de iyi çocuğun etrafındakilerin bu sözleşmelerle ilgili en ufak fikri yoktur. Yani ailesi, kız arkadaşı, iş arkadaşları, vs … bu sözleşmelerin varlığından haberdar değillerdir.

Gizli sözleşmelerin 3’ü de “eğer … öyleyse …” şeklindedirler. Hepsi karşılık bekleyerek ver şeklindedir.

1. Gizli sözleşme : Eğer iyi çocuk olursam benden hoşlanır(lar) ve beni sever(ler). Birçok erkek için bu sonunda (kadınla) yatarım şeklindedir. Eğer iyi çocuk olursam hoşlandığım kadın benim iyi çocuk olduğumun farkına varır ve benden hoşlanır ve sonunda benimle seks yapar.

2. Gizli sözleşme : Eğer onlar sormadan ben diğerlerinin ihtiyaçlarını karşılarsam, ben sormadan onlar da benim ihtiyaçlarımı karşılarlar.

3. Gizli sözleşme :Eğer herşeyi doğru yaparsam problemsiz ve tasasız bir hayatım olur.

Hayatı bu gizli sözleşmelere göre yaşamanın getirdiği bazı problemler var tabii. Birincisi böyle yaşamak oldukça çocukça ve disney masalı tarzı düşünmek demek. Ama bir diğer problem de kimse bu sözleşmelerin farkında değil! Bu nedenle diğer insanlar “sözleşmenin” kendi taraflarını ihlal ettiklerinde ki iyi çocuk bunu bilir ve sürekli “ben şunu yaptım, bunu yaptım” diye bir liste ve skor paneli tutar ve “ama bu takdir edilmedi, şunun karşılığı verilmedi, vs …” diye not alır durur. Bu nedenle de iyi çocuk yaptıkları ile almaya hak kazandığı ama alamadığı herşeyle ilgili zamanla dünyaya ve Tanrıya kin beslemeye başlar ve öfkeli hale gelir.

Problem şu ki bütün bunlar masallarda yaşamakla alakalı. Biliyoruz ki gerçek hayatta istediğiniz kadar düzgün biri olun herkes sizden hoşlanmayacaktır. Ve tabii ki herkes sizinle yatmak istemeyecektir. İnsanlar için bir şeyler yapıp onların da aynı şekilde karşılıksız bir şeyler yapacağını beklemek çocukçadır. Zira yetişkin demek zaten kendi ihtiyaçlarının karşılanması, isteklerinin yerine getirilmesi ve davranışları konusunda 100% sorumluluk alan kişi demektir. Yani bir yetişkin olarak ihtiyaçlarımın nasıl karşılanacağını bulmak ve çevremi ihtiyaçlarımı karşılayacak insanlarla doldurmak benim kendi sorumluluğum. Ve son olarak da her şeyi kitabına göre yaptım diye dertsiz tasasız bir hayat beklemek gerçek hayatta karşılığı olmayan bir şey. Problemsiz bir cennette yaşamıyoruz, kaotik ve kontrolümüz dışında olayların  olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Sonuç olarak bütün bunlar iyi çocuğu çocukça hayallere saplanmış kalmış, hayal kırıklığı içinde, öfke ve kinle dolu biri yapar. Bu da onların kafalarını allak bullak eder zira iyi çocuk olarak hiçbir zaman öfkelenmeyeceklerini düşünürler ama birçok iyi çocuk sürekli bir öfke içinde yaşar. Zira kimse gizli sözleşmelere uymamaktadır.

Dr. Shawn Smith : Robert sence birçok erkek nasıl oluyor da bu tip gizli sözleşmelere göre yaşar hale geliyor? Yani belli bir olgunlaşma aşamasını geçemeden çocukça bir masal dünyasına saplanıp kalıyorlar?

Dr. Robert Glover : Bence bunun iki nedeni var. Birincisi muhtemelen çocuk yaşlarda ebeveynlerimizle başlıyor. Anne ve babalara suçu yüklemeye çalışmıyorum ama aile terapisi yaparken anne ve babalara sık sık “ebeveyn olarak hedefleriniz neler” diye sorardım. “Çocuğunuzu yetiştirirken hedefiniz ve amacınız nedir?”. Ve çoğu anne – babanın bu konuda hiçbir fikri yok. Temel olarak çocukları kendilerini çıldırtmasın yeter modundalar. Ama ebeveynlere şunu söylüyordum : sizin işiniz, çocuğunuzla beraber çalışarak onun birkaç aylık olduğu yaştan yetişkinliğine kadar onu tam fonksiyonlu, sorumluluk alan ve mutlu bir yetişkin olarak yetiştirmek. Para yönetiminde arabanın deposunu doldurmaya, hazzı ertelemekten işleri yapıp bitirmeye kadar bir sürü şey öğrenmeliler. Kendilerini disiplin altına almayı öğrenmeliler. Ve çocukluğumuzda bunlar bize öğretilmez ise ve öğretecek mentörlerimiz, kabilemiz, koçumuz ya da askeri birliğimiz yoksa  … bu konuda çok kullandığım tabirle anaokulu seviyesinde takılıp kalırız.

Ot çekeriz, TV izleriz, internette geziniriz, bilgisayar oyunu oynarız, porno izler mastürbasyon yaparız ve sonra neden kız arkadaşımız yok ya da işler istediğimiz gibi gitmiyor şaşar dururuz. Zira onları yetişkin yapacak hiçbir şey yoktur ve … bu konuda erkekleri suçlamıyorum. Bir kabilemiz yok, erkekliğe geçiş ritüelimiz yok, babalarımız oğullarının maskülen bir yetişkin olarak yetiştirilmesini sallamıyorlar.

Richard Cooper : Kadınlar da erkekler gibi gizli sözleşmeler yaparlar mı?

Dr. Robert Glover : İnsanlar bana sıklıkla “iyi kızlar” diye bir şey var mı diye soruyorlar. Ya da kadınlar için bir kitap yazacak mısınız diye soruyorlar. Kadınların karşılıklı bağımlılığı konusunda tonlarca kitap var ama ben kitabı yazdığımda erkekler için tek bir kitap yoktu.

Muhtemelen çoğumuz gizli sözleşmeleri küçük birer erkek çocuk iken kadınlardan öğrendik. Çoğumuz bu şekilde yaşamayı muhtemelen kadınlardan öğrendi.

Çoğu iyi çocuk hala anaokulunda yaşıyor. Çoğu erkeğin hayatını düşünürseniz, en erken yaşlarda annemizin etkisi büyük sonra anaokulunda kadın öğretmenler ve sonra ilkokulda yine kadın öğretmenler, vs … Çoğumuz direkt ve açık olmak, sorumluluk almak gibi şeyleri öğretecek güçlü ve maskülen bir etki göremeyiz.   O kadar fazla oranda feminen bir kültürde yaşıyoruz ki – ben buna “anaokulu” diyorum – ve kadın onayı peşinde koşuyoruz ki oğlan çocukları erkek olamıyorlar. Ve nereye baksan bunu görebiliyorsun. Ortalık pasif ve kadın kıçı yalayan erkek dolu. Eğer bir kadınlaysalar ipler o kadının elinde. Zira kimse bu çocuklar maskülen bir yetişkin olarak yetiştirme işini üstlenmiyor.

Dr. Shawn Smith :Evet ve ofisimde her gördüğümde beni şaşkına uğratan şey de kadın bir aşamada bu adamdan tiksinmeye başlıyor. Başlangıçta çok çekici bir erkek gibi görünse de işler ilerledikçe kadın mutsuz oluyor.

Dr. Robert Glover :Evet ve çiftlerle çalışırken sıklıkla gördüğüm bir çaresizlik durumu bu. Kadın “aslında çok iyi biri, herkesin her işine koşar ama ona ulaşamıyorum, bana doğruyu söylemiyor, ne düşündüğünü, ne hissettiğini ve ne istediğini söylemez, pasif – agresif, her şey patlama noktasına gelene kadar içinde kalır ve patladığında da işleri düzeltmek için yalvarır, vs ….” Ve kadın “tüm kararları vermekten, ipleri tutmaktan ve ona sırtımı yaslayamamaktan yoruldum” der.

Erkek hala anaokulunda kadın onayı peşinde takılıyorsa sürekli memnun etme peşindedir ve çoğu kadın küçük oğlan çocukları ile birlikte olmak istemezler. Kendi enerji ve güçleri ile başedebilecek ve “arada” kararları verebilecek bir yetişkinle birlikte olmak isterler.

Richard Cooper :Peki şunu sorayım : iyi çocuk / efendi adam mı yoksa götün teki piç mi? Hangisi daha iyi, erkekler hangisine yakın olmalı?

Dr. Robert Glover : Hahahaha. Aslına bakarsan ben “efendi adam mı piç mi” paradigmasından farklı bir paradigma önereceğim. Bunu yeni kitabımda da yazdım. İnsanoğlu doğası gereği olaylara siyah – beyaz bakan bir varlık. “Biri çıkıp da erkeklere iyi çocuk olmamalarını öğreten bir kitap yazdı ise onlara götün teki olmalarını öğretiyordur.” Temel aksiyomum şu : Çoğu iyi çocuk aslında götün teki piçe (asshole jerk) bir tepki olarak iyi çocuk olmuşlardır. Ben bunu korku ve kaygıya karşı “savaş – dona kal – kaç reaksiyonu” çerçevesine sokuyorum. Göt herif piç savaşçıdır, fiziksel olarak egemen, sözel olarak zorbadır. Çoğu iyi çocuğa küçüklüklerinde anneleri ve diğer kadınlar tarafından “aman o adam gibi olma sakın” diye öğretilir. İyi ol, efendi ol denir. İyi çocuk ise bu götün teki piçe reaksiyon olarak diğer aşırı uca gider ve kendi korku ve kaygıları ile başa çıkmayı “dona kalma – kaçma” şeklinde yönetir. Silik bir profil çizer, çatışmadan kaçınır, vs … Götün teki piç de ayak paspası iyi çocuk da aslında korku ve kaygılarını yönetmeye çalışıyorlar …

Bir erkek çıkıp “ben iyi çocuk olmak istemiyorum ama götün teki piç de olmak istemiyorum, ve mutlu bir orta nokta bulmaya çalışıyorum” dediğinde benim cevabım şu : bu iki ekstrenm işlev bozukluğu arasındaki denge noktası nerede bilmiyorum!

Yani mutlu bir orta yol aramıyoruz ama bunun yerine paradigmayı yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. Erkekler kaygı ve korkularını dışlarında olan şeyleri yönetmeye çalışarak değil içlerinde yatıştırmayı öğrenmeleri paradigması. “Ben ne istiyorum, istediğimi nasıl elde ederim” gibi sorular sormaya ve kendi kendini onaylayan ve özdeğeri dışarda aramak yerine içinde arayan biri olma paradigması.

Yani ağlak bir kapı paspası olmaktan götün teki piç olmaya evrilmiyoruz. Onun yerine seviye atlıyoruz ve yetişkin biri olma ile ilgili yetenekler ediniyoruz.

Dr. Shawn Smith : Sağlıklı bir kadın genellikle kendi değerlerini takip eden, kararlarını hatun veya başka biri hakkında ne düşünüyora göre değil kendi değerleri ve misyonu çerçevesinde veren bir erkeği tercih eder. Hayatta bir şey başarmaya ve evrene bir çentik atmaya çalışan bir erkeği. Bu iyi çocuk veya piç olmakla değil mantıklı ve rasyonel kararlar verebilmekle alakalı.

Erkekler, hiçbir zaman bilinmeyen ile evlenmeyin

Bir araba mı almak istiyorsunuz? Eğer bana $50,000 verirseniz, size gelecek sene bir araba vereceğim. Ama o zamana kadar, onu kullanamayacaksınız ve göremeyeceksiniz. Size vereceğim araba bir Lamborghini de olabilir, her an patlayıp dağılacakmış gibi duran 77 model Pinto da.

Var mısınız? Tahmin ettiğim gibi yoksunuz. Biraz sağduyusu olan kimse böyle bir alışverişe girmez. Ama bu yöntemle hayatlarının en önemli kararını veren o kadar çok erkek – ve azınsanamayacak kadar kadın – var ki : gerçekten tanımadıkları ve sonunda nasıl biri çıkacağını bilmedikleri biri ile evleniyorlar. Sıklıkla şansları yaver gitse de, çoğunlukla bu kararları yüzünden ömür boyu pişman oluyorlar.

Bu şekilde evlenen erkekler, kendi değerleri ile evlendikleri kadının değerlerinin uyuşmadığını ya da yeni eşlerinin tedavi olmamakta ısrar ettikleri duygusal problemleri olduğunu keşfediyorlar. Bazen iş paraya ve sekse geldiğinde eşleri ile aralarında dağlar kadar fark olduğunu görüyorlar, ya da kadının ailesinin tam bir felaket olduğunu. Ya da sonradan farkettikleri dağ gibi bir borç batağı ile evledikleri oluyor. Yine bazen kadının aslında şiddete meyilli ve kızdığında kendini kaybeden biri olduğunu anlıyorlar.

Evli erkeklerden duyduğum pişmanlıklar listesi, bir Jane Austen romanını doldurabilir. Tamam, o kadar uzun olması için büyük yazı karakterleri kullanman lazım ama ne demek istediğimi anladınız. Kim olduğunu tam olarak bilmediğiniz bir kadınla evlenmek, insanın hayatını mahvedebilecek taktik bir hata.

Jason adlı bir erkek bana şu soruyu yöneltti : yanlış kadınla evlenmemek için ne yapmalıyım? Jason boşanmış bir erkek ama hem ailesi hem de kendisi için önemli olduğundan, yeniden evlenmek istiyor. Gözü kapalı evlenmenin tehlikelerinin farkında zira istediğini alamadı mı hayatı zehir eden eski karısından ağzı fena yanmış.

Jason’ın sorunu şu ki kendisi tutucu ve dini bir grubun üyesi ve bu grubun inançları, çiftlerin evlenmeden önce birbirlerini tanımalarını zorlaştırıyorlar. Her erkeğin karşılaştığı problemin daha şiddetli bir versiyonunu yaşıyor : yüzüğü takmadan önce kadının gerçek karakterini nasıl anlarım?

Birçok erkek için, yanıt görece basit : bir kadınla uzun bir ilişki dönemi yaşamadan evlenme. Bir insanı gerçekten tanımak için, onunla ilk tanıştığınızda içine girdiğiniz balayı dönemini geride bırakmanız lazım. Bu balayı dönemi, insanın zihin yapısının nörokimyasallar etkisi ile değiştiği ve çiftlerin birbirlerini açıkça ölçüp biçemedikleri bir süreç. Ancak bu balayı süreci bittikten ve nörokimyasallar bazal seviyeye geri döndükten sonra, karşımızdaki insanın kişiliği ve hayata bakışı hakkında sağlıklı bilgiler toplayabiliriz. Bir araştırmaya göre, bu balayı süreci 12 ay ile 18 ay arası bir uzunluğa sahip (Fisher 2016).

Beyninizin balayı sürecinden çıktığını nasıl anlarsınız? Bunun işaretlerinden biri, birbirinizden hafif de olsa rahatsız olmaya başlamanızdır. Umulan o ki bu rahatsızlık çok hafiftir ama balayı süreci sonrası birbirinizi idealize etmeyi bırakırsınız.

Örneğin balayı sürecinde kızın buluşma için uzun süre hazırlık yapmasını çok tatlı bulurken balayı bittiğinde sizi uzun süre bekletmesi sizi kızdırır. Hatun hazırlanırken ve siz onu beklerken hayat boyu bu beklemeleri topladığınızda kaç hafta, ay ya da yıl edeceğini hesaplamaya başlarsınız.

Eğer bu oluyorsa, tebrikler. Balayı sona eriyor. Bir felaketi önlemek için, onun kim olduğuna dair sağlıklı bilgi toplayabilirsiniz.

Acele etmeyin. Bir araştırmaya göre 3 yıllık uzun süreli ilişkinin ardından evlenen çiftlerin boşanma oranları, bir yıldan az çıktıktan sonra evlenenelerden çok daha az (Francis-Tan and Mailon 2015). Uzun süreli bir ilişkinin değerinin doğru insanla birlikte olmak kadar yanlış insandan ayrılmak olduğunu söyleyebilirsiniz.

Aynı çalışma, düğüne harcanan para arttıkça, evlilik süresinin de kısaldığını gösteriyor.Bunun nedeni muhtemelen bu çiftlerin aslında seçimleri konusunda mutlu olmamaları ve bu gerçeği şatafatlı bir düğünün arkasına saklamak istemeleridir.

Jason’a geri dönelim. Jason bunların farkında ama kendisine başka alanlarda birçok avantaj sağlayan dini topluluğu, evlilik öncesi ilişkiye soğuk bakan bir grup.

Örneğin Jason’un bir kız arkadaş ile uzun süre flört etmesini istemeyecek insanlar. Jason’un topluluğu, bir üyesinin hayatına Apollonia Vitelli’nin Baba’sından çok daha az burnunu sokan bir grup ama onlar için geceyi beraber geçirmek ya da beraber tatile çıkmak asla hoş karşılanacak bir şey değil. Kısacası, Jason ve karşısına çıkacak kız için, gerçek farklılıkların suyüzüne çıkma fırsatları çok az. Bu durumda da Jason’ın, anlaşmazlık durumunda kızın nasıl tepki verdiğini anlaması neredeyse imkansız.

Jason’ın inançlarına sahip kadınların beklentisi de evlilik öncesi ilişkinin oldukça kısa olması ki bu da çok önemli kararın o tehlikeli balayı döneminde verilmesine neden oluyor. Bu size aşırı bir talep gibi gelebilir ama bu baskı, önemli kararları hormonlarına bırakan erkeklerin kendi kendilerine dayattığı kısıtlamaların aynısıdır.

Kısa süren bir flört dönemi erkeğin kadının zorluklarla nasıl başa çıktığı, zihinsel ve duygusal açıdan ne kadar dengeli biri olduğu gibi şeyleri ölçüp biçmesine engeldir. Kadının saklayabileceği depresyon, bağımlılık ve hatta kişilik bozukluklarının ayırdına varmak ise çok daha güçtür.

Sonuç olarak, bir kadının gerçek hayatta nasıl davrandığını ölçecek yeteri kadar fırsatınız olmadan, o kadın sizin için evlilik adayı olamaz. Nasıl olabilir ki? Bir aday, tanım gereği, o aday ile bir işe girişmeden aday hakkında belli bir farkındalığa sahip olmanızı gerektirir. Farkındalık yoksa, tahmin vardır. Bir erkek için evliliğin risklerini düşündüğünüzde, en önemlisi de boşanma ile aile mahkemesi önüne çıkma ihtimalini göz önüne aldığınızda, kör tahmin, pervasız ahmaklık demektir.

Ama, Jason için hala umut var. İçine girdiği bahise karşı önlem olarak her erkeğin kullanması gereken bir tekniği kullanabilir : kadını, kadının arkadaşları ve ailesi aracılığı ile tanımak.

Her ne kadar risk hiçbir zaman sıfıra indirilemez olsa da, Jason (ve siz) riski azaltmak için kadının yakın çevresi üzerinde çalışabilirsiniz. Jason – her erkeğin yapması gerektiği gibi – geleneğe boyun  eğmeyip hemen evlenme baskısına karşı durabilir ve kadının arkadaşları ve ailesi ile birkaç yıl bir bağ geliştirebilir.

Bu, çenesini kapayarak ve umursamaz görünerek onların kız arkadaşı ile ilgili kendiliklerinden ortaya döktükleri değerlendirmeleri dinlemek demektir. Arkadaşları ve ailesi onu tanrının bir lütfu olarak mı görüyorlar yoksa yük olarak mı? Jason kendi geleceğine ışık tutacak bilgi parçalarını, bu insanların kız arkadaşı ile ilgili tecrübelerinde görebilir.

Jason aynı zamanda kızın zorlanmadan, kendi iradesi ile, Jason’ın değerleri ile paralel düşünen biri mi gözlemlemeli. Jason’ın dini inancına bağlılığına saygı duyuyorum. Ama aynı zamanda bir insanın inançları ne kadar katı ise, o inançlarını devam ettirmenin ve savunmanın o kadar zorlaştığının da farkındayım. Çift olarak değerlerine test edildiğini görecekler ve Jason kadının kendi değerlerini diğer alternatiflere bakarak kendi kendine mi seçtiğini yoksa bu değerlere zorlandı mı anlamalı.

Bu strateji her erkek için gerekli. Kağıt üzerinde çok iyi görünen biri ile beraber iken, değerlerimiz arasındaki farkı görmezden gelmeye meyilliyiz. Bazı en gözardı edilen, yaygın ve tehlikeli farklılıklar para ve seks konusundaki farklılıklardır. Bunlar boşanmaya götüren faktörler arasında en yaygın olanlarıdır.

Jason’un dini inançlarının kendisine en büyük dezavantajlarından biri, evlilik öncesi seksin yasak olmasıdır. İyi risk yönetimi demek, bilinmezleri en aza indirmek demektir. Bu, evlilik öncesi seksi çiftler için iyi bir değerlendirme aracı yapar ama aynı zamanda da iyi cinsel kimya çiftleri körleştirdiğinden evlilik öncesi seksin dezavantajları da vardır – özellikle erkek için. İyi cinsel kimya bizi farkına varmayı istemediğimiz, nahoş gerçeklere karşı körleştirir, özellikle de bu gerçeklerin farkına varmak, sekse güle güle demek anlamına geliyorsa.

İyi seks erkeği, sürekli suratına çarpılan problemleri bile aktif bir şekilde görmezden gelmeye itebilir. Bana şunu söyleyen erkek sayısı o kadar çok ki : “Biliyorum, onunla ilişkimi bitirmeliydim ama seks çok iyi idi”. Bu erkeklerin çoğunun derdi, başka alternatiflerinin olmadığı korkusu. Ama bu opsiyonları gerçekleştirmek için kendilerine ciddi çeki düzen vermeleri gerekse de, çoğu zaman opsiyonları var.

Jason’a dönelim. Herşeyin dezavantajları kadar avantajları da vardır. Jason’ın evlilik öncesi seks yapamamasının bile. Jason için evlilik öncesi seks mümkün olmadığından, kararları iyi seksin körlüğü ile bulanmayacak, ve umulan odur ki diğer alanlardaki uyumluluklarıni değerlendirme konusunda bir avantajı olacak.

Jason için evlilik dini bir görev olabilir ama boşanma tamamen seküler bir olay olacak ve aile mahkemesi karşısına çıktığında hemen hemen tüm kartlar aleyhine olacak. Ama en nihayetinde eğer din ya da başka faktörler kadının gerçek karakterini keşfetmeye engel oluşturuyor ise, Jason o kadınla evlenmemeli en azından kendi geleceği ile ilgili tehlikeli bir kumar oynamaya hazır olana kadar.

Çeviri : Men, never marry a mistery

Dr. Shawn T. Smith, manosphere'in en yeni ve yetkin seslerinden. Psikolog olan Dr. Smith'in The Tactical Guide to Women: How Men Can Manage Risk in Dating and Marriage kitabı, uzun süreli ilişki ve evlilik düşünen her erkek tarafından mutlaka okunmalı. Kendisini twitter'da Dr. Shawn T. Smith adresinde ve Dr. Smith sayfasında takip edebilirsiniz.