Saha Raporu – Eşleşmeden Yatağa, 4 saat

Malum uzun süredir kayıbım. Daha önce ne yazdım ne yazmadım hatırlamak için eski yazılarıma bakarken farkettim, 2 yıl önce son yazımın sonunda bu olaydan bahsedip yazarım demişim. Ondan sonra malumunuz, kayıplara karıştım. Saha raporlarına buradan döneyim dedim.

Olay bir hafta içi günü akşam saat 7 sıralarında hatun kişi ile eşleşmemizle başladı. Hatun kişisi HB6.5’tan HB7 sayabileceğimiz ayarda. Benimle aynı yaşlarda yüzü idare eder fiziği iyi. Evde boş oturduğum bir akşamdı ve bakalım ne çıkacak diye muhabbete başladım:

Ben: “Naber kız napıyorsun?” (tinder‘da genelde basit giriş yaparım, hatunun gerçekten ilgisi yoksa yazmaz zaten)

Hatun: “İyiyim, doğum günüm bugün benim, arkadaşımla yemek yiyorum.” (arkadaşı kız)

Ben: “Doğum günün kutlu olsun kaç oldun?”

Hatun: “29” 

Ben: “Oha çok yaşlanmışsın! Ee kutlama yok mu?”

Hatun: “Şarap içiyorum şimdi, biraz çakırkeyif oldum. Sonra eve..” 

Şimbi bu noktada birşey dikkatimi çekti. Hatunun doğum günü, dışarıda yakın bir arkadaşıyla masada, çakırkeyif ve inatla mesajlarıma cevap vermeye devam ediyor. Vitesi bir tık arttırmaya karar  verdim:

Ben: “Aa olmaz ama öyle, hadi bir yerlere gidelim yemekten sonra.”

Hatun: “Yok bugün işe gittim çok yorgunum halim yok. Sen napıyorsun?” 

Ben: “Evdeyim kendime 1 kadeh içki koydum takılıyorum. Halin yoksa buraya gel, birlikte içelim.”

Hatun: “Arkadaşımlayım ama..” 

Ben: “Olsun onu da getir sen ;)”

Hatunun hiçbirşeye tam olarak hayır dememesi vitesi arttırma kararımın doğruluğuna beni yeterince ikna etti. Bir miktar naz sonrası hatun ve arkadaşı gerçekten de çıktı geldi eve.

Şimdi burada hatunun arkadaşına bir parantez açmak lazım. Bütün gecenin kaderi aslında onun ellerindeyi. Biraz aksi, ortamı bozacak bir tip çıksa bu geceden hiçbir bok olmama ihtimali çok yüksekti.

Neyse ki çok şanslı bir insanım, ben yürümeye çalıştıkça hatun utangaç ayağına uzak durmaya çalışıyor, arkadaşıysa “doğum günün bugün senin birşey olmaz keyfine bak” havasında sürekli. 1-2 saat sohbet muhabbet sonrası kızın arkadaşı sigara içmeye balkona çıktı ben de hamlemi yaptım.

Hatun: “Arkadaşım burada ona ayıp olur.” (beni yarım gönüllü durdurarak)

 Ben: “Arkadaşının birşey umursadığı yok, sen kendini kendine geriliyorsun.”

Hatun: “Yok olmaz ayıp v.s. v.s.” 

 Ben: “Arkadaşın döndüğünde soracağım, bakalım umursuyor mu” (baya alaycı ve kendinden emin bir tavırla)

Kızın arkadaşı birkaç dakika sonra geldi. Ben arkadaşına “müsadenle arkadaşına odamı göstereceğim” diyip göz kırptım, hatunun arkadaşı da “geç bile kaldın haha” dedi sadece.

Hatunu tuttum elinden, içeri götürüp bir güzel.. Öhm neyse, siz mevzuyu biliyorsunuz zaten…

Gelelim ben bunu neden anlattım:

Hatunun size yaktığı yeşil ışıkları ve verdiği sinyalleri doğru yorumlamak çok önemli. Bu kızımız yakın arkadaşı ile dışarıda olmasına rağmen mesajlaşmaya devam etti ve açıkca çakır keyif olduğunu belirtti. Buradan kızın muhtemelen biraz azmış pozisyonda olduğunu düşünüp yürüdüm ve yanıltmadı.

Kız ara ara kendini geri çekerek shit test’ler denedi. Hatta birkaç kere “arkadaşımla takıl siz yakıştınız baya” falan dedi. Hedeften sapmadan devam ettim.

Burada ara ara, ya ilk gecede kız eve atılmaz zor diyen, 2-3 buluşmadan önce bir bok olmayacağına inanan arkadaşlar türüyor. Doğru yer ve zaman olduktan sonra ve siz öküz olmadıkça herşey mümkün. Yeterki denemeyi bırakmayın ve her zaman elinizde yeterli sayıda yazılacak hatun olsun.

Tinder Rehberi

Illimitable Man Vakası

Kırmızı hap ile ilgili yazan adamların en meşhurlarından Illimitable Man‘in (IM) yazıları bende hep kötü bir tat bırakmıştır. Daha önce yazdığım gibi IM bir tane dengeli bir doğrunun yanında beş tane abartı şey söyleyen biri. Diğer arkadaşlar daha çok çevirse de benim sadece bir yazısını çevirmiş olma nedenlerimden biri bu (diğerleri de çok uzun ve ağır yazıyor olması). Şimdi bulamadım ama yorumlarda şöyle yazmıştım : “Ne zaman kendisini çevirmeye başlasam, ne diyor bu ya diye bırakmak zorunda kalıyorum.”

IM’de bazılarınca “sert gerçekleri pat pat ortaya döküyor” diye sevilen bir öfke var ve bu öfke konusunda benim görüşüm negatif. Öfke kendi başına sorun olmayabilir özellikle de bir işe kanalize edilip yakılırsa. Ama genellikle öfke dediğimiz aşırı duyguya sahipseniz maalesef ikiz kardeşi olan ağlaklık da paketin içinde geliyor. Bu nedenle öfke birçok kişiye dobra dobra güç gibi görünse de bence zayıflıktır. Duygusal güçsüzlüktür. Bu konuda ben Carl ile aynı düşünüyorum : gerçek güç denge noktasında :

Sarkaç Prensibi

Sarkaç prensibini Twitter’da çok sık kullanıyorum. Bu prensibe göre insanlar bir ideal duruma doğru küçük adımlarla yavaşça yaklaşarak ilerlemiyorlar. Bunun yerine bir uç noktadan diğerine salınıp duruyorlar. Bu genelde sahte karşıtlıklar, dalgalı ideoloji çorbaları ve duyguların zıtlaştırıcı etkisi konusunda cahillikten kaynaklanıyor.

IM maalesef bu konudaki görüşümü doğrulayan davranışlar sergiliyor. Olayı tam takip edemedim ve şimdi de twitter sayfasını korumalı yapmış ama bu abinin bir kız arkadaşı var. Adı sanırım Melissa. Kız bunu ne zaman terk edecek olsa öfkeli, ağlak bir aşk böcüğüne dönüşüyor. Hatunun online kimliğinden de haberi var sanırım zira geçen sefer bu olay olduğunda kız gidip bunu Rollo Tomassi’ye şikayet etmişti ve olayların gelişiminde Rollo IM’i engellemişti.

Kırmızı haplı, sert erkek IM kızla yine ayrılmış ve yapması gereken tek şey hiçbir şey yapmamak olmasına rağmen, muhtemelen alkolün de etkisi ile bakın ne inciler yumurtlamış.

“Bu kız dolandırıcı.

Ben ona baktım, ona iyi davrandım, ama o şimdi beni internette palyaçoya çeviriyor.

Shower, Romano, Beta, bu BPD karı ile hayatta başarılar. Hatun kaltağın teki.”

“Intelligent Man : Sen gerizekalısın.

IM: Evet öyleyim. Çünkü bu kızı deliler gibi seviyorum ve o doğru davranmıyor.

Sen bir kadını tam bir aptal gibi davranıp seni darmadağın edebilecek zeki insanların gazabını üzerine çekecek kadar sevdin mi?

Ha sevdin mi?

Bir aptal olabilirim ama en azından dürüst bir aptalım.”

“John : Sen benim tanıdığım en zeki insanlardan birisin. Stoizm öğretiyorsun ama bu tweetler stoizm ile çelişiyor.

Geri çekil ve ne yaptığını gözden geçir. Hatun hatalı ama bu seni çileden çıkarabilmesine mazeret değil.

Bırakıp gitmek ile kazanabilirsin.”

IM : Şimdi stoizm zamanı değil. Şimdi eski ahit zamanı.”

Hatun bunun zayıf noktasını bulmuş. Terk edip kırmızı hapta meşhur birine yanaşıyor. Bu sefer de Cobra Tate’e yanaşmış. Hatun haksız görünüyor belki de öyle ama ne olursa olsun IM burada ciddi şekilde problemli davranıyor.

IM’i bu davranışları ile yerenlere ise birileri “düşen biraderimize vurmak bize yakışmaz” diye eleştirmişler. Ama olay o değil. Bir kere ortada bir Biraderlerimizle Kucaklaşalım Cemiyeti yok. Ama daha önemlisi, IM’in kırmızı haplı, maskülen, Makyavellist, sert erkek pazarlayan biri olması. Kız arkadaşı veya genel olarak kadınlarla işler iyi giderken en AFC erkek bile cool davranabilir. Asıl mesele kızla işler kötüye gittiğinde nasıl davranabildiğin. Gerçekten maskülen bir erkek misin yoksa içi boş bir balon musun, asıl orada ortaya çıkar. Sen sert erkek imajı satıp sonra kızla her ayrıldığında ağlak erkek moduna geçersen ve bunu da “çok seviyorum lan” diye rasyonelleştirip üstüne “ama ben ona çok iyi davrandım” moduna girersen seni yerin dibine sokarlar arkadaş. Sen eğer gerektiğinde güçlü olamayacaksan, barış zamanı kaplan kesilip gerçek savaşta bebek gibi ağlayacaksan millete güçlü erkek olma rehberi satmayacaksın.

Söyleyin şimdi, millet oğullarına ne anlatacak? 😃

Bu olaydan çıkarılacak ders ise öfkenizle bir an önce hesaplaşıp dengeye gelmenizin önemi. Zira siz öfkenizi kontrol etmezseniz o sizi kontrol eder ve genellikle de sizi ikiz kardeşi olan ağlak mağdur duygusunun kucağına atar. Gerçi böyle olursa yine iyisiniz. En fazla maymun olursunuz. Eğer öfke sizi hayatınızı bitirecek şiddete savursa hayatınız biter.

Öfke güce değil duygusal zayıflığa neden olur. Bugün öfke tarafına savrulan sarkacın kontrolsüz gücüne engel olamazsınız, yarın denge noktasından hızla geçip öbür uçta ağlak mağdura savrulursunuz (ve oradan yeniden öfkeye). Dün gücün bilmem kaç kuralıne göre yaşayan bir kralım derken yarın içer içer kurbanlığınıza ağlarsınız.

Ha bir de hatun terk edince alkole abanmayın. Bu salak bütün bunları kör kütük sarhoş olup yazıyor muhtemelen.

HB8 ve ötesi olmazsa olmaz erkeği

augustus iv aşağıdaki yorumla, yorumlarda sıklıkla gördüğümüz bir probleme parmak basmış :

Bir de lafım bu arkadaş özelinde değil ama neden yardım isteyen herkes kız arkadaşının ne kadar ateşli olduğunu söylüyor? HB 8 veya 9 olsan verilen tavsiye değişmeyecek ki… adamlar ciddi ciddi üç gün takıldıkları kızlar üzerinden ego kasmaya çalışıyorlar. Bir de birinin bile HB 7 kız arkadaşı olmaz mı? Sen sikmiyon ben sikmiyom kim sikiyo oğlum bu kızları? :D:D

Gerçekten de şurada yorum yazıp yardım isteyen adamların hemen hemen hepsi HB 7.5 üstü kızla ilgili yazıyor. Çoğunun kız arkadaşı değil gerçi, yüzüne bakmayan veya reddeden kız rolünde.

Bu çocukların önemli bir kısmında kezban dedikleri hatunlardaki narsisizm var. Kendi CPDsi bir nedenden kafasında daha yukarıda, en tepeden erkek arzuladığı için sonunda kedi kadını olan ve yalnız geçen yılları boşa geçmiş olmasın diye bunda direten. Koluna herkesin hayran baktığı bir partner takacak yoksa olmaz. Narsisizmin temel nedeninin aşağılık kompleksi olduğunu yazmıştım. Bu tipin aşırısı yıllarca abazan gezer, hergün düzenli elini siker ama kadınlarla başarılı adamların kollarındaki kızı beğenmezler. Bunu da güya erdemleştirirler. “Hacı benim elit zevklerim var o herif gibi avam olsam ben de çok hatun yerdim” diye. Elit zevkli 31ci 😃

Yıllar önce Ankara’da iyi bir üniversitede okuyan bir lise arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Bu eleman o zaman 3 senedir bölümde bir kıza aşıktı ama kıza açılmamıştı bile. Klasik arkadaş oyunu ile kızın kendisinin ne kadar iyi bir seçim olduğunu farketmesini bekliyordu ve yürüyüp de reddedilerek bu ihtimali (!) ortadan kaldırmamak için yörüngede dönüyordu. Friendzone diyemeyeceğim zira kızla bölüm muhabbeti hariç bir yakınlığı yoktu ama çevresinde atak yapmadan dönüyordu.

Bu kızı ilk defa o zaman gördüm. Okulun en güzel kızlarından biri. HB8.5 diyebilirsin. Neyse bu elemanla bölümünde asansörle 3 – 4 kat çıkacağız, zemin kattan hoş bir kız bindi. Tanışıyorlardı ve kızla 4 kat muhabbet etti, beni tanıştırdı ve kızdan ayrıldık. Fakat o kısa sürede ben kızın bizimkine ilgisini farkettim. “Murat oğlum bak dibinde hoş bir hatun var (HB 6.5), ağzına düşecek, sen buna yürüsene” dedim. Kızın kendisinden hoşlandığını sezdiğini ama kızın tipi olmadığını söyledi. “Ben bunu yerim ulan” dedim, “biliyorum yersin ama ben yemem” dedi fakat bunu öyle bir üslupla söyledi ki “bu kız benim dengim değil / ben daha iyisine layığım” diye düşündüğü barizdi.

Şimdi arkadaşlar, kimse kimseyi beğenmek zorunda değil. Beğeni kişisel birçok etkene de bağlı ama kim kime layık / kim kimin dengi konusu ise nesnel bir şey. Murat’ın nasıl bir hayal aleminde yaşadığını o zaman farkettim. Resmen Mahmut HB 6.5 kızın adamı ama ben HB 8.5 kızın adamıyım kafasında. Ama sorun şu ki “HB 8.5” adamı o koca kampüslü üniversiteden bakir mezun oldu ama “HB 6.5” adamı HB6 – 8 arası ortalamanın üstü sayıda kadınla beraber olarak. Yani düşünün karşınızda biri var, milyoner değil ama ben Ferrari adamıyım, aşağısı kurtarmaz diye hayatını yaya geçiriyor, bir de Audiye biniyor diye karşısındakine tepeden bakıyor. Ayakta alkışlanacak bir hayalcilik, hele 21 – 22 yaşına gelmiş birinde. Kendisiyle üniversiteden sonra pek görüşemedim ama 30unu da bakir geçmişse şaşırmam zira adının bir kız arkadaşı ile anıldığını hatırlamıyorum.

Burada çok görüyorum, HB6lık kıza çirkin deniliyor. 6, ortalama olan 5’in üstünde yani matematik olarak ortalamanın üstünde güzellik demek. Çekici mi ayrı konu ama çirkin değil.  Ama paşa çocuğumuz için çirkin. Ha paşa çocuk sonra “8/10 altı erkekler acımasız kahpeler için görünmez adamlar, kezbanlar kendileri 6/10 iken 8/10’a layık görüyorlar, bıdı bıdı” diye de ağlıyor o ayrı 😀

Bir başka neden de HB kayması.  Yani burada elemanların HB 8 – 9 dediği kızlar aslında HB 6 – 7.  Bu da genellikle güzellik daha çok da yüz güzelliği ile gözleri kamaşan ve bunu kafasındaki peri kızı birtanesi ile masallaştıran mavi hap kafası sonucu. Bu iki taraflı çalışıyor. Bu çocuklar kızı oneitis yapınca hb9 gördüğünden sen en az 2 puan at. Kız muhtemelen makyajla hb7 eh oğlan da kızı sabah kalktığında görecek yakınlaşma kabiliyeti de olmayınca …

Kafanızda HB skalası kayınca ya da siz kendinizi dev aynasında görünce kendinizi yokluğa hapsediyorsunuz. Nedeni de şu : HB dağılımı uniform değil normal dağılım. Aşağıdaki grafiğe bakın.

Çoğunuz HB 8 – 9 – 10 hatun nüfusu, toplam hatun nüfusunun 30%u sanıyorsunuz. Zira dağılımı uniform sanıyorsunuz. Oysa dağılım normal ve HB8 üstü hatun nüfusu toplam nüfusun yüzde 8 – 10%u gibi (aynı şekilde çok çirkin kadın nüfusu da çok az, çoğu kadın ve aslında erkek ortalamadır). Eğer HB7 altında çirkin diyecekseniz (nesnel kriterlere göre yanılıyorsunuz) ve kendinizi HB8 üstü dar nüfusa kısıtlamak istiyorsanız seçim sizin. Ama sonra hayatınızı kadınlarla başarısız geçirirseniz şaşırmayın. Üstelik bir de şunu unutmayın, kendini bu dar nüfusa kısıtlayan adamlar ek olarak da kadınlarla başarısız ve oyunu zayıf adamlar. Zaten bir ayakları alçıda, kendileri de diğer sağlam ayaklarına sıkıyorlar.

Bakın pratikte HB8 ve ötesiyle sık sık takılan bir adamsanız “en az HB8 olur hacı” demeniz çok absürt değil (bir aşağıda açıklayacağım üzere çok akıllıca da değil) ama bu takıntı genelde böyle bir başarının yanından geçemeyen adamlarda var. Bu arada bilmeyene söyleyeyim;  HB8 kızların peşinde koşmak, onları uzaktan hayal etmek, yörüngelerinde turlamak, onlara kendinize 45 derece açıyla 3.14 saniye bakış attırmak (elinize 3 top alıp çevirseniz de size bakıp dururlar merak etmeyin) falan HB8 kızlarla takılmaya girmiyor.

Temel dertleri erkek adam olmak değil de HB8 – 9 “perilerin” (!) huzurunda “erkekim, erkekim” deyü deyü eriyecekleri, piçlerin en piçi sırıtışlarıyla atacakları tek bakışta dizlerinin üzerine çökerek “gel bana ver bana yiğidim” diye transa geçecekleri çizgiroman kahramanı olmak olan oğlan çocuklarını çok üzecek bir şey söyleyeceğim. Evlenecekseniz veya uzun süreli ilişki içine girecekseniz, bu konuda en optimum seçim HB7. Pratik olarak da diğer meziyetlerine göre HB 5.5 – 7 arası bir hatun. Anne materyali, stabil bir hatun arıyorsanız, eli yüzü düzgün olanların çoğu bu bantta. Aşağılık kompleksi gazlı mavi haplı sürünün zombi yığınları gibi peşlerinden koştukları ve ilgi manyağına çevirdikleri HB8 – 9 kızların ilişki sürdürebilme kabiliyeti azalıyor, riskleri artıyor.

Jordan Peterson Türkçe – Erkeklerin Hayatını Ne Anlamlı Kılar?

Jordan Peterson bu videoda erkeklerin hayatlarına anlam katma ve sorumluluk arasındaki ilişkiden bahsediyor. Günümüz toplumunda erkeklerin sorumluluk almaları durumunda zerre takdir görmemeleri nedeniyle “neden herhangi bir şeyin sorumluluğunu” alayım diye tepki verdiklerinden, bunun haklı bir tepki olsa da erkeğin kendisine de zararlı sonuçları olduğundan bahsediyor.

Video JBP Türkçe kanalından.

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Bağımlılık – Porno ve Mastürbasyon Bağımlılığı – NoFap

Psikolog Nevzat SARAYCIKLI porno ve mastürbasyon bağımlılığı artı nofap konusunda birçok noktasına katıldığım güzel bir video yapmış. Porno ve mastürbasyonun aynı şey olmadığını, pornoyu hayatınızdan çıkarmanızın yararlı olduğunu ama  düzenli bir cinsel hayatınız yoksa mastürbasyonu hayatınızdan çıkarmanızın gereksiz işkence olduğunu anlatmış. Nofap konusunda benim görüşlerim de böyle. Haftada 1 – 2 mastürbasyona inin, nofap’a gerek yok.

Videoda ayrıca bağımlılıkların nedeni ve bu neden üzerinden nasıl kurtulabileceğiniz konusunda iyi bir bölüm var.

Ayrıca Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabına da bakabilirsiniz.

Kadın – erkek ilişkilerinde neden siyah – beyaz düşünmeye meyilliyiz?

Burada sıklıkla şahit olduğum bir uçlarda düşünme – siyah / beyaz düşünme problemi var. İki örnek :

Domdom yazmış :

Yani bu dünyada minimum duygu hissetmek lazım, mantıkla haraket ediyoruz. Böyle yaparsak doğru yoldayız ama ölümden sonra ise bile her şeyin bitmesi iyice insanı dünyadan soğutuyor.

Alfaisloading yazmış :

işin doğrusu kırmızı hapla birlikte deyim erindeyse kadınlara cinsel arzu veya beğeni dışında birşey duymamayı öğrendim. Julyetini arayan Romeo duyglarımı kaybettim adeta duygusuz bir robot gibiyim, anlayışım daha çok bir ilişkinin bana getireceği haz ve konfor ile ilgili ama, zerre şikayetçi değilim.

Bunun üzerine yorumlarda göreceğiniz üzere “salya sümük duygusallık aşırılığından robotluk aşırılığına gitmeyin, asıl gidilmesi gereken denge noktası” ve şöyle bir yorum aldım :

sen değilmisin disney masalarını unutun diyen?

Bu siyah – beyaz düşünce şekli, standart feminen beyin yıkamanın sonucu. Günümüz erkeğini feminen buyruğun kullan at erkeği yapan zihniyet erkeğin bu zincirlerinizden kopmanıza neden olabilecek her düşünceyi, diğer birçok ideoloji gibi kendi radikal görüşüne uymayan her şeyi öbür aşırı uçta diye yaftalıyor.

Aşırı sağcıya göre aşırı sağcı olmamanın alternatifi komünist olmaktır, militan kömüniste göre ya solcusundur ya faşit, DAEŞe göre Türkiye’deki müslümanların 90%si kafirdir zira ya onlar gibi inanırsın ya da kafirsindir. Sizin beyninize yıllarca duygularının kuklası olmak norm olarak pompalandığından duygularınızın kontrolünde olmayın mesajını duygusuz olun okuyorsunuz. Kadının önünde secdeye yatan sünepe mavi haplılık norm olduğundan maskülen olun mesajını acımasız bir piç olun okuyorsunuz. Kadını merkeze koymak norm koymamak kadın düşmanlığı olarak öğretildiğinden kendinizi merkeze koymayı kendinden başkalarını hiç düşünmemek okuyorsunuz. Neden? Zira Matrix için iyi çocuk değilsen kesin çok kötü çocuk olursun o nedenle uslu uslu iyi çocuk olmalısın. Kadını merkeze koymuyorsan bencil piçin tekisin, kendinden başka kimseyi düşünmüyorsun, vs … Bunlar matrix’in propogandası.

Bir yatırım tavsiyesi olarak kırmızı hap yazısında değindik. Adama bir hisseye çok yatırım yapma her şeyini kaybedersin diyorsun, adam hiç para yatırmadan para kazanmaya çalışıp bir bok kazanamayınca bana çıkışıyor : iyi de hiç para yatırma diyen sen değil misin? Hayır birader, ben değilim. Öyle algılayan sensin ve bunun sebebi de bence burada bahsettiğim propoganda.

Kafanıza yerleşmiş mavi hap yazılımı yaşamak için aşırı duygusallığa muhtaç,dengeli bir duygusal güce davet her mesajı “duygusuz robot ol ya da minimum duygu” algılama nedeniniz budur. Çoğu erkeğin KHyı reddetmesi de bu yüzden. KHnın her dediğini en radikal uçta anlamalarına neden olan bir yazılım var.

Kötüsü, kırmızı hapla tanışan birçok kişi bu yazılımı hala taşıyor. Aşk çok zararlı derken aşk olmazsa hayatının tatsız tutsuz olacağını ama bunun kırmızı hap gerçekliğinin kaçınılmaz bir yan etkisi olacağını sanıyor. Ya da kırmızı hapı kabul etse de bunu duygusuzluk olarak kabul ediyor.

Mavi hap fantazileri ve kırmızı hap tavsiyeleri

Azerbaijan rumuzlu okur sormuş (kendisinin neredeyse 1.5 yıl önce bize yazan ve unutamadığı unicorn kızı elde etmek için soru soran Azerbeycanlı kardeşimiz olmadığını umuyorum):

Mahmut abi eskiden beta gibi seni taniyan (kirmizi hapdan once) ve bu yuzden ayrilan kıza uzun zaman sonra alfa oldugunu göstermek mümkün mü? Ve ustelik bu şansı vermiyorsa …

Kırmızı hapı, mavi hap fantazilerini gerçekleştirmek için öğrenmeye çalışanları, türlü türlü hayal kırıklıkları bekler. Oneitis eski sevgili prensesinin hareketlerini “şans vermiyor” diye tanımlayan erkek, kendini alfa sanan betadır.

Alfa diye tanımladığınız şeyin olması için içinizde beta diye tanımladığı zihin yapısının ölmesi gerekir. Eğer o zihin yapısı ölürse, eski sevgiliye duyulan muhtaç arzu da (ya da daha sonra başka bir oneitise yansıtılmış hali) ölür. Eski sevgiliye duyulan muhtaç arzuyu kırmızı hapsız da öldürebilirsiniz ama bu durumda genelde muhtaç arzuya yeni bir oneitis bulunur ve sizin zavallılığınız devam eder.

Şimdi yazacaklarımı daha önce değişik şekillerde çokça yazdım ama sitenin başına uyarı olarak koymak lazım. Kırmızı hapı bir kere öğrenince kafanızdan atamazsınız o nedenle neyin içine girdiğinizi bilin ve bu hoşunuza gitmiyorsa hiç girmeyin.

Kırmızı hap sizin oneitisinizi “kazanmanızı” bırakın, AFC kafanızın tabiri ile “kaybetmenize” bile neden olabilir.

Belki 1 – 2 seneye dışarda hevesini alıp ya da daha iyisini bulamadığı için size dönecek / evet diyecek (ama sonra muhtemelen kendi hayalkırıklığının acısını sizden çıkararak size hayatı dar edecek) hatunu kırmızı hap yüzünden “kaybedebilirsiniz”.

Bazılarınız ciddi ciddi alfayı hiçbir kadının hayır demeyeceği bir yarıtanrı sanıyorlar. Komik olmayın, dünya ve kadın – erkek ilişkilerininden bahsediyoruz sizin kafanızda, içinde süper kahraman olan Marvel çizgiromanı var.Hani bunu daha sadece 6 sene önce 10 yaşında bir oğlan çocuğu olan ergen yapıyorsa tamam da, 26 yaşında bir adamsanız büyüme vaktiniz gelmiş de geçmiş bile (16 yaşındaki kardeşimize de hemen büyümesini tavsiye ederim).

Gerçi alfayı süper kahraman sananların derdi hiçbir kadının hayır dememesi de değil. O an oneitisleri kimse onun kendilerine 100% evet demesi. Doyurmaya çalıştıkları işte bu muhtaçlıkları. O yüzden zaten alfa / maskülen bile olamıyorlar.

Sınıfınızın / okulunuzun / iş yerinizin / sosyal çevrenizin en alfası siz olun (artık o ne demekse), yine de spesifik bir kadının size evet deme ihtimali, hayır deme ihtimalini geçmez. Amacınız bu bir tanesini avlamak ise, bütün çabanız sonucunda hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Hatta sizi daha da üzeyim. Belki o kız sizin şimdiki halinizi, olacağınız şeyden daha fazla sevecek ve keşke değişmese idi diyecek! Hatta o kız belki sizden daha betasına evet diyecek (özellikle de yaşı ne kadar büyük ise). Alfanın seçeceği kadın havuzu büyüktür ve bir kadının ona evet deme şansı, havuzu olmayan betaya göre çok yüksektir ama istatistik ilminin azizliği işte. Belli bir kadın konusunda (hayatı boyunca 2 3 hatundan fazlasını göremeyecek olan) beta, alfayı geçebilir. Bir ilçede belediye başkanı adaylarından birinin çok çalışıp  oyların 80%sini alması ama belli bir seçmenin oyunu alamaması gibi. Bir beta oğlanın belli bir kızın seçimi olmasına şaşırmak, örnek seçimde birinin diğer güçsüz adaya oy vermesine şaşırmak kadar gülünç bir tepki.

Aynı şekilde evliliğinde kırmızı hapı uygulayan erkeğin karısı, maskülenleşen kocasını daha çok sevebileceği gibi ondan daha da tiksinebilir (özellikle erkeklerle sorunu olan bir kadınsa).

Kırmızı hap evliliğinizi kurtarsa çok iyi tabii ama asıl amacı önce sizi ve sonra varsa çocuklarınızı kurtarmaktır.

Evet, kırmızı hapın amacı sizi kurtarmaktır! Bunu unutmayın. Sizin iyiliğinize olan şey hoşunuza gitmeyebilir ama kırmızı hapta maalesef mavi haplı beyin yıkanmışlığınızın toz pembeye çevirdiği ama aslında kapkara ve mide bulandırıcı zayıflıklar olan aşk, bitanesi, çok peşinde koştum ama sonunda benim oldu, vs … masallarınızı gerçekleştirecek araçlar bulamayacaksınız.

Eğer eski kız arkadaşınızı geri kazanmak, bir kızın size bir “şans vermesi”, vs … amaçları ile okuyorsanız, kırmızı hapa bulaşmamanızı tavsiye ederim.

 

 

Kendini kadınlara göre ayarlamak

Heaven (K) rumuzlu okur şöyle yazmış daha doğrusu arabesk bir türkü okumuş:

Ben artık neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorum abi.

Kendimizi geliştirirsek, konum sahibi adam olsak kızlar serseri sever. Serseri takılsak, makam mevkili, konumlu adam severler.

Desek ki hayatımızın kadınını alıp evleneceğiz, o mesele zaten yokmuş. Ya da siz öyle söylüyorsunuz en azından. ( Geleneksel/dini örnekler dışında, ben de size katılıyorum.)

Sert olsak, küfür etsek senin dediğin gibi daha centilmen isterlerler. Centilmen olsak yanlarında ana avrat sövecek belalı adam isterler.

Bol bol kitap okuyup kendimizi geliştirsek (ki bunu yapıyorum) , dümdüz fikri olmayan adam isterler. Fikri olmayan düz adam olsak zaten ne kız gelir, ne hayat başarısı.

….

Kendinizi kızlara göre ayarlamaya kalkarsanız ortada palyaçoya dönersin. Özellikle de hangi hiyerarşiyi seçip hangisinde yükseleceğiniz kararını kadınlara ya da genel olarak başkalarına göre vermeye kalkarsanız  vay halinize.

Kendimizi geliştirirsek, konum sahibi adam olsak kızlar serseri sever.

Hayır, bazı kızlar serseri sever ve onların radarından çıkıp man in suit seven kızların radarına girersin.

Serseri takılsak, makam mevkili, konumlu adam severler.

Hayır, bazı kızlar konumlu adam sever ve onların radarından çıkıp serseri seven kızların radarına girersin.

Her kıza hitap etmeye çalışan erkek hiçbir kıza hitap etmez.

Dünya erkek nüfusunun binde biri olan azınlık tepe erkekler hariç hiçbir erkek, tepe 20%de olsa bile, tüm kadınlara hitap etmez. Bunu da dert etmez. Bunu dert eden oneitis mentalitesidir. Ya birtanesi kartanesi benim olacağım şeyi sevmezse korkusudur. Sen takım elbiseli ve ayda 40,000 lira para kazanan bir direktörsen emin ol birçok dövmeli serseri rock star seven hatun suratına bakmaz. Ama tam tersi serseri rock star adamın da suratına bakmayacak bir sürü hatun vardır.

Tüm hatunları baştan çıkarabilecek erkek olmak, gerçeklikten kopuk mavi haplı fantazisidir. Bunu en uyuyan mavi haplı da fantazilerinde canlandırır, kırmızı hapı okumuş ama sindirememiş mavi haplı da.

Heaven (K)nın bahsettiği ruh hali çerçevesiz olmaktır, kendini kendi zihinsel merkezine koyamamaktır. En temel maskülenite özelliğine sahip olamamaktır. Bu ruh halinde iken kadınlar da dahil hiçbir şeyde başarılı olamamak çok da öngörülemeyen bir sonuç değil.

Bornova evimiz devamında şöyle demiş :

Ben bu “Serseri Adam & Makam mevki sahibi adam” konusunu şöyle ele alıyorum , kızlar bu serseri adam kategorisindeki erkekleri “vayyy be ne kadar serseri keşke beni sikse” diye algılamıyorlar. Sadece sünepe gibi yaşayan risk almaktan korkan garantici beta erkeklere nazaran daha TUTTUĞUNU KOPARAN bir erkek olduğunu düşünüyorlar…

Jordan Peterson ve Kırmızı Hap yazısında değinmiştim. Eski sistemde beta öder kısmı alfa tohum kısmı kadar bulunmaz ve arzulanan bir şey idi. Bugün ise sosyal devlet, kadının iş yaşamına katılımı vs … gibi şeylerle önemi azaldı. Ama yok olmadı. Jordan Peterson gibi düşünürlerin iş kadın – erkek ilişkilerine gelince yaptıkları en büyük hata alfa siker beta öder denkleminin (*) alfa siker kısmını bilmemek (Jordan Peterson hayatına giren ilk kadınla evlenmiş ve hala onunla evli biri o nedenle kadın – erkek ilişkileri dinamiği tecrübesi çok çok az) :

Hipergami sadece en iyi sosyal kaynaklara / statüye sahip erkekler için geçerlidir : Bu tek – taraflı pespektifin Jordan Peterson tarafından yayıldığını görüyorum. Fikir şu : kadının doğal olarak iyiliği için olduğundan, kadınlar sadece kendilerine ve çocuklarına uzun vadede en iyi imkan ve korumayı sağlayan, en iyi baba materyali erkekleri arzulayacaklardır. Bu fikir, hipergami denkleminin alfa siker yarısını görmezden gelen miyop bir bakış açısıdır. Bu, kadınları öven bir bakış açısıdır. Hipergami tanımını, kadınların içsel iyiliği ile sınırlayan erkekler aynı zamanda alfa denilince sadece sosyal, iş ve toplum hayatının lideri erkekleri düşünürler. Bu birçok açıdan yanlış ama eninde sonunda kendileri gibilerinden daha seksi bir erkek olamayacağını anlayan kadınlar tarafından (tabii ki kaliteli kadınlar tarafından) ödüllendirileceğine inanan erkekler için erdem tatmini sağlayan bir düşüncedir. Bu yanlış inancın bekleyen betalar arasında çok yaygın olduğunu belirteyim.

Rollo’nun sıklıkla tekrar ettiği tavsiyesi gidip göt serserinin teki olmayın ama o adamın özünü alın. Peki o adamın özü nedir? Kendi zihin odağında kendisinin olması. Göt olması, burada bazı erkeklerden duyduğum gülünç ve ne anlama geldiği belirsiz “karılara köpek çekmesi” çekici olmasının nedeni değildir sadece kadın için çekici olan o özündeki kendine odaklılığı ve efendi çocuklar gibi topluma secde edip bastırmadığı maskülenitesi için katlanılan bir şeydir. Rollo’nun dediği bu esansa odaklanın. Bunu bir yorum içinde şöyle yazmıştım :

“Sen kendini kendi zihin merkezine koyan biri isen istediğin kadar kibar ol iyi çocuk olamazsın. Sen kendini kendi zihin merkezine koymaktan aciz biri isen istediğin kadar götlük yap, özünde iyi çocuk olarak kalırsın”.

Tepesine tırmanmayı arzu ettiğiniz hiyerarşiyi bulun. İnsan olarak en büyük avantajımız bu zaten, kurt, aslan, sırtlan, maymun vs … tüm hayvan sürülerinde tek bir hiyerarşi vardır. İnsan topluluklarında ise sürüsüne bereket. Aşçı, muslukçu, matematikçi, ayakkabıcı, iş adamı, futbolcu, vs … bir sürü. İçinde yükselmek için zekanızın ve yeteneğinizin elverdiği ve mümkünse size zevk veren hiyerarşide, kadınlar ne ister diye düşünmeden yükselmeye bakın. Evet, bir hiyerarşiyi seçmeniz sizin birçok havuza ulaşmanızın kapısını kapatacak ama orada yükselerek elde edeceğiniz havuz, hiçbir şeyde yükselmeden bekleyen ya da her hiyerarşide yükselmeye çalışan adamdan çok daha büyük olacaktır.

“Her alanda C– ama bir alanda A++olan adam, her alanda B olan adamdan daha çok kadına ulaşır.”

(*) Bu denklemi ciddi ciddi beta dünyada sikemez, alfa asla ödemez anlayan var. Beta da siker, alfa da öder. Ama alfa temel olarak tohumları ve cinsel arzulanırlığı için beta ise ödeyebilme kapasitesi için seçilir.

Kişiye 17 Yaşındaki Halinin Vereceği Tepki

Ekşisözlük’te an itibarıyla 11 sayfa olan (sayfa başı 100 entry) böyle bir başlık var. Ve başlıktaki sadece son sayfadan birkaç alıntı:

— hâlâ aynı bataklıktasın hani hayallerim.

— artık bataklıktan yüzünü çevirip yıldızlara bakmalısın.

— bu ne amk.

— mk senin ben.

— oha kimi yedin?

— şu haline bir bak çok şişmansın, kaç kilosun sen?

— daha ölemedin mi sen?

— ben senin amk.

— öl, geber daha iyi.

— hişşşııykrt (bilek kesilme sesi)

— amına koduğum şişmanı

İnsanların kendine öfke kustuğu, hatta yaşamamış olmayı dilediği, bu derece birbirine benzer, bir yığın pişmanlık ifadesi neden var?

Farklı başlangıç noktalarından başlanıp ilerlenen farklı istikametlerin sonunda gelinen konumdan duyulan tiksinti, neden birbiriyle bu derece örtüşen, bu derece tahmin edilebilir bir model halini almıştır?

Arthur Schopenhauer şöyle der:

“Hayatımız, her daim peşinde koşup durduğumuz dinginliği hiçbir zaman bulma ihtimaline sahip olmayan bir devinim biçimine bürünmüştür: tıpkı bir tepeden aşağıya koşan adam gibi, eğer durmaya çalışırsa kaçınılmaz olarak düşecektir; ve ancak sürekli koşması halinde ayaklarının üzerinde durabilecektir. Yahut bir parmağın ucunda dengede duran çubuk, ya da yörüngesinde hızla ilerlemezse güneşi tarafından yutulacak olan bir gezegen gibi. Devingenlik varoluşun temel ayırt edici özelliğidir.”

Arthur Schopenhauer
Schopenhauer

Bu devingenliğin kritik önemini kavrayamayıp “Ne olacaksa olsun, sal rölantide gitsin” moduna girdiğin anda, o rölantideyken yıllar sandığından çok çabuk geçer ve soldaki saf mavi haplı çocuk sağdaki adama evrilir, hayata ve kendine dair bütün mavi düşleri suya düşmüş, hayata küsüp bunun öfkesiyle ve umutsuzluğuyla boğuşan biri. İyi bak:

kişiye 17 yaşındaki halinin vereceği tepki

Böyle olmak zorunda değil.

“Yapabileceğim hiçbir şey yok” bir bahane değil.

Bunu söyleme lüksünü hak ettiğini düşünüyorsan, sonuçlarını en baştan kabul edebilecek kadar ermiş olman gerek. Ermiş falan da değilsin, ee?

Namludaki 1 derecelik minik sapma 100 metre ilerideki bir hedefi 1.7 metre (2πr/360) ıskalamanıza, yani karavana atmanıza sebep olur. Bunun gibi, şu anki tercihlerinizde yaptığınız küçük bir ince ayar, bugün baktığınız istikametin 10 yıl ilerisinde tamamen farklı bir noktaya sizi götürür. Hatta “kelebek etkisi” yaratıp tahmin edemeyeceğiniz sonuçlar doğurur.

Konu, kontrolün dışında olan değil kontrol edebileceğin şeylerse, yaptığın ve yapmadığın tercihlerin, aldığın ve almadığın risklerin ve sorumlulukların toplamısın.

Bunun sonuçlarından da kaçamazsın.

Görünmek, imajı çizmek

Eğer yorumları okuyorsanız her hafta bir iki kere “kızlara imaj çizme” konulu ve yazarının asıl sorunu dile getirmesine rağmen sorunun zerre farkında olmadığı yorum sorularına cevaplarımı görüyorsunuzdur.

En yaygın olanı ise mesajlaşmalar ile ilgilisi. Aşağıdaki örnek, tek değil ve çok yaygın. Mesajlar içinde arayınca ilk karşıma çıkan olduğu için yazıyorum yoksa yazanı parmakla göstermek için değil. Bu konuda gençlerin büyük kısmı sorunlu :

Anladım abi aslında 4-5 saat aralıklardan az mesajlaşmak kadına karşı zamanı değersiz, boş bu adamın gibi bir imaj çizebiliyor.

Bu tür bir imaj çizme kaygısı çok fazla. İmaj tabii ki önemli bir şey ama sen kadına imaj çizerken kendin arkada kaygı duyuyorsan hiçbir uzun vadeli yararı yok. Zararı çok. Orada da yazdım :

Su yazdığımdan anladım abi diye yaptığın çıkarım ve kafa yapın çok vahim. Mavi hap kendini ilk paragrafta ele veriyor. Kadına nasıl göründüğünle ilgili çıkarım yapmışsın. Kadına nasıl göründüğünle meşgulsün. Yani zihin merkezinde kadın var. Bu kafayla hiçbir seyi dogru yapamazsın.

Alfa erkek gerçekten kadını kadından daha sıklıkla mesajlayacak ya da mesaj arasi kadini dusunecek vakti bulamaz. Alfa gibi gorunmeye vakit harcayacagina alfa gibi kendinle mesgul ol.

Iki mesaj arasi kadin aklindan cikmiyorsa mavi hapli betasindir. Bundan kurtulmaya bak. Gerisi hava civa.

Bunun bir de sevgili olan çiftlerin biyolojik olarak erkek ama ilişkide zihinsel olarak dişi olan taraflarından geleni var. Kız bana geç mesaj yazıyor, beni şundan bundan daha az önemsiyor, ders çalışırken beni unutuyor, vs … Eskiden ilişkide erkek kendisini odağa koyar ve kendi hayatıyla daha meşgul olurdu ve bu tür şikayetler kız muhabbetlerinde kızların ağzından çıkan şeylerdi. Erkeklerden duyamazdın. Bugün birçok erkek hala böyle ama çok fazla sayıda erkek de artık feminenleşmekten dolayı bu kız şikayetini yapar oldu. Balık sürekli içinde olduğundan suyun varlığından haberdar olmaz misali, artık yeni nesil tamamen feminen yetiştirilişin içinde olduğundan, utanıp sıkılmadan “abi kuzeni geldi diye beni unuttu” yazabiliyor.

Çerçeve işte budur, daha doğrusu çerçevenin olmaması. Çerçevesi olan adamın zihin odağında kendisi, ekran başında olmayan hobileri, işi / dersleri, misyonu falan vardır. Hayatında bunlar olan ve bunları merkezde tutan adam zaten böyle şeylere vakit bulamaz. Ama kendisini kadına feda etmek üzere yetişen nesil için böyle şeyler çok korkutucu, zira eğer kendisini merkeze koyarsa kızı kaybedeceğinden ödü kopuyor. Şu soruya samimi olarak cevap verin, kendini merkeze alan ve çoğu erkeğin kadınların aslında hiç de şikayetçi olmadıkları şikayetleri nedeni ile piç sandığı adam mı kızı elinde tutuyor, kızı merkeze koyan adam mı?

Tabii bir de kendini merkeze koy lafını “kendini merkeze koy ve başka kimseyi düşünme” olarak algılayan (sanki sen merkezde iken başkasına ilgi gösteremezmişsin gibi) tayfa var ki onlar ayrı konu. Yarın “kırmızı haplı baba” yazıları yazdığımızda “çocuklarınızla bile çerçeve sizde olmalı, onlar sizin çerçevenize girmeli” diyeceğiz, bu tayfa Allah korusun baba ise çocuklarını siklememeye başlayacak!

Burada yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak olayının da yanlış anlaşılması durumu var sanırım.  Buradaki mış gibi yapmak kızlara mış gibi görünmek değil. Örneğin kıza mesaj attınız cevap gelmiyor. Kızın mesajını beklerken ona bir mesaj atmamaya çalışmak ve kızı aklından çıkaramamak, eğer siz kızın cevabını bekleyecek kadar sabrettiyseniz bile “mış gibi yapmak” değil “mış gibi görünmektir”. Bu sizin damarlarınızdaki kutsal testosteron seviyesini arttırmaz ya da kortizol seviyesini azaltmaz. Tamam kız mesaj yazdı mı testosteron artar ve kortizol azalır ama 3 saatlik tam tersi hormon salgılamadan sonra ne kadar işe yarar?

Burada mış gibi yapmak, tamamen sizinle alakalı. Tamamen ekran dışında bir hobinize ya da işinize, dersinize dönmek ve kıza nasıl imaj çizdiğinize değil sizin kendi kendinize nasıl imaj çizdiğinizle, kendinize nasıl odaklandığınızla ilgili.

Bu tür konularda kendinizi her zaman sizi izleyen bir üçüncü şahıs gibi düşünün. Kıza cool imajı çizdiniz ama orada kaygı duyarken (vücudunuzu durduk yere kortizol pompalarken) sizi izleyen o üçüncü şahıs gözündeki imajınıza ne oldu? Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak olayını her zaman sizin içinizdeki o üçüncü şahısa mış gibi yapmak olarak düşünün. Önemli olan o kaygıyı duymayan adam olana kadar kendinize mış gibi yapmanız. Kız  ne düşünmüş çok önemli değil. Şöyle anlatayım, siz kızı tamamen unutmuş iken kız bir nedenden dolayı “ya aramadığımı siklemiyormuş gibi görünmeye çalışıyor ama aslında orada telefon başında kasıyor” diye düşünsün size hiçbir zararı olmaz. Ama siz telefon başında kasarken kız “bak aramadım ama zerre siklemiyor” diye düşünsün, siz sonra o kaygıyı bir yerde patlatır, o imajı darmadağın edersiniz, merak etmeyin.

Son olarak da bu mesaj olayına özel yorumum : mesajlaşma, kadın işi bir şey. Tamam, mecburen yapacaksınız, ben de kullanıyorum. Ama o telefonda mesaj beklemek, 2 saat, yarım gün, birgün yazmadı mı diye süre tutmak, sizin masküleniteden uzaklığınızın ipuçları. Normalde bir erkeğin kız arkadaşı (tabağı demiyorum) aramadı mı, erkeğin kızı uzun süre unutması lazım ve hatırlamak için ekstra çaba göstermesi lazım. Nasıl böyle olmasın ki? Gym, iş / dersler, arkadaşlarla içmek, fazla mesai, belki gece yaptığınız ikinci iş, vs … ile hayatı ellerinde olan bir erkek çok çalışır ve böyle kaygılar onun için lükstür. Eğer bu tür kaygılara vaktiniz olacak kadar boşsanız öncelikle o boşluğu doldurun.

Daha önce de söyledik, erkeklik yan gelip yatma yeri değildir. Maalesef, ciddi miktarda çalışmayı gerektirir. Hem de yaşla beraber artan oranda.