Bağlanma Stilleri ve İlişkilerdeki Rolleri

Bağlanma stilleri ve ilişkilerde oynadıkları roller hem araştırmalarda hem de insanların düşünce ve davranış kalıplarını anlamaya yönelik dürtülerinde geniş kapsamda ilgi uyandıran bir konu. Bağlanma stillerindeki farklılıkların insan ilişkilerini emsali olmayan şekillerde etkileyebileceğinden, bu ilgi de gayet olağan.

Bağlanma stilleri genelde çocukluk çağlarında oluşur ve sonraki dönemlerde durağan kalır. Ancak bu, onların daha sağlam bağlanma stilleri ile değiştirilemeyeceği anlamına gelmez. Bu sadece bağlanmayla alakalı sorunlarınızı çözerek öz farkındalığınızı geliştirmeniz gerekeceği anlamını taşır. Sorunu çözmenin ilk adımı, “güvensiz” bağlanmanın nasıl geliştiğinin ve ilişkileriniz içindeki düşünce ve hareketlerinizi nasıl etkilediğinin farkına varmaktır.

Güvensiz Bağlanma stilleri ilişkilerimizde nasıl negatif davranış kalıpları oluşturuyor?

Hiç ilişkilerinizin partner fark etmeksizin neden aynı uyumsuz durumlarda kaldığını merak ettiniz mi? Belki kıskançlık ve yapışkanlık sizin için sık görülen davranışlardır? Ya da belki de bir ilişki duygusal açıdan ciddileştiğinde kaçma eğilimindesinizdir? Eğer aşk hayatınızda olumsuz ve duygusal açıdan uğraştırıcı bir davranış kalıbı fark ettiyseniz, derinlere inmenin ve yakınınızdaki insanlara nasıl bağlandığınızı keşfetmenin faydası olabilir. Bağlanma stillerinin ne olduğunu ve bağlanma teorisinin temellerini anlamak, bu süreçte önemli bir faktördür.

Bağlanma stilleri nedir ve ilişkilerimizi nasıl etkiler?

Psikiyatrist ve psikanalist John Bowlby’e göre,bir kişinin kendisine çocukken bakan kişiyle kurduğu bağın kişinin gelecekteki sosyal, samimi ve hatta iş ilişkileri üstünde ciddi bir etkisi vardır. Başka bir deyişle, bebekken kurulan bu bağ, bir yetişkin olarak nasıl ilişkiler kuracağınıza ve değerlendireceğinize dair bir kalıp yahut esaslar meydana getirir.

Bowlby’in çalışmaları 1950’li yıllara dayanmaktadır ve konuya dair sürekli araştırmalar yapıldığı için, teori gelişmeye devam etmektedir.

Bağlanma teorisine göre, 4 bağlanma şekli tanımlanmıştır;

1: Kaygılı (endişeli olarak da tanımlanır)

2: kaçıngan (İlgisiz olarak da tanımlanır)

3: Dengesiz (korkak-kaçıngan olarak da tanımlanır)

4: Güvenli

Evrimsel açıdan, güçlü ilişkiler kurmak ve sürdürmek hem hayatta kalma hem de üreme açısından avantajlara sahip. Bu nedenle Bowlby’nin çalışması, insanın başkalarında iletişim, sevgi destek ve rahatlık arama arzusuna, yani doğuştan gelen “ait olma ihtiyacına” ve bu ihtiyacın bireylerin eylemlerinin ardındaki başlıca itici güçlerden biri olmasına odaklanıyor.  Ait olma ihtiyacımıza rağmen, aşk ve ilişkiler nadiren olmasını istediğimiz kadar mükemmel ve sorunsuz olur ve insanların aralarındaki sorunların çoğunun kökeni, bağlanma stillerimizdeki sorunlara kadar dayanıyor olabilir. Dört bağlanma stilinin ayırt edici özelliklerine geçmeden önce, çocuklarda bağlanma şekillerinin nasıl geliştiğini anlamak faydalı olacaktır.

Bağlanma şekilleri Çocuklukta Nasıl Gelişir?

Esasen, çocuğa büyüten kişinin (genellikle ebeveynler) çocuğun ihtiyaçlarına yönelik nasıl davrandığı ve bu ihtiyaçları nasıl karşıladığı çocuğun yakın ilişkilerde nasıl algıladığı ve davrandığının temelini oluşturur.

Bunun nedeni çocuğun onu büyüten kişiye bağımlı olması ve onlardan şefkat, rahatlama ve destek istemesidir. Çocuğu yetiştiren bu kişiler, sıcak ve şefkatli bir ortam sunarsa ve çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına uyum sağlarsa – bu ihtiyaçlar açıkça ifade edilmese bile – çocuk güvenli bağlanma şekline sahip olur.

Diğer yandan, büyüten kişilerin çocukların ihtiyaç ve isteklerine olan uyumsuzluğu, güvensiz bağlanma şekline önayak olur.

Çocuğu yetiştiren kişinin uyumsuzluğu kasıtlı olmayabilir. Buna rağmen çocuk, kendi ihtiyaçlarının karşılanmadığı algısına sahip olabilir.

Dört bağlanma şekli yetişkinlerde nasıl kendini gösterir?

1. Kaygılı Bağlanma / Endişeli Bağlanma

Kaygılı bağlanma stiline sahip yetişkinler, kendilerine olumsuz, başkalarına olumlu bir perspektiften bakma eğilimindedirler. Bu, partnerlerine kendilerinden daha iyi olan yarıları gözüyle bakabilecekleri anlamına gelir. Bu bağlanma stiline sahip kimse kendisini diğer insanlara nispetle sevgiye daha az layık gördüğü için, partneri olmadan yaşama (ya da genel olarak yalnız kalma) düşüncesi ciddi miktarda kaygıya neden olur. Diğer bir deyişle, terk edilmekten derinden korkar.

Bu terk edilme korkusunu hafifletmek için kaygılı bağlanma şekline sahip kişiler ilişkilerinde ciddi bir “güvenlik” istenci duyarlar ve partnerlerinden gelen ilgi, dikkat ve hevesin onların kaygılarına “çare” olacağını düşünme eğilimindedirler.

Diğer yandan, kaygılı bağlanma stiline sahip birisinin algıladığı ya da korktuğu destek ve yakınlık eksikliği, daha yapışkan ve daha talepkâr hale gelmesine, ilişkiyi takıntı haline getirmesine ve sevildiğine dair muhtaç bir şekilde güvence aramasına neden olabilir.

Ezcümle, bu bağlanma stiline sahip kimseler ilişkilerine yüksek değer atfederler ama genellikle güvenliklerine dair tehditlere karşı aşırı tetiktedirler ve sürekli olarak, partnerlerinin ilişkiye kendileri kadar bağlı olup olmadığına dair kaygılı ve endişelidirler.

2: Kaçıngan Bağlanma / İlgisiz Bağlanma

Kaçından/İlgilisiz bağlanma şekline sahip insanlar, kendilerine karşı olumlu, başkalarına olumsuz bir perspektiften bakma eğilimindedirler. Haliyle, özellikle duygusal düzeyde, yüksek bir bağımsızlık ve kimseye muhtaç olmama duygusu geliştirmiştirler.

Kaçıngan bağlanma şekline sahip insanlar, tamamlanmış hissetmek için bir ilişkiye ihtiyaçları olmadığını düşünme eğilimindedir. Başkalarına bağımlı olmak veya başkalarının kendilerine bağımlı olmasını istemezler yahut sosyal bağlarda destek ve onay aramazlar.

Bu bağlanma şekline sahip yetişkinler, genelde cinsel ve duygusal yakınlıktan sakınırlar dolayısıyla eğer partnerlerinin kendilerine bağımlı hale geldiğini hissederlerse, ilişkiden uzaklaşabilirler. Ayrıca anlaşmazlık gibi potansiyel olarak duygusal anlamda yoğun bir durumla karşı karşıya kaldıklarında duygularını gizleme ve bastırmaya meyillidirler.

3. Dengesiz Bağlanma / Korkak-Kaçıngan Bağlanma

Dengesiz bağlanma şekline sahip insanlar ruh hallerine ve koşullara bağlı olarak hem kaygılı hem de kaçıngan bağlanma özellikleri arasında gidip gelme eğilimindedir. Bu nedenle bu bağlanma şekline sahip kişi, sosyal ilişkilerinde kafa karıştırıcı ve muğlak davranışlar sergileme eğilimindedir.
Dengesiz bağlılığa sahip yetişkinler için partner ve ilişkinin kendisi genellikle hem arzunun hem de korkunun kaynağıdır. Korkak-kaçınan kişiler bir yandan samimiyet ve yakınlık isterken diğer yandan başkalarına güvenme ve bağlı olma konusunda sıkıntı yaşarlar.

Bu bağlanma şekline sahip kişiler genellikle duygularını tanımlama ve ayarlama konusunda zorluk çekerler ve acı çekmekten çok korktukları için güçlü duygusal bağlanmadan kaçınma eğilimindedirler.

4. Güvenli Bağlanma

Şu ana kadar ele alınan üç bağlanma şekli, (kaygılı, kaçıngan ve dengesiz) güvensiz bağlanma şekilleridir, Dolayısıyla sağlıklı ilişkiler geliştirme ve sürdürmedeki zorluklarıyla karakterize edilirler. Bilakis, güvenli bağlanma şekli, adı üstünde, kişinin duygularını açıkça ifade etmede rahat olması anlamını taşır. Dolayısıyla güvenli bağlanma şekline sahip yetişkinler partnerlerine güvenebilir ve partnerlerinin de kendilerine güvenmesine izin verebilirler. Güvenli bağlanma şekline sahip biriyle kurulan ilişkiler dürüstlüğe, hoşgörüye ve duygusal yakınlığa dayanır. Bu bağlanma şekline sahip biri ilişkilerinde sıklıkla başarılı olsa da yalnız kalmaktan da korkmaz. Güvenli bağlananlar kendileri ve başkaları hakkında olumlu bir görüşe sahip olma eğilimindedirler, bu nedenle aşırı derecede dış onay veya tasdik aramazlar; duygularını başarılı bir şekilde tanımlayıp düzenleyebilirler ve hatta bir partnerin kendi duygularıyla bunu yapmasına yardımcı olabilirler.

Sizin Bağlanma şekliniz ne?

Artık yetişkinlerin dört bağlanma şekline aşina olduğunuza göre, muhtemelen eylemlerinizin ve inançlarınızın hangisine yakın olduğu hakkında bir fikriniz vardır.

Romantik ilişkilere dair geçmişinizde bir veya birden çok bağlanma şeklinin varlığını tespit etmeniz oldukça normal. Bağlanma şekillerinin hayattaki önemli dönüm noktalarından sonra, hatta partnerlere göre değişebileceğini söylemek gerekir. Mesela, güvensiz bağlanan bir kişi, güvenli bir şekilde bağlanan bir partnere sahip olduğunda güvenli bir bağ kurabilir. Diğer yandan, güvenli bağlanan bir kişinin tramvaya bağlı olarak ya da sevdiği birini kaybettikten sonra sağlıksız ilişki davranışları göstermesi mümkündür. Yani pek çok insan tek bir profilin özelliklerini “tam olarak” karşılamıyor.

Bağlanma Şekliniz Hakkında endişelenmeye ne zaman başlamalısınız?

Muhtemelen çoğumuz “tam olarak” güvenli bağlanmıyoruz. Sağlıklı ilişkilere sahip olduğumuzu düşünsek bile, davranışlarımızda bizi sürekli rahatsız eden, strese sokan veya mutsuz eden örüntüler olabilir.
Maalesef ki, bazılarımız kendinde üç güvensiz bağlanma türünden birinin özelliklerini görecek.

İlişkilerde güvensiz bağlanma şekillerinden biriyle kendinizi özdeşleştiriyorsanız, öz farkındalığınızı artırarak, kişisel gelişim üzerinde çalışarak ve gerekirse psikolojik yardım alarak konuyu aktif şekilde ele almanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Güçlü bir şekilde kendini gösteren güvensiz ve dengesiz bağlanma şekilleri, şayet ele alınmazsa, kaygıya, depresyona ve diğer zihinsel sağlık sorunlarına neden olabilir.

Kaygılı Bağlanma Stili: Sebepleri ve Belirtileri

Kaçıngan Bağlanma Stili: Sebepleri ve Belirtileri

Dengesiz Bağlanma Stili: Sebepleri ve Belirtileri

Çocukluktan Yetişkin İlişkilerine Güvenli Bağlanma (Yakında)

Kaynak: Attachment Project (attachmentproject.com)

(150 sayfa – PDF & EPUB)
(Shopier sepetinde 138 TL ve üzerinde %30 indirim var.)

Başkası için terk eden kadının geri dönmesi – Vaka Çalışması

Mahmut abi hikayemi burada yazıyorum. İstersen podcast yapabilirsin ve senden danışmanlık almak da isterim.

Eski sevgilim 6 yıllık bir ilişkiyi terk edip bir hafta sonra başkasıyla hayatına devam etmişti.

6 yıllık ilişkiden 1 hafta sonra başkasına atlayan kız, en azından daldan dala atlamıştır. Ama daha muhtemeli aldatmıştır. Bu kız senin için orada bitmeli. Şimdiki ilişkisi yara bandı ya da değil fark etmez.

Ben tüm bu kırmızı hap olayından bihaber biri olarak ona ulaşıp hata ettiğini dahi söylemiş …

6 yıllık ilişkiden başka kucağa atlayan kızı aradın?!? Bunun için herhangi bir şeyden haberdar olmana gerek yoktu beah.

ve her yazdığımda beni daha da sert kırabildiği bir durumun içinde kendimi bulmuştum.

Seni terk edip başka kucağa atlayan kızın peşinde koşuyorsun. Senin kendine saygın yok, kızın neden olsun?

Bir gün durumu tamamen kabullenip kendim için no contact yaptım.

Evet en doğrusu ama tamamen unutmak için. Bu kız geri dönse bile bir şans daha verilmez. Kendini bitirmiş. Kızın senden soğuması senin en ezik betalıkların bile olsa 6 senelik ilişkiden 1 hafta sonra birine atlaması, kızı şuçlu yapar. 5-6 ay ayrılığı yaşasa neyse.

Saç ektirdim zayıfladım ve çok daha çekici bir insan oldum. Hayatıma yeni kadınları aldım, işimde terfi aldım, yeni bir araba aldım.

Çok güzel.

6 aylık bir nocontact sonrası artık aklıma çok nadir geliyordu. Artık benim için bu iş bitmiştir dediğim noktada kız bana ulaştı.

Hemen her zaman öyle olur zaten. Katılda bir yayında bahsetmiştim, eski sevgili rahatlama aşamasından endişe ve arama aşamasına geçerken (rahatlama -> merak -> endişe -> bağlantı kurma), iletişimi kes kuralı uygulayan kişi ise endişe ve arama aşamasından rahatlamaya gidiyor (bağlantı kurma -> endişe-> merak-> rahatlama). Ve evrenin gizemi şu ki genellikle siz rahatlamaya ne kadar hızlı ulaşırsanız, o da o kadar hızlı şekilde bağlantı kurma aşamasına geçiyor. Bu nedenle karşınızdakini ne kadar hızlı unutursanız o kadar iyi ve tüm çabanız unutmak yönünde olmalı. Bu aşamalardan geçecek diye bir kural yok ama eğer geri dönünce şans verilecek bir kızsa, size ulaşması için sizin onu unutmanız en sağlamı.

Pişman olduğunu, yaptığının bir hata olduğunu, komşunun çimeninin daha yeşil olmadığını söyledi.

Muhtemelen komşunun çimenden daha yeşillendin ya da komşunun bahçesinden kovuldu. Sana açık açık başka kucağa atladım ama onunla olmadığından (ya da şimdi sen daha iyi olduğundan) sana geliyorum demiş. Onunla olsa gelmezdi. Bu kızı geri alacak kadar aptal olamazsın.

Ben de “buluşmak istersen görüşebiliriz” dedim.

Gerek yoktu. Normalde eski kız arkadaş ile buluşulabilir ve yeniden ilişki olmasa da kısa süreli vuruşulabilir ama bu kadar uzun süreli ilişkiden sonra geri almayacaksanız tavsiye etmem. Geri almayacaksın değil mi?

ve ilk buluşmayı yeni bir kadınla tanışır gibi geçirdim hatta akşamında cinsellik yaşadık. Bir hafta sonra artık eskileri konuşmamız gerektiğini söyledim ve karşıma alıp anlatmasını istedim.

Bu konuşma isteği senden gelmemeliydi. Sen de “güzelim bak iyisin, hoşsun, beraber olmak da güzel ama sen 6 senelik ilişkiden bir hafta sonra başkasına atladın. Benden sana daha sevgili ya da koca olmaz. Ama görüşmek istersen görüşebiliriz” demeliydin.

Daldan dala atladığı adamın şehrine gidip orada 10 gün kalmış. Oraya giderken ve gelirken aklında hep ben varmışım.

Adam kızın içinde gidip gelirken de aklında sen mi varmışsın?

Döndükten sonra sürekli beni hatırlayıp rüyalarında gördüğü için adamı bırakmış. Sonrasında bana yazmış ve benden onu affetmemi ve yeniden birlikte olmamızı istiyormuş.

Kıçına tekme de yemiş olabilir ama bu kıza daha güven olmaz. Bu kız senin için bitmiş olmalıydı.

Ben her şeyin artık düzeldiğini düşünerek kabul ettim.

Bu kızı geri alacak kadar aptal olabilirmişsin!

Düzenli buluşmalar ve düzenli cinsellik yeniden başlamıştı. Ailelere haber vermiştik.

Kimseye bu olayı anlatmadın mı yoksa kimse sana oğlum sen ne yapıyorsun, bu kızı gelin mi getireceksin demedi mi?

Aileleri tanıştıracağımız günü belirlemiştik. Benim çalıştığım yer artık şehir dışı olduğundan iki haftada bir yanına gidip geliyordum.

Bir sabah beni ağlayarak arayıp “sana olan duygumun sevgi mi alışkanlık mı olduğundan emin değilim” dedi. Öfkelenip bitti bu ilişki dedim ve telefonu kapattım.

Ne bekliyordun ki?

İki gün sonra kendim ulaştım, seni özledim dedim.

Aşırı betalığın seni kurtaracak. Yoksa sen bu kızla evlenirdin.

“Ben özledim mi bilmiyorum ama iyi ki aradın” dedi.

😀

Birkaç gün ben ilgi gösterdikçe daha da soğuk, daha da duygusuz konuşmaya başladı.

Ne bekliyordun ki? Sana bunları yapan kadının peşinde koşuyorsun.

Bu durum beni öyle bunalttı ki bir gün boyunca kızı ghostladım. Akşam beni aradığında “Sen evlenilecek biri değilsin, ben seni geri almakla hata ettim. Sana karşı sevgi hissetmiyorum, cinsel olarak birlikte olmak istiyorsan oluruz ama artık seninle ciddi ilişkiye devam edemem” dedim.

Bunu başında söyleyecektin ama neyse. Artık bu kızı bir daha arama, o da sana ulaşamasın.

O da “Sorun değil bitiririz sen de saf temiz birini aramaya devam edersin” diyip telefonu kapattı.

Saf ve temiz biri olmadığını açıkça söylemesi gözlerimi yaşarttı.

Uzun mesajlar atmış tek cevap olarak “tamam hoşçakal” yazdım.

Kopar zincirlerini Gülsarı.

Tamamen ortadan kayboldum. Bugün de numaramı sildiğini fark ettim.

7 yılıma böyle veda ettiğim için üzülüyorum.

6 yıl ilişki yaşadın ve bitti.

Kızı hala seviyordum ama öfkeme yenilip kez böyle ağır konuştum, ister istemez vicdan azabı duyuyorum.

Kızın kapısına gidip dön bana diye ağlamak için zihninde bahane uyduruyorsun.

Bu kız tekrar geri döner mi ve eğer dönerse ne yapmalıyım?

Belki döner, senin gibi enayiyi bulmuş dönme ihtimali var. Ne yapmalıyım sorun ise utanç verici.  Nikahına al, karın yap. Yakışır 🙂

Bu kız bir daha sana ulaşamasın. Konuşamasın bile. Bu kızla yeniden birleşecek ve hatta evlenecek kadar aptalsan, başına gelen ve gelecek her şeyi sonuna kadar hak ediyorsun.

Şimdiden teşekkür ederim Mahmut Abi.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Yeni tanıştığı kıza askıntı olan adam – Vaka Çalışması

Ghosting üzerine benimde bir tecrübem var, paylaşayım ve başına gelen, sürecin içinde olan dostlarımız varsa kafalarında bir ışık yakmalarına vesile olsun. Anlatacağım olay buralarla tanışmadan evveli, yaklaşık 4 sene önce.

İş için şehir dışına çıktım, çok sık seyahat ediyorum ve gittiğim yerlerde 2-3 hafta kaldığım için genellikle ufakta olsa bir çevrem oluyor. Bu seyahatim daha önce gitmediğim bir yerdi ve hiç arkadaşım yoktu. Şehri beğendiğim için otelde kalmak yerine 1+1 ev kiralamak istedim. İlk hafta dışarı çıktım, belli mekanlara gittim ve üye olduğum kulübün şubesine uğrayıp insanlarla tanıştım. Fakat farklı bir arayış içindeydim ve bunu fark etmem çok uzun sürmedi. Bir kadınla sohbet etme ihtiyacında olduğumu anladım. Konunun cinsel boyutu olduğu gibi sosyal boyutu da vardı.

Tinder üzerinden biriyle tanıştım, birkaç gün konuştuk ve kendisini evime davet ettim. Gayet güzel zaman geçirdik, benim için iyi bir geceydi. Ertesi gün ne bir mesaj ne de bir arama geldi.

Bir kadınla buluştuktan hatta yattıktan sonra yeniden görüşmek istiyorsanız, ertesi gün arayacak kişi sizsiniz. Seni aramasını beklemek saçma.

Bu durum benim içimde bir boşluk oluşturdu ve akşamüstü kendisini aradım. Telefonu açtı, biraz konuştuk sonrasında dışarıda kahve içmek için bir teklifte bulundum. Kabul etti ve buluştuk. 

Olması gereken bu.

Güzel bir sohbetimiz oldu lakin gecenin sonuna doğru bir şey fark ettim. Kız kendisiyle alakalı çok az detay verirken genelde sürekli konuşan taraf ve bir şeylerden bahseden bendim.

Kadın için genellikle soğutucu bir şeydir. Kadın evli ya da ilişki içinde de olabilir.

Kızın bana karşı tepkilerinde bir soğuma yoktu, temasları devam ediyordu ama konuşmaktan çekiniyor gibiydi. Bu durum beni çok suçlu hissettirdi ve daha fazla üstüne gitmeye, duygusal olarak büyük bir yatırım yapmaya başladım.

Hadi duygularına engel olmak zordur da, şu cümledeki mantıksızlık devasa boyutta. Yani ben illa duygusal yatırım yapıp kendimi rezil etmek zorundayım, sebep bulamazsam sebep uydururum gibi. Çenemi kapayamadım, sessizlik olursa dayanamam, konuşması ve karşı tarafa yaranması gereken benmişim gibi hissederim demiyorsun da suçlu hissettirdi diyorsun.

Kendisi benimle yaşıttı ve o şehirde çalışıyordu. Ailesinden ayrı yaşıyordu. Ben o dönem yurt dışı menşeili bir firmada çalışıp Türkiye’de yaşıyordum ve yurt dışına yerleşme planım vardı. Birden tamamen bu suçluluk duygusuyla ona benimle gelip gelemeyeceğini sordum.

Ortada suçluluk duygusu yok. Onay arayışı var.

Kendisi şaşırdı ve bu konuya da tepkisiz kaldı. Düşünmek istediğini söyledi, anlayışla karşıladım.

Bir dakika WHAT? Seninle odaya gelir misin dedin sandım, kibar çocuk diyecektim. Hem kendinle ilgili yurt dışı planlarına kadar öttün hem de kızı seninle yurt dışına mı çağırdın?!?! Bu ne muhtaçlık. Kız da demiştir “bu adama kimse vermiyor demek ki, kırk yılda bir kız verdi (bir daha kaç sene sonra kız bulurum diye) hemen o kızı kapamaya çalışıyor!”

Üçüncü gün, sabah günaydın mesajı attım.

İlişkinin kadını olmazsan olmazdı zaten. Efendi erkeklerin fabrika ayarı.

Saatler geçtikten sonra hiçbir mesaj atmadan beni aradı. Bu akşam buluşmak istediğini söyledi. Sesi çok canlı geliyordu. Saat 8 de seni alırım dedikten sonra hayır 7 de buluşalım seni görmek istiyorum dedi.

Sen ise bu kızın sana yüksek ilgisini birkaç günde düşürmek için elinden ne geliyorsa yapacaksın. Güvensizliklerine azıcık karşı koymayı bile denemeyeceksin.

Bu durum beni heyecanlandırmaya yetti.

😀Disney masallarının tersine prensine döndün. Masallardaki prensler en azından öpülünce kurbağadan prense dönüyorlar. Sen prens başladın ve bir öpücük, iki feminen heyecanla kurbağaya dönüşüyorsun.

İşten erken çıkıp hazırlanıp evine gittim. O gün farklı bir enerjiye sahipti ve inanılmaz canlı davranıyordu. Teklifime olumlu baktığını ve zaman ihtiyacı olduğunu söyledi. Kabul edebileceğini sadece aklında bazı soru işaretleri olduğundan bahsediyordu.

Allah Allah, neden acaba? Onca saattir tanışıyorsunuz halbuki.

Yıllarca yalnız olduğunu ve böyle bir şeye karşı kendini hazırlaması gerektiğini anlattı. Tekrar anlayış gösterdim.

Hocam sen neden böyle aşk böcüğüsün? Çok mu yalnızsın?

Kafalarımızda uyuştuğu için dünyanın kralı gibi hissediyordum kendimi.

Kral değil prens. Kurbağaya dönüşen prens.

Yüksek libidosu, canlı tavırları ve ilgili birazda kıskanç davranışları beni inanılmaz yükseltiyordu. Gecenin sonunda evine bıraktım, sabaha kadar mesajlaştık ve uyuduk.

Bu sitede hep söylüyorum. Kadınların duyguları çok dalgalanır. Bir heyecanla tepeye çıkarlar, bazen dibe inerler. Siz de erkek gibi sağlam kaya değil, feminen bir yumuşakça gibi davranırsanız, kızla yukarı çıkarsınız, kızın yükselmesi bitince yere çakılırsınız. Yavaş yahu, bu ne sevgi ve yakınlık açlığı!

Dördüncü gün, kendisi ne bir mesaj attı ne de aradı. Akşama kadar hiçbir şey yapmayıp belki geç uyuduk hala uyuyordur diyerek bekledim. En sonunda dayanamayıp mesaj attım, cevap vermedi. Aradım, açmadı. Saatlerce ulaşmaya çalıştım, kendimi inanılmaz kötü hissediyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Evine gittim ziline bastım yine ulaşamadım.

Oha, evine mi gittin? Çok arıza, çok korkutucu! Bekle belki 1-2 güne arayacaktı ama şimdi bu kadar arama, mesaj ve evine gitmekten sonra şüpheleri doğru çıktı. Senin gibi efendi erkekler sadece zayıf değil aynı zamanda korkutucudur. En yapışkan, kurtulması en zor adamlar böyle erkeklerden çıkarlar.

Binanın önünde araba da otururken bir mesaj geldi; “Mehmet ben yapamayacağım”. Dünya başıma yıkıldı. 

Kaç aydır görüşüyorsunuz gibi?

O mesajdan sonra bir daha konuşamadık.

Önce çok zayıf ve muhtaç, sonra çok korkutucu ve arıza davrandın.

Pekala deyip sırtımı dönüp gitmem gerekirdi lakin büyük bir duygusal yatırım yaptığım için gidemiyor, öfkeleniyor ve üzgün hissediyordum. Günlerce hatta haftalarca uğraştım, işimi uzatıp biraz daha o şehirde kaldım ama hiçbir şey değişmedi.

Birader senin o zaman psikoloğa ihtiyacın varmış. Ağır vakaymışsın. Kendinizi bu kadar aç bırakmayın yahu. Normalde masanın üstündeki varlığını fark etmeyeceği su için, çölde 5 gün susuz kaldıktan sonra canını verecek hale gelen adamlar gibi olmayın. Hayatınızı çöl olmaktan çıkarın.

1 hafta sonra tek bir mesaj attım ; “her şey için teşekkürler, hoşçakal” diye.

Normal. Bu aşamada arıza ve tehlikeli davranıyorsun. Dua et polis falan çağırmadı.

İki saat sonra aradı beni ve hayatının farklı olduğunu böyle bir şey yapamayacağını söyledi. Tamamen kopup kendimi iyileştirmeye başlamışken cevap almak beni sürecin en başına sürükledi.

Merak etme, sen o kafayla 2 saatte pek iyileşmemişsindir.

Ulaşma çabalarım devam etti ama hiçbir hayrı olmadı.

Aradan 2 ay geçti. Ben o dönem kırmızı hapla tanışmıştım ve kendimi gerek iletişim, kariyer ve sosyal anlamda geliştirmeye başlamıştım. Tekrar ulaşmaya çalıştı, hiçbir şekilde cevap vermedim hayatımdan tamamen çıkardım.

Sözün özü şu kardeşlerim, ben 32 yaşında bir abiniz, yaşıtınız veyahut kardeşiniz olarak eğer bir kadın gitmek istiyorsa, hayatınızdan çıkmasına müsaade edin diyorum. Hiçbir zaman, sizinle iletişim kurmak istemeyen bir insana karşı hevesli olmayın. Bu ghosting gibi birden de olabilir, yüz yüze de olabilir. Maruz kalmayın, sırtınızı dönün ve yaşanmamış kabul edin. Ne kadar zorlanırsanız zorlanın eğer geri dönerseniz zaten yenilirsiniz.

Ben de senin büyüğün olarak söylüyorum, yaşadığın olayı zerre doğru anlamamışsın. Burada ghosting falan yok. Burada yüzüne iki gülününce salya sümük aşık olan, bir iki gün ulaşamadı mı arıza bir stalkera dönüşen bir zavallı ve ondan korkup kaçan bir kız var. Kendini sana kapamayıp ne yapacaktı? Bunun ghosting ile alakası yok. Ghosting olayında biri tamamen ortadan kaybolur. Bu kız sana beni bırak diyor, sen sülük gibi yapıştığından cevap vermiyor.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

“Uyanış” hikayesi – Vaka Çalışması

Merhaba Mahmut abi ve diğer arkadaşlar,

Bunu yazıp yazmama konusunda baya kararsızdım aslında ama benim yaşadıklarımı okuyan bir kişi dahi olsa ibret alır ve aynı şeyleri yaşamaz umuduyla yazmaya karar verdim. Zira artık bu olaylar beni duygusal olarak etkilemiyor.

Konu biraz uzun ama okuyacak arkadaşlara sabır diliyorum çünkü bir çok yerde saç baş yolacaklar.

Olayları anlamanız için: ben Avrupa’da doğmuş büyümüş gurbetçi dediğiniz tiplerden biriyim. Dolayısıyla mevzu Avrupalı bir kız ile benim aramda geçiyor. Bu bağlamı anlamanızı sağlayacaktır.

Olaylar 2020 senesinin sonlarına doğru üniversiteye ilk yılımda başladı. Pandemi sebebiyle dersler fiziki değildi ama takip ettiğim bir dernek kampüste yasaklar uygulanmadığı için aktiviteler düzenliyordu. Ben de çevre edinmek için bu aktivitelere katılmıştım. Bu aktiviteler sırasında bir kızla tanıştım.

Önce sosyal hayatınızı geliştirin. Sosyal hayatı olabildiğince devam ettirmek önemli.

Kıza tipik bir yabancı ismi Lisa diyelim. Kendisi aslında 6/10 max 6,5/10 değerinde bir kız, ama o sıralar yalnızlık ve seçenek yoksunluğu beni bu kızda karar kıldırmıştı.

Ben de burada sık sık duyduğum bu büyüklenmeye bayılıyorum (!). Herkes en az 7/10 adamı Maşallah. Aşağısına bakmıyorlar. Buralara biz ölümlülerin arasına neden düştüyseniz artık 😀 6-6.5/10 gayet güzel bir seçenektir.

Kendisini beğenip hemen yürümeye başlamıştım. O da benimle flörtleşiyor, ama asla ilişkiye yanaşmıyordu ve ilk 3 ay boyunca bu mevzu böyle devam etti.

İlişkiye yanaşmıyordu dediğin 3 ay yörüngesinde döndün yani.

Adeta ilişkinin kadını ben olmuş, isim koyması için aramızdaki mevzuya direniyordum. Bu sırada Lisa’nın verdiği red flaglerin haddi hesabı yoktu. Benden başka erkeklerle konuşuyor,

Seninle bir şey olmadığından o kadar anormal değil ama tabii birçok erkeğe mavi boncuk atıyor anlamında alarm tabii ki.

“benim çocukluk arkadaşım” dediği erkek kankalarıyla sabahlıyor ve hatta ara sıra eski erkek arkadaşıyla da buluşuyordu.

Ve sen bu kızla ilişki istiyordun 🙁

Bana ise her defasında ona güvenmem gerektiğini, toksikleşmemem gerektiğini söylüyordu bu konular açılınca.

Ne dediğine değil ne yaptığına bakacaksın. O zaman bilmediğini biliyorum ama biz yine de eğitim açısından söyleyelim.

Hatta bu kankalarından biriyle zamanında yattığını bile söylemişti ama aralarında bir şey olamazdı artık ona güvenmeliydim.

Sure.

Ben de öyle yaptım.

WTF?

Şimdi bütün bunları düşününce tabi her şey saçma sapan geliyor.

Neyse lockdownun etkisiyle biz Lisa ile 3 ay boyunca konuştuk, görüştük ve buluştuk en son Lisa haziran gibi ilişkiye girmeyi kabul etti benimle.

Lütfetmiş prenses.

Artık ciddi bir ilişkimiz vardı ve dünyalar benim olmuştu! Büyük bir ödül kazanmış gibi hissediyordum.

😀

Ailesi pek normal karşıladığı için onun evinde kalıyor, sevişiyor takılıyorduk.

Başımıza taş yağacak taş.

Beraber 1 hafta tatile bile gittik. Kız ne yaparsa sevişince ben unutuyordum.

Simp kelimesinin Türkçe karşılığının amsalak olduğunu biliyor muydunuz?

Ama tabi işte kader olayı orada bitirmedi.

Kader bitirmez, sen bitirirsin.

Kız 2021 senesinin eylül ayında erasmusa gitti.

Kız zaten kronik olarak erasmusta 😀

Buradan sonra olacakları tahmin ediyorsunuzdur. Mesajlarıma bazen bütün gece cevap vermiyor, sabah şarjım bitti uyuya kaldım vb. bahaneler uyduruyordu. Kendisini ziyaret etme isteğimi de “ben kendimi yeniden keşfediyorum” gibi bahanelerle durduruyordu.

Bir kadının ağzından çıkan “ben kendimi keşfediyorum”, hemen her zaman kucaktan kucağa atlıyorum demek.

Ama ben kızın illüzyonuna o kadar kapılmıştım ki tam bir simp gibi sabah akşam ona ulaşmaya çalışıyor bütün gece uyumuyordum tam bir takıntıydı.

Sonrasında kız aralıkta noeli ailesiyle kutlamak için döndü. O sıra sekse de yanaşmıyor bazı geceler beni adeta yalvartıyordu seks için.

Yuh.

Bunun dışında gittiğimiz bir partide benden önce flörtleştiği bir çocukla aşırı ilgilenip beni yalnız bırakmıştı. Çocuğun sözde yardıma ihtiyacı vardı. Neyse bu meseleleri bile görmezden geldim nedensizce.

Nedensizce değil. Nedeni simp olman. Türkçesi, amsalak. Sana neden bu kadar yükleniyorum sonunda anlatacağım.

Kafamda dönünce her şeyin düzeleceğini düşünüyordum.

Bozuk üzümden iyi şarap yapamazsınız.

Kız şubat ortası gibi Erasmustan döndü ama aşırı bir şekilde toksik, eskisi kadar benimle sevişmek istemeyen, gittiğimiz yerlerde ben hariç herkesle ilgilenen biri olmuştu.

Seni bırakmış ama sen daha farkına varmamışsın.

Kendi kendime galiba mesafe girdi ondan tekrar alışması gerek diye düşünüyordum. Kıza hediyeler alıyordum ve yine beraber tatile bile gittik yaz aylarında. Bu süreç devam etti ve asla düzelmedi. Kızın erasmus macerasından tam bir sene sonra bana bir mesaj geldi.

Sen muhtemelen kızın düzenli tabaklarından birisin. Ya da serseri erkeklerin dışarda hovardalık yaparken evde gaslighting ile tuttuğu hanımı gibi bir şeysin.

Bana erasmustayken arkadaşım diye tanıttığı lavuk benimle konuşmak istiyordu. Kız o zamana kadar şöyle iyi dostum böyle iyi kankam dediği çocuğu birden sapık, tacizci ilan etmiş ona iftira atmak için benimle konuşacağını iddia ediyordu. Orada bile kızı dinleyip elemana cevap vermedim aylarca. Ama sonrasında yine bir partide bu defa karşıma çıkınca dinlemeye karar verdim.

Kız erasmusta tanıştığı bu çocukla beni aynı anda idare etmişti. Hatta lavuğun hayatını ayrı sikip yaşadığımız ülkeye beraber yaşarız vaadiyle getirtmiş sonra arayıp sormamış. Eleman bütün detaylarıyla gösterdi aralarındaki ilişkiyi. Benden de haberi yokmuş çünkü kıza beni arkadaşı olarak tanıtmış (kız instagrama fotoğraf atmıyordu ikimizin olduğu sebep sorduğumda “bu ilişki ikimizin dünyanın haberinin olmasına gerek yok” bahanesi uyduruyordu). Delikanlı adammış dedi işte birader senden haberim olsaydı en başından girişmezdim ama mevzu böyle böyle. Sonrasında neler neler anlattığı meğerse o kanka grubuyla seks partileri, exiyle düzenli sevişme, erasmusta zencilerle gangbang falan filan sınırı yok.

Başımıza taş yağacak taş.

Bütün zaman bunca şey dibimde gözümün önünde gerçekleşmiş ama ben görmek istememiştim.

Muhtemelen görüyordun ama bırakacak gücün yoktu. Bu kızı bırakamamak, öyle normal simplikten öte bir simplik gerektirir.

İlişkiye ve kıza çok güvendiğim için.

Bu kıza güvendin?

Sonuç olarak bunları duyunca tabi kafayı yedim.

Bunların şaşırtıcı gelmesi, şok etmesi bile problem. Kızın ne olduğu başından belli. Uyanmak için tokat yeterli olmalıydı, sana tır çarpması gerekmiş.

Ama içimden yıllar önce okuduğum bu forum geldi, buradaki uyarılar vs. hepsi tek tek çıkmıştı. Dedim artık belki de dinleme zamanıdır.

Sen yetkili bir abiye benziyon anı 🙂

Kıza olayları sordum son defa yüzüme yalan söyledi ben de gülüp arabamdan inmesini söyledim. Bir daha da arayıp sormadım orada bitirdim. Sadece sonrasında annesine çiçek alıp her şey için teşekkür ettim ve olayları anlatmadım. Sonuçta ailesi bana oğulları gibi davranmış 1,5 senelik ilişki boyunca orada kalmama vs. izin vermişti. Benim ise en büyük avantajım bu ilişkide kendi ailemi katmamam oldu. Allahtan annemlere hayırlı gelin diye böyle birini tanıtmadım. Ve burada bitti.

Peki ya benim için olaylar nasıl devam etti? Kızdan sonra sikerler moduna girip 1 ay partiledim ve hemen hemen her partiden bir kız düşürdüm. Çoğu 1,5 senedir seviştiğim kadından güzeldi. Hatta şöyle diyeyim ben sevişmiyormuşum aq. Bir kaç akdeniz ülkesinde tatile gittim ve hayatın güzelliklerini yaşadım. Şu anda kendimi eğitime verdim, oyun için vaktim yok ama şerefimle otuzbirimi çekiyorum. Tatillerde oyuna ve partilemeye devam. Kolay kolay bir kadına değer verebileceğimi düşünmüyorum.

Sen hikayeni uyanış hikayem başlığı ile göndermişsin ama ben başlıkta uyanış kelimesini çift tırnak içine aldım. Senin henüz bir gerçeğe uyandığın yok maalesef. Hala bir kadına değer verdiğin için bunlar başına geldi havasındasın. Aşırı travma yaşayana kadar dünyanın en embesil simpleri kategorisinde yaşadıktan sonra çözümün bir kadına kolay kolay değer vermemek mi? Kerhaneden karı alıp evlilik boka sarınca bir daha kolay kolay evlenmem demek gibi bir şey.

En azından şöyle bir 5 sene falan ilişki yapmam sanırım.

Yaptığın aptallığı sindirip, kabul edip, o aptallığı bir daha yapmayacak şekilde güçlenmek uzun iş. Bir daha böyle hergün ben yürüyen Çin Halk Cumhuriyeti Kuruluş Gösterileri Stadyumuyum diye bağıran kızlardan uzak duracağım demek ve bu kızların eline düşmene neden olan zayıflığını gidererek normal bir kızla ilişki yaşamak güç iş. 2 sene simp, 2 sene standart korkak kaçıngan bağlanan birine dönmek kolay iş.

Bu bu arada kesinlikle bir MGTOW tavsiyesi falan değil yanlış anlaşılmasın. Ben 1,5 sene boyunca aynı kadınla tıkılı kaldım ama en azından kendime bakmayı bırakmadım. Yatağa atabileceğim kadın övünmek için değil ama cidden yeterince var.

Sorun şu ki sen bir aşırı uçtan (simp), diğer aşırı uca (Pook‘un efsane tabiri ile dildo vatandaş) savruldun. Özdeğerini bir kadının kendisini erkek arkadaş yapmasından almaya çalışan simp ile skordan almaya çalışan dildo vatandaş arasındaki ortak nokta, kadın onayı muhtaçlığının aynı seviyede olmasıdır. Senin gibi kendi hatasını kabul edip, dersini alıp bir daha böyle bir şey olmayacağını kendine anlatmaktan aciz kalan biri, aşırı uçlarda savrulur. Sen 5 sene dildo vatandaş olursun sonra yahu ilişki zamanı dedin mi, ne olduğunu anlamadan yine simp ucuna savrulursun. Aşırı bir uca savrulan sarkacın yüklendiği enerji, onu eninde sonunda diğer aşırı uca savurur.

Herkesin seviyesine göre birileri var. Ben eğitim ve kariyeri iyice arşa çıkarmak için çalışacağım. İlişki mevzusu 28-29 yaşlarına kadar bana gereksiz geliyor an itibariyle.

5 sene boyunca “ben gözümün önünde sallanan bayrakları görmeyen bir simpten dildo vatandaşa döneceğim” diyorsun. İlişki mevzusu sana gereksiz gelmiyor, için için iyi ilişki materyali bir kız çekemeyeceğini ve kendini değiştiremeyeceğine inandığın için bir daha aynı boktan ilişkiye düşeceğini bildiğin için ilişki mevzusundan ödün kopuyor.

Belki tavsiye verecek konumda değilim

Aynen tavsiye verecek durumda değilsin.

ama şunu söyleyeyim: en ufak şüphede en ufak kıllanmanızda bir kadına gerektiği gibi davranın.

Çoğu erkek bunun dengesini bulabiliyor. Senin de gözünün önünde grup yapsa kızcağızın eğlencesi bitsin geri gelir diye bekleyen adam ile gözünün üstündeki kaşı hafif kaldırdı diye zittir etmek için bekleyen adam uçlarından kurtulman dileği ile. Zira eninde sonunda (28-29 yaşında belki), ilişki istediğinde, sıfır ilişki tecrübesi ve güçlenme ile, muhtemelen aynı boktan ilişkiye düşeceksin.

O şüphe girdiği an ilişki materyali değildir.

Bunu senin yazman ne kadar komik hiç düşünmedin mi 😀 Senden ibret olur, şu halinle tavsiye alınmaz.

Şüphelere alışmak sizi rezil kepaze eder. Bunun dışında kendinize bakın arkadaşlar. Ve yatırımı kendinize yapın. Kadın mevzusu hallolur, en yalnız olduğunuz anlar bile vaktinizi bir kevaşeye vermekten daha iyidir.

Kadın mevzusu normal biri için hallolur. Senin gibi dipte iyi çocuk, çakma kötü çocuk uçlarında savrulan için olmaz. Ha, skor yaparsın belki. Çoğu kendin gibi sağlıksız bağlanan kızlarla olur ama yaparsın.

Saygılarımla.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Erkeklerin “duvar” konusunda endişelenmemesi gerektiği miti

Bu yazı çocuk yapmak isteyen erkekler ve genç erkekler için ki çoğunuz öylesiniz. Hacı ben yaşlanana kadar genç kadınlarla takılırım ya da evlensem bile çocuk yapmam ve gerisi beni ilgilendirmez diyen 35 yaş üstü biriyseniz evet daha zor olsa da eğer oyununuz iyiyse, fitseniz ve finansal olarak sağlamsanız bunu yapabilirsiniz. Bu yazıyı pas geçebilirsiniz. 30 yaş altındaysanız okuyun zira bu konudaki fikriniz (bu yazıyla alakasız olarak) büyük ihtimalle değişecek.

Pad Stedman’dan acımasız gerçekler. 35 – 40 arasında erkekler için dedikleri biraz abartı olsa da gerçeklik payı var. O nedenle paylaşmak istedim.

İnternetteki en yıkıcı, en mantıksız tavsiyelerden birisi de, erkeklerin “duvar” konusunda endişelenmemelerini söyleyen kırmızı hap tavsiyesi.

Erkeklerin çocuk yapmak için “potansiyel” olarak daha çok vakti olduğu doğru olsa da, çocuk yapma potansiyelinizi devam ettirmek için daha da genç kadınlarla birlikte olmanız gerekli.

Fit ve finansal olarak sağlam durumda olsanız bile, 35 yaşını geçtikten sonra bunu yapmanız zorlaşır. Uygulamalarda 20’lerinde kadınlarla eşleşmeniz seyrekleşir. Sosyal çevreniz, aynı yaşlarda çiftlerle dolmaya başlar.

40 yaşına geldiğinizde, bu zorluklar size karşı kurulmuş bir komplo teorisi gibi görünmeye başlar.  Karşınıza çıkan her opsiyon ya doğurganlığının sonlarındadır ya da doğurganlık dönemini geride bırakmıştır.

Özellikle 35 – 40 yaş arası yine de doğurganlığı sonlarda olmayan kadın bulmanız zor değil ama 40’ından sonra her geçen yıl, bahsettiği şey daha da doğru hale geliyor.

Genç kadınlarla buluşsanız bile, yaşıtınız bir erkeğe göre çok sıradışı bir yaşam sürmeniz gerekir ve daha genç insanlarla takılmanız gerekir (bunun da kendine has problemleri var).

Buna tam olarak katılmıyorum zira kendinden 10 yaş büyük bir erkeğin yaptıklarına uyan genç kadın bulmanız mümkün ama arkadaşlar, dediği kısmen doğru.

Ya da, kadınlarsa soğuk yaklaşmayı öğrenmeniz gerekir. Bu kolay değil ve kendini adamayı gerektirir.

Kendini adamayı gerektirir demek abartı ama zor olduğu ve daha fazla çaba gerektirdiği gerçek. Fakat yürümeyi öğrenmeyi çoğu erkek 40’larına bırakmıyor. Bırakmadığınızı umuyorum.

Bunu hayatınızın ortasında kolayca öğrenebilirmişsiniz gibi davranmak saçma.

Evet, evlenmeseniz bile bunu daha önce öğrenmeniz çok daha iyi.

Bu arada daha yaşlı bir erkeğin seks için daha genç kızları tavlayabilmesi ile onu çocuklarını yapmaya ikna etmesi aynı şey değiller.

“Çocuklarını yapmaya ikna etmesi” lafı ezik olmuş be Pad. Kadının çocuklarını yapmayı istemesi daha doğru.

Çoğu zaman kadınlar çok daha yaşlı erkeklerle çeşit olsun diye yatabilirler.

Doğru.

20 – 59 yaş arası erkeklere düzenli olarak danışmanlık yapıyorum. Eğer çocuk istiyorsanız kadınlarla buluşma konusunda gerçeklik şu:

20’lerinde: Çözmesi kolay bir problem

20’lerinin ikinci yarısında evet. İlk yarısında değil.

30’larında: Çok çözülebilir bir problem ama değişiklikler yapmanız lazım ve zaman kaybedemezsiniz.

Doğru.

40’larında: Çok fazla çaba ve ciddi yaşam stili değişiklikleri gerekir.

50’lerinde: Hayatın birçok yönden tersine çevrilmesi gerekir ve ekstrem bir kendini adama gerektirir.

Paradoks şu ki yaşlandıkça daha fazla değişiklik yapmanız gerekir ama değişiklik yapmak daha da zorlaşır.

Bu, 40’ında ve 50’sinde olan erkekler için çok geç anlamına gelmiyor, çok geç değil.

Evet çok geç değil ama hiç çocuk sahibi olmama ihtimaliniz ciddi oranda artıyor.

Ama sizin başa çıkabileceğinize göre çok daha fazla zorlukla karşılaşacaksınız. Şarap gibi yıllansanız bile (ki böyle olması en temel gereksinim), oyunu hayatın ileri yaşlarında öğrenmek , başka her şeyi öğrenmek gibi, daha da zorlaşıyor.

Oyunu daha önceleri öğrenseniz bile, doğurganlık penceresinde bir kadınla çocuk yapmak üzere birleşmeniz yine de zorlaşıyor.

Ama daha genç kadınlara ulaşmak asıl problem. Eğer (genç kadınlara ulaşımı kolay olan) çok spesifik bir alanda çalışmıyorsanız, bu sorun büyük zorluklarla uğraşmadan aşılmıyor.

Bu nedenle, sırf erkeksiniz diye 10 yıllarca daha fazla zamanınız olduğunu söyleyenlere inanmayın. Teknik olarak doğru olabilir.

Biri adama yorumlarda teknik olarak bu doğru olabilirse neden mantıksız diyorsun diye sormuş. Pad Stedman’da teknik olarak mevsimi geçtiğinde, güz aylarının sonlarında ağaçta elma bulma ihtimalinizin olması, elma toplamayı güze bırakmanızın saçma olduğu gerçeğini değiştirmez diye cevaplıyor.

Pratik olarak ise doğru değil. Genç kadınlarla buluşmaya çok geç başlarsanız, aile kurma ihtimaliniz zaman içinde azalır. Gerçek “kırmızı hap” budur. Bununla (bu acı gerçekle) şimdiden yüzleşmeniz çok daha iyi.

Bu konuda ben de bir yazı yazmıştım: 20’li yaş kadın, 40 yaş erkek evliliği. Orada 40’ına kadar kadınlarla takıl, 40’ında 20’lik bir kadın bul ve evlen tavsiyesinin kötü bir tavsiye olduğunu (gördüğüm kadarıyla Rollo Tomassi böyle bir tavsiye veriyor) söylemiştim. Bu arada bana hay velüyü men olursanız çocuk oyuncağı diye gelmeyin, onu zaten linklediğim yazıda ve podcast yayınında eleştirdim ama daha da önemlisi ben tavsiyemi %0.1 elit erkekler kulübü ile sınırlandırmıyorum. Çoğunuz milyoner olmayacaksınız, olamayacaksınız. Çocuk yapmanızın “garanti” olması için milyoner ya da ona yakın biri olmak zorunda olmamalısınız. Çünkü o zaman bir kadının sizden çocuğu boşanıp nafaka yerim diye mi yoksa sizden çocuk yapmak için mi evlendiğini anlamanız da çok güç.

Ayrıca erkekler için ideal evlilik yaşı. Spoiler vereyim 30 – 32 ama evliliğe gidecek ilişkilere başlama yaşı 27 – 28.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Kendisine ilgisi olmayan kızın yörüngesinde dönen azimli uydu – vaka çalışması

Vakaya geçmeden önce belirtmem gerekli ben ilişkilere kaygılı bağlanan biriymişim bunuda videolarını izleyerek öğrendim. Vaka incelemesi de yapabilirsin istersen dilediğin gibi.

Bundan yaklaşık bir ay önce bir kızla tanıştım. Bir kahve içmeye davet ettim kabul etti ve kahvemizi içtik tatlımızı yedik. Daha sonra ertesi gün ertesi gün derken hergün görüşmeye (bu görüşmeler hep benim davetim üzerine gerçekleşti) devam ettik.

Bir kadınla başlangıçta tüm görüşmelerin sizin davetinizle gerçekleşmesinde bir problem yok. Problem, hergün görüşmen. Kadınların bir erkekten hoşlanıp aşık olmaları için, acaba ne zaman arayacak gibi bir belirsizliğe, gizeme ihtiyaçları var. Sen hergün buluşarak kızı arkadaşa çeviriyorsun.

Herşey keyifli geçiyordu ta ki ilk haftadan ben bu kızı karşıma alıp bir konuşma yapana kadar.

Eyvah. Açılmak pişmanlıktır. Genelde bir yere gitmiyor, lafla kurtarıyım şeklinde yapılan bir hamledir. Genelde geri teper.

Kendisiyle arkadaş olmak istemediğimi, kendisine olan ilgimin sebebinin bir ilişki olabilir mi düşüncesi olduğunu belirtmemdi.

Yani, aranızdaki etkileşimin bir yere gitmediğini görünce, ilişkinin kadını olarak bir yere götürebileceğim fikrine kapıldın. Kadından daha fazla ilişki öncelikli olman, hadi oldun bunu belirtmen, genelde ters teper. Şimdi kızın ilgisi yüksekse bu aptalca açılmaya rağmen de olur ama eğer kızın ilgisi henüz düşükse, pişmemiş yemeği ocaktan çıkarıp masaya koyman gibi olabilecek işi de mahvedersin.

Neyse ben bu konuşmayı yaptım. Kendisi ”Bir haftada bir insanın bir insandan hoşlanamayacağı anca beğenebileceğini söyledi ve arkadaş olarak kalıp kalamayacağımızı sordu”.

Söylediklerinde doğruluk payı var ama olan oldu. Bundan sonra evet haklısın, hoşlanmanı bekleyeceğim diye kızla görüşmeye devam etme.

ben tekrar niyetimin bu yönde olduğunu belirttim ve sonra ben bu kızı evine bıraktım. Akşam eve gidince loser gibi kendimi açıklama hissi duydum ve ilk haftadan kimsenin kimseyi birinci haftadan sevemeyeceğini benimde bildiğimi sadece ilgimin sebebinin kendisiyle ciddi bir ilişki kurmak istediğimi belirten bir text yazdım.

Zıçmak yetmez, zıvamak da lazım. Bu iş burada bitti mi, olmayacak mı, çok büyük hata mı yaptım kaygısına karşı durmanız, bu tür kaygılardan güçlü olmanız lazım. Aslında hayatınız sosyal açıdan, kızlar açısından, iş açısından az çok doyumlu olursa bu kaygılar şiddetli olmaz. Şiddetli olsa bile sizin bunlarla başbaşa kalıp, bu kaygıları rahatlatmaya yönelik ve hemen her zaman uzun vadede zararlı davranışlardan kaçmanız lazım.

Daha sonraları ben hergün bu kızın iş yerine gitmeye kendisiyle görüşmeye çalışmaya devam ettim.(Ama hergün gidiyorum gitmediğim günler yazıyorum falan) Kız her çıkma teklifimi kabul ediyor ve geziyor eğleniyorduk.

Kızın istediği oldu. Sen kızla daha fazlası isteğini çöpe attın ve kızın friendzone alanında birgün yüzüme bakar diye beklemeye başladın.

Birbirimizi tanımaya çalışıyorduk. Ben o aralarda kızın ailevi sıkıntılar yaşadığını falan öğrendim.
Daha sonra yine bir buluşmamızda yemek yerken ben buna eski ilişkileriyle ilgili bir soru sordum.

Çok kız kıza muhabbet.

Kız önce anlatmak istemedi daha sonra anlattı ben yorumsuz dinledim ve sonra anlattığına pişman oldu keşke sana anlatmasaydım vs. dedi.(Kızın erkeklere karşı güvensizliği mevcut ve pesimist bir ruh haline sahip bundan sonra bir ilişki yaşarsa yine aynı şeyleri yaşamaktan korkuyor).

Bu da senin gibi efendi erkekler için istenmediğini kabul etmeme bahanesine dönmeye yatkın bir hikaye. “Onun yanında olursam, en efendi, en iyi erkek ben olursam, onun erkeklere güvenmesini yeniden sağlarsam, beni ister. Aslında bana arzusu yok değil, erkeklere karşı güvensiz. Erkeklere karşı güveni gelince, beni de erkek olarak görecek”. Bu hikaye genellikle, kız erkeklere yeniden güvensin diye saçını süpürge eden oğlumuzun, kızın ilişkiye hazır olduğunda başka bir erkeğe gitmesi ile biter.

Daha sonraları yine buluşmalarımızda konuşmaya eğlenmeye devam ettik bu buluşmalarda yine eski ilişkilerinden bahsetmeye devam etti(bu durum bende kuşkular yaratmaya başladı acaba eski ilişkisini mi unutamıyor gibi).

Kızlar kendi aralarında böyle kız kıza konuşurlar. Sana eski ilişkisini anlatıp durması, seni istediği bir erkek olarak değil de, kız arkadaş olarak gördüğüne işaret.

Bu arada sen de bol bol duygusal yatırım yaparak kendini içinden çıkmanın aylar alacağı bir deliğe gömüyorsun.

Şunu da belirtmem gerek ki yani biz 30-35 gün bi flört süreci geçirdiysek rahat bi 25-26 gün dışarda buluştuk(hepsi benim gayretimle).

Friendzone neydi? Friendzone iyilikti, dostluktu, friendzone emekti.

Daha önceki videolarında belirttiğin gibi ben çok duygusal yatırım yapıyordum kendisinden bir karşılık göremiyordum ve bu durum canımı çok sıkıyordu.

Senin gibi duygusal yatırım yapan adam sonra gelip neden acım hemen geçmiyor diye soruyor. Kendine ne kadar derin kuyu kazarsan, çıkman o kadar zaman alır.

Bunu kendisine de belirtiyordum sürekli ben sana yazıyorum ben seni arayıp buluşalım diyorum diye, kendisi ise bu duruma karşılık bunun benimle bir ilgisi olmadığını kendisinin bütün arkadaşlarına karşı böyle davrandığından bahsediyordu.

Bütün arkadaşlarıyla aynı statüde bir arkadaşsın. Kızın bu noktada sana erkek olarak hiçbir ilgisi kalmamış. Seninle ilgisi var, sana karşı bir ilgisinin olmaması ile ilgisi var.

Anlayacağın bu ilişki için sadece kendimin yatırım yapmasından sıkılmıştım. İlişkinin üçüncü haftasında Yine bir gün ben kafamda bir konuşma kurdum.

Birincisi aranızda bir ilişki yok. İkincisi, arzunun pazarlığını yapmaya çalışacaksın. Hüsran is loading.

kızla buluştuk eğlendik eve dönüş yolunda kendisine eski ilişkisini unutup unutmadığını sordum. Kendisi işte unuttuğumu düşünüyorum falan dedi. Daha sonra eve dönüş yolunda benim artık bu ilişkiyi bu şekilde sürdürmeye hem duygusal hem de mental açıdan takaatimin kalmadığını bütün yatırımın benim tarafımdan yapıldığını kendisinin bana bir ilgisinin olup olmadığını sordum.

Bu sorunun cevabını biliyorsun. Niye soruyorsun?

Kendisi bana şu an için bir ilgisinin olmadığını söyledi

Bana sorsan ben sana söylerdim.

ve ben bunun üzerine madem ilgin yok benimde senin için yapabileceğim birşey kalmıyor dedim ve artık kendisine artık seni ne arayacağım nede yazmayacağım dedim.

Bunun arkasında durmaya niyetin yoksa, “bak ben gidiyorum ha, gidiyorum bak, durdurmazsan giderim” blöfü.

Eğer ki sende birgün bana karşı bir ilgin olduğunu hissedersen yaz yoksa hiç ümit verme yazma dedim.

Ümit verme çok ezik olmuş ve aynı zamanda çok çok aptalca. Düşünsene. Diyelim sen erkek gibi bıraktın gittin ve kız istemeye başladı. Diyelim bu oldu. Tam arayacakken “ya şimdi zavallı ümit verme yıkma beni dedi, ben de emin değilim adamı arayıp üzmeyeyim” diye seni aramayacak.

Tam bir ayrılık konuşmasıydı

Af buyur aranızda ne var ki ayrıldınız? Arkadaşınla küstün sadece.

yani daha sonra ayrılık vakti geldi el sıkıştık ve ayrıldık. Ben evime dönerken bir baktım arabada kendisinin oturduğu yerde telefon kabını unutmuş.(Kabını unutmamış bilerek bırakmış kendisi daha sonra söyledi.) Ben kendisini aradım telefon kabını unuttuğunu söyledim ve evet dedi ve bende kendisine daha sonra vereceğimi söyledim. Ayrılık konuşmasının üzerinden bir saat geçmişti ki

Ayrılık yok birader. Sen hayal dünyasındasın.

bana instagramdan reels göndermeye başladı eski sevgilim kahrolsun yeni sevgilim var olsun gibisinden göndermeli.

Sana mı? Eski sevgilisine olmasın. Seninle ne alaka? Açlıktan rüya görüyorsun. Ha sana özel gönderiyorsa o zaman o da seni yörüngede fıldır fıldır çevirmek için ama asıl sen sözünün eri bir erkek misin yoksa ilk ekmek kırıntısında sözünü çöpe atacak bir zavallı mısın diye shit test atıyor.

bende kısa kısa cevaplar vermeyi sürdürdüm ertesi günlerde yine kendisi bana kendi selfielerini kendi videolarını atmaya başladı.

İlk ekmek kırıntısında sözünü çöpe atan insansın. Şaşırtıcı değil.

Yine ben bunu birgün buluşmaya çağırdım buluştuk eğlenceli zaman geçirdik ama benim kafamda hala oturmayan taşlar var bu kız acaba eski sevgilisini unutamıyor mu acaba diye? dönüş yolunda yine kendisine bu soruyu sordum. Kendisi bunu cevapladığını söyledi ben unuttuğunu mu düşünüyorsun? yoksa gerçekten unuttun mu? ikisi farklı şeyler dedim. unuttum dedi ben de tamam dedim evine bıraktım. Ama ben kıza hergün mesajlar atıyorum hergün görmeye gidiyorum. Tam bir takıntılı adam portresi çiziyorum anlayacağın.

İki ekmek kırıntısına, yine birgün sıram gelir diye friendzone diyarındaki pozisyonuna geçen bir adamsın.

Bu ikinci eski ilişki sorgusu sonrası kız bana soğuk davranmaya başladı. İyi olmadığından bu kadar sorgunun kendisini yorduğundan falan bahsetti iki üç gün böyle soğuk devam etti hala ilk mesajları ben atıyorum falan derken.

Sana niye ilk mesajı atsın ki? Yüzüne tükürse yarabbi şükür, hem belki bu french kiss tükürük alışverişinin ön adımıdır diye umutlanıp yörüngede beklemeye devam edeceksin.

Birgün yine ben buna bu şekilde devam etmek istemediğimi belirttim bu sefer sen bilirsin dedi ve kesti attı.

Sen bu şekilde devam etmek istemediğini daha önce belirttin hatırlarsan. İlk kuyruk sallamaya ağzından salyalar akarak dönmeden az önce.

Ben ertesi gün buluşmak istediğimi söyledim. Kendisi bir arkadaşıyla buluşacağını vaktinin olmadığını ama çok önemliyse bi yarım saat ayırabileceğini söyledi ve buluştuk.

Lütfetmiş prenses. Bu yarım saati iyi değerlendir 😀

Kendisi bu konuşmada belli bir üslup içerisinde ilgimin onu boğduğunu, benimkinin bir takıntı olduğunu(Büyük ihtimalle kız benden korktu acaba bu sapık mı takıntılı mı diye) söyledi. Sorgulamalarının onu irite ettiğinden bahsetti oysa ki önceleri ne kadar eğlendiğimizden falan bahsetti.

Ne biçim arkadaşsın sen, sürekli soru soru.

Bende toparlamak ve ilişkiyi kurtarabilmek için resmen yalvaran bir pozisyona girdim

There is no ilişki Neo. Yuh yahu, hala kendini ilişkide sanıyorsun.

ben artık senin eski ilişkini unuttuğunu düşünüyorum benim için herşeyin netleştiğinden falan bahsettim.

Senden zerre hoşlanmadığı kısmına bir türlü kafan basmıyor.

O da artık bilmiyorum senin yanında artık eğlenebileceğimi düşünmüyorum.

Pipini görmek istemiyorum. Pipisiz arkadaş olarak iyiydin ama işte ne biliim artık olmasan da olur.

Bu sorgular beni gerçekten rahatsız etti vs dedi. bende bu durumu düzeltebilmek için gerekirse kendimi ve ilgimi çekebileceğimi söyledim

Utanç verici.

ve ne yapabileceğimi sordum ve o da dediğini yap yani kendini geri çek dedi ben de tamam dedim ve ayrıldık.

Hahaha. Kız sana git başımdan demiş ama sen şimdi tabii 2 gün kendini çekip sonra yine kızın peşine düşeceksin.

Ben yaklaşık beş gündür kıza yazmadım.

Zavallısın ama ben 2 gün dayanırsın diye tahmin etmiştim 😀 Bu kız sana ulaşana kadar ona ulaşmaman lazım ama zaten senin bu kızı artık tamamen bırakman lazım.

Daha sonra benim bu kızın yöneticisiyle(kadın) bir öğlen yemeği planım vardı ve yemeğe çıktık. Kadın bana kızın bizim her yaşadığımız olayı, yazışmaları kendisine anlattığını söyledi. Ben şok oldum. Sizin yaşadıklarınızı bütün işyeri biliyor dedi. Kız yöneticisine bana yol verdiğini söylemiş. daha sonra yemeğimizi yerken yine kadın laf arasında bana kızın işyerinden başka bir çocukla görüşmeye başladığını ve galiba çocuktan hoşlandığını söyledi.

Kıza hiç kızma. Kız sana seni istemediğini 50 kere belli etti. Sen ise kendini bedava peşkeş çektin, arkadaş olarak kullan belki birgün verirsin diye kapına ayak paspası olurum dedin!

Gerçi kızda da karakter problemi var. Flört ayağına birini bulana kadar senin ilgini yiyor. Ama sen kendini korumayı, böyle durumlara düşmemeyi bileceksin, kızların insafına kalmayacaksın.

Ben bi afalladım iyice acaba diyorum ki bunlar gerçekler mi yoksa ikisi bir olup bana shit test mi uyguluyorlar anlamlandıramadım düşüncelerini merak ediyorum.

Oha! Ben de hatanı anlamışsındır diye okuyorum. Birader kız senden hoşlanmıyor, bu kadar uyduluk sonrası bir daha senden hoşlanamaz. Azıcık erkek ol, onurlu ol ve kızı tamamen bırak git. Bu kızın arkadaş alanında sırasını bekleyen yedek lastiksin ve çoğu yedek lastik gibi sıra mıra gelmeyecekti zaten. Bir daha bu kızla asla görüşme. Bir daha o sana ulaşsa bile kızla görüşme. Bu iş olmaz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Son anda kıyısından dönülen bir evlilik hikayesi – Vaka Çalışması

Abi selam, 35 yaşındayım ve ticaret işiyle uğraşıyorum. Bu sene içerisinde başımdan geçen ve nişanın kıyısından dönen bir ilişkim oldu. Ben bu işin içinden bir şekilde çıktım ve sonradan hatalarımın da genel anlamda farkına vardım ancak tanıdığım Mahmut Abi’nin mutlaka yüzüme çarpacağı çok daha fazla hata çıkacağını biliyorum o sebeple yazmak istedim.

Ben geçen seneye kadar evlilik konusundan uzak, geçici ilişkiler yaşayan ve ilişkinin ciddiyete döneceğini hissettiğim an yavaş yavaş karşı tarafı soğutarak kaçan bir adamdım.

Yani 34 yaşına kadar uzun süreli ilişki kabiliyeti ve tecrübesi edinmedin. Uzun süreli ilişki tecrübesi için bu kadar beklemeyin. Senin durumunda olanlar genellikle uzun süreli ilişkiye geçmek istediklerinde çok zorluk yaşıyorlar.

“ilişkinin ciddiyete döneceğini hissettiğim an yavaş yavaş karşı tarafı soğutarak kaçan bir adamdım” neyden kaynaklanıyor bilmiyorum ama geçmişteki bir travmadan olabilir. Fakat bu dediğin genellikle ciddiye döneceğini hissettiğinde, çok bağlanıp acı çekmekten korktuğundan olur.

Öncelikle yaşım artık biraz yürüdüğünden, tahmin edersiniz ki şuan bile evlenmem konusunda yoğun ailevi ve çevresel baskıya maruz kalan birisiyim. Bu baskı, etraftaki herkesten gelen o “hala evlenmedin mi?” baskısı derken ben de artık bir şekilde geciktiğime inandım …

Evet gecikiyorsun. Bence erkekler için ideal evlilik yaşı 32 ya da 30 – 32 ama bir iki tane uzun süreli denemesi ve olmamasına da pay bırakırsan (2 x 2 yıl), 28 yaşında başlaman gereken işe 6 sene sonra başlamışsın. Ama bunun yanında çok da geç sayılmaz o nedenle aceleye getirip de daha fazla vakit kaybetmemen ya da kötü bir evliliğe girmemen lazım.

ve karşıma çıkacak ilk, evliliği yürütebileceğimi düşüneceğim bir hatun kişisiyle bu kez kaçmamak üzere ciddiyete gitmeye karar verdim.

Karşına çıkacak ilk evliliği yürütebileceğini düşüneceğin kadınla olmayacak. Olması için zorlamamalısın.

Yürütebilmek derken aklımdaki evlilik; fiziksel olarak güzel bir kızdan çok, orta halli, kendini bilen ve olgunlaşmış bir kızla karşılıklı saygı çerçevesinde bir evlilikti diyeyim.

Neyse, kızla bir şekilde tanıştık hikayeyi uzatmamak adına detaya inmiyorum. Gel zaman git zaman 2 ay kadar vakit geçirdik. Başlarda biraz agresif davranan, hızlı parlayan ve gereksiz kıskançlıklar yapan bu hanımefendiye ağzının payını verip bastırıyordum …

Hayır. Başından agresif davranmayan, hızla parlamayan ve gereksiz kıskançlık yapmayan birini bulacaksın. Agresif ama ben bastırıyorum saçma bir düşünce. Bir yere kadar ağzının payını verir bastırırsın sonra köprüyü geçene kadar kocişe koca der ve köprüyü geçince bastıramazsın. Daha başından elemen için bir işaret varmış.

ve tripli de olsa hatasını anlayıp özür dileyerek geri dönüyordu. Bir süre bu şekilde devam etti. 4-5. aydan sonra agresifliği azaldı ancak kıskançlık seviyesi arttı ve her dışarı çıktığımda baskı yapmaya başladı. Gittiğim mekanlardan fotoğraf istemeye, şu arkadaşın yanına gidiyorum dediğim halde arayıp “nerdesin? kimlesin?” şeklinde sormaya başladı. Ben tabi ilk başlarda yine bu davranışlarına gereken cevabı verip susturup yolluyordum yani fotoğraf falan atmıyordum. O da tribe girip kapatıyor ancak yine bir kaç saat sonra “kusura bakma biraz duygusalım bu ara vb…” klasik bahanelerle özür dileyerek geri dönüyordu.

Ben çok anlayışlı bir insanım. İyi niyetli ve hoşgörülü olduğumu düşünüyorum. Hani şu bütün mahalle esnafının “çok efendi çocuk ya” diye tanımladığı adamlar olur ya onlardan biriyim.

Efendi çocuk genelde iyi ve hoşgörülü olduğundan değil, kaygı ve korkudan “anlayışlı” olur.

Her özür dileyerek geri döndüğünde, kızın bundan sonra yapmayacağına nasıl olduysa kendimi bir şekilde ikna ettim sanırım. Ancak o devam etti.

Huylu olarak huyundan asla vazgeçmeyeceğini sana açık açık göstermiş aslında. Kendinize başından uygun birini bulun. Uygun olmayan birini yontarım fantezisi çoğu zaman elinizde patlar. Bir insanın mükemmel olması gerekmiyor, bu mümkün değil ama seninkisi ince bir çizgide değil, bariz uygun olmadığını bağıran biri.

Ben de farkında olmadan yavaş yavaş artık fotoğraf çekip atmaya başladım.

Aferin.

Dışarıya çıkarken arayıp konuştuğum, ben şuraya geçiyorum haberin olsun dediğim halde, oraya gittiğimde yarım saat sonra arayıp “nerdesin? kim var?” şeklinde sorduğunda bir şekilde terslemek yerine artık cevap vermeye başladım. Bunun sebebini bilmiyorum belki de kendimi kazanova gibi hissediyordum ki evden çıkıp alt sokaktaki bakkala gitsem, sanki bir kız düşürüp onu aldatacakmışım gibi davranması sanırım hoşuma gitmiş. Yani aptalmışım.

Ağzımdan aldım 😀

Maalesef bu tür bir istek derin bir güvensizlikten kaynaklanır. Kadın derin güvensizliğe sahip ve kendi kaygısını kontrol etmek yerine (“ya abartma Nalan, adam sadece bakkala gidiyor, sakin” diyeceğine), kaygısını dış dünyayı kontrol altına alarak yönetmeye çalışıyor. Ama bu, hem geçici bir yatıştırma hem de kaygıyı besleyen bir şey. Böyle biri, kaygısı konusunda özkontrol kazanana kadar, güvensizliğini besleyip daha arttırmadan kaçamaz. Yani bu kız büyük ihtimalle, zamanla daha da kötü olacak, daha da iyi değil.

Sonradan bu olayı tamamen benim üzerimde hakimiyet kurmak için yaptığını anlamış olsam da bu tabi ki ilişkiden çıkmaya yakın oldu. Yani ilişki bitene kadar bu olay bende normalleşmiş ve artık kıza attığım her adımı haber verir hale gelmiş bir olaya dönüşmüştü. Öyle ki, ilişkinin sonlarına doğru, başlarda bana böyle davrandığında terslediğim zamanlardaki beni unutmuştum bildiğin. Sanki hiç öyle zamanında ağzının payını veren adam değildim.

Sonradan olay farklı konularda bana karışmasıyla devam etti tahmin edeceğin üzere. Bu kez harcadığım paraya, dışarıdan yediğim yemeğe kadar hesap tutmaya başladı. Her gün düzenli olarak ne yedin, ne kadar verdin şeklinde sormaya başladı. Ben tabi daha önceki ilişkilerimde hiç bu kadar ciddi düşünmemiş ve bu tür yaklaşımlarla karşı karşıya kalmamış birisi olarak, sanırım evliliğe yürümek böyle bir şey, tabi ki harcamaları bilmesi lazım düşüncesine düştüm.

Söylememe gerek yok ama evliliğe yürümek böyle bir şey değil.

Ve hesap verdim. Bildiğin, “tavuk şiş yedim, jokerle aldım 200 TL’ye geldi” şeklinde 🙂 Ek olarak yalnız yaşadığım için karnımın doyup doymadığını da merak ediyor diye düşünüyorum tabi. Aç kalırsam napar aman aman.

Kıyamam. Çok şirin.

1. seneyi bir şekilde devirdik. İçimde başından beri hep bir “problem olduğu” hissi olmasına rağmen bir şekilde devam ettim. Sen de “yokluk” ben diyim 2. paragraftaki sebep

Diyeyim, yokluk. Kadına ulaşıyorsun ama uzun süreli ilişkiye ulaşamıyorsun. O alanda bir yokluğun var.

veya artık çocuk sahibi olmam gerektiği ve ilk yıl çocuğu yapsam 56 yaşına girdiğimde çocuğun 20 olacağını düşünmem, bir şekilde devam ettim işte.

56 yaşında çocuğunun 20 yaşında olması çok büyük problem değil. Geç kalıyorsun doğru. Bunun üzerinde bir miktar baskı yaratması normal ve aslında iyi. Ama “Aman Allahım bittim ben hemen bulmalıyım” yaşında değilsin. Sakin.

Aslında devam etmemdeki sebep, karşı tarafta kendimden bir şeyler görmem (bazı davranışlarında, söylediklerinde) ve bu kadınla evliliği idare edebileceğimi düşünmemdi. Yani saygısızlık yapmadığını düşünüyordum, birbirimizi öyle çok sevmesek de saygı varsa bir şekilde yürütürüz diyordum.

Olay köprüyü geçtikten sonra saygısızlığa da gidebilir. Bu kadın muhtemelen güvensizliklerini, kaygısını kontrol edemeyen bir kadın ama bu sebeple de olsa kötü bir aday.

15. ay gibi söz olayına girdik. Biz gittik, onlar geldiler. Sonraki hafta kızla gittik nişan tarihi aldık. Bu esnada kızın ailesi her şeye müdahale ve karışma çabası içerisinde, aslında başından beri öylelerdi.

Birçok psikopatoloji nesilden nesile aktarılır. Genetik faktörler de olabilir ama genetik olmasına da gerek yok. Yetiştirilişle de nesilden nesile aktarılabilirler.

Başından beri kızın yediğim yemeğe kadar annesiyle paylaştığını tahmin ediyordum ama “ne güzel işte, annesiyle arası iyi diye” kendimi kandırıyordum. Kızla bu karışma konusunu her tartıştığımda da “onlar iyiliğimizi istiyor” cevabını alıyordum ama sanki kendi karıştırtmak istiyor gibi sürekli aynı konuyla “annem şöyle diyor” diye bana geliyordu.

Sana yalan söylemiyor. Muhtemelen kendisini inandırdığı yalanı sana da söylüyor.

Neyse, iş ciddiyete bindiğinde kızın istekleri de başladı tabi. Bilezik, kolye vb…

Bu da böyle hatunlarda ve ailelerde standart paket içinde geliyor 😀

Sabah 5 bilezik istiyorum diyen kız, akşam canın sağolsun hiç alma şeklinde kafa karıştırır, kafamı bulandırır oldu.

En berbat tip. Aralıklı pekişirme ile zayıf adamı bağımlı eder.

Her isteğinin arkasında “bizde gelenek böyle şöyle” dayanağı vardı.

Bu da böyle hatunlarda ve ailelerde standart paket içinde geliyor 😀

Hani çocuk alma der, tamam almayayım dersin, sonra trip atar ya 🙂 aynı öyle bir olay. Ek olarak bazı şeyleri ucuza getirmeye çalışmam (örn: elbise, ayakkabı) kavga gürültü çıkarıp 2 gün triplenmesine sebep oluyordu.

Allah’ın sevgili kulusun, köprüden önce, kocadan kocişe dönmeden önce sana yüz tane son çıkış gösteriyor.

Takip eden günler; kardeşlerimi de gezdirelim, doğum günümde şunu istiyorum, çocuk doğurunca altın istiyorum gibi devam etti.

Evlenince gelecek istekleri tahmin etmek istiyorsan bunu minimum 5 ile çarp.

Aslında bu noktada geriye dönük ilk aydınlanmamı yaşadım. Öncesinde yaptığı bir çok şeyin aslında manipülasyon olduğuna ikna olmama bu aşama sebep oldu. İlk zamanlar seksi ben istemeden dayatması, çıkıp gezmek dolaşmak varken haftada 3-4 kez ısrarla seks istemesine kadar manipülasyona maruz kaldığımı gördüm. Şayet sonradan bu istek azaldı. 2 haftada 1’e kadar düştü.

Aydınlandığım ikinci nokta, bana ailemi/arkadaşlarımı kötülemeye kalkması ve bunu ara ara yapmaya başlaması oldu.

Kişilik bozukluğu, kaygı bozukluğu vs. olan kadınlarda bu da standart pakette bulunur.

Bunu her yaptığında karşılığını verdim. Yine önceki olaylarda olduğu gibi özür dileyerek geri geldi.

Köprü daha geçilmedi, devlet arkaya alınmadı. Bakın ben evliliği teşvik eden biriyim ama ne olursa olsun evleneceksiniz diye bir olay yok.

Ama yapmaya, denemeye devam etmeyi bırakmadı. Aileme gelince, zaten ailemden hiçbir bireyin, akrabalara kadar, kızda gönlü yoktu bana sürekli “iyi düşün” deyip duruyorlardı uzun zamandır.

Açık açık evlenme demeleri lazımdı ama bu da iyi. Birçok aile adam 35 yaşına geldi illa evlenmeli diye oğullarını ateşe atıyorlar. Seninkiler en azından o konuda iyilermiş.

Kız benimkilere dil uzatırken aynı anda kendi ailesini de tahmin edersiniz ki hep iyi anlatıyordu. Öyle ki, ileriye dönük kurduğu hayallerde bile ben değil annesi veya kardeşleri vardı diyim siz anlayın.

Nişan’a 2 ay kalaya geldik. Dikkatli bir bakınca, ailemin iyice huzursuz olduğunu gördüm. Aldım karşıma hepsini ve konuştum, benim de kafamda çok şey var, anlatın bakalım dedim. Anlattıkları her şeye tabi ki hak verdim, detaya girmiyorum, kızdaki hal ve davranışlar, ailesindeki hal ve davranışlar baya bir anlattılar. Kaldı ki hak vermesem bile, ailem istemedikten sonra bu işe girecek birisi değilim. Sadece bu kızla değil hiçbir kızla.

Birçok aile adam 35 yaşına geldi illa evlenmeli diye oğullarını ateşe atıyorlar. Seninkiler en azından o konuda iyilermiş.

Burada fark ettiğim bir diğer nokta da kızın etkisi altına girmiş olduğum ve o zamana kadar olaylara objektif bakamadığımdı. İlişki ciddiyete döndükten sonra yaptığım en büyük hata da, ailemi olaya çok geç dahil etmiş ve fikirlerini çok geç sormuş olmamdı. Kendimi baya bir söğüşlettikten sonra oturup konuşmaya karar vermişim 🙂 Ya vermeseydim acaba beni çekip çıkarırlar mıydı diye de düşünmeden edemiyorum, okuyan arkadaşlara tavsiyem ben yaptım siz aman geç kalmayın 🙂

Evet doğru.

Neyse, sonra güvendiğim ve daha önce de kızla tanıştırdığım bir arkadaşımı karşıma aldım son olarak. Ondan da aynı yorumları aldım aşağı yukarı. Zaten çocuk lafa, “çok konuşuyor, hiç susmuyor” diyerek başlamıştı 🙂

Çok konuşan, hiç susmayan kadın çekilmez.

Çevremden gereken fikir ve görüşleri topladım. Tahmin edersiniz ki hepsi olumsuz. Kızın bana ulaşamaması gibi bir durum söz konusu değil. Yani bir ulaşamasın napar napar beni 🙂 ah ben kendimi ne duruma düşürmüşüm… Sırf kendi iç sesimi dinleyip muhakeme yapmak için buna “iyi geceler” diyene kadar bekledim sonra da sabaha kadar oturup düşündüm. Düşündükçe dehşete düştüm, düşündükçe kendimi nasıl bir durumun içine göz göre göre soktuğumu anladım. Ateşe gittiğimi anladım. Ve bu durumdan çıkmaya, bu işi bozmaya korkacak kadar paralize olduğumu hissettim. Daha önce hiç hissetmediğim bir şeydi. İlişkinin neredeyse başından beri içimden bir his “bitir” demesine rağmen bitirmemiştim bir şekilde hep iyi taraflarını görmeye çalışmış, kötü taraflarını tamamıyla görmezden gelmiştim.

Geriye dönük düşündüğümde aslında kızın bana karşı olan davranışlarının çoğunda saygısızlık olduğunu anladım. Çoğu davranışı manipülasyondu. Öyle ki doğal olduğu anları hatırlayamadım bile veya hiç yoktu. İkiyüzlü ve yalancı olduğunu anladım. (Doğum tarihini bile net bilmiyordum, bir şekilde söylemeyip geçiştiriyordu) Geçmişi hakkında hiç bir şey bilmiyordum. Bir düşündüm. Bu kız neleri sever nelerden hoşlanır? Bilmiyordum, aklıma gelen tek şey bilezik oldu 🙂

😀 Kolyeyi unutma. Gelinin amcasının yengesi için de zincir.

Kendini yalnızca aileme değil bana bile tanıtmamıştı veya uğraşmama rağmen tanıtmak istemiyordu. Karşıt görüş olduğumuz hiçbir konu yoktu. Ne kadar ilginç değil mi? Yani ben olmadığını sanıyormuşum. Karşıt görüşü geçtim, hiçbir ortak ilgi alanımız yokmuş ben oldurmaya çalışıyormuşum.

Düşündüm, bol bol vay awk dedim ve sonra sabahın 8’inde viskimden son yudumu alıp ayağa kalkıp kendimi tokatladım 🙂 Senin dedim kafanı si….

Güzel.

Öğlene doğru uyanacağını bildiğimden uyumadım ve bekledim. Uyanır uyanmaz da kısa ve net bir şekilde “bizden olmaz, ben bitirmek istiyorum” dedim. Karşılığında hiçbir duygusal reaksiyon alamadım desem şaşırır mısın abi?

Fırtına öncesi sessizlik derim.

Gayet ciddi ve öfkeli bir ses tonuyla neden, sebep ne? şeklinde bir karşılık aldım. Yani seven, değer veren bir insanın o an o kadar duygusuz kalamayacağı şekilde bir reaksiyondu.

Sen muhtemelen sperm bağışçısı ve sonrasında da nafaka kaynağısın. Plan o.

Takip edecek şeyin çirkefleşmesi olduğunu da biliyordum ve saniyesinde geldi.

Fırtına öncesi sessizlik demedim mi?

Ben konuyu uzatmayıp, “bir sebep yok, istemiyorum, hadi hoşçakal” deyip telefonu suratına kapattıktan sonra ısrarla aramaya başladı. Arka arkaya 15 kez araması ve hiç durmaması aslında bu ilişkinin başından beri üzerimde nasıl bir baskı kurduğunun özeti gibiydi. Açmayınca bu kez mesaj atmaya başladı. “Aç konuşucaz, benim 1 yılımı yedin, ne demek olmaz, seni mahvederim, Allah belanı versin” tarzı mesajlar onları da tahmin edebiliyorsundur.

Şimdi bu aşamada kızın ağladığını, kendini yerlere vurduğunu düşünürsün değil mi?

Düşünmem. Olsa olsa hırsındandır. Sevgi veya aşk acısından değil.

Ben de öyle düşündüm 🙂 Ve mesajlardan sonraki aramasını açtım. Karşımda daha ciddi bir ton vardı. Ve bana tekrar ailemi kötülemeye başladı. “Sen onları sevmiyorsun” temalı saçma sapan sözler duydum. Ağzının payını verdim, beni bir daha arama dedim ve bu kez telefonu komple kapattım.

Çirkeflik tabi akşamına ailesinin ailemi aramasıyla devam etti. Bir posta da onlar münakaşaya girdi. Sağolsunlar benimkiler de bir güzel ağızlarının payını verdi ve bu işi bitirdik.

Güzel ama bir seneden fazla zamanı da çöpe attın. Maalesef muhtemelen bu zamanda uygun bir kızla tanışırdın ve o fırsatı kaçırdın.

Sonradan düşününce kızda tespit ettiğim çok daha fazla kırmızı ışık var, “evlenir evlenmez hemen çocuk istiyorum” bir örnek mesela ve bunun yüzlercesi var.

Evlenir evlenmez çocuk istemesi alarm değil, özellikle de 28 yaş üstünde bir kızsa.

Benim ilişki içerisindeyken bunları görememe sebebim yazının başında bahsettiğim midir yoksa hapı hala içselleştirememem midir bilemiyorum ancak her tecrübe bir kazanımdır gözüyle olaya bakıyorum.

Senin uzun süreli ilişkilerden kaçma sebebin işte tam olarak bu. Bırakamayacağını ya da kolay bırakamayacağını bilmen. Ama bu zayıflığına rağmen denemeye devam etmelisin.

Bugüne kadar evliliğe en fazla yaklaştığım ilişki buydu ve bundan da öğrendiğim bir sürü şey oldu. Yaşadığım her şeyi paha biçilmez bir tecrübe olarak görüyorum.

Yaşadığım tecrübeden çıkardığım net bir şey var buradan okuyan arkadaşlara da bunu aktarmak isterim. Evlilik olayına giriyorsanız eğer, bunu tek başınıza yapmaya kalkmayın. Ailenizin ve çevrenizdekilerin fikirlerini mutlaka alın.

Evet haklısın aile fikri almak gerekiyor. Bu çok doğru. Ama bazı aileler oğlanı ne olursa olsun evlendirmeye meraklı, onlara da karşı koyabilmeniz lazım.

Dışarıdan bakan güvendiğiniz insanlar size çok objektif yorumlar yapabiliyor ve bu bazen sizi büyük bir hatadan döndürebiliyor. Herkese saygılar, sevgiler.

Doğru. Fakat sizin de bir miktar sağduyu geliştirmeniz, olaya sürüngen beyniniz ile değil, rasyonel insan beyniniz ile bakmayı her zaman öncelik yapmanız lazım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Öfkeme yenik düştüm, artık benimle görüşmüyor – Vaka Çalışması

Abi selam. 32 yaşındayım ve işim gereği yurt dışına çok fazla çıkan biriyim. En son ilişkiye girdiğim bir Rus kadınla olan tecrübemi anlatmak istiyorum. Kendisi ile İstanbul’da tanıştık ve ben işi sıçıp batırdım. Hatalarımı görmek istiyorum o nedenle de sana yazmaya karar verdim. Hem ben ders alırım hem de başkaları ders alabilir. Ayrıca bana bu hatalarımı nasıl düzeltebileceğimi anlatabilirsen sevinirim. Kendimi kontrol edemedim ve istemsizce yaptığım saçmalıklar yüzünden olay bitti.

Bu “istemsizce” kelimesini her duyduğumda irkiliyorum. Siz hayvan değilsiniz arkadaşlar, koca kafanızın içindeki beynin yine koskoca iki tane ön lobu var. Bu ikili yüzbinlerce yıldır dürtülerinizi kontrol edebilmenizi sağlayacak şekilde oldukça gelişmiş yapılar.

Öz kontrol sağlayabilirsiniz ama “istemsizce” yaptım diye anlatanların büyük çoğunluğu bunun oldukça doğal olduğunu ve kontrolleri altında olmadığını düşünüyorlar ya da en azından öyle düşünüyor gibi davranıyorlar.

Hepimizin özellikle yoğun ve negatif duygularla dolduğumuz anlar olur. Büyük bir öfkeye, kaygı veya korkuya kapıldığımız anlar olur. Bu anlarda tüm hayvan sisteminizin tek hedefi kaygıyı ve öfkeyi en kısa sürede yatıştırmaktır, sonucu ne olursa olsun. İnsan beyninizin burada devreye girmesi ve hayvan beyninizi kontrol etmesi gerekiyor.

Buna hepiniz sahipsiniz ve o istemsizce denilen şeyi kontrol edebilirsiniz. Aslına bakarsanız bunu anında yapabildiğinizi deneyimlemişsinizdir. Mesela lisede bir arkadaşınızla öfke ile kavga ederken sertliği ile bilinen bir öğretmen koridorda belirdiğinde, az önce kontrol edemediğinizi sandığınız tüm o öfkenizi bir kenara bırakıp, hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyorsunuz.

Maskülenitenin ya da yetişkin erkek olmanın en önemli özelliklerinden birisi, dürtü ve duygularınızı istemsizce hareketler yapmanıza fırsat vermeyecek şekilde kontrol edebilme yetinizdir. Bir ergen, henüz beyni gelişmekte olduğu için istemsizce hareket yapabilir, 32 yaşındaki bir adam değil.

Maskülen erkek tehlikeli olabilecek derecede güçlüdür ama tamamen kibar ve centilmendir zira gücünü (ve güçsüzlüğünü) kontrol edebilir. Asıl gücü, duygusal gücüdür. Öfkelenebilir ve öfkeyi oluşturan koşullarda gereğini yapabilir ama öfkesi onu kontrol etmez, o öfkesini kontrol eder. Kontrolü kaybederseniz, kadın ilk başta bunu yanlışlıkla güç algılasa bile zamanla sizin en temel alanda, duygusal güç alanında zayıf olduğunuzu anlar. Sizin çevrenizde kendini güvende hissetmez.

Bu kıza Twitter’da yazdım ve biraz mesajlaştıktan sonra onu buluşmaya davet ettim. 26 yaşında, fotoğrafından da güzel bir kız çıktı karşıma. Çok iyi vakit geçirdik ve geceyi benim evimde gece sporu ile bitirdik. 

Güzel.

Birkaç gün hiç mesajlaşmadık ama sonra mesaj atıp buluşmaya çağırdım. İkinci buluşma da güzel bir gece ve gece sporları ile bitti. Bu şekilde 3 kez buluştuk.

Üçüncü buluşmada bana gezdiğim yerlerde kız arkadaşlarım olup olmadığını ve hatta evli olup olmadığımı sordu.

Biz neyiz sorusu geliyor.

Benim şu ana kadar birilerini görüyor olsam bile, sevgilim ya da karım yoksa artık başkası ile görüşmezsem çok mutlu olacağını, benden hoşlandığını ve benimle bir ilişki istediğini söyledi. 

Biz neyiz sorusu geldi.

Ben bunun için çok erken olduğunu söyledim. Çerçevemi koruyarak ona tek istediğimin iyi vakit geçirmek olduğunu söyledim.

Çerçeveni, çerçevenin ne olduğuna göre korudun ya da korumadın diyebilirim. Yani eğer gerçekten bu kızla ilişki istemiyorsan ya da olsun ihtimalini açık tutmak önemli değilse, çerçeveni korudun. Ama eğer bu kızla ilişki olabilir diyorsan yanlış şeyler söyledin. Zira bu sözlerden sonra kadınların büyük kısmı soğur ve gider, kalanın büyük kısmı da sen iyi vakit geçiriyorsan ben de geçiririm der. Sana demez ama yapar. Ve sen de buna ses çıkaramazsın zira tek eşli ilişki istemiyorum, birden fazla kadınla görüşmek istemiyorum (eğlenmek istiyorum) diyorsun.

Eğer bir kızla uzun süreli ilişki olabilir diyorsan, “bunu konuşmak için erken ama ben de buna sıcak bakıyorum” daha iyi bir cevap. Fakat bu sırada başkası ile yakalanırsan, henüz tek eşli ilişki sözü vermediğin için aldatmaya girmez ama kızla bir yere gitme ihtimaliniz aşırı azalır. Bu nedenle eğer bir kızı uzun süreli ilişki olabilir diye değerlendiriyorsanız, diğer kızlarla bir süre görüşmeyin.

Ama dediğim gibi eğer eğlenmene bakmak, tek eşli ilişkiye girmeden görüşmek istiyorsan dediklerinde problem yok. Sonra bu kız neden başkasını da görüyor diye ağlama da.

Bir dördüncü kez daha görüştük ve sonra ben bir haftalığına yurtdışına çıktım. Bu süre boyunca Instagram’dan beni takip etti, gönderilerimi beğendi ve biraz da mesajlaştık.

Mesajlaşmanız dışında diğer beğendi, takip etti, hikaye izledi kısmı hiçbir anlama gelmiyor.

Ama bu haftanın içinde bir erkekle buluştu. Öyle eski bir arkadaş değil, çok bir bilgi vermedi ama yine benim gibi kendisine yürüyen bir erkekle buluştu. Buna inanamadım?

😀Sebep? Sen kıza ben eğlenmek istiyorum dedin. Bu arada onun “ben yiğidim eğlenmesini bitirene kadar beklerim” diyeceğini mi var sayıyordun? Yani aslında daldan dala atlamasa iyiydi ama seni beklemek zorunda değil. Sen kızın bir şeyi değilsin, olmak gibi bir niyetin olduğunu gösterir bir hareketin de yok.

Kıskançlık ve öfke ile doldum. Döndüğümde onunla tatil planlamıştık ama bunu yapacak modum kalmadı.

Birader sen hani eğlenmene bakacaktın? Ben eğlenceme bakarım, benimle tek eşli ilişkiye geçmek isteyen kız ben içerde vuruşurken kapımda bekler diye var sayıyorsun. Şimdi bu kızın böyle daldan dala atlaması onun ilişki materyali olmadığına işaret ama senin o beni bekler varsayımın da trajikomik. Git tatiline eğlenmene bak.

Bir kıza ben eğlenceme bakmak istiyorum dediğinizde, o kızın sizi bırakacağını ya da kalırsa başkalarıyla görüşeceğini var saymalısınız. Eğer görüşmezse bonus olur.

Ona telefonda çıkıştım.

Hakkın yok. Dış kapının arada bir kilide girip çıkan dış mandalısın.

Bana benimle ilişki istediğini ama bunu benim kabul etmediğimi, başkaları ile de görüşmeye açık olmamız gerektiğini söylediğimi söyledi.

Haklı.

Ona ben sana bunu demedim, eğlenelim birbirimizi tanıyalım demek istedim dedim.

Birader sen kıza aynen bunu dedin. Kız ilişki istiyorum dedi ve sen eğlenmek istiyorum dedin. Bu, birbirimizi tanıyana kadar başkalarına açığız demek. Saf mısın, saf ayağına mı yatıyorsun? Senin bahsettiğin “şu an bunu düşünmek için erken ama birbirimizi tanıyalım, kimseyle görüşmeyelim” gibi bir şey demen lazımdı.

Erkek arkadaşı olmadığım için ona hesap soramayacağımı söyledi.

Haklı.

Zaten gittiğim yerlerde kızlarla olmadığımı, çok çalıştığımı söyledim.

İyi çocuk kartını oynuyorsun ama bu aşamada bunun bir önemi yok. Sen sanırım bir kızı isterken piç oğlan rolü oynamayı cool bir şey sandın ama o cool şeyin sonucunu kaldırabilecek misin düşünmedin bile.

Çok kötü kavga ettik, kendimi kaybettim, bağırıp çağırdım. Türkçe biliyor, ağza alınmayacak küfürler ettim, orospu olduğunu söyledim.

Çok korkutucu, çok sosyal olarak, cinsel olarak düşük rütbeli hareketler bunlar. Erkeklik tehlikeli ama kontrol altındadır. Senin erkeklik kontrol altında değil. O nedenle zayıf ve tehlikeli görünüyorsun.

Bir de Allah aşkına, hiçbir zaman ama hiçbir zaman küfür etmemeyi öğrenin. Erkeklere edersiniz başınız belaya girer, kadınlara edersiniz yine başınız belaya girer ya da ne kadar sosyo ekonomik olarak düşük rütbeli bir hanzo olduğunuzu gösterirsiniz. Yani sosyo ekonomik olarak yüksek olabilirsiniz ama bu davranış sizi güçsüz, kontrolsüz ve alt tabaka gösterir.

Egom çok yaralandı.

Seninle hayallerimiz vardı, hepsine ihanet ettin diye ağlıyorsun resmen yahu! Birader daha dört kez buluştuğun kızla iki tane saçma sapan şey yapmışsın: (1) bilinçaltında sevdiceğim bu olacak demişsin ve (2) bilincinde bu kıza “ya eğlenelim güzelim ben vuruşurum” demişsin ve bunun “ben senin erkek arkadaşın değilim, olmayacağım o nedenle istediğini yapmakta özgürsün” demek olduğunu da farkında değilsin. Kız buna rağmen hemen biriyle yatmayabilirdi ama yattı mı hayal kırıklığına uğraman aptallık.

Birkaç gün hiç mesajlaşmadık. Ben dayanamayıp ona “selam, nasılsın?” yazdım.

Bence geri dönüşsüz hasar verilmiştir, özür dilemek için mesaj atıp bir daha görüşmeyeceğinizi var sayarabilirdin.

Bir daha görüşmenin zor olduğunu bitirdim ama  aramızdaki tatsızlığı gidermek istedim.

Kıza orospu dedikten sonra mı? Yahu insan bir mesajı özürle açar, “selam nasılsın?” ne demek?

Anında engellendim.

En doğrusunu yapmış. Yahu genç ve güzel bir kızla takılacaktın işte, şu yaptığın ergenlik çok saçmaydı. En fazla benimle yattıktan bir hafta sonra başkasına atlayan kızdan kız arkadaş olmayacak derdin geçerdin.

İş yerini biliyorum, ona çiçek gönderdim.

Bugün de senin adına utandık. Of ya çok kötü. Kız seni engellemiş. Kapıyı suratına kapayıp kilitlemiş, bacadan sürüne sürüne girmeye çalışıyorsun. Allah’ın Noel Betası.

Mesajda ona söylediklerim için çok üzgün olduğumu, affedilir şeyler olmadığını ve benimle görüşmek istemeyeceğini bildiğimi ve bunu anladığımı yazdım. Kendine iyi bak diyerek bitirdim.

En azından mesajda yazman gereken şeyleri bir şekilde iletmişsin ve bencil bir şekilde “gel buluşalım düzeltelim” dememişsin. Çiçek çok saçma olmuş, bunu ilk mesajında “selam ne haber” yerine yazacaktın.

Bunun üzerine engeli açtı.

Mesajın doğru ama bu hasar düzelir hasar değil. Bakalım ne oldu?

Bir yemek yedik ve gayet sıcak görünmesine rağmen bana gelmedi.

Kızı orospu saydığından gelmek istememiş olabilir mi?

Sonra bir daha buluşmaya çağırdım. Aslında o buluşmanın sıcaklığı bana devam edeceğiz izlenimi verdi ama bu buluşmayı son anda iptal etti. Ondan beridir de mesajlarımı kısa cevaplarla geçiştiriyor, buluşmak için hiç vakti yok.

Yaptığın öküzlüğü bir kenara koyarsak, seni istemeyenin peşinde koşma. Bırakman lazım. Next. Olan oldu. Dersini al ve bir daha böyle bir şey yapma. Öfke patlaman ve küfürlerin senin bir arıza olduğunu sinyaller. Hem zayıf hem de korkutucu biri olduğunu sinyaller. Bu durumda (1) senin öfkelenmene gerek yoktu ve (2) öfkeni kontrol edebilmen lazımdı. 2 senelik kız arkadaşının seni aldattığını öğrenmiyorsun yani bu kadar öfke duymaman lazım. İkincisi kıza sen git başkaları ile de olabilirsin ben senin erkek arkadaşın değilim ve bir süre de olmak istemiyorum dedin!

Bu kadar gezmem aslında bir ilişki yaşamamı engelliyor ve çok da kadınla beraber olamıyorum.

Piçi oynamaya çalıştın ve bunda sorun yok. Ama bunun sonuçlarını kaldıramadın. Zira senin o “ilişkiyi boşver gel eğlenelim” piçliğini yapan adam, bunun kıza açık çek de verdiğini bilir ve kız biriyle olursa afallamaz. Sen o kısmı hesaba katmadın.

Yine de yalnızlığın bu davranışına bahane olamaz. Sen kendini kontrol etmeyi bilmelisin. Yapayalnız olsan da, biriyle olsan da. Zira bu kontrolsüzlüğün huyun ise, azıcık dürtükleyen (shit test) kadınla bile baş edemezsin.

Kafam da karışmadı değil. O son yemekte çok sıcaktı, iyi vakit geçirdik. Aynen bu olay olmadan önceki yemekler gibiydi. Ben de devam edeceğiz sandım. Neden etmedik anlamadım.

Aynen diğer yemekler gibi değildi zira seninle birlikte olmamış. Sadece bir yemek yemişsiniz. Devam edeceğinizi sanman ilginç. Ayrıca diğer elemanla görüşüyor olabilir.

Kafamı karıştıran bir başka şey de, daha önceden planladığımız tatili yeniden planlamaya açık olması. Gelebilirim diyor.

Gelebilirim diyor. Belki seninle tatile gelmek, yapacak bir şeyi olmamasından iyidir. Yani kız tatile gelsin o zaman umut kırıntısı çıkarmaya çalış. Ortada laf var, icraat yok. Kız seninle buluşmuyor bile.

Bana artık neden yazmadığını sordum.

Off çok kötü. Yoksa beni artık sevmiyo musun? Ağlarım bak.

Bana ilk mesajları erkekler yazar dedi.

Bahse girerim bu olaydan önce o da mesaj başlatıyordu.

Hikayelerimi izliyor, iletilerimi beğeniyor.

Çok şirin. Fındık, fıstık da atıyor mu? Sosyal medya koca koca adamları maymun etti yahu.

Ben yazdım mı bana cevap veriyor ama bana hiç yazmıyor.

Uydu erkek oldun, yörüngesinde birgün belki sıram gelir, bana bir şans verir diye dönüyorsun. Tebrik ederim. Eğlenmemize bakalım piçliğinden, beta uydu erkek yörüngesine çok hızlı geçmişsin.

Belki sadece kibar davranmak için yapıyor?

Muhtemelen.

Buluşmak istemiyor. Bunu direkt söylemiyor ama hep meşgul.

Buluşmuyorsanız kızı geride bırak ve yörüngesinden çık git. Kız seni çoktan bırakmış. Seni uydu tutan o değil sen kendin uyduluk için çalışıyorsun. Sen yazmasan yazmıyor bile. Instagramda önüne postun düşüyor ve çok da düşünmeden beğeniyor. Sen de bundan “birgün beni sever” diye kırıntı çıkarıyorsun. Kıza ulaşmayı bırak. Bu iş olmaz. Ama o sana ulaşırsa normal davran. İki kere ilk o sana ulaşırsa buluşmaya çağır. İkisini de kabul etmezse bundan sonra buluşmaya çağırma ve başından sav. Bu süreçte de bu kızla olma ihtimalinin çok düşük olduğunu kabul et ve başka maçlara bak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Sevgilimin başka bir erkekle yemek yemesi beni delirtti – Vaka Çalışması

Merhaba, 25 yaşındayım ve kız arkadaşımla 3 yıllık bir ilişkim var ve bu benim ilk ciddi ve uzun süreli ilişkim. İlk karşılaştığımızda 22 yaşında ve hiç kız arkadaşı olmamış biri olmama rağmen, kız arkadaşı olmadığı için bir problemi olmayan, mutlu, kendine güvenen, rahat bir adamdım. Kızı çekici bulsam da onunla olup olmayacağını da çok umursamıyordum. Bu rahatlığım ve kendine güvenim onun bana karşı yüksek ilgi duymasını sağladı.

Evet, bir erkek özellikle başlarda umursamaz olmalı. Kızı umursamaz ve kızı önemsemez anlamında değil, bu kızla olmasa da mutlu ve rahatım, bu kızla olsa da anlamında umursamaz olmalı. Duygusallaşmamalı, sinirlenmemeli ve kuyruk acısı yaşamamalı. Sakin ve stoik olmalı.

Balayı dönemi yaklaşık 9 ay sürdü. Bu dönemde beni görmek sanki dünyadaki tek mutluluğuymuş gibi davranıyordu ve ben de çok mutluydum. Güzel beni seven bir kız arkadaşım vardı ve kendimi erkek adam gibi hissediyordum. Dediğim gibi, ondan önceki birkaç yılımda da öyleydim ama bu ilişkide daha bir erkek adam hissettiğimi itiraf edeyim.

Erkek adamlığın bu kızın varlığına ve seni sevmesine bağlı olmadığı sürece çok dert değil.

Ama dokuzuncu ayımızda değişmeye, çerçevemi kaybetmeye başladım. 

Here we go …

Çok kısa bir süre içerisinde kaygılı, kendine güvensiz, neredeyse paranoyak diyebileceğimiz birine dönüştüm. Çerçevemi kaybetmemeliydim biliyorum ama kız arkadaşımın bazı güven vermeyen ama konusu her açıldığında benim aşırı tepki verdiğim cevabıyla karşılaştığım davranışları neden oldu.

Bir kadınla birlikteliğinizin ilk 3-5 ayı balayı aylarıdır. Ondan sonra herkes birbirinin gerçekte ne olduğunu görmeye başlar. Genellikle gördüğün gerçek yüz kötü değildir ve devam edersin ama bazen karşındaki kadının ilişki için o kadar da uygun olmadığını anlarsın. Maalesef bazen bunu anlamak için balayı aylarından geçmen gerekir. Burada önemli olan uzun süreli ilişkide olsan da ilk 8-9 ayı test ayları olarak görmek ve balayı döneminden sonra sevmediğin şeyler görebileceğini unutmamak. Bunu yaparken kadınla iyi bir ilişki yaşayabilirsin, sadece duygusal yatırımın kararında olmalı. Birçok insan sevgiyi ve yakınlığı duygusal yatırımdan ayırmayı beceremiyorlar ve duygusal yatırım azsa sevgi de azdır sanıyorlar. Oysa duygusal yatırım bölümünde bahsettiğim gibi duygusal yatırım sevgi demek değil. Duygusal yatırım bir kişinin düşünce ve duygularınızda yer etmesi demek. Biri düşünce ve duygularınızda kararında yer tutmalı dediğimizde o zaman nasıl seveceğiz diyenler oluyor. Ama örneğin anne babanızı da seviyorsunuz ama gün içinde ne yapıyorlar diye düşünmüyor, aradığınızda niye açmadı artık beni sevmiyor mu, daha iyi bir çocuk mu evlat edinmeyi planlıyorlar diye paranoya yapmıyorsunuz. Yani seviyorsunuz ama duygusal ve bilişsel yoğunluklu yatırım yapmıyorsunuz. Aradaki farkı umarım anlatabilmişimdir.

Eğer kız arkadaşınız kırmızı alarmlara sahip biri çıkarsa bunu sakin karşılamalısınız. Eğer bu durumda ilişkiye devam etmeniz mümkün değilse ama siz devam ederseniz, çerçeveniz sırf bu ilişkiye devam ettiğiniz için parçalanır gider.

Arkadaşı olan erkeklerle buluşması en büyük sorundu. Örneğin bir keresinde bir erkek iş arkadaşı ile başbaşa kalacağı bir yemekten bahsettiğinde kavga ettik. Bu arkadaş işten ayrılıyordu ve onu yemeğe davet etmişti. Böyle basit bir öğle yemeği benim kızgınlıkla dolmama yetiyordu.

Bu kabul edilebilir bir şey değil. Aile ve ilişki merkezli bir kadın, sadakata veya sadık bir kadın görünmeye dikkat eden bir kadın, erkek arkadaşı varken bir erkekle başbaşa yemek yemez. Ne kadar yakın oldukları önemli değil. Birçok erkek evli ya da ilişkisi var diye bakmaz, yemeğe geliyor mu, geliyorsa bir şansım var diye bakar. Bir kadının kendisini, sen söylemeden böyle bir duruma sokmaması lazım. Orada sen olsan veya kadınlı erkekli iş grubu olsa sorun değil (herkes gittikten sonra başbaşa kalması sorun).

Senin kızın o adama hiçbir ilgisi olmayabilir ama olay en azından kötü görünüyor. Arkadaşlarının bu ikili yemek yerken onları gördüğünü düşünsene. Otomatik olarak aralarında bir şeyler olabileceğini düşünecekler. İlişkilik bir kadının kendisini ve seni bu potansiyel duruma düşürmemesi lazım.

Bilmiyorum. Bir iki hafta öncesinde ben de çok güzel ama hiçbir şekilde ilgilenmediğim bir iş arkadaşımla baş başa öğle yemeği yemiştim. Ve zerre bir hissim yoktu. Ama o yapınca paranoya yapıyordum.

Ama kural senin için de geçerli. Sevgilisi veya eşi olan bir erkek olarak senin de iş ya da normal arkadaşın kadınlarla baş başa bir şeyler yemeye çıkmaman lazım. Niyetin ne kadar iyi olursa olsun. Tekrar ediyorum, orada başka arkadaşlarınız olabilir, o sorun değil. Belki belki diyelim ki sigorta satıyorsun ve müşterilerinle kafede buluşuyorsun, anca öyle olur.

İlişki, sadakat, tek eşlilik değerleri zayıf insanlar bunda sorun görmezler hatta buna hakları olduğuna inanırlar. Bu insanlar buna karşı olanları geri kafalı olmakla da suçlarlar. Bunun uygunsuz olduğunu söylediğinizde fikirlerinize sinirlenerek cevap verirler, üste çıkmaya çalışırlar.

Eğer sadakata önem veren bir kadın istiyorsan, sen buna uygun davranacaksın ve sonra ondan talep edeceksin.

Zamanla bu sanki kızın 10 metre çapı içindeki her erkeğin onu çok istediği gibi bir paranoyaya kapılmaya başladım.

Abartı ama eğer baş başa erkeklerle buluşuyorsa, içgüdülerin sana bir şey söylüyorlar. Ateş olan yerden duman çıkıyor, ateş biraz hararetli o kadar.

Beraber yaşamaya başladıktan sonra bile bu paranoyalar geçmedi.

Sonra birgün bu adamla yine buluşacağını söyledi. Sinirlerim tepeme çıktı.

Sana tavsiyem bunu kendi başına düşünen bir kız bulman ya da en azından bu konuda sakince bir bilemedin iki kez uyarman. Ultimatom vermeden. Yani bunun uygunsuz olduğunu ve buna toleransın olmadığını söyleyeceksin. Sen de yapmayacaksın tabii ki. Sonrasında kızı tehdit etmeyeceksin (bunu bir daha yaparsan ayrılırız gibi). Sadece tolerans göstermeyeceğini söyle, eğer buna rağmen yapıyorsa tehdit olarak söylemediğin şeyi yap.

Sinirlenmenin bir manası yok. Böyle kızlar var ve böyle kızları alan adamlar da var. Böyle olmayan kızlar da var. O kızlardan bul. En iyisi başından bunu kendisi düşünebilen ama en azından bir kez belirttin mi hata olduğunu kabul edip buluşmayacağını söyleyen.

Gerçi sen de aynısın, tencere kapaksınız.

Ona ilk buluşmalarında bunun uygunsuz olduğunu, bu herife güvenmediğimi vs. söyledim. Yine de buluştu. İkinci kez daha sinirli bir kavga ile söyledim.

İyi de, ilkinde söyledin, buluştu ve bir şey olmadı. Şimdi neden dinlesin? Daha fazla göğsünü yumruklayıp “aaaaaaaa Tarzan” yaptın diye korkup mu yapmayacak?

Yeni arkadaş yapmakta zorlanan bir kız, çok kız arkadaşı da yok. Erkeklerle daha iyi anlaşıyor. Bunu söylüyorum zira bunu bahane etti.

Bu da bir alarm. Bir kadın erkeklerle daha iyi anlaşıp kızlarla anlaşamadığından az kız arkadaşa sahip olmaz. Yani ben kızlarla arkadaşlığı sevmiyorum der ama aslında olan kızların onu dışlamasıdır. Kızlar onunla arkadaş olmak istemezler.

Gitsin kız arkadaş yapsın, kızlı erkekli arkadaş grubu yapsın. En küçük içkili bir hatada içine kaçmayı hedefleyen bir akbaba ile arkadaş olmasın.

Bilmiyorum belki de masum bir şey ve buna tolerans göstermeliydim.

Belki masum bir şey ama olay o değil. Olay, ilişkilik bir kızın veya erkeğin kendisini bu duruma sokmayacağı. Senin kız sokuyor. Sen de sokuyorsun ama bana senin kız yazmıyor, sana tavsiye veriyorum.

En sonunda sinirden delirdim ve “buluşman iyi geçer umarım” diyerek evden çıktım. Şimdi annem babam ile kalıyorum.

Çok çocukça. Maskülen sükunet ile alakası yok. İçine sinmeyen bir şeyi sineye çekmeye kendini zorluyorsun ve patlıyorsun. İçine sinmeyen şeyi için kan ağlayarak bile, ilkesel olarak reddedip sakince gitsen bu kadar dolup patlamazsın. Sakin bir şekilde bunu ona açıkladığını ve buna rağmen bunu yaptığını, artık birlikte olmak istemediğini söyle ve kızdan ayrıl. İlkinde bunu yapmalıydın. Blöf ayrılığı da değil. Sen ayrıldıktan sonra ben artık yapmayacağım diye yemin etse de orada bitmeli.

Eğer uzun süreli ilişki istiyorsan kural bu olmalı. Hem senin için hem de onun için. Abartma diyeceksiniz ama siz bekarken erkek arkadaşı olan ya da evli kız arkadaşlarınızla bile baş başa bir şeyler yapmayın. Bir şey yapacaksanız ikisini de çağırın ya da arkadaş grubu ile yapın. Kız ilkokul arkadaşınız olsa ve kardeşiniz gibi olsa bile, nasıl görüneceğini düşünerek böyle yapın, bir şey olacağından değil.

Bu kız ben bir kadın iş arkadaşı ile yemek yesem veya bir partiye yalnız gitsem kesinlikle ses çıkarmayan bir kız. Bu nedenle ona haksızlık ettiğim düşüncesi ile kıvranıyorum.

Hayır. İkiniz için de karşı cinsle başbaşa buluşma olmamalı. Parti olayı biraz daha gri alan. Arkadaş grubu ile gidilebilir.

Bu düşünce kafamı kemirip duruyor. Sence çok aşırı tepki mi verdim?

Öfkelenip evden bağıra çağıra çıkarak aşırı tepki vermişsin ama ayrılarak değil. Öfke nöbetin çocukça, maskülen değil. Bu ruh hali kadınların seninle güvende hissetmemesine, sana saygı duymamasına neden olur. Ama ayrılık kararın varsa doğru. Yani aslında ayrılık diyorum ama sadece evden çıktın. Ayrıldın değil mi?

3 gün hiç konuşmadık. Sonra ben dayanamayıp aradım.

Sebep?

Yarın buluşalım dedim ve kabul etti. Buluşmaya gideceğim ama bu adamla yemeğe gitti mi gitmedi mi bilmiyorum.

Artık fark etmez.

Ondan ayrılmalı mıyım? Tavsiyen ne?

Evet ayrılmalısın. Ama sen de bir daha ilişki içindeyken başka kadınlarla baş başa bir yere gitme.

Ya çok pişman olduğunu söylerse?

3 gün aramayan ve görünen o ki sen arayana kadar da aramayacak olan kız mı? Ben paramı o buluşmada seni terk edeceğine koyarım. Sen ayrıl bence. Terk etmeyecek olsa, özür dilese bile. O eşiği geçmeyecekti.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Eski sevgilim yeni sevgilisi var geri döner mi – Vaka Çalışması

Benim lise yıllarında tanıştığım ve 2 yıl beraber olduğum ilk sevgilim yaklaşık bir sene önce benden ayrıldı. Ben ilişkinin son zamanlarında ilgisiz davranıyordum ve ona pek de fazla vakit ayırmıyordum.

Bu konudan daha yeni bahsettim ama önemli olduğu için bir daha değineceğim. Senin durumunda olup bana danışanların birçoğunun sorması gereken ama hemen hemen hiç birinin aklına gelmeyen bir soru var: Son zamanlarda neden ilgisiz davranıyordun? Neden daha önce ilgiliyken artık ilgisiz olmaya başladın?

Bu soruya verilen ilk cevaplar genellikle şu anki “reddedilmek takıntıyı besler” kafasıyla verilen “onun kıymetini bilemedim” ya da “onu cepte gördüm” şeklinde oluyor. Evet, bunun doğru olduğu zamanlar var ama çoğu zaman bir iki seviye aşağı indiğimizde (“neden kıymetini bilmez hale geldin?”, “onu neden cepte görmeye başladın?” gibi devam soruları ile), danışanın aslında kızdan sıkıldığını, artık o kadar da istemediğini ya da ilişkinin ömrünü doldurduğunu görüyoruz.

İlişki sadece almayı değil aynı zamanda vermeyi içerir. Sen vermeyi neden bıraktın? Muhtemelen ilişkiyi artık değerli görmediğin için. Bunların farkına varmak önemli zira eski sevgili geri dönerse ve terk edilenin bilinçaltında çalışan mekanizma buysa, terk edilen ilişkide tamamen aynı şekilde ilgisiz davranıyor ve ilişki hızlı bir şekilde tekrar bitiyor. Zira kişinin hissettiği “terk edilme ya da reddedilme ile beslenen bir takıntı” ise, terk edilme durumu sona erdiğinde, kişinin sevgilisi için bir şeyler yapma motivasyonu yeniden ortadan kalkıyor.

Oysa gerçek duyguları ile yüzleşen kişi, bu ilişkinin burada bitmesi gerektiğini, aslında o kadar da istemediğini acı da olsa kabul edip boşa vakit kaybetmiyor.

Eski sevgilisi tarafından ilgisizlik, değer vermeme veya cepte görme gibi nedenlerle terk edildiğini düşünen herkese, bu olasılığı da göz önüne almalarını şiddetle tavsiye ederim.

Bir de üniversiteyi farklı şehirlerde kazandık ve ilişkinin sadece son aylarında uzak mesafe olsak da eğer devam etseydik yıllarca uzak mesafe ilişkisi olarak kalacaktı. Bunun da bir rolü olduğunu düşünüyorum.

Ayrılıkta mı? Evet. Senin tahmin ettiğim ilgi azalmanda da rolü oldu muhtemelen. Sadece uzak mesafe değilsin. Çevren senin yaşında birçok kadınla çevrili. Çevrede bu kadar genç kadın varken, hep uzak mesafe kalacak kadına ilgini canlı tutman çok zor.

Ayrılıktan sonra hata olduğunun zerre farkında olmadığım ama sizinle tanıştıktan sonra büyük birer hata olduklarını anladığım hemen her şeyi yaptım. Onu arayıp sormaya devam ettim, birgün yeniden başlarız umuduyla arkadaşı oldum, sosyal medyada onsuz ne kadar üzgün bir hayatım olduğunu ima eden paylaşımlar yapıp durdum, onun çoktan öldürdüğü ilişkiye sadakat adına başka kadınlardan uzak durdum.

Eski sevgiliyle sürekli iletişim halinde olman ve onu unutma fırsatını kendine vermen nedeniyle muhtemelen başka kadınlara yaklaşsan da bir başarın olmazdı.

Bir türlü aklımdan çıkmıyordu, onu unutamıyordum.

Birincisi, ayrılana kadar o kadar da umrunda değildi ama terk edilir edilmez onu takıntı yaptın. Kız umrunda değildi ama ayrılınca “hayatımın aşkı o, onu yeniden kazanmalıyım” zırlamaya başladın. İkincisi, sürekli ulaştığın, hayatında tuttuğun eski sevgili ve ondan gelen gerçek ya da hayali kırıntılarla yaşadığın sürece nasıl unutacaksın ki?

Şimdi tüm o yaptıklarımın beni muhtaç, ezik ve itici yaptığını biliyorum ama bunları çok uzun süre yaptım. 3 aydır yeni erkek arkadaşı olmasına rağmen arkadaşı olarak kaldım.

Kusura bakma ama söyleyeceğim: YUH!

Tabii ki yıkıldım ama onu hala istediğim için onunla iletişimi bırakamadım.

Onunla iletişimde olduğun sürece onunla yeniden olma ihtimalin yoktu zaten.

Şimdi keşke bu taktikleri daha önceden bilseydim diye kendimi yiyip bitiriyorum.

Bunlar taktik değil, yetişkin, maskülen erkek zihin yapısı. O nedenle taktik öğrenmeye değil, zihin yapısı geliştirmeye bak. Ayrıca mesela benden veya benim yaşımdaki birçok erkekten daha iyi durumdasın (en azından daha iyi olacak durumdasın) zira bu zihin yapısı üniversite eğitiminin daha başlarında, 20’lerinin başlarında bir iki tıklama uzağında duruyorlar. Bu zihin yapısını ilişki hayatının başında öğreniyorsun.

Sen iletişimi kes kuralı ile taktik öğrenmiyorsun, onurlu, özsaygı ve özdeğer sahibi bir erkek nasıl davranır, öyle bir erkek nasıl olunur diye öğreniyorsun. Bunları taktik, hile şeklinde öğrenmeye çalışırsan, ordan burdan parça parça bilgilerle bir şeyler yapmaya çalışıp sürekli olarak kaybedeceksin.

Şimdi bir aydır iletişimi kes kuralı uyguluyorum. O bana ulaşana kadar da devam edeceğim.

Umarım o sana ulaşacak diye beklemeye devam etmezsin. Yani eğer iletişimi kes kuralını üç ayağıyla da yapmıyorsan, seninkisi iletişimi kes taktiği oluyor, kuralı ya da zihniyeti değil.

Onu sosyal medyada takip etmeyi bıraktım. Kendime ve hayatıma odaklanmaya çalışıyorum.

Güzel. Ondan hiçbir şekilde haber almama ve arkanı dönüp giderek kendi hayatına bakma ayakları olmadan iletişimi kes kuralı olmaz.

Sormak istediğim, bu kızla yeniden birlikte olma ihtimalimiz var mı?

Bakalım: Sen eski sevgilinin yörüngesinde aylarca dönmüşsün. Friendzone diyarında paslanmışsın. Kızın yeni erkek arkadaşı var, siz ayrıldıktan 6 ay sonra başlamış, 6 aydır beraberler. Uzak mesafedesiniz. Kız ayrılsa bile yakın mesafede birçok erkek var. Yani yeniden birlikte olma ihtimaliniz pratik olarak sıfır. Onu bırak da, kızın erkek arkadaşı var yahu, şu soruyu sorma bile. Bitti, gitti. Acı ama bunu kabul etmen, edemeyip uzak yörüngede bir umutla dönmekten daha acı değil.

Tamamen üniversite çevrenle ve yakın mesafede olan yeni kızlarla ilgilen. Geleceğe umutla bakmaman için hiçbir neden yok. Bu kızla bitmesi iyi oldu. Çok iyi oldu. Muhtemelen o kadar istediğin bir kız değildi, uzaktaydı, vs.

Onu beklemeli miyim?

Kusura bakma ama söyleyeceğim: YUH!

Bir yanım onu beklemezsem, geri dönse bile ben beklemedim diye hayal kırıklığına uğrayıp gider diye korkuyor.

Yüzünü tükürme emojisi varsa bile ben bilmiyorum. Tüh boyu devrilesice, dediğin şeye bak yahu! Hatun 6 aydır başkasıyla gece olimpiyatında, sen kırık kalpler sokağında, çöpe attığı aşkınızı fedakar bekçisi olarak onun birgün değerini anlamasını ve kollarını açıp sana koşarak “Mahmudum senin gıymetini bilememişim” diye gelmesini bekliyorsun. Ha hanımefendi gelip de seni bulamayınca sana “tüh nankör alt tarafı 1-2 adamlar 1 sene tepiştim diye aşkımız bırakılır mı” diye lanet okuyacak. Neyse fena oldum, daha yazarsam kolonya lazım olacak. Git aynaya bak ve benim yerime kendine bir tokat at. Sert olsun.

Yanu azıcık kendine saygın olsun. 5-6 sene sonra ne soracaksın? Mahmut Amca nikahına beni çağırır da gitmezsem bana dönmez değil mi?” diye mi soracaksın?

Yahu sen kız seni daha kolay atlatsın diye kızın çevresinde dönmüşsün, başkasını bulmuş hala düşündüğün şeye bak!

Hala çok kötü hissediyorum.

12 aydır dibine doğru yürüdüğün delikten bir sıçrayışta çıkmayı beklemiyorsun değil mi? Bir sene sürmez iyileşmen ama aylar sürecek. İletişimi tamamen kes, üniversitendeki hayatına odaklan, başkası ile hoplayan kızın gelmesini falan bekleme! Bunu inatla yaparsan, iyi hissetmemeyi başaramazsın.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.