Son Dakika Direnci

E-mail ile “Last minute resistence” (son dakika direnci) nedir ve buna karşı nasıl davranılmalıdır? sorusunu birkaç kere aldık, buna bir yazı ile değinmek lazım.

Son dakika direnci (SDD), kadının tam seksten hemen önce çark etmesidir. SDD kadının ilk buluşmada vermemesi değildir, daha çok yiyişmeye başlamışsınız ve mesela kilodu çıkarma aşamasında iken karşı koymasıdır. Bu duruma “kadın seks yapmadan rahat ve güvende hissetmelidir”i aşırıya kaçıran erkekler düşer ama eğer yeterince alfa çocuk gibi davrandıysanız sizin de başınıza, hem de tam bu yüzden gelebilir.

SDD’nin biyolojik bir mekanizma olduğunu iddia eden de var, sosyal bir mekanizma da. Biyolojik teoriye göre SDD kadının, doğabilecek çocuğa kalıp da bakma potansiyeli olmayan bir adamdan hamilelikten korunmak için varolan bir dürtü. Sosyal teoriye göre de kadının son anda hafifmeşrep görünme korkusunun ortaya çıkması.

Peki SDD durumunda ne yapmalı? Bu konuda “aldırmayın siz aynı hızda kadının donunun içine olan yolculuğunuza devam edin” diyen çoktur ama benim şahsi görüşüm SDD’nin eğer gerçekse (yani kadın birkaç atağınızı püskürtüyor ise) yavaşlama gerekliliğine işaret ettiği. Yavaşlayın ama vazgeçmeyin. Yani yiyişmeye devam edebilir ve kadın rahatlayınca tekrar ileri atağa başlayabilirsiniz. Burada yapılacak hata “tamam canım, sen nasıl istersen, bu gece yapmasak da olur” gibi bir muhabbete girmeden, tempoyu düşürmek ve sonra yeniden yükseltmek. Bence “hatun donuna kadar soyundu, kesin naz yapıyor ve sertlikten hoşlanıyor” diye düşünüp zorlamak, belaya davetiye çıkarmaktır. Hele bir kadının erkeği tacizle suçlamasının çok kolay olduğu bu devirde … Zorlarsanız nasıl seks yoksunu bir aciz görüneceğiniz de ayrı konu.

Bu konuda en taze anı, kayıp yazar Hank Moody’de. Saha raporu olarak yazar umarım kısa zamanda.

Bununla bazı karşılaşmalarım çok enteresan olmuştu. Hatun ile internette tanıştıktan sonra ilk defa buluşmuştuk. Bayağı bir içtik. Yanağıma öpücük manevralarım başarılı olunca, olay dudağa geçti. Taksiye atladık ve onu evine bırakacağım derken kendimi hiç tanımadığım bir kadının evinde buldum ki kötüsü o sarhoşlukla şehrin neresinde olduğum konusunda da en ufak bir fikrim yok.

Neyse evde koltuk üzerinde sevişirken, hatun bir anda SDD moduna geçti. İlk gece olmazmış, beni tanımıyormuş henüz falan. Ben olayı yavaşlattım (sonra yeniden atağa geçerim diye). Fakat yavaş yavaş hatunu kollarımda öperken hatun sızdı gitti! Hatun sızdıktan ve benim bir hevesle şahlanan “arkadaşım” geceyi masmavi geçirecek arkadaşlarının yanına inerken ben bir anda ayıktım ve kollarımda sızmış, hiç tanımadığım bir kadınla, hiç bilmediğim bir evde olduğum gerçekliği ile başbaşa kaldım.

Bu kafayla, bu saatte o evin güvenliğinden çıkıp bilmediğim bir semtte taksi aramak da içimden gelmedi. Kızı kucaklayıp (zaten 1.59 boyunda, 45 kg bir hatun) yatağına götürdüm, bebek gibi yatırıp, üstünü örttüm. Kendim de geçip koltuğa sızdım.

Sonrasında ise öğlen uyanıp hiçbirşey olmamış gibi yanıma geldi. Koltukta başladık ve ben onu kucağımda yine yatağına taşıyıp gece 3te olması gereken mutlu sona öğlen 2’de ulaştım.

 

Vaka Çalışması – Karım benimle cinsel ilişkiye girmek istemiyor

Aşağıdaki olay, bir erkeğin ne durumda olursa olsun bir kadından ilişki tavsiyesi almaması gerektiğinin kanıtı :

(Yeni baba olmuş bir eleman Mumsnet adlı bir siteye girip doğum sonrasında kendi ile seksten tamamen soğuyan karısı ile ilgili “karım benimle ilişkiye girmek istemiyor” deyip tavsiye istiyor).

Kullanıcı PseudoDad siteye şunu yazıyor : “2.5 yıl önce oğlumuz doğduğundan beridir sadece 5 kere seks yaptık. Bundan önce, tavşanlar gibi sevişmiyorduk ama haftada iki kere seks yapmaktan gayet mutlu idim.” Bu konuyu 6 yıllık “mükemmel” karısına uygun şekilde açmak istediğini söyleyen kullanıcı soruyor : “ne zaman yeter artık diyebilirim?”

Yazısı yüzlerce yanıt alıyor ve kadınlar ona daha fazla ev işi yapması, evlilik danışmanına gitmesi veya şu an kendisi ile ilgilenmiyor olabileceğini kabul etmesi gibi tavsiyeler yazıyorlar.

Mumsnet kullanıcısı monkeysox adama yeterince ev işi yapıp yapmadığını soran ilk kullanıcı. PseudoDad kendi payına düşeni yaptığında ısrar ediyor ama başka bir anne ise “karısının şu an kendisi ile ilgilenmediğini kabul etmesini ve karısı yeniden kendisi ile ilgilenene kadar dişini sıkmasını” tavsiye ediyor. BravoPanda adlı anne de “sırf sen seks istiyorsun diye karının sana seks borcu yok” diyor.

Aslında bir eş olarak hem seks hem de sadece eşinizle seks borcunuz var. Yoksa, çocuğun babasının kim olduğunun belli olması hariç evliliğin bir gereği yok ki.

Oyunun farkında olan okurlar buradaki problemi hemen farketmişlerdir : tavsiye isteyen erkeğin sosyo-seksüel rütbesi, karısının cinsel ilgisini çekemeyecek kadar düşük. Ev işi yapan, karısına saygı konusunda kaygılı ve daha da önemlisi kendisine karşı buzdağı kadar soğuk karısına hala “mükemmel” diyen bir ezik, herhangi bir kadının ilgisini çekemez zaten.

Bu erkeğin yapması gereken 1 yıl önce karısını terk etmekti; 18 ay bir kadının eş olmanın en önemli fonksiyonunu yerine getirmeyerek evliliğe bağlı olmadığını göstermeye yeter de artar bile. Fakat tabii bu talihsiz eleman boşanmaya giderse, büyük ihtimalle boşanma – tecavüzüne (divorce rape) uğrayacak. En büyük zarar kontrolü, bu kadınla bir çocuk daha yapmamak ki zaten o da pek mümkün değil.

Burada asıl ilgi çekici olan ise kadınların verdikleri tepkiler. İlk dürtüleri kadının yaptıklarına kılıf uydurmak. Adama empati pek yok. Gerçi birader, sen de bu soruyu neden kadınlara sorarsın ki?

Bu adam evli kalırsa ne olabilir. Ya da arka planda ne oluyor. Olası nedenlerden ve çok muhtemel sonuçlardan biri şu:

Benim gerçek hayat hikayem şöyle : Boşanmadan önceki yıllarda karım benimle seks yapmayı bıraktı. Seks yapmayı bırakması,  paralelinde benimle ilgili herşeyin ona batması ile çok uyumlu idi (ne giydiğim, şakalarım, vs …) Not : Daha önce de seks, ayda birdi.

Onunla bunu konuşmaya çalıştım ve aramızın iyi olmadığını söyledim. Tepkisi ise aramızda bir problem olmadığını söylemek idi. Ona göre tek problem bendim. 15 yıllık evlilik ve çocuklardan sonra problem benim evlilikten gerçekçi olmayan şeyler beklemem imiş. Kariyeri zaten onun sekse önem vermemesine bir neden idi. Akşamları çok yorgun oluyordu ve çocuklar da sabahın köründe ayakta idi. Haftasonları ise ev işleri vardı ve çocuklara bakmamız lazımdı. Tatiller de zaten çocuklara ayrılan zamanlar idi. Bahanesi de ÇOCUKLARI SEVMİYOR MUYDUM?

Karıma göre benim bir başka problemim de ÇOK HASSAS olmam idi. Seks konusunda sürekli mızmızlanmam da buna işaret idi.

Ne yazık ki, onun hikayesine inanıp bunu içselleştirdim. Kendi kendimi sansürledim, seks konusunda şikayet etmeyi bıraktım ve bunu olduğu gibi kabul ettim. Bana hergün kötü davranmasına toleransım azaldı giderek ama o durumda bile çok şikayet edemedim (mızmız görünmemek için).

Evliliğimizi daha iyi hale getirmek için çabaladım. Pozitif olmak için elimden geleni yaptım, ev işlerini yaptım. Zamanla onun ipleri eline almasına izin verdim. Zaten fiziksel olarak gayet iyi durumdaydım, daha da iyi duruma geldim.

Sonuç? Meğerse karım beni yıllardır aldatıyormuş. Sevgilileri ile haftada 4 veya 5 kez seks yapıyormuş (öğle yemeğinde, otoparkta, plaj kabininde, vs.). Benim mızmızlanmam konusundaki hikayesi sadece beni gölgede bırakıp ilişkilerine devam edebilmek içinmiş. Boşanmanın alevli tartışmalarının sonunda bana söylediği ise evlilik dışı ilişkinin yasak meyveleri çok heyecan verici imiş. En uzun süreli aşığı (3 yıl) sonunda ona aşkını itiraf ettiğinde ise kahkaha patlatmamak için kendini zor tutmuş (başka bir alevli tartışmada ağzından kaçırdığı üzere).

Kıssadan hisse :

1) İçgüdülerinize güvenmeniz lazım. Hatun herşey yolunda derken bile bir hinlik olduğunun farkında idim. Geçen sene karımın duygusal olarak tamamen soğuk hale gelmesini görmezden geldiğim için suçlu bile hissetmeye başlamıştım.
2) Ayak paspası olmayın … Kendi isteklerimi çok bastırdım.

Erkek Cinsel Dürtüsünü Hastalık Haline Sokmak

Rollo, Michael Fassbender’in oynadığı “Shame” filmini izledim ve filmi burada tavsiye etme ihtiyacı hissettim.

Filmdeki ana karakter seks bağımlısı, seks adamın hayatının odak noktası. Adam o yada bu şekilde sürekli seks peşinde, gün içinde kadın kaldırıyor, laptop başında internet pornosu izliyor, eskort tutuyor ve hiçbiri yokken de tuvalette mastürbasyon yapıyor.

Adam kadınlarla başarılı, çok iyi bir oyunu var. Ama herşey yüzeysel, adam sadece doğru ipleri çekmeyi ve vajina gıdıklanması yaratıyor ve kadını sikiyor. Kadın ile bir “bağlantı” yaratamıyor, adam için sikiş tamamen bireysel bir deneyim, mastürbasyon gibi. Tek farkı sağ elini kullanmak yerine, kadının vücudunu kullanıyor.

İzlenim o ki adamın içinde bir boşluk var ve bu boşluğu sürekli seks yaparak kapatmaya çalışıyor. Tabii ki bu onu bir yere götürmüyor ama adam da yapacak başka birşey bulamıyor. Sürekli bu seks döngüsünde bir onun mahkumu. Seks yapmaya ara verdiği an, uyuşturucu bağımlısının bırakması gibi büyük bir rahatsızlık yaşıyor.

Fassbender’ın ana karakteri canlandırışı mükemmel. Yukarıdaki anlattıklarımın hiçbiri direk işlenmiyor, siz bunları adamın yaptıklarından ve vücut dilinden çıkarıyorsunuz ve film sizi adamın günlük yaşamına tanık ediyor (yani siz filmi izleyince benim bazı analizim ve çıkarımlarımla hemfikir olmayabilirsiniz ama çoğunlukla  aynı sonuçlara varacağınıza eminim).

Neyse film oldukça ham ve sürükleyici ve filmi izledikten sonra ana karakter ile bir sürü benzerliğim olduğunu farkettim … Tahminimce filmi izlerseniz, çoğunuz da aynı şeyi hissedeceksiniz. Film bana Squirrels’ı ve onun birçok yazısında işlediği konuyu hatırlattı. Squirrels bu adam olabilir 🙂 Eğer Squirrels’ın mücadele ettiği sorunlara yakın hissediyorsanız, muhtemelen bu filmi ilginç bulacaksınız.

Eğer izledi isen film hakkındaki görüşlerini duymayı çok isterim.

İnsan hikaye anlatısındaki en çok kullanılan temalardan biri de temelde anlamsız olanda anlam aramaktır. Bu hikaye değişik bağlamlarda yüzyıllardır anlatılageldi, fakat konu hep aynı; içindeki boşluğun büyük ve tutkulu yaratıcılık ya da korkunç özyıkıma yolaçtığı insanlar. Bu bir trajedi de olabilir, komedi de.

Seks bağımlılığı bu yüzyılda günün meme‘i sadece. Feminizasyon bu klişeyi kendi amacı için kullanıyor sadece. Son 50 yıldaki tüm romantik komedi filmleri, her aşk öyküsü erkeğin kalbinde olan ve ancak “özel bir kadın” tarafından doldurulabilecek boşluğu dolduramaması üzerine kurulu. Abartısız neredeyse diğer herşey bu kadının erkeği tamamladığına yönelik anlaşılmaz büyünün yedeği ucuz, yüzeysel şeyler. Erkek kadının yapbozu tamamlayan parçası olmazsa yaşamaya devam edemez gibi.

Seks bağımlılığı basitçe yeni bir “erkek hastalığı” ve bu sayede biz de 80lerin Pretty Woman ve Altın Kalpli Fahişesi’nden yeni yüzyılın daha şeytani seks bağımlısına atlıyoruz. Bu adam o kadar umutsuzca kusurlu ki, feminen zorunluluğun ilacının şifasına nail olmadan cehennemde yanan bir ruh sadece.

Kadınlar bu hikayeyi sever çünkü hikaye onlara cinsel dürtülerini kontrol etmekte daha üstün bir cins olduklarını hissettirir (bu şüpheli tabii ki) ama aynı zamanda onlara acıma hakkı da sağlar; “erkekler vücudumuza kafayı takacaklarına bizi iç güzelliğimiz ile bir görebilselerdi, huzura kavuşacaklardı”.

Bu hikaye erkeklerce de seviliyor zira onlara ne kadar kötü olurlarsa olsunlar aslında o kadar da kötü olmadıkları hissi veriyor. Böylece hem erkeğin kadınlara “ben kendimi kontrol edebilen bir erkeğim” diyebileceği hissini hem de kendisinin “diğer erkekler gibi olmadığı” ve eşsiz olduğu izlenimini veriyor. Ve bu sayede de kadınların kendisinin erdemini farkedeceği ve ödüllendirmek üzere kendisi ile yatacağı umudunu. Seks bağımlısı kadınlarla insani bir bağ kuramaz, ama ben kurarım, o zaman onun yerine benimle yat.

İlaç

Feminen zorunluluğun daha sinsi sosyal anlatılarından biri de bizi erkeklikte doğal bazı kusurlar olduğuna ve bunların sadece özel kadınsı yollarla iyileştirebileceğine inandırması. Bu anlatması oldukça kolay bir hikaye zira birçok modern anlatı (TV, filmler ve kitaplar) kadın etkisinin erkeklerin aptalca, erkeğe özgü ve kendi icatları olan problemlerinin tek çözümü olduğu konusu etrafında dönüyor.

Toplu hafızamıza gömülü diğer birçok sosyal anlatı gibi, bu ideoloji beta erkeklerce bile alınıp kendi feminen-özleşmeli-beta-oyunu avantajına kullanılır. Erkekleri doğalarında olan bir boşluk konusunda ikna et, kadının mitolojik etkisini, doğal bilgeliğini, varsayılan öngörülerini erkeğin kendi kendine başaramayacağı tamlığı sağlayacak şeyler olarak sat. Tüm romantik hikayeler, komedi ya da trajedi, yüzyıllardır bu anlatı etrafında dönüyor. Sadece yakın zamanda bu feminenleştirmenin bir aracı ve erkeğin varsayılan defosunun reklam edilmesi için kullanılmaya başladı.

Kadınlar ise bunun tersi kendilerine yeten insanlar olarak gösterilirken hikaye gelişirken bile görünür olabilen kusurlar onun kadın olması ile alakalı olmuyor ve sorunlarına çözümler de diğer kadınlardan geliyor. Bir erkeğin kadının problemlerini çözebileceği konusu neredeyse hiç işlenmiyor ve işlense bile bu efemine şekillerde oluyor (erkeğin kendi dişil yönü ile temasa geçmesi ile mesela). Feminen önceliğin sosyal etki ve egemenlik için bu anlatıyı canlı tutması lazım.

Cinsel iştahı kamunun gözleri önüne serildiğinde Tiger Wood’un ilk yaptığı şey, problemleri konusunda kendisini terapiye yatırmak oldu. Feminen zorunluluk için erkeğin cinsel dürtüsü bir problem ya da iyileştirilmesi gereken bir hastalık. Feminen üstünlüğü sağlamanın erkeklerin testosteron ve erkek cinsel dürtüsünün sapkın sosyal davranışlar olduğuna bizi ikna etmesinden daha iyi bir yolu yok. Erkekler kaba, şehvet düşkünü ve genellikle şiddete meyilli yaratıklar – günümüz meme’i bu. Tiger Woods gibi erkeklerin bu anlatıya paralel hareket etmesi ve kendi kendini hastaneye yatırması ise erkeklerin bu “problemi” konusundaki anlatıyı güçlendiren hareketler.

Çeviri : Pathologizing the male sexual response

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

 

Erkeğin ilişki konusunda en güçlü silahları

  1. Dışarı açılmak : Eğer hatun kişi sizinle yatmıyorsa, başkası ile seks yapmak
  2. Çekip gitmek : Eğer hatun kişi size kötü davranıyorsa, hatunu bir daha geri gelmemek için terketmek

Bu ikisi, erkeğin ilişki cephaneliğindeki en önemli iki silah demiş The Red Pill Reddit yazarı (The Two Most Powerful Weapons In A Man’s Relationship Arsenal: Stepping Out, And Walking Away). Biz buna bir üçüncüsünü ekleyeceğiz ki bu ikisinden daha etkili : kadının hayal gücü.

Önce bu ikisine bakalım. Seks ve İlişkilerin Temel İlkesinde belirtmiştik, bir kadın kendi cinselliğinin kapı bekçisidir. Yani bir kadın erkek ile arasında seks olup olmayacağını belirleyen kişidir. Fakat günümüz sosyal geleneği (a) bu gerçeği çarpıtır ve (b) bu elmanın ikinci yarısından hiç bahsedilmez.

(a) Bir kadın kendisi ile bir erkek arasında ilişki olup olamayacağına karar veren kişidir ama erkeğin tek başvuracağı kapı değildir. Bu ruh ikizi kişilik bozukluğu çarpıtması ile gölgelenen bir gerçektir. Birçok erkek seks olmasa da aynı kapıda bekler ama bunun zerre gereği yoktur.

(b) Elmanın ikinci yarısı ise erkeğin ilişki kapısının bekçisi olmasıdır. Yani seks olup olmayacağına kadın karar verir, bunun ilişkiye gidip gitmeyeceğine de erkek (önce seks olmadan kapıda hem ilişki hem de kısmetse seks olur diye yatan ayak paspaslarından bahsetmiyoruz tabii ki).

Neyse, bu durumda bir kadının seks silahını kullanması, ancak sizin “hayatımın aşkı”, “ruh ikizim“, “onsuz yaşayamam” beyin yıkamalarına başarıyla boyun eğmeniz ve başka kapıda seks aramayacak olmanız durumunda erkilidir (erkeklerin 80%si üzerinde etkilidir maalesef).

Dırdır, sürekli hır çıkarma silahı ise ancak siz çekip gitmeyecek olduğunuz zaman etkilidir.

Bu arada belirtmeden de edemeyeceğiz, evlilik bu iki silahınızı da devlet zoruyla çöpe atmanızdır ve bu nedenle eğer girilecekse çok dikkatli yapılması ve mümkünse uzak durulması gereken bir kurumdur. Eğer evli değilseniz ve bu silahları kullanamıyorsanız toplum tarafından iğdiş edilmiş olmanızdandır. Durumunuz kötü olsa da evli erkek kadar felaket değildir.

Bu ikisi nükleer opsiyonlardır. Daha az tahrip gücüne sahip ve aslında oldukça etkili silah ise kadının hayal gücüdür. Her kadının, hayalgücünden kaynaklanan ve sizden gizlemeye kastıkları bir rekabet stresi vardır. Kadınlar zamanın kendi aleyhlerinde ama erkeklerinin lehinde işlediğini içgüdüsel olarak bilir ve daha genç ve istekli diğer kadınların erkeklerini ellerinden almasından çekinirler. Kadınlarının ayak paspası olmuş sünepelerin kadınları bile ilginçtir bu strese sahiptir.

Eğer kadın size seks ve dırdır kartı ile geliyorsa, yapmanız gereken tek şey çoğunlukla kadının “bu herifin gözü mü açıldı / açılabilir” şüphesini ateşleyecek birşey yapmaktır. Pat diye bir hobi edinmek, spora başlamak, giyim kuşamı iyileştirmek, dışarda takılmak (fazla mesai bile olur) ve hatunun başkası mı var sorularını hafif bir alayla karşılamak genelde yeterlidir.