Meriçliğin dibi – Sinsi erkek feminist

Aşağıdaki iki elemanları Skeptico’nun twitter hesabında görünce, bir süredir yazmak istediğim bu yazıyı karalayıp bitirdim.

Bir numaralı sinsi erkek feminist (neden sinsi dediğimi aşağıda açıklayacağım) Tolga “Dünya Erkekler Gününü” topuklu ayakkabı ile geçirmiş.

İki numaralı sinsi erkek feminist olan ekşi sözlük yazarı ise “erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular” başlığında şunları sıçmış :

bu ülkede yok sayılan, değersizleştirilen, hakarete, şiddete, tecavüze, cinayete maruz kalan insanlar olarak neden acaba hâlâ “evde kalmak, hayırlı bir kısmet, kız istemek, bayan…” vb söylemleri kullanıyor ve kullanıldığında itiraz etmiyor, şikâyet etmiyor, dava açmıyorsunuz?

öylesine sorulmuş, kötü niyetli, abartılı-ütopik ya da saçma bir soru olarak algılanmaması için kendimden bir örnek vermek istiyorum.

ben erkeğim. hizmet satın aldığım şirketlerden biri ile sözleşmemi başlatırken, bana güvenlik sorusu olarak, annemim evlenmeden önceki soyadını sormalarını kabul etmeyeceğimi, bunu özellikle sözleşmeye eklemezlerse, müşterileri olmayacağımı belirtip, kabul ettirdim. birkaç ay önce, bu şirketi, aldığım hizmette yaşadığım bir sorun nedeni ile aradığımda, görüştüğüm kadın çalışan bana “annenizin….. aaaa pardon, size bu sorunun sorulmamasını istemişsiniz…” dedi şaşırarak, yadırgayarak. “bu size neden garip ve rahatsız edici geliyor, bir kadınsınız üstelik, sizden tebrik, teşekkür beklerdim. ben hiçbir kadının evlenmeden önce ve sonra, cinsel ilişki yaşamadan önce ve sonra diye tanımlanmasını, yargılanmasını, değerinin, saygınlığının, haklarının… yorumlanabilmesini kabul etmiyorum. bu bir insanlık suçu…. ” dedim. umurunda olmadı.

sizce de çok üzücü ve daha çok sorumluluk almanız, artık !!! bu ülkedeki pek çok kadının, kendilerine bilmem kaç taş yüzük alacak bir finansör koca yerine, kendi insanlık hakları için hareket etmeye başlamaları zamanı değil mi?

Bahsi geçen Ekşi Sözlük başlığında daha bir sürü var böyleleri.

Sinsi erkek feminist, erkek egemenlik hiyerarşisinde rekabet edemediği için hatunlarla işbirliği yaparak (genelde hatunların kıçını yalamakla kol kola giden bir işbirliği) hatun düşürmeye çalışan erkekimsi kişilere denir. Bu kişiler, klasik erkek egemenlik hiyerarşilerinden birinde yukarı çıkmaya yetecek maskülin enerjiye, yeteneğe ya da kişiliğe sahip olmadıklarından hem bu hiyerarşinin dışında konum  almaya çalışırlar, hem de bu hiyerarşiye kadın feministler gibi bok atarak, burada rekabet eden erkekleri gözden düşürmeye çalışırlar. Amaç tabii ki kadınların bu yardakçılığı takdir edeceği ve bazı kadınların kendilerini seksle ödüllendireceği beklentisi vardır. Sinsi taraf budur işte. Amaç yine kilodun içine girmek ama iyi çocuk gibi duyar kasarak (virtue signalling) sikişe gitme amacını gizlemek çok baskın.

Burada çalışan klasik beta mitlerinden en tehlikelisi olan Ben diğer erkeklerden farklıyım mitinin daha sinsi bir versiyonudur :

OHK, kadının ağzından çıkan karşı cins kriter ve beklentilerine mümkün olduğu kadar uyarak ve kendisini bunlara uymayan bazı varsayımsal “diğer erkekler”e üstün bir pozisyona koyarak özel olduğunu ve bunun da kadın tarafından takdir edileceğini düşünür.

Bonus : Türkçe online beta akım medyanın temsilcilerinden Onedio’da ele alınan şu meriç mesela, feminist mi bilmem ama duyar kasarak am düşürme işinde sosyal medyaya iyi yükleniyor :

“Melis,her kimsen erkek arkadaşın bugün 18’de Kadıköy starbucks’ta bi kızlayken,sen aradığında hayatım kemalle oturuyoruz diye yalan söyledi.

Arkadaşlar herkes rt atsın melise ulaştıralım kız arkadaşlar özellikle hemcinsiniz aldatılıyo destek olsanıza haydiiiii

 

 

Amcığın 16 Buyruğu

Çevirenin Notu : Kırmızı Hap camiasının en çok kaynak gösterilen ve meşhur metinlerinden birini çeviriyoruz bu yazıda. Camiada (o eski halinden eser yok şimdi) Rossie olarak bilinen elemanın Chateau Heartiste’de bulabileceğiniz The Sixteen Commandments Of Poon yazısı (Rossie siteyi kendisinde de WASP bir grup elemana devretti). Evet yazının başlığının çevirisi “Amcığın 16 Buyruğu” ve maalesef yazının ağırlığını azaltıyor. Ama yazının başlığına ve yazılışına bakıp yazıyı pas geçmeyin, çoğu oldukça önemli ve uzun süreli ilişkilerle ilgili olan bu öğütleri uygularsanız (Hazırda hep 2 tane bulundur gibi şeylere katılmıyorum), dünyanın en mutlu kız arkadaşına ya da eşine sahip olabilirsiniz 🙂

I. Asla seni seviyorum diyen ilk sen olma

Kadınlar bir erkeğin kalbini kazanmak için engeller aşmaları gerektiğini hissetmek isterler. Başka kadınların ilgisi için rekabet ettiği bir erkeğin ilgisini kazanmak üzere çabalamayı ve sonunda onun kararsızlığını aşıp tek eşli bağlılığını kazanmayı çok arzularlar. Duygusal dünyasını kadının ayaklarına kolayca seren bir erkek, kadının erkeğin aşkını kazanma zevkini gasp eder. Ona aşıksanız bile, o size seni seviyorum demeden, siz ona seni seviyorum demeyin. Onun yin tatminine doğru savaşma ihtiyacı için kendinizi tutkuyla dizginleyin. İlk adımı onun atması için onu esinlendirin, bu iyiliğinizin karşılığını size bin katıyla verecektir.

II. Onu kıskandır

Onun önünde başkaları ile flört edin. Başka kadınları sizinle flört etmekten caydırmaya çalışmayın. Kadınlar bunu asla kabul etmezler ama kıskançlık onları heyecanlandırır. Başka bir kadına gidiyor gibi olmanız düşüncesi onu tahrik eder. Hiçbir kadın, hiçbir kadının istemediği bir erkeği istemez. Kıskançlığın fırtınasını kendinde toplayan partner, ilişkinin dizginlerini elinde tutar.

III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “her şeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına destek olmayı arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim her şeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “her şeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.

IV. Onun kuralları ile oynama

Eğer kadının kuralları koymasına izin verirseniz sizden en azılı tecavüzcülerin bile nail olmadığı bir şekilde tiksinecektir. En güçlü kadın da, en azılı feminist de güçlü bir erkeğe itaat etmeyi ve onun tarafından yönlendirilmeyi arzular. İki kutupluluk sağlıklı bir ilişkinin çekirdeğidir. Bir kadın, kaprisleri, istekleri ve sürekli değişen ruh hali ile sizin üzerinizden geçmeyi istemez. Kadının duyguları kasırga, ruhu ise kundakçıdır. Kendinizi onun fırtınalarına karşı duran bir kale duvarı gibi düşünün. Güçlü rüzgarlar ve en kötü dürtülerinin yarattığı fırtınalar karşısında tutunabileceği bir kaya aradığında, orada siz olmalısınız … güçlü, sağlam, sarsılmaz ve yerinden oynamayan.

V. Altın orana uy

Kadınınıza size verdiğinin üçte ikisini verin. Her üç arama ya da mesaj için iki arama ya da mesaj yapın. 3 aşk ilanına, 2 aşk ilanı ile karşılık verin. 3 hediye, 2 gece dışarda yemek. Ona 2 sevgi gösterisinde bulunun ve o karşılığında 3 tane sevgi gösterisinde bulunanan kadar durun. Konuştuğunda, daha az kelime ile karşılık verin. Altın oran fikrinin arkasında 2 fikir var – kadının sizin peşinizde koşmasını sağlayarak sizin değerinizi arttırır ve sizin onun kişisel dramalarına karşı kendinizi geri çekebileceğinizi gösterir. Her yaptığına eşit karşılık vermemeniz, sizin yüksek değerinizi onun gözünde güçlendirir. Belinin derinliklerinde gerçekten istediği de budur.

VI. Onu hep tahmin eder durumda bırak

Esrarengiz doğaları gereği kadınlar, direk cevap istemedikleri sorular sorarlar. Bı sorulara direk yanıt veren erkek – beta azabına hapsolur. Geçiştir, şaka yollu takıl ve kafasını karıştır. Kadının duyguları sizin onu düşündüğünüzü hayal ettiğinde serpilir, sizin gerçekten ne hissettiğinizi bildiğinde ise solar. Bir kadın finansal ve aile güvencesi isteyebilir ama tutku güvencesi istemez. Aynı şekilde eğer size bir yamuk yaparsa, anında cezalandırın ama size bir doğru yaparsa, yavaş yavaş ödüllendirin. Onun güzel davranışını parça parça ve tahmin edilemez bir şekilde ödüllendirin ve görün ki kadın, sizi memnun etmek için çalışmaktan hiçbir zaman yorulmayacaktır

VII. Hazırda hep 2 tane bulundur

Hiçbir zaman “avcunun içindeki” adam olma. Opsiyonları olan erkek, bağımlı olmayan erkektir. Ayağın kaydığında, ayrılıkta, boşanmada, hedefteki bir kadının olmaması durumunda yönelebileceğin başka bir kadının olması kendine güveni inşaa eder ve kadınlarla cesur olmayı olanaklı kılar. Bir kadın bir erkekle yattığında, elindeki gücün bir kısmından feragat ettiğinin farkındadır. Kadın erkeğe aşık olduğunda ise elindeki tüm gücü erkeğe teslim eder. Ama aşkın ömrü kısadır ve kadın bir süre sonra gücünü yeniden keşfedebilir ve sizi terk etmekle tehdit edebilir. Bu onun elindeki son kozdur. Kadının tüm sevgisini ve vücudunu sizden çekmesi, eğer bu durumda yapayanlız kalacaksanız sizin ruhunuzu parçalar. Oysa böyle bir durumda gidebileceğiniz başka birinin olması sizin hem niyetinizi güçlendirir hem de erkekliğinizi tatmin eder

VIII.  Sadece gerçekten gerekli olduğunda özür dile

Yaptığın her hata için özür dileme. Bu hiçbir erkeğin yapmaması gereken bir boyun eğme hareketidir, ne kadar alfa olursa olsun. Özür dilemek, daha fazla özür dileme beklentisini güçlendirir. Kadın sizin özür dilemenizi, kedi yemeğini bekler gibi beklemeye başlar. Ve onun gözünde sizin değerinizi azaltır. Bunun yerine eğer kötü birşey yaptı iseniz “özür dilerim” kelimelerini direk söylemek yerine suçluluğunuzu başka bir şekilde kabul edin. Bill Clinton manevrası çekin, “bir hata yapıldı” deyin ve ona yaptığınız şey yüzünden “kötü hissettiğinizi” söyleyin. Bir ilişki boyunca sadece iki kere “özür dilerim” kelimelerini kullanma hakkınız var, bu kısıtlı kaynağı akıllıca kullanın

IX. Onun duyguları ile bağlantı kur

Kendinizi diğer erkeklerden farklı kılın ve kadının duygusal dünyasına bağlanın. Onun zihni sizin için varmanız gereken noktaya gitmek için el yordamı ile yol aldığınız yabancı bir gezegendir; mantığın kuru çölünden ziyade duyguların sörf yaptığı şen bir dünya. Oyuncu olun. Tüm duyularınızı işe koşun. Onun kalbini ateşe vermek için senaryoları gür detaylarla yeşillendirin. Duygularınız özgürce, ordan oraya koşsun. Evet, ordan oraya koşsun. Doğru bir deyiş bu. Onunla düz bir yolda değilsiniz. Siz her yerdesiniz ve onu bir maceraya çıkarıyorsunuz. Bu dünyada düşünceleri bitirmek ya da sonuçlara varmak zorunda değilsiniz. Tek ihtiyaç DENEYİMLEMEK. Onun elinden tutup sonsuzluğa koşuyorsunuz, labirentlere dalıyorsunuz, gülüyorsunuz, eğleniyorsunuz

X. Onun güzelliğini görmezden gel

Güzel bir kadını düşünürken beyninin ödül merkezini kontrol altına alabilen erkek, kadınlarla olan etkileşimini inanılmaz bir şekilde dönüştürebilir. Böyle yapabilirse, heyecanı ve endişesi kaybolur ve arzularının nesnesi ile daha samimi ve içten bir etkileşime girebilir. Büyük çapkınların idare edebileceklerinden çok fazla aşka boğulmalarının sebeplerinden biri budur – bir sürü güzel kadınla bir sürü pozitif deneyimden sonra güzellik önünde ortaya çıkan saygı ile karışık korkuları kaybolur, ve bununla beraber güzellik karşısındaki güçsüzlük de ortadan kalkar. Hoşunuza giden kızları tanımlamak için “güzel”, “tatlı”, “bomba”, “afet” gibi kelimeleri tamamen lugatınızdan çıkarmak size çok doğru bir zihinsel çerçeve kazandırır. Bunun yerine kendinize “bu kız ilginç” ya da “bu kız tanımaya değebilir” gibi şeyler söyleyin. Bir kadına asla güzelliği konusunda iltifat etmeyin, özellikle de henüz sikmediğiniz hatunlara. Beyninizin onları “gökten düşmüş meleğe” ya da “nadide bir kar tanesine” dönüştürmeye çalışan kısmının fişini çekin. Bu tür bir Zen Nirvanası seviyesine ulaşmak için yapabileceğiniz ileri eğitim tekniklerinden biri de yatabileceğiniz kadar güzel kadınla yatmanız (gerilemek istemiyorsanız çok fazla çirkin kadınla yatmayın). Kısa zamanda bir Jedi aşığa dönüşeceksiniz.

XI. Mantıksız bir şekilde özgüvenli ol

Seviyeniz ne olursa olsun, hayatı özür dilemeden ve mazeret üretmeden arşınlayın. Sizin objektif olarak bir kadının tavlayabileceği en iyi erkek olmamanız farketmez; önemli olan sizin kadının elde edebileceği en iyi erkekmiş gibi düşünmeniz ve davranmanızdır. Kadınlarda, erkeklerin korkaklıklarının kokusunu alacak, köpeklerdeki gibi, bir burun vardır; bunu onlar için daha da kolay hale getirmeyin. Kendine-güven, garantili ya da değil, kadınlarda itaatkar davranışları tetikler. İrrasyonel bir kendine güven size rasyonel bir yenilgi kabulünden daha fazla am getirecektir.

XII. Güçlerini arttır, zayıflıklarını azalt

Bir erkek ne kadar kendini geliştirirse o kadar kadını yörüngesinde uydu yapabilir. Bu çekim gücünün en kendiliğinden ve verimli olması için, doğal yeteneklerinizin ve zayıflıklarınızı farkına varıp, üzerlerinde çalışmanız gerekir. Yetenekli bir komedyen iseniz gidip felsefi tartışmalarda zamanınızı ve enerjinizi harcamayın. Eğer iyi bir yazar ama berbat bir dansçı iseniz, erkeksi etkinizi dans pistine yaymakla uğraşmayın. Sizin hedefiniz en az çaba ile kadınları çekebilmek bu nedenle ne olurlarsa olsunlar güçlü yanlarınızı geliştirin; her erkek uğraşı için bir groupie vardır. World of Warcraft hariç.

XIII. Yüreklilikte aşırıya kaç, aza değil

Ona ilk buluşmada bir şekilde dokunmak size hiç dokunmamaktan daha büyük yol aldıracaktır. Onun yapay kızgınlığının sizi yıldırmasına izin vermeyin; kadınlar cinsel ilgisini saklamayan ve bunu göstermekten çekinmeyen erkeklerden hoşlanır. Piçin tekine dönüşmenize gerek yok ama piçin teki olmak, beta olmaktan iyidir.

(Çevirenin Notu : Rossie’nin uçtuğu ve katılmadığım bir madde bu. Kino (dokunmak) güçlü bir oyun aracı ama dokunmaya kızan kadına aldırmayıp dokunmaya devam etmek belaya davetiye çıkarmaktır. Madem siteme koyuyorum, fikrimi belirteyim. Burada tek işe yarar bilgi dokunmanın önemi ve piç olmanın beta olmaktan iyi olduğu)

XIV. Onu iyi sik

Onu sanki bu son sikişinizmiş gibi sikin. Ve onun son sikişi gibi. Onu o kadar iyi, o kadar yoğun, o kadar umursamadan, o kadar utanmazca sikin ki işiniz bittiğinde seks sıvıları ile kaplı titreyen bir varlık olarak yatakta öylece uzansın. Onu boşaltın, sonra daha da boşaltın. Onun her tarafını öpün, bütün gece sevişin, ve sabah devam edin. Vücuduna, benliğine ve aşkına sahip olun. Nasıl yapılıyor bilmiyorsanız onu fışkırarak orgazm etmeyi öğrenin

XV. Kontrolü hep elinde tut

Siz bir çınar ağacısınız. Ağlamayla, bağırmayla, yalanla, zihin oyunları ile, cinselliği esirgeme ile, kıskanç senaryolarla, acındırma çalışmaları ile, shit testlerle, bir yakın – bir soğuk oyunları ile, ortadan kaybolmalarla veya utandırma / suçlu hissettirme taktikleri ile eğilip bükülmeyeceksiniz. Hatun sizin tepenizde fırtınalar koparsa bile fırtına dinene kadar onun sığınağı olacaksınız. Sizi kendi kaosuna sürükleyip köklerinizden sökemeyecek. Kendinizin efendisi olmasını becerirseniz, onu da efendisi olmayı becereceksiniz

XVI. Onu kaybetmekten asla korkma

Korkmayın. Korku aşkı öldürür. Korku egonun size yanlızlıktan başka birşey getirmeyecek olan zaferidir. Korktuğunuz başınıza gelir. Korkunuz sizin üzerinizden geçer. Sizin kendinize saygınıza zarar verecek birşey yaptığında onu terkedin ve onun kalbi de size karşı boşaldığında sizi terk etmesine izin verin. Yokluğu ile sizi mahvedebilecek olan kadın, sizi elinde kukla gibi oynatır. Ona o gücü vermeyin. Ondan önce kendinizi sevin.

Bu buyrukları ne kadar sadık bir şekilde takip ederseniz, gerçek ve şartsız aşkı ve mutluluğu o kadar kolay bulur ve muhafaza edersiniz.

Sevgiler,

Kralınız

Not: Bu yazıyla ilgili bir podcast yaptık: Uzun süreli ilişkiler için 16 buyruk

Kadınlardan ilişki tavsiyesi almak

Av avcıya nasıl daha iyi avlanacağını öğretmez.

Kadınlar neden berbat ilişki tavsiyeleri verirler? Bu soru her zaman SoSuave’nin en tartışmalı konularından biridir. “Ne yaptığına bak, ne dediğine değil” deyimini canı gönülden benimseyen erkeklerin aynı zamanda bazı “özel” kadınların erkeklere iyi ilişki tavsiyesi verebileceklerini düşünmelerini her zaman ironik bulmuşumdur..

Problem şu ki çoğu erkek “bir kadın bir erkekte ne arar?” diye sorduklarından kadınların verdikleri cevapları sanki kaynağından cevher bulmuş gibi yıllarca papağan gibi tekrarlayıp dururlar. Ne yazık ki çok fazla erkek, özellikle de günümüzde, bunun kendilerine bir avantaj sağladığını düşünerek aynı sözleri tekrarlayıp duruyorlar ki tam tersi bu davranış sadece onları kadınların gözünde diskalifiye etmekle kalmıyor, aynı tavsiyeleri başka erkeklere de vererek, onların da diskalifiye olmalarını sağlıyorlar. Bu döngü böylece de devam ediyor.

“Hatun tavsiyesi” olayı bence daha az arzu edilebilir erkekleri daha çok arzu edilen erkeklerden ayırıp filtrelemek için geliştirilmiş güçlü bir sosyo-evrimsel mekanizma. Düşünün bir – ilişki tavsiyesi konusunda medyada kadınların büyük bir hakimiyeti var. Bazı feminize olmuş erkek istisnalar var (Dr. Phils) ama kadınların fikirleri ile paralel olmayanlar hızlıca kadın düşmanı diye yaftalanıp, marjinalize ediliyorlar ya da alaya alınıyorlar.

Belli bir bilinç seviyesinde kadınlar, standart “hatun ilişki tavsiyesi” verdiklerinde boktan şeyler söylediklerinin farkındalar. Bu tavsiyelerin sürekli bir şekilde davranışları ile çeliştiğini gördüklerinden, samimi olmadıklarını az – çok biliyorlar. Kadınlar (ve artık erkekler) makale üstüne makale yazarak kadınların iletişim konusunda nasıl bir kapasiteye sahip olduklarını gözümüze sokup duruyorlar. Bu nedenle belki, sadece belki, ne kadar faydasız hatta bilerek zararlı tavsiyeler verdiklerinin bilinç altında farkındalar. Oğullarının iyiliği birinci öncelikleri olan anneler bile bu saçmalaıkları papağan gibi tekrarlayıp duruyorlar. Dişi boyunduruk gibi birşey bu. Bu neden böyle?

Cevap için online arkadaşlık sitelerindeki kadınların biolarına bakmanız yeterli. Bir erkekte arzuladıkları karakteristik özellikleri yazarken, en çok söyledikleri şey kendine güven, karar vericilik ve bağımsızlık. Bir erkeğin Erkek Adam olmasının ve herşeyi ciddiye almamasını sağlayan sebat ve öngörünün gerektirdiği özellikler. Kadının blöfünü yüzüne vurabilme kapasitesi olan bir erkek, erkeğin kadının değil, kadının erkeğin peşinden koşmasını gerektiren ve başka kadınlarla rekabete değecek bir erkektir. Bu açıdan “kadınların ilişki tavsiyeleri” sosyal ölçekte bir shit testtir. Ve evet kendi kızkardeşiniz ve anneniz bile bu işin içindedir.

Birçok erkek doğal olarak pragmatisttir, biz iki nokta arasındaki en kısa yolu ararız. Bizim tümdengelimli muhakeme yeteneğimiz şöyle çalışır : seks istiyorum, kadınlar istediğim seksi bana verebilirler, bu nedenle onlardan seksi almak için ne tür şeyler yapmamız gerektiğini onlara sormalıyız. Problem şu ki, kadınlar bunu bize söylemek istemezler zira bu bizi onların gözünde daha fazla bağımlı, tembel ve tavizkar yapar. Bu soruları soran erkek, onların kafasındaki arzu edilebilir, kendine güvenen, bağımsız ve maskülin erkeğin zıddıdır. Erkek kadınlara sormadan kadınların ne istediğini bilmelidir. Zira arzulanan erkek, kadınları yeterince gözlemleyebilmiş, kadınlarla sıklıkla başarılı olabilmiş ve kadınların davranışlarına bakarak kendisi için kararlar alabilmiş bir erkektir, özellikle de kadınların çelişkili sözlerine rağmen.

Bir kadın bunu birinin size anlatmasına ihtiyaç duymadan sizin kendi kendinize kavrayabilmenizi bekler. Bunu kendi başına kavramak için gerekli olan insiyatif ve deneyim erkeği uğruna başka kadınlarla rekabet edilmeye değerli kılar. Kadınlar, dominant olması için bunun kendisine söylenmesi gereken erkekleri küçümserler. Bunu bir erkeğe anlatma gerekliliği, o erkeğin samimi şekilde dominant olabilme kredibilitesini mahveder. Kadının sikişmek istediği erkek “öyle olduğu” için dominanttır, kadın ona böyle olmasını söyledikten sonra bir erkeğin dominant olma şansı yoktur.

Eğer maskülinitenin bir erkeğe açıklanması gerekiyorsa, o erkek bir kadın için uygun bir aday değildir.

Tek gecelik ilişki kovalayan 30 yaş üstü erkek

Ekşi Sözlükte bugün evlenmek yerine, artmaya başlayan cinsel pazar değerinin (CPD) farkına varıp bunun tadını çıkaran erkekleri “utandırma” saldırılarından bir diğerine rastgeldim : Tek gecelik ilişki kovalayan 30 yaş üstü erkek :

içindeki cinsel açlığı 30 küsur senede bitirememiş, sorumluluk almaya ve sadık kalmaya cesareti olmadığı için evlilikle de arası iyi olmayan, vücudunu tanımaya yeni yeni başlamış ergenler gibi çılgıncasına dişi birey arama çabası gösteren erkektir.

siz de hemen “sana ne, bana ne, kime ne, kezbanlara dert olmuştur” falan dersiniz şimdi. çünkü sığsınız. tespitlere bile saygınız yok.

neyse.

mevzu tek gecelik ilişki yaşanması değil ki bu beni gerçekten ilgilendirmez. deli gibi kovalamak, sakin kalamamak hastalık boyutunda olan. acımamak elde değil.

Yazarın entirilerine baktım biraz ama kadın mı yalaka mı anlayamadım. Gerçi yalaka da kadın sayılır. İçimden bir ses yazarın 30’larına yakın veya yeni girmiş bir kadın olduğunu söylüyor zira beta akım medyada, özellikle Anglo – Sakson dünyada, 30larına adım atınca erkekler hakkında bu tür yazılar yazarak cebini dolduran bir sürü kadın yazar var ve bu yazarın üslubu bana onları hatırlattı.

Dikkat çekici olan başındaki utandırma kısmı, sonraya eklediği bir iki kıvırma cümlesini es geçin :

içindeki cinsel açlığı 30 küsur senede bitirememiş, sorumluluk almaya ve sadık kalmaya cesareti olmadığı için evlilikle de arası iyi olmayan, vücudunu tanımaya yeni yeni başlamış ergenler gibi çılgıncasına dişi birey arama çabası gösteren erkektir.

Yazara hakkını vermek lazım, tek paragrafa tüm belli başlı erkek utandırma tekniklerini sığdırmış neredeyse ve o nedenle de dikkatimi çekti zaten. Kadınlar, yalakalar ve beta akım medyada papağan gibi tekrarlanan top 3 utandırma taktiği.

Rollo Tomassi‘nin çok doğru bir tespiti vardır. Üstad şöyle der :

Bir kadın için, kadınların gözünde kendi gerçek değerinin farkına varmış bir erkekten daha tehdit edici ve aynı zamanda da çekici biri yoktur.

Bunu bir yazar şöyle açıklamış:

bakın yaklaşın size bişey söyleyeyim: asıl böyle erkeklerde iş var ve siz de kadınlar olarak zaten böyle erkeklerden hoşlanıyorsunuz kimse kimseyi kandırmasın şimdi bunu hepimiz biliyoruz. marifet böyle bir erkeği kafeslemekte kızlar. yoksa hanginiz ister pencere önünde sevdiceğini bekleyen ve onunla tanışana kadar eline kadın eli değmemiş erkeği?

Modern kadının hipergamisinin bilinç altındaki beklentisi, 30 yaşındaki ortalama bir erkeğin alfa siker beta öder denkleminin beta tarafı olmaya hazır olmasıdır.

30 önemli bir sınır zira 30 yaş, kadınların daha yüksek CPD’nin tadını çıkardıkları 20li yaşlardan sonra kadın – erkek CPDsinin eşitlendiği yaştır. Bu aynı zamanda kadının duvar konusunda uyanış yaşadıkları yaş civarıdır. Bu yaştan sonra CPD dengesi erkek lehine değişecektir ve erkekler daha yüksek CPDye sahip olacaklardır. Tabii biz erkeğin sağlıksız beslenme – porno – video oyunu üçgeninde plaj topuna dönmediğini ve kendine iyi kötü bir meslek edindiğini varsayıyoruz. Kadın, 30 yaş sınırında ( 27 – 30 arası aslında ama kadının kendine koyduğu psikolojik sınır 30dur) birden zamanın geçmekte olduğunu fark eder. 20’lerini özgür kız olarak geçirmiş olanları kendini keşfetmekle geçirdiği 20lerinin bir hesabını yaparlar, bunların yanlış olduğuna karar verip hidayete erer ve birden erkekler konusunda önceliklerini değiştirirler. Artık yakışıklı, kaslı ve eğlenceli ve maceracı erkek önceliği yerini güvenilir, sadık, iyi baba olabilecek erkek önceliğine bırakır. Kadın eğer kariyer yüzünden de bekar kaldıysa, artık aile ve çocuğa önem verdiği bir uyanışa girer. Kadın aslında kimseyi de bulamamış olabilir ama hangi tip olursa olsun kadınların 30 üstü erkeklerden beklentileri, artık koca adayı olmalarıdır ve aksine davranan erkekleri tehdit olarak görürler.

Kadının içindeki rasyonalizasyon makinesi (ecnebilerin hamster dediği) bunu olgunlaşmanın getirdiği erdemli bir değişim ve biyolojik saat olarak rasyonelleştirir ve beta akım medya da bu değişimi bu şekilde pompalar. Oysa değişim erdemli bir farkına varıştan ve tövbeden ziyade, zaruriyettendir. Burada aslolan kadının artık daha genç kadınlarla rekabet edemediklerini farketmeleridir, biyolojik saatleri değil. Biyolojik saat eğer baskın bir  güç olsa idi kadınlar CPDlerinin ve doğurganlıklarının tepe noktası olan 23-25 yaş arası çocuk yapmak için acele ederlerdi.

30una giren kadının CPDsi düşmektedir, erkeğinki ise artmakta. Bu nedenle en hızlı şekilde, erkek CPDsinin artık kadına göre arttığının farkına varmadan kapatılmalıdır.

Tehdit, bir erkeğin, bu başlıkta bahsettiği gibi artan CPDsinin farkına varmaya başlaması ve tadını çıkarmasıdır. Burada ise devreye işte bu şekilde utandırma taktikleri konulur. Erkeğin sorumluluk almaya ve sadık kalmaya cesareti olmadığı için evlilikle arası iyi değildir, büyüyememiş bir ergendir, peter pan sendromu yaşıyordur, falan da filan. Bunlara yaşlı ve yalnız adam miti gibi korkutma taktiklerini de ekleyin.

30 yaşı bir erkeğin CPDsinin yeni tadına varmaya başlayacağı yaştır. Erkekler için ideal evlilik yaşı yazımızda belirttiğimiz gibi, evlilik düşüneceği yaş değildir. İster tek gecelik ilişki yaşar, ister tabak çevirir, ister uzun süreli ilişki dener, isterse evlenir. Sizin 30 yaş sınırınız erkeklerde yok bayanlar. Doğanın erkeklere bir kıyağı bu.

Şu yazarın dediği gibi :

hey kezban dostum, dur. daha yeni başlıyoruz.
(bkz: sexual market value)

 

Maskülin erkekler, feminen kadınları tercih ediyorlar

Eğer kadınsı, feminen kadınlara değil de erkeksi kadınlara ilgi duyuyorsanız, testosteron seviyenizi bir test ettirmenizi tavsiye edebiliriz. Bilimadamları [1] erkeğin testosteron seviyeleri ile ilgili şunu bulmuşlar :

Erkekler testosteron seviyeleri yüksek iken daha feminen kadın yüzlerine daha güçlü arzu duyuyorlar. Birçok araştırma, kadınların hormon seviyelerinin, kadınların erkekleri arzulayabilirliğini etkilediğini gösteriyor. Ama şimdiye kadar erkeklerin hormon seviyesinin, erkeklerin kadınları arzulaması üzerindeki etkisi üstüne araştırma yapılmamıştı. Bu durumu araştırmak için, erkeklerin feminen ve maskülen kadın ve erkek yüzleri ile ilgili değerlendirmelerini, tükürüklerindeki testosteron seviyeleri ile karşılaştırdık. Erkekler, tükürüklerindeki testosteron seviyesinin yüksek olduğu seansta az olduğu seansa göre daha feminen kadın yüzlerini daha çekici olarak değerlendirdiler.

Araştırmada erkeklere feminen ve maskülen erkek yüzleri de gösterilerek, bu yüzlerin ne kadar çekici olduğunun değerlendirilmesini de istemiş. Erkeklerin diğer erkeklerin çekicilikleri konusundaki değerlendirmeleri ise kadın yüzlerini değerlendirmelerinin aksine testosteron seviyelerinin yüksek ve alçak olmasından etkilenmemiş. Bu da kadın yüzlerini değerlendirmede bir rapor biası olmadığına işaret ediyor.

Erkek maskülinleştikçe, daha feminen kadınları arzuluyor ama feminenleştikçe daha maskülen kadınları arzuluyor (ya da tolere edebiliyor).

Topluca bakıldığında, bu bulgular testosteron seviyesinin erkeğin kadınların yüz hatlarındaki feminenliğe olan ilgisini / arzusunu belirleyen bir faktör. Böylece de daha önce yapılan ve testosteronun erkeğin cinsel uyarıcılara olan ilgisini düzenlediğini gösteren araştırmaları destekliyor.

Siz siz olun, testosteron seviyenizi ciddiye alın ve yukarıda tutmaya gayret edin.

[1]- Men report stronger attraction to femininity in women’s faces when their testosterone levels are high (Erkekler testosteron seviyeleri yüksek iken daha feminen kadın yüzlerine daha güçlü arzu duyuyorlar)

Vaka çalışması – Bir kırmızı hap hikayesi

Biraz uzun olacak belki ama hikayemi anlatayım ister parça parça ister hikayenin tamamını yayınlayın. Buradaki birçok başlık bana çok faydalı oldu ve hemen hemen her yazınız-çeviriniz bana faydalı oldu diyebilirim.

Öncelikle yaş 25 yüksek lisans yapıyorum, entelektüel birikimim fena değildir ağzım da iyi laf yapar, kilo problemim var biraz ama genel olarak tercih edilebilecek bir tipim.

Anlatacağım ilişkiye dek kısa süreli ilişkiler yaşadım ve bu benim için çok verimliydi aslında, ihtiyacım olduğu anda kadınlarla diyalog kurup kendime partner ayarlıyor, onlarla biraz sevişip, takılıp ayrılıyordum. Buraya kadar olan kısma bakarsak alfa bile sayılabilirim:) ama işin özünde azılı bir beta, iğrenç bir meriçmişim onu fark ettim.

Söz konusu ilişkimdeki hatunu ayarlamam the game’deki stratejileri bilmeden uygulamam sayesinde oldu -ki kız bana bunu ilişki içerisinde defalarca söyledi. Kendisi sosyal çevremdendi zaman zaman arkadaş ortamında sohbet ederdik ve ben o aşırı entelektüel, politik doğrucu ortamda taban tabana zıt fikirlerimi çekinmeden söylerdim. Üstüne üstlük arada bu kıza ve diğerlerine de neg atardım ki -kızın söylediğine göre ortamdaki diğer kızlar da benden etkileniyormuş. Ben tabi bunları farkına varmadan yapıyordum. Neyse ben bu 10 üzerinden 9 güzellikteki kızımızla ilişkiye başladım. Fakat başlardaki o rahat, kendine güvenli tavrım bozulmaya başladı. Bir-iki ay içerisinde kız yavaş yavaş hayatımın merkezi haline geldi. bu noktada tekrar yüksek sesle söylüyorum *ONEITIS DİYE BİR ŞEY YOK* yazıyı okuyan herkes bunu dışından tekrar etmeli:) Neyse efendim ben bunu bir hayli özel biri diye pohpohluyorum, her istediğine evet demeye başladım, sürekli onun arzularını isteklerini tatmin etmeye çabalıyorum. nasıl etmeyeyim ki o benim tanıdığım en özel kadın! neticede.

Kendisi Ankara’da bir ameliyata girecekti, annesi babası dahi umursamazken ben kalkıp gittim, hemşireliğini yaptım üzerine bir de orada ufak bir şey yüzünden günlerce trip yedim. Yetmedi, maddi olarak elini cebine attırmadım, sürekli hesapları ben öderdim zira o benim için çok özeldi paranın lafı mı olurdu. Boktan arkadaş çevresinin yaptığı saygısızlıklara eyvallah dedim, zira arkadaşlarının bana yaptığı saygısızlığın bir önemi yoktu ve onun özür dilemesi gereksizdi, önemli olan kızın mutluluğuydu ve ben alttan almalıydım.

Sınavlarına doğru dürüst hazırlanmadı üzerine benim de bir dersten kalmama sebep oldu ve yüksek lisanstaki diğer derslerde de başarılı olmamı engelledi zira sürekli ilgi istiyordu ve sürekli ottan çöpten şeylerden kavga çıkarıyordu. Oturup sınavlara hazırlanmamız gerek diyordum ama hanımefendinin derdi gezmek tozmaktı. Bunu da aşırı sinsi bir şekilde yapıyordu özellikle belirtmem lazım çünkü her seferinde vicdanıma oynuyor ve beni manipüle ediyordu. Velhasıl maddi olarak elimde beş kuruş kalmamış, derslerimde performansım yarı yarıya düşmüştü ( bu beladan kurtulduktan sonra derslere yoğunlaştım ve bir sohbet esnasında hocam bana -geçen dönem neden o kadar kötüydün derslerde? dedi) sürekli bir kavga-gürültü ve sonu gelmez istekler listesinin içine boğulmuştum. Aylık olarak 800 tl öğrenim bursu almama rağmen kredi kartına bir o kadar borçluydum ve cebimdeki para 3 gün içerisinde bitiyordu tabi hanımefendinin özel istekleri yüzünden olduğunu belirteyim.

Ayrıldığımız gün bunun telefonunda mesajlaşmalar gördüm. Alenen tabak çeviriyordu yani, adamı elinin altında tuttuğunu fark ettim ve konuşmak istediğimde yine bağırıp çağırıp üste çıkmaya çalıştı, ben de o gün bu işi bitirdim.

Bu işin ilişki boyutuydu ve içerisinde ibret alınacak onlarca nokta var. ancak şunu özellikle belirtmeliyim bu yazdıklarımı edilgen bir perspektiften kaleme alsam da burada yüzde yüz suçlu benim. Zira kız bile aslında o kadar özel biri olmadığını ve kusurları olduğunu söylediği halde ben inatla onu hayatımın merkezi haline getirdim. Başka şeylerin acısını benden çıkarmasına müsaade ettim ve sınırlarımı asla koruyamadım. Benden hoşlanan diğer kızlarla ilişkilerimi sıfıra indirdim ve ona kendisinden başka kimseyle birlikte olmayacağıma dair yeminler ettim. işin bu noktaya gelmesi benim kabahatim kısaca.

Ancak değinmem gereken önemli bir nokta daha var ki o da kızın ALFA DUL olması. Evet ben çokça hata yaptım ancak şimdi düşününce kız çok ciddi alfa dul özellikleri gösteriyordu, tabi suçlu benim, bu yüzden kızın alfa dul olup olmaması önemsiz bunu unutmayalım. Kızın benden bir önceki sevgilisi olan şahıs bir hayli zengin biriymiş ve kızla sürekli gezip tozmuşlar, adam yeri geldiğinde kızı siktir etmeyi de bilmiş, kız aylarca aldatıldığından şüphelendiğini söylemişti mesela, yatağın altından kadın tokası bulduğu halde sineye çekmiş vs. onlarca şey. Kısaca adam kaba hatlarıyla alfa gibi davranmış ki asıl bomba şu: kız bir ara psikoloğa gitmişti, psikolog’un tespiti kızın 3 yıldır depresyonda olduğu şeklindeydi. İşin en civcivli tarafı da şu. 3 sene öncesi, kızın aldatılarak ve dayak yiyerek adam tarafından siktir edildiği tarihe denk geliyor. Muhteşem değil mi? Tam bir alfa dul ile karşı karşıyaymışım, o bitmez tükenmez isteklerin, sürekli mutsuzluğun, agresifliğin, boş ve manasız dalıp gitmelerin, ‘benim bir beklentim yok’ ‘artık benim canımı hiçbir şey yakamaz’ cümlelerinin arkasında meğer bunlar varmış, sonradan uyandım. bu arada yazıyı okuyan biri şunu söyleyebilir: neden durum bu kadar kötüyken o zaman ilişkiyi bitirmedin? Yanıtı basit aslında: birkaç kez bitirmeye çalışsam da kız demagoji yaparak beni ne kadar çok sevdiğini söyleyerek ayrılmak istemedi. evet ne diyorduk KADINLARIN DEDİĞİNE DEĞİL YAPTIĞINA BAK.

Neyse olay anlattığım gibi sonlandı, bana ‘senin benim üzerimdeki emeğin babamdan daha fazla (biri daddy issues mi dedi ehe ehe ) diyen kız ilişki bitiminde benden gördüğü zararın o dayak yediği, aldatıldığı, terk edildiği ilişkiden daha fazla olduğunu söyledi (bir not daha: ben ameliyatından sonra hemşireliğini yapmıştım demiştim, kendisinin zarar görmediği benden önceki erkek arkadaşı, kız hastalanıp kan revan içinde kaldığında bunu umursamadan kendi yaşadığı şehre dönüp kızı tek başına bırakmış, yani kıyasladığı adam buydu kısaca, tabi adamın yaptığının ne kadar doğru olduğunu şimdi anlıyorum ehe ehe) . Tekrar edeyim neredeyse kızın mutluluğu için kendimi paraladığım halde bunu duydum.

Her neyse, altın kural neydi ‘HYPERGAMY DOESN’T CARE‘. uzattım ve karıştırdım ama şu ana dek heralde bu sitede okuduğum hemen her makaleden bir kesit var benim yaşadıklarımda. Hepsini de anlatmak istedim ki ‘o kadar da olmaz’ diyen arkadaşlara bir kez daha düşünme imkanı vereyim.

AFTER THE RED PİLL

Kırmızı hapın gerçekleriyle tanıştıktan sonra ciddi manada işler benim için farklılaştı. Öncelikle hem bu sayfadaki makaleleri yazan-çeviren arkadaşlara hem de ekşi sözlük’teki skeptico, 1f, sonsuzluk ve bir gün, toroslardır benim yurdum, honorious ve karanlıkrüya nikli abilere-arkadaşlara teşekkürü borç biliyorum. Her birinden çok şey öğrendim ve işler bu sayede ciddi manada düzeldi. Öncelikle ilk öğrendiğim şey kendimi değersiz görmemem gerektiği oldu. Gerçekten kızdan önce ben, kendi kendime değer vermiyormuşum bunu fark ettim. Hayatımın merkezinin kendi mutluluğum olması gerektiği konusunda artık bir şüphem yok. Hatta bu sayede bana ekstra iş yıkacak ve beni kullanacak bir iki kişiyi direkt def ettim başımdan. onlar yüzünden ayıracağım zamanı kendi geleceğim için kullandım.

*Oneitis zırvalığının farkına vardım. Özel kadın yokmuş, ortada özel olan tek şey karşımızdakine yüklediğimiz anlamlarmış bunu gördüm. Bu sayede gündelik yaşamda da biri sırf güzel diye ‘hale etkisi’ne kapılmadan yapmam gerekeni yapmaya başladım -ki bu bana ekstra bir tabak olarak döndü.

*Spora başladım. Yavaş da olsa değişimi fark ediyorum ve bundan memnunum. Bunu da özellikle vurguluyorum her ne tür olursa olsun spor elzem ama vücut geliştirme estetik yönünü de düşündüğümüzde daha tercih edilesi bence. Zira görünüş çok önemli. Crazy, stupid, love filminden bir alıntı yapılmıştı bu sayfadaki bir makalede filmi onun üzerine izledim ve şu sahne çok dikkatimi çekti: Ryan Gosling (karakterin adını unuttum) dönüştürmeye çalıştığı adama ”şimdi tekrar et ben en iyisini hak ediyorum” dedirtiyordu. Bunun gibi ben de paramı kendim için kullanmaya başladım ve gardrobu yeniledim. Güzel, kendime yakışan şeyler aldım, dış görünüşümü bir nebze daha düzeltti bu ve etrafımdakiler de fark edilir bir değişim olduğunu söyledi.

*Oyun ve porno işini bıraktım. Zaten pek oyun oynamazdım ama artık sıfıra indi. Porno ise ciddi bir sorundu çünkü seks yapsam da resmen porno ve mastürbasyon bağımlısı biri haline gelmiştim. Bu bağımlılığı bırakınca ciddi manada enerjim arttı. Çok net bir şekilde söyleyebilirim ki hem bilişsel becerilerim (bilhassa dikkat konusu) hem de genel enerjim arttı. Artık bütün gün kendimi sağa sola atıp bir yerlere yığılmıyorum. kendimi kesinlikle daha iyi hissediyorum. Bu biraz gözden kaçan bir nokta ama bunu da vurgulamak istiyorum MASTÜRBASYONDAN UZAK DURUN.

Gelelim karşı cinse. Henüz rahip modunu tamamlamama daha vakit olmasına rağmen ısınmak için denemelere başlamıştım. İzban’da (İzmir’in raylı sistemi) evet basbayağı manyaklık yapıp toplu taşımada bir tabak buldum. Kıza başta hiç bakmadım ve beni ara sıra kestiğini gördüm. Ardından kolundaki dövmeden lafa girip önceden hazırladığım bir hikayeyi anlattım. kızdan üç-dört işaret aldım (ılı idi sanırım kısaltması) ve tüm bunlar beş dakikada oldu. benim ev onun gideceği yerden daha yakın olduğu için erken inecektim, inmeden numaranı versene dedim, o an, yeni tanıştığı adama tereddüt etmeden numarasını verdi. Bu arada kız da 10 üzerinde 7,5 ya da 8 (boyu kısa diye yarım puan kesilebilir:) diyeyim. Yani baya güzel bir hatun, ben erkek halimle çekinir numara vermezdim mesela ama hatun hiç tereddüt etmedi. Tekrar burada okuduklarımın işe yaradığını görmüş oldum bu vesileyle. Şu an bir tanesi şehir dışında fuckbuddy statüsünde diğer ikisi aynı şehirde açık ilişki tarzında üç tabağım var ki bu tabakları daha kendimle ilgili birçok hususu doğru dürüst düzeltemeden, tabak bulmanın çok zor olduğu yerlerden buldum.

Çok uzattığımın farkındayım ama şunu vurgulamak için bunları detaylarıyla anlattım: Gerek ekşi sözlükte gerek burada bahsedilen birçok konu uyduruk Disney masalları gibi değil, tamamen gündelik yaşam pratiklerine ve kadın doğasına dokunan şeyler. Özellikle bir metropolde yaşıyorsanız (şehrin olanakları vs dolayısıyla) bence işe yaramama şansı yok. Bırakın tabak koleksiyonu yapmayı, içgüdülerinizi serbest bırakarak, gerçek bir erkek gibi, inandığınız ve düşündüğünüz şekilde, iğdiş edilmeden yaşamak bile büyük bir lutuf. Hiç tabak çevirmesem, gidip porno ve mastürbasyon bağımlısı bile olsam sırf bundan sonra kadınlar hakkında gözümü açtığı için bile red pill öğretisine ve öğretiyi yayanlara minnet duyuyorum. Artık eski kız arkadaşıma kızmayı, kendimi ezdirmeyi-kullandırmayı, birilerinden onay beklemeyi bıraktım. Henüz red pill’le tanışalı kısa süre olsa da hem okul-iş hem de sosyal hayatım ciddi manada düzene girdi. henüz dönüşümüm tamamlanmasa ve öğreneceğim çok şey olsa da şimdiden, gözümün açılmasında faydası dokunan herkese teşekkür ederim.

Not: Hikaye biraz karışık gitti ve dağıldı ama sorunlu kısımlar olursa bir düzeltme yazarım yine.

Konuk Yazar : Pyrrhus

Küçük/Muhafazakar şehirler ve kırmızı hap pratiği

Öncelikle bu 7 yıla 2 LTR (Long Term Relationship – Uzun süreli ilişki) sığdırdığım ve daha öncesinde de pek sosyal tavşan olmadığım için yazdıklarımı çok ciddiye almanızı önermiyorum. Sadece bir kaç senedir kendi kendime üstüne bir kaç aydır da TRP sayesinde geliştirmeye çalıştığım yöntemler bütünüdür.

Öncelikle Küçük/Muhafazakar şehirlerin zorluklarından bahsedeyim metropollerden hiç çıkmamışlar için (ki ben de İzmirliyim):

  • Şehirlilik kültürü yerleşmediği için herkes birbirinin arkasından dedikodu yapar, aktivite azlığından buna tüm çevreniz çanak tutacak ve katılacaktır. İşinizi yakın çevreniz dışında gizlilikle yürütmeye dikkat edin, çekemeyen ve cockblock yapan çok olacak.
  • Şehirde eğlence merkezi yokluğu çekeceksiniz ki bu insanı en çok yıpratan sorun; dışarı çıkacak bira içecek dans edecek yeriniz olmayacak (olduğu zaman da bir iki yere gitmek zorundasınız bu da tanınmak ve afişe olmak anlamına geliyor aynı zamanda kadınların da tanınması ve çekingen davranmasına yol açıyor), kültürel aktiviteler çöp ayarında olacak (eğer şehir tiyatrosu geliyorsa şanslısınız kullanın yoksa recep ivedik vizyona girmesini bekleyen sürüyle sığırla tıkılı kaldınız).
  • Mekan azlığının tek iyi yanı bir yerin müdavimi olabilmek, kafeye bara hatta saçma bir okey salonuna girerken mekan sahibi ve çalışanlarının selam veriyor olması bile nedense kadınların ilgisini çekiyordu.
  • Sokaktaki erkek/dişi popülasyonu yüksekliği olan bir şehirde olmadığımdan çok zorluk yaşadığım bir konu olduğunu söyleyemem fakat kendinizi geliştirerek zaten yüksek yüzdeye girmeye çalışıyoruz.

Benim nacizhane tavsiyelerim:

  • Üstte de belirttiğim gibi kültürel etkinlikleri kaçırmayın, kültürlü kadın erkekle konuşabilmenin zevki başka ve size bir şey katabilecekler.
  • Spor Spor Spor, merdiven altı olmayan (her şehirde kalburüstü oteller var artık) bir salona kayıt olun ve düzenli gidin bir nevi şehir klübü gibi hizmet görüyorlar ve gelişiyor olmak da cabası. Bunun yanında ben eski yüzücü ve sutopu oyuncusu olduğumdan arada üniversite havuzuna da gitmeye çalışıyordum. Takım oyunu oynuyorsanız sosyal halkanızı genişletin bu aktivitelerle.
  • Hobilerinize ayırabileceğiniz zamanınız bol oluyor çünkü vakit kaybı yaşatmıyor küçük şehirler. Kendinize yatırım yapın bir şekilde dans (en ideali), müzik, tiyatro, fotoğrafçılık ucuz ve her yerde kursu ve katılımcısı olan etkinlikler.
  • Kesinlikle yabancı dilinizi geliştirin.
  • Para kazanmaya çalışın hatta iyi para kazanmaya çalışın, küçük şehirlerde gerçekten arabaya eve değer veriyorlar çünkü sosyal statüyü göstermenin ve hipergaminin en kolay yolu.
  • Sosyal medya kullanımına önem verin; instagram ve tinder hayatınızı kolaylaştıracak. (Yaptıklarınızı egzajere edip milletin gözüne sokun ve yürüyün cevap alma yüzdeniz kesin artacak çünkü onlar da sıkılıyorlar).
  • Evli kadınların ahlaksızlığına güvenebilirsiniz AWALT, eğer ilginiz varsa bunlardan sosyal medyadan çok iş düşecektir.
  • Eğer şehirde gerçekten sizi eğlendirecek hiçbir şey yoksa para ve zaman biriktirin ve istediğiniz şehirlere kaçamak düzenleyin. Hem gerçek hayattan kopmamış olursunuz.
  • Öğrenci iseniz boktan da olsa iş fırsatlarını değerlendirin sosyal çevre katacaktır, evde anime izlemekten yeğdir.
  • Öğrenci iseniz boktan da olsa meslek gruplarınıza katılın özellikle ilk senelerde (tıp öğrencileri birliği TurkMSİC’ten ekmek yiyenlerin haddi hesabı yoktu).
  • Yine öğrenci iseniz sosyal çember ve eğlenceli olmak kadına giden en kolay yol birbirinden farklı sosyal çemberler ile birbirinden farklı ve habersiz tabak çevirebilmeniz pek mümkün.
  • Yine öğrencilere; Yakın arkadaşlarınızı, ev arkadaşlarını iyi seçin olabildiğince alfalaşmaya çalışanlardan bir seçin ve birbirinden ne kadar uzak sosyal çevreleri olursa o kadar iyi (Biri mühendislik öğrencisi, biri güzel sanatlarda olması gibi ya da farklı kampüsler). Halısaha, Playstation, batak, evde tombul efes içmek kız düşürülebilen aktiviteler değil (ben baya denedim düşmedi ).

Bu arkadaşlarınızın sosyal çevrelerinden faydalanacaksınız bu de farklı tabaklar demek, ayrıca ufak şehirde götünüzü tutuşturacak bir durumda playstation ekibindense geniş çevreli şehirde tanınan bir dost grubu avantaj.

Belirttiğim gibi çok başarılı bir rehber olmadı biraz taşra öğrencilerine yönelik olmuş bile olabilir kusura bakmayın deneyimsiz ve öğrenmeye çalışan bir kardeşinizden cheatsheet olsun, üstadlara saygılar.

Konuk Yazar : Christian Troy

İdealizm

Neil Strauss The Game adlı kitabını yazarken, enteresan bir yan başlığı da kitabın sonuna doğru işler. PUA yeteneklerini öğrenen ve daha önce hayallerinde bile göremeyecekleri kadınlarla başarıyı tadan erkeklerin kendi deyimi ile “Sosyal Robot”lara dönüşeceğinden endişelenir. Buradaki fikir önce oyun-suz olan bu gençlerin oyun automatonları haline dönüşmesi, bir senaryoyu papağan gibi tekrarlayarak bunun yanında robot gibi bazı davranışları sergilemesi ve hesaplı ve planlı bir şekilde kadınlara yürümesi.

Korkulan, bu Sosyal Robotların “kendileri olmaması” ve Msystery MEthod, Real Social Dynamics, vb. ile programlanarak başarı elde etmesi ve bu başarı ile daha fazla robotlaşması. Benim bu blogda, SoSuave ve diğer forumlarda deneyimim ise oldukça farklı. Çoğu erkek, kırmızı hap zihniyetine geçiş esnasında inatla “sadece kendin ol ve doğru kadın hayatına girecek” zihniyetine yapışıp kalıyor.

Erkeklerin Kırmızı Hap farkındalığına karşı güçlü direnci, her zaman “numara yapmak” ve ancak sürekli ve daha fazla özel çaba göstermeleri ile kadınlarla belli bir başarı gösterebilecekleri inancıdır. Bu erkekler süresiz olarak olmadıkları biri olmayı istemezler. Bu onlara gerçek görünmez. Ya kadınların sıkı fıkı ilgisine kabul edilmek zorunda olmayı küçümserler ya da “oyunu” sürekli oynamayı imkansız görürler. Hangi şekilde olursa olsun bir kadın tarafından kabul edilebilirlik için değişmek gerekliliğine karşı bir hınç vardır burada. Öyle ya, onların gerçek benlikleri doğru kadın için yeterli olmalıydı.

Bu dinamik, Kırmızı Hap farkındalığını içselleştirme süreci ve oyun hakkında birçok yazı yazdım. Burada değinmek istediğim erkeklerin içlerinde muhafaza ettikleri ve içgüdüsel oyunlarını dayandırdıkları idealizm kökü. Doğrusu, bu Oyun Feminen Zorunluluğun koşullamasının sonucudur ama erkeklerin yapışıp kaldığı idealist aşk kavramı, bu koşullamayı etkili kılan şeydir.

Oyunun Ne?

Daha önce de yazdım, her erkeğin bir Oyunu vardır. Kültürü ve geçmişi ne olursa olsun her erkeğin, kadınların yakın ilgisine ulaşmak için en uygun yaklaşma, etkileşme ve ilerleme adımları konusunda efektif ve en iyi olduğunu düşündükleri bir yöntem vardır. O “oyunun” ne kadar efektif olduğu göreceli bir şey ama herhangi bir erkeğe kız arkadaş edinmenin en iyi yolu nedir diye sorsanız, size kendi Oyununu anlatacaktır.

Mavi hap zihniyetindeki erkekler muhtemelen feminen – öncelikli koşullamanın içselleştirdiği “oyunu” papağan gibi tekrarlayacaktır. Sadece Kendin Ol, kadına saygılı davran, onu objeleştirme, olmadığın biri olmaya çalışma, Feminen Buyruğun etkisinden bi haber Mavi Hap erkeğinden duyacağınız geleneklerden sadece birkaçı.

Bu metodolojideki inançlarının çoğu mavi haplı erkeğin kadınların “eğer beraber olmak istiyorsa bir kadına nasıl davranılması gerektiği” konusunda anlattıklarından çıkardığı sonuçlardır. Mavi Hap zihniyetinin karakterize özelliği, kendisini feminen ile özdeşleştirmesidir ve bu özdeşleşmeye karşı her düşünce yanlıştır.

Biraz derine indiğinizde ise, bu Mavi Hap Oyununun, erkeklerin hipergamik potansiyelini doğru değerlendirme zorunluluğu tarafından dayatıldığını görürsünüz. Kadınların bir erkeğin hipergamik potansiyelini değerlendirmelerine yardımcı olacak her şey, potansiyel olarak onların hipergami amaçlarını optimize edecektir. Sosyal kanıt (social proof) ya da önseçilim (pre-selection) erkeğin değerini kadına gösteren bilinçaltı kısa yollarıdır. Erkeklerin “samimiyeti” üzerine kurulu Mavi Hap Oyununun amacı da aşağı yukarı aynıdır – hipergamik değerlendirmeyi daha iyi yapmak. Erkekleri kim ve ne olduklarını açık açık göstermeye koşullandırırsanız, sadece kendileri olmalarını sağlarsanız, onların hipergami gözünde değerini kolayca ölçebilirsiniz.

Burası, çoğu Mavi Hap erkeğinin oyunlarında çuvalladığı yerdir; kim oldukları gizemli değildir, hürmet ve saygıları değersizdir zira çok yaygındır ve onun “sadece ne olduğu”, kadının oyunu beraber oynamak istediği karakter değildir.

Yani en iyi Mavi Hap koşullarında bile, bir erkek feminen tarafından en çok kabul göreceğine inandığı şeyi oynamaktadır. Onun samimiyeti, feminen ile en iyi özdeşleşendir. Mavi Hap / Beta Oyunu aslında sosyal robotlaşmanın çok daha sinsi versiyonudur; senaryo içselleştirilmiş ve oyun erkeğin kendisi olmuştur. Ama şunu da not etmek lazım ki bu samimiyetin kökleri hala erkeğin karşılıklı ve idealist aşk konseptindedir.

Aşk ve Savaş yazısından :

Rahatlamak istiyoruz. Açık ve dürüst olmak istiyoruz. İçinde mücadelenin olmadığı, güç kazandığımız ve dinlendiğimiz güvenli bir cennet istiyoruz. Her zaman tetikte olmamak istiyoruz. Tek istediğimiz bizim temel ve insani ihtiyaçlarımızı anlayan ve bizden esirgemeyen biri ile beraber olmak. Kavgayı be oyunu bir süre de olsa durdurmak.

Buna sahip olmak istiyoruz, bunu çok istiyoruz.

Ama eğer sahip olursak, bir süre sonra bu elimizden kaçıp gidecektir.

Performans Yükü yazısında, erkeğin feminen tarafından kabul görmek için performans göstermesi gerektiğini ele almış ve erkeğin idealist aşkının koşulsuz sevgi merkezinde değil, kadınların hipergami dürtüsünün dayattığı fırsatçı performans isteklerinden azat edilme merkezinde odaklandığını anlatmıştık. Yukarıdaki alıntı, idealist aşkın nasıl da kadının aşkı ve kabulü için performansa gerek duymadan, sığınabileceğin bir liman olması hayali üzerinde kurulduğunu özetliyor.

Tabii burada problem, performans beklentisiz aşkın olabileceği beklentisidir, ama erkeğin idealist doğası hala böyle bir durumun varolabileceğine inanır. Sosyal ölçekte Feminen Buyruk, bu idealde çıkarına kullanabileceği bir yan görür ve hem kadının hem de erkeğin bu tür bir idealize aşk kavramına inanmasını teşvik eder. Ve erkekler, kadın ile erkeğin aşk perspektiflerinin farklılığını bilmeden, kadınların yapabilecek kapasitesi olduğuna inandığı bir aşka inanır. Erkekler hala çok çalışır, imparatorluklar kurar ve servetler edinir, o cennetvari performans beklemeden ömür boyu sığınabilecekleri aşkı kazanmak için.

Fırsatçılık ve İdealizm Evliliği

İki hafta önce yorumlar bölümünde George Weeks tarafından çelişkili olduğuna inandığı bir söylemimi açıklamaya davet edildim : erkeğin idealist aşk kavramının, kadının fırsatçı aşk kavramı ile ortakyaşar (simbiotik) ilişki içinde olduğu.  Bu otistik dikkat çekme çabasına sizi maruz bırakmayacağım ama yine de kadınların ve erkeklerin ayrı, amaca yönelik aşk kavramlarını geliştirmelerine dair açıklamak hissetiğim birkaç noktaya değindi.

Cinslerarası Hiyararşi yazısından :

Bu serinin başlangıcında erkeklerin ve kadınların aşka yaklaşımının sonuçta birbirini tamamladığından bahsetmiştim, bu son modelde bu ikisinin nasıl sarmaş dolaş olduğunu görebiliriz. Bu aşamada biraz garip görünebilir ama sosyal etkiler bu geleneksel tamamlayıcıları dengesizleştirdiğinde, bunların nasıl bir araya geldiğini görürüz.

Bir kadının fırsatçı aşkı bir çiftin ilişkisinin temel paradigması olduğunda, ilişki ve aile artık o kadının hipergamisini optimize etme dürtüsünün dayattığı fırsatçılığın insafındadır. Tam tersi bir erkeğin idealist aşkı dominant çerçeve olduğunda (geleneksel modelde olduğu gibi) kadının fırsatçı aksi taktirde aileyi dengesizleştirip yıkacak karşı bariyer olur.

Heartiste’den:

7. Ev işleri, para, seks ve romantizm konusundaki tartışmalar en çok, kadının kararları verdiği evliliklerde var. Kadının karar verme statüsü, evlilikten memnuniyetsizlik konusunda kadının para kazanma statüsünden daha fazla etkili. Kadınlar evlilikte daha fazla para kazanan kişi olmayı tolere edebilirleken, ilişkide lider olmaktan tiksiniyorlar.

8. Eve ekmek getiren kadınların kocaları ile kavga etme sıklığı, kadının karar vericiliği düştükçe azalıyor. Erkekler için ders : onun iş dışı hayatında dominant güç siz olduğunuz sürece sizden fazla kazanan bir kadınla mutlu bir birliktelik yürütebilirsiniz. Ya da : OYUN EVLİLİK KURTARIR.

Kadının aşk konsepti dominant olduğunda, o ilişki onun fırsatçılığı ve hipergamisinin optimizasyonu amacı ile yönetilecektir. En sonunda arzu edilen geleneksel aşk hiyerarşisi, dominant bir erkeğin yönettiği ve karar verdiği ilişkidir.

George’un kafa karışıklığının temeli de tam burası. Hipergaminin kadını ittiği fırsatçılıkta, erkeğin idealist aşk konsepti onun samimiyet isteğinden ve bunun gerçek olabileceğine inancından kaynaklanır. Erkeğin idealizminin ondan beklenen performans yükünün uzantısı olduğunu iddia edeceğim. Kadınları zihinsel odağına alan Beta perspektifinden, bu yük adil olmayan bir boyunduruktur; zorla boyna geçirilen ve idealinde oyunu değiştirebilse kurtulması gereken. Kendini zihinsel odağı halinde tutan Alfa için ise bu boyundurluk üstesinden gelmesi gereken ve kendisini güçlendirmek için bir fırsat olan bir meydan okumadır. Ama sonuçta ikisi de, bu yükün temsil ettiğinden idealistik olarak daha fazlası olan bir sonuç beklerler.

Böylece erkeğin idealizmi onun güç kaynağı da olabilir, en büyük zayıflığı da. Ve dizginsiz Hipergami fırsatçılığı kadınların erkeklere uyguladığı en kötü kıyımların sebebi olduğundan, Hipergami insan ırkının içinde evrimleştiği taslaktır. Hipergami ne iyi ne de kötüdür, nasıl ele alındığı ve uygulandığına göre iyi veya kötü olur.

Erkeklerin idealist aşk konsepti, kadınların fırsatçı aşk konseptine karşı bir savunmadır. İdealizm Beta zihin yapısından ifade edildiğinde, kadının fırsatçılığı ona egemen olur ve onu zayıflatır. Ama Alfa zihin yapısından ifade edildiğinde, kadının fırsatçılığını ilişki lehine altına alır.

Şartlanmış İdealizm

Blue Valentine filmini örnek olarak kullanırsak, erkek ilişkideki tüm otoritesini ve hırslarını, karısının fırsatçılığının eline teslim etmektedir. Erkek idealist bir şekilde “aslolan tek şey aşk” inancındadır ve kadını mutlu etmekten daha fazla da bir ihtirası yoktur ve “sadece kendisi olmaktadır“. Çünkü şartlanması bunun yeterli olacağını öğretmiştir.  Erkeğin Beta şartlanması onun bariz performanssızlığına rağmen karısının onun idealist aşk konseptini paylaşacağına inandırmıştır. Sonuçta kadın bu sebeple erkeği hor görür. İlişkide bilfiil lider kadındır ve erkek egemenlik altında bir birey olmaya (bakılması gereken bir çocuk daha) kayar.

Şimdi bir erkeğin Alfanı niyetli idealizmi, onu daha yüksek ihtiraslara ulaştırdığında ve kendi aşk konseptini dominant çerçeve haline getirdiğinde, ve kendisini kendinin zihinsel odağı yaptığında, bunun onu nasıl geleneksel modele götüreceğini görebiliriz. Erkeğin idealizmi bu durumda o nasıl uygun görürse ve uygularsa, öyle uygulanır.

Erkeğin idealist aşk konsepti, sünepe bir Beta zihniyetinden uygulandığında, bir erkeğin en kötü zayıflatıcısı olabilir. Bu idealizm onun yapılan yatırımın kadınca paylaşılıp, karşılığının verileceği beklentisi ile kendini gösterdiğinde, erkeği ezer geçer. Bu ezici bir şekilde bugünkü feminize sosyal öncelikli kültür çerçevesinde idealizmin ifade ediliş biçimidir.

Alfa perspektifinden ise bu idealizm bir Betayı parça parça edebilecek aynı feminen fırsatçılığa karşı bir settir.

Bir zamanlar erkeklerin idealist aşk konseptinin fırsatçı (hipergami merkezli) aşk konseptine göre üstün görülür ve saygı duyulurdu. Bu sosyal kontrol ile ilgili Kötü davranışlar sergileyen kadınlar yazısında değindim.

Bu işin eski okul kitaplarında, (arzu edilirliği olmasa bile) erkeğin çekiciliği onun sağlayıcı rolüne bağlı idi ve erkeğin idealist aşkı cinsler arası ilişkiyi belirlerdi. Centilmenlik, romantizm, geleneksel aşk hiyerarşisi vardı. Ama bunlar eski okul fikirleri, ve ben erkekler gerçek romantiklerdir derken bu aşk-idealizminden bahsediyordum.

Bir zamanlar erkeklerin idealist aşk konseptlerinin onları başarıların doruklarına zorladığı ve bunun sosyal erdem olarak kabul edilip takdir gördüğü zamanlar vardı. Ovid, Shakespeare ve Beatles bu idealizm erkekleri ve toplumu yöneten güç olmasa idi böyle ikonlar olamazlardı. Aynı şekilde kadınların fırsatçı, hipergami-tabanlı aşk konseptleri, aşırı uçlarda acımasız olsa da, hem erkeğin idealist aşkının itici gücü hem de cinsel seçilim için filtre görevi görürdü.

Yeni okul kuralları altında, yani feminen merkezli sosyal düzende, erkek idealizminin gücü, aşk onuru ve bütünlük Feminen Buyruğa hizmet eder hale geldi. Erkeğin idealist aşkı eğer kadının da aynı aşkı paylaştığına inanırsa onun güçsüzlüğü olur. Feminen ile özdeşleşerek feminen olmuş erkek nesilleri ile olan budur. Bunlar kadınlarla erkeklerin aynı olduğunu sanan eşitlikçi yalana inanmış erkek nesilleri. Bu açıdan iki cins de aynı idealist aşk konseptine sahip olmalı ve bu da erkeklerin idealist aşklarının tek başına karşılık bulacağı yanılgısına neden oluyor. Bu da onların kullanılmasına ve kendi kendilerine zarar vermelerine olanak sağlıyor.

Bir erkeğin idealizmi, kadının fırsatçı çerçevesine girip de hala ikisini de aynı aşk konseptine inanması ile onun zayıflığı haline gelir.

Çeviri : İdealism

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

İlişki yatırımı

Hipergaminin umrunda değil yazısını yazmaya başladığımda, bunun hipergaminin şeytanlıklarına ateş püskürmek şeklinde bir yazı olacağının farkında idim.

O yazıyı yazma fikri, erkeklerin nasıl terk edildiklerine inanamamaları ile ilgili yazdıklarını okuduktan sonra ortaya çıktı. Erkekler bütün o duygusal, finansal, zamansal, ailesel, fiziksel, vs. yatırımlarının takdir edilerek, hipergamiye karşı bir koruma sağlayacağını düşünüyorlardı. Böyle şok içinde kalıp olanlara inanamamalarının nedeni ise, kadınların akılcı düşünerek, kendilerini bırakıp başkasına varmadan önce bütün yatırımlarını, kişisel güçlerini, kadının hayatında harcadıkları zamanı göz önüne alacaklarını düşünmeleri. Kadının hipergami dürtüsüne karşı bu tür erdemleri göz önüne alacağına inanıyorlardı.

Erkekler için bu mantıklı görünen bir fikir. Bütün o yatırımları, onların gözünde, ilişki yatırımı şeklinde biriken birşey. Bu nedenle bir erkek için bütün o yatırımın, kadının hipergami dürtüsüne hitap eden yeterince iyi bir olasılık çıktığında beş para etmeyeceğini düşünmek çok zor.

Kadınlar şimdiki erkeklerini bırakıp daha iyisine varmadan bu yatırımı hiç göz önüne almazlar demiyorum. Ama kadınların burada işleyen temel dürtüsü her zaman hipergamidir. Kadınlar tabii ki hipergami dürtüsünü sadakat adına kontrol altında tutabilirler, biz nasıl önümüze gelene kayma dürtüsünü aynı şekilde kontrol altında tutabiliyorsak. Ama her zaman bilmeniz gereken şey, burada kararını verirken kadının, sizin ilişki yatırımı dediğiniz şeyi mantıklı bir şekilde göz önüne almıyor olması.

Friendzone’daki sabırlı uydu erkeğin, Mr. İyi Çocuk, bir kadına onca yatırım yapmasından sonra hatunun gidip bir kötü çocukla yatmasının ardından duyduğu öfke, tam da bu dinamik nedeniyle. Burada kadın elemanın ilişki yatırımı dediği şeyi kafasında tartarak karar vermiyor. Tam tersi, kadın zerre kadar yatırımı olmayan kötü çocukla yatarak iyi çocuğa, ilişki yatırımı sanılan şeyin hiçbir değeri olmadığını ispatlıyor. İyi çocuğun anlamadığı şu : ilişki yatırımı, hipergaminin umrunda değil.

Bu gerçeği kabul etmek birçok erkek için zor zira hipergaminin nasıl çalıştığını bikmek, onların kendilerini adadıkları ya da adamayı düşündükleri kadınlar varolduğunu düşündükleri ilişki yatırımını tamamen değersiz kılıyor. Erkeklerin ilişki yatırımını değeri olan birşey sanması, arzunun pazarlık edilebilir birşey olduğu ve bunun geçerli bir ilişki garantisi olduğu zihniyetinden gelir. Çoğu evlilik danışmanlığının bir işe yaramamasının sebebi de budur – bu kurumun varsayımı, gerçek arzunun pazarlık edilerek alınabileceğidir.

Rasyonel Kadın

Aunt Giggles yakın zamanda Beta erkeğe övgüler düzen, pofuduk bir Alfa uydurması yazdı (one göre tabii ki betalar gerçek Alfalar ama sadece dişleri yok, oturarak işiyorlar ve kızlarla ilgili sadece tatlı şeyler görüyorlar).  Kendi başına kötü bir liste değil ama hatunun Alfa tanımı doğru zamanda düğmeye basar basmaz Sterling Grey’e dönüşen bir George Costanza. Soylu bir deneme ama yazının işe yaramaz olmasının nedeni, kadınların bilinçli ve rasyonel bir şekilde, uzun süreli sağlayıcı olan beta erkekleri eş olarak seçeceğine dair Aunt Giggles’ın varsayımı (umudu).

Kinaye bir tarafa, Giggles daha iyi bir beta isteğinde hala iki yanlış inanışa sahip. Birini yukarıda söyledik. Bilinçaltı beynin hipergami dürtüsünün, rasyonel ve bilinçüstü karar verme mekanizması ile ekarte edilebileceği ve kadınların kime bacaklarını açıp, kiminle evleneceğine bu şekilde karar verebileceği umudu. Giggles o kararı vereli 28 yıl olmuş, ama o zamandan beri kadınların bu kararında hipergaminin etkisi konusunda pek birşey değişmedi. Giggles’ın hatası, sağlıklı ilişkinin sokakta “mecburi arzu” olarak da bilinen pazarlıkla elde edilen arzu ile sağlanabileceği.

Giggles’ın ikinci hatası da ilişki yatırımının kadının hipergami dürtüsünü bastırarak, beta erkekler hayat boyu ilişki içinde olmasını sağlayacağı. Dediğim gibi, ilişki yatırımı hipergaminin umrunda değil. Eğer bu kadının karar verme sürecinde göz önüne alınsa bile, en fazla hipergami dürtüsü ile ortaya çıkan riski tartmak için. Bazen risk bir evlilik teklifini kabul edip etmeme kararı verme ile ilgili bazen de başka bir erkeğin şu an birlikte olduğu beta sağlayıcıya göre daha iyi bir genetik materyal sunması ile ilgili ama iki durumda da asıl hareket noktası hipergami.

Rasyonel Erkek

Burada erkekleri denklemin dışında tutuyorum sanmayın. Tehdit yazısında detaylamıştım, erkekler cinsel pazar değerlerinin (CPD) farkına varmaya başladıkça, bir kadınla uzun süreli ilişki potansiyelini daha iyi değerlendirecek kapasiteye ulaşır. Bu modelin problemi şu : şu hali ile erkeklerin kadınlar için uzun süreli değerlerini anlamaya yeni yeni başladıkları zaman (30 yaş civarı), tam olarak kadınların duvara toslamak üzere olduğu ve kendi CPDlerinin farkına varmadan erkekleri uzun süreli ilişkiye kapadıkları zamanla aynı. 20li yaşlarını biyolojik dürtülerini takip ederek kız peşinde koşarak geçiren ve bu konuda değişik derecelerde başarılı olan erkekler tecrübelerinden, kadınların anlaşılmaz ve kararsız yaratıkları olduklarını öğrenirler. Bu nedenle 29una gelen betanın birden bire “ayakları yere basan” ve gerçekten aile ve sevgi ile gerçekten ilgilenen bir kadınla karşılaşıvermesi, ona yepyeni bir heyecan verir. Onun geçmişi, doğası, hatta yalnız anne olması bile böyle “az bulunur ve değerli bir mücevhere” rastlamış olmanın sarhoşluğu ile affedilir.

Manosphere’de kadınları potansiyel eş olup olmadıkları konusunda değerlendiren yeni bir beyaz sövalye sürüsü türedi. Bu erdem gibi görünüyor. İyi çocuk kartını oynayan seri tek-eşli insan evladı için, kendi titiz standartlarına uyan veya uymayan kadınları değerlendirecek tecrübe ve sağlamlığa sahip olma fikri oldukça tatmin edici. Fakat bu yeni bir tür beta oyunu : “kızlar bakın, ben görmüş, geçirmiş biriyim ve eğer bakire değilseniz veya evde ekmek yapmayı bilmiyorsanız sizi pas geçiyorum”. Bu özdeşleştirme oyununun daha iyi bir versiyonundan başka birşey değil zira sonuçta İyi Çocuğumuzun yapmaya çalıştığı hala kafasındaki ideal kadının kendisinden yapmasını beklediği şey – onun karakterini iyi değerlendirmek.

Bunu henüz bilmiyorsanız şimdi hemen öğrenin : insanlık tarihinde ben de dahil hiçbir erkek, evlendiği kadın ile ilgili tam ve doğru bir araştırma yapmadı. Hele hele 30 yaşından önce ya da bir iki uzun süreli ilişkiden sonra evlenen hiçbir erkek bunu yapamaz. Hayat boyu eş olan lise aşkı diye birşey yok değil ama hiçbir erkek “hayatının aşkı”nın zaman içinde nasıl değişeceğini bilemez.

Bana inanmıyorsanız ikinci kez boşanan elemanlara sorun. Nasıl da bütün o geçmiş deneyimlerden ders alarak bu sefer doğru kadını seçmişlerdi! Şunu aklınızdan çıkarmayın, siz iyi bir evlilik ya da uzun süreli ilişki bulmazsınız, iyi bir evlilik ya da uzun süreli ilişki yaratırsınız. Sizin küçük, tatlı, saf ve gözü açılmamış İyi Kız içinde, en az dün gece düzdüğünüz klüp kevaşesi kadar hipergami barındırıyor. Farklı kızlar, farklı bağlamlar ama aynı hipergami. İyi bir temel atabileceğiniz kızı anlayacak deneyiminiz olabilir ama sonuçta kendi evliliğinizi / uzun süreli ilişkinizi kendi gücünüz üzerine inşaa edecek ve gerektiğinde bozacak olan sizsiniz – prefabrik evlilik diye birşey yoktur.

Çeviri : Relational Equity

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Yaşlı ve yalnız adam miti

Yalnızlık, iyileştirilmesi gereken bir hastalık mı? Eğer erkekler bunun böyle olduğuna inandırılırsa, bundan elde edilebilecek karı ve bununla erkekleri istenen şekilde kontrol etme potansiyelini düşünün. Bir erkek için gerçek test, yalnız başına iken kendisini nasıl idare ettiğidir. Çok az erkek yalnız olmayı ve bu sayede de gerçek bağımsızlığı ve kendine yeterliliği öğrenmeyi göze alır. Erkeklerin çoğu (yani betalar), özellikle batılı toplumlarda, anne kucağından karısının koluna geçer, arada pek fazla boşluk olmadan.  Çoğunlukla feminen zorunluluğa abone olmuşlardır, seri tek-eşli olarak evlenene kadar bir uzun süreli ilişkiden diğerine geçerler ve bir yetişkin gibi hareket etme ve olgunlaşma fırsatı bulamazlar.

Yalnız kalma korkusu, modern batılı romantizmde tamamen aşırı abartılmıştır. “Hiç aşık olmamış yaşlı ve yalnız erkek” olma korkusu bu çağın bu çağın “yaşlı kızkurusu” mitidir. Ama bizim yeni “AFC nesli” erkeklerin (ki pratikte kadınlardır), feminize cinsel rol değişiminin gereği olarak bu boktan yalanla beyinleri yıkanmıştır ve inanmayanlar ise utandırma taktikleri ile hizaya getirilirler.

Çoğu AFC, feminize olmuş erkek, “yalnız ve yaşlı adam” mitini sever ve savunur zira bu onlar için potansiyel reddedilmeye karşı bahanedir. Bu iddia çok aşırı mı geldi? Hiç de öyle değil. Feminen bakış açısından kullanıldığında bu mit hem erkekleri utandırma taktikleri ile hizaya hem de feminen çerçeveye sokmak için bir araçtır – “kendine kısa süre içinde çeki düzen versen ve ruh ikizini arayıp bulsan iyi olur yoksa yalnız ve yaşlı bir erkek olarak öleceksin”. AFC ise bu miti bahane olarak kullanır. Böylece de mit, onun düşük standartlı bir uzun süreli ilişki ya da evliliğe sarılmasının bahanesi olur.

Burada üç taraftan baskı vardır. Bir tarafta feminen yanlızlık korkusu vardır. Bir tarafta ise erkeğin kendi kendine baskıladığı “adam ol ve doğru olanı yap” beklentisi. Son olarak da bu, reddedilmeye ya da reddedilme potansiyeline karşı kullanışlı bir geri çekilmedir; ve ben bahane derken bundan bahsediyorum.

Vaka örneği : Daha başından çerçeveyi belirleyen bir kadın ile tutkusuz bir evliliğe hapsolmuş bir arkadaşım var. Kankaları arasında dominant görünmeye çalışsa da, arkadaşları iplerin karısının elinde olduğunu biliyor. Bu kızdan önce arkadaşımız seri olarak tek-eşlilikten tek-eşliliğe atlayan biri idi. Karısından önceki kızla 5 sene çıkmıştı ve sonunda kendisini ondan kurtardığında (benim yardımımın da ufak katkısı ile), bekar ve bağımsız olmanın değerini görmeye başladı ve 3 ay kadar kendini birine adamadan kızlarla çıkmaya başladı. Şimdi karısı olan kızla tanıştığında ise kendini adamak ve tabak çevirmekten çekilmek için bahaneler aradı. Bizim reaksiyonumuzun ne olacağını bildiği için bize karşı argüman aramaya koyuldu ve bu “yalnız ve yaşlı adam mitine sarıldı.

Arkadaşın hikayesi klasik : Erkek eski alışkanlıklarını ve kadınlar hakkındaki dogmalarını silkeler ve Matrix’ten fişini çeker gibi olur ama içindeki AFCyi öldüremediği için bir tane daha ruh ikizi “garantilediğinde” eski beta zihniyetine geri kayar. Sonuçta 20li yaşlarının yarısından fazlasını sefil bir uzun süreli ilişki içinde geçiren arkadaşım, 3 ay kadar fişten çekildikten sonra bir başka ONEitis‘e geri sarıldı. Evet bahanesi “Flört etme oyunlarından bıktım. Artık evlenmek istiyorum. 60 yaşımda yalnız bir ihtiyar olmak istemiyorum”. Bunu söyleyen de 3 ay hariç hiç bekar kalmamış biri. Bu aslında onun bahanesi. Tabii ki şimdi bu evlilikten çok pişman ve hayatı sadece bekar arkadaşları üzerinden dolaylı yaşayabiliyor ama hala onları da bekar oldukları için azarlamayı da ihmal etmiyor.

Yalnız ve yaşlı adam miti, reddedilmeye karşı bir bahanedir. Canlı tutmak için sürekli çaba gösterecekleri bir ilişkiye sığınma nedenleri, potansiyel reddedilme korkusudur. Aslında daha bekarken bu fikir kafalarına programlanmıştır – bu onlara doğru ve arzu edilir bir hedef gibi görünür; çok geç olmadan hızlıca evlen. Daha kötü olan da bu açıklamanın tartışma kabul etmez olmasıdır. Mitin temelleri olgunlukla ilişkilidir ve kim sana daha olgun olman gerektiğini söylemez ki? Buradan ise kadınların sürekli konuşmaktan zevk aldıkları Peter Pan Sendromu çıkar, “O asla büyümeyecek”. Problem şu ki olgunluğun tek ölçüsü bir erkeğin bir kadınla uzun süreli ilişkiye girme istekliliği haline gelmiştir.

Bu mitolojik ruh ikizinizi 30 yaşına kadar bulamazsanız hayatınızın geri kalanında yanlız ve acılı bir hayatınız olma riskine girersiniz yalanına inanmayın. Bu tertibat sadece parti yıllarında (20li yaşlar) alfadan alfaya atladıktan sonra işleri bitince onları geri kalan hayatlarında besleyecek ve güven sağlayacak kapıda bekleyen beta ile evlenme beklentisindeki kadınların çıkarlarına hizmet eder.

Bu yalana inanmayın. Kendisi ile barışık ve kendine güvenen bağımsız erkekler, her zaman kadınların ilgisini çeken ve paylaşılamayan erkeklerdir. Yalnızlığı nasıl kullandığı ve bu yalnızlığın getirdiği özgürlük ile fırsatları nasıl değerlendirdiği bir erkeğin gerçek ölçüsüdür. Eğer 50 yaşında bile yalnız olsanız hala opsiyonlarınız olacak, onları değerlendirmeye yeltenecek cesaretiniz olduğu sürece. 50li yaşlarında olan ve 30larında kadınlarla çıkan boşanmış erkekler de biliyorum, 60lı yaşlarında ve 30 yıldır karılarının duygusal şantajlarının azabı ile cehennem gibi evliliklere hapsolmuş erkekler de. Evlilik, bir erkeği cinsel pazar değerinden soyutlamaz.

Çeviri : The Myth of Lonely Old Man

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.