Pasif Meriç: Dert Dinleyen Erkek

Meriç, genellikle duygusal/cinsel karşılık almadan kıza iyilik yapan, para harcayan, iltifat eden veya kızın hatalarını savunan erkeklere deniyor ki bunlar doğru. Dikkat ederseniz bunların hepsi erkeğin harekete geçerek yaptığı şeyler. Ancak bir de erkeği hiçbir şey yapmadan pasif meriç durumuna düşüren bir hadise var: kızın derdini dinlemek. Beta tuzaklarından biri olduğu için biraz açmayı düşündüm. O yazıda son maddede belirtilmiş; ancak anlatacağım olay onun biraz genişletilmiş hali.

Bir gün herhangi bir sosyal ortamda bir kızla tanışırsınız. Karşılaşmadan itibaren elektrikler havada uçuşur, numaralar kolayca alınıp verilir. Erkek başta çekingen davranır, kıza mesaj atarken ne yazsam diye düşünüp durur. Sonuçta bu şansı (!) kaçırmak istememektedir.

Derken beklemediği bir şey olur! Kız kendisine mesaj atar. Hem de çok üzgündür, yardım istemektedir. Erkeğimizin beklediği fırsat ayağına gelmiştir. Kızı dinleyerek onu ne kadar anladığını ve dolayısıyla kıza ne kadar değer verdiğini (!) gösterecektir. Farkında olmadan meriç pozisyonuna sokulmuştur bile, hiçbir şey yapmadan. Sadece dinleyerek.

Bunları nereden mi biliyorum? Çünkü ben de böyle bir meriçtim, hele ki lisede. O yaşlarıma dönüp kendime amına kodumun merici demek istiyorum. Tamam sakinim.

Yukarıda link verdiğim yazıyla anlattığım şey arasındaki fark şu: orada kızın maddi bir sorunu olmasından bahsediliyor. İşte dersim var, hastayım, param yetmiyor vs demesi. Burada yardım etmezseniz kız sizi meriç haline getiremez. Fakat benim anlattığım durumda sadece dinleyerek aslında kendinizi friendzone kuyusuna atıyorsunuz. Çoğu erkeğin farkında olmadan düştüğü bir tuzak bu, çünkü ortada görünür bir sorun olmadığı için “ben kıza için bir şey yapmadım o zaman meriç değilim” diye kendimizi kandırmamız yüksek ihtimal.

Ve günlerce devam edecek pasif meriçlik durumu başlar. Kız anlatır, erkek dinler. Her gün ilk mesajı atan, daha uzun mesajlar yazan, iç dünyasını döken kız olduğu için erkek kızla “yakınlaştığını” zanneder. Ve bu sürecin sonunda yeterince “paylaşım” yaptıklarını düşünüp kıza sevgili olmayı teklif eder. Cevap ise “ben seni arkadaş olarak görüyorum?!”

Neden böyle oluyor? Çünkü kız, erkeği psikolog olarak kullanmaktadır. Alakalı bir yazıda sivil palyaço nickli sözlük yazarı durumu güzel anlatmış:

adam geldi bana bir gün dedi ki: “abi ben bir kızla günde 10 saatten fazla konuşuyorum. sürekli bir şeyler paylaşıyoruz. beni rüyalarında gördüğünü söylüyor, beni özlediğini söylüyor. hatta bana beni sevdiğini bile söyledi!”. “eee, ne güzel işte beraber olun o zaman. tut elini, sarıl ve takılın” dedim haliyle. adamın bana dediği şu; “abi kız seviyor ama sevgili olmak istemiyor..”. oğlum manyak mısınız siz? nasıl bu konuma düşürüyorsunuz kendinizi? sonra günde 2 paket sigara içip alkol masalarından kalkmıyorsunuz. hiç mi anlamıyorsunuz, günde sana 10 saat abuk sabuk şeyleri anlatan kadına sen değil anlatmak iyi geliyordur. senin yerine put koysalar kadın o puta da anlatır. köpek koysan ona da anlatır. ama onların vereceği ilgi senin ilgine eş değil. çünkü sen zamanla seveceksin. onu düşünecek, arzulayacaksın. folloş hale geleceksin. kadının niye umrunda olsun? ona göre siz yakın arkadaştınız(!), ama sen duygular beslemeye başlayınca her şeyi mahvettin. bu kadar basit.

Evet güzel kardeşim, senin yerine put koysan o kız puta da anlatır.

Peki çözüm?

Bir kadınla eğer cinsel/romantik bir ilişki düşünüyorsanız maddi manevi hiçbir derdine kulak asmayın. Kırmızı hapın 50 tonu serisinde de belirttiğimiz gibi kadınların dertlerinin çoğu tiyatrodan ibaret. Kendilerine icat çıkartır gibi dert çıkarıyorlar. Aslında saçma sapan duygu dalgalanması yaşadıklarının farkındalar, dolayısıyla kendileri saygı duymadıkları şeyleri ciddiye alıp dinleyen adama da saygı duymuyorlar.

Bir daha size dertlerini anlatıp psikologu yapmaya çalışan bir kadın gördüğünüzde bir bahaneyle yanından ayrılın. Hele ki ilişkinin başında böyle şeylere asla tahammül etmeyin. Birkaç gün sonra konuşmayı tekrar siz başlatın, hala aynı ruh halini size yansıtmaya çalıyorsa iletişimi kesin. Karşılaştığı her erkek kadının duygusal ayıcığı moduna girmeye hazır olduğu için bu hareketiniz onun kafasında farklı ve kendine saygısı olan bir adam izlenimi uyandırmak için tek başına yeterlidir.

Unutmayın, sizin gerçekten bir derdiniz olsa ve bunu paylaşmak isteseniz, kadın bunu mızmızlanma ve zayıflık olarak görüp sizden uzaklaşacaktı. Aynı acımasızlığı erkek olarak sizin göstermeniz daha elzem. Zaten siz onun derdini dinledikten 10 saniye sonra rahatlamanın verdiği hisle sizin bu iyiliğinizi unutacak.

Evlilik Oyunu

Her ne kadar kırmız hap erkekleri evlilikten soğutsa da özellikle çocuk sahibi olmak isteyenler için bu kaçınılmaz bir yol. Şahsi olarak kırmızı hapın evlilik ve uzun süreli ilişkilerde daha çok işe yaradığını düşünüyorum. O yüzden Rollo Tomasi’nin evlenecek erkeklere nelerden vazgeçtiklerini ve neye dikkat etmesi gerektiğini anlattığı bu yazıyı çevirdim. Yazı erken evlilikten bahsetse de her türlü evlilik için geçerli olduğunu düşündüğüm noktalar mevcut.

Okurlarımın da bildiği üzere kızım üniversite ikinci sınıfa gidiyor. Onun kendi hayatında aştığı her eşik, benim de geçmişe gitmeme ve o yaştayken deneyimlerimin kızıma göre ne kadar da farklı olduğunu düşünmeme neden oluyor. 19 yaşındayken kızım kadar düzenli ve – dürüst olmak gerekirse – varlıklı biri olabileceğim asla aklıma gelmezdi. O zamanlar, kısa bir süreliğine, yaptıklarım ve düşüncelerimle ilgili bir günlük tutmuştum. İlk “gerçek” kız arkadaşım bana düşüncelerimi yazmam için bir defter hediye etmişti (o da günlük tutan kızlardan biriydi); ben de o dönemki betalığımın gereğini yaparak kızlara karşı aslında mavi haptan kaynaklanan öfkemi bu deftere dökmüştüm. Bu günlüğü ilerde beni aldattığı zaman hissedeceği suçluluk duygusundan kurtulmak için bana hediye ettiğini ise çok sonra anlamıştım. Böylelikle kız arkadaşım, 18 yaşındayken ve heyecanla beklediği “parti yıllarına” henüz girmişken, ilk kız arkadaşıyla evleneceğini zanneden görev aşığı bir betadan da kurtulmuş oluyordu.

Bu olay 1988’de yaşandı. O zamanlar 19 yaşında olan Rollo Tomassi, klasik bir mavi haplı betaydı. O zamanlar nasıl bir düşünce yapım olduğunu tekrar görmek için ara sıra günlüğümden birkaç sayfa okuyorum ve ne kadar da idealist bir beta olduğumun farkına varıyorum. Üstelik aynı hülyalara dalmış birkaç arkadaşım da vardı. O zaman bu durumun benden önce de sonra da var olmaya devam edecek bir süreç olduğunu fark ettim. Bu dönem, Koruyucu Tıp (Preventive Medicine) kitabımda “Kırılma Süreci” adını verdiğim dönemdi.

Bu bahsettiğim kız benim ONEitisim olmuştu. Benimle (arzulu bir şekilde) sevişen ilk kızdı, benim gibi bir adamla birlikte olduğu için “kaliteli” olduğunu düşündüğüm kızdı. Dolayısıyla ben de “sıradan bir erkek” olmadığım için onun başkasıyla yatabilecek ve erkeklerle gönlünü eğlendirecek bir kız olmadığını düşünüyordum. Hatta bu kızla evlenmeyi istiyordum; çünkü mavi haplı kafa yapım kendimi feda edip kadına “destek” olmanın, onun hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olmanın en doğru yol olduğunu söylüyordu. Yol gösterenim de olmadığı için bu kararı vermem gayet kolaydı.

Kızım geçenlerde okuldaki en yakın kız arkadaşının 19 yaşındaki erkek arkadaşından evlenme teklifi aldığını söyledi. İki genç de üniversite ikinci sınıftalar. Bunu duyunca anılarım aklıma geldi. 49 yaşında şu bloğu yazarken yararlandığım bilgi ve deneyimi elde etmemi sağlayan ilk kız arkadaşımın beni terk etmiş olmasından memnuniyet duyuyorum. Bunu kabullenmek zor biliyorum, özellikle de bipolar kız arkadaşımla geçirdiğim sefil yılları düşününce. Ancak bu kötü deneyimler de iyi olanlar kadar gerekliydi. Bu yüzden kızımın arkadaşına “Tebrikler” demekte cidden zorlanıyorum.

Aslına bakarsanız bugünlerde 19 gibi erken bir yaşta evlenen hiç kimseye destek vermek istemem. Modern evlilik, bir erkek için hayvanat bahçesi gibidir. İnsanlar bana “Rollo, sen de evliyken neden evliliği bu kadar çok eleştiriyorsun?” diyorlar. Sanıyorlar ki evliliğim kötü olduğu için bu kadar olumsuz konuşuyorum. 21 senedir gayet mutlu bir şekilde devam eden evliliğime rağmen bugünün erkeklerine evliliği önermememin sebebi, evliliğin günümüz dünyasındaki halidir. MGTOW ve PUA camiasının üzerinde mutabakata vardığı belki de tek nokta evliliğin bir mavi hap düşüncesi olduğudur. Bu fikre karşı olduğumu daha önce birçok yazımda belirttim; ama bunu diyenlere hak vermiyor da değilim. Evliliğin riski, güzelliklerini kesinlikle aşıyor; ancak kırmızı hapla tanıştığı halde evliliğe adım atacak erkekler de mevcut. Bu erkekler, evlendikleri kadının tek bir sözüyle kendilerini evden attıracaklarını ve çocuklarını elinden alacaklarını gayet iyi biliyor. Evli erkekler olarak tabiri caizse hayatımızı ortaya koyup bir erkeğin girebileceği en riskli dünyaya adım atıyoruz. Çocuklarımızın ve ailemizin geçim derdi, mutluluğu ve gelecek kaygısı çoğu erkeğin yaşam enerjisini sömürüyor. İşin kötüsü, aldığımız riskten ötürü karılarımızın bizi anlamasını veya takdir etmesini de bekleyemiyoruz.

İşte kızımın arkadaşının 19 yaşındayken aldığı evlilik teklifinden sonra bunları düşündüm. Bu evliliğin gerçekleşmesi halinde, istatistiki olarak, 28 yaşına gelmeden boşanacaklar. Eminim ki bu teklifi yapan erkek bunu tam bir mavi hap idealizmiyle yapıyor ve ne yazık ki bu idealizm feminist buyruğun eşitlikçi hülyalarından fena halde etkilenmiş durumda. Doğal olarak da bunun iyi bir düşünce olduğunu söyleyemeyeceğim. Bu çocuğun babası olsaydım evlenmesini engellemeye çalışırdım; ama manosphere camiasında bunun doğru olduğunu söyleyen de çıkabilir elbette.

 “Büyüyen” Erkekler

Gelenekçi muhafazakâr çevrelerde evliliğin bir erkeğin “büyümesi” için son şansı olduğuna dair yaygın bir inanış var. Bugünkü evlilik kavramına bakarak bu fikre de karşı çıkıyorum; ama büyümeyi pek istemeyen erkeklerle dolu bir sosyal düzende bu gibi basmakalıp sözlerin kulağa ne kadar hoşa geldiğini de biliyorum. Bu fikir, AMOG (Alpha Male of Grup, Grubun Alfa Erkeği) olmanın yeni bir yolu olarak görülüyor (özellikle de dindar çevrelerde); evlenip aile kurmaktaki kerameti görebilecek kadar kendini bilen bir erkekseniz, ergenliğini uzatmak isteyen oğlan çocuklarına göre “daha iyi bir adam” olarak kabul ediliyorsunuz. Bu da pek yeni bir düşünce değil.

Bahsettiğim düşüncenin bu kadar yaygın olmasının sebebi ise uzun vadeli düşündükleri partnerlerine yatırım yapan erkeklerin birden fazla partner bulamadıkları için bu beceriksizliklerine kılıf uydurmaya çalışmasıdır. Böylelikle mecbur kaldıkları durumu aslında bir erdemmiş gibi sunuyorlar. Ama atladıkları ayrıntı şu ki bir kadınla hayatlarını geçirerek uzun vadede doğru kadını bulmalarını sağlayacak birden çok kadından kendilerini mahrum etmiş oluyorlar. Mavi hap, bir erkeğe daima tek bir kadınla ilişki kurmasını tavsiye ederken kadınları birden fazla eş potansiyelini değerlendirmeye teşvik eder.

Erkeklerin CPD’lerinin zirvesine varması daha uzun sürüyor demiştik; fakat esas sorun, bu erkeklerin kendilerini aile/evlilik hayatına hazırlayacak ve kadınların hipergami odaklı cinsel stratejilerine göre davranmalarını sağlayacak ilişkileri yeterince tecrübe etmemiş olmalarıdır. Kadınlar da erkekler de artık geç evleniyorlar. 34-35 yaşına kadar evlenemeyen kadınlar ise muhtemelen hiç evlenemeyecekler.

Erken Evlilik

19 yaşında evlilik teklifi yapan bu çocuğa “aferin” demek erdemli gibi görünse de bu teklifi yapmasına neden olan mavi hap düşünceleri evliliği tamamıyla bu genç adamın aleyhine çeviriyor. Ne genç erkekler ne de genç kadınlar ileride ulaşacakları potansiyeli görebiliyorlar. Dindar bir çevrede “meşru” sekse giden tek yol evlilik olduğu için erkenden evlenenler var; ancak “sürekli” seks yapabilmek için bir an önce evlenmesi gerektiğini düşünen erkeklerin de sayısı az değil. Aslında bu devirde kadınların evliliğe sıcak bakmaması bizim için bir lütuf; çünkü birçok genç erkek bu yatırımı yapabilmek için kendi hayallerinden vazgeçmeye hazır.

20 ile 24 yaş arasında yapılmış evliliklerin yüzde 39’u boşanmayla sonuçlanıyor. Bu durum aslında kadınların “gençliğimi yaşayamadım” sendromunun bir sonucu. Erken evliliğin mavi haplı idealist erkekler için en büyük dezavantajlarından birisi de hanımlarının hipergamisini bilmemeleridir. Kadınların yaptıkları tercihler ne kadar kötü olursa olsun hipergamilerinden vazgeçmediklerini daha önce yazmıştım. Tabii ki kültürel veya şahsi faktörler bunun etkisini azaltabilir; ama evrimin getirdiği dürtü asla tamamen kaybolmuyor. 20 yaşında evlenip çocuk sahibi olan bir kadın, 30’una geldiğinde etrafındaki bekâr arkadaşlarının heyecan verici deneyimlerini görüp öfkeyle dolacak. Olaylar ve kişiler değişebilir; ama hipergami değişmez.

Erken evlilik, bir erkeğin potansiyelini kısıtlar. Gelenekçi muhafazakârlar bu dediğime kızacak biliyorum; fakat evliliğin ve babalığın sorumlulukları erkeği bekârken değerlendirebileceği fırsatlardan alıkoyar. Aristo, “Erkekler için ideal evlilik yaşı 35, kadınlar içinse 18’dir.” demiş. Bunun sebebi, bir erkeğin gerçekten erkek olmak için çok uzun bir süreye ihtiyaç duymasıdır. Erkeğin evlenirken yapığı fedakârlıklardan biri de bekârken önüne çıkacak fırsatlardan vazgeçmektir. Hatta bazı fırsatlardan sırf evli olduğunuz için yararlanamayabilirsiniz. Erken evlenen erkeklerin çoğu bunun farkında bile değil.

Erken evlenip CPD’lerinin zirvesine gelene dek boşanmayan erkekler, orta yaş krizini daha sert yaşıyor. Bu da bir kadının CPD’si düştüğü için daha iyi bir adam bulamadığı zaman yaşadığı öfkeye denk geliyor. Aslında erkeklerin yaşadığının kriz olduğunu da sanmıyorum. Bu durum, oyunu ve dolayısıyla kadınları daha iyi anlamaya başladıkları zaman kendileriyle yaptıkları hesaplaşmanın bir yansıması. Mesele erkeğin evli olması değil; işin püf noktası erkeğin oyunu önceden bilseydi “yaşayabileceği” hayata dair pişmanlığıdır, yaptığı fedakârlıkların ve karşılığında elde ettiklerinin (tabi elde edilen bir şey varsa) bir muhasebesidir.

Erken evliliğin en büyük yararı, erkeği daha sonraki eşinin saygı duyacağı bir dünya kurma yolunda eğitmesidir. Dediğim şey kadınların din ve sosyal gelenekler gibi faktörlerden ötürü erkeğe saygı duymak zorunda kaldığı zamanlarda ve kültürlerde çok daha sık görülüyordu; ancak o günler geri kaldı. Şu anda kadınlar istemedikleri her türlü ilişkiden kafalarına göre çıkabilirken erkekler kendilerini kadınlara beğendirmek için birçok sorumluluk üstlenmek zorunda.

Avantajlar

Erken evliliğin birkaç avantajı var; ancak bunlar biraz da erkeğin evlendiği kadının karakterine bağlı. Eğer sağlam bir çerçeve ve erkeğin gücüne saygı duyan bir kadınla evlenirseniz uzun vadede mutlu olma ihtimaliniz bulunuyor. Hele ki kadın bakire ise güçlü bir çerçeve ve dominantlığın getirdiği alfa karakter kadının erkeğe daha da bağlanmasını sağlıyor. Dolayısıyla bakire kızlarla tabak çevirmenizi asla tavsiye etmiyorum. Alfa erkekle veya alfa görünmeye çalışan bir erkekle bile seks yapan bakire kız, o adama çok daha kolay bağlanır. Zaten bu tür kadınlara alfa dul diyoruz; ama böyle ilişkiye girdiğiniz bir kızla yapacağınız evlilikte çok güçlü bağlarınız olacaktır.

Defalarca bahsettiğim üzere sağlıklı ve ruhsal dengesi yerinde çocuklar yetiştirmenin en kolay yolu evliliktir. Bu durum bana göre bugünün erkeklerinin evlenmesi için tek sebeptir. Biyolojik saatini dikkate alarak CPD’sinin zirvesinde (22-26 yaş arası) evlenen bir kadınla yapılan evlilikten doğan çocukların mutlu olması kuvvetle muhtemeldir. Hayatının yarısından fazlasını milyoner bir mimar olmak için harcayan bir kuzenim var; ama benimle aynı yaştayken (49) çocuklarının yaşı 5 ve 7. Benzer bir hayatı yaşamaya asla katlanamazdım. Tabii para çoksa işler kolay; ancak evrimsel açıdan baktığımızda bu yaşta dede olmamız gerekirdi. Ben 28 yaşında evlendim; bunun elbet avantajları ve dezavantajları vardı. Fakat bu yaşımdayken hala küçük çocuklarım olduğunu düşünemiyorum bile.

Son olarak, genç bir kadınla evlenmeniz gerektiğini söylememe gerek yok herhalde. Bir kadının evlilikte, özellikle de erken evlilikte, dengeyi korumasının tek yolu hangi konuda fedakârlık yaptığının farkında olmasıdır. Kadınlar da evlenirken kendi geleceklerinden fedakârlık yapıyorlar, bu da daha sonra kızgınlık yaşamalarına neden oluyor. Eğer bir erkek kırmızı hap düşüncelerinden nasibini aldıysa zaten kendi fedakârlıklarının farkındadır; ama kadın da kendi fedakârlıklarının farkına varmalıdır. Bu tabii çok zor bir durum; çünkü kadınların solipsist ve hipergamik doğası toplumun aşıladığı “güçlü kadın” düşüncesiyle birleştiği zaman asla hak ettikleri şeylere ulaştıklarını düşünmüyorlar.

Günümüzde gelenekçi muhafazakâr çevreler, evliliğin sorumluluğunu sürekli olarak erkeklere yüklüyor. Kadınların sorumluluklarından bahseden neredeyse hiç yok. Kadınların hep erkekler yüzünden bu hale geldiği söylenip duruyor. Bunun feminist buyruğun kadınları suçluluk psikolojisinden kurtarma çabaları olduğunu daha önce belirtmiştim. Kadınlara “bir erkek uğruna” bir şey yapmamaları öğütleniyor, yapan kadınlar da erkeğe köle olmakla suçlanıyor. Böylece ortaya solipsist ve erkekten sürekli fedakârlık bekleyen bir kadın nesli çıkmış oluyor. Bu durum evliliklerin başarısız olmasının bir numaralı nedenidir, başka sebep aramaya gerek yok. Evlilik, erkeğin kaynaklarını kadına akıttığı, fakat kadının erkek için yapacağı her şeyin “ayıplandığı” bir ticarete dönüştürülüyor. Bu düşünce sadece mavi saçlı feministlere özgü sanmayın; dindar kadınlar da aynı kafada.

Kadınlar, ancak çerçevesi güçlü olan bir erkeği memnun etmeye çalışır. Kendinize kadının girmekten zevk alacağı bir dünya kurun ve onun size eşlik etmesini, destek olmasını sağlayın. Tabii bu iş zaman alacak. Kadınlar, erkeklerde yeterlilik arayacak şekilde evrimleşmiştir. Bir kadının hipergamisi “potansiyeli” olan bir adama yatırım yapacak kadar bekleyemez, ortada gözle görülür bir değer olmasını ister. Kadınların kendisinden büyük ve uzun boylu erkekleri istemesinin nedenlerinden birisi de budur. Daha da önemlisi, bugünkü feminist ideolojinin telkin ettiğinin aksine, kadının size köstek değil destek olması gerekir. Çünkü kadın erkek eşitliği, karı-koca arasında işbirliğini değil rekabeti körükleyen bir düşünce yapısıdır.

Kaynak : The Marriage Game

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Kırmızı Hapın 50 Tonu Bölüm IV

  1. Eğer kadın ilginizi artık talep etmiyorsa aynı veya daha fazla ölçüde ilgiyi başkasından görüyor demektir.
  2. Kadının yaşı ne kadar büyükse o kadar aceleci, erkeğin yaşı ne kadar büyükse bağlanmaya o kadar isteksiz olur.
  3. Sizi terk edip başkasına gitmekle korkutmaya çalışan kadına yaptığının misliyle karşılık vermeniz gerekir.
  4. Bir kadının egosunu kontrolde tutmak için yaptığı her hareketten şüphelenin, hatalarını yüzüne vurun, dalga geçin, görmezden gelin. Yaptığınızın farkında olsa bile bu taktik etkisini kaybetmez, sonuçta dominant olan sizsiniz.
  5. Kadınlar kaypak davrandığı için söyledikleri her lafın sonuna “şu anda canım böyle istiyor” diye kafanızda ekleyin, o zaman onları daha iyi anlarsanız.
  6. Kadınların düşünceleri içinde bulundukları ruh halinin bir sonucudur; dolayısıyla bağlayıcı ifadeler değildir. Ruh halleri değiştiği zaman tüm söylediklerini ve düşüncelerini anında inkâr edebilirler.
  7. Kadınlar beğenilmek, erkekler ise sevişebilmek için çok çalışır.
  8. Bir kadın biraz zamana ihtiyacım var diyorsa asla tartışmaya girmeyin. Tüm ilginizi çekin ve ortada kaybolun. Bu kadar kolay gitmeniz kararını sorgulamasına neden olacaktır.
  9. Bir kadının güvende hissetme isteği, her şeyi egoistçe ve sorumlu tutulmaksızın kontrol etme isteğinden ağır basmalıdır.
  10. Bir çocuğun yetişkin olmanın getirdiği varoluşçu baskıları anlaması zordur. Bu durum, tamamen değilse bile kısmen, kadınlar için de doğrudur.
  11. Özgüven sorunu olan kadınlar yüksek statülü bir adamı elde etmekte zorlanmaz; çünkü pasiflik kadınsı bir özelliktir. Cesaret ise erkeğin omzundaki bir yüktür.
  12. Evlilik potansiyelini mahvetmiş her genç kadının ya bir adam tarafından kalbi kırılmıştır ya da kulağına sürekli zehirli düşünceler fısıldayan erkek düşmanı bir kadın arkadaşı vardır.
  13. Kadınlar başkalarını cezbederek kandırmakta her ne kadar hünerli olsalar da aynı beceriyi karar vermekte gösteremezler. Hilede bu kadar iyi olmalarının sebebi kötü bir karar verici olmalarıdır. Kadınlar uyum sağlamak üzere evrimleşmiştir, mantıkla değerlendirmek harçları değildir.
  14. Bir kadınla ilişki kurduğunuzda ya siz onu ayağa kaldırırsınız ya da o sizi süründürür.
  15. Kadınlar kazanırsa kadın dâhil herkes kaybeder; çünkü kadınlar kendilerini mahvetmeye meyilli mazoşistlerdir, kendilerine yardım edenleri de mahvederler. Tabii siz buna izin verirseniz.
  16. Egoist kadınlar kendi yerlerini unuttukları için asla boyun eğecek karakterde olmadıklarını düşünürler; ama alfa erkekler çatışma değil boyun eğme ister.
  17. Çoğu genç kadın karşısındaki erkeğin sevişme niyetini bildiği için temkinli davranır; ama kendilerini yoldan çıkaran sinsi olgun kadınlar tarafından kolayca kandırılırlar.
  18. Erkekler gerçeği gördükleri zaman büyürler, kadınlar ise gerçekten uzak oldukları zaman. Çünkü masumiyetini kaybetmek erkeği güçlendirirken kadını yaralar.
  19. Toplumlar aldatmaya meyilli tarafın erkekler olduğunu söylerseler de aldatma sonucu gelen boşanmaların çoğunda kadın sorumludur. Çünkü kadınların eline daha çok aldatma fırsatı geçer ve erdemleri de erkeğe göre azdır. O yüzden ancak sürekli ve tavizsiz bir disiplin görürlerse düzgün davranırlar.
  20. Bir kadının erdemi, erkeğinin ona karşı ne kadar acımasız olabileceğiyle doğru orantılıdır.
  21. Eğer bir kadın sizin kötü, ahlaksız, etik değerleri olmayan biri olduğunuzu söylüyorsa kazandınız demektir.
  22. Boyun eğermiş gibi numara yapmakla övünen bir kadın gerçek kadın değil kurnaz bir şarlatandır. Bunun erkekteki karşılığı dominant görünmeye çalışan erkektir.
  23. Sadakat, kadınlarda pek bulunan bir özellik değildir.
  24. Her ne kadar kadınlar aksini iddia etse de erkeğin ahlakından çok onun genlerini ve başarılarını önemserler. Hal böyleyken erkeğin nimetlerinden yararlanmak için onun tüm ahlaksız davranışlarına mutlaka bir kılıf bulacaktır.
  25. Kadınlara liderlik etmek erkeğin görevidir; ancak kadınlar erkeğe göre daha kurnaz olduğu için en başarılı erkekler kurnaz olan liderlerdir.
  26. Kendisini öldürebilecek bir erkeğin yanında güvende hissetmek, kadını inanılmaz ölçüde tahrik eder; çünkü nazik olup aynı anda da çekici davranabilen adamlar kadınların afyonudur.
  27. Attığınız shit testleri umursamayan bir kadını siz de görmezden gelin.
  28. Eğer size karşı ilk adımı atan kadınsa kazandınız demektir. Kadını kovalamazsanız ona ihtiyacınız olmadığını ve başka seçeneklerinizin bulunduğunu düşünecektir. Böylece o sizi kovalamaya başlar ve size ihtiyacı olduğunu bilinçaltında da olsa kabullenir.
  29. Kadınlar erkeğin çıkarına ters gelen isteklerini yaptırabilmek için erkeğin performans yükümlülüğünü ve erkekliğini kanıtlama isteğini silah olarak kullanırlar.
  30. Kadınlar öyle iflah olmaz egoistlerdir ki ne kadar zarar görseler de düzelmeyi reddederler ve yaptıklarına rağmen kabul görmek isterler.
  31. Kadınlar konusunda talihin yüzünüze gülmesini beklemeyin. Kötü bir kadın seçerseniz sürekli istekte bulunup ukala davranacaktır. Haddini bildirseniz bile zırt pırt isyan edecektir. Kaliteli bir kadın seçerseniz de bu defa özgüveni düşük ve muhtaç davrandığı için duygusal açıdan dengesiz olacaktır. Yani hangi kadın olursa olsun güvenli ve dominant olduğunuzu görebilmek için sürekli sizi test edecektir.
  32. Kadınlar duygusal açıdan bencil ve benmerkezli oldukları için erkeklerin duygularını önemsemezler. Kadınların saygı duyduğu şey, erkeğin onda farklı duygular uyandırmasıdır. Böylece acı ve arzuyu bir arada yaşama tutkularını gerçekleştirirler.
  33. Uyum sağlamaktan çok çatışmayı seven bir kadın ilişkiye uygun ve layık değildir.
  34. Gerçek kadınlar boyun eğer, boyun eğen kadın da kontrol değil güvenlik ister. Boyun eğiyormuş gibi yapan kadınlar, kendi doğalarıyla feminizm arasında gelgitler yaşayanlardır.
  35. Bir kadının niteliği ne olursa olsun, sürekli olarak kendisine geçmişteki savaş eseri kadınlara davranıldığı gibi davranacak bir kötü adam arar.
  36. Tutarsız ve dedikleriyle sürekli çelişen yapılarından ötürü kadınların düşünceleri çoğu zaman değersizdir.
  37. Kadınlarla her daim savaştasınız. Size ihtiyacı olduğunu bile bile ve ikinizin de mahvolması pahasına sizinle çatışır. Patronun kim olduğunu göstermezseniz asla sizi saymaz.
  38. Kadınlar, içlerindeki mazoşist dürtülerinden ötürü, kendilerini ve yardımcı olmaya çalışan erkekleri mahvetmeye çalışırlar.
  39. Bir erkek, kadının yarattığı kaosu bastıramaz ve onun duygusal dalgalarına karşı set çekemezse kendini cehennemde bulması kaçınılmazdır.
  40. Kadınların kaos yaratmak, erkeklerinse düzeni sağlamak için dünyaya gönderildiğini asla unutmayın. Dolayısıyla disiplinden taviz vermeyerek kadının kaosunu bastırmak erkeğin görevidir.
  41. Bir kriz esnasında amacınız kadının sorununu çözmek değil duygusal durumunu idare etmek olmalıdır. Kadının duyguları yatışmadan gerçek soruna asla odaklanamazsınız; çünkü o ana kadar sürekli panik yaparak ve mızmızlanarak durumu daha da zorlaştırır.
  42. Bir kadın endişeliyse duyguları hareket geçmiş demektir. Kadınların çoğu için sadece duyguları vardır; mantığını kullanmaya çalışan azınlık için bile önce duyguları gelir. Mantığı iğrenç bir şey olarak görmeseler bile sevdikleri de söylenemez.
  43. Zeki ve egoist kadınlar boyun eğiyormuş gibi yaparak istediklerini elde etmeye çalışırlar.
  44. Bir kadının size ihtiyacı olduğunu hissetmesi gerekir; yoksa sizden iyi olduğunu düşünecektir. Erkeklerin muhtaç davranma lüksü yoktur, zayıflık kadınlara özgü bir ayrıcalıktır.
  45. Kadının boyun eğmesi erkeğin yumuşak karnıdır.
  46. Erkekler daha sağlam çalışır, kadınlar ise doğurmakta iyidir. Erkeklerin ekonomiyi yönetmesi, kadınlarınsa üremesi gerekir.
  47. Kadın üretmeyi bilmiyorsa hayatındakilere de değer vermez. Tembel bir kadından ne iyi bir eş ne de iyi bir anne olur.
  48. Eğer uzun bir süre boyunca seks yapmadıysanız işler sizin için kötüye gidiyor demektir. Kadının size karşı arzusunun sönmesi ilişkinin geleceği açısından kötüdür.
  49. Bazen en iyisini elde etmek için yapmadan önce yıkmak gerekir. Bu bakış açısıyla, bir erkeğin de gerekli beceriye sahip olması durumunda kadını kendi istediği şekle sokacağını söyleyebiliriz; ancak bir kadına erkeği mahvetme hakkı verilirse adamı çürütmeden gitmez.
  50. Eğer kadın sizi rahatlıkla çiğneyebiliyorsa yeterince sert davranamıyorsunuz demektir.

– SERİNİN SONU –

Kırmızı Hapın 50 Tonu Bölüm III

  1. Bir kadının çekiciliği mutluluğundan, erkeğinki ise özgüveninden gelir. Sürekli avutulmayı bekleyen bir kadın, tıpkı ürkek bir adam gibi, çekiciliğini kaybeder.
  2. Erkekler değer kazanmak, kadınlar ise değerini korumak zorundadır. Kadının yaşı sorulmaz lafı buradan gelir. Zamanın geçmesi kadından çok erkeğe yarar.
  3. Bir kadını sürekli özlüyorsanız, onu zaten kaybetmişsiniz demektir. Bırakın gitsin. Sürekli özleyen taraf o olmalıdır. Yarışmacı değil ödül olun. Ödüller asla kaybetmez, yarışmacılar ise çoğu zaman kaybeder.
  4. Erkekler söz konusu olduğunda kadınlar piyano başındaki Mozart gibidir. Erkekler doğayla oynar, kadınlar erkekle. Erkeğin hedefi medeniyet, kadının hedefi erkektir.
  5. Ukalalık erkeğe yakışan ama kadının üstünde eğreti duran bir kıyafettir. Ukala erkek kadınlar için çekiciyken ukala kadın erkeklere çekici gelmez.
  6. Bir erkek karşısındaki kadını âşık etmek için ondan daha ukala olmalıdır. Kadınlara değer verilen kültürlerde kadın erkekten daha ukaladır, dolayısıyla böyle ortamlarda çoğu erkek kadınlar tarafından çekici bulunmaz.
  7. Erkeğin kadına göre daha ukala olması kadının dış görünüşten kazandığı üstünlüğü büyük ölçüde dengeler. Kadın da erkek kadar ukala olursa bu denge kaybolur. Kendini olduğundan büyük görmek bir erkeğin sevişme şansını asla azaltmaz.
  8. Bir kadın ona istediğinden daha az ilgi göstermenizi arzular. İstediği kadar ilgi göstermeniz durumunda ise arzusu kaybolur. Kadınlar, her dediklerini yapan erkeklerin ilgisini değersiz bulurlar. O yüzden tutumlu davranın; çünkü bir erkeğin ilgi bakımından çok cömert olması kolayken çok tutumlu olması diye bir şey söz konusu değildir.
  9. Kadınların beklentileri ve liyakatleri genelde birbirine denk değildir. Beklentileri her zaman layık olduklarını aşar.
  10. Eğer bir kadın kendi kararlarından ötürü erkeği suçlayıp sorumluluğu üzerinden atmak için bir sebep arıyorsa mutlaka bulur. Çünkü kadınlar daima sorumluluktan kaçarlar ve yaptıklarından dolayı hesap vermekten nefret ederler.
  11. Kadınların sizi hedefinizden uzaklaştırmak gibi bir huyu vardır, buna izin vermeyin.
  12. Genç kızlar ve kadınlar arasındaki fark, erkekler ve oğlan çocukları arasındaki fark kadar büyük değildir.
  13. Bir kadının görünürdeki ahlak anlayışı aslında erkekleri utandırıp caydırmaya çalışan bir mekanizmadan fazlası değildir. Düşüncelerinizden utanmayın, yoksa kadın suçu size yıkmaya kalkar.
  14. Kadınlar zayıf bir erkeği çekici bulamazlar; ancak erkekler kadınların narinliğini çekici bulur. Dolayısıyla cinsel açıdan eşitlik söz konusu değildir; çünkü kadının arzu duyması tamamen erkeğin yükü sırtlayarak güçlü olmasına bağlıdır.
  15. Bir kadınla erkek arasında sorun çıktığı zaman hatanın hep erkekte olduğu düşünülür ve sorunu erkeğin çözmesi beklenir. Suçun çoğu kadında da olsa toplum nezaket icabı bunu reddeder ve erkeğin sorumluluk almasını ister. Buradan yola çıkarak insanların bir kadını mantığa davet etmektense erkeği baskı altına almanın daha kolay olduğuna inandığını söylemek herhalde abartı olmaz.
  16. Kadınlar ilişkileriyle, erkekler başarılarıyla var olur.
  17. Kadının acizliği, sempati ve yardım etme isteği uyandırır. Erkeğinki ise, yardım edenler olsa da, tiksinti uyandırır. Bağımsız olmak kadınlar için bir tercihken erkeklerin böyle bir seçeneği yoktur.
  18. Kadına ihtiyaç duyan bir erkeği hiçbir kadın istemez. Kadınlar kendilerine muhtaç değil sadece kendilerini arzulayan erkekler ister. Bir kadına ihtiyaç duymak onu kaybetmenin en kısa yoludur, arzunun ihtiyaca dönüşmesine tahammül edemezler.
  19. Kadınlar daha muhtaç ve bu yüzden de daha tehlikeli olan taraftır. Çünkü büyük ihtiyaçları karşılamak büyük düzenbazlıklar gerektirir.
  20. Mantık erkeklerin âlamet-i farikasıdır, kurnazlık ise kadınların. Strateji de erkek aleminin ustalığıdır.
  21. Bir kadının cinsel cazibesi her şeyi elde etmesini sağlar. Bu yüzden çirkin kadınlar sefalet içindedir. Kadınlar bir erkeğin arzusunu uyandırarak istekleri ve duygusal ihtiyaçlarına ulaşırlar. Erkeklerse kadının arzusunu sadece cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için uyandırmaya çalışır.
  22. Kadınlar, statüsü düşük erkeklerin kendilerine ilgi göstermesinden tiksinirler, bunu da ahlak kılıfına uydurarak dile getirirler. Aslında bu tiksintinin temelinde güçlü bir adam tarafından seks objesi haline getirilme arzusu yatar. Zayıf adamın eli boş kalırken güçlü adam tüm cinsel isteklerini yaşar.
  23. Değerli bir adamı elde edebilmek kadınların tek varlık sebebidir; fakat hiçbir zaman en iyisini elde ettiklerinden emin olamazlar.
  24. Bir balkon, içinde otururken sokaktan bakıldığındaki gibi etkileyici görünmez, hipergami bunun farkında değildir.
  25. Günümüzde kadınlar erkeklerin yeterince erkek olmadığına ve erkekler de kadınların yeterince kadın olmadığına inanıyor. İki görüş de doğru, çift cinsiyetlilik çağımızın vebası.
  26. Bir kadın hiçbir şey yapmadığınız halde sizi aldatmakla suçluyorsa büyük ihtimalle kendi sadakatsizliğini size yansıtıyor demektir. Derhal terk edin.
  27. Kadınların oğullarını başarısızlığa sürüklemesinin sebebi, olaylara sadece kadın bakış açısıyla yaklaşmalarıdır. Sadece annesi tarafından büyütülen ve etrafında örnek alacağı bir adam olmayan erkek çocuklarının başarısız olması kaçınılmazdır. Bir anne oğlunu ne kadar sevse de ona tam anlamıyla rehber olamaz; çünkü erkeğin varoluşçu bakış açısını anlayacak soyut düşünce sistemine sahip değildir. Bu bir tercih değil kadın doğasının eksiğidir.
  28. Bir kadın eski sevgilisinin kendisinden sonra gelişmesini istemez, çünkü onu terkederek doğru tercihi yaptığından emin olmak ister. Yoksa hipergamisi yara alır ve hareketinden büyük bir pişmanlık duyar.
  29. Bir kadının vicdanına güvenerek doğru şeyi yapmasını beklemek salaklıktır.
  30. Kadın ne kadar zekiyse duygularını mantık kisvesine o kadar çabuk büründürür.
  31. Kadınların ruh eşi dedikleri erkekler, bilinçaltında yarattıkları yüksek statülü adamlardır. Erkeklerin ruh eşi yoktur, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları kadınlar vardır.
  32. Bir erkek kazansa da kaybetse de risk almak zorundadır. Kayıtsız ve pasif kalmak kadınlara has bir ayrıcalıktır. Erkeğin performans yükümlülüğü vardır. Risk almak erkeklerin en temel özelliğidir. XY kromozomlarına sahip olmak bunu gerektirir. Uyuşuk ve tembel erkeklerin eli boş kalır.
  33. Erkeksi davranan kadınlar, kötü bir erkek örneğidir; çünkü erkeğin mantığını ve sorumluluk duygusunu almadan sertliğini sergilemeye çalışırlar.
  34. Bir kadın istediğini vermeyen erkeği sevmez; ama istediğini hiç direnmeden veren erkekten tiksinir.
  35. Bir kadın yaşlandıkça yüksek statülü bir adamla evlenme ihtimali azalırken yaşlanan erkeğin daha iyi bir eş bulma ihtimali artar. Kadınlar ilişki konusunda erkeklere göre daha zeki olduğundan kendi değerleri düşerken değeri yükselen erkekleri bağlayabilirler.
  36. Doğurganlık ve güzellik konusunda zaman kadının değil erkeğin tarafındadır. Kadınların ilişkiyi sürekli bir üst seviyeye taşıma çabası değerlerinin hızlıca düşmesinden kaynaklanır.
  37. Alfa erkek basit konularda gücü kadına bırakıyormuş gibi yaparken (perdenin rengini seçmesine izin vermek gibi) ciddi konularda ağırlığını koyar. Böylece kadın önemsiz konularda bile olsa gücün kendinde bulunduğunu sanarak egosunu tatmin eder.
  38. Eğer kazanan bir erkekseniz kadın en ufak sorununuzla bile ilgilenir; ama kaybederken ölseniz umrunda olmaz.
  39. Kazanan bir erkeğin kaba ve kural tanımaz olma lüksü vardır, hatta böyle durumlarda erkek hata yapsa bile kadın özür diler. Ama kaybeden bir erkekseniz kadın kendi hatalarından bile sizi sorumlu tutar.
  40. Kadınının karşısında zayıf kalan erkek, çocuğuna boyun eğerek hem onu hem de kendisini felakete sürükleyen ebeveyn gibidir.
  41. Bir erkek nasıl ki seksi kolayca elde edemiyorsa kadın da bağlılığı kolayca elde edemez. Erkekler kadını seks için baştan çıkarır, kadınlar da erkeği ilişki için baştan çıkarır. Kadın kur, erkek yatırım yapar.
  42. Duygusal olarak ne kadar ulaşılmaz olursanız kadın size o kadar yakın olur.
  43. Bir erkeğin benliğini kadın etkisinden korumasının tek yolu kadının amigdalasının yüzde 99’unu şok etmektir. Geriye kalan yüzde 1 zeki, psikopat veya mazoşist olur.
  44. Masumiyet kadınların en büyük illüzyonudur. Hele bunu özellikle ön plana çıkarıyorsa kesinlikle illüzyondur.
  45. Size âşık olmasını istediğiniz kadınlara karşı asla doğruları söylemeyin. Kadınlar bu dürüstlüğü kaldıramaz; çünkü kendilerini rahatsız edici bir gerçekle yüz yüze getiren erkekleri düşman olarak görürler.
  46. Kadınlar ayrılığı erkeklere göre daha çabuk atlatır; çünkü duygusal boşluklarını dolduracak birini bulmaları daha kolaydır, daha az yatırım yaparlar ve en beğendiği yönlerinizi bile unutacak şekilde hafızalarını yenilerler.
  47. Kadınlar iyi bir hizmetçi ve kötü bir efendidir. Bir kadına güç vermek felaket doğurur.
  48. Kadınlar her daim gücünüze sadıktır. Güce sahip olmak kadınlara sahip olmak demektir. Gücü bir kez kaybederseniz ihanete hazır olun.
  49. Yüksek enerjili dominant bir adam değilseniz kadınlar sizi sevmez. Kadınlar, ancak kendilerinden daha merhametsiz erkekleri sevebilirler. Böyle bir kişiliğe sahip olmadan başlanan her ilişki, aşka değil ekonomik çıkarlara dayalıdır.
  50. Bekâr kadın kendisine yatırım yapılmasını sağlayamamış kadındır. Bekâr erkek ise bu yatırımı yapmayandır.

Kırmızın Hapın 50 Tonu Bölüm II

  1. Kadınlar paralı asker gibidir. Kazanmak için ellerinden geleni yaparlar. Birden taraf değiştirirler veya en iyi seçenek olduğunu düşündükleri erkeği elde etmek için göz göre göre yalan söylerler. Bir kadın için maalesef sadece bir “seçenekten” ibaretsiniz.
  2. Toplum, korkularını açıkça paylaşan erkeğin özünü yansıttığı için kadınlar tarafından takdir edileceğini söyler. Bu kuyruklu yalandır. Sıradan bir erkek kadının narin yapısını sevdiği için kadın da kendisininkini sever diye düşünür. Ama böyle bir yükle karşılaşan kadın ilişkiyi bitirme planı yapar. Kadınlar zayıflığa tahammül edemez. Erkeğin buradaki hatası, kendine çekici gelen şeyin kadına da çekici geleceğini varsaymaktır. Cinsel devrimden önce erkekler bunun böyle olmadığını zaten biliyordu.
  3. Güçlü bir adamın yüzeysel zayıflıkları kadının hoşuna gider. Kadınların kendiyle barışık erkekten kastı budur, özgüvensizlik değil.
  4. Erkekler zayıflıklarını paylaşmanın aşk ve güven göstergesi olduğunu, acıların aradaki bağı pekiştireceğini zanneder. Ama böyle bir durumda kadın sergilenen zayıflıktan ötürü tiksinti duyar. Kadınlar zayıflığınızı, acılarınızı ya da yaşadığınız zorlukları onunla paylaşmanıza saygı duymaz. Daha doğrusu umurlarında değildir. Aksine, böyle durumlar karşısında sağlam duruş sergilemenize hayran olurlar.
  5. Para erkeğin makyajıdır.
  6. Kadınlar için para erkeklerden daha önemlidir. O yüzden kadınların değil paranın peşine düşün. Parayı kovalarken kadınları elde etmeniz kadınları kovalarken para kazanmanızdan daha olasıdır. Paranız ya da Allah vergisi bir fiziğiniz olmadan oyunu en zor seviyede oynarsınız. Para her şeyin daha iyisine sahip olmak demektir, yanınızdaki kadının güzelliği de bunun kanıtıdır.
  7. Erkekler bir ilişkiyi ancak sakin kalarak yönetebilir, kadınlar ise gereğinden fazla tepki göstererek.
  8. Kadınlar aşırı uçtaki duyguları kendi yararına kullanırlar, bu da erkekleri bıktırır. Kadınların duygusal hareketleri çoğunlukla tiyatrodan ibarettir.
  9. Kadınlar drama bayılır; çünkü bu yöntem duygularını silah olarak kullanıp istediklerini elde etmelerini sağlar. Duygularından arındırılmış bir kadın kavga edemez ve psikolojik gelgitlerinin karşısında çaresiz kalır. Böylelikle başka olaylara burnunu sokarak gördüklerini abartır ve psikolojik dünyasının saldırı güdüsünü rahatlatacak yeni sorunlar ortaya çıkarır.
  10. Kadınlar psikolojik açıdan şiddete yatkındır.
  11. Kadınsı davranan erkeklere ve erkeksi davranan kadınlara arzu duyulmaz. İnsanlar kadınlara yardım etmeye, erkeklere ise saygı duymaya yatkındır. Kadınlar kendini acındırarak toplumda güç kazanır, erkeklerse güçlenerek saygı kazanır.
  12. Kadınlar uzun vadede mutluğunuza karşı en büyük tehdittir. Nietzsche’nin de dediği gibi: “Kadınlar en tehlikeli oyuncaktır.” Her zaman gardınızı koruyun. Tarihin gördüğü en büyük adamlar savaş kazandı, yoksulluğu yendi ve muazzam imparatorlukları yönetti. Peki, bu adamların mahvolmasına yol açan tek bir sebep gösterin desem? Evet bildiniz, kadınlar.
  13. Her zaman özünüzü koruyun. Kadına özünüze inme fırsatı verseniz de her şeyinizi açık etmeyin. Kendinizi bir kale gibi düşünün. Onu içeri alın ama en büyük kapının anahtarını asla vermeyin. Kapının kapalı olduğunu görünce size kapının ardında ne olduğunu ve oraya girmesine izin verip vermeyeceğinizi soracaktır. Bu konudaki sıkıştırmalarına kulak asmayın. Bu kapıyı açmaya değecek tek kadın annenizdir. Eğer aşkın her şeyi paylaşmak olduğunu sanıyorsanız aşkı anlayamadınız demektir.
  14. Kadınların iki farklı hayatı vardır. Dışarıya iyi kız görüntüsü verirken aslında içlerinde bir fahişe yatar. Çünkü kadınlar da bilir ki hafifmeşrep olmak değerlerini düşürür. Bu yüzden hafifmeşrepliği tamamen bırakmak yerine böyle davranmıyormuş gibi insanları kandırmayı tercih ederler.
  15. Bir kadın ne kadar çok adamla yatmışsa benliği o kadar yara almıştır. Onlarca adamla yatmış bir kadın aslında seks yoluyla erkekleri obje haline getirmiş demektir. Bu kadınlarla ilişki yaşanmaz. Onlar da bunu bildikleri için erkekleri kandırmak amacıyla yattıkları adam sayısını düşük gösterirler.
  16. Eğer bir kadının yattığı adam sayısını tam olarak bilmek istiyorsanız bu konuda onu yargılamıyormuş gibi davranın. Hatta siz de onlarca kadınla yattığınızı söyleyin. Bu durumun verdiği rahatlıkla doğruyu söyleyecektir.
  17. Kadınların büyük çoğunluğu kötü olan yanlarını değiştirmek yerine karşı tarafı kandırma becerilerini geliştirmeye çalışırlar.
  18. Kadınların psikolojiyle ilgili üniversite bölümlerine ilgisi, bu alandaki becerilerini artırarak çıkar elde etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.
  19. Kadınlar erkeklere ahlak dersi vermeye bayılırlar. Böylelikle daha temiz görünerek karşı tarafı suçlu hissettirmeye çalışırlar. Asla kendinizi ona ispatlamaya çalışmayın.
  20. Kadınların hatası asla görülmez, erkeklerinki ise asla unutulmaz.
  21. Babasız ya da zayıf bir babayla büyüyen erkeklerin kadınsı davranışlar sergileme ihtimali daha yüksektir. Aynı şekilde babasız veya zayıf bir babayla büyüyen kadınlar da erkeksi davranışlarda bulunur. Kötü yetiştirilmiş çocuklar iyi bir yetişkin olamaz. Tabii ki bu insanların arasında kendini geliştirenler de vardır; ama sayıları çok azdır. Çocuğunuz varsa ona iyi örnek olun. Babaların daha erkeksi ve sert olmaları, annelerin de ailelerinden daha önemli olmadıklarını bilerek kendi istekleri uğruna kocalarına ve çocuklarına ihanet etmemeleri gerekir.
  22. Hayatta olmak istediğiniz yerde değilseniz kadınlarla ciddi ilişkilere girmeyin. Hem aklında her daim ilk haliniz olacak, hem de onun ihtiyaçları sizin ilerlemenizi engelleyecektir. Siz vücudunuzu ve işinizi geliştirmeye uğraşırken o mızmızlık yapmakla, negatif enerji yaymakla ve kendi sorunlarını size yüklemekle meşgul olacaktır. Onun olumsuz tavırları sizi de etkileyecektir.
  23. Kadınlar çoğu zaman bir kazanç olmaktan ziyade bir borçtur. Tüm paranızı, zamanınızı, kaynaklarınızı yutan bir kara deliktir. Zaten bu yüzden erkeğin bağlılığı değerlidir. Dolayısıyla bunun boşa harcanmasına, gasp edilmesine izin vermeyin. İlişkileriniz konusunda seçici olun.
  24. Kadınlar her zaman en iyisini hak ettiklerini düşünürler. Hepsi olmasa bile çoğu böyledir. Bir erkeğin gösterdiği çabayı nadiren takdir ederler. Kadının bir sorunu mu var? Bunun çözülmesini rica değil talep eder. Ona göre bir erkeğin kendisine yardım etmesi tercih değil zorunluluktur. Fakat yardım eden erkeği de asla takdir etmez ve ona saygı göstermezler; çünkü kadınlar doğaları gereği her şeye hakları olduğunu düşünen narsistlerdir. Bu davranışları değiştirilebilir; ama bir erkek bunu yapmazsa kadın kendi başına değişmez.
  25. Kadınlar nadiren takdir eder ve çoğu zaman beklenti içinde olur.
  26. Kadınlar bencildir, soyut düşünme yetenekleri yoktur. Kendilerini etkilemeyen şeyleri umursamazlar. Eğer bir kadının bir konuyla ilgilenmesini istiyorsanız ona bundan nasıl etkilendiğini gösterin. Yoksa ilgisiz kalacaktır.
  27. Kadın bencilliği dünyayı soyut bir varlık olarak algılamaz, daha çok tecrübe edilecek uyarıcı olarak görür. Dolayısıyla gerçeklik algıları kendilerinden bağımsız değildir.
  28. Kadınlar sürü psikolojisine son derece yatkındır. Grupta sivrilmeyi sevmezler, sürekli olarak normal görünmeye çalışırlar. Bu çaba erkeklerde de vardır; ama kadınlarda çok daha belirgindir.
  29. Kadınların büyük çoğunluğu kendini dış görünüşüne göre tanımlar, dolayısıyla vücutları ölçüsünce var olabilirler. Güzelliğinden çok zekâsına güvendiğini söyleyen kadınlar, güzel olanları kıskanır; çünkü güzellerin kolayca kazandığını elde etmek için daha çok çalışmak zorundadırlar.
  30. Eğer tepedeki yüzde 20’lik erkek grubuna dâhil değilseniz kadınlar sizi yok sayar. Kadınlar erkeklerin daha kolay yaşadığını söylerken tepedeki yüzde 20’lik grubu kasteder. Hatta bu düşünceye o kadar körü körüne bağlıdırlar ki kendilerinin altında kalan erkeklerin yaşadığı zorlukları bir an bile görmezler. Bu adamlar “görünmezdir”, hipergami sayesinde varlıkları yok sayılır ve asla kadınların radarına girmezler. Diyelim ki cesaretlerini toplayıp bu kadınlara ilgi gösterdiler, anında utandırılıp tacizci ilan edilirler.
  31. Asla bitiremeyeceğiniz bir ilişkiye başlamayın. Kadına bağımlı hale geldiyseniz terk etme zamanınız gelmiş demektir.
  32. Kadınlar kaypaktır, güvenmeyin. Daha genel olarak söylemek gerekirse, insanlara belli işler için güvenin; ama bu işleri birbirinden ayırın. Bir domino taşı düşünce diğerleri de devrilmesin. Böylelikle sonuca olan bağımlılığınız ortadan kalkar ve rolünü iyi oynayamayan adamların yerine yenisini getirebilirsiniz. Kadınlarla ilişkilerinizde de bu taktiği uygulayın.
  33. Kadınlar için itibar her şeydir. Bütün ahlaki değerlerin, kuralların ve ilkelerin üstündedir.
  34. Kadınlar eleştiriden ve yargılanmaktan nefret ederler. Eleştiriniz yapıcı bile olsa bunu itibarlarına bir saldırı olarak görürler. Erdemli görünmek için gerçeği aradıklarını söylerler; ancak gerçeği duymaya katlanamazlar. Dolayısıyla kadınlarla konuşurken gerçeği bir çocuğa anlatır gibi süsleyip püsleyerek sunmak gerekir.
  35. Kadının ne dediğine değil ne yaptığına bakın. Kadınlar inanılmaz sıklıkta yalan söylerler. Bunun üstüne bir de bencilliklerini ekleyin, karşınızda sözleri gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan birini bulursunuz. Bu arada, kadınlara kırmızı haptan asla bahsetmeyin. Sadece uygulayın. Bu fikirlerden nefret etseler de etkilerine bayılacaklar.
  36. Kadınlar mantık, olgunluk, düşüncelilik, kendini bilmek vs. gibi sahip olmadıkları özelliklerle övünmeye bayılırlar.
  37. Kadınlar sürekli olarak ergen kalırlar. Boş özgüveni ve şahsi tercihlerini olgunluk zannederler. Girişken olmak olgunluk değildir. Olgunluk, bir insanın ne kadar sorumluluk alabildiği ve bu sorumluluğun getirdiği baskıyı ne kadar kaldırabildiğiyle ölçülür. Kadınlar, erkeklerle kıyaslandığında, bu iki beceriye nadiren sahiptir.
  38. Kadınlar 18 yaşından sonra pek olgunlaşmaz. Sadece daha zor beğenmeye ve her şeyi hak ettiklerini düşünmeye başlarlar. Varlıklarını gözlerinde büyüterek aydınlanma yaşadıklarını zannederler. Sürekli olarak olgunluktan bahsettiklerini duyarsınız; ama aslında bu bir manipülasyondur. Kadınların erkeklere olgunluk dersi vermesi komiktir; çünkü hoşlarına gitmeyen erkek davranışlarını çocukluk olarak görürler. Erkeklerden daha erken olgunlaşıyor gibi görünseler de aslında erkekler kadar uzun bir olgunluk süreci geçirmezler.
  39. Kadın doğası gereği ilgi meraklısıdır, dramı sever, mızmızlanır, hemen ağlar, hayalcidir ve öz eleştiride zayıftır. Bunlar genelde çocuklarda görülen huylardır. Dolayısıyla kadınların erkekler kadar olgun olmadığını söylemek onlara haksızlık değildir.
  40. Kadınlar oyun oynamayı sever; ama bir yandan da oyun oynamaktan ve oynayanlardan nefret ettiklerini söylerler. Bu da oyunlarının bir parçasıdır.
  41. Kadının bilinçaltı beynini her zaman gölgede bırakır. Kadınları yöneten mekanizmalar evrenseldir, herhangi bir kadına özgü değildir ve kadının karar verme sürecini büyük ölçüde etkiler. Kadının yüzeysel özelliklerinin farklı olması bu mekanizmayı değiştirmez.
  42. Bir adamın erkekliği hareketleriyle, bir kadının kadınlığı ise yaşıyla anlaşılır. Kadınlar, tıpkı sevmedikleri erkek hareketlerini çocukça gördükleri gibi, kendilerine gelen eleştirileri de genç kız ve kadın ayrımı yaparak savuşturmaya çalışırlar. Mesela burada bahsettiğimiz fikirleri bir kadına anlatsanız bunun kadınlar değil genç kızlar için geçerli olduğunu söyleyecektir. İşin komik yanı ise bunu diyen kadın kaç yaşında olursa olsun asla kendini genç kız olarak görmeyecektir.
  43. Aslında elde edebileceğiniz bir kadının size bakmayacağını düşünüyorsanız size bakmaz. Bu kendini gerçekleştiren bir kehanettir.
  44. Erkeklerin ruhunda mantık ve felsefe vardır. Kadınların ruhunda olayları duygularına göre yorumlamaya yatkınlık vardır.
  45. Bir kadın ne kadar güzelse yaptığı saçma sapan hareketler erkekler tarafından o kadar hoş görülür. Ama kendi iyiliğiniz için bunlara asla göz yummamanız gerekir.
  46. Kolayca bağlanan ve ilgisini cömertçe dağıtan bir adam erkeğin orospusudur. Sürekli kullanılır; ama duygusal olarak asla karşılık alamaz. Bu tek taraflı dinamiğe friendzone denir.
  47. Kadınlar hayatlarında her zaman gerçek bir erkek ararlar. Eğer bir ilişkiniz varsa ve yeterince erkeksi davranmıyorsanız kadın sizi aldatır. Bunun olacağı kesindir, kadın sadece doğru zamanı beklemektedir. Bu yüzden ilişkinin devam etmesi kadına değil erkeğe bağlıdır.
  48. Erkekliğinden rahatsız olan bir adamsanız kadınlar duygularınızı istismar ede ede size erkek olmayı öğretir; çünkü sert aşktan keyif alırlar. Onun canınızı acıtması sizi daha iyi bir erkek olmaya teşvik edecektir. Erkeklerin kırmızı hapla tanışmasını sağlayanlar genellikle kadınlardır.
  49. Erkekler kadınlara güvenmezler; çünkü kadınların mantıksız davranışları inandırıcılıklarını zedeler. Kadınlar da erkeklere güvenmezler; çünkü erkeklerin bağlılık hissetmeden sadece bedenlerini arzulamasından korkarlar.
  50. Sosyal statüsü düşük adamlar ne yapsa suç olur, yüksek olanların ise yaptıkları her şey kesesine kâr kalır. Sosyal statünüz ne kadar yüksekse kuralları o kadar rahat çiğnersiniz.

Kırmızı Hapın 50 Tonu Bölüm I

Bu seri, kırmızı hap dünyasının sağlam yazarlarından Illimitable Men’e ait. Genel bir bütünlük içermeyen, kadınların ve ilişkilerin doğasını açıklayan notlardan oluşuyor.

  1. Erkek ne kadar sert olursa yanındaki kadın o kadar uysal olur. Erkek ne kadar uysal olursa etrafındaki kadın o kadar sert olur.
  2. Bir kadın asla ona ihtiyaç duymanızı istemez, yalnızca arzulamanızı ister. Arzunuz ihtiyaca dönüştüğü anda artık kadın sizi arzulamaz.
  3. Kadının aşkı, saygıya dayalı bir hayranlık üzerine kuruludur. Kadınlar, güçlü ve tecrübeli erkekleri her zaman çekici bulur. Erkeğin aşkı ise arzuya dayalı bir saygı üzerine kuruludur. Erkekler hassas ve narin kadınları çekici bulur. Bir kadın hayranlığını kaybettiği ve erkek de fedakârlık yapmadığı zaman aşktan söz edilemez. Bu çok hassas bir dengedir. İki taraf da üzerine düşeni yapmadığında saygı kaybolur.
  4. Kadınlar çocuklarını erkeklerin kadınları sevdiği şekilde severler.
  5. Kadın ruhu bir koruyucu arar, erkek de korumak ister. Problem şu ki bu iki şey güvensiz olmaz. Bu zamana kadar iki taraf da birbirine zor güveniyordu, ama feminizm yüzünden artık daha da az güveniyorlar.
  6. Cinsiyetler arasında düşmanlığı sürekli olarak tetikleyen bir güvensizlik vardır. Bu düşmanlık, cinsiyetlerin birbiriyle temelde çelişen cinsel stratejilerini uyumlu hale getirememelerinden kaynaklanır. Erkeğin cinsel stratejisi yüzünden kadın acı çeker, kadınınki de erkeğin acı çekmesine neden olur. Bu yüzden iki taraf da acı çekmemek için diğerinin acı çekmesine yol açar. Bu bir üreme savaşıdır, cinsiyetlerin mücadelesidir.
  7. Cinsiyetler aslında birbirine güvenmek ister; ama cinsel dürtüleri bu isteklerinin çok daha üzerindedir. Hal böyle olunca güven, kör bir sadakatten ziyade tarafların kontrolü elde tutmasına bağlıdır.
  8. Kadınlar takip eder, lider değildir. Modayı, gücü ve statüyü takip ederler, doğuştan gelen bir sadakatleri yoktur.
  9. Ortalama bir erkek kadınlar konusunda cahildir ve yanlış yönlendirilmiştir. Zihnindeki kadın imajı kadınların ulaşabileceği seviyeden çok daha fazlasıdır. Çünkü erkeğin biyolojik özellikleri kendisini kandırır, toplum da ona yalan söyler. Yine de gerçek olduğu gibi ortadadır.
  10. Kadının güzelliği iyi bir karakterin göstergesi değildir. Bunlar birbirinden ayrı şeylerdir. Ama güzellikten etkilenen bir erkek bu ikisini aynı şey zanneder.
  11. Tüm hayatınız boyunca size kadınların doğası hakkında yalan söylendi. Bildiğinizi zannettiğiniz her şeyi unutun, çünkü muhtemelen yanlış fikirleriniz var. Toplumun size verdiği tepeden inme öğütleri görmezden gelin, kendi anlayışınızı temelden oluşturun.
  12. Bütün kültürlerde makbul bir cinsiyet vardır. Bazı çağlarda erkeklere, bazılarında ise kadınlara değer verilmiştir. Zengin kültürlerde eşitlik yoktur; bir cinsiyet ancak diğerinin üstünlüğünü tanıyıp işbirliği yapabilir. Kendi kültürünüzdeki durumu merak ediyorsanız hangi cinsiyetin eleştirilebilir olduğuna bakın. En az eleştirilen cinsiyet, o kültürün desteklenen cinsiyetidir.
  13. Kadınlar size değil gücünüze sadıktır.
  14. Geleneksel sadakat anlayışı onura bağlıdır. Onur erkeklerin zihnindeki soyut bir kavramdır. Kadının sadakati tamamıyla güçlü olup olmadığınız üzerine kuruludur. Buna fırsatçı sadakat denir. Erkekler isterlerse kadın anlayışına göre (fırsatçı) sadık olurlar, isterlerse de gerçekten bu kelimenin hakkını verir ve fedakârlık yaparlar. Ama söz konusu erkekler olunca kadınlar fırsatçı sadıklardır, fedakârlığı çocuklarına saklarlar.
  15. Fedakâr sadakat bir insanın gücü üzerine kurulu değildir; ama fırsatçı sadakat tamamıyla güce sabitlenmiştir.
  16. Kadının sadakati aslında kelimenin tam anlamıyla sadakat değildir, çünkü çoğu zaman koşula bağlıdır. Geleneksel sadakat anlayışı, güce saygıdan daha öte bir bağlılık gerektirir.
  17. Fırsatçı sadakat, faydacı bir bakış açısından ileri gelir. Dolayısıyla, fedakâr sadakatin aksine yarım bir sadakattir.
  18. Kadınların aşk anlayışı sadakat becerilerini baltayarak yarım yamalak bir sadakat anlayışına dönüştürür: onurdan ziyade hipergaminin yönettiği, çıkarcı ve kendi çıkarına hizmet eden bir sadakat. Bu yüzden pek asil değil. Kabul edin ya da etmeyin, gerçek budur.
  19. Eğer şu anda kadına bir faydanız yoksa geçmişteki bütün fedakarlıklarınız geçersizdir. Daha basitleştirelim: Ona şimdi bir yardımınız yoksa daha önce yardım etmiş olmanızı umursamaz.
  20. Anneniz sizi gücünüz için değil de siz olduğunuz için sevecek tek kadındır.
  21. Hoşlandığınız bir kızı annenize benzetiyorsanız o kızın sizi kısa zamanda hayal kırıklığına uğratmasına hazırlanın.
  22. Kadınlar harcadığınız çabayı değil başarılarınızı önemser.
  23. Kadınlar son ürünü ister. Ancak erkekler zorlu süreçte yanında bulunan kadınlara değer verir. Kadınlar riskten nefret eder, bu yüzden risk almayı bilen erkekleri aksi ve özgüvensiz davranışlarla engellemeye çalışırlar. Erkek güçlendiği zaman onun üstündeki tekellerini kaybetmekten korkarlar. Dolayısıyla onu sabote edip güvenini kırarlar, yengeç zihniyeti kadınların içgüdülerinde vardır.
  24. Bir kadının erkek üstünde kontrolü arttıkça ona olan arzusu ve saygısı kaybolur. Kontrolü azaldıkça ise arzusu ve saygısı artar. Aslında pısırık olan ama dominant görünmeye bir erkek gördüklerinde ona şiddetle karşı çıkarlar. Çünkü onun pısırık olduğunu bilirler ve üstünde uyguladıkları kontrolden zevk alırlar. Erkeğin dominant olması, kadında erkek üstündeki gücünü ve etkisini kaybetme korkusu uyandırır. Başlarda pısırık olan bir erkeğin ileride gerçek bir lider olacağına asla inanmazlar.
  25. Kadınların faydacı cinsel stratejileri erkeğin rolünü bölümlere ayırır. Buna kadının cinsel çoğulculuğu denir. Kadınların kontrol etmek ve kontrol edilmek ikilemine dayalı bir doğası vardır. Dominant erkekle birlikteyken mazoşist, pısırık erkekle ise sadist güdülerini tatmin ederler. Böylelikle güce olan arzuyu pısırık, kadınsı hisleri de dominant erkekle yaşamış olurlar.
  26. Pısırık erkekle birlikteyken kadın kendi mutluluğuna öncelik verir. Dominant erkeğin yanında ise erkeğinkine önem verir. Dominant erkeği mutlu etmek kadını da mutlu eder. Pısırık erkeğin mutlu olması böyle bir etki yaratmaz, kadın bunu gereksiz görür.
  27. Kadınlar sadakat konusunda eskisi gibi olmaz, erkekler de seks konusunda geriye dönmez. Tek istisna, kadının ya da erkeğin elinde daha iyi bir seçenek olmamasıdır.
  28. Kadın bir erkeğin bağlılığını kontrol etmeye çalışır, erkekler de kadının bedenini.
  29. Her zaman görüştüğünüz kadınların önüne gelenle yatan biri olduğunu farzedin. Erkekler genelde kadınların masum olduğuna inanmaya hazırdır, ama böyle düşünmemeniz sizin yararınızadır.
  30. Önemli olan kadının fahişe olduğunu değil olmadığını kanıtlamasıdır.
  31. Bir kadının masum olduğunu varsaymaktan ziyade kanıt üzerine hareket edin. Dünya çapında masumiyetin kadında her zaman bulunduğu varsayan sayısız erkek çok ağır bedeller ödemiştir.
  32. Kadın neye ihtiyacı varsa onu doğru kabul eder. Gözünün önündeki doğru ruhuna hitap etmiyorsa alakasız bir doğruyu anında üretecektir.
  33. Kadınlara fayda sağlayan şey feminizm değil ataerkillik ve dindir. Erkeklerin yönetimi kadınların durumunu iyileştirmiştir. Feminizm, kadınların kendini yönetmesidir. Bu yönetim de kadınların yüzeysel olmayan, samimi bir nezaketten yoksun olduğunu göstermiştir. Feminizm kadınlara asaleti öğütleyen sosyal utandırma mekanizmalarını ortadan kaldırarak onların vahşi yüzünü ortaya çıkarmıştır. Kadın doğasındaki tüm olumsuzluklar feminizmle birlikte iyice artmıştır.
  34. Sevilmek için erkeklerin güçlü olmaya, kadınların ve çocuklarınsa sadece o ortamda bulunmaya ihtiyacı vardır.
  35. Erkekler çocukluk döneminde gördükleri sevgi ve şefkatin büyüdükçe azaldığının farkına varır. Kadınlar ise böyle bir sevgi kaybına uğramaz. Hal böyleyken erkek bir daha asla cömertçe sevilmeyeceğini acı da olsa anlar. Erkek biraz sevgi elde etmek için çokça sevmek zorundadır. Annesinin cömert sevgisini daima özler. Kız arkadaşında da bunu bulamaz, zaten kızlar da böyle bir erkeği zayıf bulacağı için o sevgiyi vermekten kaçınır. Kırmızı hapın en acı yudumu bu olsa gerek.
  36. Evlilik kadınların ve boşanma avukatlarının cebine yarar, erkeklere göre değildir.
  37. Evlilik, erkeğin özgürlüğü pahasına kadını güvence altına almasıdır. Eskiden bir erkek evlendiğinde yükü artsa bile bunu telafi edecek gücü de elde ederdi, artık durum böyle değil.
  38. Evlilik, günümüzde bir sözleşmeyi ihlal eden tarafın sözleşmeye uyan tarafı cezalandırabildiği tek yasal sözleşmedir.
  39. Kadınlar, erkeklerin aksine, evliliği yasal bir sözleşme veya sorumluluk olarak görmezler. Evlilik onlara göre çocukluk hayallerinin gerçekleştirildiği bir sigortadır.
  40. Bazı insanlar, çocukları sağlıklı yetiştirebilmek için evliliğin gerekli olduğunu düşünür. Eskiden böyleydi evet, ama zaman değişti. Feminist hukuk politikaları eskiden kazanç olan bir yapıyı borca dönüştürdü.
  41. Boşanma çocukları mahveder. Hiç evlenmezseniz boşandığınız zaman hayatı mahvolacak çocuklarınız da olmaz.
  42. Kadınlar kaybedecekleri az ve kazanacakları çok olduğu için tabii ki evlenmek ister. Erkek için ise durum tam tersidir. Belki maddi durumu çok iyi olan kadınlar istisnadır.
  43. Güvenlik ve bağlılık kadınların nihai hedefidir, evlilik de bunları sağlar. Evlilik, kadınlara en büyük arzularını sunar. Erkeklerin nihai hedefi ise güzel kadınlardan oluşan bir haremdir.
  44. Politik çıkarlara dayalı bir evlilik yapmanızı gerektiren elit bir sosyal ortamdaysanız malınızın çoğunu güven fonuna aktarın. Bu sizin sigortanızdır. Teknik olarak sizin olmayan şey sizden alınamaz.
  45. Su nasıl ıslaksa kadınlar da öyle çıkarcıdır.
  46. Kadınlar seksi silah olarak kullanır, genelde bu ellerindeki tek işe yarayan silahtır.
  47. Kadınlar, çekici adamları seksle kontrol etmeye bayılırlar. Libidosu istediğinde zevk için sevişir. Güç istediğinde ise seksi tıpkı uyuşturucu gibi azalan ölçeklerle dağıtır ve erkeği Pavlov’un köpeği gibi eğitmeye çalışır.
  48. Bir kadın çekici bulmadığı bir erkeği manipüle etmek istediği zaman bunu gerçekten seks yapmak yerine sahte bir seks vaadiyle kandırarak yapar.
  49. Kadınlar, çıkarlarını elde etmek için karışık sinyaller gönderir. Seks ihtimalini gündeme getirmeleri bile kendilerine güç sağlar. Böylelikle erkekler sevişme şansı olduğunu düşünerek gücü kadının eline verir.
  50. Mantığı yerine duygularıyla yaşamayı tercih eden biriyle tartışırsanız sabrınızı tüketmekten başka bir şey yapmazsınız. Bu yüzden kadınlarla tartışmak gereksizdir, manasızdır. Duygularla tartışamazsınız, ancak manipüle edebilirsiniz.

Devamı gelecek…

Çeviri: Fifty Shades of Red

Ev işi yapan erkeklerin hazin sonu

ABD’de 4561 orta yaşlı evli çift arasında yapılan araştırmada, ev işi yapan erkeklerin, bunlarla ilgilenmeyen erkeklere göre, karısıyla daha az seks yaptığı belirtiliyor. Bak elindeki seksi de kaybediyor, daha fazla yapmak şöyle dursun!

Bunun sebebi ise (haberin başlığındaki en çarpıcı kısım) bunun kadına “kadınsı bir davranış” olarak gelmesi ve bunun sonucunda kocasından soğuması.

Evet gençler, bir feminik yalanının daha çöküşünü izliyorsunuz. ABD gibi 3. dalga feminik hareketin en yoğun olduğu ülkelerden birinde bile erkeklere sürekli olarak telkin edilen “anlayışlı bir koca olarak ev işini karınızla paylaşın” yalanı, gerçek hayatta tam tersi etkiyi yaratıyor. Çok şaşırdım ya halbuki feminikler diyorsa bir bildikleri olmalıydı nasıl yanlış çıkar 😁

Devamında ise “ulan adamları fazla da uyandırmayalım” deyip bazı detaylar eklemişler:

Geleneksel olarak kadınlarla özdeşleşen ev işlerini yapan erkekler, karısıyla daha az seks yapıyor. Yani orta yaşlıların evlerinde hala geleneksel cinsiyet rolleri hakim.

Ancak genç çiftler üzerinde yapılan başka bir araştırma tam tersinin doğru olduğunu söylüyor.

Muhtemelen bu noktada feminik bir editör son andaki müdahalesiyle evlenmeyi düşünen efendi betalara umut aşılamayı ihmal etmemiş. Yani bu ev işinin seks getirmemesi olayı sadece orta yaşlılara özgü, genç erkekler kılıbıklığa devam edebilir. Hani yaşlılar neyse anlamıştır zaten de gençleri uyandırmayın der gibi. Yersen.

Araştırmayı yapan akademisyenin sözleri ise daha acıklı:

Ev işini eşit olarak paylaşan çiftler, birbirini sevgiliden çok kardeş gibi görmeye başlıyor.

Bak arkadaş bile değil, kardeş. Hangi eşin diğerini kardeş olarak gördüğünü söylememe gerek var mı 😁

Peki neymiş bu kadınsı ev işleri? Yemek yapmak, temizlik yapmak, çamaşır yıkamak.

Bunların yerine karımız bizden soğumasın daha erkeksi işler yapmamız gerekiyormuş:  çimleri biçmek, fatura ödemek, musluk tamir etmek gibi.

Yani neymiş özetle? Ev işini paylaşan erkek kadın tarafından takdir edilir yalanı, gerçekten de kocaman bir yalan. Zaten kadınların “şunu yaparsan kadınlar sever” dediği her şey yalan olduğu için bu konuda pek düşünmeye gerek yok.

Burada mor haplı hanımcılar devreye girip şu soruyu soracaklar: “İyi de hocam, hanım da hem çalışıp hem de ev işinde yoruluyor, yardım etmek lazım değil mi?”

Evet günümüzde kadınlar hem çalışıp hem de ev işi yaptığı için yorulduğu ve bu konuda desteğe ihtiyaç duyduğu gerçek. Ancak burada yine erkeğin liderlik rolü devreye giriyor: gerekirse hanımın çalışmasını gerektirmeyecek kadar para kazanıp onu evde rahat ettireceksin ki o da geleneksel rollerine mutlulukla dönsün. O zaman bile şikayet ediyorsa zaten ondan hayır gelmez, sizi defterden silmeye yakındır. Ağır gelecek biliyorum ama erkek olmak zaten performans yükümlülüğü demek.

Zaten size gerçekten aşık olan bir kadın, seve seve çocuk da doğurur, yemek de yapar, evinizi de temizler. Hatta erkeğine aşık olduğu için bunları büyük bir gururla yapar.

Ev işi yüzünden yoruldum vs diye dırdır eden kadın aslında kocasına karşı cinsel ilgisini kaybetmektedir ve bunu kendine bile itiraf edemediğinden (çünkü evli bir kadın olduğu için orospu damgası yeme riski var) kadındaki muhteşem rasyonalizasyon makinesi dönmeye başlar ve bu soğumanın sebebini kocasının ev işinde kendisine yardım etmemesine bağlar. Başlıkta “kadınsı davranıştan ötürü soğumak” ile anlatılmak istenen bu aslında.

Bu konunun örneklerle daha ayrıntılı anlatımı için bkz.  Skeptico’nun dırdır serisi 1. bölüm.

Kariyerini bahane edip ayrılan kadın

Ekşi sözlükten ibretlik bir hikaye geliyor. Tam bir vaka çalışması olduğundan buraya taşımadan duramadım. Ben susayım, yazar anlatsın.

nereden başlayacağımı bilemiyorum.

çaresiz ve kimsesiz hissediyorum. Boğazımda düğümlenen o şeyin nasıl hissettirdiğini anlatmam mümkün değil sanırım.

6 yıllık ilişki acısıyla tatlısıyla bitti sözlük üstelik ben istemesem de böyle birşeyi bitti. o çok sevdiğim küçük parmaklım saçlarını her duştan sonra kuruttuğum uçtu gitti. gözlerinde gözlerimi görmekten kendimi alamadığım gitti be sözlük.

sebebini sorduğumda daha da çok üzüldüm. tıpta uzmanlık sınavı var ya işte o. evet evet o, ona çalışmak istiyormuş kariyeri daha önemliymiş.. neye tercih edildim nasıl edildim bilemedim. ellerim titriyor nefes alamıyorum. yoruldum, bu kadar yıl sonra bunu duymak ve terkedilmiş hissetmek çok koyuyor be sözlük. üstelik haziran ayında evlilik kararı almıştık. ailelerimiz de tanış olmuşlardı..

evdeki eşyalarını toplayıp gideli neredeyse üç hafta olacak. kimsesiz olduğuma mı yanayım çaresiz hissetmeme mi ne yapacağımı bilememe mi? yemin ederim herşey üstüme geliyor. çok koyuyor bu kadar zaman sonra böyle acımasızca ortada bırakılmak.

yazamıyorum, kendimi alelade cümlelerle izah etmemek isterdim ama duygularımı dile getirecek mecalim dahi kalmadı. titriyorum. dalıp gitmelerim de arttı. ne yapacağımı bilmiyorum. boş boş bakıyorum etrafa. bu işkencenin artık son bulmasını istiyorum. acılar belki paylaşılırsa azalır diye sana yazdım sözlük.

Öncelikle söyleyeyim ki bu yazıyı dalga geçmek için buraya koymuyorum. Erkeklerin çoğu bizimle işte böyle tanışıyor. Büyük darbe yemeden kendine gelip ben ne yapıyorum diyemiyoruz maalesef. Nickinden anladığım kadarıyla arkadaş doktor.

Bu kadar üzülmesinin sebebi ise, masalsı ilişki ideali yüzünden kızın ayrılığa doğru salladığı kırmızı bayrakları görememesi. İşte kırmızı hapın diğer faydası da bu: hem ilişkiyi elde tutmanızı sağlıyor, hem de kız bıraksa bile hatalarınızı bildiğiniz için böyle yıkım yaşamadan gereken dersleri çıkarıp daha çabuk ayağa kalkıyorsunuz. Yoksa eğitim seviyeniz süper olsa da kadınların elinde oyuncak haline gelirsiniz.

Peki yaptığı hatalar neler?

1. Arkadaş bildiğin oneitis olmuş. Kıza bu kadar bağlanmasının başka bir açıklaması yok. Erken yaşta hayatımın aşkı moduna girerseniz ya böyle darbe yiyorsunuz, ya da evlenip her gün dırdır çekiyorsunuz.

2. İlk maddeyle bağlantılı olarak kızla evlenmeden aynı evde yaşaması. Ne diyordu Tomassi’nin demirden kanunları: evlilik dışında bir kadınla aynı eve çıkma. Çünkü kadına “hayatımdaki tek hatun sensin” mesajını vermiş oluyorsun, o da rekabetin getirdiği gerilimden kurtulup seksi koz olarak kullanmaya başlıyor. Sonucunda da saygısını yitirip terkediyor.

3. İkinci maddedeki hatayla bağlı olarak tek kıza 6 yıl zaman ve emek harcayıp tabak çevirmemesi. Daha yeni yayınladık bak duygusal yatırım serisini. Orada anlattığımızın tam tersini yapmış arkadaş.

4. Kızın hipergamisini tatmin edemez hale gelmesi. Bu da muhtemelen ikisi de doktor olduğu için. İki tarafta eşit sosyal statüde olduğu zaman oyun daha da önem kazanıyor. Böyle durumlarda duygusal gücünüz sağlam değilse kız “zaten ben bununla aynı seviyedeyim, o zaman niye bu mıymıntıyı bırakıp aynı seviyede daha alfasını bulmayayım ki?” diye düşünüyor.

5. Kadının bahanesine inanıp kendini harap etmesi. Sizi cidden seven bir kız bırak TUS’a girmeyi ABD başkanlığına aday da olsa ter-ke-de-mez! Nokta. Bu sınav ve kariyer bahanesi, kadınca-türkçe sözlüğün en başına yazdıklarımdan biriydi. Ben genelde ilişki öncesinde duyardım bunu ama demek ilişkide de gelebiliyormuş.

Bakın bu adamı tanımıyorum, adını bile bilmiyorum. Ama hikayesi ve yazısından yansıttığı ruh hali kırmızı hap açısından o kadar klasik ki hatalarını şıp diye bulmamak mümkün değil.

Özellikle 15-25 arası genç arkadaşlar, “tabak çevirin, uzun dönem ilişkiye girmeyin” derken sizi böyle travmalardan kurtarmaya çalışıyoruz. Daha kadınları tanımadan oturup şirket kurar gibi karşılıklı güvene dayalı ortaklık kurmaya çalışıyorsunuz. Yapmayın etmeyin, okuyunca cidden üzülüyorum. Çünkü eski mavi haplı günlerim geliyor aklıma. Hep yaşayarak öğrenmeye çalışmayın, biraz da etrafınızda olanlardan ibret almaya bakın.

Umarım bu kardeşimizin de yolu kırmızı hapa ve bu siteye düşer de nasıl bir hata yaptığını anlayıp kendine çekidüzen verir.

Her Erkek Aslında Eğlenen Ustadır

Tabii feminist propagandaya maruz kalmadan önce.

Bildiğiniz gibi kırmızı hap camiası her erkeğin aslında doğuştan az veya çok maskülen karakter özelliklerine sahip olduğunu, ancak bunun maalesef son 40-50 senedeki 3. dalga feminist hareket nedeniyle büyük ölçüde yok edildiğinden bahseder. Dolayısıyla eğlenen ustalık diye adlandırdığımız şeyi kullanılmaz hale gelecek şekilde törpüleyen de bu süreç.

Bunun kanıtlarından birisi küçük çocuklardır. Bir ilkokul bahçesine veya parka giderek oradaki küçük erkek çocuklarının kendi yaşıtı kızlarla nasıl uğraştığına bir bakın. Ve tabii kızların şikayetçi olmasına rağmen nasıl hala onlarla oyuna devam ettiğine… Benim diyen yetişkin erkek, hiçbir kıza bu kadar korkusuz ve özgüvenle yaklaşmaya cesaret edememiştir. Saç çekme, silgi atma, basit tekerlemelerle karşı tarafa takılma gibi bize şimdi çocukça gelen eylemlerin aslında eğlenceli ustalığın güzel bir versiyonu olduğunu düşünüyorum.

Peki nasıl oluyor da 8 yaşındaki halimiz kızlara yaklaşım konusunda 28 yaşımızdaki halimizden daha başarılı? Çünkü feminizm odaklı okul müfredatı henüz beynimize işlenmemiş. Sonucunda da bu ustalık “doğal” olarak ortaya çıkıyor, çaba göstermemize gerek kalmıyor. Erkekte fabrika çıkışı bir özellik kesinlikle.

İşte dün Tomassi’nin eğlenen ustalık yazısını  çevirirken çocukluk dışında da bu ustalığın doğal olarak ortaya çıktığı bir süreç daha keşfettim: hoşlanmadığımız kızlar. Ve bilin bakalım bu kızların çocukluğumuzda saçını çektiğimiz kızlarla ne gibi bir benzerliği var?

İkisinde de kızlara “yaranmak” gibi bir derdimiz yok. Kız hayatımızda olsa da olmasa da keyfimizden gram taviz vermiyoruz. Yani feminist propagandanın aksine kadına el pençe divan durup saygı gösterince değil, tam aksine ona çocuk muamelesi yapınca başarılı bir eğlenen usta oluyoruz. Hatırlarsanız Tomassi de bu ustalığı kızıyla arasındaki ilişkide keşfettiğinden bahsediyordu. O kız çocuğu olduğu için yaranma gibi bir kaygısı yok, bu da ustalığın rahat bir kafayla uygulanmasını sağlıyor.

Kendi hayatımdan bir örnekle destekleyeyim. Geçmiş bir saha raporu da diyebiliriz.

Bundan yaklaşık 6 sene önce ilk iş yerimde benden 2 yaş büyük bir hatunla tanıştım. Aynı hafta göreve başlamıştık. Bana göre güzel bir hatun değildi, HB5 diyeyim. Bu yüzden hatuna yürümek gibi bir niyetim yoktu. Zaten siz çok güzel bile olsa yine de iş veya okul gibi sosyal ortamlarda birine yürümeyin, reddedilme veya bir şeyler başlasa bile ilişkinizin yürümemesi durumunda itibarınız düşer. Bir hatun için riske girmeye değmez.

Lafı uzatmayayım, bu hatun işe resmen evlenecek adam bulmak için gelmiş. Her hareketinden bunu anlıyordum. Ortamda benim gibi 2-3 bekar adam daha var, yaş olarak en ufak bendim,  belki de bu yüzden ilk bana yürüdü. Fakat bu yürüme değil bildiğin tahrik etme hareketiydi.

Daha tanışmamızın ilk haftasında odama geldi, üzerinde dar bir pantolon, hatlar ortada. Odada sandalye mevcutken geldi benim masaya oturdu, kalçalar yarım metre yakınımda. Ben tabii içimde “oha amk napıyor bu?” diye düşünsem de aradaki resmi nezaketi bozmak istemedim. Önce bunun gözüme soktuğu kalçalara baktım, ardından kafamı kaldırıp gözlerine. O 4-5 saniyelik bakışmada yüzümdeki gülümseme ile ne yapmaya çalıştığını farkettiğimi ona gayet iyi hissettirmiştim. Ardından hemen “kusura bakmayın işim var” diyerek bilgisayarıma döndüm, pek de memnun olmayan bir ifadeyle odamı terketti.

Aradan birkaç hafta geçti, denk geldikçe yine konuşuyoruz. Ben tabii kendimi beğendirme gibi bir derdim olmadığı için şapkasına, kıyafetlerine, bazen de odasındaki eşyalarına takılıyorum. Gülüyor ama yüzündeki memnuniyetsizliği de farkediyorum, zira istediği iltifatlar etmek yerine sürekli kendiyle dalga geçen biri var karşısında.

Derken bir gün çalıştığımız yerden yaklaşık bir saat uzakta olan şehir merkezine gideceğini ve ben de orayı iyi bildiğim için kendisine rehberlik etmemi istedi, nasıl olsa ben de o haftasonu gideceğim diye kabul ettim. Hiç aklımda yokken 3-4 saatlik başbaşa bir buluşma gibi oldu, şehirde yeni olduğu için biraz gezdirip etrafı tanıttım. Tabii yine elini omzuma koymak, karşıdan karşıya geçerken güya beni korumak amacıyla elini belime atmak, söylediklerime kahkahalarla gülmek gibi ufaktan tahrik etme çabalarını hunharca sergiliyordu. Kıyafet yine şık ama malzemeyi belli eden cinsten. Fakat ben kafamda yürümek gibi bir düşünce olmadığı için yine esprili ve iğneli konuşmalara devam ettim. Yaptığı her flörtöz hamlenin ardından benden gelen umursamaz şakalardan sonra bardağı taşıran son damla, şehri tanımadığı için yaptığı saçma bir yorumla dalga geçmem olmuştu. Son yarım saatte beyaz bayrağı sallayıp konuşamayacak halde geldi. Yüzünde “ne yaparsam yapayım bundan ilgiyi koparamadım” der gibi bıkkın bir ifade vardı.

Ertesi hafta bu arkadaşın gezimiz sırasındaki acemiliklerini diğer iş arkadaşlarımızın da olduğu bir sohbet ortamında anlattım, o anda kendi de orada. Ben anlatırken zoraki gülse de meğer hassas ve narin egosu çok kırılmış. Kıyamam.

Bir sonraki gün gelip bana çok kırıcı olduğumu, kendisini üzdüğümü ve insanların içinde küçük düşürdüğümü söyledi. Anlaşılan o ki beni kendine çekmek için yaptığı flörtöz hatun taktikleri tutmayınca bu sefer de devreye acındırma ve suçlama yöntemi girmişti, böylelikle benim sempatimi kazanmak ve sevgili olamasa bile özür dileterek kendini reddedilmiş hissetmemek istiyordu.

Tabii ki özür dilemedim. “Ben böyle biriyim, daha dün takılmama gülerken bugün niye kızdın? Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum, zaten böyle alıngan biriyle arkadaş da olamam” deyip yanından ayrıldım. Klasik “bir kadına nasıl böyle yaparsın?!” utandırma taktiği de elinde patlamıştı. Zaten ondan sonra da merhaba, nasılsın gibi havadan sudan konuşmalar dışında pek görüşmedik.

Ve işin ilginci ne biliyor musunuz? Bütün bunları yaparken eğlenceli ustalık ve kırmızı haptan zerre haberim yoktu, henüz fişten çekilmiş olduğum bir dönem değildi. Ama kızın cinsellik kokan hareketlerle yaptığı her atağa verdiğim esprili ve umursamaz cevaplar ağzımdan otomatik olarak çıkıyordu, çünkü kadına karşı duygusal hislerin etkisi altında değildim. Ona “yaranmaya” çalışmıyordum.

Benim anlattığım eğlenen ustalığın boku çıkarılmış versiyonu, siz bu kadar abartmayın tabi. Romantizm yazımda da belirttiğim gibi sürekli geri çekilerek başarılı olamazsınız, arada kıza ödül verip ateşi harlamak gerek. Ben bunu hiç yapmadığım için kız doğal olarak dayanamayıp kaçmak zorunda kaldı. Halbuki eğlenen ustalıkta karşı tarafı aşırı gücendirmeden dalga geçmek var, ama benim onunla ilişki amacım olmadığından bunu dengeli uygulamadım.

Kıssadan hisse: Bunu yapmak zor olacak biliyorum ama yürüdüğünüz hatunlara sanki hoşlanmadığınız ve dünyada varlığı zerre umrunuzda olmayan bir kızmış gibi davranın. Her erkeğin geçmişinde mutlaka kendisine yazdığı halde beğenmediği bir kız vardır, o kıza karşı umursamaz ve alaycı davrandıkça nasıl sizin peşinizde gezdiğini düşünün. İşte bunu yerinde ilgi ve seyrek buluşmalarla soslayıp beğendiğiniz hatunlara da uyguladığınızda eğlenen ustalığı nirvanaya çıkarma yolunda en büyük adımı atarsınız. Çünkü bu yetenek zaten erkeğe verilmiş, özünüze dönün.

 

 

Eğlenen Ustalık

Günümüzde birçok erkeğin “umursamaz” kelimesine takılıp kaldığını düşünüyorum. Bu kelimeye erkeğin karşısındaki kıza tepeden bakması ve kızın erkeğe kendini beğendirmeye çalışması gibi bir anlam yükleniyor. İnsanlar “kibirli” veya sahte bir ilgisizliğin umursamazlık anlamına geldiğini sanıyor. Bu kelimeyi tamamen unutun, çünkü istediğiniz şey “umursamazlık” değil, EĞLENEN USTALIK.

Şu ayrımın farkına varmak lazım: Kibirli bir “umursamazlık” ile özgüvenli bir eğlenen ustalık arasında fark vardır. Eğlenen ustalık, sizi eğlenceli ve rahatça anlaşılan bir adam yaparken aynı zamanda sizi üstün bir konuma getirir ve karşınızdaki kadına (aslında her kadına) ustalığınızı kabul ettirip kendini size beğendirmeye çalışmasını sağlar. Bu tavır, sizin olgun ve otoriter olduğunuz, bu işleri “daha önce gördüğünüz”, kadınların söylediği ve yaptığı şeyleri zaten bildiğiniz ve tüm bunları bir eğlence olarak gördüğünüz mesajını kadına açıkça verir. Böylelikle bir yandan kadının oyununa eşlik ederken diğer yandan da onun erkeği ölçüp biçen taraf olma çabalarına da inceden gülersiniz. Daha açık bir deyişle, kızı yaramaz küçük bir kız kardeş gibi ciddiye almayan ve onun ufak oyunlarının da farkında olan bir Alfa erkeğin kafa yapısına ulaşırsınız.

Şunu kabul etmem lazım ki kızım olana kadar eğlenen ustalığın potansiyel gücünü tam olarak kavramamıştım. Kızımla aramızdaki bağ gerçek ve zorlama olmayan bir ilişki olduğundan aslında bu ustalığı doğal bir biçimde kullandığımı gördüm. Kızımın yaşı küçükken bu durum Baba-Alfa kimliğime bir ekleme gibiydi, ancak şu anda 14 yaşına geldiği için geçmişe baktığımda onun da bu durumdan memnun olduğu belli. İşin ilginci eşimin de bu ustalığı cazip bulduğunu, hatta ben kızıma bunu uygularken kendisini de işin içine dâhil etmeye çalıştığını gördüm.

Eğlenceli ustalık, özellikle erkeğin kadından yaşça büyük olduğunu durumlarda etkili olur. Fiziğiniz ve maddi durumunuz iyiyse, yaşınızın büyük olması size bir güvenilirlik havası verir. Erkeğin olgunlaşması aynı zamanda bilgi ve deneyim beklentisi de doğurur. Eğlenceli ustalığı, promosyon etkinliklerindeki garson kızlara karşı kullandım ve bunun onlarda büyüleyici bir etki yarattığını gözlemledim. Sanki sürekli arzuladıkları ancak genç erkeklerden bulamadıkları baba figürünün bir örneği gibiydim. Kadınlarla onların shit testlerini kolayca tahmin edecek ve bunları imalı bir gülüş ve bakışla savuşturacak kadar çok ilişkisi olmuş bir erkek izlenimi vermek, kadın ile erkek arasında bir Alfa güvenilirlik dinamiği oluşturuyor. Erkek eğlenen ustalığa sahip olduğunu ipuçlarını verdiği zaman kadında o adamın “işten anladığına” dair bir varsayım oluşuyor.

Dominantlık

Manosphere ve kadın Matrix’inde sıkça içi boşaltılan kavramlardan birisi de “dominantlık” kelimesidir. Bu kelime, tıpkı “güç” kelimesinde olduğu gibi, insanlarda olumsuz çağrışımlar ve bunlardan doğan önyargılar uyandırıyor. Kadınlar, dominant bir erkek istediklerini nadiren kabul ederler; çünkü bu kelime onlara çok sert ve iki kutuplu gelir: yani kadın temelli yapılan eşitlik tanımında eğer bir taraf dominantsa diğer tarafın teslimiyetçi olduğu varsayılır. İçinde bulduğumuz yüzyılda sürekli “özgür ve bağımsız kadın” propagandasına maruz kalan bir kadın için dominant bir erkeği arzuladığını kabul etmek ona bağımlı olduğunu da kabul etmek anlamına gelir. Bu kafa yapısına göre dominantlık saldırı ve baskıyla aynı anlamdadır ve kadınlar ile kadınlaştırılmış erkekler bu kavramın adı geçtiğinde bile Pavlov’un köpeği gibi ezbere bir tepki verirler.

Kırmızı hap perspektifinden ise kadınların dominant erkeğe ihtiyaç duyduğu gerçeğini görebiliyoruz. Kadınların hareketleri ve örtülü sözleri dominant erkeğe olan arzularını açıkça gösteriyor. Ancak şu günlerde manopshere içinde de dominant davranışların ne içerdiğine dair kısıtlayıcı fikirler mevcut. “Sosyal dominantlığın” Alfa statüsünün bir göstergesi olduğunu belirtiyoruz; fakat gerçek bunun kesinlikle daha ötesinde. Bence çoğu erkek dominantlığı astlarına karşı emirler yağdırırken yanlarındaki kadının onları izlemesi ve bunu sosyal statünün bir kanıtı olarak görüp o adamla hemen yatma isteği duyması gibi algılıyor.

Grinin 50 Tonu’nun bu kadar çok satması hala fişten çekilmemiş olan erkeklerde bile jetonun düşmesini sağladı. Kadınlar dominant erkeklerden kesinlikle tatmin oluyorlar; ancak bu erkek dominantlığının sadece çok küçük bir kesiti. Bu tarz bir “kadın pornosunun” tutması kadınların aslında dominant erkekleri hayal ettiği tezini güçlendirse de erkek dominantlığının arzulanır olduğunu kanıtlamak için illa bir seks kölesi ve kırbaca mı ihtiyaç duyuyoruz?

Demek istediğim, şahsi veya sosyal dominantlığı resmetmek için böyle uç örneklere gerek yok. Mesela ben evliliğim ve ailemde dominant bir kişiliğe sahibim; fakat bu eşimin yatakta benim kölem olduğunu veya elleri bağlanarak fantezi yapmak istediğini göstermiyor. Dominant olmak, emir ve istek yağdırmaktan çok daha fazlasıdır. Ben bu dominantlığı konuşmamda (hatta suskunluğumda), kıyafetimde, kariyerimde, sosyal statüm gereği muhatap olduğum insanlara karşı tavırlarımda, hoş gördüğüm veya görmediğim şeylerde sergilerim. Erkekler olarak hareketlerimiz ne kadar dışa dönük olursa kadınların o kadar dikkatini çekeriz gibi bir düşüncemiz var; fakat kadınlar aslında hareketlerimizin ince ayrıntılarına düşündüğümüzden çok daha fazla dikkat ediyorlar. Yani az hareketle çok iş başarmak mümkün. Bize gereksiz gibi gelen hareketler, çoğu zaman kadınların en çok hatırladığı şey olacaktır.

Eğlenen Dominantlık

Nasıl ki kadınlar açıkça seks objesi haline getirilmekten veya sevilmekten hoşlanmıyorsa açıkça gösterilen dominantlıktan da hoşlanmıyorlar. En olumlu tepki verdikleri hareketler örtülü olanlar: yani seks objesi haline getirilmek, domine edilmek ve sevilmekten ancak bu hareketler “hissettirildiği” zaman hoşlanıyorlar. Kadınlarda başka kadınlarla rekabet etme endişesi oluşturmanın olumlu etkisini hep zaman vurguladım; ancak bu açık bir dominantlık şeklinde olmamalı. Dominantlık arka planda çalan bir müzik gibidir, ancak gerektiğinde durumlarda sesi yükseltilmelidir. Kadınlar onun varlığını hissetmeli ve hayal etmelidir, erkek sürekli olarak bu dominantlığı hatırlatmak zorunda kalmamalıdır.

Başladığımız noktaya tekrar gelirsek, eğlenen ustalık sosyal dominantlığın bir biçimidir. Soru sorulmadan cevabı bilmek ve bu cevabı yüzünüzde hınzır bir gülümsemeyle vermek değerinizin yüksek olduğunu göstermenin en etkili yoludur. Dolayısıyla bu ustalığa ancak sosyal dominantlığı ortaya çıkararak ulaşılabilir.

Kaynak: Amused Mastery

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.