Mecburi Beta Oyunu

Kırmızı hapı bilsen de mecburi beta oyununu oynamak zorunda kalabilirsin. Belki erkekadam sitesini baştan sona okumuşsundur. Ama gene de o kız tek geçilenin oluyordur ya da sana yazmadığında ona ikinci muhtaç mesajı atmamak için kendini zor tutuyorsundur.

Redpill’i bilmenin pratikte muhtaçlık konusunda seni durdurmamasının önemli bir nedeni var. Bir yolu bilmekle o yolda yürümek ayrı şeyler. Erkekadam sitesi sana yolu gösterir ama o yokuş, dikenli ve zorlu yolda yürümeyi sen tercih etmelisin.

İnsana bilgi yüklendikçe mucizevi bir şeyler gerçekleşiyor olsaydı, tek önemsenenin daha fazla bilgi yüklemek olduğu lise çağındaki çocukların epey yol kat etmeleri gerekirdi ama böyle bir şey olmuyor.

Peki, mecburi beta oyunu derken ne demek istiyorum? Beta oyunu oynamana neden olan şey aslında tam olarak bilgi eksikliğinden kaynaklanmıyor. Bu siteden doğru bilgiyi alman çok önemli ama her şey buna bağlı değil. Erkeklerin beta oyunu oynamalarının temel nedeni içlerindeki muhtaçlık ve becerilerinin, alternatiflerinin dar olmasıdır. (Arada benim siteme de bakabilirsin, güzel redpill çeviri yazıları yayınlıyorum)

Yoksa dışarısı kendisine redpill ve ilişkiler konusunda herhangi bir yatırım yapmamış tonla alfa dolu. Ama bu adamlarda muhtaçlık olmadığı için içgüdüsel olarak alfa oyunu oynuyorlar. Yani diyeceğim o ki redpill literatüründeki tüm bilgileri hatmetmiş olsan da o kızla beraberken oyununun neye benzeyeceğini redpill öğretisinin tavsiye ettiği yolda yürümek için efor sarf edip etmediğin belirliyor.

Mecburi beta oyunu oynamak zorunda kalan erkek güçten düşmüş bir aslan gibidir. Bu aslan aslında aslan olmanın neye benzediğini tabi ki bilir. Ama kavgada yenilmiştir, hiyerarşide aşağılara düşmüştür ve artık dişiler ona saygı durmaz, tek başına kalır, açlıktan ölecektir.

Redpill biliyor ama onun tavsiye ettiği yolda yürümek için bir şeyler yapmıyorsan kadınlar konusunda kendini günbegün güçsüz bırakıyorsun demektir. Becerilerin daha fazla kaynağa ve kadına ulaşmak için yetersiz kalmaya başlar ve alternatifsiz kalırsın. Bu aşamada Mahmut Abi her gün kulağına redpill aforizmaları fısıldıyor olabilirdi ama bu bile seni kurtarmazdı.

Kendini her güçlendirmek için çalışmak yerine kendini zayıf bıraktığında artık belirli bir kızın hareketlerine karşı daha fazla duyarlı olmaya başlarsın, “bana neden cevap vermedi?”, “bir şeyler yapıp ilgisini kazanmalıyım”, “ben ne yaptım da ilgisi azaldı?”, “bu bir reddetme anlamına mı geliyor?” gibi sorular kafanda fazlaca belirmeye başlar. Sonra alternatifsizliğin ve becerilerine olan güvensizliğin verdiği muhtaçlıkla mecburi beta oyunu oynamaya başlarsın. İçinde bulunduğun alternatifsiz zihin yapısında bu oyun tarzı sana çok mantıklı gelir. Öyledir de, oynadığın oyun güçsüz duygusal dünyanla tutarlıdır sonuçta. Tamam, Redpill’i biliyorsan belki kendini yerlerde paspas etmezsin ama içinde bulunduğun duygusal durum daha iyisini yapmana da izin vermez. Çünkü elini zayıflattın, sen artık güçten düşmüş bir aslansın.

Bilmekle yetinmeyip yolda yürüdüğünde, her gün biraz daha güçlendiğinde ise “neden cevap vermedi? Ben bir hata mı yaptım?  Yoksa başkası mı var?” gibi sorular yerine “Bu olmazsa başkasını bulurum” hissiyatı gelir. Telefon başında beklemektense gidip elinin altındaki diğer kızlarla konuşursun ve bir süre sonra o kız önemini tamamen yitirir.

Diğer senaryoda beğendiğin kız bir mesajına cevap vermeyi es geçtiğinde bu sana çok koyar, ikinci mesajı atmamak için kendini zor tutarsın. Aslında çoğu durumda beğendiğin kız bir illüzyon, alternatifin olmadığı için belli bir kıza çok anlam yüklemenin bir tezahürüdür. Sen yolu bilmekle yetinmeyip yolda yürüseydin, farklı kızlarla sürekli irtibat halinde olan o halin bu kıza bir daha o yazana kadar mesaj falan atmazdı. Ama yolda yürümedin, bu yüzden o kız sana hayatın anlamı gibi geliyor olabilir ama gerçekte olan şey şu: o kız bir karın ağrısı.

Erkek kendini nasıl zayıflatır?

Erkekler güçleneceklerine kendilerini yavaş yavaş zayıflatırlar. Bu farklı şekillerde olur. Mesela erkek işinde ve kariyerinde odaklanacağı bir rotayı henüz seçememiş olabilir. Kendine bir alan seçememeye belli bir süreliğine hak verebilirim çünkü bu kadar seçenek arasında nereye odaklanacağını seçip sadece oraya odaklanabilmek zor ve zaman alan bir şey. Bunu yapamadıysan biran önce yapmaya çalış. Arnold Schwarzenegger’in konuyla alakalı güzel bir sözü var: “Büyük şeyler kazayla olmazlar. Nereye gideceğine bilmezsen bir oraya bir buraya savrulursun ve sonuçta hiçbir yere varamazsın”.

Kendini zayıflatmanın diğer bir yolu kötü alışkanlıklarını bırakmamaktır. Mesela porno izlemek yeni kızlarla tanışma istediğini, azmini baltalar. Seni yatıştırarak yırtıcı bir hayvandan ev kedisine çevirir. Porno sekse ulaşamayan bekâr erkekleri sedatize etmek, yani yatıştırmak amaçlı materyallerdir. Bu materyalleri almayı bırakmalısın.

Tüm siteyi ezberlediğinde ama elini taşın altına koyup kendi kurtuluşun için bir şeyler yapmadığında, biyolojin kapını çalıp bir kıza beraber ol diye seni zorladığında ne yapacaksın? Kendini geliştirmediysen ve kötü, verimsiz alışkanlıklar girdabından kurtulup daha iyi versiyonuna yönelmediysen ne olacak? Söyleyeyim: mutsuz ve umutsuz hissetme olasılığın çok yüksek. Bu mecburi beta oyunu oynamak zorunda olacağın anlamına geliyor çünkü elindeki kartlar bunlar. Sonuçta gerçek dünyada yaşıyoruz, kuralları biz koymuyoruz. Bu dünyada beta oyunu satmıyor.

Yazar: Secret

Birçok erkeğin başucu kitabı olarak tanımladığı “kadınlarla tanışma rehberi” kitabımı içeren kitap setini incelemek istersen buraya tıklayabilirsin.

Erkekadam sitesi 5 yaşında …

Erkekadam sitesi, 24 Mart 2017’de En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmakDuyarlı Erkek ve Erkek adamın en önemli 12 özelliği yazıları ile yayına geçti. Tam beş sene ve 1062 yazı olmuş.

Youtube kanalıDiscord kanalıInstagram hesapları da çok daha aktif hale geldi. Spotify’da da varız. Aynı zamanda Odysee kanalımızı da takip etmeyi unutmayın.

Bu vesileyle özellikle son bir senede bize gelen arkadaşlar, neden geldiler ve neden kaldılar hikayelerinizi burada paylaşabilirsiniz.

Feminizm ve sosyal medya linç sürüsü

Sosyal medyada ve ana akım basında çok güçlü bir linç feminizmi kültürü türedi. Son dönemde feministlerin, sol gericilerin ve botlarının (cepleri de dolu bu heriflerin, ciddi miktarda bot da kullanıyorlar) saldırısı ile, olayların iç yüzünü bilmeden atlayan dangalaklar, insanları hunharca linç ediyorlar. Buna, kendi mahallesinde duyar kasıp prim yapmak için her fırsatı değerlendiren ünlü “sanatçılar” ve televizyonda ağlak bir şekilde haber sunan kadın spikerler de katılıyorlar.

Gelin son yıllarda gündem olan ve utanmaz bir gerçeklik çarpıtması ile piyasaya sürülen bazı olayları, Erlik’in bu konudaki videoları ile hatırlayalım.

Ahmet Kural ve Sıla olayı, Ahmet Kural’ın linç edilmesi.

Kadir Şeker olayı ve sosyal medya yargıçları

Kadın cinayetleri ve kadın faşizmi

Sosyal medya yargıçları ve Musa Orhan olayı

Bir de tabii “eril düzene” saldırmak için psikopat katilden kahraman yaratmaya çalıştıkları, Nevin Yıldırım olayı var.

Masalların ardından ağıt yakmak

İnstagram’da ya da Twitter’da çok karşılaşılan ve muhtemelen öfke yemi olan kısa bir hikaye var:

“Yeni evliyken Ankara’ya gitmiştik. İnce mont almış kışın, tüm uyarılarıma rağmen. Montumu vermiştim sonra. Boşanırken seni hiç sevmedim dedi. Gerek yok yani. “

Bunu benimle paylaşıp duruyorlardı, en son bir takipçi şöyle yazarak paylaşmış:

Artık ilişki düşünmek bile midemi bulandırıyor. Herhangi bir kızla flörtleşsem cok fazla iyi gitsek bile ileriyi düşünemiyorum. Bu durumdan nasıl çıkılır.

Bu sitenin Youtube kanalında en son Joker ve Nevzat ile yaptığımız söyleşide de söylemiştim. Bizim siteye gelip soru soran çocukların %90’ının derdi, sorunları kadınlaşarak çözemeyeceklerini anladıkları zaman çözülür. Sadece ilişkiler konusunda değil.

Bu arkadaş da burada tamamen kadın gibi düşünüyor. Kadın gibi ileriyi düşüneceğine, erkek gibi hatunu beraberliğin tadını çıkarıp, ilişki bitince de özgür kaldığını düşünse, böyle pembe hayalli genç kız dertlerinden muzdarip olmaz.

Sizin ileriyi düşünmeniz gerekmiyor. Erkek bıraksan, ilişkiye bağlamasan yuvadan uçacak modda olur.  Gözünüzün dışarda olmasından, dışarda kaçamaklardan falan bahsetmiyorum. Ama kadın bir şekilde ilişkiye bağlayıp durmazsa, yavaş yavaş uçup gidecek moddadır.

Arkadaş ben bunu yazınca şunu söyledi:

Öyle yapıyorum zaten de genelde hatunu yatağa attıktan sonra soğuyorum.

Ben yatağa attıktan sonra soğuyun demiyorum. İlişki gittiği yere kadar tadını çıkar, bittiğinde “ne güzel özgürüm” diye yoluna bak. Sen yatağa attığında soğumuyorsun. Daha fazla kapılırsam yapışırım, ayrılırsak yırtılırım korkusu ile kovulmadan istifa ediyorsun. Bunun bir dengesi var. Benim dediğimin bas – soğu – geç ile alakası yok.

Kadın gibi sevmeyin, erkek gibi sevin diyorum. Erkek gibi sevmeyi beceremem o zaman sevmeyim gibi saçma sapan bir stratejiden uzak durun. Hayattan zevk alamazsınız. Çok gençken özellikle de kadın onayı bağımlısı iseniz, dildo vatandaş olmak size bir şey başarıyormuş hissi verebilir ama o şekilde hayattan ve ilişkilerden alabileceğiniz zevkin çok azını alabiliyorsunuz.

Yukarıdaki mont hikayesine bakıp ilişkilere değmez demeniz için masal dünyasında yaşıyor olmalısınız. İlişkiler başlarlar, gelişirler ve biterler. Her şey doğar, yaşar ve ölür. Ne demiş dilenci kıyafetleri içindeki prens:  “Ey keşişler, size söylüyorum: Hayatınızdaki her şey değişir. Hiçbiri sonsuza kadar yaşamaz. Kendi kurtuluşunuz için çok çalışın.”

Hayatı olduğu gibi kabul etmeniz lazım. Ne olduğundan iyi, ne de olduğundan kötü. Yoksa acı çekersiniz. Evet ilişkiler biterler. Gerçi bu arkadaşın derdi ilişkinin bitmesinden ziyade, kadının seni hiç sevmedim ki demesi. Kadınlar tarihi yeniden yazarlar.  Bugün seni sevmiyorsa, hiç sevmemiştir. Yarın seni yeniden sever aslında hep sevmiş ama sonradan anlamıştır. Bunu çok acımasız bulabilirsiniz (o zaman sevdiğimiz insanların ölmesi, ölümcül hastalıklar, savaşlar, vs. karşısında ne yapacaksınız bilemem) ama bu böyle. Kadınların doğasından kaynaklanıyor ve siz istediğiniz kadar ağlayın, türün devamlılığında bunun bir işlevi var. Sizden ayrılan kadının sizin aşkınızla mecnun olup zaten görece kısa olan doğurganlık döneminin önemli bir kısmını boş geçmesi insan türü için kötü, sizi hemen tamamen hiç olmamışsınız gibi unutup hemen bir başkasına gidebilmesi tür için iyi. Bu kadar basit.

Kadından ayrıldınız mı,  Hollywood masalları ile var olduğunu sandığınız ağlak ihtiyaçlarınızı bir kenara atarsak, onun sizi geçmişte hiç sevmediğini düşünmesinin veya sizi büyük aşkla sevdiğini düşünerek yaşayıp gitmesinin sizin için hiçbir önemi yok.

Kadınlar tarihi yeniden yazarlar. Bugün sevmiyorsa hiç sevmedim der. Yarın bırakır gidersin yeniden hoşlanır, hep sevmişim der. Rollo’nun dediği gibi bunları bilmeniz “kadınların kafanızdaki aptal masallara uymamasına öfkelenerek kadınlara düşman olmanızı” engellemek ama tabii zamanında Rollo, uzun süre boyunca da ben, bu masalların ne kadar derine işlediğini hafife almışız. Ben buna benzer şeyleri ilk öğrendiğim dönemde forumlarda (2003-5) genel hava “tabii ya, budur abi. Bunu yanlış bilip anlıyor muşuz. Demek ki gerçekte olan buymuş, o zaman doğrusunu öğrenelim” havası hakimdi. Bugün ise dehşet verici bir “masallar çok güzel, onlar gerçek olsun istiyorum, pis karılar onları gerçek oldurun” ağıdı var.

Burada anlattığımız erkek adam tipi, gerçeği olduğu gibi kabul edebilecek yetişkin bir erkektir. Her şey, ilişkiler de dahil, doğar, yaşar ve ölürler. Siz, kız, çocuklarınız, torunlarınız, vs.  Masallardaki gibi sonsuza dek olmazsa olmaz diye ağlamayın. Masalların ardından ağlamayın. Masallar kısa süreli pozitif duygu patlamaları ve uzun süreli depresyonlarla dolu bir hayata çıkarlar. Gerçekliği olduğu gibi kabul etmek, sizi patlamalardan uzak olsa da daha istikrarlı olarak pozitif duygu içinde tutar.

Türkiye’de porno ve mastürbasyon bağımlılığı 10 yılda 10 kat arttı

Türkiye de bu sorundan muaf değil. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Başkanı Psikoterapist Dr. Cem Keçe, Türkiye’deki porno bağımlılığının ne boyutlarda olduğunu Independent Türkçe’den Ali Kemal Erdem’e anlatmış:

Pandemi süreci porno bağımlılığını artırdı mı?

Pandemi döneminde yasaklarla birlikte insanların birbirlerine temas etmesinin azalmasıyla birlikte ciddi anlamda sanal sekse ve porno sektörüne yöneliş oldu. Özellikle Instagram, Whatsapp üzerinden insanlar birbirlerini aldatmaya ve bir tür sanal seksler yapmaya başladılar. Tabii ki sanal seks beraberinde pornoyu da getirdi. Çiftler birbirinden uzaklaşırken mastürbasyonun kucağına düşmüş oldu.

Yani pandemide yasaklar nedeniyle evde kalan çiftler birbirlerinden daha mı uzaklaştı?

Aynı evin içerisine sıkışmış olmak, insanların arasındaki tutkuyu azalttı. Çünkü şehvet duygusu biraz mesafeye, biraz hasrete, biraz yeniliğe, biraz isteme, biraz yasak arzulara çok yakın bir duygudur. Pandemi süreci bu duyguların hepsinin aynı evin içerisinde yaşanmasını imkansız kıldı. Tabii ki sosyal medya insanların bir nevi özgür olduğu mecralara dönüştü. Böyle olunca da tabii ki porno, sanal seks ve beraberinde de mastürbasyonda bir artış oldu. Ama tabii ki pandeminin yumuşamasıyla bunlar tekrar bir azalma içerisine girdi.

İnternet kullanımının ve sosyal medyanın yaygınlaşmasının bu sorundaki etkisi nedir?

Türkiye’de uzun zamandır zaten internet kullanımının, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla ve bununla birlikte ciddi anlamda pornonun artmasıyla birlikte mastürbasyon önemli bir seçenek haline geldi. Eskiden bu kadar yaygın değildi pornoya ulaşım ama işte artık anında porno sitelere girilebiliyor, istediği kadar film indirebiliyor, seyredilebiliyor. Herhangi bir denetim de yok. VPN diye bir şey çıktı. Herkes her şeye ulaşabiliyor. Böyle olunca da tabii ki gerçek ilişkilerin yerini sanal ilişkiler ve porno, mastürbasyon alıyor.

Porno bağımlılığı ilişkilerde ne gibi sorunlara yol açıyor?

İlişkileri çok ciddi anlamda tehdit ediyor. Yakalanıyorlar ve kadınların pek çoğu bunu bir aldatma olarak görüyor, ciddi bir ilişki problemine dönüşüyor. Çünkü erkek en az çabayla en fazla hazzı almaya odaklandığında karısından da soğuyor. Kadın cinselliği arzulanmak üstüne kurulur. Yani kadın arzulanmadığında kendini değersiz hisseder, çirkin hisseder, öfkeli hisseder. Ama porno ve mastürbasyon bağımlılığı kadının arzulanmasını da ciddi anlamda azalttığı için bu bir ilişki problemi. Yani erkek bunu ben tek başıma yaşıyorum, bu benim problemim diyemez. Bu bir ilişki problemidir ve böyle olduğu için de artış var tabii ki son yıllarda.

Peki porno bağımlılığındaki artışa dair ortalama bir oran verilebilir mi?

Tabii ki verilebilir. Ben yeni hasta olarak günde 10 hasta görüyorum. 6 gün çalışıyorum bu haftada 60 hasta görüyorum demektir. Eskiden bu 60 hastada bir veya iki tane porno, mastürbasyon bağımlısı çıkarken şu anda bu 60 hastanın en az 10’u bu şekilde bir bağımlılıkla geliyor. Mesela 1990 ile 2000 yılları arasında bunlar çok daha düşüktü. 2000’li yıllardan sonra hızla bir artış var. Mesela ben bundan on yıl öncesine göre on kat arttığını rahat bir kelime olarak ifade edebilirim.

Porno bağımlıları eşleri ya da ailelerince yakalanmadığı sürece tedaviye gelmiyor mu?

Şöyle yakalanmadığı sürece gelmiyorlar. Ve bir de kadınlar burada farklı tepkiler veriyor. Mesela bazı kadınlar cinselliğe soğuk. Bunu normal görüp benden uzak dursun da ne olursa olsun derken bazısı aldatma gibi görüp büyük bir ilişki krizine dönüştürebiliyor.

Kadınlarda böyle bir bağımlılık var mı?

Kadınlarda olmaz. Yani bir kadının porno bağımlısı olma ihtimali teknik olarak mümkün değil. Çünkü kadın ötekinin varlığında varlığını hisseden bir canlıdır. Erkek ise kendi kendine yeten bir canlıdır. O nedenle erkek bu kendi kendine yeten olma hastalığı yüzünden bağımlı olur ama porno bağımlılığıyla kadın kelimesini yan yana kullanamayız.

Porno bağımlılığının tedavisi var mı?

Cinsel terapi alırlarsa kişi ve bu terapi sürecinde işte sosyal desteğini alırsa ve eğer gerekliliği görüldüğünde ilaç tedavisi kullanırsa üçü beraber yani cinsel terapi, ilaç tedavisi ve sosyal destek gibi aile desteği sağlamışsa tabii ki tedavisi mümkün.

Porno bağımlılığı her kesimden insanda var mı yoksa belli yaşlarda ve sosyal gruplarda daha mı yaygın?

Üniversite mezunundan ilkokul mezununa, kuzeyden güneye kadar her kesimde var. Yeni bir şey değil. Bu çok eski bir hikaye. O nedenle bunun kültürel bir eğitimle alakası yok. Her yaşta her inanç grubunda, her kültürde görülüyor. Öyle söyleyelim. Yani burada şu grupta daha fazla görülüyor diye bir durum yok.

Not: Bu konudaki kitabımız

Erkek Adam Türkçe Podcast – Evlilik, boşanma ve hukuk

Avukat Cem Gonceli ile evlilik, boşanma, aldatma, nafaka, evlilik sözleşmesi gibi konuları ve bu konulardaki güncel hukuku konuştuk.

Yayınları Odysee ve Spotify kanallarından da izleyebilirsiniz.

Aşağıda Youtube linki var. Youtube kanalımıza henüz üye değilseniz, kayıt olmayı ve uyarıları (çan işareti) açmayı unutmayın.