Pook’un Kitabı – 15 Ders – Dokuzuncu Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Sekizinci Ders

Kadınlarla başarılı olmayı ne kadar da çok istiyordu! Neden başkaları başarılı iken kendisi başarısızdı? Berkecanların kızlara ulaşmak için tek yaptığı nefes almak iken kendisi her yolu denese de kızlara ulaşamıyordu. Ah ah, o aşkın sağ gösterip sol vuran acısı! O kız çok güzel ve harika ama onu sadece arkadaş olarak görüyor. Aslında bugüne kadar genç adamın arzu duyduğu her kadın onu arkadaş ya da daha alt rütbeli olarak gördü.

Artık değişim zamanıydı! Bilgi bu işin anahtarıydı, bunu biliyordu. Kitapları, makaleleri, kadın doğası ve kadında romantik ilgi yaratmakla ilgili her bilgiyi yalayıp yuttu.

Ve birgün Manual isimli İspanyol elemanla karşılaştı.

Manual dedi ki : “Dikkatini bana ver! Senin savaş planını açıklıyorum : “

Psikolojik manevralar! NLP (Neuro-linguistic programming) öğrenmelisin! Artık şöyle konuşacaksın : “Biriyle O BAĞI KURDUĞUNDA, o SICAK, GÜVENLİ ve RAHAT hissi, aranızda bir şeyler olabilir …” Manual ile beraber kadınlar, ayarları ile oynayabileceğin psikolojik enstrümanların toplamı haline geldi.

“Rehberler! Kadınlarla Sosyal Durumlar kitapçığını okuyup ezberlemelisin.” Genç adam artık kadın şöyle yaparsa böyle yapması gerektiğini ya da böyle yaparsa şöyle yapması gerektiğini, vs  vs … biliyordu. Manual’in rehberini takip ederek, sürekli başarıya ulaştı.

“Bilgi sonsuz! Her zaman daha fazla bilgiye ihtiyacın var,” dedi Manual. Bunu genç adamın gözlerinin önünden geçen sayısız makale takip etti. Genç adam sabahtan akşama kadar bilgisayar başındaydı.

“Seni seviyorum Manual” diye ağladı genç adam. Durum ne olursa olsun Manual’ın bir çözümü vardı. Sabah akşam Manual’a danışıyor, Manual’ın öğretisini ezberliyor ve Manual’a tapıyordu.

Ama … Ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. “Telefonda 20 dakikadan fazla konuşma” kuralını kafasına kazımıştı ama sürekli ihlal ediyordu … ve yine de başarılıydı! “Asla taviz verme” kuralını beynine kazımıştı ama … Bu kuralı ihmal ettiğinde çok yanmıştı ama bu sefer başarılıydı. Kısa sürede fazlaca katı takip ettiği kurallar yaptıklarını baltalamaya başladı.

“Ahhh” dedi genç adam. “Bu kural ve rehberler benim kendine güvenime ayağa kalkması için baston oldular. Ama bunların bir limiti var.” Genç adam gülümsedi. “Kural ve rehberler yürümeyi öğrenene kadar tutunacağın destekler.”

Artık İspanyol eleman Manual’in öğretisinin diktası altında olmamalıydı! Artık kendi başına uçup kükreyebilirdi. Yani …

Formüllerle sınırlı kalma!

“Peki rehberler ve kurallar başarı getirdi ise, onları neden kullanmayı bıraksım ki?”

“Zira genç adam başarısını kurallar ve rehberlerin kendilerine borçlu olmadığının farkına vardı. Başarı, kuralların ve rehberlerin dayattığı eğlenen zihin yapısından geliyordu.”

Diğer genç adamın hikayesini dinleyen genç adamın kafası karıştı. Bunun üzerine Pook, hiç bitmeyen sihirli yetenekleri ile, 2 erkeğin bir anda yanlarında belirmesini sağladı.

“Bunlardan biri” dedi Pook. “Bir aktör”. Ve üçü aktörün bir Herkül, bir 5. Henry, bir Hamlet ve sırayla H ile başlayan tüm kahramanlara dönüşümünü izlediler. Ama gerçekte aktör, kaybedenin tekiydi.

“O kahramana ne oldu?” diye içinden geçirdi genç adam.

Sonra diğer adamı izlediler.

“Bu adam kahramanca davranıyor” dedi genç adam.

“Gerçekten de öyle,” dedi Pook. “Biri doğal diğeri ise senaryo.”

“Ama senaryonun problemi ne?”

“Bir problemi yok! Ama senaryo ve rehberlerin amacını anlamak lazım.”

“Nedir bu amaç?”

Pook bunun üzerine genç adamı iki farklı erkek grubuna tepeden bakan bir yere götürdü. Bir grup ortadaki tahtta oturan Manual isimli İspanyol elemanın etrafında dönüyordu. Diğer grup ise ara sıra Manual’a danışsalarda, kendi yollarına gidiyorlardı.

“Burdaki mesaj nedir?”

“Basit” dedi Pook. “Manual’ın esprisi sana başarı sağlaması değil. Öyle olsa hayat boyu ona muhtaçsın. Manual’ın varolmasındaki tek amaç, sana başarıya giden yolları ve başarının nasıl bir şey olduğunu göstermektir, başarı sağlamak değil.”

“Yani …?”

“Yani geçmişte birkaç adam başarıya ulaştılar ve Manual’ı yarattılar. Manual onların otomasyonu, yeni gelenlere sürekli cevap veren robotu. Baştan çıkarma sanatında ve başarıda nihai amaç işin erkeğin doğası halini almasıdır. Bir kere içselleşirdin mi, Manual’a ihtiyacın kalmaz ve hayatın sana fırlattığı her kadınla başa çıkabilirsin.”

“Agghh!” dedi genç adam saçını başını yolarak. “Eskiden kadınları nazik melekler sanıyordum ve problemin kötü çocuklar olduğunu düşünüyordum! Bu bilgiler kadınlar hakkında inandığım tüm idealleri tuzla buz ediyor.”

Pook başını salladı. Şu aşağıdakiler bilmem gereken birkaç sert gerçek :

Kadınlar kendilerine sadık bir kaybedenle olmaktansa başarılı bir erkeği paylaşmayı tercih ederler.

Birçok kadın aşk için evlenmez.

Birçok boşanma erkeğin kadını sevdiği ama kadının erkekten iğrendiği bir durumda olur.

Uzun süreli evliliklerde bile Don Juan olmanız gereklidir.

Masum tatlı kız genellikle en azgınıdır ve muhtemelen masum da değildir.

Birçok kadın tipinize, kariyerinize ve onlara verebileceğinize, karakterinizden ve ahlakınızdan daha fazla önem verir.

Kadınlar erkeklerin hayal edebileceğinden çok daha fazla cinselliğe sahiptir.

Kadınlar dahiliğe değil güce ve hayal gücüne çekim duyarlar.

Kadınların tek amacı birlikteliktir, zevk ya da çocuk yapmak için. Senin felsefeni takmaz.

Kadınlar seks esnasında seks objesi gibi davranılmayı isterler ve bunu takdir ederler.

Kadınlar sosyal bağlantılara önem verirler, onlara bu öğretilir. Sen onun egosu olursun.

Sonraki Bölüm : Onuncu Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Sekizinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Yedinci Ders

Artık genç adamın kadınlar konusunda bol bol savaş planları vardı. “Eğer şöyle yaparsa …” dedi genç adam, “ben de şöyle yaparım.” İlgi sinyallerini ezberledi ve kafasını bu konuda yapılan felsefe ile doldurdu.

Fakat şuna da şahit olup duruyordu : kadınları baştan çıkarmak konusunu bilmeyen birçok erkek, skor üzerine skor kaydediyorlardı. Bu nasıl olabilirdi?

Aynı zamanda büyük bir problemle de karşı karşıyaydı. Bir kadınlar normal bir şekilde konuşurken oldukça rahattı. Ama ucunda cinsellik varken konuşmak, kendisini suçlu ve kirli hissetmesine neden oluyordu.

Arzusuz olmak onu muhtaç olmaktan koruyordu tamam ama bu ona kadın getirmiyordu. Aslında, kadınları arzulayan erkeklerin arzuları karşılık buluyordu.

Ve sonunda kafasına dank etti,

“Sadece Cinsel Olanlar kızları elde ediyorlardı.”

“Bunu anlamıyorum Pook!”

Bunun üzerine Pook genç adamı alıp Leonardo da Vinci’nin atölyesine götürdü. Genç adam oturup, büyük bir ekranın önünde duran Pook’u izlemeye başladı. Leonardo’nun Erkek resmi gibi, Pook’un da bir Kadın resmi vardı.

Pook işaret parmağı ile Kadın’a dokundu. “Kadınlar,” dedi, “tamamen cinsellik dolu yaratıklardır. Senin entellektüelliğine tepki vermezler. Senin zekana tepki vermezler. Sadece senin cinselliğine tepki verirler.”

“Pook, ne demek istiyorsun?”

“Çoğu erkek kendi cinselliklerinden korkarlar! Efendi adamlara bak! Onlar erkek değiller, androjenler. Oyuncak ayı gibiler.”

Genç adam anlamıyordu. Pook bir efendi adamı ve bir kadını yanlarına çağırdı.

“Bak,” dedi Pook. “Kadın efendi erkeği kendi zevk sarayına çağırdı. Seksi elbiseler giyiyor …” (Genç adam onaylayarak kafasını salladı ve ağzından salyalar akarak kadına baktı.) “O KADIN olmakla meşgul. (Genç adam yine onaylayarak başını sallladı.) “Kadın basit bir şekilde kadınlığını yaşıyor … Şimdi de efendi erkeğe bak!”

Efendi erkek oldukça rahatsız ve endişeli görünüyordu.

“Efendi erkek ERKEK olamıyor. Olduğu şeyi olamıyor. Bu kadar yeter.”

Pook başka bir örneği yanına çağırdı.

“Burada Efendi erkek, hatuna arkadaş oyunu ile sülük gibi yapışmış.”

“Neyse, gel kadına soralım. Ey kadın, söyle bize. Efendi erkeğin penisi var mı?”

“Ne? Mr. Efendi Erkeğin mi? YOK TABİİ! Onun bir penisi olamaz!”

Fakat genç adamın kafası hala karışıktı. “Hala anlamadım.”

“Bir kızla ilişkinin neyle ilgili olmasını isterdin?”

“Şey …”

“Onunla bütün gün DNA ve genetik hakkında kmı konuşmak istersin?”

Genç adam güldü : “Tabii ki hayır!”

“O zaman onunla DNA ve genetik hakkında konuşmayı bırak! Onunla İNEK konuları konuşmayı bırak. Kendine laboratuar arkadaşı aramıyorsun değil mi?”

“Ben seks istiyorum. Cinsellik içeren bir ilişki istiyorum.”

“O zaman kendi cinselliğini ortaya çıkar. Erkek ol, erkek gibi konuş, erkek gibi davran. Hareketli ve maceracı şeyler yap. Çok sevdiğin şeyler hakkında konuşmak başka şey ama çoğu erkek sadece konuşmuş olmak için konuşur.”

“Eğer kendimi, görünüşümü, hareketlerimi cinsellik kokan şekilde düzenlersem, kadınlar bunu mu takip eder?

“EVET AYNEN!”

Sonraki Bölüm : Dokuzuncu Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Yedinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Altıncı Ders

Genç adam, artık arzularına hükmedebildiğini düşünüyordu. Artık kız arkadaş – erkek arkadaş ilişkisindeydiler ve o mahçup ilk zamanlar geride kalmıştı. Her şey güzel gidiyordu! Bir şey hariç …

“Ben açım,” dedi kız (zaten sürekli aç değiller mi?). “Bana öğle yemeği alsana.”

Zavallı genç adam. İlişki öncesinde ve başlarda bunu yapmayacak kadar biliyordu. Ama şimdi kendi kendine şöyle dedi : “O benim kız arkadaşım. Onu mutlu etmeliyim!”

Ve kıza öğle yemeği getirdi. Kız karnını doyurduktan sonra tatmin olmuş muydu? HAYIR! Kız şöyle devam etti : “İşte şunu şunu yapmam lazım. Gerekli malzemeleri alıp getirebilirsen çok güzel olur.”

Ve efendi adam hemen alışverişe çıktı! Ve alışverişten geri geldiğinde, onu yeni işler beklemekteydi. Zavallı efendi adam! Bu böylece sürüp gitti! Daha fazla iş, daha fazla ödev ve bir de baktı ki kızın parmağının ucundaydı.

Sonra ne oldu : “Sanırım biz sadece arkadaş olarak kalmalıyız” dedi kız.

Efendi adam yıkılmıştı. Ama aynı zamanda kafası da karışmıştı. Onu hoş tutmak için elinden geleni yapmıştı ve sonuç bu muydu?

“Ahh” diye ayıldı. “Onun isteklerini tatmin ederken kendi yolumu kaybettim. Sen onun hizmetkarı oldun mu, o seni arkadaş olarak görecektir”. Zira …

“Saygı her şeydir.”

“Ama Pook, neden? Neden saygı bu kadar hayati?”

“Böyle bir soru beni aşar. Gel büyük bir filozofa soralım.”

Ve birden bire Sokrates belirdi!

“Sokrates! Sen buraya çağırıldın! Bunu biliyor muydun? Saygı neden hayatidir sorusunu cevapla.”

Ve Sokrates cevapladı : “Bu kolay bir soru Pook. Saygının olduğu her yerde korku da vardır, ama korkunun olduğu her yerde saygı yoktur. Çünkü korku saygıdan çok daha geniş bir alanı kaplar.” Bunu dedikten sonra Sokrates mavi bir dumana karışıp gözden kayboldu.

“Oh ulu bilge! Eşsiz ruh! Saygı, konulmuş sınırların farkına varmaktır. Sonuçta, bir korku hissi olmadan (senin çekip gidebileceğin korkusu), saygı nasıl kazanılabilir? Kadındaki gerçek tutku, sadece erkek kolayca çekip gidebilecek biri olduğunda ortaya çıkar; Büyük Avı’ın çekip gitmesi kadın için en büyük korkudur.”

“Çekip gitmek?”

“Evet. Şimdi karşı cinse bir soru soralım. Ey kadın, buraya gel!”

Kadın ateş ve kıvılvımlar içinde yanlarında belirdi.

“Bilmeceyi cevapla : bir erkeğin çekip gitmeye istekli / hazır olması sizi neden baştan çıkarıyor?”

Kadın güldü : “Bunu herkesin bildiğini sanıyordum. Bırakıp gidebilen erkek, alternatifleri olan bir erkektir ve bu erkek, kadının yerine başka bir kadını kolayca koyabilir. Başından bir kadına bağlanmış bir avukat, doktor ya da politikacı bulamazsın.”

“Gidebilirsin!” ve kadın bir ateş ve kıvılcım yumağında gözden kayboldu.

“Yani İyi Av her zaman çekip gitmeye hazır mıdır?”

“İyi Av saygıdır. Kadın seni emir eri olarak kullanmak yerine seninle hayatın tadını çıkarmalıdır. Sen Erkek Adam ol ve saygı istiyorsan önce kendine saygı duy.”

Sonraki Bölüm : Sekizinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Altıncı Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Beşinci Ders

Erkek bir kendisine bir kız arkadaş arıyordu. Birçok kıza yürüdü ve onları KAZANMAK için elinden geleni yaptı. Hepsinde de yenilgiye uğradı.

Kızın birine çiçekler aldı, diğerine hediyeler. Bir başka kıza çikolatalar aldı.

Kızla konuşurken, kızın her dediğine hemfikir oldu. Yapacaklarını planlarken, kızın tek sözüyle tüm kendi planlarını değiştirdi. Kadınlar tüm hayatının etrafında döndüğü birer güneş oldular.

Ama zavallı erkek sürekli yere çakıldı ve yandı.

Daha yaşlı kadınlar ve arkadaşları “çünkü senin ne kadar İYİ olduğunun farkında değiller” dediler.

Ama yine de erkek, tüm çakılmalarında ve yanmalarında ortak bir noktayı farketmeye başladı. “Bütün bunlarda tek sabit benim. Ya bütün bu yenilgilerin sebebi benim ısrarla yapıp durduğum bir şey ise?”

Aynı şeyleri yapmaya devam etti. Bekleneceği gibi yine çakıldı, yine yandı. Ama birgün içinde bir şeyler kaydı. “Artık yeter!” dedi. “Neden dilenci gibi davranıyorum? Zekiyim, yakışıklıyım, geleceğim parlak ve asıl kadınlar beni elde etmek için çalışmalı!”

Ve sonunda, çiçekler almayı, hediyeler vermeyi, çikolatalar getirmeyi, kızın her dediği ile hemfikir olmayı, herşeyi kıza göre planlamayı ve onun kaprislerinin yörüngesinde dönmeyi bıraktı.

“Artık hatunları göklere çıkarmak yok” zira …

“Sen çok iyi bir avsın.”

“Evet” dedi Pook. “Sen kazanılması gereken bir ödülsün.”

Genç adam büyük bir sevinç ile hoplayıp zıpladı. “Süper! Bu demektir ki kılımı kıpırdatmayabilirim, hayalperest alışkanlıklarıma devam edebilirim ve kendimi değiştirmek için hiçbir şey yapmama gerek yok! Bunu duyduğuma sevindim zira ben zaten mükemmelim ve kimse için değişmeme gerek yok!”

Pook genç erkeğe okkalı bir tokat attı. “Aptal ergen! Eğer hayat seni değiştirmiyorsa, sen o hayatı yaşamıyorsun demektir! Hayat tarafından tamamen değiştirilmeyenler, onun zerre farkında olmayanlardır!”

Ama genç erkek inatçıydı. “Ben” dedi, ders verir bir tonda. “hiç kimse için değişmeyeceğim.”

“Ya kendin için?”

Kendimi olduğum gibi seviyorum!

“Tamam! Bu kadar yeter!”

Genç erkek şaşırmıştı. Pook’u hiç sinirli görmemişti.”Ben neysem oyum” diye ısrar etti.

Bunun üzerine Pook 2 genç erkeği yanlarına çağırdı. Her biri birer köşede duruyordu. Pook şöyle dedi : “Önümüzde, hayatın başında 2 erkek var. İkisi de aynı kökenden geliyorlar ama gittikleri yerler birbirlerinden çok farklılar. Önce birinci erkeğe bakalım.”

Genç erkeğin çocukluğuna şahit oldular. Çocuk kafasını çarptığında, gidip annesine ağlıyordu. Annesinin eteğini çekiştiriyordu. Annesinin yanında güvende ve rahat hissediyordu. Babasının yanında ise için için, anlamlandırmadığı bir korku hissediyordu. Cezaları, süreleri ve öğrenilmesi gereken dersleri babası belirliyordu. Çocuk ise bu tür zor şeylerden uzak görünen annesinin yanında olmayı tercih ediyordu.

Sonra, ikinci genç erkeğin çocukluğuna gittiler. Onun çocukluğu da birinci erkek ile tıpatıp aynı idi!

Genç erkek sabırsızlıkla, “bununla nereye varmaya çalışıyorsun?” diye sordu.

“İzle” dedi Pook.

Birinci erkek, annesi ile beraberken hissettiği o çekici, rahimdeymiş güveni veren histen hiçbir zaman kurtulamadı. Gerçek hayata atıldığında, zamanın rüzgarı nereye eserse oraya savrulan bir yaprak gibiydi. Hayatta ne yapmak istediğini bilmiyordu ve bu nedenle çevresindekiler ne yapıyorsa onu yaptı. Arkadaşlarının elinde, kendi işine bakmak için hiçbir zaman gruptan kopamayan bir kukla idi. Oyun oynamak ona annesinin yanındayken hissettiği rahatlık ve neşeyi hatırlatıyordu ve bu nedenle oyun oynamayı çok seviyordu. Sonunda bir kız buldu ya da daha doğrusu kendisinden hoşlanan (belki de kim bilir kendisine tahammül edebilen) ilk kızı seçti ve evlendi. Ne yazık ki evliliği sadece birkaç yıl sonra bitti ve boşandılar. Zavallı erkek “beni neden terk etti?” diye zırladı. “Onu EL ÜSTÜNDE tuttum! Ona hergün çiçek aldım. Soneler söyledim. Ona onu sevdiğimi sürekli söyledim!” Kadın ise “ondan bıktım” diye yakındı. Erkek hayatta yıkılarak ve sonra tekrar yıkılarak yol aldı ve hayatı boyunca çocukluğunun neşe dolu kumdan kalesini tekrar inşaa etmeye çalışsa da, hayatın dalgaları kaleyi yıkıp durdu. Sonunda unutulmuş ve önemsiz biri olarak öldü gitti.

“Offf!” diye haykırdı genç adam. “Bu çok korkunç!”

Pook, “korkunç olan ne?” diye sordu. “Sonuçta o sadece kendisi oldu! “Şimdi ikinci genç adama bakalım.”

İkinci genç adam, artık çocukluğun bittiğini kısa zamanda anladı. Yaz tatillerinin dertsiz tasasız ve feminen saadetinin sonsuza kadar tekrarlamaya çalışmak yerine, gerçekliğin kucağına atladı. “Hayatımı bir hiç olarak yaşamayacağım!” dedi. Arkadaşları ve çevresi onun sürekli kendisini geliştirmesini, yeni yeni yetenekler elde etmesini şaşkınlıkla izlediler. O ise tam tersine arkadaşlarına şaşırıyordu. “Sanki zamanda donup kalmışlar gibi” dedi. “Ben değiştim ve bunu onaylıyorlar. Ama onlar aynı kaldılar!” İstediği kadını SEÇTİ. İstediği kariyeri seçti. İstediği kaderi seçti. Hayatın zorluklarına meydan okudu ve onlar karşısında geri çekilmeyi reddetti. Birinci genç adam yaşadığı çağ ile tanımlanıyor iken ikinci genç adam yaşadığı çağı tanımladı! Öldüğünde ardından, sayısız insan ağladı. Onun bir dahi olduğunu düşündüler. Diğerleri onun çağının ötesinde bir yetenek olduğunu söylediler. Bazıları ise ona ilahi bir el değdiğinden bahsettiler! Bu zavallı aptallar başarıyı başka ne şekilde tanımlayabilirler ki? “Böyle bir şeyi insan sonradan kazanamaz” dediler. “Doğuştan gelen bir şey olmalı.” Hayır! O böyle başarılı idi zira o, dünyanın ve kültürün elinde şekillenmek yerine onları elleriyle şekillendirmeyi seçen bir Erkekti.

Pook “fark çok basit” dedi. “Birinci genç adam yüzünü bebekliğe dönmüştü. İkinci genç adam ise yüzünü bebeklikten öteye dönmüştü. Birinci genç adam ana rahmine geri dönmeyi diliyordu; ikinci genç adam ise ana rahminden uçup gitmeyi istiyordu. Birinci genç adam dünyada yumuşacık ve rahat bir yer arıyordu; ikinci genç adam ise yumuşacık rahatlığı ardında bırakmayı diliyordu. Birinci genç adam olağandı; ikinci genç adam ise olağanüstüydü. Bu nedenle ikinci genç adam Çok İyi Bir Avdı ama birinci genç adam en fazla evrende boşluk dolduruyordu.

“Anladım” dedi genç adam. Şaşkınlık içindeydi. “İkinci genç adam sürekli daha iyi olmak için çalışıyordu. Birinci adam ise, eğer daha kötüye gitmediyse, aynı kaldı.”

“Aynen! Bu ÇÜRÜMEK ile OLGUNLAŞMAK arasındaki farktır. İyi bir meyve olmaya bak! KAZANILMAK istenen ödül ol!”

Sonraki Bölüm : Yedinci Ders (Yakında)

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Beşinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Dördüncü Ders

Bir kadın ona azimle yavşıyordu ve erkek bu duruma alışık olmadığı için şaşırmış ve dona kalmıştı. Erkek, sabredecek kadar bilge idi. Ama …

Kadın ona daha da yaklaşıyordu. Onu görünce, gözleri parlıyordu. Öpücük ve öpüşme üzerine şakalar yapıyordu. Erkek, kadını öpme dürtüsünü hissetti ama buna karşı koydu.

Bir süre sonra, kız soğudu. Erkekle ilgilenmemeye başladı. Ve erkeği bırakıp başka limanlara yelken açtı.

Erkek “aman Tanrım” diye uyandı. “Onu öpmeliydim. Bazı öğretileri takip ediyordum ve kendim olmayı bıraktım. Kendi içsel doğamı takip etmeliydim ve …

“Sezgilerine güven!”

Genç adam, “sezgilerine nasıl güvenirsin” diye sordu.

Pook onu bir kahvaltı masasına götürdü. Masada bir çocuk oturuyordu.

“Şimdi, söyle bana. Bu çocuk yemek yemesi gerektiğini nerden biliyor?”

“Yemek hemen önünde. Yemeğin kokusunu alıyor ve onu görüyor. Ağzının suyu akıyor.”

“Ve kadınlar konusunda da olay budur! Çocuk daha sonra ne yapar?”

“Masadakilerin tadına bakar.”

“Ama bunu ne zaman yapacağını nereden biliyor?”

“Hisleri ona ne zaman tadacağını söyler. Ne zaman yemek yiyeceğini bilir zira yemek hazırlanmıştır, pişirilmiştir ve önüne konulmuştur”.

“Ama hangi mekanizma bunu ona söyler?”

Genç erkek gülümsedi. “Midesi.”

“Kadınlarla da durum aynıdır! On yıllar süren gelişme ve büyüme sürecinde buna hazırlanırlar. Bunu hayal ederler. Bunu isterler. Oh evet, bunu isterler! Senin neşen, senin ilgin, senin arzun ve onların arzusu ile olaya ısınırlar. Kendi kendilerini sana sunarlar. Şu giydiğini kendisi için mi giyiyor sanıyorsun? Kadınlar bakılıp hayran olunacak takılar değillerdir. Tüketilmek için vardırlar. Sen bunu biliyorsun. Onlar bunu biliyorlar.”

“Anlıyorum …”

“Doğanın halihazırda çalışan bir sistemi var. Dünyanın hiçbir felsefesinin sana faydası yok. Çalıştıkları düşünülen felsefeler, doğanın müziği ile en uyumlu olan felsefelerdir. Ya sistemle aynı yönde akarsın ya da akıntının tersine acı içinde yüzersin. Bu nedenle, SEZGİLERİNİ dinle.”

Sonraki Bölüm : Altıncı Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Dördüncü Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Üçüncü Ders

Bir erkek kendisini güzel kadınların ortasında buldu. Ama ortamda aynı zamanda kendisine güveni yüksek olan birçok erkek de vardı. Bu erkekler yakışıklıydılar. Daha zengindiler. Daha çekiciydiler. Her açıdan daha iyiydiler.

Ama bu erkek de kendisinin bazı şeylere sahip olduğunu biliyordu. Bu şeyler sadece diğerlerinin sahip oldukları gibi cafcaflı değildi. “Sabırlı olacağım ve kartların doğru yere düşmesini bekleyeceğim” dedi. Bunun atalet ya da yavaşlıkla alakası olmadığına dikkat et. Güzel kadınların dikkatinin ya da rakiplerinin başarılı veya başarısız olmasının kontrolünü kaybetmesine izin vermedi.

Güzel kadınlar “gel buraya” diye feryat ettiklerinde ve diğer erkekler onlara koştular. Ama bu erkeğe aynı şeyi yaptıklarında, erkek sadece güldü ve YOLUNA DEVAM ETTİ.

Diğer erkekler, daha yakışıklı olmalarına rağmen kız arkadaş bulma arzularına yenik düştüklerinden kızları kaybettiler. Sabırlı adam ise kızları kaptı.

İki kolunun altında iki kadınla “şimdi anlıyorum” dedi.

“Sabır, rafine edilmiş kendine güvendir.”

Genç adam “ama Pook” diye isyan etti. “Sabır nasıl kendine güven olabilir? Kendine güven cesaret demek değil midir? Sabır nasıl kendine güven ve aksiyon anlamına gelebilir?

Pook genç adama “seni aptal çocuk!” diyerek bir tokat attı. “Şimdi seninle Don Juan’ı çağıralım ve onun nasıl davrandığını gözleyelim.”

Bir ışık hüzmesi içinde Don Juan yeryüzüne indi.

“Duy sesimi ey Don Juan! Etrafta kadınlar ver ve erkekler onlara yürüyorlar! Buna senin tepkin nedir?”

Don Juan omuz silkti ve güldü.

Genç adam “ne?” diye bağırdı. “Diğer erkekler kızları kapacaklar! O nasıl böyle rahat olabilir?”

“O bu kadar rahat zira kendisinin iyi bir av olduğunu ve kadınları elde etmenin kolay olduğunu biliyor. Kendisinin Prens olduğunu biliyor.”

“Ama kadınlar …”

“… onlar önemli değiller. Odağın sende olmalı! Hemen her kadını elde edebilen erkekler, diğer erkeklerin kızlara yürümesinden korkmaz ya da tedirginlik hissetmezler. O, diğer erkeklerin bilmediklerini bilir. Aslında, akıllı ve seçici kızları aptal piliçlerden ayırlamaları için onların serbestçe hareket etmesine izin verebilir. Kaslar konusunda olduğu gibi. Genelde fiziksel olarak en güçlü olan erkekler, kendi kapasitelerinin bilincinde sessiz ve sabırlılardır. Genellikle gürültülü yapanlar, gerekli yeteneğe sahip olmayanlardır. Daha sessiz olanlar genelde daha büyük köpeklerdir ve küçük köpekler aradaki boyut farkını gürültülü bir şekilde havlayarak kapamaya çalışırlar. Dünyayı kontrol edenler sabırlı olanlardır, sabırsız olanlar ise dünyanın kontrolü altındadırlar!

Sonraki Bölüm : Beşinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Üçüncü Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – İkinci Ders

Bir erkek bir kadını aradı ve onu dışarı çıkmaya davet etti. Erkek heyecanlı idi, tedirgindi; utangaçtı.

“Yani yarın buluşuyoruz değil mi?”

Kız, “hımm, evet” diye cevapladı.

Ve yarın gece oldu. Erkek bütün gün boyunca bu buluşmayı düşünerek ızdırap çekti. Buluşmada nasıl davranmalıydı? Ne giymeliydi? Yeteri kadar parası var mıydı? Kız için yeterince eğlenceli biri olacak mıydı?

Ama zavallı çocuk bütün gün boyunca çektiği ızdırabın boşa olduğunun farkında vardı. Buluşma falan yoktu. Kız oğlanı ekmişti.

Belli ki, kızın geçerli bir bahanesi OLMALIYDI. Belki de başına kötü bir şey gelmişti. Belki arabası çalışmamıştı. Belki de tam o gece, iki aşığın yıldızlarının hizalanmasına engel olan kozmik ve olağanüstü bir olay meydana gelmişti.

Bu nedenle yeniden denedi. “Birbirimizi yanlış mı anladık?”

“Oh, hımmm … Evet.”

“Hala buluşmak istiyor musun?”

“Tabii ki.”

“O zaman hadi şu şu gün buluşalım. Tamam mı?”

“Tamam!”

O gün gelir. Erkek yine ekilir.

Ama erkek olayı yine de mantıklı bir açıklamaya bağlar. Kız, hayatında bazı şeylerin olmakta olduğunu söylemiştir. Kız onunla buluşmak istediğini söylemiştir. Kız onunla vakit geçirmenin sorun olmadığını söylemiştir. Belli ki, bir şeyler olmuştur. Sonuçta, buluşmaya evet diyen kızın kendisi değil mi?

Kısacası erkek kızı bir daha arar ve başka bir buluşma ayarlar. Ve önceki gibi YİNE ekilir.

Erkek “AGRHHH” diye haykırır. “Bu benim hatam zira yapmam gereken …”

“Ne söylediğine değil ne yaptığına bak.”

Pook sonra erkeği, üzerinde muhteşem bir tablo bulunan bir duvarın yanına götürdü. Tabloda erkeğin kendisine çok benzeyen bir erkek resmedilmişti. Tablodaki erkek, dişi bir canavarın, sfenksin önünde duruyordu!

Erkek, “bu canavar nedir?” diye feryat etti.

“Neden” dedi Pook. “O canavar tüm kadınlardır, doğa ananın kendisidir! Bu iğrenç sfenks kalpleri söküp atar ve bilmecesine cevap veremeyenlerle beslenir[1]. Tablodaki o adam, sfenksin bilmecesini çözdü. Bu nedenle de ona, DON JUAN denilmeye başlandı.”

“Peki sfenksin bilmecesinin cevabı neydi?”

“Cevap, aslında ortada bilmece olmadığı idi. Kadın, herhangi bir bilmecesi olmayan sfenkstir. Ona sırlar, gizemler atayan, onları yüksek mertebelere ve tanrıça statüsüne çıkaran, bizim zihnimizdir.”

Pook, genç adamın kafasının karıştığını farketti ve açıklamaya devam etti. “Yukarıdaki örneği ele alalım! Elemanın nasıl tekrar tekrar ekildiğine ve yine tekrar tekrar bunu nasıl rasyonalize ettiğine bak! Bu eleman kaç kere “sinyalleri” kendi hoşuna gidecek şekilde rasyonelleştirdi? Tanrıça hazretlerine ki adamın kafasında hatun tanrıçalaştı, kaç kere hediyeler ve hazineler adadı? Elemanın aşırı aktif hayal gücü kızın saygısızlıklarını, sığlığını ve kusurlarını kaç kere ‘aşka’ çevirdi?”

“Yani biz tabloda ne görmek istiyorsak onu mu çiziyoruz?”

“Aynen! Ne söylediğine değil ne yaptığına bak. Zihninin görmek istediğine göre değil ne yaptığına göre yargıla. Kibrimiz, bize ilgisi olmayan her kadının imajını alıp onu gizli gizli bizi seven bir aşığa dönüştürür (kadınlar da duymak istediğimiz şeyileri söylerler). Bu nedenle de bir kadının bizimle ilişkisini değerlendirirken, söylediklerine değil yaptıklarına bakmalıyız.”

Sonraki Bölüm : Dördüncü Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – İkinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Birinci Ders

Kadın ardında bir erkek ile eve girdi. Erkek, birazdan olacağını düşündüğü “yakınlaşma” yüzünden kulaklarında gülümsüyordu. Ama eyvah, kadın birden erkekler hakkında atıp tutmaya başladı.

“Eski erkek arkadaşım piçin tekiydi”, diye başladı. “Neden erkekler bana kötü davranıyorlar?”

Erkek bunun üzerine Bay Duyarlı’ya dönüştü. “Sakin ol” diye mırıldandı. “Onlar senin ne kadar mükemmel bir kız olduğunu bilmiyorlar! Sen her açıdan güzelsin, sevimlisin, büyüleyicisin ve başdöndürücüsün. Ama bu geri zekalılar bunu göremiyorlar.”

Kız “sen çok iyisin! Ne kadar iyi bir arkadaşsın!” diye devam etti. “Sana erkeklerle olan diğer problemlerimi de anlatmama izin ver …”

Ve erkek, biraz önce olabilecek “yakın aksiyon” ile heyecan içinde olan erkek, şiddetli bir hayalkırıklığı ve içinde yankılanan boş bir his ile evden çıktı. “Arkadaşlık sayesinde, aşkın eninde sonunda ortaya çıkacağını düşünmüştüm. Ne kadar da yanılmışım! Kız seni arkadaş olarak görürse, en fazla arkadaş olabiliyorsun.”

Erkek eve girerken, kapının üzerinde bir yazı olduğunu farketmişti. O zaman, o yazıyı okumayı düşünemeyecek kadar heyecanlı idi. Şimdi evden çıkarken, yazıyı okudu.

Arkadaşlık – Girerken sahip olduğun tüm umudu kapıda bırak!

“Ama neden Pook? Arkadaşlık neden umutsuz olsun!? Ben arkadaşım olan kıza aşık olabiliyorum, onlar da aynısını yapmıyorlar mı?”

Pook bunun üzerine bir kadın çağırdı. Kadın bir ateş topunun içinde belirdi (muhtemelen tüm kadınların ait olduğu yerden geliyordu …).

“Ey kadın, söyle bana! Neden arkadaşın olan erkeklerin peşinden koşmuyorsun?”

Kadın birinin kendisine böyle bir soru sorabilmiş olmasına şaşırmış gibi baktı. “Çünkü, onlar sadece arkadaşım olduğundan.”

“Ama onlar sana aşık olmuyorlar mı?”

“Evet oluyorlar. Arkadaşım olan erkekler bana sık sık aşık oluyorlar.”

“Doğruyu konuş madam, sen ve arkadaşın olan erkekler birlikte ne yaparsınız?”

“Hıım, takılırız. Bol bol konuşuruz.”

“Konuşmak? Ne hakkında konuşursunuz?”

“Her şey. Aklımıza gelen her şey hakkında.”

“Ve onlar sana aşık oluyorlar.”

“Evet.”

“Tamam” dedi Pook. “Artık aradığımız cevabı bulduk. Şimdi gidebilirsin.” Ve kadın geldiği gibi bir ateş topunun içinde gözden kayboldu.

“Ne cevabı?”

“Nedeni, erkek ve kadın cinsiyetinin farklı olması. Söyle bana genç adam, erkek arkadaşlarınla birlikte iken neler yaparsınız?”

Genç adam düşündü. “Basketbol oynarız. Şehirde arabayla gezeriz. Video oyunu oynarız. …”

“Sen ve erkek arkadaşlarınız oturup duygularınızdan ve hayatınızın nasıl gittiğinden konuşur musunuz?”

Genç adam sinirlenmişti. “TABİİ Kİ HAYIR!”

“İşte cevap bu. Erkekler sırf konuşmak için bir araya gelmezler. Biz bir şeyler yapmak için bir araya geliriz. Kadın arkadaşlarımızla birlikte iken, çok daha fazla çene çalarız. Biz konuşma, duygularımızı ve deneyimlerimizi paylaşma gibi şeyleri romantik olarak ilgilendiğimiz kadına sakladığımız için, kadın arkadaşlarımız ileyken aklımız karışır. Bu nedenle de onlarla romantik olarak ilgilenmeye başlarız.”

“Ama Pook, ya kadınlar?”

Pook tepelerinden geçen telefon hatlarını işaret etti. Hatların arasında elektrik arkları akıyor ve parlıyordu.

“Telefon hatları! Yanıyorlar!”

“Kadınlar bir araya geldiklerinde ne yaparlar?”

Genç adam ateşler çakan telefon hatlarına baktı. “Konuşurlar!”

“Ne hakkında?”

Kıvılcımlar üzerine yağarken genç adam biraz düşündü. “Her şey hakkında!”

“Kadınlar genellikle bir araya gelip sadece bir şey yapmaya alışık değillerdir. Bu nedenle arkadaşları olan erkeklerle bir araya geldiklerinde, onların da kafası biraz karışır.”

“Anlıyorum …”

“Bu nedenle arkadaş olalım yolunu unut. İlgini çeken bir kadın gördüğünde, ona romantik ilgi ile yaklaş. Eğer seni arkadaş olarak görürse, her zaman arkadaşı olarak kalırsın.”

Sonraki Bölüm : Üçüncü Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Birinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Arzu ile dolup taşan bir genç erkek, çok güzel olduğunu düşündüğü bir kız gördü. Kız etrafta dolaşıyor ve kendi işine bakıyordu.

Genç adam içinden “onunla konuşmalıyım” diye geçirdi. “Gidip konuşmalıyım!”

Ama vücudu kendisine itaat etmiyordu. Orada öylece durdu ve sıcak basmasına ragmen göz ucuyla kızı izlemekten başka bir şey yapmadı. Kız sonunda gözden kayboldu ve genç adam kendisine daha fazla lanet okudu.

Sonra, öncekinden de güzel bir kadın belirdi!

Genç adam içinden “gidip merhaba demeliyim” diye geçirdi. Ama buna rağmen yine orada heykel gibi durup için için yanmaktan başka bir şey yapmadı. “Bu kız benim ligimde değil. Benim gibi bir erkeğe asla yüz vermez!” Kıza hiç yürümedi ve kız bir süre sonra gözden kayboldu.

Ve sonra, önceki iki kızdan da daha güzel bir kadın belirdi!

Genç adam bir şekilde bu kıza yürüdü. Tedirgin bir şekilde “merhaba” dedi. Kız hoş biri idi. Genç adam en sonunda kızın telefon numarasını istedi, ama kız telefon numarasını vermeyi reddetti. Genç adam başarısız olmasına rağmen, denediği için kendisini çok daha iyi hissetti.

Birden hatasının farkına vardı.

“Reddedilmek, pişmanlıktan iyidir”

“Unutma” dedi Pook. “Değişim azar azar olur. Daha önce hiçbir fırsat görmüyordun. Şimdi ise etrafında birçok fırsat görüyorsun ama onları değerlendiremeyecek kadar tereddütlüsün. Yavaş yavaş, daha fazla farkına varmaya başladın.”

“Ne demek istiyorsun?”

“Kendini tereddüt içinde bulduğunda, her zaman harekete geçmeyi seç. Hoşuna giden bir kız gördüğünde orada saksı gibi dikilme, öküz gibi bakma ve “mükemmel anı” bekleme. Yürü, yürü, yürü!”

“Pook, yapamam. Biliyorsun … kendime güvenim yok. Bende o kendine güven yok!”

“Sen SEBEP ve SONUCU birbirine karıştırıyorsun. Tereddüt içindeki ruh halinin sebebi kendine güveninin olmaması değil. Sen istediğin, arzu ettiğin şeyi elde edemedin. Tereddüt içindeki ruh halinin nedeni budur.”

“Ne?”

“Bir kısır döngüye kapılmışsın. Tereddütlüsün zira işlerin istediğin gibi gitmesine alışık değilsin. Ve işler hiçbir zaman istediğin gibi gitmeyecek zira sürekli tereddüt içindesin. İstediğin şeyi görüyorsun, tereddüt ediyorsun ve fırsat penceresi kapanıyor. Sonra bu bird aha olur. Bir daha. Bir daha. Harekete geçmemeyi her seçtiğinde, kendini biraz daha reddediyorsun.”

Pook devam etti. “Tereddüt döngüsünün insanı götürdüğü yer budur. Senin Tereddüt dünyanda, her döngüde erkekliğini biraz daha fazla törpülersin ve sonunda tam teşekküllü bir İyi Çocuğa dönüşürsün. İyi Çocuğa dönüştükten sonra, tereddütünü ortadan kaldırmak için yürümeni risksiz yapmaya çalışırsın. Ve sonra hediyeler vermeye, şiirler yazmaya, çiçekler almaya ve aşkını ilan etmeye başlarsın. Olmayan sinyalleri, sonunda senin onların olmasını istediğin anlama gelene kadar defalarca analiz etmeye başlarsın. Ve en sonunda, onu tanrıça mertebesine çıkarıp önünde diz çökerek ona tapınmaya başlarsın.

“Eğer daha az acı ile muhtemel bir çok acı arasında tercih yapabilme şansımız olsa, her zaman daha az acıyı seçmeye meyilliyiz. Ergenliğinde, bir kıza yürüyüp ve başarısız olduğunda herkesin seninle dalga geçtiğini düşündün. Bu doğru olsun ya da olmasın, sen bunun doğru olduğunu düşündün.  Bu, senin kısır döngüde hapsolmanın nedenidir.”

“Ama Pook! Bu döngüyü nasıl kıracağım?”

“Harekete geçmeme kararının, harekete geçmekten daha acı verici olduğunun farkına varacaksın. Çocukluk bitti artık. Artık bir ERKEKSİN. Kızlara yürümek zorundasın. Bundan sonra her zaman harekete geçmeyi seç. Yıllarını tereddüt içinde yaşamakla heba etmiş olanlarımız, reddedilmenin her zaman pişmanlıktan daha iyi olduğunu biliyorlar. Her zaman.”

Sonraki Bölüm : İkinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

SoSuave forumuna Pook tarafından yazılan ve Gubby tarafından derlenen yazılar

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

Derleyenin Notu

Bu yazıları sizin okumanız için derledikten sonra bir feragatname yazmam gerekiyor.

Ben “Pook müridi” değilim. Herkes gibi Pook’un da kusurları var. Aslında, buraya aldığım yazıların bir kısmına katılmıyorum. Ama bunları yine de okumak istedim zira bu yazılarda bir farklı bir bakış açısı var ve belki bir gün daha bilge ya da Pookçu olduğumda fikirlerimi değiştireceğim.

Pook basit baştan çıkarma sanatının ötesine giderek adına HAYAT denilen bize büyük resmi gösteriyor. ÖZGÜRLÜĞÜ gösteriyor.

Pook, tanıtım olarak en başa koyduğum yazıda, Pook karşıtı bazı sorunlar hakkında konuşuyor. Bence bir kişi bir grup içinde çok büyük bir şöhrete sahip olduğunda, o gruptan biri çıkıp onu kendilerinden daha iyi olma KİBİRİNİ gösterdiği için eleştirecektir. Bu çok şaşırtıcı değil.

Herneyse, eğer bu kitabı okuyorsanız, zokayı yutmuşsunuzdur. Zırlamayı bırakın. Biliyorsunuz, hepimiz Pook’u çok seviyoruz.

Bir de, kendi kitabını derle piç herif.

 Giriş – Bir Pook, Sadece Pooktur!

https://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=13101&page=3

SoSuave forumunda bulunmamın tek amacı, kendime yardım etmek. “Otorite” ya da “şöhret” olma konusuna zerre ilgim yok. Tek amacım kendi kusurlarımı düzeltmek ve hayatı keşfetmek. DJ Bible[1], forumun işleyişi ya da forumun yöneticileri gibi şeyler de umrumda değiller.

Bir forum yazısı yazdığıma, temelde kendimle konuşuyorum. Yazı yazmanın bana yardım ettiğimi keşfettim. Zaten yazıların “İpuçları” kısmında çıkmasının nedeni de bu. Eğer bu yazdıklarımı tartışmak istese idim, onları “Tartışmalar” kısmına yazardım. Birçok kişi aradaki farkı anlamıyor. Yazılarımın altında atıp tutuyorlar ve neden cevap verdiğimi anlamıyorlar. Hiçbir şeyi tartışmaya gerek yok. Yazılar genellikle çok uzun oluyorlar zira ben zaten soruları yazıların içine koyuyorum.

Son zamanlarda şöyle bir akım başladı : insanları yazıları görmüyorlar, tek gördükleri “Pook”. Bu nedenle ne zaman bir “Pook” yazısı yayınlansa, insanlar “pook tuzağı” kurmaya başlıyorlar (Ice-Pick tarafından yaratılan bir terim). Bunun güzel bir örneği, “Alışkanlık herşeydir” başlığı. Benim hayatımda daha bir berraklık yaratan basit bir mesaj, anlamsız cevapların altında boğuldu.

Benim buradaki misyonum Pook’u düzeltmek. Aslına bakarsanız bundan başka hiçbir şeyle ilgilenmiyorum. Bir şey bana yardımcı oluyor ise bunu masaya koyuyorum çünkü bazılarınızın da aynı problemleri olabilir. Eğer yazı size Latince gibi geliyorsa, yazıyı umursamayın. Hepimiz kendimizi düzeltmek için buradayız. Zira odak kendi üzerimizde.

Benim düşünceme göre kendi Büyük Değişimim problemin kadınlarda değil bende olduğunun farkına vardığımda meydana geldi. Bu nedenle “kadınlara odaklan / kadınları kontrol etmek / taktikler” gibi yazılara verip veriştiriyorum (ya da daha doğrusu onlar bana verip veriştiriyorlar). Sizin problemlerinizin çözümü kadınlarda değil ama kendinizde. Ama problemin kendinizde olduğunu anlamak ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK gerektirir. İyi Çocuk ise her zaman haklıdır ve DÜNYA / KADINLAR kötüdür. Ama olay tam tersidir. İyi çocuk yanılıyor ve KADINLAR haklılar.

3-4 yıldır bu forumdayım. Geçmiş yazılarıma baktığımda, A’nın nasıl B’ye, B’nin de C’ye çıktığını, vs. görebiliyorum. Örneğin, “O Çaresizliği Öldür” yazısı (benim için) “hileler” ve “taktikler” kapısını bir daha açılmamak üzere kapattı. Peki bunlar yerine yapılacak başka neler vardı? Bu yazının ardından cinselliği, cinsel birleşmeden ayıran “Erkek Ol” yazısı geldi. Bu yazı da benim için tüm o saha (yatak) raporlarının kapısını çarparak kapadı. Günümüzde cinselliği sadece seks ile ilgili şeylerle tanımlıyoruz ama gerçekte cinsellik cinsel birleşmenin ötesinde bir şey.

Bu nedenle, kadın ve erkek bir değil ikidir. Herkes cinsiyetsiz olabilir. Be cinsiyetsiz olmak bir erdem, maskülen olmak ahlak bozukluğu değildir.

Günümüzde kim “kadın” ve “erkek” (cinsiyetleri) cinselleştirilmiş formda aslında yoklar diyor? Evet, cinsiyet teorisyenleri!

Cinsiyet teorisyenleri maskülenitenin ve feminenliğin sosyal dayatmalar olduklarını iddia ediyorlar. Bir başka deyişle, bunların yapay olduğunu söylüyorlar. Bu teorisyenlerin, problemin asıl kaynağı olduğunu ilk başta farketmemiştim ama sonra cinsellik anlamında dünyamızda bir şeylerin ters olduğunun farkına varmaya başladım. Görünüşe göre İyi Çocuk doğuştan olmuyordu, “fabrikada” üretiliyordu. Bu nedenle “Erkek Ol!” dedim. Cinselliğin “sadece cinsel birleşmeden” bağımsız olmasını istiyorum yoksa dünya cinsiyetsiz ve can sıkıcı bir yer haline gelir.

“Erkekliğe Doğru” yazısında bu düşünceye daha fazla eğildim. Bir grup erkeğe, bir erkek ne yapar da bu yaptığına ERKEK deriz diye sordum. Tekrar tekrar verdikleri tek cevap “kadınlarla seks” idi. Ben kadınlarla seks yapmanın büyük bir taraftarıyım ama bu, cinselliğin kovulduğunu ve sadece yatak odasına indirgendiğini gösteriyor. Cinselliğin yasa dışı sayılacağı ve sadece cinsel birleşme şeklinde olanına izin verileceği Yeni Bağnazlık Çağı’na girmekte olduğumuzu düşünüyorum. Bir kadının feminen, bir erkeğin de maskülen olması fikri bazılarını çileden çıkarıyor (insanlara nasıl davranmaları gerektiğini söylemeye hakları olduğunu düşünüyorlar!).

Maskülen biri, inek bir cinsiyetsize göre hayattan çok daha fazla zevk alır. Şimdi size iyi bir gözlem söyleyeyim. Eğer cinsellik, (yasaklanması imkansız) cinsel birleşme hariç her alanda yasaklanırsa, bunun sonucu ne olur? Toplum daha cinsiyetsiz hale gelir. Bunun sonucunda da cinsel birleşme her geçen gün daha fazla abartılır ve anıtsallaştırılır.

Büyükanneniz haklı idi, cinsel birleşme hiç olmadığı kadar çok “göze sokuluyor” (eğer insan cinselliğinin bir yanını yasa dışı yaparsanız, diğer tarafına odaklanırız. Cinsellik bir yere akmalıdır). [Ayrıca, Pleasentville[2]’ın insan ırkının seksi 60lara kadar keşfetmediği benzetmesi yanlış. Muhtemelen 50’lerde ve 40’larda bugüne göre çok daha fazla seks yapılıyordu. BEBEK PATLAMASI (BABY BOOM) nereden geldi sanıyorsunuz? ]

Bizler, gökkubbe ile dünya arasında sürünen kurtçuklarız. “Erkekliğe Doğru” yazısı insanın “gökkubbe” ile bağlantısını ayrıntılı yazdım. “Piçin Sırrı” yazısında ise erkeğin “Yerle” arasındaki bağı. Kişisel olarak ben “Erkekliğe Doğru” yazısının “Piçin Sırrı” yazısından daha iyi olduğunu düşünüyorum. Zira günümüzde herkes dünyevi olana odaklanıyor ve manevi gökkubbe ile aramızdaki bağa hiçbir zaman değinmiyor. Herkes dünyevi olana meyilli.

Hepimiz, sentuarlarız[3] ve bu dünyada yolculuğumuzda hayvanın üstünde yol alıyoruz. Hem hayvanı hem de “zihni/ruhu” anlamalıyız. Manevi olan ile aramızdaki bağı söküp atarak maymunlardan, kurtlardan, köpeklerden veya Norveç sıçanlarından farkımızın kalmamasının bize ne yararı olabilir ki?

“Piçin Sırrı II” yazısı, ahlak olarak cinselliğin “dünyevi bağlantısına” odaklanırken, “Cesur Yeni Dünya” ise ahlak olarak cinselliğin “manevi bağına” odaklanıyor. Her ikisi de ele alınmalı.

“Feminizm’in Yargılanması” gibi yazılar ise bu yeni bağnazların, bu feministlerin cinselliğe yaptıklarına karşı saldırılardır.

“Kadınları elde etme” ve “kadınları anlama” gibi şeyleri çözmeye çalışmaktan vazgeçtim zira bu uğraşlar beni her seferinde erkeği tanımlama noktasına getirdi. Gündüzü gece olmadan tanımlayamayacağınız gibi, kadınları da erkekleri tanımlamadan tanımlayamazsınız. Bu nedenle odağım CİNSELLİK konusuna kaydı, yani her iki cinsiyet ve onlar üzerinde hüküm süren kurallara odaklandım. Bana nasıl yardımcı olacaklarını görmek üzere, Doğa’nın sırlarını bulup ortaya çıkarmak istiyorum. Büyücü gibi görünmek istemiyorum ve beni böyle gören insanları da küçümsüyorum.

——————-

İnsanların neden hala “Pook” hakkında kişi olarak konuştukları anlayamıyorum. Sanki kim “Pook”un en iyi psikoanalizini yapacak diye bir yarışma var. Ben bu yarışmaya davetli değilim ve ne zaman benim ne olduğumu anlatsam, insanlar bana inanmıyorlar (!).

Yazılarımla size nasıl düşündüğümü tam olarak anlatıyorum. Ama bu yeterli değil. Pook ya şudur ya da bu.

Bu başlığı düşünün. Burada yazıyorum zira Pook’un kim olduğu hakkında konuşup duruyorlar ve Pook’un psikoanalizini yapıyorlar, vs. Bu beni çok kızdırıyor zira ben Pook’un kim olduğunu biliyorum ve bunu gerçekten bilen tek kişi benim. Ve hızlı baştan çıkarıcılar[4] peşimi bırakmıyorlar. “’Erkek Ol’ demek yetmez, bize pratik tavsiyeler lazım!” Bütün bunlar olurken, genel olarak dünyevi ile ilgili olan “Piçin Sırrı” yazısı hala bilgisayarımdaydı. Sonunda bunlarla uğraşmaktan yoruldum ve yazıyı yayınladım.

Ve herkes çenesini kapadı. Neden? Zira kendilerini anlamak yerine, “Pook’u anlamaya” çalışıyorlardı. “Pook şöyledir … Pook böyledir ….” Pook, Pooktur. Bundan daha fazlasını söylemeye ne gerek var?

PowerEgo’nun yeni yaptığı şeyi örnek vereyim. Pook’u işkolik (ah o terim) olmakla suçladı ve benim herkesin işkolik olmasını talep ettiğimi iddia etti. Sırf konuşmaya devam etsin diye onunla konuşmaya devam ettim zira “Gençlik Pınarı” yazısının bilgisayarımda durmakta olduğunu biliyordum. Onunla uğraşmaktan yorulduğumda, “Gençlik Pınar” yazısını yayınladım ve iş bitti.

Başka bir forumda geçen şu alıntıya bakın :

Pook’un şimdiki açmazının temelinde kadınları, onları yanında bulundurmaya değmeyecek kadar aşağı yaratıklar olarak görmeye gidecek kadar insandan saymaması var. Bunun SoSuave forumunda kimseyi rahatsız etmemesi şaşırtıcı değil zira “oyuncu” olmaya giden tüm yöntemlerin temelinde bu var. Bu tutumun “maskülenite” olduğunu düşünen herkesin eline birer sözlük alması lazım. Bir kadının zeki olması onu otomatik olarak maskülen yapmaz. Bu ikisi birbirinden tamamen farklı şeyler. Aynı şekilde cahillik ve ruh hastalığı seviyesinde aptallık maskülen falan değildir. Pook sözde entellektüel bir mastürbasyon yolunu seçtiği ve sürekli fikir çaldığı klasiklere ve Doğa’ya sırtını döndü.

Bu insanlar, Pook’u entellektüel olmakla suçluyorlar! (Bu arada klasiklerden nasıl çalabilirsin ki! Hiçbirinin telif hakkı yok. Ben zaten daha klasikler ve onların cinsellik hakkında sunduğu bilgilere değinmeye başlamadım!)

Ve bazı insanlar da entellektüelleri tokatladığım için bugünlerde bana kızgınlar!

Hangisi beyler? Entellektüel miyim, değil miyim?

Tahayyül edebileceğiniz gibi, bu Moliere’in kaleminden çıkabilecek değerde bir komedi.

Son zamanlara birileri çıkıp “Pook kadın düşmanı! Kadınlardan nefret ediyor!” demeye başladı.

Oysa içinde gencin “şeytan kadınlar! Şeytan kadınlar!” diye bağırdığı ve kadınları kötü insanlar olarak resmettiği ve benim de gence yanılıyor olduğunu ve kadınların sandığının tam tersi olduğunu anlattığım yazılarım var.

Pook’un psikoanalizini yapmaya yönelik tüm bu çabalar nafile. Pook hakkında endişelenmeyi bırakın ve kendiniz hakkında endişelenmeye bakın. Eğer Pook’un dedikleri hoşunuza gitmiyorsa, onu dinlemeyin.

“Pook kocaman bir egoist!” Oysa gelişimin sadece alçak gönüllülük ile geldiğini söyleyen yazılarım var. Zira bir insan herşeyi biliyor ise, yeni hiçbir şey yazmayacaktır.

Gökkubbenin altında aklınıza gilebilecek her şey ile yaftalandım ve suçlandım. Komik olan şu ki kendim hakkında doğruları söylediğim, “Feminizm Yargılanıyor” yazısı gibi yazılarda bile yalan söylemekle suçlandım! Hayır, ben ne olduğumu söylüyorsam oyum.

Dipnotlar :

[1] Don Juan Bible (Don Juan İncili), SoSuave forumundan rafine edilmiş ve baştan çıkarma (seduction) ile ilgili temel bilgiler içeren derleme. https://www.sosuave.com/bible/bible.htm

[2] Türkçe adıyla “Yaşamın Renkleri”, 1998 ABD yapımı komedi-drama-fantezi filmi.

[3] Yunan Mitolojisindeki yarı insan – yarı at yaratık

[4] Speed Seduction. Ross Jeffries (asıl adı Paul Ross) tarafından geliştirilen PUA tekniği / programı.

Pook Erkek’in Acı Çeken Çaylağa Tavsiyesi

https://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18291

Anti-Dump’ın[1] çok hoşuma giden bir metaforu var :

“Bir kuş kadar özgür olmalısınız, oradan oraya kanat çırpıp, şakıyan ve hayatın tadını çıkaran bir kuş. Kadınlar bu kuş ile sikişmek ve onu kafese koymak isterler (kafes = bağlılık / ilişki).

Kuşun kendisi kafesin içine uçmak istediğinde, bu kuşun bir problem olduğunu düşünmez misiniz? Sonuçta kim, kafesin içinde olmak İSTEYEN bir kuşu ister ki? Hayır, kadınlar ÖZGÜR, VAHŞİ ve GÜZEL kuşları isterler. Kadınlar İYİ BİR AV isterler. İyi av, kafesin içine uçmaya can atmaz. Kafesin içine uçmak isteyen kuşlar, yaralı ve muhtaç kuşlardır.

Kadınlar anlaşılmaz değillerdir, olay bizim ne yapmamız GEREKTİĞİ yerine ne yapmak İSTEDİĞİMİZE odaklanmamız ve duygularımızın gözlerimizi perdelemesidir. Kadınların ayaklarını yıkamak ve onların heykellerini dikmek istiyoruz. Ama yapmamız gereken kadınlardan saygı beklemek ve onları sadece iyi davrandıklarında ödüllendirmektir. Gerçek tutku sadece erkek istediği zaman, aniden kadını bırakmaya hazır olduğunda oluşur. Sonuçta eğer siz daha birinci kahve buluşmasında “seni seviyorum” derseniz, tutku buhar olur uçar. Çünkü bunu söyleyerek bir yere gitmeyeceğinizi gösterirsiniz.

Çiçekler ve hediyeler ÖDÜL olarak kullanılmalıdır, kadının sevgisini SATIN ALMAK için değil.

Eğer bir kadın sizi umursamaz ise, siz de ona umursamazlık ile meydan okuyun.

Bir kadın size saygısızlık ederse, onu ona olan zamanınızı ve yakınlığınızı geri çekerek cezalandırın.

Bir kadın size sizin istediğiniz şekilde saygı ve ilgi gösteriyorsa, onu ödüllendirin.

Bana göre sahip olabileceğiniz kadar kadını size getirecek ve ilişkilerinizi parlak ve ateşli tutacak olan düşünce yapısı şudur: arzu duymayın.

Tabii ki, tamamen arzusuz olmak imkânsız. Bir erkekle muhabbet açıp konuşabiliyorsunuz değil mi? Aynısını kadınlarla da yapabilmeniz lazım. Sizi bundan alıkoyan iki şey var : (1) kadınları anlamamak ve (2) arzunuzun sizi tedirgin ve gergin yapmasıdır.

Bu sitedeki ve mesaj forumundaki [2] tüm mükemmel makaleler sayesinde 1 numaralı problemi kolayca aşabilirsiniz. 2 numaralı problemi aşmak ise biraz daha zor. Bazıları bu konuda doğal yetenektir (Peak[3]). Diğerleri ise, arzunun tüm kusurları gözardı etmelerine ve mantıksız davranmalarına neden olduğunu anlayana kadar ard arda yanarlar, yere çakılırlar, reddedilirler ve korkunç ilişkiler yaşarlar (Anti-Dump).

Aslında kendinizle övünmelisiniz zira ÇOĞU erkek romantizm konusunda USTA olduğunu düşünür (herkes, her şey hakkında haklı olduğunu düşünür). Buraya gelerek, DON JUAN[4] olma yoluna girdiniz bile. Yakında, kadınlar sizin varlığınızda tutku ile titreyecekler. Kendinizi eğitmek konusunda ciddi iseniz, bu site sizin hayatınızı değiştirecek.

Benim hayatımı değiştirdi.

Dipnot :

[1] SoSuave forumundaki PUA muhabbetinden kırmızı hapa evrilecek olan öğretinin çıkmasında Pook kadar etkili bir başka yazar.

[2] SoSuave.net

[3] SoSuave forumundaki meşhur yazarlardan biri.

[4] SoSuave forumunda, kadınları etkileme ve elde etme konusunda uzman olma mertebesi.

Onbeş Ders

https://www.sosuave.net/forum/threads/fifteen-lessons.59150/

Genç adam oturup hayatının bir sonraki safhası hakkında düşündü. “Artık bir kız arkadaş edinmenin zamanı geldi” dedi. Hayatının bu yeni yönü hem heyecan verici hem de korkutucu idi. “Ama başarı birçok yenilgi olmadan gelmeyecek” diye düşündü. “Keşke önümdeki acı verici denemelerden kaçınmanın bir yolu olsa idi”.

Ve birden, mucizevi bir şekilde Pook belirdi!

Genç adam, Pook’un önünde birden belirdiği herkes gibi, şaşkınlıktan dilini yutmuştu. Ama karşısındaki, konuşkan Pook idi. “Sana yol göstereceğim” dedi. Sürekli kalp kırıklıkları, yalnızlık ve hiçbir şey kontrolünde değilmiş hissine gerek yok. Beni takip et. Ben sana öğrenilmesi gereken birçok dersi öğreteceğim”.

Genç adam “ama Pook” diye haykırdı. “Kendimi başlangıçtaki hataların içine bıraksam daha iyi olmaz mı? Hata yapa yapa ilerlemek başarıya giden en iyi yol değil mi?”

“Hayır. Dersini alman için kalbinin kırılmasına gerek yok. Başarılı evlilikler, başarısız evlilik deneyiminin ardından mı geliyor? Tabii ki hayır. Ön …”

“Öngörü nazikçe öğretir; hata ise vahşice”

Bunun üzerine, genç adam sordu : “Peki, ilk ders nedir?”

Pook, “beni takip et ve gör” diye cevap verdi.

Genç adam Pook’u yakınlardaki bir üniversitenin kampüsüne kadar takip etti. “Dikkatle izle. İlk ders geliyor.”

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)