Askerlik

Askerlik konusunda bir süredir yazmayı düşünüyordum. Dün skepticonun şu aşağıdaki tweeti ile başlayan seriye yorum yazdım ama burada bir yazıda tavsiyelerimi vereyim :

Baştan belirteyim, yorumları “zorunlu askerlik mi profesyonel ordu mu” tartışmasına çevirmeyin. Konu o değil. Konu memleketin nüfusunun üniversite mezunu küçük bir kısmının lüksü olan erteleme : askerlik zorunlu iken gitmeli mi ertelemeli mi? Yoksa çoğunuz ya eninde sonunda gideceksiniz ya da bedelli yapana kadar erteleyeceksiniz.

Askerliği ertelemek çoğu erkek için akıllıca değil. 6 aylık bir askerliği ertelemek için 20lerinde yıllarını hayata tam atılamadan ya da boşa yaptığı masterlarda heba eden çok adam gördüm. Sonunda bekledikleri bedelli çıksa da, kayıpları çok yüksek (üstüne az para da olmayan bedelli ücretini ekleyin). Skeptico’nun devamında dediği gibi çoğunuzun 6 ayı bu kayba değmez. Üniversiteyi uzatmadan bitirmek, hemen askere gidip sonrasında hayata tam atılmak, üniversite okuyan bir erkeğin ilk hedefi olmalı. Ben tabii bunlardan sonra hemen ev – evlilik – araba yapın demeyeceğim. Hayatınızı yaşayın. Kendinizi geliştirin. Üniversite günleri sanki hayatın en güzel günleri gibi görünebilir ama hayata tam atıldığınız ve kendi paranızı kazandığınız günler kadar güzel değiller.

Yani “abi askere gideyim mi” sorusunun cevabı “evet, en kısa zamanda ve ilk fırsatta git.” Benim şimdiki aklım olsa ve mümkünse üniversite bitince verilen 1 yıl tecili kaldırır giderdim.

Burada bir parantez açayım. Üniversiteye çocukluklarının uzatmaları gibi bakan ve üniversiteyi uzatarak hayata atılmayı erteleyen azımsanamayacak sayıda erkek var. Bu erkeklerin askerliği erteleme sebepleri de genelde bu hayata atılma korkusunun uzantısı. Motivasyonunuz bu mu değil mi bilmeniz şart. Eğer bu erkeklerden biri iseniz, maalesef büyümeyi erteleyemezsiniz ve bugün yaşadığınız bu uzatmalar gelecekteki hayatınızı (başta geliriniz olmak üzere) kötü etkiler.

Askerliğini yapan her erkeğin bildiği gibi Türkiye’de askerde tamamen angarya iş yapıyorsunuz. 70%si mıntıka temizliği, paspas, bitmek bilmez sayımlar, patates soymak (evet patates soymak), vs … ile geçiyor. Askeri anlamda öğrendiğiniz şey kısıtlı.

Fakat bu askerliğin faydasız bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Özellikle rahat gündelik hayatınızdan çıkıp bambaşka ve görece zorlu bir ortama geçmek çoğu erkek için ihtiyaç duyduğu ama farkında olmadığı bir ara. Ama bu dönemi şikayet etmek yerine kullanmayı seçmeniz lazım. Ben şahsen şikayet etmekle meşgul olduğumdan tam olarak kullanamadım.

Günümüzde fiziksel aktivite zor bulunan bir şey. Askerde ise fiziksel aktivite bolca var. Eğer hareketsizliğin ruh öldürücü kapanına düşmüşseniz bu dönem çok yararlı olacaktır.

Disiplin, erken kalkmak ve bağımlılık problemleriniz varsa (örneğin internet, oyun, porno, alkol, vs …) bunlara ani bir darbe vurmak için de askerlik ideal bir dönem. Özellikle burada yazılan disiplin tavsiyelerini uygulayamıyorsanız ve eğer askerliği de erteliyorsanız, bir an önce askere gidin. Gündelik hayatınızdan bu şekilde uzaklaşmak çoğu sorununuza ölümcül darbe vurmak için ideal ortamı yaratacaktır. Hergün sabahın köründe kalkacak, bir sürü fiziksel aktiviteyi ve işi isteseniz de istemesenizde yapmak zorunda kalacaksınız. Cep telefonu ve internet olmadığından buralardaki bağımlılıklarınız devam edemeyecek.

Skeptico şöyle yazmış :

Bugün ana kucağından inip, okulda öğretmen kucağında oturup sonra karısının kucağına oturuyor erkekler.
Ailede bir trajedi (hastalık, iflas vs) yoksa en büyük derdi top oynarken düşüp dizini kanatmak.

Doğru. Askerlik bu açıdan hala erkeği olgunlaştırma potansiteline sahip bir yer. Orada emir – komuta zinciri çoğu ana kuzusuna dünyanın merkezinin kendileri olmadığını gösterecektir.

Askerlik “en verimli çağımızda…” diye başlayan itirazlarla reddediliyor.
Gerçekten en verimli çağınız 20li yaşların başı mı?
Hakikaten mi yani?
Bundan sonrası yokuş aşağı mı? 20li yılların başında bir bok bilmiyosunuz olm. Daha çocuksunuz hala.

Maalesef bu da doğru. 20leriniz, özellikle de başları en verimli çağınız falan değiller. En verimli çağlarınız 30larınız.

Askerliği bedelli yapanlar o 6-12 ayda çok merak ediyorum “verimli” denebilecek ne yaptılar?
Rahatları bozulmamış olmak “verimli” mi gerçekten?
Öyle bişey yok.

Yurt dışında yaşayarak bedelli askerlik yapanları saymazsak benim bildiğim ve bedelli askerlik ile kurtardıkları 6 ayı verimli harcayan bir tek kişi var. O da ciddi işadamı idi. Diğer hepsinin temel motivasyonu ya rahatının bozulmaması idi ya da askerliği ertelerken kurdukları aileden 6 ay kopmamak. Üstüne, o bedelli askerliği beklerken hayata yarım yamalak atılarak yıllarını verimsiz geçirdiler.

Son olarak da askerliğin en sevdiğim yanı, başka hiçbir koşulda bir arada bulunmayacak yüzlerce kişinin aynı koğuşta yaşaması. Çok enteresan bir deneyim. Bir kamyon şoförü, işportacı, kaçakçı, kaymakam ve boğaziçi mezunu bilgisayar programcısı ranzamın çevresinden ilk aklıma gelen elemanlar. Nasıl bir fildişi kulede yaşadığınızı anlıyorsunuz, çok şey öğreniyorsunuz.