Bekaret ile ilgili yazmam çok istendi. Bu konuya pek girmedim zira ben kişisel olarak önemsemiyorum. Bekareti önemseyenlere sözüm yok ama ben bunun sizi hipergamiden koruyacak bir gücü kalmadığını düşünüyorum. Nedenini anlatayım.
Bekaret ve namus konularının geleneksel toplumda neden bu kadar önemli olduğunu anlamak çok zor değil. Daha 30 yıl öncesine kadar on binlerce yıl, bir erkeğin, kadınından doğan çocuğunun kendinden olup olmadığını gerçekten bilmesinin hiçbir yolu yoktu (kadın hızını alamayıp başka ırktan birinden hamile kalmadığı sürece). Hipergami ve adet döngüsünün alfa dönemi gibi “tehlikeler”e karşı, kadınlar üzerinde oldukça sıkı uygulanan “bakaret” ve “namus” kodları konulmuşa benziyor. Yani kadını baba evinden bakire almak, sonra namus kodları ile çevirmek, başkasının çocuğunu yetiştirmemek için önlemler.
(Bakın bu nedenle de feministler ne derse desin, kadınlar ile erkeklerin aldatması arasında fark var. Erkeğin aldatması iyi birşey demeye çalışmıyorum, ama erkek aldatsa da kadın yine çocuğunun kendinden olduğuna emin, ama erkeklerin böyle bir lüksü yok).
Bekaret konusunda şöyle bir varsayım var: bakire kadın, alfa dulun ya da 30una kadar her haltı yiyip sonra evlenmek isteyen kadının zıttır. Bu nedenle de eğer kızı bakire alırsak, hipergamiden korunuruz. Ben bunun yanlış bir varsayım olduğunu düşünüyorum. Bu düşünce, erkeklerin üzerine kabus gibi çöken “beni böyle anam gibi seven bir kadın bulayım, hayat boyu onunla ideal ilişkimizde yan gelip yatayım” idealizminin kolaycılığı maalesef. Betalığın bir parçası.
Öncelikle şunu söyleyeyim : Benim gözlemlediğim çoğunlukla spesifik seviyede bir narsisizme sahip ve önüne gelenle yatma performansı gösteren kadınlar alfa dul olmaya meyilliler. Yoksa yanılıp şaşırıp bir kere bir alfayla yatmış bir kadının yüzde 100 alfa dul olacağını söyleyemezsin. İkincisi, 30una kadar her haltı yemiş kadın, Sceptico’nun da yazdığı gibi “sefam olsun” modeli sayıca çok partnere sahip, uzun dönemli ilişkileri beceremeyen, ekstrem denebilecek deneylerde bulunmuş (grup seks, tek gecelik ilişkiler, uyuşturucu, illegal aktiviteler vs)”. Yoksa kadın 20lerinde bekaretini kaybetmiş, uzun dönemli 3- 5 ilişkisi olmuş ise ona bu yaftayı yapıştıramazsınız.
Kırmızı hap camiasında son yıllarda, kadının cinsel partner sayısı ile evlilikteki mutluluğunu ve boşanma oranlarını gösteren iki yazı meşhur oldu. İlki 2014’te çıkan bir araştırmaya göre, kadınların cinsel partner sayısı arttıkça, evlilikte mutluluk oranları azalıyor. Bu araştırmalar çok kullanılıyor ama ben bu araştırmaların kullandıkları istatistik yöntemlerin sağlam olduğuna ikna olmadım.
Yanlış anlamayın. Evlenilecek kadın – evlenilmeyecek kadın ayrımı yok demiyorum. Bu ayrım bariz var ve buna çok iyi dikkat etmeniz lazım. Yine, kadının geçmiş cinsel partner sayısı önemsiz de demiyorum. Ara ara 20lerinin başında ve “ben muhtemelen senden daha fazla sayıda kişiyle” yatmışımdır diyen, örneğin 22 – 23 yaşında 40 erkekler yatmış kadınlarla karşılaşıyorum ki bunu övünerek anlatıyorlar. Bunlarla evlenecek mericin vay haline. Alfa dul ve geçmişindeki seks hayatı gözlerine 1000 Yarrak Bakışı olarak düşmüş hatun sayısı hızla artıyor, bu gerçeği de gözardı etmiyorum hatta bu blogda bu konuda bolca uyarı da var.
Ama bekaret artık çok yanıltıcı bir kriter. Şöyle ki :
Çok tecrübesiz ve genç bir kızla evleneyim de kafam rahat etsin diyen çok erkek var. Fakat bu erkekler, kızın artık 21. yüzyılın internet çağında yaşadığımızı, evlendikten sonra kızın gözünün açılıp (televizyon tek başına bunu yapmaya yeter), “ben hayatımı yaşamadan evliliğe kapandım” deme tehlikesini es geçiyorlar. Yani bekaret artık diğer tüm ayakları yıkılmış bir sosyal kültürün kalan tek ayağı ise, ona pek güvenmeyin derim.
Günümüzde erkeklerin feminen beyin yıkaması o kadar güçlü ki,içindeki betayı öldüremeyen bir erkeğin bakire ya da tecrübesiz kızdan ciddi bir NAWALT / ONEitis yaratma tehlikesi var. Böyle bir erkek, en anne eliyle seçilmiş, en el değmemiş, en saf kadının içindeki hipergamiyi bile azdırır.
Bekaret konusunda birçok erkeğin şöyle bir varsayımı daha var: bakire olmayan kadın kaşardır, evlenilmeye müsait değildir.”Daha önceden erkek arkadaşları olmuş, kendi halinde yaşayan bazen uzun dönem bazen kısa dönem ilişkisi olan ama sorumluluk bilinciyle hareket eden, mutluluğu arayan, özetle aslında “kaşar” olmayan ama geleneksel kuralları pek sallamayan kadınları” evlilik materyali değil diye es geçemezsiniz. Kriterini böyle ayarlayan bir erkek, bu devirde partner havuzunu ciddi oranda daraltır ve sonunda istemediği halde yalnız kalabilir.
Ve başında dediğim gibi, namus ve bekaret, erkeğin doğan çocuğun kendinden olmasına emin olması için var. Ama toplumun bu kadar dinamik olduğu ve kadın – erkek sosyal / iş ortamlarının birbirine karıştığı bu zamanda işler daha karmaşık. Kısacası, yıl 2017 olmuşken, sizin maskülin ve oyunu olan, ilişkisini aktif olarak yöneten ve dominant bir erkek olmanıza bir alternatif yok.