‘Toksik Maskülenite’ ve Erkek Olmanın Güçlü İkiliği

Erkekler, geçenlerde  Amerikan Psikoloji Derneği tarafından yayınlanan ‘Erkekler için Psikolojik Pratikler Rehberi’ adlı raporun içerisindeki tavsiyelere uymamalılar. Bu tavsiyeler ‘Geleneksel Erkeklik’ dediğimiz; stoacılık, rekabetçilik, dominantlık ve atılganlık gibi şeylerin zararlı olduğunu ima ediyor (*).

Bu tavsiyeler yanlış.

Stoacı duygu kontrolü gereklidir. Rekabetçi ruh size başarıyı getirir. Dominantlık ve dominant olmak için gereken fiziksel ve duygusal güç, sizin başkaları tarafından domine edilmenize neden olacak bir güçsüzlükten çok daha onurludur.

ŞU AN, ERKEKLERİ UYANDIRIP BU HASTALIKLI DÜŞÜNCE YAPISIYLA MÜCADELE ETMENİN TAM ZAMANI

Ve atılganlık, amacınıza giderken kullanacağınız bir araçtır. Cesurca eylemler olmadan, bu eylemleri gerçekleştiren bir başkasının cesaretine boyun eğmek zorunda kalırsınız.

Elbette bu ‘Geleneksel Erkeklik’ özelliklerinin çağ dışı ve gereksiz olduğu bir evrende yaşamak güzel olurdu.  Belki de bu hayali evrende herkes duygularını rahatça dışarı vurabilirdi.

Bu evrende rekabet olmazdı, herkes her daim kazanırdı. İnsanlar birbirlerini domine etmek yerine işbirliği yapıp tamamiyle eşit yaşarlardı. Ve son olarak bu hayali evrende atılgan davranışlar da olmazdı, insanlar birbirlerine sarılır ve geçinip giderlerdi.

Ama böyle bir evren yok. Olsa iyi olur muydu? Olurdu. Ama yok.

Dünya zorlu bir yer. Hayat acımasız. İnsanoğlu her zaman kibar ve iyilik sever değil. Hayırseverlik, hoşgörü ve merhamete bel bağlayamazsınız.

Eğer duygularınızı belli ederseniz, avantajınızı kaybedersiniz. Duygusal kararlar alırsanız, bu kararların sizi yanlış yöne sevk etmesi muhtemeldir.

Eğer mücadeleci ruhtan yoksunsanız, işe girme, girdikten sonra yükselme, maaşınız hakkında pazarlık yapma ve hatta kendinize bir eş bulmak gibi bir çok konuda kaybeden konumunda olursunuz.

Son olarak, eğer yeterince atılgan değilseniz karşınıza çıkan fırsatları iyi değerlendiremezsiniz. Hayatta güzel şeyler size gökten yağmaz, onlara saldırmalı ve onları ‘fethetmelisiniz’. Bunları yapmazsanız tonla fırsat kaçıracaksınız. Siz hayatınızı değil, hayat sizi kontrol edecek.

Yani: Stoacı olun, rekabetçi olun, dominant olun, atılgan olun.

Ama o kadar da basit değil, işlerin karmaşıklaştığı yer de zaten tam burası. Bu özelliklerin hiçbirinde aşırıya kaçmamanız çok önemli.

Deniz kuvvetlerinden takım arkadaşım (**) Leif Babin’le beraber çıkardığımız son kitabım ‘Liderlik İkiliği’nde yazdığım gibi: Bir lider dengede kalmak için çaba göstermeli, bir erkek de.

Eğer duygularınızı tamamen kapatıp Stoacılığın dozunu kaçırırsanız hiç kimseyle duygusal bir bağ kuramazsınız. Ayrıca insanlara liderlik edemezsiniz çünkü insanlar duygularını hiçbir şekilde belli etmeyen bir lideri takip etmezler.

Ayrıca, eğer duygularınızı tamamen kapatırsanız sizi başarıya iten o eğlence ve mutluluk duygusunu tecrübe edemezsiniz. Hayatı yaşamaya değer kılan bu pozitif duygulardan yoksun kalırsınız.

Eğer fazla rekabetçiyseniz, hiçbir şeyden zevk almadığınız bir konuma doğru sürüklenebilirsiniz. Kazanmaya takıntılı hale gelirsiniz ve kafayı yersiniz. Tek bir mağlubiyet sizin bütün ilerlemenizi yerle bir eder.

Kısa vadede kazanmak için ahlaksızca ve yasal olmayan şeyler yapmak size cazip gelir. Bu hareketler de bir gün gelir mutlaka canınızı yakar. Uzun vadede ise sizi bitirir.

Domine etme isteği de kontrol altında tutulmalıdır. Her türlü durumu domine etmeye odaklanırsanız, bu pek de sizin yararınıza olmayacaktır. Eğer tek amacınız domine etmekse insanları dinlemeyeceksiniz ve böylece kendi fikirlerinizden daha iyi olan fikirleri duyamayıp kaçırmış olacaksınız.

Zamanla insanların hoşgörüsü azalacak, ilişkileriniz zarar görecek ve tüm liderlik kredinizi tüketeceksiniz. Hiç kimse, işlerin sadece kendi istediği yoldan halledilmesini isteyen birinin etrafında bulunmak istemez.

Son olarak, aşırı atılgansanız da kendinizi yakarsınız. Çok fazla risk alırsınız, çok fazla köprü yıkarsınız ve tüm cephanenizi bir anda harcarsınız.

Bir lider ve erkek olarak; ne zaman geri çekilip, toparlanıp, tekrar organize olacağınız zamanı da anlamanız gerekiyor ki başka bir vakit tekrar gelip savaşabilesiniz.

Bu ikilemler uzar gider; bir lider ve erkek olarak sizin sürekli dengeyi gözetmeniz gerekiyor. Siz; deli dolu değil cesur olmalısınız, diktatör değil kararlı olmalısınız, kaskatı değil disiplinli olmalısınız, açık fikirli ama aynı zamanda da ilkeli olmalısınız.

Yani size, erkeksi özelliklerinizi bastırmanızı söyleyen medyayı dinlemeyin. Erkek adam gibi davranmanın kötü olduğunu söyleyen reklamları umursamayın.

Ama aynı zamanda da bu veya diğer başka özelliklerin sizi uçlara sürüklemesine de izin vermeyin. Yoksa bir lider, erkek ve insan olarak kaybedersiniz. Bunun yerine, sizi bir zıt kutuptan diğerine fırlatan bu ikilemleri dengede tutun.

Ve bu dengeyi nasıl sağladığınızı oğullarınıza ve kızlarınıza öğretin çünkü bu sözümona ‘Erkeksi Özellikler’ sadece erkeklere ait olması gereken özellikler değiller.

Çeviri: Ex-Navy SEAL Jocko Willink: ‘Toxic masculinity’ and the powerful dichotomy of being a man

Çeviren: Thomas Aquinas

(*) APA aslında açıkça  “geleneksel maskülenite, psikolojik olarak zararlıdır diyor. Şurada bir başka eleştirisi var (İngilizce).

(**) Çevirenin Notu: Bu makalenin yazarı Jocko Willink, ABD Deniz Kuvvetleri’nin elit birliği olan ‘Navy SEALS’ın eski bir üyesi.)

Mahmut Abi’nin notu: Evet, bu sitede yayında bulunan 1000 numaralı yazı oldu ve bu köşe taşı için de çok güzel bir yazı oldu.

Oğlan çocuklarından soya oğlanlara

Modern erkeğe ne olduğunu burada tekrar yazmam gereksiz. Eğer bu blogu takip ediyorsanız benliğin bastırılması, maskülen tüm destek ağlarının yok edilmesi ve erkeklerin dövüle dövüle hastalıklı hayatlara hapsolması konusunu biliyorsunuz.

Fiziksel ve ruhsal olarak çektiği acılardan kurtulmaları konusunda genellikle erkeklere reçete sunmaya odaklanıyoruz. Bir erkeğe gerçek doğasını ortaya koymasını, karşı cinsi daha iyi anlamayı, zihnini, vücudunu ve ruhunu yeniden kontrol altına alması için gerekli kaynakları öğretiyoruz.

Peki ya oğlan çocukları?

Doğumundan itibaren maskülenitesinden utanan ve sürekli dilenen budala babasını izlemekte olan genç erkek ne olacak?

Fişten yeni çekilen erkeklerin erkek çocuklarını da maskülen ifadenin pek yürünmemiş yolunda yanına almasını sağlamak için ne yapıyoruz?

Bu zavallı çocuklar, babalarının her hareketini izlediler. 5 – 6 yaşına kadar bu çocuklar sizi, babalarını, sarsılmaz birer idol varsayarak izlerler. Siz onlar için yenilmez ve gerçek kahramanlarsınız, Zeus’un vücut bulmuş halisiniz.

Peki sonra?

1. Sizi sürekli TV başında kanepede yatarken görüyorlar.
2. Sizi kenarda, takımlarına hiç koçluk etmeden öyle seyredirken görüyorlar.
3. Süpermen vücuduna sahip olmadığınızı görüyorlar.
4. Yere oturup ya da dışarı çıkıp onunla oynamak yerine “git oyna” dediğinize şahit oluyorlar.
5. Sürekli telefonunuzla meşgul olduğunuzu görüyorlar.
6. Sürekli tıkındığınızı görüyorlar.
7. Kendi duruşunuzu savunmak yerine duvarın ardına çekilip teslim olduğunuzu görüyorlar.
8. Kendinizi uyuşturmak için sürekli alkol aldığınızı görüyorlar.
9. Sizi telefondan TV’ye, TV’den tablete ve sonra ordan yine telefona, kendinizi gerçek dünyaya hiç koymadan sürekli zihninizi uyuştururken izliyorlar.
10. Herşeyi izliyorlar ve sizin ortaya koyduğunuz örneği takip edecekler, ağzınızdan çıkan tavsiyeleri değil.

Bu oğlan çocukları onları tuttuğunu koparan, güçlü yaratıklar yapmak üzere tasarlanmış bir yazılım ile doğdular. Onları güçlü, hızlı, cinsel olarak çekici ve neşe dolu bir hayatı yaşayan bireyler yapabilecek bir yazılım ile.

O yazılım silindi gitti.

O yazılım, kendi öz babaları tarafından silindi gitti.

Siz, babalar, kendi eksikliğinizden kalan boşluğu, toplumun girip doldurmasına izin verdiniz.

Kendi çocuğunuza eğitim vermek için zaman ayırmak yerine, okul sisteminin onların eğitiminden tamamen sorumlu olmasına izin verdiniz.

Modern yaşamın rahatlığını, kendi çocuğunuzdan daha fazla sevdiğinize karar verdiniz.

Bir bir argüman değil, bir gerçek.

Eğer çocuğunuzu seviyor olsa idiniz şunları yapardınız :

  • Aşırı kilo almaya başladığını gördüğünüzde müdahale ederdiniz.
  • Önlenebilir sağlık sorunlarından, zayıflıktan ve özgüven eksikliğinden müzdarip olduğunu gördüğünüzde insiyatifi elinize alır ve onu harekete geçmeye zorlardınız.
  • Efendi çocuk tuzağına düşmemesi için onu kanatlarınız altına alır ve kadınlar konusunda öğrenmesi gerekenleri öğretirdiniz.
  • Oğlunuzun toplumun geri kalan zayıf kitlesi gibi bastıracağına maskülenitesini doğal olarak ifade etmesini sağlamak için onun yanında olurdunuz.

Bunların hiçbirini yapmadınız, zira siktiğimin rahatınız yerinde idi.

Bu nedenle günümüz erkekleri, fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak zayıflar.

Durumları üzücü zira doğal dürtüleri ve gerçek benlikleri zihinlerinin derinliklerinden çığlık atıp duruyor. Gerçek bir erkek gibi açığa çıkmak için, masum olduğunu bilen ama mühebbet hücre hapsi almış biri gibi yalvarıp iknaya çalışıyor.

Bu oğlanlar güçlü, fit ve irrasyonel şekilde kendine güvenli olmaları gerektiğini biliyorlar ama öyle değiller ve neden öyle olmadıkları konusunda en ufak bir bilgileri yok.

Bir aslanı doğuştan köpekmiş gibi yetiştirin, birgün suratınızı parçalar.

Neden?

Çünkü aslan aslandır.

Oğullarımızın içinde aslan yürekleri var ama bu hayvanı ortaya çıkarmak biz babalara bağlı. Doğalarını bastırırsanız, bu güç  başka bir yerden vahşice patlar. Bunlar içtiklerinde kavgaya tutuşmak isteyen, ilişkilerinde dominant olmak yerine şiddete ve zorbalığa başvuran erkeklerdir.

Peki bir çözüm var mı?

Evet bu duruma sadece tek bir çözüm var ve bu da maküleniteyi açığa çıkarmak. Burada da babalara büyük iş düşüyor.

Klişe olacak ama gerçek şu : siz onların tek umudusunuz.

Çocuklarınız sizin örneğinizi takip edecekler, sizin tavsiyelerinizi değil. Ve çocuklarınız sizin kabul ettiğiniz standartlara yükselecekler, beklediğiniz değil.

Kendinizi düzeltin önce, onlar sizi takip edecekler.

Önce kendiniz için çıtayı yüksek tutun ve en ağır yükü sizin en önce kaldırıp en son sizin yere koymanızdan kimsenin şikayetçi olmadığını izleyin.

Siz onların liderisiniz.

Siz bu genç erkekleri pişmanlık, sefalet, depresyon ve kaygı dolu hayatlar yaşamaktan kurtarabilecek tek varlıksınız.

Kadınların oğullarımıza nasıl birer erkek olmaları gerektiğini söylemelerine asla izin vermeyin. Eğitim sisteminin, toplumun ve medyanın çocuklarınızın kafalarını doldurmalarına izin vermeyin.  Siz onların babasısınız ve bu eşiniz ile yanyana yapmanız üzere sizin işiniz.

Genç nesillerin zayıflıkları ile dalga geçmeye bayılıyoruz ama onların zayıflıkları bizim zayıf liderliğimizin direkt sonucu.

Fişten çekilip kendinizi bok çukurundan çıkmaya adadığınızda, sizi yıllardır izlemekte olan o gözleri unutmayın. Onlara Hunter ya da Craig yardım etmeyecek, o rolü siz oynayacaksınız.

Gelecekte ümit var arkadaşlar.

Hayata dair pozitif bakışım yüzünden sürekli alay ediliyorum ama ben böyleyim ve hep böyle olacağım.

Umuda inanıyorum.

Size inanıyorum.

Maskülenitenin hayatta kalacağına ve bunun sizin gece – gündüz ortaya koymaya istekli olduğunuz çabaya bağlı olduğuna inanıyorum. Bildiğimiz anlamda batı toplumunu, toplumdaki fişten çekilmeyi seçen aile babaların kurtaracağına inanıyorum.

Bunu okurken öfke ve pişmanlık hissedebilirsiniz. Bırakın bunu, geçmiş geçti gitti.

Sevgiye ihtiyacımız var. Sevgi bu zorlukların üstesinden gelmenize, oğullarınızı yanınıza alıp harekete geçmenize yardım edecek.

Hadi hep beraber “Büyük Soya”yı alaşağı edelim ve oğullarımız ile onların oğullarını kurtaralım.

Çeviri : From Boy to Soy

Maskülenitenin evrimi

İnsanlar karşılarına çıktığında, masküleniteyi bilirler ve onu hissederler. Ona tepki gösterir ve onu ölçerler. Buna rağmen çoğu erkeğe masküleniteyi tarif etmelerini söylediğinizde, bir sürü karışık ve çelişkili cevap alırsınız.

Çoğunlukla, maskülenite tanımı diye ahlak ve “gerçek bir erkeğin” ne yapması, ne yapmaması, ne giymesi ve ne giymemesi gerektiği ile ilgili bir ders dinlersiniz. Cevaplar da, sosyal sınıftan sınıfa ve kültürden kültüre değişir. O kadar ki çoğu insan, maskülenitenin hiçbir anlam ifade etmediğini bile düşünür. Onlara göre maskülenite, toplumsal bir yapılandırmadır. Kendi görüşlerini doğrulamak için de değişik erkek gruplarının maskülenite hakkındaki değişik fikirlerini öne sürerler.

Fakat bu çeşitli gibi görünen maskülenite tanımlarında, erkekler için oldukça önemli olan ortak değerler vardır. Tarih boyunca ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşamış ve yaşayan erkeklerin maskülenite ile ilişkilendirdikleri değerleri listelediğinizde, çoğu erkeğin şu noktalarda hem fikir olduğunu görürsünüz :

  • Erkek güçlü olmalıdır.
  • Erkek cesur olmalıdır.
  • Erkek yetkin olmalıdır.
  • Erkek onurlu olmalıdır.

Bunlar taktik erdemlerdir :

  • Güç
  • Cesaret
  • Ustalık
  • Onur

Bunlar, erkeklerin bir ölüm – kalım senaryosunda birbirlerinden isteyecekleri, ihtiyaç duyacakları, talep edecekleri özelliklerdir.

İçinde bulunduğunuz binanın birdenbire zombilerce çevrelendiğini düşünün. Bu değerler, bir anda sizin yanınızdaki erkeklerde olmasını isteyeceğiniz değerler olacaktır.

Güç, cesaret, ustalık ve onur sadece erkeklerin tekelinde değil. Ama tarih boyunca bir erkeğin bu değerlere sahip olması daha önemli olmuştur.

İnsanoğlu, yüzbinlerce yıllık bir süreçte, bugün içinde yaşadığımızdan çok çok daha tehlikeli bir çevrede evrimleşti. Bu uzun süreçte erkeklerin birinci görevi, grubu doğadan, dış dünyadan, tehlikelerden ve diğer erkeklerden korumaktı. Kabilenin sınırlarını korumak ve gerektiğinde tehlikeyi göze alarak o sınırların dışına çıkıp kabilenin ihtiyaçlarını bulup ele geçirmekti.

Eşeysel seçilim (kadınların erkekleri ve erkeklerin kadınları nasıl seçtiği), Darwin’in kuramında doğal seçilimle beraber, türlerin değişimini yöneten-açıklayan temel bir prensip olarak üzerinde çok yazılan ve çizilen bir teori. Ama maskülenite, kadınların erkekleri nasıl elediği kadar erkeklerin birbirlerini nasıl elediği ile de alakalı. Maskülenite, erkeklerin kendilerini diğer erkeklere ispat etmesi ile de alakalı. Maskülenite, erkeklerin kendilerinin takımın vazgeçilmez bir parçası olduğunu ispat etme çabası ile de alakalı.

İnsanoğlu her zaman sosyal bir hayvan olmuştur ve açık seçik cinsel rollerin olduğu gruplarda evrimleşip hayatta kalmışlardır. Ortak atadan 6 milyon yıl önce ayrıldığımız şempanzeler de sosyaldir ve açık seçik cinsel rollerin olduğu gruplarda yaşarlar, ürerler, mücadele ederler ve hatta savaşırlar.

Avlanmak, savaşmak ve kabilenin sınırlarını korumak tarih boyunca erkeğin işi olmuştur. Yeterince güçlü, cesur ve yetkin olmayan erkekler, diğer erkeklerin kendileri hakkındaki görüşlerine dikkat etmeyen erkekler, herhangi bir nedenden dolayı kendi yüklerini taşıyamayan ya da taşımaya gönüllü olmayan erkekler; basitçe takımın bir parçası olmayan erkekler ya kadınlar ve çocuklarla beraber diğer erkeklerin bakmaları gereken insanlar oldular ya da kabileden şutlandılar. Bir insanı öldürmek ve yemek üzere tasarlanmış, çok tehlikeli bir dünyada yapayalnız ve tek başlarına kaldılar. Bu erkeklerin büyük çoğunluğu, muhtemelen hayatta kalamadı ve genlerini geleceğe geçiremediler.

Birbirlerine güçlü, cesur, yetkin ve onurlu oduklarını ispat eden, takımın değerli bir parçası olan erkeklerin ise genlerini gelecek nesillere geçirme şansları muhtemelen çok daha fazla idi. Bugün dünyada yaşayan her erkek, kesintisiz bir şekilde on binlerce nesilde hayatta kalan ve genlerini gelecek nesillere geçirebilen bu başarılı takım oyuncularının oğulları.

Bugün çok azımız avlanmak, savaşmak ya da sınırları korumak zorundayız. Önemli bir kısmımız yataktan, sandalyeye, sandalyeden koltuğa, koltuktan yatağa bir hayat yaşıyoruz. Yaşadığımız çevre tarihte hiç görülmediği kadar güvenli. Bugün yaşayan bir erkeğin şişmanlıktan ölme ihtimali, savaş, cinayet, açlık ya da hastalıktan ölme ihtimallerinin toplamının kat be kat üstünde. Fakat bu yüzbinlerce yıllık evrimsel geçmişi bir kalemde silip atamıyor. Bu çevre bizim güçlü, cesur, yetkin ve onurlu bir erkek olma arzumuzu bir kalemde silip atamıyor. İnsanlığın artık hayatta kalmak için bolca çocuk yapma ihtiyacının olmamasının bizim içimizdeki seks arzunu zerre kadar silip atmadığı gibi.

….

Evet, günümüz toplumunun, sizin maskülenitenize ihtiyacı yok ya da toplum öyle sanıyor. Günümüz toplumunda, maskülenite opsiyonel, ya da çoğu erkek öyle sanıyor. İnsanlığın uzun geçmişinin %99u boyunca büyük bir ihtiyaç olan maskülenite, artık %90ımız için ihtiyaç değil. Erkeklerin tarih boyunca bizzat oynadığı roller, bugün az sayıda erkeğe ve teknolojiye havale edilmiş durumda.

Günümüz toplumunda hayat çok kolay. Maskülen olmak ise zorluk gerektiren bir şey. Maskülen olmak için hayatınızı zorlaştırmanız lazım. Bir kasın gelişmesi için nasıl ağırlığa ihtiyacı varsa, maskülinitenin gelişmesi için de “dirence” ve “baskıya” ihtiyacı var. Aynı şekilde hiçbir ağırlığa maruz kalmayan bir kasın erimesi gibi, tamamen kolay ve zorluktan arınmış bir ortamda maskülinite de erir.

İyi haber şu ki, bir erkek hiç kullanmadığı için erimeye bıraktığı maskülenitesini, kas geliştirir gibi geliştirebilir. Başlangıçta hafif ağırlıklarla başlayıp, ağırlığı zamanla arttırarak, maskülenitesini güçlendirebilir.

İyi de bunu neden yapsın ki? Hayatta kalmak için buna ihtiyacı yok. Genlerini gelecek nesillere aktarmak için bile masküleniteye ihtiyacı yok. 30larına kadar sabrederse, güvenlik ve kaynak ihtiyacı, maskülenite ihtiyacını geçmiş bir kadınla üreyebilir.

Fakat bir erkek için, maskülen olmak, doğanın içine kodladığı ve gerçekleştirerek en doğal ve doyumlu halini bulabileceği durumdur. Bir erkek için, içindeki maskülenitenin yükselişine şahit olmasından daha güzel bir deneyim yoktur. Güçlükleri aştığını görmesi, yapabileceğini bilmediği bir şeyi yapabilmesi, kahramanca davranması, içindeki ateşten ve iradeden başka bir şey kalmasa dahi “dayan” diyerek meydan okuması kadar güzel bir deneyim yoktur. Bu neredeyse manevi bir deneyimdir. Maskülenite bir seçim ve bir erkeğin hayattan gerçekten tatmin olabilmesi, kendi potansiyelini gerçekleştirebilmesi için neredeyse tek yol.

Bir erkeğin bu deneyimi yaşaması, toplumun umrunda değil. Çoğu insan için bir erkeğin rahat ortamında, kendisini olduğu gibi kabul edip sevmesi daha kabul edilir bir davranış. Bu nedenle, masküleniteyi geliştirmek için gerekli zorluğu, erkeğin kendisinin arayıp bulması gerekli.

Ağırlık kaldırmak ve gym, sadece kasları geliştiren değil, maskülenite için gerekli zorluk olarak da faydalı olan bir aktivite. Ve bu sitede gerekliliğini defalarca dile getirdik. Ama daha etkili bir zorluk erkeğin kendisine, sadece  erkeklerden oluşan ve kendisinden güç, cesaret, yetkinlik ve onur talep eden ve bu konuda da erkeğe karşı acımasız olan bir takım bulması. Bu bir spor takımı da olabilir, bir av takımı da. Ama bu takımın karşısında erkeğin olduğu takımın cesaret, güç (fiziksel ve duygusal) ve yetkinlik ile yenebileceği başka erkek takımları ya da doğa olmalı. Bu nedenle örneğin ipli zirve tırmanışı yapan bir dağcılık takımı maskülenite için gerekli zorluğu yaratacaktır ama Counter Strike takımı bir boka yaramayacaktır.

Eğer gerçekten maskülin olmak istiyorsanız, gidip bu takımı bulun. Bulamazsanız ise kendiniz yaratmaya çalışın. Sizin içinizdeki masküleniteyi bu takım ile beraber mücadeleden daha hızlı geliştirecek bir şey yoktur.