Merhaba Mahmut Abi ve Değerli Blog sakinleri, Ben Mr.Deer. Önceki yazımda kendimden ve yaklaşma korkumu nasıl yendiğimden bahsetmiştim. Bu yazıda sonrasında yaşananlardan ve yeni öğrenci wingman’ımı geliştirirken olanlardan bahsedeceğim. İlk yazımın yayınlanmasının ardından Twitter hesabıma onlarca Dm geldi. Tebrik, eleştiri ve kendi hayatlarından kesitleri aktarıp yorum/öneri isteği içerikli mesajlar geldi. Benim en çok ilgimi çeken nokta yorum/öneri yaptığım insanların olumlu geri dönüşleriydi. Benim nezdimde en önemli husus bir şeyi ne kadar bildiğin değil ne kadar aktarabildiğindir. Hala o kadar süre geçmesine rağmen yine mesajlar alıyorum.
“Bir adamın büyü dediği şey, diğer adamın tekniğinden ibarettir.”
~ Robert Heinlein ~
O mesajların arasında şimdilerde ekip arkadaşım olan iki insanında mesajı vardı : Ghost ve Yeni Öğrenci Kanadım. Ghost doğrudan yaklaşımda ustalaşmış şimdilerdeki kanadım ve onun destekleri ile hem ben iyiden iyiye sahada direk açılışlara alıştım hem de kısıtlı zamanım da Öğrenci Kanadımı gözle görülür şekilde yetiştirdim. Daha önceleri Adana da dört kişiyi eğitme, kendime kanat geliştirme girişimlerim oldu ama onları şuan ki Öğrencimden dan ayıran nokta teorik bilgisi ve konuya olan inancıydı. Diğerleri benim potansiyelli ve istekli arkadaşlarımdı, hiçbir bilgileri yoktu ve ben kuralları çiğnemiştim ‘’ Kırmızı hapın birinci kuralı, çeneni kapalı tut. Dövüş kulübü hakkında asla konuşma. Dövüş kulübü hakkında asla konuşma. Dövüş kulübü hakkında asla konuşma. Kendi sikine sıkma ‘’. Onlar benim dışarıda sosyal ortamlarımda nasıl kadınları baştan çıkardığıma ya duymuş ya da bir şekilde şahit olmuş kişilerdi. İlk iki tanesinin bünyeleri kabul etmedi bu gerçekleri, bir tanesi biraz gelişim gösterdi ama eğitimin ilk kuralını çiğnedi ve baştan çıkardığı ilk kıza bağlılık gösterdi. Yaklaşık bir buçuk yıl ona sadakat yemini etti ama bilin bakalım ne oldu? Kız geçenlerde bunun götüne tekmeyi koydu bu aptal da saçını sakalını kestirdi depresyon önlüğünü giydi. İlk üç tanesinde bakıyorum da benim de bir hayli hatalarım varmış, birini yetiştirmek için yeterli bilgi ve birikime sahip değilmişim. O zamanlar RedPill ya hayatımda yoktu ya da sindirememiştim.
”Cahillik nedeniyle yapılmış bir hata yahut taksir, kasten suç işlemekten daha kötüdür.”
~ Joseph Fouche~
Bir diğeri ise on yıldır beraber büyüdüğüm kardeşimden ayrı görmediğim genç dostum Güllü (yazı boyunca bu isimle anılacak). Bu dünya ya girdiğimden beri yaşamış olduğum olaylar nedeniyle hiç kimseye güvenmez herkesle arama mesafe koyardım ama Güllü farklıydı belki de nedeni genç yaşlarda anne sevgisinden mahrum kalmış olmasıydı bilemiyorum hiç düşünmedim bunu.
“Hatalarından utananlar asla gelişemezler, kendinle yüzleş ve derinlere dal.”
~ Mr.Deer ~
Vaka Çalışması-RedPill ve BluePill Bir Çatı Altında.
Yazın Bodrum da görev yaparken telefonum çaldı. Hattın diğer uçunda Güllü vardı. Bana Eskişehir de üniversite kazandığını ve Eskişehir’in ucuz, eğlenceli bir öğrenci şehri olduğundan bahsetti. Gelecek yıl planlarım için Eskişehir’ in bir alternatif düşünce olabileceğini söyledi. Hatalı bir düşünce olduğunu söylemek içimden pek gelmese de (üniversiteye tekrar dönmek için sınava hazırlanacakken) o zamanlar artık Adana’dan ailemin yanından taşınıp başka bir yerde ayaklarımın üstünde durmam gerektiğini düşünüyordum. Kendi evimi kurmak ve hem bir işte part-time çalışıp hem de sınava hazırlanırım diye düşünüyordum. Kasım ayının sonları önce Adana’ ya sonra Eskişehir’e geçtim. Taşınma öncesi Güllü ile oraya gelince sözümden çıkmayacağı ve hayatını düzene koymak için adımlar atacağı hakkında uzun bir telefon görüşmesi sonrası yapıp sözünü aldım. Bir buçuk günde sıkı bir disiplinle neredeyse bir ayda bitirilecek öğrenci evi temizliğini bitirdik. İlk hafta her şey yolunda, Güllü ye evde yemek yapma alışkanlığını kazandırmaya başlıyorum arada antrenman yapıyorum. Akşamları tek başıma setler açıyor hem şehir’e alışıyor hem geniş bir çevre kazanıyordum. Bu arada Discord grubundan tanıştığım (Eskişehir deki wingmanın) Travis ile tanışmış vakit buldukça takılıyorduk. Bir akşam üstü Güllü beraber takıldığı üç arkadaşını benimle tanıştırması için beraber evden çıktık. İki tanesi ile anayol üzerinde buluştuk. Bir erkek ve “içine şeytan kaçmış arsız” kız kankası Düldül (bu yazıda böyle anılacak). Düldül oturunca katlanan itici göbeğini gösteren kısa bir kazak giymiş hemen ilk dakika bastım negi. Dedim “kaç derecede yıkadın da çekti böyle söyle de ona göre dikkatli olalım” kazağını göstererek. Kız “yaa Güllü ne diyor bu kötümü olmuş” dudağını büzerek. İşte tam bu anda Robert Greene ‘nin “Baştan Çıkarma Sanatı” adlı kitabında Marilyn Monroe’ dan bahsettiği Seksi Deniz Perisi kısmı geldi aklıma.
Döndüm göz kırptım Güllü ’ye ,o da cevap vermeden gülümsedi. Beraber Eskişehir ’in tadı damağım da kalmış olan barlar sokağına doğru gidiyoruz. Yolda kızı arsız-komik çıldırtırken diğer erkek Alfalığımı (dip not; alfalığı kafaya takmış bir Dark Triad değilim betimleme yapılması kolay olsun diye kullandım) hemen den kabul etmiş aramızda sağlam bir bağlantı oluşmuştu. Anladığım kadarıyla Düldül gurubun iplerini elinde tutuyordu. Yolda kızla muhabbet cinselliğin çevrisinde geziniyor bir şey oldu tam hatırlamıyorum Güllü ‘nün götünü göstererek ‘’bak işte göt dediğin böyle olmalı nice kızlara taş çıkarır’’ deyip şaplak attı . Belli etmesem de nutkum tutuldu. On beş yıllık arkadaşım Güllü lan Güllü arada homofobik şaka yaparak kızdırdığım adam yohhh amk. Güllü ’ye baktım mına koduğumun mavi haplısı gülüyor hemen fırsatı gole çevirdim durdum geriye doğru eğilerek yanımda ki Düldül’ün götüne bakarak ‘’haklısın seninkin den daha iyi biraz squat yapmalısın böyle kız mı olur aq’’ dedim. Kız kızardı bana bir bakışı var aynı Arsız-Komik ustam Chianski ‘nin daire teorinde ki (buna ayrı başlıkta değinilecek ) bakışı resmediyor. Kız bunlardan harem kurmuş resmen, ne zaman istese avuçluyor çocukları. Neyse bara geldik ve benim oyunum başladı. Numaralarımı sergiledim masanın kontrolü bende kızda bana yürüyor tabi. Normalde aşırı yüksek sesli ortamlarda eğer mekana alışık değilsem gerilir her an tetikte hissederim. Kortizol seviyem tavan yapardı bu sefer hiç bir şey yok rahatım. Kıza bir iki zihin falı ve nlp numarası yaptım dudağıma yanaşıp duruyor “bak diyorum benim tikim var bir buçuk karış sonrası yapışırım bak” falan. Bu arada masa altından Güllü ‘ye mesaj attım “merak etme ellemeyeceğim sadece biraz eğleniyorum”. Kızın neredeyse suyu aktı sıcaklık tavan, dedim artık yeter kız 18 yaşında hb max 4 amk. Fazla genç olmaz soğuttum dışladım kız dönüp bana shit attı. “İstediğin her kızı alabileceğini mi sanıyorsun sen” sadece gül ve shiti geç. Biraz vakit geçti muhabbet sıktı beni etrafı süzdüm mekanın diğer köşesinde ki Hb 6,5’ luk iki kıza gözüm takıldı. Güllü ’nün kulağına ‘’ben biraz oyun oynayacağım bir şey olursa beni tanımıyorsunuz’’ değip göz kırpıp gittim.
Önceki yazımda bahsettiğim klasik Mystery açılışım ile açtım seti oturdum yanlarına değişik numaralar yapıyorum. İlk beşinci dakikada hedef bana ben kazan-kazan oyunlarımdan birini yapmadan bira ısmarlamayı teklif etti. Sette her şey yolunda kahkaha kinolar gırla yaklaşık kırk dakika sonra Düldül geldi elinde ceketim gözünden ateş atıyor resmen. Kalkıp yakındaki bilardo salonuna geçiyorlarmış gelip gelmeceğimi sormak ve gelmeyecek isem de ceketimi vermek için gelmiş. Sete dönüp soruyu onlara yönetircesine baktım gitmemi istemediklerini belirttiler. Dönüp cevabını aldın dercesine baktım Düldül ’e ve aldım ceketimi elinden. Setteki kızlar aynı evde yaşıyorlarmış prizlerini bana güzel bir akşam yemeği yapmaları karşılığında tamir edebileceğim konusunda anlaştık ve sözleştik. Biraz vakit geçti yavaştan bizde kalktık sokağın başında hedefim olan kız bana bilardo salonunu tarif ettikten sonra son bir nlp numarası yapıp sonra cebimden çıkarttığım ufak kağıttan kayığı verdim ve bir daha ki görüşmemizde o kayığa atlayıp onu tüm bu hayatın ızdırap ve acılarından uzaklaştıracağımı söyledim (tohumlama). Sonra bizim gençlerin yanına geçtim ve Güllü ’nün üçüncü, çüklü arkadaşı ile de tanıştım. Gece boyu Düldül gözleri ile bana nefret savurup shitler savurdu.
Evvelsi gün market alışverişinden dönerken Güllü bana ‘’dün neden Düldüle öğle davrandın kızın doğal hali o’’ falan zırvaladı bir şeyler, tartışma evde de devam etti. Bir gün evin yakınlarındaki parkta antrenman yaptıktan sonra eve dönmüştüm hemen banyo da elimi yüzümü yıkayıp nefes açıcımı içmeyi düşünüyordum ki, banyo ya girdiğim anda bulutların arasından beyaz ışığı gördüm ciğerlerim beton kesti resmen 25-30 sn nefes alamadım. Bilin bakalım neler oluyor. Güllü tüm uyarılarıma rağmen banyoda sigara içmiş. Birkaç dakika sonra kendime geldim ayağa kalkıp yanına gittim. Bronşitim olduğunu ve sigaradan rahatsız olduğum halde nasıl bu düşüncesizliği yaptığını sordum. Bağırıyordum ama küfür yok. O kadar sözden sonra bana tarihe geçecek bir cevap verdi “ne bağrıyon ki” (Adana şivesi). Beynimde şimşekler çarptı gözüm bi mutfak ta ki oklavaya, bıçağa gidiyor bi arkadaşın daki pencereye gidiyor çıldırıyorum. Ama derin nefes aldım karşımdaki adam benim dostumdu ve küçüktü sakin olmalıydım. Güllü nün tavırların da gözle görülür bir değişim vardı hissediyordum ama anlamıyordum. Çok sonralarında olayın barda yaşananlar ile alakalı olduğunu anlayacaktım. O sıralar Güllü söz dinlemiyor ne zaman şunu yapma demesem yapıyor sıçıp batırıp kafasın öne eğip geliyor. Yardım istiyordu bazen de bile bile göz göre göre hata yapmasını susarak izliyordum.
Üçüncü hafta evin küçük olmasından dolayı daha büyük bir eve geçme kararı aldık. Genç dostumun sebepsiz acelesi ve benim bazı şeylerin önünü alamamamdan kaynaklı iki gün içinde hemen bir yer bulup taşındık. Taşınmaya ve yerleşmeye yardıma Güllü ‘nün o yukarda bahsettiğim 3 arkadaşı da yardıma geldi. Görev dağılımını ben yapıyordum ama birisi bu durumdan rahatsız bilin bakalım kim ‘’bar faciası Düldül’’. İki gruba ayrıldık erkeklerden biri benimle mutfağı diğerleri ise üs kattaki 2 odayı ve banyoyu temizleyecek. Biraz zaman geçti üst kata kontrole çıktığım da benim odam tamam ama genç dostumun odası ve banyo rezalet. Biraz söylenip aşağı indim. Biraz zaman geçti bana yardım eden gençle mutfağı yerleştiriyorum ki diğerleri mola vermiş yandaki boş dairede sigara içiyorlar. Sesleri geliyordu. İşte o an bir şeyler yerli yerine oturuyordu kafamda. Düldül, Güllü ye neden büyük odayı benim aldığımı falan soruyordu. Güllü, Düldül ile aralarında bir çekim hissettiğinden bahsetmişti. Garip ama ne zamandır sadece arkadaşı olan kız Güllü ye yaklaşıyordu. Bu arada yılbaşı yaklaşıyordu Güllü ile paramızın azaldığını yılbaşında dikkatli harcama yapması hakkında konuşuyordum ki daha hesaplı olması için arkadaşları ile evde kutlama yapmak üzere benden izin istedi. Bende hiç değilse gözümün önünde olur diye izin verdim. Gece için sadece 100 tl ayıracağını total de ise 400 tl ye yakın bir harcama yapacaklarmış öküz deviriyorlar sanki tabi uyarılarımı dikkate almadı. Yılbaşı dışarda hava -10, kar var aq evde doğalgaz daha bağlanmamış küçük bir elektrik sobası ile ısınmaya çalışıyoruz normalde montla gezen Güllü nereden bulduysa dar bir basket şortu giymiş neden? Düldül götün güzel demiş mal aq. Bunlar bir on bir bundan karıştırırken zaten uzun zamandır içmiyorum bir tane bira aldım yudumluyorum yanı sıra gençlerin ısrarını kıramadım bir iki shot attım. İlerleyen saatlerde Düldül, Güllü ’nün dudağına yaklaşıyor ama bizimki bitirici vuruşu yapamıyor ben tribe girdim arkadan işaret ediyorum öp mına koyum artık diye. Baktım tık yok dedim ‘’gidin yukarıya şunun odasını toplayın’’ bunlar gitti. Ortalama yarım saat geçti ben hafif çakırım yanımdaki iki çük lü kusmaya falan başladı gittim diğerlerini çağırmaya kapıyı çaldım. İki saniye sonra kız kapıyı açtı Güllü ayağımın dibine kustu. Neyse bir dizi kötü olay yaşandı sabahına öğlene doğru kalktık Güllü geldi yanıma yumurtalarım ağrıyor diyor dedim. ‘’sikemedin dimi ‘’ , ‘’nasıl nerden anladın’’ dedi. ‘’Boşalamamışsındır aq git elle boşalt’’ dedim. Kız buna ‘’hislerimin bu şekilde kullanılmasını istemiyorum’’ demiş içine almamış bunu. Akşamına hemen bilet alıp evvelsi gece Adana ’ya döndüm çünkü farkındaydım kız eve çöreklenmek ve Güllü ile arama girmek istiyordu önceden durumu kestirip kendimi korudum.
‘’Bilgi edinmenin üç temel aşaması vardır; doğayı gözlemlemek, yansıma (derin düşünüş), ve deney. Gözlem gerçekleri toplar, yansıma onları birleştirir ve deney bu kombinasyonun sonucunu doğrular.’’
~ Denis Diderot ~
Gelişim Gelişim ve Yine Gelişim
Öğrencimle ilk tanışıp bilardo oynadığımız günü anımsıyorum da bayağı bir yol almışız adeta yeni bir insan yarattık. İlk başta temel dinamiklerden ve kısıtlı hasarlı düşüncelerden bahsettik. Tavus kuşu teorisinden ve uygulanmasından konuştuk ve bir süre sonra ilk küpesini taktırdık ama sağ kulağını deldirmişiz. Oldu bir yanlışlık tabi ben farkında değilim. Kulağını deldirdikten bir gün sonra kampüste yemek yerken bana bir arkadaşının sağ kulağına küpe takanların gay zannedildiğinden bahsettiğini söyledi. Kahkahayı bastım dedim daha iyi işte kızlara gidip bunu sorabilirsin dedim. Yüzü kızarmıştı. Akşam üstü Ghost ile birlikte kampüste gezerken bu konuyu açtım. Kahkahalar gırla baktım çaprazdan yaklaşık 10 kişilik bir kız grubu geliyor. Öğrencime dönüp git şunlara sor dedim küpe olayını ama ciddi değildim. Bir baktım hızlandı gidiyor. Ghost ile birbirimize baktık birbirimize ‘’wtf neler oluyor ‘’ bakışı attık evet daha bir buçuk ay önce Avm de Londra Gündüz oyunu alıştırması yaparken beni izleyen çocuk o an kızlara gidip ‘’hey kızlar bir konu hakkında fikrinizi almalıyım sizce sağ kulağa küpe takanlar eş cinsel oluyormuş duydunuz mu daha önce’’ dedi. Vay aq. O sıralarda kampüste iki tane kıza çevre kirliliği hakkında sorular sorup set açıp şansı yaver gidip hb3 lük (benim gözümde) bir kızla fclose yaptı aynı günün akşamına. Akşam bu işi bitirmiş tatlı tatlı durakta kızın dolmuşunu beklerken bulduk Ghost ile bunu. Bizde o sırada sokakta açılışlar yapıyorduk. Kızı bindirdi arkasından gidişine bakıp yanımıza geldi ben hiçbir şeyden habersiz ‘’o ne aq sen artık kırmızı haplısın lider maymunsun kızla öyle tatlı tatlı sarılıp millete neden poz veriyorsun bide gidişini bekliyorsun’’ diyeceğim. Gözünde bir mutluluk ‘’sabahki anlattığım kız bu Fclose yaptım’’ dedi. Evet kabul ediyorum tebrik etmeliydim ama hayır ben gene eleştirimi yaptım. Gidiş yoluna puan yok bende :D. Çünkü önemli olan içsel oyun durakta yaptığı hareketler içsel oyununun zayıflığındandı. Bende böyle gördüm iyi bir şey yapınca ağız dolusu tebrik yersizdir. Haa ama gerekten tarihe geçecek bir şey yapar tamam sözlü olur ama genelde maymun atalarım gibi sırtını sıvazlarım.
Buna çelikten bilenmek diyorum; iyi bir şey yaptığında sırtını sıvazla belki bir defa aferin de , hata yapınca ölesiye göm bu sayede hırslandırırsın. Bende aynı eğitimi gördüm o yüzden şuan eskiye göre çok çok daha az hata yapıyorum. Bu yaptığım daha çok evrimsel psikolojiye giriyor maymun akrabalarımızın kafalarındaki böcek ve bitleri temizlemeleri gibi. Ama şu bir gerçek bu ölesiye göm işinde bazen ters tepmeler yaşanabiliyor ama sürekli övmek gibi bir kötülük yapmaktansa arada bir tartışma iyidir. Öğrencim benden sadece pick-up eğitimi değil redpill eğitimide görüyor. Mesela bazen kendi geniş arkadaş topluluklarıma yanımda götürüp, masanın hakimiyetini nasıl alacağını öğretiyor onu izliyor sesli ya da sessiz olarak uyarıyorum. Bunlara bir sonraki yazılarımda detaylı olarak değineceğim. Öğrencim ile mekan açılışları üzerine çalıştığım bir gün şansına bir Gear ‘ı nasıl alt ettiğimi izleme şansıda yakaladı.
‘’Yetenek, sonsuz acıları göze alma becerisidir.’’
~Oscar Wilde ~
Mentalist Açılış
Kampüsteki bir kafeye Öğrencimi içeriğe zar zor sokmuştum. Bir masaya oturup gözlerimle olası hedefleri seçiyordum ki arka masada oturan kızı gördüm. Öğrencime ben kıza açılış yaparken izlemesini söyleyip gittim ve bu arada rahatlaması için telefonda endişe ve stres seviyemin arttığı zamanlarda bir nevi meditasyon yapmak için hazırladığım ses kaydını açıp gittim.
D: ben
H: hedef (kız)
Kızın yanındaki direk sandalyeye oturdum ve yüzüme dostça bir gülümseme takınıp başladım açılışa;
D: Merhaba ben sokak sihirbazı mr.xxxxx. Elimi uzattım. (Bu arada sihirbazlık için günlük hayatta kullandığım başka bir lakabım daha var. 😉)
K: Merhaba ben …..
D: El yazısı falı üzerine çalışıyorum ve sende açık fikirli ve astrolojik konulara meraklı birine benziyorsun üzerinde deneme yapmak istedim.
K: Bilmem ki nasıl olur gerek yok bla bla bla. (Sıradan utangaçlık ve giriş shit i)
D: Çok zor bir şey değil sadece sıradan bir cümle yazacaksın ve ben senin nasıl biri olduğunu tahmin etmeye çalışacağım. Hadi tesadüfen ömrünün herhangi bir zamanında böyle bir şey yaşayacaksın.
K: Bilmem ki neyse ne yazacağım.
D: Aklına gelen herhangi bir şey ne olursa, ister yorucu bir gün geçiyorum yaz, ister başka bir şey, ister bu adam çok garip ve yakışıklı falan yaz.
‘’Sanırım aklıma hiçbir şey gelmiyor’’ yazdı bende birkaç soğuk okuma cümle salladım inandı tabi. Ben devam ediyordum ki telefonu çaldı her zaman dikkat ederim ponçik bir şeyler yazıyordu 😀 . Telefonu kapadı dedim ‘’sanırım arkadaşın geliyor’’. Anlamıştım erkek arkadaşı geliyor hızlıca finali yapıp kalkacağım kapı açıldı döndü baktı bakışından anladım erkek arkadaşı mekâna girmişti. Çocuk geldi bunu yanağından öptü bana bakıyor kız deftere bakıyor vay aq. Hemen atıldım Merhaba ben Mr.xxxx sokak sihirbazıyım el yazısı falı üzerine çalışıyorum ve arkadaşının üzerinde deneme yapıyordum. Tabi bu sırada tamamen sağlam bir vücut dilim vardı. Elimi uzatırken de avuç içim aşağı bakıyordu üstünlüğümü çocuğun bilinçaltına kavratmıştım. Adı Ayhan mış. Hemen övdüm ‘’havalı bir isim anlamı ne’’. Çocuk ‘’bilmiyorum dedem koymuş’’ dedi. ‘’Deden zeki adammış nadir ve özel isim vermiş’’ dedim. ‘’Öyleydi rahmetli’’ dedi ani duygu değişimi tamam. Bir yakınlık kuruldu sonra silahını düşüren darbeyi vurdum. ‘’Sanırım gözlük kullanıyorsun burun kenarların kızarmış ‘’ dedim. ‘’Evet dedi burnuna dokundu ’’ kız arkadaşına gösterip onay aldı. İşlem tamam yüzündeki ifadeden de özgüvenin düştüğünü anladım. Tanıştığıma memnun olduğumu belirtip, kıza teşekkür edip masadan kalktım. Oluyor böyle aksilikler hiç unutmam bir keresinde kampüste otobüste beni süzen kızı otobüsten iner inmez doğrudan açmıştım kız tıp asistanıymış her şey güzel ama sonra gün içerinde kampüste açılış yaparken görmüş ve her şey batmıştı. Oluyor böyle aksilikler sıçışlar ama en çok onları seviyorum.
‘’Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilememektir. Sis her şeye harika bir güzellik katar.”
~ Oscar Wilde ~
Chianski Daire Teorisi
Geçenlerde kampüste ustam ile buluştum çay içiyoruz. Masada bölümden arkadaşı iki kız da var. Arada kızları arsız-komik negliyorum ustam onaylarcasına gülüyor. Üç yılın ardından bunlar olabildi yanında tamamı ile rahattım. Rahatlık konusu diğer yazıda detaylıca bahsedilecek. Aklımda kalan bir örnek. Kızlardan biri bana festivalde çalışan arkadaşım olup olmadığını sordu. Döndüm ustama ‘’bu benden yardım mı istiyor, ben kızlara yardım etmem’’ dedim. Kız bana ‘’ bunu tam olarak bir kıza yardım gibi düşünme’’dedi. Ve işte goooollll döndüm Chianski ‘ye ‘’ne diyor bu çükümü var bunun’’ dedim. Kızın tabi ki hoşuna gitti. Chianski ile biz gülmekten yarıldık. Sonra bir ara konu benim sokak sihirbazı olmama geldi. Kızları kandırmanın daha kolay olduğunu ve salak olduklarını söyleyip ortamı kızıştırdım. Kızlardan biri atladı ‘’Ne alaka kızlar daha zeki’’ dedi. ‘’Öyle bir şey yok seni kandırmışlar’’ dedim. Kız hala diretiyordu ki Chianski araya girdi. ‘’Kadınlar daha kurnaz’’ dedi. ‘’Bizim erkekler mal benim sakallarımı kes peruk tak bende kandırırım bunları’’ dedi Sensei. Kız bir şeyler dedi falan Chianski devam etti ‘’siz kadınlar dairenin içindeki erkekleri parmağınızda oynatabilirsiniz ama daire dışında ki bir erkeği görünce ananı sikim erkek mi la o vay amına koyim değip kalıyorsunuz’’ dedi. Kız ‘’dairenin dışında erkek olmaz’’ dedi. Chianski ‘’nasıl olmaz olur’’ dedi. Kız ‘’dairenin dışında kız da olur’’ dedi. Chianski ‘’yok öyle bir şey dairenin dışında kız mı olur ’’ dedi. Tüm bunlar olurken kızın mimiklerinden Chianski nin her lafını onayladığını ve karşı çıkışlarında söylediklerine kendinin bile inanmadığını da okuyabiliyordum.
‘’İki şey sever gerçek erkek ,tehlike ve oyun. Bu yüzden kadını en tehlikeli oyuncak olarak görür.’’
~ Friedrich Nietzsche ~
Kısaca Chianski; toplumun bir daire içinde olduğunu düşünürsek. Dairenin içindeki erkekler manipülasyon edilebilen basit (iğdiş edilmiş, mavi haplı, beta) erkekler ve kadınlar onları oyuncak gibi görüyor. Kadınlar daire dışındaki güçlü bir erkekle (Alfa) karşılaşınca şaşırıp aptala bağlayıp silahlarını kaybediyorlar. Bu kadınların aptala bağlamaları genelde aniden ilk öpüldüğü zamanlar basitçe gözüküyor yüzlerinden. Ha şunu da ekleyim kadınlar asla silahını bırakmaz sağlam bir oyunla sen alırsın. Daire dışında bir kadının olması herhangi bir alfa erkek tarafından silahlandırılamayacak kadar kurnaz bir kadının var olması demek ki böyle bir şey olamaz belki lezbiyendir ama en feminist kadın bile güçlü bir erkeğe boyun eğmeyi arzular.
THE END