Stoacılık üzerine

Stoacılık ve stoik olmak, birçok durumda sıklıkla karşıma çıkan şeyler ama insanların bu konuda, kendilerine sorun çıkaracak ölçüde bir kafa karışıklığı var. Bize “erkek adam duygularını göstermez” denir. Bazı insanların, erkekler ile ilgili yanlış anladığı şey, kadınların aksine erkeklerin, duygularını dışarıya göstermediklerini düşünmektir. Buna (İngilizce’de) “stoik” olmak denir ve dışarda sakin iken aslında içeride patlamaya hazır bir volkan saklamak gibi düşünülür. Oysa bu, stoacılığın tamamen yanlış yorumlanmasıdır. Ne yazık ki bu yanlış yorum, günümüz Batı dünyasında çok yaygın.

Merriam-Webster’deki basit “stoik” tanımı şu:

olanları şikayet etmeden ve duygusal tepki vermeden kabul eden kimse

Ama aynı kaynakta terimin tam açıklamasına bakarsak, şunu görebiliriz:

Milattan önce 300 yıllarında Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan, bilge kişinin tutkuların tutsaklığından kurtulmuş, neşe ve acı ile sarsılmayan, doğa yasalarına itaat eden biri olduğunu söyleyen bir felsefe okulu 

Bu ikincisi daha doğru bir tanım ve bir şeyden yoksun olmayı değil kontrolü ima ediyor. Marcus Aurelius’un Meditasyonlar kitabından alıntılanan şu cümleye bakarsak, fark daha da iyi ortaya çıkıyor:

Dışsal bir şey tarafından strese maruz kaldığınızda, acı bu şeyin kendisi yüzünden değil, o şey hakkındaki değerlendirmenizden ortaya çıkar ve siz bu değerlendirmeyi istediğiniz zaman hükümsüz kılabilirsiniz.

Marcus Aurelius burada, duyguların dışsal şeylerden değil, bizim bunlara verdiğimiz tepkilerden kaynaklandığını söylüyor. Tepkilerimiz üzerinde kontrolümüz olduğu için, duygularımızı da kontrol edebiliriz diyor. Burada vurgulanan duyguların kontrolü, olmaması değil.

Seneca’da bunu destekliyor:

“Fethedilemez olan, zihnin gücüdür.”

Burada vurgulanan, kişinin kendisini kontrol edebilmesidir, dışındaki dünyayı değil. Stoacılar insanın akla, konsantre olmaya ve kendi duygularını dönüştürecek şekilde derin düşünmeye bel bağlaması gerektiğini ve böylece de dünyayı berrak bir algı ve içsel sükunet ile görebileceklerini düşündüler. Batı dünyasındaki günümüz çarpıtması ise, dışsal sakinliği, içsel sakinlik ile karıştırıyor ve stoacı sakinliği yüzeysel olarak görüyor. Bunu tabii, modern Batı kültürünün imaj merkezli olmasına bağlayabiliriz.

Stoacılığı anlayabiliyor görünen az sayıdaki modern yazardan biri olan Nassim Nicholas Taleb şöyle diyor:

Stoacı, korkuyu ihtiyata, acıyı dönüşüme, hataları yeniden başlamaya, arzuları ise girişime dönüştüren kişidir.

Stoacılığın özü budur. Duyguların varolmaması değil ama duyguların aksiyona dönüştürülmesi ve bunu yaparken de berrak bir zihne sahip olunması. Burada yaptığımız 3 alıntının 3 ana mesajı var:

A) Dışsal olanın içsel durumuna hükmetmesine izin verme. (Aurelius)

B) İç benliğinin kontrolünü elinde tut. (Seneca)

C) Hissettiklerini aksiyona dönüştür. (Taleb)

O zaman Stoacı düşüncenin temeli, duygularının farkında olmak ve böylece onları kontrol etmektir. Zira farkında olmadığınız bir şeyi kontrol altında tutamazsınız.  İç benliğinizi kontrol altında tutarak ve mantıklı yargılar ile öz kontrolünüzü kullanarak içinizdeki çalkantıyı, bu çalkantıyı dışsal aksiyonlar için yakıt olarak harcayıp,  iç sükunete çevirmektir.

Çevresel güçler iç huzurunuzu tehdit ettiklerinde, öz kontrolü bir an önce elinize alın ve kontrolü kaybettiğiniz zamanı en aza indirin. Ahenki yeniden yakalama alışkanlığı, sizin bu konudaki ustalığınızı arttıracaktır. Marcus Aurelius – Meditations

Burada açıkça ifade edilen şey, sarsılacaksınız ama önemli olan kendinizi toparlamanız değil, kendinizi toparlamayı, kendini toparlamada usta olacak şekilde yapmanız.

Bu kavrama Epictetus’da değiniyor:

Şunu unutmayın: Size vurulması, aşağılanmanız ya da zarar görmeniz yetmez, sizin de zarar gördüğünüze inanmanız lazım. Biri sizi tahrik etmeyi başarırsa, zihninizin bu provokasyona suç ortağı olduğunu unutmayın. Bu nedenle de, etkilere fevri şekilde tepki vermemek çok önemlidir; tepki vermeden bir anlığına da olsa durun. Bunu yaparsanız, kontrolü elden kaçırmamanın daha kolay olduğunu göreceksiniz.

Bu alıntı aynı zamanda algıyı, Stoacı felsefenin merkezi ilkelerinden biri olarak tanıtıyor. Tepkiyi ve fevri doğamızı durdurarak, kendi kontrolümüzü ve dışsal olan üzerindeki etkimizi güçlendirecek şekilde davranabiliriz.

Stoacılığın günümüzdeki değeri ve Kırmızı Hap Felsefesi ile bağlantısı

Günümüzde dışsal olanın, bizi tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde derin ve sürekli olarak etkilediği bir toplumda yaşıyoruz. Antik filozoflar kendi arka bahçelerindeki çatışmalara ve kendi komşuları ile olan tartışmalara aşinaydılar. Biz ise 7/24, haberlerin, internet sitelerinin ve sosyal medyanın dışsal imgelerinin saldırısı altındayız.

Çoğumuzun haritada bile gösteremeyeceği yerlerde meydana gelen savaşları izliyoruz. Neyi yapmamız, nasıl yapmamız ve neden yapmamız konusunda sürekli olarak yargı ve fikir saldırısı altındayız. Bu noktada Stoacılık, daha önce hiç görülmemiş seviyede olan bu duyusal imgelerin sellerini alıp, aksiyon ve güce dönüştürmenize olanak verebilir.

Stoacılığın modern insan için en büyük faydası ise muhtemelen, Dark Triad’ın Kevin Dutton gibi yazarlarca ortaya konan faydalarını taklit etmenizi sağlamasıdır. Karşınızdaki kişi duygusal kontrolü kaybettiğinde, siz akılcı ve sakin kaldığınız sürece, avantajlı olan siz olursunuz.

Yazıyı, gelmiş geçmiş en büyük Stoacılardan biri olan Otto Frank’ın söylediği, duyduğum en güçlü sözlerden biri ile bitireceğim:

Zihninizi dört duvara arasına, zincirlere ve kilitlere hapsedemezler.

Çeviri: Musings on Stoicism

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

45
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.

avatar
16 Comment threads
29 Thread replies
3 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
25 Comment authors
OzanErmiş jacErenAltairibram Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
Ozan
Guest
Ozan

Abi merhaba bir sorum olacak geçenlerde karanlık rüyaya stoa felsefesi bir erkeği alfa yapar mı diye sordum ve bana ; Seni alfa yapabilecek tek şey zihin setini değiştirmek ve bireysel gelişimdir. Bu da yıllar sürer dedi. Ama şöyle bir düşününce bakış açımızı stoacı bakış açısına çevirirsek ve davranışlarımızı da stoacı davranışlara çevirirsek Stoacı=alfa olmaz mı? Hem zihin seti hemde davranış sek alfa