İçindeki alfayı cilalayıp parlatmak

İçindeki betayı öldürmek  yazısında bir okuyucu yorum ile şöyle sormuş :

aşmaya çalıştığım şeyi daha da açayım; beğendiğim bir kadının karşısında sesim farkında olmadan inceliyor, vücut dilim dostane-talepkar arasında bir şekle bürünüyor. seksi bir kızla sohbetim ilerlerken o insana alışıp kendimi biraz rahat hissetmeye başladıktan sonra kıkır kıkır gülmeye başlayıp kendimi salıyorum. gevşeyip frame kaybediyorum. bunların her an farkında olmak ve düzeltmek için zihinsel mücadele vermem gerekiyor. dedim ya şartlandırılmış evcil hayvan gibi. alçaltıcı bir ifade ama çoğu erkeğin durumunu özetlediğine inanıyorum.

Evet, doğru söylüyorsun. Çoğu erkeğin durumu bu.  Daha önce de söylediğim gibi, alfa aslında bir erkeğe değil bir davranışa sıfat. Bu konuda tekrardan Rollo Tomassi’nin yazısına bakabilirsiniz. Bizim basitçe “alfa erkek” dediğimiz adam, “alfa / maskülen davranışları” daha çok olan erkek. Yani beta da, beta davranışları daha çok olan bir erkek. Zaten bu nedenle ben son zamanlarda maskülen benlik kavramını kullanmaya başladım. Alfa biyolojide bir türün belli bireylerini ima ettiği için kafa karıştırıyor. Biz de burada kolay kaçıp alfa erkek / beta erkek dediğimiz için kafaları daha çok karıştırıyoruz.

Otomatik Beyin

Yukarıda bahsettiğin erkek, kadın karşısında beta davranışları şahlanan erkektir. Yani güzel bir kadın gördü mü, 95% beta, 5% alfa davranışı sergiler. İşin sizi umutsuzluğa düşüren tarafı şu : siz kırmızı haptan haberdarsınız, belki bu siteyi baştan aşağı okudunuz ama mavi haplı adamdan hala sadece marjinal olarak iyisiniz. O 95% – 5% iken siz belki bu öğreti ile 90% – 10%siniz. Pratikte aynı betalık! Neden?

Aslında beynin nasıl çalıştığını düşündüğünüzde bunun neden böyle olduğunu anlamanız zor değil. Hoşlandığın ve güzel bir kadın ile iletişime girdiğinde, aranızdaki iletişimin yüzde 90’ı vücut dili. Sorun da burda. Vücut dili daha çok, beyinde otomatik devrelerce idare edilir. Vücut dilini istediğiniz zaman bilinçli olarak da kontrol edebilirsiniz ama doğal eğilimimiz vücut dilini otomatik devrelere bırakmaktır.

Bu otomatik devreler ise bir şeyi ancak defalarca tekrarlayarak öğrenir. Bisiklet sürmeyi düşün. Bisiklet sürerken yaptığın hareketleri istersen bilinçli olarak yönetebilirsin ama çoğunlukla dikkatin dağılır ve bisikleti sürmeyi otomatik devreye bırakırsın.

Yani sen kırmızı hapı biliyorsun ama senin kadınla iken vücut dilini kontrol eden devreler daha bunu bilmiyor. Onları da öyle bir gecede değiştiremezsin. Bir gecede 90% beta – 10% alfa davranışından, 10% beta – 90% alfa davranışına geçemezsin. Yapman gereken, yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak ve tekrar. Bu konuya maskülin benliği geliştirmek yazısında değindim ama tekrara vurgu yapmadım.

Tekrar

90% beta – 10% alfa davranışından, 10% beta – 90% alfa davranışına geçmenin tek yolu var. Kendini bu davranışı gösterdiğin duruma maruz bırakmak (güzel bir kızla iletişim kurmak) ve bunu yaparken de  elinizden geldiğince 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışmak. Ve şu süreci göze almak :

İlk defa bunu yaptığında sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışacaksın ama 89% beta – 11% alfa davranacaksın. Pratikte beta olacaksın ve 1%lik iyileşmeyi algılayamayacaksın.

İkinci defa bunu yaptığında sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışacaksın ama 88% beta – 12% alfa davranacaksın. Pratikte beta olacaksın ve 2%lik iyileşmeyi algılayamayacaksın.

Üçüncü defa bunu yaptığında sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışacaksın ama 87% beta – 13% alfa davranacaksın. Pratikte beta olacaksın ve 3%lük iyileşmeyi algılayamayacaksın.

Bu şekilde devam ettiğinde, bir yerde 50% beta – 50% alfa davranacaksın ve ondan sonra alfa özelliklerin baskın olmaya başlayacak. Bu noktada iyi bir haber vereyim. İlk başta her yaklaşmanda belki 1% iyileşeceksin (hatta belki 0.5%) ama sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışırsan bir süre sonra bu iyileşmeler sıçrama yapacak. Tek bir denemende belki olumlu tepki alacaksın ve 10% iyileşeceksin. Bunun tersi de doğru. Yani geriye gitmen de mümkün ve iyileşmenin yavaşlaması da. Fakat sonuçta o eşiği aştığın an gelecek.

Harekete geçmek

Burada tabii çoğunluğun yaptığı 2 önemli hatayı yapmazsan bunun olma ihtimali var :

Birincisi, erkenden havlu atmak. Örneğin diyelim ki 10. yaklaşmandasın. Sen 10% beta – 90% alfa gibi davranmaya çalışacaksın ama 80% beta – 20% alfa davranacaksın. Pratikte beta olacaksın ve o 10%luk farkı da belki algılayamayacaksın. Sürecin bu aşamalarında birçok erkek, o kadar denedim bir şey değişmiyor diye havlu atar. Değişim daha su yüzüne çıkmamıştır çünkü.

İkincisi, yaklaşma sıklığını ayda yılda bir tutarsan, yani ayda bir bu tür bir yaklaşma yaparsan, 20 yaklaşmayı 2 senede yaparsan yani, bir yerde istesen de istemesen de havlu atarsın.

Burada sen tekrarlarla beynindeki devreleri değiştiriyor, otomatik devrelere 10% beta – 90% alfa öğretiyorsun. Bunun tekrardan başka yolu yok. Sihirli hapı yok. Bu siteyi istediğin kadar oku, git başka kitaplar oku, harekete geçmediğin sürece, bu tekrara dayalı süreci yaşamadığın sürece, bahsettiğin betalaşmayı azaltamazsın, yani içindeki betayı öldüremezsin :

Ne yazık ki, sana seni mucizevi şekilde olmak istediğin Erkek’e gönüştürecek standart bir program veremeyeceğim. Bu yolu ancak sen bulabilirsin. Fakat şunu söyleyebilirim, olmak istediğin Erkek olmak, harekete geçmeni gerektiriyor. Hedefin her zaman senden uzağa doğru hareket ediyor ama aslında bu iyi bir şey. Bizi büyümeye, olgunlaşmaya ve zorluklarla mücadele kapasitesi kazanmaya iten bir şey bu. Ama bütün bunlar, senin harekete geçmenle mümkün.

Bu blogda ve kırmızı hap komunitesinde günlerce tavsiye okuyup, bilgelikten faydalanabilirsin ama bunların hiçbiri sen harekete geçmedikçe bir işe yaramayacak. Sayamayacağım kadar çok genç erkeğe her türlü tavsiyeyi verdikten ve onları pratiğe dökmeleri için teşvik ettikten sonra, bu erkeklerin harekete geçecek motivasyonu bulamadıklarına şahit oldum. Çoğunlukla harekete geçmek için dibe vurmayı ya da çok ciddi bir travmayı bekliyorlar.

Buraya gelip saha raporlarını okuyorsunuz, taktikler öğreniyorsunuz. Bunları bilmeniz önemli ama eşiği aşma azmi ile uygulamadığınız sürece, sahada başarılı olma şansınız yok.

Eşiği aşma anı

Bu şekilde tekrarların bir yerinde, eşiği aşıyorsunuz. Ve bu da aslında hayatınızda ilginç bir anı oluyor.

Ben kırmızı hapın öncülü fikirlerle ilk karşılaştığımda, bunlar genelde kızlara yaklaşma üzerineydi. O zaman internetten yürümek pek yaygın olmadığından, bu da barda ya da sokakta yaklaşmak anlamına geliyordu.

Kendime şöyle demiştim. 100 kere yaklaşıp deneyeceğim ve 100ü bulana kadar pes etmeyeceğim. Kaç kere yaklaşıp havamı almam gerekti tam hatırlamıyorum ama 30 bile değildir.  O gün de diğerleri gibi üç dört kızla iletişime geçip, işi yürümeye çevirdiğimde havamı aldığım günlerden biri idi. O gün de davranışlarımın çoğu beta idi. O gün de tünelin ucundaki ışık görünürlerde yoktu.

Biraz suratsız ve yorgun bir şekilde markete girip bir şeyler almak için raflara bakıyordum. Etrafıma baktığım yoktu, radarlarım kapanmıştı. Bir rafta durmuş bir ürünün etiketini okurken sol tarafımdan çok tatlı bir sesin “merhaba” dediğini duydum. Kafamı çevirdiğimde yanımda bütün vücudu bana dönük, 1.60 boylarında oldukça güzel bir kız vardı.

“Merhaba. Şu tepedeki deterjanı almama yardımcı olabilir misin?”

Kıza vücudumu dönmeden sıratıma bir gülümseme geldi ve sonradan kendim de şaşırsam da “Telefon numaranı verirsen olurum tabii” deyiverdim.

Kız şaşırdı ama hemen yapıştırdı : “Senden her yardım isteyen kıza böyle asılır mısın?”

İşte oyun bilgileri burda birden işe yaramaya başlıyor. Kızın sesinden beni çekici bulduğunu hissetmiştim. Ama cevaben “git işine” demeyip de benimle iletişime devam edecek şekilde shit test atması “yürü la Mahmut” gazı vermeye yetti.

Gözünün içine bakarak ve hala gülümseyerek “Tabii ki hayır. Sadece kırmızı çizmeli, kıvırcık saçlı ve güzel olanlara asılırım” dedim. Sonra da bir şey demeden döndüm ve deterjanı indirip kıza verdim. Ardında da telefonumu çıkardım. Kız gülümseyip telefonu aldı ve numarasını yazdı. Bir şey demeden çekti gitti ama bir iki kere dönüp bana bakmayı da ihmal etmedi.

İşte o an bunca “faydasız” yaklaşmanın bende Mr. Miyagi etkisi yarattığını anladım. Onca cilala parlat sonrası hiçbir bok değişmedi diye sinirlenirken, ilk yumruğu, binlerce kez cilalayıp parlatmış Daniel San gibi karşılamıştım. Artık kartal vuruşuna giden yolum açılmıştı!

Ha kız yüzüme gülüp telefonuma yanlış numara girmiş, ordan ekmek çıkmadı. Ama aslolan daha önce asla cesaret edemeyeceğim bir girişkenlikle fırsat değerlendirmem, shit test savurmam ve vücut dilimin tamamen “oyun” modunda olması idi. Bir şeylerin geri dönüşsüz değiştiğini hissetmemdi. O hatunda iş çıkmasa da gerçekten bu olay bende otomatik hale geldi ve sonradan çok ekmeğini yedim. Yıllar sonra bile o devreyi kullanıyorum. Mesela yıllar sonra bira kuyruğunda bana “bir bira daha alsana, 2 bira alana bir tane bedava” diye akıl veren kıza “tamam, o ekstrayı benimle içeceksen alayım” diye atlayan devre, o gün o markette son bağlanışını yapıp aktive olmuştu.

“bunların her an farkında olmak ve düzeltmek için zihinsel mücadele vermem gerekiyor. dedim ya şartlandırılmış evcil hayvan gibi” derken doğru söylüyorsun. Ama o mücadele, eğer sen o mücadeleye kendini sürekli maruz bırakır ve dediğin gibi her an farkında olarak düzeltirsen, azar azar otomatikleşecek ve bir noktada şartlanmış evcil hayvandan, şartlanmış vahşi kurta dönüşeceksin. Tabii erkeklerin çok azı gibi yolu yürümeyi göze alabilirsen.

İçinizdeki betayı öldürmek – II

İçinizdeki betayı öldürmek – I yazısının devamıdır.

Estetik mi  Sosyal Robotlar mı?

Daha önce belirttiğim gibi, erkekler gerçek romantiklerdir, kadınlar da çok nadir olarak takdir edilen bu romantizmin araçlarıdır. Cinsel devrim sonrası feminizasyonun en büyük yakınmalarından biri, erkeklerin feminen yanları ile bağlantı kuramadıklarıdır. Biz “duygularımızla bağlantılı değiliz”. Tanrı popüler kültürü, her cinsiyetin içinde eşit ama ortaya çıkarılamış bir feminen ve maskülin enerji olduğuna inandırdığı için Carl Jung’un çürümüş cesedini sonsuza kadar cehennemde yaksın. Batı kültürü Jungcu teoriye öyle batmış vaziyetteki bunun farkında bile değiliz. Cinsiyetsiz ve androjen toplumun ideal hedef olması normalleşti.

Ateşli konuşma bir yana, son 50 yıla kadar, gerçekten de erkekler, duygular söz konusu olduğunda kendilerini en çok kontrol edebilen cinsiyetti. Erkeklerin duygularını belli etmemeleri kadınlara çekici gelen şeydi. Ya gizemli şairler ve sanatçılar olarak, ya da her duygu gösterisi kendi başına olay olan doğal olarak acıya dayanıklı bir insan olarak, erkeklerin duygusal ulaşılmazlığı kadınların ilgisini daha fazla çekmiştir. Modern toplumlarda ise, kadınlarla samimiyet için erkeklerin duygularını açıkça ifade etmeleri teşvik ediliyor ve pratikte erkeğin sahip olabileceği tüm gizemi öldürüyor. Kadın erkek beyinlerindeki farklar bir yana, erkeklerin duygularını saklayacak şekilde evrimleşmelerinin sebebi, çocukça bir zayıflık değil, düzenli şekilde kadınların ilgisini çekiyor olması.

Fakat bu devirde değil. Erkekler ve oğlan çocukları, her durumda duygularını açıkça ifade etmelerinin problemlerin çözümü olduğunu duyuyorlar. “Erkekler ağlamaz” öyle amaçsız bir söz değil. Duygularını zaptetmeden dışa vurmak feminen bir özellik. Erkeklerin en yoğun duyguları hariç hiçbir duyguyu göstermeyen sosyal robotlar olması değil bu; duygularını göstermenin her durumda normalleşmesi ile ucuzlaması. Erkeğin duygularını, bunu gerçekten takdir etme kapasitesi olmayan kadınlara göstermesi, kadınlara çok nadir verilmesi gereken bir hediye

Öğrendiklerinizi kafanızdan atın

Duygusal olarak ulaşılır olmaya uzun süre koşullanmış bir beta erkek için, duygusuz olmak çok zor olacaktır.  İyi haber şu : size duygusuz olmanızı söylemiyorum, sizi her ota boka kolayca duygusallaştıran nedenleri kafanızdan atın diyorum. Duygusal olarak yanınca duygusuz biri olmak çok zor değil. Asıl zor olan bu duygular hakkında iyi hissederken onları frenleyebilmek. Duygularımız bizi insan yapan şeyler ve onları takdir etmek önemli. Ama duyguların aleyhinize ne kadar kolay kullanılabileceğini farketmeniz deaynı şekilde önemli. Sizi kolayca duygusallaştıran nedenleri kafanızdan atmanız lazım. Belki terk edilmiş olmak ya da özellikle kolayca duygulanan biri olarak yetiştirilmiş olmak gibi nedenler.

Araba kullanmayı öğrenirken çok duyduğunuz “virajı içten almak” ve “virajda fren yapmamak” kavramlarını hatırlayın. Araba kullanırken kendimizi virajda bulduğumuzda doğal dürtümüz frenlere asılmak ve daha da kötüsü bunu yaparken virajı dönmeye devam etmektir. Tüm içgüdümüz bunu söylese de böyle yaparsak zaten tehlikeli olan durumu daha da tehlikeli hale getirir hatta kaza yaparız. Ama virajı dönerken fren yapmamamız gerektiğini öğrenip uygulayarak, fren yapmamayı refleks haline getirebiliyoruz ve böylece de kaza yapmadan araba sürüyoruz.

Aynı şekilde yolda kazalara uğramamak için eski alışkanlıklarınızı  ve şartlanmalarınızı atmanız gerekiyor. Bu pratik ve tekrar gerektiriyor – en fevri reaksiyonlarınızın bile tersi davranacağınız şekilde değişmesi gerekiyor. Azmin yerine koyabileceğiniz birşey yok.

Kendiniz hakkındaki düşüncelerinizi değiştirmeniz ilk adım. Aslında bu en zor adım zira çoğu erkek, kendi kendileri hakkında yeni bir düşünce şeklini içselleştirmeleri gerektiğine inanamaz.  Çoğu durumda rehavet, erkeklerin bu değişimi yapmamalarının en önemli sebebi. Bir insanın şimdiki durumundan ne kadar mutlu olduğuna kendini inandırması için bahaneler bulması, gerçekten kendini eleştirip değişmek için çabalamasından daha kolay.

Ne yazık ki, sana seni mucizevi şekilde olmak istediğin Erkek’e gönüştürecek standart bir program veremeyeceğim. Bu yolu ancak sen bulabilirsin. Fakat şunu söyleyebilirim, olmak istediğin Erkek olmak, harekete geçmeni gerektiriyor. Hedefin her zaman senden uzağa doğru hareket ediyor ama aslında bu iyi birşey. Bizi büyümeye, olgunlaşmaya ve zorluklarla mücadele kapasitesi kazanmaya iten birşey bu. Ama bütün bunlar, senin harekete geçmenle mümkün.

Bu blogda ve kırmızı hap komunitesinde günlerce tavsiye okuyup, bilgelikten faydalanabilirsin ama bunların hiçbiri sen harekete geçmedikçe bir işe yaramayacak. Sayamayacağım kadar çok genç erkeğe her türlü tavsiyeyi verdikten ve onları pratiğe dökmeleri için teşvik ettikten sonra, bu erkeklerin harekete geçecek motivasyonu bulamadıklarına şahit oldum. Çoğunlukla harekete geçmek için dibe vurmayı ya da çok ciddi bir travmayı bekliyorlar.

Kendimi motivasyon konuşmacısı saymıyorum ama bir aşamada uçurumu aşman ve kafanı değiştirmen lazım

Çeviri : Kill The Beta

İçinizdeki betayı öldürmek – I

Rational okuru Paul muhtemelen en çok tavsiyem istenen konuda kendisine yol göstermemi istemiş.

“Bütün blogunu okudum ve benim en büyük problemim şu : içimdeki betayı nasıl öldüreceğim? Her yattığım kıza, hatta her takıldığım kıza, karşı duygular geliştirdim. Tek gecelik bir ilişki yaşadığım hatta erkek arkadaşını benimle aldatan kız için bile. Sanki hiç öz kontrolüm yok gibi yani yattığı her erkek için acı çeken kız gibiyim.

Bu soruya kesin bir cevabımın olmasını çok isterdim Paul. Adım – adım betalıktan kurtulun programı geliştirebilmiş olsa idim, tüm erkeklerin takip ederek içlerindeki betayı öldürebilecekleri bir şablonum olsa idi, hayal edemeyeceğim kadar zengin olabilirdim. Alfa Buda hakkında dediğim gibi, eğer alfa özünü şişeleyip satabilse idim hayatım kurtulurdu. Gerçek şu ki bu sorunun basit bir cevabı yok zira her erkeğin durumu kendine özel. Tabii ki erkeklerin problemlerinin ortak kaynakları ve Feminen Matrix sınırları içinde çalışır bir cinsel strateji kurma çabalarında (beta oyunu) ortak zihin yapıları var. Ama bu zihinsel şemaları uygulamada ve bu şemalardan kurtulmak için ihtiyaçları olan reform yolunda her erkek farklı bir vaka.

Ben Oyunun hakettiği gibi ciddiye alınmamasının temel sebeplerinden birinin bu olduğunu düşünüyorum -kendi öz analinizi yapmak ve sonra da bu analize göre kendinizi baştan yaratmak oldukça büyük bir iş. Geçen 10 yılın PUA gurularının ve oyun yarı tanrılarının şarlatan satıcılar gibi ucuz görünmesinin sebeplerinden biri, bu kişilerin her erkeğin kaçınılmaz olan içindeki betayı öldürme gerekliliği konusunda ihtiyaçları olan kişiselleşmeyi göz önünde bulundurmamalarıdır. Bu seminerlerde PUAların değinmekren kaçındıkları şey zira sizin başarınız, sonuçta başarıyı nasıl ölçtüğünüz, tamamen size bağlı.

Daha önce hayalinizde görmediğiniz kızlarla birlikte olma fikri PUA DVDleri sattırabilir; kişiliğinizin iç işleyişini değiştirmek ise çok daha zor bir iştir. Bir kitapçının self-help (kişisel gelişim) bölümüne baktı ve bu konuda neden bu kadar çok kitap basıldığını düşündü iseniz, tamamen aynı dinamik nedeniyle – bir kişinin hayatında temel bir değişim yapmaya etki etmek çok az kişinin gerekli sabır ve sebata sahip olduğu ciddi çaba gerektirir.

Bunu aklımızda tutarak demem gerekli ki senin içinde elimde bir yol haritası yok maalesef – elinde böyle bir harita olduğunu söyleyen herkes sana birşeyler kakalamaya çalışıyor -ama, sana doğru yönü göstermeye çalışacağım. Neyin çalışıp neyin çalışmayacağını sana ben söyleyemem, bunu ancak sen kendin bulabilirsin. Ama unutma, kendini değiştirmek, zaman alan bir süreçtir. İçsel oyunlarını dönüştürme konusunda çok zorlanmayan erkekler bile, bu hala devam eden bir süreçtir. Ben kendimi alt rütbe bir alfa olarak tanımlamayı arzu ediyorum (Roissy’nin ölçü yöntemleri ile) ama bu ara ara daha aşağı kaymadığım anlamına gelmez. Süreç derken de kastettiğim bu; her shit testi geçebilecek şekilde kurşun geçirmez biri olmayacaksın ama hatalarından ders alıp kendini bir dahaki sefer için ayarlamaya teşvik edileceksin. Artık alfa olduğunun farkına vardığın büyük an gibi birşey yok, oyunu tamamen içselleştirdiğin bir nokta da yok. Oyunun üstadıdır sertifikası da almayacaksın. Ama düşünceni değiştirebilirsin ve hep doğru yönde yürüyebilirsin.

Bilmek savaşmanın yarısıdır

Eğer içselleştirmenin gerçekten bir ilk adımı varsa bu kendinizi eğitmektir. Bu aslında en zor işlerden biri. Eğer benim blogumu okuyorsanız, ya da en azından ucundan da olsa Oyun konseptine aşina iseniz, bu size gayet kolay görünecek ama unutmayın, hala fişe takılı olan koca bir dünya dolusu insan var. Bu erkeklerin sadece küçük bir yüzdesi Oyunu ve pozitif masküliniteyi dikkate alacak ve bunların da çok az bir kısmı bunda bir değer görecek. Bizim perspektifimizden olay oldukça apaçık : kitapları / blogları okuruz, konseptlere aşina oluruz, çalışacağını düşündüğümüz şeyleri alırız, fikirleri deneriz, bunların geçerliliğini gözden geçiririz ve bir fikri ya içselleştirir ya da çöpe atarız. Fakat fişten çekilmiş için apaçık olan şey, fişe takılı için “dine küfretme” gibi algılanır.

“Eğitiminiz” fişten çekildiğinizde bitmez. Aslında yeni bir zihin yapısını içselleştirmek fişten çekilen için çok daha önemli zira siz bunu pratiğe döküyorsunuz. Birçok erkeğe söylüyorum, bir kez hapı yuttunuz mu geri dönüş yok. Oyunu keşfeden ve sosyal yeteneklerden yoksun olmak ya da PUA tekniklerinin hayallerindeki kadını sikmek için uygulanabilecek sihirli formül olduğuna kendilerini inandırdıklarından uygulamayı başaramayan birçok erkek, daha önceki cinsiyetler arası dinamik cahili oldukları rahat kabuğa dönmek isterler. Ve bunu yapmaya çalışırlarsa geri dönüş olmadığını keşfederler. Sosyal etkileşimler, feminizasyon, normal diye kabul etmeye koşullandıkları kaybeden taraf olma – bütün bunlar onlara incelikle kaçındıkları gerçeği hatırlatıp durur ve onlar da bundan nefret ederler. Ve bu gerçeğe düşman kesilirler.

Bunu buraya ekliyorum zira bu pozitif masküliniteyi içselleştirmek için dönüşen erkekleri bekleyen gerçek bir tehlike. Aynı şekilde artık Oyun gerçeklerine ve fişten çekilmişim gerçekliğine daha duyarlı hale geldiniz (ya da gelmeniz gerekir). Burada eskiden normal saydığınız şeylerden uzaklaşacaksınız. Buna kolay bir örnek popüler medyadaki kadın erkek ilişkileri ile alakalı şeylere kafa yormak. Bir şarkı duyacaksınız, bir dizi izleyeceksiniz veya bir konuşmaya kulak misafiri olacaksınız ve temel varsayımları feminen önceliği tarafından domine edilmiş bir kültür ile çevrili olduğunuzu farkedeceksiniz. Yeni zihin yapısını içselleştirmek ve ya da eski zihin yapısına yeniden dönmek açısından bütün bunların içinde kendi pozisyonunuzu anlamanız önemli

Değişimi uygulamak

Yeni gerçeklik olarak algıladığınız şeyi uygulamanızın hayati olduğunu söylememe gerek yok. Öğrendiğiniz teorileri internetten çıkıp sahada test etmeniz lazım. Bu klüplerde kızlara yazmak, karınıza karşı tavrınızı değiştirmek ya da hatta iş yerindeki bir kadınla iletişiminizi değiştirmek anlamına gelebilir, tamamen size kalmış. Değişimi uygulamanın en zor tarafı, sizi daha önceden tanıyan kişilerin “yeni” sizi sorgulamalarının şoku olacak. Eğer yeni bir şehre taşınıp, yeni sosyal çevre edinirken piç alfa rolünü oynamaya başlasanız böyle bir derdiniz olmayacaktı. Ama sizi yıllardır bilen insanların gözünün önünde böyle bir değişim yaptığınızda, “olmadığı biri olmaya çalışan sahte biri” etiketini yiyeceksiniz.

İnsanların öngörülebilirliğe ihtiyaçları var – bu onlara diğerleri üzerinde belli bir kontrol hissi verir. Kendinizi değiştirdiğinizde, ya da kişiliğiniz bir dış etmen tarafından değiştirildiğinde, bu öngörülebilirliğe karşı bir tehdittir ve buna karşı mantıki tepki diğerlerinin dizi eski yerinize itmeye çalışmasıdır. Utandırma, kadınların başvurduğu doğal bir taktik, ama itki her zaman sizi yeniden kendi çerçevelerinin içine doğru olacaktır. Ve aslında diğerlerinin tehdit olarak algıladığı şey, yeni sizin çerçeve sarsıcı olmanızdır. Bunu bir kere ve ağır bir şekilde yaparsanız insanlar bunun sizin kişiliğinizin  daha önce “yanmış” olmaya karşı gerçekçi olmayan bir tepkisi olduğunu iddia edeceklerdir. Bunu ince bir zeka ile zamana yayarak yapın, insanlar değişimin gerçek olduğunu kabul etmeye daha istekli olacaklardır. Her zaman değişim talep edin ama bunun hemen olmasını talep etmeyin.

Bunu unutmayın zira arkadaşlarınız sizin dönüşüm sürecinizdeki en büyük şüphe kaynağı olacaklardır. Kötü niyetli olmayabilirler, ama anlamanız gereken şu ki, bu niyet normallik arzusunda geliyor, sizin için en iyisini istediklerinden değil. Eski bir kadın arkadaşınızın sizi ilk defa “hayvan” olarak tanımladığı an, sistem için bir şoktur. Eski benliğiniz alttan alta durumu düzeltmek isteyecektir ama bunu hakaret olarak algılama dürtünüze karşı koymanız lazım. “Evet, hayvanım” diye övünmek, bütün önceki hayatınız başkalarını kızdırmamak / gücendirmemek, hele de sikmek istediğiniz hatunları, üzerine kurulduğu için çok zor gelecektir. İçinizdeki beta için bu mantığa aykırı bir hareket. Size ne kadar sadist gelirse gelsin, beraber olmak istediğiniz kadınları dolaylı olarak kızdırma kapasiteniz, sizi bol bol ödüllendirecek. Fakat içinizdeki beta ile yeni yeni ortaya çıkan alfa arasındaki çelişki, uzlaştırması en zor çatışma olacak. Çoğu erkeğin dönüşüm esnasında çuvalladığı nokta burasıdır ve bunun sebebi de temel olarak bu erkeklerin duygularını kontrol edebilme pratiklerinin olmamasıdır.

Devamı : İçinizdeki betayı öldürmek – II

Çeviri : Kill The Beta

İnternetten para kazanmak – Fiverr ve Sadeceon

Son birkaç yıldır alıcı olarak kullandığım bir site var : Fiverr. Fiverr, 5 Dolardan başlayan fiyatlarla aklınıza gelebilecek her çeşit işin listelendiği bir online pazar yeri. Yabancı dil çevirisinden, Excel veri girişine kadar birçok mikro servisi sağlayan, amatör ve profesyonel birçok kişi burada servis sunuyor. Sitede cidden yok yok. 5 Dolara sizi 1,000 kat daha seksi yapacak Maya büyüsünden (500+ kişi almış şimdiye kadar), örümcek adam kostümü ile istediğiniz logonun basılı olduğu kağıdı önünde tutarak dans eden animatöre; bir arkadaşınıza doğum günü şarkısı söyleyip kaydedecek seksi bir hatundan, tok sesi ile dublaj yapan amcalara kadar her türlü ilginç kişi ve servis bu sitede var.

Dediğim gibi son birkaç yıldır bu siteyi bir sürü değişik servisi satın almak için kullanıyorum. Excel veri girişi, İngilizce – Türkçe çeviri, makale yazdırmak, sunum kapağı yaptırmak, videolara dublaj, animasyon hazırlatmak, vs … için kullanıyorum. Şimdi neden bununla ilgili yazı yazıyorum derseniz söyleyeyim : eğer İngilizce biliyorsanız ve bir yeteneğiniz varsa, buradan fena sayılmayacak miktarda para kazanmanız mümkün.

Ben üniversite iken ve mezun olduktan sonraki birkaç yıl örneğin online sitelerde yayınlanmak için makale yazmıştım. O zaman böyle alıcıları bulmak kolay değildi ama bir süre boyunca sürekli yazı alan müşteriler sayesinde ayda 300 – 500 Dolar para kazanmıştım. Örneğin Tibet turu düzenleyen bir şirket blogları için benden ayda 20 yazı alıyordu, tanesi 15 Dolardan (1500) kelime ve bana sırf onlar 300 Dolar bırakıyordu. Bu şekilde bir finans şirketine ve bir bilgisayar oyunu bloguna da uzun süre yazmıştım. Yaptığım en ilginç iş ise Türkiye’de çekilmiş bir belgesele alt yazı yazmaktı ki gerçek bir TV kanalı bana bunu 300 USDye yaptırmıştı.

Şimdi ise Fiverr‘da bu iş daha kolay. Daha önce çeviri aldığım bir genç vardı, Fiverr’a yöneltmiştim kendisini. Ben haftada 1 yazı çevirtiyordum ama o orada ayda 250 USD’ye ulaştığını söylemişti bana.

Eğer İngilizceniz var ve yazmaktan hoşlanıyorsanız, İngilizce – Türkçe çeviri yapabilirsiniz, İngilizce makale yazabilirsiniz. Bunun dışında örneğin programlama yapabilirsiniz, arayüz tasarımı yapabilirsiniz, eğer grafik tasarım yeteneğiniz varsa bunu kullanabilirsiniz. Servisi artık sadece 5 USD’den satmanıza da gerek yok. 500 USDye kadar istediğiniz fiyatı biçebiliyorsunuz.

Buradan İngilizce bilen bir üniversite öğrencisinin makale yazarak 300 USD kazanması çok zor değil. Örneğin kelime başına 1 USD sentlik 1,000 kelimelik bir makaleden 8 USD kazanır (Fiverr 20% kesinti yapıyor). Yani 37 – 38 makale yazarak ki günde 1 tane sadece, 300 USD gelir elde edilebilir.

Burada iyi para kazanmanın püf noktası ise ya çok sağlam bir yetenekten özgün bir servis sunmak ya da bir sürü servis (gig) sunmak. Her bir gigden çok para kazanmasanız bile toplamda çok para kazanabilirsiniz. Hem siz ek gelir elde edersiniz ki 300 – 500 USD genç biri için çok iyi para, hem de memlekete döviz girer 🙂

Örneğin ne kadar doğru bilmem ama şu sözlük yazarı işi oldukça ilerletmiş :

ilk başlarda ingilizce-türkçe çevireler yaparak benim de yan gelir elde etmeyi umduğum ama sonraları hayatımı değiştirmiş olan site. 2013 yılından beri grafik tasarım ve fotoğraf rötuş işleri yaparak bu site üzerinden geçiniyorum. aylık 200, 300, 500, 750 dolar derken, işler aldı yürüdü ve aylık en aşağı 2000 dolar kazanmaya başladım. ben bu site sayesinde kendi şirketimi kurup, ankara anlaşması vizesi ile ingiltere’ye yerleştim. fiver mayvır deyip geçmeyin. biraz azim ve sabır göstererek dilediğiniz rakamlara ulaşmak mümkün.

Eğer İngilizceniz yoksa Fiverr’ın Türkiye klonu olan sadeceon sitesine bakabilirsiniz. Türkçe ile kısıtlı olduğundan dünya pazarındaki kadar müşteriniz olmayacaktır ama özel bir yeteneğiniz varsa, buradan da iyi para kazanma şansınız var.

Jordan Peterson – Erkekler deli kadınları kontrol edemezler

Aşağıdaki video Modern Times: Camille Paglia & Jordan B Peterson adlı yaklaşık 2 saatlik söyleşiden alıntı. Jordan Peterson, üçüncü dalga feministlerce afaroz edilen feminist Camille Paglia ile söyleşisinin bu bölümünde, erkeklere saldıran deli kadınlara karşı erkeklerin ellerinde bir silah olmadığını anlatıyor.

İki erkek arasındaki tartışmanın medeni sınırlar içinde kalmasını sağlayan fiziksel kavga tehditi, bir erkek için kadın ile tartışırken yasak olduğu için, deli bir kadının istediği gibi medeniyet sınırlarının çok dışına çıkabilmesine rağmen, aklı başında bir erkeğin, aynı delilikteki bir erkeğe karşı kullanabileceği teknikleri kullanamayacağını anlatıyor.

Jordan Peterson konuyu kamu önünde karalama kampanyası yürüten feministler için kullanıyor ama durum ikili ilişkilerde de aynı.

Camille Paglia, 68 hareketinin ateşli kadın hakları savunucusu ve ünlü bir feminist olmasına rağmen, politik doğruculuk ve neomarksizm tarafından işgal edilmiş modern feminist akım tarafından sevilmeyen bir kişi.

Bu ikilinin söyleşisinden başka bölümleri de buraya taşıyacağız.

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

(Casus) uydu erkeği

Yürüme davetiyesi yazılarını yazmaya başladıktan sonra uzaktan bakışılan ama herhangi bir direk açılış yapılmayan hatunlarla ilgili tavsiye isteği aşırı miktarda arttı. Bu yazıda bu durumda olan arkadaşlara biraz kırmızı hapın acı gerçeklerini hatırlatmak istiyorum.

Bu senaryoda kaçamak bir iki ürkek bakışma olmuş. Kızın YDsine yarım yamalak yürünmüş ya da yürünmemiş. Sonra haftalarca ya da aylarca kız ara ara sinyal vermiş. Abi şimdi ne yapmak lazım?

Burada sorun şu : bu durumdaki bir erkek çoğunlukla bu süre boyunca saatlerce bu kızı düşünmüş, ve kızı hayal etmiş oluyor. Bu tür karşılıksız bir şekilde bir kadına duygusal yatırım yapmanın tek yolu, erkeğin o kadını arketip ideal kadının yeryüzü şubesi yapmasıdır. Eğer bu yatırım yapılmış ise maalesef o aşamada erkek kadını bir nevi küçük “tanrıça” yapmıştır. Artık bu kadının önünde maskülin hareketler sergilemesi çok zordur. Bunun dinamiğini Mavi Haplı Çocuk – Kırmızı Haplı Çocuk yazımızda yazdık. Maalesef bu arkadaşlar, o yazının mavi haplı çocuğu.

Şimdi bunu okuyunca kendinize çok acımasız davranmayın. Bu duruma düşen çoğu erkek 24 yaş altı ve hatta liseli. Bu yaşlarda çok anlaşılmaz değil zira 30unda ve hayatına en azından 3 – 4 kadın girmiş bir erkek, bu idealizmi mantıken koruyamaz. Zira lisedeki Selin güya “o kızdı, sonra ünideki Özge, sonra stajda Banu vs. derken anlar ki hiçbir kadın o kadar özel değil. Daha genç erkeklerde bu tecrübe olmadığından onların idealizmi daha bir sağlamdır. Ama işin acı tarafı, tam da genç bir erkek kırmızı haplı çocuk gibi yaşamalıdır, mavi haplı çocuk gibi değil.

Türkçe kaynaklarda uydu erkeğin en iyi tanımını Skeptico yaptı ve biz de farkında iseniz uydu erkek tanımı olarak Uydu Erkek – Meriç olmak makalesini linkliyoruz. Bu tanım kız ile arkadaşı oynayan, kaleden içeri arkadaş truva atı ile sinsice girmeye çalışan ve kızların “pipili kız arkadaş”ından başka birşey olmayan erkekleri tanımlıyor.

Fakat ben yukarıdaki arkadaşları da uydu erkek kategorisinde görüyorum ve kendilerine casus uydusu diyorum. Zira her ne kadar kız tarafından kullanılmasalar da yine de pratik olarak kızın yörüngesindeler. Ve çözümleri uydu erkeklerle aynı :

“reddedilmekten korkmayın. en azından vaktinizi ve enerjinizi boşuna kaybetmemiş olursunuz.”

Erkek gibi davranın ve direk olun. “Şunu dedi, şurda şu açıyla baktı, burda hafifçe gülümsedi, instagramda salep severim demiş benim adım da Salih acaba bana şifreli mesaj mı” diye kendi kendinize düşünüp durmak feminen bir davranıştır. Casus uydusu diye boşuna demiyorum. Yörüngede, muhtemelen kızın haberi bile yok, sürekli istihbarat topluyor. Uydu ama gururlu.

Artık yaşını başını almış bir abiniz olarak şunu söyleyebilirim ki benim kendi tecrübeme göre bunların çoğu sizin kendi kendinize gelin güvey olmanız ve bir kısmı da kızın aşırı utangaçlığı ya  a o zaman kızın başka tabağının daha önde olması (siz yürüseniz öne geçebilirsiniz). Yani hepsine direk yürüseniz cold approachtan (soğuk yürüme) daha yüksek dönüşlü bir kaynak bu. Ha artık bu aşamadan sonra bundan birşey çıkmaz deyip bıraksanız istatistiki olarak haklısınız. Yörüngede casus uydusu olarak kalmayın da nasıl olursa olsun yörüngede  çıkın.

 

Her seferinde bir alışkanlığa odaklanarak disiplini sağlamak

Disiplinli olmak için irade gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ama neden irademizi kullanıp disiplinli bir hayat yaşayamıyoruz sorusunun cevabı çeşitli. Bugün, en çok yapılan hataya değineceğim. Eminim çoğunuz bu hatayı, farkında olmadan da olsa, yapıyorsunuzdur : iradenin sınırlı bir kaynak olduğunu bilmemek.

Diyelim ki, disiplinsiz bir hayatınız var. Bağımlılıklarınız var (video oyunu, alkol, porno gibi) ve spor salonuna gitmiyorsunuz. Neyi ne zaman yaptığımız belli değil ve yapmanız gerektiğini bildiğiniz halde yapmadığınız yığınla şey var.

Öncelikle disiplin için ciddi iki sebebinizin olması lazım. İki dedim dikkat edin. Nasıl disiplinli olunur yazısında bahsetmiştik, sadece disiplinin ödüllerini değil, disiplinsizliğin cehennemini de her an aklınızda tutmanız lazım. Örneğin dünya üzerinde birçok yetişkin, kimse kendisini zorlamamasına rağmen her sabah aynı saatte işinin başında olacak disiplini bulabiliyor. Neden? Sonunda aldığı maaş çeki mi veriyor bu disiplini? Evet, kısmen ama asıl motivasyon, işe gitmezse ve işini kaybederse, çoluğunun çocuğunun aç kalacağı cehennem durumunun itmesinden geliyor.

Diyelim ki, tavsiyelerimize uydunuz ve bir plan yaptınız. Sabah erken kalkacaksınız, spor salonuna gideceksiniz, derslerinize çalışacaksınız, porno ve video oyunundan uzak duracaksınız, İngilizce kursuna yazılacaksınız, vs. vs. İradenizi kullanarak bunları yapmaya çalıştığınızda ise çoğu insan gibi bir süre bunları yapıp sonra dağılıyorsunuz.

Sorun muhtemelen insan iradesinin sınırlı olmasından. Bazı ciddi anlamda azınlık insanlar hariç çoğu insan her defasında sadece bir ya da iki şeyi irade gücü ile rutini dışına çıkıp yapabilir.

Bu durumda, sizin yapmanız gereken her seferinde sadece bir davranışı irade gücü ve disiplinli bir şekilde, alışkanlık olana kadar yapmak ve bu davranış alışkanlık olduğunda ise diğer bir tanesini ele almaktır.

Örneğin şu aşağıdakiler sizin yapmayı planladıklarınız :

  • Sabah 05:00de kalkıp spor yapmak
  • Sabah 05:00 – 06:00 arası spor yapmak
  • Pornoyı kesmek
  • Akşam 07:00 – 10:00 arası üniversite sınavına hazırlanmak
  • Gece saat 10:00’da yatmak (yedi saat uyku lazım diye)

Nasıl disiplinli olunur yazımızdaki gibi çizelgenizi yaptınız ve niyet edip yukarıdaki çizelgeyi uygulamaya başladınız. Başlayamazsınız. Kimse, hayatında ciddi bir şok olmamış ise 0% disiplinden 100% disipline gidemez. Gitmeye kalkarsanız, kimyanız sarsılır. Bunun yerine 3 hafta kuralı uygulamanız ve 0’dan 100’e aşama aşama gelmeniz lazım.

21 Gün Kuralı : Buna göre çizelgenizi yaptıktan sonra, nasıl disiplinli olunur yazısındaki gibi kendinize çalışanınız gibi kibar davranarak, bunu aşama aşama uygulayın. Örneğin yukarıdaki çizelgeyi ben olsam şöyle hayata geçirirdim :

  1. Önce 21 gün boyunca her gece saat 10:00’da yatardım. Ortalama 21 günde (bazı insanlarda bu biraz daha uzun sürebilir) saat 10’da yatmak irade gücünüzle yapmanı gereken birşey olmaktan çıkıp rutin halini alacaktır.
  2. 21 gün sonra sabah 05:00’da kalkmaya başlayın. Aslında bunu yukarıdaki ile birleştirebilirsiniz ama olmuyorsa zararı yok. 21 gün boyunca sabah saat 5’te kalkın. 6 haftaya hem gece 10’da yatıyor, hem de sabah saat 5’te kalkıyor olacaksınız. Sabah erken kalkmanın disiplin için önemini anlatmıştık. Bu şekilde 1.5 ay gibi bir sürede erken yatıp, erken kalkan biri olursunuz.
  3. 42. günde ise sporu hayatınıza 05:00 – 06:00 arası sporu sokun. 21 gün bunu disipline edin. 2 ay içinde erken yatan ve erken kalkan, aynı zamanda da sabah spor yapan biri olacaksınız.
  4. 85. günde sınav hazırlığı rutinine başlayın  …
  5. Ve sonra pornoyu kesin …

Böylece aynı anda 4 – 5 şeyi disipline edeceğinize ki yüzde 90’ınız bunu başaramaz, bir şeyi disipline edip rutinleştirme ile uğraşın. Birşey rutin haline geldi mi onu disipline etmeniz kolaylaşacak.

Tabii ki rutin hale getirdiğiniz şeylerden kaytardığınız da olacak. Acı çekeceksiniz ama örneğin sabah 6’da kalkmayı bıraktığınız zaman geri dönüp 21 günlük ek program ile onu tekrar rutin yapın. Sadece bir iki kaytarma önemli değil ama ne zaman rutinden çıktığınızı siz kendiniz anlarsınız zaten.

Böyle bir plan ile örneğin 5 önemli öğeye sahip bir çizelgeyi 15 haftada (4 aydan kısa bir sürede) oturtursunuz.

Yürüme Davetiyesi (Approach Invitation) – 2

Yürüme Davetiyesi (Approach Invitation) – I yazısında yürüme davetiyesinin (YD) detaylı bir tanımını yaptık. Bu bölümde ise, kadınların en çok kullandığı yürüme davetiyesi çeşitleri ile devam edeceğiz.

Daha önce de bahsettik. Kızın size attığı bakış YD olabilir.

1 – Bakış : Eğer hatun size 1.5 saniyeden fazla bakıyorsa, bu bakışın YD olma ihtimali çok yüksek. Eğer size birden fazla bakıyor ise, bu da YD dir hatta açık ve parlak yeşil ışıktır. Burnunuzda sümük olması ya da t-shirtü test giymeniz gibi bir absürtlüğünüzün olmadığını varsayıyoruz. Bu durumda yürüyün.

Unutmayın, kadınlar kime baktıkları konusunda dikkatlidirler zira yanlışlıkla kaybeden betaların ilgisini çekmek istemezler. Bir kadın oldukça seksi giyinse bile ilgisini çekmek istediği erkek bir beta değildir (erkeklerin yüzde sekseni). Eğer hatun size uzun süre ya da birden fazla kez bakıyorsa, sizin ilginizi çekme isteği ihtimali yüksektir.

Hoşunuza gidecek bir kızın bakışını yakaladığınızda en önemli kural asla ama asla gözünü ilk kaçıranın siz olmamanızdır. Zaten hatun çoğunlukla en fazla 2 – 3 saniye bakacaktır (bazen bu daha da uzayabilir).

2 – Kendini Yerleştirme : En bariz YD. Kızın sizin yanınızda bir yere gelmesi ve kendisini sizin yakınızında konumlaması. Radarınız açıksa (neden kapalı olsun ki?) kızın A noktasından yakınınızdaki B noktasına gelişini farkedersiniz. Kız burada size bakış atmayabilir ya da sizin hemen dibinizde olmayabilir. Hatta çoğunlukla olmayacaktır.

Kız B noktasında konum aldıktan sonra fırsat pencereniz, yani konuşma açılışı yapmanız için size verilen süre, 2 – 3 dakika. İlk 2 dakika içinde açılış yapın. 

3 – Asılı Kalma : Tecrübesiz kadınların, genelde tecrübesiz erkeklere gönderdiği YDdir bu ama bazen aşırı cinsel enerjiye sahip hatunlar da vakit  kaybetmemek için yaparlar (gece seks çok yakın!). Kız yakınınızdaki B noktasına gelir ve yüzü size dönük olarak durur.  Buna kıza dönüp gülümseyerek merhaba demeniz yeterlidir.

4 – Duraksama : Bunu yakalamak tecrübe gerektirir ve opsiyonları bol ve güzel hatunlar yaptığı için yakalarsanız, ödülü büyüktür. Kız A noktasından B noktasına gelir, en fazla 3 saniye yakınınızdaki bu noktada durur ve sonra gider. Evet, bu kadınların herhangi tek bir erkeğe daha fazla fırsat vermeye ihtiyaçları ve niyetleri yoktur.

Bunu gerçekten duraksaması gereken kızdan ayırmak zordur. O anki duruma göre değerlendirin ve içinizdeki sesi dinleyin. Ya da, bunu yapan her hatuna yürüyün ve gerçekten YD yapan hatunu yakalayın. Bu tip bir YDyi yakalayabilen erkek, tecrübeli etiketi yiyecektir, ve gerçekten YD gönderen kadın bunu ödüllendirir.

5 – Etrafa bakınmak : Duraksama ve asılı kalma arasında birşey olan etrafa bakınmada hatun yanınıza yaklaşır ve sanki kaybettiği bir şeyi arar gibi etrafa bakınır. Bunu en çok gündüz oyununda göreceksiniz, barlarda değil. Bu kızı tespit edip yürürseniz, hatun bunu saklamaya gerek görmediği mutlu bir şaşkınlıkla karşılayacaktır. Fakat her yürümede olduğu gibi paniğe kapılır da ürkek yaklaşırsanız, hatun sizin uzaktan cool görünmenize rağmen aslında öyle olmadığınıza karar verip sizin yürümenize sıcak yaklaşmaya başlayabilir.

6 – Söylenmek ve şikayet : En kolay değerlendirilecek YDlerden biri. Hatun yakınınızda ve şikayet ediyor ya da (güya) kendi kendine söyleniyor : “Nerde bu otobüs” ya da “neden bu klimayı açmıyorlar” gibi. Bu topa girmek çok zor olmasa gerek. Fakat dikkat edin, hatunun attığı YD size değil arkanızdaki yakışıklıya olabilir 🙂 Starbucks kahve kuyruğu gibi uzun bir kuyrukta en çok kızla böyle tanışılır.

7 – Yardım İsteği : En kolay değerlendirilecek YDlerden bir diğeri. Hatunun “fotoğrafımızı çeker misin”, “ateşin var mı” gibi istekleri. Bunu gerçek bir yardım isteğinden ayırmak için kıza sadece yardım etmek yerine muhabbet de kurun. Hatta takılın.

8 – Kankaların Sessizliği : Kız bir kız arkadaşı  ya da bir grup arkadaşı ile beraberken, siz ortama girdiğinizde gruba bir sessizlik çöküyorsa, ve hele de feminen davranıyorlarsa, kendinizi tanıtın.

Bunun daha açık iki versiyonu da kankaların fısıltısı (siz ortama girince kankaların fısıldaşarak sizi işaret etmesi), kankaların dirsekleri (kankaların birbirlerine dirsek atması) ve kankaların gülüşmesidir (ki buna da yürümüyorsanız, gidin Onedio izleyin, bırakın buraları).

Kanka varken kendinizi tanıtabilirsiniz ama kızın tanıdıkları yanında “kolay kız görünmeme” refleksi çalışacaktır. O nedenle kızın içinize düşmesini beklemeyin.

7 – Bakış : Yukarıdakilerin herhangi birinin ardından bakış gelirse, yürüyün.

Duruma Göre Açılış

Yukarıdaki durumlarda, kızın YDsini yakaladıktan sonra açılış yapmak size kalmış. Genelde, duruma göre konuşmak daha mantıklı. Örneğin Starbucks’ta “o kahve nasıl iyi mi?” ya da barda “gecenen nasıl geçiyor?” gibi sorular.

En iyi giriş, biraz tecrübe istese de, “suçlama”dır. Örneğin kitapçıda yanınıza yaklaşıp birşeyler arıyormuş gibi yapan kıza “Grinin 50 Tonu’u mu arıyorsun?” demek gibi. Ya da fotoğraf çekmenizi isteyen kıza “onca kişi içinden en yetenekli fotoğrafçıcının ben olduğumu hisettin değil mi?” demek. Ya da durakta bekleyen ve otobüs gelmedi diye söylenen kıza “al bir ciklet, stres alır” demek gibi (stresle suçluyorsunuz).

Kadınların en çok kullandığı siktir git sakın yürüme hareketleri

YDler kadar sakın yürüme hareketlerini de bilmeniz yararınıza. Sadece tecrübeli PUAlar sakın yürüme duvarlarını aşıp oradan iş çıkarabilir. Yürünmez mi, yürünür ama reddedilmeyi çok büyütmüyecek bir ego disiplini kazanana kadar bunlara yürümeyin.

  • Kızın güneş gözlüğü takması ya da kulaklık takması, yürümeye kendisini kapaması demektir. Sadece tecrübeli PUAlar buradan iş çıkarabilir. Yürünmez mi, yürünür ama reddedilmeyi çok büyütmüyecek bir ego disiplini kazanana kadar bunlara yürümeyin.
  • Kız ile göz göze geldiğinizde kızın gözünü yukarı doğru kaçırması. Burası çetrefilli, daha önce bahsetmiştik. Bu kızın kendi CPDsini sizin CPDnizden ölçülür derecede yüksek görmesi demektir. Bu yaklaşmanıza engel değil ama bu algıyı değiştirecek materyaliniz yoksa reddi yiyeceksiniz haberiniz olsun. Bunun ne olduğunu anlamak için kıza bir süre bakın. Aynı şeyi bir daha yaparsa ya da hiç bakmazsa, şansını kaybetti 🙂 NOT : Kızın gözünü yana kaçırması ise sarı ışıktır. Yani kızın sizin CPDnizle ilgili bir yorumu yok. Aşağı kaçırmasının ise feminen bir davetiye olduğunu, önceki yazıda belirtmiştik.
  • Kızın varlığınızda konuşur gibi telefonuna sarılması. Bu siktir git seviyesinde bir bana yaklaşma hareketi. Özellikle kız sizin onu kestiğinizi farketti ise. Mesaj biraz daha nötrdür zira kız heyecanını bastırmak ya da cool gibi görünmek için mesaj atıyor gibi yapıyor olabilir. Fakat çok ümitlenmeyin, bu da çoğunlukla “bana gelme” demektir.

Kadınlarla nasıl tanışılır konusunda kapsamlı kitabımız:

Kadınlarla nasıl tanışılır?

Oyun – Kadınlarla Tanışma
(E-Kitap – 197 sayfa – PDF / EPUB)

Evli ve mavi haplı

Dün Ekşi Sözlükte kadın siniri ile mücadele başlığında bulunan aşağıdaki entryi görüp (adam siler falan diye buraya tamamını taşıdım), bir tweet attım.

Olay evlilik hayatı ile ilgili ve yazar 40 yaşında. Bu sitenin okurlarının yarısı (48%) 25 yaş ve altında, yüzde 40’ı da 35 yaş ve altı. Bu nedenle çoğunuz daha evlilikten uzaksınız fakat yazıyı mutlaka okuyun ve mavi hap mentalitesi ile evliliğe girerseniz başınıza ne geleceğini görün.

Okumadan önce uyarayım, “eş baskısı nedeniyle acun’un programlarını izlemekten kurdeşen olan arkadaşım var” kısmından itibaren olay dramadan korku filmine dönüyor  :

gençken insan uğraşıyor ediyor durum düzelsin diye ama kırk yaşına gelince hiç çekilmiyor arkadaş.

hanım diyor ki beni sen delirtiyorsun, sana o yüzden bağırıyorum; tamam da arkadaş, benim de öfkelendiğim zamanlar oluyor, bugüne kadar hiç sesimi yükseltmedim sana, saygımızı kaybetmeyelim diye tek kelime argo söz kullanmadım, bu nasıl oluyor? tasvip etmediğim birşey olunca, kılıçdaroğlu modunda “doğru bulmuyorum” diyorum ama tüm evliliğimiz boyunca hiç bir falsom olmamasına rağmen, mesleki kurstan tanıştığım bir bayan sabah whatsapp’tan bir kitap indirimi ile ilgili mesaj atınca benim ne zamparalığım kalıyor, o günahsız kızın ne orospuluğu; kursa hatun bulmaya gitmekle suçlanıyorum, evde sabahın köründe bağırış çağırış kıyamet kopuyor; ağzımı açıp bir şey söylemeye kalksam “zeytinyağı gibi üste çıkmakla” suçlanıyorum; bu nasıl oluyor?

perşembe gecesi evde, cuma sabahı beşe kadar çalışmış, hazırlanıp sekiz uçağı ile antalya’ya gidip duruşmalara girmiş öğleden sonra ankara’ya dönüp toplantıya katılmış, oradan zorunlu bir yemekli çalışmanın ardından gece onbirde yorgun argın eve girmişim; ayağımda on sekiz saattir aynı çorap daha dururken “ben evde çok sıkıldım, bunaldım” diye trip atıp, kavga çıkartmak neden?

bu başlığın ilk entrysi çok doğru; ben dahil biz erkeklerin çok kusuru, günahı vardır elbette; kadına şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez ama kadının erkeğe şiddetinin de konuşulması lazım.

çevremde iyi eğitimli, sosyal durumu düzgün arkadaşlarıma bakıyorum; efendi adamların ağzına ediyor kadınlar; buradan elbette kadına kötü davranılsın mesajı çıkmasın ama bir kadın, erkeği eline geçirdi mi kedinin, yumakla oynadığı gibi oynamaktan çekinmiyor arkadaş; hele bir de evlilik olursa önce arkadaşlarından, sonra ailesinden koparmaya, yerine kendi ailesi ve arkadaşlarını koymaya çalışıyor; akşam evde erkeğin istediği dizi bile izlenmiyor; eş baskısı nedeniyle acun’un programlarını izlemekten kurdeşen olan arkadaşım var; karşı çıkmaya kalktığında karısı öyle bir kıyameti koparttı ki çocukcağız sırf ağzının tadı kaçmasın diye yıllardır hafta içi hemen her gece aptal programlardan kendisi aptallaştı.

ortalama türk kızı ve kadınının, evlilik ile tavan yapan, bir erkek ile birlikte olduğunda neler yapması gerektiğine dair çok kötü hazırlanmış bir ön programı var; sevgililik, nişanlılık ve evlilik, kadın için mülkiyet ilişkisi üzerinden yürüyor; erkeği sahiplenmek, onun hayatını sahiplenmek, dünyasını onunla sınırlamak, öyle ki ne kendisi ne de erkek için nefes alacak en ufak bir boşluk bırakmamak; herşeyi birlikte yapmaya çalışmak, erkeğe bir mahremiyet alanı bırakmamak; saat başı arayıp kontrol etmek; sosyal medya hesabı açtırmamak, açtığı varsa sürekli kimlerle arkadaş olduğu ve paylaştıklarını takip etmek (bu arada kendisi ınstagram başta bir yığın sosyal medya sitesinde fink atmak) erkeğin, arkadaşları ile birlikte arada bir vakit geçirmesine engel olmak, es kaza program yapmışlarsa sürekli arayıp mesaj atarak trollemek; sürekli bitmez bir ilgi beklentisinde olmak, yoksa trip atmak; çok mu yazdım? bence az bile.

bizde ne erkek çağdaş bir birey olabiliyor ne kadın maalesef; birey olamayan erkek, kadına fiziksel şiddet uyguluyor, birey olamayan kadın da erkeğe psikolojik şiddet; ikisi de kabul edilebilir şey değil ve özellikle kırk yaşında hiç çekilmiyor.

Eğer evli bir erkekseniz ve evlilik hayatınız buna yakın ise, sizin acilen Skeptico’nun Dırdır serisi yazılarını okumanız lazım. Evlenmeye hazırlanan her erkeğe kitapçık olarak basılıp verilmeli o seri.

Daha önce bir yerde söyledim, Matrix’ten kırmızı hap ile uyandığınızda kendinizi bulabileceğiniz en zor ve acı pozisyon, mavi hapla evlenmiş ve yıllarınızı evli ve mavi haplı geçirmiş biri olarak kendinizi bulduğunuz pozisyondur. Fakat bu pozisyon ne kadar zor olsa da, 60 yaşında bir mavi haplı dede olmaktan daha iyidir.

akşam evde erkeğin istediği dizi bile izlenmiyor; eş baskısı nedeniyle acun’un programlarını izlemekten kurdeşen olan arkadaşım var; karşı çıkmaya kalktığında karısı öyle bir kıyameti koparttı ki çocukcağız sırf ağzının tadı kaçmasın diye yıllardır hafta içi hemen her gece aptal programlardan kendisi aptallaştı.

Şunu okuyana kadar beni en çok şaşırtan erkek, karısı kendisi ile seks yapmadığı halde, hala ona mükemmel bir kadın diyen ve yana yana o kadını tekrar kendisi ile yatmaya nasıl ikna edeceğim diye araştıran erkek tipi idi. Geçenlerde Bettina Arndt‘ın ICMI 2017 Keynote konuşmasını dinliyordum. Kadının Avustralyalı evli erkeklerin seksiz evliliklerinin dramını gösteren kitabını okuyan bir Arjantinli gazeteci, Arndt’ı arayıp şöyle sormuş :

“Avustralyalı erkeklere inanamıyorum. Bizde böyle birşey olsa o erkek hemen kendisine bir metres bulur”.

Bu seksiz evlilik benim başıma gelmedi ama benim böyle bir problemim olsa, hiç düşünmeden karıyı boşama işlemlerini başlatır ve bu arada da gider dışarda seks yapmaya başlardım. Sonuçta Türk Yasalarında seksizlik boşanma sebebi olarak sayılıyor. Ama bu erkeklerin derdi yasa değil zaten, ONEitis ve mavi hap.

Hadi televizyonu kaptırdın diyelim ama yukarıdaki erkeği, hiç sesini çıkarmadan anahtarlarını alıp akşam dışarı çıkmaktan alıkoyan nedir onu da anlamak da zor. Kadın kıyameti koparıyor ne demek? Ya tamam, Türkiye Tekvando Şampiyonu gibi bir kadınla evlisinizdir, kapıya yönelirken uçan tekme ile yere serilir, koltukta kendinize gelirsiniz anlarım. Ama yüzde 99umuz, yanılıp şaşırıp fiske vursa idik yeri öpecek kadınlarla evliyiz. Yani sırf bağırıp çağırma ile duran adam, aşırı mavi haplıdır.

 

Eskiden bu erkeklere kılıbık denirdi ve sayıca azlardı. Sanki şimdi norm bu adamlar olmaya başladı. Bill Burr’un yukarıdaki videoda dediği gibi, bu yazıda yazdığın duruma gelmek için ne yaptın sen arkadaş!

Yürüme Davetiyesi (Approach Invitation) – I

Arkadaşlar bugün aslında çok bariz olması gereken ama birçok erkeğin kafasında böyle açık seçik tanımlı olmayan bir şeyden bahsedeceğiz : yürüme davetiyesi. Konu uzun o nedenle konuyu birkaç yazıda ele alacağım.

Yürüme davetiyesi (YD), kadınların oyunudur. Kadınlar, istisnalar kaideyi bozmaz, bir erkeği beğendiklerinde, ölüp bitseler bile, o erkeğe yürümezler. Bunun yerine erkeğin yakınında kendilerini konumlarlar ve erkeğe kaçamak bakışlar atarak erkeğin açılışı yapmasını beklerler. Buna, biz avlanan erkekler, yürüme davetiyesi deriz ve kadınlara yürüyen erkekler için en bariz yürüme nedenidir.

Bir kız yürüme davetiyesini uzun uzun yapmaz. Özellikle kalabalık şehir ortamlarında bu saniyeden az bir bakış olabilir. İkincisi, kadınlar bunu erkekler için kolay hale de getirmezler. Bakın burası önemli. Yani diyelim ki bir yürüme davetiyesi yakaladınız ve kız da tam size göre. Ara ara bakış atıp bir daha bakıyor mu diye bakıyorsunuz ve davetiyeyi kapıp hemen yürümediğiniz için de durduğunuz yerde heyecan katsayınız artıyor. Kızlar hiçbir zaman “canım benim, heyecanlandı, dur şuna yardım edeyim” diye düşünmezler. Yani sizin yanınıza gelmezler, daha çok bakmazlar, bakmaya devam bile etmeyebilirler.

Kadınlar genelde “hımm hoş / seksi çocuk, dur gidip yakınında durayım, bakalım ne yapacak” derler.

Bu noktada bilmeniz gereken en önemli şey, kadınların flört mekanizmasının bizden tamamen farklı olduğudur. Biz bir kızı kesmeye başladığımızda, sadece gözümüzün önünde olana bakarak (kalçalar, memeler, kaşlar, saçlar, ten ve tabii ki oranlar), “tamam, ben bu kızla birlikte olurum” ya da “yok ben bu kızla birlikte olmam” kararını veririz. Zira kadınların cinsel pazar değeri, erkek için çoğunlukla görseldir.

Bir kadın bir erkeği kestiğinde, görsel öğelere bakarak (sadece boy, kaslar, giyim, bakım değil, vücut dili, duruş, gülüş, duyuyorsa sesinin tonu, yansıtılan statü ve diğer kadınların erkeğe ilgisi – önseçilim de dahil)  “bu adamla işim olmaz” kararını hemen verebilirler ama bunun aksi karar bizim gibi “bu adamla birlikte olurum” değil “bu adamla olabilirim belki”dir. Neden? Zira görsellerin hiç biri, erkeğin maskülin bir erkek mi, yoksa erkek rolü yapan bir sünepe mi olduğunu tam olarak söyleyemez. Bunu anlamanın tek yolu, adamın kendisi ile konuşmaya başlaması ve bu konuşma sonucunda kadının adamın erkek olup olmadığını test etmesidir (shit test).

Fırsat Penceresi

Kadınların ezici çoğunluğu, bu şekilde “belki” bölgesine attıkları erkeklere ilk açılışı yapmazlar. Erkeğe YD verirler ve eğer erkek yürümez ise erkek yürümez. Bu kadar basit. Bazı erkekler kendilerini beğenmeyecektir. Bazı erkeklerin ise kendilerini beğendiği her hallerinden bellidir ama bir iki davetiyeye rağmen erkek yüreksiz olduğundan açılış yapmadığı için, kız erkeğin yüreksizliğinden soğuyacaktır. Ha bu arada, tabak çevirme üstadı olan hatun milletinin belli bir zamanda tek erkeğe YD  atmadığını da söylememize gerek yok.

2 – 3 ay önce 26 yaşında bir kızla barda muhabbet ediyordum. Kız “Erkek olduğun için çok şanslısın, beğendiğin kadına gidip yaklaşabiliyorsun. Ben ise sadece bakış atıp erkeğin yürümesini beklemek zorundayım. Çoğu yanıma gelmiyor bile : belki beni beğenmiyorlar, belki de yürümeye cesaretleri yok” dedi. Bu kız 26 yaşında, 175 boyunda, sarı saçlı, mavi gözlü ve oldukça güzel bir kız, yani tam olarak erkeklerin yüzde 99unun tipi. Yürümeyenlerin ezici çoğunluğu, yürüme cesareti bulamıyor. Bu kıza ben ilk yürüdüğümde (Starbucks’ta, o bara sonra buluşmaya gittik) bana sadece tek bir bakış atmıştı. Biz erkekler bunu “kızım beğeniyorsan neden sürekli bakış atmıyorsun” diye protesto edebiliriz ama kızlar için bu “ben işimi yaptım, beğendim, bana yaklaşsın diye baktım ama o gelmedi” şeklindedir.

(Not : Bu arada, kız ne kadar güzelse erkeği o kadar korkutacağından, çok güzel kızlar yürümeye daha hoşgörülü olabiliyor zira çoğu erkek onlara yaklaşmıyor bile!)

Kızlar yalnızken genelde tek bakış atarlar ama mesela yanlarında bir kanka ya da uydu erkek varken sizin yürüme şansınız daha az olduğundan birkaç bakış atabilirler. Evet, doğru duydunuz. Bu sizin için ne kadar stresli ise, kadın içinde stresli bir şey. Yanına gidip konuşmaya başlasanız “ne diyeceğim, nasıl davranacağım” diye korktuğu için, size davetiye atsa da yürümenizde onu korkutan bir taraf vardır.

Yani kıssadan hisse : YD tek bir bakış bile olabilir ve bunu kapıp açılış yapmak sizin işiniz. Kadın bunu yapmaz. Ve kadın ne kadar güzel ve opsiyonlu ise, tek bir erkeğe atacağı YD o kadar kısa ve kolay farkedilemezdir.

Sizin erkek olarak işiniz bu davetiyeler için radarı açık tutmanız. Eğer bir kızı beğendi iseniz (size ilk bakışı atmış olabilir ya da olmayabilir), onun gözlerine bakın ve göz göze geleceğiniz anı bekleyin. Kızın kıçına ya da memelerine bakıp bu anı kaçırmayın. Kız baktığında asla ama asla gözlerinizi kaçırmayın. Kızın gözlerini kaçırmasını bekleyin ve dik dik, yüzünüzde hafif bir gülümseme ile bakın. Gözlerinizde pet shoptan satın alınmaya can atan yavru köpek bakışı olmasın mümkünse.

Fakat kız tek bakış bile atsa, o bakışın ilgi mi yoksa yoldan geçen arabaya bakar gibi bir bakış mı olduğunu biraz tecrübe ile ayırt edebilirsiniz. Aslında olay tecrübe de değil. Göz teması, oldukça eski bir flört mekanizması ve erkeğin beyninde, kadının bakışını değerlendirip bunun ilgi değerini ölçen devreler var. Bu devreler, ışık hızıyla çalışıp, sonuçları size bir “his” olarak bildiriyor aslında. Söze dökmek çok zor ama bu ilkel mekanizma size bunun ilgi mi değil mi olduğunu söylüyor aslında.

Gerçi erkeklerin çoğu daha bu aşamaya bile gelemiyor. Erkeklerin ezici çoğunluğu, kestikleri kız kendilerine bakınca gözlerini kaçırırlar ve o anda yenilirler. Onlardan olmamaya bakın. Neden korkup kaçırıyorsunuz ki? Kız “ne bakıyon lan” mı diyecek? Hiç başıma gelmedi. Kızların hanzosunu önden elerseniz başınıza gelmez. Bunun için tespih testi yapın. “Bu kızın eline tespih koysam sırıtır mı?” testi. Eğer kafanızda canlandırdığınızda kıza tespih yakışıyorsa, kızı hemen eleyin. Memlekette bu testte kalan azımsanamayacak sayıda kız var maalesef.

Neyse, siz gözlerinizi kaçırmayınca, kız da size uzun uzun bakacak ve sonuçta birbirinize koşup sarılarak aşk şarkısı söyleyeceksiniz ve ortamdakiler de sizinle şarkıya başlayacak ve her şey bir müzikale evrilecek değil mi? Değil tabii, kız hemen gözlerini kaçıracak. Siz en azından bir 5 saniye daha gözünüzü kaçırmadan bakmaya devam edin. Bu aşamada :

Bazı kızlar gözlerini uysal ve feminen bir edilgenlikle aşağı doğru eğerek kaçırırlar. Bu yaldızlı davetiyedir. Bazı kızlar hem gözlerini böyle aşağı doğru eğerek kaçırırlar, hem de hafifçe gülümserler. Hatta şanslı iseniz siz bakmaya devam ederken bir kaçamak bakış daha atarlar. Bu da yüksek ilgiye işaret eden bir yürüne davetiyesidir.

Birçok kadın gözlerini burunları ile beraber yukarı kaçırarak tepki vereceklerdir. Şimdi, burası işte çetrefilli. Kadınlar bunu betasavar olarak da kullanırlar yani size davetiye göndermiş olma ihtimali hala var. Bana sorsanız, bu kadınlara eğer beğendi iseniz, yine yürüyün derim. Ama eğer yok ben risk alamam diyorsanız (neden?), biraz daha bekleyin. Ama unutmayın. Bekledikçe, çift taraflı saldırı ile yeniliyorsunuz :

1 – Kafanızda bunun davetiye olup olmadığını evirip çevirmeye başlayacaksınız ve yürümemek için bir sürü bahane ve korku kafanıza üşüşecek. Bu uzun süreli bekleme sonucunda ne desem lan diye düşünerek söyleceğiniz şey, ilginçtir ki, düşünmeden gidip konuşmaya başlasanız söyleyeceğiniz şeyden çok daha kötü olabilir.

2 – Kız sizin yaklaşacak yüreğiniz olmadığını düşünmeye başlayacak. Eh, haksız da sayılmaz.

Fırsat penceresini kaçırırsanız, kadın sizden tiksinmeye meyillidir. Kadın kendisini önünüze koymuştur, beklemiştir ama siz o fırsatı kaçırmışsınızdır. Eğer bekler bekler ve fırsat penceresi kapanınca yaklaşırsanız (bu genelde kızın bakmayı bırakması ve erkeğin can havliyle atlaması ile olur), kız size soğuk davranır.

Kadınlar sizin onu farkedip etmediğinizi anında anlarlar. O nedenle farketmedim sanar falan diye düşünmeyin. Ve eğer fırsat penceresini kullanmazsanız, bu onun için iki tane negatif anlama gelir : (A) KORKAK (B) BENİ REDDETTİ.

Önemli Not : Çoğu erkeğin “bana bakıyordu ama yanına gittiğimde soğuktu. Önce ilgi çekip sonra geri mi çekiliyor” dediği şey budur. Pencere kapanmıştır. Hele kız güzelse zaten etrafta bir sürü aday vardır ve o pencereyi size kapandıktan sonra yaklaştınız diye açması için pek fazla bir neden yoktur.

Açılış

Peki abi ne diyeceğiz?

Şimdi kız sosyal çevrenizde ise direk “merhaba, ben Mahmut” deyip ordan basit bir konuşma ile girebilirsiniz. Mesela aynı kurstasınız ya da üniversitede aynı sınıfta. Zaten bu ortaklıktan açacak konu kaynıyor olması lazım. Eğer kız sosyal çevrenizde değilse de, kıza bakarak yürüyün, gülümseyin ve basit bir muhabbet başlatın. Saçmalamadığınız sürece aslolan sakin konuşmanız, ne dediğiniz değil.

İmdi gençler, bu andan itibaren, bu kız ile aranızda, milyonlarca yılda evrimleşmiş, muazzam eşleşme algoritmalarını ateşlediniz. Bunun erkek tarafını oynuyorsunuz. Bu algoritmaların evrim sürecinin ezici çoğunluğunda sözel etkileşim henüz evrimleşmediği için, 2017 yılında bile eşleşme algoritmalarının yüzde 10’u konuşma üstünden giderse, yüzde 90’ı vücut dili üstünden gider. O nedenle, ne dediğinizden daha fazla olarak nasıl dediğiniz devreye girer. İşte bu aşamada kırmızı hapın maskülin benliğinizi ortaya çıkaracak pratikleri işinize çok yarayacak.  Çünkü eşleşme ritüelinin kız tarafında ve bilinçaltında çalışan tarafının cevap aradığı soru şu : “bu adam maskülin bir erkek mi?”

Bu nedenle, ne diyeceğinizden daha çok vücut dilinize odaklanın. Kızla tüm etkileşim süresince :

  1. Rahat, yavaş ve emin şekilde hareket edin (içten cool olup böyle hareket edersiniz, ya da kendinizi böyle davranmaya iterek cool olursunuz, inanın aynı şey. Davranış ve duygular iki taraflı işler. Bakınız Yapana Kadar Yapıyormuş Gibi Yapmak ve Maskülin benliği geliştirmek.
  2. Konuşmanız yavaş, sesiniz derin ve kalın olsun (ağırlık kaldırmak ve genel olarak spor, ciğerlerinizi geliştirip, sesinizi daha erkeksi yapacak. Kadınların derin ve kalın erkek sesini seksi bulmasının sebebi, bunun sağlıklı ve güçlü ciğerlere işaret etmesidir).
  3. Dik durun ve kadına eğilmeyin. Kadından biraz karşı yöne eğilin.
  4. Göğsünüzü, herhangi bir obje ile bloke etmeyin (örneğin bira bardağını yukarıda göğsünüzde tutmayın). Göğüs kemiği bölgesini, gere gere öne çıkarmak, cesaret ve meydan okuma belirtisidir ve kadınlarca seksi olarak algılanır).
  5. Ellerinizi sürekli hareket ettirmeyin, ağırlığınızı bir ayaktan diğerine atmayın, vs. Yani heyecan belirtisi hareketler yapmayın. Kadın tarafındaki eşleşme algoritmaları bunları hep “bu erkek yüreksiz ve ödlek” olarak yorumlar.

Çoğu erkeğin “bana bakıyordu ama yanına gittiğimde soğuktu. Önce ilgi çekip sonra geri mi çekiliyor” dediği şeyin fırsat penceresini kaçırmış olması olacağını yukarda belirttik. Bir başka problem de, erkeğin yukarıdaki vücut dilinde çuvallamasıdır. Dedik ya, kızlar erkekleri “belki” bölgesine atar önce. “Dışardan erkek görünüyor, belki erkektir, belki oğlan çocuğu” bölgesine. Siz vücut dilinizde betalaşırsanız, “yok ya bu oğlan çocuğuymuş işim olmaz” der.

Mavi Hap Miti : Ego tatmini için kuyruk sallayan ve sadece ilgi toplayan hatun

Yukarıdaki bölümde, bize mail atan ama mail sayısı yüzünden cevaplayamadığımız, düzinelerce arkadaşa da cevap vermiş oldum. “Önce bakıyodu, günler ve onu düşündüğüm saatler sonra ( = onu kafamda ONEitis yaptıktan) sonra merhaba dedim ama çok soğuktu”.

Özellikle üniversite gençliğinden en çok aldığımız mail teması bu. Ve bu maillerde üstü kapalı ya da açık açık, bunun nedeni şöyle tahmin edilmiş : “kız bana bakıp bakıp ilgili göründü ama ben yaklaşınca kendini çekti. Ego tatmini yaptı benimle. Zaten kızlar böyle vs …”

Bu bir mavi haplı çocuk miti maalesef. Spesifik hiçbir durumu bilemem, belki gerçekten de böyle işleyen ama az sayıda olan narsisist ilgi orospusunun tekine rast gelmişsinizdir ama çoğunuzun başına gelen şu :

(a) ya fırsat penceresini kaçırarak kızı hayal kırıklığına uğrattınız

(b) ya da düşünce ve hayallerle kafanızda bir kaideye koyup tapmaya başladığınız kar tanenize yaklaştığınızda, bir toprak kölesinin prenses karşısında göstereceği iki büklüm vücut dili ve ses tonu ile kendinizi belki bölgesinden hayatta işim olmaz bölgesine attınız.

Birkaç bakışmaya ve yürüme davetiyesine rağmen gidip konuşmak yerine kafanızda hayallere başrol oynattığınız kız ve siz (temsili). Sıkıyorsa bu “tanrıçaya(!)” secde etmek yerine maskülin davranın.

Devamı Yürüme davetiyesi (Approach Invitation) – 2

Kadınlarla tanışma konusundaki kapsamlı kitabımız:

Kadınlarla nasıl tanışılır?

Oyun – Kadınlarla Tanışma
(E-Kitap – 197 sayfa – PDF / EPUB)