Hipergami üzerine birkaç not

Bu blogda en çok işlediğimiz konulardan biri hipergami. Hipergamiyi bu kadar işlerken oldukça fazla sayıda da negatif örnek veriyoruz. Birçok kırmızı hap sitesi de böyle. Bizim hipergamiyi bu kadar yoğun işlememizin sebebi, hipergami kadın – erkek ilişkilerinin kadın tarafında çalışan oldukça güçlü bir dürtü olmasına ragmen erkeklerin büyük çoğunluğunun tamamen bihaber olduğu bir şey olması.

Yalnız hipergami ile ilgili şu aşağıdaki açıklamaları da yapmamızda yarar var zira hipergami çok yanlış anlaşılan bir konu.

Erkek tarafında çalışan ve maksimum fazla sayıda çekici kadınla seks yapma dürtüsü gibi hipergami de biyolojimizin derinliklerinden gelen ve türün devamı ve gelişimi için orada bulunan tarih öncesi bir algoritma. Bu nedenle biz hipergami konusunu işlerken kadınlara negatif bir gözle bakmıyoruz zira bu algoritma insan ırkının bir özelliği, kadınlar tarafında çalışıyor olsa da tür olarak bir özelliğimiz. Kadınların cinsel seçiciliği ve hipergami tek tek erkek bireyleri yakan bir mekanizma olsa da muhtemelen bugün ortak atamızdan 6 milyon yıl önce ayrıldığımız şempanzeler gibi olmamamızın en büyük sebebi. Yani evet birey olarak canımızı yakabiliyor ama hipergaminin nimetlerini de yemiyor değiliz.

Kırmızı hap nedeniyle fem-matrixin fişinden çekilen her erkek, hipergami gerçeğinin farkına vardığında, belli bir kızgınlık evresi yaşar ve bu dönemde de kadınlara büyük kuşkuyla hatta bazen düşmanca bakar. Bu fişten çekilme sürecinin doğal bir aşaması ama buraya fazla takılmayın.

İkincisi, hipergami dürtüsünün var olması, kadınınızın sizden daha alfa bir erkek ile ilk fırsatta yatağa atlar demek de değil. Siz nasıl önünüze çıkan her güzel kadınla seks yapmak istemenize ragmen medeniyet, aile ve ilişki sözleri ve karşınızdaki kadının size olan isteği gibi etkenlerle bu dürtünüzü gayet kontrol altında tutabiliyorsunuz, kadınlar da birçok durumda hipergami dürtüsünü kontrol altında tutabiliyorlar. Yani hipergami yüzünden tamamen kontrol manyağı, aşırı kıskanç birine dönüşmeye gerek yok (dozunda kıskançlık hem kadınlar tarafından arzu edilir hem de hipergamiyi kontrol altında tutmak için gerekli olsa da). Kadınlar bir melektir aşırılığından hepsi hipergami şeytanının etkisindeki iblislerdir aşırılığına savrulmayın.

Hipergaminin var olması sizin için öncelikle şu anlama gelmeli : ilişki ve evlilik, bir erkeğin öyle “oh artık yan gelip yatarım, göbeği salarım” diyerekten alfalığı bırakacağı bir kurum değil. Zaten birçok erkeğin en çok yandığı senaryo ilişkiye gayet alfa girmesi ama ilişki içinde betalaşarak terk edilmesi, boynuzlanması ya da ayak paspası olması.

Üçüncü bilmeniz gereken şey ise, feminizm ve cinsel devrim sonrası bir geçiş döneminde yaşadığımız ve bu dönemdeki kargaşada hipergaminin fem – merkezli bir propogandanın merkezinde olması. Erkekler artık hipergaminin alfa siker beta öder denklemindeki beta olmaya meyilli yetiştiriliyorlar. Feminizm ve günümüz mesleklerinin karmaşıklığı kadınların ve erkeklerin doğal evlenme ve çocuk yapma yaşını 30lara öteliyor. Erkekler mesela 1950lerde 25 yaşında olgun ve CPDsi tepede oluyorken bugün bu 35 ve üstüne çekilmiş durumda. Fem – merkezli propaganda kadınları 20lerinde hiç bağlanmadan ve evlenmeden hayatı ve ilişkileri “keşfetmeye” davet ediyor ama kadınların erkeklerden biyolojik farklarını görmezden gelerek. Ortalama bir erkek 30larında hala karşı cins için çekici iken maalesef biyolojik mekanizmalar sonucu kadınların aynı lüksü yok. Bunu dengelemek için ise ortada dönen ve oldukça başarılı olan fem – merkezli propaganda erkekleri CPD değerinden bihaber tutmak, sosyal baskı ile kendi yaş grubunda kadınlara itmek.

Kadınlar için ideal evlilik yaşı

Daha önce Cinsel Pazar Değeri gerçeğini baz alarak Erkekler İçin İdeal Evlilik Yaşı diye bir yazı yazmıştım ve orada bunun kadınlar için versiyonunu yazacağımı söylemiştim. Böyle kenarda duran bir yazıydı ama bugün Ekşi Sözlükte 30 yaşında bekar kadın başlığını aktif görüp biraz okuyunca bu yazıyı tamamlayıp yayınladım.

Modern dünyada kadın olmak, erkek olmaktan daha zor. Kadın – erkek eşitliğinin biyoloji duvarını aşamadığı yerler var. Çocuğu hala 9 ay anne taşıyor ve bundan sonraki 12 ay ise çocuk, erkek ne kadar yardım ederse etsin, tamamen anneye bağımlı. Aslında işi zorlaştıran modern feminist propaganda. Modern bir kadının günümüz dünyasında “çocuk da yaparım kariyer de” kadını olmasını pompalayan propaganda kadınların hayatlarında sonradan pişman olabilecekleri bir sürece girmelerine neden olabiliyor.

Fem – merkezli propogandanın erkeklerin hayatında yarattığı stres ve acıya çok değiniyoruz ama olay kadınlar için de pembe bir tablo değil. Fem – merkezli bu propaganda kadınları da en az erkekler kadar aldatıyor.

Öncelikle her kadını kariyer hedeflemeye itiyor, çalışan kadın ve erkeklerin çok küçük bir kısmının kariyer sahibi olabileceği, büyük çoğunluğun ancak iş sahibi olabileceği gerçeğini gözardı ederek. Kariyer sahibi olan insanların büyük çoğunluğunun yapıp ettiklerinin çoğunlukla iş olduğunu gözardı ederek. Sonrasında ise 20lerinde, kadının biyolojik olarak en kolay ve sağlıklı çocuk yapabileceği yaşlarda, çocuk yapmanın ve evlenmeyi bir başarısızlık senaryosu olarak sunarak.

Bütün bunlar ise büyük bir kadın 30larında daha güzel, 40larında da güzel yalanı ile destekleniyor. Cinsel Pazar Değeri yazımızda çizdiğimiz CPD grafiğinin feminist propaganda ile kadınlara pompalanan ve gerçekle alakası olmayan hali aşağıda.

Feminist propogandaya göre CPD grafiği. 23 yaşında bir kadınla 43 yaşında bir kadının aynı CPDye sahip olduğunu iddia eden bu propoganda, temel biyoloji ve evrimsel psikoloji ile tamamen çelişiyor.

Maalesef hanımlar, CPDnizin tepe noktası 23 yaşı ve bu yaştan sonra da CPD her sene azalıyor. Bunu aslında siz de biliyorsunuz, fem – merkezci propaganda size tam tersine inandırmış olsa da derinlerde bir yerde biliyorsunuz. Gerçek CPD grafiği aşağıdaki gibi.

Gerçek dünyada CPD grafiği

Ek olarak da son zamanlarda feminist propaganda ciddi bir ileri yaşta anneliği yüceltme işine girdi. 40 yaş üstü annelik çok zor ve az rastlanabilir birşey olsa da, bu yaşlarda hamile kalan ünlüler üzerinden sanki çok kolay ve hemen her kadının yapabileceği birşey imiş gibi sunuluyor.

Sonuç ise evlilik ve çocuk yapma kervanını kaçırmış kadın sayısındaki büyük artış. Evet, sadece iş yaşamı ile tatmin olabilen ve aileye ihtiyaç duymayan kadınlar var ama bunların oranı neredeyse binde bir. Yani bir bildikleri olan annelerini değil de bu feminist sosyal propogandayı dinleyen kadınların büyük kısmı için 30 – 35 arası ciddi stresli bir dönem.

Günümüz toplumunda 30 yaşını bekar dönen kadın sayısı az değil ve bu aslında 30 yaşında bir kadına göründüğü kadar ciddi bir geç kalma da değil. Ama eğer bu yaşta ayıkırsanız her ne kadar çocuksuz evliliğin tadını çıkarmanız zor olacak olsa da hala şansınız var. Ama hala ayıkmadıysanız hanımlar, artık tam zamanı ayıkmanın. Esas oğlanı 1 sene içinde bulsanız, 1 sene flört, 1 sene düğün hazırlığı, 1 sene de hamile kalma çalışmaları ile 34ünde hamile kalıp 35inde doğurabilirsiniz. Çok büyük ihtimalle sadece 40ına kadar yaşamayacaksınız, muhtemelen 40 – 80 arasının büyük kısmını hatta daha fazlasını yaşayacaksınız. Bu dönemde yanlız ve ailesiz olmak ne demek düşünme zamanı. Erkeklerin de aynı soruna sahip olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında toplum baskısını çıkarsanız erkekler bu konuda daha esnek. Zira kadınlar “insanlar”a daha çok ilgilidir, erkekler ise “şeyler”e. Bir erkeğin ailesi olmadan sahip olduğu oyuncaklarla ve işiyle tatmin olması daha kolaydır.

İkincisi ise erkekler 40larında ve 50lerinde bile doğurgan bir kadınla ilişki kurabilir hatta aile kurabilirler. Bu nedenle 30 yaşında bekar bir kadın bir erkek için 25 yaşında bekar bir kadına göre çok daha stresli bir ilişki materyalidir. 25 yaşında bir kadının önümüzdeki 11 – 12 sene içinde bir zaman çocuk yapması lazımdır, 30 yaşında bir kadının ise 5 – 6 sene içinde.

30 yaşında bekar bir kadına tavsiyemiz,

1 – Eğer çocuk yapmak istiyorlarsa bunu kariyer için daha fazla ertelememeleri. Zira çok büyük ihtimalle sizin kariyer sandığınız şey (bu erkekler için de geçerli), sradan bir işten başka birşey değil. Çocuk ve kariyeri bir arada yapamayabilirsiniz ama çocuk ve işi, biraz da henüz genç olan ebeveynlerinizin ya da bakıcıların yardımıyla çok rahat yapabilirsiniz.

2 – Yaş bandınızı yukarı çekmenizde bir sakınca yok. Sizin müstakbel kocişiniz sizden sadece 3 – 4 yaş büyük olmak zorunda değil, 10 – 15 yaş da büyük olabilir. Bu yaşta ve hayatı oturmuş bir erkek size hem çocuk verebilir hem de o çocuk ve sizin için çok iyi kaynaklar.

3 – Ideal erkek propogandasından kafanızı sıyırın. Hiç kriteriniz olmasın demiyoruz ama çoğunuzun kriterleri gerçekten de kendi seviyenizin ciddi şekilde üstünde.

 

Neyse biz başlıktaki konuya gelelim. Kadınlar için ideal evlilik yaşı nedir? Bizce kadın için ideal evlilik yaşı 23 – 27. Eğer kadın lise mezunu ise 23 civarı, üniversite okuyacaksa da 27 yaş civarı. Kadının çalışacağını da varsayıyoruz.

1 – 23 – 27 yaş aralığında genelde tecrübesiz elemansınız ve işinizin henüz bırakıp sonra dönerim aşamasınız, sorumluluk daha az. Bu dönem aslında çocuk için ideal. İnsanların neden 30lu yaşlarına kadar kariyer yapıp sonra pat diye bunu 2 sene erteleyerek çocuk yapmaya hazır olacaklarını sandıklarını anlamış değilim. Bu pratikte böyle olmuyor.

2 – Çoğu kadın gibi 30 – 33 yaş arası “biyolojik çanlar benim için çalıyor” diye paniğe kapılıp, artık CPDde yetmediğinden düşük rütbeli bir beta sağlayıcıya sarılmanız gerekmez. Daha nitelikli bir erkeği seçebilirsiniz eş olarak.

3 – 20lerde doğurganlık en üst seviyede. Diyelim ki 27 yaşında değil de 37 yaşında evlendiniz ve çocuğu hemen koyarım planı yapıyorsunuz. Ya hemen hamile kalamazsanız. 27 yaşındayken 5 sene hamile kalmaya çalışmak ve 32 yaşında bunu başarmak yine mümkün ama 37 yaşında bu sürece girerseniz ve 40ını geçince hamile kalma umudunu çöpe atmak daha mümkün.

4 – 27 yaşında evlenirseniz, kocanızla bir 4 – 5 sene çocuksuz yaşayabilirsiniz.

5 – Gençken anne baba olma enerjiniz daha fazla. Hem doğum daha az komplikasyonlu hem de sizin enerji seviyeniz çocuk ve işi bir arada götürmeye müsait. 37 yaşında böyle değil.

Rahip Modu (Monk Mode) – Hatunlarla İletişim

Önceki yazıları okumadıysanız, sürece nasıl başayacağınızı bu yazından, süreç boyunca neler yapmanız gerektiğini ise bu yazıdan okuyabilirsiniz.

Şimdi gelelim bu sürecin iletişim gelişimi noktasına. Bu ana kadar yazdığımız şeyler genel olarak kişisel gelişime odaklı ve özgüvenini yükseltmeni sağlayacak önerilerdi. Ancak sadece bunlar yeterli olmayacaktır.

Kadınlar, onların yanında rahat olamazsanız, kafanızda fazla büyütürseniz, güzelliğinden fazla etkilenirseniz bunun resmen kokusunu alırlar. Sadece kokusunu alsalar iyi de, çok büyük ihtimalle bu senin o kadını elde edememene sebep olur. Bu yazıda bu korkuyu nasıl aşabileceğine dair öneriler ve örnekler vermeye çalışacağım. Emin ol bu kısmı, rahip modunun genelinden daha acılı olacak. Vazgeçmek yok.

Öncelikle şunları kafana kazıyarak konuya başla:

  • Kadınlar ile konuşmazsan, onları elde edemezsin. Ne kadar çok hatunla şansını denersen, o kadar çok hatun elde etme şansın olur.
  • Reddedilmek, terslenmek bu sürecin bir parçası. Her konuştuğun hatunla aranda birşey olması imkansız. Hatta bu oran bana göre, %3 – %5 bandında. Bu yüzden tinder gibi uygulamalar şansını arttırmanı sağlıyor.
  • Hatunlar erkeklerden farklı canlılar değiller. Psikolojik sorunları olmayan bir kadının normal bir konuşmaya vereceği tepki, normal bir erkekten farklı olmayacak. Bu nedenle hatunlarla konuşmak, iletişim kurmak için korkmanı gerektirecek hiçbir neden yok!
  • Bir üstteki madde, hatunun güzel ya da çirkin olmasından tamamiyle bağımsız. Hatta bizim oğlan çocukları çekindikleri için, çok güzel kızlara çok daha az erkeğin yazıyor olma ihtimali yüksek.

İyi güzel de biz ne yapacağız mı diyorsun. En basitinden başla, seninle konuşmak zorunda olan kadınlarla iletişim kur.

Mesela bir giyim mağazasına, nisbeten boş olduğu bir saatte git. Birşey almayacak olsan bile kadın mağaza görevlisine sorular sor, hatta bazen ürünler ile ilgili değil kişisel sorular da sor. Bunları yaparken göz temasını sürekli olarak korumaya ve kadınların gözlerinin içine bakarak konuşabilmeye alış. Vucüt diline dikkat et, her zaman omuzların dik, vücudun düz olsun. Hatuna eğilim göstermeden, duruşunu koruyarak muhabbeti devam ettirebilmen lazım.

Kendine bunu görev edin, haftada 2 gün, günde 4 mağaza gezip 4 kadın ile konuşacaksın. Arada keyfin kaçacak, moralin bozulacak, dedik ya vazgeçmek yok. Gelişimden taviz verilmez.

Bir diğer önerim ise, toplu taşımada denk geldiğin teyzelere yardım et, halini hatrını, günün nasıl geçtiğini sor. Kadın kadındır, önce genel olarak kadınlarla konuşmaya alışman lazım.

Peki bunları yaptın ve 1-2 ay içerisinde çekinmeden kadınlarla konuşabildiğini farketmeye başladın. Hemen bir sonraki aşamaya geç, rahat alışma. Bu seferki biraz daha zor olacak. Artık yolda gördüğümüz hatunlara yaklaşmaya başlayacağız.

Aslında bu konu başlı başına bir yazı olarak ayrıca ele alınacak ancak şimdilik işin temel prensiplerini anlatacağım.

  • Öncelikle eğitim aşamasında bu iş için zaman ayır, üstün başın düzgüncene olsun, fazla abartma. Kendine günlük bir hedef belirle, mesela bu gün 5 hatuna yaklaşacağım de ve bunu yapmadan eve dönme.
  • Senin görevin, yolda göz göze geldiğin ya da hoşuna giden 5 hatun ile gidip muhabbet kurmayı denemen. Tahminim bir telefon numarası bile alamadan eve döneceğin çok gün olacak, ancak bu garip bir durum değil. Bu yaklaşımdan bir sonuç elde edemesen bile bu yaptığın tinder v.b. yerlerden buluşacağın hatunlarda seni çok rahatlatacak.
  • Yüzünde normal bir gülümsele ile, gözüke kestirdiğin bir hatuna yaklaş, ya kendinden emin ve güçlü bir “merhaba” ile ya da “pardon, bakar mısın?” gibi bir cümleyle giriş yap. Hatuna yaklaşmadan önce kafanda bir oyun planı olsun.
  • Girişten sonra kadının durmasını bekle, yürüme. Durmazsa konuşmaya devam edebilirsin ama durması için ilk zaman tanı. İlk andan itibaren konuşmayı senin yönlendiriyor olman için bu önemli.
  • Bunu denemeye başladığın ilk zamanlarda, hemen sonuca gitmeye çalışmana gerek yok, ancak tavsiyem “gözlerin çok hoşuma gitti, gelip bir selam vermek istedim” gibi ufak bir iltifat ile konuşmayı açabilirsin. Tinder konuşmalarında iltifat ile açılış yapmanı tavsiye etmem ancak burada yeterli medeni cesareti gösterebildiğin için, hatuna amacını en baştan belli etmek için bu iyi olabilir.
  • Hatta bu iltifatı ufak bir hikayeyle süsleyebilirsin bile. Örneğin: “Selam, kahve içmeye gidiyordum hatta geç bile kaldım ama yolun karşısından seni görünce trafiğin içine dalıp, bana saldırmaya çalışan bir köpekten kurtulup gelip sana selam vermek istedim.” gibi. İlk başlarda böyle etkileyici girişler yapmak kolay olmayacaktır ancak kendini rahat hissedene kadar durmak yok, yola devam.
  • Buradan sonrasında sorular ile ilerleyebilirsin, nereye gittiğini, ne iş yaptığını ya da gününün nasıl geçtiğini sorabilirsin. Aldığın cevaplara göre muhabbeti olabildiğince uzatmaya çalış, tıkanıyorsa veya hatun ciddi anlamda ilgisiz gözüküyorsa vakit kaybetme, iyi günler dile ve bir sonraki hatuna geç.
  • Eğer karşıdan aldığın tepkiler olumlu gibi ise, en azından telefon numarasını al. Bunu da “telefonunu versene, bir ara buluşup bir kahve / bira içelim” gibi hem bir ufak çaplı bir buluşma teklifi ile, hem de sorudan çok bir emir cümlesi ile yap. Oradan direk olarak kahve ya da bira içmeye gitmeyi teklif etmek biraz fazla ısrarcı olabilir, ancak karşınızdaki hatunun size duyduğu ilgiyi ölçebiliyorsanız ve evet cevabı almanızın yüksek olduğunu düşünüyorsanız denemekten zarar gelmez.
  • He bir de hatunun yanında başka bir hatun olması seni durdurmasın. 2 hatunun yanına gidip de biriyle muhabbet kurmaya çalışmak göt ister ve o götün sende olması, sürece 1-0 önde başlamanı bile sağlayabilir.

Benzer bir yaklaşma olayını barlarda da dene. Barlar genelde çoğu sosyal ortamdan çok daha kolay sonuç almanı sağlayacaktır.

Dediğim gibi konu bundan çok daha uzun ve cold approach dediğimiz herhangi bir ortamda bir hatuna yaklaşıp muhabbet kurma işi apayrı bir yazıyı hakediyor ancak burada yazanlar ile başlasan bile ciddi bir yol katedebilirsin. Konuşma içeriğini, kendine göre değiştir.

Bu süreci, kadınlarla konuşurken hiçbir heyecan, kaygı v.s. hissetmeyene kadar disiplinli bir şekilde sürdür. Benim tavsiyem bunu yapmayı rahip modundan çıksan bile bırakmaman yönünde. Ara ara gidip bunu yap, konuşma konseptini geliştirmeye çalış.

Yazının başında belirttiğim gibi, bu süreç gerçekten rahip modu içerisinde belirttiğim en zor aşama ancak kadınlarla rahat konuşabildiğine inanana kadar bunu düzenli bir şekilde tekrarla. He ben zaten kadınlarla konuşabiliyorum diyorsan direk olarak yolda veya barlarda kadınlara konuşmayı deneyerek başlayabilirsin. Her erkeğin bu sürece ihtiyacı var, ben yapabiliyorum diye kendini kandırma, dene ve sonucu gör.

Beyaz Şövalyeler

Oyunun ilk kuralı, oyun hakkında konuşmamaktır. Yani burası gibi kırmızı hap mekanında konuşmaktan bahsetmiyorum, dışarıda, mavi haplılar matrixinde konuşmamak. Sadece kadınlarla değil, zaten en büyük hata oyunu üzerinde oyun uyguladığınız kadın ile konuşmaktır, erkeklerle de. Bunun böyle olduğunu, mavi haplı birkaç elemanı çekip çıkarmaya çalıştığınızda farkedeceksiniz. Her 5 erkekten 4’ü kırmızı hap gerçeklerini duyduğunda size düşmanca davranacak ve duyar kasarak bir beyaz şövalyeye (white knight) dönüşecektir. Beyni çocukluğundan beridir sadece hayatındaki kadınları değil, kadın milletini Olimpos Dağında tanrılar arasına koyup tapmaya programlanmış bir erkeğin, kırmızı hap görünce ilk tepkisi şövalye kesilmektir. Bunun arkasındaki en etkin motivasyonu da öyle utanıp sıkılmadan söylemek lazım : duyar kasarak bir kadının (ya da kadın milletinin) bu şövalyenin kötü çocuklara karşı yaptığı “kahramanca” savunmayı görmesini ve kendisini seks ile ödüllendirmesini beklemek. Ekşi Sözlük gibi camialardaki gizlilik koşullarında bile motivasyon bu (duyar kasmanın yanında). The Red Pill gibi başlıklarda kırmızı hapa saldırıp, mesaj kutusuna hatunlardan gelecek mesajları beklemek. Beta oyunu oynayan erkekler (erkeklerin rahat bir yüzde 80 – 85i) için kırmızı haplı biri ile karşılaşmak, kadınlardan yana çıkarak, hatta kadınlaşarak (kadınların klasik utandırma taktiklerini kullanarak) yatağa yol almaktır.

Fakat olayın bir de daha derine inen yanı var. Bir betanın oyunu, sadece kız tavlamak için geçerli olduğunu sandığından böyle değildir, yılların ego yatırımı nedeniyle artık kendi kişiliği olduğu için sıkı sıkıya sarıldığı birşeydir. Feminen beyin yıkamanın öğretileri (ruh ikizi, kadının kutsallığı, kişiliğine tek kelime referans olmadan ve otomatikman bir kadının saygıyı haketmesi, sadece kendin ol, vs.) bir din gibidir artık ve ortalama betamız da kendini beyaz şövalye sansa da bu dinin en önde cepheye sürülen piyonu. Burada artık beta sadece kendi egosunu değil, sistemi (matrix) savunmaktadır. Daha önce de bahsetmiştik, OHS‘ler kovadaki yengeçler gibidir.

Sistemin de hakkını vermek gerek. Kadınların cinsel pazar değerinin doruklarında olduğu 18 – 27 yaş arasında sabırla bir kadının yörüngesindeki bu uydu erkeğin aslında gerçekten aradığı şey olduğunun farkına varmasını bekler ve gerçekten de 28 yaşını geçtikten sonra kadın birden kendilerini ağlatan o kötü çocukları bırakır ve bu iyi çocuğu kapar. Kadın nedense birden bu iyi çocuğun değerinin farkına varmıştır. Son gülen, onun “kara şövalyelere” karşı değişmez duygusal tamponu “beyaz şövalyemiz”dir. “Kazanmış” olduğu için haklıdır da. Tabii kırmızı hap gerçeğinin zerre kadar farkında olmadığından, kadının gençlik ve güzelliği artık gerçek erkek çekmeye yetmediği zaman hatunun kafeslediği sağlayıcı beta olduğunun, kazanan değil, çifte kaybeden olduğunun (hem 20lerinde seksiz kalmıştır hem de 30larında, yani CPDsi tepe olması gereken çağda uyanmadan kafeslenmiştir). Bu kazanan arkadaşlarımızı genelde 40larında ağır bir orta yaş krizi bekler.

 

Prenses Sendromu

Giderek artan sayıda kadın tarafından sergilenmeye başlayan prenses sendromu, sosyal medya sebebiyle daha görünür hale geldi ve kadınları pençesine almaya başlayan narsisizm ve son zamanlarda bolca pompalanan 3. dalga feminizmin “girl power” propogandası ile salgın hastalık halinde ilerliyor. Buna bir de her sene artan sayıda piyasaya sürülen “kızım, prensesim benim”, “kızım, ilk aşkı olduğum canım”(*) salya-sümük duygu böceği beta baba sürüsünün bitmek – tükenmez prenses yetiştirme gayretini ekleyin, durumun daha da kötüleşeceğinden emin olabilirsiniz (büyük konuşmayayım, kız babası olunca bu meriçleri anlarım demiştim ama oldum ve bunların anlaşılacak bir tarafı olmadığını gördüm. Neyse bu başka bir yazının konusu).

Sosyal medya, birçok kadının kendi cinsel pazar değerini gülünç duruma düşecek kadar abarttığını gözümüze vurup duruyor. Yanlış anlamayın, bir kadının iyi vücutlu, yakışıklı, eğlenceli, romantik falan bir erkek aramasında bir problem yok, ya da bu tür özellikteki erkekleri sadece CPDsi çok yüksek kadınlar arama hakkına sahiptir de demiyoruz. Fakat ortalamanın derece derece altında hatunların 22 yaşında bir modelin çekiciliğine sahipmiş gibi hareket etmesi de şimdi pek sağlıklı bir ruh haline işaret etmiyor. Yine tekrarlayalım, kimseyi aşağılamak niyetinde değiliz ama gelin eğri oturup doğru konuşalım hanımlar, eğer beyaz atlı yakışıklı prensten aşağısı olmaz diyorsanız, sizin de biraz Pamuk Prenses’ten aşağısı olmamanız gerekmiyor mu?

Aynaya bakmadan süper model sevgili arayan erkek yok mu? Var tabii ama bu tip gülünç narsisizm daha çok kadınlar tarafından sergileniyor. “1.60 boyuyla 1.80in altında adamla çıkmam” tipi bir yaklaşım mesela kadınlar tarafından açıkça ve çokça dile getirirken biz erkekler genelde bunun tam karşılığı olan “kilolu kadınla çıkmam” yaklaşımını bu kadar hevesle dillendirmiyoruz. Geçenlerde televizyonda bir kadın izledim, “ben 10’um erkeğim 12 olmak zorunda” diyordu ama kimse de çıkıp ablaya o kiloyla neyin 10 (maksimum 6.5 bir hatun ve eğer kiloyu takıyorsanız iyi bir 5) demiyordu. Zaten sorun da bu. Kadınlar birbirlerini şöyle harikasın, böyle şahanesin, “Biricik’ciğim çok çok güzelsin” falan diye sosyal medyada aralıksız gazlarken, meriç çoğunlukta gerçeği söylersem ya vermezlerse diye olumlu kafa sallamaktan başka bir iş yapmadığından, bu ablalara “bir dakika ya” diyen kimse yok.

Prenses sendromu yaşayan kadınlardan uzak durun. Mesela Tinder‘da rastladınız mı fotodakinin inanılmaz güzel olmasının bile engel olamadığı bir sola at refleksi geliştirin. Hani şu burnunda inek halkası olan, ya da kısa mavi saçlı hatunları görür görmez geliştirmeniz gereken refleksten. Eğer kız arkadaşınız bu sendromdan müzdarip ise, arşivimize bakın, ve hatundan en kısa sürede kurtulun.

Bu konuya sonra bir yazıda girerim dedim ama dayanamayacağım : kız babası iseniz kızınızı prenses sendromu ile yetiştirmeyin. Sizin sizden başka çok az kimse için çok önemli olan çocuğunuzu, kendinden başka kimsenin yaşamadığı “Egom Krallığı”nın prensesi yetiştirirseniz, kızınızın ilerde mutsuz olmasında büyük pay sahibi olursunuz. Demedi demeyin.

 

Beta oyunu : Öpücüğü sona bırakmak

Ne kadar acı verici olsa da kendiniz aşağıdaki durumda hayal edin. Aşağıda, ilk öpücüğü olabilecek son ana saklayan bir erkeğin karşılaşabileceği dramı görüyorsunuz. Filmlerde bu öpücüğü son ana kadar (kız kapıdan içeri adım atmadan) saklayıp son anda almak romantik görünebilir, ama gerçek hayatta bu kötü bir “oyun“. Ne öpücüğü ki bu zaten? Seksiz geçen gecelerime bir sekssiz gece daha ekledin, teşekkürler öpücüğü mü?

Şu filmlerden öğrendiğiniz romantik saçmalıkları unutun. Olayı fiziksel temasa evriltmek bir erkeğin, bütün gece azar azar yapması gereken birşey, gecenin sonunda aceleyle ve can havliyle yapacağı birşey değil. Eğer buluşmada illa öpücük hamlesi yapacaksanız, gecenin içinde, duyguların tırmandığı bir noktada yapın (o an hiç yoksa zaten orda hayat yoktur muhtemelen), herşey olup bittikten ve heyecan gece sonu yorgunluğuna evrildikten sonra değil. Bütün buluşma boyunca uslu erkek kardeş gibi davranıp, gecenin sonunda öpücük beklemek tipik bir beta oyunu.

Videodaki evladımız vücut dilinden anlamıyor maalesef. Hatunun bilinçaltı çanta (ya da kitap mı o?) ile vajinasını komple bloke etmiş, zaten daha ortada öpücük denemesi yokken beni öpme diye bağırıyor. Zamanlama konusunda sıçan oğlumuz maalesef bir de uzun süre eğilerek öpücük kovalayarak sıvıyor.

Tinder ilk buluşma rehberi

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Geldik çoğumuzun sıçtığı noktaya. Tinder profilimizi hazırladık, eşleşmelerimizi aldık ve hatunla ilk buluşmaya gidiyoruz. Napıcaz?

Ön kabullerimiz ile konuya başlayalım:

  • Eğer bir kadın sizinle buluşmaya geldiyse, kafasının bir yerinde sizinle yatma ihtimali vardır. Siz bunu bok etmediğiniz sürece de bu gerçekleşir. Hayır şaka yapmıyorum.
  • Buluşmanın içeriği ve kontrolü erkeğin sorumluluğudur. Buluşulacak mekanı, akşamın planını sizin yapmanız lazım. Bunu karşı tarafa bırakırsanız o geceden pek de birşey beklemeyin.
  • Burada yazan herşeyi uygulayınca, ilk buluştuğun hatunu eve atacaksın diye birşey yok. Ama buradaki maddeleri uygulamazsan, eve atamama ihtimalin çok yüksek olacak.
  • Bu maddeleri ilk günden tam olarak uygulamayı bekleme. Başarısızlık da bu sürecin bir parçası. Olabildiğince fazla kadınla buluş ve her buluşmadan sonra bu buluşmada neleri doğru neleri yanlış yaptım diye sor. Bunları sorarken de kendini acımasızca eleştir. Bir sonraki hatunda bu hataları yapmamaya çalış.

Gelelim neler yapılması ve yapılmaması gerektiğine:

Giyim

Bir buluşmaya her zaman iyi giyinerek gidin. Eğer akşam bir bara gidiyorsanız, sade ama fit bir t-shirt ya da güzel bir gömlek işinizi görür. Renk uyumuna dikkat edin, kahverengi ayakkabı giyorsanız kahverengi kemer takın. Saçınızı jöleye bulamadan insan gibi şekil verin. Parfüm ve güzel kokmak her zaman önemli ama sakın abartmayın!

Buluşma anı

Bak burası önemli, burada direk olarak herşeyi batırabilirsin. Çerçeveyi korumak lazım. Suratında normal bir gülümseme (Aptal aptal sırıtma, hatta otur bunu aynada çalış. Kadınlar bunu yıllardır yapıyor) ile ve sıcak bir sarılış ile karşıla hatunu. Yanağa ufak bir öpücük buzların erken erimesini sağlar, yapabilirsen yap. Eğer hatun sadece elini uzatıyorsa bozuntuya verme elini sık ve devam et. Hemen yürümeye başlama, bir 30 saniye halini hatrını sor, dışarıda buluştuysan oraya nasıl geldiğini sor. Unutma ilk izlenim önemli.

Buluşmayı yönetme

Dedim ya, erkek olan sensin geceyi planlamak da senin görevin (bkz. Nasıl dominant olunur?). Buluşup 2 dakika ayak üstü sohbet ettikten sonra, “hadi gel xxx’e gidelim” diyerek buluşmayı başlat. Ben genelde ortalama bir date için, 2-3 bar gezip her barda 1-2 içki içerek sürdürüyorum bu süreci. Birden fazla mekan olmasının bir esprisi var, anlatıcam.

Vücut dili

Sakin, kendinden emin bir halin olmalı. Gideceğin mekanın sandalyelerinin arkaya yaslanmaya elverişli olduğuna dikkat et. Hafif kaykılarak geriye yaslan, bacakların açık olsun. Bak tam olarak şu:

Eğer kare bir masa varsa, hatunun karşısına değil yanına otur. Vücudun hatuna eğik değil dik olsun. Hatun tarafında olan kolun, Barney abinin sol kolu gibi açık olsun. Bunun tam tersi bir oturuş için bakınız beta vücut dili.

He bir de gençler gülüşe önem vermekte yarar var. Erkek adam hayvan gibi, anıra anıra gülmez. Tepki miktarını biraz azaltmakta fayda var. Kadın sevimli sevimli bakınca da ağzının suyu akar gibi bakmaz. Hatta tepki bile vermez. Açın şu video’yu bu sevimli ablamızın herhangi bir mimiğine tepkisiz kalıp, aynı surat ifadesini koruyabilene kadar her çalışın. Hatta kendinizi rahat hissettiğinizde bile, ara ara açıp alıştırma yapın.

Temas

Bu konuda Türk erkeği biraz korkak, kadınlara temastan fazla kaçınıyoruz. Muhabbet esnasında “çak bir beşlik” demek, “aaa zavallı kız” deyip bir makas almak, bir kapıdan geçerken eli bele atarak yol vermek v.s. bir buluşmada yapmanız gereken hareketler. Ben bazen durup durup gıdıklamaya bile çalışıyorum. Bu hareketler hem ortamı ısındırır, hem de karşı tarafın size olan ilgisini anlamanızı sağlar.

Teması ileriye taşımadığınız bir buluşma, “ya ben sana o gözle bakamadım, arkadaş kalalım” cevabı almanızı garantiler.

El tutmak her zaman iyidir. Bunun için bir bahane kullanmaktan da çekinmeyin. Baktınız muhabbet güzel gidiyor, hatunun ilgisi var, “aa senin parmakların ne garipmiş” diyip alın hatunun elini inceleyin, zaten bu 10 saniye içerisinde el tutmaya evrilecektir. Korkma, yap! En fazla “aa napıyosun sen manyak?” der, sen de döner götünü gidersin.

İlgi

Karşınızdaki hatunun size olan ilgisini ölçebilmeniz lazım. Kadınlar ilgilerini kolay kolay saklayamazlar o yüzden neye bakmanız gerektiğini bildiğiniz sürece kolay bir konu bu.

  • Saçla veya kıyafetle oynama
  • Ele, kola ya da bacağa gelen anlık dokunmalar. Kolu tutma 1 puansa, bacağı tutma 3 puan.
  • Konuşmanın çoğunu hatunun yapması (ideal bir buluşmada %70 hatun, %30 erkek konuşur)
  • Orantısız kahkaha.
  • Hatunun oturuş pozisyonunun sana doğru eğik hale gelmesi.
  • Shit test (bkz. standard shit testler)

Bunlar varsa doğru yoldasın, bu dakikadan sonra tek engelin kendin.

Muhabbet

Bu hemen her kadın-erkek ilişkisi durumda geçerli. Çok konuşan taraf erkek değildir. Yukarıda bahsettiğim gibi ideal bir buluşmada kadın %70, erkek %30 konuşuyor olmalıdır.

Ortalama bir buluşmada kendinle ilgili çok konuşmana gerek yok. Hatta hiç gerek yok da arada muhabbet ilerlesin diye yapman gerekecek. Ufak ufak sorularla hatunu konuştur, bırak senin hayatın gizemli kalsın. Muhabbetin tıkanmaması önemli, kadını konuşturabilmen lazım. Anlık sessizliklerde sessizliği boz, gerekirse saçma bir soruyla boz ama boz. Mesela 10 dakika önce konuştuğunuz konuyla ilgili birşey sor.

Öpüşme

Bak bu konuda da genel olarak insanlar geç kalıyor. Baktın muhabbet iyi, hatunun ilgisi var, vücutların yakın olduğu bir anda dene hatunu öpmeyi. Zaten anlarsın bir kızın öpülmek istediğini. O an tereddüt etme, dene. Alabileceğin 3 çeşit tepki var:

1- Hatun seni öper : Kazandın

2- Hatun “ya ama çok erken” der, doğru yolda olduğunu ve bunun gerçekleşeceğini anlarsın. Yine kazandın. 15-20 dakika sonra tekrar dene.

3- Hatun “ya napıyosun sen, salak!” der, hatunun sana ilgisi olmadığını ya da sana ilgisi olsa bile kendi iç sıkıntılarından dolayı bir öpücüğe tepki verdiğini anlar, bununla zaman kaybetmez diğerine geçersin. Tam olarak kazanmadın ama böyle bir hatunla kaybetmediğin her dakika kazançtır.

Eğer ilk öpücüğü aldıysan, gecenin devamı için ufak bir önerim var. 2. ya da 3. öpüşmede, kısa kes ve hatunun gözünün içine bakarak hafif yavşak bir sırıtışla “sana şimdilik bu kadar yeter” de. Hatunun gözlerinden fışkıran alevi göreceksin. Dikkatli ol ben bunu yapınca genel olarak hatunun tepkisi ısırmak oluyor 🙂

Ayrıca bkz. Kadını seks eşiğinden aşırmak

Çerçeve

Çerçeveyi korumak senin görevin. Oraya o hatunla ya bir ilişki yaşama ihtimalini gözden geçirmeye ya da yatmaya gittin. Bunu aklından çıkarma. Hatun “ya ben tinder’da sadece arkadaş arıyorum, başka bir niyetim yok” derse SAKIN AMA SAKIN “tamam arkadaş olarak görüşürüz bizde bir süre” deme. Friendzone’a business class biletten başka hiçbirşey kazandırmaz bu sana.

Vereceğin cevap “yok canım, ben ilişki / takılmaca / v.s. arıyorum” olsun. Zaten “ya ben tinder’da sadece arkadaş arıyorum, başka bir niyetim yok” cümlesi başlı başına bir shit test. Arkadaş arayan kız yoga dersine gider, tinderda ne işi var.

Sonuç

Peki herşey güzel geçti, napıcaz şimdi? “Hadi eve geçelim” cümlesini kurmaktan çekinme. Bunu yaparken hatuna soru sorar gibi değil, çok doğal bir eylemi dile getirir gibi söyle. Ama söz konusu Türkiye olduğu için hatun senden hoşlanmış olsa bile, hatundan hayır cevabı alma ihtimalin de var, çok da üsteleme.

Tavsiyem ev muhabbetine girmeden önce buluşmanın sonlarına doğru ikinci bir buluşma için hatunu bir yoklaman. Mesela yanından geçtiğiniz bir mekan için “bak buranın bilmemnesi meşhur, gel haftaya sana deneteyim” gibi bir cümle ile, karşıdan gelecek tepkiyi bir ölçmen. Eğer gecenin sonunda ev olmadıysa, ilerleyen günlerde hatuna aynı mekana gitmeyi önererek bir mesaj at.

He bir de, eğer ikinci buluşma olacaksa aradaki günlerde çok mesajlaşma. Arada kesinlikle mesajlaşmadığınız günler olsun. Hatunun mesajlarını ara ara 2-3 saat geç cevapla.

Rahip Modu (Monk Mode) – Gelişim

Bir önceki yazıda, bu sürece başlamadan önce hayatında düzenlemen gereken şeyleri anlatmıştım. Aslında bunlar, asıl gelişimi sağlaman için kendine zaman ayırabilmeni sağlayacak, motivasyonunu ve ilgini odaklamanı kolaylaştıracak örneklerdi. Ama tabiki süreç bundan ibaret değil. Gelelim işin uygulama kısmına. Sana acı, ter ve gözyaşı öneriyorum.

İşin teorik kısmıyla başlayalım: insan beyni motivasyonu geri bildirimler ile kazanır. Yani bir eylemi yaptığında, olumlu sonuçlarını gördükçe, o eylemi yapmaya daha da motive olur. Amacımız hayatında bu döngü ile pozitif alışkanlıklar kazanman. Yani, bir eylemi yapıp, olumlu sonuçlarını görmen ve bu eyleme devam ederek kazanım miktarını arttırman.

Başlamadan önce bunun öyle 1-2 haftalık bir süreç olmayacağını kabullenmende fayda var. Minimum 3 ay hatta benim tavsiyem yaklaşık 6 ay kadar bu modda kalmalı ve kendini geliştirmelisin. Peki bu nasıl olacak?

Sürecin 3 ana etmeni var: İç Gözlem, İzolasyon ve İlerleme. Bu üç İ’yi hayatının ortasına koyman gerekiyor.

İç Gözlem

İç gözlem, kendini analiz etmen, artı ve eksilerini anlayıp kabullenmen demek. Bu yola çıkan insanların yaptığı en büyük hatlardan biri, kendini yanlış değerlendirip, olduğundan iyi ya da kötü olduğunu varsaymak oluyor. Zayıflıklarını yenebilmek için önce onları kabul etmen gerek. Bunu yaparken de biraz acımasız olmakta fayda var.

Zayıflıkları da ikiye ayırmak gerekiyor. Birincisi değiştiremeyeceğin şeyler. Boyun kısaysa, vücudunda garip gözüken bir yer varsa önce onları kabullenmekle başla. Tyrion reis’in GoT’da ettiği çok sevdiğim bir sözü var:

Ne olduğunu asla unutma, çünkü dünya unutmayacak. Onu kendi gücün haline getir ki asla senin zayıflığın olmasın. Üstüne bir zırh gibi giy ve kimse seni yaralamak için kullanamasın.

Peki bu neden önemli? Kadınlardan yiyeceğiniz shit test‘lerin büyük bir kısmı buradan gelecek. Kadınlar bu konularda erkeklere göre çok daha acımasız canlılar. “Ya senin de boyun kısaymış”, “Babam yaşındasın”, “Senin biraz saçın mı az?” gibi cümlelerin sana dokunamaması lazım. Hatta bu cümleler üzerinden şaka yaparak atağa geçebiliyor olman lazım. Bunları kendin kabullenmeden, asla bu duygusal stabilliğe ulaşamazsın.

Diğer bir konu ise geliştirebileceklerin. Fazla kilon varsa, saçın başın yeterince düzgün değilse, kültürel birikiminin iyi değilse, doğru düzgün bir hobin yoksa otur itiraf et. Ortaya çıkan sonuç bir enkaz gibi gözükebilir, hatta gözükmeli de. Çünkü erkek egosu kendini 2 şekilde doğrular: ya birşeyi yapmaya ihtiyacın olmadığını ya da uğraşmaya gerek olmayacak kadar iyi olduğunu düşünürsün. Sokakta kaslı bir adam gördüğünde kafandan “amaan ne gerek var bu kadar uğraşmaya ben iyiyim böyle” diyorsun ya, değilsin. Ya da birsürü konuda bilgi sahibi bir adam gördüğünde “abi o kadarına da gerek yok, abartmış herif” diyorsun ya, gerek var. Bu süreç seni toplumdaki en seçkin %10 erkek birey arasına sokmaya çalışıyor. “Gerek yok” cümlesini hayatından çıkarmaya alış.

İzolasyon

Aslında bu konudan önceki yazıda bir miktar bahsetmiştim. Genel olarak hayatındaki insanları gözden geçirmen, zaman harcadığın boş aktiviteleri bırakman lazım. Ancak tabiki süreç bundan daha fazlasını gerektiriyor.

Bu konuda sosyal izolasyon konusu önemli, çünkü fazla abartırsan insan ilişkilerini zedeleyebilirsin. Sosyal becerilerini geliştirmek de bu sürecin bir parçası. Ancak burada en önemli nokta, planlı olabilmek. Spor yapacağın bir gün arkadaşların “hadi dışarı çıkıp 2 bira içelim” derse neyin öncelikli olduğunu unutmayacaksın. O gün için normal planın spor yapmaksa gidip o sporu yapacaksın. Ya da ne bileyim o akşamı kendi kendine dil öğrenmek için çalışma süresi olarak ayırdıysan, o planı bozmayacaksın. Daha önce de söylediğim gibi bu sürecin en zor kısmı disiplin, bu disiplini kazanabildiğin sürece başarısız olma ihtimalin yok.

Kadınlar konusunda ise, tavsiyem ilk 3 ay ilişki, buluşma gibi şeylerden uzak durman. Bunlar hem vakit ve para harcayan şeyler, hem de olası bir olumsuzluk, bu süreçte kurmaya çalıştığımız geri bildirim mekanizmasını da kötü yönde etkileyebilir. 3 ay boyunca bu hayat tarzını uyguladıktan sonra, yine bu süreçte edindiğin alışkanlıkları bırakmadan kadınlarla buluşmaya başlayabilirsin. Ama bir üst paragrafta belirttiğim disiplin konusu burada da sonuna kadar (hatta daha sert bir şekilde) geçerli. Herhangi bir kadın için, bu disiplini yumuşatmak yok.

İlerleme

Bundan önceki 2 madde, bu sürecin psikolojik zorluğuydu. Burada iş hem psikolojik hem de fiziksel bir hal alıyor. Şimdi sosyal hayatımızı, alışkanlıklarımızı düzenleyerek kazandığımız zamanı yararlı bir şekilde harcama zamanı.

Bu noktada ne yapacağın konusunda aslında yüzlerce seçeneğin var. Tavsiyem, kendinde farkettiğin zayıflıkları gidermekle başlaman. Bu hem cinsel pazar değerini arttırmak için hem de özgüvenini yerine getirmen için daha hızlı sonuç almanı sağlayacaktır.

Monk mode için bence olmazsa olmaz 2 konu var:

  • Spor: Düzenli spor alışkanlığı kazanmak zorundasın. Haftada minimum 3 gün spor salonuna gidip, ağırlık çalış. Öyle yarım yamalak da yapma, internette bir sürü vücut geliştirme programı var, bak araştır ve kendine uygun olanını uygulamaya başla. Sana vaadettiğim acı ve terin büyük bir kısmı burada saklı. Özellikle ilk birkaç hafta, spor salonu kavramını kurana, bu yazıyı yazıp seni bu yola sokan bana, kas kavramının ortaya çıkmasına sebep olan tüm canlılara küfredecek kadar canın yanabilir. İşte ilk testin bu, burada ya bu süreci bırakıp eski hayatına geri dönebilir, ya da gerçekten kendini geliştirmek için acıya katlanıp erkek olmayı öğrenirsin.

Spor konusunda, kesinlikle ve kesinlikle ağırlık çalış. Kas kütlen ile seni beğenecek kadın sayısı arasında çok ciddi bir ilişki var. Koşmak, yüzmek v.s. gibi sporlar sana çok da fayda sağlamayacaktır. Bunların yıllar içerinde sağlayacağı faydayı, ağırlık çalışarak 6 ay içerisinde alman mümkün. Tabi bu demek değil ki, 6 ay ağırlık çalış sonra bırak. Zaten bu 6 ay içerisinde bunu yapmaya bağımlı olup istesen de bırakamayacaksın.

  •  Meditasyon: Bu ağırlık kaldırmaya göre çok daha kolay ancak çok daha düzenli yapılması gereken bir alışkanlık. Meditasyon, beyin kimyanı düzenleyen, duygusal olarak stabilleşmeni sağlayan, zekanı arttıran hayatında elde edebileceğin en kolay ve yararlı alışkanlıklardan biri. İnternet ortamında nasıl yapacağına dair çeşitli kaynaklar mevcut. Yakın zamanda ben de bir yazı ekleyeceğim.

Meditasyon ile ilgili yaşayabileceğin tek bir zorluk var, o da her gün yapmak. Dedik ya bu süreç sana pozitif alışkanlıklar kazandırmayı amaçlıyor, bu yüzden bu mereti de her gün, mümkünse aynı saatte yapman lazım. Yatmadan önce, ya da uyandığında maksimum 10 dakikanı alacak bir alışkanlık bu.

Peki bunlar haricinde neler yapabilirsin?

  • İlgini çeken konularda araştırma veya bilimsel yayınları okuyabilirsin
  • Bir dövüş sporu öğrenebilirsin (tavsiye ederim)
  • Dil öğrenebilirsin ki bu Türkiye gibi bir yerde seni diğer insanların önüne çok çabuk geçirir
  • Yemek yapmayı öğrenebilirsin, ki bunu bilmiyorsan kesinlikle öğren. Kendine yetebilen bir insan olabilmen için sahip olman gereken özelliklerden biri bu
  • Müzik enstrümanı öğrenebilirsin
  • Eğer öğrenciysen, derslerine odaklanıp notlarını yukarı çek. Bu opsiyonel değil.

Liste böyle uzar gider. Ancak burada konu bu yazıda defalarca tekrarladığım gibi, başladığın bir işi hayat tarzı haline getirebilmekte. Müzik enstrümanı öğreniyorsan, kendine bir hedef koy. Her hafta haftada 10 saat çalışacağım ben bunun üzerine diye, ve her hafta bu hedefini tuttur. Hatta baktın bunu yapmak hoşuna gitmeye başladı, hedefini 12 saate çıkar.

İnsanların genel tutumu, “hmm iyiymiş ben buna haftaya başlarım” oluyor. Hayır kardeşim, haftaya başlama. Yarın da başlama. Şuan başla. Otur düşün, planını yap ve bir daha geri dönme.

Sonraki yazı : Rahip Modu (Monk Mode) – Hatunlarla İletişim

Erkeklerin genç kadın merakı

Online dating uygulamaları, kadın – erkek ilişkileri konusunda milyonlarca dolar harcansa ortaya çıkarması çok zor olan büyük veriler üretiyor. Daha önce, Tinder’dan neden eşleşme olmuyor? yazımızda, kadınların, erkeklerin sadece 15% kadarını sağa attığını belirtmiştik. Bu, yıllardır anektodal olarak bilinen, kadınların yüzde 80i, erkeklerin yüzde 20sini arzular fenomenini milyonlarca veri üzerinden kanıtlıyor.

Bu tür kadın – erkek ilişkileri verilerinin en ilginçlerini de okcupid adlı online dating sitesi üretiyor ve bloğunda paylaşıyor. Aşağıdaki grafik (The case for older women blog yazısından), aslında herkesin bildiği ama konuşmadığı bir gerçeği, milyonlarca veriden süzerek gösteriyor.

Erkeklerin eşleşme tercihleri yaşa göre nasıl değişir.

Grafikte yatay eksen erkeğin yaşı ve dikey eksen de tercih edilen kadın yaşı. Bu alt – üst sınır kendi profillerinde beyan ettikleri yaşlar. Görüldüğü gibi erkekler, kendilerinden ancak birkaç yaş büyük kadına olur derken, alt sınır konusunda çok liberaller ve bu yaş ilerledikçe de artıyor. Okcupid verisine göre 31 yaşında bir erkek, kadın arama yaş sınırını 22 – 35 olarak veriyor. Yani 9 yaş küçük ama sadece 4 yaş büyük. Fakat 42 yaşında bir erkek için bu 27 – 45, yani 15 yaş küçük ama sadece 3 yaş büyük. Erkek yaşlandıkça, görece olaak daha genç kadınları arıyor.

Yukarıdaki yaş alt – üst sınırları tam olarak gerçeği yansıtmıyor aslında. Erkeklerin aslında kime mesaj gönderdiklerine bakıldığında ise olay biraz daha netleşiyor. Aşağıdaki grafik bir ısı haritası (heat map). Yeşil en çok mesaj gönderilenlerken, kırmızı en az mesaj gönderilenler.

Erkekler mesajlarını kimlere gönderiyorlar?

Veriye göre ortalama bir 30 yaşında erkek, kendi yaşında kadınlara mesaj attığı kadar teenage kızlara da mesaj atıyor. Aslında erkeklerin büyük bir kısmı, belirttikleri alt sınırdan çok daha genç kızlara mesaj atıyorlar.

Cinsel pazar değeri ve bunun kadınlar ve erkekler için nasıl farklı zamanlarda tepe noktasına ulaştıklarını bilmezseniz, bu verileri kızgınlıkla yorumlayabilirsiniz. ya da daha da kötüsü, kendinizden utanarak. Gidin Cinsel Pazar Değeri yazımızı okuyun. Ama aşağıdaki bir diğer OKupid verisi, tam olarak CPD’nin kadınlar için tepe noktasını doğruluyor. Ve aynı zamanda feminizmin kadınlara gazladığı 30unda da 40ında da aynısın gazının ne kadar yanlış olduğunu da gösteriyor.

Aşağıdaki grafik (tablo desek daha doğru), erkeklerin hangi yaşta hangi yaşlarda kadınları çekici bulduğunu gösteriyor. Yaş 50ye doğru giderken aralık 20 – 24ten bir kere dışarı çıkmıyor. 45’teki 24’ü anormallik sayarsan 20 – 23. Bu aralığın kadınların cinsel pazar değeri tepesi ile nasıl çakıştığına dikkat edin.

Erkeğin yaşı ve ona kadının en güzel göründüğü yaş.

(Feminizmin yayın organı Jezebel tabii bunu erkeklerin hiç büyümemelerine bağlamış 😀 Ve bu arada da 20li yaşlarındaki erkeklerin daha büyük yaşlarda kadınlarla beraber olmaya meyilli olmasını (erkeklerin büyük kısmının bu yaşlarda CPD olarak yerlerde olması ve bir de beta beyin yıkaması ile “am” olsun da mantalitesi ile davrandıklarından) kadınlara “sizin cougar pencereniz” diye tanıtmış 😀 😀 )

Cinsel Pazar Değeri – Kaynak The Rational Male

Okcupid kendi datasından, kadın tepe yaşını 21 bulmuş. Ve arzu edilirlik konusunda kadın ve erkeğin rolleri değiştiği yaşı 26 bulmuş (The Rational Male blogundaki grafikte (yukarıdaki) bu yaş 30). Ama en azından olayı yakalamış :

“Noktalı çizgiden de görebileceğiniz gibi, kadının 31 yaşı, hayatının baharının bittiğ yaş. Erkek ise 36 yaşına kadar bu duruma gelmiyor. 26 yaşından sonra ise bir erkeğin potansiyel eşleşme oranı, yaşıtı kadınların üstüne çıkıyor. Bu yaştan önce ise durum tam tersi.”

Okcupid’in feminist / feminen çalışanı ise 20li yaşlarında ve henüz cpdsini yükseltememiş erkeklere gidin kendinize odaklanınkendinizi geliştirin ve kendi değerinizi yükseltin dememiş tabii. Feminen sosyal gelenek erkeğin kendini geliştirmesi üzerine değil, kendini kadın için feda etmesi üzerine kurulu. Ne demek istediğimizi aynı yazıda yer alan aşağıdaki grafiğe bakarsanız anlayabilirsiniz. Okcupid, mavi hap maduru olduğundan kendi yaş grubunda veya kendinden genç kadın bulamayan  “daha genç erkekler nereye bakmalı” demiş ve 30 – 44 yaş arasındaki kadınları zone of greatness “Azamet Bölgesi” olarak işaretlemiş … Herşey kadınların mutluluğu için tabii ki.

Daha genç erkekler, flört için hangi yaşlara bakmalı

Cinsel Pazar Değeri gerçekten de feminen geleneğin en büyük sırrı ve bir erkeğin bilmesinden en çok korktuğu şey.

Prezervatif nasıl takılır?

Prezervatif, cinsel hayatı aktif bir erkeğin en önemli dostu. Sadece cinsel yolla bulaşan hastalıktan korunmak için değil, doğum kontrolünü kadının eline bırakmamak için de önemli (bkz. Tomassi’nin 5 Numaralı Demirden Kanunu).

Prezervatifin yırtılmasını, patlamasını ve çıkmasını önlemek için bilinmesi gereken en önemli şey, nasıl prezervatif takılacağı. Bunu aşağıdaki öğretici videoda, DanKhooProductions‘tan Malezya’lı komedyenler, daha doğrusu Alicia Tan adlı hatun komedyen, güzel bir şekilde gösteriyor.

 

Ayrıca bakınız Prezervatif kullanırken dikkat edilmesi gereken 11 durum.