Illimitable Men‘in kaleminden çıkan ve kırmızı hap dünyasının özeti niteliğindeki bu metni paylaşmak için aslında geç bile kaldık diyebilirim. Bugüne kadar bu sitede kadınlar ve ilişkilere dair okuduğunuz her şeyi özetleyen bir başucu eseri. Tek seferde yutmalık bir kırmızı hap.
Madde 1. Feminizm, Acındırma, Güç ve Ayrıcalık
Feministler, erkeklerin güçlü olmasını sağlayan ayrıcalıkları elde etmek istiyorlar. Kadınlara faydası olan durumlarda (hesabı erkeğin ödemesi veya cesaretin erkekten beklenmesi gibi) “gelenekçi” davranırken bu geleneklerin önlerini kestiği durumlarda ise (önüne gelenle yatan kadının kınanması, kadınların liderliğine güvenilmemesi vs.) birden “ilerici” kesiliyorlar. Bu amaca ulaşmak için kadınların toplumdaki “yumuşak gücünün” (yani cazibelerinin) etkisini örtbas etmeye çalışarak kadınları ve erkekleri sadece görünürdeki güç (ekonomik ve siyasi) üzerinden kıyaslıyorlar. Bu tek taraflı bakış açısının gücü, insanların kadınlara karşı duyduğu acıma hissinden geliyor. Böylece kadının güçsüz olduğu masalı kendilerine daha fazla güç olarak geri dönüyor.
Feminizm, hümanist eşitlikçilik kisvesine bürünmüş bir kadın ayrıcalığı hareketidir. Erkeklerin bariz şekilde üstün olduğu alanlarda kadınların beceriksizliğini haksızlıkmış gibi göstererek erkekleri suçluyor ve söz konusu alanlarda kadınlara öne çıkarılmas için önünde hukuki düzenlemeler yaptırıyorlar. Bu sayede kadınlar, erkeklerin eskiden beri iyi olduğu sahalarda toplumsal kazançlar elde etmeye başladı.
Kadınlar, yumuşak gücü sessiz sedasız kullanmaya devam ediyor. Sosyal etkileri ölçmek zor olduğundan güzellik ve acındırma eşitliği bozan faktörler olarak görülmüyor. Feministler bu durumun ne kadar gülünç olduğu anlaşılmasın diye ev işi gibi ekonomik değeri son derece düşük becerileri göz önüne çıkarıyorlar. Dolayısıyla böyle küçük ekonomik değerleri ölçerken kadın güzelliği veya kırılganlığının etkisini hesaba katmamak ikiyüzlü bir davranıştır. Erkeklerin sert gücü tekeline aldığı tam tersi durumlarda zayıf kalan erkeklere destek sağlanması, 50 seneyi aşkın bir sosyal mühendislik sayesinde mümkün olmuştur. Beceriksiz olduğu halde saygı görme ayrıcalığı, kadınlara has ve nedense pek az dile getirilen bir sosyal avantajdır. Zaten feministler de ideolojik temelini bu psikolojik dayanak üzerine kurmuştur.
Terazinin bir kefesinin kadınlar lehine ağır basmaya başladığı zamanlarda benzer bir erkek hareketi ortaya konulamadı. Bunun başlıca sebebi, toplumun erkeklere pek acımamasıdır. Merhamet arayan bir erkek, yardımdan ziyade bu zayıflığından ötürü hakir görülür. Bu yüzden, kadınların ekonomik ve siyasi gücünü doğuran psikolojik mekanizma erkekler için çıkmaz sokaktır.
Madde 2. Kadınlar, Mantık ve Duygusal Muhakeme:
Kadınlar mantıksız ve tutarsızdır. Elbette mantık kapasiteleri vardır; ama bunu kullanmaya pek meyilli değillerdir. Fabrika çıkışlarında mantık olmadığından mantıklı davranmak için daha fazla çaba harcamak zorundadırlar. Erkeklerinse mükemmel olmasalar bile mantığa yatkınlığı kadınlara göre daha fazladır. O yüzden tüm dünyada erkeklerin muhakeme ve karar verme becerisi daha üstündür.
Kadın mantıklı olmaya çalışsa bile duygusallığa hemen geçiş yapabilir. Bu özelliğinden ötürü bir kadın ne kadar zeki olsa da sağduyusunu kaybetmeye daha meyillidir. Kadınların akıl yürütme konusunda kötü olmalarının nedeni budur. Çünkü bir kadın kararlarını mantıktan ziyade o anki duygusal durumuna göre alır. Adil ve mantıklı olanın ne olduğunu görse bile o andaki duygu seline kapılır kapılmaz bunu inkâr edip sırf “doğru olduğunu hissettiği” şeye yoğunlaşacaktır. Bir kadının mantıklı bir şey duyduğu anda duygularına yenilip “Umrumda değil!” dediğine ve ağzından ondan başka herkese mantıksız gelecek sözler çıktığına hepiniz şahit olmuşsunuzdur. İşte bu “solipsizm” dediğimiz olayın en belirgin örneğidir. Solipsizm, bir kadının dış etkilere kendini kapatıp duygularına göre karar vermesidir. Hal böyleyken bir kadının kararsız ve çelişkili davranmasını beklemek gerekir. Kadınlar kaypaktır, akıllı adam kadınların dediklerinden çok yaptıklarına bakan adamdır.
Madde 3. Kadınların Manipülatif Doğası:
Kadınlar, doğası gereği çıkarcıdır. Ortalama bir erkeğe göre ikna ve sosyal manipülasyon konusunda çok daha başarılıdırlar. Cinsiyetler arasındaki bu farkın evrimsel temeli, kadınların bedensel olarak daha güçsüz ve zayıf olmasından kaynaklanır. Bu sayede erkeklerle rekabet etmek yerine onları etkileyip kullanmayı öğrenmişlerdir. Yani kadınların gücü fiziki güçten ziyade zihinsel bir güçtür. Fiziki şiddet yasadışıyken duygusal şiddet böyle değildir. Dolayısıyla fiziksel şiddet isteğini bastırıp duygusal şiddete yönelmek kadınlar için sosyal bir avantajdır. Bu sayede hukuk sistemi tarafından yargılanma tehlikesiyle karşılaşmadan toplumda istediklerini elde ederler. O yüzden erkeklerin de duygusal şiddet konusunda kadınlar kadar becerikli olmayı öğrenmesi gerekir.
Hukuk, erkeğe karşı uygulanan duygusal şiddete ceza vermez. Çünkü fiziki şiddet görünür ve ölçülebilirken (tabii bu kadının erkeğe fiziki şiddet uyguladığı durumlarda pek geçerli değil) duygusal şiddet karakterle ilgili bir sorundur ve yasaya göre değerlendirilemez. Erkeğin kızınca yumruk atmak istediği gibi kadınlar da kızınca sizi perişan etmek ister. Zihinsel yaralanmaların da fiziksel olanlar kadar can yakıcı olduğu su götürmez. Özetle, kadınlar erkeklere göre duygusal açıdan daha agresiftir.
Madde 4. Kendini Kısıtlayan Genetik Belirleyicilik
Zengin ve/veya başarılıysanız ırkınızın hiçbir önemi yoktur. Küçük beyinli çoğu erkek, beyaz, siyah, Asyalı, Hintli, Arap olmak gibi yüzelsel kimliklere takılıp kalmıştır. Hepiniz dünyaya kendi etnik kökeninizin getirdiği bir bakış açısıyla yaklaşıyorsunuz. Örneğin Batı ülkelerindeki beyaz olmayan kişiler, etnik kimliklerinden ötürü utanç veya öfke duyarlar. Özellikle Asyalılar beyaz olmayı yücelterek kendi kültürlerine karşı içlerinde bir nefret büyütürler. “Hiçbir zaman mükemmel olamam çünkü beyaz değilim” düşüncesi hastalıklı bir kafa yapısına işarettir. Çünkü bu düşünce sizi sınırlayan ve özgüvensizlik aşılayan bir inanıştır. Yaşadığınız yerde beyaz adam üstün görülüyor olabilir; ancak güç, tüm etnik engelleri aşar ve para da güç demektir. Kızların dalga geçeceği ufacık bir çükü olan 1.60’lık bir erkekseniz bol sıfırlı bir banka hesabı ve özgüvenli bir duruş bunu telafi edecektir.
Beyazlara kızarak veya onları kıskanarak hiçbir yere varamazsınız, bu aşağılık duygusunu yenmeniz gerekiyor. Kendinizi ırkınızdan ötürü harap etmek yerine başarılı olmaya çalışın. Erkekler, hayatlarında bulundukları konuma göre ölçülür. Başarılı adam sevilir, başarısız olan sevilmez. Değiştiremeyeceğiniz özelliklerinize bakıp üzülmek zihninizi kirleterek başarılarınızı engeller. Kökeninizden utanmayın; çünkü değiştiremeyeceksiniz.
Madde 5. Hipergami ve Dal Değiştirme:
Kadın hipergamisi erkeklere ikili bir bakış açısıyla yaklaşır. Onlara göre bir erkek ya üstündür ya da değildir. Bir kadın karşısındaki erkeğin değersiz olduğunu düşünüyorsa onunla asla sevişmez. Ancak üstün gördüğü bir erkekle yatabilir. Bu yüzden kadınlar erkeklerin üstünlüklerini kanıtlayacak şekilde güç sergilemesini bekler. Bir kadın kendini erkekten aşağıda görüyorsa ona karşı arzu duyar. Buna da hipergami denir. Bir nevi sosyal merdivende yukarı çıkma isteği de diyebiliriz. Hipergaminin etkisinden ötürü kadınlar yakışıklılık, zenginlik, özgüven, popülerlik gibi yüksek statü göstergelerine ilgi duyarlar.
Hipergami çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. En çok görülen örneği para avcılığıdır. Yani bir kadının bir erkekle sırf parasından ötürü birlikte olmasıdır. Daha az çıkarcı ilişkilerde ise kadınlar kendisinden daha özgüvenli buldukları erkeklerle sevgili olurlar. Genel olarak özgüveni düşük kadınların hipergami dürtüsü de düşükken egoist olanlarınki daha yüksektir.
Hipergami fırsatçılığı doğurur. Hipergamisi kontrol altında tutulmayan bir kadın daha yüksek statülü bir adam bulduğu anda aldatacaktır. Eğer bu adam kendisiyle uzun dönemli ilişkiye hazırsa birlikte olduğu adamı bırakıp ona koşması yüksek bir ihtimaldir. Bu eyleme “dal değiştirme” denir. Muhafazakâr bir aile hayatı ve güçlü bir aile reisi figürüyle kontrol altında tutulmayan hipergami, kadınların aşırı derecede fırsatçı ve sadakatsiz olmasına yol açar. Gelenekçi toplumlarda kadınların hipergamisi aile, toplum ve kültür tarafından dizginlenir ve kadınların “daha iyisi gelene kadar beklemesine” izin verilmeden yaşıtı biriyle evlenmesi sağlanır.
Bazı kadınlar diğerine göre daha hipergamik olabilir; ama her kadın mutlaka hipergamiktir. Bunu bir ölçek gibi düşünün, her kadının farklı bir hipergami derecesi var. Hipergami Pandora’nın kutusu gibidir. Bir kere içine girildi mi bir daha çıkmak zordur. Kadın ne kadar deneyimliyse hipergamisi o kadar çoğalır ve ilişki materyali olmaktan o kadar uzaklaşır. Aile kurma ve annelik için en uygun kadınlar, hipergamisi kontrol altında tutulanlardır. Maddecilik ve hafifmeşreplik hipergamik davranışlardır, kadındaki “sürekli daha iyisini isteme” duygusunun bir göstergesidir. Bu kadınlarla ciddi ilişkilerden kaçınmak gerekir. Tutumlu ve alçakgönüllü kadınlar uzun süreli ilişkiye daha uygundur.
Madde 6. Yüzde 80/20 Kuralı:
Yüzde 80/20 kuralı, hipergaminin doludizgin yaşandığı toplumlarda erkeklerin yüzde 20’sinin kadınların yüzde 80’i ile yatacağını anlatan teoridir. Bu durum, pareto ilkesinin cinsel ilişkilere uyarlanmış halidir. Sadece evlilik yanlısı muhafazakâr toplumlarda her erkeğin kendi sosyal çevresinden bir kadınla evlenmesi garantidir. Aile düzeni yıkılıp zevkine düşkünlük topluma yayıldığı zaman görülecek doğa düzen yüzde 80/20’dir.
Madde 7. Aşk Hiyerarşisi:
Aşk, kadının hipergamisinin doyurulmasından ibarettir. Bir kadın sizden iyi olduğunu düşünürse size saygı duymaz. Size saygı duymazsa da size âşık olamaz. Çünkü kadınlar erkeklerden farklı şekilde severler. Kadınların aşkı, hayranlık ve saygının bir birleşimidir. Saygı da güçten doğar. Dolayısıyla sevilmek istiyorsanız güçlü olmak zorundasınız. Zayıf bir erkek her zaman hor görülür. Hipergami kadına güçsüz olan erkeğin aşka layık olmadığını telkin eder.
Kadınların aşkı faydacıdır. Karşısındaki erkeği koşulsuz olarak sevmeleri mümkün değildir. Bu tür bir karşılıksız sevgi sadece çocuklarına özeldir. Bu davranışlarının kaynağı Briffault Kanunu’dur. Fakat bir erkek karşısındaki kadına yaptığı şahsi yatırımdan ötürü karşılıksız bir sevgi duyabilir. Aşkın hiyerarşisi, erkekler > kadınlar > çocuklar şeklindedir. Yani kadınlar aşk ve para söz konusu olduğundan erkeklerden daha bencildirler. Erkeklerin aşkta fedakârlık yapması beklenirken kadın böyle değildir. Erkekler fedakâr, kadınlar fırsatçı âşıklardır.
Devamı gelecek…
Çeviri: The Red Pill Constitution
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Kadınlar neden statüsü kendisinden yüksek bir erkeği tersler ve umursamaz davranır?
Erkek özgüvensiz ve muhtaç davranıp statüsünü yansıtmayı becerememiş olabilir.
Bu arada : statünü yükseltmek ile sana olumlu tepki verecek kadın sayısını arttırırsın. Bu, her kadın seni isteyecek anlamına gelmez.
Öncelikle maskülin statü erkekler arasındadır. Lise çağlarında kızdan statü olarak alçak – yüksek olman zor. Kızların statü seviyeleri de kendi aralarındadır.
Bir kadın mesela elinde senden daha yüksek.statülü.bir.erkek.varsa sana gelmeyebilir. Maalesef sizin yaşınızda kıza ilgi duyan erkeklerin önemli bir kısmı halihazırda sizden yüksek statülü. Örneğin üniversite okuyan cool bir adam. Maalesef doğanın kanunu bu. Erkekler statüyü yaşla kazanır.
Abi Merhaba
“Kızların dalga geçeceği ufacık bir çükü olan 1.60’lık bir erkekseniz bol sıfırlı bir banka hesabı ve özgüvenli bir duruş bunu telafi edecektir.”
Kısa boyluyum(165). Kızlara yaklaştığım her zaman soğuk davranıyorlar. Oyun tek başına yeterli değil sanırım ya da henüz ben beceremiyorum. Senin daha önce gözlemin oldu mu durumla alakalı.
Hayır. Oyun çoğu zaman en güçlü silah. Muhtemelen vücut dilinle oyunu birleştiremiyorsun, yani hala özgüvensiz görünüyorsun. Tabii bir yandan da başarılarını artırıp sosyal görünürlüğünü katlaman lazım. Ama bunlar sadece oyunu daha kolay oynamanızı sağlar. Oyun yoksa statü nadiren işe yarıyor.
Üniversitede çok başarılı biriydim. Sınıfın en iyi iki üç öğrencisinden biriydim. Müthiş bir ortalama ile bitti okul. Arkadaşlarım arasında en erken işe giren de bendim. Ama o zamanlar oyunu bilmediğim için bu sosyal başarılar kızlar konusunda işime yaramadı.Onlar sevgili yaparken ben hep yalnız gezdim.
Ben de hep senin gibi “boyum kısa, tipim kötü” diyerek yalnız kalmama sebepler bulurdum. Ne zaman ki okul bittikten sonra kırmızı hapı aldım, işte o zaman kızlarla işim rast gitmeye başladı.
Benim gözlemim bu. Statünün oyun ile desteklenmesi gerekiyor.
Bir kere yürüme açılışında kızlar hep soğuk davranır. Mesela 4 dk konuşuyorsun hala soğuk mu?
Başlangıçta sadece 1.55 kızlara yürü. Memlekette bulmak zor değil. Tabii çoğu kız hak sanısı yüzünden o boyla 1:85 adam isteyecektir. İstesin. Ben de şu cebimdeki paraya rağmen Ferrari istiyorum. İstemek bedava.
Hocam bir de boya 4 – 5 cm katan özel ayakkabılar var. Onlardan edin. Saçla da 2 cm ekleyebilirsin.
Boy ve oyunla ilgili ibret verici bir anım var. Yazayım bir ara.
Konuşmayı o kadar ilerletemiyorum. Kızlarla tecrübem sıfır. Sadece okuduklarımı uygulamaya çalışıyorum. Açıkçası soğuk davranmalarının tek sebebinin boyumla ilgili olduğunu düşünmüştüm ve biraz umutsuzluğa kapıldım. Uzun boylu erkeklere karşı tutumlarının farklı olduğuna şahit oldum hep.
Ayakkabılara bakacağım. Ama bu kızlara boyumla ilgili özgüvensiz olduğumu göstermez mi? Kızı ayarladın da bir o kaldı diyebilirsin ve haklısın 🙂 . Sadece merak ettim.
Yazıyı şimdiden merak ettim.
Gizli tabanlı ayakkabı al belli olmaz. Bir dahaki sefere boyunu sorun eden bir kıza “önemli olan boyu değil işlevi” deyip pis pis sırıt. Benim favori karşı atak sözüm bu, genelde uf ya pislik gibi bir tepki geliyor bi daha boy konusu açılmıyor 😂😂 senin konuya esprili yaklaştığını görünce özgüveni hissederler. Değiştiremeyeceğin bir şey için kötü hissetme.
Baktın hala olaya takıyor, “amma da yüzeysel bir kızsın ya boya kafayı taktın” de. Kızlar maddeci görünmekten nefret eder, hemen savunmaya geçer mutlaka.
Mahmut abi,anını anlatmamışsın,merak ettim :d
Sanmam öyle olduğunu.
Nasıl olur peki? Sorun ne ise anlat istersen ona göre teşhis daha kolay olur.
Kızın beden dilinden konuşurken kastığını ani hareketler yaptığını anlıyorum.Bu da sosyal fobiden kaynaklanıyor.Bir ödev istiyorum yanına gidip kanka şunu versene yapayım diyorum hayır diyor neden diyorum cevap veremiyor.Ne ara kanka olduk diyor.Gözlerinden anlıyorum hoşlandığını yanına gidince tersliyor saçma sapan bağırıyor gülüp geçiyorum.Benimle inatlaşıyor sanırım kur yapıyor. Ve sadece bir kız değil o tayfadaki kızlar onların kezban olduğnu yetiştirilme döneminde türk kültürü etkisinden nasibini aldığını düşünüyorum.Bazen iletişim kurmaya çalışıyorlar heycanlanıp cümle kuramıyorlar bende bozmadan hafif gülümsüyorum.Türkiyede kızlarda özgüven problemi var sadece kızlarda da değil.Ben liseliyim okulda çoğu insanı gözlemliyorum zaafları var bunları kullanıyorum.Yani sorun bende mi bilmiyorum çok mu ulaşılmaz duruyorum… Read more »
Kavramları karıştırmamak lazım.
Olay bu anlattığın haliyle umursamama veya tersleme değil. Muhtemelen senden ilişkiyi (her anlamda) başlatmanı bekliyorlar. Kız böyle utanıyorsa evet hoşlanma belirtisidir ama ilk adımı yine erkek atmalı. Sorumluluk bizde. Kız aşkından ölse de gelip aradaki flörtü ileri götürecek hareketi yapmaz.
Hocam hiç yürüdüğün kızlardan bahsetmiyorsun. İstediğin kadar yüksek statülü ol, tüm alfa özelliklerini göster, hemen hiçbir kız sana yürümeyecek! Anlattığın gibi hayat boyu alfa takılıp kızlara yürümeyerek bakir ölebilirsin. Hatta yürüyen daha beta adam yürümeyen alfadan daha fazla kızla birlikte olur.
Ben olsam direk sınıfımda olan kıza yürümem ama dışarıdaki kızlara yürümen (niyetini belli ederek dışarı çıkarman, buluşman şart). Yürüme davetiyesi yazısında belirttik; kızlar yürüme davetiyesine yürümeyen adamı zayıf görebilirler.
Not : kızın yanına gitmen yürüme sayılmaz.
“İstediğin kadar yüksek statülü ol, tüm alfa özelliklerini göster, hemen hiçbir kız sana yürümeyecek! Anlattığın gibi hayat boyu alfa takılıp kızlara yürümeyerek bakir ölebilirsin. Hatta yürüyen daha beta adam yürümeyen alfadan daha fazla kızla birlikte olur.”
Bu şeye benziyor, bir bilim adamı çok ciddi bir keşif yapsın onu bilim dünyasıyla paylaşmadığı takdirde o ciddi keşfin hiçbir önemi yoktur. Kadınlara alfa olduğumuzu göstermemiz şart beyler.
Bir sürü kızdan ilgi görüyorum bir tanesine odaklanamıyorum. Dikkat dağınıklığı gibi bir şey ve kendime bakınca o kıza yürüyesim gelmiyor.İstesem anında olucak bir şey ama canım istemiyor okul ortamlarında yürümek doğru gelmiyor. Çok mu gurur kibir yapıyorum bilmiyorum onların gelmesini bekliyorum. Ben 11 im 12 lerden kız gelip kolunu dizime koyuyor hayran hayran bakıyor.Bana yürüken çarpıyor bu en büyük yürüme davetiyesi bende elimi omzuna attım kızın kafa leyla oldu hipergamisi benim gözümde en yüksek diyebileceğim bir kız.Ama canım istemiyor bu sorun sadece bende mi var?Kolay beğenemiyorum.
Birini seçip yürümeden öyle bekleyemezsin, yoksa yalnız kalırsın. Dediğim gibi kızlar harekete geçmez. Karar senin.
Hocam bir erkek olarak her zaman sorunla yüzleşmen lazım. Reddedilmekten korkuyor olup da bunu yürümek istememek diye rasyonelize etmek yaygındır. Sende bu var demiyorum ama bunu bir araştırman lazım. Lisede okul içi yazma tecrübem yok. Eğer hayatında hiç kıza yürümemişsen eğer ilk yürümelerinde ciddi bir red yeme şansın var. O nedenle ilk denemelerini sınıfında yapma. Başka sınıftan hiç tanımadığın ama YD atan kıza yürü, yazılardaki gibi muhabbet aç, kendini tanıt. Sokaktakinin aksine telefonunu ikinci kerede kapatabilirsin. Kızı ilkinde ya da ikincide okul dışında bir etkinliğe ya da buluşmaya davet et. Orda daha açık yürü. Bir de muhtaç, ağzı kulaklarında bir… Read more »
Peki okul ortamında sizin tecrübeleriniz nedir nasıl yürümeliyim? İpleri onlara vermeden.
Erkek adam yukarıda yazdı bunun cevabını.
Tamam teşşekür ederim.Birde bir kız vardı güzel 10 larda çevresinde 3-4 tane erkek var her tenefüs biri geliyor biri gidiyor onların yanında bana yürüme davetiyesi atıyor o erkekler uydu erkek mi oluyor? Onlar yanından ayrılsa ben gidicem de yapışmışlar sanki . Çoçukların tipleri de fena sayılmaz ama.Biri alfa hareketler sergiliyordu.
Bu feminaziler dünyanın en salak insanları yemin ederim gördüğünüz yerde kaçın selam verseniz facebookta ‘bugun beni s*kmeye kaltılar kızlar diye paylaşır
Hocam bu MeToo devrinde feminist olduğunu bildiğim / sezdiğim kadınla aynı odada yalnız kalmam ben. Bırak ilişkiyi.
Avm lerde 3 tane kıza yürümüştüm.
Burada pek kız yok. Avmde yürüdüğümde işi vardı. Arkadaşını filan bekliyorlardı. Üniversite bunun için en uygun mekan sanırım.Bakalım zaman bize neler getiricek biraz ders çalışmam gerek.
Yürümede acemi başarı oranı, telefon almada 1/10, mutlu sonda 1/30dur. Sayılar çok düşük ama her avm gününde (hep aynı yerde yürüme) 3 kıza yürüsen, bunu haftada bir yapsan, iki buçuk ayda hedefe ulaşırsın.
Hayat = Frame Savaşları
Kadınların içinde manyak bir ilkellik var. İlkel dürtülerine göre hareket ediyorlar. Ufak bebelere eğitip, göstericen bunu.
Merhaba.
Ben blogu 1 hafta önce keşfettim.
Neil strauss’un OYUN kitabıyla bir nevi kendime geldim ve bu konuları araştırmaya başladım.
Konuya girmeden bu forumda emeği geçen bizleri kırmızı hap camiasına itip betalıktan kurtulmak için bu forumda yazan ve yorumlayan çeviri yapan herkese teşekkür ederim.
Konuya gelince:
9 yıl süren bir ilişki yaşadım.
Uzun bir ilişki olduğundan anlamışsınız diye umuyorum betanın dip noktalarındaydım.
Orta son yani 8. Sınıfta tanıştık şimdi 23 yaşındayım ve geçirdiğim son 3 hafta hayatımın en rahat en verimli günleri son 3 haftada 7 defa bar game 18 e yakında day game yaptım. Bunları saha raporu şeklinde sizlerle paylaşmayı düşünüyorum.
( Bir önceki yorumum eksik gitmiş yazdıklarım silinmiş. Anlamsız bir yazı gibi göründüğü için tekrar yazıyorum) Ben blogu 1 hafta önce keşfettim. Neil strauss’un OYUN kitabıyla bir nevi kendime geldim ve bu konuları araştırmaya başladım. Konuya girmeden bu forumda emeği geçen bizleri kırmızı hap camiasına itip betalıktan kurtulmak için bu forumda yazan ve yorumlayan çeviri yapan herkese teşekkür ederim. Konuya gelince: 9 yıl süren bir ilişki yaşadım. Uzun bir ilişki olduğundan anlamışsınız diye umuyorum betanın dip noktalarındaydım. Orta son yani 8. Sınıfta tanıştık. O gunden bu yana beraberdik. 3 ay önce ayrıldık ayrıldıktan sonraki süreç bana çok agır geldi arabeske… Read more »
Madde 6. Yüzde 80/20 Kuralı: Yüzde 80/20 kuralı, hipergaminin doludizgin yaşandığı toplumlarda erkeklerin yüzde 20’sinin kadınların yüzde 80’i ile yatacağını anlatan teoridir. Bu durum, pareto ilkesinin cinsel ilişkilere uyarlanmış halidir. Sadece evlilik yanlısı muhafazakâr toplumlarda her erkeğin kendi sosyal çevresinden bir kadınla evlenmesi garantidir. Aile düzeni yıkılıp zevkine düşkünlük topluma yayıldığı zaman görülecek doğa düzen yüzde 80/20’dir. Ah Çevirmen Hocam bu adamı hiç çevirmeyecektik 🙁 2 tane doğruya 2 tane saçmalamasa olmuyor. Böyle atıp tutuyor sonra kız arkadaşının arkasından salya sümük. Erkeklerin %20si kadınların 80%i ile yatacak diye yanlış anlaşılıyor! 80/20 kuralı kadınların 80%i erkeklerin 20%sini arzular olarak realize olur.… Read more »
Merhaba. Şu yazıyı yayınlayabilir misiniz? *Okuma Örneği: Aynı İdeolojinin Çelişkili Söylemleri* Bu örnekte verili bir metin üzerinde çalışmayacağız. Ama belli bir konuda yazılmış ve belli bir ideolojiyi temsil eden metinlerin hepsini bir araya getirince ortaya çıkan şeye anlam vermeye çalışacağız. Dikkatle okuyalım: Sav 1: “Erkekler binlerce yıldır kadınları sömürmüşlerdir. Kadınlar binlerce yıldır kendilerine yönelmiş aşağılamanın ve nefretin mağdurudurlar. Buna bir son verilmelidir.” Sav 2: “Cinsiyet, toplumsal bir kurgudan fazlası değildir. Cinsiyetin biyolojik olan bölümü üreme işlevinden ibarettir. Bunun ötesi eğitimle ortaya çıkan koşullanmalardır. Cinsiyet bakımından nötr bir eğitim, bireye kendi cinsiyetini seçme özgürlüğü vereceği için toplumsal cinsiyet rolleri görünmez olacaktır.”… Read more »