Geçen hafta çoğu erkeğin hayatlarının bir noktasında karşılaşmayı bekleyebilecekleri yeni bir kavramdan bahsettim. “Sıfırlanmak” kavramı, bir erkeğin hayatı boyunca elde ettiği statünün, finansal varlığının, itibarının, profesyonel ve kişisel gelişiminin, duygusal yatırımının ve diğer şeylerin silinmesidir. Bu kavramı bu yazıda biraz daha ayrıntılandırmak istiyorum zira birçok erkeğin bu kavramı yanlış anladığını düşünüyorum.
Kırmızı hap farkındalığına sahip bir erkeğin bu farkındalığının bir parçası olarak, hayatının birden fazla noktasında kendisini yeniden inşaa etme işi ile başbaşa kalacağının bilincinde olması gerektiğini düşünüyorum. Yenilgi, reddedilmek ve hayal kırıklığı başınıza gelecek ve bunlar erkeğin hayatının birer parçası. Ve bunlar başınıza geldiğinde yeniden ayağa kalkmanın erkek olmanın bir ölçüsü olduğunu söylemekten övünüyoruz. Ama benim bahsettiğim, bazı zamanlarda hayatınızı sil baştan yeniden inşaa etmek zorunda kalacağınız.
Eninde sonunda sıfırlanacaksınız, ve bununla nasıl başa çıkacağınız, geçici yenilgilerle başa çıkmanızdan çok daha farklı bir şey. Bu sıfırlanma ile başa çıkmayı daha da zorlaştıran şey, size o zamana kadar yaptığınız yatırımın başkaları tarafından da takdir gören ve gerçekten değer verilen bir yatırım olduğunu söyleyen mavi hap koşullanmanız. Hayatınızın o anında anlamanız gereken şey, en zor yollardan öğrendiğiniz gerçekler ile kendinizi yeniden ve çok daha iyi bir şekilde inşaa etme umudunuz olduğudur.
Geçen hafta belirttiğim gibi, bunu bir çeşit erkek mağduriyeti ya da bir erkeğin hayatından fazlaca şikayet etmesi olarak görmek çok kolay. Empati, özellikle erkekler arasında, her zaman az bulunan bir şey olmuştur. Ne kadar hasta olduğum, işimin ne kadar kötü gittiği ya da ne kadar az uyku uyuyabildiğim gibi konularda 3 ya da daha fazla erkeğin olduğu bir grupta ağzımı açmamam gerektiğini zor yolda öğrendim. Zira size garanti ederim diğerlerinden birinin kesin kanser hastalığı, lağım çukurunda çalışmaktan hallice bir işi ya da amansız bir uykusuzluk hastalığı vardır. Erkek olarak maskülenitemizin ölçüsü her zaman hayatın ters giden alanlarını nasıl kabul edip ona adapte olmamız olmuştur. Bu nedenle bir adamın hayatının bir anında tamamen sıfırlanacağımı söylemem, erkeklerin hayatlarının ne kadar zor olduğundan yakınmam olarak algılanır. Bizden beklenen yumruğu çenemize yedikten sonra ağlayıp sızlamadan daha fazla yumruk için ayağa kalkmaktır.
Erkekler hayatın kendileri için ne kadar zor olduğu ve bunun nasıl da iyi üstesinden geldikleri konusunda birbirleri ile rekabete bile gireceklerdir. Diğerleri ise zaten erkeğin hayatının zorluklarını duymak bile istemeyeceklerdir. Bazıları ise erkeklerin benlik algılarını başkalarının – özellikle kadınların – fikirlerine bakarak inşaa etmekle yanlış yaptıklarını söyleyip geçeceklerdir.
İlk ikisini halletmek kolay. Erkekler genellikle birbirleri ile rekabet halindedir, bu sadece sosyal arka planda devam eden bir şey olarak algılansa bile. Bu kıran kırana bir rekabet olmak zorunda değildir, arkadaşça rekabet bile eninde sonunda rekabettir.
Erkekler duruma göre elbette birbirlerine sempati göstereceklerdir ama erkeklerin bu rekabetçi doğası yine de hem kazananlar hem de kaybedenler tarafından iögüdüsel seviyede farkında olunan bir şeydir. Grup dışındaki erkekler bunun grup içindeki erkeklere göre daha farkında olacaktır (kan bağı birlikteliği evrimleşmiş bir adaptasyondur) ama grup içinde bile erkek egemenlik hiyerarşisi olacaktır. Bu hiyerarşilerin nasıl kurulduğu sosyal ve çevresel etkilere bağlıdır ama bu hiyerarşilerin varolduğunun kabulu bile feminen – öncelikli toplum düzeninin erkeklerden kendi kendilerine saklamalarını istediği bir şeydir.
Değeri Nitelendirmek
Rekabet varolan bir şey ama erkeğin hayat beklentilerini, kendi başarı ve başarısızlık kriterlerini dışsal bazı değerlendiricilere bağlama fikri üzerine yazmak istiyorum. Sosyal etkiler, ailesel etkiler ve bir erkeğin kadınların kendisinden beklediğini düşündüğü şeylere göre bir kadınla yakınlaşmayı ve üremeyi başarıyla gerçekleştirme hakkında (çoğunlukla koşullanmış) bilinçaltı anlayışı çok ateşli bir tartışma konusudur. Bir erkek eğer hayatının belli aşamalarında sıfırlanmış ise, bu “sıfırlanma” sadece erkeğin kişisel bütünlüğünü ve yatırımını mavi hapın kumdan zemini üzerine inşaa etmesinin sonucu mudur?
MGTOWcular yanlışım varsa düzeltebilirler ama benim anladığım kadarıyla bu, erkeklerin kendi yoluna gitmelerinin temel prensiplerinden biridir – kadınların hipergami standartlarına göre erkeğin değerini belirlemelerini reddetmek. Bunu anlamakla birlikle birlikte erkeğin kendi kişisel değerini belirlemesinde kadın milletinin ona verdiği değerlendirmelerden daha fazlasının olduğunu düşünüyorum.
Kırmızı Hap farkındalığına sahip bir erkeğin bir parçası oldukları Oyunu anlama ve kendi kişisel değerlerini önceki mavi hap yanılgılarından koparak bu oyuna göre yeniden hesaplamaları zorunluluğu gizli saklı bir şey değil. Bu nedenle ben kendisini eski ideallerinin fişinden çeken her erkeğin çeşitli derecelerde de olsa kendi yoluna gittiğini (men goes their own way – MGTOW) ama meselenin bu yeni farkındalıkla nereye gittiği ve kendi içinde nasıl bir değer yarattığı olduğuna inanıyorum. Yeni bir özdeğer algısı yaratıp inşaa ederken bile bir erkeğin bu değeri kaybetme ihtimali vardır – o değeri nasıl ölçtüğünden bağımsız olarak.
Boşanmış bir erkek için “kırmızı hapın farkında” olup olmamasından ve kendi kuralları ile yaşayıp yaşamamasından bağımsız olarak, çocuklarının velayetini ve hayatları üzerindeki etkisini kaybetmesi, sıfırlanmak anlamına gelebilir. Kendi kişisel değerimizin, biz onu nasıl ölçersek ölçelim ve nasıl değerlendirilmesi gerektiğini düşünürsek düşünelim sıfırlanabilecek yanları vardır. Her zaman söylediğim gibi, bir kadın erkeğin hayatına yoldaş olmalıdır ve asla onun hayatının odağı olmamalıdır. Fakat bu tür bir ilişkide bile hala silinebilecek bir dürtüsel değer vardır ve kadınların, ailenin, iş arkadaşlarının, bundan etkilenmesi bunu değiştirmez.
“Sırf sen bir şeyin kıymetinin başkaları tarafından bilineceğini düşünüyorsun diye başkaları onun kıymetini bilecek diye bir şey yok ve sen böyle düşündüğün için, o şeyi kaybettiğinde her şeyi kaybedebilirsin” demek kolay.
III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil
Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.
Yukarıdaki, Roissy’nin Amcığın 16 Buyruğu eserindeki üçüncü buyruk. Bu yazı ile alakalı zira erkeklerin çoğunluğunun kendi kişisel yatırımlarını değerlendirirken hangi ölçüleri önceliklendirdiklerini gösteriyor. Kırmızı hap farkındalığı olan bir erkeğin mavi hapın fişine takılı ve en basit kırmızı hap prensiplerinden bile bihaber bir erkeğe sinirlenmesi çok kolaydır. Çoğu erkeğin hala boğazına kadar mavi haplı olduğu ve içinde yaşadıkları gerçeklikle ilgili hatalı olduklarını söylediğinizde sizinle sonuna kadar savaşacakları gerçeğini unutmak da kolay. Mavi haplı erkeklerin, mavi hap sonunda kendilerini mahvedecek olsa bile, mavi hapın sağladığı güven duygusuna ihtiyaçları vardır.
Daha da önemlisi, geçen haftaki yazıda belirttiğim intihar oranları, hayat boyunca ruhlarına işlenmiş mavi hap koşullanmasına göre kendi değerlerini inşaa etmiş erkeklere dayanıyor. Karşı karşıya oldukları durum bu ve daha fazla erkek fişten çekilene kadar da bu acı gerçek hüküm sürmeye devam edecek. Kırmızı haplı erkekler diğerlerini fişten çekmeye çalışırken bize direnen çekim gücü budur. Olay bir erkeğin daha iyi sikiş sayısı elde etmesi değil, olay erkeğin hayatını kurtarmak ile alakalı.
Son yazıda dediğim gibi, kayın biraderim hayat boyu her hırsını kurban edip doğru olanı yaparak takdir göreceğini düşündüğü için sonunda intihar etti. Mavi hap kelime anlamıyla ölümü oldu. Hayatının merkezi yaptığı Oneitisi olmadan yaşayamayacağına o kadar inandırılmıştı ki, o merkezi kaybettiğinde, gerçekten yaşamaya devam edemedi. Trajik olan ise onun hikayesi, aynı nedenlerle ölen binlerce erkeğin hikayesinden biri. Erkekler için tehlikeli bir çağda yaşıyoruz. Mavi hap eskisine göre çok daha büyük bir yük zira günümüzde erkeklere varlarını yoklarını bu bu koşullanmaya yatırmaları öğretiliyor.
Erkeklerin kendi öz değerlerini bu yanlış ideoloji üzerinden inşaa ettikleri bariz görünür bir olay. Ve evet, kendimizi zihin merkezimize koymalıyız ve hayatımız içimizdeki betayı öldürmeye ve kişisel yatırımımızın mavi haplı ölçülere göre değerlendirileceğini sanmamıza neden olan idealist ümitleri çöpe atmalıyız. Mor haplı “hayat koçları”na sıcak bakmama nedenlerimden biri, bir türlü kurtulamadıkları bu tehlikeli bir değer sistemine bağlı olmaları.
Erkekler hayatlarında birden fazla kere sıfırlanacaklar ama eğer erkek mavi hapın değer sistemine göre kendi değerini ölçen biri ise intihar istatistiklerinde bir rakam olacaktır. Trajik olan ise bu erkekler başka söyleyecek bir şey bulamadıklarından “sen aşarsın bunları aslanım” ve pozitif düşünce mantraları söyleyen kalabalığın içinde, bu yanlış değerlendirme ile sonlarına yürüyecek olmaları.
Çeviri : Zeroed Out
Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Bu yazının altına yazılan “abi konuyla alakasız ama bir kız var …” gibi alakasız soruları / yorumları silinecektir. Sorularınızı ilgili olduğu bir yazının altına yazın.
sıfırlamayı birkaç yerde mavi hala bağlamışlar ama bence yanılıyoruz.Kazadan bir yanlış anlaşılmaya kadar birçok sebep olabilir ve çok kötü. Babam hukukçu idi iftira ve birkaç kişisiyle ters gitmesi yüzünden ergenekon ile hayatımız sıfırlandı. sıfırlamak güzel bir şey değil bir yerlerde iyi bir kayınvalide ve babamızım olması ikinci bir yam iş yapabilmemiz 7 ay hapse girme durumunda ailenize bakabilecek bir güç. siz içeride iken dışarıda kalan avukat gibi bir ton işi halledebilecek eş dost olmalı Her şeyi kadın odaklı düşünmeyelim diyoruz ama anti mavihap odaklı düşünüyor çoğumuz,bu da daha sonra gene kadın odaklı düşünmek oluyor. şahsen jordanp gibi isimler dışında kalan… Read more »
Ben de sizinle aynı şeyleri düşündüm okurken. Şu da var, yazıda sıfırlanmanın mavi hapla ilgisinden ziyade sıfırlandıktan sonra atılacak adımların mavi hapla ilgisinden söz ediliyor.
Abi kitabın ne zaman çıkıyor? 🙂
Benim Hapım Kırmızı. Yazan : Mahmut Pambık. Çıkmaz ayın son çarşambası piyasada.
Bir bakasım gelmedi değil öyle biri var mı diye 😀
:))
Bastım kahkahayı
Mahmut Pambık:))
Bir inşa aşamasında temele yerleştirilecek en gerekli malzemelerden biri de, değişime karşı doğru bir bakış açısı yerleştirmek.
“Diğerleri ise zaten erkeğin hayatının zorluklarını duymak bile istemeyeceklerdir” Kendimizle anlattığımız çoğu şeyin karşımızdaki kişi tarafından umursanmadığı farkettiğim zamanlardan beri artık ben de duygusuzum Dert anlattığınız genelinde insanlar çoğu şeye çözüm bulamayacaklardır Üstüne saygısızlığa kapı aralancaktır Zayıflık göstergesi = Şikayet Etmek Çoğu insan iyi bir dinleyici değil.Genellikle aralarında ortak konu yok çoğu insanda .Karşındaki insanı dinlemiyorlar bile —“Az önce gelirken araba çarptı birisine böyle şöyle oldu vs “ dersiniz Karşınızdaki insan da Saçma bir şekilde kendi yaşadığı olaya girip anlatıyorsa Ve bunu farklı olaylarda sürekli yapıyorsa narsist/aşağılık kompleksi olan biriyle yapıyorsunuz demektir Denemesi bedava — Dale Carnegie kitaplarında yazar bu… Read more »
Mavi hap ideallerine gore kendimize en uygun kadini bulup onu mutlu etmeye calismaliyiz !
Evli erkek psikolojisini merak ediyorum.
Hayatinin onemli bi donemi boyunca bir kadini mennun etmeye calismak !
Bu erkekler gercekten mutlu mu ?
Peki soruyorum size
10 bin tl kazanan evli, muhtemelen 2 cocuklu adam mi ?
Yoksa ayda 5 bin tl kazanan bekar bi kac partnerli adam mi daha mutludur ?
10 bin tl kazanan evli, muhtemelen 2 cocuklu ve mutlu adam da bulursun, mutsuz da. 5 bin tl kazanan bekar bi kac partnerli mutlu adam da bulursun, mutsuz da. Bu dediklerin mutluluğu ya da doyumu tanımlayan kriterler değil.
Ama MGTOW içinde evli ve çocuklu olmayı otomatik olarak mutsuzluk ve betalık tanımlayan ciddi bir kesim var ki yanlıştır bu. Aile babası, kendi iradesi ile ve risklerini bilerek evliliğe girmiş bir alfa erkek olabilir. Bekar ve birden fazla partnere sahip partner ise mavi haplı ve mutsuz bir alfa olabilir.
Sınıf öğretmeni mavi hap ideallerine göre evlilik yaparsan max. 2/2,5 yıl sonra evlendiğin kadın senin ağzına sıçar. Denemesi bedava. Saygıdan öttürmedikçe çevrendeki insanları herkes ağzına sıçar. Saygı duymadıkça çevrendeki insanlara hayat ağzına sıçar. Sen kimsin bilmiyorum zırt diye bir yorum atıyorsunda merak ediyorum sendeki kafayı saygı seviyesini, v.sde, v.s
Evlilikte bir kadın
sürekli peşinde ve sürekli seni her anlamda mutlu etmeye doyuma ulaştırmaya çalışan, ilgi gösteren ve senin ilgine ihtiyacını da ,
dikkatini olumlu anlamda çekecek hareketleri ile belli eden taraf ta olabilir .
Evliliğin kendini tek bir kadına adamak diye algılanmasını en ufak bir anlamıyorum doğrusu.
Neden bir kadının sana adaması olarak hiç bir yerde görmüyorum.
Şikayet merkezi olduğu için mi buralar .
Nasıl bir kültürel yapı ve toplumsal ilşkiler içindesiniz ben böyle bir şey nadir görüyorum .
O adam da zaten eziklerin Eziği olursa ancak.
Ben 80lerde erkeklerin sümerbank pijamalarla bahçede ya da kapı önünde rakı içtiği tek katlı derme çatma evlerle dolu bir mahallede büyüdüm. Mantığa göre bu adamların da 80%i beta olmalı ama hiç belli etmiyorlardı. Bugünden geriye bakınca hepsi sanki maskülenitenin kitabını yazacak adamlara benziyor. Aralarından biri azıcık mavi haplı diyebileceğimiz eğilimde olsa “kılıbık” diye dalga geçilirdi. Pavyon olayı tabii ki vardı ama bunlar böyle gidip dışarda kadın avlayan, karılarını aldatan adamlar değildiler ama kendilerini karılarına falan da adamış değillerdi.
1988 dünya kupasını hatırlıyorum da. 30 senede o kupayı izleyen adamlardan 2018 mavi haplılarına nasıl geldik?
1988’de Avrupa Şampiyonası vardı abi, Hollanda kazanmış. Dünya Kupası 86’daymış.
Hocam, neden mavi hapa göre evlilik yapacaksın? Öyle bir kural mı var? Evlilik konusuna yavaş yavaş girmeye başlayalım öyleyse. 25 yıllık evli bir erkeğim, eşim öğretim görevlisi, bir oğlum var kendisi doktor. En başından beri senin ilkeleri olan bir erkek olduğunu hissettirmen lazım, her şeyi dert etmemen ya da belli etmenen lazım. Sorunlara karşı kafanda planların olması ve bunları asla paylaşmaman lazım. Her durumda alternatif hareket tarzların olması lazım. Asla olumsuz yönlerini, zayıflıklarını, zaaflarını eşine göstermemen, hissettirmemen lazım. Çünkü kadın milleti en zayıf anında onu öyle bir evirip çevirip çakıyor ki feleğin şaşıyor. Seni en fazla nasıl yaralar o şekilde… Read more »
Dediklerinize sonuna kadar katiliyorum.Bu yasta bu bilincte olup göt göbek salmayan kro tipli bir adama dönüşmek yerine bu bilincte olmanız hem örnek alınası hem bizlerin gelecekteki aynası rolünü üstleniyor.Böyle yaşca tecrubeli insanlarin yorumunu / tecrubelerini okumak bana hep azim veriyor..
Teşekkür ediyorum dostum.
Herkes “abi bi kız var” modunda. İnsanlarda biraz farkındalık yaratmak için çabalıyorum. En zoru kaliteli erkek, kaliteli insan olmak.
Selamlar dostum.
Ben bunları hak etmiyorum. Siz de bunları hak etmiyorsunuz? Peki bunları kim hak ediyor?
Her şey yolunda mı? Kendini nasıl hissediyorsun?
Mark Manson un Ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı kitabının 9. bölüm Ölümün Aydınlık Tarafı Sayfa 188 özellikle okumanızı tavsiye ediyorum.
Hayatinin onemli bi donemi boyunca bir kadini mennun etmeye calismak !
Bazı yerlerde tek bir kadına hayatını adamak falan yazıyor .
Bu nasıl bir evlilik algısıdır kim öğretti bunu size babalarınız amcalarınız hepsi kadınlara mı adamış kendini nerden öğrendiniz .
Evlilikte olan şey sadece başka kadınlarla yatmayacağın ve kadını koruyup kollayacağın konusunda söz veriyorsun. Onun harici enerjini işine, kendine, çocuklarına ve karına en azından eşit ayırabilirsin. Aynen güzel söyledin, babalarımız – amcalarımız da tek kadınla beraberlerdi ama hayatları o kadına adalı değildi. Yeni icat oldu bu “adama” olayı.
Gençler burası ekşi sözlük değil. İçine sıfırlanmak kelimesi koydunuz diye karı – kız sorularınız yazıyla alakalı olmuyor. Üşenmeyin arayın alakalı bir yazı, sorun altında.
Onetis kirintilari hala icimde direnmeye calisiyo. Ne zaman ‘masum’ yuzlu biraz da feninen bi kiz gorsem onunla sevgililik hayalleri kurabiliyorum. Kizin msumlugu beni cekiyo adeta. fakattt Redpili yanlisla aldiktan sonra.
O masum yuzlu kizin grup sex deneyimini ogrensem inananin sasirmam artik. Redpillin bana kattiklari.
Hayal kurmaya direnin. Gerekirse çocuk gibi “düşünmeyeceğim düşünmeyeceğim” diye kasarak direnin. Ne kadar hayal kurarsanız o kadar yatırım yapıp elinizi zayıflatırsınız. Karşınızdaki hatun ne masum melek ne de porno yıldızı. çoğunlukla sıradan bir insan.
Tam bir şeyleri yoluna koyuyorsun sonra bir bakmışın yol bitmiş. Zor gelir ama bil ki iyi gelir. Hep zor gelmeler değil mi iyi gelmeler. Zor olsun ki güzel olsun. Ne demişti üstad (ları) kerimcan durmaz; çok büyük ya zorlamaaaaa girmiyoooo. Hayat bazen çapımıza göre büyük oluyor. Sıfırlanmanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Sadece kendimizi sorguya çekip (bizim adımıza başkaları yapıyor biz de müsaade ediyoruz) nerelerde hata yaptığımız yüzümüze çarpıldığında gerçekleri hazmedip hazmedemediğimiz ile karşı karşıya kalıyoruz. GELİŞTİRİLEBİLEN (değerli ve lazım olanı görebilme isteği) ÇERÇEVE ihtiyacımız olan bu. Allah’ım ne olur artık güzel şeyler olsun. Bir güzellikte yeter aslında. Hiç olmazsa gü olsun.… Read more »
Allah’in tarlasını sürüp hergün sulayıp gübrelemeyen ve yabani otları temizlemeyen ama sürekli dua eden çiftçiye ürün verdiği görülmemiştir.
Önce çalışmak sonra dua dinin esası, ancak çalışanın kabul olur duası
Gerçekten çok büyük bir adam bu. Daha önce sıfırlanmış 30 yaşından sonra kendini yeniden inşa etmek zorunda olan biri olarak tüylerim diken diken okudum yazıyı. Keşke imkan olsa da Mehmet pişkinin intihar notunu yorumlatabilsek rolloya
Mehmet pişkini gerçekten sıfırlayan ne idi? Burada bahsedilen boşanma tecavüzü, iflas veya daha sanal olsa da 10 yıllık oneitis eşin terk etmesi gibi hadiseler.
Sıfırlanmanın her zaman için mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda zamanında tecavüz iftirası ile hapis yatmış Steve Titus isimli adamı örnek gösterebilirim. Elemanımız, bir kadının kendisine tecavüz eden adama çok benzediği sebebiyle iftiraya uğruyor. 1 yıl hapis yatıyor ve ardından suçsuzluğu ispat ediliyor, hapisten çıktıktan 1 yıl sonra ise strese bağlı kalp krizinden ölüyor. Bu adamın tüm bu stresi yaşaması önlenemez bir şey. Neticede karısını, işini, servetini kaybetmiş ve tüm bunları “Sıfırlaması” çoğu zaman mümkün olmuyor.
Sen sıfırlanmayı reset atmak olarak algılıyorsun. Adam basbayağı sıfırlanmış ama toparlayamamış.
Hayat bir mücadeleden ibarettir. Sıfırlanmak ta var alıp başımı gitmek te. Çocuklar özellikle de erkek çocuklar bu zihniyetle yetiştirilmeli. Ama bakıyorum ortalık prens berkecan’lardan, prenses aleyna’lardan geçilmiyor. Hiçbir zorluk yaşamadan yetişen çocuklardan hayatta başarılı olması bekleniyor. Bu kişilerin sıfırlayacakları bir şeyleri olmuyor zaten. Ebeveynden kalan daire falan yoksa. Onları hemen sıfırlarlar ama farkında olmazlar. Kendileri kazanmamış ki.
Mahmut hocam bu arada 1988 yılında dünya kupası yoktu. Avrupa şampiyonası vardı. Hani gullit’li Van basten’li Hollanda ın şampiyon olduğu.
“Victory is not always winning the battle…but rising every time you fall.” Napoleon Bonaparte