Aşağıdaki hikayeyi ekşi’de gördüm. Yazan muhtemelen sempati puanı toplayım diye yazıp da şamar oğlanına dönünce kaçmış ama şu arkadaş kopyasını almış. Ben de buraya yapıştırıyorum. İlişki diyor ama 6 senesi ilişki 2 senesi evlilik :
2011 yılından önce herkesin imrendiği bir hayatım vardı. yaşıtlarıma nazaran varlıklıydım. yakışıklı ve güzeldim. onlarca sevgilim olmuştu. fakat çok erken yaşta sıkıldım bunlardan. daha sakin bir hayat için hayatımın aşkını bulmaya odaklamıştım kendimi. how i met your mother’daki ted misali..
onunla 2011 yılının sonlarına doğru tanışmıştık. ilk gözlerini gördüğüm anda evleneceğim kadın bu demiştim. gerçekten de öyle oldu. keşke görmeseymişim dediğim anlar olmuyor değil. ama hayat dediğimiz şey kazandığımız anı ve tecrübelerden ibaret değil mi zaten. birlikteliğin ilk gününden itibaren ben bir romeo’ya dönüşmüştüm. yıllardan beri içimde biriken sevme güdüsü patlama yaşıyordu resmen. ilk sene her ay dönümü ufak süprizler yapıyordum. romantik anlar yaratıyordum. gecenin 12’sinde puding yapıp evine götürüp sürpriz yapmışlığım bile vardı benim. evcil hayvanını bile ben almıştım. bir sıkıntısı, sorunu oluyordu ben kendimden vazgeçip ona adıyordum kendimi. o nefes alsın ben bir şekilde hallederim kendimi diyordum. yaşadığımız hayatın stabil devam etmesi için sürekli borçlanıyorum. en büyük hatam buydu belki de. arkadaşlarım azalıyordu gün geçtikçe farkındaydım fakat bana o yeter diyordum geleceğin hayalini kuruyordum. gözüm başka kimseyi görmüyordu. tanımadığım kızın saçları elime değse suçlu hissediyordum kendimi. evlilik teklifim bile muhteşemdi. yoktan var ederek yapmıştım.. yeni yeni dizilerde, filmlerde rastlıyorum bizim 7 yıl önce yaşadığımız sahneyi.. ben mecnundum, romeoydum, tristandım, ben aşktım.
ilk yıllar bu şekilde sürdü. ama içimde bir burukluk vardı. tam değildi her şey. yavaş yavaş içimde ki sıkıntıların nedenini fark etmeye başlamıştım. ben 10 adım atıyorsam o 1 adım atıyordu. belli bir zaman sonra bu koymaya başlamıştı. ama hep teselli ediyordum kendimi ilerde düzelecek. düzelecek. düzelecek.. (düzelmedi..) ben onu yüceltirken, o beni aşalıyordu resmen.. içimde ki romantik çocuk ölmeye başlamıştı artık. her eylemim hayal kırıklığına dönüşüyordu. herkesin imrenerek baktığı o ilişki sıradan bir hal almaya başlamıştı. müdahale etmeye çalışsam da içimde ki güç tükeniyordu. ama güçlü, dayanıklı bir çocuktum. tatillere gidiyorduk. arkadaşlarımla gitmişim gibi geliyordu hep. sadece el ele tutuşan bir çift. geceleri iyi geceler seni seviyorum diyen ve sırtını dönüp uyuyan birisi vardı karşımda. beni seviyordu ama hissettiremiyordu. hayallerimden çok uzaklaşmıştım bu süreçte.
6. yılımızda evlilik olayına start verdik. belki diyeceksiniz malsın durumlar böyleyken neden evlendin. evet hem maldım hem aşık hem umutlu. evlilik zamanında herkesin yaşadığı sıkıntıları yaşadık. ama atlattık. çünkü sevgi vardı içimde. umut vardı.. ışık vardı.. balayımızı çok güzel planlamıştım. romantik aşk filmlerinde ki sahneler mevcuttu. ama bulunduğumuz şehirlerde mevcuttu onda gene yoktu. eve girdikten sonra cicim ayı dedikleri olayı hiç yaşamadım. ama huzur vardı. saygı vardı. belli bir zaman geçtikten sonra yalnız hissetmeye başladım kendimi. sanki bir babaydım.. anneydim.. ama sevgilim yoktu. sürekli kollaman gereken, bakman gereken bir çocuk..hiçbir zaman maço erkek olmadım. erkek temizlik yapmaz, ütü yapmaz, yemek yapmaz demedim. hepsini elimden geldiğince yaptım. ama tek başıma yaptığımın farkına vardım belli bir süre sonra. çünkü ben yorgun argın ütülerimi yaparken o netflix’te birşeyler izliyordu. ben evi sildikten sonra ayakkabı ile eve giriyordu. benim sigara alacak param olmazken, bankalar peşime düşmüşken, evin tüm maddi sorumlulukları omuzlarımdayken o çılgınlar gibi alışveriş yapıyordu. bunlar artık koymaya başlamıştı. kendime dinlenecek alan bulamıyordum. aile bağları hiç yoktu. iki tarafın da ailesi yemeğe bile gelmemişti. cinsel hayat çürümeye başlamıştı. yakınlaşmalar 1 hafta arayla oluyordu sonra o süre 2 haftaya çıktı. yorgunluklar bahane ediliyordu. bunu tartışmaya açtığımda ise ‘beni tahrik etmiyorsun’ gibi söylenmeyecek sözler söylüyordu. yaralanıyordum kendimi iyileştirmeye çalışıyordum.
bu şekilde sürdü gitti. belli bir süre daha. düzelmesini umuyordum. derken netflix’te you adlı diziyi izledim. ve içime bir şüphe düştü. teline vs bakmamıştım yıllardır. ona almış olduğum apple watch salonda şarjda duruyordu. aldım kurcalamaya başladım. mesajlarda tanımadığım bir isim dikkatimi çekti. mesajı açtım ve bammmm.. karşımda “toplantıdayım aşkım çıkınca arayacağım seni. ve bir öpücük”. cevap ise “tamam minik unuttum ben toplantıyı sorry.” çok açık ve net whatsapptan konuşuyorlardı. mesajın orda unutulmasının ve tek 2 mesajın olmasının nedeni aradığı zaman meşgule atmış ve mesaj ile yanıtla yapmıştı. hemen fotoğrafladım elimde kanıt olmalıydı. ne yazık ki numaranın son 2 rakamı gözükmüyordu. bir hafta araştırma yaptım. yediremedim. çünkü çok güveniyordum. ilk baş inkar etti ama çocuğu bulmuştum. o inkar etti ben konuşma sürelerini buldum. o inkar etti ben çoçuğun köyünü, adresini tc’sini buldum. işyerini anasını babasını tespit etmiştim artık. ortada aldatma söz konusuydu. ve istemeye istemeye gidip mahkemeye dilekçe verdim. duruşma günü geldiğinde istersen boşver gitmeyelim geri çekeyim dedim. sarıl bana dedi öp beni dedi o an içimde bir ışık belirdi. birşey hissettin mi diye sordu. dedim evet. o ise ben hissedemiyorum dedi sevmiyorum artık dedi. yıkıldım. ve ayaklarım yüreğim ağzımda o duruşma salonuna girdik. 8 yıl boyunca koyduğum tüm tuğlalar 2 dakika içerisinde yıkıldı.
sonuç olarak bana aşık olmayan birisine aşık oldum. kızamıyorum da. ama şuan içimde ölmeyen bir öfke var ve delirmekten korkuyorum belki de delirdim bilmiyorum. içimden o çocuğun karşısına çıkmak geliyor. büyük ihtimalle de çıkacağım. öfkem azalacak mı peki ? sonuç olarak duygusal olarak çöküş, güven problemi, ekonomik iflas, 50k borç, hayal kırıklıkları, kaybolup giden 8 sene.. geçecek biliyorum ama ne kadar yara kalacak, ne zaman geçer muamma.
Tek tek ele alalım :
2011 yılından önce herkesin imrendiği bir hayatım vardı. yaşıtlarıma nazaran varlıklıydım. yakışıklı ve güzeldim. onlarca sevgilim olmuştu. fakat çok erken yaşta sıkıldım bunlardan.
Bunda kendi başına bir problem yok ama işte şu kafa (oneitis + aşkitis) adamı yakar :
daha sakin bir hayat için hayatımın aşkını bulmaya odaklamıştım kendimi. how i met your mother’daki ted misali..
Insan bir kere masala inanmasın, karşısına oneitisi çıkıyor (daha doğrusu karşısına çıkan ve kendisine ilk ilgi gösteren (ya da tahammül edebilen) hatuna fantezisini yansıtıyor.
onunla 2011 yılının sonlarına doğru tanışmıştık. ilk gözlerini gördüğüm anda evleneceğim kadın bu demiştim. gerçekten de öyle oldu.
Mavi hap tam güç devreye giriyor ve yarış atından (en azından kendi iddiası) at gözlüklü, çuvala sıçan yük beygiri yaratma süreci başlıyor. İlk gözlerini gördüğünde evleneceğim kadın bu dediğin an bittin zaten.
bir sıkıntısı, sorunu oluyordu ben kendimden vazgeçip ona adıyordum kendimi.
Bir erkeğin, bir kadının saygısını kaybetmesinin en kestirme yollarından biri bu. Nankörlük falan demeyin, bu adam kendinden iyi bir insan olduğu için değil, kadın için sonuna kadar çabalamazsa kaybederim korkusu yüzünden vazgeçiyor. Bu zayıflığı her kadın fark eder. Bir de üstüne kadının bu adam omurgalı mı, omurgasız mı diye yaptığı testlere bile böyle atlıyorsa sıçar.
Yokluk zihniyeti follows :
gözüm başka kimseyi görmüyordu. tanımadığım kızın saçları elime değse suçlu hissediyordum kendimi.
Gözünün dışarıda olmamasında sorun yok. Ama şu aşırı duygu yüklü “saçları elime değse suçlu hissediyordum” duygusallığı çok sakat. Bu aşamada eleman tanrıçasına layık olmayan bir ölümlü olduğunun farkında olarak kendisinin ona yetmeyeceğini düşünüyor ve açığı sürekli ödeyerek, çabalayarak ve böyle romantik kelimelerle yaltaklanarak kapamaya çalışıyor. Tabii ki bunu rasyonelleştirecek ve şöyle diyecek :
evlilik teklifim bile muhteşemdi. yoktan var ederek yapmıştım.. yeni yeni dizilerde, filmlerde rastlıyorum bizim 7 yıl önce yaşadığımız sahneyi.. ben mecnundum, romeoydum, tristandım, ben aşktım.
Şimdi dönüp bakınca sen neymişsin görüyorsundur umarım diyeceğim de görse bunu yazmaz.
Bu aşamada yıllardır çiğnediği önemli kurallardan birini etkisini ağır şekilde görmeye başlıyor.
yavaş yavaş içimde ki sıkıntıların nedenini fark etmeye başlamıştım. ben 10 adım atıyorsam o 1 adım atıyordu.
Onun sadece bir adım atmasının en büyük nedeni zaten senin her halta 10 adım atman.
belli bir zaman sonra bu koymaya başlamıştı. ama hep teselli ediyordum kendimi ilerde düzelecek. düzelecek. düzelecek.. (düzelmedi..)
Sen davranışını düzeltmezsen yani kendini geri çekmezsen nasıl düzelsin, neden düzelsin? Azıcık soğukluk yapsa, o 10 adımı 20 adım yapacak kadar bu kadına muhtaç olmuşsun.
ben onu yüceltirken, o beni aşalıyordu resmen..
Bir kadını bu kadar yükseklere çıkarırsan, sana tepeden bakmaktan başka çaresi kalmaz ki! Seni aşağılar zira senin onlarca adımı kendini aşırı değersiz, onu işe aşırı değerli bulduğun için yaptığını biliyor. Kendini sen aşağılıyorsun yani, o da sadece senin ona gösterdiğin şeyi görüyor.
Bu arada Heartiste’yi hatırlayalım:
III. Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil
Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.
Bir erkeğin bu aşamaya gelmesi, kadının evlendikten sonra 200 kilo alıp salmasına denktir. Kadıncağız nasıl iğreniyordur anlamak için bunu gözünüzde canlandırın.
6. yılımızda evlilik olayına start verdik. belki diyeceksiniz malsın durumlar böyleyken neden evlendin.
Malsın evet. Bundan daha malı da bu tip bir evliliği kurtarmak için çocuk yapan ama bu da mal.
evet hem maldım hem aşık hem umutlu. evlilik zamanında herkesin yaşadığı sıkıntıları yaşadık. ama atlattık. çünkü sevgi vardı içimde. umut vardı.. ışık vardı..
İnsan zayıflıklarını erdem sayıp yüceltmeye meyilli. Çünkü muhtaçtım, alternatifsizdim, zayıftım demek yerine aşıktım demek daha kolay. Herkes arkandan seninle alay etse de en azından sırtını sıvazlıyor.
hiçbir zaman maço erkek olmadım. erkek temizlik yapmaz, ütü yapmaz, yemek yapmaz demedim. hepsini elimden geldiğince yaptım. ama tek başıma yaptığımın farkına vardım belli bir süre sonra. çünkü ben yorgun argın ütülerimi yaparken o netflix’te birşeyler izliyordu. ben evi sildikten sonra ayakkabı ile eve giriyordu.
Bkz. ev işi yapan erkeğin hazin sonu.
benim sigara alacak param olmazken, bankalar peşime düşmüşken, evin tüm maddi sorumlulukları omuzlarımdayken o çılgınlar gibi alışveriş yapıyordu.
Sen de gıkını çıkarmadan ödüyordun. Sen ödüyorsun neden yapmayacak? Kadının karaktersizliğini savunmuyorum ama kadınlar erkeklerinden aileye yön vermesini beklerler ve böyle bir “lider”in bozup azdıramayacağı kadın zor bulunur. Bu adama en anne eliyle seçilmiş, bakire ve iffet timsali kadını ver, aynı şekilde hipergamisine kısa devre yaptırır.
cinsel hayat çürümeye başlamıştı. yakınlaşmalar 1 hafta arayla oluyordu sonra o süre 2 haftaya çıktı. yorgunluklar bahane ediliyordu. bunu tartışmaya açtığımda ise ‘beni tahrik etmiyorsun’ gibi söylenmeyecek sözler söylüyordu. yaralanıyordum kendimi iyileştirmeye çalışıyordum.
Bkz. Karım benimle cinsel ilişkiye girmiyor.
içime bir şüphe düştü. teline vs bakmamıştım yıllardır. ona almış olduğum apple watch salonda şarjda duruyordu. aldım kurcalamaya başladım. mesajlarda tanımadığım bir isim dikkatimi çekti. mesajı açtım ve bammmm.. karşımda “toplantıdayım aşkım çıkınca arayacağım seni. ve bir öpücük”. cevap ise “tamam minik unuttum ben toplantıyı sorry.” çok açık ve net whatsapptan konuşuyorlardı.
Eskimo “birader” de teşrif ettiler.
Bkz. Aldatan kadın belirtileri
ve istemeye istemeye gidip mahkemeye dilekçe verdim. duruşma günü geldiğinde istersen boşver gitmeyelim geri çekeyim dedim. sarıl bana dedi öp beni dedi o an içimde bir ışık belirdi. birşey hissettin mi diye sordu. dedim evet. o ise ben hissedemiyorum dedi sevmiyorum artık dedi. yıkıldım.
wtf mavi ?!?!?
kızamıyorum da.
Kızamazsın tabii. Hepsi senin suçun. Evin reisi olman gerekirken hizmetçisi ve ATMsi olursan olacak budur. Reissiz ev, kaptansız gemi gibi alabora olmuş. Kadın da karaktersiz bu arada.
“sonuç olarak duygusal olarak çöküş, güven problemi, ekonomik iflas, 50k borç, hayal kırıklıkları, kaybolup giden 8 sene.. içimden o çocuğun karşısına çıkmak geliyor. büyük ihtimalle de çıkacağım. öfkem azalacak mı peki ?
Ne öfkesi abiciğim, git eskimo biraderine bir bira al. Adam seni kurtarmış resmen. Tamam bu işin şakası bira falan alma da harbiden ucuz kurtulmuşsun (50 bin lira ömür boyu nafaka ve çocuklarını yarım yamalak görmenin acısı yanında hiçbir şey), hayatının tadını çıkar şimdi.
Sen yat kalk bu kafayla ve bu hatunla çocuk yapmadığına dua et. O zaman bir de senin sponsporluğunda sevgilisinin kucağında hoplardı. Kadınla da hayat boyu bağın olurdu. İçindeki betayı öldür, o seni öldürmeden. Zira bu oneitis ile önüne çıkan her hatunla olay böyle olur. Uzun süreli ilişkiler nasıl yönetilir onu da öğrenmen lazım.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Derslerde okutulmalık bir mavi haplı. Daha mavisini görmedim okurken migrenim azdi
Evet madur olan kadıncağız !
Valla bende kadın olsam aynısını yapardım 🙂
Seçim sonrası meclisten kritik nafaka hamlesi geliyor. 5 yıldan sonrasını devlet ödeyecek. Vay ki vay hey ki hey sayın mgtow yoldaşlar.
5 yıldan sonrasını vergilerinizle siz ödeyeceksiniz yani. Kocanızı boşayın, 5 yıl onun, ölene kadar da başkalarının sırtında yaşayın yasası.
Sevgili kezbanları koruma ve yaşatma derneği iftiharla sunar.
ekside soyle bir entry gordum: spoiler 1 – nafaka alan kadının gerek ruh gerek beden sağlığı doktorlar tarafından kontrol edilecek ve 5 yıldır neden çalışmadığının sebebi aranacak. ayrıca devletten nafaka maaşı alan kadın bu sağlık kontrolü her 6 ay yada her 1 yıl olarak belirlenecek. şu anda bu tartışılıyor. 2 – çalışmayan ve nafaka alan kadının imkanı ve sağlığı mümkün olduğu halde çalışmıyor. ancak buna karşın devlet denetiminde ben iş bulamıyorum tarzında yaklaşımla geliyorsa ona devlet işkur yolu ile rastgele bir işe yerleştirecek ve nafaka vermeyecek. kadının evlenmeden önceki iş durumu ve evlilik sırasındaki durumu incelenecek. eğer evlilik öncesi maaşı… Read more »
Salaklıkla ne ilgisi var zaten kocanın sırtındaydı bütün yük. Bahsettiğin denetleme var mıydı? Hayır. İşsiz kocadan bile nafaka alınıyor muydu? Evet. Şu anda yaşanan işsizliğin bilmem farkında mısınız, kim nereye öyle pat diye iş bulacak da biryerlere yerleştirecek, hem de işkur? Pratikte uygulamasının imkanı olmayan pembe bir entry olmuş, burası isveç değil.
keriz kocaların karılarını tokmakçıları emvaayi çeşit pozisyonda sikrken, vergilerimizle sikicileriyle beraber yaptıkları tatil masrafını hep beraber ödeyeceğiz demektir.
Türkçesi budur.
Bekar erkeklere de nafaka acısını yaşatmak için yasa çıkarıyorlar. Vergimizle onu da ödeyecekler, vah ki ne vah..
Avrupa’da Amerika’da bekar – evli tüm erkekler yıllardır alfa sikerden çocuk yapıp sonra onları yalnız yetiştiren bekar annelerin sosyal yardımını ödüyorlar. Sosyal devletin yan etkileri. Sen işinden, gücünden falan çocuk yapmıyorsun ama senden kesilen vergilerle yardım alan adam 8 çocuğu koyuyor.
Bu durumda tokmakci olmaktan baska care kalmiyor bize. Duzende duzen olmak lazim.
Red-pill bölümü olsa ilk dersi Oneitis-101 olurdu sanırım.
Benzer mavi haplı görmüştüm, ev arkadaşımdı.
Bence erkekler bir kere de olsalar bu oneitis hastalığına yakalanmalılar.
Bekarken lütfen.
Özellikle ONEİTİSine açılmayı beklerken partide o kızın başka erkeklerle konuşmaya devam edip seni siklemeyerek geçiştirmesi …
Sonradan 25 kilo verip hayatını baştan aşağı değiştirmek…
Hmm enfes kırmızı hap sıcak su ile içilir…
35kiloyla arttırıyorum iddiayı :))
Tecrübe şart aga yaşanmadan anlaşılmıyor.
Net uydu erkek , diğer kadınlardan sıkıldım falan filan tipik istediğini alamayan fakat kadınlar ile takılan tipler bunlar . Sonra gidip bir tane bulur , aşk masalına inanır evlenicem ben bunun ile der . Sonra alır eline onun siktiği hayatını düzeltmeye çalışır 🙂 Bence kadınları hisse senedi yatırımcısı olarak görün , kar gördüğü şirkete yatırım yapar eğer karlılık sürekli ise elinde hisseyi bekletir , karlılık değişken ise maksimum karı alır satar 🙂 Çalışın , kazanın , eğlenin . Yaşar gidersiniz . Bu sitede nejat işlerin oneitis olduğu söylenir , Gerçekten bir araştırın bakın , türkiyede kırmızı haplı yaşıyorum diyenlerden daha… Read more »
Ciddi olamazsın… Nejat İşler’in kırmızı haplı olduğunu iddia edecek ne yaşadın birader ? Alkol koması, birkaç parmağın gitmesi vs vs…
Bence asıl ilginç olay şu… biz erkekler kendimizi kaptırıp “Mavi haplı” hayallere dalarken… kadınlar “oyunu” “hipergamiyi” vs asla unutmuyor daha doğrusu bu özellikler onlarda her zaman mevcut…
Şahsen ben artık … bu siteyi okuya okuya…
Mavi haplı bir mutluluğun kendini kandırmak olduğunu fark ettim.
Ve… mavi haplı hayallerimiz olmayacaksa batsın bu dünya demek yerine gerçeklerle yüzleşme cesaretini göstermeye çalışıyorum.
kadınlar “oyunu” “hipergamiyi” vs asla unutmuyor daha doğrusu bu özellikler onlarda her zaman mevcut… Olay o değil. Kadın hipergamisini ortalama ve üstü bir erkek için bilinçsizce bastırabilir aslında, erkek nasıl yapabiliyorsa (awalt). En sadık ve sünepe görünen adamın bile imkanı olsa önüne gelen güzel kadınla yatma dürtüsü olması gibi. Sorun şu ki artık çoğu erkek ortalama erkek bile değil. Yani bu adamların kadınlarının hipergamileri dolu dizgin. Yoksa maskülen bir erkek yanında gör sen aynı kadını. biz erkekler kendimizi kaptırıp “Mavi haplı” hayallere dalarken… Bunu size ben söylemek istemezdim ama biz erkekler diye tüm erkekleri aynı kategoriye koymak ne kadar çekici… Read more »
İşte ben bıyık altında gülenlerden değildim maalesef.
Yeni öğreniyorum sayenizde 🙂
Okuya okuya öğreniyoruz…
Bu konuda bir şey eklemek istiyorum Mahmut abi. Evet en sunepe erkek de eline fırsat geçse onlarca kadını düzer ama bu olasılık çok düşüktür. Fakat erkek için nitelikten çok nicelik önemli olduğu için %20icindeki bir erkek çok fazla kadının hipergami havuzunu tatmin ettiği için çok fazla kadının aldatmasına sebep olabilir. Yani bir kadının hipergamisinin çalışma olasılığı sünepe bir erkeğin eline fırsat geçirip onlarca kadını düzme olasılığından çok çok daha yüksektir.
Fakat erkek için nitelikten çok nicelik önemli olduğu için %20icindeki bir erkek çok fazla kadının hipergami havuzunu tatmin ettiği için çok fazla kadının aldatmasına sebep olabilir. Bu konuda elimde veri yok ama gozlemlerime gore soyleyebilirim ki 20% icindeki erkeklerin cogu kadinlarin tepe 40%sinin altına bakmaz. Kadın çirkin de olsa gökten başına zik yağar ya da her kadın bir kere de olsa tepe 20%nin altından geçebilir gibi düşünceler var kırmızı hapta. Rollo Tomassi buna “yenik zihniyet” (defeatest mentality) diyor. Bunların gerçek hayatta pek karşılığı yok. Kadınlar tinder’a baksan tepe 20%ye oynuyor ama o kadınların çoğu için tepe 20% hayal. Çoğu kadın,… Read more »
Şu Rollo abimizin Instagram profiline baktım ve şaşırdım doğrusu. Herif ortalama bir dış görünüşe sahip ama millete ders veriyor. Kendini yeniden yaratmak bu işin esas noktası bence. Ben değişirsem her şey değişir mantığı olmalı.
Bu işin dış görünüşle ya da parayla olmadığını anlatamadık bu nesle 😀 Rollo en çok hatuna 20li yaşlarında cebinde tek kuruş yokken ve rock grubu ile barlarda müzik yaparken kaymış. Bu işte usta olan birçok tanıdığımın dış görünüşü ortalama.
Parayı etkili şekillerde imaj yaratmak için kullabilirsiniz lakin henüz para yok Fizik yok Statü yok Her zaman dediğim gibi instagramı/tinder vs. CPD şovuna dönüştüremeyeceksen hiç kullanma daha İYİ. “Ama ben sadece arada bir foto atıyorum yhaaaa” diyenler olabilir Ben de diyorum ki fuck off amk Sen de deli gibi istiyorsun takip edilmek , likelanmak , popüler olmak ama işte kendini gayet iyi biliyorsun ve bu yüzden geri çekiyorsun kendini eyy genç. Olmak istediğin kişi olsaydın sosyal medyanın anasını ağlatırdın Ama üzülme bazı niteliklerin henüz olmayabilir yapman gereken sitedeki favorim 3 yazıyı okumak sonra kaliteli bir Monk Mode süreci 1.Zamanın kutsallığı… Read more »
Tinder ve Instagramdan hiç yürümemiş adama kullanma demenin bir manası yok. İnsan her kanalı bir dener. Buradaki tinder yazılarına göre bir denemek lazım zira bu meret bazı erkekler için çalışırken bazı erkekler için hiç çalışmıyor. Önceden yenik psikolojiyle hiç denememek olmaz.
Doktor adam beyaz önlükle klinikte fotoğraf atar
Mühendis adam baretle şantiyede
Müzisyen iş başında,konserde müzik yaparken
Zengin adam ofisinde/şirketinde / çalışanlarıyla
Kırmızı Haplı bir erkek ise başarısına ulaşana dek kimsenin onu umursamadığını bilir ve reklamdansa kıçını sıkıp it gibi çalışır
sessizlik içinde çalışır
Başarısı onun yerine gürültüyü yapar
Tinder da Mahmut abinin dediği gibi kadınlar sadece yüzde yirmiye oynadığı için hiç ekmek çıkmıyor ( kendi adıma). Instagram’dan denemelerim oluyor lakin orda da yoğun bir taarruz olduğu için dikkat çekmek çok zor. İnternet üzerinden bu işi yapma niyetinde değilim artık çünkü vakit kaybı. Şu an sınav dönemim var. Üniversiteden mezun oluyorum onun üzerine yoğunlaşıyorum. Sonra oyun geliştirmeye bakacağız.
Tinder’dan bir miktar kızla buluştum bir kaç tanesiyle de takıldım. Her türlü bir şeyler çıkar ama yemekleri bayat ve fiyatları da yüksek bir restoran gibi, illa karnımı doyurucam dersen aç kalmazsın fakat marjinal fayda düşük. Bir de burdan kolay düşecek hatunlar hali hazırda ciddi fazla sayıda erkekle takılmış tipler oluyor. Hastalık kapma konusunda epey dikkatli olmak lazım.
Zaten olayın büyük kısmı ONEİTİS. Bunu hallettikten sonra Hipergami’nin farkına varılmalı ve tabak çevirmeli. Gerisi geliyor zaten.
3. dalga feminizm sayesinde biz erkekler Matrix’teki Cypher gibi olmak istiyoruz. Mavi haplı ve mutlu. Ama biliyoruz ki gerçekler çok farklı.
Eleman cidden başına belayı almış. Ama hikayede çok fazla açık var. Büyük ihtimal ile yazan arkadaş da bunların farkında değil. 1. Hatun ilişkinin belli bir süresinden sonra maddiyat yükünü tamamen mavi haplının üzerine bırakmış. Elemanımız ise ne yazık ki buna uyanmamış senelerce. Çalışmayan kadınla evlilik, ancak buna değecek başkaca şeyler var ise anlamlıdır (kadının ailesi zengindir vs.) 2.Problemlerin üstesinden geldik demiş ama sorunları neymiş, nasıl çözmüşler hiç değinmemiş. Bu noktada her tartışmada kadının bağırıp çağırdığı bu yazar kişisinin ise susup bir kenarda ağladığını düşündüm nedense. 3.Aldatma olaylarında en önemli nedenlerden birisi, kadın tarafı ben bu haltı yer isem bu adam… Read more »
Hatun ilişkinin belli bir süresinden sonra maddiyat yükünü tamamen mavi haplının üzerine bırakmış. Klasiktir bu. Bu noktada her tartışmada kadının bağırıp çağırdığı bu yazar kişisinin ise susup bir kenarda ağladığını düşündüm nedense. Problemlerin üstesinden gelmekten anladığı, olayın gidişatına bakılırsa, her çatışmada alttan alıp geri adım atmak olmalı. Hatun paramı alışverişte çılgınca harcıyordu diyor ama bunu engellemek çok zor değil. Maaşın başka hesaba yatar, kadının kartını ödemezsin biter. Gerçi bunda nerede o omurga. Aldatma olaylarında en önemli nedenlerden birisi, kadın tarafı ben bu haltı yer isem bu adam benim canıma okur dememesi. Canıma okur demesine gelmii tabii de kaybederim korkusu bile… Read more »
“Aldatma olaylarında en önemli nedenlerden birisi, kadın tarafı ben bu haltı yer isem bu adam benim canıma okur dememesi.”
Tüm postun özeti.
Tabi demeyecek! Kimse kimsenin canını okumayacak. Aldatılıyorsan siktir edersin, yoluna bakarsın. Ne kadın ne de erkek aldattığı için fiziksel şiddete uğramamalı. Eğer canını okumaktan kastettiğin buysa.
Evlilik durumunda aldatma nasil olur bilmem de sevgililikte tabiki canina okuma falan olmamali. Hatta siktigim amciga bakar yoluma devam ederim heralde.
Canına okumak illaki fiziksel olmaz. Hukuksal olarak bile mümkündür bu. Aynı durumu bir kadının yaşadığını düşün, adamın boşanma sonrası başına gelecek olan olaylar bile bir şeyler yaparken 2 kere düşünmesine neden oluyor. En basitinden çoğu erkek karısını aldatacak bile olsa bu konuşmayı kendi telefonundan yapmaz. Tam tersi aynı olayı kadın yaptığı zaman, bu konuşmaları vs. telefonundan silme gereği bile duymuyor düşün. Bu durumda, ciddi tazminat ödeyeceğini, düğün masraflarını, eşyaların masraflarını, altınları vs. adama vereceğini, yaşadığı ahlaksızlık nedeni ile toplumdan dışlanacağını, çocukları adamın alacağını, hem adama hem çocuklara ciddi nafaka ödeyeceğini, ödemezse hapse gireceğini düşünse bu kadın bu kadar rahat olamazdı.… Read more »
Bir kadının bunları yapmaması için canına okuma falan hikaye. Önemli olan kadının kaybedecek bir şeyinin olması. Bu da “ödül” bir erkek. Eğer bu olaydaki arkadaş gibi (a) zaten kadının kaybetse de eksikliğini hissetmeyeceği kadar salarsan ve üstüne (b) aldatsa bile ayrılmayacak kadar düşersen kadının kaybedeceği bir şey yoktur ve dilediğini yapar.
Korku oyunu kadının erkeği kaybetmesi üzerine kuruludur, şiddet üzerine değil.
Bu konuda sana katılıyorum. Kadınlara çok ciddi hukuki yaptırımlar getirilmeli. Tıpkı erkeklere getirildiği gibi. Bildiğim kadarıyla bu olayı yaşayan adama ailesi iki araba ve ev vermişti. Biri satıp borçlarını ödersin ötekini de kullanırsınız diye. Nasıl olduysa arabayı satmaktan vazgeçip karısının altına verdi. Kadın onunla işe gidip gelmeye başladı. Yeni gelin gelecek diye evi baştan aşağı yeniden yaptırdılar. Düğünleri de epeyi gösterişliydi. Borç ödüyorum dediği muhtemelen bunların borcu. Aslında ailesinin durumu var ama muhtemelen kendisini kötü hissettiği için onlara ödetmek istemedi. Ama şöyle bir aldatılmaya daha şahit oldum. Adam 50 yaşında karısını aldatıyor. 4 çocukları var. Yaşları ufak. En büyüğü 17… Read more »
tarihte en çok can alan hastalıklar listesinde kara vebanın önünde yer alsan hakkındır be oneitis.
Bana pek gerçekçi bir hikaye gibi gelmedi. 6 sene boyunca bu kadar betaize olunarak bir ilişki yürümez.Hadi 2-3 sene sürsün eyvallah.Bunlar hiç mi küsüp barışmadı hiç mi araya ayrılık girmedi.Eğer olay gerçekten doğru ise bu ilk aldatma vakası değil adamın ilk aldatma vakasını yakalaması olur.Bu kadar beta davranan hiç bir adamı bir kadın toplamda 8 sene idare edemez mümkün değil.Kadının kiminin kimsenin olmaması sokaklarda aç perişan olması lazım.O da belki bir ihtimal.Bu 6 senede kadının karşısında hiç mi başka erkek çıkmadı. Zamanında iki defa üstüste seni seviyorum dedik diye bizden soğuyan hatunlar vardı sonrasında ilişki 3 ay bile sürmedi.Bunda toplamda… Read more »
20 sene bile idare eder. Aldatarak tabii ki. Aynı adamı bir sürü erkekle veya aşık olduğu tek bir adamla boynuzlayan kadınlar çok. Buradaki olayda telefonu kurcalamış ve uyanmış olaya. Ya uyanmasaydı? Belki de bir de çocuk olacaktı kucağında, eskimonun bebesi.
mümkün değil.
kadının, bırak aldatmasını radarına mevcut erkekten daha iyisi girdiğinde bile tavırları gözle görülür şekilde değişiyor.ilgi azalıyor seks azalıyor vs.8 yıl gibi bir sürede erkeğin bu kadar geç anlaması imkansız.bunun akılla saflıkla alakası yok erkek iç güdüsel olarak hissediyor zaten.
ya çok çaresiz bir arkadaş bir şeyleri bile bile göz yumdu ya da olay tamamen kurgu.
Kardeşim klavye başından atıp tutmak çok kolay. Hikayede bahsi geçen adamı bizzat tanıyorum. Gayet yakışıklı, zengin, iyi birisi. Çaresiz biri de değil. Şu anda da zaten oyuna geri döndü. Sadece oneitis hastalığından muzdaripti. Eski eşi de dediğim gibi sıradan bazlama suratlı vasıfsız bir ev kızı değildi. Kadın gerçekten güzel ve zeki birisiydi. Çoğunuza sümüğünü sürmeyecek hatunu kafaya takmış, gözünde fazla büyütmüş işte. Olmaması gerekiyordu ama yapacak bir şey yok.
Bu tür hikayeler aslında tipin ve paranın ikinci planda olduğunu ve insan zihinsel olarak erkekliği bırakınca hiçbir işe yaramayacağının güzel örnekler. Zira birçok erkek tip ve/veya para olunca iş bitiyor sanıyor. Tip ve para kadının ilgisini çeker. Eğer kısa süreli ilişki peşindeysen hatunun sana arzu duymaması ama varlıklarına ilgi duyması kurtarır ama uzun süreli ilişki ve evlilikte kadının erkeği arzulaması şart. Burada senin anlattığına göre kadın zaten başından erkeğe arzulu değil. Çoğunuza sümüğünü sürmeyecek hatunu kafaya takmış, gözünde fazla büyütmüş işte. Sen de şimdi hatunu fazla büyüttün 😀 Aslına bakarsan yakışıklı ve / veya zengin mavi haplılar daha büyük tehlike… Read more »
Mahmut Abi bu söylediklerine kesinlikle katılıyorum. Maskülen kimliksiz varlıklı ve yakışıklı olmak kapısı açık eve benziyor. Senden bir şeyleri çalmaları çok kolay bir hale geliyor.
Bunun kırmızı haplanmayı savsaklayıp pua taktikleri ile oyunu öğrenen versiyonlarını bekleyen tehlikeyi en iyi hayallerin kadınları ve çocukların eline dinamit vermek anlatır. Durum biraz benzer.
Klavyeden atıp tutmakla alakası yok arkadaşım.Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.
İstediği kadar oneitis olsun bizde olduk zamanında.şüphelendik bu hal tavırlarda bir sıkıntı var dedik.düşündüklerimiz doğru çıktı ya da çıkmadı bu mesele değil ama karşımızdakinin hareketlerini okuyorduk.bunları görüpte göz yumduysa o zaman ağlamayacak.Bahsettiğim gibi görmemek mümkün değil.Kadın ilişkide bir sıcak bir soğuk yaptığında erkek mecnun bile olsa şüphelenir.Kaldı ki 6 sene flirt toplamda 8 seneden bahsediyoruz.
ben bu çifti tanıyorum. adam iyi bir ailede büyümüş. pek akıllı biri sayılmaz. özel üniversiteleri ite kaka bitirdikten sonra babasının açtığı işin başına geçti. kızla tanışmadan önce kızlarla arası nasıldı bilmiyorum ama amerikan futbolu oynayan, eli yüzü düzgün bir çocuk. para ve tip olunca da kızlarla arasının iyi olmasına şaşırmam. karısı doktor. güzel bir kadın. çoğunuz 10 üzerinden 8 verir. kendisine bakar. ev işlerinde nasıl bilmiyorum ama kocasının temizlik yaptığına, beraber de yapıyorlardı, birkaç defa şahit oldum. ama bu temizlikler iki senelik evlilikleri boyunca iki kere yapıldı. ikisinde de oğlanın ailesi şehir dışından geleceği için. aşağılama olayına birkaç defa şahit… Read more »
Aynı adam olduğunu nereden algıladın?
Anlatılan olaylara bire bir şahit oldum. Bu kadar tesadüf de olamaz değil mi? Benim tek şaşırdığım kullanılan cümlelerin kalitesi oldu. Hani olayları bire bir aynen yaşayan bir tanıdığım var ancak o çocuğun da kendisini yazarak bu kadar güzel ifade edebileceğini düşünmezdim. Belki ilgi çekmek isteyen birisi onun hikayesini paylaşmıştır. Yoksa aynı olayları yaşayan bir çift tanıyorum. Yakın olarak.
İptal
Şüphesiz ki erkekler için bunda birer ibret vardır fakat mavi haplılar görmez. Onların gözlerine mühür vurulmuştur. En ama en birinci kural ; hiçbir kadın seni babasının hayrına sevmez. Hipergamisini tatmin ettiğin sürece sever erkek de çok kadına hitap etmek için performans yükünü arttırır böylece çok kadının hipergamisini tatmin eder. Pembe aşk masallarını bırakıp olayın bu olduğunu bilerek zevk almaya bakacaksın. Zira ömrünün sonuna kadar senin yanında kalacak bir kadın yok. Bu gerçeği kabul etmek çok önemli.
Öyle yazmışsın ki kutsal kitaplardan birini okuyorum sandım
Amen! -a verse from Holy The Red Pill
işin doğrusu kırmızı hapla birlikte deyim erindeyse kadınlara cinsel arzu veya beğeni dışında birşey duymamayı öğrendim. Julyetini arayan Romeo duyglarımı kaybettim adeta duygusuz bir robot gibiyim, anlayışım daha çok bir ilişkinin bana getireceği haz ve konfor ile ilgili ama, zerre şikayetçi değilim. Kadınlar benim için belki bir seks objesinden ya da birlikte geçireceğim vakti güzelleştirecek kokularından, fiziklerinden, seslerinden, giyimlerinden, parfümlerinden ve birlikteyken iyi hissetmekten hoşlandığım varlıklardan fazlsı değiller, hatta ne yalan söyleyeyim bazen 3 delikten fazlası olarak görmüyorum ama, memnunum bundan. Büyük söylüyorum haplandıktan beridir aşk sözcüğünü bile aptalca buluyorum. Fikrime göre Mahmut beyin bir söylemindeki gibi insan kız arkadaşını… Read more »
Alpha has loaded!
Daha çok yol var dostum.
Julyetini arayan Romeo duyglarımı kaybettim adeta duygusuz bir robot gibiyim, anlayışım daha çok bir ilişkinin bana getireceği haz ve konfor ile ilgili ama, zerre şikayetçi değilim.
Safsalak ve cıvık cıvık duygusallık aşırılığından duygusuzluk aşırılığına kaçmışsın. Yazık diyeceğim de olay daha kötü. Senin şurada yazdıklarını yazan adamlar duygularının kontrolünden çıkıp güçlenmek yerine onları bastırmaya çalışırlar ve eninde sonunda tam da eski Romeo hallerine en olmadık zamanda bin misli dönerler. Haberin olsun.
Bunu yapmak senin kendi tercihin de bunu kırmızı hap sanıyorsan yanılıyorsun.
Twitter kullanmıyorum, kullanıyor olsam birbirimizi doğru anlamak adına, gerçekten bu konudaki fikirlerini duymak isterdim. Duygusuzluk neden kötü olsun; sen değilmisin disney masalarını unutun diyen? ya da başka türlü sorayım, ben iletişimde olduğum kadınla birlikte vakit geçirmekten, cinsel birşeyler yaşamaktan keyif alıyor,. yaşadıklarımdan mutlu oluyorum. belli ölçüler beğeni de oluşturabiliyor, sınır bu, bunun nesi yanlış? Duygusuz bir yanım da var, ki bunu kazanım olarak görüyorum, bir daha asla eskiye dönmeyeceğimi de biliyorum, belki bazı şeyleri seninle farklı sözcüklerle tarif ediyoruzdur bilemem. Ne kırmızı haptır, değildir, ölçü birimi nedir bilemem, bu konuda otorite ben değilim ama, bildiğim tek şey var, bakışaçımın değişmesi… Read more »
Yazdığım cümledeki anlatım bozukluğu için üzgünüm, “hefefleri uğruna devlet dairesinde yatışı elinin tersiyle itmiş” demek istedim.
sen değilmisin disney masalarını unutun diyen? Ben diyorum ki 120 kilosun ve aşırı yemek yemeyi bırak. Sen tamamen yemek yemeyi bırakıyorsun ve ben sana “hiç yemek yemezsen olmaz” deyince buna dayanağın benim dediğim ki senin yaptığınla alakası yok. Şimdi zayıflıyorsun ama açlık bir patlayınca abur cubura dalarsın. Bin kere dedim. Ezik ve ağlak duygusal sünepe olmayım diye pis götün teki olmaya çalışmayın. Çok duygusalsanız duygularınızı kontrol etmeyi öğreneceksiniz, çözüm robotlaşöak değil. En iyisi her zaman denge noktasıdır. Bu iş denge işidir. Siyah – beyaz düşünmek salgın hastalık olmuş. Ben uyarımı yapayım. Ya götsün ya sünepe. Ya süper zenginsin ya fakir.… Read more »
Senin orta anlayışın nedir?
Benim orta anlayışım beğeni, aşkı yukarıda da yazdığım gibi hastalıklı bir duygu olarak görüyorum.
Götlükten kastın tam olarak ne olduğunu bilmediğim için birşey diyemem şu anda sürdürdüğüm bir ilişkim var, aşkvari bir duygusalbağa sahip değilim, feminenliği, mazbut bir kız olması, ilgili olması, evlilik mataryali özellikler göstermesi beni çeken şeyler ama, bunun yanında başka kızlara da cinsel çekim duyuyorum ve bundan dolayı eskisi gibi suçluluk hissetmiyırum, olay budur.
yoksa denge yaşam boyu oturan birşey olsa gerek.
Ne robot gibi duygusuz olmak ne de duyguyla taşıp dolmak. Siyah ve beyazı ver genelde ortası (gri) bellidir. Bencesi sencesi olmaz.
Göt kısmı sana örnek değildi.
“yakışıklı ve güzeldim” varan 1.
İlk paragraftan sonrasını taşşak kebabı niyetine okudum. Gece gece güldürdü.
Sktiğim salağı, “tristan’dım” demiş bi de, östrojensiz at yarrağı.
Netflix dizisi izleyerek mevzuya uyanmışsa, zaten geçmiş olsun. Sjwflix’in yumuşak karnı da burası herhalde. Açık feminizm propagandası yapıcaz derken, büyük oyunu bozmuşlar. Şu adam red pill’i öğrense, hala bunun saçmalık olduğunu düşünür.
Çok doğru bir gözlem. Burada tavsiye isteyen biri söze “yakışıklıyım” diye başladığı anda ki çok sık oluyor bu “ben betayım” dediğini anlamıyor. En son bir mail geldi, cevap yazmadım ama derdini anlatmaya başlayışı aynen şöyle :
“Genel olarak kızların fiziksel olarak aradığı çekiciliğine fazlasıyla sahibim.” 😀
Bir insanın düşebileceği en kötü durumun kralını yaşatmış hatun sana ve hala sarılalım diyorosun.Oneitis kadar bela birşey yok.
Bundan daha beterini 2000li yılların başında erkekadam.com sitesinde bir konuk yazar yazmıştı. Çok aradım bulamadım o yazıyı. Adamın karısının yakın bir arkadaşı erkek boşanıyor. Kalacak yeri yok, evden atılmış. Buna bir oda verelim bizde kalsın diyor kadın. Adam peki hayatım modunda. Eleman evlerine kuruluyor. Sonra kadınla sürekli araları bozulmaya başlıyor. Kadın en sonunda adamı aşağıya atıyor kanepeye (eleman zengin, dubleks evde). Sonra birgün lan bir dakika diyor adam ve gece yatak odasına bir çıkıyor ki kadının arkadaşı boşanmış eleman karısını sikmekte. Asıl şok burada. Adam karısını öyle yakalayınca ne yapıyor? Yazıda kendisi de şaşırarak anlatıyordu zira olaydan sonra haplanmış ama… Read more »
Yahu bu millet cok mu dizi film izliyor anlamadim amk
Bu nasil bir tepkidir !!
Oldu olacak
“orgazm sonrası sizi rahatsız ettiğim için affet karıcım”deseymiş amk
Kirmizi Hap her ne kadar erkegin daha fazla ileriye gitmesini tesvik etse de gercekten de kadinlar konusunda farkli bir kafa yapisi veriyor.Zengin ve mavi haplı erkekler daha fazla tehlikedeymiş harbi
Böyle olayları görüp okuduktan sonra evlilikten bir kez daha soğuyorum lanet olsun
Hazir mavi hap konusu acilmisken bie soru sorayim. Sevgilimle surekli kavga ediyoruz,ilk iliskim oldugu icin mavi hapli davranislarim olmustur heralde ve suan kizin bana saygisi kalmadi. Ama asla ayrilmiyorum. Siktigim amcigima bakayim diyorum. Ve ayni zamanda bu kizdan ayrilip yenisini bulmakla ugrasmak gozumde buyuyor kim ugrasacak diyorum. Bir de okul cok yogun ve artik arkadas edinmek de istemiyorum o yuzden kizla arkadasim da ayni zamanda. Bu yuzden de ayrilmiyorum kavga edip gorusmedigimizde falan canim sikiliyor cunku. Ama acaba yanlis mi yapiyorum benim karakterimi etkiliyor mudur bu durum. 21 yasindayim ilk iliskim sonucta. Artik kizin yaninda mavi hap vs dikkat de… Read more »
Ve ayni zamanda bu kizdan ayrilip yenisini bulmakla ugrasmak gozumde buyuyor kim ugrasacak diyorum. Yokluk zihniyeti bu. Bakın arkadaşlar, bir erkeğin ilişkiler konusunda asıl yenilgisi, kendisine zerre saygısı olmayan bir kadın ile çile dolu bir ilişkiye saplanmasıdır. Yalnız kalması değil. Bu saplanma çocuklu evlilik, oneitis ya da yokluk şeklinde olabilir. Farketmez. Ama acaba yanlis mi yapiyorum benim karakterimi etkiliyor mudur bu durum. Yanlış yapıyorsun ve karakterini etkiliyor tabii. İki sikiş için erkekliğini satıyorsun ve uzun vadede örneğin bu kız seni terk ettiğinde yeni birini bulacak karakterden uzaklaşıyorsun. Bu kiz hayatima girdigimden beri maskuleniteyi de biraktim. Rollo’nun sevdiğim bir lafı vardır.… Read more »
Abi sen ve bu site harika bir sey gercekten. Hani boyle yuzumuze yuzumuze gercekleri soyluyorsun ya hicbir dostun yapmayacagi bir sey bu. Aslinda kiz kovalama isine tekrar girerim bundan korkmuyorum usenmiyorum da,ancak okudugum bolum gercekten cok agir ve ben de biraz basarisiz bir ogrenciyim. Dersleri toparlamam lazim o yuzden evdeki bulgurdan olmadan sakin sakin isime bakayim diyorum. Alip da kari yapmiycam sonucta. Ama yine de ben de bir isik uyandi. Ben buradaki yazilari okudugumda sasirirdim. Mesela adamin biri yazar,iliskinin basinda soyleyken sonlara dogru soyle oldu falan diye. Ben o yazilari okurken diyodum ulan mal herif nasil o noktaya gelirken fark… Read more »
Seks için karakterinden vaz geçmek doğru değil. Bulabileceğin tek kadın o değil ama sen onu kaybetmeyeyim, zevkime bakayım derken zamanla mavi hap huyları üstüne yapışır. Şunu unutma davranışlarımızın büyük bölümü alışkanlıklarımızdan kaynaklanır. Bu davranışları/alışkanlıkları değiştirmek ise ne kadar derin olmalarına göre değişir. üç olur beş olur bir süre sonra o huylar üzerine öyle bir oturur ki, yarın kırmızı hap kafasına geçmek çok daha zor olur. Sana bir abi tavsiyesi, çevrende gördüğün en güzel kadın da olsa, 10 üzerinden 10 bile olsa hiç bir kadın senden kıymetli değildir. Evet yeri gelir bazı arkadaşların ya şu x’i nasıl kaybettin hayatına giren en… Read more »
Hocam cok dogru diyorsunuz. Zaten kiz da 10luk degil max 6lik kiz. Ama iste kendimce sebeplerim oldugumdan devam etmek durumundaydim. Ama suan biraz aydinlandim ve maskulenitemi geri kazanip iliskiye oyle devam edecegim. Bir sonraki saygisizlikta resti ben cekerim. Bir de tabiki buradan her seyi anlatmak mumkun olmuyor ve tarafli yaziyoruz. Ozelestiri yapacak olursam ben yasima gore ergen davranislari sergiliyorum ve biraz da deliyim. Cidden kafa gidik biraz ve kizin yaninda da istedigim gibi davraniyorum. Kizin da psikolojisini bozdum zaten. Simdi boyle baska seyler de olunca isin icinde kizdan ayrilmadan kendimi de duzeltmeye calisiyorum ayni zamanda. Zaten kiz normal zaman da… Read more »