“Abi siteyi iki senedir okuyorum ama …”
“Peki kızlara yürüdün mü?”
“Abi bak her gün 2 saat okuyorum, yayınları dinliyorum, 5 saat twitter’da feministlerle çarpışıyorum, ekşide meriç göt ediyorum.”
“Peki disiplinli bir şekilde çalışıyor musun?”
“Abi bak anlatamadım … okuyorum ben ya.”
Rollo’nun harika yazısına rağmen çoğu okuyucu maalesef burada üretilen içeriğe müptela olmanın, kendi başına bir harekete geçmeme bahanesi olabileceğinin farkında değil. Hergün podcast, blog yazısı, sosyal medya girişi, vs. tüketerek saatler harcayan bu arkadaşlar, hiç harekete geçmiyorlar ama olsun. Kırmızı hapın süper kahramanı, kızların elbiselerini yırtarak kendilerini kucağına attıkları, her baktığını eriten, nice donlar ıslatan Chad Thundercuck olmaktan sadece bir adım uzaktalar (!).
Neden buradasınız? Umarım bu soruyu ciddi ciddi düşündünüz çünkü bu soruyu cevaplayamazsanız, burada olmaktan çok fazla bir değer elde edemeyeceksiniz. Sizin için ideal sonuç ne olmalı bilmeniz gerekiyor. Yoksa tercih yapamazsınız ve yaptığınız tercihleri uygulayamayıp istemediğiniz yerlere doğru yol alabilirsiniz.
Böyle bir hedefiniz, vizyonunuz yoksa, dış etkilerin rüzgarında savrulur durursunuz. Burada hayatınızı finansal, cinsel, maskülenite ve güç açısından geliştirmenize yardımcı olacak, ihtiyacınız olandan çok daha fazla içerik var. Ama ne istediğinizi, neden burada olduğunuzu bilmeniz gerekiyor.
Buraya gelen hemen her erkek, başında bir problem ile geliyor. Bu problemin ne olduğunu bilmiyor ama neden olduğu acının tokadıyla en azından zihni bir problem olduğunu kavramış oluyor. Kişi, gelecekte bu acıyı yeniden yaşamamak için problemin ne olduğunu ve bu problemi nasıl aşacağını öğrenmek istiyor. Kız arkadaşlarının kendilerini neden terk ettiğini, neden hiçbir kızla birlikte olmadıklarını, neden aldatıldıklarını, neden erkek arkadaşlarının kendilerine saygı duymadığını, neden herkesin ayak paspası olduklarını bilmek ve bu durumu düzeltmek istiyorlar.
Ve eğer beni, burada yazan arkadaşları ve siteyi ciddiye alırlarsa ya da en azından bir bakalım ne diyor bu adamlar gibi bir zihin açıklığına sahiplerse, burada problem ayrıntıları ile anlatılıyor. Yani bilgiyse bilgi. AMA burada bir tavuk – yumurta çıkmazı var. Bilgi, uygulanmadığı sürece değer yaratamaz. Fakat durumunuzu anlamadan da uygulamaya geçemezsiniz zira bunun için bilgi lazım. Sadece tavuk – yumurta problemi olsa iyi, burada ciddi bir tuzak var. Bilmeniz ve düşmemeniz gereken bir tuzak.
Bilgi sizin problem çözme kabiliyetinize çok şey katabilecek iken, uygulamaya geçmeme bahanesine de dönebilir. Çünkü bir konu hakkında bilgi kazandığınız sürece, bu problem üzerinde çalışıyormuşsunuz gibi hissedersiniz.
Bu tuzağa düşen birçok erkek maalesef analiz felcine hapsoluyor ya da buradaki “Benim Hapım Kırmızı Kulübünün” bir parçası olmaktan zevk alırken asıl problemlerini ya da neden burada olduklarını tamamen unutuyorlar. Bir şey yapıyorum mastürbasyonunun getirdiği iyi hisler ile dolduktan hemen sonra, internette sörf dolu yalnızlıklarının, başarısızlıklarının dipsiz kuyusuna daha beter batıyorlar.
Sahi neden buradasınız? Mahmut’un edebi dili ile entellektüel birikiminizi geliştirip, fular ve piponuz ile laptop dizde “meriçlerle” klavye kapıştırmak için değil herhalde. Gitar metodu kitabını 100 kere okudunuz ama neden elinize aldığınızı hatırlıyor musunuz? Tüm terimleri bilip, forumlarda bilgi tokuşturmak için değil herhalde. Gitar çalmak istiyordunuz.
Gözle – Konumlan – Karar Al – Uygula Döngüsü
Eğer öğrenme sürecinizin işinize yaramasını istiyorsanız, John Boyd tarafından geliştirilmiş olan OODA loop (observe–orient–decide–act) gibi bir döngüyü uygulayabilirsiniz.
Öncelikle kendinizi ve bulunduğunuz yeri gözlemlemelisiniz. Mesela, cinsel pazarda nerede olduğunuzu gözlemlemelisiniz. Cinsel pazarın ne alemde olduğunu gözlemlemelisiniz. Eğer başarı istiyorsanız, şu an neredesiniz? Günlük alışkanlıklarınız neler, başarılı olmaya artısı ve eksisi olan davranışlarınız neler?
İkinci adımda ise kendinizi konumlandırmalısınız. Cinsel pazardaki konumunuz nedir? Başarı yolunda neredesiniz? Burada önemli olan, zihinsel modellerinizin gerçeklik ile mümkün olduğu kadar bağlantıda olması. Gerçekliği olduğu gibi görmeniz lazım. Ne olduğundan kötü, ne de olduğundan iyi ama olduğu gibi. Bunu yapmak alçakgönüllülük ister, cesaret ister ve ilk adımla beraber bilgi ister. Kırmızı hap farkındalığı sizin için ilk iki aşamada çok yararlı olacaktır zira uzun süreli beyin yıkama nedeniyle gerçeklikten kopuk vaziyetteyseniz, daha gerçekçi bir model sunar.
Kırmızı hapa, bir bölgenin haritası gibi bakabilirsiniz. Mavi hap da aynı bölgenin haritası. Siz A noktasından B noktasına gitmek istiyorsunuz, daha doğrusu kafanızda A noktası (olduğunuz yer) ve B noktası (olmak istediğiniz yer) var. Sorun şu ki mavi hap haritasında (zihinsel model) A noktası çayır çimen bir alanda (teyzelerin bir numarası, kıymeti sonradan anlaşıklacak pırlanta gibi iyi çocuk) fakat gerçeğe daha yakın kırmızı hap haritasında bataklıkta gösteriyor (sinsi ve zayıf average frustrated chump). B noktası mavi hap haritasında dağların yamacında pembe panjurlu, mutlu mesut bir ev (kıymeti sonradan anlaşılmış ve son gülen olmuş iyi çocuk) ama gerçeğe daha yakın kırmızı hap haritasında aynı nokta bok çukurunda (nafaka motherfucka ya da evli–mutsuz–porno bağımlısı).
Üçüncü adım ise karar vermek. Birinci ve ikinci adım, üzerlerinde karar verebileceğiniz yeterli sayıda fikir üretmiş olmalıdır ve bu şekilde artık bir karar verebilirsiniz. Bu kolay bir iş değil zira bu aşamada kararlarınızı test etmeniz, zayıf noktalarını bulmanız ve ortaya çıkabilecek sorunları ilerde gözlem aşamasında değerlendirmeniz gerekli.
Dördüncü adım ise basit: harekete geçmek. Tüm adımların amacı budur: kararlarınızı aksiyona dökmek ve aksiyona geçtiğinizde öğrendiklerinizi sonra kullanmak üzere depolamak.
Fakat çoğu erkek, kırmızı hap haritasını alıp inceleyerek bataklıktan bataklığın kenarına çıkıyor, B noktasına yürümemesi gerektiğini anlıyor ama kırmızı hap haritasında istediği yere yürümüyor da. Haritayı inceleyip duruyor, forumlarda insanlara B noktasının kötülüklerini saydırıp, kırmızı haptaki C noktasını ballandıra ballandıra anlatıyor. Ama yolu yürümek zor ve sıkıntılı olduğundan orada öylece bekliyor ve daha da kötüsü ilk batalık gülü ayartması ile hop yeniden bataklığa dalıyor.
Niye buradasınız?
Bunu bir daha düşünün. Burada analiz felci geçirmek için durmuyorsunuz, bir yere gitmek istiyorsunuz ve araziyi tanımaya çalışıyorsunuz. Ama ondan sonra yürümeniz lazım. Yürümek zorundasınız. Siz yürümeseniz bile zaman sizi iteleyip duruyor zaten. Bugün 23 iseniz 10 sene okuyup aynı yerde duran bir 33lük olabilirsiniz. Buna izin vermeyin.
Son olarak burada feminizm veya politik doğruculukla ilgili daha çok savaş materyeli olması gerektiğini düşünenlere bir şeyler söyleyeceğim. Bunlara çok bulaşmamaktaki temel nedenim, birçok insanın bu kollektif savaşlarda feminist / politik doğrucu SJW göt etmek ile uğraşmayı, kendi hayatlarında yapmaları gereken şeylerden kaçmak için bahane olarak kullanmaları.
Carl’ın (Black Label Logic) çok güzel özetlediği gibi:
Politikanın ve kültürel savaşların maskülenite ve hepimizin yaşadığı ortam üzerindeki negatif etkisinin farkında olsam da, bunların tek yapabildikleri, kurallar koymak ama kadınların koyduğu kurallar betaları bağlar. Bu probleme Jordan Peterson odanı topla metaforu ile değiniyor: Dünyadaki problemleri çözmeye yeltenmeden önce kendi hayatınızdaki problemleri çözün. Birçok erkek için, sürüye katılıp dünyanın problemlerini çözme savaşına katılmak çok kolay ama kendi hayatına nesnel bir çerçeveden bakıp, enkaza dönen yaşamını yoluna koymak kat be kat daha zor.
Sen iki yüzlü! Önce kendi gözlerindeki perdeleri kaldır da, sonra biraderlerinin gözlerindeki perdeleri kaldırmaya yelten.
King James
Başkalarının, dünyanın ve evrenin yanlışlarını göstermek çok kolay. Şipşak değerlendirmeler yapmak ya da kendi üzerinde, sana ilerleme, saygınlık ve başarı vaadeden şeyler üzerinde harcayabileceğin zamanı daha büyük bir organizmaya katılıp harcamak çok daha kolay. Ama bunu yapmak gerçekte bildiğin slacktivizm (*) .
(*) ingilizce slacker (tembel, uyuşuk )ve activism (eylemcilik) sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuş, internet ve sosyal medyada yaygın eylemcilik biçimi.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Her şey iyi hoş, kendimizi geliştiriyoruz ama herkeste maske olduğu için set açma gibi bir fırsat olmuyor.
Eğer maske gerçekten sorun oluyorsa, maskeler bitene kadar daha güzel vücut, daha karizmatik davranış şekli+vücut dili, daha fazla maskülen aktiviteler, daha fazla kariyerimize dikkat ile maskülen benliğimizi geliştirelim o zaman. Durmak yok, spartalılar!
set açan suratta çuvalda olsa açar maskeyi bahane etmemelisin. seti açıp durdurduğun kadına bi maskeni indirir misin insanların yüzünü görmeden konuşmak çok garip gibi bir şey söyleyip 2, 3saniye indirdikten sonra devam edebilirsin
Ben mesela geçen restoranda açtım set. Restoranda maske takmıyoruz. Ama, açık havada maske bizde zorunlu olduğundan yalan yok bir garip oluyor insan
Maske de BAHANE bence. Sahada gözünü kestirdiğin biri/leri varsa o lanet olası bez parçasını çıkarıp yürüyeceksin mate. İlk saniyelerde iyi bir izlenim bıraktıysan/bırakacak olursan zaten karşıdaki/ler takmış/takmamış olmuyor. Çok kez denedim, en azından bende böyle oldu/oluyor.
(şunu da söylemeden geçemeyeceğim; 1.5 senedir millete korku pompalanıp duruyor grip yüzünden. Evet grip. K*rona falan hikaye. Özgürlükler kısıtlanıyor. Bütün dünya ayaklandı ve uyandı mevzuya. Bu çıkardıkları/ortaya sürdükleri ‘saçmalık’ yüzünden toplumlara ayar çekiliyor, farkında değilsiniz. Aynen büyük resmi gördüm. Aynen komplocuyum.)
Annen baban yakalanıp hastahaneye düşerse ki Allah korusun, anlarsın var mı yok mu virüs
Toplumsal histerinin en önde gelen saldırısı da bu: “Anan baban hastaneye düşsün de gör emi”. Hastaneye düş de boru soksunlar ile yarışır.
Global feminenleşme böyle histeri dozu yüksek manipülatif söylemleri arttıracaktır.
Mr. Geralt, basının koyun gibi güttüğü koyunların “anan baban ölsün de gör” saldırıları anca kendileri gibileri etkiler.
Bu arkadaşımızı muhtemelen 1.5 senedir başımıza illet ettikleri (olan değil, ettikleri) saçma hastalık yüzünden eksilemişsiniz, beni de eksileyeceksiniz diye tahmin ediyorum. En azından buradaki insanların diğer güruhlara göre daha araştırmacı ve mantıklı olduğunu düşünerek yazıyorum. Çok detaya girmeyeceğim, arkadaşımız dediklerinde sonuna kadar haklıdır. Belgeleri mevcut, hepsi kanıtlanabilir şeyler. Tek dünya düzeni istediklerini yüzyıllardır açıkça söyleyenler, bu hastalık bahanesiyle hepsini uyguluyor. Hayır komplo teorisi değil, gerçek. Her söylenene komplo teorisi diye atlamayın. Hani tez+anti tez=sentez oluyordu? Tezler sürekli bir hastalık var, ölüyoruz, bitiyoruz yönünde, hep bunu savunanlar konuşuyor. Niye anti tez üretenler, aslında bir hastalık yok, ölümcül düzeyde bir salgın yok… Read more »
PCR testinin mucidi bu test ile hastalık tespit edilemeyeceğini belirtmişken, bu teste dayanarak nasıl bir salgın ilan edilebiliyor? PCR testinin kovid vakası bulmakta kullanılabileceğini gösteren araştırma 1 günde peer review aldı. Maske delikleri herhangi bir virüsten 1000 kat daha büyükken, nasıl bir koruma sağlayabilir? Maske semptom gösteren insanlardan yayılan sıvı parçacıklarını tutarak bulaşmayı yavaşlatır ama Nisan ayında bir gecede değiştirdikleri bilimin nisan ayından önce yazdığı gibi hasta olmayanların takması manasız. Bunun ile ilgili “bilim” bir gecede değişti. Normal gribin yaklaşık 3 – 5 katı öldürücü bir hastalık var yani gripten öldürücü. Ama bu öldürücülük oranı %0.5, 70 yaş altında %0.1… Read more »
@ mahmut abi
“….Dünya bu yıkımı yaşayacak, buna engel olmak mümkün olmayacak ve enerjinizi yıkımdan en az etkilenmeye harcayın….”
Hocam bence kötümser bakıyorsun ama onu tartışmak için yazmadım. Bahsettiğin yıkımdan en az etkilenmeye yönelik somut önerin nedir onu merak ettim?
Klasik şeyler: Ruhen ve bedenen en üst seviyede ol, birikiminin bir kısmını altın gibi değerli madende tut, borç yapma, olan borçlarını sil, gelirini arttırmaya bak, hemen meslek edin, hemen iş bulmaya bak, dünyanın herhangi bir yerinde yaşamak zorunda kalırım diye ingilizce öğren, mümkünse birden fazla ülkede dikili ağacın olsun, silah kullanmayı öğren ve en önemlisi çok zamanın varmış gibi davranma.
@ Mahmut Abi
Hocam 40 yaşa önerin nedir? meslek var ama öyle yıkım falan olursa masabaşı meslekler ne işe yarayacaklar? Dünyanın herhangibir yerinde yaşayabilmek mantıklı da anayı-babayı ne yapacaksın, bırakıp gidecek değilsin ya? Bizim jenerasyon genel olarak silah kullanmayı biliyor zaten, hiç bilmeyen -tamam kısa dönemi/bedellisi de var ama- askerde öğreniyor ucundan kenarından.
Ben yatırım tavsiyesi veremem ama 40 yaşında biri olarak şunu söyleyeyim paramın %10 gibi bir kısmını bankacılık sistemi dışında, metalde tutuyorum. Her şey bombok olursa değerli metaller 5 – 10 kat değerlenir ve böylece en azından yıkılmam. Yani o altın yatırımdan para kazanmak için değil gerektiğinde hayatta kalmam için var. Sen de %5 – %10 altın tutabilirsin zira yıkım olursa o altın şimdikinin 5 – 10 katı değerlenir ve en azından eski birikimin kadarı ayakta kalır. Anne baba konusuna gelince benim çocuklarım benimle kalıp zarar göreceğine kaçıp kendilerini kurtarsınlar ben belki açlıktan öleyim daha iyi. Çocuklarınıza ingilizce öğretin. Hem de… Read more »
Boyle bir yikim underveloped/developing ulkeleri mi etkiler siddetli olarak ?
G8 ulkeleri nasil etkilenir ? Ornegin USA ?
Nereyi nasıl etkileyeceğini kimse bilemez. 1930larda herkes sovyetlerle naziler birbirlerine girer diye beklerken kimsenin aklına gelmeyen bir lwy oldu ve adanlar bir anda saldırmazlık anlaşması imzaladılar ve Naziler Batıya saldırdılar mesela. Onu şu an kestirmek güç.
“…Sen de %5 – %10 altın tutabilirsin zira yıkım olursa o altın şimdikinin 5 – 10 katı değerlenir ve en azından eski birikimin kadarı ayakta kalır…” çok mantıklı. Ben %60 civarını öyle tutuyorum, fakat fiziksel değil. Sen fiziksel olarak elde tutmayı söylüyorsun sanırım? Anne-baba konusunda, onlara da sorsan öyle derler de, bu birey olarak (en azından benim hayat görüşüme göre) benim sevdiklerime/değer verdiklerime karşı kendi sorumluluğumu ortadan kaldırmıyor. ÖNEMLİ NOT: Her mesajım, içeriğinde ne olduğu fark etmeksizin, standart olarak 2-3 şeklinde eksileniyor. Sayı standart olduğu için (emin olamam ama bir tahmin yürütebilirim) eğer ip takibi yapabilsem muhtemelen aynı kişiler oldukları… Read more »
Mahmut abi, sana yazdıklarına, bilgilerine ve araştırmalarına saygı duyuyorum. Virüs izole edilmedi, edilmediğine dair çok belge varken edildiğine dair belge yok. Zaten otopsinin yasaklanma sebebi de bu. İzole edilen bir virüs olmadan zincirleme olarak neyin salgını ve o salgını neyin tespit ettiği, ne maskesi gibi sorular art arda geliyor. Binlerce saygın bilim insanı ne bir virüs olduğunu ne de bir salgın olduğunu, bunun sadece bir düzmece olduğunu söylüyor. Bu arada koronavirüs yok değil, c19 olarak nitelendirilen bir virüs yok. Koronavirüs zaten daha önce keşfedilmiş, yıllardan beri bilinen grip ailesinden bir mikroorganizma. C19 ise sahtekarlık. Maskenin zararına dair yine yüzlerce çalışma… Read more »
İzole edilen bir virüs olmadan zincirleme olarak neyin salgını ve o salgını neyin tespit ettiği, ne maskesi gibi sorular art arda geliyor. Bu pek mümkün değil zira hem 2020 yılından beridir insanları normalin üstünde hastalandıran bir şey var hem de global ve yüzbinlerce bilim adamının içinde olduğu bir komplo varsa zaten bitmişiz demektir. bahçe çitiyle arıları yakalamak neyse maskeyle virüs yakalamak da odur, bu benzetmeyi de bilirsin. Bahçe çiti arıyı değil, içine arı konmuş su balonlarını durduruyor ya da azaltıyor. Ama dediğim gibi Nisan 2020’ye kadar tüm kanallarda “bilim adamlarının” maskeyi sadece hastalık belirtisi gösterenler takmalı diye haftalarca kafa ütülediğini… Read more »
” O nedenle maskedir, pcrdır, vs. tartışmaktan çok gelen yıkıma hazırlanmaya bakın. Tartışmanın zamanı geçti artık. Dünya bu yıkımı yaşayacak, buna engel olmak mümkün olmayacak ve enerjinizi yıkımdan en az etkilenmeye harcayın. 2008’de “too big to fail, too rich to jail” diye banka kurtarmak için 600 milyar dolar bastılar, milenyum gençliği ana baba evinden çıkamayacak kadar fakirleşti. Şimdi dünyayı kapatırız ne olacak basarız para olur biter diye 6 – 10 Trilyon basıldı, size ne olacağını bilseniz gece uyuyamadınız.” Bu tartisma cok su kaldirir da Yıkımdan kasit nedir ? 3.Dunya savasi mi , dunya halklarinin ayaklanmasi mi? Ayrica neye kime ayaklanacaklar… Read more »
Gelişmiş ülkelerdeki vatandaşlar da höt dedin mi tüm özgürlüklerini kuzu kuzu veriyormuş.
Yıkım muhtemelen önce ekonomik sonra çatışma şeklinde olacak. Bir de bu işler iki yıla olmaz en az 10 sene birikir olur.
Ayrıca 2020de milyarderler 4 trilyon dolar zenginleştiler yani bu kadar ekstra servet de motivasyon. Bir de Çin ve elitler Trumptan kurtuldu fena mı? Ama bunun için virüs saldıklarını sanmam. Daha çok krizi körükleyip fırsata çevirdiler.
Maske senin yüz ifadeni kızın anlamasının önüne geçmiyor, gülümsüyorsan ve rahatsan yüzünün kalan kısmından bu çok rahat anlaşılıyor zaten. Konuşmanın ortasında 2 saniye yüzünü açıp kıza göstermen yeterli, bazı kızlar da o maskeyi kendileri açıp kapatıyorlar aynı şekilde. Hiç açmasan da olur. Hepsi kafanızda olan şeyler bunlar.
E iyi de hocam. Kız demeyecek mi yüzümü görmedin nasıl beğenebildin diye?
Demez. Diyecek kız zaten onu bile demeden gider. Zaten senin orada çok beğendim ondan geldim gibi bir çerçeve kurma. Olayı çok ciddi bir şey olarak algıladığınız için bu kadar uzun uzun mantıkla deşiyorsunuz. Olay geyik. Yaptığın şeyin fırlamalık olduğunu kızda biliyor, hoş bir etkileşim tutturursan kızlarda sana yardım ediyorlar, önemli olan onu yakalamak.
Olmaz ya velev ki dedi diyelim: “senin %99 luk kısmın hala açıkta, maske %1 i kapatıyor” diyebilirsin. “Buzdağının görünmeyen kısmı varsa, insan için de bu kısım insanın karakteridir” diye yardırır 2 dakika oradan muhabbet yaparsın. Fena mı olur 🙂
Kız demeyecek mi yüzümü görmedin nasıl beğenebildin diye?”
Ahaha harbiden sporcu çok sağlam bir hatuna set açtığımda bana bunu söylemişti. Samimiyet kurduktan sonra sormuştu. Ben de maskeni indir deyip fikrim değişmedi dedim. O an gerçekten tıkanmıştım.
“Kaslara intikal etmemiş bilgi dedikodudan ibarettir.”
KAMERUN ATASÖZÜ
No pain no gain mothafuckaz. Mahmut abi diyorsun ki ; bana takılın, hayatınızı yaşayın. Adam ya!
Her şeyi kıçından anlamayı nasıl başarıyorsun merak ediyorum. Muhtemelen reşit bile değilsindir.
Hayırdır. Forum abisi misin aslanım?
Burası forum değül. Mesaj savaşına girmeyin.
Yanlış hatırlamıyorsam ortaokuldan liseye geçiş sınavlarında sorarlardı. Bu paragrafta asıl anlatılmak istenen nedir diye. Arkadaş biraz zayıf sanırım o konuda.
tezekkurler
Çok doğru noktalara değinilmiş. Manospher’de ne kadar saygın isim varsa aksiyon konusunun üzeriğnde duruyor buna rağmen okuyup, harekete geçmeme tembelliği çok fazla. Yalnız bunun yanısıra politik anlamda organize olmak da artık kaçınılmaz oldu. Belki bu başka bir konu başlığı altında tartışılabilir.
Yolu bilmekle o yolda yürümek aynı şey değildir. -Morpheus
Ben durumumu saptamış ve şu an kendime özen göstermeye çalışan biri olarak ŞU AN set denemesi yapmıyordum. Ama kendime katmak istediklerimi belirledim ve set açmamak yerinde saymak gibi gelmeye başladı. O yüzden ne yapıyoruz Osmaniye’den Bakırköy’e gidip iki kelam edip döneceksek dahi gidip edip dönüyoruz ki tecrübelenelim.
Alfaloji sitesindeki kuşçubaşı isimli kişi siz misiniz? Soruyorum çünkü onun yazdığı makalalerin çoğu sizinkine çok benziyor. Ve siz bilgiyle ilgili bu yazıyı paylaşmadan 1 gün önce oda bilgi ve uygulamakla ilgili bir yazı paylaştı o sitede. Tıpatıp aynı olmasada yazı, benzerlik var aralarında
Hayır değilim ve orada hiç yazmadım.
Yaptığım en kritik hata bu olsa gerek.
Analiz felcine düşenlerdenim sanırım,9-10 ay kadar evvel uzun süreli ilişkim bitince (danışmanlık dahi almıştım Mahmut abiden) siteye yolu düşenlerdenim.Siteyi okuyup kendime bir şeyler kattığımı düşünüyorum ancak,iş kendi işim olduğu için ve sosyalleşme ihtimalim bu aralar 0’a yakın olduğu için,ne yapacağımı bilmiyorum.İş-ev arasına hapsoldum.Bu yüzden çok okuyup-çok düşünen tayfadan oldum.İnternetten tanıştığım hatunlarla buluşma oranım da bi hayli düşük,bu analiz felcinden çıkmam için göremediğim bir açı var mı yoksa bu virüs illetinin bitmesini beklerken sadece kendimi geliştirmeye mi odaklanmalıyım?
“Popona tüy yapıştırmak seni tavuk yapmaz” Tyler Durden
Mahmut abi selam, bu mesajı aslında çözüm bulmak için atmıyorum biraz derdimi dökmek niyetiyle yazıyorum. Bu sene iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünü kazandım malum koronadan dolayı okulum açılmadı, ailemden uzakta lise okuyordum bu dönemde ailemin evine döndüm, ciddi bir ümitsizlik bürüdü beni acayip depresif oldum ve kötüsü bu depresifliğimin sebebini bulamıyorum, bu dönemde gyme gittim, çeşitli kurslara gittim ama hiç yaşıtım insanlarla tanışamadım okul gibi bi ortamda olmadığından bu çok zor oluyor, sanki sosyalleşmeyi unuttum tabii haliyle masturbasyona da yöneldim ama dediğim gibi hepsi sanal bunların gerçek hayatta önceden rahattım kız arkadaş yapma konusunda(kızlarla aram iyiydi, düzenli seks yapabiliyordum)… Read more »
Hocam erkekliğin 7 günahı diye bir yazı var onu okumanı tavsiye ederim. Sen şuan depresyonda olabilirsin, fazla dopamin tüketiyor olabilirsin, umutsuzluk hallerine bürünmüş olabilirsin. Herkes hayatında en az bir kez bu bataklığa düşer. Motivasyona değil, disipline güven kardeşim.
Abi nerden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Kafamda olmak istediğim tip var ve ben kendimi orda görüyorum ( öyle davranırsan öyle olur mantığıyla) ama orda olmadığım bağırıyor resmen bunu değiştiremiyorum. 1 yıldır seni takip ediyorum. İlk başlarda kadınlarla ilişkim çok iyi di kadınlara yürüyebiliyorum( 5 tane set açtım ama hiç başarım olmadı genelde tinder) bir ara o kadar fazlaydıkı aynı gün seks yapmadığım kızla buluşmuyordum bile bazen kızlar kendi yürüyordu acemi şansımı bilmiyorum neyse şimdi hayatımda hiç kadın yok. Tinder da eşleşiyorum ama 2 konuşmadan sonra bok oluyor herşey ( hiç yok kaybetmeyim mantığıyla şaçmalıyorum muhtemelen) bu artık çok ağrıma gitmeye başladı… Read more »
Abi nerden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Şu an olduğun yerden. Kafamda olmak istediğim tip var ve ben kendimi orda görüyorum ( öyle davranırsan öyle olur mantığıyla) ama orda olmadığım bağırıyor resmen bunu değiştiremiyorum. Olmak istediğin tip gibi davranmak fayda sağlar ama yetmez. Asıl yapman gereken şu an nerdesin, olmak istediğin ne bakıp, ikisi arasındaki farkı kapamak için neler yapman gerektiğinin listesini çıkarıp onların üzerinde disiplinli bir şekilde çalışmak. acemi şansımı bilmiyorum neyse şimdi hayatımda hiç kadın yok. Son 7 – 8 aydır sosyal ortam mahvoldu ondan olabilir mi? Konuştuşum kızın tekine dedim benim sorunum ne ayrılırken … Sorunun ne bunu bir… Read more »
Biraz derine ineyim o zaman benim sorunum yıllardır özgüven eksikliği küçümsenmek eziklik bu biraz ailemden çevremden kaynaklı yada kendimi öyle avutuyorum bilmiyorum. Senle tanıştıktan sonra hep kendime iyi yönde telkinler vermeye başladım öyleymişim gibi davranmaya başladım bi noktaya kadar başarılı oluyorda taki aksini söyleyen bi durum ortaya çıkana kadar. Böyle bi durumla karşılaşınca şaak herşey geriye dönüyor adeta yıkılıyorum. Korkak biriyim küçükken yediğim dayaklar bastırılmışlıklar sağolsun birde yaşadığım iğrenç birşey oldu ( bu beni iyice çökertti). Birine niye böyle yapıyorsun demeye çekiniyorum kavga etmekten fikrimi beyan etmekten vs ( senden sonra zorlayarak kendimi ufak tefek yapabiliyorum ama nasıl iğrenç hissettiriyor… Read more »
Sen iki yüzlü! Önce kendi gözlerindeki perdeleri kaldır da, sonra biraderlerinin gözlerindeki perdeleri kaldırmaya yelten.burda söylenen ikiyüzlülük diğer insanlara gereksiz iyilik yapmak ve insanlara yararın olmadan saygı ve sevgi beklemek mi?yani önce kendine yararın olucak sonra diğer insanlara yararın olucak(buda kendini kullandırmadan ve gereksiz iyilik yapmadan örneğin önbüroda ki kıza çay getirmek o ordan ayrılamaz diye çay getirmek yani aslında ayrılabilir tabi
Şunuda söylemek gerekiyor bu siteyi yalayıp yutsan bile alfa oğlu alfa olsan bile çoğu kişinin atladığı birşey var “Karakter” sen yavşağın teki, kızları tek kullanımlık olarak bakan yalancı madrabaz bir insan isen istediğin taktiği yap kardeşim ancak içi geçmiş kaşar piyasa kızlarıyla birlikte olursun devir kötü aklı başında düzgün karaktere sahip uzun ilişki yaşanabilecek kızların ilk aradıkları şey güven sen o güveni veremiycek karakterdeysen sıkıntı yaratır bu benim kendi şahsi görüşüm şu taktiği yapayım shit testleri geçeyim maskülen olayım çerçeveyi bozmayalım vs bunları yaparak her kızı elde edebileceğini sananlar görüyorum lafım onlara yazı çok güzel açıklayıcı olmuş
Yoo normal kızlar da bu adamlara kapılabilirler ama ne kadar uzun sürer tartışılır.
Bu güven işini aşırı abartmayın. Hiç güven vermemek de aşırı, “kızların ilk aradıkları şey güven sen o güveni veremiycek karakterdeysen” boyutlarında güven olmazsa kız yok da aşırı. Bunun bir ortası var.
Maskülen potansiyelinin tepesine ulaşında her kızla birlikte olabileceğini sanan adam hayal dünyasındadır. Bence bu biraz da bahane. “Her istediğimle olamayacaksam neden uğraşayım” gibi bir bahaneye benziyor.
Mahmut Abi evet öyle ama yaklaşık 1 – 2 senedir üniversite sınavları ve normal hazırlık dönemlerinde nerden baksam monk modunu uyguluyor gibiydim (ev sporu,gitar öğrenme,meditasyon vs) (dip not: bu yaz dövüş sporuna başlamayı düşünüyorum biraz monk modunu azaltıp insanlarla sosyalleşme (maalesef üni derslerinden dolayı çok az dışarı çıkabiliyorum arkadaşlar azaldı çok ağır haplı mavi arkadaşlarım var) sezonunu açıcam inş. Sence kırmızı hapı sadece okuyan bir kişi aksiyon almaya başlarken kitapları (23 nisanda hediye verdiğiniz o kutsal kitap gibi) tekrardan okumalı mıyız yoksa hatamız olduğunda mı bakmalıyız ?
Benim tavsiyem aksiyon almaya başladınız mı bölüm bölüm okumanız ve hatanız varsa onunla ilgili bölümleri okumanız. Aksiyon içindeyken okuyun yoksa aksiyon olmadan 10 kere okumanıza gerek yok.
Yanıtın ve bakış açımı değiştirdiğin için teşekkürler mahmut abi 🙂