Stoacılık ve Makyavelizm, özlerinde güç ile ilgili olan iki felsefe. Nicollo Machiavelli, “Prens” kitabını efendisine geçmiş gözleminden parıldayan bir hediye olarak yazmıştı. Seneca’nın “Ahlaki Mektuplar” kitabını neden yazmış, kendisi için mi yazmış yoksa başkaları için mi bilmiyorum. Spinoza’nın “Ethica”sı gibi dini baskının küçük bir reddedilişi olarak yazdı ya da Paine’in “Ortak Akıl” kitabı gibi köylüleri ezenlere karşı başkaldırmaya teşvik için yazılmıştı ya da belki de benim buradaki bazı yazılarım gibi, kısmen kendisi için, kısmen de başkaları için yazdı.
Makyavelizm Üzerine
Makyavelizm’in kendine özgü bir dışa dönük odağı vardır. Yazış stilinden kendisini icat eden kişiye ve onun modern reenkarnasyonu olan Robert Greene’e kadar, stil ve felsefe tarihten ve günümüzden gözlemler yapıp sonuçlar çıkarır ve onları yazarın ellerinde rafine ederek metinlere geçirir. Hem Machiavelli hem de Greene, prensipleri göstermek için hikayeleri kullanırlar ve bu da doğal bir şekilde felsefeye gelir zira felsefe özünde dış dünyayı hile, zeka ve kurnazlık ile kontrol etme üzerinedir.
Bazı şeylerin dışsal kontrolü başarmanın antitezi olduğun bellidir. Mesela sonuçlarını düşünmeden hareket etmek, sizi avantajsız olduğunuz bir konuma düşürmeye meyillidir. Bu mesela oldukça kabiliyetli bir general ve savaşçı olan Cesare Borgia’nın ölümüne neden olmuştur: Mağlup ettiklerinin peşinde koşmanın heyecanına kapıldığından, kendisini onların yerinde bulmuştur. Diğer bir örnek de Adolf Hitler olabilir. Kıta Avrupa’sının çoğunu yıldırım hızıyla ele geçirdikten sonra kendisini çok büyük bir insan olarak görmesiyle başı dönünce, Alman halkını da kandırarak, Sovyetler Birliği’ne saldırmıştır.
Yetenekli bir Makyavellist olmak için, rakiplerinizden daha hızlı düşünmeli, daha iyi plan yapmalı ve daha iyi performans göstermelisiniz. Ama eğer haleti ruhiyeniz kontrol altında ve dengede değilse, bunu başarmak mümkün değildir. Bir keresinde bana psikopatlara güç verenin ne olduğunu sormuşlardı. Psikopatlara güç veren şey, onları aynı zamanda sıklıkla alaşağı eden şeydir. Korkusuz nedeniyle yüksek risk almaya dünden hazır olmak, narsizm nedeniyle kendinden şüphe duymamak, empati yoksunluğu nedeniyle her türlü davranışı gocunmadan yapabilmek.
Bu birbirini tamamlayan güçlü özellikler kokteyli, kendi başarınız ve yetenekleriniz konusunda size tam bir özgüven verir. Aynı zamanda davranışlarınızın negatif sonuçlarını ve dünyanın size nasıl tepki vereceğinizi kaale almamanıza neden olur. Son olarak da yaptıklarınızın başkalarının hayatına nasıl etkilediğini, hiçbir şekilde önemsememenize neden olur.
Stoacılık
Değer sistemi, “dünyaya nasıl etki edebilirsiniz?” olan Makyavelizm’in aksine Stoacılık “dünya sizi nasıl etkiler” sorusundan başlar. Makyavelli size dünyayı kontrol altına almak için araçlar sağlarken Seneca ve Marcus Aurelius, dünyanın sizin üzerinizdeki etkisini kontrol etmenizi sağlayan araçlar verirler. Stoacılık üzerine başka bir yazı yazmıştım ve Stoacıların temel önermelerinin “dünyayı kontrol edemeyeceğimiz ama dünyanın bizim üzerindeki kontrolünü kontrol edebileceğimiz” olduğunu belirtmiştim.
“Dune” kitabı 88 kere reddedildiğinde, çoğu yazar oturup eldeki metni yakar ya da bir çekmecede çürümeye bırakırdı. Ama Frank Herbert metni bir daha gönderdi ve kitap bir bilimkurgu klasiği oldu. Bence Herbert’in bu kadar ısrarcı olmasının nedeni, kitap hakkında dünyanın yanlış, kendisinin ise doğru olduğunu düşünmesiydi. 88 kere reddedilmek genellikle güçlü bir şekilde “senden bir bok olmaz” demeliydi ama dışsal mesaj ile arana mesafe koyabilme yeteneği, ya da daha da iyisi, bunları sizin için itici güce dönüştürmek, büyük bir şeyler başarmanın temelidir.
Stoacılık, davranışlarınız ve haleti ruhiyeniz dünyanın kontrolü altında olacağına, sizin kontrolünüz altında olsun der. Stoacılık, sizin kutsal iç dünyanıza dünyayı almamak anlamına gelmez. Bunun yerine iç dünyanıza dünyanın girmesi ile ortaya çıkan içsel durumlarınızı sizin kontrol etmeniz anlamına gelir. Bir Stoacı, dünyanın kendisini, duygularını, zihnini ve davranışlarını etkilediğini kabul eder ama kendi duygularını, zihnini ve davranışlarını dünyadan çok daha fazla etkileme azmindedir. Şu aşağıdaki Nassim Nicholas Taleb alıntısı, benim duyduğum en iyi Stoacılık tanımı:
Stoacı, korkuyu ihtiyata, acıyı dönüşüme, hataları yeniden başlamaya, arzuları ise girişime dönüştüren kişidir.
Dönüşüm, Stoacılığın merkezi özelliğidir ve felsefenin simyası gibidir zira bir durumdan dünyanın etkisi ile ikinci bir duruma gitmek vebu enerjiyi kullanarak üçüncü bir duruma geçmek ile alakalıdır.
Stoacı korkar ama korkusu tarafından kontrol edilmez zira korkunun gelip geçici olduğunu ve kendisini içinde olmaya ihtiyacı olan duruma dönüştürmekte yardımcı olacağını bilir. Stoacı kendine, sonuçlara değil ama her durumun etkisi ile baş edebilme kabiliyetine güvenir. Stoacı başkalarının fikirlerinin ve zihinlerinin farkındadır ama onların zincirlerinde değildir.
Özet ve Sonuçlar
Stoacılığı ve Makyavelizm’i birbirlerine zıt değil de birbirlerini tamamlayan iki felsefe olarak görmemin nedeni,odaklarının temelde farklı olmasıdır. Makyavelci taktikleri kendi üzerinizde kullanabilirsiniz ama bunu yaparsanız, kendinizi kendisini dev aynasında gören Hitler’in ya da kendi büyüklük efsanesine kapılmış Cesare Borgia’nın pozisyonunda bulabilirsiniz. Dışa yönelmiş Makyavelizm manipülasyondur, içe yönelik makyavelizm ise kendini kandırmaktır.
Aynı şekilde dış dünyaya stoacı bir şekilde yaklaşabilirsiniz ama dünyaya bu şekilde yaklaşmayı seçerseniz, kendinizi kısa sürede köşeye atılmış ve dışsal olanı umursamaz bir halde bulabilirsiniz. Dış dünyayı stoacı bir mercekten görürseniz, kendinizi birçok Budist filozof gibi dünyanın sessiz bir gözlemcisi olarak ya da dünyanız yanıp kül olurken sessizce kenarda oturup izlerken bulabilirsiniz. İçe yönelmiş stoacılık öz kontrol ve dönüştürücü güçtür. Dışa yönelmiş stoacılık ise umursamazlık ve dünyadan elini eteğini çekmektir.
Kapitalizm ve klasik liberalizm gibi, stoacı olmak sizi daha iyi bir makyavelist yapar ve makyavelist olmak sizi daha iyi bir stoacı yapar. Dış dünyada aksiyon almak – ki Makyavelistlerin amaç ve hedefleridir – demek, dış dünyada daha sık ve cüretkar davranışlarda bulunmak demektir ve bu da içinizdeki stoacıya dış etkileri dönüşüm yakıtı olarak kullanma imkanı sağlar. Bunun yanında stoacı olmak demek, haleti ruhiyenizin düşmanlarınıza göre çok daha fazla kontrolünüz altında olması, kendi yeteneklerinize güvenmek ve yaklaşımınızda daha sabırlı olmak demektir ve bu da daha iyi bir MAkyavelist olmanızı sağlar.
Sinerji kelimesini sevmiyorum zira yönetim danışmanları bu kelimenin bokunu çıkardı ama bu durumda bu iki felsefeyi açıklamak için en iyi kelime sinerji kelimesi. Bu iki felsefe, birbirlerini güçlendirirler. Bunlardan birinin daha fazla yandaşı olan kişi, yandaşı olduğu tarafa yönelecektir ve daha kötü sonuçlar alacaktır. Mesela yüksek risk almaya daha meyilli olup umursamadığı sonuçlarca yıkılacaktır, ya da dış dünyayı umursamaz hale gelecektir.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
abi karı kız ile yeteri kadar yazı oldu bence, artık hep bu tarz felsefe, yaşam disiplini, hiyerarşi, erkek shit testlerine yönelik yazılar gelmeli.
Büyük ihtimal karı kızdan devam ederiz, çünkü meditasyon, kişisel gelişim ve mantalite yazılarına taş çatlasa 20 yorum gelirken, “sömürücü kızlar, kızlarla duman kullanarak nasıl mesajlaşılır, ilk buluşmadan 7 ay 5 hafta 26 gün sonrası soğuk yapan kızlar, flört yaparken en iyi amuda kalkma teknikleri, omega dullar, hayin medöcü kadınların manipülasyon teknikleri kanmayın haa” gibi yazılara (kesinlikle kötü yazılar değiller, fakat bu yazıları ben kırmızı hapı içselleştirdikten sonra okunması gereken yazılar olarak görüyorum) gelip sonra yorumlara minimum 70’e yakın ebğle ebğle mamud abe instadan bi gızla danışdım 2 hafta oldu (hep nedense iki hafta oluyor) kıza dic pic attım gız enhelledi… Read more »
Kesinlikle katılıyorum. Hayatınızın merkezine kadını koymayın diyen sitede bütün(!) yazıların kadınlarla ilgili olması hoşuma gitmiyor.
Bütün yazılar kadınlar üzerine değil, çoğu kadın – erkek ilişkileri üzerine. Kadın erkek ilişkilerinde erkek ihtiyaçları merkezli yazılıyor. Kadın merkezli yazı görmemişsiniz siz.
Burada anlatılan özellikler, hatta the red pill deki bütün erkeksi özelliklerin tümü sanki peaky blinders ta ki Thomas Shelby adlı karakterde birleşmiş gibi. Rica etsem bu karakteri inceler misiniz. Özellikle sen Mahmut abi. Çünkü ne zaman red pillle ilgili bir şey okusam bu karakterde mutlaka o özellik bulunuyor.
Ben o diziyi izlemedim.
Oneitis ne zamandan beri bir red pill öğretisi veya erkeksi bir özellik oldu?
Makyavelizm, oportunizm, pragmatizm gibi kavramları anlamak için illa uygulamada görmek isteyen arkadaşlar House of Cards’ın baş karakteri Frank Underwood’u gözlemleyebilirler. Özellikle ilk 2 sezon.
O biraz fazla makyavelist ki bu da baya bir sıkıntı çıkarıyor kendisine ama bu konu için cidden incelenesi bir örnek
@nobodyisunique Tek eksi yanı o zaten. Onun dışında herif tam bir red pill abidesi -ki zaten önceden kadın onu terk ettiğinde o da kadını boşverip kendi hayatına, amaçlarına bakıyor. She is in the past. Meşhur the soldiers minute sahnesi var ya hani 🙂 Ondan sonra 2 yıl boyunca dert tasayla uğraştıktan sonra herif bir kaçış yolu arıyor ki zaten kadının peşinden koşmuyor. Sadece kadını aklından çıkaramıyor. Ama bunu içinde tutuyor. Hayatına bir eksisi yok. O kadar da olsun mk. Dört dörtlük bir red pill erkeği varsa gösterin biz de örnek alalım. Bu kadar kasmanıza gerek yok. Hayatta her duyguyu yaşamalı… Read more »
benim tavsiyem shelby veya pacino veya polat alemdar gibi ciddi karakterler yerine daha eğlenceli alfa karakterleri örnek alın.hem gerçek hayata daha iyi adapte edersiniz, hem de o bahsettiğiniz karakterler mafya ve çete liderleri oluyor.çok kasıntı hissedersiniz bi yerden sonra.
Böyle devam Mahmut Abi
Abi burada Robert Green’den bahsedilmiş. Onun kitabının yanlış hatırlamıyorsam bireysel ilişkilerden çok bir şirket ya da devlet yönetiyorsanız uygunalabileceğinden söz etmiştin. Prensi okuyunca da çok benzer şeylerden bahsediliyor zaten. Bu iki kitap hakkında da halen aynı fikirde misin?
Makiyavelizmin özelliklerine baktığımız zaman bunları trafikteki korkusuz makiyavelits bir sürücünün uyguladığını varsayarsak her kızdığımızda inip 2 kişiyi patakladığında, 3. kişiye geldiğinde silahla öldürülmemesinin garantisi yok ve bu da gereksiz risk oluyor.
Bu durumun dışarıdaki verisini süzgeçten geçiren kısım stoacılık mı oluyor?
Yani “Dış bilgi+ İç bilgi+Makiyavelizim+Stoacılık= Öldürülebilirsin, gereksiz risk. O zaman inme” şeklinde en basitinden örneklendirebilir miyiz?
Evet ikisi de yönetimsel ama bireysel olarak da kullanılabilen şeyler.
Bahsettiğin adamı sağduyu da durdurur.
Robert Green- İktidar için “çok gereksiz, boş ya da hayalci” gibi bir şey demiştin. Yani en azından biraz hayalci gördüğünü hatırlıyorum. Şu anda o zaman bireysel kullanımlarda da uygulanabilir mi diyorsun? Sonuçta fikirler hep değişir. Verdiğim örneğe sağduyudan ziyade, ikisinin de harmanlanıp bir arada kullanılabildiği başka nasıl bir örnek verebiliriz? Yani insanların “boşuna uğraşma yapamazsın” demesindeki dış etkene kulak tıkayıp yolumuza devam etmek bize güç verdiği gibi stoacılık ise, bu yolda yolda ilerken önümüze çıkan engelleri manipüle ederek yola devam ettiğimizde kendimize makiyavelizmden yararlanarak bir güç kattığımızda yine aynı şeyi beslemez miyiz? Narsizismimizi burada pohpohlamış olmaz mıyız? Yoksa burda da… Read more »
Boş dememişimdir, o şeyler genelde fazla manipülatif ve ben bu tip adamları yakalamak için okumuştum, kullanmak için değil. Bana bunlarla ilgili fikrimi sormadı o nedenle fikir belirtmedim.
Abi şimdi benim kafam karıştı biraz. Yazıda Makiyavelizm ve Stoacılığın biririni dengeleyen güçler olarak (sinerji) beraber kullanılmasının gerekliliğinden bahsediliyor. Birisini doğru kullanman seni zaten kendiliğinden diğerini de doğru kullanıyor olmuş kılıyor. Yazıda Makiyavelizm içindeki manipülasyonun kullanımının dış dünyaya yönelik bir ayar olduğundan bahsediliyor ve manipülasyonda da zaten Makiyavelizmin default bir ayarı. Eğer kaçırdığım ya da yanlış anladığım bir nokta yoksa bildiğim kadarı ile biz manipülasyon yapandan da yapmaktan da uzak duruyoruz. Önemli olan bir şeylerin içteki güçle gelmesini istiyoruz. Bu durumda o zaman Makiyavelizm ve manipülasyondan uzak durmamız gerekmiyor mu? Dolayısı ile de sinerji kaynaklı Stoacılığı da sarsmıyor mu bu… Read more »
Ben Makyavelist değilim ama dış dünyaya bu şekilde saldırıyorsanız, iç dünyanız kaos iken sizi darmadağın ederler o nedenle stoacılık lazım diyor. Stoacılık da tek başına sizi münzevi yapar diyor.
Burada beni ilgilendiren stoacılık kısmı, Makyavelist kısmı değil. Dışa yönelik dünyaya meydan okuma, istediğini alma felsefen ne olursa olsun, dışarda ne kadar savaş verirsen iç dünyana o kadar etki olacaktır ve stoacılık gibi bir şey ile iç dünyanı soyutlamayı, korumayı öğrenmezsen, yenilirsin diyor.
Yazdığın konular hakkındaki bilgin ve kavrayışına hayranım abi bu nedenle, buranın çatısı altında olmadığı için pek işlenmiyor herhalde ama hayata karşı olan, bir erkeğin adam olma hikayesi dışındaki konular hakkında ne düşünüyorsun?
Teşekkür ederim abi. Şuan her şey oturdu.
Bence inip o kişilerle tartışmamak da bir çeşit makyavelizm. Çünkü biz hayatta önemli işleri olan, daha çok para, başarı kazanacak biriyiz böyle bir durumda kavga etmek bizim amacımıza giden yolda bir taş olacaktır.
Bu tarz bilgilendirici yazıların devamı gelse tadından yenmez, bileğine sağlık Mahmut abi.
Dışa saldırırken makyavelis gibi akıllı ve hızlı ol. Elinden geleni ortaya koy . Umursamaz olma . Savaşçı ol. Fakat zafer de ve maglubiyette içsel stoacı ol. Elimden geleni yaptım olmadı de . Veya bunu hakettim kendimi tebrik ediyorum ama ne olursa olsun kibir sahibi olmayacagım de. Bu benim anladığım abi ? Dogru mudur 🙂
Stoacılığı yanlış anlamışsın. Dışarda savaş varken içinde de kaos varsa alaşağı edilirsin. Stoacılık dışarda savaşırken, dışardaki savaşın iç dünyanı darmadağın etmesini engeller.
Ayni seyden bahsetmisiz zaten .
Yazı güzel ancak sanki son bir final paragrafı daha varmış da eksik kalmış gibi . Her iki felsefeyi de dengeli kullanmak ile ilgili ekstra bir paragraf daha olabilirmiş. Çeviri için teşekkürler abi.
Stoizm ilk okuyusta kisinin pasiflestigi ve kendine odaklanmayi iyi bir noktaya tasimasi sebebiyle dissal olaylarin isleyisi etkisini gormekte yetersiz kalabilir ozellikle kadin erkek iliskilerinde…Makyavelizmde ise daha proaktif olmak aksiyon almak gucu elde etmek var. Iyi insan olmayi kenara birakmak var hatta oyle bir kavrami reddetmek var ki Robert Greene kitaplarinda bu var okuyunca anlarsiniz.
Makyavelizm tek başına yaptığın götlükler yüzünden diğerlerinin sana karşı bir olup seni alaşağı etmesine neden olur. Makyavelist yaklaşım hemen her zaman karşı tarafın eli armut topluyor varsayımı güdüyor. İyi bir insan olnayı kenara bırakıp kötü bir insan olursan, iyiler genelde sana karşı birleşip seni darmadağın ediyorlar.
Ben bu Robert Greene’yi, bu tip adamları yakalayıp, gerekirse çevremde veya iş takımımdan çıkarnak için okudum daha çok.
“Yalanci yalani soylemeyene denir.Soyleyebilene diyemezsin zaten soyleyebilmistir”..Yalanci yerine Makyavelisti getirebilirsiniz
Iyi kotu insan kavramlarina girmektense herkesin esit/hakkaniyetli olcude ayni etik degerlere sahip oldugunu dusunmek yanlis olur.
Tarihin gordugu en buyuk Pozitif Liderler bile Makyavelistik ozellikler gosterir.
Herkesin hayran oldugu ovdugu sevdigi liderler de makyavelist olmak zorunda iyi kotu ahlaki kismina girmiyorum.
Soz konusu güç olunca binbir turlu acgozlulukle,hırslı yıkıcı kisilerle ugrasmak gerekir.Koyun kurtlarla bas edemez ama Kurtlar koyunlarla bas edebilir.
Herkesin adaletli paylasima erdigi, hak ettigine ulastigi bir utopya sistem mumkun degil.
Robert Greene kendisi de diyor zaten amacim kimseye seytan,acimasiz olmasini soylemek degil bu tip kisileri fark edip hayatina zarar vermesini onlemek
Kesinlikle oyle
Onada kuzu postunda kurt olun vs diyorlar abi. Yani iyi gözük ama içinde makyavelist götün teki ol şeklinde.
Mesela ben bir businnes işine atılmak istiyorum diyelim. İlk olarak adım atmak, işi kurmak için makyavelist düşünüyorum ve risk alıyorum. Daha sonrasında iş iyiye gidiyor veya kötüye gidiyor diyelim. Her iki durumda da stoaci düşünüyorum evrenin beni yönlendirmeye çalıştığı anlarda daha mantıklı düşünmüş oluyorum. Doğru mu anlamışım Mahmut abi?
Business işine atılma, işe atıl.
Böyle evren seni yönlendirmeye çalışıyor tarzı üçüncü çakra, uçan kaplumbağa şeklinde bir şey anlamıyorsun umarım. Olay basit. İş kurmak kolay değil, çok stresli ve sürekli çuvallama noktasına geldiğin ve hatta çuvalladığın bir süreç. Bu dışsal stres yaratan durumların mesela iç dünyanı dağıtması çok kolay. Örneğin böyle işe atılmak istiyorum diyenlerin %90’ı, işe atıldı mı 6 ay içinde pes ederler zira özellikle ofis çalışanı biriyse, işe atılmanın ne kadar zor olduğunu bilmez. Stoacılık insanın pes etmesine neden olan bu tür aşırı dışsal baskıların iç dünyasını dağıtmamasını sağlayabilir.
Elinize sağlık yazı güzel. Tanımlamalar yapılmış.
Burada insanı birey olarak ele aldığımız da hatırlanması gereken şeylerden biri ENERJİ ve yaş gruplarına göre makyavelist veya Stoacılık davranış şekli olmalıdır.
Aslın da konunun aslı Enerjinin açığa çıkarılması ve kontrol edilebilmesi ile alakalıdır.
20 li yaşlarımda büyük bir abime
Abi dünyamı imar için çalışırken ahiretim mahvoluyor. Ahiretimi imar için çalışırken dünyam mahvoluyor. İkisi aynı an da yürümüyor demiştim.
Tebessüm etti iki elinin işaret parmağını yanyana getirerek oğlum at başı at başı dedi. Şimdi ben de öyle diyorum. Ve bu basit cümlenin hayatımda yerine oturuşu uzun bir zaman aldı.
Bu sinerji değildi. Tamamlayıcıydı.
Marcus Aurelius, Seneca, Epictetos ; Machiavelli,Robert Greene okumuş birisi olarak size kesinlikle katılıyorum. Stoacılığı ve makyavelistliği birleştiren kişi gerçek bir bilge olur. Ben bu ikisine de İslam çerçevesinde yaşayan birisi olarak hayatımdan çok memnunum elhamdülillah.