Kendini geliştirmenin matematiği

Odaklandığım ana alanlardan biri de kendini geliştirmek. Her yıl doğum günüm yaklaştığında, iyi bir viski alıp otururum ve bir önceki yılın hesaplarını kapatırım. Geçen yıl başladığında nerede olduğuma ve şimdi nerede olduğuma bakarım ve bunlardan gelecek sene nerede olmak istediğimle ilgili kararlarımı çıkarırım.

Yaptığım şey temelde “geçmiş, şimdi ve gelecek” paradigmasını, ölçülebilir küçük parçalara ayırmak. Yönetim gurusu Peter Drucker’in eski bir sözünü temel prensibim yaptım: “Ölçülebilen şeyi yönetebilirsin.” Şimdi kendine güven seviyesi, kaygı ve depresyon gibi ölçü yaratması zor şeyler de var ama egzersiz sayısı, hacim ve yoğunluk ile ağırlık kaldırmada ilerleme, uyku, yeme içme gibi şeyler ölçülebilirler.

Böyle ölçüler bulup takip etme sebebim, kendimi yaptıklarımdan sorumlu kılmak. Aynı zamanda böylece birçok şeyi önceden planlamanın daha kolay olduğunu gördüm. “Bugün yorgunum, spor salonuna yarın giderim”, “biraz daha çalışmam lazım ama zaten dün “4 saat çalıştım” gibi tuzaklara düşmek çok kolay. Eğer her şeyi planlarsanız ve alışkanlık haline getirirseniz, bunları yapmadığınız zaman kendinizi çok huzursuz hissedersiniz. Ama bu tür ölçüler kullanmamın temel sebebi şu: A’dan Z’ye gitmek istiyorsanız, yolda ne kadar ilerlediğinizi takip etmezseniz, Z’ye vardığınızı nasıl anlayacaksınız? Yoldan çıkıp çıkmadığınızı hatta tam tersi yönde gitmediğinizi nasıl bileceksiniz? Eğer ölçüler kullanmazsanız, bilemezsiniz.

Bu yazıyı, Kendini geliştirmenin matematiği olarak adlandırdım zira bu yazıda hayatlarını tamamen ya da bazı alanlarda iyileştirme konusunda birçok insanın yanlış anladığı matematik prensiplerden bahsedeceğim.

Doğrusallık ve Süreklilik

Daha önce, birçok insanın geleceği doğrusal bir şekilde tahmin ettiğinden bahsetmiştim. Bu durumu reductio ad absurdum (karşındakini gülünç duruma düşürerek) şekilde şöyle ifade etmiştim: “dün öyle oldu o zaman sonsuza kadar da öyle olacak”. Bu aptalca görünüyor ama “biz bu işi böyle gördük, böyle yaptık” diyen kaç kişi duydunuz? Bu etkinlikte veya onun bağlamında hemen hemen hiçbir değişiklik olmayacağını varsayıyor. 10 – 15 yıl öncesine giderseniz, kimse “online oyun” ya da “mesaj oyunu” hakkında konuşmuyordu. Ama bugünlerde bunlar baştan çıkarma camiasının önemli konuları. Oyun prensipleri fazla değişmedi ama oyunun içinde bulunduğu bağlam çok değişti.

Benzer şekilde, emek ile sonuç arasında doğrusal bir ilişki olduğunu varsayarız. “Eğer bir yıl önce günde 1 dolar biriktirmeye başlarsanız, bugün cebinizde 365 dolar olur” örneğini, küçük görünen çabanın, büyük sonuçlara yol açacağını göstermek için kullanmayı seviyorum. Fakat birçok insan yolculuktan nefret ediyor ve sadece sonucu seviyor. Bu nedenle de sonuca bir an önce ulaşmak için kendilerini büyük ama sürdürülebilir olmayan bir çabanın içine atıyorlar. Bir tanıdığım yeni yıl sözü olarak sağlığını düzeltmeye karar verdi ve kahveyi, sigarayı, işlenmiş gıdayı, şekeri hemen bırakıp haftada 6 gün spor salonuna gitmeye karar verdi. Bunu sadece 3 hafta sürdürebildi ve 3 haftanın sonunda 2 haftalık bir kahve, sigara, işlenmiş gıda ve şeker “ziyafetine” dalarak eskisinden daha sağlıksız bir hale geldi. Bu tanıdığım, “ne kadar çok, o kadar iyi” zihin yapısının kurbanı oldu.

Ne kadar çok, o kadar iyi

Bu sürekli, takıntılı bir şekilde emek harcama kültürü, bazı grup ve topluluklarda çok yaygın. Eğer insanüstü bir çaba harcamıyorsan, tembelsin kültürü. Sabah 4’te kalk, 2 saat spor yap, kahvaltı yap, saat 7’de işte ol, akşam bir daha spor, ek işinle uğraş, gece yarısı uyu, erken kalk ve bir yandan da güzel kadınlara yürü, eğlen ve dünyayı gez. Bu, “çok erken, çok fazla” kadar kötü bir şey zira hayati öneme sahip ama üretken görülmeyen şeyleri kısıtlamak anlamına geliyor. Bu hayati şeyler de genellikle uyku gibi dinlenme ve kendine gelme rutinleri. Bu tür “sürekli zorlama” prensibinin problemi, kişinin sürekli emek harcamasına rağmen ayarlama ve yaptıklarını gözden geçirmek için zaman bulamaz hale gelmesi.

Zamanında sıklıkla verilen “100 kadına yürü” tavsiyesi, oyunda iyi olmak için değil, yürüme kaygısını aşmak için yapılırdı. İlk önce kızlara yürüyüp yön ya da saat sormaktan başlayarak aşama aşama, yabancı biriyle konuşma kaygısını aşma şeklinde tavsiye edilirdi. Bir kez tanımadığınız insanlara “açılış yapma” kaygısını aşınca, gerçek “oyuna” geçebilirdiniz. Bugün ise “100 kadına yürümek”, oyunda iyi olmak için mucize bir rakam olarak görülebiliyor.  3 set x 12 tekrarın, kas kütlesini arttırmak için mucize rakam olarak görülmesi gibi.  Mucize rakam 3 x 12 değil. Kasların 45 – 60 saniye kadar stres altında kalması, kas kütlesinin arttırılmasını sağlayan şey. Eğer her tekrarda 4 saniye harcarsanız, bir set 48 saniye sürer. Hızlı hızlı 20 saniyede tekrar işinize yaramaz. Aynı şekilde, günde 100 kadına yürürseniz ama yürümeleriniz üzerinde düşünüp bunlardan sonuçlar çıkarmazsanız, nereleri düzeltmeniz gerektiğini anlamaya çalışmazsanız, gelişemezsiniz.

Eğer 20 – 30 kadar kadına gidip “pardon, saatiniz var mı” diye sorarsanız, yürüme kaygınızdan büyük oranda kurtulursunuz. 30’un üstünde ise yürümelerinizin size faydası hızlıca azalır.

Azalan getiriler (diminishing returns)

Emek harcadığınızı çoğu alanda er ya da geç azalan getiriler noktasına ulaşırsınız. Azalan getiriler, aynı verimi almak için zaman içinde daha fazla emek harcamanız gerektiği anlamına gelir. Bu gerçek, örneğin tahvil piyasasında tam rakamlar yerine oranlar kullanılarak gizlenir. Bir tahvilin değerinin %10 artması için,  piyasa değerinin %10 artması lazımdır (hisse fiyatı x hisse senedi sayısı). Bir şirketin piyasa değeri 1 Milyar Dolar ise, %10 artış 100 Milyon Dolar eder ama şirket değeri 100 Bin Dolar ise, %10 artış 10 Bin Dolar eder. İkisinde de artış %10’dur ama genellikle 100 Milyon artış için gerekli emek, 10 Bin artış için gerekli emekten çok daha fazladır.

Azalan getiriler genellikle zaman ve ilerlemenin bir fonksiyonudur.  Malcolm Gladwell, bir alanda ustalaşmak için o alana konsantre olarak 10 bin saat çalışmak gerektiğini açıklamıştı. Ama birçok durumda şunu iddia edebiliriz: getirinin %80’inin, ilk %20’lik emek diliminde elde edebilirsiniz ve kalan %20’sini de, son %80’lik emek diliminde. Burada olayı çok basitleştirdik ama ana fikir şu: bir şeye başladığınızda, o şey ne olursa olsun, başlangıçta görece az bir emek ile çok hızlı gelişirsiniz ve siz o şeye hakim oldukça, daha da ilerlemek için vermeniz gereken emek hızlıca artar. Yani zaman içinde sizin bir işe vereceğiniz emek artacak ama o işte elde edeceğiniz ilerleme hızı azalacaktır. Bu nedenle de fazladan bir fırsat maliyeti (opportunity cost) ile karşılaşırsınız ve şu an uğraştığınız şeyde daha da ilerlemek mi, yeni bir şeye başlayıp onda ilerlemek mi diye bir hesaplama yapmanız gerekir.

Sabit kaynaklar ve fırsat maliyeti

Öğrendiğiniz ve iyileştirmek istediğiniz her şeyde, zaman ilk seviye maliyettir. Eğer günde bir saat daha fazla yatmak isterseniz, başka şeylere harcamak için haftada 7 saat daha az zamanınız kalır. Zaman sabit bir kaynaktır belli bir miktar zamanınız vardır ve herkes için gün 24 saattir. İlerlemek istediğiniz alana bağlı olarak mesela o alan için gerekli şeyler almak için paraya ihtiyacınız vardır ki bu da saat şeklinde hesaplanmalıdır. Diyelim ki, haftada 3 gün spor salonuna gitmeye karar verdiniz. Bu durumda maliyet sadece spor salonuna girmek ve spor için harcadığınız zamanın üstüne bir de salona, spor elbiselerine, yola, vs. ödediğiniz paradır.  Bu nedenle harcadığınız zamanın üzerine bunları ödemek için kaç saat çalıştığınızı da eklemeniz gerekir. Bunlar, değişken maliyetlerdir zira eğer gelirinizi arttırıp, giderlerinizi azaltabilirseniz, hayat stilinizi sürdürmek için daha az  çalışarak zaman kazanabilirsiniz.

Ekonomide fırsat maliyeti, bir şeyi yapmak için vazgeçtiğiniz kazanımları belirtir. Birkaç yıl önce, ofiste harcadığım zamanı başka alanlara aktararak ne kazanabilirim diye düşünmüştüm. Haftada 60 – 80 saat çalışmayı azaltırsam ve artan zamanı yazmaya, spora ve başka şeylere aktarırsam ne kazanabilirim diye düşünmüştüm.

Bu kararıma neden olan şey, ofiste çalıştığım ekstra 20 – 40 saatin bana fazla bir ekstra getirisi olmadığını fark etmemdi. Bu zamanı kısmamın da kariyerime etkisi çok azdı. Yani “kayıp yok ama  kazanç da yok” ile “kazanç var ama kayıp yok” arasında idi.

Özet ve sonuçlar

Bu yazıyı yazma amacım, erkeklerin kendilerini geliştirmeye çalışırken hata yaptıkları 4 ana alanı göstermekti. İlk hata, çok fazla şeyi çok hızlı bir şekilde yapmaya çalıştırmaktır. Bu genellikle, yıllardır yapılan hataları, birkaç haftada düzeltmeye çalışmaktan kaynaklanır. İkincisi, birinci hatanın yenilgilerini daha da zaman harcayarak gidermeye çalışmaktır. Bu, insanın süreç üzerinde düşünüp, hatalarını bulup düzeltmesine zaman bırakmaz. Üçüncüsü, acemiden ustaya giden yolun doğrusal olmadığını görememek ve azalan getiriler batağına saplanıp kalmaktır. Dördüncü ve son hata da, kaynak gereksinimlerine ve seçimlerle vazgeçilen şeylerin getirilerinin de maliyet olduğuna dikkat etmemektir.

Bu 4 ana başlığın hepsinde ortak olan şeyler, maliyet, beklentiler ve sonuçlardır. Senelik hayat gözden geçirmemi yaparken, maliyet ve sonuç arasındaki ilişkiye özellikle dikkat ederim. Eğer daha fazla emek harcamanın optimum olmadığını görürsem, gelecek sene bu alana daha fazla yatırım yapmak ile ona sadece gerilemeyecek kadar yatırım yapıp o zamanı başka şeylere harcamak arasında seçim yaparım. Bu nedenle zaman içerisinde, yapmaktan keyif alsam bile bir aktiviteye harcamak istediğim zmaanın, o aktivitede istediğim ustalığa ulaşmak için yeterli olmayacağını görüp aktiviteyi yapmayı bıraktığım çok oldu.  Örneğin satranç oynamayı 10 sene önce bıraktım çünkü istediğim kadar iyi bir satranç oyuncusu olmak için, başka şeylerden feda etmem gereken çok fazla zamana ihtiyaç duyacağımı gördüm.

Bu maalesef kendini geliştirmeye odaklanmış erkek camiasında gözden ırak olan bir şey. Tamam, spor yapmalısınız, parasal durumunuzu iyileştirmelisiniz, yeme içmenize, stilinize dikkat etmelisiniz, oyunu öğrenmelisiniz, vs ama bunları başarılabilir ve sürdürülebilir şekilde yapmalısınız. On yılların kötü hayat yönetimini, çok yoğun çalışarak bile olsa  üç ayda düzeltemezsiniz. Yapmanız gereken şeyleri, önem ve gereken emek sırasına sokmanız lazım. Hangi alanların sizin için daha önemli olduğuna, ancak siz karar verebilirsiniz. Sonrasında da bu alanlarda ulaşmak istediğiniz başarıya karar vermelisiniz. Son olarak da bunu sürdürebilecek misiniz diye düşünmelisiniz.

Bu soruların cevaplarını düşündükten sonra, ilerlemeyi planlayıp, ölçmek için parametreleri yaratarak çalışmaya başlayabilirisiniz.

Çeviri: The Mathematics of Self-Improvement

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

49
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.

avatar
20 Comment threads
29 Thread replies
4 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
30 Comment authors
niguezwaffenGelişim hiç biter mi?Samper VictoriumMen Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
Miami Vice
Guest
Miami Vice

İktisat bilimi ile kişisel gelişimin harmanlandığı muazzam bir yazı olmuş. Sitede yürüme, ilişki vslerden ziyade böyle yazıları daha çok görmek dileğiyle.

niguez
Guest
niguez

her şey bir günde olmaz ama bir gün her şey olur

niguez
Guest
niguez

bu yorumu yazdığımda 2. kez mezuna kalmıştım, şimdi ise boğaziçinde ikinci senem.

eskilerdenbiri
Guest
eskilerdenbiri

Yarın yaparım diyenler helak oldu.
Neyi ne için yapacağını bilmeyenler de.

Angaz Bandito
Guest
Angaz Bandito

Hayatımızı düzeltmek için önümüzde daha çok yıllar olduğu gerçeğini özümsemek gerekiyor en başta. Ben 28 yaşındayım en azından. (55 değilim yani) Geçen 2 senemi ekonomik özgürlüğümü elime almaya harcadım. Başardım. Bu sene kendime 3 hedef belirledim: Sigarayı bırakmak, esrarı bırakmak ve düzenli spor. Esrar en kolayı, hatta bıraktım bile. Sigarayı bırakmayı denedim. Düşündüğüm kadar kolay olmayacak gibi. 15 gün falan dayandım şu an yine pakete düştüm. Arada 2’şer günlük falan bırakıyorum. Şubat sonuna kadar bırakma hedefim var. Yani böyle böyle tek tük içerek en fazla Mart’a kadar giderim. Mart 1’de kesseler içmem. Sene başında saç ektirdim, o yüzden spora başlayamadım.… Read more »

CotAlfa
Guest
CotAlfa

Tebrikler. Güzel gelişim.
Sitede pornoyu bırakmanın kolay yolu adlı bir kitap var. Popüler bir ücretsiz e kitabın çevirisi. Bu kitap aslında Allen Carr’ın “Easyway to stop smoking”(sigarayı bırakmanın kolay yolu) kitabını temel alarak yazılmış bir kitap. Ben ziyadesiyle faydalandım.
Çevremde Allen Carr’ın metodunu kullanan ve faydasını gören birçok kişi oldu.
Allen Carr’ın bu kitabını temin edebilirsin veya internette ücretsiz 1 saatlik bir belgeseli mevcut. Bu belgeseli tavsiye ederim. Bu belgeseli izledikten sonra “neden gün saymanın yanlış olduğunu, tektük içmenin bırakamamaya sebep olduğunu” daha iyi anlayacaksın.

Fatih Çinar
Guest
Fatih Çinar

Allah yardımcın olsun . Esrara bulaşmış bir arkadaşımın o bataklıktan çıkmasına yardımcı olmuştum . Çok kötü bir şey ve arkadaşım esrarın ardından sigarayı da bıraktı! Bu mükemmel bir şey ve büyük başarı. O yüzden sen de yapabilirsin sigarayı da bırakabilirsin

Relaxed
Guest
Relaxed

Yıllardır adam akıllı ders çalışmadığım için(hazirlik sinifi + online geçen bir yıl) üzerine yüzyüze eğitimde hem okulum hem de bölümün oldukça zorlu olduğunu ancak 1.vizelerde çaktıktan sonra anlayıp 1 1.5 aydır hiç çalışmadığım kadar ders çalışmaya kendimi zorlayarak başarılı olmaya çalıştım. Sonuç : istediğim başarı olmadı. Demekki daha düzenli, sürdürülebilir, planlı çalışmak lazımmış. Bu yazı ilaç gibi geldi diyebilirim. Çünkü bütlere günde 10 saatten fazla çalışarak girmeyi planliyordum 🙂

Satranç Ustası
Guest
Satranç Ustası

Selamlar, Yazıda geçen süreklilik vurgusu ve azalan getirilerin akılda tutulması genel itibariyle faydalı. Tek (ya da yüz binde birlik dilimde yetenekleriniz varsa iki) alanda derinleşip, çok sayıda yan alanda yetkinleşmek (yüzde seksen etkinlik) geleceğin interdisipliner dünyasında bilhassa faydalı olacak. Varoluşsal açıdan da ufkumuzu genişletecek, hatta yeni görüntülerle dolduracak. Fakat bazen salt canınız öyle istediğinden, bundan basitçe keyif aldığınızdan yıllarca kötü satranç oynayabilirsiniz. Yazının dokusuna inanılmaz yoğun bir yevmiye defteri kokusu sinmiş. İnsanı açıklarken bu denli çok ekonomik tabire başvurmak, daha büyük çapta ciddi bir krizin semptomu. Bizler girdi-çıktı canavarları değiliz. Bu çok ince bir çizgi; kendimizi hem ölçeceğiz, hem ölçmeyeceğiz.… Read more »

faladomi
Guest
faladomi

Oldukça özgün bir yazı. Benim de zaman zaman üzerinde düşündüğüm bir konu. Emek-verimlilik konusunda düşündüğümde aklıma hep İncir Reçeli filmindeki ana karakterin gitar için söylediği söz gelir. Kız arkadaşına gitarı neden boşladigini açıklarken babasının “her boku biraz bileceğine bir boku iyi yap” nasihatini hatırlar. Ben de 37 yaşında, uzun zamandır müzikle de ilgili bir öğretmen olarak, önce ekonomik özgürlük için cabalayip daha sonra da her hangi bir disiplinde bir nokta seçip o noktada odaklanmalarini tavsiye ederim gençlere. Bu konuda çok yönlü ama maymun iştahlı bir insan olmak dezavantaj -bende öyle oldu-. Süreklilik ve derinleştiren sonra ürün de verebilmek önemli iki… Read more »

Öğrenci
Guest
Öğrenci

Abi oyunda ustalaşmak için kesintisiz bir şekilde 2 yada 3 yıl geçirmeniz lazım diyorlar, senin bu alanda bir zaman eşiği görüşün var mı ? Bunun harici sen de yazıda hatalardan sonra analizden bahsetmişsin, ben bazı durumlarda unuttuğum için notlar falan alarak analiz yapıyorum hangi kızda hangi hata ve kazanımlarımın olduğunu, bu şekil ustalaşana kadar kadın kadın kimde ne yaptığını neler kazandığını ve batırdığını unutmamak adına not almak mantıklı mı yoksa gereksiz bir odaklanma mı ? Son olarak oyun bildiğimizi ve öğrendiğimizi hem yürüdüğümüz kadınlara karşı hem yakın çevremizden nasıl tam olarak saklayabiliriz çünkü ben ara ara fark edildiğini görüyorum yaşadım… Read more »

atlıkovboy
Guest
atlıkovboy

22 yaşındayım benim böyle hedef listem var https://disk.yandex.com.tr/i/kq3Y9Zc-NCuo4Q
2022
2 yıllık
5 yıllık olmak
üzere amacım bu hedeflerin en az yüzde 70’ini yapmak şimdi yazıdan anladığım kadarıyla bu kadar hedef olmaz mı diyorsunuz?

atlıkovboy
Guest
atlıkovboy

mahmut hocam yorumunuzu bekliyorum?

waffen
Guest
waffen

tablona baktım güzel liste hazırlamışsın bir kaç soru sormak isterim.

finansal okur yazarlık öğrenmek istiyorum bunu nereden öğrenebilirim kaynak olarak sağlam öğreten insanlar biliyor musun?

tablon çok hoş olmuş böyle bir şey yapmak isterim uygulama mı bu?

Congur
Guest
Congur

Yaklaşık 1 aydır sabah 6 da kalkıp sağlıklı beslenip her gün de koşuyorum. Final zamanı olduğu için de günde 2-3 saat ders çalıştım. Fakat sonuçlar istediğim gibi olmadı hatta çakıldım. 23 yaşındayım okulumu 1 sene uzattım ve halen uzatmaya devam ediyorum. Her şeye geç kalmış hissediyorum ailemden para almak koyuyor. 5 senelik üniversite hayatıma dönüp bir bakıyorum da bomboş geçirmişim. Ne ders çalışmışım ne de sosyal aktivitelere katılmışım. Arada kendimi bir konu üstüne yoğunlaştırsam da bu genelde iki hafta sürüyordu. Şuan bir yere çalışmak için başvuruda bulunsam 5 seneni boş geçirmişsin hiç bir şey öğrenmemişsin diyerek işe almayacaklarını düşünüyorum ve… Read more »

Kronos pasha
Guest
Kronos pasha

Aga bu yıl ben de çok saldım hiç ders veremedim muhtemelen iki yıl uzadı ne iki gündür duvara bakıyorum sadece yaş ayın 13’ünde 22 olacak okulu bırakıp işe mi girsem diye düşünüyorum.

Empty
Guest
Empty

Burası Güzin abla köşesi değil ama yazında benden birkaç bir şey gördüğüm için yazayım. Haziranda üniversite biteli dört yıl olacak, yirmi altı aydır çapulcu bir firmada aylık iki yüz kırk saat mecburen çalışıyorum. İşin kötü yanı ne kadar süre çalışıp tecrüben olursa olsun yine asgari ücret alıyorsun. Çift yıllarda kpssye girdim ilkinde yetmiş sekiz, ikincisinde seksen üç aldım ve atanamadım. Gene sınav yılına geldik ama minimum doksan iki, doksan üç puan almam gerek. Bu puanı alacağıma dair umudum yok ama bu saatten sonra yapabileceğim herhangi bir meslek yok maalesef. İşi bırakıp sınava hazırlanayım diyorum,geçenlerde bir hafta izne ayrıldım ve o… Read more »

Ktcx
Guest
Ktcx

Okuduğum okul 1 ay semeste arasına girdi. 1 ay boyunca doya doya spora, cad/cam ve yazılıma ağırlık verebilirim. Arta kalan zamanları da iyi geçirmeyi umuyorum. 1 ay sonra buraya yeniden dönüp geçilirilen faydalı zamanın sonucunu yazmak dileğiyle. 4 Şubat 2022

Coleman
Guest
Coleman

Güzel değerlendirebildin mi yoksa fazla yüklenip ters mi tepti?

Markos
Guest
Markos

5 aydır 5 kişi dijital pazarlama ajansı kurmaya çalışıyoruz. haftasonu hariç günde 4. 6. Saat çalışıyorum ama hala para kazanamadık. ama bilgim inanılmaz derecede arttı. Bu işle ilgilenen yeşillendirebilir mı?

Marki de Franco
Guest
Marki de Franco

Abi 23 yaşındayım, üniversitem bu yaz bitiyor. Bizim bölümde zorunlu olmamasına rağmen hem işi az da olsa öğrenmek, hem ileride iş bulmamda kolaylık sağlaması açısından kısa süreli bir staj yaptım. Onun dışında kendimi bildim bileli boş oldukça, özellikle yaz tatillerinde kendi harçlığımı çıkarmak için çalıştım. Şimdi üniversite bitecek ve büyük bir boşluktayım. Bölümümün dili İngilizce, benim de ileri seviyede İngilizcem var ama hiçbir şekilde yeterli hissedemiyorum. Bunalıma girdim son iki ayımda, ufak çevirilerle uğraşma, kitap okuma ve spora gitme dışında kendime yararlı hiçbir aktivite yapmadım bütün günlerim oyun oynamakla geçti. Şimdi excel öğrenmek artık neredeyse zorunlu olduğu için excel ile… Read more »

Fatih Çinar
Guest
Fatih Çinar

Çok iyi oldu bu yazı. Galiba day gamede geliştiğim için saha raporları okumak herine bunları okumak daha çok hoşuma gidiyor. Bence saha raporu day game değilde evlenmiş veya uzun süreli ilişkisinde hata yapmış kişilerinki yazılsa daha iyi olur.

MaxMarcus
Guest
MaxMarcus

Merhaba Mahmut Abi, Ben sanırım bu yazıda anlatılan tiplemenin tam tersi olabilirim. Şöyle anlatayım: Yaşım 28. Bu yaşıma kadar organik olarak “hiç” sevgilim olmadı. Bunun için türlü sebeplerim var. Eminim bir çoğuna, “siktir ordan, bu da bahane mi yani…” diyeceksindir. Ama ben biraz anlatmak ve senden tavsiye almak istiyorum. Lise dönemlerimde futbol oynuyordum ve bu konuda bir geleceğimin olmasının ötesinde, gayet parlak bir geleceğim olacağına emindim. Ve futbol oynayan hemen hemen her çocuk gibi derslerimi 5. plana atmıştım bile. Sonra hayatımda “facia” diyebileceğim bir olay yaşandı ve futbolu bıraktım. Elbette bunu buraya yazmak istemem ama gerçekten trajik, dramatik, kahredici bir… Read more »