Bu sitede olan yazılar bir Erkek Adam olmak için neler yapılması gerektiğini, ilişkilerde nasıl hareket edilmesi gerektiğini ve daha pek çok detayı anlatıyor. Doğrusu büyük bir hazine ve henüz okumamış arkadaşlara siteyi baştan sona okumalarını ve sonra uygulamalarını tavsiye ederim. Ancak, işin bir boyutuda kariyer ve iş hayatı.
- Kendini geliştiren bir erkek modern iş dünyasına nasıl bakmalıdır?
- İş hayatında nasıl düşünmeli ve karar almalıdır?
- Hangi prensipleri dikkate almalıdır?
- Karşılaştığı zor durumları nasıl değerlendirmelidir?
- Bu oyunun kuralları ve kaideleri nelerdir?
Yalnız benim yazdıklarım bazı feminist eğilimli basın organlarının büstleştirdiği kariyer laf salatası değil. Bu konu başka konular gibi sulandırılıyor ve özellikle iş hayatına yeni başlayanların kafasının karışmasına neden oluyor. Bu yazının basit amacı net bir büyük resim çizmek.
“Olaylar karmaşıklaştığı zaman, temellere git.” Morihiro Saito
Aikido’nun kurucusu Moriheri Ueshiba’nın sadık öğrencisi Morihiro Saito’nun güzel bir sözü vardır. Bu söz temellerin uygulamada ne kadar önemli olduğunu vurgular. Aikido gibi bir savaş sanatıyla uğraşırken hatırlamanın çok faydalı olduğu bir sözdür. Çünkü ilerlediğiniz zaman detayların uygulamada karışıklık oluşturabileceğini görürsünüz. Örneğin Yonkyo adında bir kilit yöntemi vardır. Rakibin kolu bir ken gibi tutarak etkisiz hale getirilebilir ve bu yapılırken anatomik olarak ciddi acı çekmesine ve hareket kabiliyetinin yitmesine neden olunur. Hatta işaret parmağının kökünde bulunan boğum koldaki doğru noktaya basıldığında rakip acıdan bayılabilir. Ancak bunların hepsi bir detaydır ve püf noktaları vardır. İşte bu nedenle ilerlerken kafa karışıklığı olduğunda temellere gidip bakmanın önemi büyüktür. Uzun yıllar yaptığım Aikidoyla edindiğim bu bakış açısını iş hayatına da uyarladım ve gördüm ki oldukça faydasını görüyorum. Şimdi bunları sizinle paylaşmak isterim. O halde başlayalım.
Yıllar önce bir gün İstanbul Hadımköy’de yaptığımız müşteri ziyaretinden dönüyorduk ve benden daha deneyimli olan satış sorumlusu arkadaşıma şu soruyu yönelttim.
Tonyukuk: “Hasan, bu yıl bu kadar satış yapıldı. Peki seneye nasıl oluyor da bu satışlar devam ediyor. Piyasa hiç mi doymuyor. Her yıl aynı ve hatta daha fazla miktarda satış ve iş yapmamızın nedeni nedir?”
Hasan: “Tonyukuk, bunu bende düşündüm. Yıllardır içindeyim hiç bittiğini görmedim. Her yıl bir şekilde satışlar ve işler devam ediyor.”
Tonyukuk: “Biz varız, rakipler var. Başkaları var. Bu talep her yıl nasıl geliyor? Nereden geliyor?”
Hasan: “Bilmiyorum, ama geliyor bir şekilde.”
Hasan’ın verdiği cevap benim için yeterli değildi ama sorduğum soru da zor bir soruydu. Aslında modern ekonominin ve iş dünyasının temelini sormuştum ve zamanla öğrenecektim.
Modern İş Dünyası büyüme üzerine kuruludur. Her yıl işin ve gelirin bir önceki yıla göre büyümesi beklenir ve istenir. Ancak öyle iş büyüdü denilerek defter kapatılmaz. Detaylarına bakılır. Diyelim ki toplam kazandığınız para bazında iş büyüdü ama karınız düşük kaldı. Bu da mesela bir sorundur. Hem toplam kazanç hemde karlılık bakımından büyümek istenir ve ayrıca bir önceki yıla göre maliyetlerde azalma görmek temel hedeflerdir.
Temel #1 Büyüme
Büyümek neden modern ekonomi ve iş dünyasının temelidir? Bunun bazı nedenleri var ve bunların çoğu insanın doğasıyla alakalı. Örneğin kendinize yeni bir bilgisayar aldığınızı düşünelim. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki ortalama ilk 90 gün boyunca insan doğamız bu yeni oyuncakla yetinmekte bir sorun görmüyor. Ancak bu süre geçtikten sonra bilgisayarın yanında kullanmak amacıyla başka ihtiyaçlar kendini göstermeye başlıyor. Bunlar; bilgisayarı bağlayabilecek bir büyük ekran, yazıcı, kulaklık, sandalye sırtlığı, hard disk, su koymak için sürahi, cep telefonu için tutacak…vb İşte bu ihtiyaç listesi kişinin karakterine, yaptığı işe, yaşına ve cinsiyetine bağlı olarak değişir. Bir süre sonra bağlantılı başka ihtiyaçlar ortaya çıkar. Bu saydıklarım bir bilgisayar içindi. Şimdi bir de aynı şeyi 7 Milyar insan için bir ev, araba, bisiklet, kıyafet ve daha pek çok şey için düşünüldüğünde. Ayrıca, bunları üretmek için fabrika, yazılım, makine, mühendis, tekniker, usta, işçi ve ekipman gibi kavramları, bunlarıda ihtiyaçlara eklediğimizde, Dünya üzerinde mevcut olan talep ağı şekillenmeye başlayacaktır.
Bu talep ağına birde çeşitliliği eklemek gereklidir. Sen bir oyuncu kulaklığı istersin ama Hasan iş kulaklığı ister. Sen rengi mavi olsun dersin ama o kırmızı olsun ister. Ürünlerde ki çeşitlilik modern iş dünyasının önemli bir öğesidir. Bu çeşitlilik ve ihtiyaç listesi bazı arkadaşlara garip gelebilir ama burada kişilerden değil genelden bahsettiğimi tekrar hatırlatmak isterim. Senin için sandalye sırtlığı önemli bir ihtiyaç değil ama Berke için yan sırada bulunan Hülya’nın ilgisini çekmek için bir araç. Bu vesileyle sağlığa ne kadar önem veren biri olduğunu gösterip ve ortak noktaları olduğunu vurgulayıp hatuna arkadaş ekseninde ilerlemeyi hayal ediyor.
Bir diğer nokta ise insan nüfusunun düzenli olarak artmasıdır. Bu artışa paralel olarak talep ve talepteki çeşitlilik de artmaktadır. Ayrıca insan doğası zamanla daha iyi şeyler ister. Hızlı arabalar, güzel evler, kaliteli komşular, son model araçlar…vb. Kısaca dürtülerin çok önemli bir etkisi vardır.
Temel #2 Değişim
Aklınıza şu soru gelmiş olabilir. “Peki Tonyukuk, insan nüfusu artıyor. Talep artıyor. Bu kaynaklar nasıl yetecek?” Güzel soru. Modern Ekonominin çıkmazına hoş geldin. Evet, doğru kaynaklar kısıtlı ve görünen o ki insan nüfusu artmaya devam edecek. Bu işin sonu nereye varacak? Eğer tarihe bakarsak, insanoğlunun bu sorunu daima yenilik ve takip eden değişim uygulamalarıyla aştığını görürsünüz. M.Ö. 8500 yılında bereketli hilal* olarak bilinen ve içine Güney Anadolu, Irak, Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün ve Mısır’ın da olduğu ülkeleri katan bölgede ilk tarım uygulamaları keşfedildi. Bu büyük bir devrimdi ve artık o bölgede yaşayanların avcı toplayıcı olarak yaşayıp yırtıcı hayvanların, börtü ve böceğin şerrinden korkmasına gerek yoktu. Güvenle yiyecek üretebilir ve depolaya bilirlerdi. Bundan da önemli olarak kendilerini koruyacak askerleri, toplumu yönetecek yöneticileri ve hayatlarını kolaylaştıracak mucitleri besleyebileceklerdi.
Şunu net biçimde anlamanızda fayda var. Değişim insanoğlunun temel bir olgusudur ve tarihin başından beri olagelmiştir. Tarım devrimi, ateşin keşfi, coğrafi keşifler, endüstri devrimi ve diğerleri birer değişimidir. Bugüne kadar nasıl değişimler olduysa bundan sonrada olmaya devam edecektir.
Bilim İnsanları, Uzmanlar ve Mühendisler dünya üzerinde bulunan kaynakların tükenebileceğini ve daha iyi üretim yollarının keşfedilmesi gerektiğini farkındalar. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik hedefleri boşuna ortaya atılmış bir konu değil. Peki bu başarılabilir mi? Eğer insanlık tarihinin geçmişine bakarsak, evet. Peki bunun garantisi var mı? Hayır. Tüm Dünya üzerinde yaşayan insanlara Amerika Birleşik Devletlerinde ki standartları sağlamak istersek 5 tane daha Dünya ve kaynakları lazım ama Endonezya’da yaşayan insanların standartları sağlanması için 1.1 Dünya yeterli.
Temel #3 Yayılma
Yeniliğin ve buluşun yayılması insanlığın başından beri olan bir durumdur. Yukarıda tarımın MÖ 8500 civarında Bereketli Hilal’de başladığını yazmıştım. Başladıktan sonra MÖ 3500 gelindiğinde İngiltere’ye ve Kuzey Avrupa’ya ulaşmıştı. Aynı şey barut, kağıt ve elektrik için olduğu kadar eposta, bulut teknolojisi ve kripto para içinde geçerlidir. Keşfedilen kolaylığın iş dünyasında diğerleri tarafından takip edilmesi olağandır. Hatta değişime direnç gösterenlerin ayakta kalmayacağını söyleyebiliriz. Şöyle bir örneği aklınıza getirin; bundan 30 yıl önce bilgisayarlar bu kadar yaygın değildi. Satış personelleri sümen* kullanırlardı. Bugün herhangi bir firma ya da oluşum tüm saha satış personeline eski yöntemleri kullandıracağını, eposta, yazılım ve diğer teknolojik nimetleri tercih etmeyeceğini ilan derse ayakta kalamaz. Zaten böyle bir önermenin ortaya atılmasına müsaade edilmez. Diyelim ki atıldı ve bazı nostaljik kişiler uyguladı. Sonuç başarısızlık olur. Neden? Rakip e-posta kullanıyor yetmiyor cep telefonundan da kullanıyor yetmiyor müşteri ilişkileri yönetimi yazılımı kullanıyor yetmiyor yapay zeka ile tüm yıl boyunca geçmişe bakarak ne satacağını anlamaya çalışıyor ve kendini iyileştiriyor. Bu durumda, eski yöntemleri kullanıp rakibi geçeceğini varsaymak gerçekci değil!
Değişim hep varsa neden bu çağda daha önemli hale geldi? Çünkü önceden bu kadar hızlı değildi. Tarımın Avrupa’ya yayılması binlerce yıl sürdü, endüstrinin yayılması onlarca yıl sürdü ancak bu gün yeni ve çok başarılı bir sosyal medya uygulaması ortaya çıksa yayılması ne kadar sürer? Belki aylar belki de günler. Bu da Yunusların Stratejisi kitabında bahsedilen gerçekle uyuşuyor. Değişimlerin yayılması hızlı, oluşumları kısa sürüyor. Büyük büyük dedelerimizden daha çok değişim yaşıyoruz ve yaşayacağız gibi görünüyor.
Bir değişim söz konusu olduğunda insanlar bu değişimi takip etme noktasında farklı davranışlar gösterirler. Kimi erkenden adapte olur, kimi şüpheci yaklaşır kimi ise direnç gösterir hatta bazıları isyan eder. Ancak tüm bu davranışlara rağmen anlamlı ve faydalı değişimler yayılır. Bazen tarihin tersine döndüğü de olmaz değildir. Örneğin; Japonların tüfeği daha dünyada çoğu toplum kullanmazken iyi derecede üretiyor ve kullanıyor olmaları ancak Samuray geleneğinin baskın çıkmasıyla tüfek üretimini ve kullanımını durdurmaları ve 200 yıl sonra İmparator Meiji tarafından modernizasyon için batıdan ithal edilmesi durumu. Bu tersine akışın bedeli ise Japon hazinesinin batıya akması, dışarıdan uzman getirmek ve kanlı bir iç savaş olarak neticelendi.
Temel #4 Değer Üretmek
Ekonominin temeli değer üretmek üzerine kuruludur. Bu değer illa para olacak demek değildir. Bu değer daha önce yapılmamış ve işleri kolaylaştıran bir yaklaşım, sistem veya uygulama olabilir. Şunu aklınıza koymanız da fayda var. Sizin çalıştığınız firma, süt aldığınız market, ekmek aldığınız fırın veya cep telefonu aldığınız büyük firma hepsi değer üretiyor. Bu değer yüzünden siz ya onlarla çalışıyor ya da onlardan satın alıyorsunuz. Eğer o değeri vermezlerse kararınız hemen değişir ve alternatiflere yönelmeye başlarsınız. Ben çok sadığım olmaz diyorsanız şöyle düşünün; aldığınız telefon hatalı çıktı çalışmıyor. Değiştirmeye gittiniz ve sorun çözülmedi. Elinizde ciddi bir ödenmiş fatura ve bozuk bir telefon var. Mahmut abi’den aldığınız tüyoları uygulamak istiyor ama ne mesajlaşabiliyor ne de konuşabiliyorsunuz. Bu durumda, olsun kader böyleymiş deyip telefonsuz ve parayı ödemiş olarak devam mı edersiniz? Yoksa sorununuzu çözmeye mi çalışırsınız?
Ayrıca şunuda vurgulamakta fayda var ki sizde çalıştığınız firma için değer üretiyorsunuz ve bu nedenle işe alındınız. Firmanın bu değere ihtiyacı olduğu sürece, sizde ürettiğiniz sürece ve firmada sizin için değer ürettiği sürece muhtemelen anlaşmanız devam eder ancak zincirin bir halkası koptuğunda çarşı karışmaya başlayacaktır. Meseleyi birazda kadın erkek ilişkileri ekseninde alırsak; bu sitede yazan yazılar ve tavsiyeler sizin değerli bir erkek olmanıza yardımcı olmaya çalışıyor yani değer üretmenize. Siz erkek adam olarak duygusal olarak güçlü, sportif, iyi beslenen, entelektüel birikimi olan, temiz, şık, kariyerinde ilerleyen ve kendinden emin biri olarak daha fazla değer üretmiş ve sunmuş oluyorsunuz. Kadınlarda bu değerleri fark ediyorlar ve tercih ediyorlar. Sizde onların ne değer ürettiğine bakmalısınız. Özellikle uzun vadeli ilişkide bu çok önemli. Eğer siz bunları sunuyor ve bir değer alamıyorsanız, yüksek olasılıkla mutsuz ve kullanılmış hissedeceksiniz.
Temel #5 Süreklilik
Bu tamamen insan doğasıyla alakalı. İhtiyaçlarımız genel olarak zaman içinde süreklilik arz ediyor. Her gün yemek, içmek, giyinmek ve daha pek çok şeyi yapmak zorundayız. İşte bu zorunda olduklarımız süreklilik arz eden bir ekonomi ve iş dünyası çerçevesi oluşturuyor. Yukarıda değer üretmekten bahsetmiştim. Şimdi bu değerin süreklilik arz etmesi de gerekiyor. Bir gün yedikten sonra bir daha yemem diyor musunuz? Bir kere su içmek, sevişmek yada öpüşmek yeterli oluyor mu? Hayır! Çünkü doğamız ve ihtiyaçlarımız süreklilik içinde. İşte bu nedenle ekonomimizde süreklilik içinde. Tıpkı diğer şirketler gibi sizin şirketiniz ve alışveriş yaptıklarınızda değer üretmek ve bunu sürekli yapmak zorunda.
Sona gelirken, özellikle yazıyı basit tutmak istedim Liberalizm, Kapitalizm, Sosyalizm ve ya zırtizm zurtizm gibi terimleri kullanmadım. Bunun iki nedeni var: bir sevmiyorum, iki anlamı zorlaştırıyor. Bu temeller dışında eklenecek başka şeylerde olabilir ancak benim fikrime göre bu beş temel modern iş dünyası ve ekonominin önemli gerçekleri. Hepimiz geçinmek hayatımızı kazanmak ve ayakta kalmak durumundayız. Hatta bu Kırmızı hap camiasında kritik bir konu. Bunu Dünya’ya bakıp “Ne biçim yer lan burası?” diyerek yapamazsınız. Bağırmanın, çağırmanın veya bu sertliğe bakıp ağlamanın bir anlamı yok. Şu an içinde yaşadığımız ekonomik gerçeklerde öyle birkaç ailenin ve kurumun tasarımı filan değil. Tamamen insanoğlunun gelişimi, coğrafya ve evrimle alakalı. Bu güçlüler ve etkileyiciler yok demek değil ancak her şey başkalarının kontrolünde de değil. Bunları size anlatmak istedim çünkü ilerlemeniz için önce kaideleri bilmeniz elzem.
Sümen* Çalışma masası üzerinde bulundurulan, evrak saklamak, yazı yazmak ve masanın daha derli toplu olmasını sağlamak amacıyla kullanılan bir araç setidir. Makam odalarında ve devlet dairelerinde hala kullanılır.
Bereketli Hilal* İnsanoğlunun ilk tarım uygulamalarını bulduğu merkezlerden biri. Günümüzde siyasi olarak Türkiye’nin Güney Anadolu bölgesini, Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail, Filistin, İran ve Mısır’ın toprakları içine alan eskiden ormanlarla çevrili bugün tarımın geliştiği döneme göre ağaçların kesilmesiyle çoraklaşmış bölge.
Yazan: Tonyukuk
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Yazı Güzel İş dünyasının gerçekleri kısa ve öz anlatılmış
Tonyukuka da teşekkür.
Temel-1-Büyüme den önce Temel-0-Altyapı oluşumu ve gerekçeleri
Temel-5-Sürekliliğin bitimin de Temel-6-Vazgeçilebilirlik ve gerekçeleri de ele alınmalıdır diye düşünüyorum.
Çünki
Duman yerine e-posta,e-posta yerine Işınla iletişim vss zamandan tasarruf sağlamak içindir.Sosyalizmde ki +değer teoremine göre de ihtiyaç fazlası için üretilen ilk mal, Bir çeşit risk yönetimidir(Bereketli Hilal bölgesinde de muhtemelen üretim fazlası kış için stoklanmıştır).Buradaki amaç ise risk yönetimi ve güvenliktir(barınma-beslenme de güvenlik ihtiyacıdır) Değişim bunlara bağlı bir olgudur.Cilalı taşlarla yapılan balta yerini Demir’den yapılan baltaya terletmiştir.Çünkü 2.olan 1.göre daha verimlidir.Süreklilik ve sürdürebilirlik de yine risklere karşı alınmış bir önlemdir.Türkiye nin sanayileşme ile birlikte tarımsal alanlara önem vermemesi mesela sürdürülebilirliğe ters olduğu için bugünlerde bununla ilgili sıkıntılar artmaya başladı zira dünya tahıl üretiminin %30 u Ukrayna ve Rusya dan sağlanıyordu… Read more »
Bir çırpıda okudum. Çok güzel değinmişsiniz hocam. Kendimi daha verimli hale getirecek durum ve olguları algıladım.
iş demişken… ingiliz dili ve edebiyatından yeni mezun oluyorum ve yazlık yerlerdeki otellere başvurmayı düşünüyorum, bir yandan turistlerden alacağım euro bahşişler gözümün önüne gelirken bir yandan 10 saatten fazla çalışma saatleri kafamı karıştırıyor.varsa tecrubelı arkadaşlar detaylı şekılde anlatabılır mı? kazandıgım parayı yiyecek zamanım olacak mı onu da bilmiyorum.eşşek gibi milletin bokuyla uğraşacağıma özel sektörde öğretmenlik mi denemeliyim ya da kafam çok karışık.
Özel sektörde öğretmenlik yaparken yıllarca milletin dırdırını çekersiniz, okullar sizden kazandığı ücretin çok cüzi bir miktarını sizinle paylaşır ve neredeyse hiç yükselme olanağınız olmaz. Eğer network yapar ve kendi öğrencilerinize özel ders verirseniz daha iyi bir kazanç elde edebilirsiniz fakat bu da size bir “title” sağlamaz. Özellikle dil eğitimi büyük kurumların yönetiminde olduğu için bir eğitim kurumu açıp işletmekte zorlanabilirsiniz. Ayrıca öğretmenlik yapmayı bırakmak istediğinizde, yükselmek veya hayatınızda değişiklik yapmak istediğinizde bu alanda kazandığınız tecrübelerin diğer hiçbir sektörde geçerliliği olmayacaktır. “Hayatım boyu aynı standart işi yaparak, yaklaşık aynı gelir grubunda yaşamak benim için problem değil” diyorsanız veya 30’lu yaşlara geldiğinizde… Read more »
Senin sınırın aldığın Üniversite eğitimi değil, senin dünya görüşün. X eğitimi aldığın için illa X, Y eğitimi aldığın için Y alanında işlerde çalışacaksın diye bir durum yok. Bazı alanların avantajı var ancak her alan için böyle değil. Fen Edebiyat bitirip çok uluslu büyük şirketlerde satış yöneticisi olan adamlar var. Sana tavsiyem ne yapmak istediğini oturup düşün bu yazması kolay yapması zor bir şeydir. Hedeflerini belirle ve bunlar için plan yap. Danışmak istersen bu kanalları kullanabilirsin.
Yazı gayet güzel ve anlaşılır. İş dünyası üzerine olup da yine arada kadın erkek ilişkilerine değinilmesi de ayrı bir güzel olmuş. Teşekkürler, bu site bana çok şey kattı ve katıyor da…
Kaleminize sağlık hocam, bu tarz içerikleri sitede daha fazla görmeliyiz diye düşünüyorum.
Mahmut abi bize esas yüksek statüyü getiren meslekler lazım…
Okullarda kimse mesleklerin statü ve getirdiği gücü doğru dürüst bize anlatmıyor ama tek başına para kazanmak hatta para yapan erkek tanımında olmak ne kadar büyük bir başarı ? Misal bir siyasetçiyi düşünelim, bu adamlardan daha çok kazanan çok farklı meslekler ve erkekler var ama statü olarak kaçı bir siyasetçiden önde adamların ağzının içine bakıp talimat bekleyen on binlerce insan var yani hep konuştuğumuz alfa erkek yaşamına inanılmaz uygun bir meslek ama mesela tabi bunlar harici başka bu tip meslekler de öğrenmek lazım sana göre siyaset harici bu tip meslekler nelerdir ?
Girişimcilik özellikle başarılıysan en statülü iştir. Onun haricinde eğer başkasına çalışacaksan üst kademe satışçı, direktör, Vice President, C seviyesi yönetici (CEO gibi), doktor, dişçi, vs. Siyasetçilerin öyle büyük karizması yok bence, çok az bir kısmının var.
Mahmut abi var mı böyle örnek olarak bak bu iş çok başarılı bir girişimcilik örneği dediğin genelde hoşuna giden özellikle ülkemizde
Şu aralar tarım girişimcileri hoşuma gidiyor. Girişimin büyüğü küçüğü olmaz. Hayatını iyi bir şekilde kazandığın girişim, iyi ve başarılı girişimdir. Ama şunu söyleyeyim, %90’ın memur olmak istediği bir ülkenin en çok girişimciye ihtiyacı vardır. Türkiye’nin şu an daha çok bilim adamına falan değil, daha çok girişimciye ihtiyacı var.
Devlet memuruyum. Girişimci olmak istiyorum. Memurluğun yanında ek iş yaparak girişimci ruhumu besliyorum. İleriye yönelik düşüncelerim arasında mutlaka kendi işimi kurmak var. Çevremde neredeyse herkes macera arama, gül gibi işin var, piyasalar karışık, ticaret çok zor, insanlar fena kafasında. Memurları anlıyorum da ticaretle ilgilenen, batan çıkan, tecrübeli, bilgili, fabrika sahibi, imalat sektöründe çekirdekten yetişmiş adamlar bile öyle. Devlette çalışmak ayrıcalıklı, insani ve bulunmaz bir nimet gibi görünüyor. Babam tüccar, kardeşim tüccar (Makina Mühendisi), bense ortalama geliri 10 bin liranın üzerinde olan bir devlet memuru. Bekarım ama ilerisi için birikim ve yatırım yapmak zorundayım. 40 yaşındayım. Fikirlerini, önerilerini memnuniyetle dinlerim.
Memuriyeti bırakmadan ticaret yapabiliyorsan yap. Ticaret iyi gidiyor gibiyse bırakabilirsin, yandan gidiyorsa iki işi yaparsın. 2022’deyiz 10 bin üstü iyi bir maaş değil artık özellikle 40 yaşındaki biri için.
Memurluğun yanında ticaret yapamiyorsak ne yapabiliriz
Mahmut abinin yazdıklarına ek olarak yaptığın işi en iyi şekilde yapman senin statünü arttırır. İlk başlarda bu rollere muhtemelen gelemezsin ama Ekip içinde aranan ve değer üreten biri olduğunda statünde artar. İşini kaliteli biçimde ve iyi şekilde yapacaksın. Değer üreteceksin ve yayacaksın hem statün artar hem aranan adam olursun. Tabi etik değerlere bağlı olarak. Siyatsetçilik yapıldığında insanın düşündüğün gibi pazar değerini arttıran bir şey değil.
Siyasetçiliği neden beğenmiyorsun Mahmut abi ? Politika yapıcı ve insanlara önderlik etmek harici bir erkeğin geçtiği yolları jilet gibi giyinmiş kendi statüsüne denk adamlar ve özel korumaları ile yürümesi bile başlı başına bir erkeğin kendini gerçekleştirme yolunda ulaşacağı en büyük noktalardan değil mi ? Bu çok büyük bir güç ve karizma nasıl olamaz ? Ben sadece bir pua ile sohbetimde şunu duymuştum siyasetçilerin elbette yüksek statü nedeni ile çekici olduklarını ama sanatçı bir erkek kadar çekici olamayacaklarını gene söylemişti.
Mahmut Abi saygılar,
Abi yaklaşık 1 yıldır üniversite sınavına hazırlanıyordum. Bu süreçte monk modda kendimi her şeye kapattım. Sınavım çok güzel geçti. Türkiye derecesi bekliyorum. Ama şimdi ne yapacağım konusunda biraz kararsızım. Aklımda bir sürü şey yapmak var. Ama biliyorum ki aklımdakileri tek seferde yapmaya kalkışsam çabuk sıkılacağım. Onun için senin tavsiyelerine ihtiyacım var.
Mahmut abi üniversiteye başlamadan önce bu 3 ayda neler yapayım?
Saygılar
Mahmut abi üniversiteye başlamadan önce bu 3 ayda neler yapayım? Dinlen, en az 1 ay hiçbir şey yapmadan yat uyu. Sonrasında ise bütçene göre gez toz.
Abi açıkçası bu cevabına şaşırdım. Çünkü kendini üniversiteye başlamadan önce geliştir vs. diyeceğini düşünmüştüm. Birkaç güne bir spor salonuna yazılmayı düşünüyorum. Bir de üniversite boyunca biraz para kazanayım diye pasif gelir kaynaklarına bakacağım, borsa vs. Bu yapacaklarım mantıklı mı abi?
Bir de abi sokakta daygame’e başlayayım mı yoksa bu üç ayda ağırlık basarak biraz vücudumu mu düzelteyim? Tabi tarzımda da değişiklikler yapmayı düşünüyorum.
Mahmut Abi görüşlerin benim için önemli. Dönersen sevinirim. Saygılar.
Dinlen.
Mahmut Abi, bir üniversitede muhasebe memuru olarak çalışıyorum, 4 ay oldu işe başlayalı ve yüzde 96 bedensel engelliyim. Şu anda işe alışma evresinde olduğum için pek bir iş yapmıyorum. Bizim birimde bi adam var, 40 yaşında, eski askermiş kendisi şimdi gelmiş memur olmuş. Benimle zıtlaşmak hoşuna gidiyor(onunla herhangi bir şekilde diyaloğa girmeme rağmen, durduk yere yapıyor bunu) çünkü beni zayıf görüyor. Bazen fiziksel engelimle alakalı laf sokuyor. Göz kapaklarım düşük olduğu için “iyi uykular” falan diyor vs. Bana bi soru sorduğunda(işle ilgili değil, hal hatır sormak gibi basit şeylerde bile kafasındaki cevabı alamayınca benle münakaşaya girmeye çalışıyor) Normalde alıngan birisi… Read more »
Ablan doğru söylüyor, kovulma riskini göze alıp haddini bildirmezsen bu aşağılık zavallı daha da azar. Sonra daire başkanı odasına çekerse engellerinle sürekli dalga geçtiğini ve artık susmayacağını söylersin.
Haddini bildirmek derken ilkin engelli biriyle dalga geçmeye utanmıypr musun dersin eğer devam ederse gider şikayet edersin. Muhtemelen engelli olduğuna inanmıyor, çakma raporla iştem kaytardığını düşünüp seninle uğraşıyor
Bunları yaparsan işten atılma ihtimali tabii ki var.
Mahmut abi sadece ilişki üzerine yazılar değil de bu kişisel gelişim yazılarını da bizimle paylaştığın için teşekkürler gerçekten çok faydalı oluyor.
Merhabalar hocam, 26 yaşındayim Kamu Yönetimi lisans mezunuyun, askerden yeni geldim ve 15k kredi borcum var.
Sizce Kpss vs gibi sınav yollarıyla memurluk yollarını mı arasam yoksa özel sektördenmi yürüsem?.
Hangisinde daha çok para ve yükselme imkanı var?
Bu sorunun cevabını bilmiyorum çok iş tecrübem yok ancak memurluğun daha garanti olduğunu işten atılma riski olmadığını maaşının garanti olduğunu okuyun olum okuyun memur olun kuşağından çok duydum. Bunun yanında özel sektörün gelişime açık olmasını dolayısıyla iyi ücret alabilme potansiyelinide duydum. İşte sadece duydum tecrübe etmedim. Ben sizin görüşünüzü çok merak ediyorum hocam işi ehline sormak istedim.
Bana sorman ne kadar akıllıca bilemem zira ben her zaman riskli ama daha fazla para kazandıracak yolu seçin derim.
Bilirsin hocam bizim toplumda okuyun olum okuyun memur olun mantığı oldukça fazladır bende haliyle etkilendim kararsiz kaldım heralde vardır bu kadar adamin bi bildiği dedim ama genede şüphede kaldım işi birazda size ehline sormak istedim. Hocam birde kamuya girmek istesem çok zaman alicak. Sınav 2024de ve benim 15k borcum var ve ödemesi 1 sene sonra başlıyor maddi güç konusunda sıfırım sizde 30 yasina kadar maddiyati halletmelisiniz diyorsunuz. Sıkıştım kaldım. Ben bu kararı uzun zamandır düşünüyorum ama veremiyorum. Hayatımin her alanında kararsizim ben hocam dondurma hangi meyveli olsun derken bile çok kararsizim. Ki böyle büyük bi kararı verebilmek benim için çok… Read more »
İyi, özele gir çalış, 2024’te kamuya geçmeyi istersen sınava gir. Şimdi zaten özele elin mahkum, evde oturup 2 sene beklemeyeceksin herhalde?
2 sene olmasada minimum 1 sene maalesef evde oturup ders çalışmam gerekir sınav için.
İyi lüksmüş. Ben olsam mecburen hem para kazanıp hem de sınava çalışmam gerekirdi.
Lüks gibi duruyor ama değil hocam. Para kazanmaktan enerjinin kalmayacağını hem para kazanıp hem çalışıcam diyenlerin bi çoğu bilirki para kazanmanın yanında ders çalışmak imkansıza yakındır. Enerji kalmaz motivasyon kalmaz bunu bende tecrübe ettim çevremden de şahit oldum. Temiz 1 yıl boyunca nerdeyse her gün en az 6-8 saat disiplinli bir şekilde çalışılmadıkça sınav kazanmak çok zeki yada çok bilgili değilsen çok zor. İşten gelip o yorgunlukla o kadar saat ders çalışması için adam terminatör falan olması lazım. Bi yakınım hem işe gidip hem ders çalıştı üni sınavı için. Günde 2 saat çalışabiliodu max. Bir ay önce girdi sınava. Hüsran.… Read more »
Para kazanmaktan enerjinin kalmayacağını hem para kazanıp hem çalışıcam diyenlerin bi çoğu bilirki para kazanmanın yanında ders çalışmak imkansıza yakındır. Sen öyle san ama senin ne olman gerektiği anlaşıldı. Direkt memuriyet.
Neden hocam neden öyle hemen netleştirdiniz?
para kazanmanın yanında ders çalışmak imkansıza yakındır diyen adamın yolu memuriyettir.
Hukuk mezunu biri için özel mi kamu mu daha mantıklıdır
hangisinin getirisi daha fazla ise o daha mantıklıdır.Bu arada ben de bu sene sınava girdim ve hukuk tercih edeceğim.Bu mesajı gördüysen ve discord sunucusunda varsan eğer bu yorumumun altına discord nickini yazabilirsen çok iyi olur,seninle iletişime geçmek isterim.
Mahmut abi merhaba Daha önce çalıştığım firmanın müdürü(biyomedikal firması teknik servis kısmının müdürü) teknik servisi elemanlarını alıp kendi firmasını kurmuş müdür sıfırdan yetişmişti işletme okuyordu 40 yaşındaydı
Patron babadan kalmaydı peki bu müdürün yaptığı etik mi sence?
İş dünyasında etiklik sorgulanmaz.Gayet iyi bir karar almış
İş dünyasında etik olur, etik değilsen ve arkanda dayın yoksa silinirsin.
Bunun etikle alakası yok. Serbest piyasada emeğini satan adam şirketle evli değildir, istediği yere gider. Aynı şekilde yeni iş kuran adam da insanları kendi işine çekebilir. Yaptığında etik olmayan bir şey yok.
mahmut abi stajyer olarak girdiğim iş yerinden 3. gün ayrıldım. ilk günden beri patron bağırıp duruyor. hep bir mobbing hakim dayanamadım buna. sence yanlış mı yapmışım, duygusal olarak daha mı güçlü davranmam gerekirdi?
Bir zorunluluğun yoksa ayrılmak problem değil.
Abi soruları bu kadar yanlış anlamayı nasıl başarıyorsun?
Arkadaşım aklıma geliyor. Köpek gibi güçlü özgüvenli bir insan hep özenirim. 21 yaşında eline ne kadar para geçerse işe yatırır dükkan açar kredi çeker yer açar ordan gelen parayla krediyi kapatır. Riskin Allah’ını alıyor korkusuz saldırgan agresif kişilik tipi de var. her konuda iddialı konuşur insanların 6 yılda öğrendiği mesleği 2 ayda öğrendi. Gerçekten garip ya 3 tane dükkanı var şimdi zengin deli gibi. Böyle nasıl olcaz 😂