Bana iş ve öğrencilik hayatı ile ilgili danışanların en çok karşılaştığı problem, işleri erteleme hastalığı. Çoğu insan çoğu zaman bir konuda başarılı olmak ya da bir işi bitirmek için ne yapması gerektiğini biliyor. Ama bu şeyi yapmaktan sanki vebadan kaçıyormuş gibi kaçıyor. Evet sorun çoğu zaman ne yapacağını bilmemek değil, o şeyi yapmamak ve her yapmaya çalıştığında içsel bir direnişle karşılaşmak.
Örneğin sınava hazırlanması gerektiğini bildiği halde, sınava nasıl hazırlandığını bildiği halde, yarın çalışacağım dediği halde aylarca çalışmaya başlayamamış öğrencileri düşünün. Bu öyle rahatsız edici bir şey ki. Özellikle o işi gerçekten yapmak istediklerinde karşılaştıkları güçlü karşı koyma çok enteresan. Sanki içlerinde bir şey kendileri ne hedeflerlerse hedeflesinler, aynı kalmaya ant içmiş ve değişime karşı koyuyor gibi. Zira bu direniş, insanın kendisi için gerçekten iyi olduğunu düşündüğü şeyi yapmak istediğinde güçlü bir şekilde ortaya çıkarken, saatlerce bomboş takıldığında tamamen ortadan kayboluyor.
Ben burada gerçekten biyolojik seviyede direnç gösteren bir sistem olduğunu ilk öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Nöroplastisite yazı dizini okursanız, beynin rutin dışı şeyler yapma, yeni şeyler öğrenme esnasında salgıladığı kimyasallardan birinin buna neden olduğunu hatırlarsınız:
Bunun nedeni ise asetilkolin salgılanmadan hemen önce harekete geçen sistemin stres sistemi olması. Yeni bir şey öğrenmek istediğimizde beyin köküne norepinefrin yani nöradrenalin salgılıyoruz. Bu kimyasal insanın dikkat kesilmesine neden oluyor. Dikkat bir çeşit el feneri gibi bir süre – yol – sonuç dizgisini aydınlatıyor. Bu dikkat zahmetli bir iş ve yetişkin beyni ise eldeki zahmetsiz algoritmaları kolayca değiştirmeye direnç gösteriyor. Ama siz bu acı ve isteksizliğe karşı koyup devam ederseniz beyin direnç gösterse de yeni davranışın veya düşüncenin gerektirdiği sinir hücrelerini değişim için işaretliyor.
…
Bu bilgi aynı zamanda bize bir şeye başlamanın neden o şeyi yapmaktan daha zor olduğunu da gösteriyor. Yeni bir şeye başlarken beynin salgıladığı norepinefrin ve adrenalin başlangıçta sıkıntı ve isteksizlik hissi yaratıyor.
Aslına bakarsanız işleri ertelemenizin sebebi çoğu zaman tembellik değil. O işleri yaparsanız meydana gelecek değişiklikler beyin için maliyetli. Otomatik programlamayı yıkıp yenilerini kurması gerekiyor. Ama bunun yanında işleri erteleme sebebiniz, sonrasında gelen değişikliklerden korkmanız zira alışılmışın dışına çıkmanız, bilmediğiniz bir bölgeye girmenize neden olur ve risklidir.
Benim burada bahsetmek istediğim konu daha pratik. İşleri erteleme hastalığını nasıl aşarsınız sorusuna cevabım genellikle işin başına otur ve bekle şeklinde oluyor. Mesela bir dökümanı yazmaya başlamayı sürekli erteliyor musunuz? Belli bir zaman başlamayı ve belli bir zaman harcamayı kararlaştırın ve dökümanı açıp başına oturun. Bir dersi çalışmayı sürekli erteliyor musunuz? Belli bir zaman ve süre belirleyin, dersin kitabını masaya koyup açın ve masaya oturun.
Bunu yaptıktan sonra iki ihtimal var. Birincisi oturduktan kısa bir süre sonra o şeyle uğraşmaya başlayacaksınız. İkinci ihtimal de yine başlayamayacaksınız ve bilgisayarda açılı döküman penceresini arkaya alıp sosyal medyaya gireceksiniz, telefona bakacaksınız ya da kalkıp iş arkadaşlarınızla laflayacaksınız. Öğrenciyseniz masada telefonda mesajlaşmaya başlayacaksınız, belki yatağa uzanacaksınız, belki porno izleyeceksiniz, vs.
Burada ne oluyor? Burada olan şu. O yapacağınız şeyin başına oturduğunuz anda az önce bahsettiğimiz sıkıntı geldi. Siz de o sıkıntının içinden geçmek yerine, sıkıntıyı bastırmak için uyuşturucu almayı tercih ettiniz.
Peki ne yapmalı? Örneğin bu konuda konuştuğum öğrenci arkadaşla şunu yapmasını kararlaştırmıştık.
“Sabah 09:00 – 10:30 arası, sonra 11:30 – 13:00 arası ve sonra 14:00 – 15:30 arası 3 x 1.5 saat yani 4.5 saat çalışacaksın. Bu saatlerde masaya oturacaksın. Telefonun kapalı olacak ve odada olmayacak. Yatak yok, masada olacaksın.
“09:00’da masaya oturacaksın. Bir buçuk saat ya ders çalışacaksın ya da masada oturup o kitaba bakacaksın. Ama ders çalışmıyorsan bile uyuşturuculara kaçmayacaksın. Bırak orada sıkıl. Canın çok sıkılsın. Çalışacak iraden yoksa bile en azından oradan kalkmama iradesi göster.
Hiç çalışmazsan bile 10:30 kalk, çalışmış gibi dinlen ve 11:30 yeniden masadasın her şey aynı. Masaya oturdun mu, %60 – %70 çalışmaya başlarsın. Belki 3-4 gün sadece oturacaksın ama bunu ısrarla yaparsan ve uyuşturuculara kaçmazsan, çok kısa bir süre içerisinde çalışmaya başlıyorsun.”
Şimdi bu yöntemde sıkılmanın önemini sonradan Anna Lembke’den öğrendim. Nöroplastisite 101 kitabında Anna Lembke’nin yer aldığı Bağımlılıklar bölümünün Can sıkıntısı, kaygı, yaratıcılık alt bölümünden:
Çünkü çoğu zaman hem can sıkıntısı hem de yapmam gereken şeylerin stresini hissediyoruz. Yani yapacak bir şey yok sıkıntısından çok, yapacak bir sürü şey var kaygısı hissediyoruz. Kaygı ve can sıkıntısı ele ele giden
hisler mi?Can sıkıntısı oldukça büyük bir kaygı tetikleyicisi. Fakat can sıkıntısı, modern insanlar için nadir olan bir deneyim zira günümüzde sürekli olarak bir şeylerle dikkatimizi dağıtıyoruz ve bunu yapmak için sonsuz sayıda araca sahibiz.
Sorun şu ki can sıkıntısı oldukça önemli ve gerekli bir deneyim ama korkutucu bir deneyim. Zira can sıkıntısına izin verdiğinizde şimdi ne yapacağım sorusu ile karşılaşıyorsunuz. Bu çok önemli ve gerekli bir deneyim zira bu ruh halindeyken birçok yaratıcı şey ortaya çıkarabiliriz, kendi öncelik ve değerlerimizi gözden geçirebiliriz. “Evet şu an dünyadayım ve hayattayım, peki bu hayatta ne yapacağım?”
Bir döküman yazmanız gerekiyorsa, o dökümanı açın, interneti kapatın ve bilgisayar başında bir buçuk saat o dökümana bakın. Ya o dökümanı çalışacaksınız ya da o dökümana bakacaksınız. Başka bir şey yapmayacaksınız. Orada öyle sıkılacaksınız.
Bugün spor salonuna gitmeyi canınız istemiyorsa, spor salonu için giyineceksiniz ve salona gideceksiniz. Eğer ağırlık kaldırmıyorsanız bile orada salonun kapısında oturacaksınız ve telefonunuza da bakmayacaksınız. Ya ağırlık kaldıracaksınız ya da orada sıkılacaksınız.
Kendi tecrübemden ve birçok başka insanın tecrübesinden gördüğüm, çoğunlukla ilk defada ama eninde sonunda o işin başına kararlaştırdığınız zamanda oturursanız ve sıkılırsanız, o işi yapmaya başlıyorsunuz. Eğer o işin başından(fiziksel ve telefon ya da bilgisayar ekranları yardımıyla sanal olarak) kalkarsanız, yani can sıkıntısı yaşamazsanız, o işe yumurta kapıya dayananana kadar başlamayacaksınız ya da hiç başlamayacaksınız. Bakın tekrar ediyorum, sıkılmanız, sadece o işle başbaşa kalmanız çok önemli. En azından ekrana ya da masadan uzağa kaçmama iradesi gösterin. Gerisinin kendiliğinden geleceğini göreceksiniz.
Bakın bu hiç de öyle çekici bir yöntem değil. Maalesef kendini geliştirme tavsiyelerinin çoğu, basit bir gerçeği göz ardı ediyor. İşe yarar, insanı geliştiren hemen her iş sıkıcıdır. Aynı zamanda can sıkıntısı hissetmek, bu sıkıntıya maruz kalmak, bu işlere başlamanız için şarttır. Hayvan beyniniz, anlık zevk ve eğlenceyi hemen her zaman sıkıntı ve kaygıya tercih eder. İnsanın ilkel beynini, insanın gelişmiş beyninin kontrolünden koparak kullanmak için milyarlarca dolar harcayan Instagram veya Youtube varken, orada oturup sıkıcı bir işe odaklanmak çok zor. Bunun tek çözümü, yapmanız gereken işin tüm alternatiflerini, yapmanız gereken zaman süresince ortadan kaldırmak. O işi yapmanın tek alternatifi, o işe bakarak sıkılmak olmalı.
Eğer masaya oturup ders çalışamıyorsanız, en azından masaya oturun. Ama telefonunuz olmadan. O masadan bir buçuk saat kalkmadan. Gündüz düşlerine dalabilirsiniz ama kendinizi gündüz düşünde yakaladığınızda gündüz düşünü bırakın. Sıkılın. Çok sıkılın. O işin başında uykuya dalarsanız bu çok da iyi bir şey değil ve buna karşı koymaya çalışın ama uykuya dalmanız, telefonunuzu açıp instagrama bakmanızdan çok daha iyidir.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Mahmut abi sen Adamsın
Mahmut abi, bir iş yaparken normalin üzerinde gündüz düşlerine dalıyorum. Normal hayatta da sanki beynimin arka planında bir şeyler çalışıyor, bir şeyler düşünüyorum, hayal kuruyorum. Yol giderken bi bakmışım düşlere dalmışım başka bir yola filan geçmişim, bir daha geri dönmek zorunda kalıyorum. Genellikle de hayallerim bir şeylerde çok başarılı olduğum senaryoları kapsıyor😄. Kısacası çok fazla hayal kuruyorum, ki bu da zorlaştırıyor bir şeylere focuslanmamı.. Bunun için yapa bileceğim bir şeyler filan mevcut mu. Teşekkürler! (Yaşım 19)
Meditasyonla ilgili en yanlış anlaşılan şey, meditasyonun bir odaklanma pratiği olduğu. Meditasyon odaklanma değil, yeniden odaklanma pratiğidir. Yani nefesine odaklanırsın, odağın kayar, sen bunu fark edersin ve yeniden nefesine odaklanırsın. Pratik budur. Binlerce kez nefesinden kayan odağını nefesine odaklama. Böyle böyle odakta kaldığın süre artar. Gündüz düşünde de olay aynı. Sen gündüz düşüne daldığında kendini yakalayayıp yeniden gerçek hayata geçeceğine niyet edersin. Sonra kendini her gündüz düşüne dalmış gördüğünde, gündüz düşünden gerçek hayata dön. Olması gereken bu. Gerçek hayata dönüşte ise Gestalt Terapistlerinin şimdi ve buradayı betimlemek dediği şeyi yapmanı tavsiye ederim. Şu anı ve burayı dile dök. Yani gündüz… Read more »
Alışılagelmişin dışında bir tavsiye. “Yapmak zorundasın!” tarzı erkeksi bir yazı beklemiştim. Aklıma yattı, favoriledim…
abi ben 1 sene boyunca beni günde 5 saat ders çalışmak zorunda bırakan bir sistemin içerisindeydim az buçuk çalıştığım günler olsa da genellikle masada sıkıla sıkıla oturdum boş boş duvara baktım aşırı kötü hissettim ama o boş oturmanın verdiği kötü hisse rağmen ders çalışma iradesini gösteremedim. can sıkıntısını uyuklamayı düşüncelere dalmayı kendine ve potansiyeline ihanet etme hissini ders çalışmanın eforuna tercih ettim. sınav sürecim bitti ama artık bu durumun hayatımın geri kalanını etkilemesini istemiyorum nasıl değişebilirim
Benim şahsi fikrim senin gibi adamların belli bir seviyeden sonra okumaya niyetlerinin ve kapasitelerinin olmadığı, bu nedenle kendi kendilerini sabote ettikleri. Sizin aslında lise mezunu olarak çalışmanız lazım, bahsettiğin üniversite ise üniversiteye gitmeniz ne işinize yarar bilmem. Zira orada da kendini sabote edeceksin. Ama memleket aptal Anglo Sakson üniversite kültürünü aldı (Almanya gibi olmalıydı), üniversite okumazsan bir grup beyaz yaka işe giremiyorsun. Bugün üniversiteye girenlerin %70’i aslında üniversite okuyacak motivasyona veya kapasiteye sahip değil ve aslında üniversiteye gitmemeliydiler. O nedenle üniversiteler zaten eğitim olarak seviye indirdi.
Memlekettede böyle bir fikir var ki, ne kadar doğru olduğuna emin değilim, üniversiteye girmezsen bir çok işe giremeyeceksin, senin görüşün ne bu fikire karşı?
Doğru. Birçok işe giremezsin.
Peki master okumak zorunlumu? Mesela ben master okumadan askerliğe gidicem. Master okumağın vakit kaybı olduğunu düşünüyorum
Eğer çalışacaksanız ben de aynı şekilde düşünüyorum.
Mahmut abi bide ders çalışırken ya da spor yaparken diyorumki içten içe ya bu yaptıklarım zaman kaybı olursa hani bunlar uzun ödüllü ya,mesela ben 24 yaşındayım yaşıtlarım gidip eğleniyor.
İçten içe ya boşa kürek çekiyorsan diye söylemler geliyor yani abi sabır yok.
İnsan 24 yaşında senin kadar ergen olmamalı.
Abi seninle nasıl iletişime geçebilirim tecrübelerinden yararlanmak için ücretli felanda olsa olur 2-3 gün konuşsak
Skype görüşme
Abi ben satın aldım ne zaman nerde konuşucaz
Bu hafta yolculuk çizelgemden dolayı size ulaşmam gecikiyor. Görüşme için mail atacağım.
Tamam abi
Abi bu aralar depresyandayım en kısa zamanda olsa çok iyi olur senle konuşmam lazım
Depresyondaysan konuşman gereken biri ben değilim, profesyonel bir psikolog.
Abi o anlamda demedim sana bazı sorular sorcaktım kadınlar iş ve spor hakkında
Mahmut abi diyelim biz bir kızla telegramdan instegramdan konuşuyoruz daha ilk günden cinsellik konuşuyoruz sonra kız ikimizinde konuşmalarını siliyor sence normalmi
Ben sanıyorumki belki kız benle konuşmak istemiyor belkide kız cinsellik konuştu diye sildi.
Sonra ben neden siliyorsun diye tirip atıyorum yoksa benle konuşmak istemiyormusun diye ona muhtaçmışım gibi davranıyorum.
Abi kızın silmesi normalmi sence konuşmaları fotoğrafları kızlada yeni flörtleşiyoruz.
sonra kız ikimizinde konuşmalarını siliyor sence normal mi Konuşmalarınızı görmesini istemediği biri varsa normal. Ya da belki konuşmalar internete düşsün istemiyordur.
Sonra ben neden siliyorsun diye tirip atıyorum Kız gibi.
yoksa benle konuşmak istemiyormusun diye ona muhtaçmışım gibi davranıyorum. Off utanç verici.
Abi kızın silmesi normalmi sence konuşmaları fotoğrafları kızlada yeni flörtleşiyoruz. Sanal mastürbasyondan başka numaran var mı? Zira yokmuş ve açlıktan ölüyormuş gibi davranıyorsun.
Abi sanal mastürbasyondan başka bir numaran varmı derken.
Abi bide diyelim kızlarla sesli konuşucaz yani telegramdan arayayım diyorum yeni tanıştığım biri hep devamlı müsait değilim diyor.
Yok dayımlar bizde evde misafir var felan
Gerçek buluşma, gerçek temas var mı?
Yok abi
Gerçek buluşma ve temaslara odaklan, sanal mesajlaşmada ne olduğuna değil.
Mahmut abi ben aşırı pmo bağımlısıydım şuan neverfapta 15 günüm abi bu aralar ne ders çalışasım var nede spora gidesim var.
Mahmut abi spora gidince diyorum milletin kız arkadaşı var millet kızlarla geziyor kesin benim olmucak felan düşüncesi geliyor morelim bozulur motivasyon gidiyor spora odaklanamıyorum.
şuan neverfapta 15 günüm abi bu aralar ne ders çalışasım var nede spora gidesim var. Yoksunluk sendromu çekiyorsun. Alkolikler ve uyuşturucu bağımlıları da rehab sırasında ilk dönem çekerler.
Mahmut abi spora gidince diyorum milletin kız arkadaşı var millet kızlarla geziyor kesin benim olmucak felan düşüncesi geliyor morelim bozulur motivasyon gidiyor spora odaklanamıyorum. Bağımlılığın altında yatan bir acı var tabii, seninki de bu. Bu tür düşüncelere meydan okumak yerine bunları porno ile uyuşturdun. Şimdi bu düşünceleri Sultanahmet’e fırlat ve Haydarpaşa’dan sizi yeneceğim lan bu düşünceler, göreceksiniz” diye haykır.
Mahmut abi geçen telegramda hiç tanımadığım kıza yazdım işte yazışmalar. Ben; Selam Allahın selamını almak yokmu Kız; Allahlık bir kısım göremiyorum Ben;ne görüyorsun peki (burda görüldü yedim) Bir şey sordum tanışmak istedim seninle Kız; Ben çok tanışmak taraftarı degilim teşekkür ederim Ben; neden peki:) Benim gibi yakışıklı biri yazıyor:) Kız; Gerek duymuyorum Ben; Karadenizlimisin Kız; Ne alaka Ben; ben insan sarrafıyım:) bu arada gülmek sana çok yakışıyor Kız; Teşekkür ederim Ben; nerelisiniz peki merak ettim Kız; Balık esir Ben;geçen balıkesir ayvalıktaydım Kız; Ne için Ben; tatile gelmiştim arkadaşlarla 5 günlünd Kız;anladım Ben; peki istanbuldamı yaşıyorsun balıkesirdemi Kız;istanbul Ben;anladım öğretmendin demi… Read more »
Ben; Selam Allahın selamını almak yok mu Berbat bir açılış. Cevap vermesi şaşırtıcı.
Kız; Ben çok tanışmak taraftarı degilim teşekkür ederim
Ben; neden peki:)
Benim gibi yakışıklı biri yazıyor:)
Kız; Gerek duymuyorum Şu aşamadan sonra boşa yazıyorsun. Bundan bir şey çıktıysa Allah’ın selamı ile açılışı repertuara alalım, mucizeler yaratıyor çünkü.
Allah’ın selamı ile açılışı repertuara alalım, mucizeler yaratıyor çünkü.
Abi burda ne demek istedin
Abi mesela çoğu kızda bana düşünce tarzı olarak olgun değilsin diyor, bu nasıl geliştirilir.
Önce cıvık davranmayı bırak, büyüyünce gelişir.
Abi büyüyünce gelişir derken yaşım zaten 24
Abi ben universite okuyacagim kapasitem var ancak asıl sorun kendini sabote etmek dedigimiz sey.kendimi sabote etmekten nasil kurtulabilirim kendimde neyi hangi dusunce yapimi degistirmeliyim kendime nasil ayak bağı oluyorum
Günde sadece 5 saat bile çalışamıyorsun, kapasite olduğunu nereden çıkarıyorsun?
abi kapasitem yoktur belki dogru ama ben sonuç olarak üniversite okuyacagim ve kendimi sabote etmekten kurtulmak istiyorum bu sorunumu çözüp değişmem mümkün değil mi
Anlık motivasyon patlamaları yerine süreklilik. Tavşan-kaplumbağa hikayesi her zaman iş görür.
DEHB de bunun sebebi olabilir. DEHB hastaları varsa tedavi almayı ihmal etmesinler, tedavi almak bana bu konuda çok iyi geliyor
Mahmut Abi selam, Bilkent bilgisayar için 3. kez sınava girilir mi? İlk yılda lisem yardımcı olmadı karambole hazırlandım, ikinci sene sağlam bir dershaneye gitsem de prens gibi büyütüldüğümden toplu taşıma, kurumsal okul (lisem butikti) enerjimin çoğunu aldı, alıştığımdaysa neye çalışacağımı şaşırdım. Şimdiyse hüsran zamanı geldi kimsenin yüzüne de bakamıyorum, herkesin beklentisi büyüktü. Biraz yorulduğumda telefona baktım, netler biraz artınca geriye yaslandım. Teneffüslerde dahi soru çözmek gerekiyormuş meğer. Tutturabildiğim üniversitelere ise yüzsüzce içim sinmiyor. Tavsiyen ne olur?
Senin Bilkent Bilgisayar kazanacak kapasitede olmadığın belli olmuş bence. İkna olmadıysan bir sene daha boşa harca diyeceğim ama ben olsam girebildiğim yere giderdim.
Mahmut abi iş dünyasıyla ilgili olarak, iş ortamındaki arkadaşlarıyla arası bozulanlara ne tavsiyede bulunursun? 2 yıldır kamu personeliyim ilk girdiğimde herkesle gayet aram iyiydi ancak son zamanlarda küçük şeyleri bahane ederek iletişim kesen bir iki kişi oldu. Normalde umurumda olmaz ama iş ortamında oldu mu mecbur gördüğün insanlar oluyor ve ben de iletişim kurmak istemiyorum. Bu da can sıkıcı oluyor. Böyle durumlar için ne önerirsin?
Profesyonel iletişime devam et, onun harici iletişime kesme. İş için gerekiyorsa iletişim kurmak senin paşa gönlünün bileceği iş değil.
Abi diğer örnekler için okey ama spor salona gitmeye üşenen birisi zaten spor salonuna gidemez bu yuzden salonuna kapısında sıkılamaz onun yerine evde sıkılsa ve sıkılmak disinda tek yapabileceği şeyi spor salonuna gitmek olarak belirlese yani ya spora gidicek ya da evde sıkılıcam şeklinde etkili olur mu
Spor salonuna gitmeye üşenip kapısına gidemeyecek erkekler var. Herkes senin gibi değil, senin gibi adamlar var sadece.
Abi peki benim gibi spor salonuna kapısına gidip oturucam dediğinde kendini kandirdiginin farkında olduğu için kapısına gitmeye üşenen adamlar ne yapacak
ikincisi de şu bizim salonun kapısında öyle oturamıyoruz dik dik bakarlar ayakkabı degistir içeri gir diye
Bir şey yapamayacak.