“Kadınların yanında çok utangaç olmaktan nasıl kurtulurum?”
Eğer utangaçlık gibi bir derdiniz varsa ilk anlamanız gereken şey, utangaçlık kelimesinin ne anlama geldiği. Bu konuda ikinci anlamanız gereken şey de, bir kişilik özelliği olarak utangaçlık, insanın içe dönük ya da dışa dönük olması ile bağlantılı değil. Bu çok ilginç. Utangaçlık kaygı ile de alakalı olmak zorunda değil.
Birçok insan eğer ”utangaç biriysem aynı zamanda içe dönük biriyimdir” diye düşünür ama bu doğru değil. Yani oldukça dışa dönük ve utangaç biri olabilirsiniz. Düşünsenize, insanlarla bir arada olmayı çok seviyorsunuz ama utangaçsınız! Bu gerçekten oldukça acı verici bir durum.
Ama bazı kişilik özellikleriniz, yapmayı istediğiniz şeyleri negatif yönde etkilediği için değiştirmek istersiniz. Şimdi ben hem çok utangaç hem de çok içe dönük biriyim. “Dr. K., internette yayın yapıyorsun nasıl utangaç ve içe dönük olabilirsin?” diye sorabilirsiniz. Ama ben burada hafta içi tek başıma bir odada oturuyorum ve kimseyi görmem gerekmiyor. Hepiniz sanalsınız ve benim zihnimdeki hayali insanlar gibisiniz.
Bazı kişilik özelliklerinizi değiştirmek istemezsiniz zira bunlar sizi siz yapan şeyler. Kızlar utangaçlığı tatlı bile bulabilirler o nedenle bu konuda ne yapabileceğinize bakalım. Çoğu zaman utangaç olmakta problem utangaçlık değil, özgüven eksikliği. Yapmanız gereken şey utangaçlığınızı düzeltmek değil özgüvensizlikten kurtulmak. Yani daha az utangaç olmaya değil, insanlarla etkileşime girmeniz gereken durumlarda kendiniz üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmaya çalışmalısınız. Böyle durumlarda utangaçlığınızın kontrolüne girmemeyi öğrenmelisiniz. Bu da daha fazla kendinize güvenmenizi gerektirir.
Kendinize daha fazla güvenmeniz için kullanabileceğiniz birkaç teknikten bahsedeceğim. Birincisi, biriyle etkileşime girecekseniz ya da girerken, bu insanın sizin için ne kadar önemli olduğunu düşünmeye bir miktar zaman ayırın. Çoğu zaman bu insanın sizin için o kadar da önemli olmadığını fark edeceksiniz.
Bu insan önemsiz demeye çalışmıyorum, götün teki olmanızdan bahsetmiyorum. Ama kendine güvenmeyen biriyseniz çoğu zaman “bu insanla konuşmamı mahvedersem bu benim için çok kötü olacak” diye düşünürsünüz. Ama neden olsun ki? Muhtemelen bu insanla bir daha asla konuşmayacaksınız, bu konuşma ve bu kişi sizin için gerçekten de pek önemli değil. Dünyada 8 milyar insan var ve büyük ihtimalle spesifik bir insanın sizden hoşlanmasına hiç ihtiyacınız yok.
İnsanlar iş görüşmesi olsun, romantik buluşmalar olsun hep bu tuzağa düşüyorlar. Denizde çok balık var ve siz bu spesifik insanı etkilemek zorunda değilsiniz. Bu konuşmayı, buluşmayı elinize yüzünüze bulaştırsanız ne olur? Ben de zamanında birçok sosyal etkileşimi elime yüzüme bulaştırdım. Sonra ne oldu? İnsanlar böyle şeyleri unutup gidiyorlar.
İkincisi, kendi davranışlarınızı, dışarıdaki insanlardan çok daha acımasız bir şekilde eleştirdiğinizi unutmayın. İnsanlar sizi sadece dışarıdan görüyorlar ama siz kendinizi hem dışarının hem de içinizin sisi içinde görüyorsunuz. Örneğin orada bir köşede otururken, içinizde duygusal fırtınalar kopuyor. “Bir şey söylemem lazım, atlayıp bir şey mi söylesem?”, “Konuşuyorlar ama ben bu köşede tek kelime etmiyorum”, vs. Ama bu arada 1-2 dakika geçiyor ve insanlar artık başka bir konuda konuşuyorlar. Siz de “kahretsin, aslında konuşmaya girmek için harika bir şey aklıma gelmişti ama şimdi konu değişti” diyorsunuz. “Bunu söyleyip o konuya dönsem garip görünür müyüm?” Bu şekilde bir yandan da sustuğunuz için garip görünüyorsunuz diye kendinize işkence ediyorsunuz. Bu arada da bu insanlar sizin varlığınıza gerçekten dikkat vermeden konuşmaya devam ediyorlar.
Kendine güvensizlik çoğu zaman karşılaştırmalardan doğuyor. Kendimizi başka biriyle karşılaştırırken sahip olduğumuz 10 özelliği, başka birinin aynı 10 özelliği ile karşılaştırmıyoruz. Genellikle en zayıf özelliklerimizi alıp bunları bu özellikler konusunda en güçlü insanla karşılaştırıyoruz. Birinin yüzüyle karşılaştırıyoruz, başka birinin parasıyla, başka birinin kariyeri ile, başka birinin karizması ile ve başka birinin ilişkilerde başarısı ile. Genellikle bir sürü insana bakıyoruz ve birebir karşılaştırma yapmıyoruz. Bizden daha fazla kazanan birine bakıp “iyi de bu adamın ilişki hayatı darmadağın” demiyoruz.
Yani kendine güvensiz biriyseniz, karşılaştırma yapma konusunda çok dikkatli olmalısınız. İdealinde de kendinizi kimseyle karşılaştırmamalısınız. Başka insanların sizi ne olduğunuza göre reddedip kabul etmelerine izin vermelisiniz.
Son olarak da eğer bir konuda yetersizseniz, o konuda kendinizi geliştirin. Ama daha iyi olabileceğinizi görmeniz için kendinizi başkaları ile karşılaştırmaya ihtiyacınız yok. Her zaman daha iyisi olabilirsiniz ve bu yönde ilerlemelisiniz.
Sonuçta özgüveniniz arttıkça, genellikle utangaç olsanız bile bir probleminiz kalmaz. Çünkü hala utangaç olmanıza rağmen ihtiyacınız olduğunda gidip diğer insanlarla iletişim kurabilirsiniz.
“I’m a 30 Year Old Virgin Going On My First Date” yayınından.
Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları – 101 ve 102 kitaplarımıza da göz atabilirsiniz.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
18 yaşındayım ve bir öğrenci olarak pek param olmadığından insanlara karşı, arkadaşlıklara ve özellikle kızlara karşı bazı zamanlar “Oğlum zaten adam akıllı param yok, kafam rahat değil ve bu tip işler kafa rahat olmadan yürütülecek işler değil. Boş ver gitsin.” diyorum kendime Mahmut Abi. Maddiyatımı güçlendirene kadar da hiç düzgün bir ilişki kuramayacakmış, başlamamam gerekiyormuş gibi hissediyorum. Seneye üniversiteye geçeceğim bu arada.
Bu yazıyı okuduktan sonra bunu yazma ihtiyacı duydum, demek ki bir problem seziyorum.
Dışarıdan bir göz olarak ne diyorsun abi?
18 yaşında ilişkiye, sonrasında öğrenciyken ilişki için paraya ihtiyacınız yok. Biz de üniversitede çulsuzduk ben parasızlıktan bazen haftalarca kampüsten çıkmazdım ama kız arkadaşlarım oldu.
Yanıtın için teşekkürler Mahmut Abi.
Yaşayıp deneyimleyeceğiz, bunların üzerine henüz düşünmeyip derslerime odaklansam daha iyi sanırım.
Bu düşüncemin biraz özüne indim ve senin “Kadınlar aslında sizinle değil sizin hayat tarzınızla çıkarlar.” sözünden bu düşüncenin geliştiğini fark ettim Mahmut Abi.
Cebimde pek para olmadan eğlenceli bir hayata sahip olamayacağımı düşünmüştüm.
Yanılıyor değilim fakat çok paraya sahip olmadan da aktiviteler edinilebilir.
Kafamı yoran meselenin sebebini ve çözümünü bulmak güzel oldu, artık zihnimde pek fazla yer kaplamayacak.
Öğrenci adamsınız, sizin nasıl paranız olacak ki? O yaşta çoğu öğrencinin parası olmaz. Özellikle de bu devirde.
Param da var, ama hiç uğraşasım yok. Eğlenceli biri olmadıktan sonra para da bi işe yaramıyor. Kendim eğlenemeden de başkasını nasıl eğlendireyim? Herkes diyor illaki bulursun kafa dengini ama şu anki karakterimle kafa dengi birini bulmam mümkün değil. Çok yoruldum derslerle mi uğraşayım, spor mu yapayım, maddi sıkıntıları mı düşüneyim, mental sağlığımla mı uğraşayım yoksa oyunu karakterime kalibre etmek için mi?
Hem paran var hem maddi sıkıntın. İkisi bir arada nasıl oluyor?
Ruh sağlığınla uğraş bence. Siz bir şey yapmak istemiyorsanız, kendinize yardım etmiyorsanız, kimse size zorla yardım etmez. Uğraşmam diyorsan sana verilecek cevap uğraşma o zaman olur.
Mahmut abi iyi diyorsun hoş diyorsun da örneğin bir kıza 2 erkek yazıyor. bu iki erkek de muhabbet,tip,başarı açısından aynı olduğunu düşünelim. tek farkları bir erkek daha zengin veya varlıklı. sence kız hangisini seçecek? 18 yaşında da olsa 30 yaşında da olsa bu önemli bir detay. Evet dediğin gibi 18’den 30’a giden yolda yavaşça paranın önemi artabilir ama bu atlanabilecek bir detay değil. Yorumu yazan arkadaşlar benzer şeyleri hissetiğim için biliyorum. Hazırlıkta sırf param yok,arabam yok diye benden hoşlanan kızlardan bile uzak durmak istedim. Çünkü kendimi eksik hissediyordum.
Boşa uzak durmuşsun.
Eski bir yazınızda aşağı yukarı “etrafınızda istediğiniz tipteki kızları bulamamanızın sebebi onları sizin kendinize çekememenizdir” şeklinde bir cümle okudum.Peki “istediğimiz tipteki” kızları kendimize NEDEN çekemediğimizi nasıl anlayacağız ? Bu değerlendirmeyi,özeleştiriyi nasıl yapabileceğiz ?
İstediğiniz tipte kızları genelde istediğiniz tipte kızlara eş ya da üstü zihinsel ve varoluşsal yapıda olmadığınızdan çekemezsiniz. Örneğin kafa tam olarak kısa süreli ilişkide ise hemen her zaman öyle kızlar çekersiniz. Kendiniz duygusal güç ve erkeklik olarak yukarı çıkmadıkça feminen kızları çekemezsiniz. Çekemezsiniz dediğim bunları yapınca kızlar kendiliğinden size gelmezler ama size açık olurlar.
Hocam peki geliştirmeyin yolunu tam bilmiyorsak? Mesela mizah. Her kes sitcom falan izler diyor ama, pek işe yaramıyor gibi gözüküyor. Bununla alakalı teknikler biliyormusun? Eğlenen-ustalığı nasıl geliçtire biliriz? Bazen shit-testler karşısında aklımıza bir şeyler gelmiyor. Bazen ola bilir insanız, ama sürekli olması mizah eksikliğimizden.
Mizahı sosyalleşip sosyal hayatta mizahi şeyler yaparak düşe kalka bir yere getirebilirsiniz. Sahada öğrenilen şeyler bunlar.
Bu arada çoğunuzun mizah eksikliği özgüvensizliğinizden geliyor, özellikle normal sosyal ortamda az çok esprili biriyseniz. Mizah risklidir, eğlenen ustalık yaptınız mı bazen yanlış bir şey yapıp, ipin ucunu kaçırıp aslında olabilecek çok iyi bir kızı kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Birçok erkek bundan deli gibi korktuğu için aşırı temkinli ve sonucunda da tutuk olur.