Vazopressin, sadakat ya da takım olmanın hormonu

Vazopressin başka biriyle ya da başkaları ile beraber stres içeren şeyleri çözdüğünüz ya da aştığınız zaman, bir amacı beraberce başardığınız zaman, “(beraber) başardık” dediğiniz zaman salgılanan bir hormon.

Vazopressin ile beyniniz “bu insan benim hayatım için önemli bir varlık, bu insanı hayatımda istiyorum, bu insanı hayatımda tutmayı öncelik yapacağım” diyor. Beraber bir şeyler başaran iki insanın birbirlerine biraz daha fazla ısınmasını sağlıyor.

Erkeklerde, kadınlara oranla daha fazla vazopressin alıcısı var ve bu nedenle de erkekler doğal olarak bu şekilde bağ kurmaya daha yakınlar. Aynı zamanda zor bir çocukluk geçiren insanlar da normalden daha fazla oranda vazopressin bağlanmasına yakınlar. Aslında zor bir çocukluk, insanın birine güvenme eşiğini yükselterek, biri ile birkaç denemeden sonra güven duymalarına neden oluyor.

Erkekler ilişkilerinde önce vazopressin bağı kurup sonra sıcaklık, özen gösterme, rahatlama, duygusal yatırım ve bakım ile alakalı olan oksitosin bağı kurmaya meyilliler. Kadınlar ise önce oksitosin bağı kurmaya yani önce sıcaklık ve özen gösterme, bu olduktan sonra beraber stresli durumları çözmeye (böylece de yolun yarısında terk edilme ihtimallerin azaltmaya) meyilliler. Çocukluk deneyimleri beyinde farklılıklar yaratmadığı sürece kadınlar ve erkekler için tipik bağlanma sıralamaları bunlar.

Vazopressin ilişkiler için çok önemli zira her şeyden önce, güvendiğiniz insanlarla derin ve yakın bir ilişki kurmanızı, bu insanların hayatınızda olmasından hoşlanmasını sağlıyor. Eğer bir çift olarak sürekli kavga ediyorsanız, bunun sebeplerinden birisi, beyninizin vazopressin bağlanmasının tersine bir şey yapmasından, negatif bağlantı kurmasından kaynaklanıyor. Beyniniz “ben bu insanlar hiçbir zaman problem çözemem ve hatta problem çözebilmem için önce bu insanı aşmam” gerekir diye düşünmeye başlıyor. Bunun sonucunda da beyniniz, partnerinizi kalben sevseniz bile partnerinizden hoşlanmamaya başlıyor, partnerinizi onunla çekişerek, kavga ederek ve ona kaba davranarak uzaklaştırmaya çalışıyor. Bunu da genellikle neden yaptığınızı bilmeden, kendinize engel olamadan yapıyorsunuz ama temelde problem bu kişiyle vazopressin bağını kuramamış, vazopressin bağının tersi bir bağ kurmuş olmanız. Bu kişiyle yapmanız gereken ise, stresli ve problemli şeyleri beraber çözmek, kasıtlı olarak stres yaratmak değil. Kendiliğinden var olan problemleri çözmeniz, takım arkadaşı olmanız gerekli. Vazopressin hormonuna, takım oyunu hormonu da diyebiliriz.

Bilime göre, uzun süreli ilişkilerde, ilişkinin uzunluğu vazopressin bağının gücü, periyodik olarak yenilenip yenilenmediği ile orantılı. Vazopressin hormonunu da, rutine saplanıp kalmak yerine yeni deneyimler yaşamak, biraz stresli şeyler yaşayıp çözmek, küçük krizleri beraber aşarak ve bunu yaparken de oldukça iyi vakit geçirmekle yenileyebiliyorsunuz. Örneğin evi beraber onarmak, finansal hedefleri beraber başarmak gibi şeyler yapıyorsunuz. Böyle şeyleri beraber başardığınızda ise beyniniz partnerinize (ve onun beyni de size) biraz daha bağlanıyor. Böylece ileride yaşayabileceğiniz sorunları beraberce aşma şansınız artıyor.

Partneriniz ile vazopressin bağı kurmuyorsanız ya da partnerinizle kurduğunuz vazopressin bağı zaman içinde azalıyorsa, büyük krizler yaşayabiliyorsunuz. Eğer beraberce sorun çözme alıştırmaları yapmıyorsanız, sorunlar karşısında birbirinize sırtınızı dönmeye başlıyorsunuz. “Bu problemi nasıl çözeceğim, kiminle çözeceğim? Partnerimle çözecek değilim zira bunca zamandır beraberiz ama beraber hiç sorun çözmedik, şimdi bir problem var ve ayrı ayrı çözmemiz canımı çok sıkıyor” diyorsunuz. “Bu problemi kiminle çözebilirim” sorusu da örneğin aldatmaya zemin hazırlayabiliyor zira işte sürekli olarak beraber sorun çözdüğünüz insanlarla daha fazla vazopressin bağınız olabiliyor.

Partnerinizle yatak odasında da vazopressin bağlanması kurabiliyorsunuz ki birçok erkek yatak odasında hedefler gerçekleştirerek partneri ile bağlanmaya çalışıyor. 10 kez zirveye ulaşacağız gibi hedefler koyuyorlar ve bunları partnerleri ile beraber gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Birçok kadın böyle korkutucu derecede yüksek görünen hedeflerin nedenini anlamıyor ama aslında erkek yatakta beraberce bazı şeyleri başararak kadınla vazopressin bağlantısı kurmaya çalışıyor.

Sağlıklı erkeklerin sağlıklı ve hareketli kadınların kendileri ile anı yaşamasını, beraberce bir şeyler yapıp başarmasını istiyorlar.

Vazopressin çok önemli bir hormon. Bir çiftin uzun süre beraber kalması ve uzun soluklu, sağlam arkadaşlıklar için en önemli temel hormonlardan birisi vazopressin. Vazopressin bağı ile hayatınızda size yardımı olabilecek insanlar olduğunu hissediyorsunuz. Bunun eksikliğinde ise yalnız hissediyorsunuz ve bu eksikliği gidermeye başladığınızda daha iyi hissetmeye başlıyorsunuz.

Kaynak: Your guide to vasopressin bonding | Adam Lane Smith

Kadın gözünden muhtaç erkek – Vaka Çalışması

Ben sizi yeni keşfetmiş bir kadın takipçinizim. Yayınlarınızda sıklıkla bahsettiğiniz, erkeğin muhtaç davranarak kadını soğutması konusunu öğrendikten sonra, görüşmek istemediğim bir erkekten neden soğuduğumu daha iyi anladım ve kendimi daha iyi hissediyorum. Teşekkür ederim.

Bunu bazen görüşme yaptığım kadınlarda da görüyorum. Adam kağıt üzerinde ideal ama kadının peşinde fazla koşuyor ve kadın adamdan soğuduğu için kötü hissediyor. Neden soğuduğunu anlattığımda ise suçluluk duygusu ortadan kalkıyor.

Kadınlar çoğu zaman bir erkekten neden soğuduklarını, en azından bilinç seviyesinde, anlayamıyorlar. Başında hoşlandıkları adam ile, sonradan hoşlanmadıkları adam görünürde aynı ama aslında davranışsal olarak aynı değil. Arada çok fazla özdeğer ve özgüven düşüklüğü sinyalliyorlar ve kadını duygusal olarak soğutuyorlar.

Kağıt üzerinde iyi özelliklerin pozitif etkisi maalesef, duygusal zayıflığın ya da muhtaç iticiliğin negatif etkisini kapayamayabiliyor. Tam tersi de geçerli. Kağıt üzerinde kötü özelliklerin negatif etkisi, duygusal gücün ve muhtaç olmamanın pozitif etkisi ile kapanabiliyorlar. Bu nedenle de kadınların istediklerini söyledikleri (kağıt üzerinde iyi) özellikler ile sonunda beraber oldukları adamlar birbirinin tamamen zıttı olabiliyorlar. Örneğin serseri diyebileceğimiz bir erkek daha çekici olabiliyor ya da daha çulsuz ve statüsü düşük bir adam çekici gelebiliyor.

Bazen bu nedenle bir kadının ölsem o adamla olmam dedikten sonra o adam için ölüp bittiğini görebiliyorsunuz. Çünkü adam kağıt üzerinde kötü ama duygusal olarak çekici. Kadının duygusal ve cinsel olarak çekim duyması ile, şunu istemem, bunu istemem listesi çöpe atılıveriyor. Cinsel ve duygusal çekim, bir tercih değil, dürtüsel seviyede olan bir şey.

Burada bazı erkekler, bu kadının bu adamla olmasından, kötü olacaksın, kötü davranacaksın birader sonucunu çıkarıyorlar ama adam kötü olduğundan değil, kötü olmasına rağmen çekim yaratıyor. Bu adamların kötü olmalarına, kötü davranmalarına rağmen nasıl çekim yarattıklarından tabii ki iyi dersler çıkarabilirsiniz ama daha derine bakmanız lazım. Yoksa “siken sevilir, seven sikilir” sığlığında debelenirsiniz ve genellikle de hem kötü hem de itici biri olur çıkarsınız.

Bu arada bu durumun bir benzeri ama daha görsel odaklı olanı erkeklerde de var. Bir erkek kağıt üzerinde berbat (kötü karakterli, güvenilmez, kafadan kontak) bir kadına, sırf çok güzel ve cilveli diye cinsel çekim duyup, onunla ilişkiye girerek hayatını karartabiliyor.

Kağıt üzerinde iyi özellikler rasyonel olarak çekici olsalar da aslolan duygusal çekim ve bunu da erkeğin zihinsel ve duygusal gücü, umursamazlığı (muhtaç olmaması) gibi özellikleri sağlıyor.

Bahsettiğim adam 33 yaşında. Ben 28 yaşındayım. Başlangıçta, kağıt üzerinde ideal bir erkek gibi duruyordu. Ama daha birinci buluşmamızın ardından, her gün birkaç kez mesaj atmaya, mesajlarına biraz geç cevap versem (çalışıyorum), “bir şey mi oldu, iyi misin?” diye sormaya başladı. Bir şey mi oldu diye sorması beni rahatsız ediyordu ama neden olduğunu sizden öğrendim. Aslında farkındaydım sanırım ama söze dökemiyordum. “İnsani olarak merak ettim” motivasyonuyla yazdığını ima ediyordu ama aslında benim onu unutmamdan korkuyormuş.

Bingo! Evet, sana ne olduğunu merak ettiğinden değil, kendisini unutacağından korktuğu için “iyi misin” mesajı yazıyor. Efendi adamın toksik kırılganlığı. Boşuna “iyi” çocuk, iyi değil “sinsi” demiyoruz.

Adam, sen ona hemen ulaşmadığında kaygı duyuyor. Kaygısını kendi başına yönetemediği, kaygısı ile sağlıklı bir şekilde başa çıkamadığı için de, kaygısını senin rahatlatman için sana ulaşıyor ve “sorun mu var, iyi misin?” diyor. Senden “iyiyim oğluşum, annen seni unutmadı, seni bırakmayacak” demeni bekliyor. Yeni bu kelimelerle değil tabii, cevap vermen, sıcak davranman için. Böyleyece kaygısı yönetilecek.

Sorun şu ki, kaygısını senin sırtına yüklediğini hissediyorsun ve bu yükü sırtına yükleme isteği nedeniyle soğuyorsun.

Sürekli ulaşması, hemen cevap vermediğimde bazen benim esenliğimi düşünüyormuş gibi ama bazen de pasif agresif şekilde ikinci mesajı atması (“hanımefendi beni unuttun” gibi şeyler de yazıyordu) nedeniyle, üçüncü buluşma bile olmadan ona zamana ihtiyacım olduğunu söyledim.

Bana “başka biri mi var?” dedi.

Daha iki kez buluşmuşsunuz ve soruya gel. Bir kere kendisi daha yok ama ikincisi daha kendisi bir şey değilken sana duygusal olarak yapışmış.

Bir erkeğin sadece bir iki kez buluşmayı, pembe panjurlu evinin erini, kısmetini bekleyen genç kız kadar ciddiye almaması lazım. Daha iki buluşma olmuş ve sanki sevgiliymişsiniz gibi davranıyor.

İlerde evlenip çoluk çocuğa karışacak olsanız bile birliktelik eğlenceli, hafif ve zaman içinde gelişen bir şey olarak başlamalı. Arkadaş burada tamamen muhtaç davranıyor, muhtaç duruma düşmüş. Bir kadın bir erkeği ilişkiye çekmeli, bir erkekle ilişkiye girmek zorundaymış, buna iteleniyormuş gibi hissetmemeli.

Bu aşamada bir kadın bu arkadaşı sırf duygularını incitmekten korktuğu için de bırakabilir. Daha bir buluşmadan böyle düştü, devam edersem çok incinir diye bırakabilir. Bir erkeğin böyle kırılgan bir çocuğa dönüşmemesi lazım.

Şimdi bu sorun mu diyeceksiniz ama buluşmalarda bana çok fazla eğiliyordu ve ona söylediğim şeyleri bana tekrarlayıp duruyordu. Bunlar bana korkutucu geldi.

Şimdi erkek takipçiler ne kadar ciddiye alıyorlar bilmiyorum ama hafifçe kızdan uzağa ve arkaya eğilip, rahat ve kollar – bacaklar açık bir şekilde oturmanız önemli. Böylece hem farkında olmadan kızın özel alanına fazla girmekten kurtulursunuz hem de genellikle kızın size daha fazla yaklaşmasına fırsat verirsiniz. Aslında bu şekilde oturursanız ve aranızda bir çekim olursa, kadın yavaş yavaş size yaklaşıp kucağınıza sokulabiliyor ya da üstünüze çıkabiliyor. Kadına eğilmeniz ise muhtaç sinyalleri gönderiyor ve kadının sizden uzaklaşmasına sebep oluyor. Özellikle yan yana otururken buna dikkat edin.

Kadının sözlerini tekrarlama olayını pek anlamadım ve duymadım ama arıza bir hareket.

Ben bu adamdan hoşlanmayı gerçekten çok istedim ve ilk buluşmada hoşlanıyordum da. Ama ne kadar istesem, ne kadar kendimi zorlasam da hoşlanamadım. En son ilişkimin üzerinden 2 sene geçmesine ve uzun süredir yalnız olmama rağmen, tüm yakın arkadaşlarımın bir şans ver demesine rağmen hoşlanamadım. Adam erkek güzeli değil ama tipsiz de değil. Oldukça fit ve iyi giyimli. Dışardan baktın mı uzun süreli yanlızlığımdan sonra üstüne atlamam gerekirdi ama hayır. Bu olmadı.

Cinsel ve duygusal çekim bir tercih değil. Kendimizi rasyonel düşünce ile bir kadından veya erkekten hoşlanmaya zorlayamayız. Tatsız bir yemeği rasyonel olarak çok tatlı bir yemek olarak hissetmeye zorlayamayacağımız gibi.

Aslında dikkat ederseniz kadın “biraz zamana ihtiyacım var” diyerek adama yardım etmeye bile çalışıyor. Yani “biraz daha az peşimden koş, bana muhtaç olmadığını göster” diyor.

Bana biri mi var dediğinde, aslında bu onu ilgilendirmese de kibarca hayır dedim. Gerçekten de uzun süredir görüştüğüm ilk ve tek kişi oydu.

Ona zamana ihtiyacım var dedikten 2 gün sonra beni aradı ve “yeterince uzak kalmadık mı?” dedi.

Allah’ım sana geliyorum 🙁 Daha yeni bir yayında bahsettim, bu olay trajikomik. Bir kadın size zamana ihtiyacım var dediğinde o zamanı ona verin ve o size ulaşmadan ona ulaşmayın. Bu kadın sevgiliniz değilse hemen bırakın, bu iş olmayacak varsayın ve kendi hayatınıza bakın. Eğer sevgilinizse, bir iki hafta içinde size ulaşmazsa ayrıldık var sayın. Ama 2 gün bekleyip kıza ulaşmayın. Bu çok muhtaç bir hareket. Bırakın o sizin peşinizden gelsin.

Kadın takipçi 2 kere buluştuğu adam ile ilgili itici, korkutucu, rahatsız edici gibi kelimeler kullanıyor. Normalde eli yüzü düzgün, medeni ve kağıt üzerinde birçok pozitif özelliği olan bir erkek bu. Ama maalesef kadın erkek ilişkilerinde kendisini kontrol edemediği için itici ve zaman zaman korkutucu davranışlar sergiliyor.

Bunun üzerine düşünüp taşındığımı ve artık görüşmek istemediğimi söyledim.

Beklenen son. Buradan çıkarılacak ders, bir erkeğin muhtaç, kaygılı davranışlar sergilememesi gerektiği. Kadının peşinden fazla peşinden koşmaması gerektiği. Adam resmen kadının kendisi ile beraber olma ihtimalini sıfırladı. Sanki özellikle sıfırlamak ister gibi. Ama maalesef ne yaptığından, neden böyle olduğundan haberi bile yok.

Bana aramızda bir şeyler gelişebileceğini, biraz zaman vermem gerektiğini söyledi.

Bu aşamada bu işin dönüşü olmasının tek yolu, adamın “ben görüşmeye devam etmek isterim, fikrin değişirse bana ulaş” diyerek bu işi burada bırakması. O zaman da olma ihtimali yüksek değil ama peşinden koşup ikna etmeye çalışarak elde edeceği ihtimalden daha yüksek.

İstemediğimi söyledim. Soğuk bir şekilde keyfin bilir dedi ve kapattı.

“Keyfin bilir” kuyruk acısı belirtir, bu kelimeler kullanılmamalı.

Bizi ortak arkadaşlar tanıştırmıştı ve tabii benim adamla görüşmeye devam etmem için baskı yaptılar. Ertesi gün iş yerime çiçek gönderdi.

Arkadaş sıçtı, sıvamadan bırakmayacak. “Bak çiçek gönderdim, şimdi bana bir şans vermek zorundasın”. İlgiyi pazarlıkla almayı aştı, parayla, hediyeyle almaya çalışıyor.

Tabii “çiçek için teşekkür ederim” diye mesaj atmak zorunda kaldım. Benden bir buluşma şansı vermemi istedi. Hiç içimden gelmediği için reddettim. Bu nedenle de çok kötü hissettim, kötü bir insanmışım gibi hissettim.

Ortak arkadaşımıza benim gözümün yukarıda olduğunu, bana yetmediğini, çok istiyorsam daha iyi birini bulmam gerektiğini söylemiş. Oysa bana yetmemeyi bırakın, kendisi benim aradığım kriterlerin fazlasına sahip bir erkek. Kriterlerim de öyle yüksek değil zaten.

Kağıt üzerinde aradığından fazlası var ama özgüven, özdeğer, duygusal kontrol, duygusal ve zihinsel güç yok maalesef.

Bu adama kapıyı böyle kesin kapamak canımı çok sıktı. Kendimi kötü biri gibi hissettim ama şimdi neden böyle olduğunu anlıyorum. O kadar genç değilim, elini sallasan ellisi değilim, uzun süredir yalnızım, çok fazla erkekle buluşan biri de değilim. Başka biri karşıma kim bilir ne zaman çıkacak. Ama ne kadar istesem de kendimi daha fazla buluşmaya zorlayamadım. Sadece bir şey hissedemesem neyse, o zaman daha fazla buluşabilirdim. Ama maalesef bir şeyler hissettim. Sürekli mesaj atması, mesajlarına cevap almadan bir daha mesaj atması, pasif agresif davranışları, buluşmalardaki tedirginliği, vs. yüzünden kötü şeyler hissettim.

Artık bunların neden olduğunu biliyorum ve oldukça rahatladım. Size tekrar teşekkür ederim.

Rica ederim.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Patreon üyelerine özel yeni yayın

Youtube kanalımızın yanında, Patreon üyelerimiz için özel yayın da yapıyorum. Patreon’a daha fazla yayın koyuyorum. Patreona istediğiniz kadar aylık ücretle (minimum 1 Dolar) ile üye olabiliyorsunuz. Hem özel yayınları izlemek hem de siteye destek için, Patreon’umuza ücretli üyelik alabilirsiniz.

Önemli Not: Banka / kart problemi yüzünden Patreon’a üye olamıyorsanız, papara ya da ininal gibi kartlar kullanabilirsiniz: ininal.com

“ininal açtım onu kabul etti. Zor da değilmiş uygulamasını indirdim sanal olarak halloluyor” – @izzettark4561

En son yayınlar:

https://www.patreon.com/erkekadam