Erkeklerin duygusal destek ve onay için kadınlara bel bağlamaları

Geçenlerde yorumlarda şöyle bir şey okudum:

“O benim hem sevgilimdi hem de en yakın arkadaşımdı. Yalnız kaldım, bir başıma. Onu takip etmiyorum ama eminim ki hayatını yaşıyordur, ben ise dibine kadar yalnızlık yaşıyorum.”

Tam bu sırada Dr.K’dan “Erkeklerin kazanmaları gereken en önemli duygusal zeka yetenekleri” bölümünü Erkek Adam Patreon‘da yayına hazırlıyordum. Yıllardır bu sitede ve dışarıda şahit olduğum bir durumu özetlemiş:

Günümüzde erkeklerin mücadele ettiği en büyük problemlerden biri, erkeklerin ana duygusal destek kaynaklarının, genellikle romantik ilişki yaşadıkları kadınlar olması … Erkekler bir kadından ayrılsalar ya da terk edilseler bile, duygusal desteğe ihtiyaçları olduğunda, ayrıldıkları kadından başka gidebilecekleri bir yer bilmiyorlar.

Erkekler duygusal destek için diğer erkeklerle nasıl konuşacaklarını bilmediklerinden, hem kendileri hem de kadınlar için büyük bir problem yaratıyorlar zira duygusal destek için kadınları kullanmaya başlıyorlar. Ayrılık sonrasında erkeklerde intihar riskinin 4 kat yüksek olması şaşırtıcı değil zira erkekler ayrılık ile sadece kız arkadaş ya da eş kaybetmiyorlar aynı zamanda duygusal desteklerini de kaybediyorlar. Her şeyi bir anda darmadağın oluyor. Bu nedenle erkeklerin, kadınlar dışında sosyal bağlantılar geliştirmeleri çok önemli.

Bir kadınla beraberken ya da yalnızken, duygusal, sosyal ve hatta manevi ihtiyaçlarınızı sağlayabileceğiniz birden fazla kaynak, bir sosyal yaşantınızın olması lazım. Birçok erkek gerçekten de bu tür destek ağından yoksun yaşıyor ve tüm bu ihtiyaçlarını romantik ilişkisinden gidermeye çalışıyor. Bunu yaparken de, kadına bel bağlamaya başlıyor ve kadının sırtına, taşıyamayacağı bir yük bindiriyor. Yetişkin bir kadın, yetişkin bir erkeğe annelik yapmak istemeyeceği için de genellikle terk ediliyor ya da bu bağımlılığından dolayı berbat bir ilişkiyi bile terk edemiyor.

Uzun süreli ilişki yaşayanlar bilirler, partneriniz ile gerçekten arkadaş gibi birçok şeyi de beraber yapıp paylaşıyorsunuz. Ama tam da yukarıda bahsettiğim nedenden ötürü, partneriniz sizin en yakın arkadaşınız değil. Romantik bir ilişkide ya da evlilikte, kadın erkeğe bel bağlamak isterken erkeğin kendisine bel bağlamaya muhtaç olduğunu gördüğünde, kendini güvende hissedemiyor. Aynı zamanda bu bariz bir zayıflık olduğu için, erkekten soğumaya da başlıyor.

Günümüzde erkeklerin duygusal destek için kadınlara bel bağladığı doğru ama bence problem bundan da büyük. Buraya gelen birçok erkek, efendi erkek. Efendi erkek, psikolojideki kaygılı bağlanma stiline denk gelen bir durum. Ve kaygılı bağlanan erkeklerin ya da kadınların en büyük problemlerinden birisi, başkalarından destek değil daha çok onay (validation) aramaları. Bu şekilde onay aradıkları asıl kişi de, romantik partnerleri, eski romantik partnerleri ya da hiç ulaşamadıkları ama takıntı yaptıkları bir kadın oluyor.

Sağlıklı bağlanan bir erkek dışardan destek arayabiliyor ama onayı genellikle kendi içinden alıyor. Kaygılı bağlanan bir erkek ise onayı dışardan, birçok durumda spesifik bir kişiden, şu anki ya da geçmişteki sevgilisinden almaya çalışıyor. Bu nedenle de sevgili onu sevdiği sürece az çok güvende hissederken, bu sevgi bittiğinde tamamen güvensizliğe, kaygıya boğuluyor.

Sanırım duygusal destek ve onay için bir kadına bel bağlamak bir arada şu şekilde bir sonuç ortaya çıkıyor:

Mahmut abi biraz içimi dökecem canım yanıyor. Ben 18 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Üniversitede 2. kız arkadaşım oldu. ondan aylarca hoşlandım ve oda benden aylarca hoşlanmış. Çıkmaya başladık ancak ben ilişki içinde krizleri yönetemedim ve tecrübesizliğimle kızı soğuttum. Şimdi onun gibi birisi beni sevemeyecek ve çok iyi bir kızı kaybettiğim için asla unutamayacağımı düşünüyorum. 2 ay geçmesine rağmen aklıma geliyor abi.

Burada genç arkadaş “onu unutamıyorum”, “canım yanıyor” dese anlayacağım ama gerçekten empati kurmayı zorlaştıran bir şey söylüyor: “onun gibi birisi beni sevemeyecek ve çok iyi bir kızı kaybettiğim için asla unutamayacağımı düşünüyorum“. Bu sözleri birçok erkeğin papağan gibi söylediğini duyduğum için burada bir beyin yıkama, bir popüler kültür dolması da olduğunu düşünüyorum. Psikoloji ise sanırım bir kadını onay kaynağı yapmak.

Bu sözlere empati duyamama sebebim, sıfır alçak gönüllülük içermeleri. Sen 18 yaşındasın. Hiçbir şey bilmiyorsun. Daha 6 sene önce 12 yaşında bir çocuktun. Ama nedense dünyayı çözmeyi bırak geleceği tahmin edebilecek gibi zırvalıyorsun: “Onun gibi birisi beni sevmeyecek.” “Onu asla unutamayacağım”. Kimse geleceği tahmin edemez, senin gibi 18 yaşında ve hemen hiçbir hayat tecrübesi olmayan biri hiç tahmin edemez.

Ama burada daha önceden bahsettiğim onay bağımlılığı da var. Özdeğeri düşük, özdeğerini dışardan almaya çalışan erkekler, spesifik bir kadını özdeğer kaynakları yapıyorlar. O kadın kendilerini seviyor ve onaylıyorken görece rahatlar ama bu sevgi ve onay ortadan kalktı mı, onaylanmalarının tek yolunu, bu spesifik insanın onayını kazanmak olarak görüyorlar.

Özdeğeri yüksek, içten gelen biri, kendisini istemeyen kişiden soğuyup, kendisini isteyen birini, kendisi ile ödüllendirmek isterken, özdeğeri düşük erkek, kendisini istemeyen birini daha çok istemeye başlıyor. Takıntılı derecede merkeze aldığı bu sıradan kadın, bir anda “onun gibisini bulamazsam” mertebesine çıkıyor. Saplantılı aşkın psikolojisi: Kaygılı bağlanma stili yazısında da belirttiğim gibi:

“Kaygılı bağlanma stiline sahip birisi reddedildiğinde, beyni otomatik olarak kişinin çocukluğuna döner. Geçmişin bırakılıp gidilme korkusu, yalnızlığı, ihmal edilmişliği yeniden ortaya çıkar. Beyin reddeden kişiyi ve bu kişiyi elde etmek için yapılabilecek şeyleri düşünmekten başka bir şey yapamaz hale gelir. Beyin sanki bunu, çocukken hiçbir zaman “kazanılamamış” olan sevgiyi kazanmak için “son bir şans” olarak algılamaya başlar.”

Burada böyle bir durum var mı bilmiyorum, 18 yaşında bir çocuğun 5-6 ay sonra kendisinin bile güleceği çocukça saçmalamaları da olabilir ama günümüzde bu tür sağlıksız bağlanma stillerinin %50’lere dayandığını düşünürsek, problemin böyle bir şey olma ihtimali yüksek.

Bir erkeğin destek ve onay için kadınlara ya da spesifik bir kadına bağlı olmasının çözümü, kadınların ya da spesifik bir kadının onayının peşinde koşup bu onayı kazanmasından geçmiyor tabii ki. Aslına bakarsanız çözümün kadınlarla alakası bile yok. Çözümün kadınlarla alakasının olmaması iyi zira böyle bir durumdaysanoz, kadınların insiyatifinde, insafında değilsiniz. Çözüm zor ama sizin elinizde.

Bu iki arkadaşın en hızlı şekilde yapmaları gereken şey, ilk adım, tabii ki onay ve destek kaynakları olan kadını tamamen hayatlarından çıkarmaları yani iletişimi kes kuralı uygulamaları. Ama bu yeterli değil.

İkinci adım olarak, sosyal ve duygusal desteğin önemli bir kısmını sosyal hayatlarından, onayın önemli bir kısmını kendi içlerinden ve sosyal hayatlarından almayı öğrenmeliler. Bu konuda en dipte olan adamların, genellikle izole yaşayan insanlar olduklarını görüyorum. En geç de onlar iyileşiyorlar. Aynı zamanda yine bu insanlar sıklıkla beni arıyorlar ve sosyalleşmeleri konusundaki her önerimin neden kendileri için geçerli olmadığını refleks hızıyla öne sürüyorlar. Bu kişilere “seninle 10 saat konuşsak ve 1000 tane öneri yapsam, hepsinin neden olmayacağı konusunda “mantıklı” bir neden öne süreceksin ve bunu sanki daha önceden ezberlemiş gibi çok hızlı bir şekilde yapacaksın” diyorum ve bunun farkına varmalarını sağlıyorum. Zira bu yaptıkları, refleksif ve refleksif şeyler genelde kendini korumayla alakalıdır. İzole birinin sosyal hayata açılması acılı bir süreç olduğundan, zihinleri onları bu acıdan korumaya çalışıyor ama bunu yaparken de onları daha büyük bir acıya gömüyor.

Üçüncüsü, yoğun duygusal durumdan çıkmak için terapi ya da kendi kendine yapılabilecek duygusal basıncı azaltıcı aktiviteler ile (yürüyüşler, günlük tutmak, sosyal aktivite, yakın erkek arkadaşları ile konuşma, hayatlarına odaklanma, vs.)  duygusal yükü azaltmalılar. Zira dikkat edin bu iki arkadaş da psikolojide splitting (siyah – beyaz düşünce, ikili ya da “ya hep – ya hiç” düşünme şekli) diye bir şey var. Kişinin hiçbir gri görmeden, genellikle sürekli olarak siyah düşünmesi.

“Asla birini bulamam (it is over)” (ODTU’de okusan da, rasyonelim ayağına manifesto döşesen de tipik splitting. %100 duygusal düşünme, refleks olarak dakikada 5000 “rasyonel” “kanıt” üretse de %0 rasyonalite, %0 beyin korteksi)

“Bir daha asla böyle sevilmeyeceğim” (Bir daha asla böyle sevilmeyeceğim dediği de toplasan birkaç aylık ergen hoşlanması bu arada)

“Asla unutamayacağım.”

“Beni onun gibi seveni ASLA bulamayacağım.”

Bunlar yüksek duygu yükü nedeniyle, duygusal düşünmekten kaynaklanıyor.

Bu aşağıdaki Daha İyi Bir Yaşam İçin – 201 kitabından:

“Siyah – beyaz düşünme şekli amigdalada (limbik sistemde yer alan, kişinin korku, kaygı, öfke ve endişe gibi duygu alanlarını yöneten beyindeki bir bölge) ve hipokampusda (yaşanılan anıların olaylarla ilişkilendirilmesinde ve kişinin yön bulma duyusunu kontrol etmede de önemli bir rol oynayan beynin hafıza merkezi) duygusal aktiviteye işaret eder. Bu da, duygusal olarak yüklendiğiniz ve mantıklı düşünemediğiniz anlamına gelir yani duygusal düşündüğünüz anlamına gelir.”

Çok fazla oranda siyah – beyaz dili kullanan insanlar duygusal düşünürlerdir. Mantıklı konuştuklarını, acı gerçekleri söylediklerini düşünürler ama gerçekten mantıklı düşünemezler. Çünkü gerçek dünya nüanslarla doludur ve çok az şey siyah – beyazdır. Siyah – beyaz düşünce gerçeklikten kopuktur.

Siyah – beyaz düşünen insanlara meydan okuduğunuzda, itiraz ettiğinizde, karşıt görüş bildirdiğinizde, aşırı derecede duygusal tepkiler verirler. Sözlerinde mantık kullanırlar ama mantığın arkasında büyük bir duygusal yük vardır. Bu duygusal yükü boşaltmanız gerekiyor.”

Duygusal yükünüzü azalttığınızda, travmanızı aşmaya başladığınızda, bu ikili düşünme de ortadan kalkıyor. Ama bundan önce siz “ASLA”, “HİÇBİR ZAMAN”, “HEPSİ”, “İSTİSNASI YOK” diye düşündüğünüzde, ne kadar zor olursa olsun kendinize “nereden biliyorsun, sen müneccim misin?” diye sorun ve yine ne kadar zor olursa olsun, karşıt argümanı yazın. Kendinizle çatışmayın, bunu sadece sinsice nifak tohumu ekecek şekilde yapın. Zaman içinde her ikili düşüncenizde bunu yapmaya başlarsanız, bu tür düşünceler azalmaya da başlar. Ama asıl yapmanız gereken, bu tür düşüncelerin yakıtı olan duygusal yükü atmanız.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Youtube yayını aşağıda. Patreon üyelerimiz için daha fazla yayın da yapıyoruz.

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

21
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.

avatar
10 Comment threads
11 Thread replies
1 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
13 Comment authors
aliMentionedEmrullahHouse MDDüşünenAdam Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
Anonim
Guest
Anonim

Merhaba Mahmut abi siteyi yaklaşık 3 yıldır aktif olarak takip ediyorum fakat ilk defa yazıyorum. İki ay sonra 18 olucam şu ana kadar sadece 1 kız arkadaşım oldu fakat benimle tanışmak isteyen bir hayli kız oldu bu sene bile 2 kız tanışalım falan vb teklif etti reddedim sınav senem falan diye fakat beğenmemiştim onları, abi daha önce kızlardan çok yürüme davetiyesi aldım fakat bir türlü gidip konuşamadım sonraları bunun bende psikolojik etkisi çok ağır oluyor bu sene tek bir kıza aylarca kafaya taktım pek çok imkanım oldu fakat yanına gidemedim sonra kızı başka elemanla gördüm bunu nasıl yenebilirim? Dün üniversitesi… Read more »

Anonim
Guest
Anonim

Abi efendi erkeklerin stili kaçıngan bağlanan yerine kaygılı bağlanan mı olacaktı, yanlış mı düşündüm acaba? Kaçıngan bağlanma daha çok fuckboy erkeklerin yaşadığı bir şey gibi kalmış aklımda.

Noelbeta
Guest
Noelbeta

Ben asla kelimesini kullanacağım mahmut abi. Yıl 2017 Bunu çok sık yapmam diye okuyanı alfa yapacağını iddia eden bir yazı dizisi okudum birkac yıl sonra da daha olgunlaşmış bir kafayla seni takip ettim. 2017den önce aşık olurdum ve tıpkı dediğin gibi aşırı yoğun duygular yaşardım, ağladığım dahi olmuştu lakin alfaymış bilmem neymiş her ne ise bu tarz yazıları okuduktan sonra kadınlara artık aşık OLAMIYORUM! Onlara asla nefret, güvensizlik veya en ufak bir negatif bir his dahi duymadım ama gözümdeki o yücelmiş halleri kesinlikle kayboldu, benden farksızlar. O dönemden bu yana hayatıma 4 kız girdi 3 tane de flört aşamasında kalan… Read more »

eskilerdenbiri
Guest
eskilerdenbiri

”Özdeğeri yüksek, içten gelen biri, kendisini istemeyen kişiden soğuyup, kendisini isteyen birini, kendisi ile ödüllendirmek isterken, özdeğeri düşük erkek, kendisini istemeyen birini daha çok istemeye başlıyor”

Özdeğeri içten ve yüksek olan kişinin KENDİSİ İLE ÖDÜLLENDİRMEK İSTEMESİ biraz onay arayışı oluyor gibi.
Konunun tamamında kısır döngüye dönüştürecek bir durum. Ancak kendisini ödüllendirebilir kendisini isteyen birisi ile buradaki sıkıntı kendisini istemeyen birisini takıntı yapması.
Bence İlişkimde ilişki nimetinden faydalanabilirim. Bende nimetim faydalanabilen faydalansın. Bu mütevazı yaklaşım tarzı bizlerin daha huzurlu ve güvenli olmasını sağlar diye düşünüyorum.

Arthur Morgan
Guest
Arthur Morgan

Bu siyah beyaz düşünce rollo ile başladı. Redpill’de siyah beyaz düşünüyor bence. Zira Alfa ol yoksa kadın terk eder. İstisna yok mu var ? Müneccim misin terk edecek? Ya betasın ya Alfasın kafası redpillde büyük oranda mevcut. Kırmızı hap bu konuda kendisine eleştiri yapmalı çünkü çok fazla siyah beyaz düşünüyor ilişkileri. Mesela redpill ahlakı erdemi katmıyor. Fakat ilişkiler de bir de bu var. Kendi evreninde kendi seçtiği kızlar üzerinden teoriler gerçekleşiyor gibi. Mesela o redpill’in önerdiği Alfa erkek dindar bir kadın tarafından nadiren arzulanacaktır. Bar kızlarında yarar. Bu açıdan mahmut abiyi maskülenite üzerinden devam etmesini çok yararlı buluyorum.

TidalWave
Guest
TidalWave

Bu çocuğun hezeyanlarını, ilklerini yaşayıp duygusallaşmasına ve ergenliğine verelim desek de şöyle bir gerçek var; Sevgilin yoksa eksik adamsın illa bir ilişkin olacak şeklinde bir sürü psikolojisi ve baskısı hakim toplumda bu yüzden olmayacağı belli bir ilişkinin bitimi veya bunun gibi ergenlik hezeyanları büyük bir tahribatmış gibi algılanıyor 18 yaşında çocuk tarafından da 28 yaşında herif tarafından da ve doğal olarak mutlu olmadıkları ilişkilerin içinde birbirlerine eziyet eden veya başkasını bulamam kafasıyla potansiyelinin çok altında insanlara çapa atıp kalan bir sürü insan ortaya çıkıyor.

Yalnızlıktan bu kadar korkmaya gerek yok berbat ve tatminsiz bir ilişki yerine yalnızlık tercih edilmeli.

House MD
Guest
House MD

Mahmut abi annesiyle problem yaşamayan adam kadınları melek sanıyor bence. Annemle etmediğim kavga kalmadi, düşün bir erkek kadar kışkırtıyor beni, sonucunda kadınları ciddiye alamayacak hale geldim. Bence bu konuda yazı yazılır

Emrullah
Guest
Emrullah

Muazzam bir yazı, eline emeğine sağlık abi

Mentioned
Guest
Mentioned

Duygusal yükü azaltma konusunda Robert Glover ın çok güzel bir sözü var :
“Çekici bir erkek kendisi olmaktan memnundur,nereye gideceğini biliyordur ve bu yolda eğleniyordur”
Bu zihin yapısı erkeğin hayatındaki birçok sorunu çözer diye düşünüyorum.Ayrıca çok yoğun duygu yükü hissettiğim dönemlerde durumumu analiz edip “Şu anda hissettiğin şey sadece bir his ve sana bir şey olduğu yok,saçma sapan bir şey yapmayıp beklersen çok daha iyi hissettiğin bir hale geleceksin”diyorum ve bir süre sonra tam olarak düşündüğüm gibi oluyor.

ali
Guest
ali

cok faydali seyler yaziyorsun. bu site, yazilar, yaptigin is insanlar icin onemli. bence dusundugunden cok bu dunyaya hayrin dokunmustur mahmut abi.