Anormal bir durumla karşı karşıyasın. Bir şey istediğin gibi gerçekleşmedi. Bir seçeneğin kalkıp “zaten sıkıcı ve aptalca bir dersti, bu da dersi bırakmanın bir bahanesi olabilir yani durum o kadar da kötü değil” demek.
Ya da bunun yerine “iyisi mi oturup ders çalışayım” deyip dersi bırakmayabilirsin. Yani aslında bunu yaparak varolan yapıyı ayakta tutuyorsun. “Bu dersi çalışıp geçeğim” diyorsun. Ama bu yapıyı oluşturan alt rutinleri değiştirmeye karar verdin. “Bir dahaki sefere daha sıkı çalışmalıyım” ya da “bu derse diğerlerine nazaran daha fazla önem vermeliyim” diyorsun. Bu, varolan esas yapının içinde mikro değişim.
Ama yapabileceğin başka bir şey de “bu dersin canı cehenneme! Dersi bırakacağım” demek. Bunun avantajı problemin ortadan kalkması. Dezavantajı ise artık elinde başka bir problem var.
Tamam dersi bıraktın ama onun yerine alabileceğin başka bir ders var mı?
Bu, elindeki mikro başarısızlığı çözmek için iyi bir yol mu?
Analizde bir seviye yukarı çıkıp tüm yapıyı çöpe atıyorsun. Çünkü orada durmayıp “belki de okulu bırakmalıyım, belki de kendimi asmalıyım” da diyebilirsin. Aynı mantığın devamı ama birkaç seviye daha soyutlanmışı.
Yani genellersek, bir problemi bir üst seviyeye çıkıp o problemin gerçekleştiği yapıyı tamamen yıkarak çözmek istemezsiniz. Bunu yaparken oldukça dikkatli olmalısınız. Çünkü prensipte, içinde oturduğun yapıya çoktan bir değer atamışsın ve onun için uğraşmışsın. Ona yatırım yapmışsın. Tüm yapıyı ortadan kaldırırken büyük bir şeyi feda ediyorsun. Bunu bazen yapabilirsiniz tabii ki.
Her neyse, olan şu: Kötü bir not aldın ve bu keyfini kaçırdı. Yani mutlu ve memnun olduğun bir durumdan göreceli kaos haline düştün. Kaos ise “bir engele çarptım, bunu beklemiyordum ve şimdi ne yapacağımı bilmiyorum” demek.
“Ne yapacağımı bilmiyorum” ne demek?
“Daha çok çalışmam gerekiyor” olabilir.
“Bu dersi bırakmalıyım” olabilir.
“Başka bir bölüme girmeliyim” olabilir.
“Belki üniversite okumamalıyım” olabilir.
“Belki gelecek planlarım yanlış” demek olabilir.
“Gelecek planlarım iyi yapılmamış zira ben kendimi pek anlayamıyorum ve geçmişimle ilgili kendime yalanlar söylüyorum” olabilir.
Bu şey gittikçe genişleyebilir ve kaotik saha budur. Daha önce alakasız bulduğun o şeylerin yeniden ortaya çıkması.
Sınava girmeye giderken iyi bir öğrenci kimliğin hala sağlamdı. O anda bu derste ya da bölümde ya da üniversitede olup olmaman gerektiğini sorgulamıyordun. Bunlar sorgusuz sualsiz kabul edilmişler kategorisindeydiler.
Ancak anomali ortaya çıktığı andan itibaren öylece kabul ettiğin tüm o şeyler tartışmaya açık hale geliyorlar. Derinlerden seni aşağıya çekmeye gelen bir köpekbalığı gibi. Bu olayı temsil etmenin ve simgelemenin klasik yolu budur. “Yunus Peygamber ve Balık” hikayesi gibi.
Derin bilinmezin içinden bir şey çıkar ve seni aşağıya çeker. Suyun içindeki timsah gibi. Şundan eminim ki suyun içindeki timsah bizim bu mitolojik temsili türettiğimiz kaynaklardan biridir. Çünkü hayal edebileceğiniz gibi, ağaçlardan savanaya inip orada yaşamaya başladığımızda, su birikintilerinin yakınına gitmemiz gerekiyordu.
Bir nil timsahının bir mandaya neler yapabileceğini bilecek kadar belgesel izlemişsinizdir. Hiç de hoş bir manzara değil. Yani “su kenarına inmek”, kaotik suyun kenarına inmek, ayrıca tüm hayatın kaynağı olan suyun yanına inmek, derinlerde pusuda yatan o korkunç şeyle karşılaşma riskini göze almak demektir.
Demek ki bir bu temel metaforu, daha soyut bir düzlemde olanları simgelemek için kullanıyoruz. Ve bunu siz de biliyorsunuz. Çünkü yapabileceğiniz şeylerden biri de şu: Size o kötü notu veren bir profesör var. Bir mantıksal varsayıma göre siz bu ders için yetersizsiniz. Ama bir diğer mantıksal ve anında gerçekleşen kategorizasyon da o insanı art niyetli bir avcı kategorisine koymaktır. Bunu da sinirlenip bu kişiye kafanızda küfür ederek yaparsınız.
Video JBP Türkçe kanalında yayınlanmıştır.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
mahmut abi yazıların başlığı panelde karışmış sanırım. buna tıklıyınca bi önceki yazı açılıyor ve aynı şekilde tam tersi. heralde son yazı eklentinde bi problem var. çok iyi yazı. iyi akşamlar.
Teşekkürler, düzelttim.
Bir tane de ben söyleyeyim, rastgele 3 yazı eklentisi bozulmuş galiba. Kategorilerin üstünde (veya her neredeyse) çıkmıyor artık.
Bende bir tane söyliyim. Abi arama butonu en aşağıda. Daha kullanışlı olması açısından en üste konabilir.
Kadın erkek ilişkilerinden ziyade bu tarz yazıları daha çok beğeniyorum elinize sağlık
Evet bu tarz yazılar daha iyi oluyor özellike Andrew Huberman nöroplastisite serisinin yeni bölümünü sabırsızlıkla bekliyorm
Basarisiz bir erkek gorunce aklina ne geliyor Mahmut Abi ?
Empati mi yapiyorsun yasadiklari belki zordur diye ?
yoksa Acimiyor musun ? veya hic umursamiyor musun ?
Başarısız bir erkek görünce aklıma gelen şey o kişiye bağlı. Belki düşmesinin kendisi dışında bir nedeni vardır ve empati yaparsın. Herkese yardım edemem ama elimden geliyorsa samimi olarak içinde bulunduğu durumdan çıkmaya çalışana yardım ederim. Ama acımama hissedeceğim tek durum çok kötü bir insanın düşmesidir.
Öyle olunca o kötüye insanın yardım edesi de gelmiyor bırak acımayı. Amerikada iç savaş vs haberleri gördüğümde acımamam gibi. Tamam kötü olan devleti, halkı değil ama yine de görünce haberlerde Allah’ın zoruna gitmesin ama merhamet duygum kabarmıyor.
Mahmut Abi merhaba
Gelecek açısından ciddi endişe taşıyorum.
Yurtdışına göç etme fikri var kafamda…
Uni okuyan biz gencler icin ne onerirsin ?
Ekonomi,covid vs onca mevzu arasında karamsarlığa düştüm.
Evet dünya ekonomisi çok kötü bir yere gidiyor.
Okulu uzatmamanızı, iyi ingilizce öğrenmenizi, yurt dışı görmek için elinizden geleni yapmanızı, askerliği geciktirmemenizi ve bir an önce hayata atılmayı hedeflemenizi tavsiye ediyorum.
“yurt dışı görmek için elinizden geleni yapmanızı”
Cem Tokerin Ipsala Kapikule dedigi gibi yani ?
Temell göç mü ?
Hayır en azından bir süre dünyayı görüp yaşamak.
Sonra temelli göç edip etmemek size kalmış.
Benim kuzen başka ülkede geçen konuştuk orası yüce Avrupa ya” orada kesin devlet bakıyor gerekli yardımı yapıyordur size değil mi ? “Dedim. Geçen yapıldı ama bu sefer yapılmayacak desi ve asıl vurucu şeyi söyledi. “İnsanlar çaresizlikten intihar ediyor birçok insan burada kendini öldürdü” dedi . Yanlış anlaşılmasım nasip olursa bende bir Avrupa bir İsviçrede bir Norveçte yaşamayı isterim ama buralarda yaşamak isteyenler herşeyin dört dörtlük olacağını düşünmesinler. Olmayabilir ama tabi oladabilir. Ha ama gidip görmelerine % 100 katılıyorum. Ki intihar da baş edememe direnç gösterememe zayıflık belirtisi. Öyledir demiyorum ama bekirtilerinden biridir bu.
Hayatınızın bir dönemi yurt dışında yaşamanızı orada daha rahat, kolay ve mutlu bir hayat yaşayacağınız için değil ufkunuz, yetenekleriniz ve dünya görüşünüz genişleyeceği için öneriyorum.
Katılıyorum o su götürmez bir gerçek.
Mahmut Abi bekleyebilirlerse askerliği bekletmelerinden yanayım. Kalkacak çünkü zorunlu askerlik. Tekrar ediyorum bekletebilirlerse yani şuam düzenleri varsa bozmamalarından yanayım.
hala bu fikrinde ısrarcı mısın?
Yurtdışına göç etmeyi düşünen kime sorsam ya Avrupa ya Amerika cevabını alıyorum bence bu yanlış bir düşünce tamam Avrupa daha liberal daha özgür olabilir ama bir çok insanın oraya yüklenmesi daha zor ve daha az para kazanmana da sebep olabilir yurtdışına çalışmaya gidecek olanlar Asya ülkelerini de değerlendirmeli özellikle son yıllarda bazı Asya ülkeleri ciddi bir yükseliş yaşamaya başladı
vay aq adam simdiden milleti elemeye baslamis…uza
Burada asıl anlatılmak istenenler bu tür içeriklerde saklı ancak herkes yalnızca kız tavlama kısmına takılıp kalmış durumda. Ama kız tavlamayı öğrenmek aslında erkek adam olmanın bir yöntemi ve işleri doğru yaptığını anlamanın bir sağlaması.
Mahmut Abi iyi günler diliyorum ve bir soru sormak istiyorum : Ülkemizin en iyi ünilerin birinden güzel bir bölümde okuyorum ve okuldaki yıllarımı hem iş hem de normal hayatta ilerde bana faydalı olacak şeylerde gelişim için harcıyorum. Yaşıtlarımın sürekli eğlendiği bu zamanlarda ben hazlarımı geleceğim için erteliyorum, aynı zamanda fakir bir aileden gelmenin de getirdiği bir yük var üzerimde bu da gelecek kaygımı daha da arttırıyor. Sorum ise şu: bazen bu kaygının getirdiği endişe, bu güzel genç zamanlarımda keyif alamamamdan gelen sıkıntı ile birleşiyor ve bende depresif bir hale sebep oluyor. Genelde bir süre sonra kendiliğinden geçiyor yada ben umursamiyorum.… Read more »
Mahmut abin değilim fakat cevap vermek istedim, küçük ödüller uğruna büyük ödüllerden vazgeçmemişsin ve karşılığını alacaksın, bundan büyük teselli olmaz ki, çok çok az erkek hem yakışıklı hem zengin hem sosyal olur ve en güzel yılları (15-25 yaş) zevk-ü sefa içinde geçer, bunlar %1 bile degildir, ve yine çok azı 25 yaşından sonra iyi kazanır, seçkin bir hayat sürer, sen en azından 2.grupta olacaksın, ya ikisi de olamasaydın tıpkı büyük kalabalık gruplar gibi? Bence doğru yoldasın, hayat üniversite yıllarından ibaret degil, erkek en az 50 yaşına kadar gençliğindeki fedakârlığın ekmeğini yer ve bir şekilde gençler gibi yaşar.
@Eski depresif
Çok iyi yazıyorsun reis.Umarım yazmaya devam edersin.
Yaşıtların aşırı eğleniyorsa hata ama eğer sen hiç eğlenmeye, iyi vakit geçirmeye zaman ayırmıyorsan o da abartı ve hata.
Şimdi para kazanmaya başladığın zamanlar da hala oldukça genç ve açıkçası 18 – 22 yaş arasında alacağından çok daha fazla zevk alabilirsin o konuda endişen çok yerinde değil ama senin elinden geldiğince dinlenmen vs. de lazım.
Ayrıca bir yazıda belirtmiştim. İçinde genç insanların olduğu ufak tefek işler yapıp para kazanabilirsin. Arada bir paran elverdiğince arkadaşlarınla eğlen.
Çalışmak kadar kendini dinlendirmek ve deşarj olmak da sorumluluğun. Cebinde baba parası olan kadar eğlenemeyeceksin belki – şimdilik – ama hiç eğlenmemezlik etme.
mahmut abi ekşiden bir kızla buluştum bugün ama kız beni yaşlı bulduğunu ve begenmediğini yüzüme söyledi ve cevap vermeme fırsat bırakmadan hemen gitti. ne yapayım?
Başkalarını bul.