Az sonra okuyacağınız saha raporu, koronavirüsün Türkiye’de peydah olmasından hemen önce yaşandı. Şubat 2020 sonları olması lazım. Mart ayından sonra yaşanacakları tahmin edebilseydik, peygamberliğimizi ilan ederdik. Vaziyetten pek haberimiz yok. Neşeliyiz, coşkuluyuz ama biraz da telaşlıyız. Spor Bilimleri öğrencisi olduğumdan anatomi gibi ezber gerektiren dersler alıyorduk ve kafamız da başka yerlerde olduğundan zorlanıyorduk. Vaktimizin çoğunu kütüphanelerde geçirmeye başladık; haliyle açılış maçılış peşinde değildik. Aklı fikri Bitcoin, sanal para gibi şeylerde olan bir arkadaşımız vardı, PUA işleriyle en çok o ilgilenirdi. Diğer arkadaşın da başka sıkıntıları vardı. Kısacası saha raporumun yan karakterleri, karı kız işleriyle uğraşacak durumda değildi. Her neyse, fazla uzatmadan raha raporuna geçelim.
Öğle yemeği için kampüse gittik, karnımızı bir güzel doyurduk. Kütüphaneye gidelim de ders çalışalım, yoksa anatomi belamızı okuyacak havasındaydık. Yanımızdaki kızlar kütüphaneye gitmek istemeyince üç erkek kalakaldık. Neyse dedik, gece akarız alemlere şimdi işimize bakalım. Kütüphanenin alt katında grup çalışmaları için bir araya gelebildiğiniz bir yer vardır. Orada biraz gürültü patırtı olur. Biz de oturduk, Kalf kaslarının Latince isimlerini falan çalışıyoruz. Ortam sıcak, yok Soleus yok bilmem maximus yok şunun lif tipi derken beynimiz muşmulaya döndü. Ara verdik. Tam o esnada arkamdaki masada bir hareketlilik oldu. Şöyle göz ucuyla döndüm baktım esmer bir hatun masaya katılmış. Önce pek dikkatimi çekmedi, arkamda kalıyor çünkü.
Önümdeki arkadaş kızı süzdü etti, vücudunu beğendi. “Kalçaları küçük ama böylesine daha iyi çakılır” minvalinde bir şey söyledi. Yetiştiği ve girdiği ortamlardan gelen bir rahatlığı vardı.
Diğer arkadaşla “az sessiz ol, kız duyacak” dedik. Sonra döndüm tekrar baktım, şöyle bir kızın vücudunu avcı gözüyle süzdüm. Döndüm arkadaşa “Hacım, bunun her yeri küçük” dedim. “Üflesen kırılacak, şu kollara bak.”
Gerçekten de ufacık tefecik bir şey. Bizim diğer Bitcoinci arkadaş, “El falına bakma bahanesiyle bir yanaşayım kızlara, siz de arkamdan gelirsiniz.” dedi. Biz boşver moşver derken arkadaşı ikna ettik, vazgeçti. Kısmet banaymış tabii, haberim yok. Kızı mızı boşver, kalf kasına dön birader derken kız sandalyeme çarptı, ofladı pufladı. O an dedim tamam, bu iş bende. Benim çantada çikolata vardı, dedim kız pası verdi çikolata ile golü atarım. Çıkardım çantadan çikolatayı, döndüm arkamı uzattım kıza.
“Al abi bi snicker ye” dedim hafif gülümseyerek. Herkes güldü tabii, ortam bi ısındı. Kız “yok diyetteyim ben, tatlı, şeker yemiyorum” minvalinde bir söyledi. Aha dedim, ben Spor Bilimleri öğrencisiyim. Beslenme dedim mi bana soracaksın. Bizim Bitcoinci arkadaş da biliyor işleri tabii, rekabet istiyor.
“Sen biraz fazla kalmışsın diyette.” deyiverdi. Çalı çırpıdan farkın kalmamış, ne olacak bu halin?” Bir anda kızların odağını kendisine kaydırdı. Bir şeyler söylemem gerekiyordu, aklıma geleni pat diye söyleyiverdim.
“Kızın doktoru benim birader, hastayla doktor arasına girme.”
Aslında Bitcoinci eleman orada bir şeyler diyebilirdi ama hafif güldü, mevzuyu çaktı. Kısacası kızı bana bıraktı. Kız tüm vücudunu bana döndürmüştü artık. Suratında aptal bir gülümseme vardı, bunu pasif ilgi işareti olarak attım cebe. “Allah allah, bak sen.” dedi. “Sanki tıp okuyorsun ha!” dedi, orada bana bir shit test atmış oldu.
Tabii arkadaşları da durmadı. Onlardan da bir ton laf geldi. Ben de şöyle bir gevşedim. Vücudumun yarısı kıza dönük, yarısı bizim masaya. Ama kafam olduğu gibi kızın suratına bakıyor. Göz kontağı kuruyorum ama en fazla 3 saniye. 2 saniye başkasıyla göz kontağı kuruyorum, sonra 3 saniye yine kızla. O hafif, alaylı gülümsememi ve gözlerimdeki kısık bakışı koruyorum. Hatta bazen dudaklarımı vesaire yalıyorum. Kızın shit testine verdiğim cevap “O zaman hastan olayım, tedavi et beni.” oldu. Orada açılış ve tanışma kısmını koparmış oldum bence; orada kızla iletişimin kapısı açıldı. Adın ne, memnun oldum, hangi bölüm, hangi hoca vesaire klişe soru cevaplarla tanıştık. Masaları birleştirdik, ben doğal olarak kızın yanına oturmaya yeltendim ama başka bir arkadaşı hemen kapıverdi orayı. Kız evi naz evi meselesi anlayacağınız. Sana kızı kolay vermeyiz diyorlar akıllarınca. Ama kızın ilgisini çekmeyi başarmışım ki kız pasif ilgi işaretleriyle gel beni tavla diyor. Bakışları bende, elleri hiç durmuyor. Ya saçlarında, ya elindeki bileklikte, vücudu hafif bana dönük. Bir ara dudaklarını yaladı. Dedim normaldir yalar, olabilir. Hemen sazan gibi atlama. Ancak vücut dili her şeyi anlatıyor. Hem göz kontağı kuruyor hem de dudaklarını yalıyor. Bilinçsizce yapılan bir flört hareketidir bu.
Masada muhabbeti artırdık ama kıza tam ilgi gösteremiyorum. Rahatlık, vücut dili, muhabbet vesaire tamam ama zamanlama ve bağ kurma konusunda sıkıntı var; kızın yanındaki cadaloz taş koyuyor. Bitcoinci arkadaşı yendik, kızın arkadaşına yeniliyoz. Oğlum malafatı masaya vurman şart dedim kendime. Kütüphanenin çıkışında langırt masası vardır. Millet kahve sigara içer, langırt oynar. Döndüm kıza, “Gel seninle langırt oynayalım.” dedim. Yanındaki arkadaşı “Biz bostan korkuluğu muyuz burada?” deyiverdi.” Şöyle bir benim arkadaşlara bakış attım. Biraz yardımcı olun, wingman falan olun; bu kız kıskançlık krizine girdi yol vermiyor bana. Ama yok, onlar diğer kızlarla bilmem nerenin kahvesi şöyle böyle muhabbeti yapıyor. O an aklıma bir cümle geldi, dedim söyle gitsin. “Langırt oynayabilmek için ehliyetin olması lazım. Var mı senin langırt ehliyetin.”
Kızların “sen ne diyon oğlum” bakışı vardır, bilirsiniz. O bakışla “Langırt ehliyeti ne lan, kıçından uydurma. Hadi diyelim ki öyle bir şey var, arkadaşım X’in (esmer hatun) ehliyeti var mı?” Haydi, oğlum dedim kendime, bitir şu işi. “Ben langırt federasyonu başkanının çaycısıyım. Ben ehliyetini verdim ona, sen karışma.” O zaman benim esmer hatun da bir shit test atıverdi. Gülerek, “Önce doktorum dedin olmadı, sonra hasta oldun şimdi de çaycı oldun; az kolpacı değilsin sen de hee” dedi. “Ben de her türlü meslek var, sen langırt oynamaya gel anlatırım.” diye yanıt verdim. Benim esmer hatun bayağı güldü buna, pasif ilgi işaretlerinden aktif ilgi işaretlerine geçti. Benim tarafıma geçmeler, bana espriler yapmalar, şakalarıma gülmeler. Biz masada bir süre daha sohbete devam ettik. Ben bazı şakalar, komik sözler söyledim. En sonunda kızla masadan kalktık, langırt oynamaya gittik. Kız tam beceremiyor, ben de yardım bahanesiyle vücuduna dokunuyorum. Orada kino dediğimiz şeyi bolca yaptım. Ama belli belirsiz. Sonradan diğerleri de katıldı, malum iki kişi langırt oynanmaz. Ben kızı yanıma aldım, o kaleci oldu. Öyle oynadık. Dedim oğlum Alduin, açılış ve bağ kurma tamam. Bokunu çıkartma kapanışı yap. Kızın numarasını almaya kararlıyım. “Doktorun olarak söylüyorum,” dedim “durumun kritik. Seni bir ara tedavi etmem lazım numaranı verirsen bir randevu ayarlarım.” Kız bana şimdi hatırlayamadığım hafif argo bir ifadeyle shit test attı. “O zaman hastan olarak söylüyorum, durumum kritik. Beni bir ara tedavi etmen lazım, numaranı verirsen randevu alayım.” dedim.
Olay benim için orada kapandı zaten. Şakalaştık, gülüştük, kız telefon numarasını verdi. Numarayı alır almaz döndüm bizimkilere, dedim hayde gidiyoz ben işimi hallettim. “Akşam kulüp toplantısı olacak, biz kaçıyoruz.” dedik, çıktık okuldan. Tabii kızın numarasını alırken dikkat edersiniz biraz üsteliyorum. Yani ısrar ediyorum. Burada şu önemli; kızın zaten telefon numarasını verme niyeti vardı, bunu bildiğimden üzerine gittim. Eğer niyeti olmasaydı ve tabii ben kızla önce bağ kurmamış olsaydım o ısrar bildiğiniz muhtaçlık göstergesi olurdu. Burada kız flört oyununu oynamak istiyor, numarayı vermek için son kez direncinin kırılmasını istiyor.
Peki, Alduin, sonra ne oldu derseniz. Kızla onlarca kez buluştuk, hem ortak arkadaş ortamında hem de baş başa bir şeyler yedik içtik. Flört ediyorduk aslında ama işi cinselliğe getirmedik. Nedeni korona söylentisinin iyice yayıldığı zamanlara denk gelmesi. Yok devlet hastanesinde korona virüslü varmış, sağlık bakanlığı söylemiyormuş muhabbetleri dönüyor. Okullar da kapanacak gibi. Kız öyle hemen yatağa atılacak ya da tek gecelik olacak biri değildi. Flört ederken kızı tanımaya çalıştım, gözlemledim. Uzun sureli ilişki için bir potansiyeli vardı ama kızlara pek güven olmaz, biliyorsunuz. Bir-iki buluşmadan sonra anladım ki kızın cinsellik yaşamak için partnerine güvenmesi gerekiyor. Zaten ben de kızdan hoşlanmıştım, tam benlikti. Şu flört aşamasını sevgililik aşamasına getirelim, sonra hayır ola dedik. Dedik ama önce korona, sonra YÖK vurdu. Okullar kapandı, ben de kızla kurduğum bağı kaybettim. Bakalım, ne olacak.
Konuk Yazar: Alduin