Bu siteye birkaç kez makale yazmak istesem de genel manada sizlere sunacak kadar değerli birşey yazmamıştım. Ancak felsefeye ve psikolojiye eğilimimden olsa gerek; kendi oneitis hastalığımı çözümledim ve size kendimden yola çıkarak birşeyleri daha iyi hale getirmenize yardımcı olmak istedim.
İlk etapta aile açısından manevi boşluğa sahip büyüdüm diyebilirim. Narsist bir anne diyemem ama beni törpüleme usulleri babam hapisteyken biraz kendimi ifade etme yeteneğinden yoksun büyümeme sebep oldu. Tabi ki red pill ile tanışmamdan beri(2 yıl) aile ilişkilerimi ve aile içi huzuru hatırı sayılır derecede arttırdım ve aynı zamanda bu “alfa” olayının yalnızca bir kadına gereceğiniz kolkanat değil de bağlı olduğunuz herkes için sağlam bir kaya olmak demek olduğunu idrak ettim. Ayrılmaya karar veren ebeveynlerimin yarattığı evdeki suskun kaosu dirayetli hamleler ve ağırbaşlı bir iletişimle bertaraf edip anlaşmalarını sağladım. Konumuzda çok sapmayalım..
2.5 sene önce babam hapisteyken üniverstemi bırakıp memlekete döndüm ve aileme bakmak için garsonluk yapmaya başladım. O esnada hapın h sini bilmiyorum ve kadınlar konusunda umutsuzum. Umutsuzluğum sadece kadın yönünden değil, kazandığım para faturalara, pazar alışverişine, kardeşimin harçlığına gidiyordu. Sarma tütün alıyordum ve kimi zaman yemeğimi bile evden getiriyordum.
Buraya kadar totalde;
1 – okulu bırakmış ve geleceğini baltalamış olma hissi
2 – eğlence veya insanlara vakit harcayamama
3 – babanın birini öldürmesi üzerine hapse girmesi
4 – yeni ortaya çıkan astım hastalığım
Bu etkenler altında gayet gama/omega kırması ilerliyorken üstüme başıma hiç dikkat etmediğim bir gün filtre kahve çekti canım ve falanca kahvecisine oturdum. Kendi halimde müzik dinlerken langırt oynayan insanlara gözüm takıldı, bir el oynayayım dedim. Yetenek farkından dolayı çok tatlı bir oyun olmadı, çocuklar benim kadar langırt delisi değilmiş (2k 1e) ben de yarısında bıraktım, keyfinize bakın deyip geri oturdum ve mesai saatim gelince de işe gittim. Gecesine(Galaxy ace var instaya bilgisayardan giriyorum) eve gidince instagramdan takip ve mesaj gelmiş, langırttaki kızlardan biri tanışmak istiyor.
Orada olduğuna bile dikkat etmemiş olduğum bu güzel kızımızla tanışma, takılma, güzel 4 ay geçirdik. Ve ben aileme sorumluluk sahibi olduğumdan kızı aşırı ilgiye boğamadım ve sanırım başta bu yüzden birşeyler güzel gitti 🙂 ama duruma alıştım ve zamanla daha çok bağlandım, kız benim bir parçam oldu ve vaktimizi hep birlikte geçirmeye başladık. Şansa bak ki Freud okuyan ve müzik arşivi olan bir kız benim gibi bir gama için oneitisin babası… Kıza çok alışıp herseyim yapınca zamanla uzaklaştık. Kavgalar, ayrılıp gitmeler 1 hafta sonra tekrar gelmeler ama ben feleğimi şaşırmışım, her gece iş yerindeki dostum benim derdimi dinliyor ve ben de maddi durum farkına yoruyorum durumu. Ona gelecekte babası gibi konfor sağlayamam falan diyordum. Hatta iyi bir gelirim olmadığı için dünya üzerinde bir değer teşkil etmiyorum diye düşünüp neredeyse intihara meyilli bir durumdaydım.
8 ayın sonunda bir arkadaşım gelip bana; “Kanka erkekadam.org diye bi site var süper karı düşürüyorsun” dedi. Tabii cahilliği kendisinin 🙂 ben siteye girip bakınca, makaleleri okumaya başlayınca aydınlanma evresine girdim. Burada okuduğum şeyler boğazımdan tatlı bir rahatsızlık gibi geçiyordu. Kız da benden yine ayrılmıştı ve 1 haftadır yazmıyordu. Ben bu site sayesinde ilk haftadan kendime değer vermem gerektiğini anladım ve 15 günün sonunda “özledin mi beni” diye dönen kıza “hayır, bundan sonra görüşmeyelim” diyebildim ama ellerim titreyerek tuttum kendimi. Daha sonra kıymete bindim ama yine de artık kafamda “daygame” denemek vardı, bir silkelenmiştim kısaca. Zaten 1 ay sonra babamın eski bir dostu hapsi para cezasına çevirdi ve ödedi, babam dışarı çıktı ve kardeşim staja başlayıp üç beş kuruş kazanmaya başladı. Kısacası zor günler geride kaldı ve ben kendime daha çok zaman ayırabildim. Yine de bu kızın etkisi bende 6 ay kaldı diyebilirim.
Ama gerçekte olay kızda ya da benim cinsel isteklerimde değildi. Hayatımı dayanılmaz görüyordum ve o kız es kaza benim kurtulma isteğimin imgesi oldu zihnimde. Sonradan düşündükçe zamanla farkettim ki hayatımdan o imgeye kaçmak istiyordum. Yaşadığım aile boşluğunu bir kadında aradım. Ne o çok kötü biriydi, ne de ben eziğin tekiydim. Hayatımı daha güzel bir noktaya getirmek için sıktım yumruğumu. Okulu dondurmuştum zaten, geri döndüm. Üstüme başıma dikkat etmeye, her zaman “bir yolu bulunur”, “bekleyip görelim” gibi basit ifadeleri kullanmaya başladım kendimce. İlişkinin sonunda yaşadığım en garip iletişim de kızın annesinin bana gelip “senden iyisini bulamayız” demesiydi. Kadın kocasından ayrı ve 45 yaşında olduğundan belki beni çok güzel bir beta adayı olarak gördü 🙂
Sonuç olarak bu depresif durumdan çıktım; ancak önce oneitis kızımızın aslında gerçekten o kız olmadığını anladım, onu suçlamayı bıraktım ve kendi iç dünyamdaki meselelere odaklandım. Umarım bu yazıyı okuyan “yıkık” kardeşlerimiz de durumlarını farkedip kendi iç dünyalarına odaklanırlar…
Konuk Yazar : Undead