- Bir kadının çekiciliği mutluluğundan, erkeğinki ise özgüveninden gelir. Sürekli avutulmayı bekleyen bir kadın, tıpkı ürkek bir adam gibi, çekiciliğini kaybeder.
- Erkekler değer kazanmak, kadınlar ise değerini korumak zorundadır. Kadının yaşı sorulmaz lafı buradan gelir. Zamanın geçmesi kadından çok erkeğe yarar.
- Bir kadını sürekli özlüyorsanız, onu zaten kaybetmişsiniz demektir. Bırakın gitsin. Sürekli özleyen taraf o olmalıdır. Yarışmacı değil ödül olun. Ödüller asla kaybetmez, yarışmacılar ise çoğu zaman kaybeder.
- Erkekler söz konusu olduğunda kadınlar piyano başındaki Mozart gibidir. Erkekler doğayla oynar, kadınlar erkekle. Erkeğin hedefi medeniyet, kadının hedefi erkektir.
- Ukalalık erkeğe yakışan ama kadının üstünde eğreti duran bir kıyafettir. Ukala erkek kadınlar için çekiciyken ukala kadın erkeklere çekici gelmez.
- Bir erkek karşısındaki kadını âşık etmek için ondan daha ukala olmalıdır. Kadınlara değer verilen kültürlerde kadın erkekten daha ukaladır, dolayısıyla böyle ortamlarda çoğu erkek kadınlar tarafından çekici bulunmaz.
- Erkeğin kadına göre daha ukala olması kadının dış görünüşten kazandığı üstünlüğü büyük ölçüde dengeler. Kadın da erkek kadar ukala olursa bu denge kaybolur. Kendini olduğundan büyük görmek bir erkeğin sevişme şansını asla azaltmaz.
- Bir kadın ona istediğinden daha az ilgi göstermenizi arzular. İstediği kadar ilgi göstermeniz durumunda ise arzusu kaybolur. Kadınlar, her dediklerini yapan erkeklerin ilgisini değersiz bulurlar. O yüzden tutumlu davranın; çünkü bir erkeğin ilgi bakımından çok cömert olması kolayken çok tutumlu olması diye bir şey söz konusu değildir.
- Kadınların beklentileri ve liyakatleri genelde birbirine denk değildir. Beklentileri her zaman layık olduklarını aşar.
- Eğer bir kadın kendi kararlarından ötürü erkeği suçlayıp sorumluluğu üzerinden atmak için bir sebep arıyorsa mutlaka bulur. Çünkü kadınlar daima sorumluluktan kaçarlar ve yaptıklarından dolayı hesap vermekten nefret ederler.
- Kadınların sizi hedefinizden uzaklaştırmak gibi bir huyu vardır, buna izin vermeyin.
- Genç kızlar ve kadınlar arasındaki fark, erkekler ve oğlan çocukları arasındaki fark kadar büyük değildir.
- Bir kadının görünürdeki ahlak anlayışı aslında erkekleri utandırıp caydırmaya çalışan bir mekanizmadan fazlası değildir. Düşüncelerinizden utanmayın, yoksa kadın suçu size yıkmaya kalkar.
- Kadınlar zayıf bir erkeği çekici bulamazlar; ancak erkekler kadınların narinliğini çekici bulur. Dolayısıyla cinsel açıdan eşitlik söz konusu değildir; çünkü kadının arzu duyması tamamen erkeğin yükü sırtlayarak güçlü olmasına bağlıdır.
- Bir kadınla erkek arasında sorun çıktığı zaman hatanın hep erkekte olduğu düşünülür ve sorunu erkeğin çözmesi beklenir. Suçun çoğu kadında da olsa toplum nezaket icabı bunu reddeder ve erkeğin sorumluluk almasını ister. Buradan yola çıkarak insanların bir kadını mantığa davet etmektense erkeği baskı altına almanın daha kolay olduğuna inandığını söylemek herhalde abartı olmaz.
- Kadınlar ilişkileriyle, erkekler başarılarıyla var olur.
- Kadının acizliği, sempati ve yardım etme isteği uyandırır. Erkeğinki ise, yardım edenler olsa da, tiksinti uyandırır. Bağımsız olmak kadınlar için bir tercihken erkeklerin böyle bir seçeneği yoktur.
- Kadına ihtiyaç duyan bir erkeği hiçbir kadın istemez. Kadınlar kendilerine muhtaç değil sadece kendilerini arzulayan erkekler ister. Bir kadına ihtiyaç duymak onu kaybetmenin en kısa yoludur, arzunun ihtiyaca dönüşmesine tahammül edemezler.
- Kadınlar daha muhtaç ve bu yüzden de daha tehlikeli olan taraftır. Çünkü büyük ihtiyaçları karşılamak büyük düzenbazlıklar gerektirir.
- Mantık erkeklerin âlamet-i farikasıdır, kurnazlık ise kadınların. Strateji de erkek aleminin ustalığıdır.
- Bir kadının cinsel cazibesi her şeyi elde etmesini sağlar. Bu yüzden çirkin kadınlar sefalet içindedir. Kadınlar bir erkeğin arzusunu uyandırarak istekleri ve duygusal ihtiyaçlarına ulaşırlar. Erkeklerse kadının arzusunu sadece cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için uyandırmaya çalışır.
- Kadınlar, statüsü düşük erkeklerin kendilerine ilgi göstermesinden tiksinirler, bunu da ahlak kılıfına uydurarak dile getirirler. Aslında bu tiksintinin temelinde güçlü bir adam tarafından seks objesi haline getirilme arzusu yatar. Zayıf adamın eli boş kalırken güçlü adam tüm cinsel isteklerini yaşar.
- Değerli bir adamı elde edebilmek kadınların tek varlık sebebidir; fakat hiçbir zaman en iyisini elde ettiklerinden emin olamazlar.
- Bir balkon, içinde otururken sokaktan bakıldığındaki gibi etkileyici görünmez, hipergami bunun farkında değildir.
- Günümüzde kadınlar erkeklerin yeterince erkek olmadığına ve erkekler de kadınların yeterince kadın olmadığına inanıyor. İki görüş de doğru, çift cinsiyetlilik çağımızın vebası.
- Bir kadın hiçbir şey yapmadığınız halde sizi aldatmakla suçluyorsa büyük ihtimalle kendi sadakatsizliğini size yansıtıyor demektir. Derhal terk edin.
- Kadınların oğullarını başarısızlığa sürüklemesinin sebebi, olaylara sadece kadın bakış açısıyla yaklaşmalarıdır. Sadece annesi tarafından büyütülen ve etrafında örnek alacağı bir adam olmayan erkek çocuklarının başarısız olması kaçınılmazdır. Bir anne oğlunu ne kadar sevse de ona tam anlamıyla rehber olamaz; çünkü erkeğin varoluşçu bakış açısını anlayacak soyut düşünce sistemine sahip değildir. Bu bir tercih değil kadın doğasının eksiğidir.
- Bir kadın eski sevgilisinin kendisinden sonra gelişmesini istemez, çünkü onu terkederek doğru tercihi yaptığından emin olmak ister. Yoksa hipergamisi yara alır ve hareketinden büyük bir pişmanlık duyar.
- Bir kadının vicdanına güvenerek doğru şeyi yapmasını beklemek salaklıktır.
- Kadın ne kadar zekiyse duygularını mantık kisvesine o kadar çabuk büründürür.
- Kadınların ruh eşi dedikleri erkekler, bilinçaltında yarattıkları yüksek statülü adamlardır. Erkeklerin ruh eşi yoktur, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları kadınlar vardır.
- Bir erkek kazansa da kaybetse de risk almak zorundadır. Kayıtsız ve pasif kalmak kadınlara has bir ayrıcalıktır. Erkeğin performans yükümlülüğü vardır. Risk almak erkeklerin en temel özelliğidir. XY kromozomlarına sahip olmak bunu gerektirir. Uyuşuk ve tembel erkeklerin eli boş kalır.
- Erkeksi davranan kadınlar, kötü bir erkek örneğidir; çünkü erkeğin mantığını ve sorumluluk duygusunu almadan sertliğini sergilemeye çalışırlar.
- Bir kadın istediğini vermeyen erkeği sevmez; ama istediğini hiç direnmeden veren erkekten tiksinir.
- Bir kadın yaşlandıkça yüksek statülü bir adamla evlenme ihtimali azalırken yaşlanan erkeğin daha iyi bir eş bulma ihtimali artar. Kadınlar ilişki konusunda erkeklere göre daha zeki olduğundan kendi değerleri düşerken değeri yükselen erkekleri bağlayabilirler.
- Doğurganlık ve güzellik konusunda zaman kadının değil erkeğin tarafındadır. Kadınların ilişkiyi sürekli bir üst seviyeye taşıma çabası değerlerinin hızlıca düşmesinden kaynaklanır.
- Alfa erkek basit konularda gücü kadına bırakıyormuş gibi yaparken (perdenin rengini seçmesine izin vermek gibi) ciddi konularda ağırlığını koyar. Böylece kadın önemsiz konularda bile olsa gücün kendinde bulunduğunu sanarak egosunu tatmin eder.
- Eğer kazanan bir erkekseniz kadın en ufak sorununuzla bile ilgilenir; ama kaybederken ölseniz umrunda olmaz.
- Kazanan bir erkeğin kaba ve kural tanımaz olma lüksü vardır, hatta böyle durumlarda erkek hata yapsa bile kadın özür diler. Ama kaybeden bir erkekseniz kadın kendi hatalarından bile sizi sorumlu tutar.
- Kadınının karşısında zayıf kalan erkek, çocuğuna boyun eğerek hem onu hem de kendisini felakete sürükleyen ebeveyn gibidir.
- Bir erkek nasıl ki seksi kolayca elde edemiyorsa kadın da bağlılığı kolayca elde edemez. Erkekler kadını seks için baştan çıkarır, kadınlar da erkeği ilişki için baştan çıkarır. Kadın kur, erkek yatırım yapar.
- Duygusal olarak ne kadar ulaşılmaz olursanız kadın size o kadar yakın olur.
- Bir erkeğin benliğini kadın etkisinden korumasının tek yolu kadının amigdalasının yüzde 99’unu şok etmektir. Geriye kalan yüzde 1 zeki, psikopat veya mazoşist olur.
- Masumiyet kadınların en büyük illüzyonudur. Hele bunu özellikle ön plana çıkarıyorsa kesinlikle illüzyondur.
- Size âşık olmasını istediğiniz kadınlara karşı asla doğruları söylemeyin. Kadınlar bu dürüstlüğü kaldıramaz; çünkü kendilerini rahatsız edici bir gerçekle yüz yüze getiren erkekleri düşman olarak görürler.
- Kadınlar ayrılığı erkeklere göre daha çabuk atlatır; çünkü duygusal boşluklarını dolduracak birini bulmaları daha kolaydır, daha az yatırım yaparlar ve en beğendiği yönlerinizi bile unutacak şekilde hafızalarını yenilerler.
- Kadınlar iyi bir hizmetçi ve kötü bir efendidir. Bir kadına güç vermek felaket doğurur.
- Kadınlar her daim gücünüze sadıktır. Güce sahip olmak kadınlara sahip olmak demektir. Gücü bir kez kaybederseniz ihanete hazır olun.
- Yüksek enerjili dominant bir adam değilseniz kadınlar sizi sevmez. Kadınlar, ancak kendilerinden daha merhametsiz erkekleri sevebilirler. Böyle bir kişiliğe sahip olmadan başlanan her ilişki, aşka değil ekonomik çıkarlara dayalıdır.
- Bekâr kadın kendisine yatırım yapılmasını sağlayamamış kadındır. Bekâr erkek ise bu yatırımı yapmayandır.
Category: Erkek Adam
Kırmızın Hapın 50 Tonu Bölüm II
- Kadınlar paralı asker gibidir. Kazanmak için ellerinden geleni yaparlar. Birden taraf değiştirirler veya en iyi seçenek olduğunu düşündükleri erkeği elde etmek için göz göre göre yalan söylerler. Bir kadın için maalesef sadece bir “seçenekten” ibaretsiniz.
- Toplum, korkularını açıkça paylaşan erkeğin özünü yansıttığı için kadınlar tarafından takdir edileceğini söyler. Bu kuyruklu yalandır. Sıradan bir erkek kadının narin yapısını sevdiği için kadın da kendisininkini sever diye düşünür. Ama böyle bir yükle karşılaşan kadın ilişkiyi bitirme planı yapar. Kadınlar zayıflığa tahammül edemez. Erkeğin buradaki hatası, kendine çekici gelen şeyin kadına da çekici geleceğini varsaymaktır. Cinsel devrimden önce erkekler bunun böyle olmadığını zaten biliyordu.
- Güçlü bir adamın yüzeysel zayıflıkları kadının hoşuna gider. Kadınların kendiyle barışık erkekten kastı budur, özgüvensizlik değil.
- Erkekler zayıflıklarını paylaşmanın aşk ve güven göstergesi olduğunu, acıların aradaki bağı pekiştireceğini zanneder. Ama böyle bir durumda kadın sergilenen zayıflıktan ötürü tiksinti duyar. Kadınlar zayıflığınızı, acılarınızı ya da yaşadığınız zorlukları onunla paylaşmanıza saygı duymaz. Daha doğrusu umurlarında değildir. Aksine, böyle durumlar karşısında sağlam duruş sergilemenize hayran olurlar.
- Para erkeğin makyajıdır.
- Kadınlar için para erkeklerden daha önemlidir. O yüzden kadınların değil paranın peşine düşün. Parayı kovalarken kadınları elde etmeniz kadınları kovalarken para kazanmanızdan daha olasıdır. Paranız ya da Allah vergisi bir fiziğiniz olmadan oyunu en zor seviyede oynarsınız. Para her şeyin daha iyisine sahip olmak demektir, yanınızdaki kadının güzelliği de bunun kanıtıdır.
- Erkekler bir ilişkiyi ancak sakin kalarak yönetebilir, kadınlar ise gereğinden fazla tepki göstererek.
- Kadınlar aşırı uçtaki duyguları kendi yararına kullanırlar, bu da erkekleri bıktırır. Kadınların duygusal hareketleri çoğunlukla tiyatrodan ibarettir.
- Kadınlar drama bayılır; çünkü bu yöntem duygularını silah olarak kullanıp istediklerini elde etmelerini sağlar. Duygularından arındırılmış bir kadın kavga edemez ve psikolojik gelgitlerinin karşısında çaresiz kalır. Böylelikle başka olaylara burnunu sokarak gördüklerini abartır ve psikolojik dünyasının saldırı güdüsünü rahatlatacak yeni sorunlar ortaya çıkarır.
- Kadınlar psikolojik açıdan şiddete yatkındır.
- Kadınsı davranan erkeklere ve erkeksi davranan kadınlara arzu duyulmaz. İnsanlar kadınlara yardım etmeye, erkeklere ise saygı duymaya yatkındır. Kadınlar kendini acındırarak toplumda güç kazanır, erkeklerse güçlenerek saygı kazanır.
- Kadınlar uzun vadede mutluğunuza karşı en büyük tehdittir. Nietzsche’nin de dediği gibi: “Kadınlar en tehlikeli oyuncaktır.” Her zaman gardınızı koruyun. Tarihin gördüğü en büyük adamlar savaş kazandı, yoksulluğu yendi ve muazzam imparatorlukları yönetti. Peki, bu adamların mahvolmasına yol açan tek bir sebep gösterin desem? Evet bildiniz, kadınlar.
- Her zaman özünüzü koruyun. Kadına özünüze inme fırsatı verseniz de her şeyinizi açık etmeyin. Kendinizi bir kale gibi düşünün. Onu içeri alın ama en büyük kapının anahtarını asla vermeyin. Kapının kapalı olduğunu görünce size kapının ardında ne olduğunu ve oraya girmesine izin verip vermeyeceğinizi soracaktır. Bu konudaki sıkıştırmalarına kulak asmayın. Bu kapıyı açmaya değecek tek kadın annenizdir. Eğer aşkın her şeyi paylaşmak olduğunu sanıyorsanız aşkı anlayamadınız demektir.
- Kadınların iki farklı hayatı vardır. Dışarıya iyi kız görüntüsü verirken aslında içlerinde bir fahişe yatar. Çünkü kadınlar da bilir ki hafifmeşrep olmak değerlerini düşürür. Bu yüzden hafifmeşrepliği tamamen bırakmak yerine böyle davranmıyormuş gibi insanları kandırmayı tercih ederler.
- Bir kadın ne kadar çok adamla yatmışsa benliği o kadar yara almıştır. Onlarca adamla yatmış bir kadın aslında seks yoluyla erkekleri obje haline getirmiş demektir. Bu kadınlarla ilişki yaşanmaz. Onlar da bunu bildikleri için erkekleri kandırmak amacıyla yattıkları adam sayısını düşük gösterirler.
- Eğer bir kadının yattığı adam sayısını tam olarak bilmek istiyorsanız bu konuda onu yargılamıyormuş gibi davranın. Hatta siz de onlarca kadınla yattığınızı söyleyin. Bu durumun verdiği rahatlıkla doğruyu söyleyecektir.
- Kadınların büyük çoğunluğu kötü olan yanlarını değiştirmek yerine karşı tarafı kandırma becerilerini geliştirmeye çalışırlar.
- Kadınların psikolojiyle ilgili üniversite bölümlerine ilgisi, bu alandaki becerilerini artırarak çıkar elde etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.
- Kadınlar erkeklere ahlak dersi vermeye bayılırlar. Böylelikle daha temiz görünerek karşı tarafı suçlu hissettirmeye çalışırlar. Asla kendinizi ona ispatlamaya çalışmayın.
- Kadınların hatası asla görülmez, erkeklerinki ise asla unutulmaz.
- Babasız ya da zayıf bir babayla büyüyen erkeklerin kadınsı davranışlar sergileme ihtimali daha yüksektir. Aynı şekilde babasız veya zayıf bir babayla büyüyen kadınlar da erkeksi davranışlarda bulunur. Kötü yetiştirilmiş çocuklar iyi bir yetişkin olamaz. Tabii ki bu insanların arasında kendini geliştirenler de vardır; ama sayıları çok azdır. Çocuğunuz varsa ona iyi örnek olun. Babaların daha erkeksi ve sert olmaları, annelerin de ailelerinden daha önemli olmadıklarını bilerek kendi istekleri uğruna kocalarına ve çocuklarına ihanet etmemeleri gerekir.
- Hayatta olmak istediğiniz yerde değilseniz kadınlarla ciddi ilişkilere girmeyin. Hem aklında her daim ilk haliniz olacak, hem de onun ihtiyaçları sizin ilerlemenizi engelleyecektir. Siz vücudunuzu ve işinizi geliştirmeye uğraşırken o mızmızlık yapmakla, negatif enerji yaymakla ve kendi sorunlarını size yüklemekle meşgul olacaktır. Onun olumsuz tavırları sizi de etkileyecektir.
- Kadınlar çoğu zaman bir kazanç olmaktan ziyade bir borçtur. Tüm paranızı, zamanınızı, kaynaklarınızı yutan bir kara deliktir. Zaten bu yüzden erkeğin bağlılığı değerlidir. Dolayısıyla bunun boşa harcanmasına, gasp edilmesine izin vermeyin. İlişkileriniz konusunda seçici olun.
- Kadınlar her zaman en iyisini hak ettiklerini düşünürler. Hepsi olmasa bile çoğu böyledir. Bir erkeğin gösterdiği çabayı nadiren takdir ederler. Kadının bir sorunu mu var? Bunun çözülmesini rica değil talep eder. Ona göre bir erkeğin kendisine yardım etmesi tercih değil zorunluluktur. Fakat yardım eden erkeği de asla takdir etmez ve ona saygı göstermezler; çünkü kadınlar doğaları gereği her şeye hakları olduğunu düşünen narsistlerdir. Bu davranışları değiştirilebilir; ama bir erkek bunu yapmazsa kadın kendi başına değişmez.
- Kadınlar nadiren takdir eder ve çoğu zaman beklenti içinde olur.
- Kadınlar bencildir, soyut düşünme yetenekleri yoktur. Kendilerini etkilemeyen şeyleri umursamazlar. Eğer bir kadının bir konuyla ilgilenmesini istiyorsanız ona bundan nasıl etkilendiğini gösterin. Yoksa ilgisiz kalacaktır.
- Kadın bencilliği dünyayı soyut bir varlık olarak algılamaz, daha çok tecrübe edilecek uyarıcı olarak görür. Dolayısıyla gerçeklik algıları kendilerinden bağımsız değildir.
- Kadınlar sürü psikolojisine son derece yatkındır. Grupta sivrilmeyi sevmezler, sürekli olarak normal görünmeye çalışırlar. Bu çaba erkeklerde de vardır; ama kadınlarda çok daha belirgindir.
- Kadınların büyük çoğunluğu kendini dış görünüşüne göre tanımlar, dolayısıyla vücutları ölçüsünce var olabilirler. Güzelliğinden çok zekâsına güvendiğini söyleyen kadınlar, güzel olanları kıskanır; çünkü güzellerin kolayca kazandığını elde etmek için daha çok çalışmak zorundadırlar.
- Eğer tepedeki yüzde 20’lik erkek grubuna dâhil değilseniz kadınlar sizi yok sayar. Kadınlar erkeklerin daha kolay yaşadığını söylerken tepedeki yüzde 20’lik grubu kasteder. Hatta bu düşünceye o kadar körü körüne bağlıdırlar ki kendilerinin altında kalan erkeklerin yaşadığı zorlukları bir an bile görmezler. Bu adamlar “görünmezdir”, hipergami sayesinde varlıkları yok sayılır ve asla kadınların radarına girmezler. Diyelim ki cesaretlerini toplayıp bu kadınlara ilgi gösterdiler, anında utandırılıp tacizci ilan edilirler.
- Asla bitiremeyeceğiniz bir ilişkiye başlamayın. Kadına bağımlı hale geldiyseniz terk etme zamanınız gelmiş demektir.
- Kadınlar kaypaktır, güvenmeyin. Daha genel olarak söylemek gerekirse, insanlara belli işler için güvenin; ama bu işleri birbirinden ayırın. Bir domino taşı düşünce diğerleri de devrilmesin. Böylelikle sonuca olan bağımlılığınız ortadan kalkar ve rolünü iyi oynayamayan adamların yerine yenisini getirebilirsiniz. Kadınlarla ilişkilerinizde de bu taktiği uygulayın.
- Kadınlar için itibar her şeydir. Bütün ahlaki değerlerin, kuralların ve ilkelerin üstündedir.
- Kadınlar eleştiriden ve yargılanmaktan nefret ederler. Eleştiriniz yapıcı bile olsa bunu itibarlarına bir saldırı olarak görürler. Erdemli görünmek için gerçeği aradıklarını söylerler; ancak gerçeği duymaya katlanamazlar. Dolayısıyla kadınlarla konuşurken gerçeği bir çocuğa anlatır gibi süsleyip püsleyerek sunmak gerekir.
- Kadının ne dediğine değil ne yaptığına bakın. Kadınlar inanılmaz sıklıkta yalan söylerler. Bunun üstüne bir de bencilliklerini ekleyin, karşınızda sözleri gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan birini bulursunuz. Bu arada, kadınlara kırmızı haptan asla bahsetmeyin. Sadece uygulayın. Bu fikirlerden nefret etseler de etkilerine bayılacaklar.
- Kadınlar mantık, olgunluk, düşüncelilik, kendini bilmek vs. gibi sahip olmadıkları özelliklerle övünmeye bayılırlar.
- Kadınlar sürekli olarak ergen kalırlar. Boş özgüveni ve şahsi tercihlerini olgunluk zannederler. Girişken olmak olgunluk değildir. Olgunluk, bir insanın ne kadar sorumluluk alabildiği ve bu sorumluluğun getirdiği baskıyı ne kadar kaldırabildiğiyle ölçülür. Kadınlar, erkeklerle kıyaslandığında, bu iki beceriye nadiren sahiptir.
- Kadınlar 18 yaşından sonra pek olgunlaşmaz. Sadece daha zor beğenmeye ve her şeyi hak ettiklerini düşünmeye başlarlar. Varlıklarını gözlerinde büyüterek aydınlanma yaşadıklarını zannederler. Sürekli olarak olgunluktan bahsettiklerini duyarsınız; ama aslında bu bir manipülasyondur. Kadınların erkeklere olgunluk dersi vermesi komiktir; çünkü hoşlarına gitmeyen erkek davranışlarını çocukluk olarak görürler. Erkeklerden daha erken olgunlaşıyor gibi görünseler de aslında erkekler kadar uzun bir olgunluk süreci geçirmezler.
- Kadın doğası gereği ilgi meraklısıdır, dramı sever, mızmızlanır, hemen ağlar, hayalcidir ve öz eleştiride zayıftır. Bunlar genelde çocuklarda görülen huylardır. Dolayısıyla kadınların erkekler kadar olgun olmadığını söylemek onlara haksızlık değildir.
- Kadınlar oyun oynamayı sever; ama bir yandan da oyun oynamaktan ve oynayanlardan nefret ettiklerini söylerler. Bu da oyunlarının bir parçasıdır.
- Kadının bilinçaltı beynini her zaman gölgede bırakır. Kadınları yöneten mekanizmalar evrenseldir, herhangi bir kadına özgü değildir ve kadının karar verme sürecini büyük ölçüde etkiler. Kadının yüzeysel özelliklerinin farklı olması bu mekanizmayı değiştirmez.
- Bir adamın erkekliği hareketleriyle, bir kadının kadınlığı ise yaşıyla anlaşılır. Kadınlar, tıpkı sevmedikleri erkek hareketlerini çocukça gördükleri gibi, kendilerine gelen eleştirileri de genç kız ve kadın ayrımı yaparak savuşturmaya çalışırlar. Mesela burada bahsettiğimiz fikirleri bir kadına anlatsanız bunun kadınlar değil genç kızlar için geçerli olduğunu söyleyecektir. İşin komik yanı ise bunu diyen kadın kaç yaşında olursa olsun asla kendini genç kız olarak görmeyecektir.
- Aslında elde edebileceğiniz bir kadının size bakmayacağını düşünüyorsanız size bakmaz. Bu kendini gerçekleştiren bir kehanettir.
- Erkeklerin ruhunda mantık ve felsefe vardır. Kadınların ruhunda olayları duygularına göre yorumlamaya yatkınlık vardır.
- Bir kadın ne kadar güzelse yaptığı saçma sapan hareketler erkekler tarafından o kadar hoş görülür. Ama kendi iyiliğiniz için bunlara asla göz yummamanız gerekir.
- Kolayca bağlanan ve ilgisini cömertçe dağıtan bir adam erkeğin orospusudur. Sürekli kullanılır; ama duygusal olarak asla karşılık alamaz. Bu tek taraflı dinamiğe friendzone denir.
- Kadınlar hayatlarında her zaman gerçek bir erkek ararlar. Eğer bir ilişkiniz varsa ve yeterince erkeksi davranmıyorsanız kadın sizi aldatır. Bunun olacağı kesindir, kadın sadece doğru zamanı beklemektedir. Bu yüzden ilişkinin devam etmesi kadına değil erkeğe bağlıdır.
- Erkekliğinden rahatsız olan bir adamsanız kadınlar duygularınızı istismar ede ede size erkek olmayı öğretir; çünkü sert aşktan keyif alırlar. Onun canınızı acıtması sizi daha iyi bir erkek olmaya teşvik edecektir. Erkeklerin kırmızı hapla tanışmasını sağlayanlar genellikle kadınlardır.
- Erkekler kadınlara güvenmezler; çünkü kadınların mantıksız davranışları inandırıcılıklarını zedeler. Kadınlar da erkeklere güvenmezler; çünkü erkeklerin bağlılık hissetmeden sadece bedenlerini arzulamasından korkarlar.
- Sosyal statüsü düşük adamlar ne yapsa suç olur, yüksek olanların ise yaptıkları her şey kesesine kâr kalır. Sosyal statünüz ne kadar yüksekse kuralları o kadar rahat çiğnersiniz.
Kırmızı Hapın 50 Tonu Bölüm I
Bu seri, kırmızı hap dünyasının sağlam yazarlarından Illimitable Men’e ait. Genel bir bütünlük içermeyen, kadınların ve ilişkilerin doğasını açıklayan notlardan oluşuyor.
- Erkek ne kadar sert olursa yanındaki kadın o kadar uysal olur. Erkek ne kadar uysal olursa etrafındaki kadın o kadar sert olur.
- Bir kadın asla ona ihtiyaç duymanızı istemez, yalnızca arzulamanızı ister. Arzunuz ihtiyaca dönüştüğü anda artık kadın sizi arzulamaz.
- Kadının aşkı, saygıya dayalı bir hayranlık üzerine kuruludur. Kadınlar, güçlü ve tecrübeli erkekleri her zaman çekici bulur. Erkeğin aşkı ise arzuya dayalı bir saygı üzerine kuruludur. Erkekler hassas ve narin kadınları çekici bulur. Bir kadın hayranlığını kaybettiği ve erkek de fedakârlık yapmadığı zaman aşktan söz edilemez. Bu çok hassas bir dengedir. İki taraf da üzerine düşeni yapmadığında saygı kaybolur.
- Kadınlar çocuklarını erkeklerin kadınları sevdiği şekilde severler.
- Kadın ruhu bir koruyucu arar, erkek de korumak ister. Problem şu ki bu iki şey güvensiz olmaz. Bu zamana kadar iki taraf da birbirine zor güveniyordu, ama feminizm yüzünden artık daha da az güveniyorlar.
- Cinsiyetler arasında düşmanlığı sürekli olarak tetikleyen bir güvensizlik vardır. Bu düşmanlık, cinsiyetlerin birbiriyle temelde çelişen cinsel stratejilerini uyumlu hale getirememelerinden kaynaklanır. Erkeğin cinsel stratejisi yüzünden kadın acı çeker, kadınınki de erkeğin acı çekmesine neden olur. Bu yüzden iki taraf da acı çekmemek için diğerinin acı çekmesine yol açar. Bu bir üreme savaşıdır, cinsiyetlerin mücadelesidir.
- Cinsiyetler aslında birbirine güvenmek ister; ama cinsel dürtüleri bu isteklerinin çok daha üzerindedir. Hal böyle olunca güven, kör bir sadakatten ziyade tarafların kontrolü elde tutmasına bağlıdır.
- Kadınlar takip eder, lider değildir. Modayı, gücü ve statüyü takip ederler, doğuştan gelen bir sadakatleri yoktur.
- Ortalama bir erkek kadınlar konusunda cahildir ve yanlış yönlendirilmiştir. Zihnindeki kadın imajı kadınların ulaşabileceği seviyeden çok daha fazlasıdır. Çünkü erkeğin biyolojik özellikleri kendisini kandırır, toplum da ona yalan söyler. Yine de gerçek olduğu gibi ortadadır.
- Kadının güzelliği iyi bir karakterin göstergesi değildir. Bunlar birbirinden ayrı şeylerdir. Ama güzellikten etkilenen bir erkek bu ikisini aynı şey zanneder.
- Tüm hayatınız boyunca size kadınların doğası hakkında yalan söylendi. Bildiğinizi zannettiğiniz her şeyi unutun, çünkü muhtemelen yanlış fikirleriniz var. Toplumun size verdiği tepeden inme öğütleri görmezden gelin, kendi anlayışınızı temelden oluşturun.
- Bütün kültürlerde makbul bir cinsiyet vardır. Bazı çağlarda erkeklere, bazılarında ise kadınlara değer verilmiştir. Zengin kültürlerde eşitlik yoktur; bir cinsiyet ancak diğerinin üstünlüğünü tanıyıp işbirliği yapabilir. Kendi kültürünüzdeki durumu merak ediyorsanız hangi cinsiyetin eleştirilebilir olduğuna bakın. En az eleştirilen cinsiyet, o kültürün desteklenen cinsiyetidir.
- Kadınlar size değil gücünüze sadıktır.
- Geleneksel sadakat anlayışı onura bağlıdır. Onur erkeklerin zihnindeki soyut bir kavramdır. Kadının sadakati tamamıyla güçlü olup olmadığınız üzerine kuruludur. Buna fırsatçı sadakat denir. Erkekler isterlerse kadın anlayışına göre (fırsatçı) sadık olurlar, isterlerse de gerçekten bu kelimenin hakkını verir ve fedakârlık yaparlar. Ama söz konusu erkekler olunca kadınlar fırsatçı sadıklardır, fedakârlığı çocuklarına saklarlar.
- Fedakâr sadakat bir insanın gücü üzerine kurulu değildir; ama fırsatçı sadakat tamamıyla güce sabitlenmiştir.
- Kadının sadakati aslında kelimenin tam anlamıyla sadakat değildir, çünkü çoğu zaman koşula bağlıdır. Geleneksel sadakat anlayışı, güce saygıdan daha öte bir bağlılık gerektirir.
- Fırsatçı sadakat, faydacı bir bakış açısından ileri gelir. Dolayısıyla, fedakâr sadakatin aksine yarım bir sadakattir.
- Kadınların aşk anlayışı sadakat becerilerini baltayarak yarım yamalak bir sadakat anlayışına dönüştürür: onurdan ziyade hipergaminin yönettiği, çıkarcı ve kendi çıkarına hizmet eden bir sadakat. Bu yüzden pek asil değil. Kabul edin ya da etmeyin, gerçek budur.
- Eğer şu anda kadına bir faydanız yoksa geçmişteki bütün fedakarlıklarınız geçersizdir. Daha basitleştirelim: Ona şimdi bir yardımınız yoksa daha önce yardım etmiş olmanızı umursamaz.
- Anneniz sizi gücünüz için değil de siz olduğunuz için sevecek tek kadındır.
- Hoşlandığınız bir kızı annenize benzetiyorsanız o kızın sizi kısa zamanda hayal kırıklığına uğratmasına hazırlanın.
- Kadınlar harcadığınız çabayı değil başarılarınızı önemser.
- Kadınlar son ürünü ister. Ancak erkekler zorlu süreçte yanında bulunan kadınlara değer verir. Kadınlar riskten nefret eder, bu yüzden risk almayı bilen erkekleri aksi ve özgüvensiz davranışlarla engellemeye çalışırlar. Erkek güçlendiği zaman onun üstündeki tekellerini kaybetmekten korkarlar. Dolayısıyla onu sabote edip güvenini kırarlar, yengeç zihniyeti kadınların içgüdülerinde vardır.
- Bir kadının erkek üstünde kontrolü arttıkça ona olan arzusu ve saygısı kaybolur. Kontrolü azaldıkça ise arzusu ve saygısı artar. Aslında pısırık olan ama dominant görünmeye bir erkek gördüklerinde ona şiddetle karşı çıkarlar. Çünkü onun pısırık olduğunu bilirler ve üstünde uyguladıkları kontrolden zevk alırlar. Erkeğin dominant olması, kadında erkek üstündeki gücünü ve etkisini kaybetme korkusu uyandırır. Başlarda pısırık olan bir erkeğin ileride gerçek bir lider olacağına asla inanmazlar.
- Kadınların faydacı cinsel stratejileri erkeğin rolünü bölümlere ayırır. Buna kadının cinsel çoğulculuğu denir. Kadınların kontrol etmek ve kontrol edilmek ikilemine dayalı bir doğası vardır. Dominant erkekle birlikteyken mazoşist, pısırık erkekle ise sadist güdülerini tatmin ederler. Böylelikle güce olan arzuyu pısırık, kadınsı hisleri de dominant erkekle yaşamış olurlar.
- Pısırık erkekle birlikteyken kadın kendi mutluluğuna öncelik verir. Dominant erkeğin yanında ise erkeğinkine önem verir. Dominant erkeği mutlu etmek kadını da mutlu eder. Pısırık erkeğin mutlu olması böyle bir etki yaratmaz, kadın bunu gereksiz görür.
- Kadınlar sadakat konusunda eskisi gibi olmaz, erkekler de seks konusunda geriye dönmez. Tek istisna, kadının ya da erkeğin elinde daha iyi bir seçenek olmamasıdır.
- Kadın bir erkeğin bağlılığını kontrol etmeye çalışır, erkekler de kadının bedenini.
- Her zaman görüştüğünüz kadınların önüne gelenle yatan biri olduğunu farzedin. Erkekler genelde kadınların masum olduğuna inanmaya hazırdır, ama böyle düşünmemeniz sizin yararınızadır.
- Önemli olan kadının fahişe olduğunu değil olmadığını kanıtlamasıdır.
- Bir kadının masum olduğunu varsaymaktan ziyade kanıt üzerine hareket edin. Dünya çapında masumiyetin kadında her zaman bulunduğu varsayan sayısız erkek çok ağır bedeller ödemiştir.
- Kadın neye ihtiyacı varsa onu doğru kabul eder. Gözünün önündeki doğru ruhuna hitap etmiyorsa alakasız bir doğruyu anında üretecektir.
- Kadınlara fayda sağlayan şey feminizm değil ataerkillik ve dindir. Erkeklerin yönetimi kadınların durumunu iyileştirmiştir. Feminizm, kadınların kendini yönetmesidir. Bu yönetim de kadınların yüzeysel olmayan, samimi bir nezaketten yoksun olduğunu göstermiştir. Feminizm kadınlara asaleti öğütleyen sosyal utandırma mekanizmalarını ortadan kaldırarak onların vahşi yüzünü ortaya çıkarmıştır. Kadın doğasındaki tüm olumsuzluklar feminizmle birlikte iyice artmıştır.
- Sevilmek için erkeklerin güçlü olmaya, kadınların ve çocuklarınsa sadece o ortamda bulunmaya ihtiyacı vardır.
- Erkekler çocukluk döneminde gördükleri sevgi ve şefkatin büyüdükçe azaldığının farkına varır. Kadınlar ise böyle bir sevgi kaybına uğramaz. Hal böyleyken erkek bir daha asla cömertçe sevilmeyeceğini acı da olsa anlar. Erkek biraz sevgi elde etmek için çokça sevmek zorundadır. Annesinin cömert sevgisini daima özler. Kız arkadaşında da bunu bulamaz, zaten kızlar da böyle bir erkeği zayıf bulacağı için o sevgiyi vermekten kaçınır. Kırmızı hapın en acı yudumu bu olsa gerek.
- Evlilik kadınların ve boşanma avukatlarının cebine yarar, erkeklere göre değildir.
- Evlilik, erkeğin özgürlüğü pahasına kadını güvence altına almasıdır. Eskiden bir erkek evlendiğinde yükü artsa bile bunu telafi edecek gücü de elde ederdi, artık durum böyle değil.
- Evlilik, günümüzde bir sözleşmeyi ihlal eden tarafın sözleşmeye uyan tarafı cezalandırabildiği tek yasal sözleşmedir.
- Kadınlar, erkeklerin aksine, evliliği yasal bir sözleşme veya sorumluluk olarak görmezler. Evlilik onlara göre çocukluk hayallerinin gerçekleştirildiği bir sigortadır.
- Bazı insanlar, çocukları sağlıklı yetiştirebilmek için evliliğin gerekli olduğunu düşünür. Eskiden böyleydi evet, ama zaman değişti. Feminist hukuk politikaları eskiden kazanç olan bir yapıyı borca dönüştürdü.
- Boşanma çocukları mahveder. Hiç evlenmezseniz boşandığınız zaman hayatı mahvolacak çocuklarınız da olmaz.
- Kadınlar kaybedecekleri az ve kazanacakları çok olduğu için tabii ki evlenmek ister. Erkek için ise durum tam tersidir. Belki maddi durumu çok iyi olan kadınlar istisnadır.
- Güvenlik ve bağlılık kadınların nihai hedefidir, evlilik de bunları sağlar. Evlilik, kadınlara en büyük arzularını sunar. Erkeklerin nihai hedefi ise güzel kadınlardan oluşan bir haremdir.
- Politik çıkarlara dayalı bir evlilik yapmanızı gerektiren elit bir sosyal ortamdaysanız malınızın çoğunu güven fonuna aktarın. Bu sizin sigortanızdır. Teknik olarak sizin olmayan şey sizden alınamaz.
- Su nasıl ıslaksa kadınlar da öyle çıkarcıdır.
- Kadınlar seksi silah olarak kullanır, genelde bu ellerindeki tek işe yarayan silahtır.
- Kadınlar, çekici adamları seksle kontrol etmeye bayılırlar. Libidosu istediğinde zevk için sevişir. Güç istediğinde ise seksi tıpkı uyuşturucu gibi azalan ölçeklerle dağıtır ve erkeği Pavlov’un köpeği gibi eğitmeye çalışır.
- Bir kadın çekici bulmadığı bir erkeği manipüle etmek istediği zaman bunu gerçekten seks yapmak yerine sahte bir seks vaadiyle kandırarak yapar.
- Kadınlar, çıkarlarını elde etmek için karışık sinyaller gönderir. Seks ihtimalini gündeme getirmeleri bile kendilerine güç sağlar. Böylelikle erkekler sevişme şansı olduğunu düşünerek gücü kadının eline verir.
- Mantığı yerine duygularıyla yaşamayı tercih eden biriyle tartışırsanız sabrınızı tüketmekten başka bir şey yapmazsınız. Bu yüzden kadınlarla tartışmak gereksizdir, manasızdır. Duygularla tartışamazsınız, ancak manipüle edebilirsiniz.
Devamı gelecek…
Çeviri: Fifty Shades of Red
Aşağılık duygusu ile savaşma programım I – Giriş
Günümüz modern toplumunda birçok erkek aşağılık duyguları yaşıyor ve ben bu aşağılık duygularını “tamir edecek” bir program yaratmaya çalışıyorum.
İlkel egemenlik hiyerarşisinde, alfa erkek en tepede oturup istediği herşeye sahip olurken, daha alt rütbeli maymunlar ona itaat edip onun emrinde yerlerini alırlar. Evrim egemenlik hiyerarşisini, daha alt rütbeli maymunlarda endişe duygusu yaratarak dayatır. Sosyal kaygı, kendilerini hiyerarşinin alt katmanlarında hisseden bireylerin, alfa erkeği kızdıracağını düşündükleri şeyler yaptıklarını düşünmeleri ile, endişe hissetmelerinin sonucudur.
Bu erkeklerin kadınlar da dahil karşılaştıkları birçok hayat problemimin temelinde, kendilerini egemenlik hiyerarşisinde aşağıda hissetmelerinin yattığına inanıyorum. Bu sorunlar, zorbalığa maruz kalma, yenilgilerle dolu bir geçmiş, iyi aile ve arkadaşlık bağlarının olmaması ve birçok şekilde ortaya çıkabilir. Kaygı (hem genel hem de sosyal kaygı), depresyon, kadınlarla başarısızlık, sosyal izolasyon, özsaygı, motivasyon eksikliği, bağımlılıklar, kendine zarar veren davranışlar, aşağılık kompleksinin belirtileridir. Bilinçli ya da bilinçaltında aşağılık duygusu hisseden erkekler genellikle kadınlara yürümekten korkarlar, karşılığında bir şey almadan kendilerini kullandırırlar, çatışmadan korkarlar ve genelde kendilerini diğer insanların altında / alçağında görürler.
Bildiğim kadarıyla, şu an tanımlamakta olduğum spesifik problemi çözmek üzere internette yayınlanmış tam bir program yok (eğer varsa lütfen bana haber verin). Terapi yeterli değil zira terapist problemi doğru tanımlasa bile (ki bu nadirdir), “hasta” ağırlık kaldırmaya, meditasyona, kendini geliştirmeye ve sosyal ortamlarda pratik yapmaya başlayana kadar iyileşmeyecektir.
Aşağılık duygusu hissetmek oldukça yaygın. Aslında hepimizin şu ya da bu şekilde aşağısında olduğumuz birileri olduğu için, herkes değişik oranlarda da olsa bu duyguları hisseder. Bu devirde zaten kitle iletişim araçları hiç durmadan, yaptığımız her şeyde bizden daha iyi insanların olduğuna dikkatimizi çekip duruyorlar. Burada zorluk, genel olarak aşağılık duygusu hissetmeye karşı sağlamlaşmaktır. Ben bir grup kibirli göt herif yaratmaya çalışmıyorum – tek istediğim şey, başka bir erkeğin sizden daha iyi olmasının, sizin ondan “aşağıda” olduğunuzu hissetmenize neden olmaması. Bu erkek, (genellikle) eğer yeterince çalışırsanız ulaşabileceğiniz seviyede biri sadece.
Aşağıdaki, programımın ilk taslağı. Burada amacım, kişinin yapması gereken ve herkesin yapabileceği “asgari olması gereken” adımları oluşturmak. Bu nedenle, “ağırlık kaldırmak” kısmında, bir kişinin tüm ana kas gruplarını haftada bir kere çalıştırması gerektiğini söylüyorum. Bence bundan daha fazla spor yapmalısınız, ama amacım asgari yapılması gerekenleri yazmak. Bu listeye bir sürü başka şey koyabilirsiniz ama ben herkes için gerekli asgari, tartışma gerektirmeyen ve kişiye özel olmayan şeyleri koydum. İnsanların günlük çizelgelerinin öngörülemez değişikliklerle dolu olduğunun farkındayım. Bu nedenle tüm tavsiyelerimi haftalık bazda yazdım. İdeali, herkesin her hafta için yapılacak işler listesi oluşturması ve işleri yaptıkça listede işaretlemesi.
Bu konunun uzmanı değilim. Bu nedenle de insanların “kesinlikle asgari oranda gerekli” şeyler konusundaki düşüncelerini merak ediyorum.
Programı 4 ayrı adıma ayrıldım. Bu adımlar, kronolojik olacak şekilde tasarlandı ama hepsi aynı zamanda paralel yapılacak şeyler. Mesela, insanlarla yüzyüze gelmeden önce kendinizi sevmeyi öğrenmeniz lazım ama insanlarla yüzleşme aşamasında ve sonrasında da kendinizi sevmeye devam etmeniz lazım.
Bu program, rehberden çok dini bir şey. Bundan kastım şu : Bu programı okuyup “çok enteresan, bunu birgün deneyeceğim” demek yerine, hemen işe koyulup sürekli uygulamaya başlamanız ve o hafta ne hissederseniz ya da nereye gidiyor olursanız olun uygulamanız. Bu programda asgari zorunluluklar listesini oluşturma sebeplerimden biri de kimsenin bir bahane ile uygulamadan kaytarmamasını sağlamak ya da hemen başlamalarına engel olacak birşey listelememek.
Ve son olarak şunu söyleyeyim, bu bir “harika erkek” olma programı değil. Programın çok spesifik bir hedefi var – aşağılık duygusu hissetmeyi engellemek. Birçok beta erkek ve aşağılık duygusu hisseden insan günümüz toplumunda çok başarılı insanlar ve itaatkar özellikleri çoğu zaman profesyonel hayatta sahip oldukları bir değer.
Programın adımları şöyle :
- Zihnini temizle.
- Kendini sevmeyi öğren.
- Kırmızı çizgilerinin bir listesini oluştur.
- Meydan Okuma Terapisi
İkinci bölümde zihnini temizle adımını ayrıntılı ele alacağız.
Ev işi yapan erkeklerin hazin sonu
ABD’de 4561 orta yaşlı evli çift arasında yapılan araştırmada, ev işi yapan erkeklerin, bunlarla ilgilenmeyen erkeklere göre, karısıyla daha az seks yaptığı belirtiliyor. Bak elindeki seksi de kaybediyor, daha fazla yapmak şöyle dursun!
Bunun sebebi ise (haberin başlığındaki en çarpıcı kısım) bunun kadına “kadınsı bir davranış” olarak gelmesi ve bunun sonucunda kocasından soğuması.
Evet gençler, bir feminik yalanının daha çöküşünü izliyorsunuz. ABD gibi 3. dalga feminik hareketin en yoğun olduğu ülkelerden birinde bile erkeklere sürekli olarak telkin edilen “anlayışlı bir koca olarak ev işini karınızla paylaşın” yalanı, gerçek hayatta tam tersi etkiyi yaratıyor. Çok şaşırdım ya halbuki feminikler diyorsa bir bildikleri olmalıydı nasıl yanlış çıkar 😁
Devamında ise “ulan adamları fazla da uyandırmayalım” deyip bazı detaylar eklemişler:
Geleneksel olarak kadınlarla özdeşleşen ev işlerini yapan erkekler, karısıyla daha az seks yapıyor. Yani orta yaşlıların evlerinde hala geleneksel cinsiyet rolleri hakim.
Ancak genç çiftler üzerinde yapılan başka bir araştırma tam tersinin doğru olduğunu söylüyor.
Muhtemelen bu noktada feminik bir editör son andaki müdahalesiyle evlenmeyi düşünen efendi betalara umut aşılamayı ihmal etmemiş. Yani bu ev işinin seks getirmemesi olayı sadece orta yaşlılara özgü, genç erkekler kılıbıklığa devam edebilir. Hani yaşlılar neyse anlamıştır zaten de gençleri uyandırmayın der gibi. Yersen.
Araştırmayı yapan akademisyenin sözleri ise daha acıklı:
Ev işini eşit olarak paylaşan çiftler, birbirini sevgiliden çok kardeş gibi görmeye başlıyor.
Bak arkadaş bile değil, kardeş. Hangi eşin diğerini kardeş olarak gördüğünü söylememe gerek var mı 😁
Peki neymiş bu kadınsı ev işleri? Yemek yapmak, temizlik yapmak, çamaşır yıkamak.
Bunların yerine karımız bizden soğumasın daha erkeksi işler yapmamız gerekiyormuş: çimleri biçmek, fatura ödemek, musluk tamir etmek gibi.
Yani neymiş özetle? Ev işini paylaşan erkek kadın tarafından takdir edilir yalanı, gerçekten de kocaman bir yalan. Zaten kadınların “şunu yaparsan kadınlar sever” dediği her şey yalan olduğu için bu konuda pek düşünmeye gerek yok.
Burada mor haplı hanımcılar devreye girip şu soruyu soracaklar: “İyi de hocam, hanım da hem çalışıp hem de ev işinde yoruluyor, yardım etmek lazım değil mi?”
Evet günümüzde kadınlar hem çalışıp hem de ev işi yaptığı için yorulduğu ve bu konuda desteğe ihtiyaç duyduğu gerçek. Ancak burada yine erkeğin liderlik rolü devreye giriyor: gerekirse hanımın çalışmasını gerektirmeyecek kadar para kazanıp onu evde rahat ettireceksin ki o da geleneksel rollerine mutlulukla dönsün. O zaman bile şikayet ediyorsa zaten ondan hayır gelmez, sizi defterden silmeye yakındır. Ağır gelecek biliyorum ama erkek olmak zaten performans yükümlülüğü demek.
Zaten size gerçekten aşık olan bir kadın, seve seve çocuk da doğurur, yemek de yapar, evinizi de temizler. Hatta erkeğine aşık olduğu için bunları büyük bir gururla yapar.
Ev işi yüzünden yoruldum vs diye dırdır eden kadın aslında kocasına karşı cinsel ilgisini kaybetmektedir ve bunu kendine bile itiraf edemediğinden (çünkü evli bir kadın olduğu için orospu damgası yeme riski var) kadındaki muhteşem rasyonalizasyon makinesi dönmeye başlar ve bu soğumanın sebebini kocasının ev işinde kendisine yardım etmemesine bağlar. Başlıkta “kadınsı davranıştan ötürü soğumak” ile anlatılmak istenen bu aslında.
Bu konunun örneklerle daha ayrıntılı anlatımı için bkz. Skeptico’nun dırdır serisi 1. bölüm.
Kariyerini bahane edip ayrılan kadın
Ekşi sözlükten ibretlik bir hikaye geliyor. Tam bir vaka çalışması olduğundan buraya taşımadan duramadım. Ben susayım, yazar anlatsın.
nereden başlayacağımı bilemiyorum.
çaresiz ve kimsesiz hissediyorum. Boğazımda düğümlenen o şeyin nasıl hissettirdiğini anlatmam mümkün değil sanırım.
6 yıllık ilişki acısıyla tatlısıyla bitti sözlük üstelik ben istemesem de böyle birşeyi bitti. o çok sevdiğim küçük parmaklım saçlarını her duştan sonra kuruttuğum uçtu gitti. gözlerinde gözlerimi görmekten kendimi alamadığım gitti be sözlük.
sebebini sorduğumda daha da çok üzüldüm. tıpta uzmanlık sınavı var ya işte o. evet evet o, ona çalışmak istiyormuş kariyeri daha önemliymiş.. neye tercih edildim nasıl edildim bilemedim. ellerim titriyor nefes alamıyorum. yoruldum, bu kadar yıl sonra bunu duymak ve terkedilmiş hissetmek çok koyuyor be sözlük. üstelik haziran ayında evlilik kararı almıştık. ailelerimiz de tanış olmuşlardı..
evdeki eşyalarını toplayıp gideli neredeyse üç hafta olacak. kimsesiz olduğuma mı yanayım çaresiz hissetmeme mi ne yapacağımı bilememe mi? yemin ederim herşey üstüme geliyor. çok koyuyor bu kadar zaman sonra böyle acımasızca ortada bırakılmak.
yazamıyorum, kendimi alelade cümlelerle izah etmemek isterdim ama duygularımı dile getirecek mecalim dahi kalmadı. titriyorum. dalıp gitmelerim de arttı. ne yapacağımı bilmiyorum. boş boş bakıyorum etrafa. bu işkencenin artık son bulmasını istiyorum. acılar belki paylaşılırsa azalır diye sana yazdım sözlük.
Öncelikle söyleyeyim ki bu yazıyı dalga geçmek için buraya koymuyorum. Erkeklerin çoğu bizimle işte böyle tanışıyor. Büyük darbe yemeden kendine gelip ben ne yapıyorum diyemiyoruz maalesef. Nickinden anladığım kadarıyla arkadaş doktor.
Bu kadar üzülmesinin sebebi ise, masalsı ilişki ideali yüzünden kızın ayrılığa doğru salladığı kırmızı bayrakları görememesi. İşte kırmızı hapın diğer faydası da bu: hem ilişkiyi elde tutmanızı sağlıyor, hem de kız bıraksa bile hatalarınızı bildiğiniz için böyle yıkım yaşamadan gereken dersleri çıkarıp daha çabuk ayağa kalkıyorsunuz. Yoksa eğitim seviyeniz süper olsa da kadınların elinde oyuncak haline gelirsiniz.
Peki yaptığı hatalar neler?
1. Arkadaş bildiğin oneitis olmuş. Kıza bu kadar bağlanmasının başka bir açıklaması yok. Erken yaşta hayatımın aşkı moduna girerseniz ya böyle darbe yiyorsunuz, ya da evlenip her gün dırdır çekiyorsunuz.
2. İlk maddeyle bağlantılı olarak kızla evlenmeden aynı evde yaşaması. Ne diyordu Tomassi’nin demirden kanunları: evlilik dışında bir kadınla aynı eve çıkma. Çünkü kadına “hayatımdaki tek hatun sensin” mesajını vermiş oluyorsun, o da rekabetin getirdiği gerilimden kurtulup seksi koz olarak kullanmaya başlıyor. Sonucunda da saygısını yitirip terkediyor.
3. İkinci maddedeki hatayla bağlı olarak tek kıza 6 yıl zaman ve emek harcayıp tabak çevirmemesi. Daha yeni yayınladık bak duygusal yatırım serisini. Orada anlattığımızın tam tersini yapmış arkadaş.
4. Kızın hipergamisini tatmin edemez hale gelmesi. Bu da muhtemelen ikisi de doktor olduğu için. İki tarafta eşit sosyal statüde olduğu zaman oyun daha da önem kazanıyor. Böyle durumlarda duygusal gücünüz sağlam değilse kız “zaten ben bununla aynı seviyedeyim, o zaman niye bu mıymıntıyı bırakıp aynı seviyede daha alfasını bulmayayım ki?” diye düşünüyor.
5. Kadının bahanesine inanıp kendini harap etmesi. Sizi cidden seven bir kız bırak TUS’a girmeyi ABD başkanlığına aday da olsa ter-ke-de-mez! Nokta. Bu sınav ve kariyer bahanesi, kadınca-türkçe sözlüğün en başına yazdıklarımdan biriydi. Ben genelde ilişki öncesinde duyardım bunu ama demek ilişkide de gelebiliyormuş.
Bakın bu adamı tanımıyorum, adını bile bilmiyorum. Ama hikayesi ve yazısından yansıttığı ruh hali kırmızı hap açısından o kadar klasik ki hatalarını şıp diye bulmamak mümkün değil.
Özellikle 15-25 arası genç arkadaşlar, “tabak çevirin, uzun dönem ilişkiye girmeyin” derken sizi böyle travmalardan kurtarmaya çalışıyoruz. Daha kadınları tanımadan oturup şirket kurar gibi karşılıklı güvene dayalı ortaklık kurmaya çalışıyorsunuz. Yapmayın etmeyin, okuyunca cidden üzülüyorum. Çünkü eski mavi haplı günlerim geliyor aklıma. Hep yaşayarak öğrenmeye çalışmayın, biraz da etrafınızda olanlardan ibret almaya bakın.
Umarım bu kardeşimizin de yolu kırmızı hapa ve bu siteye düşer de nasıl bir hata yaptığını anlayıp kendine çekidüzen verir.
Jordan Peterson – Maskülenite zehirli değil
Rebel Wisdom bu ay Jordan Peterson ile ilgili çok güzel bir belgesel yayınladı : Jordan Peterson: Truth in the Time of Chaos (Kaos Zamanı Gerçek). Güzel bir belgesel, izlemenizi tavsiye ederim.
Belgeselin bir bölümünde Peterson’a maskülenitenin şu an krizde olmasının, erkeklerin krizinin sebebini soruyorlar. Aşağıdaki videoda (Türkç alt yazılı), üstadın soruya cevabının olduğu kısım ve onun altında da metin çevirisi var.
Türkç alt yazıyı açabilirsiniz.
Bence en derin seviyede Batı, maskülenite fikrine olan inancını kaybettiği için. Bunun “Tanrı’nın ölümü”nden farkı yok. (*) Aynı şey. Nietzsche bunun sonucunun ne olabileceğini biliyordu. Yazdıklarının çoğu bununla ilgili idi.
Diyebiliriz ki maskülenitenin ilahi sembolü yok edildi. Bunun sonucunda başka ne bekleyebiliriz ki? Ne olacaktı? Bunun sonucunda maskülenite zayıflayacak. Ve aynı zamanda maskülenite karalanırsa, ki kesinlikle kötüleniyor, ne olacak? Bu demektir ki erkeklerin arzuladığı ideal yok ediliyor. İdealiniz parçalandığında siz de zayıflarsınız.
Sanırım erkeklerin benim düşünceme pozitif tepki vermesinin sebebi, benim bu saçmalıkları satın almıyor olmam. Maskülen ruhu seviyorum. Maskülenite gerekli ve özünde katliam ve talan falan değil. Özünde tecavüz kültürü değil. Özünde dünyayı yok eden bir şey değil. Ve bütün bu şeyler maskülenitenin üzerine atılıyor. Bunun nedenlerinden biri, Batı toplumunun teknolojik ilerleme yüzünden duyduğu suçluluk duygusu.
Bunlar insanlığın önüne koymak için mantıklı karşı çıkmalar. Ama eleştirmeden sineye çekecek, mantıklı suçlamalar değiller.
Arzulayabileceğimiz maskülenite nedir?
Temelinde sorumluluk almak. Sembolik olarak söylersek sizin sorumluluğunuz, logos’un(**) ruhunu canlandırmak. Bu sizin sorumluluğunuz, hayattaki rolünüz. Bu sizin ulu ve sonsuz bir gerçekliğe inanıp inanmamanıza bağlı da değil. Bunun lehine ya da aleyhine konuşmuyorum. Bu şeyler insan anlayışının ötesinde. Ama insanlar kötü davranışlar sergilerse ne olacağını biliyoruz. Biliyoruz ki dünya cehenneme o kadar yakın bir yere dönüyor ki aradaki fark önemsizleşiyor. Bunu biliyoruz, bu 20. yüzyılın hikayesi.
Bu dersi almalıyız. Ders de şu : Dünyayı omuzla ve ileri doğru yürü. Dünyayı tüm problemleri, ızdırabı ve kötülüğü ile omuzla ve ilerle. Bu yükü taşırken farkına var ki sen o yükü omuzlayacak güçte bir yaratıksın. Ve bu nedenle de saygıyı hakediyorsun. Bu, logosun tanımıdır. Bundan daha iyi bir fikirle karşılaşmadım. Çünkü bu fikir hiç de toy değil, toy olmanın tam tersi. Evet dünyada berbat kötülükler ve ızdırap var. Sonu yok AMA insan ruhu bunu gönüllü bir şekilde meydan okuma olarak alabilir. Denemeye değer.
Diğer insanların, en azından inanılmaz alaycı olmayan diğer insanların, saygı duyduğu insanlara baktığınızda, bu insanların sorumluluk alan ve bu sorumluluğu yetkin bir şekilde yerine getiren insanlar olduklarını görürsünüz. Bunun arzulanabilir olmasında mistik bir şey yok. Ama eğer bu sorumluluk gücünün ırza geçen, talan eden, dünyayı mahveden, doğayı kirleten, kansere benzer ataerkil kültür olduğuna inanırsanız, bu gücü küçümsersiniz. Hayır, ben bunu satın almıyorum.
***
(*) – Friedrich Nietzsche’nin meşhur “Tanrı öldü” lafı, Nietzche hristiyanlığa düşman olduğu için sanki sevinerek söylenmiş gibi yanlış algılanır ama Nietzsche her ne kadar dine karşı olsa da, dinin içindeki mitolojik öğelerin insan toplumlarını ve ahlak sistemlerini bir arada tutan tutkal olduğunu ve bunun yıkılmasının ise felaket olduğunu düşünür. Tanrının ölümü ile oluşacak bu boşluğun ilerde çok büyük yıkımlara yol açacağını söyler ki 20. yüzyıldaki büyük katliamları önceden tahmin edebilmiştir.
(**) – Logos açıklaması zor bir kavram. Söz, akıl, anlam, düşünce, kavramlarının tumunu kapsayan bir deyim. Peterson bunu genellikle Hristiyan teolojisinde (daha çok Kuran’da da sıklıkla yer alan Eski Ahit kozmolojisinde) ortaya dökülen anlamı ile kullanıyor. Kaosun karşıtı olan, düzen yaratan, söze dökülmüş gerçeklik. Ama burada anlam daha çok araştırmacı, maceracı bir vurguya sahip ve kahraman miti ile alakalı. Gerektiğinde kaosun olduğu yere gidip orada kaosu bitiren ve o kaostan düzen yaratan güç ki felsefe ve son 200 yılda bilim bunun bayrak taşıyıcısı. Fakat Peterson kaosun düzene döndürüldüğü her noktayı önemli sayıyor. Örneğin iyi bir sınıf öğretmeni, Peterson’un logos kavramındaki kahraman zira öğrencilerini kaotik toyluktan alıp onları bilgili ve düzen tarafında sağlam temelleri olan bireyler yapıyor. Hatta mesela iyi bir muslukçu, kaosu (patlayan boru) tamir edip düzeni yeniden kuruyor.
Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson, ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkan kitap, Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.
Her Erkek Aslında Eğlenen Ustadır
Tabii feminist propagandaya maruz kalmadan önce.
Bildiğiniz gibi kırmızı hap camiası her erkeğin aslında doğuştan az veya çok maskülen karakter özelliklerine sahip olduğunu, ancak bunun maalesef son 40-50 senedeki 3. dalga feminist hareket nedeniyle büyük ölçüde yok edildiğinden bahseder. Dolayısıyla eğlenen ustalık diye adlandırdığımız şeyi kullanılmaz hale gelecek şekilde törpüleyen de bu süreç.
Bunun kanıtlarından birisi küçük çocuklardır. Bir ilkokul bahçesine veya parka giderek oradaki küçük erkek çocuklarının kendi yaşıtı kızlarla nasıl uğraştığına bir bakın. Ve tabii kızların şikayetçi olmasına rağmen nasıl hala onlarla oyuna devam ettiğine… Benim diyen yetişkin erkek, hiçbir kıza bu kadar korkusuz ve özgüvenle yaklaşmaya cesaret edememiştir. Saç çekme, silgi atma, basit tekerlemelerle karşı tarafa takılma gibi bize şimdi çocukça gelen eylemlerin aslında eğlenceli ustalığın güzel bir versiyonu olduğunu düşünüyorum.
Peki nasıl oluyor da 8 yaşındaki halimiz kızlara yaklaşım konusunda 28 yaşımızdaki halimizden daha başarılı? Çünkü feminizm odaklı okul müfredatı henüz beynimize işlenmemiş. Sonucunda da bu ustalık “doğal” olarak ortaya çıkıyor, çaba göstermemize gerek kalmıyor. Erkekte fabrika çıkışı bir özellik kesinlikle.
İşte dün Tomassi’nin eğlenen ustalık yazısını çevirirken çocukluk dışında da bu ustalığın doğal olarak ortaya çıktığı bir süreç daha keşfettim: hoşlanmadığımız kızlar. Ve bilin bakalım bu kızların çocukluğumuzda saçını çektiğimiz kızlarla ne gibi bir benzerliği var?
İkisinde de kızlara “yaranmak” gibi bir derdimiz yok. Kız hayatımızda olsa da olmasa da keyfimizden gram taviz vermiyoruz. Yani feminist propagandanın aksine kadına el pençe divan durup saygı gösterince değil, tam aksine ona çocuk muamelesi yapınca başarılı bir eğlenen usta oluyoruz. Hatırlarsanız Tomassi de bu ustalığı kızıyla arasındaki ilişkide keşfettiğinden bahsediyordu. O kız çocuğu olduğu için yaranma gibi bir kaygısı yok, bu da ustalığın rahat bir kafayla uygulanmasını sağlıyor.
Kendi hayatımdan bir örnekle destekleyeyim. Geçmiş bir saha raporu da diyebiliriz.
Bundan yaklaşık 6 sene önce ilk iş yerimde benden 2 yaş büyük bir hatunla tanıştım. Aynı hafta göreve başlamıştık. Bana göre güzel bir hatun değildi, HB5 diyeyim. Bu yüzden hatuna yürümek gibi bir niyetim yoktu. Zaten siz çok güzel bile olsa yine de iş veya okul gibi sosyal ortamlarda birine yürümeyin, reddedilme veya bir şeyler başlasa bile ilişkinizin yürümemesi durumunda itibarınız düşer. Bir hatun için riske girmeye değmez.
Lafı uzatmayayım, bu hatun işe resmen evlenecek adam bulmak için gelmiş. Her hareketinden bunu anlıyordum. Ortamda benim gibi 2-3 bekar adam daha var, yaş olarak en ufak bendim, belki de bu yüzden ilk bana yürüdü. Fakat bu yürüme değil bildiğin tahrik etme hareketiydi.
Daha tanışmamızın ilk haftasında odama geldi, üzerinde dar bir pantolon, hatlar ortada. Odada sandalye mevcutken geldi benim masaya oturdu, kalçalar yarım metre yakınımda. Ben tabii içimde “oha amk napıyor bu?” diye düşünsem de aradaki resmi nezaketi bozmak istemedim. Önce bunun gözüme soktuğu kalçalara baktım, ardından kafamı kaldırıp gözlerine. O 4-5 saniyelik bakışmada yüzümdeki gülümseme ile ne yapmaya çalıştığını farkettiğimi ona gayet iyi hissettirmiştim. Ardından hemen “kusura bakmayın işim var” diyerek bilgisayarıma döndüm, pek de memnun olmayan bir ifadeyle odamı terketti.
Aradan birkaç hafta geçti, denk geldikçe yine konuşuyoruz. Ben tabii kendimi beğendirme gibi bir derdim olmadığı için şapkasına, kıyafetlerine, bazen de odasındaki eşyalarına takılıyorum. Gülüyor ama yüzündeki memnuniyetsizliği de farkediyorum, zira istediği iltifatlar etmek yerine sürekli kendiyle dalga geçen biri var karşısında.
Derken bir gün çalıştığımız yerden yaklaşık bir saat uzakta olan şehir merkezine gideceğini ve ben de orayı iyi bildiğim için kendisine rehberlik etmemi istedi, nasıl olsa ben de o haftasonu gideceğim diye kabul ettim. Hiç aklımda yokken 3-4 saatlik başbaşa bir buluşma gibi oldu, şehirde yeni olduğu için biraz gezdirip etrafı tanıttım. Tabii yine elini omzuma koymak, karşıdan karşıya geçerken güya beni korumak amacıyla elini belime atmak, söylediklerime kahkahalarla gülmek gibi ufaktan tahrik etme çabalarını hunharca sergiliyordu. Kıyafet yine şık ama malzemeyi belli eden cinsten. Fakat ben kafamda yürümek gibi bir düşünce olmadığı için yine esprili ve iğneli konuşmalara devam ettim. Yaptığı her flörtöz hamlenin ardından benden gelen umursamaz şakalardan sonra bardağı taşıran son damla, şehri tanımadığı için yaptığı saçma bir yorumla dalga geçmem olmuştu. Son yarım saatte beyaz bayrağı sallayıp konuşamayacak halde geldi. Yüzünde “ne yaparsam yapayım bundan ilgiyi koparamadım” der gibi bıkkın bir ifade vardı.
Ertesi hafta bu arkadaşın gezimiz sırasındaki acemiliklerini diğer iş arkadaşlarımızın da olduğu bir sohbet ortamında anlattım, o anda kendi de orada. Ben anlatırken zoraki gülse de meğer hassas ve narin egosu çok kırılmış. Kıyamam.
Bir sonraki gün gelip bana çok kırıcı olduğumu, kendisini üzdüğümü ve insanların içinde küçük düşürdüğümü söyledi. Anlaşılan o ki beni kendine çekmek için yaptığı flörtöz hatun taktikleri tutmayınca bu sefer de devreye acındırma ve suçlama yöntemi girmişti, böylelikle benim sempatimi kazanmak ve sevgili olamasa bile özür dileterek kendini reddedilmiş hissetmemek istiyordu.
Tabii ki özür dilemedim. “Ben böyle biriyim, daha dün takılmama gülerken bugün niye kızdın? Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum, zaten böyle alıngan biriyle arkadaş da olamam” deyip yanından ayrıldım. Klasik “bir kadına nasıl böyle yaparsın?!” utandırma taktiği de elinde patlamıştı. Zaten ondan sonra da merhaba, nasılsın gibi havadan sudan konuşmalar dışında pek görüşmedik.
Ve işin ilginci ne biliyor musunuz? Bütün bunları yaparken eğlenceli ustalık ve kırmızı haptan zerre haberim yoktu, henüz fişten çekilmiş olduğum bir dönem değildi. Ama kızın cinsellik kokan hareketlerle yaptığı her atağa verdiğim esprili ve umursamaz cevaplar ağzımdan otomatik olarak çıkıyordu, çünkü kadına karşı duygusal hislerin etkisi altında değildim. Ona “yaranmaya” çalışmıyordum.
Benim anlattığım eğlenen ustalığın boku çıkarılmış versiyonu, siz bu kadar abartmayın tabi. Romantizm yazımda da belirttiğim gibi sürekli geri çekilerek başarılı olamazsınız, arada kıza ödül verip ateşi harlamak gerek. Ben bunu hiç yapmadığım için kız doğal olarak dayanamayıp kaçmak zorunda kaldı. Halbuki eğlenen ustalıkta karşı tarafı aşırı gücendirmeden dalga geçmek var, ama benim onunla ilişki amacım olmadığından bunu dengeli uygulamadım.
Kıssadan hisse: Bunu yapmak zor olacak biliyorum ama yürüdüğünüz hatunlara sanki hoşlanmadığınız ve dünyada varlığı zerre umrunuzda olmayan bir kızmış gibi davranın. Her erkeğin geçmişinde mutlaka kendisine yazdığı halde beğenmediği bir kız vardır, o kıza karşı umursamaz ve alaycı davrandıkça nasıl sizin peşinizde gezdiğini düşünün. İşte bunu yerinde ilgi ve seyrek buluşmalarla soslayıp beğendiğiniz hatunlara da uyguladığınızda eğlenen ustalığı nirvanaya çıkarma yolunda en büyük adımı atarsınız. Çünkü bu yetenek zaten erkeğe verilmiş, özünüze dönün.
Eğlenen Ustalık
Günümüzde birçok erkeğin “umursamaz” kelimesine takılıp kaldığını düşünüyorum. Bu kelimeye erkeğin karşısındaki kıza tepeden bakması ve kızın erkeğe kendini beğendirmeye çalışması gibi bir anlam yükleniyor. İnsanlar “kibirli” veya sahte bir ilgisizliğin umursamazlık anlamına geldiğini sanıyor. Bu kelimeyi tamamen unutun, çünkü istediğiniz şey “umursamazlık” değil, EĞLENEN USTALIK.
Şu ayrımın farkına varmak lazım: Kibirli bir “umursamazlık” ile özgüvenli bir eğlenen ustalık arasında fark vardır. Eğlenen ustalık, sizi eğlenceli ve rahatça anlaşılan bir adam yaparken aynı zamanda sizi üstün bir konuma getirir ve karşınızdaki kadına (aslında her kadına) ustalığınızı kabul ettirip kendini size beğendirmeye çalışmasını sağlar. Bu tavır, sizin olgun ve otoriter olduğunuz, bu işleri “daha önce gördüğünüz”, kadınların söylediği ve yaptığı şeyleri zaten bildiğiniz ve tüm bunları bir eğlence olarak gördüğünüz mesajını kadına açıkça verir. Böylelikle bir yandan kadının oyununa eşlik ederken diğer yandan da onun erkeği ölçüp biçen taraf olma çabalarına da inceden gülersiniz. Daha açık bir deyişle, kızı yaramaz küçük bir kız kardeş gibi ciddiye almayan ve onun ufak oyunlarının da farkında olan bir Alfa erkeğin kafa yapısına ulaşırsınız.
Şunu kabul etmem lazım ki kızım olana kadar eğlenen ustalığın potansiyel gücünü tam olarak kavramamıştım. Kızımla aramızdaki bağ gerçek ve zorlama olmayan bir ilişki olduğundan aslında bu ustalığı doğal bir biçimde kullandığımı gördüm. Kızımın yaşı küçükken bu durum Baba-Alfa kimliğime bir ekleme gibiydi, ancak şu anda 14 yaşına geldiği için geçmişe baktığımda onun da bu durumdan memnun olduğu belli. İşin ilginci eşimin de bu ustalığı cazip bulduğunu, hatta ben kızıma bunu uygularken kendisini de işin içine dâhil etmeye çalıştığını gördüm.
Eğlenceli ustalık, özellikle erkeğin kadından yaşça büyük olduğunu durumlarda etkili olur. Fiziğiniz ve maddi durumunuz iyiyse, yaşınızın büyük olması size bir güvenilirlik havası verir. Erkeğin olgunlaşması aynı zamanda bilgi ve deneyim beklentisi de doğurur. Eğlenceli ustalığı, promosyon etkinliklerindeki garson kızlara karşı kullandım ve bunun onlarda büyüleyici bir etki yarattığını gözlemledim. Sanki sürekli arzuladıkları ancak genç erkeklerden bulamadıkları baba figürünün bir örneği gibiydim. Kadınlarla onların shit testlerini kolayca tahmin edecek ve bunları imalı bir gülüş ve bakışla savuşturacak kadar çok ilişkisi olmuş bir erkek izlenimi vermek, kadın ile erkek arasında bir Alfa güvenilirlik dinamiği oluşturuyor. Erkek eğlenen ustalığa sahip olduğunu ipuçlarını verdiği zaman kadında o adamın “işten anladığına” dair bir varsayım oluşuyor.
Dominantlık
Manosphere ve kadın Matrix’inde sıkça içi boşaltılan kavramlardan birisi de “dominantlık” kelimesidir. Bu kelime, tıpkı “güç” kelimesinde olduğu gibi, insanlarda olumsuz çağrışımlar ve bunlardan doğan önyargılar uyandırıyor. Kadınlar, dominant bir erkek istediklerini nadiren kabul ederler; çünkü bu kelime onlara çok sert ve iki kutuplu gelir: yani kadın temelli yapılan eşitlik tanımında eğer bir taraf dominantsa diğer tarafın teslimiyetçi olduğu varsayılır. İçinde bulduğumuz yüzyılda sürekli “özgür ve bağımsız kadın” propagandasına maruz kalan bir kadın için dominant bir erkeği arzuladığını kabul etmek ona bağımlı olduğunu da kabul etmek anlamına gelir. Bu kafa yapısına göre dominantlık saldırı ve baskıyla aynı anlamdadır ve kadınlar ile kadınlaştırılmış erkekler bu kavramın adı geçtiğinde bile Pavlov’un köpeği gibi ezbere bir tepki verirler.
Kırmızı hap perspektifinden ise kadınların dominant erkeğe ihtiyaç duyduğu gerçeğini görebiliyoruz. Kadınların hareketleri ve örtülü sözleri dominant erkeğe olan arzularını açıkça gösteriyor. Ancak şu günlerde manopshere içinde de dominant davranışların ne içerdiğine dair kısıtlayıcı fikirler mevcut. “Sosyal dominantlığın” Alfa statüsünün bir göstergesi olduğunu belirtiyoruz; fakat gerçek bunun kesinlikle daha ötesinde. Bence çoğu erkek dominantlığı astlarına karşı emirler yağdırırken yanlarındaki kadının onları izlemesi ve bunu sosyal statünün bir kanıtı olarak görüp o adamla hemen yatma isteği duyması gibi algılıyor.
Grinin 50 Tonu’nun bu kadar çok satması hala fişten çekilmemiş olan erkeklerde bile jetonun düşmesini sağladı. Kadınlar dominant erkeklerden kesinlikle tatmin oluyorlar; ancak bu erkek dominantlığının sadece çok küçük bir kesiti. Bu tarz bir “kadın pornosunun” tutması kadınların aslında dominant erkekleri hayal ettiği tezini güçlendirse de erkek dominantlığının arzulanır olduğunu kanıtlamak için illa bir seks kölesi ve kırbaca mı ihtiyaç duyuyoruz?
Demek istediğim, şahsi veya sosyal dominantlığı resmetmek için böyle uç örneklere gerek yok. Mesela ben evliliğim ve ailemde dominant bir kişiliğe sahibim; fakat bu eşimin yatakta benim kölem olduğunu veya elleri bağlanarak fantezi yapmak istediğini göstermiyor. Dominant olmak, emir ve istek yağdırmaktan çok daha fazlasıdır. Ben bu dominantlığı konuşmamda (hatta suskunluğumda), kıyafetimde, kariyerimde, sosyal statüm gereği muhatap olduğum insanlara karşı tavırlarımda, hoş gördüğüm veya görmediğim şeylerde sergilerim. Erkekler olarak hareketlerimiz ne kadar dışa dönük olursa kadınların o kadar dikkatini çekeriz gibi bir düşüncemiz var; fakat kadınlar aslında hareketlerimizin ince ayrıntılarına düşündüğümüzden çok daha fazla dikkat ediyorlar. Yani az hareketle çok iş başarmak mümkün. Bize gereksiz gibi gelen hareketler, çoğu zaman kadınların en çok hatırladığı şey olacaktır.
Eğlenen Dominantlık
Nasıl ki kadınlar açıkça seks objesi haline getirilmekten veya sevilmekten hoşlanmıyorsa açıkça gösterilen dominantlıktan da hoşlanmıyorlar. En olumlu tepki verdikleri hareketler örtülü olanlar: yani seks objesi haline getirilmek, domine edilmek ve sevilmekten ancak bu hareketler “hissettirildiği” zaman hoşlanıyorlar. Kadınlarda başka kadınlarla rekabet etme endişesi oluşturmanın olumlu etkisini hep zaman vurguladım; ancak bu açık bir dominantlık şeklinde olmamalı. Dominantlık arka planda çalan bir müzik gibidir, ancak gerektiğinde durumlarda sesi yükseltilmelidir. Kadınlar onun varlığını hissetmeli ve hayal etmelidir, erkek sürekli olarak bu dominantlığı hatırlatmak zorunda kalmamalıdır.
Başladığımız noktaya tekrar gelirsek, eğlenen ustalık sosyal dominantlığın bir biçimidir. Soru sorulmadan cevabı bilmek ve bu cevabı yüzünüzde hınzır bir gülümsemeyle vermek değerinizin yüksek olduğunu göstermenin en etkili yoludur. Dolayısıyla bu ustalığa ancak sosyal dominantlığı ortaya çıkararak ulaşılabilir.
Kaynak: Amused Mastery
Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.
İlişkiye dünden hazır erkek
Bir erkeğin bir kadın ile buluşmaya başladıktan sonra yaptığı en büyük hata, işi hemen İLİŞKİYE itmesidir. Maskülinitesi bastırılmamış bir erkek bu buluşmaları ve seksi ilişkiye çevirmek için kılını kıpırdatmaz. Hatta kadın tarafından gelen ilişki baskılarına da en az birkaç ay direnir.
Eğer siz böyle bir erkek iseniz, diğer kadınlarla olan potansiyelinizi neden hemen kısıtlamaya hazır olacaksınız ki? O kadar aç ve çaresiz misiniz?
Gerçek şu ki kadın bir yandan ilişki baskısı yaparken, diğer yandan eğer erkek ilişkiye gitmeye dünden razı ise aynen yukarıdaki gibi düşünür. Doğal olarak da ilişkiye en hazır, kağıt üzerinde en erkek arkadaşlık efendi çocuklar kadınlarda zerre arzu uyandırmaz iken ilişki direnci olan erkekler kadın tarafından arzulanır ve ilişkiye zorlanır. Eğer kadının ilişki baskısına hemen boyun eğerseniz, sadece birbirinizle olma ve hergün telefonlaşma gibi standart kız arkadaş – erkek arkadaş olayına hızlıca ve dirençsiz girerseniz, kadın sizin yeterince Erkek Adam olmadığınızı düşünür.
Bu, bir erkeğin kadını sürekli sekse yönlendirmesine rağmen kadının kendisi ile kolayca yatması durumunda kadın için kötü düşünmesinin karşı cins versiyonudur. Bu blogdaki en önemli 10 yazıyı listele deseniz ilk 5’e koyacağım Seks ve İlişkilerin Temel İlkesi yazısında bahsetmiştim :
… Seks ve İlişkilerin Temel İlkesi der ki kadınlar cinsel ilişkinin bekçisi iken erkekler de ilişkinin bekçileridir.
Günümüzde, uzun süreli ilişkiyi hayatının amacı haline getirmiş o kadar çok beyni yıkanmış, kadınsılaşmış erkek var ki. Oysa bir erkek için uzun süreli ilişki asla amaç olmamalı. Bir erkek uzun süreli ilişkiye açık olabilir ancak.
Eğer erkekseniz bunu kafanıza kazıyın, erkek ilişkinin kapı bekçisidir. Kadının seksi amaç haline getirmesi nasıl ona bazı aşağı sıfatlar getiriyorsa, erkeğin ilişkiyi amaç haline getirmesi aynı sıfatları hak eder. Seks nasıl kadının ilişkiye getirdiği kaynağı ise, ilişki de (yanı zaman ve emek) erkeğin getirdiği kaynaktır ve bu kısıtlı kaynak sadece kadın bunu hakederse ona verilmelidir.
Unutmayın, sizin elinizin altındaki ilişki, kadının elinin altındaki seksten daha değerlidir. En basiti şunu düşünün : seksi şu an bir telefon ederek satın alabilirsiniz, bir kadın ise ilişki satın alamaz, kazanmak zorundadır!
Bu ilişkiye zihniyeti, kadınların erkekleri her zaman gerçek erkekler ve sünepeler diye kategorilere ayırırken (alfa / beta) kullandığı ölçülerden biridir. Sizin dört gözle beklediğiniz ilişkiye hızlıca girmeniz, kadının sizi sünepe kategorisine atmasına, en azından o kategori için değerlendirmesine neden olur.
Eğer gerçek bir erkek olsa idiniz opsiyonlarınızı bu kadar kolay çöpe atmazdınız: ŞU AN SİZİN İÇİN UYGUN, ULAŞILIR VE HER GEÇEN GÜN GENİŞLEYEN ON BİNLERCE KADINDAN OLUŞAN OPSİYONLARINIZI.
Her ne kadar kadınlar kolay lokma olmamayı daha çok oynasalar da, bu aslen erkeklerin doğası gereği olmaları gereken moddur. Erkekler evrimsel olarak sınırsız sayıda kadını arzulayabilecek şekilde inşaa edilmişlerdir.
Erkek cinsel stratejisi “sayıya”, “kalite”den daha fazla vurgu yapar. Erkeğin evrimsel olarak “yatırımı” mümkün olduğunca çok kadınla birlikte olmaktır. Tabii ki erkek de kalite arar ama kaliteye kadın kadar vurgu yapmaz.
Bunun evrimsel olarak nedeni erkeğin kadının yaptığı bebeğin kendisine ait olduğuna hiçbir zaman 100% emin olamamasıdır. Bu durumda erkeğin kendi genetik mirasını geleceğe bırakmasını 100% garantilemesinin yolu, birden fazla kadınla çocuk yapmasıdır. Kadınlar kendi doğurdukları çocuğun kendilerinin olduğunu 100% bilirler. O nedenle onlar için kaliteli genlere sahip ve kendisini bırakıp gitmeyecek bir erkek yeterlidir.
Bu durumda ne tip bir erkek (!) kendi doğasını bu kadar çabuk çöpe atabilir. Tabii ki çaresiz, aç ve beyni yıkanmış bir erkek. Kadınlar erkeğin opsiyonları olduğu gerçeğini milyonlarca yıldır kabul etmiştir hatta bunun erkek adam olmanın bir özelliği olduğunu bilir.
Doğada tek bir kadına bu kadar aç ve çaresiz bağlanan erkek, muhtemelen hiçbir kadının istemediği erkeklerden biridir.