Joe Rogan’ın Kim Kardashian’ı uzaylılara anlattığı efsane parodisi

Amerikalı komedyen Joe Rogan, dünyaya gelen uzaylılara Kim Kardashian’ın neden dünyanın en ünlü kadını olduğunu, sahte götlü bir kadının nasıl ABD Başkanının 50 katı para kazandığını anlatmaya çalışıyor 🙂 Olaya da ünlü futbolcu O.J. Simpson’ın dünya kadar beyaz piliç sikerken bir çılgınlık yapıp bunlardan biri ile evlenmesinden itibaren ard arda gelen olaylar zinciri ile bağlanıyor …

Skeç, harika bir modern kültür eleştirisi. Eğer İngilizceniz varsa üstadın Joe Rogan Experience Podcastlarını mutlaka izleyin. Bu podcast şu an Amerikanın en popüler podcastlarından biri.

Saha Raporu – Nükleer Shit Test

Lokasyon: Endonezya

4 günlük bir iş gezisinin son gününde Tinder‘dan eşleşilen bir hatunla içmek üzere buluştum. Kendisi 19 yaşında, büyük göğüslü, güzelcene bir hatun çıktı şansıma. Öncesinde bir bilgi vereyim, Asya’da genel olarak beyaz adam seven (Türkler de beyaz burada) bir grup kız mevcut ve ortalıkta bu hatunlara yetebilecek kadar beyaz adam olmadığından tavlamak da gelen olarak daha kolay.

Kızımız tam olarak böyle bir tip çıktı, ama muhabbet ilerledikçe hatunun kaşarlık seviyesi rahatsız edici boyutlara ulaştı. 19 yaşında olmasına rağmen muhtemelen üç haneli sayıda adamla yatmış, 15 yaşından beri barlardan adam avlayan bir hatun. Aslında ilk shit test tam olarak da buydu ancak son gecem olduğundan, aman nolcak sevişicez alt tarafı diyip bende işi geyiğe vurup kendi hikayelerimi anlatmaya başladım. Ama tabiki sert bir shit test geldiğinde devamı da her zaman gelir.

Gece ilerledi, dışarıda oturduğumuz mekanın iç tarafına geçtik. Müzik, dans, bol miktarda alkol derken gece gayet iyi gidiyordu. Ya da ben öyle zannediyordum. Tuvalete gidip geldiğimde hatunun yandaki erkek grubuyla dans etmeye başladığını gördüm, dedim heralde üzerime oynuyor, pek umursamadım. Hatta bir ara bana dönüp “geceyi hala seninle bitireceğim merak etme” dedi, dedim neyse.

Aslında buraya kadar tek gecelik bir ilişki olacağından pek umursamadım. Daha önce başıma böyle bir olay geldiğinde doğru olanı yapıp çekip gitmeyi de başarmıştım. Kızın dans ettiği elemanlarla gayet de iyi anlaştık, bizim birlikte olduğumuzu farkettiklerinde hatuna yürümeyi kestiler, bol miktarda da içki ikram ettiler sağolsunlar.

Unuttuğum tek şey, böyle nükleer shit test uygulayan hatunlara asla ama asla güvenilmemesi hatta vakit kaybedilmemesi gerektiğiydi. Peki gecenin sonunda ne mi oldu? Hatunun barın başka bir yerinde arkadaşları vardı, 1-2 kere yanlarına gidip gelmişti. En son gece 3 gibi ben bi arkadaşlarıma bakıcam dedi, gitti ve bir daha da gelmedi. Whatsapp’tan bloklayıp gecesine başka bir adamla devam etmiştir muhtemelen.

Diyeceğim o ki, eğer bir hatun sinirlerinizi olması gerektiğinden fazla test etmeye çalışıyorsa, yapılacak tek mantıklı hareket çekip gitmek. O geceden çok büyük ihtimalle birşey çıkmaz gençler. He bir de, boktan bir kadınla asla ve asla vakit kaybetmeyin. Sinirlerinize yazık.

 

Erkeğin kendi değerini yükseltmesinin en kolay yolu

Erkeğin kendi değerini yükseltmesinin en kolay yolu gününün çoğunu yüksek değer üretici aktivitelere ayırmasıdır. Hemen hemen hepimizin kendine özgü olan ama içgüdüsel olarak bildiği aktiviteler. Jordan Peterson’un “yapman gerektiğini bildiğin halde yapmayı sürekli ertelediğin ya da yapmaktan kaçındığın” şeyler. Bunların bir kısmı da globaldir : düzenli olarak spora gidip ağırlık kaldırmak, kariyerine odaklanmak, bir yan kariyer ile uğraşmak, değerli bir beceri edinmek, kadınlarla pratik yapmak, vs.

Fakat birçok erkek yine Jordan Peterson’un “yapmamanız gerektiğini bildiğin halde yapa durduğun” aktivitelere, yukardakilerden çok daha fazla zaman ayırır. Bu tür düşük değerli hatta negatif değerli aktiviteler de genelde globaldir : TV izlemek, internette gezinmek, sosyal medyada takılmak, saatlerce bilgisayar oyunu oynamak, aşırı içmek ve ertesi gün hiçbir şey yapamamak ve hatta uyuşturucu …

Bu yukardaki her ne kadar basit görünse de uygulaması çok zor olan bir tavsiyedir. Her sabah düzenli olarak erkenden kalkıp spor salonuna gitmek zordur, internette gezinmenin cazibesine kapılmadan bilgisayar başında işine odaklanmak zordur, egonu bir kenara atıp hergün kadınlara yaklaşmak zordur vs. Ama işte tam da bu zor işler, erkeğin değerini arttıran şeylerdir.

Bu, bütün gününü robot gibi yüksek değerli işlere ayır demek değildir. Kişi burada kendisine tiran gibi şunu şunu yapacaksın diye baskı yapmak yerine kendisi ile pazarlık yapmalıdır. Örneğin “eğer 4 saat düzenli çalışırsam”, 1 saat internette boş boş takılabilirim gibi. Genelde çıkmanız gereken oran 4 saat yüksek değerli işe karşılık 1 saat kafana göre takılmaktır. Yani 12 saat yüksek değerli işe gidiyor ise, 4 saat kafana göre takılarak rahatlaman lazımdır. Ama bu orana hemen çıkmanız gerekmez. Eğer günde 8 saati çöpe atan biri iseniz bunu önce 7 saate ve sonra 6 saate indire indire 4 saate varmak lazımdır.

Şöyle düşünün : Yapmanız gerektiğini bildiğiniz ama sürekli yapmaktan kaçındığınız şeyleri yapmaya başladınız ve gayretle yapmaya devam ettiniz. 10 yıl sonra nasıl biri olurdunuz? Muhtemelen çok çok daha “fazla” biri.

Erkeğin ilişki konusunda en güçlü silahları

  1. Dışarı açılmak : Eğer hatun kişi sizinle yatmıyorsa, başkası ile seks yapmak
  2. Çekip gitmek : Eğer hatun kişi size kötü davranıyorsa, hatunu bir daha geri gelmemek için terketmek

Bu ikisi, erkeğin ilişki cephaneliğindeki en önemli iki silah demiş The Red Pill Reddit yazarı (The Two Most Powerful Weapons In A Man’s Relationship Arsenal: Stepping Out, And Walking Away). Biz buna bir üçüncüsünü ekleyeceğiz ki bu ikisinden daha etkili : kadının hayal gücü.

Önce bu ikisine bakalım. Seks ve İlişkilerin Temel İlkesinde belirtmiştik, bir kadın kendi cinselliğinin kapı bekçisidir. Yani bir kadın erkek ile arasında seks olup olmayacağını belirleyen kişidir. Fakat günümüz sosyal geleneği (a) bu gerçeği çarpıtır ve (b) bu elmanın ikinci yarısından hiç bahsedilmez.

(a) Bir kadın kendisi ile bir erkek arasında ilişki olup olamayacağına karar veren kişidir ama erkeğin tek başvuracağı kapı değildir. Bu ruh ikizi kişilik bozukluğu çarpıtması ile gölgelenen bir gerçektir. Birçok erkek seks olmasa da aynı kapıda bekler ama bunun zerre gereği yoktur.

(b) Elmanın ikinci yarısı ise erkeğin ilişki kapısının bekçisi olmasıdır. Yani seks olup olmayacağına kadın karar verir, bunun ilişkiye gidip gitmeyeceğine de erkek (önce seks olmadan kapıda hem ilişki hem de kısmetse seks olur diye yatan ayak paspaslarından bahsetmiyoruz tabii ki).

Neyse, bu durumda bir kadının seks silahını kullanması, ancak sizin “hayatımın aşkı”, “ruh ikizim“, “onsuz yaşayamam” beyin yıkamalarına başarıyla boyun eğmeniz ve başka kapıda seks aramayacak olmanız durumunda erkilidir (erkeklerin 80%si üzerinde etkilidir maalesef).

Dırdır, sürekli hır çıkarma silahı ise ancak siz çekip gitmeyecek olduğunuz zaman etkilidir.

Bu arada belirtmeden de edemeyeceğiz, evlilik bu iki silahınızı da devlet zoruyla çöpe atmanızdır ve bu nedenle eğer girilecekse çok dikkatli yapılması ve mümkünse uzak durulması gereken bir kurumdur. Eğer evli değilseniz ve bu silahları kullanamıyorsanız toplum tarafından iğdiş edilmiş olmanızdandır. Durumunuz kötü olsa da evli erkek kadar felaket değildir.

Bu ikisi nükleer opsiyonlardır. Daha az tahrip gücüne sahip ve aslında oldukça etkili silah ise kadının hayal gücüdür. Her kadının, hayalgücünden kaynaklanan ve sizden gizlemeye kastıkları bir rekabet stresi vardır. Kadınlar zamanın kendi aleyhlerinde ama erkeklerinin lehinde işlediğini içgüdüsel olarak bilir ve daha genç ve istekli diğer kadınların erkeklerini ellerinden almasından çekinirler. Kadınlarının ayak paspası olmuş sünepelerin kadınları bile ilginçtir bu strese sahiptir.

Eğer kadın size seks ve dırdır kartı ile geliyorsa, yapmanız gereken tek şey çoğunlukla kadının “bu herifin gözü mü açıldı / açılabilir” şüphesini ateşleyecek birşey yapmaktır. Pat diye bir hobi edinmek, spora başlamak, giyim kuşamı iyileştirmek, dışarda takılmak (fazla mesai bile olur) ve hatunun başkası mı var sorularını hafif bir alayla karşılamak genelde yeterlidir.

 

The Red Pill öğretisinin pratiği – Önce kendine odaklanmak

The Red Pill öğretisi her ne kadar sadece karı-kız olayı ile kısıtlı sanılsa da öğretinin asıl odak konusu bir erkeğin pozitif erkeklik temelli olarak kendini geliştirmesi. Her ne kadar bu öğretiye ilk defa gelenlerin büyük bir kısmı entellektüel meraktan değil kadın – erkek ilişkilerinde başarısızlıktan ve taze bir kuyruk acısından burda olsa da, eğer ilk kızgınlığı ve burada ve diğer camialarda okuduklarının şokunu aşabilirlerse olayın aslında kendini geliştirme ile alakasını göreceklerdir. Kadınlar aslında erkeklerin başarılarını veya başarısızlıklarını ölçen barometreler olduğundan bu ikisi alakalıdır ve asıl temel kendini geliştirmektir.

Birinci olarak, ikinci olarak, , üçüncü olarak vs. vs. kendinize odaklanın. Sonra kadınları düşünün.

Neyse, ilk giriş ne olursa olsun bir süre sonra asıl soru eski kız arkadaşımı nasıl geri kazanırım gibi saçma sapan şeylerden hayatımı iyiye doğru değiştirmek için ne yapabilirime döner (dönmeli, dönmüyorsa okuduğunuzdan bir bok anlamıyorsunuz demektir).

Burada çok sayıda temel ilke ve felsefe yazısı var ama bu yazı çok pratik olarak ne yapmalı sorusuna cevap verecek. Bunun cevabı basit. The Red Pill’in kırmızı hapını düşünce gücüyle yutamazsınız. Yapmanız gereken ve yapmadınız mı bir türlü kırmızı haplı olamadığınız şeyler var. Bunlar olmadan da skor yaparsınız ama hem kasmanız gerekir hem de kalıcı başarı zor olur.

Birincisi ve en önemlisi ağırlık kaldırmak. Eğer halihazırda spor yapmıyorsanız hemen spor salonuna yazılın. Eğer düzensiz yapıyorsanız düzenli hale getirin. Haftada en az 3 – 4 kere. Ağırlık kaldırın, kardiyoya asıl amaç değil. Evet şişmansanız zayıflamanız lazım ama spor salonunun asıl verdiği şey adeleler değil testosteron. Televizyon başında patatese dönüşme dürtüsünü bastırıp sizi erkek egemenlik hiyerarşisine tırmanmaya itecek dürtü testasteron ile gelecek ve testasteron ise ağırlık kaldırma ile. Bu bir ayda olacak birşey değil ama altı aya kalmaz etkisini göreceksiniz. Testasteron ve fiziksel güç duruşunuza, sesinize (derin ve erkeksi ses = güçlü ciğerler) ve en önemlisi de enerjinize yansıyacak.

İkincisi, iyi ve sağlıklı beslenin ve iyi uyuyun. Sabahlara kadar parti yapmak, hamburgerle beslenmek ve bira fıçısına düşmek 20lerin ilk yıllarına kadar yapılabilir ama sonrasında tamamen erkekliğinizden yer. Testosteron seviyelerinin 80lerden beridir her yıl 1% düşmesinin en güçlü şüphelisi boktan beslenme alışkanlığı (fast food, şeker ağırlıklı beslenme, gazlı içecekler, vs.). Alkolü azaltın, bırakmasanız bile. Kola falan yok. Günde 8 – 9 saat uyuyun. Sebze ve meyve ağırlıklı tüketin ve hazır gıdayı azaltın.

Üçüncüsü, eğer çalışmıyorsanız, kendinize bir iş edinin. Eğer boktan bir işiniz varsa daha iyisini bulun. Eğer işiniz iyi ise ve siz bir süredir yükselmiyorsanız, işte yükselmenin yollarını arayın. Dışarı çıkıp iş yapan insanlarla tanışın. O arkadaşlarla okeye dönerken hep tartıştığınız ve ara ara sizi yoklayan girişimci fikrinizi deneyin. Kendi hakettiğinizi düşündüğünüz işi ararken işsiz gezmeyin, başka bir iş yapın. Eğer öğrenci iseniz ve hala yapmadı iseniz part-time iş yapın. Bilmiyorsanız İngilizce öğrenin (Türkiye’de kariyer tabanlı erkek egemenlik hiyerarşisinde tepe %20ye çıkarsınız). Bilgisayarı geliştirin. Verimli çalışmayı öğrenin. Erkek adama bulunduğu pozisyon yetmez, yükselmek ve işinizi iyi yapmak için dürtün kendinizi. Yayılıp yatmak testasteron düşmanıdır.

Dördüncüsü, tanımadığınız insanlarla konuşun. Starbucks kuyruğunda, spor salonunda, yolda sokakta, eğer ciddi bir iş yapmıyorsanız ve yapmıyorlarsa insanlarla iki çift laf edin. Arkadaş edinmeye veya kıza yürümeye çalışmayın. Sadece kızlarla konuşmayın, sadece güzel kızlarla da konuşmayın. Herkesle iki çift muhabbet etmeye hevesiniz olsun.

Beşincisi, iş dışında ciddi bir hobi edinin. Gitar çalmayı mı öğrenirsiniz, şiir klübüne mi gidersiniz o sizin bileceğiniz iş (gitardan daha çok kız çıkar). Ye, iç, çalış, sıç, TV izle, oyun oyna, seviş, yattan başka birşey yapmanız lazım.

Altıncısı, “oyunu” öğrenin ve uygulayın. Buna başlamak için fit, başarılı ve yakışıklı olmayı beklemeyin. Kadınlarla iletişim ve ilk tanışmadan yatağa gitmek (1) sağlam sinir ve serinkanlılık gerektirir zira reddedilme oranı başarılı ataktan daha fazladır ve (2) pratik ister. Bunun için oyunu uygulamak ve geliştirmek, daha da önemlisi kendi micazınıza kalibre etmek önemli. Zengin, yakışıklı ve başarılı da olsanız, eğer kadınlar konusunda tutuksanız elinize kuvvet yaşarsınız (ha paraya gelecek kadın her zaman bulunur ama bunlar sizden hoşlandıklarından değil para için gelir).

 

Alfa Kuralları – Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak

The Red Pill öğretisi ve bunun temellendirdiği “oyun” kavramı ile ilgili en yaygın eleştirilerden biri, oyunun sahte ve sığ olduğu, oyunu uygulayanların ise yapıyormuş gibi yapmalarının hiçbir zaman yapmak gibi olamayacağıdır. Bu konuya Sadece kendin ol (ya da başkası olma kendin ol) yazımızda değinmiş, erkeği oyundan alıkoymaya çalışan bu propogandanın, kadınların çıkarına işleyen sosyal bir gelenek olduğundan ve asıl amacının hipergamiyi eniyilemek olduğunu belirtmiştik.

Bu işin bir başka boyutu da, yapıyormuş gibi yapmanın, içten gelerek yapmanın temeli olabileceği. Alfa Erkek – National Geographics Çalışması adlı belgeselin aşağıda Türkçe altyazı ile koyduğumuz bölümü bunun aslında bilimsel temelleri olduğunu gösteriyor.

Alfa erkeklerin agresif, kendine güvenen ve egemen davranışlarının içten gelen özgüven ve güç duygusundan kaynaklandığı gibi, bu davranışları uygulamanın içte özgüven ve güç duygusu da yaratabileceği.

Bizim duygu diye hissettiğimiz şeylerin hormon salgılanması ile alakalı olduğu artık bilinen birşey. Yeni yeni keşfedilen şey ise hareketlerle hormon salgısının değişebileceği ve bunun da duygu yaratabileceği. Belgeselin aşağıdaki Fake It To Make It (Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak) bölümünde, alfa maymun hareketleri yapmanın (örneğin kollar havada açık V duruşu) testosteron seviyesini 20% arttırdığı ve tam tersi itaatkar ve boyun eğer hareketlerin ise 10% azalttığı verisinden yola çıkarak bir deney yapılıyor.

Testosteron, erkeklik hormonu ve yüksek seviyeleri erkeklerin egemenlik ve hırs dürtüsü ile alakalı. İşin ilginci, bu tür özgüven hareketleri sadece testosteronu arttırmak ile kalmıyor, kortizol seviyesini de (stres hormonu) azaltıyor. Bu da alfa erkekliğin sadece agresif bir hırsla değil, stres karşısından serinkanlı bir şekilde davranmayla da ilişkisini açıklıyor.

Dark Triad Nedir?

Dark triad, psikolojide şu 3 kişisel özelliği taşıyan insanlara verilen isim: psikopatlık, narsistlik ve hilekarlık. Bu tarz kişilere “dark” yani karanlık denmesinin ise ana sebebi, bu özelliklerin hepsini bulunduran insanların kötülük yapmaya normal bir insana göre çok daha meğilli olması.

“E abi biz burda kişisel gelişim falan konuşuyoduk noldu şimdi niye buraya geldi konu” diyebilirsiniz, demeyin. İşin özü şu: bu insanlar doğal olarak alfa doğmuş kardeşlerimiz ve gerçekten kadın magneti olarak hayatlarını sürdürüyolar. Saçma mı geldi? Birazdan örneklerle açıklayacağım, sabret.

Şimdi öncelikle bu arkadaşlardan biraz bahsetmek lazım. Suçlular, uyuşturucu kaçakcıları, katiller, tecevüzcüler v.s. genel olarak bu karakter özelliğinde insanlar. Yanlışlıkla bir kere suç işlemiş insanlardan bahsetmiyorum, bunu hayat tarzı olarak yaşayan insanlar bunlar. Sokaktaki serseri de bu gruba ait, zevk için adam öldüren psikopat da.

Kafanda biraz daha belirginleşti mi tip? Süper, şimdi gerçek bir örnek ile devam edelim.

Abimizin adı Charles Manson. Fotoğraf kendisini anlatıyor ama, abinin hayat hikayesine şöyle bir göz atalım:

Annesi 16 yaşında bir hayat kadınıyken doğan Charles Manson, çocuk yaşlarda annesinin cezaevine girmesi nedeniyle hırsızlık yaparak geçinmeye, sokaklarda yaşamaya başladı. 18 yaşında kendisi de tutuklandı. Cezaevinde bıçak tehdidiyle bir koğuş arkadaşı tarafından cinsel istismara uğrayınca ıslah evine yerleştirildi. 1954 yılında şartlı tahliye ile serbest kaldı. Sahte çek vermek, kadın satıcılığı, uyuşturucu vb. suçlar nedeniyle defalarca hapse girip çıktı. 1967 yılında son kez tahliye olduktan sonra, etrafına topladığı kişilerle bir “aile” oluşturarak Los Angeles ta bir çiftliğe yerleşti. Bu çiftlikte geliştirdiği “teorilerle” yönlendirdiği müritlerinden 5 kişi, Roman Polanski’nin hamile eşi Sharon Tate, Abigail Folger, Polonyalı oyuncu Wojciech Frykowski, erkek kuaförü Jay Sebring, ve lise mezunu bir genç Steven Parent’i Los Angeles, Kaliforniya’da vahşice öldürdüler.

Ertesi gece bu kez Manson’un da katıldığı grup, Labianca çiftini aynı şekilde öldürüp parçaladı. Taraftarı olan bir kadının, farklı bir suçla tutuklandığında, işledikleri cinayetleri övünerek anlatması sonucunda Manson ve 4 arkadaşı tutuklandı.

Nasıl, tam anlamıyla bir psikopat değil mi? Peki ben hala bu olayın red pill ile ne alakası olduğunu anlatmadım değil mi? Şimdi işler burada biraz garipleşiyor. Bu adam hapiste kalırken (kendisi normalde idam mahkumu ancak daha sonrasında cezası müebbet hapise çeviriliyor ve hala hapisanede hayatına devam etmekte) yüzlerce kadından bu adama defalarca aşk mektubu geliyor. Hatta bir tanesi o kadar çok yazmış ki “Charles Manson: Love Letters To a Secret Disciple” adında bir kitaba konu olmuş. Dikkatinizi çekmek istiyorum, adamın bir daha hapisten çıkabilme ihtimali bile yok, ve herif tam bir psikopat. Şimdi bir “hassiktir lan noluyoruz?” oldun mu? O zaman geçelim ikinci örneğimize.

Ted Bundy. Ne kadar sevimli ve yakışıklı gözüküyor değil mi? 30’dan fazla cinayet işlemiş, kurbanlarına öldürmeden önce ve öldürdükten sonra tecavüz etmiş, daha sayamayacağım kadar fazla şey yapmış bir cani kendisi. Şimdi içinizden “yok artık kadınlar bu adama da ilgi duymuyordur canım?” diyorsunuz değil mi? Tebrikler, yanıldınız. Bu mahlukat da, Charles Manson gibi yüzlerce aşk mektubu alıyor. Yalnız mahkeme bu adamı, Charles gibi yaşlandırmayı seçmemiş ve 1989 yılında idam edilmiş.

Reddit’te feminist olması ile ünlü bir ablamız, utana sıkıla “askwomen” subreddit’inde (kızlarsoruyor.com tarzı bir paylaşım alanı) bu tarz adamların kendini azdırdığını itiraf etmişti. Yazdığı yazının tamamını buraya taşımayacağım ancak şu noktası çok hoşuma gitti:

My fiance is a good guy good guy and I really love him, our life together is great …but then I talk to the dirty long haired pot smoking mechanics at work and it makes me miss fucking up my life by dating them. Stupid.

Diyor ki: “Nişanlım çok iyi biri ve onu çok seviyorum. Birlikte hayatımız çok güzel… Ama daha sonra uzun saçlı, ot içen tamirciler ile konuştuğumda, bir anda içimden bir ses herşeyi boş verip onlarla çıkmamı söylüyor”

Yani bu olay eğitimle vs. falan alakalı değil. Hani diyorsun ya bu barzo herifler nasıl her hafta başka hatunlarla takılıyor. Bak işte cevabı burada. Daha fazla örnek verip sizi sıkmayacağım, inanmıyorsanız ekşi’de “hatunların efendi adam yerine piç tercihi” başlığında buna benzer yüzlerce hikaye bulabilirsiniz.

“Peki abi siz ne diyonuz biz de mi böyle olalım?” diyorsanız eğer cevap tabiki de hayır, saçmalamayın. Bunlar kadınların eş seçimi konusunda mantıklı davranmadıklarını göstermek için size uç örnekler. Bakın bu adamlar 1-2 kadından aşk mektubu almıyorlar. Sayılar yüzler ile ifade ediliyor.

Şimdi gelelim kadınlar neden bu adamlara, adamı bir daha görme şansı olmasa bile aşık oluyor. Bu blog’un birçok yerinde kadınların çocuklarına bakabilecek, güçlü, gidip avlanıp yemek bulabilecek adamlara aşık olduğunu söyledik ya. Bu herifler bunların ağa babaları. Bu adamlar dibine kadar güçlü, kimseyi takmayan, kural tanımayan, canları ne isterse onu yapan adamlar. Tekrar söylüyorum, bu adamlar gibi olmayın. Olamazsınız da zaten. O kadar psikolojik bozukluğu elde edebilmek bile çok ciddi travmalar gerektiriyor.

Peki ben bu yazıyı neden yazdım? Hani kardeşim sen “ay o kırılır şunu yapmayayım”, “ay bunu yaparsam üzülür” diye meriç triplerine giriyorsun ya. Girme! Ayı ol biraz, kendini düşün. Birşey hoşuna gitmiyorsa söyle, içinden ayarsız birşey yapmak geliyorsa yap. Erkek doğan sana bunları yapmanı söylüyor, bırak o erkek dışarı çıksın. Hatunları kırmazsan hiçbirini de elde edemezsin. Biraz narsist, biraz manyak olmaktan asla zarar gelmez.

Crazy, Stupid, Love Filmi – Alışveriş Merkezi Sekansı

2011 yapımı Crazy, Stupid, Love filminin efsane alışveriş merkezi sahnesi. Karısı tarafından aldatılan bir ömür boyu beta Cal (Steve Carrell), barda tanıştığı ve kendine acıyan alfa kurt Jacob (Ryan Gosling) tarafından oyunun kurallarını öğrenmeye başlıyor. Cal’ın the red pill’i yutmaya başladığı bu sekansta Jacob önce Cal’ın giyimini değiştiriyor.

Film çok güzel, daha önce yapmadıysanız mutlaka izleyin.

 

Aşık Kadın

Men value love, women love value.
Erkekler aşka değer verir, kadınlar değere aşık olur.

Erkekler, aşkın aşk olarak yeterli olduğuna inanır. Kadınlar ise aşk konusunda fırsatçıdır.
Bunu şöyle de söyleyebiliriz : Erkekler bir kadına aşık olurlar, kadınlar ise bir erkeğe değil, ondan sağlayabilecekleri faydaya aşık olurlar.
Hatta bunu şöyle daha iyi söyleyebiliriz : Bir kadının bir erkeği, bir erkeğin bir kadın tarafından sevilmek istediği şekilde sevebilecek kabiliyeti yoktur. Sadece kadınlarımız değil, kız kardeşlerimiz, annelerimiz ve kızarkadaşlarımız da bu tür bir aşk kavramına sahip değildir.
“Erkekler realist gibi davranan romantiklerdir, kadınlar ise romantik gibi davranan realistler”

Matrix’e göbekten bağlı bir beta erkek için “kadın aşkı”nın gerçek doğasını kabul etmek çok zordur. Gerçek hayat her ne kadar aksini defalarca kanıtlamış olursa olsun böyle bir erkek kendi kafasındaki Disneyvari aşk mitini bırakmamak için büyük bir mücadele verir.

Kadın aşkının yukarıda bahsedilen doğasını kabul edip hayatını ona göre yaşamak ise erkeğin mutlu olmak için atabileceği en önemli adımlardan biridir. Bu bir kadın duygusal olarak bağlanamaz ya da ilişkiye yatırım yapamaz anlamına gelmez. Sadece bir kadın erkeğin idealize ettiği kalıba uyacak biçimde bunları yapamaz anlamına gelir.

Kadının bu idealize edilmiş aşk kalıbına uyamayacak olmasının kabulü bir erkeğin uzun süreli ilişkisinin temelini oluşturmalıdır. Peki bu pratikte ne anlama gelir? Basit : Erkek, dominant cinsiyet olmalıdır. Erkek, kutsal bir merci böyle buyurduğu için ya da doğuştan hakkı olduğu için değil. Kadının aşkının, kadının hipergami güdüsüne rağmen erkeğin bu aşkı sürdürebilme kapasitesine bağlı olduğu için.