Saha Raporu – 30luk abi, 20lik iki hatun, iki farklı oyun, iki farklı sonuç

Hank yazıyor ben de saha raporu yazmaya başlayayım. Ben bu yazıda birbirine benzer iki durum yazacağım. Olay her ne kadar kendinden daha genç kadınlara yürüyen 30luk ve üzeri abilere faydalı bilgiler içerse de, gençler de okusun, faydalı dersler var.

Benim öyle çok genç kadın takıntım yok ve hatta 30luk ablaları daha çok seviyorum. Fakat bu ablaların önemli bir kısmı bize (yatağa girmeden bana bir hayatta bir evlilik yeter, evlenmek isteyen hatun benle vakit kaybeder uyarılarıma rağmen) koca ve sperm bankası adayı olarak baktığı için yaşın alt sınırını ister istemez 20ye çektim. Ve evet, mümkünse neden olmasın.

Neyse konuya girelim. Bir başarısız buluşma ve ardından bir başarılı buluşma yazacağım. Adın Ryan soyadın Gosling değil ise bu başarısızların oranı başarılılardan çok daha fazladır (gerçi Ryan Gosling olsan da reddi yersin) ama erkekler genelde sadece başarılıları konuşmayı sever.

Rapor 1- 22lik güzel, iyi mesaj oyunu, ilk buluşmada sıçış.

Türkiye’de çalışan ve yaşayan ecnebi kızımızla tinderdan tanıştım. Bilmeyenlere söyleyeyim, eğer İngilizce biliyorsanız bu hatunlar iyi bir ilişki malzemesi. İngilizce özürlü memlekette ciddi bir açığı kapatır hale geliyorsunuz 🙂

Neyse, telefonunu almak 5 – 6 mesaj sürdü. Whatsapp’tan da standart oyunum sonucu oldukça istekli ve flörte müsait bir hatun çıkınca, ilk buluşmayı ayarladık. Tek sorun benim iş gezilerimden dolayı buluşmanın 3 – 4 hafta sonraya kalması idi (Tinder‘dan ilk eşleşme ile ilk buluşma arasında 2 – 4 gün olmalı en fazla, başarıyı eniyilemek için). Neyse ben tek sorun bu derken bunu 3’e 4’e katladım.

Kadıköy’de bir Starbucks’ta sözleştik. Profil fotolarında 10 üzerinden 8.5, 22 yaşında bir afet var. 30luk bir abi olarak hata payı az biliyorum, biliyorum da hep uyguluyor muyum?

Her biri tek başına yeter 2 temel hata yaptım :

1 – Gece elemanlarla içtik ve ben eve dönmedim. Sabah da zaten geç kalktım buluşma için. Çantamda bir kot pantolon ve elemanda bir polo t-shirt vardı. Geçirdim üstüme. Büyük hata. 25 yaşında iken bir buluşmaya statü yansıtacak bir şekilde gitmeseniz de olabilir ama 35 yaşında aynı lüksünüz yok. Hele şuradaki spor ayakkabılı abiden  hallice gitmek tam bir aptallık. Yaptık mı, yaptık!

Kendinden 12 – 13 yaş daha büyük bir erkekle ilgilenen kadın para avcısıdır demiyorum, çoğu da öyle değildir ama bu tip bir zevki olan kadın hele de 25 yaş altında ise giyim kuşamdan bir statü akmasını bekler. Eğer aksi çıkarsa ağır shit test yağmuru yağdırır.

2 – Uykusuz ve akşamdan kalma bir haldeydim. 20li yaşlarının ilk yarısına kadar hatunlar, hele de güzel hatunlar, eğer 30 yaş üstünde iseniz oraya sizi parçalamaya gelir genelde. Yani ultra sağlam shit test bekleyin. Yani, o bacaklar arasındaki kıymetli yumurtaları size açmaya karar verene kadar ağır siklet yumruğa hazır olun. Alışkın olmadığım birşey değil ama uykusuzlukmuş, akşamdan kalmaymış gibi kafayla da zor aşılır şeyler bunlar. Zaten olayın gidişinden anlamışsınızdır aşamadığımı.

Neyse bir can havli gittim, kızı buldum. Erkenden gelmiş, kahveyi yarılamış. İşin aslı fotolar sahtedir diye pek de ciddiye almıyordum, karşımda 22 yaşında afet bir Doğu Avrupalı kız vardı. Hatunun zaten geç kalmam üzerine shit testi hazırdı ve gelir gelmez, hele de giyimim görünce, korkunç bir soğukluk olarak salladı ve ben de gelir gelmez hata zincirine devam ettim :

1 – Kızın güzelliğinden etkilendim. Çok ciddi bir hata. Oyunun en önemli kuralı, kadın güzelliğine karşı, en azından kadınla yüz yüze iken, nötr olmak.

2 – Kızın giyim -kuşamım ile ilgili beklenen hayal kırıklığı ve ardından sergilediği soğukluktan etkilendim.

3 – 2 dakikaya kalmadı çerçeveyi saldım (frame). Yani kızın soğuk ve muhabbetsiz çerçevesine girdim. Normalde (2. vakada göreceksiniz) oraya hatuna yazmaya (kendi deyimimle kalbini çalmaya) geldiğimden hatun kafamdan aşağı su dökmediği sürece oyuna devam ederim ki bu durumda çerçeveyi kaybettim. Uygulayamadım değil, dikkat edin. Komple uygulamayı unuttum, paniğe kapıldım diyelim. Hatta tamam itiraf edeyim : resmen beta oyununa sardım bir ara.

Sonuçta kız 15 dakika sonra “ben senden hoşlanmadım” dedi (dedik ya, yaş farkı olduğunda hatunlar oyunu çok acımasız oynar). Ben de günün tek shit test defansını olayın sonunda yaptım, olayı değil ama gururumu kurtardım : “İsabet olmuş, kusura bakma ben de senden hoşlanmadım”. Zaten bu “hatun deyince iyi, sen deyince kaba” olduğun anlardan biri, kız sinirle kalktı gitti 🙂 Hatun bu kadar güzelken ve benim dediğim laf bariz yalanken, bunu ciddiye alabilmesi ayrıca komikti ama neyse.

Kaçan balık büyüktü ama önemli değil. Benim şahsi olarak 3 buluşmamdan biri yatakta bitiyor. Bu rakamı nasıl yüksek tuttuğum başka bir yazının konusu. Diğer ikisinden birini ben başarısız hale getiriyorum, diğeri ise elektrik alamama durumu.

Rapor 2 – 24lük güzel, iyi mesaj oyunu, kötü başlayan ama çerçeve sayesinde yatakta biten buluşma

Kızımızla tinderda tanıştım. Hemen whatsapp. Öğle gibiydi ve mesaj oyunu iyi gitti. İşsizdi o sıra. Ertesi gün sabah dedim ki sen sıkılıyorsundur seni yemeğe götüreyim bir öpücük alayım (uzatmadan buluşma kuralı). O da “hihihi, öyle romantik bir manzara ve hediye olmadan öpücük yok” dedi. Bunu hediye avcısı bir hatun olabileceğini not alarak ve “manzara tamam, hediye ise benim” diye cevaplayarak, akşam yemek yiyip bir çatı kat barında içmek üzere anlaştık.

Akşam kızı Starbuck’ta bekledim. Hatun 40 dakika geç geldi, trafikten (gerçi ben de geç gelirim deyip zamanında vardım). Klasik yanağa öpücük oyunumu oynadım : “Geç mi geleceksin? Her 10 dakikası için yanağa bir öpücük alırım”. (Hatun zaten sizin buluşmaya sevişmek amacıyla geldiğinizi biliyor, açık açık seks muhabbeti ile abazan görünmeye gerek yok. Ama konuşmaya seks bulaştırmayıp olayı uysal tutup gece sonu “en az 5 kere buluşmadan verilmez” kategorisine atılmaya da gerek yok. O nedenle sadece yanağa öpücük muhabbeti kurmanız daha sağlıklı ve hızlı şekilde yatağa gitmenizi sağlar).

Neyse bu sefer ön giyim – kuşam hazırlığını yaptım. Gömlek, pantolon – tamam. Hava sıcak ceket kasar – tamam. İyi banyo – tamam. Koltuk altı ter önleyici – tamam. Parfüm – tamam. Ayakkabılar boyalı – tamam.

Uyku ve akşamdan kalma problemi yok.

Neyse kızla buluştuk. Kızın ilk tepkisi, mesajlaşmanın tam tersi inanılmaz soğuktu. Oturup yemek yemeye başladığımızda elinde telefon mesajlaşıyordu ki, farkında olmasa da arkasındaki panelden gördüğüm kadarıyla tinder açıktı.

Kız ise 24 yaşında, fotolarından daha güzel bir afet. 30luk abi olarak oyunu iyi oynamam lazım. Shit test acımasız olacaktı ki klasik soğukluk olarak başladı (bkz. aşağıdaki kıssadan hisse bölümü).

Fakat bu sefer defosuz, sağlam kafa ve vücut ile oradayım, çerçeveyi bırakmadım. Buraya flörte gelmiştim ve flört edecektim. Bu soğukluk ise nükleer shit testti. İstifimi bozmadım. Kızın güzelliği ile ilgili 2 – 5 saniye afallamıştım ama onu da çaktırmadım. Klasik “kadın 70% konuşur – erkek 30%” kanunu ile kızı konuşturmaya başladım. Sorular sorarak. İki ciddi bir flört soru ile. Çenemi kapalı tutarak, bana sorulan soruları cevaptan bir gram fazlasını söylemeden yanıtlayarak.

Kız biraz açılınca, yukarı bara çıkmadan önce ara yoklama muhabbetini açtım. “Bana 4 öpücük borcun var unutma – yukarda alacağım onları” dedim. Hafif gülerek “sonra, yukarda” dedi. Bu tür dobra girişler önemli, özellikle de ekstra para harcamadan önce. Eğer ters cevap verseydi kızı bir 150 kağıt içki masrafına girmeden biraz daha işleyecektim ve tekrar soracaktım ama gerek kalmadı.

Yukarı çıktık. Yanağa öpücük borcunun ilk ikisini 1 saat içinde tahsil ettim. Stratejik olarak da gürültülü bar seçtim her zamanki gibi. Böylece karşılıklı oturmak yerin yanyana oturduk. Flörte devam ettim. Sonrası sarılma ve klasik öpüşme geldi … Çatı katlarını seviyorum, hele yağmurlu havada. Hatun genelde üşüyor, sarılıyorsun yine üşüyor. O zaman taktik sana ceketimi vereyim değil tabii. Bura soğuk gel bize gidip orda bir şarap açalım … Kibar bir dobralık yoksa ilk gece seks de yok … Cevap tamam, olur … Bize gidiş … İlk gece seks. Hem de başlangıçtaki havanın çok tersi bir durum ile. Evde kondom yok (evet biliyorum büyük aptallık). Kondom yoksa bu abi seks yapmaz. Ben seks yapmamak için kasarken hatunun gece bu seks yapılacak ultimatomu (hatunların kondomsuz yatabilitesi beni hep dehşete düşürmüştür, hala da düşürüyor). Gecenin bir yarısı kıçım 4 ata ata iki apartman ötede tanıdık gençlerden kondom almaya gidiş (seviyorum çocukları, abilik yaptım zamanında oyunu öğrendiler, şimdi nazımı çekiyorlar) ve gelişinde güzel bir gece.

(Şahsen ben uzun süreli tabak çevirmiyorum ama bu kız ile bir süre çıktık. Hatun altın avcısı (gold digger) da çıkmadı. Ekonomi masterlı bir kariyer kızı çıktı.)

Kıssadan hisse :

  1. 30luk veya 40lık abi iseniz bazı kısıtlar olsa da (örneğin genç yaş grubundaki hatunların sadece 40%si falan yaşı sorun etmeyecektir) 20lik hatunlarla flört ve seks gayet mümkün 🙂 (buna daha geniş başka bir yazıda değiniriz).
  2. Eğer hatun sizden çok gençse, (8 yaş ve üstü) ve de üstüne 18 – 25 yaş arasında ise ve de yetmedi çok güzelse, hatun ilk buluşmaya sizi parçalamaya (ağır siklet shit test ile) gelir genelde. Gardı hafif indirirseniz, nakavt kaçınılmaz. Sizinle her konuda aynı özellikte ama 20li yaşlarında bir erkeğe savrulmayan yumruk size Mike Tyson şiddetinde indirilecektir.
  3. Bu durumda giyimde statü yansıtmak, sağlam kafa ve vücut ile orada olmak ve daha da önemlisi çerçeveyi sözel ya da vücut dili bazlı ağır shit testlere karşı korumak önemlidir. Çerçeveyi korudunuz diye 100% skor yapamazsınız ama çerçeveyi salarsanız skor şansı sıfır.
  4. Benim 20lik hatunlarla genelde tecrübe ettiğim şey, ilk buluşma soğukluğunun genel bir “genç kadın – olgun erkek ilişkisi” başlangıç shit testi olduğu. Peki bu aşılamaz bir ilgisizlik mi yoksa shit test mi? Sizin için farketmez, olaya shit test olarak bakın, ona göre oynayın.
  5. Evet, çok genç bir hatuna yazmak ürkek olgun amcalar için kalp dostu değildir ama sonuçtaki muhtemel başarı oldukça tatmin edicidir.
  6. Oyun önemlidir. Oyun olmadan bu işi kotaramazsınız. Oyunu öğrenin, pratik edin.

Tinder’da başarı konusunda ayrıntılı bilgi için: Erkekler için Tinder Rehberi

Erkekler için Tinder Rehberi

Joe Rogan’ın Kim Kardashian’ı uzaylılara anlattığı efsane parodisi

Amerikalı komedyen Joe Rogan, dünyaya gelen uzaylılara Kim Kardashian’ın neden dünyanın en ünlü kadını olduğunu, sahte götlü bir kadının nasıl ABD Başkanının 50 katı para kazandığını anlatmaya çalışıyor 🙂 Olaya da ünlü futbolcu O.J. Simpson’ın dünya kadar beyaz piliç sikerken bir çılgınlık yapıp bunlardan biri ile evlenmesinden itibaren ard arda gelen olaylar zinciri ile bağlanıyor …

Skeç, harika bir modern kültür eleştirisi. Eğer İngilizceniz varsa üstadın Joe Rogan Experience Podcastlarını mutlaka izleyin. Bu podcast şu an Amerikanın en popüler podcastlarından biri.

Saha Raporu – Nükleer Shit Test

Lokasyon: Endonezya

4 günlük bir iş gezisinin son gününde Tinder‘dan eşleşilen bir hatunla içmek üzere buluştum. Kendisi 19 yaşında, büyük göğüslü, güzelcene bir hatun çıktı şansıma. Öncesinde bir bilgi vereyim, Asya’da genel olarak beyaz adam seven (Türkler de beyaz burada) bir grup kız mevcut ve ortalıkta bu hatunlara yetebilecek kadar beyaz adam olmadığından tavlamak da gelen olarak daha kolay.

Kızımız tam olarak böyle bir tip çıktı, ama muhabbet ilerledikçe hatunun kaşarlık seviyesi rahatsız edici boyutlara ulaştı. 19 yaşında olmasına rağmen muhtemelen üç haneli sayıda adamla yatmış, 15 yaşından beri barlardan adam avlayan bir hatun. Aslında ilk shit test tam olarak da buydu ancak son gecem olduğundan, aman nolcak sevişicez alt tarafı diyip bende işi geyiğe vurup kendi hikayelerimi anlatmaya başladım. Ama tabiki sert bir shit test geldiğinde devamı da her zaman gelir.

Gece ilerledi, dışarıda oturduğumuz mekanın iç tarafına geçtik. Müzik, dans, bol miktarda alkol derken gece gayet iyi gidiyordu. Ya da ben öyle zannediyordum. Tuvalete gidip geldiğimde hatunun yandaki erkek grubuyla dans etmeye başladığını gördüm, dedim heralde üzerime oynuyor, pek umursamadım. Hatta bir ara bana dönüp “geceyi hala seninle bitireceğim merak etme” dedi, dedim neyse.

Aslında buraya kadar tek gecelik bir ilişki olacağından pek umursamadım. Daha önce başıma böyle bir olay geldiğinde doğru olanı yapıp çekip gitmeyi de başarmıştım. Kızın dans ettiği elemanlarla gayet de iyi anlaştık, bizim birlikte olduğumuzu farkettiklerinde hatuna yürümeyi kestiler, bol miktarda da içki ikram ettiler sağolsunlar.

Unuttuğum tek şey, böyle nükleer shit test uygulayan hatunlara asla ama asla güvenilmemesi hatta vakit kaybedilmemesi gerektiğiydi. Peki gecenin sonunda ne mi oldu? Hatunun barın başka bir yerinde arkadaşları vardı, 1-2 kere yanlarına gidip gelmişti. En son gece 3 gibi ben bi arkadaşlarıma bakıcam dedi, gitti ve bir daha da gelmedi. Whatsapp’tan bloklayıp gecesine başka bir adamla devam etmiştir muhtemelen.

Diyeceğim o ki, eğer bir hatun sinirlerinizi olması gerektiğinden fazla test etmeye çalışıyorsa, yapılacak tek mantıklı hareket çekip gitmek. O geceden çok büyük ihtimalle birşey çıkmaz gençler. He bir de, boktan bir kadınla asla ve asla vakit kaybetmeyin. Sinirlerinize yazık.

 

Erkeğin kendi değerini yükseltmesinin en kolay yolu

Erkeğin kendi değerini yükseltmesinin en kolay yolu gününün çoğunu yüksek değer üretici aktivitelere ayırmasıdır. Hemen hemen hepimizin kendine özgü olan ama içgüdüsel olarak bildiği aktiviteler. Jordan Peterson’un “yapman gerektiğini bildiğin halde yapmayı sürekli ertelediğin ya da yapmaktan kaçındığın” şeyler. Bunların bir kısmı da globaldir : düzenli olarak spora gidip ağırlık kaldırmak, kariyerine odaklanmak, bir yan kariyer ile uğraşmak, değerli bir beceri edinmek, kadınlarla pratik yapmak, vs.

Fakat birçok erkek yine Jordan Peterson’un “yapmamanız gerektiğini bildiğin halde yapa durduğun” aktivitelere, yukardakilerden çok daha fazla zaman ayırır. Bu tür düşük değerli hatta negatif değerli aktiviteler de genelde globaldir : TV izlemek, internette gezinmek, sosyal medyada takılmak, saatlerce bilgisayar oyunu oynamak, aşırı içmek ve ertesi gün hiçbir şey yapamamak ve hatta uyuşturucu …

Bu yukardaki her ne kadar basit görünse de uygulaması çok zor olan bir tavsiyedir. Her sabah düzenli olarak erkenden kalkıp spor salonuna gitmek zordur, internette gezinmenin cazibesine kapılmadan bilgisayar başında işine odaklanmak zordur, egonu bir kenara atıp hergün kadınlara yaklaşmak zordur vs. Ama işte tam da bu zor işler, erkeğin değerini arttıran şeylerdir.

Bu, bütün gününü robot gibi yüksek değerli işlere ayır demek değildir. Kişi burada kendisine tiran gibi şunu şunu yapacaksın diye baskı yapmak yerine kendisi ile pazarlık yapmalıdır. Örneğin “eğer 4 saat düzenli çalışırsam”, 1 saat internette boş boş takılabilirim gibi. Genelde çıkmanız gereken oran 4 saat yüksek değerli işe karşılık 1 saat kafana göre takılmaktır. Yani 12 saat yüksek değerli işe gidiyor ise, 4 saat kafana göre takılarak rahatlaman lazımdır. Ama bu orana hemen çıkmanız gerekmez. Eğer günde 8 saati çöpe atan biri iseniz bunu önce 7 saate ve sonra 6 saate indire indire 4 saate varmak lazımdır.

Şöyle düşünün : Yapmanız gerektiğini bildiğiniz ama sürekli yapmaktan kaçındığınız şeyleri yapmaya başladınız ve gayretle yapmaya devam ettiniz. 10 yıl sonra nasıl biri olurdunuz? Muhtemelen çok çok daha “fazla” biri.

Erkeğin ilişki konusunda en güçlü silahları

  1. Dışarı açılmak : Eğer hatun kişi sizinle yatmıyorsa, başkası ile seks yapmak
  2. Çekip gitmek : Eğer hatun kişi size kötü davranıyorsa, hatunu bir daha geri gelmemek için terketmek

Bu ikisi, erkeğin ilişki cephaneliğindeki en önemli iki silah demiş The Red Pill Reddit yazarı (The Two Most Powerful Weapons In A Man’s Relationship Arsenal: Stepping Out, And Walking Away). Biz buna bir üçüncüsünü ekleyeceğiz ki bu ikisinden daha etkili : kadının hayal gücü.

Önce bu ikisine bakalım. Seks ve İlişkilerin Temel İlkesinde belirtmiştik, bir kadın kendi cinselliğinin kapı bekçisidir. Yani bir kadın erkek ile arasında seks olup olmayacağını belirleyen kişidir. Fakat günümüz sosyal geleneği (a) bu gerçeği çarpıtır ve (b) bu elmanın ikinci yarısından hiç bahsedilmez.

(a) Bir kadın kendisi ile bir erkek arasında ilişki olup olamayacağına karar veren kişidir ama erkeğin tek başvuracağı kapı değildir. Bu ruh ikizi kişilik bozukluğu çarpıtması ile gölgelenen bir gerçektir. Birçok erkek seks olmasa da aynı kapıda bekler ama bunun zerre gereği yoktur.

(b) Elmanın ikinci yarısı ise erkeğin ilişki kapısının bekçisi olmasıdır. Yani seks olup olmayacağına kadın karar verir, bunun ilişkiye gidip gitmeyeceğine de erkek (önce seks olmadan kapıda hem ilişki hem de kısmetse seks olur diye yatan ayak paspaslarından bahsetmiyoruz tabii ki).

Neyse, bu durumda bir kadının seks silahını kullanması, ancak sizin “hayatımın aşkı”, “ruh ikizim“, “onsuz yaşayamam” beyin yıkamalarına başarıyla boyun eğmeniz ve başka kapıda seks aramayacak olmanız durumunda erkilidir (erkeklerin 80%si üzerinde etkilidir maalesef).

Dırdır, sürekli hır çıkarma silahı ise ancak siz çekip gitmeyecek olduğunuz zaman etkilidir.

Bu arada belirtmeden de edemeyeceğiz, evlilik bu iki silahınızı da devlet zoruyla çöpe atmanızdır ve bu nedenle eğer girilecekse çok dikkatli yapılması ve mümkünse uzak durulması gereken bir kurumdur. Eğer evli değilseniz ve bu silahları kullanamıyorsanız toplum tarafından iğdiş edilmiş olmanızdandır. Durumunuz kötü olsa da evli erkek kadar felaket değildir.

Bu ikisi nükleer opsiyonlardır. Daha az tahrip gücüne sahip ve aslında oldukça etkili silah ise kadının hayal gücüdür. Her kadının, hayalgücünden kaynaklanan ve sizden gizlemeye kastıkları bir rekabet stresi vardır. Kadınlar zamanın kendi aleyhlerinde ama erkeklerinin lehinde işlediğini içgüdüsel olarak bilir ve daha genç ve istekli diğer kadınların erkeklerini ellerinden almasından çekinirler. Kadınlarının ayak paspası olmuş sünepelerin kadınları bile ilginçtir bu strese sahiptir.

Eğer kadın size seks ve dırdır kartı ile geliyorsa, yapmanız gereken tek şey çoğunlukla kadının “bu herifin gözü mü açıldı / açılabilir” şüphesini ateşleyecek birşey yapmaktır. Pat diye bir hobi edinmek, spora başlamak, giyim kuşamı iyileştirmek, dışarda takılmak (fazla mesai bile olur) ve hatunun başkası mı var sorularını hafif bir alayla karşılamak genelde yeterlidir.

 

The Red Pill öğretisinin pratiği – Önce kendine odaklanmak

The Red Pill öğretisi her ne kadar sadece karı-kız olayı ile kısıtlı sanılsa da öğretinin asıl odak konusu bir erkeğin pozitif erkeklik temelli olarak kendini geliştirmesi. Her ne kadar bu öğretiye ilk defa gelenlerin büyük bir kısmı entellektüel meraktan değil kadın – erkek ilişkilerinde başarısızlıktan ve taze bir kuyruk acısından burda olsa da, eğer ilk kızgınlığı ve burada ve diğer camialarda okuduklarının şokunu aşabilirlerse olayın aslında kendini geliştirme ile alakasını göreceklerdir. Kadınlar aslında erkeklerin başarılarını veya başarısızlıklarını ölçen barometreler olduğundan bu ikisi alakalıdır ve asıl temel kendini geliştirmektir.

Birinci olarak, ikinci olarak, , üçüncü olarak vs. vs. kendinize odaklanın. Sonra kadınları düşünün.

Neyse, ilk giriş ne olursa olsun bir süre sonra asıl soru eski kız arkadaşımı nasıl geri kazanırım gibi saçma sapan şeylerden hayatımı iyiye doğru değiştirmek için ne yapabilirime döner (dönmeli, dönmüyorsa okuduğunuzdan bir bok anlamıyorsunuz demektir).

Burada çok sayıda temel ilke ve felsefe yazısı var ama bu yazı çok pratik olarak ne yapmalı sorusuna cevap verecek. Bunun cevabı basit. The Red Pill’in kırmızı hapını düşünce gücüyle yutamazsınız. Yapmanız gereken ve yapmadınız mı bir türlü kırmızı haplı olamadığınız şeyler var. Bunlar olmadan da skor yaparsınız ama hem kasmanız gerekir hem de kalıcı başarı zor olur.

Birincisi ve en önemlisi ağırlık kaldırmak. Eğer halihazırda spor yapmıyorsanız hemen spor salonuna yazılın. Eğer düzensiz yapıyorsanız düzenli hale getirin. Haftada en az 3 – 4 kere. Ağırlık kaldırın, kardiyoya asıl amaç değil. Evet şişmansanız zayıflamanız lazım ama spor salonunun asıl verdiği şey adeleler değil testosteron. Televizyon başında patatese dönüşme dürtüsünü bastırıp sizi erkek egemenlik hiyerarşisine tırmanmaya itecek dürtü testasteron ile gelecek ve testasteron ise ağırlık kaldırma ile. Bu bir ayda olacak birşey değil ama altı aya kalmaz etkisini göreceksiniz. Testasteron ve fiziksel güç duruşunuza, sesinize (derin ve erkeksi ses = güçlü ciğerler) ve en önemlisi de enerjinize yansıyacak.

İkincisi, iyi ve sağlıklı beslenin ve iyi uyuyun. Sabahlara kadar parti yapmak, hamburgerle beslenmek ve bira fıçısına düşmek 20lerin ilk yıllarına kadar yapılabilir ama sonrasında tamamen erkekliğinizden yer. Testosteron seviyelerinin 80lerden beridir her yıl 1% düşmesinin en güçlü şüphelisi boktan beslenme alışkanlığı (fast food, şeker ağırlıklı beslenme, gazlı içecekler, vs.). Alkolü azaltın, bırakmasanız bile. Kola falan yok. Günde 8 – 9 saat uyuyun. Sebze ve meyve ağırlıklı tüketin ve hazır gıdayı azaltın.

Üçüncüsü, eğer çalışmıyorsanız, kendinize bir iş edinin. Eğer boktan bir işiniz varsa daha iyisini bulun. Eğer işiniz iyi ise ve siz bir süredir yükselmiyorsanız, işte yükselmenin yollarını arayın. Dışarı çıkıp iş yapan insanlarla tanışın. O arkadaşlarla okeye dönerken hep tartıştığınız ve ara ara sizi yoklayan girişimci fikrinizi deneyin. Kendi hakettiğinizi düşündüğünüz işi ararken işsiz gezmeyin, başka bir iş yapın. Eğer öğrenci iseniz ve hala yapmadı iseniz part-time iş yapın. Bilmiyorsanız İngilizce öğrenin (Türkiye’de kariyer tabanlı erkek egemenlik hiyerarşisinde tepe %20ye çıkarsınız). Bilgisayarı geliştirin. Verimli çalışmayı öğrenin. Erkek adama bulunduğu pozisyon yetmez, yükselmek ve işinizi iyi yapmak için dürtün kendinizi. Yayılıp yatmak testasteron düşmanıdır.

Dördüncüsü, tanımadığınız insanlarla konuşun. Starbucks kuyruğunda, spor salonunda, yolda sokakta, eğer ciddi bir iş yapmıyorsanız ve yapmıyorlarsa insanlarla iki çift laf edin. Arkadaş edinmeye veya kıza yürümeye çalışmayın. Sadece kızlarla konuşmayın, sadece güzel kızlarla da konuşmayın. Herkesle iki çift muhabbet etmeye hevesiniz olsun.

Beşincisi, iş dışında ciddi bir hobi edinin. Gitar çalmayı mı öğrenirsiniz, şiir klübüne mi gidersiniz o sizin bileceğiniz iş (gitardan daha çok kız çıkar). Ye, iç, çalış, sıç, TV izle, oyun oyna, seviş, yattan başka birşey yapmanız lazım.

Altıncısı, “oyunu” öğrenin ve uygulayın. Buna başlamak için fit, başarılı ve yakışıklı olmayı beklemeyin. Kadınlarla iletişim ve ilk tanışmadan yatağa gitmek (1) sağlam sinir ve serinkanlılık gerektirir zira reddedilme oranı başarılı ataktan daha fazladır ve (2) pratik ister. Bunun için oyunu uygulamak ve geliştirmek, daha da önemlisi kendi micazınıza kalibre etmek önemli. Zengin, yakışıklı ve başarılı da olsanız, eğer kadınlar konusunda tutuksanız elinize kuvvet yaşarsınız (ha paraya gelecek kadın her zaman bulunur ama bunlar sizden hoşlandıklarından değil para için gelir).

 

Alfa Kuralları – Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak

The Red Pill öğretisi ve bunun temellendirdiği “oyun” kavramı ile ilgili en yaygın eleştirilerden biri, oyunun sahte ve sığ olduğu, oyunu uygulayanların ise yapıyormuş gibi yapmalarının hiçbir zaman yapmak gibi olamayacağıdır. Bu konuya Sadece kendin ol (ya da başkası olma kendin ol) yazımızda değinmiş, erkeği oyundan alıkoymaya çalışan bu propogandanın, kadınların çıkarına işleyen sosyal bir gelenek olduğundan ve asıl amacının hipergamiyi eniyilemek olduğunu belirtmiştik.

Bu işin bir başka boyutu da, yapıyormuş gibi yapmanın, içten gelerek yapmanın temeli olabileceği. Alfa Erkek – National Geographics Çalışması adlı belgeselin aşağıda Türkçe altyazı ile koyduğumuz bölümü bunun aslında bilimsel temelleri olduğunu gösteriyor.

Alfa erkeklerin agresif, kendine güvenen ve egemen davranışlarının içten gelen özgüven ve güç duygusundan kaynaklandığı gibi, bu davranışları uygulamanın içte özgüven ve güç duygusu da yaratabileceği.

Bizim duygu diye hissettiğimiz şeylerin hormon salgılanması ile alakalı olduğu artık bilinen birşey. Yeni yeni keşfedilen şey ise hareketlerle hormon salgısının değişebileceği ve bunun da duygu yaratabileceği. Belgeselin aşağıdaki Fake It To Make It (Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak) bölümünde, alfa maymun hareketleri yapmanın (örneğin kollar havada açık V duruşu) testosteron seviyesini 20% arttırdığı ve tam tersi itaatkar ve boyun eğer hareketlerin ise 10% azalttığı verisinden yola çıkarak bir deney yapılıyor.

Testosteron, erkeklik hormonu ve yüksek seviyeleri erkeklerin egemenlik ve hırs dürtüsü ile alakalı. İşin ilginci, bu tür özgüven hareketleri sadece testosteronu arttırmak ile kalmıyor, kortizol seviyesini de (stres hormonu) azaltıyor. Bu da alfa erkekliğin sadece agresif bir hırsla değil, stres karşısından serinkanlı bir şekilde davranmayla da ilişkisini açıklıyor.

Dark Triad Nedir?

Dark triad, psikolojide şu 3 kişisel özelliği taşıyan insanlara verilen isim: psikopatlık, narsistlik ve hilekarlık. Bu tarz kişilere “dark” yani karanlık denmesinin ise ana sebebi, bu özelliklerin hepsini bulunduran insanların kötülük yapmaya normal bir insana göre çok daha meğilli olması.

“E abi biz burda kişisel gelişim falan konuşuyoduk noldu şimdi niye buraya geldi konu” diyebilirsiniz, demeyin. İşin özü şu: bu insanlar doğal olarak alfa doğmuş kardeşlerimiz ve gerçekten kadın magneti olarak hayatlarını sürdürüyolar. Saçma mı geldi? Birazdan örneklerle açıklayacağım, sabret.

Şimdi öncelikle bu arkadaşlardan biraz bahsetmek lazım. Suçlular, uyuşturucu kaçakcıları, katiller, tecevüzcüler v.s. genel olarak bu karakter özelliğinde insanlar. Yanlışlıkla bir kere suç işlemiş insanlardan bahsetmiyorum, bunu hayat tarzı olarak yaşayan insanlar bunlar. Sokaktaki serseri de bu gruba ait, zevk için adam öldüren psikopat da.

Kafanda biraz daha belirginleşti mi tip? Süper, şimdi gerçek bir örnek ile devam edelim.

Abimizin adı Charles Manson. Fotoğraf kendisini anlatıyor ama, abinin hayat hikayesine şöyle bir göz atalım:

Annesi 16 yaşında bir hayat kadınıyken doğan Charles Manson, çocuk yaşlarda annesinin cezaevine girmesi nedeniyle hırsızlık yaparak geçinmeye, sokaklarda yaşamaya başladı. 18 yaşında kendisi de tutuklandı. Cezaevinde bıçak tehdidiyle bir koğuş arkadaşı tarafından cinsel istismara uğrayınca ıslah evine yerleştirildi. 1954 yılında şartlı tahliye ile serbest kaldı. Sahte çek vermek, kadın satıcılığı, uyuşturucu vb. suçlar nedeniyle defalarca hapse girip çıktı. 1967 yılında son kez tahliye olduktan sonra, etrafına topladığı kişilerle bir “aile” oluşturarak Los Angeles ta bir çiftliğe yerleşti. Bu çiftlikte geliştirdiği “teorilerle” yönlendirdiği müritlerinden 5 kişi, Roman Polanski’nin hamile eşi Sharon Tate, Abigail Folger, Polonyalı oyuncu Wojciech Frykowski, erkek kuaförü Jay Sebring, ve lise mezunu bir genç Steven Parent’i Los Angeles, Kaliforniya’da vahşice öldürdüler.

Ertesi gece bu kez Manson’un da katıldığı grup, Labianca çiftini aynı şekilde öldürüp parçaladı. Taraftarı olan bir kadının, farklı bir suçla tutuklandığında, işledikleri cinayetleri övünerek anlatması sonucunda Manson ve 4 arkadaşı tutuklandı.

Nasıl, tam anlamıyla bir psikopat değil mi? Peki ben hala bu olayın red pill ile ne alakası olduğunu anlatmadım değil mi? Şimdi işler burada biraz garipleşiyor. Bu adam hapiste kalırken (kendisi normalde idam mahkumu ancak daha sonrasında cezası müebbet hapise çeviriliyor ve hala hapisanede hayatına devam etmekte) yüzlerce kadından bu adama defalarca aşk mektubu geliyor. Hatta bir tanesi o kadar çok yazmış ki “Charles Manson: Love Letters To a Secret Disciple” adında bir kitaba konu olmuş. Dikkatinizi çekmek istiyorum, adamın bir daha hapisten çıkabilme ihtimali bile yok, ve herif tam bir psikopat. Şimdi bir “hassiktir lan noluyoruz?” oldun mu? O zaman geçelim ikinci örneğimize.

Ted Bundy. Ne kadar sevimli ve yakışıklı gözüküyor değil mi? 30’dan fazla cinayet işlemiş, kurbanlarına öldürmeden önce ve öldürdükten sonra tecavüz etmiş, daha sayamayacağım kadar fazla şey yapmış bir cani kendisi. Şimdi içinizden “yok artık kadınlar bu adama da ilgi duymuyordur canım?” diyorsunuz değil mi? Tebrikler, yanıldınız. Bu mahlukat da, Charles Manson gibi yüzlerce aşk mektubu alıyor. Yalnız mahkeme bu adamı, Charles gibi yaşlandırmayı seçmemiş ve 1989 yılında idam edilmiş.

Reddit’te feminist olması ile ünlü bir ablamız, utana sıkıla “askwomen” subreddit’inde (kızlarsoruyor.com tarzı bir paylaşım alanı) bu tarz adamların kendini azdırdığını itiraf etmişti. Yazdığı yazının tamamını buraya taşımayacağım ancak şu noktası çok hoşuma gitti:

My fiance is a good guy good guy and I really love him, our life together is great …but then I talk to the dirty long haired pot smoking mechanics at work and it makes me miss fucking up my life by dating them. Stupid.

Diyor ki: “Nişanlım çok iyi biri ve onu çok seviyorum. Birlikte hayatımız çok güzel… Ama daha sonra uzun saçlı, ot içen tamirciler ile konuştuğumda, bir anda içimden bir ses herşeyi boş verip onlarla çıkmamı söylüyor”

Yani bu olay eğitimle vs. falan alakalı değil. Hani diyorsun ya bu barzo herifler nasıl her hafta başka hatunlarla takılıyor. Bak işte cevabı burada. Daha fazla örnek verip sizi sıkmayacağım, inanmıyorsanız ekşi’de “hatunların efendi adam yerine piç tercihi” başlığında buna benzer yüzlerce hikaye bulabilirsiniz.

“Peki abi siz ne diyonuz biz de mi böyle olalım?” diyorsanız eğer cevap tabiki de hayır, saçmalamayın. Bunlar kadınların eş seçimi konusunda mantıklı davranmadıklarını göstermek için size uç örnekler. Bakın bu adamlar 1-2 kadından aşk mektubu almıyorlar. Sayılar yüzler ile ifade ediliyor.

Şimdi gelelim kadınlar neden bu adamlara, adamı bir daha görme şansı olmasa bile aşık oluyor. Bu blog’un birçok yerinde kadınların çocuklarına bakabilecek, güçlü, gidip avlanıp yemek bulabilecek adamlara aşık olduğunu söyledik ya. Bu herifler bunların ağa babaları. Bu adamlar dibine kadar güçlü, kimseyi takmayan, kural tanımayan, canları ne isterse onu yapan adamlar. Tekrar söylüyorum, bu adamlar gibi olmayın. Olamazsınız da zaten. O kadar psikolojik bozukluğu elde edebilmek bile çok ciddi travmalar gerektiriyor.

Peki ben bu yazıyı neden yazdım? Hani kardeşim sen “ay o kırılır şunu yapmayayım”, “ay bunu yaparsam üzülür” diye meriç triplerine giriyorsun ya. Girme! Ayı ol biraz, kendini düşün. Birşey hoşuna gitmiyorsa söyle, içinden ayarsız birşey yapmak geliyorsa yap. Erkek doğan sana bunları yapmanı söylüyor, bırak o erkek dışarı çıksın. Hatunları kırmazsan hiçbirini de elde edemezsin. Biraz narsist, biraz manyak olmaktan asla zarar gelmez.

Crazy, Stupid, Love Filmi – Alışveriş Merkezi Sekansı

2011 yapımı Crazy, Stupid, Love filminin efsane alışveriş merkezi sahnesi. Karısı tarafından aldatılan bir ömür boyu beta Cal (Steve Carrell), barda tanıştığı ve kendine acıyan alfa kurt Jacob (Ryan Gosling) tarafından oyunun kurallarını öğrenmeye başlıyor. Cal’ın the red pill’i yutmaya başladığı bu sekansta Jacob önce Cal’ın giyimini değiştiriyor.

Film çok güzel, daha önce yapmadıysanız mutlaka izleyin.