Jack Reacher Filmi – Efsane Bar Sahnesi

İngiliz yazar Lee Child’ın romanlarının uzun boylu, sarışın ve korkutucu başkahramanı olan Jack Reacher, 2012 yapımlı efsane Jack Reacher filminde ona hiç benzemeyen Tom Cruise tarafından canlandırıldı fakat Cruise, roman dünyasının en alfa kurdu Reacher’ı hakkını vererek oynadı bize kalırsa.

Filmin en güzel sahnelerinden biri olan bar sahnesi ve sonrasındaki kavga sahnesi aşağıdaki videoda (Türkçe alt yazılı). En komik sahne de Sandy ile Reacher arasındaki fahişe muhabbeti.

[Sandy] : Masanı paylaşmama OK misin? … Ben Sandy.
[Jack]    : Ben de öyleydim. Geçen hafta. Florida’da bir kumsalda. (Sandy kumlu demek)
[Sandy] : İsmin ne?
[Jack]    : Jimmie Reese.
[Sandy] : Hiç (adın) Jimmie gibi görünmüyorsun.
[Jack]    : Ne gibi görünüyorum?
[Sandy] : Bilmiyorum. Ama Jimmie (gibi) değil.
[Jack]    : Hımmm …
[Sandy] : Şehirde yeni misin?
[Jack]    : Genellikle.
[Sandy] : Burası biraz gürültülü. Belki … daha sessiz bir yere gitmek ister misin? … Arabam var.
[Jack]    : Sen araba kullanabilecek yaşta mısın?
[Sandy] : Ben bir sürü şey yapacak kadar büyüğüm.
[Jack]    : Bütçem kısıtlı benim Sandy.
[Sandy] : Ne?
[Jack]    : Sana param yetmez.
[Sandy] : Ben fahişe değilim!
[Jack]    : Oh o zaman sana cidden param yetmez.
[Sandy] : Gerçekten. Ben oto yedek parçacıda çalışıyorum.
[Jack]    : Demek istediğim. En ucuz kadın genelde parasını verip aldığın kadındır.
[Sandy] : Ben fahişe değilim!
[Jack]    : Oh, bir fahişe espriyi anlardı.
00:02:19.060 –> 00:02:20.460
[Eleman 1]    : Ne oluyor?
[Sandy] : Bana orospu dedi!
[Elaman 1]    :
Gerçekten mi?
[Jack]    : Kimse orospu demedi, o “fahişe” anladı ama ben “sürtük” demek istemiştim.
[Eleman 2]    : Hey, o bizim kızkardeşimiz.
[Jack]    : İyi öpüyor mu bari?
[Eleman 1]    : Hey! Dışarı!

Erkekler için ideal evlilik yaşı

Erkekler için ideal evlilik yaşı nedir sorusuna cevap vermeye çalışarak, cinsel pazar değeri (CPD) kavramını erkekler yararına uygulamaya çalışacağız. Aşağıdaki cinsel pazar değeri grafiğine bakarsanız (detaylı açıklaması cinsel pazar değeri yazımızda) birçok erkek için 20li yaşlarının tamamının CPD açısından hem bir duraklama dönemi olduğunu, hem de bu değerin kadının cinsel pazar değerine göre oldukça düşük olduğunu görürsünüz. 28 yaş civarı itibarı ile de erkeğin cinsel pazar değeri ve kadınlar için uzun dönemli ilişki değerinin dramatik bir hızla 38 yaş civarındaki tavan noktasına artmaya başladığı yaşlardır. 30 yaş civarı ise, kadının CPD’sinin tepe noktası olan 23 yaş civarından itibaren azalarak erkeğin CPDsi ile eşitlenmesi zamanıdır. İşte tam bu yaşlarda erkek, kendi CPD’sinin ve uzun süreli ilişki değerinin ayırdına varmaya başlar.

Tam 30 yaş civarı maalesef, erkek cinsel pazar değerinin farkına varmaya başlarken kadın iyice azalmaya başlayan CPDsinin tam farkında olarak henüz CPDsinin farkına varamamış bir erkeği uzun süreli ilişki / evlilik şemasına çekme telaşına düşer. Ortalama beta oğlumuz 20li yaşlarının çoğunda kız peşinde koşup, kız tavlama konusunda burnu büyük kızlardan ağzı yanmışken, birden ortaya çıkan bu “ayakları yere basan”, gerçekten aile kurmak ve sevgi ile ilgilenen kadınları büyük sevinçle karşılar. Bu “bulunmaz mücevher”in geçmişte yediği hurmalar, bu “şansı” kaçırmamak için es geçilir.

Fakat tam CPD artarken ve her sene artarak daha uygun kadının seçilebileceği havuz da büyürken evlenmek, erkeği evlenebileceği en iyi kadınla evlenmekten ve bu büyük kararı verirken opsiyonlarını daha olgun kriterlerle verebilme şansını elinden alır. Bu erkekler maalesef iş işten geçtikten sonra olayı anladıklarında, toplumda orta yaş krizi olarak bilinen şeye toslarlar.

Bizim CPD tabanlı evlilik ve hatta ilişki tavsiyemiz basit ve etkili :

  1. 24 – 25 yaşından önce uzun süreli ve tek eşli ilişkilerden mümkün olduğunca uzak dur ya da bu tür ilişkileri uzatma ve edinme peşinde koşma.
  2. 25-26 yaşından itibaren uzun süreli ilişki dene ama evlenme.
  3. Eğer çocuk düşünmüyorsan evlenme.
  4. Eğer çocuk düşünüyorsan, 32 yaşı civarında evlen.
  5. Kendinden 4-8 yaş veya daha genç bir kadınla evlen.

Yukarıdakiler birçoğunu kızdıracaktır ama burada bizim amacımız erkeğin mutluluğu (işin aslı kadının da mutluluğu).

24-25 yaşına kadar uzun süreli ilişkilerden kaçınma ya da çok hevesli olmama sebebiniz nedir? CPD görece düşük iken tek eşli ve uzun süreli ilişki yatırımı (a) çok değerli tecrübeler edinmeni engeller, (b) bu sayede iş hayatı ve ilişki ile yayar plaj topu şişmanlığına evrilirsin CPD yerlere çakılır ve (c) sonunda büyük ihtimalle çok genç ve tecrübesiz iken seçtiğin uzun süreli ilişki ile evlenirsin.

Neden 32 yaşına kadar evlenmemeli? Bu çok açık. CPD artıyor. Eğer evlenirsen genelde iş, evlilik ve çocuk derken koltukta patatese döneceksin ve CPD hiç tepeye çıkamayacak. 27den sonra bir 4 – 5 sene daha kendine, işine, finansına yatırım şansın artacak ki evliliğin zincirleri yokken ve sen de çalışkansan sosyal statün tavan yapar. Bütün bunlar senin oturup evlenmeye karar verdiğinde 30 yaşında bulabileceğinden çok daha iyi bir kadın bulabilme şansını arttırır.

Neden 32 yaşına kadar evlenmemeli? Neden olmasın? Senin teorik olarak üreme yaşın 60lara uzuyor iken neden acele edesin. Anan baban çocuk sevecek, uzun süreli ilişkin doğurganlığını kaybedecek telaşı ile … Hiçbiri senin kendi çıkarın olmayan, senden fedakarlık isteyen şeyler.

Neden çocuk düşünmüyorsan evlenmeyesin ki? O kadar boşanma, nafaka, kadın dırdırı vs. çocuk olmadan neden çekilesi anlamış değiliz. Biri anlıyorsa aşağıda şenlendirsin bizi.

Kadın neden o kadar yaşça küçük olsun? Bunun sebebini evli abileriniz bilir. Kadınlarda doğurganlık duvarı telaşı vardır, biyolojik saat olarak da bilinen. 35 yaşındaki kadının hemen şimdi çocuk yapması lazımdır ve Bay Doğru (Mr. Right) Bay Hemen Şimdi (Mr. Right Now) olmalıdır. 25 yaşında bir kadının ise önümüzdeki 5 – 10 sene içinde çocuk yapması lazımdır. En az 3 – 5 sene evli ve çocuksuz yaşamak, bakalım hayat boyu yaşayabilecek misiniz görmek için idealdir. Zira eğer öyle değilseniz ve hemen çocuğu koyarsanız sıçtınız. Size yazık, çocuğa yazık.

Peki baba neden 26? Neden 20lik bir cıbır değil? Gençseniz ya da 30ların başında evlenip CPDnizi çöpe attıysanız bilmezsiniz ama eğer kendinize iyi bakmışsanız ve sosyal statünüzü eniyilediyseniz 35 yaşında bile 22 yaşında bir hatunu tavlarsınız. Fakat, eğer evlenirseniz bu hatunun “daha benim gözüm açılmamıştı şimdi ise çok şey kaçırıyorum” anının gelme ve sizin de boynuzları takma şansınız artar. Ha hanım kızın 40ına dayanmış zengin kocayı, zengin eski kocaya değiştirip de bütün bu “hayatını yaşamayı” nafaka ve çocuk yardımı adı altında size ödetebilme alternatifi de kendisini bu yola itebilir. Bir de olaya nesil farkı giriyor nasıl evlilik ya da uzun süreli ilişki yürür bilemiyoruz. Bu satırların yazarı 30 yaşın ortasının üstünde 23 – 24 yaşına kadar indi ama hiç uzun süreli olmadı bu işler o nedenle gördüklerimizden konuşuyoruz.

Not : Burada 32 yaş üstü hanımlar evlenemesin demiyoruz. Ama kadın CPDsine bakarak şunu diyoruz ki bir kadın için ideal evlenme yaşı 27 – 28dir. Annenizi değil feminist yoldaşlarınızı dinlerseniz siz üzülebilirsiniz.

AFC Sosyal Gelenekleri

Daha önceki yazımızda Average Frustrated Chump – Ortalama Umutsuz Salak (AFC) kavramından ve AFC’lerin karakteristik özelliklerinden bahsetmiştik. Bu yazıda ise AFC zihniyetinin sosyal geleneklerinden bahsedeceğiz. AFC sosyal geleneklerine “rasyonelleştirme” de denilebilir fakat bu şekilde adlandırmak bu kalıpların sosyal geleneklerce beslendiği gerçeğini es geçebilir. Bir önceki bahsettiğimiz yazıdaki karakteristik ve zihniyetler önemli ama burada bahsedeceğimiz geleneklerin farkı toplum tarafından (genelde her iki cinsiyet tarafından) aslında pek de rasyonalitesi olmayan AFC davranışlarını rasyonelleştirme adına dayatılmaları. Bir önceki yazıdaki karakteristik özellikler belirti ise, bu yazıdaki gelenekler hastalığın kendisi.

Şimdi AFC zihniyetini besleyen en yaygın sosyal geleneklere değineceğiz. Bu gelenekleri içselleştirme prosesinin en temel öğelerinden birinin bunların tartışmaya açık olmayan şeyler olması.

“Kaliteli” kadın miti

Manosphere dünyasının bitmek tükenmez temalarından biri kaliteli kadındır. Kaliteli kadın nasıl tanımlanır temalı bu zihniyet kadınları da ikiye ayırır : kaliteli kadın ve orospular. Sanki bu ikisi arasında grinin türlü tonları yokmuş gibi.

Kaliteli kadın kavramı, bunu kullanan her erkeğin objektif kriterleri ile şekillenir. Erkeğin kendi istediği kalıba uyan kadın (ki Disneyvari bir idealizasyondur bu istediği kadın) kaliteli olur, kendi ulaşamayacağı ve tavlayamayacağı ya da kendine yüzvermeyen, terk eden kadın ise kolayca orospu kategorisine atılır. Şimdi ortamda gerçekten kötü karakterli ve ciğeri beş para ermez kadınlar da olduğunu inkar etmeyeceğim ya da bu tür davranışları eleştirmeye karşı çıkmayacağım. Demek istediğim karşısındaki etten kemikten kadını kafasındaki varolmayan ama güçlü bir ideale sokuşturmaya çalışmak ve buna uymayan ya da bu idealin varsayacağı şekilde davranmayan kadını orospu diye yaftalamak tipik ve yaygın bir AFC davranışıdır.

Bu kafanın ahlaksızlığı bir yana, pratik zararı çok büyüktür. Zira bu kaliteli kadın / orospunun teki zihniyetine kendini kaptırmış AFC (ya da Kırmızı Haplı), kendini kaliteli kadın algısına hapseder. Örneğin bir AFC arayıp arayıp sonra kaliteli bir kadın bulur ki aslen bu kadın kendisi ile cinsel munasebete girmeyi hasbelkader kabul etmiş bir kadından başka birşey değildir. Bu elemanlar temel olarak oku atarlar, okun saplandığı yerin etrafına hedef dairelerini boyarlar ve kendilerini hedefi tam 12den vurduklarına inanırlar.

Kaliteli kadın mitine hapsolmuş ortalama AFC, kadınını ya da daha elde edemediği kadını bu hayali ideale sokuşturmaya çalışacaktır. Kadın kendine ne yaparsa yapsın dizinin dibinde fino köpeği gibi karşılıksız bir sevgi ile bekleyecektir. Kendi etten kemikten kadının erkeğin erkek adam olmamasına verdiği doğal tepkileri “kancık orospu” davranışları olarak algılayacaktır.

Peki bu kavram neden sosyal gelenektir? Çünkü kaliteli kadın – orospunun teki ikilemi tartışmaya açık değildir. Sokaktaki AFC’ye bir erkek için binlerce kadının olduğunu, ilişkide olduğu kadının hayatının kadını, ruh ikizi falan olmadığını anlatmaya çalışın bir. Hele “onsuz yaşayamam” dediği kadınsız pekala yaşayabileceğini, “kalbinin en derinlerinden gelen aşk”ının aslında kafasındaki ideal kadın masalına olan sofu inancından kaynaklandığını söyleyin. Unutamadığı eski kız arkadaşını yeniden elde etmeye çalışan AFC’ye eski sevgilisinin hayatından gelip geçen sıradan bir kadın olduğunu, kaliteli kadın miti ile idealleşmiş olmasından başka bir özelliği olmadığını anlatın. Size kalpsiz bir göt muamelesi çekip çenenizi kapayacaklardır.

Teğet geçen mermi masalı

Ömrü hayatımda 40 kadınla yatmışımdır ve ne bunlardan birini kazara hamile bıraktım, ne de bir hastalık kaptım. Bunun yanında hayatındaki tek kaçamaktan belsoğukluğu kapan birini de gösterebilirim. Yani yüzlerce kadını düdükledikten sonra tek bir hastalık olmadan hayatına devam eden bir erkek de olabilirsiniz, gerdek gecesinde hastalık kapan bir bakir de. Tek eşli ilişkinin hastalık kapmanın önünde engel olduğunu düşünen zihniyet de sosyal gelenektir. Evet bu istatistiki olarak doğrudur. Fakat düzenli korunan biri iseniz cinsel yoldan bulaşan hastalıktan ölme şansınız kanserden, obeziteden ya da kalp hastalığından ölme şansınızın yanında çok küçük bir şanstır.

Bu yazdıklarım her ne kadar karakter linci şeklinde sosyal saldırıya uğrama şansımı arttırsa da demek istediğim şu : Daha az partnerim olması sayesinde hastalık kapmaktan korunuyorum mantığı, daha çok partnere zaten sahip olamayacak AFC’nin rasyonelliştirme bahanesidir ve toplumca da desteklenir. Tipik bir gereksinimin erdem haline gelmesidir.

Lokasyon, lokasyon, lokasyon

Kaliteli kadın – orospunun teki mitinin bir devamı da bar veya gece kluplerinde sadece yollu ve kalitesiz kadınların bulunabileceği inancıdır. Bu tipik bir AFC ak-kara düşüncesidir ve a) genelde eşleştikleri “kaliteli” kadının da buralara gittiği gerçeğinin es geçer ve b) kriterlerin altında bir kadınla pekala kütüphanede ya da muhallebicide de tanışabilirsiniz.

Burada asıl problem tipik bir AFC’nin bar ya da klüpte kız tavlamanın zor olması ve AFC’nin bu zorluğu aşacak sinir gücüne ve yeteneğe sahip olmamasıdır. Bar ortamında a) çok daha fazla rekabet vardır ve b) reddedilmeler genelde üçüncü şahıslarca da görülür. Bu kadar rekabetin ve gerçek zamanlı yenilginin (bolca da fırsat olmasına rağmen) hızına ortalama AFC’nin duygusal gücü yetmez. Bu yetersizliği maskelemek için böyle yerleri ve böyle yerlere takılan kadınları kötüleyen AFC bir taşla iki kuş vurduğuna inanır – hem egosunu gerçek reddedilmeden korumaktadır hem de bu düşüncesi sayesinde toplumun ahlak geleneğine yaltaklanır.

Ben diğer erkeklerden farklıyım miti

Bu muhtemelen en tehlikeli AFC miti.

Hepimiz, kendimizin eşsiz ve özel olduğumuzu düşünmeyi severiz. Bu hoşa giden bir düşünce ama bizim eşsizliğimizin onu takdir edecek birileri yoksa bir önemi yoktur. Hepimiz bir şekilde güzel, iyi, başarılı olduğumuzu düşünmekle kalmaz, bunun takdir edilmesini de bekleriz. AFC açısından fikir şudur :

AFC, kadının ağzından çıkan karşı cins kriter ve beklentilerine mümkün olduğu kadar uyarak ve kendisini bunlara uymayan bazı varsayımsal “diğer erkekler”e üstün bir pozisyona koyarak özel olduğunu ve bunun da kadın tarafından takdir edileceğini düşünür.

Bu düşünce, diğer AFC sürüsü (ve toplum geneli) tarafından takdir görür ve beslenir. Sevgili AFC’miz kendini kadının istediğini söylediği kalıba sokuşturmak için canı gönülden çabalarken diğer AFCler ve kadınlar tarafından gazlanır ve desteklenir. “Ah Orhancığım, sen (canımı yakan) diğer erkekler gibi değilsin, ne tatlı”. Evet, bunu kendisini uydu erkek yörüngesine fırlatırken o can yakan erkeklerden bir sonrakinin kucağına atlayan hanım kız bile pohpohlar. AFC’mizi  nasıl suçlayabilirsiniz? Kendisi iyi çocuk olmasının erdemine ve sonunda kazanacağına inanırken tüm toplumda onu doğrular (Daha önce de bahsettiğimiz gibi kadın 30lu yaşlarında artık can yakan çocuk tavlayacak güzelliği kaybedip de Orhancığımızı yörüngeden nikah dairesine indirdiğinde, Orhancığımızın iyi çocuk ısrarı cidden kazanmış görülür.)

Sonuç

Erkeklerin 95%si, kemiklerimize kadar işlemiş bir sosyal geleneği yaşattıklarını, onun yazılı senaryolarını papağan gibi tekrarladıklarını bilmeden bu yukardaki gibi düşünceleri canı gönülden savunurlar. Dünya’nın en etkili sosyal gelenekleri, dışardan dayatılanlar değil, öznelerin içselleştirip eleştirmekten kaçındıkları (eleştirilmesini duymaya bile tahammülleri olmayan), kendi doğal dürtülerini kendi kendilerine bastırıp uyguladıkları sosyal geleneklerdir. Bu gelenekler aynı zamanda buna azıcık uymayacak gibi olanların diğer öznelerce herhangi bir tepe otorite olmadan bastırılmasına neden olan güçlü geleneklerdir(*). Bu işte, The Red Pill‘e isim babası olan Matrix’tir.

AFC sosyal zihniyeti her zaman erkeklerce ortama sürülmez. Birçok durumda bu zihniyeti piyasaya süren bir kadındır ve AFCler buna karşı çıkacak cesaretleri olmadığından ama daha çok komik “kadınların suyuna gidiyim belki biri sevimli bulur ve verir” mantığından kadının peşine takılırlar.

Pozitif erkeklik konusunda atabileceğiniz en iyi adım, AFC zihniyeti ile aranıza mesafe koymak ve ona eleştirel gözle yaklaşmaktır. Birçok erkek AFC sosyal geleneğinin bir örneği ile karşılaştığında buna karşı çıkıp mağara adamı suçlamasını göğüsleyecek kadar taşaklı olmasa da, bu tür bir fırsatta kendinizi gerçekten “diğer erkekler”den farklı kılmak çok yararlıdır.

(*) – Mahalle Baskısı diyelim ve rahmetli Şerif Mardin‘i analım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

 

 

Yengeç zihniyeti nedir?

Yengeç zihniyeti (İngilizce crab mentality) kabaca “ben sahip olamıyorsan sen de olmamalısın” olarak tanımlanabilecek bir kavram. İngilizce de buna “kovadaki yengeç zihniyeti” de denir. Bunun sebebi, bu mentaliteye sahip kişinin bir kovaya topluca konulan yengeçlere benzemesidir.

Bir kovaya topluca konulan yengeçler, birbirlerinin üzerine çıkarak kovadan kaçabilecek iken, biraz tepeye çıkan ve kaçabilecek gibi olan yengeci topluca kovanın içine çekerler. Böylece cümbür cemaat birinin yemeği olana kadar kovada kalırlar. Durum odur ki eğer bir yengeci tek başına koysanız biraz çabayla kaçabileceği kovaya birçok yengeci bir arada koysanız, hiçbiri kovadan çıkamaz.

Bunun insan davranışındaki paraleli şudur : Bir grupta bir birey diğerlerinden daha başarılı olduğunda, grubun diğer bireyleri ya da en azından azımsanamayacak bir kısmı kıskançlık, kin ve fesat duyguları ile onun ilerlemesine engel olmaya çalışacaktır.

 

Fotoğraftaki alfa ve beta

Belli ki fotoğrafı çeken bunlara bu pozu verdirmiş. Ellerini beline koy, kafanı çevirip omuz üstünden bak. Bir erkek için bu fotoda gay görünmeme imkanı sıfır.

Erkeklerden biri uymuş. Kendisi fotoğraftaki beta.

Erkeklerden birinin sikinde değil. Muhtemelen gözü başka bir hatunu keserken elini kızın poposundan çekmeye bile gerek görmemiş. Kendisi fotoğraftaki alfa.

Fotonun hikayeyi bilmiyoruz ama muhtemelen şu kuralın geçerli olduğu bir durum : sana söyleneni yapmak = beta. Kendi bildiğini okumak = alfa.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

 

Orta yaş krizi (40ından sonra azmak) efsanesi

Cinsel pazar değeri (CPD) adlı yazımızda erkeklerin cinsel pazar değerinin 38 yaşında tepe noktasına ulaştığını (yaklaşık 38 – 42) ve bu tepe noktasından sonra ise görece oldukça yavaş bir şekilde azaldığını belirtmiştik. Bu tepe noktasından hemen sonraki 40 yaş civarı en klişe erkek orta yaş krizinin yaşandığı yaşlar. Türkçe’de buna 40’ından sonra azdı derler mesela. Bu yaş henüz daha matrix’ten fişini çekemediyse bir erkeğin bunu yapabileceği en iyi zaman olduğu gibi, erkeğin cinsel pazar değerine uyanmaya en meyilli olduğu zaman. Ve yine aynı zamanda bu dönem erkek ile karısı arasındaki CPD’nin erkek lehine en açık olduğu zaman. Henüz uyanmamış bir erkek tam bu yaş civarında ilişkilerin temel kuralını kendi açısından deneyimler : kadının erkeğe olan ihtiyacı, erkeğin kadına olan ihtiyacından çok daha fazladır.

Toplum (özellikle feminen temelli kültür öğeleri) bu uyanışa karşı tedbirini önceden almıştır. Erkekler bu yaş döneminde, böyle bir “kriz” olabileceği konusunda her türlü iletişim aracı ile uyarılır. Toplum bu “kriz” nedeniyle “yoldan çıkan” erkeği utandıracak şekilde suçlamalar ile hazırdır. Birçok erkek bu propoganda ile o kadar başarılı bir şekilde bastırılır ki, içlerinden gelen bu doğal dürtüyü kimseye gerek olmadan kendileri gözardı ederler.

Orta Yaş Bilinçliliği

Orta yaş bilinçliliğinin dokunduğu erkeklerin hikayesi ortaktır. Erkek adamımız iş-güç sahibi, 30larının sonunda biridir. “Herkesin benden beklediği herşeyi hayatımın son 10 – 15 yılında yaptım ama kimsenin takdir ettiği yok”. Bu erkeklerin hikayelerini dinlemek, beni orta yaş krizinin aslında bir mit olduğu gerçeğine uyandırdı. Feminen koşullanma sözde orta yaş krizi yaşayan erkeklerin geçip gitmiş gençliklerini yeniden yaşamaya çalışarak spor arabalar, motorsiklet ve karıyı boşayıp genç sevgili yapma gibi atraksiyonlara girdiğine inanır. Bu tabii ki erkeklerin egoist ve odun olduklarına, maskülen davranışların çocukça şeyler olduğuna inanan feminen düşünceye uyan bir açıklamadır.

Orta yaş krizi bir erkeğin giden gençliğini umutsuzca yeniden canlandırma çabasından değil, 20li yaşlarda ya da 30larının başında düştükleri kafesin korkunç parmaklıkları ile yüzleşmeye başlamaları nedeniyle olur. Bazı erkekler gerçekten de spor araba alır, karıyı boşar daha gencini alır veya bunun gibi şablona uygun sorumsuzluklar yapar. Ama bu bile bu adamların gelişmemişliklerinden değil, cinsel pazarda erkek olarak bulundukları pozisyonun farkına varmış olmalarındandır. Uzun süredir o kadar sorumluluk altına girmişler ve o kadar az takdir görmüşlerdir ki, bu pozisyonu görür görmez önlerine bakmaya karar verirler. Ona sorumluluk diye pazarlanan ödevi sebatla yerine getirdikten sonra ellerinde ne vardır ki? Plaj topu formatında ve muhtemelen şirret bir kadın? Eğer evliliği mükemmel bile olsa 40 yaşında dünyayı yeterince deneyimleyememişlik hissi?

Bugün ben bu krizi yaşamayan erkeklere üzülüyorum asıl. Bunlar gerçekten kaybedilmiş ruhlar.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

 

İyi çocuk olmak – Acıların çocuğu olmanın şaşmaz formülü (2)

İyi çocuk olmak – Acıların çocuğu olmanın şaşmaz formülü (1) yazımızda iyi çocuk olmanın kadınlar tarafından genelde güçsüzlük ve acizlikle eşdeğer algılandığından ve bunun da aslında hatunların kötü kalpli olmalarından ziyade zorunluluktan (evrimsel baskı) olduğundan bahsettik.

İyi / efendi çocuk olmanın bir erkek için felaket ve dominant, alfa erkek olmanın daha iyi olmasının başka bir nedeni daha var. Kadınlar sadece seksi, maskülen erkekleri çekici bulmakla kalmaz, bilinçaltı tarafından eğer varsa iyi çocuk için besleyebileceği duygulardan da şüphe duymaya zorlanır. Deli saçması gibi değil mi? Değil, sebebi de şu : İyi çocuklar farkında olmadan kadının içinde kendilerine karşı bir direnç oluştururlar.

Eğer bir erkek bir kadına iyi çocuk modunda davranıyorsa, bu kadın nadiren de olsa bu erkeğe karşı ilgi duysa bile, kadın içindeki “arzu”yu arzu olarak değil, “borç” ya da “suçluluk duygusu” olarak algılayacaktır. Kadın içindeki duyguları bu erkeğe birşeyler borçlu olduğu için ya da onun için üzüldüğünden hissettiğini sanacaktır. Daha başka bir deyişle içindeki duyguları arzu olarak algılamayacaktır.

Bunun tersine birçok kadın için piç herifin “piç”liği, onun seksiliğinin kanıtı olarak algılanacaktır. Burada piç heriflerin doğru yaptıkları şey, kadını etkilemeye çalışmamalarıdır ki kadın tarafından genelde “o kadar seksi ki etkilemeye bile çalışmıyor” olarak algılanır. Zira etkilememeye çalışmak genelde erkeğin başka opsiyonları olduğuna işaret eder ki kadının hayalgücünü ve rekabet kaygısını azdırır. Zaten iyi çocuğun kaybettiği şey “iyi kalp” değildir (hepimiz biliyoruz ki bir erkek iyi çocuk oyununu kötü çocuk gibi kadının donunun içine girmek için taktik olarak kullanır), kadını etkilemeye çalışarak ona “benim senden başka opsiyonum yok, zira bana bakan başka kadın yok” mesajı vermesidir.

Kadın, erkeğin seksi olduğunu düşündüğünde suçluluk, borçluluk ve acıma duygusu olmadan kendini erkeğe açabilir. Ve hissettiği şeyi de cinsel arzu olarak algılar.

Piç erkek davranışı devam ettikçe kadının hayalgücü ve arzusu kamçılanır. Kendi arzusu gerçek olmalıdır zira bu adam çok arzu edili biridir. Zira bu adam muhtaç değildir, demek ki başka kadınları elde edebilecek biridir. Ve başka kadınlar elde etmeden, elde edilmelidir. Kadının temel içgüdüsü bu kadar şaha kalktığı için de piç erkeğin kötü davranışları es geçilir.

Kadının arzusunu arttıran bir başka şeyde, kötü çocuğu çevresindeki diğer erkeklerle karşılaştırmasıdır. O erkeklerin çoğu kendisinin kıçını yalamaktadır, kendini yatağa atmak için iyi çocukçuluk oynayan “çocuk”lardır. Maalesef işini bilen bir alfa, kadının sadece hayalgücünü değil, çevresindeki betaları da acımasızca kaldıraç olarak kullanır.

Burada aktif olan psikolojik kavram bilişsel uyumsuzluk (cognitive resonance). İnsanın kafasında çatışan fikirlerden ve duygulardan kaçma eğilimi. İyi çocuk olarak yapılan şeyler genelde hediyeler vermek, destek olmak vs. gibi hareketler olduğundan ister istemez borçluluk hissettirecektir. Erkek bir de sürekli etkilemeye çalışarak ister istemez kadına “senden başka alternatifim yok” mesajı verirse acıma duygusu da yaratır. Erkeği görünce arzu duysa bile bir kadın aynı anda acıma ve borçluluk duyguları da çıkacağından, erkekten rahatsız olacaktır (bilişsel uyumsuzluk).

Bir kadının arzu hissi ile çatışacak duygular yaratmamak için ilişkinin özellikle başlarında ona hediyeler almak, sürekli işlerini halletmek (ödev yardımı gibi), iltifat etmek (özellikle fiziksel güzelliğine ki buna kaşlar, gözler gibi size zararsız görünen iltifatlar da dahil) ve sürekli duygusal destek olmak gibi davranışlardan uzak durmalısınız.

Aslına bakarsanız, herşeyi kendi kurallarınızla yapacağınızı ona göstermeniz lazım. Onu öpmenizi isterse örneğin, öpmeyin. Tartışma da yaratmayın. “Sana sarılmayı bitirmedim” daha gibi birşey söyleyin. Sonra onu öpersiniz ya da öpmezsiniz size kalmış. Kadınlar kontrolü elinde tutan erkeklerden hoşlanır ve kontrolün sizde olduğunu görmeyi arzular.

Bu ilkeyi her zaman uygulamanız lazım. Çok fazla gülümsemek bile kadında, ondan onay bekliyorsunuz izlenimi uyandırır.

Kıç Yalamamaya Giriş (Kıç Yalamama 101)

Seni Seviyorum = Kendini topuğundan vurmak

Çok güzelsin = Kendini iki topuğundan da vurmak

Allah aşkına (ya da inancınız neyse), yeni tanıştığınız bir kıza (yeni = 3 aydan az süredir) asla seni seviyorum demeyin! Bir kadına “çok güzelsin” ya da onun türevleri (“gözlerin çok güzel” gibi) söylemeyin. Çekici bir kadın bu “seni seviyorum”, “çok güzelsin” gibi kıç yalama türevlerini o kadar çok duymuştur ki bu kelimeler tek başına otomatik olarak erkeği diğer “ezik beta” ların kategorisine atar.

En az 3 aydır beraber olmadığınız bir kadına seni seviyorum demek sizi aptal ve aciz gösterir. Hiç itiraz etmeyin (a) bu kadar süre beraber olduğunuz kişiyi sevecek kadar tanıyamazsınız, (b) kadın bunu cinsel arzudan söylediğinizin 100% farkındadır ve (c) en kötüsü de kadın kontrolün kendisinde olduğunu anlar. Bu sözcükler aranızdaki ilişkiyi sizin lehinize şekillendirecek pozitif cinsel gerilimi de söndürür.

Tabii bu birkaç ay tanıştıktan sonra sürekli seni seviyorum demeye ve hatuna sürekli iltifat etmeye başlayın anlamına gelmiyor. Bu tür şeyler kıç yalamaktır ve sizi ezik gösterir. Siz ne kadar aslında kıç yalamaktan değil de ona olan saf sevginizden böyle yapıyorum deyip dursanız da (ki yalan), bu davranış kadının hayatındaki ezik erkekler tarafından o kadar çok yapılan birşeydir ki sizi o kategorinin içine atar.

Bu tür bir mesafeyi her aşamada korumanız ve “muhtaç” izlenimi vermemeniz lazım. Mesela barda bir kadınla tanıştığınızda tüm vücudunuzu ona dönmeyin. Konuşurken kadın size yeterince ilgi gösterene kadar sadece başınız ona dönük olsa yeterlidir.

Bir kadına onun etkisi altına girmediğinizi göstermenizin en kolay yolları sürekli gülümsememek, kadın sizinle konuştu diye çok heyecanlanmamak, ona ilginizi aşırı odaklamamak, ukala – eğlenceli ruh halinde onunla sürekli şakalaşmak gibi şeylerdir. Bunları doğal olarak yapamıyorsanız muhtemelen opsiyonlarınız olmadığı içindir (bkz tabak çevirmek).

Bu yazı, İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları Kitabındaki aynı adlı bölümden genişletildi.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

İyi çocuk olmak – Acıların çocuğu olmanın şaşmaz formülü (1)

Beyni yıkanmamış bir erkeğin sergilediği en temel davranış, elle tutulur hedeflerini atılgan bir şekilde odaklanmasıdır. Hiçbirşey onun önünde duramaz. Bu tip bir erkek iyi çocuk değildir. Bu piçin teki olduğu anlamına da gelmez. Bu konsepti anlamak bir erkeğin yılların beyin yıkamasının etkisini atma ve maskülen doğasını ortaya çıkarma yolundaki en önemli adımdır.

Basitçe belirtmek gerekirse, kadınlar iyi çocuklardan tiksinirler. Evet tiksinirler, abartı yok. Bu hayatın acı gerçeklerinden biri ama 100% doğru bir gerçek.

Kadınlar iyi çocuk olmayı aşağılık olmakla bir tutarlar.

Kadınlar, güçlü – kuvvetli olmayı içinde barındıran maskülen karakteri arzularlar. İyi çocuk olmak, güçsüz olmakla eş değerdir. İyi, efendi çocuk rolüne büründüğünüzde kadına “ben güçsüz biriyim” mesajı gönderiyorsunuz. Bunu bir kadın aynı zamanda aranızdaki ilişkide, o ilişki her neyse, tüm ipleri ona bırakıyorsun olarak da algılar.

Bu kendi ayağına korkunç bir kurşun sıkma haline en güzel bir örnek bir erkeğin hakkında daha pek birşey bilmediği bir kadına seni seviyorum demesidir. Bu aptalca davranış hiç de çekici birşey değildir ve sadece kadının tüm ipleri elinde tuttuğuna inanmasını sağlar.

Bir kadın kendisine ihtiyacı olan ve herhangi bir şekilde muhtaç davranan bir erkeğe ilgi duyamaz. İyi çocuk olmak aslında bir kadınla herhangi birşey olma ihtimaline yaptığınız kamikaze dalışıdır.

Efendi çocukların bir diğer problemi daha vardır : Kötü çocuklar. Bu kötü çocuklar en azından bu acımasız, rekabetçi ve vahşi dünyada, kadınların dünyasını da kapsayan bu dünyada, nasıl ayakta kalabileceklerini bilirler ve iyi çocukların pek de rekabet edemeyecekleri rakipler olarak karşılarına dikilirler.

Kadınlar vahşidir demeye çalışmıyorum, ama karnında 9 ay, kucağında 2-3 yıl bebek taşımak zorunda olan bir kadın, bir erkeğe göre eş seçiminde çok daha acımasız ve gözü karadır. Olay, hayatta kalmak ve evrim ile alakalı.

Kötü çocukları çekici kılan şey, ancak evrimle açıklanabilecek derinlerden gelen bir dürtüdür : en güçlü olanın hayatta kalması = kadınların güçlü ve acımasız bir erkeği arzulaması.

İyi çocuklar bir kadını serserinin teki ile her gördüklerinde bunun bir istisna olduğuna inanırlar, bunu defalarca görseler bile. Eğer bir erkek kadınların iyi / efendi / kibar erkeklerden hoşlanmadıklarını gerçekten anlasa, kadın – erkek ilişkilerinde kendi kendini ayağından vurmaya eşdeğer bu ruh halini hemen üzerlerinden atarlar. Burada asıl problem, iyi çocukların “iyi çocuk” olmanın çalışır bir strateji olduğunu sanacak şekilde programlanmışlardır.

Kadınlar iyi çocuklardan hoşlanmazlar. Bu kendilerine kötü davranılmasından hoşlanırlar anlamına da gelmez (birçok iyi çocuğun olayı yanlış anlayıp o uca savrulması da görülmemiş birşey değil).

Fakat tekrar edelim, kadınlar iyi çocuklardan sadece hoşlanmamakla kalmazlar, onlardan tiksinirler.

Bunun sebebi basit : fazlaca iyi çocuk olmak öncelikle doğal değildir. Bu Bu ruh hali bir erkeğin doğal seksiliğini ve erkeksiliğini kapatan yapay bir katmandır. Bu davranış kalıbının bir erkeğin doğal yapısı olduğunu sanmak, beyin yıkamadan başka birşey değildir. Ve hoşlandığınız kadına karşı iyi / efendi / nazik çocuk olamayacağınızı bilmek pek de hoş hissettirmeyen bir gerçektir.

Ama bir kadınla “kötü çocuk” olmak iyi ve doğal birşeydir. İyi çocuk olmanız, kadında “günahkar” cinselliğini aseksüel bir iyi çocukla paylaşması nedeniyle suçluluk duygusu ortaya çıkarır. İyi çocuk olmak yapaydır. Erkeksi olmak seksi ve doğaldır. İyi çocuk olmak iki yüzlü olmaktır. Kadından seks koparmak için “gerçek” doğanı saklamaktır, kıçını yalamaktır.

“Neden böyle sonuçlandı anlamıyorum. Ona çok kibar davrandım, her zaman destek olmaya çalıştım. Ona çiçekler, hediyeler aldım. Onu sevdim, ona onu sevdiğimi defalarca söyledim. Başka kızlara bakmadım …”

Evet, tam olarak da bu ezik iyi çocukluk herşeyi mahveden şey. Problem şu ki çoğunlukla ortamda bunu bilen tek erkek grubu “kötü çocuklar” gibi durmaktadır. Bu erkekler, kıçlarını yalayan iyi çocuklardan ölesiye sıkılan kadınları ağlarına düşürürler. Bu kadınlar iyi çocukları seks için haftalarca bekletirken, serseri tiplerle ilk buluşmada yatabilirler.

Tabii ki kadınlar bu serserilerden şikayet edip dururlar. Kuyruk acısı ile iyi çocukların omuzlarında ağlarken, ilk fırsatta yine bir serserinin eline düşmekten kendilerini alamazlar. Oysa ortamın bu avcılara kalması kader değil.

Devamı için İyi çocuk olmak – Acıların çocuğu olmanın şaşmaz formülü (2).

Bu yazı, İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları Kitabındaki aynı adlı bölümden genişletildi.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Tinder nasıl kullanılır

Erkek Adam kitapları serisinden Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabı için tıklayınız.

Öncelikle uygulama ile ilgili fazla bir bilgin olmadığını düşünüyorsan seni şöyle, profilini nasıl düzenleyeceğin ile ilgili öneriler arıyorsan böyle alalım.

Şimdi profilimiz hazır ve kullanmaya başlayacağız. Bu yazıda ufak maddeler halinde neler yapman ve yapmaman gerektiğini açıklayacağım:

  1. Uygulama senin yaptığın beğenilere göre sana bir puan veriyor. Bu puan ne kadar yüksekse görülme olasılığın da o kadar artıyor. Bu nedenle asla ve asla herkesi beğenme gibi bir aptallık yapma. Zaman ayırmayacağın, verse yatmayacağın kadını asla beğenme.
  2. Beğeneceğine inandığın her profile girip, fotoğraflarına bakmanda yarar var. Bunun 2 sebebi var. Birincisi asla ve asla bir kadının fotoğrafına güvenme. Hatun çok şişman ya da çirkin olsa da ilk fotoğrafta bunu ustaca gizlemiş olabilir. Bir göz at. İkincisi ise, tinder bir insanın profilinde ne kadar uzun zaman geçirirseniz sizi o insana daha önce gösteriyor. Bu nedenle de profillerde 5-10 saniye zaman geçirmek sana avantaj sağlayacak.
  3. Super likelarını daha gerçekçi hedefler için kullan. Manken gibi fotoğrafları olan bi hatuna super like atsan bile seni beğenmeme ihtimali çok yüksek. Seni beğenebileceğini düşündüğün insanlara kullan.
  4. Tinder plus güzel birşey. Herhangi bir akşam bara gidip hatunlarla tanışmaya harcayacağın paradan daha ucuz ve kesinlikle daha etkili. Eğer maddi durumunda ciddi bir sorun yoksa al.
  5. Tinder plus ile birlikte gelen “boost” tinder plus’ın kendisinden de güzel. Bu özellik senin profilini yarım saatliğine normalde olduğundan 8-10 kat daha fazla hatuna gösteriyor. Aman dikkat günün her saatinde kullanmak mantıksız. Genelde akşam 9-10 arasını tercih et.
  6. Peki eşleşmeler gelmeye başladı şimdi ne yapacağız? Mesaj atma işini asla bekletme. Eşleşme geldikten sonra 1 gün içerisinde ilk mesajı göndermiş ol. Emin ol kadınların sadece %1’i sana ilk mesajı atacaktır. Ancak mesaj için hatunun da mesajlaşmaya uygun olabileceği akşam saatlerini ya da haftasonlarını tercih et ki, muhabbet çok da kesilmeden devam edebilsin.
  7. Peki hatuna mesaj attın ancak cevap gelmedi, ne yapacaksın? Umursamayacaksın! Hele hele 2. mesajı minimum 1 hafta geçmeden asla ve asla atmayacaksın! Unutma hatuna ne kadar gereksiz ilgi gösterirsen senden soğuması da o kadar hızlı olacaktır. Hatunun yatırım yapmadığı ilişkiye bir erkeğin yatırım yapması tam anlamıyla salaklıktır.
  8. Peki ilk mesaj nasıl olmalı? Burada iki görüş var. “pick-up line” dediğimiz eğlenceli ve ilgi uyandırıcı mesajları kullanabilirsin. Ancak match sayın zaten yetişebileceğinden fazla ise, tavsiyem basit bir selam ve devamında profilindeki bilgilerle ya da fotoğraflardan biriyle ilgili bir soru ile açılış yapman. Kadınlar pick-up line’lara genelde daha çok ilgi gösterir, ama daha basit bir giriş, gerçekten senden hoşlanan kadınların sana geri dönüş yapmasını sağlayacaktır. Unutma: kadınlar bu uygulamayı sadece erkek bulmak için değil aynı zamanda egolarını tatmin etmek için de kullanıyor. Aldığın eşleşmelerin bir kısmı sadece senin üzerinden egosunu tatmin etmeye çalışan kadınlar olacaktır. Takılma!
  9. Peki muhabbete başladık napıcaz? Olabildiğince esprili ama bir yandan da ciddi olmaya çalış. Kesinlikle iltifat etme. Tinder’da yapılacak 5-6 mesajlaşma sonrası “whatsapp’a geçelim” de. Bunu soru olarak sorma. Bir emir cümlesi olsun. Eğer “ay yok vermem” diyorsa muhabbetin yavaşça bitir ve 1 hafta sonra tekrar dene.
  10. Peki genel olarak konuşma nasıl olmalı? İş muhabbetine girme, hatun sorarsa cevapla ama muhabbeti bunun üzerinden sürdürmemeye çalış. Eski sevgili muhabbetine ise kesinlikle girme. Eğer kızın fiziksel özelliklerinden emin değilsen bir fotoğraf iste. Gelen fotoğrafla da kesin olarak, abartmadan dalga geç. Hatta örneğin hatunun güzel bir burnu varsa onunla dalga geç. Tekrar ediyorum: iltifat etme! 
  11. Muhabbet ederken flört etmekten çekinme. Hatta edebildiğince flört et. Bel altı espri yapmaktan, hayvanca birşey söylemekten çekinme. Hatun bu noktada eğer gidiyorsa bırak gitsin. O hatun muhtemelen ay ben 145 buluşmadan önce öpüşmem diyecektir. Zamanını kaybetme.
  12. Ben online ortamda muhabbbetin abartılmamasından yanayım. İki taraf için de mesafe v.s. gibi engeller yoksa, yakın bir zamanda bir akşam bira ya da kahve içmeyi teklif et. Redderse “ee napcaz ergen gibi telefonda mı mesajlaşıcaz?” de.
  13. Genel olarak muhabbet içerisinde kibar olmamaya çalışma. İçindeki sinir bozucu oğlan çocuğuna ver telefonu o konuşsun. Zaten bugüne kadar hep o kibar adam yüzünden kaybettin hatunları. Emin ol o senden daha başarılı olacaktır.

Peki buluşmayı da ayarladık. Buluşmada ne yapacam diyorsan onun için de seni böyle alalım.

Hadi rasgele!

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Duygusal Güç

Benim teorim şu : kadınlar duygusal güce, dünyada başka hiçbir şeye duymadıkları kadar ilgi duyarlar. Çünkü bir erkeğin duygusal olarak güçlü olması, en büyük güç göstergesidir. Özellikle günümüz dünyasında, kadınlar için bir erkekte bulunması en zor özellik de muhtemelen duygusal güçtür.

Para bir şekilde kazanılabilir ve kaybedilebilir. Aynı şekilde tip ya da yakışıklılık hem genetik mirasa bağlıdır hem de yanıltıcı olabilir. Ancak bir erkeğin duygusal olarak güçlü olması, gerçekten kendini geliştirdiğini ve kendi iç dünyasını fethedebildiğini gösterir. Herkes zengin ya da yakışıklı olabilir ama herkes kendi iç dünyasıyla gerçekten barışık olamaz. Gerçek alfalık burada başlar.

Bu blogda belki yüzlerce kez kadınların erkeklerde güç aradıklarından, güçlü erkeklerden hoşlandıklarından bahsettik. Bak kardeşim, gerçek güç duygusal güçtür. Bunu başarabildikten sonra hayatında başaramayacağın hiçbir şey yoktur.

Örnek vermek gerekirse; hayatında finansal, sosyal ya da başka herhangi bir problem yaşadığında gerçekten sakin kalmayı, güçlü durabilmeyi ve kendinden emin olmayı başarabilirsen, eninde sonunda o problemi aşıp hayatına normal bir şekilde dönmeyi başarabilirsin.

Ancak problem karşısında sakinliğini kaybedip, paniklemeye başlarsan muhtemelen o problemi daha da büyütüp eline yüzüne bulaştırman işten bile değil. Kafanı negatif duygularla doldurduğunda, sana yardım edebilecek tek şey şansın. Bir sürü başarılı, zengin insan hayatındaki sorunları çözemediği ve bir süre sonra baş etmeyi başaramadığı için kafasına sıkıp ölmeyi tercih ediyor farkında mısın? İşte bu yüzden bi erkek başarılı olmak için önce duygusal olarak güçlü olmalıdır. Yoksa hayatında başına gelecek sorunlar, seni intihara bile sürükleyebilir.

Peki gelelim konunun kadınlar ile ilgili tarafına. Ne demiştik, kadınlar erkekleri ölçmek için shit test dediğimiz mekanizmaları kullanır. Çoğu erkek bu testleri, düşünüp yorumlayarak aşmaya çalışır. Ancak bu testleri aşmanın yegane yolu, duygularınızı kontrol edebilmekten ve karşınızdaki kadın ne kadar sert saldırırsa saldırsın kendinizi kontrol edebilmekten geçer. Gerçekten erkek olabilmek ile erkek olmayı taklit etmek arasındaki en büyük fark burada yatar.

Emin olun bu testleri, gayet doğal ve akıcı bir şekilde geçebildiğinizde, o kadınla birlikte olmamanız için bir neden yok. Duygularını kontrol edebilme yeteneği, kadınlar için gerçek bir afrodizyaktır. Ve sen kardeşim, hayatında kadınlarla veya herhangi bir konuda başarılı olmak için, bunu öğrenmek zorundasın. Erkeklerin kadınlar kadar ağlayıp zırlamaya, “ay bana sıkıntı bastı bununla mı uğraşıcam ben” demeye lüksü yok.

Karşınızdaki kadın, duygularınızı test etmeye, sinirinizi bozmaya çalışacaktır. Ama siz suratınızda güvenli bir gülümseme ile kadının uyguladığı bu testleri umursamadan, hatta alaya alarak cevap verebilir ve sakinliğinizi koruyabilirseniz. Bir kadının size karşı ne kadar çabuk değişebileceğine de şahit olabilirsiniz. Kadınların yaptıkları bu testleri umursamadan geçiştirebilmek, hatta üzerine kadınla dalga geçebilmek bir buluşmada yapabileceğiniz en pozitif şey olabilir.

Tabi bu demek değil ki, kendinizi geliştirmenizin, vücut çalışmanızın, iyi görünmenizin hiçbir önemi yok. Bir erkek her zaman olabileceği en iyi halinde olmalıdır. Ancak duygusal olarak yeterince güçlü olmayan bir erkeğin, ne kadar yakışıklı, iyi fizikli ya da zengin olursa olsun çoğu kadınla şansı yaver gitmeyecektir.

Peki kendinizi duygusal olarak güçlendirmek için neler yapabilirsiniz?

  • Meditasyon: Hayır, şaka yapmıyorum. Meditasyon insanın zihnini dinlendiren, kendi duygu ve düşünceleriyle barışmasını sağlayan, beyni geliştiren gayet güzel bir aktivitedir. Çok değil günde 10 dakika düzenli meditasyon yaparak hayatınızda inanamayacağınız kadar ciddi gelişim kaydedebilirsiniz. Yakın bir tarihte meditasyonu ve nasıl yapılacağını anlatan bir yazı eklemeye çalışacağım.
  • Kendinle barışmak: Geç kardeşim aynanın karşısına, kendine bak. Burnun mu büyük? Kafan mı kel? Boyun mu kısa? Vücudunda orantısız bir yer mi var? Vücudunda spor v.s. ile değiştiremeyeceğin tüm kötü veya garip özellikleri keşfet. Önce kendinle dalga geç. Hatta o kadar geç ki orjinal espriler üretmeye başla. Emin ol, sen kendine barışık olduğun sürece, başka birisi ne derse desin umrunda olmayacaktır.
  • Klinik sorunlar: Depresyon, kaygı gibi sorunların varsa, bir psikiyatrist ya da psikoloğa görün. Bunda gocunacak, çekinecek bir durum yok. Bu tür rahatsızlıkların çoğu dönemsel hormonel dalgalanmalardan kaynaklanır ve terapi veya kısa süreli ilaç kullanımı ile kontrol altına alınabilir. Yalnız bu konuda özellikle Türkiye’de doktorlar ilaç yaz kurtul kafasında olabiliyor. O yüzden tavsiyem araştırarak ve hastalarıyla ilgilendiğini bildiğin bir uzman bulman ve eğer bu uzman sana bir sorunun olduğunu ve iyleşebileceğini söylüyorsa vazgeçmeden bu sürece adım atman.

Bu yazı, İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları Kitabındaki aynı adlı bölümden genişletildi.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.