Vaka Çalışması – Karım benimle cinsel ilişkiye girmek istemiyor

Aşağıdaki olay, bir erkeğin ne durumda olursa olsun bir kadından ilişki tavsiyesi almaması gerektiğinin kanıtı :

(Yeni baba olmuş bir eleman Mumsnet adlı bir siteye girip doğum sonrasında kendi ile seksten tamamen soğuyan karısı ile ilgili “karım benimle ilişkiye girmek istemiyor” deyip tavsiye istiyor).

Kullanıcı PseudoDad siteye şunu yazıyor : “2.5 yıl önce oğlumuz doğduğundan beridir sadece 5 kere seks yaptık. Bundan önce, tavşanlar gibi sevişmiyorduk ama haftada iki kere seks yapmaktan gayet mutlu idim.” Bu konuyu 6 yıllık “mükemmel” karısına uygun şekilde açmak istediğini söyleyen kullanıcı soruyor : “ne zaman yeter artık diyebilirim?”

Yazısı yüzlerce yanıt alıyor ve kadınlar ona daha fazla ev işi yapması, evlilik danışmanına gitmesi veya şu an kendisi ile ilgilenmiyor olabileceğini kabul etmesi gibi tavsiyeler yazıyorlar.

Mumsnet kullanıcısı monkeysox adama yeterince ev işi yapıp yapmadığını soran ilk kullanıcı. PseudoDad kendi payına düşeni yaptığında ısrar ediyor ama başka bir anne ise “karısının şu an kendisi ile ilgilenmediğini kabul etmesini ve karısı yeniden kendisi ile ilgilenene kadar dişini sıkmasını” tavsiye ediyor. BravoPanda adlı anne de “sırf sen seks istiyorsun diye karının sana seks borcu yok” diyor.

Aslında bir eş olarak hem seks hem de sadece eşinizle seks borcunuz var. Yoksa, çocuğun babasının kim olduğunun belli olması hariç evliliğin bir gereği yok ki.

Oyunun farkında olan okurlar buradaki problemi hemen farketmişlerdir : tavsiye isteyen erkeğin sosyo-seksüel rütbesi, karısının cinsel ilgisini çekemeyecek kadar düşük. Ev işi yapan, karısına saygı konusunda kaygılı ve daha da önemlisi kendisine karşı buzdağı kadar soğuk karısına hala “mükemmel” diyen bir ezik, herhangi bir kadının ilgisini çekemez zaten.

Bu erkeğin yapması gereken 1 yıl önce karısını terk etmekti; 18 ay bir kadının eş olmanın en önemli fonksiyonunu yerine getirmeyerek evliliğe bağlı olmadığını göstermeye yeter de artar bile. Fakat tabii bu talihsiz eleman boşanmaya giderse, büyük ihtimalle boşanma – tecavüzüne (divorce rape) uğrayacak. En büyük zarar kontrolü, bu kadınla bir çocuk daha yapmamak ki zaten o da pek mümkün değil.

Burada asıl ilgi çekici olan ise kadınların verdikleri tepkiler. İlk dürtüleri kadının yaptıklarına kılıf uydurmak. Adama empati pek yok. Gerçi birader, sen de bu soruyu neden kadınlara sorarsın ki?

Bu adam evli kalırsa ne olabilir. Ya da arka planda ne oluyor. Olası nedenlerden ve çok muhtemel sonuçlardan biri şu:

Benim gerçek hayat hikayem şöyle : Boşanmadan önceki yıllarda karım benimle seks yapmayı bıraktı. Seks yapmayı bırakması,  paralelinde benimle ilgili herşeyin ona batması ile çok uyumlu idi (ne giydiğim, şakalarım, vs …) Not : Daha önce de seks, ayda birdi.

Onunla bunu konuşmaya çalıştım ve aramızın iyi olmadığını söyledim. Tepkisi ise aramızda bir problem olmadığını söylemek idi. Ona göre tek problem bendim. 15 yıllık evlilik ve çocuklardan sonra problem benim evlilikten gerçekçi olmayan şeyler beklemem imiş. Kariyeri zaten onun sekse önem vermemesine bir neden idi. Akşamları çok yorgun oluyordu ve çocuklar da sabahın köründe ayakta idi. Haftasonları ise ev işleri vardı ve çocuklara bakmamız lazımdı. Tatiller de zaten çocuklara ayrılan zamanlar idi. Bahanesi de ÇOCUKLARI SEVMİYOR MUYDUM?

Karıma göre benim bir başka problemim de ÇOK HASSAS olmam idi. Seks konusunda sürekli mızmızlanmam da buna işaret idi.

Ne yazık ki, onun hikayesine inanıp bunu içselleştirdim. Kendi kendimi sansürledim, seks konusunda şikayet etmeyi bıraktım ve bunu olduğu gibi kabul ettim. Bana hergün kötü davranmasına toleransım azaldı giderek ama o durumda bile çok şikayet edemedim (mızmız görünmemek için).

Evliliğimizi daha iyi hale getirmek için çabaladım. Pozitif olmak için elimden geleni yaptım, ev işlerini yaptım. Zamanla onun ipleri eline almasına izin verdim. Zaten fiziksel olarak gayet iyi durumdaydım, daha da iyi duruma geldim.

Sonuç? Meğerse karım beni yıllardır aldatıyormuş. Sevgilileri ile haftada 4 veya 5 kez seks yapıyormuş (öğle yemeğinde, otoparkta, plaj kabininde, vs.). Benim mızmızlanmam konusundaki hikayesi sadece beni gölgede bırakıp ilişkilerine devam edebilmek içinmiş. Boşanmanın alevli tartışmalarının sonunda bana söylediği ise evlilik dışı ilişkinin yasak meyveleri çok heyecan verici imiş. En uzun süreli aşığı (3 yıl) sonunda ona aşkını itiraf ettiğinde ise kahkaha patlatmamak için kendini zor tutmuş (başka bir alevli tartışmada ağzından kaçırdığı üzere).

Kıssadan hisse :

1) İçgüdülerinize güvenmeniz lazım. Hatun herşey yolunda derken bile bir hinlik olduğunun farkında idim. Geçen sene karımın duygusal olarak tamamen soğuk hale gelmesini görmezden geldiğim için suçlu bile hissetmeye başlamıştım.
2) Ayak paspası olmayın … Kendi isteklerimi çok bastırdım.

Gelinin kendini aldattığını davetlilere videoda gösteren damat

Singapur’da düğünden kısa süre önce gelinin kendisini aldattığını öğrenen damat, intikam niyetine gelinin aldatmasını belgeleyen görüntüleri düğün videosunda davetlilere göstermiş. Singapur medyasında çıkan haberlere göre damadın hazırladığı video klasik şekilde birlikteliklerini gösterirken birden gelinin başka bir adamla bir otelde oldukça samimi görüntülerine atlamış. Görüntülerden hemen sonra da damat geline cehenneme git dedikten sonra salonu terketmiş.

Nişanlısının kendisini aldattığından şüphelenen işadamı damat, düğünden birkaç hafta önce bir özel dedektif tutmuş. Damadın tuttuğu özel dedektif gelini 6 hafta izleyip damada aldatıldığını ispatlayan bilgileri sağladıktan sonra nişanın atıldığını düşünürken düğüne davetiye almış.

Çiftleşme çizelgesi

Kadınların hem iyi genetik materyale hem de kendisine ve çocuğuna rahatça bakacak iyi kaynaklara sahip erkekleri elde etmek için geliştirdikleri ve yüzyıllardır kullandıkları sosyal tertibatlar ve metodlar var. Bir kadın için ideal olan, elde ettiği etken bu ikisine de sahip olması. Fakat bu iki özelliğin tek bir erkekte bulunması (özellikle günümüzde) nadir görülen birşey. Bu nedenle kadınlar hem biyolojik zorunluluklarının hem de güven ihtiyaçlarının kışkırtması sonucu bu duruma cevaben sosyal gelenekler geliştirmek zorunda kaldılar. Sonuç olarak erkekler bugün sadece kadınların biyolojik zorunluluklarıyla değil, uzun bir tarihi olan bu geleneklerle de karşı karşıyalar.
Daha önceki birçok yazıda eş seçiminin binlerce yıllık evrimle iki cinsiyetin de donanımına kazınmış psikolojik ve biyolojik fonksiyonlarca şekillendiğini yazdım. Bu fonksiyonlar kollektif hafızamında o kadar derinlere işlemiş ki, bu fonksiyonları sonucu defalarca aynı davranışları tekrarlasak bile, bunların etkisinde kararlar verdiğimizin bilinçli olarak farkında bile değiliz (örneğin bir kadının alfa serseri ile ikinci çocuğu yapması).
Bir türün hayatta kalması için çocuklarının hayatta kalma şansını en çok arttıracak davranışlar sergilemesi mantıken çıkarabileceğimiz bir kavram – bunun diğer bir yolu da sinekler gibi binlerce yumurta bırakmak ama çoğu büyük gövdeli memeli bu şekilde üremiyor.  Bunun insan dişisi için en açık seçik anlamı, kadının kendi genetik materyalinin elde edebileceği en iyi erkeği bularak ona ve potansiyel bebelerine en iyi kaynakları sağlanması şansını arttırmak. Bu nedenle kadınlar kendi üremelerinin itina ile seçicileri iken, erkeklerin üreme stratejisi kendi genetik materyallerini insani sınırlar içinde en fazla kadınla paylaşarak en fazla sayıda bebe yapmak şeklindedir. Bir erkeğin tabii ki eş seçerken kriterleri vardır ama (hatun taş olmalı gibi) ama kriterleri bir kadın kadar seçici değildir (gece 2’den sonra çirkin hatun olmaz). Bunun yansımasını hormonlarımızda görebilirsiniz. Erkekler kadınların 12 ila 17 katı testosterona sahip iken (cinsel tahrikin ana hormonu) kadınlar erkeklere göre daha çok östrojen (cinsel ihtiyatın hormonu) ve oksitosin (besleme – büyütme ve güvenin hormonu) hormonuna sahiptir.
Fakat bu iki strateji pratikte çatışma halindedir. Bir kadın ve bebesinin hayatta kalma şansını arttırması için erkeği üreme stratejisinden büyük ödün vermeye zorlaması gerekir. Erkeğin birden çok kadını hamile bırakıp terk etmek yerine sadece bir kadına (en azından uzun süre) ve onun bebesine yatırım yapması kendi genetik geleceği açısından risklidir. Bu nedenle erkek kendi üreme stratejisinden ödün verirken hem seçtiği kadının üremek için uygunluğundan, hem de beraber yaptıkları bebelerin kendi bebesi olduğundan emin olmalıdır.
Not : Bunun enteresan sonucu ise erkeklerin kalabalık bir çocuk grubu içinde kendi çocuklarını, kadınlara göre çok daha hızlı bir şekilde bulabilmeleridir. Yapılan çalışmalara göre erkekler hepsi aynı üniformayı giyen kalabalık bir çocuk grubu içinde babalar çocuklarını annelere göre hem daha hızlı hem de daha isabetli bir şekilde bulabiliyorlar.
Eş seçiminde sosyal ve psikolojik faktörler de olsa, temel mekanizma yukarıdaki stratejiler ve onların dengelenmesi üzerine kuruludur.
Sosyal Gelenek
Bilinçaltında süre gelen bu dinamiği karşılamak için kadınlar kendi üreme stratejilerini eniyileyecek sosyal gelenekler geliştirmişlerdir. Örneğin bir kadının bir ilişki konusunda birden fikrini değiştirmesi ve erkeği terk etmesi normal karşılanırken, erkeğin böyle bir fikir değişikliği genelde sorumluluk duygu sömürüsü ile engellenir. Bu nedenle kendi bilinç altı üreme dinamiklerini takip eden “oyuncular” ve çocuklarını başka kadınlar için terk eden erkekler “çok kötü insanlar” iken kendi hayatlarından vazgeçerek karıları ve çocukları (bazen biyolojik olarak kendilerinin olmayan çocukları) için gece gündüz çalışan babalar ise el üstünde tutulur.
Kadınların klasik “arkadaş kalalım” reddetmesi, kadınların kurban rolüne ışık hızıyla soyunması ve hatta evliliğin kendisi bile bu mekanizmanın sonucudur.
İyi babalar mı, iyi genler mi?
Kadınların üstesinden gelmeleri gereken en büyük problem, cinsel çekiciliklerinin çok kısa sürmesi (çoğu 20lerinde takriben 10 – 12 yıl kadar) ve iyi baba materyali ile iyi genetik materyalini aynı erkekte bulmanın zor olmasıdır. Tedarik edebilecekleri ve sağlayabilecekleri güvenlik iyi babaları oldukça faydalı kılsa da, bu özelliklere sahip erkekler genelde daha iyi fiziğe, ataklığa ve risk alma yeteneğine sahip erkeklerin çocuklarına bırakabileceği bu oldukça adaptif genetik materyale sahip değillerdir (daha güçlü, daha hızlı ve daha agresif erkeklerin kendi genetik materyallerini daha sonraki nesillere bırakma şansı daha fazladır).  Bu efendi adam mı, piç adam mı paradoksudur.
Bir kadının hem iyi babanın hem de iyi sperm bağışlayıcısının sağlayabileceklerini elde edebilmeleri için sosyal gelenekleri bu yönde eğip bükmeleri gerekmektedir.
Üreme çizelgeleri
Yukarıdaki paradoksun gerekliliği, kadının kısa süreli ve uzun süreli ilişki dinamiğinde ortaya çıkar. Kısa süreli ilişki iyi genetik materyale sahip erkeklere açık iken, uzun süreli ilişki iyi baba materyaline sahip erkeklere ayrılmıştır. Bir kadının efendi, işi gücü yerinde ve sadık bir erkekle evlenirken kaçamak fırsatı bulduğunda serserinin teki ile kaçamak yapmasının nedeni budur. Genetik geçmişimizin çok büyük bir kısmında bir erkeğin iyi genlere sahip olması iyi sağlayıcı olması anlamına da geliyordu ama günümüz kompleks toplumunda tam tersi daha yaygın. Avcı toplayıcı toplumlarda en saldırgan, en güçlü ve en risk alabilen erkekler en çok geyiği avlayıp en çok eti sağlayabiliyorlardı belki ama bugün en sorumlu, en çalışkan ve en efendi erkekler en iyi para getiren işlere sahipler (tepedeki alfa patron azınlığı saymazsak).
Aldatma
Bir kadının aldatmasının altında genelde bu mekanizma işler. Kadın proaktiv ya da reaktif olarak aldatabilir. Reaktif aldatma da kadının uzun süreli ilişkisi olsa da, kendine kur yapan bir alfa ile kısa süreli kaçamak yapabilir. Bu aldatma paralel bir ilişkiye de dönüşebilir ama asıl motivasyon genelde bu kaçamaktan, eldeki erkek arkadaş veya kocanın sağlayamayacağı iyi genleri almaktır.
Proaktif aldatma ise bekar anne (single mom) olayıdır. Bu senaryoda kadın iyi genlere sahip bir adam bulur, ondan çocuk yapar ve sosyal geleneğin icat edilmiş araçlarını kullanarak onu çocuklarına daha iyi babalık yapacak birini bulmak için terkeder.
Birçok kadının bu döngüleri uygulamak ve erkekleri tuzağa düşürmek üzere kafalarında bilinçli bir ana plan olmadığını tekrar vurgulamak isterim. Bu motivasyonlar ve bunları haklı çıkarmak üzere icad edilen sosyal gelenekler tamamen bilinçaltı prosesler. Kadınlar çoğunlukla bu proseslerin farkında değildir ama onların etkisindedir. Herhangi bir türün dişisinin çocukları için en iyi gen sağlayıcıyı ve çocuklarıyla beraber hayatta kalmasını sağlayacak en iyi kaynak sağlayıcıyı bulması, ona evrimsel olarak piyango vurmasıdır.
Boynuzlu
Bir seviyede erkekler burada olup bitende bir yanlış olduğunun farkındadır ama kadının haklı çıkarma çabalarının karşısında neden böyle hissettiklerini bilemezler ya da sebebini yanlış anlarlar. Ya da erkeği utandırma üzerine kurulu “doğru olanı yap” sosyal baskısına dayanamadıkları için kurtarıcı / kendini feda eden rolüne bürünmek zorunda kalırlar. Buna rağmen bazı erkekler, tecrübe ya da gözlem ile başka erkeklerin başarılı üremeleri olan çocuklar için kendi kaynaklarını harcadıklarını görerek bekar annelerden uzak duracak kadar durumun farkındadırlar.
Erkekler genelde proaktif ya da reaktif boynuzlu durumuna düşerler. Eşinin kısa süreli ilişkilerinin yararlandığı tutkulu cinsellikten asla yararlanmasa da sosyal baskı ile bu başkasının çocuklarına sağlayıcı olmaya devam ederler. Bu erkekler çok az kaynak ayırıyor olsa bile yine de başkasının genetik mirasına az miktar seks elde etmek uğruna kaynaklarını aktarmaktadırlar. Bu erkekler aslında kısa dönemli partnerin yapması gereken babalık işini üzerlerine almışlardır. En azından zaman ve çaba harcamaktadırlar, kendi çocuklarını yapmak üzere kullanabilecekleri zaman ve çaba.
Fakat maalesef söylemeye gerek yok ki uzun süreli zararlarını göz ardı edecek ve bekar annenin kötü kararlarını ödüllendirip besleyecek, am yoksunu sayısız erkek var dünyada. Kadının bu kötü kararlarını destekleyerek bu çerçevede toplumun sosyal geleneğini de destekler. Unutulmamalıdır ki bu devirde (tecavüz hariç) çocuk yapacakları erkeği seçme konusunda tüm sorumluluk kadının üzerindedir ve bu onun seçimidir. Erkeğin de sorumluluğu olsa da sonuçta seks ve çocuk kadının seçimidir.
Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Yalvarırım terk et beni!

Aşağıdaki mesaj “The Red Pill Reddit forumu“nda (TRP) 2016 sonunda çıktı :

Biraz ön bilgi : kızarkadaşım ve ben iyi işlerde çalışıyoruz. Benim işim beraber yaşadığımız yerden görece uzakta bir laboratuvarda çalışmayı gerektiriyor ve ayda 2 hafta evde olmuyorum. 5 yıldır beraberiz ve aramızda herşey çok iyiydi. Lafını edecek hiçbir şiddetli kavgamız olmadı.

Anlatacağım olay geçen Cumartesi gerçekleşti. Pazartesi eve dönmeyi planlıyordum ve kızarkadaşım arkadaşları ile gece dışarı çıkacaktı … sık yaptığı birşey, pek aklıma taktığım birşey değil.

Cumartesi tipik yoğun bir gündü, çok yorgundum ve o akşam erkenden yattım. Pazar işe döndüm ama telefonuma bakmayı unutmuşum. Bir sürü mesaj  ve sesli mesaj aldığımı farkettim. Hepsi kızarkadaşımdan : sesli mesajların hepsinde ağlayarak, o gece dans etmeye gittiğini ama sarhoş olmasa da hafif alkollü olduğunu anlatıyor.

Bu dans ederken bir erkek kendisi ile dans etmeye başlamış (onun anlattığı bu) ve eğilip kızarkadaşımı öpmüş. O da karşılık vermiş. Ne kadar uzun bir öpüşme bilmiyorum ama kızarkadaşım ne yaptığının farkına varmış ve eve dönmüş hemen. Bütün o mesajları atmış sonra.

2 gündür evdeyim ve kendisi ile sadece bir kere konuşma fırsatım oldu. Eve geldiğimde ayaklarıma kapanıp af diledi. Doğrusunu isterseniz ayrılmayı aklımdan bile geçirmemiştim. O gün çok konuşmadık, beraber uyuduk. Onu kollarıma aldım gece boyu ve bunu bir şekilde atlatacağımızı düşündüm. Yanılmışım. Kızarkadaşım 3 gündür tamamen koyvermiş vaziyette. Gözlerimin içine bakamıyor, evi çok erken terk ediyor, eve çok geç geliyor ve mesajlarıma cevap vermiyor.

Acı çekiyor ve sanırım kendisini affedemiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, ona ulaşamıyorum – sanırım ona zaman vermem lazım ama onun bu haline de dayanamıyorum. Ona karşı kızgınlığım yok, anlık bir hata yapmış sadece. Tamamen çaresiz vaziyetteyim. Onu hala sevdiğime ve bu olanları geride bırakabileceğime nasıl inandırabilirim? Ben bile son iki üç gündür ağlama noktasına geldim.

Oğlumuz birkaç gün sonra da şu güncellemeyi paylaşmış :

GÜNCELLEME : Ona bu yaşadıklarımızı atlatacağımızı anlatan bir not bıraktım. Bana bir not yazmış. Kağıtta ıslak bölgeler var ve genel olarak cidden sıçtığını ve çok üzgün olduğunu yazmış. Bunları bana zaten en son gördüğümde söylemişti. Benden uzaklaştığı için de özür dilemiş, ne yapacağını bilmediğini yazmış, benim o olanlardan sonra kendisine karşı anlayışlı davranışından sonra beni haketmediğini belirtmiş. Artık böyle aşağılık biri olmaya devam edemeyeceğini, işten dönünce benim hayatımdan tamamen çıkacağını, benim bana bu haftasonu davrandığı şekilde davranılmayı haketmediğimi yazmış.

TRP’de yorum yazanlar olayın aslını astarını ve burada yazacaklarımızı güzelce yazmışlar. Burada karşımızda gururun zerresi olmayan bir beta erkeği var. Birçok mavi haplı erkek gibi bu romantik “birbirimize karşı dürüst olmamız her problemi çözer” saçmalığını canı gönülden benimsemiş. Kendisini “büyüklük sende kalsın” mottosuna zorlayan, kadınının hatalarını affetmesi gerektiğine inandıran (en azından betamıza anlatacak kadar kendini suçlu hissettiği hatalarını) bir zavallı. Sadece bir öpücük, ne var bunda değil mi?

Betamız ve kızımız 26 yaşındalar. Beraber yaşıyorlar. Ne zamandır beraber yaşıyorlar belli değil (beraber yaşamak her zaman kötü fikir : bakınız Tomossinin 4. Demirden Kanunu).

Bu genç adamın yaşadığı durum aslında oldukça yaygın : genç kadının bilinçaltı adamın düşük rütbeli bir beta olduğunun farkına varmış ve bilinç üstü bu durumu mantıklı bir zemine oturtmaya çalışıyor. Kadınlar sözkonusu olduğunda “mesajın kendisi, nasıl söylendiğidir” kuralı geçerlidir. Yani “karışık” ve “çelişkili” mesaj diye birşey yoktur. Kadının davranışları erkeğe aslında ne demek istediğini tereddütsüz anlatacaktır. Davranış, motivasyonun ve niyetin tek gerçek ölçüdür. Bu nedenle kadının söylediği sözlerin, rasyonelleştirme, açık iletişiminin bir önemi yok.

Tamam bu yeni uyanmaya başlayan betalara oldukça zor gelecek ama bir kadının asıl mesajını davranışlarından çıkarmak, “uyanmak” yönündeki en önemli adımlardan biri. Bu adamın durumunda kadının demek istediği, azıcık uyanmış bir erkek için bile oldukça açık. Kadının davranışı muhtemelen sıkıcı hale gelmiş olan ev yaşamından kaçma dürtüsü ile “kızlarla dışarda” iken önüne gelen bir fırsatı değerlendirmesinden ibaret. Forumdaki birçok yazar tahmin edileceği üzere olanların muhtemelen basit bir öpücükten daha fazlası olduğunu yazmış.

Evrimsel Biyoloji 101

İlk yorumumuz bu öpücük olayı olduğunda kadının adet döngüsünde yumurtlama dönemde olması (bir kadının en çok alfa aradığı ve bu tür “hata”lar yaptığı dönem). Hatunun kaçamak aradığını ve kendini bunun olabileceği ortamlara açtığını da varsayabiliriz. Birini öpmek (olan sadece bu olsa bile) kadının başka birisi ile kısa dönemli çiftleşmeye açık olduğunu (alfa siker) gösterir. Kızımız kısa süreli de olsa betamızla içine düştüğü evcil yaşamdan çıkış yolları arıyor.

Temel evrimsel psikoloji / biyoloji bilgisine sahip ve beta matrisinden uyanmış biri için bilinen şeyler bunlar. İşin enteresan kısmı, kızımızın bu olaydan sonra betamızla iletişimi. Bu olaydan sonra betamıza karşı suçluluk duygusu içerdiğini varsayıyoruz. Bunu kızımızın yanlışlıkla hakkını yememek adına ve samimi olabileceği gerçeğini gözardı etmemek için varsayıyoruz.

Betamızın olayı rasyonelleştirme çabalarına baktığımızda ise bu empatik “suçluluk duygusu” varsayılarının kızımızın aleyhine çalıştığını görüyoruz. Burası önemli. Birçok kadının kaçamak itirafı, suçluluk duygusundan kaynaklanmaz. Bundan kadınlar pişman olmaz veya şuçluluk duymaz sonucu çıkarmak yanlış. Demek istediğimiz, kaçamak itirafının bilinçaltı amacının ve faydasının pişmanlıkla alakalı olmadığı.

Bir kadın aldattığında, seks yapmadan bile olsa, kadının bilinçaltı beta olduğundan şüphelendiği erkeğinin betalığını test eder. Bu riskli bir test (ya adam buradaki sünepe gibi beta değilse) ama hipergami gereği eğer kadın bilinçaltında erkeğinin beta olduğunu düşünmeye başlamış ise bunun böyle bir betayla uzun süreli ilişki ve daha kötüsü çocuk yapma riski, aldığı terk edilme riskinden daha fazla. Bu nedenle :

Bir kadının aldatma itirafı, erkek için shit test olarak algılanmalı!

En azından bir kadının aldatma itirafı, o kadının erkeğine yeterince ilgisi olmadığını gösterir. Bu aldatma itirafından sonra kadının söylediği herşey, davranış kalıbı olarak algılanmalı ve nasıl söylendiğine bakılmalı.

Peki nedir burada olan?

Kızarkadaşım 3 gündür tamamen koyvermiş vaziyette. Gözlerimin içine bakamıyor, evi çok erken terk ediyor, eve çok geç geliyor ve mesajlarıma cevap vermiyor.

Acı çekiyor ve sanırım kendisini affedemiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, ona ulaşamıyorum – sanırım ona zaman vermem lazım ama onun bu haline de dayanamıyorum. Ona karşı kızgınlığım yok, anlık bir hata yapmış sadece. Tamamen çaresiz vaziyetteyim. Onu hala sevdiğime ve bu olanları geride bırakabileceğime nasıl inandırabilirim? Ben bile son iki üç gündür ağlama noktasına geldim.

 Betamızın raporladığına göre kızımız pişmanlıktan kıvranıyor ve af diliyor. Makul görünüyor değil mi? Konuşma yok, sarılma yok, betamızın gözünün içine bakma yok, evden erken çıkıp geç gelme var. Betamız, kız pişmanlıktan bitmiş vaziyette sansa da kızımızın davranışları bariz bir şekilde oğlumuzun davranışlarından büyük bir hayalkırıklığına uğradığını bağırıyor.

Bunu oğlumuzun daha sonraki güncellemesinde açıkça görüyoruz :

GÜNCELLEME : Ona bu yaşadıklarımızı atlatacağımızı anlatan bir not bıraktım. Bana bir not yazmış. Kağıtta ıslak bölgeler var ve genel olarak cidden sıçtığını ve çok üzgün olduğunu yazmış. Bunları bana zaten en son gördüğümde söylemişti. Benden uzaklaştığı için de özür dilemiş, ne yapacağını bilmediğini yazmış, benim o olanlardan sonra kendisine karşı anlayışlı davranışından sonra beni haketmediğini belirtmiş. Artık böyle aşağılık biri olmaya devam edemeyeceğini, işten dönünce benim hayatımdan tamamen çıkacağını, benim bana bu haftasonu davrandığı şekilde davranılmayı haketmediğimi yazmış.

 Burada bir erkeğin kendi iç sesinin kendisine bağıra bağıra gerçekleri anlattığı çığlığını nasıl bastırdığına şahit oluyoruz. Çok acı. Kadın, erkeğin alfa “öpücüğünü” affetmesi ile betalığını kanıtlamış. Kadın açıkça testi “korkunç” bir şekilde geçemeyen oğlumuzun kendisine kızarak kendisini terk etmesini umduğunu belirtiyor.

Yalvarırım beni terket!

Kadın açık açık terkedilmek için yalvarıyor ama bu çığlık bile beta beyin yıkaması tarafından es geçiliyor. Kadın kelime kelime “benim sana bu haftasonu davrandığım şekilde davranılmayı hak etmiyorsun” diyor. Burada kadının şeytani bir plancılıkla böyle şeyler yazdığı sonucunu çıkarmayın. Burada olan muhtemelen kadının bilinçaltının erkeğin bilinçaltına “Allah aşkına sen nasıl gurur yoksunu bir adamsın ki böyle birşeyi sorgusuz sualsız affediyorsun” demesi. Burada konuşan kadının bilinçaltını harekete geçiren genetik kodlaması ve betamsı bir erkek burada her ne kadar kadını suçlamaya eğilimli olsa da asıl problem bir kadının genetik materyaline “benim gibi ezik birinin genlerini gelecek nesile aktaracak salak sen olmalısın” diye bağıran oğlumuz.

Kendisine zerre saygısı olan bir erkek, bu “kaçamak” itirafının bir shit test olduğunu, böyle bir kaçamak itirafına karşı yapılabilecek tek şeyin bu kadını terk etmek olduğunu bilirdi. Zaten oğlumuz her ne kadar bunu  yapmamak için dirense de eninde sonunda kadın bunu kendisinden istemek zorunda kalıyor. Kadın için için erkeğin sinirlenmesini, kendisini duygusal olarak cezalandırmasını arzuluyor. Mazoşist olduğundan değil tabii ki, erkeğin beta olmadığını görmeyi arzuladığından. Erkek ise betalığı gereği bunu yapmadığında en son çare olarak “ben seni haketmiyorum” noktasına geliyor.

Çeviri Kaynağı : Please break up with me

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.