Çevirenin Notu : İşleri sürekli erteleyen insanların temel paradigma problemini özetleyen güzel bir yazı. Ben şahsen motivasyon gibi duygu ve hislerle ilgili bir şeyin disiplin gibi iş yapmakla ilgili bir şeyin önüne geçmesinin, toplumun feminenleşmesi ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Gerçeklerden, iş yapmaktan önce hisler ve ruh hali!
Bir şey yapmanız gerektiğinde bunu kendinize yaptırmanın temelde iki yolu var :
Birincisi, daha popüler ama kahredici şekilde yanlış opsiyon, kendinizi bu işi yapmaya motive etmeye çalışmak.
İkincisi, hiç popüler olmayan ama tamamen doğru opsiyon ise disiplin kazanmak.
Bu, değişik bir perspektif kazandığınız anda hemen daha iyi sonuçlar aldığınız şeylerden birisi. Paradigma değişimi kavramının kullanıldığı çok az yer, bu kavramın hakkını verir. Motivasyon – disiplin paradigması, bu yerlerden biridir.
Peki motivasyon ve disiplinin farkı nedir?
Motivasyon, çok kabaca söylersek, bir işi tamamlamak için belli bir zihinsel ve duygusal halin gerekli olduğu gibi bir yanlış varsayım üzerinde hareket eder. Bu tamamen yanlış bir varsayımdır.
Disiplin ise tam tersine, dışsal fonksiyonaliteyi ruh halinden ve duygulardan ayırır. Bunun yarattığı fark ise çok büyüktür.
Bir işin başarılı bir şekilde tamamlanması, işleri sürekli erteleyenlerin işe başlamak için gerektiğini düşündüğü ruh halini sağlar! Şöyle bir benzetme yapalım : antrenmana başlamak için mükemmel sporcu vücuduna sahip olmayı bekleyemezsiniz. Antrenman ile sporcu vücuduna sahip olursunuz.
Eğer harekete geçmenin ön koşulu duygular olursa, doğru ruh halini beklemenin kendisi işleri ertemelenin sinsi bir versiyonu haline gelir.Bunun ne demek olduğunu çok iyi biliyorum maalesef. Keşke zor yoldan kendim keşfedeceğime, 20, 15 ya da 10 yıl önce biri bana bunu öğretse idi.
Eğer bir şeyler yapabilecek ruh hali gelene kadar beklerseniz, sıçarsınız. Bu tam olarak korkunç erteleme döngüsünün ortaya çıkmasını sağlayan şeydir.
Motivasyonu beklemenin temelinde, sadece yapmayı istediğimiz şeyleri yapmamız gerektiğini düşünen çocukça bir fantazi vardır. Bu nedenle de problemi şöyle tanımlarız : “Mantiki olarak yapmam gerektiğine karar verdiğim şeyleri yapacak havaya nasıl girerim?” YANLIŞ!
Doğru soru şudur : “Duygularımı takmadan, bilinçli olarak yapmaya karar verdiğim şeyleri, mızmızlanmadan nasıl yaparım?”
Demek istediğim, duygular ile hareketler arasındaki ilişkiyi kesin ve ne hissettiğinize aldırmadan sadece yapın! Ancak yaptıktan sonra iyi, enerji dolu ve istekli hissedeceksiniz.
Motivasyon yanlış bir yöntem. Bu yanlış çerçevenin, gelişmiş ülkelerde hızla yayılan “iç çamaşırlarıyla odada oturup bilgisayar ya da sikiyle oynama” salgın hastalığının sebebi olduğuna 100% eminim.
Motivasyona dayanmanın psikolojik problemleri de var.
Gerçek hayatta, gerçek dünyada insanların yapması gereken şeylerin çoğu, aklı başında hiç kimsenin büyük bir istekle yapmak isteyeceği şeyler değiller. “Motivasyon”, kendi başına hiçbir istek yaratma şansı olmayan işleri yapmak için büyük bir engel yaratır. Bu soruna kaytarmak haricindeki tek çözüm ise, insanlara istemeseler de yapmaya yönlendirmek. Bu korkunç görünen ama neyse ki aldatıcı bir ikilem.
Temelde ruh sıkıcı ve kasvetli bir aktiviteye büyük bir istek boca etmeye çalışmak, bir çeşit kendi kendine psikolojik zarar vermek ve gönüllü deliliktir. BU EXCEL DOSYALARINI DÜZENLEMEK İÇİN ÖYLE BÜYÜK BİR İSTEK DUYUYORUM Kİ, YILLIK MAAŞLARIN GELECEK YILLARDA DEĞERİNİ HESAPLAYACAK FORMÜLLERİ YAZMAK İÇİN SABIRSIZLANIYORUM. İŞİMİ ÇOK SEVİYORUM!!!!”
Orta şiddette manik depresif ruh halini kendi kendine dayatmanın optimal bir insan aktivitesi olduğunu düşünmüyorum. Bunun depresif episodlarla dengelenmesi kaçınılmaz zira insan beyni süresiz olarak zorlanmaya dayanamaz. Güvenlik vanaları açılacak, hormonal akşamdan kalmalar yaşanacaktır.
Başınıza gelebilecek en kötü şey, yanlış şeyi başarmaktır – geçici olarak. Daha üstün bir senaryo ise, ruh sağlığınızı korumaktır ama bu maalesef ahlaki bir problem olarak algılanır. “Yine de bütün gün kağıtları destelediğim işimi sevmiyorum, bende bir sorun olmalı.” “Hala pastayı salataya tercih ediyorum ve kilo veremiyorum. Ben zayıf biriyim.” “Motivasyon hakkında başka bir kitap almalıyım”. Saçmalık. Temel problem zaten bu sorunlara motivasyonun varlığı veya yokluğu çerçevesinde yaklaşmak. Cevap disiplin, motivasyon değil.
Motivasyonun bir problemi daha var : raf ömrü kısa ve sürekli yenilenmesi gerekli. Motivasyon, krank milini sürekli elle çevirmeye benzer. En fazla bir miktar enerji depolayabilir. Bazen başından ciddi bir zihinsel enerji depolamanın gerekli olduğu uç durumlar tabii ki var. Olimpik bir müsabakadan veya hapishaneden kaçmadan önce mesela. Ama bu, gündelik yaşam için kötü bir strateji.
Disiplin ise motor gibidir. Bir kere çalıştırıldı mı, sisteme sürekli enerji sağlar.
Verimliliğin ön koşulu olan bir ruh hali yoktur. Sürekli ve uzun vadeli sonuçlar için, disiplin motivasyona galip gelir, toz yutturur, nal toplatır, anasını siker.
Özetlersek, motivasyon bir şeyler yapacak gibi hissetmeye çalışmaktır. Disiplin ise yapmayı istemesen de yapmaktır. Yaptıktan sonra iyi hissedersin.
Disiplin bir sistemdir, motivasyon ise hedeflere benzer. Aralarında simetri vardır. Disiplin az çok kendi kendini besleyen ve sabit bir güçtür, motivasyon ise parlayıp sönen bir şey.
Peki nasıl disiplin kazanırız? Alışkanlıklar kazanarak – önce yönetebileceğiniz küçük alışkanlıklar, ne kadar göze görünmez olursa olsun kazanmak ve oradan kazanılan momentumu başka ve bir tık daha büyük bir alışkanlığa yatırarak olur. Azar azar rutininizde daha büyük, daha zor değişiklikler yaparsınız ve pozitif geribesleme döngüsü yaratırsınız.
Motivasyon, verimliliğe karşıdır. Aslolan disiplindir.
Devamı 2. bölümde : Disiplinin Pratiği – Bölüm 2 – Küçük ve aşamalı değişiklikler
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Mesela askerliği düşünün.
Adam gelip şike şike 5:30-6:00 arası kaldıracak. İstemesen de yatağın jilet gibi traş tamam botlar ve elbisen temiz olacak.
Ruh halin iyi olmasa bile eğitimlere ve günlük faaliyetlere katılacaksın.
Disiplinin en kemik örneği askeriye .
Tam ihtiyacım olan bir yazıydı. Şu an bana hayatında ne lazım deseler direk disiplin derim.
Her şeyi nasıl yapacağımı niye yapacağımı biliyorum fakat yapmıyorum. Motive odaklı bir insanım. Eve gelmeden dışarda eve gidince şunları bunları yapıcam süper olucak diye gaza getiriyorum kendimi eve bi gidince kanepeye yatıp dizi izliyorum ertesi gün kendime kızıyorum bu sefer başka olacak diyorum eve gidince yine kanepe. Kısır bir döngü gerçekten bu yazıda da bahsedildiği gibi…
Bir işi kafasına koyup da direk yapan insanlara çok imreniyorum.
Ayn ben, şimdi nasılsın hayatında değişiklikler oldumu?
Mahmut abi, ufak bişey gönderecektim ama sanırım hesap kartını kabul etmiyor. İllaki kredi kartı olacak sanırım. Pattaya değil de Londra olsa olma mı?:)
Sağolasın. Pattaya daha güzel. MGTOW amcalar cenneti. Dünyanın başka hiçbir yerinde parasıyla yaptığı halde hayatının erkeğini yiyor gibi yiyen genç hatun bulamazsın.
Buradan kendimi “otuzluk bir MGTOW amca” olarak ilan ediyorum o zaman:) Kredi kartı bende yok. Hesap kartından atsak olma mı?
Bilmiyorum. Ben kendi gönderdiklerime kredi kartı kullanıyorum. O çok kolay ama hesap kartı denemedim.
Koskoca 30luk amcasın, ufak bir şey gönderme :p
Abi bu sohbet ne hakkında? Hiçbir şey anlamadım.
İsminin hakkını vermişsin 🙂
Hocam bir çeviri yaptım maile bakabilirsiniz
askerlikle ilgili benzetmeye katılıyorum, orada öyle bir disiplin var ki kısa sürede sizi sarıp değiştiriyor ve asker oluyorsunuz..
ana şu da var insanoğlu amaçsız hareket etmekte zorlanabilir yani bir hedef amaç bir manevi nirengi noktası olmazsa olmaz, bence motivasyon yerine hedef koyma daha manalı geliyor. 1 ayda şu kadar spor yapma hedefim var diyip ona ulaşma çabası göstermek gibi..
bir kitaptan, konuyla oldukça alakalı bir alıntı: ******************* 1- İçten motive olma yolu: “Bir şeyi yapmam için, onu yapmayı istemem gerekir” varsayımına dayanır. Kişi o görevi yapma isteğinin (motivasyon) içinde oluşmasını bekler veya kendi kendini içten motive ederek o isteği üretmeye çalışır. Kendi kendini motive edemeyenler, isteğin içlerinden gelmesini bekler dururlar. Bu da bir tür atalete teslimiyet demektir. 2- Dıştan motive edilme yolu: Kişi kendi içinde motivasyon üretemeyip kaba tabirle ‘gaza getirici’ bir dış motivatör bulur. Bu, bir kişi ya da bir kitap olabilir. Bu yolu seçenler, “Birileri ya da bir şey beni motive edecek, bunu yapmayı isteyeceğim,” diye düşünür.… Read more »
mahmut abi, forum açmayı düşünüyor musunuz?
Ben açılmamasından yanayım. Çarşamba pazarına döner site.
Forum açılınca yeni üyelerin , eski üyelerden aldığı davetiye koduyla giriş yapabildiği bir site kurulabilse güzel olur pua cemiyetinden daha farklı bir konsept olması tek temennim .oradan baya şey öğrendik tamam da son durumu baya kötü
Benlark’ın dediği gibi davet yöntemiyle gayet güzel olabilir. Herkes kendi saha raporlarını paylaşarak çok daha etkileşimli olabilir.
BenLark dediğin güzel olurdu. fakat forum açılmasa dahi siteye yazıları ve de yorumları (+) (-) şeklinde oylama getirilebilir. bazen en az yazı ve çeviriler kadar güzel yorumlar oluyor. böylece bunlar öne çıkar, kıyıda köşede kalmamış olur.
reddit benzeri blog-reddit karışımı bir sistem hiç de fena olmaz.
•siteye üyelik olur.
•yazı ve yorumlarda oylama olur.
•kullanıcılar birbiri arasında mesajlaşabilir.
•bir kullanıcının profiline tıkladığında tüm yazdıklarını görebilirsin.
•arkadaş ekle / takip et özelliği gelebilir.
Deus Ex Machina ‘nın yorumu üzerine biraz düşündüm de forum fikri sahiden iyi olmayabilir bu platform için. fakat üstte söylediklerim olmalı bence. ne düşünüyorsunuz?
Hocam eski çağlarda geçen filmlerdeki kabile reisleri gibi bi kafa yapımız olsa, aynı zamanda da medeni olsak bu bize ne kadar başarı sağlar? (Konu burada kendimizi geliştirmek değil)
Bu disiplin konuları çok faydalı oluyor eline sağlık Erkek Adam
Yazıyı çok beğendim. Olduğu gibi katılıyorum. NLP Practitioner ve Düşünce Yönetimi gibi eğitimlere katılan birisi olarak şunu söyleyebilirim; Batı kökenli kişisel gelişim-başarı programları hep motivasyona dayanıyor. İnsanlara şöyle deniyor; “Yapılması gereken işleri yapman için kendini iyi hissedecek bir ruh halinde olman lazım.” Ancak o pozitif hali beklemek işlerin ertelenmesine sebep olmaktadır çünkü insan her zaman pozitif olamamaktadır. Bunu da çoğu insan göremiyor. Ayrıca yapılacak her iş için yeniden motive olmak gerekiyor. Bu yaklaşım tamamen yanlıştır. Genelde İvan Pavlov’un ve diğer psikologların motivasyon stratejisine dayanmaktadır. Asıl olan disiplindir. Disiplin her ne hal ve durumda olursa olsun insanın işleri yapma ve devam… Read more »
Selamlar. İçinden çıkamadığım bir durum var. Disiplin yazılarında yazılanları uygulamaya çalışıyorum. Bir kaç gün çok iyi bir şekilde kafamdaki planları gerçekleştiriyorum. Ama sonra bunu neden yaptığımı unutuyorum. Bunun cevabını bulamıyorum. Kendime soruyorum: Peki bunları neden yapayım?
Kendime cevap vermeye çalışıyorum işte , yapmazsan şöyle düşersin , şöyle ezilirsin , yaşayamazsın …
Ee başarısız olsam ne olacak diyorum. Hiç bir şey olmaz. Kendimi zorluyorum ama bir türlü tatmin edici , hesap verilebilirliği olan bir cevap bulamıyorum.
Bununla ilgili bir şeyler karalarsanız çok iyi olur benim için ve benim durumumda olanlar için.
Dopamin reseptörlerinin harap olmuş
Ödülü imgeleştirip uğrunda çalışamıyorsun bile
Porno mast video oyunları müzik sosyal medyayı eğer halletmediysen bu normal
Geriye dön
Kardeşim her şeye rağmen bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama yok.
Maddi yetersizlik lanet bir şey. Universitedeyim lanet kyk odasinda 15 metrekarede 4 kisi kalmaya calisiyoruz.Ses yapıyor orosbu cocukları.Herkes kisisel gelisim,kirmizi hapla ugrasmiyor ki.Ne kadar kızabilirsin, ne kadar sinirlenebilirsin.Kontrol edemiyorsun. Kavga edicen ,yumruk da clzum degil.Enerjin çalınıyor.Uyku duzenim sikildi anliyor musun.Derslere bile giremiyoruum.Sabahları uyanamiyorum.Notlarım çöp.
Eve cikicam diyorum.Para yok.Part time ise gireyim diyorum zaman yok.İse girdim diyelim o makine derslerini nasil verecem diye kara kara dusunuyorum.Nereyi cekistirirsem cekeyim uzeri acik kaliyor.
Mahmut reyis sen ne diyorsun? Ne edeyim?
Biz 6 – 8 kişi aynı odada kalıyorduk (ben 2 sene 10 kişilik odada kaldım), 4 kişilik oda ya da ev lüks. Üstelik üniversitenin ilk 3 – 4 ayından sonra genelde gürültüye alışılır. Bugün hala odamda parti yapsanız ben horul horul uyuyabilirim ki birçok arkadaşım bu vaziyette. Üniversitede gürültüye alışıyorsun, senin alışamaman çok ilginç. Kampüsün var mı? Kampüste dersi etüd odasında ya da kütüphanede çalışırsın. Spor zaten gym ve koşu sahasında en kötü kampüs bahçesinde. Odaya uyumaya gelirsin sadece. Gürültüde uyumaya da alışır insan, alışmaya bak. Bir üniversite öğrencisinin part-time işe zamanının olmaması da ilginç. Çok klişe olacak ama biz… Read more »
Üniversitede baba parası yiyen adama başarısız olsam ne olacak demesi kolay. Kendinin şu anki versiyonunun değil 30 ve 40 yaşlarındaki versiyonlarının başarısız olsa ne olacağını düşünmen lazım. Bunları da yazman lazım. Senin derdin dar görüşlülük. Disiplin konusunda Jordan Peterson yöntemini takip et. Şu an 30% disiplinli, 70% disiplinsiz isen, azar azar arttırarak gitmeye bak. Birden 100% disiplinli olmaya çalışırsan 2 gün iyi gider sonra çuvallarsın. Örneğin günde sadece 3 saat verimli yaşıyor 7 saat boşa harcıyorsan, hemen 10 saat çalışmaya geçmen mümkün değil. Bu kendine karşı zorbalıktır ve kendi kendine isyan edersin. 3 saati 21 gün 4 saate, 21 gün… Read more »
Mahmut abi merhaba ben 12.sınıf öğrencisiyim ve sınava hazırlanıyorum.Çevremde beni yukarı çekebilecek insan neredeyse hiç yok.Çevremdeki kişiler ,yaşıtlarım,çok boşlar.Ben genelde tenefüste soru çözerim. Genel olarak ağırlımı matematik çalışmaya veriyorum.Bununla bile dalga geçmeye çalışan tipler var.Asosyal biri değilim bu okula sonradan geldim.Bir kaynaşma sorunu da yaşamadım ama arkadaşlarım sanki beni kıskanıyor gibi onlara göre fazlasıyla başarılıyım ve bu sene kız işlerine ve gereksiz hiçbir şeye vakit ayırmama rağmen okulumdaki birkaç kızın benden hoşlandığını öğrendim.Belki bu sebeple kıskanıyor olabilirler. Onları hiç samimi bulmuyorum.Genelde yalnız takılıyorum.Sence çevrede bizi yükseğe çıkarabilecek insanların olması önemli mi ? Ya da yalnız takılmak bir süreliğine kötü bir… Read more »
Çevreni bu kadar kendinden aşağı görüyorsan sana hodri meydan. Otur üniversiteyi kazan ve daha iyi bir çevreye git. Ben genelde tenefüste soru çözerim. Genel olarak ağırlımı matematik çalışmaya veriyorum.Bununla bile dalga geçmeye çalışan tipler var.Asosyal biri değilim bu okula sonradan geldim.Bir kaynaşma sorunu da yaşamadım ama arkadaşlarım sanki beni kıskanıyor Aşırı alıngansın. Bunlar lisede olağan şeyler ama siz çok korumacı yetiştirildiğinizden artık en ufak dalga geçmeyi, zorbalığı çok fazla takıyorsunuz. Belki bu sebeple kıskanıyor olabilirler. Onları hiç samimi bulmuyorum.Genelde yalnız takılıyorum. Belki de sen kendi büyüklenmenden seni kıskanıyorlar sanıyorsun. Doğru yolda mıyım ? Doğru yoldaymış gibi görünmüyorsun ama önemli de… Read more »
abi selamlar, sürekli bir yerlere geç kalan insanlar hakkında ne düşünüyorsun? bir şekilde derslere erken gidebilmeyi alışkanlık haline getiremedim ve pek çok kez kendimi kötü hissedip erken gitmeye karar vermeme rağmen hiçbiri fazla uzun sürmedi. bana önerebileceğin bir şey var mı bu konu hakkında? bayadır bu motivasyonu sağlayamıyorum.
Motivasyonu siktir edin sizin disipline ihtiyacınız var diyoruz, sen gelmiş “motivasyonu sağlayamıyorum” diyorsun 😀
Merhaba Mahmut Abi,
Peki disiplini motivasyonla desteklemek nasıl olur? Birçok otorite tarafından GOAT kabul edilen Jordan evinde rakiplerini anımsatan nesneler tutuyordu (rakip oyuncu hakkında bir gazete küpürü gibi) ve bunları devamlı gözden geçiriyordu. Baktığın zaman bu adam disiplinde belki son seviyede ancak bu disiplini besleyen motive kaynakları da olmuş. Peki disiplini bu şekilde beslemek de mi motivasyona girer?
Ayrıca https://erkekadam.org/2020/06/23/yapilmasi-gereken-isleri-erteleme-hastaligi/comment-page-1/ yazısındaki “Tutkuyla yolunda yürüdüğünüz bir amaç edinin.”. Buradaki tutku methodu çok işime yaradı ancak bu tutkuyu kendimi telkin ederek sağladım ve güzel gittiğini düşünüyorum. Bu da motivasyon kapsamına girmez mi?
Motivasyon derken amaca giden yolda yaptığın şeyleri yapma şevkinden bahsediyoruz.
Piyano ustası olacağım motivasyonundan değil, hergün piyano başına oturma motivasyonundan bahsediyoruz yani.
Anladım açıkladığın için teşekkürler. İki yazı da mükemmel kaynak olmuş.
mahmut abi selam.ben öğrenciyim ve sınavlara çalışırken bile dikkatim çok kolay dağılıyor dersten hemen sıkılıyorum ve bundan kurtulup düzgün bir şekilde çalışabilmek istiyorum sence ne yapmalıyım bu konuda?
Disiplin yazılarında ne yapman gerektiği yazıyor. Ağlaya ağlaya o masada oturacaksın ve dikkatin dağılsa bile masaya bakacaksın. Cebin, bilgisayarın yanında olmayacak. 4 saat ders mi çalışacaksın, o dört saat o masada oturup masaya bakacaksın yine gidip cebine bakmayacaksın, yatağa yatmayacaksın. İstersen ağla, istersen kafanı masaya vur o masada kalacaksın.
Hiperaktivite bozukluğun varsa bunu da yapamazsın gerçi.
abi kendimizi zorlayarak çalışmak verimsiz olmaz mı yoksa sadece bu olayı aşana kadar mı böyle yapmak zorundayız?
Motivasyonu bekle istersen paşa çocuğu gibi. Aylar sonra gelir belki de lütfedip çalışırsın. Ya da arka arkaya çakınca belki aklın başına gelir. Verim kelimesinin anlamı ne, biliyor musun?
Sen öğrencisin, çalışmak senin işin. Herkes gibi sen de ya seve seve, ya da sike sike işini yapmak zorundasın. Şu an baba parası sayesinde şu şımarıklığın cezasını çekmiyorsun diye farkında değilsin ama ilerde bunların hepsinin sonucunu yaşayacaksın.