Kırmızı Hap Eleştirisi – Immanuel Tolstoyevski

simeone bana immanuel tolstoyevskinin kirmizi hap eleştirilerine yorumun nedir diye sormuş. O eleştiri eski ve çok uzun o nedenle hepsini bir yazıda ele almayacağım ama 2 -3 örneğe karşı cevap yazabilirim. Siz gidişatı anlarsınız artık.

Adam sakin sakin, argüman sunan ve isim çağırmayan biri . Mesela daha önce solipsism kavramını eleştirdiği bir entarisi vardı. Bir kısmına katılıyorum onun. Ama bu abiyi araştırarak cevaplamak lazım zira kaynak vermese de o kadar ciddi konuşuyor ki sanki kanıtlanmış bir doğru okuduğunu sanıyorsun.

Örnek 1 :

Evrimsel psikolojiye soft science demiş (buna başka örnek vermemiş ama ekonomi ve antropoloji de softscience) ve kırmızı hapı pseudoscience’a gittiği için eleştirmiş. Örnek olarak şu cümleyi almış :

“eski avcı-toplayıcı toplumlarda, erkekler gidip avlanırlar, kadınlarsa çocuklarla geride kalır, meyve toplarlar. bu yüzden erkeğin matematiksel zekası ve rekabetçiliği gelişmiştir, kadınınsa yardımlaşma yeteneği.”

İki şeye dikkat. Erkeklerin matematiksel zeka ve rekabetçiliğinin yararlı olduğu savaşları ele almamış sadece kalori girdisi olarak değerlendirmiş. Buradan kırmızı hapın pseudo science’a gittiğini anlatmak için şöyle demiş :

daha önemlisi, avlanma toplam hayatın ufak bir kısmı. her gün 9-5 ava çıkmıyor erkek. hatta bazı coğrafyalarda veya mevsimlerde hemen hiç çıkmıyorlar, av yok zira. kalorinin büyük kısmı toplayıcılıktan geliyor. yani cinsiyetler üstündeki evrimsel baskılar sanıldığı kadar farklı değiller.

Bunu bir 5 dakika araştırdım ve şunun gibi araştırmaları buldum. Avcı – toplayıcı toplumlarda kalori girdisinin yüzde 50sinden fazlası avdan geliyor. Hepsinde değil, 73%ünde. Ama asıl mesela olaya kalori diye bakmak. Biliyorsunuz bitkilerden ağırlıklı olarak vitamin ve karbonhidrat alıyoruz. Hayvanlardan ise ağırlıklı olarak yağ ve protein. Protein canlının temel yapı taşı ve çoğu hayvanlardan geliyor.

Yani yarı doğru demiş ama öyle görünmüyor. Evrimsel psikolojinin bilimsel konumu üzerindeki eleştirilere daha önce cevap verdim. Örneğin şurada biri var :

Evrimsel psikolojinin fizik, kimya gibi bilimlerden ziyade ekonomiye ve paleontolojiye daha yakın olması onu sözde bilim yapmaz. Geriye dönük bilimlerin hepsinde olduğu gibi hard data toplamak zor ve deney yapma olanakların kısıtlı. Şimdi iyi dinle burayı, yanlışlanabilirlik ilkesi konusunda ders vermeden önce, evrimsel psikoloji teorileri geleceğe yönelik (yanlışlanabilir) tahminler yapabilir ve bu nedenle de gerçek bilimdir. Evet geçmiş davranışlar fosil bırakmaz ve evet proxy kullanmak gerekebilir (cross species analysis gibi) ama bunlar paleontoloji ve astrophysics gibi bilimler için de geçerlidir ve onlara sözde bilim demiyoruz.

Örnek 2 :

“ortalama erkek, kadında gençlik ve güzellik arıyor, ortalama kadın da zengin ve başarılı erkek arıyor”.
Örnek aldığı bu önermenin kırmızı hapla ilgili bir yarı doğru olduğunu söylememe gerek var mı? Bu tür cümlelerde her zaman kendi kapasitesinin elverdiği en güzel ve en genç kullanılmalı. Yoksa aşağıdaki ben belki 6 ile yetineceğim belki başkası 3 önermesinin aslında kırmızı hap tarafından da söylendiğini anlayamazsın. Zaten denklemde zenginliğin ne kadar etkili olduğunu (düşündüğümü) biliyorsunuz. O nedenle insanın aklında kalan bilgi ne yazık ki şu: “her erkek güzellik ister, her kadın da zenginlik” dediğindeki gibi zenginliğe fazla önem atfeden kısmı ben kırmızı hapa alınmıyorum. Onlar genelde başarısız erkeklerin başarısızlıklarına kılıf.

Sonra bir de burada uzun bir anket metodolojisi eleştirisi yapmış ama dikkat ederseniz çok genel ve örnek olarak hatalı sonuç çıkarabilecek bir anket yok. Benim bildiğim kadarıyla peer review yerlerde yayınlanan anketlerde belli bir metodoloji ciddiyeti var. Yok diyorsan örnek verip göstermen lazım. Araştırmalarda problem olabileceği kısmı spekülatif kalıyor.

Bazı çok ciddi hataları da var.

yani hipergami, kadının doğasından gelen bir özellik değil, bulunduğu “kast”ın bir sonucu. eş seçimindeki tercihler ve stratejiler, sosyoekonomik yapıya bağlıdır

İnsanın doğasının ve toplumsal koşullanmanın bir karışımı olmayan hiçbir davranış özelliği yoktur. Hipergamide içinde iki etken de var. Burada söylediği hepsi sosyoekonomik diyene de inanma, tamamı biyolojik diyene de.

Sonra vaktim olursa daha da yazarım ama geneli bu şekilde.

Bazı şeylere katılıyorum. Bu hurafeleri yayan adamlar kendilerini kırmızı haplı sandıklarından ve öyle pazarladıklarından immanuel tolstoyevski’ye bir şey diyemiyorum.

kız arkadaşım arada gaza gelip tecavüz fantezisi yapmak isteyebilir. ama o %1’lik zaman dilimindeki davranışlarına bakıp “işte sahiplenilme ve hizmet etme arzusu senin doğanda var kızım, asıl halin bu” dersem bana tekmeyi basar. çünkü kalan %99 zamanda yaptıkları, onun “gerçek” halini daha çok yansıtıyor.

Böyle mallar var cidden. Kadınların dominant erkek arzularını yatakta dom – sub ilişkisine benzer bir şey gibi algılayan tembeller: “işte sahiplenilme ve hizmet etme arzusu senin doğanda var kızım, asıl halin bu”. Halbuki dominant demek egemen / lider demek, sorumluluk almak, önden yürümek, rüzgarı göğüslemek demek. Çoğu erkekte bunu yapacak güç olmadığından dominantı despot olarak fantaziliyorlar ve kadının sırf pipili oldukları için kendilerine secde edeceğini sanıyorlar. Bunlar dominant olmanın (lider olma anlamında) fizikseli bırak duygusal baskısına 3 gün maruz kalsa diz çöküp ağlayacak tipler genelde. Dominantlığı pipisi olana tanrı vergisi hak olarak kurgulamaya, kadınları pipisi olan hizmet etmeye programlı olduklarına inanmaya meyilliler.

Bir başka örnek :

çoğunluğun buna yorumu “kadın daha iyisini bulduğunda seni bırakır” yönünde. Bu gerçekten var olan bir diğer zihin tembelliği. Konuya kaplan terbiyecisi ve hipergami üzerine birkaç not gibi yazılarda değindik. Hipergamiyi kadının tüm kafasına egemen tek program olarak algılamak ve kadının kapasitesi yetiyor mu acaba diye düşünmemek (kadın tapıcılığından kalma kırıntı bu) yaygın bir problem.

mesela çok alfa bir erkek düşünün: taviz vermez, gözünü kaçırmaz, özür dilemez, egosu kuvvetlidir… bu kişinin genleri iyi olabilir ama toplulukla uyum sağlayamadığı sürece soyunun devamı zor. sosyal hayvanlarda bireysel genetik üstünlüğün değeri azdır, uyum ve ittifak kurabilme yeteneklerinin değeri fazladır. bir sürü insan, sanki kaplanla aynı evrimsel dinamiklere sahipmişiz gibi yorumlar yapıyor.

Alfa erkek davranışının bu özelliğine katılıyorum. Bildiğim tüm kırmızı hap yazıp çizen ve ciddiye alınan adamlar da bu şekilde düşünüyorlar. Niye zira evrimsel psikoloji de böyle diyor. İnsan toplumunda erkeğin gerçek gücü işbirliği kurma kapasitesinden ve sosyal becerisinden gelir. Bununla ilgili yazmıştım Mesela :

Cinsel seçilimde insan dişisi sadece güce ve tipe göre seçmez. Öyle olsa bugün güzel ve güçlü şempanzeler olurduk ama tam tersi 6 milyon yıl önce insan soyağacından ayrılan şempanzelerin erkekleri ortalama bir insan erkeğinden 3 – 6 kat daha güçlüdür (yetişkin bir şempanze erkeği bir insan erkeğinin uzuvlarını kopararak öldürebilir). Aynı şekilde insanoğlunun soyunu ortadan kaldırdığı neanderthal erkekleri de insan erkeğine göre çok güçlüdür. İnsan erkeğinin avantajı ki cinsel seçilimde kriterdir gücünü ilişkiler ağı kurmaktan, duygusal dayanıklılıktan (büyük av hayvanı öldürmek için gerekli işbirliği ve sabır – sinir sağlamlığını düşünün) ve evet bir de güçten gelir.

Sonuçta birçok insan, insan topluluğunu kurt sürüsü sanıyor ve bu tür aptalca şeylere inanıyor. Oysa küçük bir insan topluluğunda bile onlarca hiyerarşi var, kurt toplumunda ise bir tane! O nedenle mesela şuradaki erkekler kurt gibi birbirlerini dişleyeceklerine her biri kendisinin yetkin olduğu hiyerarşiye yerleşiyor ve hemen fonksiyonel bir toplum ortaya çıkıyor :

Erkekler genellikle neyin gerekli olduğunu düşündülerse onu yaptılar – ortamda emir veren bir lider yoktu. Kimi avlanmaya çıktı, kimi yiyecek toplamaya giderken kimi balığa çıktı. Bir elemana kumda oturmaktan gına geldi bank yapmaya başladı. Diğerleri zamanla büyüyen bir klübe yaptılar. Bir diğer eleman her gece yemek yaptı. Birkaç gün içinde, muntazam bir medeniyet çıktı ortaya, hergün bir öncekine göre biraz daha varlıklı bir medeniyet.

Bu tür topluluk oluşumlarında yetkinlik olmadn alfalık taslayanlar genelde başka bir şeydir.

sosyal bir hayvan olduğumuz yetmiyormuş gibi, biz eşleşmeye meyilli hayvanlarız (pair bonding). yani “erkeğin ihtiyacı, maksimum sikişle genlerini yaymaktır. kalan her şey bize dayatılan yüklerdir” gibi görüşler şunu atlıyor: erkek 5 dakika sikişip sonra keyfine bakarak gen filan yayamıyor, o çocuk ölüyor sonra. gerek yeterince bakılmadığı için, gerekse aslanlardaki gibi rakip erkeklerin öldürmesi yüzünden (bkz: infanticide).

Katılıyorum. Bir farkla. Erkekler aslanlar gibi başkalarının çocuklarını öldürmezler. Orada yanılıyor. Bir de erkeklerde hem pair bonding hem de genlerini fazlaca yayma hırsı aynı anda var. Zaten bir de insan topluluklarının çocukları beraberce büyütmesi gibi bir olgu da var.

Ve son olarak şu tayfa konusunda hislerine de katılıyorum :

çoğu “meriç” seviyesinde. bu grup triggered lafını kullanmaya bayılıyor ama en kolay tetiklenen de onlar. tetiklenip tetiklenip meriç diyorlar. “ne yani, kızlar pırlanta yüzük istemiyorlar mı?” kafasında olan da var. artık ne anlamışlarsa okuduklarından.

Bir bitmediler ve sürekli çoğalıyorlar amk. İki tane çürük yumurta bulmuşlar, en ufak lafta trigger olup fırlatıyorlar. Erkekse meriç, kadınsa cumbucket. Bunlar yüzünüzden kırmızı haptan soğudum. Bu adamlar kırmızı haplıysa, çok ciddiyim, ben değilim.

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

45
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.

avatar
13 Comment threads
32 Thread replies
1 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
20 Comment authors
kinyasHumanHellBerkeMennan Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
Koz
Guest
Koz

Yazıyı görmeden öncesinde, atıştırmalık bir şeyler hazırlayayım geldiğimde yazarım demiştim kiii yazısının olduğunu gördüm, bu daha iyi oldu. 🙂 Mahmut abi burada bir çok şeye açıklık getirmiş, bende bir çok konuda olağan sorunlara açıklık getirmek istiyorum. ” Dünyayı bilgeler değil, ikna kabiliyeti yüksek kişiler yönetiyorlar ” ile başlayacağım, arkadaşlar. Her hangi bu ve buna benzer eleştiri de, sizlerin düşünmesini istemedikleri bir yer var. # Bu bahsedilen kime yarıyor ? (Bu eleştiri kime yarar sağlıyor ?) Şu andan itibaren siteyi de, kırmızı hapı da, oyunu ” Aman sikerim yav, boşver ” deyip gidebilirsiniz de, bu kime yarayabilir ? Bir erkek olarak… Read more »

Çevirmen Hoca
Member

Aslında bu dominant erkek ve onun peşinde giden hipergami konusunda akılda tutulması gereken temel şey, bunların birer temel yazılım olduğu. Evet kadın dominant erkek istiyor, temel yazılım bu ama içindeki uygulamalar farklı. Kimi köz getir kardeşimci tayfayı dominant görüyor, kimi yatakta tokatlayanı, kimi holdingte patron olanı, kimi hapse giren suçluyu, kimisi de kaslıyı. Her kadın dominant istiyor ama dominant tanımı farklılaşıyor. Kırmızı hapı yeni yutmuş olanların hatası da bu. Mesela yazıdaki “kız arkadaşım arada gaza gelip tecavüz fantezisi yapmak isteyebilir. ama o %1’lik zaman dilimindeki davranışlarına bakıp “işte sahiplenilme ve hizmet etme arzusu senin doğanda var kızım, asıl halin bu”… Read more »

Alphaisloading
Guest
Alphaisloading

Çevirmen hoca, tecavüz kısmını alıntı yaptın sandım , diğer söylediklerine katılıyorum ve dediğim gibi Türkiye siyasetindeki figürlere bakın, toplumlar bile dik duranın arkasında saf tutar, Hitler bizim için manyağın tekiydi, aynı manyak zamanında Alman halkını peşinden sürükledi.

HiperGami
Guest
HiperGami

“köz getir kardeşimci” tayfaya güldüm, kadınların bu yazılım zamanla çevre etkisiyle bozuluyor. Aile, çevre ve diziler, çocukluğunda yaşadıkları ve diğer kadınların anlattıkları. Bilirsiniz kadınlar kocaları ezikse başkalarına karşı (yalandan) övme ihtiyacı duyar ve saçma sapan şeylerini över, kocasının göbeğini öveni bile bulabilirsin, ama en önemli faktör de diziler. Bunları duyan genç kızlarda ister istemez yazılım sıyırıyor. Aslında bu sayede betalar hayatta kalıp çoğalabiliyor günümüzde. Böyle giderse birkaç nesil sonra insan ırkı gerçekten bozulacak bence, yeni nesile bakarak da bunu görebiliyorum. Sigara içen insana alfa erkek diyen kızlar var piyasada, alkol koması geçiren adamlar pirim yapıyor, neslini bırak 4olı yaşlarını göremeyecek… Read more »

kıpkırmızıhap
Guest
kıpkırmızıhap

“Evet kadın dominant erkek istiyor, temel yazılım bu ama içindeki uygulamalar farklı” Red pill adına konuşanların hemen hemen hepsi bu hatayı yapıyor. Alfa erkek dediklerinde kafalarında tek bir şablon var. Halbuki alfa-beta ayrımı bana göre doğru olsa da alfalığa giden yollar çok farklı. Alfalık temel olarak güç ile alakalı bir şey. Ve modern toplumda güçlü olmak için maskülen olmanız şart değil. O yüzden testosteronu düşük ama kurduğu şirket milyarlarca dolar yapan adam da alfadır hepinizin aklına gelen kaslı, parası olan, maskülen adam da. Gücü tek bir şekle indirgeyen adamlar çıkıp alfa/beta yok dememeli. Ve ayrıca her horozun da kendi çöplüğünde… Read more »

Alphaisloading
Guest
Alphaisloading

Kusura bakmayın fakat, ben de bu sitede çokça başvurulan bu geri vites mantığını eleştireceğim, biz var ya biz en cici kırmızı haplılar biziz yaklaşımı görüyorum ve bunu şiddetle eleştiriyorum. Bahsettiğiniz eleman borderline başka bi drunken bilmem ne diye başka bir teyzeyle beraber the red pill başlığını çokça şenlendirirdi, ha bi de İngilterede karısı veya kız arkadaşının isteğiyle oraya taşınmış bi sünepe vardı, işsiz gibi gelir trp başlığını çöplüğe çevirirlerdi, Emanuel görece tartışılabilir bi tip… Şimdi gelelim bizim sözüm ona trp’Li kardeşlerimize, o sürekli dem vurduğumuz “bazı mallar” niye çok fazla gündemimizi işgal ediyor? siz kaç kere feministleri erkek nüfusun büyük… Read more »

ju87
Guest
ju87

bu abinin blogunu düzenli okurum. yazılarını da faydalı buluyorum. açıkçası kırmızı hap hariç de benim katılmadığım yazıları-düşünceleri oldu. her noktada aynı düşünmek zorunda değiliz. ben dünyada mutlak doğru olduğunu düşünen birisi değilim. sonuç olarak kendi mühendislik tecrübemle gördüğüm; temel fizik kanunları bile şartlara koşullara göre değişiyorken bu tip beşeri şeylerde tek bir sabite bakmak bence yanlış. ancak, bir bilginin en önemli özelliği işe yarar olmasıdır. bu herifin yazdıkları işe yarar ufuk açıcı şeylerdi. aynı şekilde bu sitede yazanlar da öyle.hatta zırzop feminazi neşriyat da iddia forumunda da her yerde var bakınca. ben kendim, benim için işlevli olanları ayıklayıp kullanıyorum. bir… Read more »

simeone
Guest
simeone

Koz, “Eleştiriyi fazla incelemedim, Sikimde de değil eleştiri olarak ne yazdığı ne ettiği.”demissin de bir felsefeyi ya da dusunceyi okurken ona zit olan kaynaklari da okumak gelistiriyor zaten insani. Bir erkege yol haritasi olabilecek bi dusunce Redpill ama o da kusursuz bi felsefe degil eksikleri vardir elbet ancak onemli olan bu eksikliklerini bilip kabul edebilmek. Bunun farkinda olduktan sonra gerisi onemli degil. 1.maddede dedigine katiliyorum zaten yillardir bu konuda tecrubesi olan bir adaminda gorusunu merak ettigim icin sordum bu yazinin konusu olan soruyu. Yorumlariniz icin tesekkurler beyler.

Koz
Guest
Koz

2 Soru soracam, o soruların cevabına göre ” İkisisini dene tarafını seç 😀 ” 1- Kırmızı hap, The Red Pill dediğimiz düşünceye, veriye hakim misin ? Ben sana oneitis çok iyi bir şey, mükemmel ya valla bak harika yani. Ben oneitis olarak şunları şunları yaptım, dediğimde ” Sittir la, oneitis dediğin şu ” diyebiliyor musun ? O kadar hakim misin ? 2- Sorgulayıcı bir kişiliğin var mı ? Günümüz bilgi bombardımanında hangisi işine yarayacak, hangisi koftü veya ney doğru ne yanlış bunu anlamak amacıyla sorgulayabiliyor musun ? Yoksa kolayca ikna olabiliyor musun ? ( En basit yolu, en basiti 5N… Read more »

simeone
Guest
simeone

yeterli bilgiye sahibim taraf seçilmesi gereken bir durum yok. sorgulamayla ilgili benim yorumumla benzer şeyleri yazmışsın zaten. olay bu felsefenin de eksikleri olabileceğini fark edip uygulamaya devam etmekten ibaret.

Ferhat
Guest
Ferhat

Mahmut abi selamlar,
İç oyunla maskülenite arasında ne gibi bir fark var , ya da ikisi aynı şey mi , eğer değilse de farkları nelerdir ?

Yin
Member

Immanuel’in yazılarında konuya öncelikle evrimsel psikolojiye “soft-science” deyip “poisoning the well” tarzı bir itibarsızlaştırmayla girizgâh yapmasını şüpheli buluyorum ve bunu da bilinçli olarak yaptığını düşünüyorum. Böylece denklemdeki önemli bir değişkeni saf dışı ettiğini düşünüp denklemin sonucu kendi ulaşmak istediği sonuca yakınsatıyor. Immanuel sofu bir profil değil, fakat takip ettiği strateji biraz Orta Çağ’daki sofuların kimyaya ve astronomiye “büyücülük” “kâfirlik” filân demesini andırıyor. Bu “soft-science” muhabbetinin ucu antropoloji, psikoloji, sosyoloji, ekonomi bilim midir tartışmasına kadar gidiyor. Fakat bu tartışmayı yapanların “bilim” denince anladıkları şeyin formal ve doğa bilimleri olduğunu düşünüyorum, kendileri de bu düşüncemi seve seve hatta gururla doğrulayacaklardır. Halbuki sosyal… Read more »

Çevirmen Hoca
Member

Aslında hipergami olayının bu kadar gözde büyütülmesinin sebebi, bu devrin erkeğinin hipergamiyi çok şiddetli yaşaması. Sözlükte bununla ilgili güzel bir entry vardı, yazar kısaca “hipergami hep vardı ama ninelerimizi kontrol altında tutan normları modern toplum ve feminizm kaldırdı” gibi bir şey söylüyor. Bir de sosyal medya kadınların değer algısını çarpıttı. İki Like alan kendini Adriana lima sanıyor. Bu açıdan da hipergami balonunu büyüten yine erkeğin kendisi.

Yin
Member

Gerçekte, 10bin yıl önceki erkeklere göre günümüzde kadınlara oranla daha fazla erkek soyunu devam ettiriyor. Bunda 3000 yıl önce şehir-devletlerin kurulmaya başlanmasının ve evlilik kurumunun büyük katkısı var. Bu açıdan bakarsak, hipergamiyi bir ölçüde kontrol altına alan erkek egemen medeniyet olmuş. Ve kadınlar da bu antlaşmadan kendine göre faydalar sağlamış, ganimet gibi yağmalanmaktan korunup çocuklarının hayatları için daha güvenli şartlar sağlamışlar mesela. Avcı toplayıcı çağda durum tam tersiydi. Y kromozomu ile mitokondrial DNA’nın gen havuzundaki dağılımına bakıldığında, 45 bin yıl önce her 30 babaya karşılık 100 annenin genlerini devam ettirdiği tahmin edilmiş. Neolitik topluma geçiş sürecinde ise hipergami daha şiddetli… Read more »

Alphaisloading
Guest
Alphaisloading

işte ben de vur abalıya yapılmasını eleştiriyorum zaten, dışsal etmenleri yok sayıyoruz.

Benim bu konularda genelde katıldığım en bariz nokta emcinslerimizin açlıktan dolayı kadınlara ilizyon bir göt kalkıklığına, sebep olmaları ve pozitif bencillik yaklaşımıyla kendilerine yatırım yapmamaları.

yoksa döl kovası olduğunu bildikten sonra döl kovasına döl kovası, meriç olduğundan eminsen de meriç, meriç denir.

mirafori
Guest
mirafori

Dr. David Perlmutter’in Tahıl Beyin kitabından alıntı :
Atalarımızın beslenme düzeni : Karbonhidrat : %5, Protein : %20, Yağ : %75
Amerikalı uzmanların önerdiği beslenme düzeni : Karbonhidrat : %60, Protein : %20, Yağ : %20
Atalar bu kadar yağı topladıkları meyvelerden almıyordu demek abes olmaz. Şu anki yaygın yanlış beslenme alışkanlıkları sonucu oluşan ve ölüm sebebi olarak başı çeken kalp damar ve bunlara bağlı diğer hastalıklar -misal diyabet- üzerine düşündüğümüzde yazar doktorun verdiği yüzdeler gerçekçi.

Adminidtraktor
Guest
Adminidtraktor

Boşverin o elemanı. Hipergami gibi genel kabul görmüş bir gerçeğe hiç değinmeden ekşici sjw, meriç, feminist tayfaya oynamış. Onlar da şukulamış.

Sensei
Guest
Sensei

Hipergami hakkında ki tezi çok mantıklı bana kalırsa. Bir erkeğin döllerini birden fazla kadına yayması çok başarısız bir üreme stratejisi olur çünkü doğada çok az bulunan baba bakımına sahip canlılardan biriside homo sapiensler yani biziz. Bir yavrunun kendi kendine yetecek yaşa kadar gelmesini eski çağlarda ne anne, ne de baba tek başına sağlayamaz. Bu yüzden tek bir erkeğin birden fazla kadından çocuğu olması o çocukların hayatta kalma olasılığını dramatik bir biçimde düşürecektir.

Mennan
Guest
Mennan

İnsanların av stratejisi endurance hunting yani dayanıklılık avıdır. Şempanzeden daha güçlü değiliz fakat fazla ısıdan kurtulma, bipedallık, gereksiz üst vücut ağırlığından kurtulmamız gibi adaptasyonlarımız bizi iyi birer dayanıklılık avcısı yaptı. Diğer av stratejisinden (kısa mesafede avını yakalamak) daha iyiydi ve popülasyon içinde seçildi. İnsanların güçsüz olduğu tamamen zırvadır, doğanın gördüğü en iyi avcılar biziz, zira beynimiz gibi masraflı bir organı doyurmayı başarabildik.
Demem o ki; insan güçsüz, yani kadınlar güçlüyü seçmemiş demek cahilliktir. Yakın akrabalarımız şempanze ve gorillere kıyasla patlayıcı gücümüzün düşük olması, yine bir seçilim ürünüdür.

Berke
Guest
Berke

Abi kırmızı hapla karşılaşalı 1.5 sene oluyor.Bazen şu düşünceleri aklımdan uzaklaştıramıyorum:Bu kadar uğraş ne için.Bu kadar yazı okuyoruz bu konuya kafa yoruyoruz yok shit testler öğreniyoruz yok bilmem neg atmaya çalışıyoruz kıza şöyle mi set açılır böyle mi set açılır eve nasıl atılır vs. kendi kendime diyorumki derdini sikeyim hayatta tek amacın bu mu.Dönen muhabbetlere falan bakıyorum sanki alkol toplantısı gibi ben kırmızı hapı alalı şu kadar zaman geçti şöyle bir kızla böyle bir şey yaşadığım için kendimi burada buldum vs. tamam burası kötü yol değil öyle demek istemiyorum kötü yola düştük gibi 😀 ama bilmiyorum mesela siteyi baştan sona… Read more »