simeone bana immanuel tolstoyevskinin kirmizi hap eleştirilerine yorumun nedir diye sormuş. O eleştiri eski ve çok uzun o nedenle hepsini bir yazıda ele almayacağım ama 2 -3 örneğe karşı cevap yazabilirim. Siz gidişatı anlarsınız artık.
Adam sakin sakin, argüman sunan ve isim çağırmayan biri . Mesela daha önce solipsism kavramını eleştirdiği bir entarisi vardı. Bir kısmına katılıyorum onun. Ama bu abiyi araştırarak cevaplamak lazım zira kaynak vermese de o kadar ciddi konuşuyor ki sanki kanıtlanmış bir doğru okuduğunu sanıyorsun.
Örnek 1 :
Evrimsel psikolojiye soft science demiş (buna başka örnek vermemiş ama ekonomi ve antropoloji de softscience) ve kırmızı hapı pseudoscience’a gittiği için eleştirmiş. Örnek olarak şu cümleyi almış :
“eski avcı-toplayıcı toplumlarda, erkekler gidip avlanırlar, kadınlarsa çocuklarla geride kalır, meyve toplarlar. bu yüzden erkeğin matematiksel zekası ve rekabetçiliği gelişmiştir, kadınınsa yardımlaşma yeteneği.”
İki şeye dikkat. Erkeklerin matematiksel zeka ve rekabetçiliğinin yararlı olduğu savaşları ele almamış sadece kalori girdisi olarak değerlendirmiş. Buradan kırmızı hapın pseudo science’a gittiğini anlatmak için şöyle demiş :
daha önemlisi, avlanma toplam hayatın ufak bir kısmı. her gün 9-5 ava çıkmıyor erkek. hatta bazı coğrafyalarda veya mevsimlerde hemen hiç çıkmıyorlar, av yok zira. kalorinin büyük kısmı toplayıcılıktan geliyor. yani cinsiyetler üstündeki evrimsel baskılar sanıldığı kadar farklı değiller.
Bunu bir 5 dakika araştırdım ve şunun gibi araştırmaları buldum. Avcı – toplayıcı toplumlarda kalori girdisinin yüzde 50sinden fazlası avdan geliyor. Hepsinde değil, 73%ünde. Ama asıl mesela olaya kalori diye bakmak. Biliyorsunuz bitkilerden ağırlıklı olarak vitamin ve karbonhidrat alıyoruz. Hayvanlardan ise ağırlıklı olarak yağ ve protein. Protein canlının temel yapı taşı ve çoğu hayvanlardan geliyor.
Yani yarı doğru demiş ama öyle görünmüyor. Evrimsel psikolojinin bilimsel konumu üzerindeki eleştirilere daha önce cevap verdim. Örneğin şurada biri var :
Evrimsel psikolojinin fizik, kimya gibi bilimlerden ziyade ekonomiye ve paleontolojiye daha yakın olması onu sözde bilim yapmaz. Geriye dönük bilimlerin hepsinde olduğu gibi hard data toplamak zor ve deney yapma olanakların kısıtlı. Şimdi iyi dinle burayı, yanlışlanabilirlik ilkesi konusunda ders vermeden önce, evrimsel psikoloji teorileri geleceğe yönelik (yanlışlanabilir) tahminler yapabilir ve bu nedenle de gerçek bilimdir. Evet geçmiş davranışlar fosil bırakmaz ve evet proxy kullanmak gerekebilir (cross species analysis gibi) ama bunlar paleontoloji ve astrophysics gibi bilimler için de geçerlidir ve onlara sözde bilim demiyoruz.
Örnek 2 :
“ortalama erkek, kadında gençlik ve güzellik arıyor, ortalama kadın da zengin ve başarılı erkek arıyor”. Örnek aldığı bu önermenin kırmızı hapla ilgili bir yarı doğru olduğunu söylememe gerek var mı? Bu tür cümlelerde her zaman kendi kapasitesinin elverdiği en güzel ve en genç kullanılmalı. Yoksa aşağıdaki ben belki 6 ile yetineceğim belki başkası 3 önermesinin aslında kırmızı hap tarafından da söylendiğini anlayamazsın. Zaten denklemde zenginliğin ne kadar etkili olduğunu (düşündüğümü) biliyorsunuz. O nedenle insanın aklında kalan bilgi ne yazık ki şu: “her erkek güzellik ister, her kadın da zenginlik” dediğindeki gibi zenginliğe fazla önem atfeden kısmı ben kırmızı hapa alınmıyorum. Onlar genelde başarısız erkeklerin başarısızlıklarına kılıf.
Sonra bir de burada uzun bir anket metodolojisi eleştirisi yapmış ama dikkat ederseniz çok genel ve örnek olarak hatalı sonuç çıkarabilecek bir anket yok. Benim bildiğim kadarıyla peer review yerlerde yayınlanan anketlerde belli bir metodoloji ciddiyeti var. Yok diyorsan örnek verip göstermen lazım. Araştırmalarda problem olabileceği kısmı spekülatif kalıyor.
Bazı çok ciddi hataları da var.
yani hipergami, kadının doğasından gelen bir özellik değil, bulunduğu “kast”ın bir sonucu. eş seçimindeki tercihler ve stratejiler, sosyoekonomik yapıya bağlıdır
İnsanın doğasının ve toplumsal koşullanmanın bir karışımı olmayan hiçbir davranış özelliği yoktur. Hipergamide içinde iki etken de var. Burada söylediği hepsi sosyoekonomik diyene de inanma, tamamı biyolojik diyene de.
Sonra vaktim olursa daha da yazarım ama geneli bu şekilde.
Bazı şeylere katılıyorum. Bu hurafeleri yayan adamlar kendilerini kırmızı haplı sandıklarından ve öyle pazarladıklarından immanuel tolstoyevski’ye bir şey diyemiyorum.
kız arkadaşım arada gaza gelip tecavüz fantezisi yapmak isteyebilir. ama o %1’lik zaman dilimindeki davranışlarına bakıp “işte sahiplenilme ve hizmet etme arzusu senin doğanda var kızım, asıl halin bu” dersem bana tekmeyi basar. çünkü kalan %99 zamanda yaptıkları, onun “gerçek” halini daha çok yansıtıyor.
Böyle mallar var cidden. Kadınların dominant erkek arzularını yatakta dom – sub ilişkisine benzer bir şey gibi algılayan tembeller: “işte sahiplenilme ve hizmet etme arzusu senin doğanda var kızım, asıl halin bu”. Halbuki dominant demek egemen / lider demek, sorumluluk almak, önden yürümek, rüzgarı göğüslemek demek. Çoğu erkekte bunu yapacak güç olmadığından dominantı despot olarak fantaziliyorlar ve kadının sırf pipili oldukları için kendilerine secde edeceğini sanıyorlar. Bunlar dominant olmanın (lider olma anlamında) fizikseli bırak duygusal baskısına 3 gün maruz kalsa diz çöküp ağlayacak tipler genelde. Dominantlığı pipisi olana tanrı vergisi hak olarak kurgulamaya, kadınları pipisi olan hizmet etmeye programlı olduklarına inanmaya meyilliler.
Bir başka örnek :
çoğunluğun buna yorumu “kadın daha iyisini bulduğunda seni bırakır” yönünde. Bu gerçekten var olan bir diğer zihin tembelliği. Konuya kaplan terbiyecisi ve hipergami üzerine birkaç not gibi yazılarda değindik. Hipergamiyi kadının tüm kafasına egemen tek program olarak algılamak ve kadının kapasitesi yetiyor mu acaba diye düşünmemek (kadın tapıcılığından kalma kırıntı bu) yaygın bir problem.
mesela çok alfa bir erkek düşünün: taviz vermez, gözünü kaçırmaz, özür dilemez, egosu kuvvetlidir… bu kişinin genleri iyi olabilir ama toplulukla uyum sağlayamadığı sürece soyunun devamı zor. sosyal hayvanlarda bireysel genetik üstünlüğün değeri azdır, uyum ve ittifak kurabilme yeteneklerinin değeri fazladır. bir sürü insan, sanki kaplanla aynı evrimsel dinamiklere sahipmişiz gibi yorumlar yapıyor.
Alfa erkek davranışının bu özelliğine katılıyorum. Bildiğim tüm kırmızı hap yazıp çizen ve ciddiye alınan adamlar da bu şekilde düşünüyorlar. Niye zira evrimsel psikoloji de böyle diyor. İnsan toplumunda erkeğin gerçek gücü işbirliği kurma kapasitesinden ve sosyal becerisinden gelir. Bununla ilgili yazmıştım Mesela :
Cinsel seçilimde insan dişisi sadece güce ve tipe göre seçmez. Öyle olsa bugün güzel ve güçlü şempanzeler olurduk ama tam tersi 6 milyon yıl önce insan soyağacından ayrılan şempanzelerin erkekleri ortalama bir insan erkeğinden 3 – 6 kat daha güçlüdür (yetişkin bir şempanze erkeği bir insan erkeğinin uzuvlarını kopararak öldürebilir). Aynı şekilde insanoğlunun soyunu ortadan kaldırdığı neanderthal erkekleri de insan erkeğine göre çok güçlüdür. İnsan erkeğinin avantajı ki cinsel seçilimde kriterdir gücünü ilişkiler ağı kurmaktan, duygusal dayanıklılıktan (büyük av hayvanı öldürmek için gerekli işbirliği ve sabır – sinir sağlamlığını düşünün) ve evet bir de güçten gelir.
Sonuçta birçok insan, insan topluluğunu kurt sürüsü sanıyor ve bu tür aptalca şeylere inanıyor. Oysa küçük bir insan topluluğunda bile onlarca hiyerarşi var, kurt toplumunda ise bir tane! O nedenle mesela şuradaki erkekler kurt gibi birbirlerini dişleyeceklerine her biri kendisinin yetkin olduğu hiyerarşiye yerleşiyor ve hemen fonksiyonel bir toplum ortaya çıkıyor :
Erkekler genellikle neyin gerekli olduğunu düşündülerse onu yaptılar – ortamda emir veren bir lider yoktu. Kimi avlanmaya çıktı, kimi yiyecek toplamaya giderken kimi balığa çıktı. Bir elemana kumda oturmaktan gına geldi bank yapmaya başladı. Diğerleri zamanla büyüyen bir klübe yaptılar. Bir diğer eleman her gece yemek yaptı. Birkaç gün içinde, muntazam bir medeniyet çıktı ortaya, hergün bir öncekine göre biraz daha varlıklı bir medeniyet.
Bu tür topluluk oluşumlarında yetkinlik olmadn alfalık taslayanlar genelde başka bir şeydir.
sosyal bir hayvan olduğumuz yetmiyormuş gibi, biz eşleşmeye meyilli hayvanlarız (pair bonding). yani “erkeğin ihtiyacı, maksimum sikişle genlerini yaymaktır. kalan her şey bize dayatılan yüklerdir” gibi görüşler şunu atlıyor: erkek 5 dakika sikişip sonra keyfine bakarak gen filan yayamıyor, o çocuk ölüyor sonra. gerek yeterince bakılmadığı için, gerekse aslanlardaki gibi rakip erkeklerin öldürmesi yüzünden (bkz: infanticide).
Katılıyorum. Bir farkla. Erkekler aslanlar gibi başkalarının çocuklarını öldürmezler. Orada yanılıyor. Bir de erkeklerde hem pair bonding hem de genlerini fazlaca yayma hırsı aynı anda var. Zaten bir de insan topluluklarının çocukları beraberce büyütmesi gibi bir olgu da var.
Ve son olarak şu tayfa konusunda hislerine de katılıyorum :
çoğu “meriç” seviyesinde. bu grup triggered lafını kullanmaya bayılıyor ama en kolay tetiklenen de onlar. tetiklenip tetiklenip meriç diyorlar. “ne yani, kızlar pırlanta yüzük istemiyorlar mı?” kafasında olan da var. artık ne anlamışlarsa okuduklarından.
Bir bitmediler ve sürekli çoğalıyorlar amk. İki tane çürük yumurta bulmuşlar, en ufak lafta trigger olup fırlatıyorlar. Erkekse meriç, kadınsa cumbucket. Bunlar yüzünüzden kırmızı haptan soğudum. Bu adamlar kırmızı haplıysa, çok ciddiyim, ben değilim.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Yazıyı görmeden öncesinde, atıştırmalık bir şeyler hazırlayayım geldiğimde yazarım demiştim kiii yazısının olduğunu gördüm, bu daha iyi oldu. 🙂 Mahmut abi burada bir çok şeye açıklık getirmiş, bende bir çok konuda olağan sorunlara açıklık getirmek istiyorum. ” Dünyayı bilgeler değil, ikna kabiliyeti yüksek kişiler yönetiyorlar ” ile başlayacağım, arkadaşlar. Her hangi bu ve buna benzer eleştiri de, sizlerin düşünmesini istemedikleri bir yer var. # Bu bahsedilen kime yarıyor ? (Bu eleştiri kime yarar sağlıyor ?) Şu andan itibaren siteyi de, kırmızı hapı da, oyunu ” Aman sikerim yav, boşver ” deyip gidebilirsiniz de, bu kime yarayabilir ? Bir erkek olarak… Read more »
Aslında bu dominant erkek ve onun peşinde giden hipergami konusunda akılda tutulması gereken temel şey, bunların birer temel yazılım olduğu. Evet kadın dominant erkek istiyor, temel yazılım bu ama içindeki uygulamalar farklı. Kimi köz getir kardeşimci tayfayı dominant görüyor, kimi yatakta tokatlayanı, kimi holdingte patron olanı, kimi hapse giren suçluyu, kimisi de kaslıyı. Her kadın dominant istiyor ama dominant tanımı farklılaşıyor. Kırmızı hapı yeni yutmuş olanların hatası da bu. Mesela yazıdaki “kız arkadaşım arada gaza gelip tecavüz fantezisi yapmak isteyebilir. ama o %1’lik zaman dilimindeki davranışlarına bakıp “işte sahiplenilme ve hizmet etme arzusu senin doğanda var kızım, asıl halin bu”… Read more »
Çevirmen hoca, tecavüz kısmını alıntı yaptın sandım , diğer söylediklerine katılıyorum ve dediğim gibi Türkiye siyasetindeki figürlere bakın, toplumlar bile dik duranın arkasında saf tutar, Hitler bizim için manyağın tekiydi, aynı manyak zamanında Alman halkını peşinden sürükledi.
“köz getir kardeşimci” tayfaya güldüm, kadınların bu yazılım zamanla çevre etkisiyle bozuluyor. Aile, çevre ve diziler, çocukluğunda yaşadıkları ve diğer kadınların anlattıkları. Bilirsiniz kadınlar kocaları ezikse başkalarına karşı (yalandan) övme ihtiyacı duyar ve saçma sapan şeylerini över, kocasının göbeğini öveni bile bulabilirsin, ama en önemli faktör de diziler. Bunları duyan genç kızlarda ister istemez yazılım sıyırıyor. Aslında bu sayede betalar hayatta kalıp çoğalabiliyor günümüzde. Böyle giderse birkaç nesil sonra insan ırkı gerçekten bozulacak bence, yeni nesile bakarak da bunu görebiliyorum. Sigara içen insana alfa erkek diyen kızlar var piyasada, alkol koması geçiren adamlar pirim yapıyor, neslini bırak 4olı yaşlarını göremeyecek… Read more »
Evet kadın dominant erkek istiyor, temel yazılım bu ama içindeki uygulamalar farklı. Kimi köz getir kardeşimci tayfayı dominant görüyor, kimi yatakta tokatlayanı, kimi holdingte patron olanı, kimi hapse giren suçluyu, kimisi de kaslıyı. Her kadın dominant istiyor ama dominant tanımı farklılaşıyor. Bu sitede söylemekten en çok yorulduğum şey, kadını merkeze almak yerine kendinizi merkeze alarak düşünmeniz tavsiyesi. Burada da dominant olmayı kadın açısından tanımlıyorsun. Söylediğin yanlış değil ama kadının nasıl dominant istediği kadının derdi. Erkeğin derdi kendi açısından bunu gerçekleştirmek : dominant = egemen. Egemen = lider, otorite. Başından sonuna ilişkiyi yönlendiren, önde yürüyüp zorlukları göğüsleyen, arabayı kullanan sen olacaksın.… Read more »
Kadın merkezli düşünmüyorum hocam, demek istediğim tek tiple tüm kadınları götürürüm zanneden adamlar yanlış düşünüyor. “Pozitif maskülen oldum (yani kendimi geliştirdim ve sorumluluk aldım) ama cansu bana vermedi” demeyen ve ona göre maskülen olmaya çalışmayan bir erkek olunmalı diyorum. Bu kadın merkezli düşünce mi?
Evet ve bunu yaptığın anda konu aynen şu an yaptığın gibi dağılıyor. Bahsettiğin kadınların seçebilecekleri erkek tipleri. Burada dominant olmayı erkek ve liderlik tarafından tanımlamak lazım. Yoksa uygulama hatalı oluyor. Bunun da tanımı tek. Her erkek kendi hayatının ve ailesinin lideri / reisi olabilir ve buna dominantlık denir. Burdan baktın mı ilk yapılması gereken görünüyor. Önce kendi hayatına dominant olacaksın.
Sonra da daha elini sikine atmadan 2 gün duramayan, hergün aynı saatte kalkmayı bile beceremeyen adamlar kadınlara dominantlık taslıyorlar.
Hocam erkek kendi gideceği yolu seçsin diyorum işte, daha nasıl erkek merkezli olsun 😁
Son paragrafa bir de duygularına hükmedemeyeni eklemek lazım.
Maskülenite denince hatunların arzu duyması sekse erişimin artması gibi konular aklıma bile gelmiyor
Zorluklarla mücadele etme,disiplinli olmak,başarısızlıkların altından kalkmak,hırslı olmak,cesur olmak
Şikayet etmeyen sızlanmayan biri olmak aklıma geliyor
Bunları gerçekleştirdikten sonra gerisi umrumda değil
Kadınların hala ” tehlikeli” , ” güçlü” erkek arama içgüdüsü var. Medeniyet hala güvenli değil ve kadın yanında onu canı pahasına koruyabilecek adam istiyor. Böyle adam olmayanların en büyük argümanı; uyum ve ittifak becerisi demeleri oluyor genelde. İstediğin kadar uyum ve ittifak becerin iyi olsun, yanındaki kızı tek başına savunamıyorsan , yanındaki kıza laf atıldığında sen değil de , ” uyum ve ittifak” kurduğun arkadaşların yapıyorsa erkek olduğun şüpheli demektir. Kadınlar korkusuz,cesur, uyumsuz adamlara çok daha fazla arzu duyuyor. Kaldı ki böyle olan adamlara da gösterilen saygı, bir ceo ya gösterilen saygıyla eşdeğer. Ciğeri 5 para etmez adamlar gördüm, zibil… Read more »
“Evet kadın dominant erkek istiyor, temel yazılım bu ama içindeki uygulamalar farklı” Red pill adına konuşanların hemen hemen hepsi bu hatayı yapıyor. Alfa erkek dediklerinde kafalarında tek bir şablon var. Halbuki alfa-beta ayrımı bana göre doğru olsa da alfalığa giden yollar çok farklı. Alfalık temel olarak güç ile alakalı bir şey. Ve modern toplumda güçlü olmak için maskülen olmanız şart değil. O yüzden testosteronu düşük ama kurduğu şirket milyarlarca dolar yapan adam da alfadır hepinizin aklına gelen kaslı, parası olan, maskülen adam da. Gücü tek bir şekle indirgeyen adamlar çıkıp alfa/beta yok dememeli. Ve ayrıca her horozun da kendi çöplüğünde… Read more »
Kusura bakmayın fakat, ben de bu sitede çokça başvurulan bu geri vites mantığını eleştireceğim, biz var ya biz en cici kırmızı haplılar biziz yaklaşımı görüyorum ve bunu şiddetle eleştiriyorum. Bahsettiğiniz eleman borderline başka bi drunken bilmem ne diye başka bir teyzeyle beraber the red pill başlığını çokça şenlendirirdi, ha bi de İngilterede karısı veya kız arkadaşının isteğiyle oraya taşınmış bi sünepe vardı, işsiz gibi gelir trp başlığını çöplüğe çevirirlerdi, Emanuel görece tartışılabilir bi tip… Şimdi gelelim bizim sözüm ona trp’Li kardeşlerimize, o sürekli dem vurduğumuz “bazı mallar” niye çok fazla gündemimizi işgal ediyor? siz kaç kere feministleri erkek nüfusun büyük… Read more »
Kendi fikrimi dile getiriyorum ne ezilip büzülmesi? Bahsettiğim konularda fikrim 2017 yılından beri aynı zaten, verdiğim linklere bakabilirsin. Bu adam bu yazıyı yazınca (ki ben yeni okudum) değişmedi. Bazı mallar gündemimizi çok işgal ediyor zira kırmızı hap onların olmaya başladı. Bu KH bir din değil. Yarın kırmızı hap hiç beğenmediğim bir şeye dönüşürse bırakır kendi bildiğim yolda giderim. 2017ten beridir özellikle genele yayıldığından beridir de yanlış bir yöne gidiyor. Ben ezilip büzülmüyorum TRP eğilip bükülüyor. Bu mallara da ne kadar vursan az. O nedenle de her zaman eleştireceğim. Dediğim gibi ilk yazıdan beridir hep eleştirdim bu alfacı dangalakları. Yeni bir… Read more »
Mahmut Abi’nin erkekleri suçlayıp onlardan hesap sorması sorumluluk almakla ilgili bence. ”Ortada yozlaşmış bir düzen ve kandırılmış bir erkek sürüsü varsa bunun sorumlusu kandıranlar değil kandırılan erkeklerdir. En azından tek suçlusu kandıranlar değildir.” şeklinde bir düşünce.
bu abinin blogunu düzenli okurum. yazılarını da faydalı buluyorum. açıkçası kırmızı hap hariç de benim katılmadığım yazıları-düşünceleri oldu. her noktada aynı düşünmek zorunda değiliz. ben dünyada mutlak doğru olduğunu düşünen birisi değilim. sonuç olarak kendi mühendislik tecrübemle gördüğüm; temel fizik kanunları bile şartlara koşullara göre değişiyorken bu tip beşeri şeylerde tek bir sabite bakmak bence yanlış. ancak, bir bilginin en önemli özelliği işe yarar olmasıdır. bu herifin yazdıkları işe yarar ufuk açıcı şeylerdi. aynı şekilde bu sitede yazanlar da öyle.hatta zırzop feminazi neşriyat da iddia forumunda da her yerde var bakınca. ben kendim, benim için işlevli olanları ayıklayıp kullanıyorum. bir… Read more »
Koz, “Eleştiriyi fazla incelemedim, Sikimde de değil eleştiri olarak ne yazdığı ne ettiği.”demissin de bir felsefeyi ya da dusunceyi okurken ona zit olan kaynaklari da okumak gelistiriyor zaten insani. Bir erkege yol haritasi olabilecek bi dusunce Redpill ama o da kusursuz bi felsefe degil eksikleri vardir elbet ancak onemli olan bu eksikliklerini bilip kabul edebilmek. Bunun farkinda olduktan sonra gerisi onemli degil. 1.maddede dedigine katiliyorum zaten yillardir bu konuda tecrubesi olan bir adaminda gorusunu merak ettigim icin sordum bu yazinin konusu olan soruyu. Yorumlariniz icin tesekkurler beyler.
2 Soru soracam, o soruların cevabına göre ” İkisisini dene tarafını seç 😀 ” 1- Kırmızı hap, The Red Pill dediğimiz düşünceye, veriye hakim misin ? Ben sana oneitis çok iyi bir şey, mükemmel ya valla bak harika yani. Ben oneitis olarak şunları şunları yaptım, dediğimde ” Sittir la, oneitis dediğin şu ” diyebiliyor musun ? O kadar hakim misin ? 2- Sorgulayıcı bir kişiliğin var mı ? Günümüz bilgi bombardımanında hangisi işine yarayacak, hangisi koftü veya ney doğru ne yanlış bunu anlamak amacıyla sorgulayabiliyor musun ? Yoksa kolayca ikna olabiliyor musun ? ( En basit yolu, en basiti 5N… Read more »
yeterli bilgiye sahibim taraf seçilmesi gereken bir durum yok. sorgulamayla ilgili benim yorumumla benzer şeyleri yazmışsın zaten. olay bu felsefenin de eksikleri olabileceğini fark edip uygulamaya devam etmekten ibaret.
Mahmut abi selamlar,
İç oyunla maskülenite arasında ne gibi bir fark var , ya da ikisi aynı şey mi , eğer değilse de farkları nelerdir ?
Immanuel’in yazılarında konuya öncelikle evrimsel psikolojiye “soft-science” deyip “poisoning the well” tarzı bir itibarsızlaştırmayla girizgâh yapmasını şüpheli buluyorum ve bunu da bilinçli olarak yaptığını düşünüyorum. Böylece denklemdeki önemli bir değişkeni saf dışı ettiğini düşünüp denklemin sonucu kendi ulaşmak istediği sonuca yakınsatıyor. Immanuel sofu bir profil değil, fakat takip ettiği strateji biraz Orta Çağ’daki sofuların kimyaya ve astronomiye “büyücülük” “kâfirlik” filân demesini andırıyor. Bu “soft-science” muhabbetinin ucu antropoloji, psikoloji, sosyoloji, ekonomi bilim midir tartışmasına kadar gidiyor. Fakat bu tartışmayı yapanların “bilim” denince anladıkları şeyin formal ve doğa bilimleri olduğunu düşünüyorum, kendileri de bu düşüncemi seve seve hatta gururla doğrulayacaklardır. Halbuki sosyal… Read more »
Aslında hipergami olayının bu kadar gözde büyütülmesinin sebebi, bu devrin erkeğinin hipergamiyi çok şiddetli yaşaması. Sözlükte bununla ilgili güzel bir entry vardı, yazar kısaca “hipergami hep vardı ama ninelerimizi kontrol altında tutan normları modern toplum ve feminizm kaldırdı” gibi bir şey söylüyor. Bir de sosyal medya kadınların değer algısını çarpıttı. İki Like alan kendini Adriana lima sanıyor. Bu açıdan da hipergami balonunu büyüten yine erkeğin kendisi.
Gerçekte, 10bin yıl önceki erkeklere göre günümüzde kadınlara oranla daha fazla erkek soyunu devam ettiriyor. Bunda 3000 yıl önce şehir-devletlerin kurulmaya başlanmasının ve evlilik kurumunun büyük katkısı var. Bu açıdan bakarsak, hipergamiyi bir ölçüde kontrol altına alan erkek egemen medeniyet olmuş. Ve kadınlar da bu antlaşmadan kendine göre faydalar sağlamış, ganimet gibi yağmalanmaktan korunup çocuklarının hayatları için daha güvenli şartlar sağlamışlar mesela. Avcı toplayıcı çağda durum tam tersiydi. Y kromozomu ile mitokondrial DNA’nın gen havuzundaki dağılımına bakıldığında, 45 bin yıl önce her 30 babaya karşılık 100 annenin genlerini devam ettirdiği tahmin edilmiş. Neolitik topluma geçiş sürecinde ise hipergami daha şiddetli… Read more »
Böylece denklemdeki önemli bir değişkeni saf dışı ettiğini düşünüp denklemin sonucu kendi ulaşmak istediği sonuca yakınsatıyor. Evet adam burada olayı sündürmüş. Bir kere soft science’ı sanki aşağı bir şeymiş gibi tanımlamak kolay. Buna sadece soft science deyip mesela astro fiziğin ve antropolojinin de soft science olduğunu söylemeyerek yapabilirsin. Soft science’dan pseudoya ise geçişi birden laçkalaşıyor : işte onu kıçımızdan uyduruyoruz diyor ama biraz dikkatli okursan kendisi uyduruyor. Zira linkte verdiğim gibi bir kere dediği doğru değil. Yani hayvansal besin olmazsa o kabile yaşayamaz ama kalorinin büyük kısmı toplayıcılıktan geliyor diyor ama durumun böyle olmadığı linkte var. İkinci örnekteki anket ise… Read more »
Tarım devriminden önce bu insanlar binlerce yıl ne topluyordu ne stokluyordu diye sormak gerek. İpucu: cevap tahıl değil. Topladıkları meyveden yemişten kökten karşılayamadıkları kaloriyi avlanıp stokladıkları et ve yağ ile karşılıyorlardı. Ve bu avlar klandaki erkekler tarafından yapılan, hayvanların göç sezonlarına ve iklim şartlarına duyarlı, sezonluk büyük çaplı kolektif avlardı. Avların sezonluk ve büyük çapta olması bir zorunluluktu, göçebeliğin zorunluluk olmasıyla aynı sebepten dolayı. Toplayıcılar ise kadınlardı.
Bahsettigin butun bitkilerin sadece yazin bulundugunu da unutmayalim.
işte ben de vur abalıya yapılmasını eleştiriyorum zaten, dışsal etmenleri yok sayıyoruz.
Benim bu konularda genelde katıldığım en bariz nokta emcinslerimizin açlıktan dolayı kadınlara ilizyon bir göt kalkıklığına, sebep olmaları ve pozitif bencillik yaklaşımıyla kendilerine yatırım yapmamaları.
yoksa döl kovası olduğunu bildikten sonra döl kovasına döl kovası, meriç olduğundan eminsen de meriç, meriç denir.
Azıcık dürtsen ağzından robot gibi meriç hakareti çıkan adam meriçliği henüz içinden atamadığı için öyle hassas. Aynı şekilde dürtsen ağzından robot gibi döl kovası çıkan adam doğru şartlarda döl kovası dediği tipte kadının içine düşecek kadar zayıf adamdır. Bunlar hemen trigger oluyorlar zira bu erkekler ve kadınlar onlara ayna tutuyorlar.
Eli yüzü düzgün, tercih edilen ve güçlü adamların ağızlarını bu şekilde lağıma çevirdiklerini görmedim. Önüne gelene meriç diye atarlanan adamları biraz sıkıştırınca kadın önünde meriç dedikleri adamlardan daha meriç olduklarını çok gördüm.
Görmüşsündür doğrudur fakat, nasıl ki meriç olup-olmadığını bilmeden bir adama meriç diyemezsek meriç diyen adama da kesin meriçtir diyemeyiz. Bugün saygı duyduğumuz Türkiye trp tayfasının önde gelen savunucularından da benzer yaklaşımlar gördük. Zayıflık başka var olanı söylemek başka. Ama bak şu konuda haklısın, adam sabah-akşam ona meriç, buna cb derken, kendine zerre yatırım yapmayıp, ona-buna sallıyorsa orada sıkıntı var demektir. Ama meriçlik yapan adama meriç, döl kovasına döl kovası denir, işi-gücü, görünümü düzgün adam da ağzını bozar. Üniversitedeyken, bugünün doktoru olan, zamanın tıp fakültesi öğrencisi arkadaşım, boylu-poslu görünümü fena değil, pek amsızlık çeken bir tip de değil, kız arkadaşlarını dövdüğünü… Read more »
Senin arkadaşın ne alaka? Argümanı olmadığı için ota boka küfür kusan, robot gibi aynı şeyleri tekrarlayan mankurtlar bunlar. Bunlardan kimseye hayır gelmez. Feministler ne kadar zararlıysa bunlar da o kadar zararlı. Benim açımdan ha feministler ha onlar. Bunlar aslında feministler için kullanışlı aptallar. Kırmızı hap bakın bu diye parmakla göstererek büyük bir erkek yığınını uzak tutabiliyorlar.
Dr. David Perlmutter’in Tahıl Beyin kitabından alıntı :
Atalarımızın beslenme düzeni : Karbonhidrat : %5, Protein : %20, Yağ : %75
Amerikalı uzmanların önerdiği beslenme düzeni : Karbonhidrat : %60, Protein : %20, Yağ : %20
Atalar bu kadar yağı topladıkları meyvelerden almıyordu demek abes olmaz. Şu anki yaygın yanlış beslenme alışkanlıkları sonucu oluşan ve ölüm sebebi olarak başı çeken kalp damar ve bunlara bağlı diğer hastalıklar -misal diyabet- üzerine düşündüğümüzde yazar doktorun verdiği yüzdeler gerçekçi.
Boşverin o elemanı. Hipergami gibi genel kabul görmüş bir gerçeğe hiç değinmeden ekşici sjw, meriç, feminist tayfaya oynamış. Onlar da şukulamış.
Hipergami hakkında ki tezi çok mantıklı bana kalırsa. Bir erkeğin döllerini birden fazla kadına yayması çok başarısız bir üreme stratejisi olur çünkü doğada çok az bulunan baba bakımına sahip canlılardan biriside homo sapiensler yani biziz. Bir yavrunun kendi kendine yetecek yaşa kadar gelmesini eski çağlarda ne anne, ne de baba tek başına sağlayamaz. Bu yüzden tek bir erkeğin birden fazla kadından çocuğu olması o çocukların hayatta kalma olasılığını dramatik bir biçimde düşürecektir.
Erkeğin stratejisinin adı hipergmi değil onu karıştırıyorsun.
O da sen de aslında günümüzde bile aksi örneği varken bu stratejinin hatundan hatuna atlamak olduğunu varsayıyorsun. Tabii ki sayı sınırsız olamaz ama birçok kadına aynı anda aynı evde koca olan adam ve çocukları Türkiyede bugün bile aşiretlerde var. Ya da karısının yanında birçok metresten çocuk yapan veya hayatı boyunca birçok kadınla evlenip boşanan. Bir erkeğin birçok kadından çocuk yapması o çocuğun hayatta kalma şansını dramatik düşürmez sadece düşürür.
Dürtü her zaman gerçekle sınırlıdır. Kadının hipergami dürtüsü nasıl tipi ve sosyal etkenlerle sınırlı ise erkeğin stratejisi de kapasitesi ile sınırlıdır.
Fakat hipergamiyi tamamen biyolojik etmenlerle açıklamak çok sağlıklı olmaz. Çünkü kırmızı hap takipçilerinin ele aldığı hipergami kavramı sadece bir dürtüyle açıklanıyor, insanın sosyal ve kültürel boyutlarını tamamen görmezden geliyor.
Özellikle hapı yeni tutmuşlar arasında (hatta bazen ustalarda bile) hipergaminin, kadının senden daha iyi olduğuna inandığı birini bulduğu an seni terk edeceğine dair ciddi bir inanış var. Bu da kadının erkeğe duyduğu bağlılığı, o toplumun kültürünü, kadının düşünce yapısını ve sosyal çevresini tamamen görmezden gelerek yapılmış bir yorum oluyor.
Her yeni geleni yönlendirmem gerekiyor. Bu çok yazıldı burada. O dürtü güçlüdür ama tek güç değildir.
bkz. Kaplan terbiyecisi
bkz. awalt
bkz. hipergami üzerine notlar
vs … vs …
İnsanların av stratejisi endurance hunting yani dayanıklılık avıdır. Şempanzeden daha güçlü değiliz fakat fazla ısıdan kurtulma, bipedallık, gereksiz üst vücut ağırlığından kurtulmamız gibi adaptasyonlarımız bizi iyi birer dayanıklılık avcısı yaptı. Diğer av stratejisinden (kısa mesafede avını yakalamak) daha iyiydi ve popülasyon içinde seçildi. İnsanların güçsüz olduğu tamamen zırvadır, doğanın gördüğü en iyi avcılar biziz, zira beynimiz gibi masraflı bir organı doyurmayı başarabildik.
Demem o ki; insan güçsüz, yani kadınlar güçlüyü seçmemiş demek cahilliktir. Yakın akrabalarımız şempanze ve gorillere kıyasla patlayıcı gücümüzün düşük olması, yine bir seçilim ürünüdür.
Burada güçten kasıt çoğu adamın anladığı şekilde teke tek arenada vurdu mu oturtan güç. Gerçekten güç olan güç değil. Yoksa insan güçlü olmasa dünyayı ele geçiremezdi. Ama insanın en güçlü olduğu durum sosyal yetenek ile sağlam bir takım kurabilip onunla işler başarmasıdır.
Abi kırmızı hapla karşılaşalı 1.5 sene oluyor.Bazen şu düşünceleri aklımdan uzaklaştıramıyorum:Bu kadar uğraş ne için.Bu kadar yazı okuyoruz bu konuya kafa yoruyoruz yok shit testler öğreniyoruz yok bilmem neg atmaya çalışıyoruz kıza şöyle mi set açılır böyle mi set açılır eve nasıl atılır vs. kendi kendime diyorumki derdini sikeyim hayatta tek amacın bu mu.Dönen muhabbetlere falan bakıyorum sanki alkol toplantısı gibi ben kırmızı hapı alalı şu kadar zaman geçti şöyle bir kızla böyle bir şey yaşadığım için kendimi burada buldum vs. tamam burası kötü yol değil öyle demek istemiyorum kötü yola düştük gibi 😀 ama bilmiyorum mesela siteyi baştan sona… Read more »
Bu kadar uğraş ne için. İnsanın biyolojik olarak en temel ihtiyaçlarından biri olan üremek için. Yemek, barınak, ısınma, vs. ihtiyaçların için daha az uğraştığını mı (ya da henüz kendi parasını kazanmayan biriysen daha az uğraşacağını mı) sanıyorsun. Bu kadar yazı okuyoruz bu konuya kafa yoruyoruz yok shit testler öğreniyoruz yok bilmem neg atmaya çalışıyoruz kıza şöyle mi set açılır böyle mi set açılır eve nasıl atılır vs. kendi kendime diyorumki derdini sikeyim hayatta tek amacın bu mu. Bu işe önemli miktarda zaman ayırmak ile tek amacının bu olması aynı şeyler değil. Normalde tüm ihtiyaçlarını uzun vadede çözecek şeylere örneğin kariyerine… Read more »
post-nut syndrome diyebilir miyiz
Öncelikle teşekkür ederim zaman ayırdığın için abi benim şuan evde oturma nedenim sitedeki üniversite okuyanlarla aynı farkı yok.Okullar açık değil ve 2 senelik bir üniversite yazmıştım İstanbulda maalesef 6 ay gidebildim şuan ailemin yanında Konyadayım.Bundan dolayı evde oturuyorum online derslere katılıyorum ve maalesef uzun arayışlar sonunda part time iş falan bulamadım full time çalışamıyorum dersler yüzünden.Bu şehire taşınalı pek olmuyor o yüzden çevrem falan yok set açmayı denedim ama malum şehir konya olduğu için dedim ki gerek yok.
Evde oturmanın nedenini anlayabiliyorum ama bütün gün siteyi okumana bahane değil. Bir müzik aleti, ingilizce, derslerin, kariyerine katkı yapacak bir şey, hobi, vs … bunlar zamanını almalı. Ağaç oymacılığı yap istersen ama bir şeyler yap. Hatta şunu söyleyeyim uygulamaya geçme fırsatın olana kadar bu sitedeki oyun ilişkiler yazılarını okuman tamamen vakit kaybı.
Gitar çalıyorum,dil çalışıyorum,derslerime çalışıyorum ama nedense yine de günün %80′ i kalıyor.Dediklerinde haklısın abi peki bütün gün bu siteyi okumam veya bomboş oturmak yerine bunları yapmak bana tam olarak nasıl bir katkı sağlar acaba
Umarım bu soruyu bana kadın konusunda ne yararı olacak diye sormuyorsun. Çünkü çok iyi dil öğrensen hayat boyu 30-50% daha fazla para kazanacaksın. Ama illa kadın diyorsan okula döndüğünde çok iyi gitar çalıp amatör bir gruba girsen ve arada barlarda çalsan görürsün ne yarar sağlayacağını. Günün 80%i kalıyor demen 8 saat uykuyu çıksan sadece 3 saat bir şeyler yapıyorsun demek ki bu da online dersleri bile doğru dürüst yapmadığına işaret. Çok az. Günde üç saatle gitar ingilizce ders hiçbir şey öğrenemezsin ki.
Doğru söylüyorsun abi maalesef okula dönemeyeceğim dediğim gibi 2 yıllık bir bölüm okuduğum için geçen sene ilk dönem 5-6 ay kadar gidebildim bu dönemde mezun oluyorum okuldan yani üniversiteye gidemeden mezun oluyoruz 😀 bu dönem okul bitince sanırım askere gider gelince de iş bulmaya çalışırım ama zaman ayırdığın ve yardımcı olmaya çalıştığın için minnnettarım sana.Bu arada dediklerini yapacağım okula gidip amatör bir grupta çalamayacak ta olsam eminim özgüven vs. yararını görürüm bunların öyle düşünüyorum yani