“ Erkekler, kadınların toplumsal uzlaşısına katılmaya ikna edildiklerinde işin yarısını halletmişler, demektir. “
Bir AFC zihniyetinin en kesin belirtisi, bir erkeğin kadınlar ya da kadınlık hakkında ufak bir eleştirisinin bile erkek düşmanlığıyla eş değer tutulmasıdır. Bir erkeğin tüm yapması gereken, ağzını açması ve olabilecek en tarafsız şekilde kadın ya da kadınlık hakkında bir eleştiride bulunmasıdır. Böylelikle anında şüpheli duruma düşecektir. Sadece kadınların uyumsuz davranışlarına ilişkin eleştirel gözlemlerde bulunan biri bile ağzı yanmış, acıyı tatmış ya da çaresizliğin eşiğinde bulunmuş olmalıdır.
Bir erkeğin kendi kendini sansürlemesi için ne kadar da güçlü bir toplumsal uzlaşım! En başarılı toplumsal uzlaşımlar, kişinin isteyerek kendi çıkarlarını yüceltmesi, sorgulanmasının önüne geçmesi ve başkalarını da bu fikre katılmaya eğilimli hale getirmesidir.
“ Senin, geçmişte birkaç kaltak yüzünden canın yanmış ve bu yüzden kadın düşmanlığı yapıyorsun. “
Bunu birçok erkekten ve kadından duyuyorum. Papağan gibi tekrarlamak için kolay bir cevap ve oldukça kullanışlı. Herkes onu ( ve diğer birçok erkeğin oluşturduğu topluluğu) gözlemleriyle doğruladığı bir ideolojiyi savunduğu için utandırırken, kişiyi eleştirel düşüncelerle karşı karşıya kalma sorumluluğundan kurtarıyor. Bu tıpkı SKO ( sadece kendin ol) cevabı gibi. Herkes bu klişeyi kullanıyor ve kalıp, yanlış yönlendirip eleştirel bir analiz yapma konusunda kişiye engel oluyor.
Bu, kişiyi utandırmayla aynı damardan beslenen bir feminen toplumsal uzlaşım. Kadınlar hakkında bir erkeğin argümanları ne kadar geçerli olursa olsun, zehirlidir çünkü o bir erkektir. Birçok erkek sevişemediği için hüsrana uğramış haldedir ve bu da onların kendilerini önemsiz bir ifade ediş biçimidir. Erkekler, kadınların toplumsal uzlaşısına katılmaya ikna edildiklerinde işin yarısını halletmişler, demektir. Erkeklerdeki kadın düşmanlığının standart olarak ifade ettiği şey, üstü kapalı biçimde kadınların ” doğruculuğu” ve suçlanamazlığıdır. Diğer bir deyişle, suçlu olan sizsinizdir ve masumiyetinizi kanıtlamanız gerekir.
Koruma mekaniği, betanın üreme mekaniğine bağlı olarak evrilmiştir. Bu, Cap’n save a ho’nun darwinistik versiyonudur. Yani kadın hakkındaki en yumuşak eleştiri şudur: “ Kadının gönlünü nasıl kazandım gördün mü? Hangi kadın benim gibi bir mükemmel bir koruyucuyu istemez ki? Ben biriciğim! Ben ağzı yanmış diğer erkekler gibi değilim! “ Dolayısıyle senin cinsel, ebevenysel, duygusal anlamda en iyi partnerin benim. Tabi ki bunu bilinçli olarak söylemiyorlar. Bu tepki onların bilişsel, kavramsal olarak verdikleri bir tepki değil ama bilinçaltlarında faaliyet gösteren bir rutin. Bu psikolojik şema, üreme yöntemine uygulandığında ikinci yapı haline geliyor: Bunu gösterecek herhangi bir fırsat olduğunda ( anonim olanlar bile) adamlar dikkat çekmeye çalışıyorlar. ODG( olduğundan değerli görünme) bir beta girişimidir ve gerekli olmayan kötü bir dürtüdür. Feminen toplumsal uzlaşımın işine yarayacak şekilde kullanılır.
Kazananlar ve Kaybedenler
“ Oyun blogları, PUA’lar, MRA’ler, feminizmi iyi ya da kötü kabul edip onunla uzlaşıp yoluna devam etmek yerine sürekli sızlanan tipler. “
Sanırım insanların çoğunun, oyunun ne olduğuyla ilgili ya da feminizme, feminenleşmeye karşı maskülen bir cevaba evrilmesiyle ilgili bir sorunu var. Bazı bloglarda oyun kavramının sızlanmayla alakalı olduğunu düşünsem de özellikle MRA, son 50 yıldır kültürümüze yerleşen feminist ideolojiye karşı önlem almakla alakalı. Bununla birlikte, inşa edilen sosyal çerçeve, bunu ifade ettiğim için benim kuyruk acısı çektiğimden ya da sızlandığımdan şüpheleniyor. Gördünüz mü, nasıl da işe yarıyor! Benim düşüncem hala şu: Daha Kolay olmasını umma, daha iyi olmayı iste ama eleştirmeyi ve analiz etmeyi sızlanma olarak gören feminizasyonun gazabına uğradı.
Geri Dönüş Yok
Neo: Buradan geriye dönüş yok, değil mi?
Morpheus: Hayır ama dönebilseydin gerçekten bunu ister miydin?
Bu topluluğu tecrübe eden adamlardan duyduğum bir diğer dinamikse, bir dereceye kadar eski konforlu, cahil yaşamlarına geri dönme arzusu. Bu gerçekliğe katlanmak çok zor iş. Red Pill’i tükürüp kendilerini Matrix’e yeniden bağlamak istiyorlar.
Hiçkimse beni, gerçeği anlayan ama onu bilerek ve isteyerek reddeden insanlar kadar kızdıramaz ve iğrendiremez. Bu, beni iğrendirmek için kasıtlı yapılan bir şey değil. İstenen şeyi anlıyorum ama geriye dönüş yok. Bir diğer postu ya da blogu okumamışsanız ya da eski yöntemlerinize geri dönmüşseniz bile hala ilişkilendireceksiniz. Diğerlerinin, sizin çevrenizde, kadınlarda, diğer davranışlarda ve motivasyonlarında gerçekleştirdiği işaretlere bakın. Bilinçaltınızda da olsa bu gerçeği hatırlayacaksınız ya da en azından gerçek olanı elde edemediğiniz için rahatsızlık hissedeceksiniz. “ Eğer daha önceden yaptığın şeyi yaparsan, daha önceden elde ettiğin şeyi elde edersin. “ Artık geriye dönüş yok. Keşke daha kolay olsaydı deme, daha iyi olsaydım keşke, de.
Bir adam uzun süre Matrix’ten çekildiğinde, çevresinde olup bitenlerden ve kendisinden şüphe duymaya başlıyor. İşte çatışma( ya da tepki) burada başlıyor. Bunca zamandır gizemli olan cinsler arasındaki tüm bu karmaşık, gizli dinamikler onun gözünde açıklık kazanıyor. Bir AFC, hiçbir zaman bugüne dek inandığı o güzel şeylerin aslında insanın canını sıkabilecek birer yalandan ibaret olacağını hayal edemezdi. Geriye dönük bir iltifat işe yaramaz: Bu, bugüne kadar her kadının ona kadınları sevmesi için söylediği şeyin tam karşıtı ama bir kez bunu deneyimleyecek cesareti olduğunda ne yapması gerektiğini bulabilir.
Asıl can sıkıcı olan, çekici alfa ibnesinin kadınlarda cinsel ilgi uyandırması değil. Bunun da ötesinde, bir iç çatışmaya sebep olması. Yani kadınlar bu mu? Böylece erkek biraz daha tecrübe kazanır ve diğer teorileri test edip bazı ufak varyasyonlar keşfeder. Evet, eğer öngörülebilir değilse bu ilkelerin çoğu geçerlidir. Özellikle feminen hipergaminin acımasızlığını göz önünde bulundurduğunuzda hapı yutmak çok zor hale gelir. Bu, daha iyi bir yaşam için feminizasyonun çiçekli bahçelerinden beslenmiş, neredeyse nihilistik bir adam için oldukça yıkıcıdır. Yeni bir kadını nasıl idare edeceğini anlamak ve kendini ona göre ayarlamak çok zordur. Kendisine daha önce söylenen ve inanması için koşullandığı şeylerle( ruh ikizi miti, onu merkez alma, sadece kendin ol vs. ) bu paradigma arasında uzlaşma sağlayamaz.Ya bu yeni anlayışla yaşamayı öğrenecek, bundan yararlanacak, kendini yeni bir role sokacak ya da reddedip her şeyi kötüleyecektir.
“ Kadınlar, gerçekten de kadın düşmanları kadar kötü değiller. Bu, ağzı yanmış erkekler neredeyse bizi buna inandıracaklardı. Kadınları dışlayacak kadar ruhsuz ve sığlar. Kutsal bir gücün ya da kaderin, ruh ikizlerini karşılarına çıkarmasına izin vermek yerine her şeyi çok fazla analiz ediyorlar. Onlara gerçekten acıyorum. “
Bu tepkileri 14 ila 75 yaş arası erkeklerden duydum. Bu, bir şeylerin bilinmez olduğuna ve bir şeyi anlamanın, kişinin kontrolünün ve çabalarının da ötesinde olduğuna inanmaya yarayan konforlu bir cehalet. Daha da kötüsü, kişiyi köklü bir sosyal inşaya inanmasını ve bu gerçekleri onaylamasını sağlıyor. Onları Matrix’e yeniden yerleştirmeye hazırlıyor ve onlara( diğerlerinden farklı olarak) özel ve biricik olduklarını ve kadın mahremiyetiyle ödüllendirileceklerini söylüyor.
Kaynak: Bitter Misogynists
Çeviri: SVBG
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Tam bir sonsuzluk ve bir gün yazısı nerede kimin ağzından konuşulduğu belirsiz :). Abi içip de mi yazıyorsun bilmiyorım(eğer öyle ise kafan sağlammış) yazılarının bazı yerleri çok anlaşılmaz oluyor. Sanki kendi düşüncelerini biraz derleyip şurada durdun demişsin gibi. Kg daha anlaşılır devamlarını dileriz
Rollo Tomassi çevirisi bu.
İdrak yollarında tıkanıklık mı var? adam belirtmiş çeviri diye.
Okuduktan sonra direkt alta geçtim kb. Şahsen karakteristik svbg de. İdrak yollarımı açmak in attırax kullanıyorum umarım işe yarar
Efsane bir yazi. Bu konuyu cok onemsiyorum. toplum icinde kendi dogamizi ve onun dinamiklerini rahatca yasayacak gucte olmakla ilgili. Iliskilerimizde, cerceveyi bu yuzden koruyamiyoruz veya odun veriyoruz, mavi hapli aliskalnligi.. ama bilinclendikce ve kadinlari gordukce, buna hic bir zaman değmeyecegini anliycaz.
Her ne yapacaksan ödün vermeden yapmayi bilmek..
kadinlarin gercek degerini, gerek pratik kadinlara yurumekle, gerek ise abazanlik halinden cikip geliserek farkedebilir ve ona gore davranabiliriz.
Yazının anlatmak istediği anlaşılıyor ama okurken bazı cümleler çok anlamsız kalıyor.
rollonun yazıları çok ağır tam bir yazar kafasında olmadığından halen blogger dili kullanılıyor
kitapları da böyle maalesef
Biraz karman corman, ozensiz bir yazi olmus. Anlam butunlugu kaybolmus. Yine de ceviri icin elinize saglik.
Çevrilmesini istediğim bir yazıydı güzel olmuş. Rollo’nun bazı yazılarında bu var. İyi başlıyor ama sanki yarıda kesilmiş gibi bitiyor. Gerçekten de 15 yaşındaki erkekte de 75 yaşındaki erkekte de mavi hapın izleri var. Aradaki fark ikisinde de farklı formların olması. Belki daha maskülen bir nesil olabilir ama yine de mavi haplı maskülen bir nesil olarak görüyorum. Detaya girince bazıları kızıyor ama geleneksel bazı düşünceler de ataerkil görünse bile aslında gynocentric.
Mahmut abi feministlerden nefret eden kızlar hakkında ne düşünüyorsun?
Birine veya bir şeye nefret duymak o şeye duygusal yatırım yapmayı gerektirir. İyi bir şey değil bu.
Bence Arkadaş feminizm karşıtı olan kadınları kastetmiş ki, tercih edilen kadınların feministleri bilinçaltlarında cinsel stratejisine ve kendi doğasını yaşamaya engel olarak gördüğünü düşünüyorum.
şükürler olsun, nihayet rollo tomassi!
“Senin,geçmişte birkaç kaltak yüzünden canın yanmış bu yüzden kadın düşmanlığı yapıyorsun”
O kadar doğruki…
Geçmişte bir ve birkaç olay yaşayıp sağlam şekilde ağzı yanan erkekler
-bende dahilim yavaştan iyileşiyorum-
Şöyle zannediyor;
Sanki her kadın aynı şekilde aldatcak,terk etcek,başka erkekleri işe katcak,kişiyi takıntı haline getircek vb. Oysaki kimi kadın var anlamlı bir ilişki sunar seni yükseltir kimi de üste saydıklarımı yapar oneitisden kurtularak ve redpill öğretisiylede bu tipleri zaten az çok ayırt edebiliyoruz ve kadını hayat merkezi yapmıyoruz
Benim anlamadığım şey
Erkek arkadaşlar da yeri geldi kazık atıyor, dostluğa ihanet ediyor
Kadınlar da bunu ilişki yönünden yapıyor
Neden bu kadar dert ediliyor anlamıyorum.Hayat bir mücadeledir bazen yenersin bazen yenilirsin
Kadınlar konusunda öfke ile dolan insanlar bilindiği gibi beyni mavi hap masallarıyla yıkanmış kişiler.
De yazının kastettiği o değil. Bunun her eleştiriye karşı tekrarlanan bir utandırma taktiği oluşu.
Kızlarla ilişki yaşayabiliyorum sitenin de inanılmaz etkisi oldu cidden çok büyük bir iyilik aslında ama bazı konularda inanılmaz paranoya gelişti. Bazı kızlarla cidden buluşmadaki frekans sohbet vs diğer tabakların ki ile olandan çok daha çekici oluyor fakat herkes heran dengesiz davranabiliyor ve sürekli hipergami sıkıntısı mı yaşadım yok başkası mı var vs düşünceleri geliyor. Buluşmada inanılmaz samimi davranan ilgili fakat çok rahat olmayan bir kız buluşma sonrasında ki mesajlaşmada soğuk yapabiliyor. Ayrıca resmen buradaki mentaliteye ve belirtilenlere uygun davranıp güzel bulduğum ama hoşlanmadığım kızları bir gecede götürünce mutlu oluyorum fakat bu sefer ulan ciddi ilişki hiçbir koşulda yapılmaz kafasına giriyorum… Read more »
Sen hala yeni buluştuğun kadınla pembiş hayallere dalan mavi tarafını muhafaza ettiğindendir. Bilinçaltında olsa da. Genç adamsın. Normalde sana ne tabağın başkası olmasından, tabağın hipergamisinden sonra soğumasından vs … Sen gerçeklerden korkuyorsun. Konuştuğun kızların çoğu başkssı ile de konuşuyor. Çoğu seni seçmeyecek ve başkasını seçecek. Erkek adam oyununda saftirik oğlan çocuğu erişkinliği ile kalırsan canın çok yanar.
Bir de şuna bakın. Meriç medyası bazen gerçekleri söyleyebiliyor. Adam çözmüş meseleyi.
https://www.hurriyet.com.tr/eyvah-30-yas-ustu-kadinlarda-evlilik-histerisi-var-21408809
Ben bu konuda size bir itirazda bulunacağım: Kadın düşmanlığı zaten kültürün kendisidir zira toplum kadına karşı kurulmuştur. İnsanlar doğa durumundayken ata/anaerkillik yoktu. Toplum doğaya karşı kurulduğunda ataerki ortaya çıktı. Dolayısıyla içinde yaşadığımız toplum zaten varlığı ile kadın düşmanı. Kadın erkek hepimiz bunun parçasıyız.
Ona bakarsan kendi esenliği için 18 – 19 yaşında gençleri çerez gibi harcayan toplum erkek düşmanı. Toplumun nüfusun yarısına karşı kurulduğu gibi hastalıklı bir düşünceyi tartışmak bile absürt.
Çok güzel yazı olmuş.