Derdini Karınla Paylaş. Hem Karınla Hem Derdinle Uğraş yazısının YouTube kanalındaki seslendirmesine bir arkadaş şöyle bir yorum bırakmış :
Redpillde en üzüldüğüm kısım acımazsız bilgilerin bulunması. İnsan dertlerini önemseyen bir eş beklerken, kırmızı hap camiyasında derdimizi anlatmamamız gerektiği söyleniyor. Hayattan bizi destekleyen bir eş beklemek yerine, hipergami yüzünden birlikte olduğumuz ve sürekli çerçevemizi korumak için çabaladığımız bir ilişki içinde buluyoruz kendimizi. Bu bakış benim aşk, sevgi üstüne olan inancımı aşkın mental bir hastalık olduğu yönünde değiştirmeye başladı. Başarısız bir düşünce yapısı olarak etiketlemeden önce, birinin hayatta onu destekleyecek, derdine ortak olarak bir eş beklemesinin gerçekçi olmasını isterdim. Tabi bu kırmızı hap felsefesine ayrı düştüğü için fikir ayrılığında kaldığım doğrudur. Fikirlere açığım.
Bu çok sık dile getirilen bir serzeniş.
40ına yaklaşmanın yanında bu sitede birçok erkeğin derdi ile uğraşmak kafamda şunu netleştirmeye başladı : Kırmızı hap veya mavi hap etiketleri aslında yetişkin erkek ve oğlan çocuğu hallerine verilen isimler. Biraz masallar içinde, el bebek gül bebek yetiştirilmişinden oğlan çocuğu. Burada size yeni keşfedilmiş ve 1999 yapımı bir filmden isim takılmış bir şeyden bahsetmiyoruz. Yetişkin bir erkek olmaktan bahsediyoruz (*). Aslına bakarsanız bana yeni bir şeyler yazıyormuşum gibi gelmiyor. Daha çok bir enkazın altında kalmış eski bilgileri günışığına çıkarıyorum gibi geliyor.
Gerçekten yetişkin bir erkek olduğunuzda bunlar zaten sizin doğal davranışınız olacak. Umarım çoğu erkek gibi bu aşamaya geçmek için 40 hatta 50 yaşına kadar beklemezsiniz. Zaten kırmızı hap – mavi hap kavramlarını erişkin erkek – oğlan çocuğu olma ile ilişkilendirme sebebim de biraz bu 40lık amcalar. Arkadaş çevrem artık 40ına merdiven dayadı ve çoğu ile muhabbet ederken burada yazdığımız şeyleri, kırmızı hapı zerre bilmeden söylediklerini duyuyorum.
Her neyse. Şimdi çoğunuza oğlan çocuğu psikolojisinden bakınca bunlar kasıntı veya acımasız geliyor ama tam yetişkinliğinize ulaştığınızda doğal gelecek ve “başka nasıl olacaktı ki” diyeceksiniz.
Bu dert konusuna gelelim. Siz eğer evlenirseniz, kuracağınız ailenin temel direği olacaksınız. ATMsi değil. Direk demek, kaya gibi sağlam olmak demek. Karınız da çocuklarınız da gerektiğinde hep beraber size yaslandığında sapasağlam durması gereken bir direk. Bu devirde bile çocuklu bir ailenin erkeği olmanın ne kadar zor olduğunu bekarken aklınızdan bile geçiremezsiniz. Karınız çalışıp para kazansa bile zorluklar geldiğinde ki merak etmeyin gelecek, size dayanmak ister. Kadınların bugün para kazanabiliyor olmaları, onların duygusal stres altında kocalarının sağlamlığına ihtiyaç duymalarını ortadan kaldırmıyor. Parayla duygusal güç satın alınamıyor maalesef.
Karınızı dert ortağı olarak görürseniz kriz anlarında onun içinde oluşan varoluşsal kaygıyı ateşlersiniz. Kadınlar erkeklere göre (ortalama olarak) çok daha fazla kaygı duymaya meyilliler. Bir erkeğin buluruz bir çaresini diyeceği bir çok şey birçok kadını geceleri uyutmayabilir.
Bu demek değildir ki karınız derdinize ortak olamaz yani sonuçlarına sizinle beraber göğüs geremez ya da ilk fırtınada gemiden atlar gider. Yapmanız gereken bir planınız olması, bu plana göre oynamak ve gemidekilerin önüne dertleri serip onları korkutmamak. Bugün karısını dert ortağı yapan adamların en büyük derdi, o gemiye kaptanlık edebilecek gibi görünmemeleri. Genelde de karılarını anaları yerine koyuyorlar. Dert anlatırken de ondan duygusal destek bekliyorlar.
Arkadaşın yazdıklarındaki tezat şu ki siz eğer yetişkin bir erkek gibi derdinizi mümkün olduğunca kendinize saklarsanız, karınızdan destek bulursunuz. Saklamazsanız ise sıklıkla desteksiz kalırsınız. Bir kadın erkeğe derdin ne olduğunu tam bilmeden de sessizce duygusal destek verebilir.
Şöyle akıl yürüyelim. Toplumun eskiden kadına bu yönde yaptığı baskısını görmezden gelmeyeceğiz ama yazıda Haldun Abi’nin bahsettiği eski devir anneleri / neneleri, dedelerinizin işlerinden ve dertlerinden haberdar değilken bir elinde cımbız bir elinde ayna umurunda mı dünya şeklinde mi davranıyordu?!? Onlar mı daha çok destek olmaya meyilliler yoksa bugün erkeklerin her dertlerini kanka gibi paylaştıkları modern kadınlar mı?
Aslına bakarsanız hastalıkların, çocuk ölümlerinin, türlü kazaların, vahşi cinayetlerin, vs … olduğu dünyada hatunun birinin sizi reddetmesi ya da karınızın dert anlatınca sizden soğuyabilecek olması acımasız bilgiler falan değiller. Nahoş bilgiler desek daha doğru. Bir şekilde daha da olgunlaşırsanız, acımasız gerçek dediğiniz şeyler değişmese de siz onlardan daha güçlü olacaksınız. Eğer ölüm oyunu kısa kesmezse, siz isteseniz de istemesenizde olgunlaşacaksınız zaten. Bu süreci hızlandırmanız lehinize. Süreci yavaşlatmayın.
(*) Gerçi bunu kadın – erkek ilişkilerinde yetişkin erkek olma ile sınırlamak da doğru olabilir. Zira dağa elinde çakı ile koysan bir tabur düşmanı yenecek kadar maskülen erkekliğin yeryüzü simgesi olup da kadın erkek ilişkilerinde tam bir oğlan çocuğu olan adamlar da var.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Keanu Reeves nottaki açıklamaya uyuyor gibime geliyor. Hover handdir, ilgisi olduğu kadına yürümemek vs.
” Gerçekler size göre değişmezler, siz gerçeklere göre değişmelisiniz. ” Buraya CUK diye oturan bir söz. – O garipseme durumlarının, “Acımazsızca bee” gibi sözlerin bir süre sonra uçup olayların normalleşeceği aslında istediğimiz yönde yürüdüğümüz sürece ( İstemediğimiz yönde yürümesek bile ) bir şeylere alışabileceğimiz gerçeği. ( “”” Şimdi çoğunuza oğlan çocuğu psikolojisinden bakınca bunlar kasıntı veya acımasız geliyor ama tam yetişkinliğinize ulaştığınızda doğal gelecek ve “başka nasıl olacaktı ki” diyeceksiniz. “”” ) – Bir savaş varsa, kaçmak bizi kurtaracak olan şey değil. Kaçsakta bizi bulacak, o halde kaçmaktansa savaşmak daha iyi bir karar. (“”” Umarım çoğu erkek gibi bu aşamaya… Read more »
Atalarımız, “Derdini karınla paylaş, hem derdinle, hem karınla uğraş.” demişler. Aslında kırmızı hap felsefesi önceki nesillerde ve yaşça ilerlemiş pek çok erkekte yaşayarak öğrenilmiş durumda, ancak bu işi 20’li yaşlarda öğrenince elde edilecek fayda artarken, yaşanacak olası maddi ve manevi zararlar da azaltılabiliyor.
“Daha çok bir enkazın altında kalmış eski bilgileri günışığına çıkarıyorum gibi geliyor.” Kalemine sağlık abi.
Aklıma bunu getiriyorsunuz
Kan kusacaksın, kızılcık şerbeti içtim diyeceksin bunun lamı cımı yok.
Bu konu altın değerinde bir konu. Çevremde sıkça görüyorum erkeklerin eşlerine dert yanmalarını genelde kadınların da kocalarına annesi gibi fırça attığını görüyorum hata yapmışsın diyerek. Bu mevzu disney masalları ile alakalı bir durum günümüzde bir çok erkek hatta 10 da 7 si ( bu rakamları çevremdeki insanlardan yola çıkarak verdim) erkekler yorulunca evlenir sözünü yanlış anlayıp yirmili yaşlarda hayat mücadelesine!!! girince (kastım ailesinin çatısından uzaklaşınca buna üni okumaya başka şehre gitmekte dahil) bile hemen hayatı paylaşmak için birini arıyor. Birinden kastım evini toplamaya, bulaşık ve çamaşır yıkamaya, yemek yapmaya, temizlik yapmaya, sorunlarını anlatabileceği ücretsiz psikolog ve ücretsiz sekse ulaştıracak biriden… Read more »
Herşey duygusal güce çıkıyor. Tek reçete Duygusal güç.
Kesinlikle. Dünyaya bakış açısı, iç dünyamız vs. hayatımız üzerindeki etkisi düşündüğümüzden çok fazla. “Kendini nasıl görüyorsan öylesin”
Durumu özetliyor. Duygusal açıdan çok güçlü olunca kh davranışları doğal bir şekilde ortaya çıkıyor.
Süreci hızlandıran kırmızı hap, iyiki varsın.
Abi bence herkes belli bir yaştan sonra dediğin olgunluğa ulaşamayabiliyor. Yaşı büyük olup karı gibi laf sokup, dedikodu yapıp, kadınların götünün dibinden ayrılmayan sözde “erkek”ler oldukça fazla çevremde. (Doluyum bu konuda biraz :))Bence kendimizi sürekli çek edip, “adam” olmaya odaklamalıyız. Gerek spor gerek özgüven ve sakinlik. Duygusal olarak sağlam olmak gibi… Yaş her ne olursa olsun.
Yazıya ve Mr Deer yorumuna ilave etmek istediğim bir şey var. Bunun için hayatımdan küçük kesitler şeklinde üç örnek vereceğim. Biz erkekler kendimizin eksiklerimizi yanlışlarımızı keşfedip düzeltmek için çaba harcadığımız gibi, yanımızda yürüyecek/yürüyen kadının da düzeltilebilir eğitilebilir olduğunu da düşünmeliyiz. Bunu direk açık şekilde değil de dolaylı olarak yapabiliriz. Emeğe kaybettiğimiz zamana değermi herkes kendisi karar verir. İki kez evlendim. Evlenmeden önce de kadınlarla kızlarla ilişkilerim oldu. Arada tek vuruşlukları saymıyorum. Örnek 1. Evlenmeden önce 19 yaşımda 1 kız tavlamıştım. Islık çalmayı bilirsiniz o zamanlar ıslıkla genç erkekler arasında haberleşmek moda gibi birşeydi. Herkes arkadaşının ıslığını tanırdı. Yolda giderken bir… Read more »
Abi kusura bakma da isimle hitap etmeme meselesini anlayamadım, bu ne anlama geliyor senin lügatında?
Sen babana babanın isminlemi hitap ediyorsun.?
Cumhurbaşkanın ile görüşsen vay Tayyip mi diyeceksin.
Yani benimle hatun arasındaki hiyerarşiyi bilincine istemli veya istemsiz yerleştiriyorsun. Her ne kadar arada sevgi de olsa cıvıklaştırmadan saygıyı otomatik ortaya koyduruyorsun.
Aslında bu açıklanacak bir konu da değildir. bir iki üç olduğunda ikinin biri bu saygıyı almalı.
Saygı talep edilecek bir şey değildir.
bu benim açımdan da ufuk açıcı oldu, saygılarımı sunarım, uygulayacağım.
Üzerine gitme yaparsa yapar yapmazsa kendinin bileceği iş.
Yapmazsa sana saygısı yok demek veya düşük demek değildir. Yaparsa sana saygısı nı ortaya koymuş olur. Senin de ona şefkatin artar. O kadar.
Yok abi üzerine gitmem zaten, öyle lakayit biri de değildir benim hatun ama, mantığını beğendim.
Gerçekten şunları “acımasız bilgi” diye tanımlayan bebeler beni güldürüyor. Sanki yarın dünyaya astreoid çarpacak olduğunu öğrenmişler.
Genç arkadaşlar beni dövecek ama ben yine de söyleyeceğim: Yeni nesil genelde çok konforlu bir yaşama alışıyor. O yüzden 30 yıl önce hiçbir erkeğin ve kadının takmayacağı şeyler bugünküler için bunalım sebebi olabiliyor.
Annem anlatmıştı. Evde anneannem kavga çıkardığında dedem hiç cevap vermeden sessizce evden çıkıp iki üç saat sonra eve gelip “ne yemek var” vs gibisinden takmayan konularla muhabbete devam edermiş. Yapacağım bir hareketten tereddüt ettiğimde “acaba eskilerin meyhanelerde salya sümük ağlayan ama karılarına karşı çakı gibi duran erkekleri ne yapardı?” diye düşünüyorum. Yaptığım hareket onlarda sırıtmazsa doğru bir hareket olabilir diyorum. O adamlardan birisi “aşkım,aşkitom,uy ağzını yedüğüm” demez mesela. Bunun gibi ufak olgularda da , büyük olaylarda da “acaba bu adamlar ne yapardı?” diye düşünülebilir.
Kırmızı hapın bir çok yönden açıklaması ve bakış açısını sitede bulabiliyoruz, ama eksik olduğunu düşündüğüm tek bir nokta var. O da uzun ilişkilere dair olan yazılar.
Site ilişkiler ve kadınlar kısmında genelde oyun, saha raporu ve kısa vadede başarılı olmayı öğütleyen yazılarla dolu. Kişisel gelişim ve erkekliğin kamçılanması konularını bunun dışında tutuyorum keza yeterince doküman ve bilgi mevcut.
Uzun ilişkilere dair bir kaç yazı daha olsa hiç fena olmaz. Uzun ilişkide erkeğin motivasyonu kısa vadelere göre daha fazla değişken içeriyor ve maddeler yerine göre esneyebiliyor.
Oran olarak yeterli değil ama sitede uzun süreli ilişki ve evlilik konusunda birkaç yazıdan çok daha fazlası var.
Nasıl yok? Tek bir yazı bile yeterli PERFORMANS YÜKÜ.
Performans yükünü birazcık salladığında ŞHİT TEST geliyor. Olay bundan ibaret.
geçen bir film vardı Arnold reyiz oynuyordu maalesef vasat bir filmdi neyse filmde uçuş kule kontrol memurunun hatası nedeniyle uçak kazası oluyor ve 100 lerce kişi ölüyordu normal olarak adam da ağır bunalım yaşıyor vs adam evli ve çocuklu ve tabiki bir süre sonra karısı çocuğu alıp adamı terk ediyor :DD
filmde inanın en sevdiğim yer bu oldu ne kadar gerçekçi dedim öyle romantize edilen karısı erkeği için saçını süpürge edip mücadele hikayesi olmadı adam bunalıma girdi ve sktiri yedi bu kadar basitti..
Aftermath. Gerçek bir olaya dayanıyor o film. 2002’de Bashkirian Airlines – DHL uçaklarının havada çarpışmasına. Film diye fazla dramatize etmişler. Gerçek hayatta Peter Nielsen bunalımlardan ve işini kaybetmesinden sonra hatun terk etmemiş, adam Vitaly Kaloyev tarafından bıçaklandıktan sonra karısının ve üç çocuğunun gözleri önünde ölmüştü.
Mahmut abi yardım et,
18 yaşındayım ve nihilist olmak istemiyorum. Nihilizm sorunu kırmızı hap yüzünden değil. Ne yapabilirim? https://youtu.be/k8UTMl3BK80 jordan petersonun şu konuşması var da translate bk gibi çeviriyo. Bana tavsiye verir misin?
Neden nihilizm tehlikesi altında olduğunu düşünüyorsun peki?
Bu tip durumların riskini azaltmak için tespih testi yapmanız lazım. Kendi mekanına yakın yürümemen lazım. Eğer karşılaşırsan kaçman lazım 🙂
Ayrıca ayrıntısını bilmiyorum ama bana orada olayı gördüğünü söyleyen biri kızların tekin olmadığını ve bunun da bilindiğini yazdı. Bu doğruysa bile bile başına bela almış. İkincisi ne yaptığını bilmiyoruz. “Merhaba kızlar ben saldıray siz bana tel vermek” diye mi girdi, kendisi ile ilgilenmeyen kıza tel mi sordu (kız muhabbet etmiyorsa tel sormayın diye diye dilimde tüy bitti en son sıkıldım bu işleri yazmayı bıraktım), ısrar mı etti (gündüz oyununda takip ve bir kere bile ısrar olmaz), vs. bilmiyoruz.