Birçok konuda olduğu gibi kadın- erkek ilişkilerinde de yapay bir gerçeklik yaratarak biz erkekleri kandıran bir mekanizma var. Kadınmerkezli sistem ya da feminizm, adı ne olursa olsun, kadını erkeğin gözünde vazgeçilmez ve biricik kılan bu yapı bana kalırsa tüm kötülüklerin anası. Filmlerde ve dizilerde ışıklandırmayla, makyajla yaratılan görsellik, instagram’da bir ton filtre, edebiyatta aşırı idealize edilen kadın karakterler… Bunların hepsi aslında kadınlar üzerinden milyonları cebe indiren sistemin biz erkeklere dayattığı çarpık algının ürünü.
Sinemada izlediğimiz o mutlu sonlu filmler, Okuduğumuz hikayelerde ve romanlarda kızın peşinden koşarak en sonunda kızı kendisine aşık eden genç, kadınların salya sümük üzerine atladığı ve sevişmek için sıraya girdiği o erkek tamamen hayal ürünü. Malesef gerçek hayatta işler böyle yürümüyor. Çok zengin olsanız da, çok iyi görünseniz de sizi reddeden milyonlarca kadın olacak. Hatta bazıları yüzünüze bile bakmayacak. Şaşırdınız mı? Bu, tavşan deliğinin sadece görünen kısmı.
Erkek beyni, karşı cinsin görselliği üzerine kendi hayal gücünü inşa eder. Elbisenin altındakini tam olarak görememesi onu heyecanlandırır ve tahrik eder. Bir erkeği kadına çeken en önemli şeylerden biri budur. Gerçekte olan değildir. Erkeğin kendi kafasında kurduğudur. Bu yüzden biz erkekler mini etek severiz. Taytla vücut hatları az çok belli olmuş kadınlar bizi etkiler. Çıplaklar kampına gitsek halk plajındaki kadar karı- kız kesmeyiz. Dolgulu sütyen, burun estetiği, makyaj, korseler, kalçayı diri gösteren tayt vs vs. Burada sayamayacağım daha bir çok şeyin dışında kadını maskeleyen ve biz erkeklere düzenli olarak mavi hap aldıran elementler vardır.
Ben bu zamana kadar hiçbir filmde ya da dizide tabak çeviren, sevgilisi varken 2-3 adamla flört eden, ilişkilerinde yalan söylemeyi hayatının bir parçası haline getirmiş kadın görmedim. Varsa yoksa pişman olup af dileyen, erkeğin ayaklarına kapanan kadınlar, sevgilisini annesi yerine koyan ve çok mutlu olan erkekler gördüm. yani bu filmler, betaları duygusal açıdan tatmin edecek şekilde dizayn ediliyordu. İnstagram’da tanışıp buluştuğum kadınlar nadiren fotoğraflardaki gibiydi. Hoşuma giden birkaç youtuber’ı makyajsız gördüğümde soğudum. Hatta daha da çarpıcı olanı, geçen gün arkadaşım komik bir anısını anlatırken ” sevgilisinin çocukları” tabirini kullandı. O ne demek, lan? Diye sorduğumda ” kadın boşanmış. önceki eşinden de 2 çocuğu varmış. Ne güzel işte, hazır paket olarak iki çocuk da hatunla beraberinde geliyor” dedi. Şöyle bir suratına baktım. Bir şey demek bile içimden gelmedi.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Yazıda verilmek istenen mesaj nedir?
Medya ve televizyonun yaptığı beyin yıkamasına farkındalık oluşturmak mı yoksa iki çocuklu dul kadınlarla ilişki kurmanın acizlik belirtisi olduğu mu?
Faydalı ve paylaşmaya değer bir yazı değil gibi geldi.
Yazıda kızlara arzu duymak filmlerde vb. Yerlerde işe yarar, gerçekte ise yaramaz denilmek isteniyor.Arzu duymayın!
Peki ne yapalim?
Fayda sağlamadıysan geç,genelleme yapma..şu söz bile yeter ‘Erkek beyni ,karşı cinsin görselliği üzerine kendi hayal gücünü inşa eder’.Ben faydalandim..paylasilan yaziya bok atmayin .zaten okudugumuz bikac yer var..tesekkurler mahmut abi
Yazıda verilmek istenen mesajı, tepeden tırnağa süzme bir kırmızı haplı ozanımız Aşık Veysel’in, bir türküsünün, Türk Kırmızı Hap camiasına girişte öğretilmesi gereken sözleriyle özetleyeyim;
Güzelliğin on para etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulamam
Gönlümdeki köşk olmasa…
Katılıyorum hocam, bazen konuya tam giriş yapmak istersin ama yapamazsın ya onun gibi olmuş, yine de eline sağlık svbg
Genelde uzun yazılara alışık olunca, devamı yok mu demedim değil. Ama ilk paragraf bile yeterli, anlayana. Hem de fazlası ile… Ve aynen katılıyorum, insta, facebook, ve medya sürekli hassas kötülük düşün(e)meyen ama hep aldatılan kırılan dökülen iyilerin iyisi kadın algısını erkeklere pompalıyor. Bir de her kadın güzeldir pompası var tabi… Bu sitede de çok kez yazılmış olduğu gibi, kadının güzelliğini ve söylemlerini görmezden gelin. Aynası iştir kişinin, eylemlere bakın. Şayet Türkiye şartlarında işiniz gücünüz yerinde ise, nasıl giyinilir nasıl hareket edilir yani sosyal görmüşlüğünüz var ise, zaten günümüzde yokluk çekmezsiniz. Kendinize odaklanın yeter.
svbg cok kizginsin halen bazi seyleri tam atlatamadigini dusunuyorum
Bu da filmlerden gelme bir tabir 2 cocugu var oh paket olarak anlasmislar filan son 2 senede cikan 2 filmde duymustum ailecek saskiniz bir de turk filmiydi ya
Filmleri izlemedim ama bu tabiri kullanmayı seviyorum.
Evet maalesef feminen kadin merkezli medya ve toplumsal kabuller yüzünden mavi hapli bombardumani hic bitmiyor bitmeyecek. Zira kadinlarda bunu bilinçli/ bilinçsiz kabulleniyor öyle olmasi gerektigini saniyor ve oyle tavır aliyor. Gercek bir erkek adam olarak kalabilmek, kendi eglencesine odaklanmis Don Juan kalabilmek büyük basari. Ciddi pratik ve kalibrasyon gerektiriyor. Ödül benim zihin yapisindan hic cikmamak ve olumsuz kadin davranislarini umursamamak en gecerli çıkış yolu gibi. Olay şu ki bazi kadinlar surekli ilgi bekliyor bu toplumsal kabulünde etkisiyle. Bu feminen pembe balon duzeni kadini kendi gercek doğasını inkar etmeye ve sucluluk duymayada itiyor. (Gerci 18-25 yas araligi kizlar kendi dogal akislarinda… Read more »
Yazıyı en iyi bu arkadaş anlamış.
Kadınları özel hissettiren sözler söylemek yanlış mı?(yalan da olsa)
Yanlış. Böyle bir şeye neden ihtiyaç duyuyorsun?
Yanlış değil. Yalan olmasına da gerek yok. Zira berabersen o kadın özeldir zaten. Fakat senin de özel biri olman lazım. Çoğu mavilinin anlamadığı özel sözlerin erkeği bir yere çıkarmadığı ve bir yere çıkmış erkeğin özel sözlerinin anlamı olduğu. Birçok erkek maalesef kendisinden pek hoşlanmayan kıza kendisini özel hissettirirse o kız kendisine daha çok sevecek sanıyor. Oysa önce erkeğin özel biri olması lazım.
Tespitman yiaavvv. Adamın billaa yaavv.
Yanlış değil, sonuçta onunda senden duymak istediği şeyler var. Kadın senin konuşmanla cilveleşmenle motive olacak ki ilişki yürüsün. “senden taşları var” gibi bir tavırla hatunu ilişkide tutamazdın. Kandır, aldat demiyorum ama ilgilendiğin kadına güzel şeyler söylemek veya özel hissettirmek ilişkinin doğasında vardır. Burada önemli olan abartmaman, kendin de kapılıp gitmemendir, sonra hap kırmızıdan maviye dönmesin, biricik sendromu başlamasın.
Bu yazının altında uygun film, kitap hatta şarkı önerileri gelse iyi olur. Bana Woody Allen ve Frank Darabontun bazı filmlerinde kadınları ve ilişkileri gerçeğe yakın olarak tasfir ediyolar gibi geliyo birde ünlü simaların biyogrofi filmlerinde(direkt hipergami) bilmem siz ne düşünürsünüz…
Bu siteyi bir kaç aydır takip ediyorum , yapacağım ilk ve son yorum olacak ;
Bir türlü ‘kadınları merkezinize koymayın ‘ diyen yazarların (sitedeki tüm yazarlar) , kadınlar hakkında binlerce makale yazıp çeviri yapmasını hala anlayabilmiş değilim.
Başkasın şunu yapma derken kendinisi aksi yönde davranan insanlardan çok bir şey kazanabileceğinizi sanmıyorum beyler.
Bunlarla uğraşmak yerine hobi falan edinin , eminim daha faydalı olur.
Kadınlar hakkında binlerce makale yazılması “kadınları hayatlarının merkezine koyduğu ” anlamına mı gelir yoksa bazı insanlara bazı gerçekleri hatırlatıp bir nebze de olsa hayatlarina çeki düzen vermesinde yardim etmeye caliştiklari anlamina mi gelir ?
Tamamen subjektif bir konu. Adamlar görmüş , geçirmiş, ve hayla GEÇİRMEYE devam ediyorlar ki “bazi yaptığımız hataları ve doğru bildiğimiz yanlışları siz yapmayın” diye .
Benim de sana ilk ve son sorum olacak: O halde işine yaramayan bir siteyi bu kadar süredir neden takip ediyorsun?
Erkeğin modern dünyada asıl sorunu kadın odaklı yaşaması ve en önemlisi bu odağı kariyer, başarı ve hobilerine ayıramaması veya o ağırlığı koymaması. E, böylece de konu kadınlar hakkında değinmeyi tabi ki ilgilendirir. Ayrıca bu siteyi takip edenler arasında kırmızı hapı kabul edip MGTOW gibi yaşamayı yada ben bunu kurallara göre oynayıp kızlarla tek gece ilişkisi yaşayıp PUA anlayışı içerisinde olacağım, yada ciddi ilişkiye girip davranılması gerektiği gibi davranacağım anlayışında bir çok erkek var. PUAcı bir adama kadınlar hakkında makale ve deneyim yazısı sunman lazım değil mi? Kadınları hayatın koyunca merkeze koymuyorsan bu sitede kadın konusuna girmeyip erkeğin çercevesini güçlendirmeye yönelik… Read more »
yazık kafana
Erkek ,ödipal sürecinin farklılığınıdan dolayı,kendisini annesi gibi karşılıksız, hep sevecek bir kadın beklerken,tabak çeviren,hipergaminin etkisi altında kıvranan,en küçük özgüvensiz hareketi görünce soğuyan kadını görünce, o dizilerin yalan dolan olduğunu anlaması uzun surmeyecektir!
Yalan söylemek ise her iki cinsin,gözünü kırpmadan ,yoğun olarak kullandığı, yetişkinler dünyasının vazgeçilmezi 🙂
Sadece kadına has değil!
“You “diye bir Netflix dizisi var(0 dizi pembe masallar anlatmıyor)yani bütün dizileri suclamayalım 🙂
Peki sizce neden bu sistematik bir biçimde yapılıyor? Hem bu hem de erkekleri kadinlastiran propagandalar?
Bu sitede birçok yazıda medyanın ve film endüstrisinin kasıtlı olarak kadınları ilahlaştırdığı, erkekleri mavi haplı yaptığı yazılmış. Elbette bu doğru olabilir fakat film endüstrisi ve medyadan çok daha önce de 1800-1700’lü yıllarda yazılmış klasiklerde bile kadınların ilahlaştırıldığı, “hayatımın kadını” kavramının yüceltildiğini görüyorum. Bence daha büyük çerçeveden bakarsak asıl sorun erkek zihni. Medya empoze etmese bile erkek zihni kadınları yüceltmeye, oneties yapmaya yatkın. Yani Suç ve Ceza’nın yazıldığı 1866’da Dostoyevski’nin kadının ilahlaştırıldığı bir medya bombardımanına maruz kaldığını söylemek gülünç olur. Fakat aynı romanda Sonya’nın ilahlaştırıldığı, Raskolnikov’un hayatının kadını olarak tasvir edildiğini görebiliyorsunuz. Peki erkek zihni buna neden yatkın? Maalesef psikoloji bilgim… Read more »
Bu sitede buna degindik. Asil problem romantizm akimi. 200 – 250 yillik bir olay.
Üstad, linkini verdiğin yazıyı okudum fakat orada abartılı romantizm akımının başlangıcı Jean-Jacques Rousseau kabul edilmiş. Doğum tarihi 1712. Fakat Romeo ve Juliet 1500’lü yıllarda yazılmış. Ferhat ve Şirin 1100’lü yıllarda geçiyor. 1000 yıl önce hatta M.Ö 7. yy’da bile Yunan Mitolojisi’nde romantizm işlenmiş. Romantizm akımı var olan bu hayalperestliğin bokunu çıkarmış olabilir, ama kadınları ilahlaştırmak çok daha eski tarihlerdeki edebiyat eserlerinde de mevcut. Bu tek bir bölgeden yayılan bir akım olsaydı bir edebiyat akımından bahsedebilirdik ama İran coğrafyası nere Roma İmparatorluğu nere. Ben bunun erkek zihninin yapısından kaynaklandığını düşünüyorum. Ama nedenini açıklayamıyorum. Sadece annenin verdiği o saf (tamamen karşılıksız) sevgiyi… Read more »
Fakat Romeo ve Juliet 1500’lü yıllarda yazılmış. Ferhat ve Şirin 1100’lü yıllarda geçiyor. 1000 yıl önce hatta M.Ö 7. yy’da bile Yunan Mitolojisi’nde romantizm işlenmiş. Romeo ve Juliet ya da Ferhat ile Şirin aşkı kutsamak için değil tensel aşkın nasıl mahvedici bir hastalık olduğunu anlatmak üzere yazılmış hikayeler. Bunların hepsinde bu hastalığa yakalanan acılar çekerek ölür. Bu hikayelerin romantik ve kutsal aşk hikayeleri olarak yeniden yorumlanmaları daha çok romantizm döneminin eseri. Buna da değindik: Aşk üzerine. ama kadınları ilahlaştırmak çok daha eski tarihlerdeki edebiyat eserlerinde de mevcut Yunan ve Roma ile ilgili biraz bilgim vardır o dönemlerin eserlerinde kadın ilahlaştırılmaz.… Read more »
Mahmut hocam eski filmlerde, kitaplarda ve dizilerde kadınların aldatması ya da başka bir adamla evlendikten sonra güçlü figür olan karakter geldiğinde kadının eşini anında terk etmesi çok olağanken ve erkekler genelde saf aşık rolünde olurken, günümüz eserlerinde tam tersi olarak kadınlar saf aşık rolünde iken erkekler aldatıyor rolünde gösteriliyor. Bu değişimler sadece feminizm akımından mı kaynaklı yoksa bu süreçte cinsel devrim sonrası toplumları etkileyen başka faktörler de mi var? Bana sanki sadece feminizm akımıyla bu kadar köklü bir değişim olamaz gibime geliyor.
Eski ve yani filmler / romanlar arasında öyle bir fark görmedim.
Hocam artık günümüzdeki filmlerde dizilerde özellikle amerikan/hollywood yapımı olanlarda kadın aldatması pek gösterilmiyor, işlenilmiyor artık. bizde gene aşkı-memnu, ezelde falan işleniyor. Cidden fark göremiyor musunuz feminizm sonrasındaki amerikan/batı filmleri dizileriyle eski 70 ler 80 ler 90 lar yapımları arasında? Bence günümüzdeki yapımlarda kadınlar daha melek gibi gösteriliyor.
Abi oneitisi red etmelimiyiz yoksa düzelir mi swvgili olunca
Olay ne?
Abi kız benle tanışmak istediğini söyledi arkadaşları aracılığıyla bende kıza oneitisim ama sınav senem sen bırak git ders çalış demiştin bende konuştukça sadece arkadaş iması yaptım olmaz ders çalışmam lazım gibisinden bide konuşurken çok heyecanlıydım zaten olmazdı o iş
sen bırak git ders çalış Kız evine pencereden çıkıp yatağına çıplak yatıp seni beklese bulaşma.